Bize bütün söylenen,
bir meleğin kanadıyla
Indiğimiz
havadan..

Bugün
yerden göğe kadar
haklı oluşumuz
yalnızca bundan..


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 179
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2016
₺77,00

Halid Ziya Uşaklıgil’in ölümünden sonra 1955’te yayımlanan İzmir Hikayeleri, yazarın ilk gençlik yıllarını anlattığı öykülerden oluşmaktadır. İzmirlilere ithaf ettiği bu kitapta yazar yalın bir dille İzmir’in kenar köşe semtlerini, gelenek ve göreneklerini zengin bir İzmir folkloru ve insan manzarası eşliğinde anlatmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 264
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺58,10

Türk edebiyatının usta kalemi Halid Ziya Uşaklıgil’in sessiz çığlıklar içinde kaleme aldığı Bir Acı Hikaye, oğlu Vedad’ın ölümünden sonra duyduğu teessür ve dinmez acının anıtsal bir ifadesidir.

Yazarın katlanılması imkansız denebilecek ıstıraplarını haykırmak ve böylelikle biraz olsun nefes alabilmek düşüncesinden hareketle kaleme aldığı eser, edebiyatımızda trajik hissin bu denli içten, doğal anlatıldığı tek anılar toplamıdır.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 368
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺75,60

Servet-i Fünûn dergisinde 1897-1898 yılları arasında tefrika edilen Aşk-ı Memnu, Türk romanının Batılılaşma seyri içerisinde tekniğiyle öne çıkan en kusursuz eserlerden biridir. Halid Ziya Uşaklıgil bireysel mutluluk meselesini Boğaziçi’nde alafranga bir hayat süren aileler ve bu ailelerin bireyleri arasındaki aşk ve kıskançlık duygularıyla anlatırken psikolojik gerçekliğin başarılı bir resmini çizmiştir.

Toplumsal yaşamın sınırları ve yargılarıyla belirlenmiş kadın kavramına bütün bunlardan uzak bir şekilde yalnızca bireyin ruhsal çatışmaları üzerinden eğilen Aşk-ı Memnu dili, anlatımı ve tekniğiyle edebiyatımızda bir ilktir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 432
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺86,10

Eserlerinde romantizmden kaynaklanan aşk ve duygusallık öğelerini realizmden gelen gözlemcilikle birleştirerek işleyen Halid Ziya Uşaklıgil aşırı duygusal ve içe dönük tipleri realist yöntemlerle kurgulayarak dengeli bir biçimde anlatır.

Yazarın Mai ve Siyah ile Aşk-ı Memnu romanlarından üstün gördüğü Kırık Hayatlar romanı ailenin kutsallığı, yalnızlığın acısı karşısında bireyin duruşu, kırıklık, ölüm ve hayatın bilinmezliği üzerinden hareket ederek toplumsal yaşamı da sorgulayan çok yönlü bir eserdir. 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 424
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺85,40

Dil işçisi ve üslup kurucu özellikleriyle Servet-i Fünun döneminin en önemli yazarlarından olan Halid Ziya Uşaklıgil’in “Türk romancılığının babası” olarak anılmasını sağlayan Mai ve Siyah 1897 yılında tefrika edilmiştir.

Batılı anlamda ilk Türk romanı olan Mai ve Siyah dönemin sanat yaşamını, eski-yeni kavgalarını kahramanı Ahmet Cemil’in hayallerle, aşırı duygusallıklarla bezenmiş karamsar bir ruh haliyle anlatır. İnsanın hayat karşısındaki çaresizliğini güçlü bir şekilde veren Mai ve Siyah, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın deyimiyle “bir hayal kırıklığının romanıdır”.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 336
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺70,00

En çok da unutmaktan korkardı. Korku üzerine yazarken de sık sık yineleyip durmuştu; “korkudan korkmak,” diye. Bundan kurtulmak insanın kendinden kurtulmasıdır, bunun da güç olduğunu anlatmıştı o yazdıklarında. Bambaşka korkular sarmıştı bedenini. Kendine bile anlatamadıkları…

Edebiyatımızın iz bırakan, biriktiren ve biriktirdikçe hayatın her alanına dokunarak kendi dilini kuran ve o dil içerisinde yeni bir dünya örgütleyen ender yazarlarındandır Aziz Nesin. Feridun Andaç’ın deyimiyle yaşamı “kurduğu tanıklığının diliyle yeniden yaratır”.

Aziz Nesin’in gülmece yazarlığından öykü, roman, fıkra, şiir, günce, deneme, mektup ve oyun yazarlığına uzanan sarmalda bir ömre sığdırdığı pek çok düş, yaşam ve tanıklık var. Gülen Düşünce, Muhalif Kimlik: Aziz Nesin her zaman kendi olabilen eylem insanı kişiliği, geliştirdiği edebi söylemi ile var olan benzersiz bir yazarın eksiksiz bir monografisi.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2016
₺118,30 KDV Dahil

Söylediklerim kadarını biliyorsun.

Bir de hissettirdiklerini bilsen...”

“Hayatımın en kötü döneminde içimden bir ses internette yazmamı söyledi. Belki yalnız olmadığımı görmek istiyordum, belki de başkalarına, ‘Bak Arda da benim yaşadıklarımı yaşıyor,’ dedirtmek için istiyordum yazmayı.”

İçindeki sese kulak verip yazmaya başlayan Arda Erel’in o günden sonra sosyal medyada takipçi sayısı bir milyona ulaştı. Çırılçıplak aktardığı hisleri samimiyetinin de etkisiyle binlerce yüreğe dokundu. Başına gelen her kötü şeyin daha iyisi için zemin oluşturduğunu düşünen Arda, Senin İçin bu kitabı yazdı.

Elinde tuttuğun bu kitabı nereye koyduğunu unutma, çünkü ne zaman kendini kötü hissetsen o sana omuz olacak.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2018
₺119,00

Refik Halid Karay Akşam, Yeni Gün, Tan ve Yeni İstanbul’da yayımlanan yazılarından bir araya getirilen İnsanlık Halleri Huy Arabeskleri’nde huylarımızın, insanlık hallerimizin arkeolojisini çıkartıyor. Asrımızın en büyük kusurunun ihtisası hiçe sayarak herkeste her şeyi bilmek ve başarmak iddiası olduğunu dillendiren yazarın hatırından çıkmayan her ayrıntı, her incelik bitip tükenmek bilmeyen yeni bir dünya ile tanışmamıza vesile oluyor.

Huylu huyundan vazgeçmez… Refik Halid Karay en çirkin huylarımızın hapsedildiği zindanın kapısını açan bir anahtar olarak bildiklerimiz ve bilmediklerimiz, huylarımız ve huysuzluklarımız, tekmili birden insanlık hallerimize ilişkin huyu suyu yerinde, lisanı münasiple kaleme alınmış “huylu”, “huysuz” yazılar ile karşımızda…  


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 496
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2015
₺238,00

 Refik Halid Karay’ın 1956-1957 yıllarında Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edilen seyahat yazılarını bir araya getiren Bir Denizden Bir Denize yazarın Batı ve Kuzey Avrupa’ya yaptığı yolculuklar sırasında tuttuğu notlardan hareketle kaleme alınmıştır. Karay, “Gezmeye doyamıyorum. Evimi ve ev hayatımı severim ama bu sevgi ara sıra ona, ‘Allahaısmarladık, yine buluşuruz,’ diyebildiğim için bezdirici olmuyor,” diyor. Edebiyatımızda örneğine nadiren rastlanan seyahat edebiyatı türünün seçkin bir örneği olan Bir Denizden Bir Denize yaptığı yolculukları, gezindiği şehirleri renk cümbüşü içerisinde anlatan yolculuk sevdalısı bir yazarın eğlendirici, neşeli ve hayranlıkla beslenmiş izlenimleriyle tadına doyum olmaz bir okuma şöleni sunuyor okuruna.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2015
₺112,00

“Henüz 17 yaşında bir lise öğrencisi olarak babama kendi işimi kendim bulurum derken, bu güveni nasıl ve nereden edindiğimi düşündüğümde, hikayemi en başından anlatmam gerektiğini gördüm…”

Bu kitapta okuyacaklarınız bir dönemin  ticaret hayatının nasıl evrildiğini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda siyaset ve spor dünyasının geçirdiği çalkantılı olaylara da içeriden bir ayna tutuyor.

Kısıtlı imkanlara sahip bir ailede dünyaya gelen Uğur Ekşioğlu, başarılı öğrenciliğinin yanı sıra ailesine destek olmak için küçük yaşlarda iş hayatına atılmıştır. Daha okul yıllarında babasının kendisini yerleştirdiği işten tatmin olmayınca,

“Kendi işimi kendim bulurum,” diyerek çeşitli işler denemiş ve her birinde çalışkanlığı sayesinde  başarılı olduktan sonra o günlerde bir profesyonelin varabileceği en yüksek noktaya kadar yükseldiği Koç Holding’de işe başlamış; başta Beko olmak üzere birçok şirketin başarı grafiğinde önemli bir rol üstlenmiş; Türkiye’de yaygın bayi geleneğini başlatarak, satış pazarlama alanında bir ekolün öncüsü olmuştur. Ekşioğlu’nun yaşamı, Türk ticaret hayatına kattıkları ile başarınınasla bir tesadüf olmadığının göstergesidir. Uğur Ekşioğlu’nun anıları, bugünden çok farklı şartlara sahip olan 1960’ların Türkiyesi’nden günümüze dek sadece çalıştığı kuruma değil, ülkesine de katma değer sağlamış duayen bir işadamı olarak, hem bugün kendisini iş hayatına hazırlayan gençler hem de yöneticiler için bir rehber niteliğinde. Ve kendi hayat hikayesini tam da bu sebeple; azimle çalışanların, dürüstlüğe ve adalete inananların mutlaka başarıya ulaşacaklarını; Türkiye’nin neresinde olurlarsa olsunlar, zorluklardan yılmaksızın, yalnızca kendilerine güvenerek çevrelerine ve ülkelerine faydalı insan olabileceklerini göstermek amacıyla kaleme almıştır.

“…Uğur Ekşioğlu çok akıllı, disiplinli, çalışkan, hesaba kitaba fevkalade aklı eren, bulunmaz bir satıcıydı. Yanında birçok adam yetişti. Bildiğini herkes ile paylaşır, arkadaşlarına daima kol kanat gerer, onlara önderlik, liderlik ederdi…”  

- Rahmi M. KOÇ


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 472
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2015
₺230,30

“Hep başkalarınca üzerime vazife görülmeyen işlerle uğraşırken buldum kendimi. ‘Sen mi kurtaracaksın?’ diye dalga geçenler de oluyor, ‘Sana mı kaldı?’ diyenler de. Ben de, ‘Evet bana kaldı,’ diyorum. En azından pek çok insan gibi ikiyüzlü değilim. Doğrularımın peşinden koşuyorum. İçim rahat.”

Doğrularının peşinden gitmekten asla vazgeçmeyen Avukat Feyza Altun Meriç, bir ilki gerçekleştirerek duruşmaya yedi aylık oğlu Ali Yiğit’le birlikte girdi. “Helal olsun,” diyen de oldu, “Madem çocuğunu bırakacak kimsen yok, evinde otur o zaman,” diyen de…

Feyza Altun Meriç Kadının Fenni kitabında genç bir kız olmanın, kadın olmanın, anne olmanın, çalışan kadın olmanın zorluklarını, güzelliklerini, tüm hallerini bütün çıplaklığıyla anlatıyor. Sırf “kadın” olduğu için susturulan, yok sayılan, söz alamayan kadınları da unutmuyor. “Hiçbir şeye alışmayın,” diyor. Kadınların yaşadığı çarpıcı hikayeleri okurken üzülecek, belki sinirleneceksiniz ama bir şeylerin de farkına varacaksınız. “Benim başıma gelmez,” dediğiniz olaylarla karşı karşıya kaldığınızda ise Meriç’in bu kez avukat kimliğiyle karşınıza çıkıp size yol gösterdiğini göreceksiniz.

Feyza Altun Meriç, “Kadının fendi değil, kadının fenni erkeği yendi,” diyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 264
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2017
₺107,10

Yaşar Kemal: Sözün Büyücüsü

… o garbi yeli, Akdeniz’in esintisini getirip Anavarza’nın enginine salıyordu. Zümrüdüanka mı desem, ben-i âdemin düldülü mü? Hiç yere inmeden, Ceyhan’dan damla içmeden, önce Hemite’ye, sonra da ver elini Akçadağ, Çokak, Çamurlu, Göksu... Savrungözü’ne varmak isterdim. O dağ esintilerine yüzümü verip buralardaki Yaşar Kemal’i görmek, dinlemek isterdim.

Feridun Andaç kaleme aldığı Yaşar Kemal: Sözün Büyücüsü ile insanını, insanlığı anlamış; insan ruhunun derinliklerine inip bunu tüm gerçekçiliğiyle yansıtabilmiş; zengin ve şaşırtıcı imgelem dünyaları yaratmış evrensel bir anlatı ustasının “anakarası”nda adım adım ilerlerken sadece Yaşar Kemal’i anlatmakla kalmıyor; onu, eserlerini, kurduğu yazın evrenini ve düş dünyasını anlamlandırıp yorumluyor.
 
Çokgenli bir bakışın, sözden söze geçişin kitabıdır Yaşar Kemal: Sözün Büyücüsü. Bir tür yazarla/yapıtla kurulan söyleşi... Sözün büyülü evrenine yolculuk...
 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 368
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2015
₺139,30

Kızılbaş sancakları, Şark’ın en büyük şehir ve kalelerine çekiliyor, henüz yirmi dört yaşlarında bulunan Şah İsmail’in adı memleket memleket bir destan
kahramanı gibi dolaşıyordu.

1511 senesi girdiği zaman tarih sahnesinde kudretli bir Safevi Devleti mevcuttu. Henüz yirmi beş yaşlarında bulunan Şah İsmail Azerbaycan, Irak-ı Acem, Irak-ı Arap ve İran’a saldırdı. Hududunu Ceyhun Nehri’ne kadar genişletmişti. Artık bütün nazarlarını Osmanlı ülkesine çevirebilirdi… Şah İsmail büyük divanın fevkalâde bir içtimaında hiç yoktan nasıl muazzam bir devlet meydana getirdiğinin hikayesini mağrurane bir eda ile anlattıktan sonra şöyle demişti: “Bu kadar büyük zaferler ve fetihler, bu kadar az bir zamanda hangi hükümdara müyesser olmuştur? Hazreti Ali aşkı için atıldığımız mücadele, bakın bizi nerelere yükseltti.”

Sufîlerin en az iki asırlık hikayesinin anlatıldığı bu tarihî romanda; Şah İsmail’in şeyhlikten şah yükselişi ve bu uğurda Kızılbaş Türkmenlerle birlikte verdiği mücadeleler, Safevi Devleti’nin kuruluşu, Şii mezhebini resmi mezhep olarak ilan edişi, Yunus Emre’ye aşık içli bir şair oluşu anlatılmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 384
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2015
₺129,50

 “Lisan bahsinde esas derdim tad ve ahenktir. Zira şu kanaatteyim ki Türkçemizin öbür Türkçelere ve birçok ecnebi lisanlara üstün vasfı asırlardan beri elimizde armonize edilmiş, lezzetli hale gelmiş olmasıdır.

Bizim Türkçemiz hem tatlı hem ahenklidir,” diyen Refik Halid Karay’ın Tan, Akşam, Aydede ve Yeni İstanbul’da yayımlanmış yazılarını bir araya getiren Türkçenin Tadı ve Ahengi, dilinin güzelliğiyle akıllarda yer etmiş; hem dil inkılabıyla, dilde sadeleşmeyle, dil siyasetiyle hem de kelimeler arasındaki ince nüansları hafızasına kaydeden dil işçisi bir yazarın özel dünyasına açılan bir kapı.

Her satırında leziz bir üslupla dile, gramere, toplumsal değişime, dil reformuna, deyimlere, Türkçeye eğilen yazar kelimelerin bilinmeyen tarihinde katmerli ve elbette eğlenceli bir yolculuk vaat ediyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 704
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2015
₺420,00

Her kalem erbabının öyle kolay kolay üstüne kafa yoramayacağı konularda bitmeyen bir iştahla, kılı kırk yaran bir merakla kalem oynatan ender yazarlarımızdandır Refik Halid Karay. Yazarın Tan, Akşam, Yeni İstanbul, Aydede, Aile, Mizah gibi gazete ve dergilerde yayımlanan yazılarından bir araya getirilen Ağaç ve Ahlak; mevsimler, çiçekler, hayvanlar ve ağaçlardan bahisle zevk ehli bir yazarın hayatın her anına dair sunduğu fotoğraflardan oluşuyor. Gömleği dışarıda bırakma modasından tutun, haşerelerin keçisi pireye, parfüme, ilkbahar cinayetlerine, İstanbul’un sesine, kokulara ve renklere kadar uzanan bir cümbüşün içerisinde Refik Halid’in lisanı ile baş başa kalacaksınız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 216
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2015
₺115,50

Hindistan’dan Japonya’ya, Kuzey Amerika’dan Avrupa’ya, Orta Asya’dan Latin Amerika’ya şiir dizeleriyle, oyun karakterleriyle, roman kahramanlarıyla, şaşırtıcı hikayelerle dünyayı okuyarak ıssız adanızın ufkunu genişletmeye ne dersiniz?

Tarık Dursun K., küçük yaşlardan bu yana sorageldiğimiz o klasik soruyu, “Issız bir adaya düşsen yanına ne alırdın?” sorusunu edebiyat dünyasına uyarlayarak soruyor: “Issız bir adaya düşecek olsanız yanınızda hangi kitapların bulunmasını isterdiniz?”

Öyle ya, ıssız bir adada tek başınaysanız, size bambaşka dünyaların, insanların, hayatların, dönemlerin kapılarını aralayacak en iyi yoldaş kitaplar değil midir?

Peki, ama hangi kitaplar? Tarık Dursun K. bu soruyu hem kendine hem de okura sorarak, bizi insanlık tarihinin en önemli edebi eserlerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Herman Melville’den Emile Zola’ya, Fyodor Dostoyevski’den Curzio Malaperte’ye, Knut Hamsun’dan Maksim Gorki’ye, Federico Garcia Lorca’dan Anton Çehov’a, Oscar Wilde’dan William Saroyan’a uzanan bu yolculukta Tarık Dursun K., yazarların yaşamöykülerinden kesitlerle yaşadıkları dönemin bir portresini çizmenin yanı sıra en önemli eserlerinden örnekler de sunuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 584
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2015
₺202,30

Robinson Crusoe gibi bir süre sonrasında ıssız bir adaya çıkmanız kaçınılmaz. Öyle de olacak. Düş gücünüzün aracılığında küreklere geçecek, bilinçsizce durmadan çekeceksiniz. Nereye doğru? Bilmiyorsunuz. Pusulanız, yazgınız... Nereyi gösterir, nereyi yön tutarsa artık. Hangi limanda konaklayacağınızı, nerede demir atacağınızı kestiremiyorsanız yolcuğunuzda size eşlik edecek kitaplar, yeni dünyalara, özlemini duyduğunuz yaşamlara açılacak bir kapı...

O kapıdan içeri girmemek için hiçbir bahaneniz yok. Issız bir adada “yanınızda hangi kitapların bulunmasını isterdiniz?” sorusunun karşılığını elinizdeki kitapta bulacaksınız. Edebiyatımızın usta kalemlerinden Tarık Dursun K. mitolojiden tiyatroya, romandan öyküye ve şiire uzanan geniş bir yelpazede insanlık tarihinin en güzel eserleriyle baş başa bırakıyor bizi. Homeros’tan Herodotos’a, Mevlana’dan Yunus Emre’ye, Miguel de Cervantes’ten William Shakespeare’e, Evliya Çelebi’den Stendhal’a, Honore de Balzac’tan Edgar Allen Poe’ya uzanan eşsiz bir yolculuk bu.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 416
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2015
₺148,40

Mehmed Akif ile Yüzleşmek Uydurulmuş Mehmed Akif'e Karşı Gerçek Mehmed Akif Mehmed Akif'i araştırdıkça onunla ilgili üstü örtülmüş, anlatılmamış veya çarpıtılmış pek çok başka gerçekle karşılaştım. Araştırmalarım sonunda gördüğüm -yıllarca belli çevrelerin tekelinde kalıp olabildiğince sömürülmüş o bildiğimiz Mehmed Akif'e pek benzemeyen ve bugüne kadar pek anlatılmamış öteki Mehmed Akif'ti…

Bu kitabı Mehmed Akif'i övmek veya yermek için değil, uydurulmuş Mehmed Akif'e karşı gerçek Mehmed Akif'i göstermek için yazdım. Ayrıca Akif üzerinden Doğu, Batı, İslam, Osmanlı, Türk Bağımsızlık ve Aydınlanma Savaşı ile Atatürk üzerine bir kere daha düşündürmeyi amaçladım…

"Allahım ne muazzam zaferdi o! (Büyük Taarruz). Ortalık herc-ü merç oldu. Beş altı saat içinde bir başka dünya doğdu… ve biz mest olduk!"  "Artık benim ne düşünecek, ne yazacak, hatta ne yaşayacak takatim kalmıştı… Bizim dilimiz tutulmuştu. Ordu bizzat yazıyordu. "

- M. Akif Ersoy

1936 tarihli son röportajından…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 296
En / Boy : 14 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2015
₺157,50

"Yazmaktan o kadar korktuğum, kötüleri anlatırken içimin titrediği, iyi hikayelerde heyecanlandığım, kelimelerimi beğenmediğim bir uzun metin yazmak yazar olmak için yeterli mi?" diyerek yazma eylemini sorgulayan Hayko Bağdat'ı kitap için ikna etmek kolay olmadı. Bağdat, bu ülkedeki salyangozların yunusların frekansında çıkardığı sesleri sadece kendi aralarında duyduklarını sanıyordu, oysa ki hiç de az değilmişler. İşte bu kalabalık sayesinde çıktı ortaya Gollik.

"Başlarım Ermenisinden de, Türkünden de, Kürdünden de. Başka bir şey anlatacağım sizlere. Ama bana sorarsanız bütün bunlar hikaye..." diyor Gollik'in yazarı. Daha evvel evinin kapılarını açması gibi, bu defa da tüm gollik hallerini anlatıyor bize. Rumluk, Ermenilik, Türklük ve hatta hacılık elden giderken gülmekten gözlerinizden yaşlar gelebilir. Ama Bağdat'ın amacı ağlatmak değil, o ve arkadaşları, "başka bir dünya mümkün değilse, başka bir ortam mümkündür" diye düşünüyorlar. Sizce de öyle ise buyrun Gollik'in dünyasına.

Unutmayın, İnek Şaban ile Gollik aynı mahallenin çocukları...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 14 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2015
₺70,00

Refik Halid Karay’ın sürgünden döndükten sonra 8 Mayıs 1948 tarihinde yeniden yayımlamaya başladığı Aydede dergisi 1 Ekim 1949 tarihli 125. sayıya kadar varlığını sürdürmüştür. 1922’de 90 sayı çıktıktan sonra derginin başyazarı ve kurucusu Refit Halid’in yurtdışına gönderilmesiyle Aydede’nin ilk dönemi de kapanmış oluyordu.

İlk yayınından daha uzun ömürlü olmasına rağmen Aydede’nin İkinci dönemi ilk dönemi kadar popüler olamamıştır. Adalet Cimcoz, Fikret Adil, Cemal Refik, Ercüment Ekrem Talu, Orhan Murat Arıburnu, Fazıl Ahmet Aykaç, Recep Bilginer ve Sermet Muhtar Alus

Aydede’nin ikinci döneminde yazılarıyla yer almış, Turhan Selçuk ise derginin kapak karikatürlerine can vermiştir. 1948-1949 yılları içerisinde yaşanan politik gelişmeler derginin siyasal hicvinin belirlenmesinde ön plana çıkmıştır. Aydede’nin ikinci dönemi ile birlikte eski muhalif mizah yazarı kimliğine yeniden kavuşan Refik Halid güçlü, incelikli ve sivri mizah anlayışı ile muhalif duruşunu yansıtmaya devam etmiştir. Türk mizahının doruk noktası Aydede, 3 ciltlik bir çalışmayla ilk defa okur karşısına çıkıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 504
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2015
₺361,20

Eserlerinde İstanbul yaşamını ve insanlarını ustalıkla canlandıran Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Midhat gibi halk için yazmış ve hayatı boyunca edebiyatın hep yararlı olması gerektiğini savunmuştur. Romanlarındaki mizah, gündelik hayatın ayrıntılarıyla incelikle bezenmiştir.

Halley kuyrukluyıldızının dünyaya çarpacağı söylentileri üzerinden yola çıkarak bir aşk hikâyesini anlattığı Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç romanında yazar toplumun gündelik hayatını, davranışlarını ve değer yargılarını eleştirmekten geri durmamıştır. Romanı yaşadığı toplumun bir aynası olarak gören Gürpınar’ın eserlerindeki sadelik, onun her dönemde okunan bir yazar olmasını sağlamıştır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2017
₺47,60

Romanlarını, halkı “yüksek bir felsefe”ye doğru çekmek için kaleme aldığını söyleyen Hüseyin Rahmi Gürpınar, Aydınlanma felsefesinden, Schopenhauer ve Nietzsche gibi filozoflardan da etkilenmiştir. Toplumun peşin yargılardan, geleneksel düşünce kalıplarından ve akla aykırı her türlü hurafeden kurtulması gerektiğine inanan Gürpınar’ın toplum içerisinde din kisvesine bürünmüş batıl inanış ve hurafeleri yerdiği Gulyabani romanı aynı zamanda edebiyatımızın fantastik öğeler barındıran ilk korku romanıdır. Gulyabani’de Musine Hanım adında kimsesiz bir kadının hizmetkârlık yaptığı çiftlikte gerçekleşen doğaüstü olaylar ve sahtekârlıklar etrafında yaşadığı maceralar anlatılır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2015
₺42,70

Biz Şaziye’yle öyle sessiz sedasız ayrılmadık. Komaya girmeden kısa bir süre önce, odasında yalnız
kalmıştık. Yanından ayrılmıyor, ona güç katmaya çalışıyordum. Başını çevirip bana bakmaya başladı. Aman yarabbi!

Bir çift gözden bunca duygu fışkırabilir mi? Hüzün, acı, çaresizlik, sevgi, sadakat ve minnetle bakan gözlerindeki yol, sonsuzluğa gidiyordu.

Bu bakışların karşısında çektiğim ıstırabı anlatmam mümkün değil. Sol avucumun içine aldığım parmaklarını öpüyor, sağ elimle de saçsız başını alnından geriye doğru okşuyordum. O an yavaşça, yüzünü bana doğru çevirdi ve sesinden duyabileceğim son sözleri bahşetti bana: “Başımı omzuna koyabilir miyim?”

Şemsi Tüfekçi’den yaşanmışlığın, aşkın ve sadakatin lirik anlatımı…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 256
En / Boy : 13 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2014
₺104,16

Gel de şu varlık perdesinden kurtul;
Tanrı şarabıyla sarhoş ol.
Çünkü iki kere doğmak şarttır: Biri anadan, öbürü bedenden doğmak.”

- Sultan Veled

Velednâme adıyla da anılan İbtidâ-Nâme Mevlânâ’nın oğlu Sultan Veled’in lk mesnevîsidir. Mevlânâ’nın hayatı ve düşünce dünyasına ilişkin en önemli kaynaklardan biri olan bu eser Mevlânâ âşıklarının ilk inançları bakımından en eski ve en doğru kaynaktır. İbtidâ-Nâme, Mevlânâ’nın babası Bahâeddîn Veled’in Belh’ten göçerek Konya’ya yerleşmesine, vefâtına, Seyyid Burhâneddîn’in Konya’ya gelişine, Mevlânâ’yı yetiştirmesine, Şems’in gelişine, Konya’dan gidişine, Mevlânâ tarafından Sultan Veled’in Şam’a gönderilmesine, Şam’dan Konya’ya dek onun maiyetinde yaya olarak gelişine, Şems’ten sonra Mevlânâ’nın iki kere Şam’a gidişine ve kendi hayatına dair en gerçek bilgileri içerir.

Abdülbâki Gölpınarlı’nın kusursuz çevirisi ve açıklamalarıyla yayımlanan İbtida-Name, Farsçanın yanı sıra Arapça, Türkçe ve Rumca beyitlerden oluşmaktadır


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 536
En / Boy : 16,5 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺310,10

Refik Halid Karay’ın Tan, Akşam, Çiçek, Yeni İstanbul, Divan, Zafer, Aydede, Olay ve Yeni Gün’de yayımlanan yazılarından bir araya getirilen Doğuştan Kadıncıl’da yine Refik Halid’in şaşırtan maharetine ve ilgi alanlarının ne kadar geniş olduğuna bir kez daha tanıklık edeceksiniz.

Dilin ve sözün erbabı bir yazardan kadına dair her şeyin dillendirildiği metinler bu kitapta fazlaca yer tutuyor. Şapkasından çorabına, etek boyundan ayakkabısına, makyajından saç boyasına, yelpazesinden kınasına, hatta iç çamaşırına kadar bir kadınla ilgili olabilecek her şey üzerinde adeta uzmanlaşmış bir yazardır Refik Halid.  Doğuştan Kadıncıl’da toplanan yazılarıyla Refik Halid, yeni yaşam biçimleri sonrasında ortaya çıkan toplumsal çözülmeye karşı takındığı tavrı ve kadın özgürleşmesinin önündeki sorunları ele alan bakışıyla çağının önünde bir yazar olduğunu bir kez daha kanıtlamış oluyor

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 384
En / Boy : 13,5 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2014
₺189,00

“Yazma eylemi, Melville’in dediği gibi ‘Kuzey yarıkürede yaşanan hayatın gerçek yüzünü anlamak için uzak denizlere açılmayı ve aynı anda, Borges’in değindiği gibi, ‘kralın adamlarından ve kasabasındaki hayattan sıkıldığı için yazan El Tobossolu ya da Mantiellinin gösterdiği bir saklı mutluluğu paylaşmanızı sağlıyor. Yazma eylemi, yaşanan hayattan sonra, geçip giderken arkada bırakılan bir iki söz. Gündelik varoluş biçimimizin içindeki sınırlı insan halimizi aşıp da bıraktığımız bir iki söz...

...Söz, insana eriştirilebilmiş söz, Ahab’ın yenilgisini yengiye çeviren yabanıl Kızılderilinin şahini geminin direğine kanadından, bakır çiviyle mıhlaması gibi...’’

Kaiser geziye çıkmadan önce herkesi yıkanmış paklanmış görsün diye Almanya’nın dört tarafına haber salındığında, Kaiser’in buyruklarına göre düzenlenmiş uydurma bir hayatı yaşamaktansa kendi oyunlarını sürdürmek isteyen çocuklar direnir, yıkanmak istemezlermiş. İnsanın dış gerçekliği algılayamamasının bireysel bir yetersizlik değil, toplumsal bir sorun olduğunu ortaya koyan Ünsal Oskay’ın tüm çalışmalarının odağında işte bu, insanın özgürleşim sorunu yer almıştır.

Günümüzde sıradan insanların hayatın öznesi olabilmesinin bir yolu da, belki de “yıkanmak istemeyen çocuklar” olmalarına bağlıdır...

Yıkanmak İstemeyen Çocuklar Olalım bu özgürleşim sorununu farklı kanallardan derinlemesine irdeleyen bir yapıt. Sorgulayan, anlayan ve çözümleyen eleştirel bir bakışın, yeni bir anlatımın yolunu açan denemeler.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 376
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺154,70

"...Fırtına, karşı konulmaz bir biçimde meleği arkasını döndüğü geleceğe doğru uçurmakta, önündeki döküntü ve moloz yığını ise yerden göğe kadar yükselmektedir. Bu fırtına, bizlerin ‘ilerleme’ dediği şeydir.”

Tek Kişilik Haçlı Seferleri’nde yer alan deneme ve incelemeler dışarıdan dayatılan sınırlamalara direndiği kadar, kendine de sınır koymamakta ısrarlı bir aklın yazıp çizebileceklerinin özgürleşim arayışına yönelik praxis’e en yakın eylem olduğuna inanarak yaşadığımız kültürel sorunları inceliyor. Amacı ise yaşayıp unutacak olduğumuz yaşam deneyimlerimizi eleştirel bir farkındalıkla unutmamak, doğru anlamlandırmak ve belleğe, tarih bilincine dönüşmesine katkıda bulunmak...

“Uzmanlaşmanın gitgide egemen olduğu, insanların uzmanlık alanlarının da gitgide daraldığı modern dünyada Ünsal Oskay ‘kültür’ün tek bir alanında sıkışıp kalmamak için ciddi bir mücadele vermiştir.”

- Murat Belge


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 528
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2014
₺203,00

Müslüman mahallesinde salyangoz satmayı değil, “salyangoz olmayı” anlatıyor bu kitap.

Salyangoz’un ardında bıraktığı iz, kitapta evlerinin yolunu kaybetmekten korkup yola ekmek parçaları bırakan Hansel’le Gratel’in masalındakine benziyor nedense. Ya da kilometrelerce uzaktan birbirinin sesini duyan yunusların, son kez 24 Nisan’da başına geleni bir kez daha yaşamamak, dahası hayatta kalmak için geliştirdikleri hassalarını hikâyeleştirerek anlatıyor. Salyangoz’un izinden giderken, kendinizi sahipsiz ölülerin dev maşatlığında bulursanız, bu da Salyangoz’un suçu olmayacaktır


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 14 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2014
₺81,20

 

 



Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 608
En / Boy : 14 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2014
₺287,00

Memleket Hikâyeleri’nin unutulmaz yazarı Refik Halid Karay’ın 1938-1965 yılları arasında Tan, Akşam, Yeni İstanbul, Zafer gibi dönemin en çok ses getiren gazete ve dergilerinde yayımlanan eserleri Memleket Yazıları dizisinde yeniden hayat buluyor. Karay’ın muharrir kimliğinin ayrılmaz bir parçasını oluşturan gazeteci ve fıkracı yanı böylelikle 18 kitaplık bir diziyle okurlarına ulaşıyor. Memleket Yazıları 1938-1965 ile Türkiye tarihinin en hareketli döneminde memleketin geçirdiği siyasi, kültürel, kentsel dönüşümler konusunda Refik Halid’in neler düşündüğü, Osmanlı geçmişini nasıl değerlendirdiği ve hatırladığı, tek parti iktidarı sırasında ve demokrasinin tesis edilmeye çalışıldığı yıllarda memleket gündemine nasıl baktığı daha iyi anlaşılacaktır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 456
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2015
₺336,00

Memleket Hikâyeleri’nin unutulmaz yazarı Refik Halid Karay’ın 1938-1965 yılları arasında Tan, Akşam, Yeni İstanbul, Zafer gibi dönemin en çok ses getiren gazete ve dergilerinde yayımlanan eserleri Memleket Yazıları dizisinde yeniden hayat buluyor. Karay’ın muharrir kimliğinin ayrılmaz bir parçasını oluşturan gazeteci ve fıkracı yanı böylelikle 18 kitaplık bir diziyle okurlarına ulaşıyor. Memleket Yazıları 1938-1965 ile Türkiye tarihinin en hareketli döneminde memleketin geçirdiği siyasi, kültürel, kentsel dönüşümler konusunda Refik Halid’in neler düşündüğü, Osmanlı geçmişini nasıl değerlendirdiği ve hatırladığı, tek parti iktidarı sırasında ve demokrasinin tesis edilmeye çalışıldığı yıllarda memleket gündemine nasıl baktığı daha iyi anlaşılacaktır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 552
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2014
₺262,50

içimizde sevgilisi olanlar ileride evlilik düşünüyor. Ev nasıl döşenmeli?.. Kaç çocuk yapmalı?.. Konuşulanlar bunlar…
Ben genellikle dinliyorum. Ara sıra lafa katılsam da kendimi kaptırmıyorum. İçimden gelmiyor. Sizlere biraz açılacağım. Benim için, “Fahriye ağırbaşlıdır,” deseler de inanmayın! Yalnızım…
Pek çoğunun arkadaşı var. Benim yok!.. Daha ben, kokusunu derin derin içime çekecek kadar, bir erkeğe yaklaşmadım. Filmlerde gördüğüm öpüşme sahnelerindeki gibi, biri bana sarılıp öpmedi. Kimse bana “Sevgilim!” demedi.

Kitaptaki hikâyeler, yaşam gerçeğini, ellerinden bir şey gelmeyen insanların mutluluk ve hüznünü anlatıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺116,20
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 213
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺94,50
Yüzme bilmeden, Daha deniz görmeden, Hiç güneşte yanmadan... Şimdi ölmek istemem bir kalbi sarmadan... -Çoban Yıldızı - Teoman- Yakalandığı ‘kistik fibroz’ hastalığı nedeniyle kısacık ömrünün büyük bir bölümünü oksijen tüplerine bağlı geçiren bir çocuk... Oğlunun iyileşmesi için mücadele ederken meme kanserine yakalanıp yenen, tek bir gün bile umudunu yitirmeyen bir anne... Soğuk hastane odalarında geçen günler, yürek ağızda bekleyişler, uykusuz geceler, nefes alabilmek için verilen mücadeleler, umut arayışları, dualar ve ölüm... Kudret Bozan’ın hayat hikâyesini ve oğlu Ege’nin amansız hastalığına karşı verdiği mücadeleyi okurken, aldığınız nefesin kıymetini bilecek, hasta yatağında dahi şakalar yapan bir çocuğun yaşama olan bağlılığına hayran olacaksınız. Bir Yudum Nefes İçin, oğlunu yitiren bir annenin kaleminden dökülenler.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 222
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺104,16
Tükendi

Dünyayı sınıflandırmaktan ve sınırlandırmaktan öte, sınıflandırılmış ve sınırlandırılmış bir dünyanın başkalaşıma uğrayan, dönüşen nesnelerine kulak kabartan deneme, artık şiirin unutuşun hafızasına terk edilmediği bir uzamda hatırlamayı ve hatırlanmayı mümkün kılan tek biçim olarak yazınsal zamanın kanat çırpışlarına kuracaktır kalp atışlarını.

“Her bakış bir sınırdır,” diyor Ahmet Bozkurt. Anısı olmayan bir zamanın ve hep bir kaçışa terk edilen bakışın, tüm nedenselliklerin tükendiği noktada söyleyecek sözünün olduğunu tekrar eden uç metinlerden mürekkep bir kitap Mum Lekesi. Yazının tüm olabilirlik sınırlarını ifşa eden, hakikatin saf mevcudiyetine yönelik iddiaya şiirsel bir aidiyet kazandıran, yazı’nın handiyse kadraja alınmamış öznesine odaklanan, imgelerle ve dille, dilin dolayımsız akışkanlığı içerisinde kurulan bir dünyanın büyü bozumunu mümkün kılan dil estetiğini sınırın sınırsızlığında hatırlatan yeni bir yazı ayracı aynı zamanda.

Yazının konakladığı tüm duraklarda süreğen bir imgeler evreni kuran denemenin yalnız ve kırılgan sesine her satırında tanıklık edeceğiniz Mum Lekesi eksik ve eksiltili bir yazı dünyasının kapılarını aralıyor.

Mum Lekesi, kendi kendisine perde olan tüm gölgeleri aradan kaldıran bir bakışla kuruyor denemenin dilini. Sessizliğin mırıltısı, sözün şiddeti ve elbette yazıya içrek bir felsefi duyuşun eleştirel harmanıyla…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2016
₺86,10
Tükendi

Aşkın, sevginin, lirizmin şiirdeki izini süren 100 Aşk Şiiri, şairlerin genel eğilimlerini resmeden şiirlerden oluşuyor.

Türk şiirinin güçlü sesi, İkinci Yeni’nin öncü ve kurucu şairi Cemal Süreya’nın edebiyatımızın özel kalemlerinden seçtiği aşk şiirleri, Divan şiirinin parıltılı ve geniş zamanı içinde dönen aşk anlayışından uzaklaşan Türk şiirinde, 1923 ve 1940 sonrasında yazılan şiirlere ruh veren bir perspektifle okuyucusunu baş başa bırakıyor.

“Aşkın büyük bir tutku olması ya da büyük bir tutku halinde şiire akması ilk Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’le başlamıştır,” diyen Cemal Süreya, kendisine yeni yollar arayarak, dal budak sararak genişleyen, kendi yatağında akan şiirimizin aşka nasıl baktığını elinizdeki bu özel antolojide gösteriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2017
₺14,39
Tükendi

"Güneşle Ay yeni tanışmış sanki..."

“Birlikte olduktan, birbirimize güvendikten sonra hepimiz on kaplan gücündeyiz. İtiraf ediyorum, ben aslında Kızılmaske’yim. Süper kahramanlığı bırakmış değilim. İsteseniz de emekli olamıyorsunuz. Yorucu ama heyecanlı bir iş. Sigortası yok ama ne yapalım. Buradayım diye size yardım edemem sanmayın. Mesela ‘Fantom Deniz’ diye seslenin, ben gelir bulurum sizi. Belki de bir şarkım koşar imdadınıza…”

Yaşamın değerini daha iyi anlamak, nefes aldığın her dakikaya şükretmek için dibi görmek gerek belki de…

Deniz Seki’den mektup var! Deniz’in topraksız Zincirlikuyu’su olan cezaevinde kaleme aldığı kitabında, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen umudunu kaybetmeyen bir Deniz Seki ile karşılaşacaksınız… Zümrüdü Anka kuşu misali küllerinden yeniden doğacağı günü bekliyor. Geçici bir ayrılık olan bu süreçte yaşadıklarını, kalbinden dökülenleri ve yeni şiirlerini Deniz’in Dibi’nde bizlerle paylaşırken onu düşünen herkese en içten dilekleriyle selam ediyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺64,40
Tükendi

Herkes önce melektir, bazıları sonra şeytan olur…

Kara bulutların sırlarla gölgelediği bir imparatorluk… Osmanlı tarihinin en debdebeli, serkeş, başıbozuk yıllarında güç ve iktidar savaşı. Masum bir genç kızdan tarihin kader çizgisinde hükümranlığıyla efsaneleşmiş bir saltanat naibesi Kösem Sultan'a evrilişinin lirik, destansı hikâyesi. Kösem'in saraya girişi, padişahın gözdesi olması, haseki sultanlığa yükselmesi, kendi oğullarını tahta geçirmek için verdiği mücadele, devletin bekası için işlenen cinayetler ve kendi evlatlarını yiyerek ayakta kalmaya çalışan bir dünya imparatorluğu…

Solmaz Kâmuran, her satırı inceliklerle örülü yedinci romanı Kösem'de hayallerine sığmayan masum bir genç kızın tarihin ve kaderin hükmüne yön veren bir valide-i muazzamaya dönüşümünün trajik hikâyesini anlatıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 352
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2015
₺180,60
Tükendi

"Yıldızlar insanlara ait, ama kimseninki birbirine benzemiyor. Bir tek sen kimsenin görmediği gibi göreceksin onları..."

- Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupery

"Bazı anlar... Hiç beklemediğin bir anda, tam da yeni bir yara açılmışken bedeninde, gökyüzündeki güneşe karışmış, maviliğe benzeyen bir çift göz gülümser sana. Elleriyle başını tutup öptürür kendini. Bir öpersin, yine tutar bir daha öptürür. Kulağına, 'Seni çok seviyorum,' diye fısıldarsın. Bir gülücükle der ki, 'Biliyorum.'

'Bazen çok kızgın olabiliyorum, ama kızgınlığım sana değil, seni anlayamayan bana. Biliyorsun değil mi?"

Herkes gibi hayallerine tutunan, hayallerini gerçekleştirmek için çabalayan bir kadın Özge Uzun. Sizin gibi, bizim gibi... Aşık olmak, başarılı olmak, anne olmak isteyen bir kadın... Kimi hayaller gerçek olur, kimileriyse başka bir şey... En kötüsü de o "bir şeyi" tanımlayamamaktır.

Bu kitap gözün gördüğü, yüreğin duyduğu, dilin söyleyemedikleriyle yazılmış çıplak bir kitap; mış gibi yapmayan, figüransız, çırılçıplak... Bir kadının kendi kalbiyle olan konuşmalarıyla derin, sahici, ama en çok da samimi. Biraz kulak kabartırsanız sesini bile duyabilirsiniz...

Bir çift mavi göz... Bir çift beyaz kanat... Pembe hayaller... Ve her şeye rağmen umut...

Sizin Hiç Maviniz Var mı?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2015
₺58,10
Tükendi

Tarihi roman türünün Türkiye’deki en önemli temsilcilerinden Demet Altınyeleklioğlu’ndan muhteşem bir Çanakkale romanı. Birinci Dünya Savaşı tüm şiddetiyle sürerken Anzak Birlikleri, İngilizlere destek olmak için Gelibolu’da karaya çıkar ve kendilerine ait olmayan bir savaşın içinde, kendilerine ait olmayan bir nefreti dışarı vururlar… Anzak Birliklerinde hemşire olarak görev yapan Helen’inse gözlerini zafer hırsı bürümüştür. Ancak savaşın kıyameti içinde, yaralı bir Türk subayını esir olarak hastane çadırına getirdiklerinde, Helen ne kalbine ne de aklına söz geçirebilecektir. Çevrelerini saran kan ve barut kokusuna rağmen Teğmen Suat ile Hemşire Helen, düşmanlığın içinde gizlenen en masum duygulardan birini, aşkı yaşayacaklardır. Nefretle de sulansa, toprağın daima sevgiye gebe olduğunu işte o zaman anlayacaktır ikisi de.

Suat ile Helen, gencecik askerlerin canlarını siper ettikleri acımasız bir savaşın ortasında, kendilerini ümitsiz bir aşkın pençesinde bulurlar. Çünkü cephede filizlenen aşkların ilk şehitleri, kaybedilen ümitlerdir. Sydney’den Gelibolu’ya uzanan trajik bir aşkın hikâyesi Gülüm…

Suat ile Helen’in hikâyesi… 1915’te bir çadır hastanesinde başlayıp okyanusları aşan, kalpleri sızlatan, dramatik bir sevdanın nefes nefese ve gözyaşlarıyla okuyacağınız hikâyesi…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 424
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2015
₺72,80
Tükendi

İş ve okul hayatınızın kritik anlarında “sunum yapmak” en büyük kâbusunuz mu? Ellerinizin terlemesinden, konuşurken takılmaktan, dinleyicilerin sorularıyla sizi sıkıştırmasından mı çekiniyorsunuz? Bildiklerinizi dinleyicilere aktaramamak, mesajlarınızı sunamamak sizi korkutuyor mu?

Korkmanıza hiç gerek yok, ihtiyacınız olan tek şey sunumun inceliklerini öğrenmek ve doğru teknikle hazırlanmak. Doğru teknik, korktuğunuz sunumların altın birer fırsat olduğunu gösterecek size. Kariyerinizde hızla yükseldiğinizi göreceksiniz. Sizi dinleyen kalabalıklar karşısında kendinizi ifade etmekten zevk alacaksınız.

Engin sunum tecrübesiyle Adnan Nur Baykal sunum gerçeğinin anatomisini eğlenceli ve akıcı bir dille okurlarına sunuyor, sunumun püf noktalarına işaret ediyor.

“Sunum tekniklerini öğrenince, kötü sunum yapma şüpheniz ortadan kalkacak. Kabul edilebilir, ilgiyle izlenebilir sunumlar yapacaksınız. Bu noktada bu kitabın misyonu sona erecek, sunum yaptıkça yeteneğiniz ortaya çıkacak.”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2015
₺32,20
Tükendi

Dili ve bakışı ansızın çağıran bir çıplaklıktır yazı. Yazmak, bir belleğin taşıyıcısı olmaktır. Yazmak, bir mekânın yerlisi olmak, meskûn bir bilincin taşıyıcısı olmak demektir. Yazamamak, yabancı olmanın, kendi sürgünlüğü içerisinde unutmaya direnmenin son sınır çizgisidir. Hakikatin doğumunu sarmalayan ince zarın çeperine bir adım daha atmaktır. Meskûn mahalden uzaklaşmak, mekândan sürgün olmak, belleğin toprağında unutuşa rağmen uzun bir yolculuğa çıkmak demektir. Ülkesinden sürülen lanetli bir Oedipus yazgısını kanlı gözyaşlarıyla üzerinde taşımak, kendinin de dışında bir tarihi kışkırtmaktır. O nedenle dili ve bakışı nsızın çağırmak gerekecektir..

Unutma Zamanı, “Bugün eleştiri üzerine düşünmek ne anlama gelir?” sorusunu tüm yakıcılığıyla soruyor.

Eleştirinin, her şeyden önce bir disiplin olarak kavramsal yapısına egemen olan estetik ve felsefi bağlamı ıska geçmeden yazı, zaman, bellek ve unutma edimleri üzerinden kuramsal çerçevesini oluşturan Ahmet Bozkurt; edebiyat, resim, tiyatro ve şiir dolayımında pek çok alana müdahale ediyor. Edebiyat kuramı, eleştiri ve estetik odağında ilerleyerek kendi tekil perspektifini kuran Unutma Zamanı; Auerbach, Derrida, Lukacs, Heidegger, Sartre, Foucault, Lévinas, Sollers, Badiou, Kristeva, Barthes, Ricœur ve Blanchot gibi pek çok ismin eserleri aracılıyla ördüğü “ben”ve “başkası” olma durumuna okurunu davet ediyor. Unutma Zamanı Sophokles’ten Racine’e, Edgar Allan Poe’dan Oscar Wilde’a, Tolstoy’dan Peter Weiss’a, Oğuz Atay’dan Bilge Karasu’ya, Turgut Uyar’dan Edip Cansever’e, Sabahattin Kudret Aksal’dan Ahmet Oktay’a, Yüksel Arslan’dan İsmet Doğan’a, Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Enis Batur’a sınırsız ve özgül bir coğrafyada yazının çağrısına kulak kabartan bir zihnin koridorlarına açılan bir kapı. Unutma Zamanı eleştiriye yapılmış kışkırtıcı, sakınımsız bir müdahale…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 336
En / Boy : 14 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2015
₺130,20
Tükendi

Meşrutiyet’in ilanına rastlayan 23 Temmuz’dan sonra gelen ilk günün, yani 24 Temmuz’un Gazeteciler Bayramı olarak kabulünde önemli bir role sahip olan Refik Halid Karay, “Bizde gerçekten demokrasi, matbuat hürriyetine ilişmeden iktidarda durabilecek bir hükûmete kavuştuğumuz gün tahakkuk etmiş olacak,” diyordu.

Tan, Akşam, Yeni İstanbul ve Aydede’de yayımlanan yazılardan bir araya getirilen Bu Gazeteciler’de damıtılmış bir Türkçe ile siyasetin, edebiyatın ve en çok da hayatın içinden geçen, hiç eskimeyen zamanlarda soluk alan bir muharririn tanıklıklarını okuyacaksınız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 272
En / Boy : 13,5 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2014
₺210,00
Tükendi

“Yeni dönemin insanı yoğun acılar içinde bir başınadır: ‘Denizlerde yitik oğullarını aramaktadır.’ Balina ise bir efsane olmuştur, alınyazısı olmuştur. Oysa düğüm bu efsanededir! Onun büyüsünden çıkmaktadır!”

Düşlerimizi bile günümüzün bilinç endüstrisinin biçimlendirdiği bir dönemde Ünsal Oskay’ın roman ve etik bağlamında yabancılaşma, gerçeklik, yazınsal kurgu türleri, aldanımcı fantazya,  fantazyanın özgürleşimci ve hiçleştirici kullanımları gibi pek çok çıkış noktasından hareketle romana dair dillendirdiği her şey Roman ve Etik’te...

“...Oskay’ın bu kitapla ve diğer eserleriyle ima ettiği yol, romancının ve okurun (eleştirel okurun) hem anlatılan âlemin içine bir diğer âlemin ipuçlarını yerleştirmesi ve bulması, hem de bazan hayal gücünü açıkça bu ikinci âlemi kurmak için çalıştırmasıdır...’’

- Orhan Pamuk


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 128
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2014
₺78,40
Tükendi

Tarihin vicdanlardan gizlediği gerçeklerle yüzleşmeye hazır olun.

Tarih her zaman adil davranmaz! Kimine kahraman kaftanı, kimine hain gömleği biçer. Gerçekse tarihin gizemleri içinde kaybolur...

Büyük Roma fethine hazırlanan Fatih'in beklenmedik ölümü Osmanlı Sarayı'nı karıştıracaktır. Bir yanda saltanatını ilan eden Beyazıt, diğer yanda Şehzade Cem, Osmanlı tahtı için amansız bir mücadeleye tutuşur. Çocukluğunda hiçbir iktidar hırsı olmayan genç Şehzade Cem'in ruhu neden bir anda saltanat hırsıyla kavrulur? Yoksa hayatına giren kadınların doymak bilmez ihtirasları mı onu felakete sürüklemiştir?

Güzel hizmetçi Ferimah'ın korkunç sırrı nedir? Hayatı boyunca ölümden kaçan Şehzade Cem, sonunda ölümü neden bir kurtuluş olarak kabullenir? Ölüm şerbetini ona kim içirir? Papa Borgia mı? Zehir kraliçesi diye anılan güzel Lucrezia mı? Yoksa başka bir ölüm meleği mi?

Kaynağını tarihten alan romanları Türk okuyucusuna sevdiren Demet Altınyeleklioğlu'nun bu yeni romanında; Şehzade Cem'in karlı Küre Dağları'ndan Osmanlı Sarayı'nın ihtişamına, piramitlerin gölgesinden Rodos Şövalyeleri'nin şatolarında tezgâhlanan ihanetlere, Papa Borgia ve güzel kızı Lucrezia'nın korkunç entrikalarından dillenmemiş sevdalara ve son nefese saklanan korkunç itiraflara uzanan fırtınalı yaşamını nefes nefese okuyacaksınız.

Eleştirmenlerin "Türkiye'nin Philippa Gregory'si" diye takdim ettiği Demet Altınyeleklioğlu, Bozkır Çiçeği Cem Sultan romanında bu başarısını bir kez daha gözler önüne seriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 528
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2014
₺58,10
Tükendi

26 Aralık'ta doğmuşum. Takvim, 25 Aralık için uzun gecelerin sonu der. Keşke öyle olsaydı…

"Ben şu hayli uzun ömrümde güneşe doyamadım. En parlağı, Atatürk’e kadar sürdü."
- Falih Rıfkı Atay

Çankaya’nın Kalemşoru’nda bir gazeteci, politikacı, muhalif, sırdaş ve çevreci bir Falih Rıfkı Atay çıkacak karşınıza…

Falih Rıfkı Atay; adı, sanı, yaşantısı, ilkeleri, öğretileri, Türk insanına katkısı ve yaşadığı her anıyla adından söz ettiren bir yazın adamı, Cemal ve Talat Paşa ile Atatürk’ün çok yakınında bulunan biriydi.

Çankaya'nın Kalemşoru’nda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geçirdiği evrelere tanıklık etmiş bir düşün adamının yaşantısının yanı sıra özellikle tek partili iktidar dönemlerinde neler yaşandığının farkına varacaksınız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 424
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2014
₺49,70
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 1480
En / Boy : 14 / 20,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺84,00
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 1480
En / Boy : 14 / 20,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺84,00
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 1259
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺85,68

Edebiyat Kitapları

Edebiyat Nedir?

Edebiyat, kişinin duygu ve düşüncelerini sözlü ya da yazılı anlatma biçimine denilmektedir. Bunun yanı sıra edebiyat sözcüğünün farklı tanımları da bulunmaktadır. Hepsi aynı anlamı ifade etse de edebiyatın belirli yöntemleri vardır. Edebiyat alanında eser veren bir sanatçı verdiği eseri gerçeğe uygun şekilde ele alarak karşısındaki kişide gerçeklik duygusu uyandırabilmelidir. Aynı şekilde edebiyatta her konu insan merkeze alınarak işlenmiştir. Bu yöntemler de edebiyata bilimsel bir anlam kazandırmaktadır. Günümüzün bilim dallarından biri olan edebiyat çeşitli alt dallara ayrılmıştır. Her biri kendi dönemine, bulunduğu yere ya da türüne göre isimlendirilen alt dallar, insanların geniş çerçeveli edebiyat dünyasını daha yakından ve ayrıntılı bir şekilde öğrenmesine olanak sağlamıştır. Halk edebiyatı, 19. Yüzyıl Türk edebiyatı, Rus edebiyatı gibi türler alt dallarındandır. 

Edebiyat kitapları arasında oldukça önemli bir yeri olan klasikler farklı dillere çevrilmiş ve bu sayede geniş kitlelerce okunması sağlanmıştır. Türk edebiyatı kitapları, Türk edebiyatının önemli yazarları tarafından yazılmış, yazıldığı dönemi en iyi şekilde ifade eden kitaplardır. Türk kültürünü, aile yapısını, gelenek ve göreneklerini, savaş zamanlarını anlatan pek çok çeşit kitap bulunmaktadır. Her biri ayrı öneme sahip bu kitaplar farklı dönemlerde yazılmıştır. Edebi roman kitapları olarak da bilinen bu eserler o dönemin Türkçesi ile yazılarak okuyucularına sunulmuştur. Günümüzde ise bu eserler, orijinaline sadık kalınarak sadeleştirilmiş ve günümüz Türkçesinde yeni basımları oluşturulmuştur. 

En İyi Rus Edebiyatı Kitapları

Rus edebiyatı kitapları dünya üzerinde oldukça ilgi gören edebiyat eserlerinin başında gelmektedir.  Rus edebiyatı açısından 19. Yüzyıl edebi anlamda üretken bir yüzyıl olmuştur. Herkesin bildiği ve çeşitli kitaplarını okuduğu bu yazarların, en iyi edebiyat kitapları arasında yer alan romanları bulunmaktadır. Özellikle roman türü ile adını dünyaya duyuran Rus edebiyatı kitapları, o dönemde oldukça geniş okur kitlelerine ulaşmıştır. Ayrıca Rus Edebiyatının, Klasik Dönem Rus Edebiyatı, Romantik Dönem Rus Edebiyatı, Gerçekçi Dönem Rus Edebiyatı olarak çeşitli alanları bulunmaktadır. Bu dönemlerde yazılmış başlıca edebi kitaplar ve yazarları şu şekildedir:

  • Aleksandr Puşkin: Yüzbaşının Kızı, Erzurum Yolculuğu 
  • Fyodor Dostoyevski: Suç ve Ceza, Budala, Karamazov Kardeşler, Yeraltından Notlar, Kumarbaz, İnsancıklar, Ezilenler, Beyaz Geceler, Ecinniler
  • Lev Tolstoy: İnsan Ne İle Yaşar, Anna Karenina, Diriliş, İvan İlyiç’in Ölümü, Çocukluk, Gençlik, Üç Ölüm, Kafkas Tutsağı, Efendi İle Uşağı
  • Nikolay Gogol: Ölü Canlar, Akşam Toplantıları, Bir Delinin Anı Defteri Palto-Burun, Müfettiş, Evlenme Kumarbazlar
  • Maksim Gorki: Ana, Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken,  Benim Üniversitelerim, İnsanlar Arasında
  • İvan Turgenyev: Babalar ve Oğulları, Avcının Notları, Klara Miliç
  • Anton Çehov: Üç Kız Kardeş, Martı, Vanya Dayı, Vişne Bahçesi, Altıncı Koğuş, Üç Yıl, Hikâyeler

Türk Edebiyatı Kitap Önerileri

Türk edebiyatı kitapları, farklı türde yazılmış çeşitli eserlerden oluşmaktadır. Her birinin ayrı değeri olan bu kitapların Türk tarihi ve edebiyatı açısından oldukça önemli bir yeri vardır. Kitap okuma alışkanlığının, kişisel gelişime katkı sağladığı ve genel kültür bilgisini arttırdığı uzmanlarca belirtilmiştir. Her türlü okurseverin zevkine hitap eden edebiyat okuma kitapları oldukça çeşitlidir. Bu çeşitlerin başında roman, hikâye, masal, şiir türlerinde yazılmış edebiyat kitapları gelmektedir. Bu kapsamda birçok okuyucu tarafından beğenilmiş ve Türk edebiyatının gelişmesine katkı sağlamış başyapıt niteliğindeki eserler okuyuculara sunulmuştur. 

Türk edebiyatı kitap önerileri isteyenler öncelikle Türk Edebiyatı klasiklerini okumalıdır. Reşat Nuri Güntekin'in yazdığı Çalıkuşu, Acımak, Yaprak Dökümü kitapları, Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşkı Memnu, Mai ve Siyah, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Kuyruklu Yıldız Altında İzdivaç, Felatun Bey İle Rakım Efendi, Efsuncu Baba, Ömer Seyfettin’in yazmış olduğu öyküler, Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan kitapları edebiyat kitap önerileri arasında yer alır.  Ayrıca Kurtuluş Savaşı dönemini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kurulduğu yılları anlatan Türk edebiyatının önemli eserlerini yazan Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban, Ankara, Kiralık Konak kitapları okunması gereken edebiyat okuma kitapları arasında yer almaktadır. Aynı şekilde Halide Edip Adıvar, Türk Edebiyatına katkı sağlayan Sinekli Bakkal, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Türk’ün Ateşle İmtihanı gibi başarılı eserler ortaya koymuştur.

Ödüllü Edebiyat Kitapları

En iyi edebiyat kitapları arasında gösterilen Türk ve Dünya Edebiyatına katkı sağlayan yüzlerce ödüllü okuma kitabı vardır. Bu ödüller arasında herkes tarafından bilinen ve prestiji olan Nobel Edebiyat Ödülüdür. Nobel Edebiyat Ödülü alan kitaplar arasında Yüzyıllık Yalnızlık, Kırmızı Zambak, Bulantı gibi kitaplar bulunmaktadır. Aynı zamanda Türk Edebiyatı içinde önemli bir yazar olan Orhan Pamuk, Kar kitabı ile 2012 Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülmüştür. Nobel Edebiyat Ödülü yazarın sadece tek bir kitabı üzerinden değil, o güne kadar yazmış olduğu tüm kitapların niteliği değerlendirilerek verilmektedir. Bu kapsamda dünya edebiyatı kitapları arasında nitelikli eser sayılabilecek pek çok okuma kitabı ödüllü yazarların kaleminden çıkmıştır.

Ünlü Edebiyatçı Yazarlar

Türk ve Dünya Edebiyatına katkı sağlayan başlıca yazarlar vardır. Bu yazarların eserleri geniş okur kitlelerine ulaşmış ve en çok satan kitaplar arasına girmiştir. Türk Edebiyatı için örnek oluşturan gerek Modern Türk Edebiyatı gerekse Divan Edebiyatı kitapları yazan yazarlar edebiyat alanının gelişmesinde oldukça etkilidir. Bu dönemlerde yazılmış ve en iyi edebiyat kitapları arasına girmiş eserlerde geniş okuyucu kitlelerine hitap etmektedir. Bu yazarlara örnek verilecek olursa Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Oğuz Atay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Reşat Nuri Güntekin, Sabahattin Ali, Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Rauf, Yusuf Atılgan, Adalet Ağaoğlu gibi önemli edebiyatçı ve yazarlar bulunmaktadır. 

Dünya edebiyatı kitapları arasında yer alan, değerli eserler ortaya koyan ünlü edebiyatçılar vardır. Bu yazarlardan Victor Hugo’nun Sefiller kitabı son derece önemli bir yere sahiptir. Aynı şekilde Balzac’ın Vadideki Zambak ve Goriot Baba, Charles Dickens İki Şehir Hikâyesi dünyaca ünlü yazarlar ve eserleridir. Bunların yanı sıra günümüzde de modern edebiyat alanına katkı sağlayan hem Türk hem de yabancı birçok yazar bulunmaktadır. 

Edebi Kitap Fiyatları

Edebiyat ile ilgili kitaplar çeşitli türlerde ve konularda okurlarına sunulmaktadır. Her okurun okumaktan zevk aldığı kitap türü farklılık göstermektedir. Bu kapsamda edebiyat alanı ise oldukça geniştir.Okuyucular kendi zevkine uygun olan kitabı kolaylıkla temin edilebilmektedir. Günümüzde kitap alışverişleri genellikle internet üzerinden yapılmaktadır. Hem kitap fiyatlarının uygun olması hem de çok daha fazla kitaba ulaşabilme imkânından dolayı sanal mağazalar daha fazla tercih edilmektedir. Edebiyat tarihi kitapları, edebi romanlar, divan edebiyatı eserleri gibi farklı alanlarda yazılmış birçok eser kolayca temin edilmektedir. Bu Kitapların fiyatları ise kitabın tasarımına, sayfa sayısına, kitabın ebatlarına, baskı sayısına ve yayınlandığı matbaaya göre çeşitli fiyat aralıklarında okurlarına sunulmaktadır. 

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı