‘‘Benim kazanıma vakıf ekmeği koymayın, dibini deler. Hak teâlâ dergâhında bulgur bulamacı elverir.

Kimsenin ağacına tamah etmeyin, dirlik odunu yakın.

Yoldan geçeni hoş tutun. Misafiri ağırlamakta cimri davranmayın.

Elinizde olanı kaçırıp, aç kalmktan korkmayın. Misafire harcanan gerisin geri gelir.’’


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 17 / 25
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00
Giriş - Tarihçe - Kavramlar / Kurumlar / Süreçler / Teoriler

Bir ilmin bağımsız olabilmesi için kendine özgü konusunun bulunması yanında, kendine özgü metodunun olması gerekir. Bu bağlamda sosyoloji 19. yüzyılın sonlarından itibaren felsefenin düşünme metodundan farklı olarak, gözleme dayalı araştırma metodolojisine sahip olmuştur. Feodal toplum yapısının yıkılması, Fransız İhtilali ve sanayi inkılabı ile başlayan süreçte ortaya çıkan sosyal olay ve olgular, sosyolojinin bağımsız bir ilim olmasını gerektirmiştir.

Bağımsız bir disiplin olarak ortaya çıkışının ikinci yüzyılına doğru yol alan sosyoloji, dün olduğu gibi bugün de toplumların işleyiş kanunlarını tesbit etme, açıklama ve sosyal problemlere çözüm getirme rolünü devam ettirmektedir. Bu kitap Türk toplumunun dün, bugün, yarın sürecindeki olgusunu tesbit ve açıklamada bir rol icra edebildiği takdirde görevini yerine getirmiş olacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 12
Sayfa Sayısı : 549
Ağırlık : 549
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺180,00

Tahayyül sınırlarının ötesinde bir konuma sahip olmasına rağmen Tanrı’yı tasavvur etme, insanlığın ortak bir meşguliyeti olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanın Tanrı ile kurduğu her türlü ilişki biçimi Tanrı tasavvurları üzerinden gerçekleşmektedir. Tanrı’nın herhangi bir biçimde tasavvur edilmesi, her iki tarafın sürece müdahil olmasıyla gerçekleşse de Tanrı’yı tasavvur etme hem bizzat Tanrı tarafından vahiy aracılığıyla organize edilen hem de insan zihninin bir ürünü olarak meydana gelen dinamik bir süreci ihtiva etmektedir. Bu noktada Din ve insanın buluşma noktalarını araştırma alanına dâhil eden Din psikolojisi, insanın Tanrı’yı zihinde nasıl canlandırdığı, söz konusu Tanrı tasavvuru gelişim sürecine kaynaklık eden verilerin neler olduğu gibi soruların cevabını irdelemede en yetkin alan olarak karşımıza çıkmaktadır.
Din ile insan arasında meydana gelen ilişki örüntüsü, Tanrı’yı tasavvur etmekle başlar. Bu bakımdan Tanrı tasavvuru gelişim süreçlerine odaklanmanın, aynı zamanda dine yaşamında merkezi bir konum atfeden insanların yaşamsal serüvenine ışık tutmak anlamına geldiği düşünülebilir. Bu hedefe bağlı olarak elinizdeki kitap psikolojik düzlemde Tanrı tasavvuru gelişim süreçlerine odaklanmaktadır. İlgili eser bir taraftan Tanrı tasavvuru, ebeveyn algısı ve kişilik özellikleri ile ilgili kapsamlı bir literatür taramasını ihtiva ederken; diğer taraftan ebeveyn algısı ve kişilik özellikleri bağlamında Tanrı tasavvuru biçimlerini Müslüman-Türk katılımcılardan müteşekkil bir araştırma grubu üzerinden açıklamayı hedeflemektedir. Bu çalışma, psikoloji alanının temel konularından ebeveyn algısı ve kişilik özelliklerini; diğer taraftan din psikolojisinin temel araştırma konularından Tanrı tasavvurunu birlikte irdelemesi açısından önem arz etmektedir. İlgili çalışmanın din psikolojisi alanında özellikle Tanrı Tasavvuru başlığı altında ele alınacak araştırmalara katkı sağlaması beklenmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 1/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 328
Ağırlık : 328
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺144,00
Toplumsal Hafıza, Popüler Kültür, Kamuoyu

Türk-Arap ilişkilerinin uzun tarihi geçmişine, köklü kültürel bağlantılarına ve Türkler ve Arapların siyaset, ekonomi ve güvenlik alanlarında çok sayıda ortak çıkarlarına rağmen, genel olarak Türk-Arap ilişkileri ve özel olarak Türk halkının Arap algısı konusunda yeterli sayıda araştırma bulunmamaktadır. Türkiye’de Arap İmajı: Toplumsal Hafıza, Popüler Kültür, Kamuoyu başlıklı bu kitap, Türk halkı arasında Araplar hakkında oluşan hakim görüşlerin kaynaklarını ve bugün aldığı şekli göstermeyi amaçlamaktadır. Kitapta, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan tarih ve coğrafya ders kitaplarında Arap dünyası ile ilgili anlatılanlar incelenmiş, Arapların ve Arap kültürünün nasıl resmedildiği gösterilmiştir. İmajların oluşmasında sinema filmlerinin de önemli rol oynadığı varsayımından hareketle, Türk filmlerindeki Arap imajı incelenmiş, senarist ve yönetmenlerle mülakatlar yapılarak Türk sinemasının Araplara bakışı ele alınmıştır. Diğer yandan Türkiye genelinde geniş kapsamlı bir anket çalışması ile de Türk kamuoyunda Arap dili, kültürü, tarihi ve siyasetine ilişkin var olan hakim imajlar tespit edilmiştir. Türkiye’de Arap İmajı: Toplumsal Hafıza, Popüler Kültür, Kamuoyu içerdiği özgün veri ve analizler ile Türk-Arap ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 216
Ağırlık : 216
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺126,00

I find in this volume an admirable mix of empirical material – on, for example, religious socialization and perceptions of gender – and reflective pieces, which interrogate the place of religion in Turkish society. Key in this respect is the fact that Turkey is not simply a Muslim society but a distinctive one, not least in terms of the functional differentiation of the modern republic and its consequent effect on religion – a situation that offers a unique challenge to sociological enquiry. The book concludes with a series of chapters that deal with the particularities of the modernization process in Turkey and the tensions (social, cultural and political) that have emerged as the modern state developed – a stage by stage process.
Prof. Grace Davie, University of Exeter, Great Britain


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 276
Ağırlık : 276
En / Boy : 14 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺144,00

21. yüzyıl, enformasyon teknolojilerinin gelişimi odağında toplumsal yapının ve kentsel örgütlenmelerin dönüştüğü bir süreci işaret eder. Bu dönüşümün geleneksel algılarımızdaki zihinsel ve fiziksel yansımalarını yeni kentsel ve toplumsal bağlamlarda görebiliriz. Bireysel ilişkilerimiz hiç olmadığı kadar verilerle donatılmış, kentsel mekân ve işlevler ise hız ve hareket süreçleri ile sarmalanmıştır. Dünya, sadece küresel bağlantılılıkla açıklanamayacak bir ilişki sistemini enformasyonel ve teknik bir dil ile kurmuş gibidir. Zaman ve mekândan bağımsız biçimde her yerde eşzamanlı olarak meydana gelen olaylar, yerelliklerimizi, kültürel süreçlerimizi ve sosyal bağlantılarımızı etkilemektedir.

Bu kitapta Network, kenti, kentsel örgütlenmeleri ve toplumsal yapıyı derinden etkileyen bir düşünme biçimi olarak görülür. Enformasyon teknolojilerinin kentsel örgütlenmeleri somutlaştırmaya imkân veren yapısı içerisinde kent, gördüğümüz fiziksel kabuğunun dışında, imajlar, haberler, sosyal ağlar gibi enformasyon dili ile kuşatılan ikinci bir altyapıyı barındırmaktadır. Bu alt yapı içerisinde yakınlıkların kurulumu da dönüşmekte, sosyal ve fiziksel birliktelikten, küresel bir uzaklık durumuna kadar pek çok örnekle yakınlık kurgulanabilmektedir. Bu bağlamda birey ve toplum arasındaki ilişkide, kültürel kodların inşasında, kentin mekânsal organizasyonunda ya da toplumsal kabul ve dışlanmada yakınlığın nasıl bir mesafe yarattığı sorusu gündeme gelir. Networkün kentsel pratiği, bu soru bağlamında çalışmaya ilham vermektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 319
Ağırlık : 319
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺74,10
The Case Of The Muslim City

Is it not time to search for paradigms beyond
capitalism and socialism?

The book argues that interactions between the claims of “ownership”, “control” and “use” can elucidate crisis in our environments through measuring responsibilities. Levels of responsibility created by propeties’ and individuals’ rights developed by societal systems, shape our attitudes and actions in most realms of urban life such as utilization, maintenance, investments, etc. In this edition, further arguments were added such as the impossibility of achieving sustainability and justice within socialism or capitalism.

In a letter of recommendation to Jamel Akbar, John Habraken, former chairman of the Department of Architecture at MIT stated: “I do not believe in all my years of teaching to have met another student who matched the combination of research skills and the ability for theoretical constructs that he brought with him to MIT.”

Reviews of the first edition
“Jamel Akbar has published an important contribution to the urban way of life in Muslim cities, as well as formulating and illustrating a research method for the study of architecture and urbanism in other societies and regions around the World.” Professor Roderich Lawrence,
Open House International

“This is an impressive work. Much has already been written about Islamic culture and urbanism but rarely has any study been as scholarly. …The significance of Akbar’s work lies in a vision of better awareness of the settlement process. In this sense, it is a major and definitive book.”

Professor David Cosling,
Rıba Journal


Basım Ayı/Yılı : 8/1997
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 378
Ağırlık : 378
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺750,00

Bilgi Toplumu Tartışmaları adlı bu kitapta özellikle son yıllarda yaygın bir söyleme dönüşen Bilgi Toplumu kuramlarının gelecekçi ve ütopyan olan ama gerçekçi olmayan özellikleri üzerinde durulmaktadır. Bilgi Toplumu kuramları bağlamında Prekarya, Kamusal Alan ve Bilgi Yanılsaması, Zaman ve Mekân Sorunu, Küreselleşme Koşullarında Olgular ve Olasılıklar, Gözetim ve en son Eğitim sorunları güncel ve zengin bir literatür eşliğinde incelenmektedir.

 


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 305
Ağırlık : 305
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺117,00

Çocukluk denizimin kumlarını karıştırdığım zaman, bir yerlerden rengarenk kostümlü bir dansöz çıkıyor. Onu nerede gördüğümü anımsamıyorum ama ne denli etkilendiğimi, hatta depremlerin nedeninin dansözler olduğunu düşündüğümü çok iyi anımsıyorum! Hatta kalçalarını sallarken yarattıkları sarsıntı yüzünden, hem de elin günün içinde ortaya çıkıp dans ettikleri için Allah'ın onara kızıp yeri göğü titretmesi yüzünden! Artık depremlerin oluşumunda dansözlerin bir suçu olmadığını biliyorum! Onların erkeklerin gözbebeklerinde şehvet depremlerine yol açtıklarını, toplumsal sarsıntılardan ve sömürülerden akan kirli paraların emildiği eğlence dünyasında bir kağıt mendil işlevi gördüklerini de... Peki onların yüreklerindeki depremi kim biliyor? Kim biliyor onların bazı geceler yataklarında 'keşke hiç dans etmeseydim' diye ağladıklarını?


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 252
Ağırlık : 252
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺101,40

Antik dönemde Yunanistan dışında yaşayan toplumlara Yunanlıların ‘barbar’ deyişi, modern zamanlarda Batılıların Batı dışı kültürlerin insanlarını ötekileştirmesinin esin kaynağını oluşturur. Aydınlanma sürecinde bile Batı, Doğu’yu ötekileştirmek için genetik kodlarından yola çıkarak ‘barbar’ yakıştırmasını seçer. Böylece Doğu dillerine, edebiyatlarına, kültürlerine, inançlarına karşı ötekileştirici yaklaşım derinleşir. Batı’da 19. yüzyıldaysa daha sonraları oryantalizme dönüşecek folklor araştırmalarıyla tanınmaya çalışılan Doğu, İslam üzerinden yeniden yorumlanır ve Müslümanları ‘öteki’leştirmenin yeni bir aşamasına gelinir. Bu aşamada İslam diniyle Müslümanlar şiddetle, terörle ilişkilendirilerek İslamofobik bir retorik geliştirilir.
Türkiye gibi nüfusun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu ülkelerdeyse insanların İslam ve Müslüman algılarını değiştirmek (kısmen) zordur. Buna rağmen ülkemizde de 2000’li yıllara doğru giderek yoğunlaşan İslamofobik bir retoriğin kurgulandığı bilinmektedir. Elinizdeki kitap, Türkiye’de üretilmek istenen İslamofobik dili (devrin) Hürriyet, Milliyet ve Sabah gazetelerinden Refah-Yol Hükümeti örneğiyle inceliyor.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 392
Ağırlık : 392
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺285,00
Memory, Popular Culture and Public Perception

Despite the long history of Turkish-Arab relations, deep-rooted cultural links, and the many common interests of Turks and Arabs in politics, economics, and security, there is a dearth of research on Turkish-Arab relations in general and the Turkish public's perception of Arabs in particular. Arab Image in Modern Turkey: Memory, Popular Culture and Public Perception aims to show the sources and current shape of the prevailing views about Arabs among the Turkish public. The book analyzes the narratives about the Arab world in history and geography textbooks taught in primary and secondary education institutions since the early years of the Republic and shows how Arabs and Arab culture are portrayed. Based on the assumption that movies also play an important role in the formation of images, the image of Arabs in Turkish movies was examined, and interviews with screenwriters and directors were conducted to discuss the view of Arabs in Turkish cinema. On the other hand, a comprehensive survey was conducted throughout Turkey to determine the prevailing images of Arab language, culture, history and politics in Turkish public opinion. Arab Image in Modern Turkey: Memory, Popular Culture and Public Perception aims to contribute to the development of Turkish-Arab relations with its original data and analysis.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 252
Ağırlık : 252
En / Boy : 14 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺144,00

Çağdaş sosyolojik tartışmalar başlığıyla yayına hazırladığımız bu eser sosyolojinin son önemlerinde ortaya çıkan güncel konulara ışık tutmak için önemli bir çalışma olarak görülebilir. Sosyoloji, August Comte'nin ismini koyduğu ilk yıllardan itibaren toplumsal sorunlarla uğraşmıştır. Fransız ihtilalinin ortaya çıkardığı toplumsal sorunlar, kargaşalar sosyologların makro sosyolojik konulara daha fazla odaklanmalarına neden oldu. Anominin toplumsal açıdan büyük bir problem olması Fransız sosyologlarını bu sorunun çözülmesinde büyük bir çaba göstermeye itmiştir. Batı Avrupa genelindeki sınıfsal farklılıklar daha sonraları oldukça büyük toplumsal hareketliliklere neden olmuş sermayenin ve emeğin ayrışması Karl Marx gibi sosyologları sosyal teoriler üretmeye itmiştir. Alman idealist felsefesinde aydınlanma sonrası sosyal bilimler ve doğa bilimleri arasındaki ayrışmayı vurgulayan çalışmalar yayınlanmıştır. Pozitivizmin çocuğu olarak doğan sosyoloji Almanya'da yöntemsel açıdan farklı tartışmalarla yorumlanıyordu. Büyük Alman sosyoloji Max Weber sosyolojiyi yöntemsel açıdan oldukça farklı bir noktaya yerleştirmiş sosyolojinin doğa bilimlerine benzer şekilde çalışmalar yapamayacağı yorumlayıcı bir sosyolojinin gerekliliğini vurgulamıştır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 190
Ağırlık : 190
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

İnsanlaşma süreci tamamlanmış bir süreç değildir, devam etmekte olan bir süreçtir. El öpen ve el öptüren toplum gerçekliğimiz, devam etmekte olan insanlaşma sürecinin henüz geri bir evresinde olduğumuzu göstermektedir.
Ne yazık ki hakim kültür hala budur. El öpen ve el öptüren toplum gerçeğimiz aşılmadıkça, özgür ve demokrat birey ve çağdaş demokrat toplumdan söz edilemez.
Doğan Karaağaç


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺78,75

Seküler karakterinin yanında insanı ontolojik yapısından ayırarak farklı bir konuma yerleştiren modernleşmenin, bizatihi kendisinde olduğu gibi, etkilediği bütün toplumların mevcut yapılarından kaynaklanan bazı ekstra sorunları bulunmaktadır. Kabaca son beş yüz yıllık dünya tarihinin en önemli dönüştürücü dinamiği olan modernitenin farklı ülkelerde, farklı görünümleri ortaya çıkmıştır. Türkiye gibi bu süreci nispeten tarihsel gecikmişlik ekseninde yaşayan ülkelerde ise sorunun daha farklı boyutları bulunmaktadır. Esasen sistematik olarak 19. yüzyılda modernleşmemin tüm yönleriyle yüzleşmek durumuyla karşı karşıya kalan Türk toplumu, kadim tarihinden gelen birikimiyle birlikte bir takım krizleri atlatarak bu alanda kendi deneyimini yaşamaktadır. Yoğun siyasal gelişmeler sebebiyle kendine ait deneyiminin düşünsel alt yapısını tam olarak oluşturamamak gibi bir handikapla malûl olan Türk modernleşmesi, yine bu sebeple bu süreci daha çok ampirik boyutlarıyla idrak etmek durumunda kalmıştır. Ancak yine de bu alanda, aydınlar açısından yoğun bir çabadan ve bunun sonucunda ortaya çıkan büyük bir birikimden söz etmek mümkündür. Özellikle İkinci Meşrutiyet döneminden itibaren bu alandaki düşünsel laboratuvarın oluşumuyla birlikte Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanılan değişim, Türk entelektüelleri tarafından oldukça yüksek bir hassasiyetle ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Bunun sonucunda Türk toplumunun bu alanda geçirdiği bir takım badirevi süreçlerden sonra, kendine özgü bir modernleşmenin imkânları konusunda bazı önemli ipuçlarına ulaşılmıştır.
Bu kitap, sözü edilen alanda Türk aydınlarının düşünsel çabaları ekseninde, Türk modernleşmesinin aksayan yanları ve çıkış yolları konusunda ortaya koydukları düşünce ve tezlerin bir değerlendirmesini ihtiva etmektedir. Bu yönüyle modernleşme ile birlikte Türkiye’de yaşanılan toplumsal, kültürel ve düşünsel değişimin anlaşılmasına dair bir pencereyi aralamaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,84

 Kildaniler ve Doğu Süryani Kilisesi


Basım Ayı/Yılı : 2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 274
Ağırlık : 222
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

Bu çalışma, tertemiz doğası ve sularıyla, ağaç ve çiçek çeşitliliğinin zenginliğini gözler önüne seren gür ormanlarıyla, dört mevsim eşsiz güzellikteki yaylaları ve köyleriyle, kırsaldaki eski mimarî tarzıyla, yer adlarıyla, özgün Güce çayı ve Güce balıyla; Güce ilçesinin tarihsel derinliğini, coğrafî özelliklerini, sosyoekonomik ve kültürel kaynaklarını bilimsel verilerle inceleyen bir araştırmanın ürünüdür. Anlaşılır, sade diliyle, geçmişi irdelerken konuların ana hatlarına yönelmesi bakımından okura katkı sağlarken, okuru yormayarak geçmişe götürecek olan bu çalışma, yörenin geçmişini merak edenler için bir başvuru kaynağı olacaktır…


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 152
Ağırlık : 152
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

Sosyoloji yirminci yüzyılın başlarından itibaren önemli bir bilim dalı haline gelmiştir. Özellikle sanayileşmiş modern toplumların giderek artan problemlerinin çözümü sosyolojiden beklenir olmuştur. Bütün sosyal kurumlarda olduğu gibi bilhassa aile ve okuldaki ilişkilerin yarattığı meseleler “Eğitim Sosyolojisi”ne duyulan ihtiyacı daha da arttırmıştır. Buradan hareketle hem eğitim kurumlarının hem de öteki sosyal kurumların örgütlenmesi ve işleyişine sağlam bir zemin hazırlanması gerekmektedir. Bu kitap böyle bir maksada yönelik
olarak hazırlanmıştır.

Sağlıklı aile ve eğitim yapısından gelen bireylerin toplum kültürünü, siyasal ve ekonomik düzeni inşa etme kabiliyetleri yüksek olacaktır. Bu da iyi bir sosyoloji ve dolayısıyla “Eğitim Sosyolojisi” formasyonunu almakla mümkündür.

Eğitimde istenilen hedeflere ulaşabilmenin büyük ölçüde sosyolojik verilerin dikkate alınmasına bağlı olduğu unutulmamalıdır.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 264
Ağırlık : 264
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺97,50

Doğru cevaba ulaşmanın yolu, soruyu doğru sormak ve anlamaktan geçer.Ülkemizdeki sorunlara çözüm üretmek için öncelikle sorunları çözme isteğitaşımak, sonrasında sorunlarımızı doğru tespit etmek ve doğru çözüm önermek, kabul gören çözüm yolunu devlet politikası olarak görüp uygulamaya koymak gerekir. Yaşadığımız deprem sonrasında, unuttuğumuz olası İstanbul depremini tekrar konuşmaya başladık. İstanbul depremini en az can kaybı ve maddi hasarla atlatmanın yolunu arıyoruz... Sözde uzmanlarımız, bütün sorunlarımız için ekranlarda sabahlara kadar konuşuyor ve soruyor.
Kentsel dönüşüm neden yapılamıyor?
Neden binalar sağlam yapılmıyor?
Neden trafik bu kadar sıkışık ve neden ulaşım bu kadar zor?
Neden işsizlik önlenemiyor?
Terör neden önlenemiyor?
Neden hayat bu kadar pahalı?
Konut kiraları neden bu kadar yükseliyor?
Sorular sorular...
Soruyoruz; fakat sorulara cevap bulamıyoruz. Çünkü doğru soruyu sormuyoruz.
Neden insan doğduğu yerden göçmek zorunda kalıyor?
16 milyonluk İstanbul’un nüfusu neden 3 milyon değil?
Neden nüfusumuzun büyük çoğunluğu şehirlere göç ediyor?
Neden birilerinin ekemeyeceği kadar arazisi var da; neden birilerinin ev yapacak arsası dahi yok?
Neden 15 kişilik milyarder grubunun toplam serveti 70 milyonun toplam servetinden daha fazla?
Neden depremde bu kadar büyük yıkım ve can kaybı yaşıyoruz?
Neden?..
Unutmayın ülkemizdeki fay hatları jeolojik değil; sosyolojiktir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 118
Ağırlık : 118
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,00

Ali Faruk Göksu kitabını anlatırken şunlara değiniyor.

Batıkent, Sosyal Demokrat Belediye Başkanlarının bir başarı öyküsü. Vedat Dalokay ve Ali Dinçer’in Ankara Belediye Başkanlığı dönemlerinde ilk adımlarının atıldığı, Murat Karayalçın’ın; Kent-Koop Genel Başkanlığı sürecinde uygulanan ve projenin üçüncü Sosyal Demokrat Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu bir proje.

Batıkent, bir kent kurma düşü. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında eski Ankara’nın güneyinde, bataklık ve mera alanlarını da kapsayan 400 hektarlık boş bir alanda Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının "yeni şehir" kurma girişimiyle başlayan bir düşün devamı. Yeni Şehir’ den elli yıl sonra geniş ve genç kadronun bu kez Ankara’nın batısında 1.000 hektarlık buğday tarlasında kurduğu "yeni kent".

Batıkent, sivil hareket projesi. Bir dönem büyük kentlerimizin yarısından fazlasını oluşturan gecekondulaşma ve Batıkent modeli ile başlatılan kooperatifleşme hareketleri kentleşme tarihimizin iki sivil gücü.

Batıkent, Ankara’nın batı yakasının planlama hikayesi. Batıkent, Ankara yapılaşmasının topografik eşiklere ulaşması nedeniyle, tek seçenek olan Batı yakasının Ankara Nazım Planı ile güçlendirilmesinin öncü projesi.

Batıkent, kesimler arası bir işbirliği modeli. İşbirliği, Ankara Belediyesi ve Kent-Koop arasında yasal protokollere bağlanmış, merkezi yönetimin de yasal sorumlulukları çerçevesinde kurgulanmış bir model.

Batıkent, tarladan kente bir yolculuğun planlanması. Batıkent projesi, 516 konut birimi ile ilk iskanın gerçekleştiği; 1983 yılından bu yana 50.000 konut birimi, çarşıları, yeşil ve spor alanları ve kültürel kullanımlarıyla yakın çevresiyle 300.000 nüfuslu bir yaşam alanı.

Batıkent, geniş ve genç bir kadro hareketi. Uzun bir yolculuk sürecinde oluşan; genç ve geniş kadronun, yalnızca Batıkent projesinde değil, kamu ve özel sektörün diğer projeleri ile siyaset alanında da başarı gösterdiği bir proje.

Batıkent, bireysel tasarrufların biriktirildiği bir proje. Uluslararası kredi finansmanı ile kamu kredilerinin projeye aktarıldığı; Süleyman Demirel’in “Cumhuriyetimizin ilk on eseri içinde sayabilirim” dediği önemli bir uygulama.

Batıkent, kuram kurucu bir uygulama. Bu uygulama ile kamulaştırma, planlama, örgütlenme ve yaşam bileşenleri ile kentlerimiz için bir kuramın oluşturulduğu; 32 kentte 40 milyon metrekarelik alanın gelişmesine öncülük etmiş bir proje.

Batıkent, uluslararası başarısı olan bir proje. Birleşmiş Milletler - İnsan Yerleşmeleri Merkezi (Habitat) ile İngiliz Sosyal Konut Vakfı’nın düzenlediği yarışmada "gelişmiş ülkeler kategorisinde" birincilik ödülünü Karayalçın’ın dönemin veliaht prensi, bugünkü İngiliz Kralı III.Charles'dan aldığı bir proje.

Batıkent, yeni kentsel kooperatif hareketlerine öncülük etmiş bir proje. Gecekondu Çevresi Geliştirme, Halk Bahçeleri, Tarihi Çevrede Kooperatifçilik, Kent İşletmeciliği ve Emek Kooperatifçiliği gibi Yeni Kentsel Projeler dönemini başlatan bir hareket.

Batıkent, yeni yüzyılda yazılacak yeni hikayeler için hala ders alınacak bir proje. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının kent kurma düşleri ve proje tasarım ilkelerinin geliştirilmesi için yararlanılacak önemli bir deneyim.

Batıkent, ailemiz için de farklı anlamları ve yaşanmışlıkları olan bir proje.

Batıkent, aile olduğumuz, ortak arkadaşlıkların ve ortak anıların birlikte çoğaldığı duygu yüklü bir proje. " Havvacım, Farukçum" sözleriyle övgüler, "Havva hanım, Faruk bey" söylemiyle eleştiriler aldığımız (fırçalar yediğimiz), tatillerden çağrıldığımız, bize sürekli vizyon ve heyecan aşılayan, yetki veren ve destekleyen, proje demokrasisini kendisinden öğrendiğimiz ve deneyimlediğimiz, bugün bile desteğine gereksinim duyduğumuz ve öğrenmeye devam ettiğimiz, iyi ki Karayalçın’la çalıştık dediğimiz ilk projemiz.

Batıkent, geçmişi geleceğe aktaran, düşündüren ve düş kurdurmaya, heyecanlandırmaya hala devam eden bir proje. Tasarım araştırmacısı kızımız Nazlıcan’ın kitap çalışmasına yön verdiği ve her aradığında "okumak için sabırsızlanıyorum" dediği bir proje. Nazlıcan’ın, yararlandığım kitaplarının kapaklarının tasarımından etkilenerek, "bunlardan farklı şeyler yaratılmalı" önerisi üzerine düşündüren bir proje.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 249
Ağırlık : 249
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺149,00

Din, dil, ırk, etnik köken ve milliyet gibi sosyal kimlik sorunlarına dayalı çatışmalar, gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun dünyanın her köşesindeki toplumları tehdit etmektedir. Toplumların çokkültürlülük ve hoşgörü anlayışı, ileriki nesiller için güvenli bir gelecek inşa edebilmek adına hayati önem taşımaktadır. Kitabın amacı, bu tür çatışmaların yaşandığı Güney Kafkasya’da bölgesel temel aktör olan Azerbaycan'ın çok kültürlü toplum yaklaşımının jeopolitik dinamiklerini araştırmaktır. Kitabın Türkçe literatüre önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 194
Ağırlık : 194
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺138,57

1954 doğumlu Stefan Engel, nitelikli bir tesviyecidir ve bugün serbest gazeteci olarak çalışmaktadır. Gerçek sosyalizm davasını sahiplenen ve 1968’de örgütlenen Almanya Marksist-Leninist Partisi (MLPD) inşasında aktif bir rol oynamıştır.

1975’ten başlayarak partisinin önde gelen temsilcilerinden biri olmuş ve 2017 yılına dek uzunca bir dönem başkanlık görevini yürütmüştür. Stefan Engel, MLPD’nin teorik yayın organı olan Revolutionarer Weg’in 1992’den bu yana başında bulunmaktadır.

Stefan Engel, Uluslararası Sosyalist Devrimin Şafağı isimli kitabında yeni-emperyalist ülkeler tezini ilk kez ortaya koymuş ve geliştirmiştir.

Bu broşür, geliştirilen yeni-emperyalist ülkeler tezinin bilimsel kanıtlarını sağlama maksadı ile yazılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺24,90

Çankırı  kültürel  zenginliklerini  geleneksel  töre,  tören  ve  uygulamalarla, günümüze  kadar  taşıyan  örnek şehirlerden  biridir.  Çankırı  halkı  eski  Türk geleneklerinden günümüze gelen bu adet, inanma ve bunlara bağlı pratikleri tüm  canlılığıyla  korumuş  bu  inanış  biçimlerini  âdet  adı  altında  yaşatmıştır. Örneğin  halk inanışlarında  yer  alan  alkarası,  albastı  efsanesi,  uzun  ömürlü olması  için  çocuklara  Yaşar,  Durmuş,  Satılmış, Satı  vb.  isimlerin  verilmesi, türbelere  ve  kutlu  ağaçlara,  çalılara  bez  bağlanması,  çocuğun  ve  annenin 
kırklanması  kötü  ruhlardan  korunma  maksadıyla  değişik  adetlerin  yapılması bu düşüncelerdendir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 180
Ağırlık : 180
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺220,00

Suriye iç savaşı küresel ölçekte bir mülteci krizine dönüşerek bir insanlık sınavı haline gelmiştir. Bu krizde Türkiye, milyonlarca Suriyeliye kapısını açmıştır. Suriyeli sığınmacıların yaşadığı trafik durumlar ve karşı karşıya kaldıkları sorunlar durumlarının daha da dezavantajlı bir hale getirmiştir. Özellikle de bu süreçte en kırılgan gruplardan biri olarak sığınmacı çocukların geldikleri nokta konunun ne kadar hassas ve önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu açıdan çalışmada Suriyeli çocukların bugünkü durumları, sorunları, gündelik yaşam pratikleri, yaşadıkları değişim ve dönüşümler ile bunların etkilerinin göç ve sığınmacı olma kimliği altında nasıl deneyimlendiğinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Hem savaşa tanıklık etmenin hem de zorunlu olarak göç etmenin neden olduğu etkiler çocukları birçok açıdan zorlamaktadır. Sığınmacı çocuklar yeni ama yabancı oldukları mekânlarda pek çok sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Bu zorlukların en başında da eğitimden mahrumiyet, dil sorunu, düşük ekonomik koşullar, çocuk işçiliği ve entegrasyon problemi gibi sorunlar gelmektedir. Bu açıdan çalışma kapsamında Suriyeli çocukların zorunlu göç deneyimleri ve sonrasında hayatlarında ne gibi değişim ve dönüşümlerin olduğunun ortaya konulması amaçlanmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺210,00

İki ayrı evin kültürü içinde,birbirinden farklı değer ve öğretilerle büyüyen iki ayrı cinsten insanın bir araya gelerek oluşturduğu "evlilik" müessesesinin sağlıklı ilişkilerle yürütülemediği takdirde eşler için ne kadar yıpratıcı olduğunu anlatmak için rahmetlik anneannem "evlilik demirden leblebiymiş yiyene,ateşten gömlekmiş giyene" derdi.

Bu kitap kırk yıldır "evcilik oyunu" keyfinde evlilik yaşama becerisi göstermiş bir eğitimci tarafından ,demir leblebiyi çıtır leblebiye dönüştürmek,ateşten gömleği ise yazın serinleten ,kışın ısıtan kıvamda tutabilmek için geliştirilmesi gereken becerileri anlatmak amacı ile kaleme alındı.

Farklılıklara saygı duyan,toplumsal huzuru önemseyen ,problemleri çözmenin yolunun ihtiyaç duyulan bilgileri öğrenmekten ,geçtiğine inanan yazar,evliliğini,çocukları ve eşi ile beraber geliştikleri keyifli bir yolculuğa ,evlerini "yuva"ya dönüştürmek için verdiği emeği paylaşıyor okurlarıyla.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 183
Ağırlık : 183
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00
Korona Gün(lük)leri ve Sonrasında Dünya

Bir gün bir virüs ortaya çıktı, aniden dünyamız değişti. Şimdilerde herkes “artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacak” diyor. Gerçekten öyle mi olacak? Yoksa şimdilik kendimizi avutup kandırıyor muyuz?

Dünya, daha önce de salgınlar yaşadı; ama hiçbiri koronavirüs salgını gibi olmamıştı. Yaşadığımız ulaşım çağının bize sunmuş olduğu kolaylıklar, bu defa bize saldıran bir virüse aracılık etti, onu hızla bütün dünyaya yaydı. COVID-19 olarak adlandırılan bu virüs, bir pandemiye dönüşerek kısa bir sürede bütün dünyayı etkisi altına aldı. Ama virüsün bu denli hızla yayılmasını sağlayan küresel olanaklar, ne yazık ki onu önlemede yetersiz kaldı. Bu süreçte sadece küreselleşme çökmedi; ulus üstü kurumlar, büyük devletler, devasa ordular da itibar kaybetti. Doğa ve insanı mahvetmek için kullandıkları güç, gözle görülmeyen küçük bir virüs karşısında yerle yeksan oldu.

Küresel salgına küresel çözümler bulunamayınca, herkes kendi başının çaresine baktı. Ama bunun da sağlıklı bir yol olmadığı, dünyanın bir yerinden bu virüs olduğu müddetçe dünyanın hiçbir yerinin güvende olamayacağı biliniyor artık.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00
Kapitalizmin En Yüksek Aşaması

Lenin, 1916'da Birinci Dünya Savaşı'nın ortasında kaleme aldığı Emperyalizm: Kapitalizmin En Yüksek Aşaması eserinde, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarındaki sömürgeci yayılmanın ve emperyalist rekabetin, aynı dönemde kapitalizmin doğasındaki derin değişikliklerde nasıl kök saldığını; emperyalist güçler arasındaki bu gerilimin sonunda nasıl paylaşım savaşlarına yol açtığını gösteriyor. 
Kapitalizmin önceki aşamalarındaki sömürge politikasının, bankaların desteklediği tekelci sermayenin sömürge politikasından özündeki farklılıkları ortaya koyan Lenin, bu durumu Emperyalizm: Kapitalizmin En Yüksek Aşaması olarak adlandırıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 190
Ağırlık : 190
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺114,00
Kimlik Demokrasi Sekülerleşme

Sosyolojinin Üç Meselesi: Kimlik, Demokrasi, Sekülerleşme başlıklı bu kitap, modern toplum içinde bireyin psikolojik konumlanma biçimleri, toplum içinde kabul görme yolları ve toplumsal dayanışma formları, insanın anlam arayışı ve dinsel deneyiminin modern dünyadaki görünümleri hakkındaki sosyolojik düşünceyi analiz etme çabasının bir ürünüdür. “Kimlik” başlıklı ilk bölümde geleneksel toplumdan modern topluma geçerken toplumsallık formundaki değişim ve bu değişimin kolektif kimlikler üzerindeki etkileri ile siyasal kimliklerin ulusal ve küresel bağlamda karşılaşmaları ve çatışmalarını analiz edilen yazılar yer almaktadır. “Demokrasi” başlıklı ikinci bölüm, genel olarak modern toplumlarda siyasetin temel biçim ve ilkeleri üzerine odaklanmaktadır. Üçüncü bölüm, son zamanlarda sosyolojide yeniden gündeme gelen “Sekülerleşme” konusuyla ilgilidir ve ahlakî ilkelerin kaynakları ve işlevi hakkındaki tartışmalara katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

“Kimlik”, “demokrasi” ve “din” günümüz makro sosyolojisinin ele aldığı hemen hemen tüm sorunlarla ilişkili konulardır. Toplum (ve küreselleşen dünyada insanlığın) birlikteliği ve sürekliliği hangi ilkeler çerçevesinde sağlanacaktır? Bu ilkeler belirlenirken hangi bilgi kaynağı veya kaynakları referans alınacaktır? Kimlik siyasetinin yıkıcı çatışmalara yol açtığı, göç hareketlerinin giderek hızlandığı, iklim krizi gibi ekolojik sorunların çoğaldığı ve sorunların ulus-devletlerin sınırlarını aştığı, siyasal kurumların geleneksel sorun çözme tarzlarının yetersiz kaldığı, küresel açlık ve yoksulluk gibi günümüz toplumsal sorunlarının çözümünde hangi üst-değerler işlevsel olabilir?Sosyolojinin Üç Meselesi: Kimlik, Demokrasi, Sekülerleşme kitabı, iki asırlık sosyoloji biliminin birikiminden hareketle, günümüz sorunlarının analizini yaparak ve olası çözüm önerilerini tartışarak dinamik sosyoloji literatürüne katkı sunma yolunda bir adımdır.

Sosyolojinin Üç Meselesi: Kimlik, Demokrasi, Sekülerleşme başlıklı bu kitap, modern toplum içinde bireyin psikolojik konumlanma biçimleri, toplum içinde kabul görme yolları ve toplumsal dayanışma formları, insanın anlam arayışı ve dinsel deneyiminin modern dünyadaki görünümleri hakkındaki sosyolojik düşünceyi analiz etme çabasının bir ürünüdür. “Kimlik” başlıklı ilk bölümde geleneksel toplumdan modern topluma geçerken toplumsallık formundaki değişim ve bu değişimin kolektif kimlikler üzerindeki etkileri ile siyasal kimliklerin ulusal ve küresel bağlamda karşılaşmaları ve çatışmalarını analiz edilen yazılar yer almaktadır. “Demokrasi” başlıklı ikinci bölüm, genel olarak modern toplumlarda siyasetin temel biçim ve ilkeleri üzerine odaklanmaktadır. Üçüncü bölüm, son zamanlarda sosyolojide yeniden gündeme gelen “Sekülerleşme” konusuyla ilgilidir ve ahlakî ilkelerin kaynakları ve işlevi hakkındaki tartışmalara katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

“Kimlik”, “demokrasi” ve “din” günümüz makro sosyolojisinin ele aldığı hemen hemen tüm sorunlarla ilişkili konulardır. Toplum (ve küreselleşen dünyada insanlığın) birlikteliği ve sürekliliği hangi ilkeler çerçevesinde sağlanacaktır? Bu ilkeler belirlenirken hangi bilgi kaynağı veya kaynakları referansalınacaktır? Kimlik siyasetinin yıkıcı çatışmalara yol açtığı, göç hareketlerinin giderek hızlandığı, iklim krizi gibi ekolojik sorunların çoğaldığı ve sorunların ulus-devletlerin sınırlarını aştığı, siyasal kurumların geleneksel sorun çözme tarzlarının yetersiz kaldığı, küresel açlık ve yoksulluk gibi günümüz toplumsal sorunlarının çözümünde hangi üst-değerler işlevsel olabilir? Sosyolojinin Üç Meselesi: Kimlik, Demokrasi, Sekülerleşme kitabı, iki asırlık sosyoloji biliminin birikiminden hareketle, günümüz sorunlarının analizini yaparak ve olası çözüm önerilerini tartışarak dinamik sosyoloji literatürüne katkı sunma yolunda bir adımdır.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 408
Ağırlık : 408
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺153,00

Mekân-dil-bellek arasında aranacak herhangi bir ilişki için yer adlarının kültürel altyapısını incelemek, toplumların bellek oluşumunda mekâna verilen isimler ile temellendirilebilir. Toplumsal belleğin yaşayan ve her gün ve her gün birey ve topluma kendisini, yörenin kültürü içerisindeki değerini hatırlatan yer adları; hikâyeleri, efsaneleri, münhasır özellikleriyle soyut birer anıttan farksızdır.

Gaziantep'in yer adlarının tarihî ve kültürel arka planıyla incelendiğinde bu çalışmada farklı yer adı tasnifleri derlenmiş, Gaziantep'in kendine has yer adlarına en uygun tasnif tespit edilmiş ve kentin ismiyle müsemma mekânlarında âdeta zaman yolculuğuna çıkılıp hatırlanan mekânda yapılan toplumsal bellek arkeolojisi çalışmalarıyla yer adları katman katman gün yüzüne çıkarılmıştır.

Yaklaşımıyla gelecekteki yer adları çalışmalarına öncülük edecek bu eser, hem araştırmacılara hem de mekân-dil-bellek meraklısı amatörlere hitap ederek Anadolu’da keşfedilmeyi bekleyen yer adları hikâyelerinin ortaya çıkarılmasına önayak niteliğindedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 170
Ağırlık : 170
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺114,00

Oyun evrenseldir ve sandığımızdan çok evvel başlangıca sahiptir. Çocuk, henüz doğmamışken -sözüm ona hiçbir şeyden anlamazken- annesinin karnında göbek kordonuyla başlar oyununa. Doğduktan sonra kendi ve annesinin bedeni, sesi oyuncağı olur, dokunur, vurur, taklit eder... Yapılması ve yapılmaması gerekenleri bu oyun ilişkisi içinde öğrenir, sonra hayatına oyuncaklar, materyaller girer ve onlarla oynarken de dünyayı tecrübe eder. Kendi küçük dünyasının penceresinden dışarıdaki büyük dünyaya hazırlanır... Yani çocuğun iletişim dili de öğrenme dili de oyundan geçer.

Kitapta normal şartlar altında doğmuş ve gelişen 3-6 yaş çocuklarının çok boyutlu gelişimsel özellikleri ve bunları desteklemeye yönelik etkinlik önerileri yer almakta. Teknolojik oyun ve oyuncakların karmaşasından ve her türlü şiddetinden uzakta, ebeveyn-çocuk etkileşimini öğretme ve geliştirme hedefli bu eser tam da bu zamanda, çağının gerisinden ziyade çağının unuttuğu ve ihtiyaç duyduğu bir ara alana hizmet edebilir. Özellikle çocuğu ile oynamaktan sıkılan ya da malzeme bulamayan ebeveynler için hazır kaynak niteliğindeki eserle günbegün ebeveyn çocuk ilişkisini güçlendirebilir, çatışmaları azaltabilir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 106
Ağırlık : 106
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺104,50

Kemençemiz, türkülerimiz işitsel sanatların içindedir. Horanımız ritmik sanatların bir koludur. Güzel sanatlar insanların doğa karşısındaki duygularını, düşüncelerini; renk, çizgi, biçim, ses, söz, ritim gibi öğelerle güzel, etkili biçimde anlatma çabasından doğan içsel bir çalışmadır.

Kemençemin üstüne 1970’lerden günümüze yapılan halkbilim çalışmalarımın bir bölümüdür. Bu çalışmalar 1990’lardan başlayarak gazetelere, dergilere girdi. Bunların çoğu alanında ilk yazılardı. Özgündüler. Kaynak niteliğindeydiler. Kuruluşların, araştırmacıların, yazarların ilgisini çekti. Bu yazılar kaynak alınarak birçok çalışma yapıldı.

Horan sözcüğü üstüne geçmişten günümüze birçok yazı yayımlandı. Horanın çıkışı ile Türkçeliği üstüne birçok görüş ileri sürüldü.  Sözcüğün kökeni, ilk kez bu eserde açıklığa kavuşturuldu.

Kemençede, Horanda Görele merkez alındı. Kemençe, Horan ezgilerinin Görele merkez olmak üzere Görele’den batıya, doğuya, güneye… gidişi  “müzikte etkileşim” yoluyla kanıtlandı.

Bu eser Hayrettin Günay’ın Kemençe, Horan, Görele Türküleri üstüne yazdıklarıdır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 592
Ağırlık : 592
En / Boy : 16,5 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺198,00

Toplumumuzda yaşanan cinsiyet kültürünün, pratiğinin ve bilincinin değişimine transkültür adını veriyorum. Bunun içinde yozlaşan cinsiyet tutumlarına da transcinsiyet diyorum. Bu durum, kültürün sabitelerinden kopması ve belirsiz hâle gelmesidir. Cinsiyet de bu hâle geliyor. Dünyada ve Türkiye’de yaşanan transkültür ve transcinsiyet insanları kültürel bir kaosa sürüklüyor. Bu çalışma bunun nasıl olduğunu, neden olduğunu ve ne anlama geldiğini gösteriyor.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 147
Ağırlık : 147
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00
Tükendi

Engelli Hakları, Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Sempozyumu
Özlem Karaman Coşgun, İpek Sağlam


Basım Ayı/Yılı : 12/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺195,00
Tükendi

Yargıya Sosyolojik Bakış, Kültürel Kalıplar ve Yargılama, Yargı Reformu, Bütçe ve Yargının Etkililiği, Jürili Yargılama ve Sivil Hâkimler, Makul Süre/Yargılamada Gecikme, Usul ve Demokrasi, Objektiflik/Tarafsızlık, Mahkemelerin Kapasitesi ve Etkililiği, Hukuk Davaları, Ceza Davaları, Adli Hata, Mahkeme Yönetimi, Ceza Mahkemeleri, Mahkumiyet / Beraat Oranları, Yargı Reformunda Avukatların Rolü, Bilirkişi Sorunu, Çapraz Sorgulama, Davranış Kurallarını İçselleştirme, Mağdurların Korunması, Onarıcı Adalet, Adli Yargıda Yolsuzluk, UYAP ve Yargı (E-Adalet), Yasa Yapma Teorisi ve Uygulaması (legisprudence), Üst Mahkemeler, Hukuk Eğitimi ve Klinik Çalışma…

Kitabın içeriğini oluşturan bu başlıkları ardı arkasına saymak bile toplumumuzun hukuk alt sisteminde nasıl bir reforma, ne denli gereksinim duyulduğunu doğrudan gösteriyor.

Değerli Meslektaşım Mustafa Tören Yücel bu yapıtıyla Yargıyı ve reformunu demokratik siyasal yapıyla ilişkilendirerek, birinin gereklerinin ötekinin önkoşulu olduğunu da ortaya koymuş oluyor.

Hukuk Sosyolojisi'nin bir alt disiplini olan Yargı Sosyolojisi'nin yazarın kılgısal ve kuramsal meslek yaşamında çok özel bir ilgi ve çalışma alanı oluşturduğunu burada bize sunduğu bilgi birikimiyle ve seçtiği metodolojiyle görmek çok kolaydır.

Değerli Meslektaşım Mustafa Tören Yücel'i bu çalışmasından dolayı kutluyorum. Bilim çevresinin, yargı ve siyaset erbabının bu önemli yapıtı görmezlikten gelmemesini diliyorum.


Basım Ayı/Yılı : 2/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 552
Ağırlık : 552
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺530,00
Tükendi
Aileler ve Çocuklar için Kılavuz

Size bir iyi, bir de kötü haberimiz var… Önce kötü haberi verelim: Bu son salgın değil, olmayacak da. Ortaçağ ve sonrasındaki veba salgınları dışarıda bırakılırsa insanlığın sosyoekonomik ve kültürel anlamda en yoğun etkilendiği pandemilerden birini yaşıyoruz. Bu salgın bir süre sonra bitse bile yeni salgınlar gelecektir.

İyi haber mi? Salgına karşı mücadelede dayanışmayı, sevgiyi, dostluğu, gerçek yardımlaşmanın değerini öğrenme fırsatımız oldu. Hastalıktan “sosyal mesafe” ile değil, “toplumsal dayanışma” ile kurtulacağımızı öne çıkardık.

Maskeler, el dezenfektanlarıyla geçirecek uzun yıllarımız, yeni kuşaklarımız olacağı ortadadır. O nedenle sosyokültürel kodların uzun vadeli olarak evrilmesi düşünülmelidir. Bunun için okul-öncesi ve okul çocukları ile kadınların eğitimi kilit rol oynar.

“Zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür,” değil, “Zincirin tümü kadar güçlüyüz,” diyeceğiz. Pandemi sadece sağlıkçıların özveri ve kahramanlığıyla yenilmeyecektir. Herkes bir yapıdaki kilit taşları gibi doğru işlev gördüğünde, doğaya aykırı saldırılar, yaşam alanları kısıtlamaları durduğunda yenilir pandemiler.


Basım Ayı/Yılı : 8/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺61,50
Tükendi

Bu kitapta anlatılanlar, farklı coğrafyalarda yaşayan Kürtlerin hikâyesidir. Kürtlerin çıktıkları, geçtikleri, kondukları, yerleşip yaşadıkları toprakların bir ucu İran’ın Horasan bölgesinde, Belucistan, Hewreman ile Kirmanşah’ta, diğer ucu Pakistan ile Kafkasya’ya Orta Asya üzerinden uzanan geniş coğrafyada, güney ucu Mezopotamya ile Suriye, Filistin, Mısır, Sudan, Libya ve Cezayir’de; batı ucu ise Balkanlar’ın genelindedir. Yaşadıkları bölgelerde dört bir yana savrulmuş, direnmiş ve sürgün edilmiş bir halkın acısını, sevdasını, umudunu ve davasını görmekteyiz...


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 384
Ağırlık : 384
En / Boy : 16,5 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺290,00
Tükendi
Türkiye İçin Öneriler -1 Siyasi ve Sivil Haklar

Geniş bir diasporaya sahip olan Türkiye de uzun yıllardır yurt dışında yaşayan vatandaşları için çeşitli politikalar üretmiş ve ilgili kurumlara verdiği yetki ile bu politikaların uygulanmasını sağlamaya çalışmıştır. Zamanla değişen durumları ve beklentileri de dikkate alan bu çalışma, Türkiye’nin diaspora politikalarına dair öneriler ortaya koymayı hedefleyen serinin ilk ürünü olarak karşınıza çıkmaktadır. Bu ilk çalışmada siyasi ve sivil hakları merkeze alan politikaların analiz edileceği makalelere yer verilmiştir.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 140
Ağırlık : 140
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00
Tükendi

Siyasal bir sorun olarak ölüm nasıl kavranabilir? Topluluk ile kurucu kökeni arasındaki fark üzerinden yaklaştığımızda sorun kutsal ile ilgili bir soruna dönüşür. Din ile ölüm arasındaki bağ nerede düğümlenir?

Devletin kutsal ile topluluk ve bununla ilişkili olarak topluluk ile ölüleri arasına girdiği ya da ölülerin işlevine devletin el koyduğu topluluklarda şehitlikten veya kurbandan söz edilebilir mi? Ya da şehitlik ve kurban bu topluluklarda ölülere savaş açmanın, ölümü anlamsızlaştırmanın araçlarına mı dönüşmüştür?

Elinizdeki kitap, ölümü ölümden ibaret kılan bir eğilimi açıklamaya çalışmakta. Ölümün üzerinden çekip alınan tüm kutsallığı öldürmeye yükleyen bir eğilim.

Hüseyin Kırmızı ölüm ile toplumsal kuruluş arasındaki bağı ve bu bağın IŞİD’in somutlaştırdığı üst- Müslümanlık eğilimi için yarattığı gerilimi ele alıyor. IŞİD’in bu gerilime karşı geliştirdiği ölüm kurgularını sosyoloji, siyaset felsefesi ve siyasal antropolojinin verimini kullanarak analiz ediyor.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺86,24
Tükendi
Yas, Kimlik, Yüzleşme

Kolektif belleğin temel işlevi nedir? Nasıl inşa edilir? Kimlik-bellek ilişkisi kolektif düzeyde nasıl kurgulanır? “Biz”i inşa ederken içerdenlik ve dışardanlık kriterleri nasıl oluşur ve manipüle edilir? Kolektif bellek ve kimlik inşasında sürekli devrede olan iktidarın bu ikili bağlantıdaki rolü nedir?
Neden bazı toplumlar için kolektif bellek sadece olumlamalardan oluşan bir hikâyedir? Neden ortak geçmişe yönelik farklı bir kolektif bellek hikâyesi rahatsız edicidir? Neden geçmişin negatif eleştirisi “aidiyet” kimliğimize yapılmış bir saldırı olarak algılanır ve neden bu denli kırılgandır? Öznenin oluşumu doğrudan bellek ile ilişkilidir ama aynı zamanda dışardan kurgulandığından, kim olduğumuz sadece bir yanılsama değil midir? Belleğin çarpıtmalara bu denli açık olması ve kayganlığı, ben-biz kimliğini nasıl etkiler? 
Saime Tuğrul elinizdeki kitapta, yukarıdaki sorulara yanıt arayarak, kolektif düzeyde bellek, kimlik, belleği çarpıtma ve sorumluluk konularına açıklık getiriyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 320
Ağırlık : 320
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00
Tükendi

Başka Bir Dünyadan Şarkılar: Sinema ve Türkiye Sosyolojisi, iki kitaptan oluşan bir film çalışmaları derlemesinin ikinci kitabı. İlk kitap, Hayatın Taklidi Dünyanın Derdi: Film Çalışmalarında Güncel Yaklaşımlar’dı. Bu kitaplar, doktora tezi, verdiği dersler, kitap, makale ve çevirileriyle film çalışmalarının ve akademik sinema eğitiminin Türkiye üniversitelerindeki öncü ismi Nilgün Abisel’e armağan olarak tasarlandı. Başka Bir Dünyadan Şarkılar, doktora tezinden başlayarak Abisel’in çalışmalarında ağırlıklı bir yeri bulunan Türkiye sinemasına odaklanıyor. Bu çerçevede kitaptaki yazılar, çeşitli konuları (filmler, yönetmenler, dönemler, vd.) güncel yaklaşımlar üzerinden yenilikçi bir bakışla ele alıyor. Böylece Başka Bir Dünyadan Şarkılar, tarihten estetiğe, çevre, yaşlı bakımı ve demokrasi gibi başlıklardan sinema eğitimine, ele aldıkları meseleler açısından çeşitlilik içeren yazılar aracılığıyla, yerli sinema üzerine ilginç bir toplam sunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 7/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 248
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺92,40
Tükendi
Bir Karşılaşmanın Kenar Notları

Sosyalist hareket, bugün hangi noktada bulunursa bulunsun, kitap içindeki yazılardan da izlenebileceği gibi, esasen Alevi toplulukların da tarihlerinin bir parçasıdır. Ancak içinde bulunduğumuz günlerde, bu “parça” sanki bir tümörmüş gibi sökülüp atılmaya, düşmanlaştırılmaya, ondan doğan boşluğa ise milliyetçi, ırkçı, faşist ya da çeşitli görünüm biçimleriyle devlet tapıncıyla malul bir Alevilik inşasının temelleri atılmaya çalışılmaktadır. Bu kitap, okurların dikkatini, şimdiye değin bütünlüklü bir biçimde pek ele alınmayan bu ilişkiselliğe yöneltme amacını taşır.
Elinizdeki kitap, çok boyutlu bir biçimde, geçmişten bugüne sosyalistler ile Aleviler arasında gelişen ilişkilerin, sosyalizm ile Alevilik arasında kurulmaya çalışılan bağlantıların tartışılmasını hedefliyor. Alevilerin dikkatini yine Alevilerin kendisine, bu kez sosyalist hareketle ilişkileri ve bunun tarihsel bağlamına yöneltmeye dönük bir girişim olan bu eser, kendi sorunlarıyla diğer topluluklar arasındaki sorunların ortak zeminlerinden koparılmaya çalışılan Alevilerin, en azından başka bir tarihe sahip olduklarını hatırlamak bakımından önemli bir işlevi de yerine getiriyor.
Kitap geçmişten bugüne sosyalistler ile Aleviler arasında gelişen iç içeliklerin ve karşılaşmaların mekanda, zamanda ve çeşitli örgütsel formlardaki izlerini takip etmektedir.

 


Basım Ayı/Yılı : 11/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 376
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺136,40
Tükendi

Edebiyatımızda doksanlı yıllardan sonra mübadele konulu romanların ve öykülerin sayısının arttığı görülmektedir. Aile büyüklerinden bu göç hikâyelerini dinleyen evlatlar ve torunlar bu hatıralardan yola çıkarak romanlar ve hikâyeler yazmışlardır. Bu yıllardan sonra ülkemizdeki mübadil vakıflarının sayısının artması, son dönemlerde göç ve edebiyat olgusunun daha önem kazanması, bu konularda yapılan akademik tezlerin ve bilimsel çalışmaların çoğalması, kitapların neşredilmesi, sempozyum ve panellerin düzenlenmesi gibi olguların mübadele konulu eserlerin sayısının artışında bir rolünün olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Toplumlar geçmişlerine yüz çevirdiklerinde geleceklerine yön veremezler. İşte bu bilinçle yola çıkılarak hazırlanan kitap, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olmasının yanında mübadelenin de yüzüncü olması sebebiyle neşredilmiştir. Mübadelenin tarihî, psikolojik, sosyolojik bir olgu olmasının yanında edebî metinlere yansıyan yönleri kitaptaki incelemeler vasıtasıyla aktarılarak mübadillerin bu süreçte ve sonrasında neler yaşadıkları gösterilmeye çalışılmıştır. Birçok akademisyenin yazılarının yer aldığı bu kitapta tarihimize ve zorunlu bir göçü yaşamak zorunda kalan insanımıza sahip çıkma ve onları anlayabilme bilinci ile hareket edilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 448
Ağırlık : 448
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺450,00
Tükendi

TÜRKİYENİN SİYASİ SOSYOLOJİSİ

Türkiye’nin Siyasal Sosyolojisi,Türk siyasal deneyiminin toplumsal temellerini betimlediği gibi, siyaset kurumunun toplumu dönüştüren dinamiklerini de irdeliyor. Siyasal sosyolojinin temel sorunsallıklarına odaklanarak, bunların Türkiye’deki seyrini irdeleyen kitap, siyasal sosyolojik kuramların ışığında Türk deneyimini çözümlüyor. Devlet-toplum ilişkileri, siyasa-ekonomi ilişkileri, siyasal partiler, seçimler ve seçmen davranışları, sosyal hareketler, siyaset ve iletişim, göç, demokrasi-otoriterlik temalarını titizlikle ele alan çalışma, okura güncel tartışmaların bir değerlendirmesini de sunuyor.
Siyaset Sosyolojisi kitaplarının ağırlıklı olarak çeviri kitaplardan oluşması nedeniyle bu kitaplarda işlenen konular ve verilen örnekler Batılı konular ve örneklerdir. Sosyoloji, Siyaset Bilimi, Kamu Yönetimi gibi bölümlerde Siyaset Sosyolojisi dersini alan öğrencilerin kuramsal modellerle olaylar arasında ilişki kurmasının bu sebeple zor olduğu ortadadır. Türkiye’nin Siyasal Sosyolojisi bu önemli ihtiyaca bir cevap oluşturmaktadır.
Türkiye’nin siyasal meselelerini ve süreçlerini ele alan literatür her ne kadar zengin bir literatür olsa da Siyaset Sosyolojisi perspektifinden temel sorunsallıklara Türkiye özelinde eğilen bir çalışmanın eksikliği dikkat çekicidir. Türkiye’nin Siyasal Sosyolojisi bu önemli eksikliği de gideren bir çalışmadır. Siyaset sosyolojisinin temel konularının Türkiye üzerinde ele alındığı, tartışıldığı bu kitap, literatürdeki önemli eksikliği gidermeye adaydır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,00
Tükendi

Bir toplumun tarihinde ortaya çıkmış olan önemli belgeler, sözleşmeler ve antlaşmalar birer göstergedir. Bu göstergeler tarihin dönemeçlerine işaret ederler ve geçmişi yansıtırlar. Bizler bu belge ve göstergelere yaslanarak kendi geçmişimizi hatırlar ve nereden nereye geldiğimizi anlarız. Peki, Mecelle bugünkü gençliğe neyi hatırlatmakta ve ne anlama gelmektedir? Sanırım pek çoğu bunu duymamıştır, duyanlar da okumamıştır, okuyanlar da anlamamıştır! Duymayanlar haklıdırlar, çünkü Mecelle tarihimizin önemli bir belgesi olarak anlatılmaz! Duyup da okumayanlar da haklıdırlar, çünkü önemini kavrayamamışlardır! Okuyup anlamayanlar da haklıdırlar, çünkü okuyabilecekleri bir metinle karşılaşmamışlardır! Yeniden anayasa tartışmalarının yapıldığı bu dönemde Mecelle konulu çalışmamızın yayınlanıyor olması birkaç açıdan anlamlıdır: İlk olarak elinize sadeleştirilmiş bir şekilde okuyabileceğiniz ve anlayabileceğiniz bir metin sunulmaktadır; İkinci olarak elinizdeki çalışma Mecelle’nin sosyolojik ve felsefi bir yorumunu içermektedir; Üçüncüsü okuyacağınız bu çalışmayla dün ve bugün arasında bir ilişki kurabileceksiniz. Bu çalışma, öncelikle gençlere ama daha geniş olarak tarihsel belgelerin ruhunu keşfetmek isteyen herkese hitap etmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00
Tükendi
19. Yüzyıl Sonu İtalya'sından Sosyolojik Bir Analiz

İtalyan toplum bilimci ve bürokrat Gaetano Mosca’nın, 1893 yılında Sicilya mafyası tarafından öldürülen Palermo Belediye Başkanı Emanuel Notarbartolo’nun anısına verdiği “Mafya Nedir?” başlıklı konferans, mafya konusunda başlıca kaynaklardan biri sayılıyor. Memleketi Sicilya’da mafya örgütlerinin gelişmesine imkân veren toplumsal ve siyasi koşullardan yola çıkan Mosca, benzer koşulların hüküm sürdüğü her toplum için geçerli olabilecek bir analiz yapıyor. İşte bu konferansın metni –Türkiye’den bir akademisyenin sunuşuyla birlikte– ilk kez Türkçede.

Mosca, 19. yüzyıl İtalya’sında zayıflamış devlet yapısının doğurduğu otorite boşluğunu etkili bir biçimde dolduran mafya örgütlerinin yol açacağı sonucu şöyle betimliyordu: “Güçlünün zayıf üzerinde kurduğu baskı ve sıkı örgütlenmiş küçük azınlıkların, örgütsüz bireylerden oluşan büyük çoğunluk aleyhine uyguladığı despotik yönetim.” Mosca’nın öngörüsü ne yazık ki bugün için de geçerli.

Gaetano Mosca’nın bu kitapta ortaya koyduğu derli toplu mafya analizi, sadece bu olgunun kökenlerine ışık tutmakla kalmayıp mafya örgütlerinin faaliyetleri bakımından bir zamanların İtalya’sı ile günümüz Türkiye’sini karşılaştırma imkânı da veriyor. Yüzyıl öncesinden verdiği bilgelik dolu mesajı ise halen güncel: “Uyum içinde hareket etme becerisine sahip örgütlü bir azınlık tarafından korkutulup sindirilen ve boyunduruk altında alınan örgütsüz çoğunluğa mensup bireyler adli makamların kanatları altına sığınmaya cesaret edemedikleri müddetçe istismara daima açık olacaklardır.” Yüzyıl sonra bugün insanlar daha cesur, adli makamların yurttaşlara kol kanat germeye cesaret edip edemeyeceğini ise zaman gösterecek.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 100
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺18,75
Tükendi
Depreme Karşı Farkındalık ve Deprem Bilinci Kazanmak İçin

Depremi önleyemeyiz ama, karakter sahibi, liyâkata önem veren vatandaşlar yetiştirerek depreme dayanıklı binalar yapan bir toplum olabiliriz.

Doğan Cüceloğlu

Yüzde doksan ikisi deprem yaşama riski üzerinde bulunan bir ülkede yaşıyoruz, deprem gerçeğine karşı bilinçli olmak ve sorumluluklarımızı bilmek zorundayız. Deprem kuşağında bulunan bir ülkede yaşadığımızı hiç unutmayarak...


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 48
Ağırlık : 48
En / Boy : 20 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,00
Tükendi

Araştırma Makaleleri
Mustafa Kemal ŞAN - Erol Güngör’ün Türk Modernleşmesine Bakışı
Adem BÖLÜKBAŞI - Edebiyat Eleştirisi Yazıları: İnsanın Gerçeği Nerededir?
Fatih YILDIZ - Erol Güngör’ün Entelektüel Kimliği ve Türk Soluna Dâir Yaklaşımı
Hacı Musa TAŞDELEN - Erol Güngör’de Kültür ve Medeniyet İlişkisi
Öznur YAŞAR - Erol Güngör’e Göre Eğitimde Öğretmenin Rolü
Osman AYDOĞAN - Sosyal Sermaye Kavramı ve Ulus-Devlet

Söyleşi
Mehmet Tayfun AMMAN ile Söyleşen Mustafa Kemal ŞAN
“Erol Güngör Yalnızca Değerlendirme Yapmamış, Aynı Zamanda Değerlendirmelerinin Gereğini de Yapmış Bir Aydındır.”

Kitap İncelemesi & Tanıtım ve Değini
Ayhan KOÇKAYA - Erol Güngör
Editör: Murat Yılmaz
Salich TZAMPAZ - Erken Kayan Yıldız Erol Güngör
Beşir Ayvazoğlu
Osman AYDOĞAN - Bu Ülkenin Meselelerine Dair: Bir Erol Güngör Kitabı
Editör: Mustafa Kemal ŞAN


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 152
Ağırlık : 152
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺54,00
Tükendi
Kayseri ve Çevresi Toplumsal, Kültürel ve Ekonomik Tarihi

Kayseri ve çevresi, Cumhuriyet’in kuruluşunun öncesi ve sonrasındaki demografik, iktisadi, siyasi ve kültürel kırılmaları derinden yaşayan bir bölge. Kayseri’nin 1850–1950 yılları arasındaki hikâyesi, aynı zamanda ülkemizin yaşadığı toplumsal değişimin özeti olarak da ele alınabilir.
Bu kitapta, ‘Kayseri ve Çevresi Toplumsal, Kültürel ve Ekonomik Tarihi’ başlıklı
konferansta sunulmak üzere hazırlanan ancak konferansın yapılması engellendiği için sunulamayan bildirilerden bir seçki yer alıyor.
Disiplinler arası niteliği ağır basan bu çalışmalar, Kayseri ve çevresinin yaşadığı
travmatik dönüşümlerin kapsamlı ve eleştirel bir perspektifle ele alınmasına imkân tanıyacak nitelikte.

Konferans kitapları serisinin daha önce yayınlanmış kitapları:
    • Diyarbakır Tebliğleri 
    • Mardin Tebliğleri
    • Ermeni Soykırımı'nda Vicdan ve Sorumluluk
    • Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler
    • Mühürlü Kapı: Türkiye-Ermenistan Sınırının Geleceği
    • Yok Edilen Medeniyet: Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemlerinde Gayrimüslim Varlığı
    • 21. Yüzyılda Ermeni Kimliğine Eleştirel Yaklaşımlar: Kırılganlık, Direnç Ve Dönüşüm
    • İzmir ve Çevresi Toplumsal, Ekonomik ve Kültürel Değişimin Yüz Yılı


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 300
Ağırlık : 300
En / Boy : 15 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺105,60
Tükendi

Sağlıklı İlişkiler İçin

Hayatı Değiştiren Araçlar Edinmek...

 

Sevgi, saygı, güven ve anlayış temelli ilişkiler yaşamak isteyenler için somut araç ve yöntemler sunan Şiddetsiz İletişim, salt bir dil olmanın ötesinde, iletişim yönteminizi de içine alan bir bilinç, bir yaşama ve düşünme biçimi...

 

Marshall Rosenberg’in temel eseri olan Şiddetsiz İletişim: Bir Yaşam Dili kitabında sunduğu bu yaşama ve düşünme biçimini hayatı taşımanıza yardımcı olmak için hazırlanan Şiddetsiz İletişim Yardımcı El Kitabı öğrenme ve içselleştirme sürecinizi destekleyecek sayısız etkinlik, alıştırma ve kolaylaştırıcı öneri sunuyor.

 

Şiddetsiz İletişim Yardımcı El Kitabı, bireyler, alıştırma grupları ve öğretmenler için vazgeçilmez bir kaynaktır:

 

• Bireyler – Kendi öğrenme sürecinizde adım adım ilerlerken Şiddetsiz İletişim’in özgürleştirici potansiyelini günlük yaşamınıza dahil edebileceksiniz.

 

• Alıştırma Grupları – Şiddetsiz İletişim’le ilgili deneyiminiz ne olursa olsun, alıştırma grupları oluşturmanızı sağlayarak gerekli rehberliği alacaksınız; başlangıç için ipuçları, grup süreçlerini destekleyen öneriler, ihtiyaçlara göre özelleştirilebilen etkinlikler ve gruplarda yaşanan zorlukların üstesinden gelmek için fikirler bu kitapta.

 

• Öğretmenler – Öğrencileriniz için kendi Şiddetsiz İletişim eğitiminizi tasarlamak veya mevcut programınızı geliştirmek üzere ihtiyaç duyduğunuz kaynaklara bu kitapta ulaşacaksınız.

 

“Bu el kitabının, insanların Şiddetsiz İletişim uygulamalarını geliştirmelerine ve yaşamlarını güçlendirmelerine yardımcı olmak için sahip olduğumuz en önemli kaynaklardan biri olduğunu düşünüyorum.”

 

- MIKI KASHTAN, CNVC Sertifikalı Şiddetsiz İletişim eğitmeni, Nonviolent Global Liberation (NGL) topluluğu kurucu üyesi


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 19,8
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺84,00
Tükendi

Son yıllarda Türkiye’deki akademik çalışmalar da dâhil olmak üzere modernleşme öncesi tecdîd hareketlerine ilginin giderek arttığı görülmektedir. Bu bağlamda 17. ve 18. yüzyıllarda uç veren ihyâ tasavvurları, sonraki yüzyıllara damgasını vuran modernleşme hareketlerinin tarihî seyri içinde anlaşılmasını teklif eden yeni bir perspektifle ele alınmaktadır. Batılı tarih tasavvurunda İslâm toplumu için siyasî ve ilmî bir çöküş dönemi olarak kabul edilen 18. yüzyılda İslâm coğrafyasının farklı bölgelerinde ortaya çıkan ihyâ hareketlerinin bu bakış açısıyla değerlendirilmesi, İslâm toplumlarına dair tarihyazımına hâkim olan modernleşme ve Batılılaşma paradigmalarının ötesinde yeni bir çerçevenin oluşumuna katkı sunmaktadır.

Elinizdeki bu eser, sözü edilen hareketlerden biri olarak Şah Veliyyullah ed-Dihlevî’nin (1703-1762) ihyâ düşüncesini fıkıh ilmi merkezinde ele almaktadır. Bu bağlamda, “Dihlevîlik” kavramı altında Şah Veliyyullah’ın etrafında gelişen ilim çevresi ve ihyâ hareketinin İslâm düşünce dünyası üzerindeki etkilerini incelemektedir. Şah Veliyyullah’ın fıkıh düşüncesi, ihyâ hareketleri arasında yoğun tartışmalara konu olan “ictihad”, “taklid”, “maslahat” ve “mezhebe intisap” kavramları merkezinde tahlil edilmektedir. 18. Yüzyılda İslâm Dünyasında İhyâ Hareketleri: Şah Veliyyullah ed-Dihlevî ve Dihlevîlik, Şah Veliyyullah’ın fıkıh düşüncesi üzerinde derinleşmesi bakımından onu farklı açılardan inceleyen çalışmalardan ayrılmaktadır. Ahmet Aydın bu eserinde, fıkıh ilminin Şah Veliyyulah’ın ihyâ düşüncesinin en esaslı boyutunu teşkil ettiğini ortaya koymakta ve ihyâ projesinin onun tüm fıkhî faaliyetini izah edebileceği düşüncesini temellendirmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 544
Ağırlık : 544
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺196,00
Tükendi

Türkiye'nin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi'nin (Council of Europe) aldığı kararlar ve kabul ettiği sözleşmeler, yerleşik yabancıların yerel düzeyde seçme ve seçilme hakkını uluslar arası toplumun gündeminde tutmaktadır. Bu durum tarihsel gelişmelerin neden olduğu bir ihtiyaçla açıklanabilir. Çünkü büyük dış göç hareketlerine sahne olan 20. Yüzyılda, özellikle II. Dünya Savaşı nedeniyle ortaya çıkan göç dalgasını daha sonra Avrupa'nın yeniden inşası sürecinde ortaya çıkan uluslararası emek göçü takip etmiştir. Batı Avrupa ülkelerine çalışmak amacıyla göç eden misafir işçi statüsündeki göçmenler, vatandaşı oldukları devletlere geri dönmeyip kalıcı hale gelmişlerdir. Bu süreçte uzun süredir yerleşik olan yabancıların insan hakları çerçevesinde demokratik hayata katılımlarını sağlama gereği, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (AKYBYK) kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bağlamda yerleşik yabancılara yerel düzeyde seçme ve seçilme hakkını, bazı devletler kendilerine özgü çeşitli koşullarla ve sınırlılıklarla tanımaktadır. Belli süre ikamet koşulu, koloni ilişkileri, soy bağı, karşılıklılık ilkesi, aynı resmi dile sahip devletlerin yurttaşı olma gibi koşullar bunlardan bazılarıdır.

Son yıllarda uygun iklim şartları nedeniyle artan yabancı nüfusunun yanı sıra gelişen ekonomisi ile de Türkiye'nin, geleceğe ilişkin nüfus projeksiyonlarında dış göç alacağı öngörülmektedir. İfade edilen durum ve Avrupa Konseyi'nin bu hakkın tanınması konusunda verdiği çeşitli kararlar, Türkiye'nin yerleşik yabancılara yerel düzeyde seçme ve seçilme hakkının tanınması konusunu ele almasını kaçınılmaz kılmaktadır. Bu kapsamda Türkiye için yerleşik yabancılara yerel düzeyde seçme ve seçilme hakkının hangi koşul ve sınırlılıklarla tanınabileceğine ilişkin multidisipliner çalışmalara temel teşkil edecek önerilerde bulunulmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2011
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 175
Ağırlık : 175
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺195,00
1 2 3 ... 7 >

Sosyoloji Kitapları

Sosyoloji ile İlgili Kitaplar

Sosyoloji kısaca toplum bilimi olarak tanımlanmaktadır. Toplumların geçmişi, yaşayışları insanın toplum ile olan ilişkilerini ele alan bir bilim dalıdır. Sosyoloji kitapları ise sosyolojinin temel kavramlarını konu edinen edebi türlerdir. Toplum dinamik bir yapıya sahiptir. Sürekli gelişim ve değişim içinde var oluşunu sürdürmektedir. Bu değişimler ise sosyoloji alanının kapsamını genişletmektedir. Zaman içinde dünya üzerinde yaşayan toplumların hangi dönemlerden geçtiği, hangi durumlarla mücadele ettiği ünlü sosyologlar tarafından kaleme alınmıştır. Bu eserler toplumlara ışık tutacak nitelikte olan bilimsel verilerin de yer aldığı önemli eserlerdir. 

Sosyoloji kitapları tarihsel süreç içerisinde yazılmış, geniş içeriklere sahip kitaplardır. Toplumun tarihsel süreç içerisinde nasıl değişime uğradığı ve insan ilişkilerinin toplumsal etkilerini ele alan konuları okurların dikkatini çekmektedir. Sosyoloji ile ilgili kitaplar aynı zamanda üniversitelerde ders kitabı niteliğinde okutulan akademik kaynaklar arasında yer almaktadır. Bu alanda yazılmış kitaplar çeşitli toplum bilimciler tarafından okurlara sunulmuştur. Her biri sosyolojinin farklı alanlarına değinen ünlü sosyologlar, yazmış oldukları kitaplar ile geniş kitlelere ulaşmışlardır. Hem yazıldığı dönem hem de günümüzde faydalanılan bu kaynaklar politikacılara, yöneticilere, iş yeri sahiplerine fayda sağlamaktadır. 

Sosyoloji okuma kitapları, toplumsal eşitsizliği, toplumsal sınıfları, demografik yapı gibi konuları ele almaktadır. Bireysellikten uzak bir bilim dalı olan sosyoloji toplumsal sorunlarla ilgilenmesi açısından da ortak değerleri kapsamaktadır. Aynı şekilde sosyoloji ile ilgili kitaplar, olması gerekenle değil olanla ilgilendiği için objektif kaynaklar arasında yer almaktadır. Dünya çapında sosyoloji alanının gelişmesi bakımından birçok sosyolog sayısız eser ortaya koymuştur. Bu eserler içerisinde yer alan bilimsel bilgilerin yer aldığı akademik kaynaklar insanlık tarihine ışık tutmaktadır. Bunun yanı sıra sosyolojik romanlar olarak yazılmış toplumsal sorunları ele alan olay kurgusun sahip eserlerde edebiyat alanında geniş okuyucu kitlelerine ulaşmıştır.  

Ünlü Sosyolog Kitapları

Sosyoloji bilimin babası olarak kabul edilen Auguste Comte, bu alanda gösterilebilecek en ünlü sosyologdur. Bu alanda yazmış olduğu kaynaklar diğer ünlü sosyologlar için esin kaynağı olmuştur. Türk ve Dünya edebiyatında toplum bilimi kitabı olarak yazılmış birçok eser bulunmaktadır. Bu eserler arasında anlatımı sade, kolay anlaşılır olanlar okurlar tarafından daha çok tercih edilmektedir. Çünkü sosyoloji bir bilim dalı olduğu için yazılmış bazı eserlerde akademik dil kullanılmaktadır. Bu da kitapseverlerin çabuk sıkılmasını ya da kitabı yarım bırakmasına neden olmaktadır. Sosyoloji okumaları için anlatımın açık ve anlaşılır olması son derece önemlidir. Bu anlamda yazılmış ünlü sosyolog kitapları şu şekilde sıralanabilir: 

  • Sosyoloji Yazıları – Max Weber
  • Sosyoloji ve Felsefe – Emile Durkheim
  • Sosyoloji – Anthony Giddens
  • Sosyolojik Tahayyül – C. W. Mills
  • Dünya görüşü ve İdeoloji – Ali Şeriati
  • Okulsuz Toplum – Ivan Illich
  • Bu Ülke – Cemil Meriç
  • Komünist Manifesto – Karl Marx ve Friedrich Engels
  • Sosyoloji Tarihi – Nurettin Şazi Kösemihal
  • İntihar – Emile Durkheim
  • Sosyoloji Notları – Cemil Meriç
  • Değişen Dünyada Sosyoloji – Veysel Bozkurt
  • Türk Medeniyeti Tarihi – Ziya Gökalp
  • Tek Boyutlu İnsan – Herbert Marcuse
  • Mukaddime – İbn-i Haldun
  • Sosyolojik Düşünmek – Zygmunt Bauman

En İyi Sosyoloji Kitapları

Sosyoloji kitapları, sosyoloji bilimin geniş içeriği arasından seçilmiş temaları ayrıntılı bir şekilde ele almaktadır. Bu alanda yazılmış kitaplar diğer bilim dalları ile ilişkilendirilerek ele alınmaktadır. Siyasal sosyoloji kitapları bu anlamda devlet yöneticilerine, doğru yönetimin nasıl gerçekleşmesi konusunda bilgi vermektedir. Geçmiş toplumlardan örnek verilerek açıklanan konular gelecek nesillere ışık kaynağı oluşturmaktadır. Bu alanda yazılmış en iyi sosyoloji kitapları:

  • 21. Yüzyıl İçin 21 Ders – Yuval Noah Harari
  • Sosyoloji Tarihi – Claude Giraud
  • Kitle Psikolojisi ve Ego Analizi – Sigmund Freud
  • Kültür ve Toplum – Raymond Williams
  • Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu – Erving Goffman
  • Tüfek, Mikrop, Çelik – Jared Diamond
  • 1984 – George Orwell
  • Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla – Leo Huberman
  • Toplumun McDonaldlaştırılması – George Ritzer
  • Karakter Aşınması – Richard Sennett
  • Şeffaflık Toplumu – Byung Chul Han
  • Retrotopya – Zygmunt Bauman

En Çok Okunan Sosyoloji Kitapları

Sosyoloji için okunması gereken kitaplar başlangıçta temel kavramlarla başlamaktadır. Sosyolojik terimlerin tam ve düzgün bir şekilde öğrenilmesi, yazılmış sosyoloji kitaplarının daha iyi kavranmasına olanak sunmaktadır.   Sosyolojiye yeni başlayanlar için kitap önerileri ise Dünya edebiyatında bu alanda yazılmış önemli eserleri içermektedir. Roman şeklinde yazılmış ve okurlarına belirli bir olay üzerinden toplum hakkında bilgi veren kitaplar çok satan sosyoloji kitapları arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bu da kitabın daha çok kişi tarafından görülmesini ve okunmasına imkân sunmaktadır. Okunması gereken sosyoloji kitapları ve içerikleri: 

  • İntihar – Emile Durkheim: Emile Durkheim tarafından kaleme alınmış bir sosyoloji okuma kitabı olarak ilgi görmektedir. İntihar kavramı ve intiharın nedenleri, toplumla ilişkisi üzerine yazılmış sosyoloji okumaları arasında yer alan önemli bir eserdir. 
  • Bu Ülke- Cemil Meriç: Türk Edebiyatında sosyoloji alanında ilk akla gelen yazarlardan biri de Cemil Meriç’tir. En iyi sosyoloji kitapları arasında yer alan Bu Ülke kitabında Türk İnsanının toplum yapısını, doğu ve batı ideolojisini, ayrımları sosyolojik açıdan ele almıştır. 
  • Tüketim Toplumu – Jean Baudrillard: Geçmiş ve gelecek arasında bağ kurmuş önemli bir eserdir. Geçmişte İnsanlar günümüzde tükettiği şeyleri tüketiyor muydu, gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçları tüketim çılgınlığında olduğunu anlatmaktadır. Toplumsal açıdan tüketimin insana prestij kazandırdığı düşüncesi üzerine yazılmış sosyoloji için okunması gereken kitaplar arasındadır. 
  • Özgürlükten Kaçış – Erich Fromm: İnsanların özgürce yaşamanın sorumluluklarını alamadıkları takdirde belirli otoritelerce yönetilmek zorunda kalmaları üzerine yazılmıştır. Modern toplumların şekillenmesini ve toplumların nasıl otoritelerce yönetildiğini analiz etmektedir. 
  • Şarkiyatçılık – Edward Said: Kitap Batı toplumlarının gözüyle doğu toplumlarını anlatmaktadır. Batı toplumunun bakış açısı üzerine kurulu anlatımı ile okurlarını etkilemiştir. 
  • Vitrinde Yaşamak – Nurdan Gürbilek: Eser Türk toplumunun yaşamını, kültürel özelliklerini anlatmaktadır. 1980'lerde Türkiye’de yaşanan gelişim ve değişim üzerine yazılmış, okurlarına darbe sonrası hayat hakkında bilgi vermektedir. 
  • Sosyoloji – Anthony Giddens: Sosyolojiye giriş kitap önerileri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Sosyoloji bilimine dair her türlü bilgi bu eser içerisinde kolaylıkla bulunabilmektedir. 

Sosyoloji Tarihi Kitapları

Sosyoloji tarihi kitap olarak geçmiş yüzyıllarda yazılmış birçok eser bulunmaktadır. Sosyolojinin nasıl ortaya çıktığı, nasıl geliştiği ve geleceği nasıl etkileyeceği üzerine yazılmıştır. Bu kitaplar, insanların yaşamına yön vermesi ve yaşanılan olaylardan ders çıkarılması bakımından önemlidir. Günümüzde ünlü sosyologlar bu alanda yazmış olduğu kitaplar dünya tarihine yön veren olayları konu edinmektedir. Toplumların yaşam tarzını, değişimlerini konu alan sosyoloji okuma kitapları bireylerin yaşamları ve toplumsal gidişatın yolunu göstermektedir. 

Sosyoloji ile ilgili kitaplar sayesinde okurlar toplumsal konular hakkında bilgi sahibi olmaktadır. Sadece akademik değil güncel bilgilerin önemi bu kitaplar aracılığı ile okurlara hissettirmektedir. Türk sosyoloji tarihi kitapları arasında en önemlisi Türk Sosyoloji Tarihi – Bayram Kaçmazoğlu tarafından kaleme alınmıştır. Türk sosyolojisinin her adımını ayrıntılı olarak ele alan bu kitap oldukça bilgilendirici içeriğe sahiptir.

 

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı