Hisdüşüm Dergisi Sayı: 21 - Temmuz 2023


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 19 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00

221B Dergisi Ağustos 2023


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 19 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Derginin bu sayısında:

Hüseyin Hakan, Fatih Selvi ve Filiz Aydın öyküleriyle;

Zeynep Karatepe denemesiyle;

Sude Yavuz, Züleyha Selçuk, Hidayet Kara, Faruk Sarıkavak, Serdar Keskin, Batuhan Mehmet Dolu, Fatih Çatma, Hüsna Büşra Keres, Taha Ömer Bilik, Mizgin Teker ve Nazlı Övecek şiirleriyle;

Filiz Aydın, Zeynep Esra Dönbekçi, Emin Çığ ve Serdar Aydın incelemeleriyle;

Halime Betül Bayraktar “7 Soru 7 Cevap” serisinin ilk ikisi olan Sıddık Yurtsever ve Emin Gürdamur röportajlarıyla yer alıyor. 

 


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 48
Ağırlık : 48
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00

Hisdüşüm Dergisi Sayı: 19 - Mayıs 2023


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 48
Ağırlık : 48
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00

221B, 39. SAYISINDA AKDENİZ POLİSİYESİNİN KURUCULARINDAN USTA YAZAR PETROS MARKARİS’İ AĞIRLIYOR.

Akdeniz Polisiyesi’nin kurucularından, usta yazar Petros Markaris’in pek sevdiğimiz Komiser Haritos serisi, Alfa Yayınları tarafından kronolojik olarak yayımlanmaya başladı. Çok daha fazla okurun gündemine girmesini istediğimiz bir seri, Komiser Haritos serisi. Bu nedenle kapak dosyamızı Petros Markaris’e ayırdık. Atina’da Markaris’le buluştuk; Haritos serisini, dünya polisiyesinin bugününü ve çok daha fazlasını konuştuk. 
Üstadımız Erol Üyepazarcı da Markaris ve eserlerini incelediği önemli bir yazı kaleme aldı. 
Doç. Dr. Bülent Ayyıldız, Akdeniz Polisiyesi’nin ne anlama geldiğini, geçmişini ve bugününü inceledi. Dosya konumuzu keyifle okuyacağınızı umuyoruz. 
***
75. yayın hayatını kutlayan, klasikleşmiş bir karakter: Tex. 2023 itibarıyla Türkiye’de Mylos Kitap tarafından yayımlanan Tex serisinin editörlüğünü de üstlenen Batuhan Cantürk, zamana direnen bu sert kovboyun öyküsünü yazdı. 
Milenyum üçlemesi ile dünyaca tanınan Stieg Larsson’un gazeteci kimliğiyle yıllarca araştırdığı Palme suikastı ve bu suikast ile ilgili siyasi tartışmalar. Yoldaş Özdemir, The Man Who Played with Fire belgeselini ve Palme suikastını tüm detaylarıyla kaleme aldı. 
Adli tıp uzmanımız Prof. Dr. Halis Dokgöz, adli belge incelemeleri konusunu tarihi bir dava üzerinden anlatıyor: Dreyfus Davası. 
“At, Edebiyat, Silah” köşesinin ikinci yazısında Ekin Açıkgöz’ün gündeminde mavzer var. 
“Dedektifler Ne Dinler?” köşesinde Onur Bayrakçeken bu kez bir dizi karakterini, Homeland’deki CIA ajanı Carrie Mathison’ı inceledi. 
Zavallı ve Liste romanlarına İblis’i Öldür ile yeni bir halka ekleyen Timur Soykan’la buluştuk, polisiye üçlemesini ve Türkiye’nin bugününü konuştuk. 
Orçun Onat Demiröz, suç dramalarını seven yönetmen Fatih Akın’ın son filmi Ren Altını’nı ve Akın sinemasının özelliklerini yazdı. 
Ercan Akbay, “Gerçek Suçlar” köşesinde Klinefelter Sendromu’nu incelerken yeni bir polisiye öyküyle de aramızda: “Lodos Çarpması” 
Armağan Tunaboylu ve ÖzErenköy Kitap Kulübü’nün gündeminde Çin Polisiyesi serisiyle Peter May var. 
Alper Kaya, “Yurttan Sesler Korosu”nda Ümit Kıvanç’ın Bekle Dedim Gölgeye adlı romanını; Anıl Ceren Altunkanat ise “Çocuktan Al Haberi” köşesinde Kate İşbaşında ve Ben Kısaca Şerlok serilerini inceledi. 
Polisiye roman yazarı, oyuncu ve çevirmen Ayşe Erbulak, Norveç’te katıldığı çevirmenler seminerindeki deneyimlerini 221B okurları için kaleme aldı. 
Yağmur Çöl, ABD’nin çok konuşulan cinayet ve yolsuzluk davalarından birini, Murdaugh dosyasını ve dava sürecinde yaşananları aktardı. 
BluTV’nin yeni dizisi Magarsus, 221B’nin gündeminde. Etkileyici bir suç draması olan dizinin ilk iki bölümünü inceledik.
221B editörlerinin önerdiği polisiye romanlar ve belgeseller de sayfalarımızda sizi bekliyor. 

Türkiye’nin ilk ve tek polisiye kültür dergisi, yeni sayısıyla tüm Türkiye’de raflarda! 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 19 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Sözlüğe baktığımızda “Olması beklenilen veya olacağı düşünülen şey; umut.” olarak tanımlanıyor umut kavramı. Peki “umut” LGBTİ+’lar ve aktivistler için ne ifade ediyor?

Umudun ve cesaretin arandığı bir coğrafyada olduğumuz aşikâr. Başka türlü bir dünyayı tasavvur etmek ve belki de bunun olanaklarının izini takip etmek, tüm zor zamanlara rağmen devam edebilme gücünü sağlayan bir gerçek bazılarımız için. Peki, umudun ‘politikleştirilmesi’ mümkün müdür?

Kaos GL Dergisi’nin 191. Sayısında “umut” kavramının yaşamlarımızdaki yansımalarını tartışmaya açıyoruz. 


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 56
Ağırlık : 56
En / Boy : 21 / 29,7
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,00

İnsanlık tarihi, devrimler, atılımlar, yer yer de krizler tarihidir. Her teknolojik buluş yahut toplumsal değişim içeren hamle, yeni bir insan tipi yaratmıştır. Bu kimi zaman insanlığın hizmetine olmuşken çoğu kere aleyhine, başka bir deyişle iktidarların çıkarları doğrultusunda şekil almıştır.
Tarım Devrimi insanın beslenme alışkanlığını değiştirdiği gibi, onu özel mülkiyetin keşfine, sınırlarını korumasına hatta ve hatta kent devletlerin kurulmasına kadar itmiştir örneğin. Bu insanlık tarihi için önemli bir atılımdır ve beraberinde kendi yeni insanını yaratmıştır. Bu yeni insan toprağın değerini keşfetmiş, artı ürün yetiştirmiş ve kendi içerisinde kast sistemi kurarak bunu marifet saymıştır.
İnsan her teknolojik hamlesinde, doğaya hükmettiğini düşünürken kendisini de esaret altına almayı bilmiştir. İnternet, akıllı telefonlar, kredi kartları hayatı kolaylaştırmaktadır. Bir yandan da insanı özel hayatı olmayan, izlenen, kamuya açık bir varlığa dönüştürmektedir. Makineleşme insanı fiziken yormamaktadır ama onu işsiz, geleceği belirsiz, nüfus fazlası bir ‘yeni insana’ dönüştürmektedir.
Son dönem yapay zekâ çalışmalarını ele alacak olursak, artık sadece mavi yakalılar değil, onu üreten beyaz yakalı mühendisler de ‘topun ağzında’. Yapay zekâ fiilen bir iş yapmanın ötesinde, bilginin üretimi konusunda da hayatımıza girmiş durumda. Ürettiği şeyler bilimle de sınırlı değil… Haiku yazan yapay zekâ robotlardan, şiir yazanlara, belli kodlamalar sonrasında kendi ‘orijinal’ resmini çizenlere kadar envai çeşitten bahsedebiliriz. 
Yapay zekânın hayatımıza girmesiyle beraber çıkacak etik sorunlar nelerdir? İnsanlığı ve özelde üretici sınıfı nasıl etkileyecektir? Sanat kavramımızı ve sanatçıyı atıl duruma mı düşürecek yoksa bunlara katkı mı sağlayacaktır? Birçok kuramcı ve romancının işlediği üzere yeni bir insan tipi, uç bir örnekle yeni bir inanç dünyası mı yaratacaktır?
Bütün bu sorulara cevaplar aradığımız “Yapay Zekâ ve Yeni İnsanın İnşası”  dosya konulu 23. sayımızı değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz…


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 19 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺22,50

Birikim Aylık Sosyalist Kültür Dergisi Sayı: 412 Ağustos 2023


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 20 / 28
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,00

Yoksul Kuzey'in Güneyi: Kafkasya Öznelliği ve İkincil "Avustralizm" Kompleksi-Madina Tlostanova

Ürdün Çerkes Diasporası-Anastasia Ganich

Karadeniz'in Kafkasya Kıyısında Antik Buluntular-K.A. Vladimirov

Great Expectations: Studying My Own Community-Setenay Nil Doğan

Muridsm As A Stateforming Element of Imam Shamil's Imamate(1834-1859)-Tsvetelina Tsvetkova

Svanetian Internecine War of the XIX Centur: Imperial Order and Princely Vandetta-Amiran Urushadze

Features of N. Kuyok's Poetics-Madina Hakuasheva

Theoretical Basis of Creating A Textbook of the Ingush Language-Bagaudin Karazhev

Kitap Eleştirisi: Fabia L. Grassi, Yeni Bir Vatan, Çerkeslerin Osmanlı İmparatorluğu'na Zorunlu Göçü (1864) -Caner Yelbaşı


Basım Ayı/Yılı : 9/2017
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 171
Ağırlık : 171
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

Sovyet Sonrası 25 Yılda Türkiye'den Kuzey Kafkasya'ya Geri Dönüşün Dönüşümü: Köprüleri Yakmaktan Köprüler Kurmaya-Jade Cemre Erciyes

"Tarihin Kayıp Çocukları"na Dair Bir Derkenar: Muhammed Zahid Şamil-M.Aydın Turan

Tuna Vilayeti Göçmenleri ve Midhat Paşa-Bekir Koç

Hacı Murat. Biyografi Denemesi-Vasili Potto

Hıristiyanlık, Aydınlanma ve Kolonyalizm: Rusya Kuzey Kafkasya'da 1550-1800-Michael Khodarkovsky

The Caucasian Politics of Paul: A Pragmatic Contınuity-Tsvetelina Tsvetkova


Basım Ayı/Yılı : 3/2017
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 227
Ağırlık : 227
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

İçindekiler / Table of Contents:

Makaleler / Articles

Mustafa Adak – Mark Wilson-Das Vespasiansmonument von Döşeme und die Gründung der Doppelprovinz Lycia et Pamphylia

Sencer Şahin - Marmor Numidicum in Perge unter Domitian

Altay Coşkun - Intercultural anthroponomy in Hellenistic and Roman Galatia

Werner Eck-Iulius Tarius Titianus als Statthalter von Syria Palaestina in der Herrschaftszeit  Elagabals in Inschriften aus Caesarea Maritima und Hippos

Ferit Baz - Zwei neue Meilensteine Gordians III aus Kappadokien

Filiz Dönmez-Öztürk - Epitaph of the agrophylax Synekdemos

Konrad Stauner – Livia Stauner - Inscriptions of unknown soldiers of the Roman army

N. Eda Akyürek Şahin - Unter der Statthalterschaft des Rufius Varenus in Bithynien ehren die Trikkeanoi ihren Wohltäter Achaïkos

Hüseyin Sami Öztürk – Selen Kılıç-Aslan - Nikaia’dan Yeni Yazıtlar II

Murat Aydaş - The tomb inscription naming Capito and Sozousa

İlkay Aydaş - Five newly acquired gravestones in the Muğla Museum

Sencer Şahin - Nochmal über die Lykiarchie

Altay Çoşkun - Bibliographische Nachträge zu den Fasten der Provinz Galatien in augusteischer und tiberischer Zeit

Lukas Lemcke- Status identification on the road: requisitioning of travel resources by senators, equestrians, and centurions without diplomata. A note on the Sagalassus inscription (SEG XXVI, 1392)

Thomas Corsten – Marianne Ricl - A dedication to Heracles, Hosios and Dikaios and Chyrsea Parthenos from the Kibyratis

Kitap Eleştirileri / Review 

Konrad Stauner - Anna Missou, Literacy and Democracy in Fifth-Century Athens

Konrad Stauner - Roger S. Bagnall, Everyday Writing in the Graeco-Roman East

Julia Hoffmann-Salz - Hadrien Bru, Le pouvoir impérial dans les provinces syriennes


Basım Ayı/Yılı : 2012
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 162
Ağırlık : 162
En / Boy : 21 / 29,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺500,00

MAKALELER / ARTICLES :

Il cosiddetto "Ciprominoico 2" : Una decifrazione possibile?- Matilde Serangeli

Eumenes and Apollonioucharax - Peter Thonemann

Three new sarcophagi from Kios (Gemlik)-  Enver Sağır -Hüseyin Uzunoğlu-Koncagül Hançer

The funerary inscription of Gaius Tarquitius- Konrad Stauner

Parerga zum Stadiasmus Patarensis(5):STR 59 und Daseia von Bonda- Sencer Şahin

Parerga to the Stadiasmus Patarensis(6):Route 54(Patara-Phellos)and new inscriptions- Fatih Onur-Mehmet Alkan

Parerga to the Stadiasmus Patarensis(7):New inscriptions from the territory of Phellos- Hüseyin Uzunoğlu-Erkan Taşdelen

Parerga to the Stadiasmus Patarensis(8):On the named place in the journeys of sacrifice recorded in the Vita of Saint Nicholas of holy Sion - Mehmet Alkan

İulius Tarius Titianus,proconsul of Lycia et Pamphylia- Nuray Gökalp

A revised gravestone from Pisidian Apollonia- Asuman Coşkun Abuagla

Zu Inschriften aus Kleinasien II - Thomas Corsten

An interpretation of some unpublished in situ and recorded Rum Seljuk 13.th c. external and internal figural relief work on the Belkıs (Aspendos)Palace, Antalya- T.M.P Duggan


Basım Ayı/Yılı : 2011
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 186
Ağırlık : 186
En / Boy : 21 / 28,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺500,00

Sevgili Türk Edebiyatı Okurları, 

Söze kaybettiğimiz değerlerimizi anararak başlamak istiyorum. Ağustos ayında Hakk’a yürüyen merhum başkanımız Süleyman Servet Kabaklı’yı, destanlar şairi Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nu ve bu ay ebediyete irtihal eden tüm şair ve yazarlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. 
Bu ayki sayımızın büyük bölümünü XX. yüzyıl âşıklık geleneğinin zirve isimlerinden olan “Âşık Veysel”e ayırdık. Birbirinden değerli üstatların katkıda bulunduğu dosyamızın ilk yazısında İsa Kocakaplan; Âşık Veysel’in, vahdetivücut anlayışı etrafında dönen dörtlük örneklerini ele alıyor ve onun sade, rahat ve süsten uzak bir üslupla söylediği şathiye örneklerini inceliyor. Ömür Ceylan yazısında, babasının Âşık Veysel’le olan bir anısına yer vererek Âşık Veysel’in, babasının hayatına ne derece tesir ettiğini örnekleriyle anlatıyor. Mustafa Tatcı, makalesinde Tanrı’ya gönülden bakan Veysel’in tasavvufi yönü üzerinde duruyor. Metin Özarslan, yazısında Âşık Veysel’in Erzurum’la ilgili, pek bilinmeyen ve Faik Gözübüyük tarafından derlenen bir şiirini ele alıyor. Serdar Gürçay; makalesinde, Âşık Veysel’in şiirlerinde imge ve imajlar dünyasını inceliyor. Dosyanın son yazısında, Nuhan Nebi Çam ise mistik bir okulun öğrencisi olan Veysel’i ele alıyor. Ayrıca dosyamızda 1972-78 yılları arasında Ankara’da haftalık olarak yayımlanan Yedigün dergisinin 161. sayısında yer alan, N. Eröz’ün Âşık Veysel’le yaptığı bir röportaj da yer alıyor. Âşık Veysel’in hayatına dair bazı ilginç detayları içeren bu röportajı okurken eminim çok duygulanacaksınız. Bu vesileyle, ezelden aşka mahkûm Veysel’i, ebede uğurlanışının 50. yıl dönümünde bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum.
Bu sayıda, M. Fatih Köksal, Türk ilim ve tefekkür dünyasının önemli isimlerinden Mehmed Ali Aynî’nin şairlik yönünü ele alarak onun “İğbirar” isimli şiirini inceliyor. Kâmil Uğurlu, hatırasıyla bizleri çocukluğunun geçtiği Karaman sokaklarında keyifli bir gezintiye çıkarıyor. Mehmet Erdoğan, ilk bölümüne geçen sayımızda yer verdiğimiz yazısında Sezai Karakoç’un Hatıralar’ına dair tespitlerde bulunuyor. Sema Uğurcan, bu yıl vefatının 90. yıl dönümü olan Ahmet Haşim’in gözüyle Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nu anlatıyor ve Yakup Kadri’nin eserleri hakkında Haşim’in görüşlerine yer vererek iki dostun sanata dair müşterek değerlendirmelerini siz okuyucuların dikkatine sunuyor. Ayşe Çifter ise makalesinde Latin Amerika edebiyatındaki los turcos olgusuna değinerek Márquez’in Yüzyıllık Yalnızlık romanını bu açıdan inceliyor.
Yahya Akengin, Esat Kabaklı, Suavi Kemal Yazgıç ve Esmer Hüseyinhan ise şiirleriyle bizlerle. Bu sayımıza hikâyesiyle katkıda bulunan Buket Uçar, dört harfli bir ölünün yükünü omuzlayan kahramanın buruk tren yolculuğunu anlatıyor. Birinci bölümü bir önceki sayımızda yayımlanan, genç şairlerle yaptığımız soruşturmanın devamı bu sayımızda yer alıyor. Kitaplık ve ajandamız da bu ay dopdolu. 
Herkese iyi okumalar dileriz.
İmdat Avşar
Genel Yayın Yönetmeni


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 19,5 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺66,50

Insight Turkey Summer 2023


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 19 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺37,50

Uykusuz 4'lü Set


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 19 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺19,75

Gerçekleri yazmadığını alenen söyleyen tek yayın organı olan Öykü Gazetesi’nin Eylül sayısı yayımlandı.
Edisyon Kitap’ın yayınladığı “Öykü Gazetesi”nin 17. Sayısının kapağında Gültekin Emre “Başka Bir Hayatı Beklemek” adlı öyküsüyle yer alırken, edebi yatın genç isimleri Çağla Çinili ile Hazal Uzuner’in de birer öyküsü Eylül sayısında okuruyla buluşuyor.
Öykü Gazetesinin 17.Sayısında ayrıca Şebnem Balevi, Baran Arslan, Seval Şen, Kavin Zehra Sungurlu, Sinem Baş, Deniz Yarkın, Berrin Yelken biçer, Ayşe Parlak Akyüz, Müge Demirkır, Fatoş Baykal, İlkay Yıldız, Kerem Nadir Özcan, Nurdan Şallı, Miray Aydın, Şeyda Eroğlu öyküleriyle yer alıyor.


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 16
Ağırlık : 16
En / Boy : 28 / 43
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺15,00

Sessizce Şükrü Erbaş / Şiir

Sonsözleriyle İsyancılar Aydın Çubukçu

Denizler: Tarihin Birikmiş Başarısı Göksel Aymaz

Nurhaklar ‘68’in Zirvesi Ve Sonu Tevfik Taş

Şarkışla’ya Düşürmesin Allah Sevdiği Kulunu... Metehan Akbulut

68’imizin Kahramanları Daha İyi Bir Dünyada Yaşayalım Diye Ölüme Gittiler Söyleşi: Birkan Bulut

’68, Siyaset Ve Gençlik Mücadelesi Ender Şiar Argın

Her Yer Kırmızı! Kırmızı Yine Kırmızı! Dilek Karaaziz Şener

Ohannes Şaşkal / Çizim

Çizik Ceren Şepçi / Şiir

Ellerim Kırılsın Ki Uçardım İlyas Coşkun / Öykü

Kemal Aydoğan: Özerk Kamusal Tiyatroları Kapsayan Bir Akıl Ve Destek Modeli Gelmeli Söyleşi: Kübra Yeter

Altın Bilezik Erdal Sürmeli / Öykü

Yaşar Kemal’in üç Romanında Düş-Gerçek İlişkisi Ve Mitos Yaratımı Fırat Karadaş

Bir Anlatı Aracı Olarak Belirsizlik Matthıas Kyska

İnanılmaz Ama Gerçek Mert Dedecan

Fotoğraf Ercan Koç

7 Çarp Kasığına Saçlarımı Titresin Yedi Ceddin Okan Yılmaz / Şiir

Uyanmak Yılmaz Sarı / Öykü

Misak Medzarents / Şiirler (Ermenice Aslından Türkçeleştiren: Ohannes Şaşkal)

Canbala Emir Ali Yağan / Şiir


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 19 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺22,50
Merhaba Kardeşim - Hayal Bilgisi 9 Yaşında!

Hayal Bilgisi Dergisi Sayı : 32 İlkbahar 2019


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 32
Ağırlık : 32
En / Boy : 19 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺19,00

Şiraze emin adımlarla yoluna devam ediyor. Bu istikrarlı yürüyüşte bizlere eşlik eden okurlarımıza ve yazarlarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır.
Her sayımızda dün-bugün-yarın hattını gözetmeye çalışıyoruz. Bu sayımızda yazarlık okullarını, atölyelerini, kurslarını mercek altına almak istedik. Yazarlığı -ne kadar mümkünse tabii- öğrenmek için bu tür programlara katılan çok kişi var. Günümüzde her şey arz-talep ilişkisiyle izah ediliyor. Türkiye'de yazarlık programları da bir süredir böylesi bir arzın neticesinde artmaya başladı. Hatta öyle ki yüz yüze eğitimlerin yanı sıra uzaktan eğitimler bile mevcut.
Biz de bu alanda bilgi ve fikir sahibi değerli isimlere “Edebiyata ve yazar adaylarına katkısı bakımından; yazarlık okulu, atölyesi veya kursları hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sorarak dosya soruşturmamızı şekillendirdik. Farklı bakış açılarıyla oluşan dosyamız, yine istifadeye açık ve arşivlik oldu.
Bu tür programlara bir de şu açıdan bakalım, diye teklif ediyoruz: Resim kursu var ama ressamlık kursu yok, müzik kursu var ama müzisyenlik kursu yok. İsimlendirmenin ve tanımlamanın sanatı icra eden değil, sanatın kendisi üzerinden yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
On sekizinci sayımıza katkı sağlayan; A. Ali Ural, Ali Lidar, Ali Utku, Atabey Kılıç, Aynur Dilber, Erhan Genç, Fahri Tuna, Feyza Kartopu, Gökhan Yılmaz, Hakkı Özdemir, Hümeyra Yabar, İsmail Alper Kumsar, Kudret Ayşe Yılmaz, M. Sedat Sert, Mehmet Fatih Birgül, Mehmet Kahraman, Mehmet Nuri Yardım, Mukadder Gemici, Mustafa Özçelik, Necmettin Turinay, Nevzat Çalıkuşu, Osman Çeviksoy, Ömer Lekesiz, Özlem Güngör, Sadık Yalsızuçanlar, Sefer Göltekin, Tahsin Yıldırım, Taner Ay, Turan Karataş, Yakup Öztürk, Yunus Nadir Eraslan, Yusuf Turan Günaydın, Zeki Gürel, Zeynep Kahraman Füzün ve Zeynep Şenel’e ayrı ayrı teşekkürlerimizi arz ediyoruz.
Önümüzdeki sayıda görüşmek ümidiyle iyi okumalar dileriz.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 19 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00

Her alanda çok iyi araştırmacılar var, fakat bazı çalışma alanları farkında olmadan kendi tözcülüklerini de üretiyorlar. Mesela sınıf tözcülüğü diye bir şey var mı? Var. Toplumsal cinsiyet tözcülüğü diye bir şey var mı? Var, tabii ki var. Bu tarz toplumsal mekanizmaların tözcülüğüne düşülme olasılığı var mı? Var. Bu noktada kongre karşılaşmalar sayesinde buna karşı da bir güvence sunuyor. Bunlar sadece alansal tözcülükler olmayabiliyor çünkü kimi durumlarda politik kimliklere dönüşebiliyorlar, politik kimliklere dönüşümüyle birlikte orada politik mahallelere kendini eklemleyen araştırmacı grupları oluşabiliyor. Ve sadece araştırmacı olarak değil politik olarak farklı mahallelerden insanların kongreye ilavesini önemsiyorum. Kongreyi sahiplenmeleri ve sahiplenerek katkı sunmaları… Bizim için şu anda hem çekirdek ekipte hem de genişleyen ekipte biz bu çeşitliliği çok net görebiliyoruz. Politik olarak da farklı mahallelerden insanların gelip emek verdiği, bildiri sunduğu ve yükü bir şekilde omuzladığı, böylesi yarattığı bir şey de var. Ben bunu işin başından beri sosyal bilim ve onun yöntemi, alan savunmaya dönük refleksi olarak görüyorum. Çünkü politik figürler açısından alan hiçbir şey ifade etmez ama alan savunusu farklı farklı insanları bir araya getirebilir. Bunun temel bir motivasyon kaynağı olduğunu, sosyal bilimlerin özerkliğini savunmaya yönelik refleksin aslında hepimizi birleştiren bir şey olduğunu da söylemek pekala mümkün."


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 178
Ağırlık : 178
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00
Soğuk Savaşa Yeniden Can Vermek

Soğuk Savaş, 1989’daki bitişinin ardından birçok ülkede nostaljik bir mihenk taşına dönüştü. Demir Perdenin yıkılmasından sonra  şekillenen “küresel” dünya, Soğuk Savaş ideolojik sembollerinin içeriğini de büyük ölçüde boşalttı. Üzerinde CCCP yazan kızıl tişörtler giyerek Commandante Che Guevera şarkıları eşliğinde dans etmeyi mümkün kılan yeni bir dünyaydı bu. Ancak bu yüzeysel nostalji kılıfının altında, Soğuk Savaş’a dair daha incelikli bir hafıza yoklamasının canlandırdığı acı hatıralar vardı. Amerikan‐Sovyet gerilimi, bugün Asya, Afrika ve Güney Amerika’nın birçok ülkesinde bir iç savaş, darbe ya da işgal senaryosu ile hatırlanıyor. Çünkü süper güçler arasında doğrudan çatışma ortamı yaratmadığı için “soğuk” sıfatına mazhar olan bu savaş, dünyanın birçok yerinde aslında epey “sıcak” geçmişti. 


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 218
Ağırlık : 218
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

Gözlemci katılımcılar, araştırmacı ve çalışmaya katılan araştırma öznesi arasındaki me-safeyi azaltırken sahada aktif bir rol alırlar. Onların dünyalarına daha fazla entegre olurlar ve bu süreçte kendileri de bir tür zihinsel ve bedensel dönüşümden geçer. Göz-lemci katılım, mesela gazetecilikte olduğu gibi, gündelik yaşam akışının dışarıya son de-rece kapalı olduğu etnografik sahalarda araştırmacıya çok daha iyi bir sahaya giriş po-zisyonu sağlar; bazen de bir zorunluluk ortaya çıkar. Kumarhaneler üzerine çalışan Jeffrey Sallaz’ın bazı kumar oyunlarını ve hilelerini öğrenip kumarhanede çalışmasın-dan, boksörlerin Bourdieucu perspektiften habitusunu anlamak için boks öğrenen Loic Wacquant’a ve cezaevleri ve ırkçılık üzerine etnografik bir çalışma yürüten Michael Walker’ın kendisinin bir mahkum olmasına kadar çeşitli örneklerde gözlemci katılımın işlerliğini görmek mümkün. Bütün bu örneklerde amaç, yerli olmak ya da yerlinin öznel-liğini işgal etmek, benimsemek ya da taklit etmekten ziyade bu öznelliğin, ya da Bour-diecu anlamda habitusun, araştırmacıda tecessümünü hissetmek, onun farkında olmak ve üzerine araştırmacı kimliği ile düşünüp bu öznelliği analiz edebilmektir.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

"Bourdieu sosyolojisi gerçekte çağdaş bir sosyoloji imkanının tartışmasıdır. Bu tartışma da birkaç eksene oturuyor. Bourdieu sosyolojisinin ne anlama geldiği bugün bir anlamda bir simgesel sermaye gibi işleyerek sosyoloji disiplini içinde anması, söz etmesi, bir anlamda moda etkisi ya da işte sık sık başımıza geldiği gibi bir paradigmanın, bir hâkim anlayış haline gelmesi bakımından anlaşılabilir. Neredeyse Bourdieu demeden hiçbir şey yapılamaz oldu sosyoloji içerisinde."
(...)
"Bourdieu sonrası Bourdieu sosyolojisinde şöyle bir manzara görüyorum, genel olarak aslında bir gelişigüzel Bourdieu kullanımı ortaya çıkmış gibi duruyor. Bugünkü sosyoloji pratiğinin büyük oranda Bourdieu sosyolojisinden besleniyor dediğimizde bu bir taraftan kulağa hoş geliyor ama diğer taraftan da beraberinde birtakım tehditler getiriyor. Bunun başında Bourdieu’nün geliştirdiği kavramların en merkezilerinin örneğin sermaye kavramının aslında tamamen bağlamından kopuk bir şekilde kullanılması geliyor."
(...)
"Kolektif bir girişimin özel adından başka bir şey olmayan Bourdieu  sosyolojisini, karşısına aldığı özcü ve tözcü düşüncenin devinimlerinde kurulan iktidarı sorgulayan bir dert, bir mücadele  olarak okuduğumuz için ondan sonrasını düşünmek, karşımıza tarihin her anında yeniden inşa edilmesi gereken bir sorunsal olarak çıkmakta. Bu sorunun zeminini, ilişkisel bilim pratiklerini nasıl üreteceğimize dair paylaştığımız ortak bir dert oluşturuyor diyebiliriz. Bu soru  bize meydan okuyarak karşımızda durmakta, çünkü bizi ilgilendiren, bu sorunun yanıtından çok, bu soru aracılığıyla yaptığımız şeyi, yani  bilimsel çalışmalarımızı sorgulamak."
(...)
"Bourdieu’nün özerkliğe yaptığı vurgu bu açıdan önemli çünkü özerklik tam da bu anlattığımız alan duyusunun oluşmasını sağlıyor. Bu ne kadar kurumsal olarak güçlendirilirse, ben onu şeye benzetiyorum bir tür atmosfer gibi düşünüyorum ben onu. Yani dışarının kavramlarının, dışarının değer setlerinin içeri girerken şeyde kırıldığı, kırılmaya uğradığı ve zararsızlaşarak şeye indiği alanın kendi dinamiklerini bozmadan indiği inebildiği bir tür şemsiye denebilir, bir tür atmosfer denebilir. Bu tarz bir kurumsal özerkliğin peşi sıra bilişsel bir özerklik getirdiğini görüyoruz. Tam da bu yüzden yani refleksivitenin kolektif imkânı ile özerklik arasında çok yakın bir illiyet bağı var."


Basım Ayı/Yılı : 6/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 188
Ağırlık : 188
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

Basitçe ifade etmek gerekirse, etnografi yabancısı olunan bir dünyaya dahil olarak ve onu ayrıntılı bir şekilde gözlemleyip kayıt altına alarak yürütülen bir araştırma, yazılı bir ürün ve özgün bir bilgi türüdür. İster dünyanın bir ucundaki kabile topluluklarını, isterse de kentin göbeğindeki alışveriş merkezlerini incelesin, etnograf araştırdığı dünyanın yabancısıdır. Kendi küçük dünyasının rutinine dönüşmüş düşünce ve eylem şablonlarının verimli biçimde işlemediği yeni bir dünyanın uzun süreli bir parçasıdır. Alfred Schutz’un göçmen üzerinden, Simmel’inse Orta Çağ kentlerindeki tüccar üzerinden inşa ettiği, bir toplumsal tip olarak yabancının, etnografı anlamamız için faydalı olabileceğini düşünüyorum. Her iki düşünürde de yabancı her şeyden önce yabancılığının bilincindedir. Bu bilinç, yabancıyı içine yeni katıldığı grubun en nesnel üyesine çevirir. Grubun tüm üyeleri yerleşik yaygın kanaatlerin, düşünce, eylem ve beğeni şablonlarının üzerinde düşünmeye gerek bile görmeden hayatı yaşarken, yabancı kendisinin ve diğerlerinin eylemlerini pür dikkat gözler. Kimin, neyi, ne zaman ve neden yaptığını anlamaya çalışır. Yabancısı olduğu pratik hayatı, içine katılarak yakından gözler ve gördüklerinden dersler çıkarır. Sonuçta, doğuştan parçası olunmayan gruplara katılabilmenin yolu öğrenmekten geçer. Yabancı, parçası olduğu grubun gündelik hayatını, dilini, inançlarını ve duygularını öğrendiği oranda üzerindeki ürkekliği atıp, yabancılık kabuğunu kırabilir. Fakat, sonradan dahil olunan grup tarafından tanındıktan ve kabul edildikten sonra bile, etrafında olup bitenleri dışarıdan bir gözle izleyebilme meziyeti, yabancının kolundaki altın bileziğidir. İşte etnograf, tam olarak bunu yapmaya çalışır: Merak duyduğu yabancı bir dünyaya dahil olup onu yakından tanımaya ve dışarıdan bir gözle etrafında olup biteni anlamaya çalışır.


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

Strata İlişkisel Sosyal Bilimler Dergisi Sayı:

0 Şubat 2019

Strata Dergisi Yayınları


Basım Ayı/Yılı : 2/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

“Son yıllarda toplumsal cinsiyet literatüründe giderek daha fazla ehemmiyet kazanan kesişimsellik nosyonu, ataerkiye meydan okuyacak kolektif bir siyasi bir özne olarak “kadın” tahayyülünü zorlaştırdığı yönündeki tüm eleştirilere karşın, tözcü yaklaşımların çapının toplumsal cinsiyetin çok boyutlu ve çok katmanlı dokusunu anlamakta yetersiz kaldığını ortaya koymakta. Dolayısıyla kesişimsellik nosyonu, toplumsal cinsiyetin yapısal ve öznel veçhelerini ilişkiselci bir perspektiften kavramada önemli imkanlar barındırıyor.

Esasında toplumsal cinsiyet nosyonunun kendisi, kadınlığı tarih dışı bir töz yerine toplumsal ilişkiler üreten ve bu ilişkilerce üretilen bir örüntü seti olarak tanımlama kaygısının ürünü olarak görülebilir. Bu kaygı, eleştirel erkek çalışmalarının doğuşuyla birlikte, erkekliğin de farklı bağlamlarda değişen görünümler alan bir iktidar yapısı olduğunun gözler önüne serilmesini sağladı.  Ancak, kadınlığı ve erkekliği belli rollerle özdeşleştirip, daha da kötüsü bunu yaparken aralarındaki ilişkilerin eşitsiz doğasını ihmal eden yaklaşımların sosyal bilimlerde süregiden cazibesine karşı, kesişimsellik toplumsal cinsiyet araştırmalarında somut ilişkilerin ve deneyimlerin kadraja daha sık girmesinin önünü açtı.”


Basım Ayı/Yılı : 6/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

“2008 yılında ortaya çıkan küresel kriz, kapitalist dünya ekonomisinin en büyük krizlerinden biri olmanın yanı sıra, neoliberal ekonomi politikalarının kriz önlemedeki yetersizliğinin de en büyük kanıtı oldu. Kriz ABD’de başladı ve bütün dünya ekonomilerini etkisi altına aldı. 2008 krizinin ardından gelen iyileşme henüz tamamlanmamışken 2020 yılında bütün dünyayı saran COVID-19 kaynaklı pandemi süreci bir toplumsal ve ekonomik kriz olarak devam etmektedir. Pandemi sürecinin neden olduğu ekonomik daralma, bildiğimiz kapitalizmin sınırlarını daha önce görülmemiş bir düzeyde zorlamak-
ta. Kapitalizmin bundan önceki krizlerin üstesinden gelmesi birikim döngüsünü yenileyebilme becerisine bağlıydı. Ancak bugün, küresel eşitsizlik, iklim krizi, çevresel tahribat ve insani kalkınmaya dair sorunlar göz önüne alındığında kapitalist sistemin ve piyasa aktörlerinin hangi değerler sistemiyle yeni bir birikim döngüsünü canlandıracağı belirsizdir. Böyle bir bağlamda, kapitalist sistemin analizine yönelik temel kavramlar sistemin gelecekte nasıl dönüşeceğine dair bir öngörü sağlayacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 237
Ağırlık : 237
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

Klasik filozoflar açısından siyaset, iyi yaşam ve erdemle özdeşti. Geçen yüzyılda ise, çeşitli amaçlarla, birçok kez "son"u ilan edildi. Siyaset, gitgide egemen hale gelen ekonomizmin tasallutu altına da girdi. Fakat dört bir yandan ablukaya alın-mış olan siyaset kavramı, ilginç bir biçimde, her defasında kendi varlığını korumayı ve ileri sürmeyi başardı. Siyaset bi-tecek gibi görünmüyorsa, siyasal kavramı dönüşümler geçirip yeni biçimlere giriyorsa, bu aynı zamanda, siyaseti ve toplumu her daim yeniden düşünmemlz gerektiği anlamına gelir. Strata'nın bu sayısı, siyaset, siyasal olan ve teori-toplum ilişkilerine dair bu vaadi, özellikle siyaset bilimi, siyaset sosyolopsi, siyaset teorisi, sosyal bilim felsefesi ve iletişim bilimlerinden katkılarla; demokrasi arzusu, ilişkisel-realist siyaset billmlnin sosyal bilim felsefesl, Deleuze ve politik teori ilişkisi, Said'de sürgün entelektüel, güvenlikçi söylemin inşası, adil savaş sorunu ve Marx-Proudhon polemiği konula-rına odaklanarak gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu sayımızın sonunda yine dergi editörüyle yapılmış, klasik ve modern siyasal düşünceden Gramsci, fanon, Machiavelli'nin düşüncelerine ve tragedyanın siyasallığına çeşitli konuların ele alındığı bir söyleşi bulunuyor ve bunu kitap incelemesi yazıları takip ediyor. Dergimizin bu sayısının özellikle içinden geçtiğimiz küresel salgın günlerinde siyasetin teorisi ve pratiğine yönelik olarak canlanan tefekküre mütevazı bir katkı yapmasını dileriz.


Basım Ayı/Yılı : 5/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 199
Ağırlık : 199
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

Kent, bir yanıyla ufunet, diğer yanıyla bir hayalet mekânını teşkil etmekte. Kentteki ufunet, bugün artık Büyük Resesyon adını verdiğimiz toplumsal süreçlerin etkisiyle 2008’de bütün aceleci çıplaklığıyla dünya çapında sermaye birikimi süreçlerinde kendini gösterdi. Ancak, şehir, sosyal bilimlerin bastırılmış bilincinin doğduğu yer olmaktan da vazgeçmedi. Kentin ve şehirciliğin kendisinden kaynaklanmayan, kentsel mekânı üreten ekonomi-politik süreçlerin sonucu olan ufunet, çürümenin kokusu, sosyal bilimcileri yeni kapılar açma arayışına itti. Zaman-mekânsal sıkışma çağının yaygın kültürel, siyasi ve toplumsal etkileri, Küresel Kuzey’in son birikim krizinden itibaren hem Küresel Kuzey hem de Küresel Güney içinde ciddi kırılmalara sebep oldu. Türkiye’nin, ülkenin büyükşehirlerinde yığılmış konut stoku, toprağa gömülen artı-değerin yeniden yeşereceğine duyulan güven, kent hayatının hızla AVM’ler ve özelleştirilmiş mekânlarca zapt edilmesi, tüketimin ve rant arayışının şehri prangalara vurması gibi olgular ışığında tanımaya başladığı bu çürüme ve kriz döngüsü, yeni ve farklı sınıfsal kimliklerde kendini göstermekte. Ülkemizde, son yirmi yılda gitgide zenginleşen kentleşme ve şehircilik lügatine mütevazı bir katkı sunmayı hedefleyen Strata’nın elinizde tuttuğunuz üçüncü sayısı, kentteki ufunetin toplumsal olgulara yön verme biçimlerine Henri Lefebvre’in kuramsal katkıları ekseninde bir yaklaşım getirme kaygısıyla okuyucusuyla buluşuyor.


Basım Ayı/Yılı : 1/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

“Yaşlılık ve yaşlanma çalışmalarını Strata’nın yaşlanma sayısında bir araya getirmeye çalışıyoruz. Yaşam seyri perspektifiyle kuşaklar arası ilişkilere bakmak, gençlik çalışmalarına odaklanmak, çocukluğu çalışmak, yetişkinliği çalışmak, yaşlıları bu anlamda çalışmak, yaşlılık çalışmalarının da önemli bir boyutu oluşturuyor. Yaşlılık çalışmaları yaşam seyri içinde belirli bir dönemi kapsayan çalışmalar. Yaşlanma çalışmalarıysa tüm kuşakları, toplumdaki tüm yaş gruplarını yaşlılık araştırmalarını da kapsayan bir alan. Yaşlılık ve yaşlanma çalışmalarının, yaşlılar üzerine yapılan çalışmalardan en önemli farkı yaşam seyri perspektifini gündemine almış olması. O nedenle Türkiye’de yaşlılar inceleniyor ancak yaşlılık çalışılmıyor diyorum. Yaşam seyri perspektifi Türkiye’de ne kadar çok sahiplenilirse ve araştırmaların odağında ne kadar fazla yer bulursa bu bahsettiğim indirgemeci çalışmalar o özelliğinden, o niteliğinden kurtulacaktır. Yaşlanma çalışmaları alanı da akademik zihinleri işgal eden bir hayaletten kurtulacaktır.“


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

Türkiye sosyal bilimler alanında ''tarihsel sosyolojik yaklaşımlar'' altında sınıflandırabileceğimiz çalışmalar hiç kuşkusuz ki nadir görülmekte. Bunun pek çok nedeni var Erken cumhuriyet döneminden itibaren tarihçiliğin devletçi karaktere bürünmesinden ötürü söz konusu mesleğin araçsallaşıp tarihsel sosyolojinin gerektirdiği ufka hiçbir zaman sahip olamaması belki de en temel nedenlerden sayılabilir. Buna karşılık Türkiyeli sosyolojların uzun bir zaman tuhaf bir ampirizm dolayımında edindikleri tarihsel olg karşıtı alerjileri de bu marazın yerleşmesine ciddi bir katkıda bulunmuş durumda. Hal böyle olunca iktidar yapılarının tarihselliğinden tutun da örneğin Türkiye'de devletin soykütüğüne dair yapılacak çalışmaların literatürdeki bariz noksanlığı yüzünden tüm sosyal bilim camiası belirli açılardan zayıp tahayyüllerle iş görmekte. Her ne kadar son yirmi yıl Tilly, Skocpol, Mann gibi önemli tarihsel sosyologların eserleri dilimize çevrilse de akademik alan açısından konuyu değerlendirdiğimide halen bir ''pre-science'' evresinde stabilize olduğumuz iddia edilebilir. Strata dergisinin 2. sayısı tarihsel sosyolojik bir çerçeveyle okuyucunun karşısında.


Basım Ayı/Yılı : 9/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 143
Ağırlık : 143
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

VİRÜS’ün ilk on üç sayısını ilgiyle karşılayan, sesimize ses veren herkese teşekkür ediyoruz… “VİRÜS”ün 14. sayısı aşağıdaki dos-tlarımızla birlikte elinizde…


Basım Ayı/Yılı : 1/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 376
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺130,00
Jacques Ranciere: Bütün Zekalar Eşittir.

Herkes duydu mu haberi? Birilerini kızdıracak bu haber eşitliğin ulaşılacak bir he­def değil, her ilişkinin olmazsa olmaz koşulu olduğunu ilan ediyor. Fakat eşitsizlik elçileri için kötü bir haber bu. Onlar eşitlik savunucularını bir ideale, bir ütopyaya ya da bir nostaljiye kapatarak iktidarlarını devam ettirebileceklerini düşünüyor­lardı. Oysa şimdi bir fikir kendi gerçekliğinde ısrar ediyor; kapasiteler ve zekâlar arasındaki eşitlik fikri eşitsizliğin elçileri için beklenmedik bir direnç haline ge­liyor. Jacques Rancière’in estetik, siyaset ve tarih okumalarını kat eden bu fikrin temas ettiği her kavram şimdi soybilimsel güçlerle birleşerek başka bir düşünme ve eyleme sahasına çağırıyor bizleri. Burada bakış açısında büyük bir değişim söz konusu. Kim ve ne olduğumuza dair düşünce çabasını kim ve ne olabileceğimize bağlayan bir değişim. Egemenlerin belirlediği düşünme ve eyleme kalıplarına bir itiraz ve dahası hayatlarımıza gömülü hiyerarşik anlatıları içeriden infilak ettir­me olanağını üreten bir müdahale var karşımızda. Jacques Rancière’le birlikte bu müdahalenin uzamının epistemolojiden estetiğe, siyaset teorisinden felsefe tarihi okumalarına dek genişlediğini görüyoruz. Filozof ve Yoksulları’nda zamanın ve uğraşların bölüşüm mantığını sorunsallaştıran bu müdahaleler dizisi, ezilenlerin, düşünme etkinliğinden dışlanmasına dayalı anlatıları nasıl tersine çevirebileceği­mizin ipuçlarını veriyor. Ezilenler kendi yer ve zamanlarından, kendilerine biçi­len rollerden çıkmaya cüret ettiklerinde meydana gelen düşünme ve eyleme kud­retlerinin izleri sürülüyor. Pedagoji içerisinde oluşan bilgi hiyerarşisinin pratik olarak nasıl kırıldığını gösteren Cahil Hoca, zihinsel özgürleşmenin irade ile zekâ arasındaki ittifak üzerinden gelişebileceğini öne sürüyor. Joseph Jacotot adıyla kutsanan bir zihinsel özgürleşme pratiği içerinde eşitlik önermesinin bizlerden sökülüp alınamayan bir irade önermesi olduğu ortaya koyuluyor. Siyaset Üzerine On Tez, bir yandan arkhe mantığına dayalı her siyaset fikrinin ardındaki para­doksal öğeleri toplarken diğer yandan da bizlere yönetilemeyen ve herhangi bir yönetimin ilkesi olmayan bir demos imgesi sunuyor. Ne yönetme ne de yönetilme yetkisi bulunan, hatta söz söyleme olanağı elinden alınmış demosun her iktidar pratiğinin hatta kendi egemenliğine dayalı bir iktidarın bile altını oyma kapasite­sine nasıl sahip olabildiğini tartışan Demokrasi Nefreti, bir skandalı, “demokratik skandalı” gündemine alıyor. Siyaseti, estetiği ve tarihi dik kesen kurmacaların tam da kendi sınırlarındaki işlemlerini örtbas ederek kendilerini tam ve bütün ola­rak sunabildiklerini işleyen Kurmacanın Kıyıları, bize bir şeyin kendi olmayanla kurduğu eşitsiz ilişkinin izlerini sürmeye davet ediyor. Bilhassa sanat rejimleri içerisinde sanat ile sanat-olmayanı ayıran sınırları bozmak için ortaya koyulan müdahalelerin tartışıldığı Görüntülerin Yazgısı ve Estetiğin Huzursuzluğu, müda­hale dizilerini Jacques Rancière’in “duyulurun paylaşımı” adını verdiği işbölümü mantığının çözümlenmesine doğru ilerletiyor. Şimdi estetiğin bir ortaklık fikri­ne, ortak olanın geri alınmasına yönelik bir ufka açıldığını görüyoruz. Özgürle­şen Seyirci ile birlikte görüntü, söz ve davranışların duyumsanabilir uzamındaki hiyerarşik düzenlemelerin sorgulanması sonucunda seyirci özgürleşmesinin im­kânlarıyla karşılaşıyoruz. Bu müdahale dizileri Uyuşmazlık: Politika ve Felsefe’de mutabakat düzlemlerine aykırı duyumsanabilir uyuşmazlık pratiklerini, Tarihin Adları’nda ise şeyler ile sözcükleri birbirine bağlayan tarih anlatılarının yarattığı kısırdöngülerin ötesine uzanan bir bilgi poetikasını kat ediyor. Jacques Ranciè­re’in düşünce ve eyleme uzamını dışarı açma çabasının bu müdahale dizileriyle güçlenerek ilerlediğini görüyoruz. Béla Tarr, Ertesi Zaman’da egemen anlatıların kurduğu lineer zaman dizilerinin dışında, hislerin yoğunlaştığı ve zamanın ufku­na açıklığın yerleştiği bir ertesi zaman kavramı buluyoruz. Ama yine de şu soru geliyor akla: Nedir tüm bu müdahaleler dizisinin anlamı ve biz bugün bunlara neden kulak verelim? Bu soruya gerçek bir yanıt verebileceğimize inanmamız için Jacques Rancière’in bizlere armağan ettiği eşitlik mefhumuna bir daha dönüyoruz burada. Her türlü simetrik işbölümü fikrinin sorgulandığı, düşünmenin ve eyle­menin, tarihin kadim hiyerarşik anlatıları içerisinden çıkarılıp iradenin kudretine teslim edildiği, özgürleşme fikrinin eşitlik önermesiyle yeniden buluşturulduğu bir düşünce serüveni var karşımızda. Çünkü eşitlik bir aksiyomdur, hareket nok­tamızdır. Eşitliğin yaratıcı müdahalesine ihtiyacımız var. kampfplatz bu sayıda Jacques Rancière’in sunduğu müdahaleler dizisine odaklanıyor ve onun düşünce­sini kavga alanında, hareket halinde anlamaya çalışıyor. Kavga alanı şimdi Jacques Rancière’in şiarıyla müdahalenin olumlayıcı anlamını keşfetmek üzere açılıyor: Bütün zekâlar eşittir.

Kampfplatz bu sayıda sinema bölümünde Bong Joon-ho’nun Parazit filmini gündemine alıyor. Sert bir eşitsizlik rejiminin hüküm sürdüğü, çok yüzlü sınıfsal karşıtlıkların derinleştiği günümüz dünyasına iki aile, iki mekân ve iki sınıfın bö­lünmüş dünyasından bakan film, bize bölünmenin mantığına dair ilginç gözlem­ler sunuyor. Arka planında bir savaş güncesini taşıyan filmin detaylarında birçok ipucu gizli. Bu sayıda detaylardaki ipuçlarını izlemeyi deniyoruz.

Son bir söz daha. Covid-19 pandemisi başladığından beri, gezegen, insan türü, toplum ve kapitalizm üzerine çok şey yazıldı, çok şey söylendi. Ancak henüz bit­memiş bir süreç hakkında söylenen her şey güncellenmeye ihtiyaç duyuyor bir diğer yandan. Belki de düşünme ve eyleme kuvvetlerimize, düşünme ve eyleme imkânlarımıza ne oldu diye sormak gerekir bu noktada. Sinizmin her yana yayıl­dığını görüyoruz. Bir yandan türün sonuna ilişkin eskatolojiler diğer yandan da apolitik gelecek tahayyülleri sarıyor etrafımızı. Tüm bunlar düşünme ile eyleme­nin organik bağını koparırken, düşüncenin müdahale imkânlarını da gölgeliyor. kampfplatz, bu gölgelemeye karşı bir hareketin peşinde. Bu çabasını güçlendire­rek, ortak bir mekân ve zamanın, hiyerarşik olmayan yeni bir anlatının izinde ilerlemeyi deniyor. Kavga alanı terk edilmiş değil. Yeryüzüne inancımızı yeniden icat edeceğimiz bir kriz anındayız. Zekâlar eşit, kavga çetin. Bu kez şu hayırlı ha­beri duyurup ortak olan üzerindeki tahakkümü kırmanın imkânlarını aramaya çalışıyoruz. Eşitsizlik elçileri her zaman söylem alanını kendi mülkleri gördüler, şimdi hiç konuşması beklenmeyenler eşitlik sancağı altında birleşiyor.


Basım Ayı/Yılı : 6/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Burjuva Mutabakat Arayışı Ve Yeni Dönem / Yusuf Karadaş 

2023 Seçimleri Üzerine Bazı Notlar / Çetin Akdeniz 

2023 Seçimleri Ve Siyaset Biliminin Krizi / Sinan Birdal 

Seçim, Enflasyon Ve Bölüşüm Şoku / Arif Koşar 

Marksist Bir Enflasyon Teorisi / Michael Roberts 

Küresel Kent’ Hayali, Tarih Ve Teori / Aydın Çubukçu 

Yapı Denetim Ve Deprem Dirençli Kentler / İsmet Doğan

Sosyalizmle Değişen Kent Kodları / Metin Berk Süer 

Deprem Ve Halkın Devrimci Örgütlenmesi İhtiyacı / Yusuf Akdağ 

Felaketler, Kapitalizm Ve Bilim / Burak Bağçeci 

Uluslararası Gerginlik Artarken Mücadele Yükseliyor / Mustafa Yalçıner 

KİTLESEL OTOMASYON ÇAĞINDA KORKU VE UMUT / David A. Spencer 


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 130
Ağırlık : 130
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00

Dörtöğe Felsefe ve Bilim Tarihi Yazıları Hakemli Dergisi Sayı: 1 Yıl: 1 


Basım Ayı/Yılı : 2012
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 260
Ağırlık : 260
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,50

Dörtöğe Felsefe ve Bilim Tarihi Yazıları Hakemli Dergi Sayı: 11 Yıl: 6


Basım Ayı/Yılı : 10/2017
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺103,50

Nobel Akademik Yayıncılık tarafından yayımlanacak olan dergimizde felsefe ve bilim tarihine ilişkin sorunları inceleyen Türkçe, İngilizce ve diğer dillerde özgün bilimsel yazılara, metin çalışmalarına, çeviri yazılara, okuyucu mektuplarına, haberlere ve kitap tanıtım ve değerlendirmelerine yer verilecektir.
Kaynakça düzenlenmesinde Amerikan Psikoloji Derneğinin (AmericanPsychologicalAssociation/APA stili; http://www.academicexperts.us/dl/APA_Style.pdf) kurallarının esas alındığı dergimize yazılarınızı bekliyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺99,00

Dörtöğe Dergisi

Yıl: 7 Sayı: 13 Haziran 2018

Dörtöğe Dergisi


Basım Ayı/Yılı : 6/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺94,50

Sevgili Türk Edebiyatı Okurları, 

Günümüz Türk şiiri dosyamızı hazırlarken rüştünü ispat etmiş birçok kıymetli şairin görüşüne yer verdiğimiz bir soruşturma da hazırlamıştık. Bu dosya büyük bir beğeniyle karşılandı. Fakat hâlihazırda ilk eserlerini vermiş ve yaşça daha genç şairlerin ciddi talepleriyle karşılaştık, onları dosya dışı tutmak haksızlık olurdu. Bu nedenle birinci bölümünü bu sayımızda okuyacağınız yelpazesi hayli geniş ikinci bir soruşturma daha hazırladık. Bu soruşturma vesilesiyle gelecekte Türk şiirini nelerin beklediğini sanırım tahmin edebileceksiniz. 
Sevgili okurlar, bu ayki sayımıza Hakan Soydaş’ın Fransız edebiyatında modern hikâyenin doğuşunu anlattığı makale ile başlıyoruz. Soydaş ayrıca Fransız hikâyeciliğinin Türk edebiyatına olan etkilerini de örneklerle açıklıyor. Mehmet Erdoğan ise bizleri, Sezai Karakoç’un hatıralarına doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Kâmil Uğurlu, çocukluğunu geçirdiği Karaman’ı ve o devrin insanlarını anlatıyor ve çocukluğumuza dair buruk acı bırakıyor yüreğimize. Kaygılardan azade geçen bu çocukluk döneminin bir rüya gibi gelip geçtiğine tanık oluyoruz. Ayşe Tüfekçi, hikâyesinde bir evladın babasının mezarı başında kendiyle hesaplaşmasını konu ediniyor. Geçtiğimiz günlerde Saraçhane’deki Polieuktos kazısında 1700 yıllık bir Pan heykeli bulunmuştu. C. Cengiz Çevik de bizler için Pan’ın mitolojideki yerini ve edebiyata yansımalarını kaleme aldı. Mehmet Nuri Yardım ile Ümit Meriç, bir gönül ehli olan Fırat Kızıltuğ’un sanat yolculuğunu anlatıyorlar. Bu sayımızda ayrıca Prof. Dr. Aziz Sancar’ın Semerkant’taki Türk Üniversiteler Birliği Rektörler Özel Toplantısı’ndaki konuşmasına da yer verdik. Sancar, konuşmasında Türk dünyasının geleceğine, bilim, siyaset ve din ilişkilerine dair çarpıcı tespitlerde bulunuyor, Türk dünyasının gençlerine birtakım sorumluluklar yüklüyor. Ayşe Göktürk Tunceroğlu da denemesinde müzik ile olan ilişkimize değiniyor. Bir müziğe hangi kıstaslara göre güzellik atfettiğimizi sorguluyor. Hüseyin Onur Ercan, geçtiğimiz ay yayınladığımız “her zaman taze konulara” bu sayımızda da devam ediyor. Furkan Abir, Fazıl Gökçek’in hazırladığı Çalışmaya Vakfedilen Hayat: Ahmet Mithat Efendi kitabını incelediği yazısıyla yer alıyor. Azerbaycanlı kalem dostumuz Pervin Nuraliyeva, yüz güzel sevgi şiirinden bir olarak gördüğü, Ataol Behramoğlu’nun “Ne Kadar Güzeldin Sen” adlı şiirini, “Bir Kadını Beklemek” adlı şiiriyle birlikte yorumluyor. Hanife Özer ise “Dergâh Mecmuasında Kadın ve Kadın Yazarlar” adlı yazısıyla bizlerle. Bu ay Mustafa Ruhi Şirin, Tarık Özcan, Mehmet Aycı ve bendeniz şiirlerimizle okur karşısına çıkıyoruz. 
Bu ay kitaplık ve ajandamız da dopdolu. Herkese iyi okumalar dileriz…

İmdat Avşar
Genel Yayın Yönetmeni


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 19,5 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺47,50

Martin Mystere 182:

Yeşil Adam

Lal Kitap


Basım Ayı/Yılı : 10/2017
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 16 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺64,00

Zagor Naatani dağındaki mağarada bulduklarından sonra gerçeği araştırmak için « Başka Yer »e gitmeye karar verir. Yeni başlayan bölümde ise « Hellingen » ile ilgili çok önemli gelişmeler olur.


Basım Ayı/Yılı : 1/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 16 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00

Günümüzde Batı Doğu-Batı çatışmasını aşmadan bu çatışma ve farklılığı önemsiz hale getirmeye çalışmaktadır. Bunun için dünya uygarlık mirasının yıkımı ve kimliksizleşmeyi bile savunmaktan kaçınmamaktadır. Modern toplumsal ilerleme ve tarihi değişme anlayışı ile toplum arasındaki ilişki Batı çıkarları tarafından belirlenmiştir. Bu açıklama biçimi savunulamayınca ve bariz üstünlüğü artık tartışılmaz hale geldiğinde tarihi ve toplumsal değişme anlayışı da savunulamamıştır. Gerçekte Batı dünya düzeni/çözümü ve örgütlenmesi sınırlıdır, meşruiyetini ve temsil imkânını yitirmiştir, Batı’da toplumsal değişmede öncülük ve sözcülük edecek, savunacak toplumsal bir sınıf ve toplum yoktur. Ancak Batı düzeni kendini meşrulaştırmak için mevcut düzene karşı olabilecek her türlü değişimi, temsili ve çözümü, açıklamayı daha başlangıçta mahkûm etmekte ve reddetmektedir. …Günümüzde toplumsal ve tarihi gelişme ve değişmeyi savunan en önemli güç Doğu toplumlarıdır. Mevcut görüntü ve bozulma, itiş kakış, kakafoni, sorunlar bizi yanıltmamalıdır. Umutsuzluğa, çaresizliğe kapılmamalıdır. Türkiye bu açıdan geçmiş deneyimleri ile bu konuda, toplumsal ve tarihi değişmede sözcülük edecek birikim ve güce sahiptir. Günümüz dünya ve toplum sorunlarının çözülmemesini ve mevcut düzeni savunmaktan, toplumsal değişmeden vazgeçmekten hiçbir toplumun, toplumsal kesimin çıkarı yoktur. Verili düzen elbet aşılmaya mahkûmdur. Ancak bu değişim kendiliğinden değildir. Yeni bir dünya bütün dünyanın özlemidir. Bizim beklentimiz de bu yöndedir. 

Ertan Eğribel, Yüksel Yıldırım


Basım Ayı/Yılı : 1/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺97,50

Nobel Akademik Yayıncılık tarafından yayımlanacak olan dergimizde felsefe ve bilim tarihine ilişkin sorunları inceleyen Türkçe, İngilizce ve diğer dillerde özgün bilimsel yazılara, metin çalışmalarına, çeviri yazılara, okuyucu mektuplarına, haberlere ve kitap tanıtım ve değerlendirmelerine yer verilecektir.


Basım Ayı/Yılı : 12/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺126,00


Basım Ayı/Yılı : 12/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 196
Ağırlık : 196
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺99,00

Nobel Akademik Yayıncılık tarafından yayımlanacak olan dergimizde felsefe ve bilim tarihine ilişkin sorunları inceleyen Türkçe, İngilizce ve diğer dillerde özgün bilimsel yazılara, metin çalışmalarına, çeviri yazılara, okuyucu mektuplarına, haberlere ve kitap tanıtım ve değerlendirmelerine yer verilecektir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 206
Ağırlık : 206
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

Geçen ayın birikimi
3 ÖMER LAÇİNER
 Finale doğru
Şeçim
9 MENDERES ÇINAR
 2023 seçimlerinin ardından
 bir muhasebe denemesi
18 ÖZGÜR EMRAH GÜREL
 Toplumsal onarım olarak helalleşme
 siyaseti veya Türkiye’de siyasal
 liberalizmin imkânsızlığı üzerine
26 H. BAHADIR TÜRK
 14 Mayıs seçimleri üzerine
 bir değerlendirme:
 “Milliyetçiliğinizi nasıl alırdınız?”
38 ULAŞ TOL
 Çoğunluğun rasyoneli
 ve ittifak siyasetsizliği
45 OLGA SELİN HÜNLER
 Biz şimdi ne yaşadık?
59 SEVİNÇ DOĞAN
 Statükocu partiler, seçim fetişizmi
 ve siyasal öznelliğin pasifizasyonu
67 CUMA ÇİÇEK
 Kürt siyaseti ve siyasi tahayyül kaybı:
 Mayıs 2023 seçimlerine
 Kürt meselesi üzerinden bakmak
77 ALP KAYSERİLİOĞLU
 Mayıs 2023 TBMM ve Cumhurbaşkanlığı
 seçimleri hakkında bir analiz:
 Gordion düğümü nasıl çözülebilir?
72 YALÇIN ÇAKMAK
 AKP tarihinin déjà vu’su:
 Gelecek yaşandı, sıra yine geçmişte mi?
103 AYŞE GÖKPINAR
 İktidar ortaklığının genişleyen
 ortak zemini: Feminizm ve LGBTİ+
 düşmanlığı Meclis’te
107 SILA ARKAT
 Burcu Kalpaklıoğlu ile seçimden sonra
 kadın hareketinin gündemi üstüne
 söyleşi: “Feminist örgütlenme hukuki
 zeminler dışında da yeşeren ve serpilen
 bir mücadele biçimi”
111 SERCAN ÇINAR - AYBARS YANIK
 HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı
 Emirali Türkmen’le söyleşi:
 “On yılın muhasebesini yapma zamanı”
121 TANIL BORA
 Türkiye İşçi Partisi Parti Meclisi üyesi
 Can Soyer’le söyleşi: “İddialı ama mütevazı...”
132 M. CELİL ÇELEBİ
 Baykal çukurundan 2023 hezimetine:
 CHP’nin stratejik açmazları
138 BURÇE ÇELİK
 Seçimlere iletişim perspektifinden
 bir bakış: Popülizm, polarizasyon ve
 hakikat ötesiı
146 BAŞAK BOZKURT
 Montajlı videolar, devasa reklam bütçeleri
 ve dezenformasyonun gölgesinde
 Türkiye’de seçimler Cambridge Anatoli
155 BAYRAM KOCA - DUYGU ALTINOLUK
 Genel seçimden referanduma:
 Göçmen karşıtlığı ve aşırı sağ

Sol düşünce
161 HALÛK SUNAT
 Freud, Bloch, Baker ve “umut ilkesi”
Eşitlik
 174 İBRAHİM KORKMAZ DEMİRSOY
 Sıhhatli bireylerin taksonomisi


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 20 / 28
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00
Tükendi

•   Yüz Yıllık Cumhuriyetin İkinci Yarısında Yaşamı Ve Yapıtlarıyla Habip Aydoğdu
Hasan Çakır
•   Cevdet Tont Üzerine Sargun Tont & Aytuğ Turan
•   Pek Kozasında Saklı Şehir Bursa Namık Sinan Turan
•   Praksis’in Gestus Müziği Barış Yıldırım
•   Ebu Nuvas Ve Abbasi Dönemi Arap Şiiri V) U. Töre Sivrioğlu
•   Madımak’ın 30. Yılında Unutturmamak” Birkan Bulut
•   Pas Güneşi Yer / Şiir Metin Altıok
•   Ders Olabilir Sınıfta Kalmak / Şiir Ömer Burçin Özkişi
•   Dudaklarım Politiktir Ve Politik Kalacaktır Yoldaşlar! Ayşegül Tözeren
•   Aslında İsa Mavi Gözlü Değilmiş / Öykü Hatice Sabah
•   Ulysses’i Çevirmek Kawa’nın Asimilasyona Karşı İsyanı Söyleşi: Suzan Demir
•   Dilini Yitirmiş Yabancı / Şiir Emin Kaya
•   Size Çiçekler Getireceğim/ Öykü Hamdi Topçuoğlu
•   Elleriniz Yok / Şiir Doğu Kaşka
•   Haber Altı / Şiir Ferruh Tu
•   Dosya
Yoksulluk Bugün Kültür Sanatın Neresinde?
Aydın Çubukçu / Adnan Özyalçıner  
Kemal Aydoğan / Zeki Coşkun / Rojhat Turgut Şenay Aydemir / A. Ömer Türkeş / Arlin Çiçekçi/ Ayşegül Devecioğlu / Banu Yıldıran Genç Eylem Ata Güleç  / Gaye Boralıoğlu 
Öztekin Düzgün  / Semih Gümüş Sonat Yurtçu / Ayşegül Tözeren / Erdem Tepegöz 
Erkan Irmak  / Janet Barış / Kıvanç Sezer Pınar Öğünç / Hacer Foggo / Sevda Aydın


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 19 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,00
Tükendi

Türk Ceza Hukukunda ve Vergi Ceza Hukukunda Tekerrür


Basım Ayı/Yılı : 5/2009
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 197
Ağırlık : 197
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺210,00
Tükendi
Krizler Çağında Coğrafya ve Mekan

Praksis’in 60. sayısı “Krizler Çağında Coğrafya ve Mekan” okuyuculara günümüzde birçok ölçekte gerçekleşen krizlerin birbirleri içine nasıl geçtiğini analitik ve görgül bir biçimde aktaran çalışmaları sunuyor. Sayımız ‘bölgesellik’ meselesini, devleti, yürüme mekanları olarak kentleri, kıyı alanlarında kentlerin nasıl genişlediğini ve stadyumları; tarihten, politik iktisata ve sosyolojiden siyaset bilimine birçok disiplini birbirine konuşturarak sizlerle buluşturuyor. Ve haliyle, krizin coğrafyaya nasıl çöktüğünü ve bunun içinden birlikte yürüyerek nasıl yeniden coğrafyayı bizim özgürlük alanımız yapabileceğimiz üzerine bizleri aktif bir okumaya çağırıyor.  


Basım Ayı/Yılı : 1/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺42,90
Tükendi

 

 

Bağımlı Finansallaşma: Türkiye ve Küresel Güneyde Dönüşüm

Praksis’in 61. sayısı “Bağımlı Finansallaşma: Türkiye ve Küresel Güney’de dönüşüm” dosya konusuyla  okuyuculara günümüzde birçok ölçekte gerçekleşen krizlerin birbirleri içine nasıl geçtiğini analitik ve görgül bir biçimde aktaran çalışmaları sunuyor. 
    Bağımlı Finansallaşma: Bağımlılığın Değişen Yüzü Ali Rıza Güngen, Elif Karaçimen, M.Gürsan Şenalp
    Türkiye’de Finansallaşmanın Dip Akıntısı: Köşe Başlarında Satılan Yükümlülükler Ferhat Akyüz
    Geç Kapitalistleşme Sürecinde İmalat Sanayi ve Finans Arasındaki İç Bağlantılar: 2001 Sonrası Krizler Üzerinden Bir Analiz Gizem Şimşek
    Latin Amerika’nın Borçuluar Karteli Girişimine İlişkin Bir CIA Raporu: Cartagena Group M. Yağız Aygün
    Çevresel Finansallaşma ve Bağımlılığın Dönüşümü: Latin Amerika’dan Bir Görünüm Nadine Reis, Felipe Antunes de Oliviera
    Bir “Dahili Pasifikasyon” Projesi Olarak “Acil Durum Hazırlığı” Mantığı, “Acil Durum Devleti”nin Ortaya Çıkışı ve 2010’lardan İtibaren Türkiye Vakası Biriz Berksoy
    Hegel’in Felsefesinde İmkân ve Sınırlar: Hikmet Kıvılcımlı’nın Hegel Okumaları Caner Selçuk Sevindik
    Küresel Polis Devleti: “Askerileşmiş Birikim” ve “Finansallaşma” Çağında Küresel Kapitalizm Kuramını Yeniden Düşünmek M. Gürsan Şenalp, Esra Şengör Şenalp
    Borçlandırma Siyaseti: Türkiye’de Finansal İçerilme - Kitap İncelemesi Berkay Ayhan


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 216
Ağırlık : 216
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺39,00
1 2 3 ... 14 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı