Yirminci yüzyılın başında Makedonya'da geçen Sadakatsizlik, efsanelerden ve tarihten güç alarak âşıkların sıra dışı öyküsünü anlatıyor.
Mena'ya yaptığı evlenme teklifi ailesi tarafından reddedilen Sone, sevgilisine kavuşmak için yeterli parayı toparlamak üzere Amerika'ya gider. Ancak yola çıktıktan birkaç gün sonra Sone, kendisini Yeni Dünya'ya götüren gemide yolcu olarak bulunan başka bir kadının çekimine kapılır. Traykoski'den, sade fakat masalsı bir üslupla, farklı anlatıcıların akıcı anlatımıyla ay, güneş, sadakatsizlik, kalp kırıkları ve kayboluşlar üzerine sürükleyici bir hikâye.


"Traykoski'nin anlattığı hikâyede iyi bir okur birden edebî çağrışımlar denizine düşebilir. Bu kitap, şairane bir üslubun güzelliğiyle ve eski mitlerle efsanelerin haleleriyle sarılmıştır. Sadakatsizlik, okurun ilgisini kesinlikle hak eden bir roman."
– Muharem Bazdulj, Politika (Sırbistan)


Basım Ayı/Yılı : 9/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Selanik Numan Paşa Sokağı’nın 37 numaralı evi bizim hafızamıza Pembe Ev olarak kazınmıştır. Atatürk’ün çocukluk öyküleri de hep o evin etrafında şekillenir. Zübeyde Hanım’ın hayat hikâyesinin ne yazık ki o ev kadar “pembe” olmadığı da bilinen bir gerçektir. “Zübeyde Hanım’ın Çilesi” hem o evin tarihi hem de başta annesi olmak üzere Atatürk’ün ailesinin Selanik’te yaşadığı sıkıntılı hayatın romanı olarak da okunabilir.

Pembe eve taşınıncaya kadar geçen süreçte doğan tüm çocuklarını toprağa gömen çileli annenin küçük Mustafa’yı kucağına almasını, Makbule’nin ve Naciye’nin doğumunu, kardeşlerin çocukluk anılarını, yaşanılan maddi sıkıntıları, hastalıkları, Ali Rıza Efendi’nin ve küçük Naciye’nin zamansız ölümünü ve adım adım insanlarla birlikte toprakların da yitirilişini gözlerimizin önüne seren “Zübeyde Hanım’ın Çilesi”, her yaştan herkesi içine çekecek türden bir roman


Basım Ayı/Yılı : 8/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 212
Ağırlık : 212
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺78,00

Shay Zucconi’nin üvey büyükannesi öldüğünde, Shay’e bir lale çiftliği bırakmıştı ancak iki şartı vardı. Birincisi, Shay’in küçük bir kasaba olan Friendship, Rhode Island’daki evine taşınması.

İkincisi –ve nişanlısı düğünü iptal ettiği için en büyük sorun olan– Shay’in bir yıl içinde evlenmesi. Shay’in dünyada en son istediği şey evlilikti; fakat emin olduğu tek bir gerçek vardı ki o da evi kurtarmak için her şeyi yapmaya hazır olduğuydu.

 

Noah Barden, lisedeyken Shay Zucconi’den

hoşlanıyor olmasına rağmen bunu ona hiç söylememişti.

Okulun en güzel ve en popüler kızına

çıkma teklif edemeyecek kadar utangaçtı.

Uzun yıllar sonra, Noah aile işini yürüten,

yeğenine babalık yapan bekar bir adam hâline geldi.

Gençlik aşkıysa aklının ucundan bile geçmiyordu.

Ta ki Shay eve geri dönene kadar.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 496
Ağırlık : 496
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺135,00

Zaten ben her şeyden korktum ve korkularım boyumu hep aştı. Her korku çocukluğumun gölgesiydi sanki. Korktum. Her şeyden, herkesten korktum... En çok da kendimden korktum. Aynaya bakmaktan, sokağa çıkmaktan, markette soru sormaktan, annemle dışarıda bir korku olmadı ama hiçbir zaman. Yüzüne baktıklarım da benden korktu. Haklıydılar, nasıl korkmasınlar ki...

Çocuklukluğundan şimdiye uzanan travmaları ile yan yana yürüyen Oğuz,

Kadın olmanın büyüsünden bihaber, eğlenceli, ruhu zengin anne Tüliş,

ve Oğuz’un dünyanın merkezine koyduğunu çok sonra anladığı kadın Asiye...


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 118
Ağırlık : 118
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,80

İki lanet.
Bir kehanet.
Herkesin korktuğu bir hesaplaşma. Ve kaderden bile güçlü bir aşk.
Cehhennemin kral ve kraliçesine selam olsun!

Emilia, öğrendiği gerçekleri kabullenmeye çalışırken, bir yandan da Öfke’nin ona veremeyeceği tek şeye sahip olmak istemektedir: Kalbine…

Hırs Hanedanı’nın değer verilen ve rütbeli bir üyesi suikasta kurban gidince iblis mahkemesi kurulma kararı alınır ve baş şüpheli, Emilia ile ilişkili birisidir. Her şeye rağmen bu gizemi çözmeye karar veren Emilia, bu yolculukta kendi geçmişiyle de yüzleşecektir.

Ya Kötüler sandığından daha yakındaysa? Ya gerçek, Emilia’nın kalbine mâl olursa?

“Üzerimizdeki laneti tarihe gömmek istiyorum. Büyümü esir eden kafesi paramparça etmek istiyorum. Kralım tüm kalbiyle benim olsun istiyorum.”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 368
Ağırlık : 368
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺127,05

“Charles Dickens 1859 yılında yazdığı İki Şehrin Hikâyesi kitabında 1789 Fransız İhtilali döneminde Paris ve Londra’yı anlatır, karşılaştırma yapar. Canlı bir tablo gibi beynimize kazınır bu iki şehir. Mithat Cemal Kuntay, 1938’de yazdığı Üç İstanbul adlı romanda geriye dönerek İstanbul’un üç ayrı dönemine vurgu yapar. Osmanlı’nın hangi şartlarda ve nasıl kişiler elinde çöktüğünü̈ canlı bir şekilde anlatır. Ben de 40 yıla yaklaşan öğretmenlik hayatımda, yaşadığım olayların bir dökümünü̈ yaptım. Muhasebe, muhakeme ve mukayeseyi birlikte yaparak bu duruma nasıl geldiğimizi hatırlayalım istedim.”


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Sevgili    çocuklar,    değerli    büyükler
Sesimizin    gittiği,    her    yerdeki    insanlar
Ağalar,    beyler,    tüm    şehirler    ve    köyler
Kızlar    oğlanlar,    sözümüzü    yazanlar
Teyzeler    halalar,    dadılar    ve    lalalar
Babalar    ve    dedeler,    kundaktaki    bebeler
Aksakallı    erenler,    ak    pürçekli    nineler
Deli    deli    kanlılar,    çipil    çipil    canlılar
Açık    gözlerinizi    yumun,    yumuk    kulaklarınızı    açın!
Dinleyin    hele.
Şehirden    köye    ziyarete    gelen    bir    grup    öğrenciyle    yaşanan    hoş    bir    masal…
Eleştiri    ve    görüşleriniz    bize    ışık    olmaya    devam    edecek,    her    zaman…
Selam ve    saygılarımla,


Basım Ayı/Yılı : 3/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 152
Ağırlık : 152
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

“İşte zafer geldi. Savaşın yol açtığı yıkımı ortadan kaldırmak ve memleketi eski hâline getirmek için büyük bir çalışma gerekiyordu. Savaştan yeni çıkmış olan kişiler büyük bir şevkle çalışmaya başladılar. Böylesine büyük işlere şahit olan yazarın bundan bahsetmemesi mümkün mü? Altın Vadiden Esintiler romanımı böyle duygularla yazdım. Savaştan kolektif çiftliklere dönen girişimci kahramanlarımı­zı (…) göstermek istedim.” (Özbekis­tan Medeniyeti Gazetesi 1965, 9 Ocak).
“Özbekistan Halk Yazarı” ödüllü Musa Aybek'in, 1949 yılında yayımlanan bu romanında, 2. Dünya Savaşı sonrası Özbekistan'da sosyal ve ekonomik alanda yaşanan sorunları ve değişimi, gerçekçi bir üslupla okuyacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 591
Ağırlık : 591
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

“Yas tutacak vakit kalmadı.
Yazıp unutmalı ve defterimi kapatıp büsbütün unutulmalıyım.”

Onun adı Mehmet Aşçı. Kırk yedi yaşında. Her üç erkekten birinin adı ve her on kişiden birinin soyadıyla kutsanmış, alelade bir fert... Ancak klişelerin boşuna klişe olmadığı düşünülürse öylesine atanmış gibi duran bu ismin de bir sırrı var mıdır? Vedat Türkali İlk Roman Ödülü’ne layık görülen Ölüler Kıraathanesi (2020) ve ikinci romanı Suni Tebessüm (2022) ile okurdan büyük ilgi gören Fatih Gezer, üçüncü romanında unutmanın, hatırlamanın ve aşkın kimyasına eğiliyor, “zamanda asılı kalmış” benzersiz bir zihne eşlik ediyor: Ruhunu Satanlar Derneği, yalnızlıktan başka bir tat vermeyen, özel ama “lanetli” bir yemeğin trajikomik hikâyesinin etrafında, tek derdi “anlaşılmak” olan bir adamın bilincindeki dağınık uçları birbirine bağlarken bu topraklara özgü tuhaf siyaset zemininin bin bir yüzlü gerçeğine de bakıyor.

Unutmanın lütfunu bilmiyor, idrak edemiyor insanlar. İstiyorlar ki, herkes onlar gibi hatırlasın, hatırlasınlar ki tarihin hafızasında unutulmaz bir yere gömülsünler. Halbuki insanları unutulmaz kılan, keşfedilmemiş sırlarla, arkalarında kocaman bir gizem bırakarak gözlerini yummalarıdır. Ben tüm sırlarımı afişe edip anlaşılmak istiyorum.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺122,18

Philip Roth tarafından edebiyatın önde gelen Holokost tarihçisi diye nitelendirilen Aharon Appelfeld, Hüznün Kıyısına adlı romanında bu kez İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesine yakın bir zaman dilimine odaklanıyor. 

Dondurucu soğukla, açlıkla ve peşlerine düşen Alman askerleriyle mücadele eden dört düzine direniş savaşçısı sağ kalmaya, Alman birliklerini sabote etmeye ve olabildiğince çok insanı kurtarma çabalarını sürdürmeye kararlı bir halde Ukrayna’da bir ormanda saklanırlar. Toplama kamplarına giden trenlerdeki çaresiz insanları kurtarmak için ne gerekiyorsa yapacaklardır. Liderleri, erkek ve çocuklardan oluşan ayak takımı çetesini ahlaki pusulasını kaybetmeden hedeflerine ulaşan disiplinli bir güce dönüştürme çabalarında acımasızdır. Partizanlar, yiyecek ve erzak için köylülerin evlerine baskın yapmadıkları ya da pusuya düşürüp öldürdükleri askerlerden aldıkları silahlarla eğitim yapmadıkları zamanlarda, Yahudilerin terk edilmiş evlerinde buldukları inanç ve felsefe kitaplarını okurlar. Kadınlardan, yaşlılardan ve korudukları son derece dirençli öksüz çocuklardan güç alan Partizanlar, Sovyet Ordusu’nun ilerleyişi hakkında haberleri duyduklarında, geri çekilen Almanların yerleşkelerine şiddetli bir saldırı düzenleyeceğini düşünerek hazırlık yapmaya başlarlar. Sonrasında yaşanan yürek burkan olaylar esnasında hayatta kalanlar ölülerini gömmek ve yaralılarıyla ilgilenmek için ormandan çıktıklarında bu kez onları hiç de hoş karşılamayan acımasız bir dünyayla yüzleşirler. 
Ailesine ve savaştan önceki yaşamına dair anılarıyla hayata tutunmaya çalışan on yedi yaşındaki Edmund tarafından aktarılan Hüznün Kıyısına, Aharon Appelfeld'in ödüllü romanlarına özgü sürükleyici ayrıntılarla dolu benzersiz bir hikâye anlatıyor. 


Basım Ayı/Yılı : 9/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺210,00

Seçkin kitapçılarda, www.oglak.com’da, Zambak Sokak 21 Beyoğlu’nda ve internet satış noktalarında… Adam, debeleniyor, kanlı kuşa, hareket eden akrebe ve yılana bakıyordu. Öyle dehşet içindeydi ki ağzındaki bağ, haykırışlarını durduramıyordu artık. Gittikçe kasılıyordu. Kumral pelerini geriye savurdu, tuniğinin tokasını açtı, elini göğsüne sokup sivri uçlu bir kurşun levha çıkardı. Levhanın üzerinde lanet sözcükleri vardı. Ayrıca kuş, yılan ve akrep figürleri nakşedilmişti. Kadın, levhayı hendeğe fırlattı. Hetairalar, gözlerini cansız bedene dikti. İkisinin de yüzleri sert, bakışları donuktu… Detektif Sokratis, Bu kez yılanlar, akrepler ve kuşlara bezenmiş kadim bir lanetin izlerini sürüyor… Kan donduran cinayetlerin sebebi lanetin yazılı olduğu kil tabletler mi, yoksa… Detektif Sokratis’le birlikte bu gizemi çözmeye var mısınız? Oğlak Yayınları, polisiye edebiyatın usta yazarı Suphi Varım’ın, “Detektif Sokratis Polisiyeleri”nin onuncu kitabı, Sokratis ve Cehennemlik Adamın Laneti’ni Maceraperest Kitaplar arasında yayımlamaktan gurur duyar.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 11 / 18
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺149,40

Orhan Gülsoy, oğlu ve karısıyla yaşadığı hayatta daima kendisini kandırmış; çevresindekileri hep kendi görmek istediği gibi anlamlandırmaya çalışmış bir modern zaman “tutanamayan”ıydı. Rutini içinde boğulsa da kendisine nefes alacak alan bırakmayan biriydi ama aynı zamanda belki de sadece zihnindeki “çalışan”, “baba” ve “koca” imajlarının gerekliliklerini yaparak yaşama tutunmaya çalışıyordu. 
Yaşam, onun bu çabasını takdir etmek yerine, büyük bir kaza geçirerek sınanmasına karar vermiş; bu kaza da, ailesinin farkında olmadan üzerinde tutunduğu zeminin sarsılmasına, hayatlarının alt üst olmasına sebep olmuştu. 
Bir ailenin üç kuşağının varoluşlarını sorgulamaya başladıkları; birbirlerini nasıl etkileyip dönüştürdüklerini fark etmeden, kestirmeden birbirlerini suçladıkları ama tüm bu hesaplaşmayı zihinlerindeki seslere söyletmekten ileri gidemedikleri bir sarmala sıkışıp kalmış insanların hallerine tanıklık ederken, çevrenizdeki insanlardan da kendinizden de parçalar göreceksiniz.
Güçlü psikolojik tahlilleri, zengin imgeleri, çok katmanlı olay kurgusu ve etkileyici üslubu ile “Son Vagon”, hem 2018 yılındaki Çorlu Tren Kazasına bir saygı duruşu; hem de toplumsal hafızamıza çakılmış bir mıh…


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,00

Floransalı nümizmat ve botanikçi Domenico Sestini bu eserinde eşine az rastlanır bir Boğaziçi anlatısı sunuyor. Bir sandal gezisiyle bütün Boğaziçi yerleşimlerini ziyaret ederek başlayan eser ilk bölümde yazarın Ortaköy, Tarabya, Büyükdere ve Üsküdar’da gözlemlediği Boğaziçi bağlarına uzanıyor. Yeni kurulan bir bağda beş yıllık bir süreç içindeki tüm bağcılık uygulamaları detaylıca anlatılırken üzüm türleri ve şarap yapım tekniklerine dair ender bulunur bilgiler veriliyor. Şöyle yazıyor Sestini: “... sizlere on dönüm arazi alıp bağa çevirmenin maliyetini nakledeceğim. İşe en başından başlayıp bağ kâra geçene kadar yapılan masrafları göreceğiz. Tabii bağa yıl yıl nasıl bakmak gerektiğini de… Bağ bakımının iyi idrak edilmesi, bağcılığın ihtimam ve sebatla yapılması gerekiyor.” Kuruş, para ve akçe cinsinden tüm masraf ve getirilerin sunulduğu tablolar ise bu ilk bölümü daha da değerli kılıyor. İkinci bölüm, Boğaziçi bostan ve tarlalarındaki zirai üretimi inceliyor. Yazar hububattan baklagillere, meyve sebzeden yabani türlere geniş bir yelpazedeki mahsul çeşitliliğini Türkçe adlarıyla sunuyor. Bu sıra dışı eser, üçüncü bölümde Boğaziçi bahçelerine uzanıyor. Sestini’nin detaylı Osmanlı bahçeleri tasvirini, modern botanik biliminin kurucusu kabul edilen Linneaus’un sistemiyle yaptığı çiçek sınıflandırması izliyor. Yazar tıpkı zirai mahsuller gibi ağaç ve çiçekleri de Türkçe adarıyla veriyor. Son bölüm ise Osmanlı av teşkilatı ve Boğaz’daki av hayvanları üzerine. Avcı sultanlara dair bir anlatı da sunan bu bölüm, Boğaz’daki ormanları incelerken hayvan varlığını da yine Linneaus sistemiyle ve Türkçe adlarıyla aktarıyor. İstanbul Boğazı’na dair en değerli birincil kaynaklardan Boğaziçi 1779, Mary Işın’ın önsözüyle Türkçede.


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 124
Ağırlık : 124
En / Boy : 16,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺78,75
Seydişehir Bozkır Efsaneleri

Yüreği ta ezelden yanıktır Türk’ün. At binip, kılıç kuşandığı gibi sözlerin en güzelini de kuşanır. Kuşanır da efsane olur dillerde, hiç kurumayacak bir pınar olur çağlar gönüllerde. Göçüp geldiği ata yurtta baksı olur adı, yiğitlerin destanlarını taşır yarınlara. Ozan olur, Dede Korkut kopuzunda; soy soylayıp boy boylar. Varıp konduğu Ana yurtta âşık olur ateşin içinde, Yaradan söyletir her birini. Ozanlar halktan alır halka verirlerken, âşıklar da Hakk’tan alıp halka verirler. Zamanın birinde böylesi âşıklardan biri omzunda sazı, ilden ile şehirden şehre gezmiş. Seydişehir ve Bozkır'a kadar düşmüş yolu. Anlatmış, dinlemiş, susmuş, söylemiş. İşte Makalat isimli bu eserde; asırlar öncesinden günümüze kadar gelen bu iki güzel şehrin yiğit insanlarının hikayeleri, masalları ve efsaneleri anlatılmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺46,50

Kağıt Toplayan Profesör


Basım Ayı/Yılı : 2016
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00

Bu eser, modern Türk edebiyatının inşasında yer alan birçok yapı taşını bize büyük bir merak ve zevkle öğretiyor. Eşsiz bir muhteva ve kurgusuyla yediden yetmişe herkese hitap ediyor. ‘‘Onlar’’ın dünyasına girdikçe onlardan ilham almamızı sağlıyor. Yazın dünyamıza bakış açımızı değiştirecek nitelikteki bu özgün eser, edebiyatımızda ve içimizdeki büyük bir boşluğu dolduracak.

Milletimizin sevgisini kazanmış ve nice kıymetli esere imza atmış unutulmaz yazarların ‘‘yazarlığa attıkları ilk adımların çarpıcı hikâyelerini’’ heyecan verici, sürükleyici ve samimi bir dille okuyacak ve içten bir sıcaklıkla yaşayacaksınız.
Her insanın okumaya değer bir hikâyesi vardır. Edebiyatımızda Onlar’ın hikâyesiyse bambaşka…


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 130
Ağırlık : 130
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺27,00

Konya'da Mevlana ve Ney ile tanışacak , neyini kaybettiyse neyde bulacak ; ışığına ve aslında kavuşacaktır.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,00

Hayvan Çiftliği


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺22,50

İnsan kalbinde nüfuz etmek isteyen kötü huylar vardır. Erfuz, bu kötü huyları kontrol etmektedir. Böylece insalığı baştan çıkarmak için onların arzu ve hırslarını harekete geçirmektedir. Her bir insanın zayıf yönünden elde etmeyi başarmaktadır.

Şiddet, Kıskançlık, Cimrilik ve yalancılık bunlardan bazılarıdır. Efruz, İnsanları oldukça ilginç bir yolla elde etmektedir. Önce insanların uykularını çalıyor sonra da rüyalarını değiştiriyor. Böylece onları kötü huyların esiri yapıyor.

Ahmet, Erfuz'un rüyasına girmesiyle kendini kötü huylarla dolu ama bir o kadar da ona renkli gelen bir dünyada buluyor. Ahmet ya bu renkli dünyada kalacak ya da rüyasını yeniden geri alacak. Bizler Ahmet'in macera dolu rüyasına ortak oluyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 11/2017
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 135
Ağırlık : 135
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00

Dil Oğretıminde özellikle de ana dilimiz Türkçenin öğretiminde ciddi sorunlar yaşadığımız bilinen bir gerçek. Türkçenin onemli bir birikimi olan dermlerle ilgili bu çalışma, çocuklanmızın dil becerilerini geliştirmeyi ve güzelim Türkçemizle daha etkili kullanmayı ögrenmelerini amaçlıyor. Oğrenme, merak ve ilgi isteyen bir süreçtir. Öğrenci, her şeyi Öğrenme arzusu taşımalıdır. Kitabın adı olan Kırkmerak buradan geldi. Kırkmerakla tecrübeli bir eğitimci gözüyle deyimler ve anlamları üzerinde durduk.

Çocuklanmızın sanatsal zevkleriyle öğrenme becerilerini bir arada geliştirmeyi hedefleyen bir çalışma yaptık. Deyimin doğru ya da yanlış kullanımlarını, kurguladığımız öykülerin arasına şikıştinp deyım anlamı çocuğun zihnine yerleştirmeye çalıştık. Bir çeşit eğlendirirken Oğretme, öğte-tırken eğlendirme tekniği uyguladık.


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 230
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,75

aklından kuşku duyması, en inatçı fikirleri bile savunmasız bırakır. Kuşku duymak her insan için tanıdık ve olağandır. Ama insanın kendi akılından şüphe duyması rastlanması zor bir deneyimdir. Eğer aklın gerçekliği idrak edemediğinden şüpheleniyorsak, bastırdığımız benliğimiz derinden yaralandığı içindir. Beni kuşkuya düşüren ise; rüyalarımın zehri, gizli yaralarım, ölümün yanı başımda soluk alıp vermesiydi.
Biliyorum yaşadığımız çağ bambaşka. Sıradan insan, hayalete dönüşmüş bir gerçekliği tatbik ediyor durmadan ve sanalla hakikat arasındaki çizginin ayırdına varmadan yaşıyor. Benim durumum söz konusu iletişim çağının getirisi değil. Gerçek. Korkunç. Farklı. Aynı zamanda tanıdık ve olağan.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺72,00

Patriyarkal bir tarikatın hükümranlığında siberpunk bir gelecek tasviri… Neonların ve hologramların gölgesindeki kaotik ve bir o kadar distopik bir ülkede, suç ve eşitsizliğin karşısında duran insanüstü bir anti-kahraman: Mila Niskala. Kelle avcılarından oluşan Niskala Loncası’nın liderliğini çekip idealleri uğrunda savaşırken, hiç ummadığı bir iş teklifi alınca bir yandan geçmişiyle yüzleşecek, öte yandan geleceği değişecektir. İlk gerçek aşka rastladığı dönemde, ölmüş annesini posthüman olarak hayata döndürmek için tekinsiz bir nanoteknolojik buluşun peşine de düşecektir.
Şeyda Aydın’ın kendine has üslubuyla can bulan ve beşinci romanı olan Gelecekteki Geçmiş, anlatıcı konumundaki Mila Niskala’nın katmanlı benliği ve sıra dışı zihni sayesinde, siberpunk kültürünü feministçe yansıtan farklı bir bilim-kurgu serisinin başlangıcıdır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 278
Ağırlık : 278
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺174,00

“Aşk kendinden başka hiçbir düşünceye yaşam şansı vermeyen aykırı, zorba, oyunbozan bir kural tanımazdı, yarattığı körlük de bundandı.”
“Sevgi neydi? Sevgi emekti…” diye büyüdüğümüz film sahnelerinden bu yana çok şey değişti. Aşkı tam bulmuşken kaybetmeyenimiz, hep yanlışın peşinde koşup kader motifini yeniden örmeyenimiz var mı? 
Ayşegül de o hikâyelerde kaybolanlardan. Kocasının kendisini en yakın arkadaşı Yasemin’le aldattığını öğrenmek elbette kolay olmayacaktı... Geçen on dört yılın ardından bugün adliyenin önünde dimdik durmuş, belki de son kez aşkı düşünüyordu ve biraz sonra topuklarını tıkırdatarak içeri girdiğinde, geride bıraktığı sadece kocası değildi. Affetmek zorunda kalacağı çok büyük haksızlıklar vardı ve bunların hiçbiri dava dilekçesinde yerini almadı. 

Ama hayat bu ya, akmaya devam etti. “Bir daha olmaz, kimseye güvenmem…” diye düşünürken kendini sıcacık bir aşkı kalbinde hissederken buldu. Acaba bu yeni yol hangi çalılara takılıp, kendinden nasıl bir ben yaratmasını sağlayacaktı? 
Hiç şüphesiz bu bir aşk romanı!
Birdenbire, unuttuğumuz o ince sızıyı kalbimize yerleştirirken göz pınarlarımıza da ferahlık versin diye birkaç damla gözyaşı bırakıyor. Serda Kranda Kapucuoğlu özgün, samimi ve akıcı diliyle hem küçük bir aşk lokması yutmamıza izin veriyor hem de insanın, aşkın gücü karşısındaki çaresizliğini, ona ait tüm duygularla birlikte yeniden yazıyor. 
En son ne zaman bir aşk romanı okudunuz? Ya da şöyle sormalıyım: En son ne zaman aşk romanı okumaktan utandırıldınız? Güzel duyguların varlığına inancımızı arttıracak gerçek hikâyelere daha çok ihtiyacımızın olduğu şu günlerde Birdenbire, şefkatli bir el olup yaramıza iyi gelecek. Nereden bildiğimi sormayın…
Damla Karakuş, Editör


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri : ADANA
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 288
Ağırlık : 288
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,00

 “Şans dediğimiz şey, her zaman iyi sonuçlar doğurmuyor. Ya da tam tersi, şanssızlık, bir felaketin eşiğinden dönmeye yarayabiliyor. İnsanlar basit olsa da dünya tuhaf.”

Bülent Ayyıldız’ın öykülerinde dünya tuhaflıkları ile tuhaflıklar dünyası bir araya geliyor; daha doğrusu, büyülü gerçekçi öğelerin etkisiyle sınırlar muğlaklaşıyor. Günlük yaşama özgü dertleri, gündelik işleri, ilişkileri yeniden uyarlanmış hâlleriyle okuyoruz.
Kamikazeler El Ele Uçmaz kitabında bir başka mikro evren de kuruyor Ayyıldız. “Kampüs Dörtlemesi” öykülerinde amfiler, yemekhaneler ve labirentvari fakülte koridorlarında tedirginlikle dolanıyoruz; o kasvetli atmosferde rahat nefes almak pek mümkün olmuyor! 

“Bütün anlatılanlar rüya olsa ne çıkar? Bu kadar hakir mi görüyorsunuz âlem-i hayali? Bu kadar mı eminsiniz gerçek dediğiniz şeyden? Her şeyi bir sisteme oturtmaktan, düzene bindirmekten bıkmadınız mı? Hiç nereye gideceğinizi bilmeden evinizden çıktınız mı? Hangi sokağa gireceğinizi içinizden bir sesin tarif ettiği oldu mu?”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺72,16
Keşifler

Bu kitapta, her bir bilim insanının kendi sesiyle konuşmasına izin veriyoruz. Onlar, günlük konuşma diliyle kendi görüşlerini anlatıyorlar, bu da okuyucuların teorilerini daha derinlemesine anlamalarına ve günlük hayatta nasıl uygulayabileceklerine dair yeni perspektifler sunuyor.
Umarız bu kitap, sizlere psikoloji dünyasının önemli isimlerinin fikirlerine doğrudan bir pencere açar ve insan doğasının derinliklerine bir yolculuk yapmanıza yardımcı olur. Unutmayın, her birimizin kendi kaderini belirleme ve kişisel potansiyelimizi gerçekleştirme gücü vardır. Motivasyon, özgünlük ve öğrenme, hayatımızın değerli unsurlarıdır ve bu kitapta paylaşılan bilgilerin, sizin için de ilham kaynağı olmasını dileriz.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 279
Ağırlık : 279
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺139,92

Genç bilim meraklıları, zamanda yolculuk edip dünyayı gezerek ödüllü bilim insanlarıyla tanışmaya hazır mısınız?

On yaşındaki Mary kendini bildiğinden beri Nobel Ödülü kazanmak istiyor. Evinde kendine özgü deneyler yapmaya bayılıyor. Gerçek bilim insanlarının nasıl insanlar olduğunu da çok merak ediyor.

Mary bir gün yanlışlıkla, Nobel Ödülü kazananların gizli toplantısına giriyor. Orada bulunan Dr. Barry Marshall, Mary’ye bunu kimseye söylememesini tembihleyerek onu hem zamanda hem de dünyanın çeşitli yerlerinde yolculuğa çıkarıyor ve birçok önemli, göz kamaştırıcı buluşa imza atan bilim insanlarıyla tanıştırıyor. Albert Einstein’la uzay ve zaman, Marie Curie’yle radyasyon, Alexander Fleming’le penisilin ve Aziz Sancar’la fotoliyaz hakkında konuşuyorlar.

Nobel Ödüllü yazar Barry Marshall, bilimi ustalarıyla öğretirken, kendi evinizde yapabileceğiniz eğlenceli deneyler de sunuyor!
 
 

“Marshall ve Hendry sürükleyici bir öykü anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda bilgilendirici bir altyapı ile ilginç deneyler de sunuyor… Geleceğin bilim insanlarına şiddetle tavsiye olunur.”
-Books+Publishing


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,97
Ebedi Arkadaşlıklar İçin

Türkiye’de insanların hakiki manada iman edebilmeleri dünyanın diğer ülkelerine göre belki de çok daha zordur. Avrupa ülkelerinin herhangi birinde kiliseye yakın bir yerde ikamet eden bir kişinin İslam dinini anlaması, Türkiye’de Camiinin olduğu mahallede ikamet eden bir kişinin İslam dinini anlamasından çok daha kolaydır. Türkiye’de İslam dini namına anlam verilemeyen, tasavvurları enkaza çeviren sapmalar söz konusudur. Bir çocuk ergen olduğu andan itibaren (daha da erken lakin ergenliği temel alalım) hayatın içine atıldıkça, İslam dininden uzaklaşmakta ya da İslam dini ile alakası olmayan tanımsız bir din içinde kendini bulmaktadır. Gençlerimize şefkat kanatlarımızı açıp İslam dini ile aralarına örülen duvarları bir an önce parçalamalıyız.
Bu romanda çoğu zaman heyecanlanacak, çoğu zamanda gözleriniz yaşaracak. Kurgu olmasına rağmen tamamen reel/gerçek olasılıklardan bahsedilen sayfalarda, kendinizi, mahallenizi, akrabalarınızı, arkadaşlarınızı bulacak ve şeytanı, şeytanın tuzaklarını göreceksiniz. Çünkü özellikle son yüzyılda hepimize hep aynı senaryolar yaşattırıldı, iradelerimize prangalar vuruldu. Yazılan ve oynatılan senaryolardan sıyrılıp kendi kaderimizi yazmanın vakti geldi.
Duygular tamamen gerçek, arzular ve olması gerekenler gerçek. Çünkü gerçek sizsiniz. Belki ilk sayfalarda belki de sonunda, mutlaka kendinizi bulacaksınız. Bu sizin romanınız.


Basım Ayı/Yılı : 11/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 233
Ağırlık : 233
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

PARA BASMAK (DİSKDÜNYA #36) 
TERRY PRATCHETT

Parayı para çeker.

Hayalî evrenlerin azametli mucidi Sör Terry Pratchett'ın benzersiz yaratımı “Diskdünya”nın ilk kez Türkçeye çevrilen otuz altıncı kitabı Para Basmak, kallavi bir ekonomik sistemi baştan yaratmaya çalışan, Monopoly oyunu tadında bir roman. 

Dünya çapında 100 milyonun üzerinde satan kırk bir kitaplık serinin, eski köye yeni âdet getirme ustası Nemly von Lipwig'le şenlenen bu parıl parıl parlayan macerası, “Sanayi Devrimi” alt serisinin de beşinci halkası.

Kadim kent Ankh-Morpork'u modern parasal döngülere sokarak kırılgan dünyamıza fantastik bir finansal perspektiften bakmamızı sağlayan Pratchett bu romanında, madeni paradan gıcır gıcır banknotlara geçişin tarihini arkasına alarak yine son derece komik, bir o kadar da ironik bir öykü anlatıyor.

Bankada sürekli yeni hesaplar açılıyordu. Neden? Güven yüzünden mi? Dürüstlük? Tutumluluk dürtüsü? “Değer” denebilecek herhangi bir şey yüzünden mi?
Hayır! Lipwig yüzündendi! Bay Bent'in daha önce hiç görmediği ve bir daha da görmek istemediği tipler kutulara, kumbaralara, yastık altlarına hatta çoraplara doldurdukları paralarla bankaya akın ediyordu! Hatta bazen söz konusu çorapları ayaklarına giyerek!

Kimilerinin dediği gibi; şans, şansa yer açanların ayağına gelirdi çoğu zaman. Kendisindeki şeytan tüyünün fena hâlde farkında olan Nemly von Lipwig de her daim turnayı gözünden vuranlardandı. Darağacının ucundan Postane Genel Müdürlüğü görevine ha?.. Ne şans ama! Gerçi, eski dostumuz için Postane, sadece bir staj yeri sayılırdı artık! 

Çünkü şimdi “şans” yeniden Nemly'nin kapısını çalıyor. Üstelik epeyce havalı bir kuruma, Kraliyet Darphanesi'nin başına “atanarak” gerçekleri çok daha yakından görme mertebesine yükseliyor; zira işin içinde bu kez tonlarca altın, altına duyul(amay)an güven, asla güvenilmeyecek kodamanlar ve bir de Bay Cırtak var.

“Dürüst birini kandıramazsınız” diyen biri, dürüst biri değildir.

Lipwig de bunu biliyordu şüphesiz. Çünkü eskiden basit, parlak camı “elmas” diye yutturabilecek hünerde bir dolandırıcıydı. Bilmediği şey, en büyük dolandırıcıların bizzat en büyük para babaları olmasıydı...

Ekonomik düzenin yeniden kurulması esnasında yaşanan “derin” dönüşümü ve bu uğurda feda edilen paha biçilemez şeylerin ardında bıraktıklarını kıvrak bir mizahla eleştiren Para Basmak; elimizde, avucumuzda ve hatta “yastık altı”mızda neyimiz varsa türlü numaralarla göz dikenlere külahını ters giydiren, zekice kaleme alınmış bir roman. 

Ama kimbilir, belki çoraplarına bankalardan fazla güvenenler haklıdır!


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 432
Ağırlık : 432
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺175,20

Güneş doğuyor. Mavi Sardalya enginlere açılıyor.
Palamut Kasabası’nın en şenlikli gemisi Mavi Sardalya’nın balıkçıları bu sabah kıyıdan ayrılmamış. Mürettebat toplanmış, merakla ortalarda görünmeyen Kaptan Hamsisever’i bekliyor. Dün tayfalardan Yağlıhamsi, “Hep aynı. Hep aynı...” geçen günlerini değiştirmek için yüreğinden geçenleri dillendirdi. Mürettebat bu durumdan biraz endişeli. Kaptan ise kararını verdi: Birlikte yeni bir sefere çıkacaklar! Bu sefer, fırtınasıyla, keşfedilen adalarıyla, sualtından çıka gizemli sandığıyla, onları Kızılkorsan’ın hazinesine ulaştıracak. Hazineyi bulmak kolay... Bulduğunu anlamak ise marifet!
M. Banu Aksoy, her günü aynı şekilde yaşamaktan sıkılıp değişikliklere cesaret eden bir mürettebatla tanıştırıyor okurlarını. Birbiriyle atışmaktan geri durmayan Pembesomon ile leziz yemekler yapan Konserve’nin, dürbün gözlü Tüysüzkerevit ile meraklı kızı Barbunya’nın, iki çocukluk arkadaşı Zargana ile Yağlıhamsi’nin, muzip dede Hamsipaluk’un, çatık kaşlarının ardındaki sevecen bakışlarıyla Kaptan Hamsisever’in, eski yelken şampiyonu dümenci Çiroz’un macera dolu, bir o kadar da komik hikâyesine davet ediyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺83,30
Fikir Bahçıvanı

Zamanımızın en zengin ve en güçlü adamlarından biri olan Rüya Satıcısı, sevdiklerinin kaybından sonra çıktığı, kendini bulma yolculuğunun artık sonundadır. Kendi hayaletlerinden sıyrılarak derin kayıplar karşısında bile dönüştürücü fikirlerini âdeta birer bahçıvan gibi ekmeye devam eder. Sadık arkadaşlarıyla çıktığı bu yolculuğun sonuna gelirken acının önünde eğilmeyip onunla birlikte yürümeyi de kendine görev edinir. Bir Fikir Bahçıvanı’na dönüşen Rüya Satıcısı hayatın kendisine hazırladığı o son oyundan habersizdir…
Psikiyatrist, psikoterapist ve yazar Augusto Cury, Rüya Satan Adam serisinin son kitabı Fikir Bahçıvanı ile bize duygusal rahatsızlıkların tanımlanmasının yanı sıra duygularımızı yönetmek için beceri ve teknikler de sunuyor. Fikir eken karakterleri aracılığıyla okurlarını zihin gezegeninde bir keşif yolculuğuna çıkarmayı da ihmal etmiyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,97

Peter Grant geri döndü. Bir kez daha fantastik kurgu ve polisiye karışımı, sürükleyici bir üslup. Karanlık, büyülü, tüyler ürpertici, esprili, ilgi çekici ve benzersiz...
Ben Aaronovitch, açıkça taptığı bir şehrin sevimli ayrıntılarını yüzeye çıkarmada Londra Nehirleri'nin başarılı formülünü sürdürüyor.
Londra'nın Soho semtindeki Groucho Kulübü'nün tuvaletinde bir gazeteci vahşice öldürülmüştür. Soruşturmaya yardım etmesi için Londra Polis Teşkilatı Memuru Peter Grant çağrılır. Aynı zamanda Peter, performans sergiledikten kısa bir süre sonra meydana gelen amatör caz müzisyenlerinin bir dizi ölümünden rahatsızdır. Görünüşe göre doğal ölüm nedenlerine rağmen her vücut, Peter'ın ölümlerin doğal olmaktan uzak olduğuna inanmasına neden olan sihirli bir imza taşımaktadır.
 Daha fazla araştırma, muhteşem bir performansın hemen ardından ölen tek caz sanatçısının Cyrus olmadığını ortaya koyar. Bu yetenekli adamların peşine düşen bir tür doğaüstü canlı var gibi görünmektedir ve Peter bunun nedenini, nasıl ve kim olduğunu bulmaya kararlıdır.
 Eski biz caz sanatçısı olan Peter'ın babası tehlikede mi? Peter'ın kendisi tehlikede mi? Her durumda katiller kim ve Peter daha fazla zarar vermeden onların izini sürebilecek mi?
Soho Üzerinde Ay bu soruları yanıtlıyor ve kitabı okumanın keyfi, paranormal bir gizemi çözme süreci kadar Peter'ın anlatımında da kendini gösteriyor. Hikâye, esrarengiz konuları ele alırken zekâ ve mizahla harmanlanıyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 372
Ağırlık : 372
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺134,89

Yoksulların Çocukluğu Yoktur.
Geçmişin Zorlu Çocukluk Yollarından Geçenlerin Açtığı Bambaşka Bir Yolda Yürüyor Yeni Nesil Artık. Talip Emiroğlu O Güç Patikaları En Önden Tırmanmış, Yoksulluğun Sert Yüzüyle Erken Yaşta Tanışmış Bir Eğitimci. Kendi Deneyimlerini Bu Farklı Öykülerle Bize Aktarırken Ne Şimdilerin Kolaycılığına Kaçıp Yeni Nesli Suçluyor, Ne De Kendi Geçmişini Saklıyor. Her Şeyi Olduğu Gibi, Duru Bir Dille Okurla Paylaşıyor. Kuşaklar Arası İletişim İçin Edebiyatın Köprüsünü Kullanmayı Seçerek Mesleğinin Avantajlarını Dilimizin Kıvraklığına Ekliyor Ve Ortaya Bu Birbirinden Farklı Gözükse De Aynı Noktayı Ustaca İşaret Eden Sahici Öyküler Çıkıyor.Gülşah Elikbank
Talip Emiroğlu Öykü Geleneğimizin Çok Sağlam Bir Yerinde Duruyor. Geçmişe Yapılan Bir Çeşit Yolculuk... Sorgulamaların Gücüyle... En Önemlisi De Yazarın Samimi Üslubu. Yaşanmış, Bedelleri Ödenmiş, İçselleştirilmiş Bir Gerçeklik... Üstelik Bir Solukta Okunuyor.Mario Levi


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺168,00

Çarpık Aşk - 1. Kitap

ALEX VOLKOV bir meleğin yüzüyle kutsanmış ve kaçamayacağı geçmişiyle lanetlenmiş bir şeytandı.

Peşini bırakmayan bir trajedinin şekillendirdiği hayatında, başarı ve intikam için yaptığı acımasızlıklar yüzünden gönül meselelerine çok az yer kalmıştı.

Fakat en yakın arkadaşının kız kardeşiyle ilgilenmek zorunda kaldığında, göğsünde bir şeyler hissetmeye başladı:

Bir çatlak.

Bir sıcaklık.

Dünyasını yok edebilecek bir yangın.

AVA CHEN hatırlayamadığı çocukluğunun kâbuslarına hapsolmuş, özgür bir ruhtu.

Silik geçmişine rağmen, dünyadaki güzellikleri görmekten asla vazgeçmedi.

Arzulamaması gereken bir adamın, buzla kaplı dış görünüşünün altındaki kalbi de buna dahildi.

O, abisinin en yakın arkadaşıydı.

Komşusuydu.

Kurtarıcısı ve yıkılışıydı.

Onlarınki asla başlamaması gereken bir aşktı. Ancak başladığında, değer verdikleri her şeyle birlikte ikisini de yok edebilecek sırları açığa çıkarmıştı…

Çarpık Oyunlar - 2. Kitap

Zorluklara dayanıklı, huysuz ve kibirli koruma Rhys Larsen’ın iki kuralı vardı:
1) Müşterilerini ne pahasına olursa olsun korumak.
2) Duygusal bağ kurmamak. Hiçbir zaman.

Bu kuralları çiğnemeyi asla düşünmemişti… ta ki o kadın hayatına girene kadar.

Bridget von Ascheberg. Ona tamamen uyan inatçı bir karaktere ve Rhys’in bildiği tüm kuralları küle çeviren gizli bir ateşe sahipti. Hiç de onun beklediği gibi biri değildi. İhtiyacı olduğunu asla bilmediği her şeydi.

Bridget her geçen gün onun savunmasını daha fazla yıkmaya başlamıştı.
Rhys, artık inkâr edemeyeceği bir gerçekle yüzleşene kadar... Bridget’ı korumaya yemin etmişti ancak tek istediği onu mahvetmekti. Onu elde etmekti.

Çünkü kadın, ona aitti.
Onun prensesiydi.
Onun yasak meyvesiydi.
Onun her ahlaksız fantezisiydi.


Görkemli, iradeli ve görevine zincirlerle bağlı Prenses Bridget, dilediği gibi yaşama ve âşık olma özgürlüğünün hayalini kuruyordu.

Ne yazık ki abisi bir anda tahttan çekildiğinde, sevgisiz ama politik olarak uygun bir evliliğin olasılığıyla ve hiç istemediği bir tahtla karşı karşıya kalmıştı.

Yeni rolünün çetrefilli ve ihanetlerle dolu yolunda ilerlerken, asla sahip olamayacağı bir adama karşı duyduğu arzuyu da gizlemesi gerekiyordu.

Korumasına.
Onun koruyucusuna.
Onun nihai çöküşüne.

Beklenmedik ve yasak…
Onlarınki bir krallığı yok edebilecek, her ikisini de mahvedebilecek bir aşktı.

Çarpık Nefret - 3. Kitap

Başarılı bir doktor olma yolunda hızlı adımlarla ilerleyen çekici ve kibirli JOSH CHEN, baştan çıkaramayacağı hiçbir kadınla tanışmamıştı…
Ta ki Jules Ambrose’la karşılaşana kadar.

Güzel kızıl, tanıştıkları andan itibaren başının belası olmuştu fakat aynı zamanda da hiçbir kadının yapamadığı kadar zihnini işgal ediyordu.

Aralarındaki düşmanlık unutulmaz bir geceye dönüştüğünde, Josh onu sisteminden sonsuza dek atabilmek için bir çözüm önerisi sundu:
Basit kuralları olan, fiziksel çıkara dayalı bir anlaşma.

Kıskançlık yok.
Bağlanmak yok.
Ve kesinlikle âşık olmak yok.

Partileri seven, dışadönük ve hırslı JULES AMBROSE’UN tek bir hedefi vardı:
Baro sınavını geçip avukat olarak çalışmaya başlamak.

Ve ihtiyacı olan son şey, ne kadar çekici olursa olsun, katlanılmaz kelimesine hakkını veren bir doktorla ilişki kurmaktı.

Fakat onu tanıdıkça, uzun zamandır nefret beslediği adamın göründüğünden çok daha fazlası olduğunu fark etti.

O, en yakın arkadaşının abisiydi.
En büyük düşmanıydı.
Ve tek kurtuluşuydu.

Onlarınki cehennemden çıkma bir aşktı. Ancak ilişkilerine geçmişin iblisleri dahil olduğunda onları kurtarabilecek… ya da uğruna çabaladıkları her şeyi mahvedebilecek gerçeklerle yüzleşmeleri gerekecekti.

Çarpık Yalanlar - 4. Kitap

Çarpıcı, ölümcül fakat bunu saklayacak kadar akıllı bir adam olan CHRISTIAN HARPER, aslında mükemmel takım elbiselerle centilmen suretine bürünen bir canavardı.
 
Hayatında ahlaka ve aşka yer yoktu. Ancak alt katında yaşayan kadına karşı hissettiği tuhaf çekimi inkâr edemiyordu.
 
O, en karanlık arzularının odağıydı. Çözemediği tek bilmeceydi. Ve Stella’ya yaklaşma fırsatı doğduğunda, Christian ona reddedemeyeceği bir teklif yaparak kendi kurallarını çiğnemek zorunda kalmıştı.
 
Her canavarın bir zayıflığı vardı. Christian’ınki ise oydu.
 
Onun takıntısıydı.
Bağımlılığıydı.
Tek istisnasıydı.
 
Sosyal medyada sahip olduğu şöhretin aksine içine kapanık biri olan tatlı ve kibar STELLA ALONSO, kalbini yıllardır kafeste tutan bir romantikti.
 
Ayrıca, uğraşması gereken iki işi olduğundan bir gönül ilişkisine ayıracak zamanı ya da ilgisi yoktu.
 
Ancak geçmişinden gelen bir tehlike onu hayatında karşılaştığı en tehlikeli adamın kollarına -ve evine- doğru savurduğunda, uzun zamandır tatmadığı duygulara yelken açmıştı.
 
Çünkü Christian soğuk tabiatına rağmen onun pek çok şey hissetmesini sağlıyordu.
 
Tutkuyla dolduğunu.
Korunup kollandığını.
Arzulandığını.
 
Onlarınki sırlarla çarpılmış ve yalanlarla lekelenmiş bir aşktı.
Gerçekler nihayet ortaya çıktığında ise her şey paramparça olacaktı.

 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 2080
Ağırlık : 2080
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺506,25

“Ne güneş hep kalabiliyor baktığı yerde, ne de ay. 
Ne yıldızlar kalıyor sonsuza kadar gökyüzünde asılı, 
ne de vakti dolunca yeryüzünde insan.”


Sağ eli kalbinin üstünde nefes alıp vermeye çalıştığında otobüsten onun ardından inmiş olan kadın “İyi misin oğlum, neyin var?” dedi.

“Kalbim, sanki kalbimi tekmeliyor.”

Kadın, “Kalp krizi mi? Ambulans çağıralım…” dediğinde Muzaffer, “Kalp krizi değil teyzem, Asya’nın davranışlarıyla tekmelediği kalbim acı çekiyor, çok acı çekiyor. Kalbim, kalbime tekme üstüne tekme atıyor.” diyerek kadına sırtını dönüp uzaklaştı.

Trafik yoğunluğunun bittiği yerde sağ eli kalbinde taksi tuttu. Taksici, “Abi Hastaneye mi?” dedi.

Muzaffer, “Evet hastaneye ama kendim için değil, geleceğim için.”

Ödemeyi yapıp araçtan indi. Hastanenin kapısından girip Asya’nın bulunduğu kata çıktı. Koridorun bir ucundan girdiğinde, sağ eli kalbinde olduğu yerde durdu. Yüz ameliyatı sonrası fizik tedavi uygulayan doktorun el parmakları Asya’nın saç uçlarını yuvarlıyordu.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 278
Ağırlık : 278
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺155,80

Küçük bir tatil.
İki rakip.
 
Akıllarının ucuna bile gelmeyen bir aşk.
Nora Stephens’ın hayatı kitaplardan ibarettir. Zira yaptığı iş de kitaplarla ilgilidir. Daha doğrusu yazarlarıyla...
 
Ne var ki o, her kitapta tarif edilen tipik kadın karakterlerden değildir. Kontrol edemediği her şeyden nefret eder. Onun için her şey muntazam ve mükemmel olmalıdır; hem işinde hem de hayatında. Umursadığı iki şey vardır sadece: o da amansız bir yazar temsilcisi olarak muazzam anlaşmalar yaptığı müşterileri ve biricik küçük kız kardeşi Libby.
 
İşte bu yüzden Libby ona tatile çıkmayı önerdiğinde onu kıramaz ve iki kız kardeş en sevdikleri kitabın geçtiği kasaba olan Sunshine Falls’a doğru yola çıkarlar. Nora bu tatilde her şeyi değiştirmeye kararlıdır; çayırlarda piknik yapacak, yakışıklı bir kasaba doktoruyla tanışacak ve onunla doludizgin bir aşk yaşayacaktır. Fakat hayat küçük oyunlarına
devam eder ve bunun yerine onu hiç de hazzetmediği meşhur editör Charlie Lastra’yla karşılaştırır.
 
Ve bu iki kitap kurdu hem kendilerini hem de birbirlerini keşfederekbir dizi tesadüfün onları bir araya getirdiği hikâyelerinde şu âna kadar bildikleri her şeyi en baştan yazacaklardır.
 
Tatilde Tanıştığımız İnsanlar ve Kış Yaza Kavuşunca'nın sevilen yazarı Emily Henry'den bir solukta okuyacağınız muhteşem bir roman daha…


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 440
Ağırlık : 440
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺121,77

Dini törpü gibi kullanıp, sinir uçlarımızı körelttiler. Töreleri sopa gibi kullanıp, itiraz hakkımızı yediler. Eğitimle ilişkimizi kesip, çağdaşlıktan kopardılar. Bu vesileyle ağalar ağa kaldı, marabalar maraba. Patronlar patron kaldı, işçiler işçi. Verdikleri ölmeyesilik, yaşantımız gülmeyesilik.
Bekareti bozulmadık hiçbir düşümüzü bırakmadılar. Dişimizle, tırnağımızla büyüttüğümüz körkütük sevdalarımızın ırzına geçtiler. Koklamayı bilmeyenler, dallarını kırdılar tüm çiçeklerin. Vahşi hırslarının kurbanı ettiler masumiyetimizi. Vatan bildiğimiz yüreklerden sürgün yedik. Çaldılar mutluluklarımızı, yüzümüzdeki gamzelere gömdük umutlarımızı. Emeğimizi talan edip, acıları azık verdiler, üstüne ağu sürüp. O gün bu gündür can çekişiyoruz, ölmekten beteriz. Gökyüzüyle mavileşecektik, özgürlüğe uçacak kanatlarımızı kırdılar, gökkuşağına salıncak kurduk, ipimizi renklerinden vurdular. İnsan oluşumuza bakmak yerine, bir cenah soyumuza, bir güruh cinsiyetimize baktılar. Yurttaş oluşumuza bakmak yerine, milliyetimize baktılar. Halbuki biz çok sevmiştik sizi. Allah'ın yarattığı her insan, Allah'ın yarattığı her nimete, her rahmete ortaktır. Namusun sorumlusunu kadın bilenler, her namussuzluğu kendilerine mübah gördüler. Binlerce ananın ömür verdiklerinin, ömürlerini bitirdiler. 
Bu toprakların evladının mayası hastı ve helal süt emmişti. Ta ki mayası bozuk, sütü haram, veled-i zinalar içimize girene kadar. Değil insana, hiçbir canlıya zulüm yakışmaz. Bozmayın, doğanın dengesini, varoluşun simgesini. 
Her şeyin şartı insan olmaktır. İnsanlığınızı yok ederseniz, insanlığı da yok edersiniz.
Ne kutsal değerlerimiz ne de milli değerlerimiz, (din gibi, kitap gibi, vatan gibi, bayrak gibi) kimsenin tekelinde değildir. Hepimiz Aden'de yaratılanlardan geliyoruz, onları yaratanın var ettiği yere. Kendi koyduğunuz kuralları "OL" diyene maletmeyin. Bırakın herkes kendi imtihanına girsin.
Birol Yıldız Hatipoğlu    


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺54,60

Nobel Edebiyat Ödülü’ne sahip olan ilk kadın yazar Pearl S. Buck, yayımlanmasından kısa süre sonra Pulitzer Ödülü’ne layık görülen bu kitabıyla okuru bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Mütevazı bir çiftçinin 1920'lerde Çin'deki yaşamının izini süren üçlemenin ilk kitabı Mübarek Toprak, neredeyse doksan yıldır Amerikan klasikleri arasında en çok okunan eserlerden biri olmayı sürdürüyor.
Buck, bizi 1920'lerdeki Çin'e, son imparatorun hâlâ hüküm sürdüğü ve yirminci yüzyılın devrim niteliğindeki değişimlerinin uzak gürlemelerden ibaret olduğu bir döneme götürüyor. Dürüst çiftçi Wang Lung ve ailesinin geniş çaplı siyasi ve sosyal değişimlerin ortasında hayatta kalma mücadelesini okurken, geçimini toprağa verdiği emekle sağlayan insanların ortak yazgısına tanık oluyoruz; onların korkularına, tutkularına, hırslarına ve ödüllerine. "Herhangi bir çağda ve dünyanın herhangi bir köşesinde sürdürülen yaşamın anlamı ve trajedisi üzerine bir yorum" olarak tanımlanan bu muhteşem roman, milyonlarca okuyucunun kalbinde taht kurmuş ve tarihin akışına kapılmış sıradan bir ailenin evrensel hikâyesini anlatıyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 356
Ağırlık : 356
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺164,50

Sekiz yaşındaydı... 
“Büyüyünce ne olmak istiyorsunuz?’ diye öğretmeni sorduğunda sınıfa, “Dünyayı değiştirmek istiyorum” demişti.
Kötülüğün olmadığı bir dünyası vardı kendi küçük dünyasında. 
Böyle yaratmıştı onu Yaradan.
Büyürken gerçek dünyanın, kendi dünyasından bir başka olduğunu fark etmeye başlamıştı. Fark ettiğinde de neden diye sormuştu her seferinde kendine, babasına, herkese...
Âşık olmuştu tesadüflerin karşısına çıkardıklarına...
Aşkı yaşarken bazen kader demişti yaşadıklarına... 
Bazen de neden diye kaderi sorgulamıştı...
Dünyaya gelmesinin bir sebebi olduğunu düşünmeye başlamıştı yıllar akarken. Bir şeyler yapmalıydı bu dünya için...
Yalnızken... Yalnız olduğunu fark etmişti o yıllarda... 
İçindeki kendinle tanışmıştı... 
Gecenin karanlığında konuşurken, “Yaz” demişti içindeki ona...
Yazmıştı o da yaşadıklarını... Yaşama olan isyanını... Haykırışını... 
Düşlediği dünyayı...
Yazmaya başladığında, insanları... İnsanlar da onu fark etmeye başlamıştı.
Cem Taylor?
Baba İngiliz... Anne Osmanlı Türk’ü...
1895’te Londra’da doğmuştu... 
Yaşamın ona sunduğu; güzel ve de zor hayatı yaşamıştı... 
“Mutluyum” demişti o gece kendinle konuşurken. 
“Bunca zorluklardan sonra nasıl mutlu olabiliyorsun?” diye sormuştu içindeki ona.
“Çünkü yaşamasaydım olanları; ben, ben olamazdım...” demişti içine.
“Dünya’yı değiştirebildin mi Cem?” diye sorduğunda içindeki.
“Şarkı devam ediyor...” demişti içindeki özüne...
O Tanrı’yı... Tanrı da onu fark etmişti...
Şimdi nerede mi?
Dünya’nın orasında... Burasında...
Şarkı devam ediyor...


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 362
Ağırlık : 362
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺204,00

Medeniyetlerin gerisinde kalan Atakent, Lale Devri ile başlayan medeniyet krizinin önüne geçmek ister. Bunun için devrin önde gelen bilim adamları görevlendirilir ve hazırladıkları raporda Atakent’e yakın beş adaya laboratuvarlar kurulması gerektiğine karar verirler. Bilim ve sanat laboratuvarları kurulur ancak bu adalara seçilmek kolay değildir. Özellikle Billur Adası Ses Laboratuvarı, Atakent’in koyduğu kurallar dışında yeni kurallar koymuştur. Bunlardan biri soyaçekim bir diğeri ise duyum eşiği kuralıdır. Sonuncu kural pek çok kişinin aklına ‘Kral Çıplak’ hikâyesini getirecektir. Başlangıçta beş ada olarak başlanan çalışmalar Atakent’in kurallarına karşı gelen Mercan Adası yüzünden dörde düşer. Bir diğer adanın da yok olması an meselesidir; ama Billur Adası Ses Laboratuvarı Doğan Ötleğengiller’in bilim laboratuvarıyla gizlice yaptıkları karışım o olayı hafızalardan silmiştir. Bu kitap, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü Edebiyat Eserlerini Destek Projesi (EDES) kapsamında ‘İlk Eser Desteği’ne layık görülmüştür.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺78,00


Naci telefonu kapatınca başı döndü, hıçkıra hıçkıra ağlamak istedi...
İzin alıp, erken çıktı işten. Sahilde saatlerce arabasında oturdu, boş boş denizi seyretti, düşünmedi bile, üzülemedi, ağlayamadı. Beyninde kocaman bir boşluk, öylece oturdu.
Ne düşünmesi gerekliydi, ne yapmalıydı? Oturdukça beynindeki boşluk, tüm bedenine yayıldı. Deniz onu gördü, güneş beklemekten sıkıldı gitti, ay geldi yerine, Naci öylece durdu, bekledi. Ne var, be de yoktu, Naci. Yaz günü arabanın içinde üşümesi gecenin geç saatleri olduğu ve bala hiçbir şey yiyip içmemesindendi belki de yalnızlıktan üşüdü, titredi. Zaman mı durmuştu yoksa zaman çok mu geçmişti, tam olarak algılayamasa da eve gitmek için arabayı çalıştırdı.
Saatlerce soğukta koşmuşçasına burnu ve ciğerleri yanıyordu. Başka da bir şey hatırlamıyordu, hatırlamaya çalıştı ama hatırlamıyordu.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 210
Ağırlık : 210
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Yada Taşı, kökeni Türklerin atasına dayanan efsanevi taş… Öyle bir taş ki ele almaya kıyılamayan, yüzyıllarca bir örtünün içinde özenle korunan, iki milleti uğruna savaş meydanına çıkaran… Üzerine yazılan dua sayesinde yağan yağmurlar, kopan fırtınalar ve ona dokunan ellerin kazandığı zaferler Yada Taşı’nı bazıları için büyük bir silah, bazıları içinse mutlak güç haline getirdi. Bir felaket olmadan önce alınan önlemse onu sonsuza kadar kaybetmekti. İki bin yıla varacak kadar fazla zaman geçer, dünyada bu taşı bilenlerin sayısı iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az kalmıştır ancak bir tanesi vardır ki… Onun amacı yeni ve soğuk bir savaşı koparmak üzeredir. *  *  * Hatip, konuşmacı. Bu iki kelime Aytışan isminin anlamı. Ve üzerinden asırlar geçmesine rağmen bu ada sahip birisi var. Geçirdiği kaza sonrasında konuşamayan, kağıt kalemle iletişim kuran ve henüz on sekizinde bir Aytışan. Ailesinden ona miras kalansa büyük bir istek: kopacak savaşı başlamadan bitirmek. Oysa bundan haberdar olmak bir yana, yaşamakta bile kararsız.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 308
Ağırlık : 308
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺164,00

Bekleyiş içinde olmak evlat. Galiba bu bekleyişlerin içinde bazen çıkar ve menfaatler de kendine yer buluyor. Dedik ya insan hep bir bekleyiş içindedir, diye. Galiba mesele yine oraya geliyor. Hayatta neyi bekliyoruz? Kimden bekliyoruz? Ne kadar bekliyoruz? Ne zaman bekliyoruz? Nasıl bekliyoruz? Beklemek... Beklemek...


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,75

Yalnızlık mı ölüm mü daha korkutucu?

İç savaşın 25. yılında Sri Lanka’nın Tamil azınlığı, ordu tarafından sahile doğru çekilmeye zorlanmıştı.
Tahliye edilenlerden Dinesh’in hayatı bir kamptan ibaret hale geldi, saatin kaç olduğunu artık hiç şaşmadan düşen bombalardan anlıyordu.
 
Ailesine, evine, diline ve kendi bedenine yabancılaşmıştı, etrafındaki vahşete karşı uyuşmuş bir halde her şeyi sessizce kabulleniyordu.
Bir sabah yaşlı bir adam hiç beklemediği bir teklifle yanına geldi.
Ondan kızı Ganga’yla evlenmesini istiyordu. 
Öyle bir dünyada evlilik Dinesh için güvenlik demekti. 
Bir çift olarak savaşmaya zorlanmaları daha zordu, eziyete maruz kalma ihtimalleri daha az. 
Bu zaruri yakınlık, Dinesh ve Ganga’nın kendilerini fark etmelerini sağlayacak.
Ta ki...

“İnsan ruhunun derinliklerine, günlük hayatın özüne dair 
cesurca yazılmış, muazzam bir kitap.” 
– New York Times Book Review

“Olağanüstü. Jose Saramago tarafından yazılmış bir masal gibi.” 
– The Guardian


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

Gümüş Meşeler Parkı’nın tam ortasında doğdum. 
Bu diyara ismini Reesa ile birlikte vermiştik. Aslında burada ne gümüş ne de meşe ağaçları vardı. Ahşap kalaslardan ve sopadan tabela yapmayı ilk öğrendiğimizde aklımıza bu isim gelmişti. Tabelayı toprağa saplayıp ismi yazmış ve Minecraft’ın büyük dünyasındaki kendi özel köşemize bu adı vermiştik. 
Gümüş Meşeler Parkı bizim cennetimiz. Ya da cennetimizdi. Çünkü var oluşundan beri buraya her geldiğimde bulduğum dostluk ve eğlencenin yerinde koskoca bir sessizlik var şimdi. Nereye baksam, uzun süre değişmeyebilecek bir eksiklik kendini hissettiriyor: ben_therese çevrimdışı.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺99,00

“Bu adam hayatını elinden aldı Stax. Ne hissettiğini anlıyorum. Geleceğini de çalmasına izin verme.”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 316
Ağırlık : 316
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Bu ilk Minecraft romanında gizemli ormanlarla, saklı yer altı tünelleriyle, saldırgan yaratıklarla ve en önemlisi, cesaret ve yaratıcılıkla dolu Minecraft dünyasına dalmaya hazır ol. Dünya çapında çok satan Zombi Savaşı (World War Z) kitabının yazarı Max Brooks seni Minecraft sahiline vuran bir kazazedenin muhteşem serüvenine davet ediyor. Tehlikeli bir deniz kazasının ardından tek kurtuluş yolu, esrarengiz bir sahile çıkmaktır. Ama burası da neresi? Ayrıca, neden her şey bloklardan oluşuyor? Tüm soruları cevaplamaya vakit yok. Hava kararıyor! Hayatta kalabilmek için bu yeni ve tuhaf dünyayı keşfetmek, adanın gizemlerini çözmek gerekiyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 260
Ağırlık : 260
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Bilimkurgu ve fantastik edebiyatın en yaratıcı ismi Edgar Rice Burroughs’un olgunluk dönemi dizisi: Venüs!

Venüs gezegeninde hayat bulan “Amtor Dizisi”, bizi Carson Napier eşliğinde nefes kesen bir özgürlük mücadelesine davet ediyor!

Dizinin üçüncü kitabında Carson Napier, sakinlerince Amtor olarak bilinen gezegeni harici bir tehlikeye karşı korumak, aynı zamanda yozlaşmakta olan yönetime meydan okumak ve zalim Muso’yla yüzleşmek zorundadır. Nihayetinde kendisine büyük bir şeref kazandırıp onu “Venüslü Carson” kılacak bu onurlu yolculukta Napier, zorluklara yiğitçe göğüs germekte, düşmanlarına karşı amansız tavrını korumaktadır.

***
II. Dünya Savaşı’ndan 2 yıl önce yayımlanmış olan dizinin üçüncü kitabı, bu sefer gündemine Sovyetler Birliği’nden ziyade Nazileri ve İtalyan Faşizmi’ni almıştır. Zani adlı politik grup Nazizm’e ve Muso adlı karakter Benito Mussolini’ye göndermedir. Tabii ki, Carson Napier eşliğinde Amtor dünyası, özgürlük için kıyasıya bir mücadeleye sahne olacaktır.

Fihrist olarak, Burroughs’un klasikleşen bu 5 kitaplık Venüs dizisini okurumuz ile buluşturmanın mutluluğuyla...


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺114,50

Kumkapı, Nil Sineması… Ve yazlık sinemanın dev görünüşlü mahcup fedai abileri… Yeşilçam’da kendini kanıtlamış ünlü bir prodüktör’ün oğlunun yarım kalmış kimsesiz çocukluğu…Kaybedilenleri zaman olgunlaştırsa da gidebilme ihtimalini çocuk dünyasında ona hatırlatan ailesi. Kumkapı’nın her bir balkonundan sarkan saksı çiçeklerinin yorgun yüzlere renk katan ahengi…Sinema çalışanlarının kendi hiyerarşisi içinde kurdukları dostlukları, bağlılık, sadakat bizleri o döneme ait pek çok şeyle yüzleştiriyor. Ayrılıklar, aldatılma, yalnızlık bir çocuğun gözlerinden hiç bu denli öfkelere ve sevinçlere şahit olmamış, düşündürmemişti.
    
“ Katil suratlı fedailerin yüzleri kül rengi, evsizlerin döktüğü gözyaşları sel olmuş ve zor zamanlarında onun yardım ettiği kim varsa gariban ya da nüfuslu anlatılmaz bir hüzünle bahçeyi doldurmuşlardı. Yazlık sinemanın bahçesinde vedalara alışkın olmayan bir hava vardı. Yaz akşamları açık olan avlunun bir köşesinde şimdi yeşil çuha geçirilen kocaman bir kutu duruyordu.”


Basım Ayı/Yılı : 9/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 94
Ağırlık : 94
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺96,00

Kaç kişi sardunyaları, yuvada öğle uykusuna yatırılmış çocuklara benzetebilir ki?
Yazarın tasvir yeteneği, kitap okuyor gibi değil de sinema perdesindeki kahramanlara eşlik ediyormuşsunuz gibi hissettirecek. Mekânları gezmekle kalmayacak kimi zaman içinize çektiğiniz kokuları, kimi zamansa Jimi’nin okşadığınız karnındaki gurultuyu duyacaksınız. Kâh espressonun kâh hayatın size sunduğu acı/tatlı sürprizlerin tadını alacaksınız.
Ölmemiş birine düzenlenen ayinde ya da 1800’lü yılların vahşi batısında bulacaksınız kendinizi. Pozitif bilimle uğraşan Rauf’un; astral seyahatler mi gerçekleştirdiği, yoksa doğa üstü yeteneklere mi sahip olduğunu irdeleyecek; sosyopsikolojik deneyler yapan Luca’nın kâhya mı, bilim adamı mı olduğunu çözmeye çalışacaksınız. Kimi zaman da Fatiha Suresi’nin huzurunu hissedeceksiniz.
“Kiminiz Yaradan’a inanırsınız, kiminiz atoma. Kiminiz Allah’tan korkarsınız, kiminiz kimyadan. Siz, bileni arayın. Var mı aranızda bileniniz? Varsa o gelsin, o anlatsın.” demiş Okçu.
Uzun zaman olmuştu yaratıcı bir senaryonun içine dalmayalı. Küçük yaşlarında sinemacı olma uhdesinden dem vuran Doktor Murat Okçu; yalnızca kalemine eşlik etmesi gereken doğal yeteneğin yeterli olduğunu kanıtlamış aksiyon dolu kitabıyla. Sahnelerin devamlılığına titizlenmiş, en ufak ayrıntılara dahi dikkat etmiş. 
Karısını, kedisinin bile daha iyi tanıdığını düşünen Günter’in yoluyla kesişen tesadüfler zincirinde ona eşlik ederken; taksici jargonlarını, arka sokakları tanıyorsunuz.
Buğda’nın yüzündeki tarifsiz çocuksu masumiyete üşüşmüş olan çillerinin; yaşamın, her gün sapsarı çiçek tarlasında başladığı duygusuna kendinizi kaptırıveriyorsunuz.
“O, dünyanındı. Dünya, O’ydu.” diyerek ruhların dile gelme biçimine son noktayı koyuşuna doyamayacak; “Hepimiz insandık, hepimizin çöküntüleri vardı. Yüzeyden derinlere inen, hiç de kolay fark edilmeyen, benliğimizin dahi unuttuğu, göçüklerimiz.” anlatımında; kendi yaralarınızla yüzleşecek cesaretinizin olup olmadığıyla sınanacaksınız.
Tanıştırdığı karakterlerin hikâyelerindeki çatallaşan yollarda, bir solucan deliğinden sızarak her birinin yaşamına seyirci olmanızı sağlıyor, sihirli değnek gibi tuttuğu kalemiyle. Kurgu yeteneğiyle açık ara fark yaratıyor adeta. 
Hadi o zaman Murat Okçu. Karanlığın hüküm sürmeye çalıştığı neresi varsa, orayı aydınlatma misyonunu kendine görev edin; yazmaya, anlatmaya, bizi o sihirli dünyanda ağırlamaya devam et. Geç kavuştuk belki kaleminle ama hayalinin peşinde koşarak sağladığın buluşmamızı daim kılacağını biliyorum…


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺220,00

Yabancılar birbirine benziyordu. Kadınlarla erkekleri ayırt etmek o kadar zordu ki!… Konuşmaları, gülmeleri, sevinçleri, öfkeleri, kızgınlıkları ile benzeşmişlerdi. Çok ilginç değil mi? Ben farklılıkları ararken düşleriyle, hayalleriyle benzeşen insanların arasına düşmüştüm. Onlara benzemekten ürktüm. Kaybolmuşken, yeni bir kayboluşu göze alacak gücüm yoktu. Hayal kırıklığına uğrarken senin gülümsemen ‘o yabancılar, sana yabancıdır’ sözlerin kulaklarımda çınladı. Nereden, nasıl bildiğini sorma gereği duymadan ‘haklıymışsın’ sözleri dudaklarımdan sessiz bir söylence gibi döküldü.
Bu dünyada karşılıksız sevmek rezil bir şeydir. Acıyı yaşamayı baştan kabullenmektir. Sizi terk edeceğini bile bile birisini sevmenin acısı… Ya yüreğine damıtırsın ya ruhunun derinliklerinde bir yere saklarsın. Her damıtmanın ve gizlemenin bir süre sonra yeniden ortaya çıkmasının yaratacağı acıyı, sızıyı peşinen omuzlarına yüklersin. Aşk hamallığı mı dersin, umutsuz bekleyişlerin gönül yarası mı? Her acının ve yaranın derinleşmesinin yarattığı hayal kırıklığı mı?


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺89,00
1 2 3 ... 519 >

Roman Kitapları

Roman Nedir?

Roman, yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayları düz yazı şeklinde anlatan edebi bir türdür. Edebi metinlerin alt dallarından biri olan bu tür, diğer edebiyat ürünlerinden farklı olarak daha uzun yazılmaktadır. Roman kitapları, özgün, sanatsal anlam ifade edecek şekilde kurgulanmaktadır. Her romanın anlatım şekli, olay örgüsü ve zamanı yazarın belirlediği kurallar çerçevesinde ilerler. Birbiri ile uyumlu olan bölümlerden oluşan edebi romanlar okurun olay örgüsünden uzaklaşmasına engel olur. Yazının belirli bir olay örgüsünde ilerletilmesi ise romanın en önemli özelliğidir. 

Roman okuma kitapları içeriğine göre farklı dallara ayrılır. Edebiyat okuma kitapları arasındaki psikolojik roman, kişilerin zihinsel süreçlerini anlatan bir türdür. Tarihi roman, konusunu tarihten alan ve tarihin belirli bölümlerini anlatır. Romantik roman türü ise kişinin arzularını, isteklerini, hayallerini ve aşk konusu ele alan roman türüdür. Aynı şekilde polisiye roman türü ise gizemli olayları, cinayet, suç, ceset gibi kavramları konu edinen çeşitlerindendir. Fantastik roman olarak adlandırılan hayal gücünün sınırlarını aşan ve son dönemlerde yaygınlık gösteren bir türdür. Fantastik roman türünde Yüzüklerin Efendisi kitabı okurlarının beğenisini kazanmıştır. 

En İyi ve En Güzel Romanlar

Edebi eserlerden biri olan roman kitapları, okuyucuların beğenisine göre değer kazanır. Edebi eserlerin değerlendirilme şekli öznel olduğu için diğer bilim dallarına göre edebiyat, farklı doğrultuda ilerleme gösteren bir daldır. Bu kapsamda yazılan eserler insanların duygu ve düşüncelerine hitap edeceği, okuyan kişiyi ne derece etkileyeceği gibi kriterlere göre değerlendirilir. En iyi roman kitapları bu yüzden okurun beğenisine göre farklılık gösterir. Ancak dünya genelinde belirli okuyucu kitlesine ulaşmış çok satan kitaplar arasında yerini almış edebi romanlar bulunmaktadır. 

Dünya üzerinde çeşitli otoritelerce en güzel romanlar belirlenmiştir. Bu romanların belirlenmesinde okuyucuların beğenisi, satış sayıları, baskı sayıları, hangi ülke diline çevrilip okunduğu gibi ölçütler etkilidir. Bu kapsamda dünya üzerinde en fazla okuyucu kitlesi olan romanlar klasiklerdir. İçerisinde birçok ülkenin ünlü yazarının eserleri bulunan bu klasikler roman türüne ait eserlerden oluşmaktadır. Türk romanları ise farklı dönemlerde yazılmış ve o dönemin sosyal olaylarını konu edinmiş olay örgüsüne sahiptir. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı olarak adlandırılan ve Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu yıllarda halkın içinde bulunduğu durumları anlatan romanlar en çok okunan Türk romanları arasında yer almaktadır. 

En İyi Türk Romanları

Türk edebiyatında yazılan edebi türlerden biri de romanlardır. Türkçe romanlar farklı dönemlerde yazılmış, çeşitli türlerde sayısız eserlerden oluşmaktadır. Bu eserler Tanzimat Döneminde başlayan batılılaşma süreci ile Türk edebiyat dünyasına girmiştir. Türk edebiyatında yazılan ilk Türkçe roman ise Şemsettin Sami’nin Taaşşuku Talat ve Fitnat adlı romanıdır. Ancak bu romandan öncede çeşitli roman örnekleri Türk Edebiyatında yer almıştır. Türk yazarların romanları yazıldığı dönemin özelliklerini anlatan olay örgüleri ile okurlarının beğenisini kazanmıştır. Bu romanlardan bazıları ise dünya çapında çeşitli dillere çevrilerek daha fazla kişi tarafından okunmuştur. Bu kapsamda belirlenmiş en iyi yerli romanlar ve yazarlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Reşat Nuri Güntekin: Çalıkuşu kitabı, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı döneminde yazılmış bir romandır. O dönemin sosyal hayatını, kültürünü ve eğitim durumunu ve duygusal bir aşk hikâyesini ele alan olay örgüsü ile yazılmıştır. Bunun yanı sıra Acımak, Yaprak Dökümü romanları Türk Edebiyatı okurları tarafından beğenilmiştir. 
  • Halide Edip Adıvar: Kurtuluş Savaşı dönemini anlatan romanlar yazmıştır. Bu romanlar arasında ve çok satan kitap listeleri içinde yer alan başlıca romanları Sinekli Bakkal, Ateşten Gömlek, Türkün Ateşle İmtihanı, Vurun Kahpeye, Handan.
  • Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Türk toplumunun yaşadığı sorunları ve toplumsal değişikliği ele alan edebi romanlar yazmıştır. Yaban, Ankara, Sodom ve Gomore, Kiralık Konak, Hüküm Gecesi, Nur Baba Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun yazmış olduğu yerli romanlar arasında yer alır.
  • Tarık Buğra: Cumhuriyet Dönemi Türk romancılar arasında yer alır. Yazmış olduğu Osmancık, Küçük Ağa, Firavun İmamı, İbişin Rüyası, Yağmur Beklerken yazılmış olduğu dönemin sosyal yaşantısı hakkında bilgi vermektedir. 
  • Mehmet Rauf: Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olan Eylül ‘ü yazmıştır. Bu romanın konusu acı ve ıstıraptır. 
  • Yaşar Kemal: Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterilen eserleri vardır. İnce Mehmet başta olmak üzere, Ağrı dağı Efsanesi, Yılanı Öldürseler, Üç Anadolu efsanesi en çok okunan Türk romanları arasında yer almaktadır.
  • Orhan Pamuk: Nobel Edebiyat Ödülü alan tek Türk romancıdır. Kar, Kara Kitap, Benim Adım Kırmızı, Beyaz Kale, Masumiyet Müzesi ve Son olarak yazdığı Veba Geceleri Türk romanları içinde olan edebi eserleridir.
  • Kemal Tahir: Türk Edebiyatının üretken roman yazarlarından biridir. Yorgun Savaşçı, Devlet Ana, Esi Şehrin İnsanları, Bozkırdaki Çekirdek, Kurt Kanunu isimli romanları okuyucuların beğenisini kazanmıştır.
  • Orhan Kemal: Toplumsal gerçekçi roman türünün yazarlarından biridir. Eserlerinde toplumsal sorunları ele almıştır. Bu kapsamda Türkçe romanlar arasında Bereketli Topraklar Üzerinde, 72. Koğuş, Gurbet Kuşları, Ekmek Kavgası, Eskici ve Oğulları, Cemile yer alır.
  • Oğuz Atay: Modern Dönem Türk romancılar arasında yer alan Oğuz Atay’ın roman kitapları arasında Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Bir Bilim Adamının Romanı yer alır.
  • Sabahattin Ali: Yaşadığı deneyimleri romanlarında anlatan gerçekçi romancılardan biridir. Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan, Kuyucaklı Yusuf, Sırça Köşk edebiyat romanları arasında yer alır. 

Bütün bu yazarların yanı sıra Türk Edebiyatına çeşitli türlerde eser veren ve en çok okunan kitap listeleri arasında yer alan Zülfü Livaneli, İskender Pala, Elif Şafak, Canan Tan, Ayşe Kulin, Ahmet Ümit gibi Türk yazarların romanları okuyucular tarafından tercih edilen en güzel romanlar arasında yer almaktadır. 

En Çok Okunan Roman Setleri

Türk ve Dünya edebiyatında çok satan edebiyat romanları okuyucular için set haline getirilmiştir. Bazı romanlar seri şeklinde yazılmış olup birbirinin devamı niteliğinde, kurgusu sürmektedir. Bu yüzden de okuyucular romanın yarım kalmasını istemediği için serinin devamını okumak isterler. Seri şekilde yazılan eserler roman seti şeklinde okurlarına sunulmuştur. Böylece roman okuyucusu ayrı kitap almak ve aramak yerine tek seferde alarak zamandan ve bütçesinden tasarruf sağlamış olur. Ayrıca roman kitap setleri yayınevlerine göre de set haline getirilmektedir. Aynı yayınevi tarafından basılmış roman okuma kitapları bir araya getirilerek set oluşturulur. Modern Klasikler ve Dünya Klasikleri ve Türk Klasikler roman setleri içinde geniş okuyucu kitlesi olan romanlar:

Yüzüklerin Efendisi - J.R. R. Tolkien: Fantastik romanlardan biri olan Yüzüklerin Efendisi en çok okunan roman setlerinin başında gelmektedir. Dünyanın kaderinin değiştirilecek yüzükten kurtulmak için verilen mücadeleyi konu edinen bir eserdir. 

Harry Potter - J. K. Rowling:  Cadılık ve büyücülük okulunda okuyan Harry’in bu okulda yaşadığı maceralar ve tehlikeler ana konusunu oluşturmaktadır. Dünya edebiyatında çok satan kitap listelerinde yer bulmuş, seri şekilde yayınlanan, geniş okuyucu kitlesine sahip roman setlerinden biridir.

Diğer yandan mutlaka okunması gerektiği dile getirilen, dünyaca tanınmış hatta çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak için okullarda okutulan klasik eserler de set hâlinde satılmaktadır. Toplumsal bilincin kazanılmasına yönelik öneminin vurgulandığı dünya klasiklerinden -örneğin- Tolstoy'un eserlerini set hâlinde almak mümkündür. Dostoyevski'nin, Puşkin'in, Gogol'un kitapları, hemen her kütüphande bulunmaktadır.

Roman Kitabı Fiyatları

Roman fiyatları belirlenirken bazı ölçütler göz önünde bulundurulmaktadır. Bu ölçütlerden biri romanın sayfa sayısı ve tasarımıdır. Bunun yanı sıra roman yazarının popülerliği, yazmış olduğu diğer kitaplarının satış oranları, baskı sayıları gibi unsurlarda roman fiyatları üzerinde etkilidir. Çünkü arz talep ilişkisinin kitapların fiyatlandırılmasında önemli bir yeri vardır. Türk ve Dünya edebiyatında yer edinmiş romanlar daha yüksek fiyat aralıklarında satışa sunulmaktadır. Sebebi ise bu kitapların yıllardır en çok okunan kitap listelerinde yer almalarıdır.  Ayrıca kitapların satıldığı mecralarında roman fiyatları üzerinde etkili olmaktadır. Belirli dönemlerde yapılan kampanyalar, düzenlenen fuarlar kitap fiyatlarında etkili olan faaliyetlerdendir. Son yıllarda internet üzerinden yapılan kitap alışverişleri arttığı yayınevleri kitaplarını okuyucularına daha hızlı ve daha uygun fiyatlarda sunmaktadır.

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı