Toplumsal baskının içinde sıkışmış ruhlar ve yoksulluk içinde çaresiz bir aile… Hayat, belki de en zalim tarafını onlara gösterdi ve bir kelebek kanatlarını çırpıp tüm dengeyi alt üst etti. Kapalı kapılar ardında kalmış sırlar, bilinmezlik çemberinden yavaşça süzülürken onlar sadece seçmedikleri hayata isyan etmeye devam ettiler. Felaketlerin ardı arkası kesilmezken bir tesadüf ile denk geliş, gizlenmiş sırları tozlu raflardan gün yüzüne çıkarttı..


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Bu Ayla'nın, günlerdir çalkantılı bir denizde yaptığı yolculuktan sonra, sığınmayı başardığı en güvenli limandı. Öyle ki, ne çapa atmak, ne de iskeledeki babalara sıkı sıkıya tutunmak gerekiyordu. Olabildiğince hür, katışıksız, hesapsız ve kitapsızdı. Liman o kadar güvenliydi ki, giysilerinin korumasına bile ihtiyacı yoktu!

Bazı insanların bir biri ardına attığı kahkahaların ve söylediği şarkıların ardına gizlenmiş ne büyük hüzünleri, acıları, yaşadığı ve yaşamayı başaramadığı hayalleri, içinde biriken ve hiç bir şekilde doldurmayı başaramadığı boşlukları vardır. Ne yapsa kapatamadığı, iyileştiremediği, kabuk bağlatamadığı yaraları!

İlk kez Ayla'dan yana döndü Sinan. İlk gece duyduğu incir kokusunu ve tadını aldı yine. Bu olsa olsa bu akşam, arkadaşının evinde yediği yemişin ağzında bıraktığı rayihadan olmalıydı. Çok ince bir fark vardı ikisi arasında. Şimdi tam da incirin olgunlaşıp tatlandığı andı. Ama en sevdiğinden, kendi toprağında yetişen, su değmemiş, yerli incir, Babakale, Gülpınar inciri, Tuzla, Kocaköy, Bademli inciri. Balı olgunlaşıp damlamaya hazır olanından. Ayla'nın, iki göğsünün arasında, artık silinip gitmeye meyilli yanık izini buldu karanlıkta. Usulca bir buse kondurdu. Ayla, zifiri karanlıkta teninde gezinen ışığı fark etti. Bu ışık, sevdiği adamın parmak uçlarından çıkıp, pembe tenine usul usul yayılıyordu.

Her gün, aralıksız yedi saat toprağı özenle eşelemekte olan kızın gözleri, yeni bir hazine peşinde değildi artık. Yine de, tıpkı geçen ay yaşadıkları tufanın, toprak ananın en gizli yerindeki altın sikkeleri çamura bulayarak ortaya çıkardığı gibi, Ayla da, kendi yüzünü gizlemekten bıkan ve tarih kokulu eserleri bulmaya devam edecekti. Aslında bu hazine, Ayla'nın kalbinin Apollon Smintheus Kutsal Kazı Alanı’na yansımasıydı sadece.

Toprağın yağmuru karşılama ayini, ozon kokularının tüm bahçeye yayılması ile sürdü. ''Güneşte yanacaksın, rüzgarda üşüyecek, karda donacaksın. Yağmur yağdığında da ıslanacaksın!'' der büyüklerimiz. Sinan da öyle yaptı. Hiç acele etmeden, özenle topladı bahçedeki sebzeleri. Taze sarımsağı ve reyhanı da unutmadı. Saçlarından yüzüne bulaştı yağmur damlaları. Keşke insanın içine, yüreğine de yağabilseydi. O zaman içimiz ve ruhumuz yıkanır, tüm kötülüklerden, acı ve üzüntülerden arınırdık!


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 152
Ağırlık : 152
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Devrim'den,
Merhaba.
Gökyüzüne dokunamayacağını bilse de istediğinde, gökyüzünü parmak uçlarına taşımak istediğim kişiye.
Hayatta hiçbir şeyi olmadığı halde, her şeye sahipmiş kadar mutlu olan kişiye.
Gülüşü ay kuşağına, gözyaşı yağmura, düşünceleri ormana benzeyen kişiye.
Patikaları ayaklarımda çıplak rüzgârlarla hissettiren kişiye.
Tüm dünyamı bilmeden değiştiren, kendi dünyası içinde istemeden sıkışmış kişiye.
Anlamını bulamadığım, hatırasız yaşadığım ve tamamen kukla gibi hissettiğim dünya da iplerimi kontrol eden olmasını istediğim kişiye.
Yalanlarımı yıkaması için su ve sabun olan kişiye.


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

"49/6"... Size neyi çağnştınyor? Vicdan... Kimine göre basit bir olgu, kimine göre ağır bir azap... Vicdanın bazen 49 adım önünde, bazen 6 km uzağında ama hep sana yakın, hep dibinde, hep ensende! "Ben gizli bir hazineydim, bulunmak istedim. Bastınlmış, üzerleri örtbas edilmiş gerçeklerin ta kendisiydim; yüzleşmeni istedim. Sancılar çektin, acılarla yüzgöz oldun, sürüldün, süründün, sevdiklerini kaybettin, aklını yitirdin ve etrafına kurdu-ğum çemberin içinde sıkıştın. Ama pes etmedin; ben hamle et-tikçe, sen dik durmayı bildin. En sonunda beni buldun: Vicdan'ın Rahat etsin!"

Polis sirenlerinin kulakları tırmalayan gürültüsü eşliğinde kornalar da duyuldu. Paldır küldür duyulan ayak sesleri de eşlik etti. Her yere dağılan memurlann bellerindeki telsiz sesleri, mekfinın içinde yankılanmalar yarattı. Olay yeri şeritleri çekildi, silahlar alınıp delil poşetlerine kondu, maktullerin nabızlan, adet üzere kontrol edildi. Ölmüşlerdi. Bir polis, Nigar'ın nabzını kontrol ederken elinin neden sımsıkı kapandığını anlamak için baktı, azami bir gayretle kadının elini açtıgında, bir kağıt parçası gördü. Buruşmuş kağıdı düzeltirken gözlerine, bilgisayar hattıyla ve koyu puntoyla yazılmış bir not çarptı.''Beni Vicdan Öldürdü''


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Selam...
Kafandaki sorunun cevabını
Ben de bilmiyorum
Bence rastgele bir sayfaya bak
Eğer diğer sayfaya da takılırsa gözlerin
O zaman okumaya değer diyebilirim
Ama dur bekle...
Madem buruya baktın
Sana bir sır vereyim
Laflarımı eğip bükmem değil
Yutmam kolay olsun diye
Hamurdan Kelimeler'im


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Ürgüp'ün kalbi temiz, ruhu temiz ve güzeller güzeli olan bir genç kızının topraklarına kavuştuğu gün, aslında hikâyesi yeni baştan başlamıştır yazılmaya Sevda'nın.

Aslan Ağaoğulları; köyün en zengin ailesinin üvey oğludur, yıllar sonra ayak bastığı köyünde kendini kirli işlerin ortasında bulmuş, yörenin en acımasız mafya liderinin sağ kolu olmuştur da kimsenin ruhu duymamıştır, ansızın yaşadığı terk edilişinin sonrasında âşık olmanın yüreğine düşürdüğü yangınla tanışacaktır, acımasızlığıyla yüreklere korku salması emredilirken, o tövbe edecektir kirli işlerin yazdığı karanlık günahlarına.

Sevda Yılmayan; eğitimini İstanbul'da alıp yerine yurduna dönen biridir, ideali yasa dışı her ne varsa onu gün yüzüne çıkarmak olan bir gazeteci kızdır yalnızca. Hiçbir gerçekten haberi olmadan, kendini koca bir oyunun döndüğü hikâyenin ortasında bulacak ve yeni baştan yazacaktır içine düştüğü bu hikâyeyi...


Basım Ayı/Yılı : 6/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Merhaba gelecekteki ben, umarım iyisindir. Hala yazıyor musun acılarını? Yoksa gerçekleştirdin mi hayallerini? Burada durum aynı, sende durumlar ne? Özlüyor musun mesela hiç şiir yazdın mı onun adıyla başlayan? Denizim, deniz gözlüm diye sesleniyor musun ona, güzel bakıyor mu peki eskisi gibi sana? Mavi mi hala birlikte baktığınız gökyüzü? Ben daha tutunamadım bir gökkuşağına, sen mesela tutunabildin mi bir gökkuşağına denize, yağmurlara gidebildin mi peşinden? Koşuyor musun yağmur sonrası sokaklarda, ayakkabına yağmur doluyor mu mesela? Ayak izlerin kaldırımlara siniyor mu her bastığında, bu dünyaya ait değil gibi hissediyor musun hala? Dünya o zamanda daha mı aydınlık, güneş mesela daha mı güzel gülümsüyor? Doğa mesela iyi mi hala, sahi var mı çevrende yeşilin kokusu? Deniz nasıl eskisi gibi huzur veriyor mu baktıkça seviyor musun, dalgalarla konuşmayı? Mesela hiç sahil kenarında bir bankta uyudun mu? Martılara simit atıyor musun hala? Gölgesinde dinlendiğimiz ağaç yaşıyor mu? Umarım çevrendeki iyi insanlar yaşıyordur. Hiç iyi insanlara denk geldin mi orada? Burası iyi sayılmaz. Eski dostluklar, aşklar zamana yenik düşmüş. Umarım iyisindir, seviliyorsundur, çünkü sevmek insana iyi gelir. Sevgi insanı özgür kılar. Sen sev, daima mutlu ol. Gelecekteki ben, kalbine iyi bak olur mu Çok az kaldı büyüyorum, Ben de yakında oradayım Serferil…


Basım Ayı/Yılı : 6/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Gerçek Bir Aşk Hikâyesi’nde Hakan, üniversite öğrencisidir. Günlüğünü yazdığı 1986 yılında 24 yaşındadır. Ve aradığı aşkı daha bulamamıştır. Birden karşısına çıkan güzel bir kıza duyduğu ilgiyi birebir romana aktarmıştır. O an ki, canlı duygular gerçek bir anlatımla romana geçmiştir. Bu aşk hikâyesi seven, sevilmeyen, karşılıksız seven, platonik aşklara rehber olabilecek yaşanmış öğütleri taşımaktadır. Sevda labirent misali çıkışı zor bir yoldur. Bu romanı aşk kılavuzu olarak tarif edebilirim.

İşte bu romanın kaderin kırılma anını anlatan kısmı ibret vericidir… Birden karşısına heyecanla çıkan yakışıklı gencin çıkma teklifi ile mutlu olan güzel kız, onu tanımak için zaman ister ve kararını verip onun teklifini kabul ettiğini söyler ama gürültülü müzik sesine karışan bu sözlerini genç adam duymaz, anlamış gibi başını sallar. İşte o an, kaderin kırılma anıdır. Kız beklentiye girer ve olaylar gelişmeye başlar. Üniversite sınavına girdikten sonra Hakan yaz tatilini çok iyi değerlendirip aşkını garantilemek için uğraşır. Maalesef kız İstanbul'a okumaya gidecektir. Bu, işi daha da çıkmaza sokar. Onları bekleyen sorunlar üst üste üzerlerine gelmektedir. Hakan ise üniversiteyi bitirmek ve ailevi sorunlarını aşmak için ayrıca mücadele etmektedir. Aşkından vazgeçmeyen genç adamın dramı gençlere öğüttür. Bakalım aşk kazanacak mı? Okuyun öğrenin, kesinlikle kendinizi bu romanın içinde bulacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 6/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

1999 yılı İran’da, Şah rejimi ve İslam Devrimi suçlamaları sonrası idam kararıyla babasını kaybeden Feride, 2001 yılında annesi Meryem Nasiri ile Türkiye’ye sığınır. Annesini de 23 Ekim 2011 yılı Van’da meydana gelen depremde kaybeder. Hayatının tamamen değiştiğini ve hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağının farkındadır. O yüzden kendi içine kapanan Feride, sığınacak bir liman aramaktadır ve o liman Turgut’tan başkası olmayacaktı.

Turgut da Feride gibi tüm ailesini Van depreminde kaybeden, kimi kimsesi kalmayan, yalnız başına yaşayan, sadece edebiyata sığınan ve orada teselli bulmaya çalışan, orada kendisine bir dünya kuran, sıradan bir köşe yazarı.

Birçok bölümünde gerçekliğin ele alındığı bu hikâye aslında hepimizin hikâyesinden birer alıntıdır, Feride ve Turgut’un hikâyesi gibi. Onların hikâyelerini okurken kendimizi sorgulayacağız. Ülkemizde dönem dönem hayatımızı etkileyen buhranlara tanıklık edeceğiz. Geçmişimizin geleceğimize nasıl bir etkisi olduğunu, geleceğimizi inşa ederken, geçmişimiz için daha neleri feda edeceğimize şahitlik edeceğiz. Mutluluk denen duygunun ne kadar zor kazanıldığını ve aynı zamanda ne kadar kolay kaybedildiği beraber göreceğiz. Belki birçoğumuzun hayatında iz bırakmış hadiseleri aynı satır aralarında bulacağız. Kısacası bu kitap, hepimizin hikâyesine eşlik edecek.

Yaşamak diyorlar şu geçen zamana, oysa tükeniyoruz...


Basım Ayı/Yılı : 6/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

“(İblis) dedi ki: «Şu benden üstün kıldığına da bir bak! Yemin ederim ki, eğer beni kıyamete kadar yaşatırsan, pek azı dışında, onun neslini kendime bağlayacağım!» Allah Teâlâ buyurdu: «Git! Onlardan kim sana uyarsa, iyi bilin ki hepinizin cezası cehennemdir. Size tam olarak uygun olan ceza budur. Onlardan gücünün yettiği kimseleri davetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ/üzerlerine yürü; mallarına, evlâtlarına ortak ol, kendilerine vaatlerde bulun. Şeytan, insanlara, aldatmadan başka bir şey vaat etmez. Şurası muhakkak ki, benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin hiçbir hükmün olmayacaktır.

(Onları) koruyucu olarak Rabbin kâfîdir.” (İsrâ 17/62-65)Bunun üzerine şeytan, öcünü almak için insanlara günahları süsleyeceğini, onları azdırmak için her türlü hileye başvuracağını ve onlara her yönden yaklaşmaya çalışacağını yeminle ifade etti: “Elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!” dedi. (A’râf 7/17).

“Şeytan insanın kurdudur. Tıpkı sürüden ayrılan koyunu kapan kurt gibi. Sakın gruplara bölünmeyin. Cemaatten, toplumdan ve mescitlerden ayrılmayın.” (Ahmed, II, 400; V, 335; Hâkim, I, 73/59)

“De ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından ve vesveselerinden sana sığınırım! Onların yanıma gelmelerinden de sana sığınırım ey Rabbim!” (Mü’minûn 23/97-98)


Basım Ayı/Yılı : 4/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Tanrı ne gökteydi ne de yerde. Ne içimizde bize en yakındı ne de dışarıda bir yerde bize en uzak köşedeydi. Tanrı aklımızın alamayacağı bütün boyutlara ve evrene sahipti. O yüceler yücesi, insana nefes almayı, yemek yemeyi, üretmeyi ve şayet onun şanslı kullarındansak bazı görevleri bahşetmişti.

Ve onun görevi yeni kurbanı Dilhun İpekten’i Tanrıya teslim etmekti...

Şizofreni hastası olan Aras Karabulut kendisini hastalığı doğrultusunda Tanrı tarafından görevlendirilmiş şanslı bir birey olarak görüyor ve bu düşüncesi doğrultusunda görevi olarak gördüğü ve melek olarak nitelendirdiği kızıl saçlı kadınları öldürerek Tanrısına teslim ediyor.

Öldürdüğü her kızıl kadına sonsuz saygı ve hürmet duymasının sebebi bu inancıyken sıradaki kurbanı olan Dilhun İpekten’e karşı hissetmemesi gereken bir tutku hissediyor. Bunun yanlış olduğunu bildiği için ayin yaparak Tanrısından arzularını tatmin etmek için izin istiyor. Ona izin vereceğini söyleyen Tanrısı ise ona sadece ''Aşk yok!'' kuralını şart koşuyor. Olacaklardan habersiz olan Aras, aşk gibi bir duyguyu görevi olan bir kadına hissedemeyeceğini düşünerek şehvetli duygularıyla Dilhun İpekten ile bir yola çıkıyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 496
Ağırlık : 496
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺160,00

Havada, her yaz olduğu gibi kavurucu bir sıcak vardı. Genç adam nefes nefese koşarken alnındaki ter damlacıkları artık gözlerinin içine kaçmaya başlamıştı. Aklında sadece tek bir şey vardı, o da peşindeki adamları atlatıp hayatına devam edebilmek.

Bu gaye uğruna koşarken gördüğü ilk dükkândan içeri girdi ve hemen gözüne kestirdiği bir masanın altına saklandı.

Bunu gören genç kız işe şaşkınlıkla ona bakıyor, neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Genç adam sessizce sus işareti yaptı ve “Düğünden kaçan bir damadı misafir etmeye ne dersin?” dedi.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Kendine hayranlık insandaki zayıflığın göstergesidir bir bakıma.
Önemli olan insanın kendisine olan saygısı ve öz sevgisidir.
İşte içindeki öz sevgiyi tanıdığın ve ona sahip çıktığın gün dünyanın en mutlu insanı sen olursun.
Çünkü öz sevgide katıksız sevgi ve ilâhi yaratıcının gücünden gelir ki bu sevgi sonsuzluğun sembolüdür.
Öz sevgiye ulaşmak istiyorsan da egodan uzaklaşmalısın ki kendi öz benliğini bulabilesin.
Ve öz sevgiyi bulduğunda ise, içindeki gerçek yeteneğin ışık gibi ortaya çıkar ki bununla hem kendini hem de diğer insanları aydınlatabilirsin.
Unutma! Ego daha çok maddeyi sever ve dünyadaki savaşların çoğu bu egolu insanlar yüzündendir .
Kendinle ve dünyayla savaşmak istemiyorsan egondan uzaklaşırsan sonsuz sevgi olursun.
Ve unutma sevgi ayrım yapmaz


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Hayat artık umut dağıtan bir türkü değil.
Doğal dünyada kaldı tüm güzellikler…
Demirden icatlar çoğalıp evler yükseldikçe küçülen sevgiler
Yerini çıkar birlikteliklerine bıraktı.
Renkli camekânlar ve ışıltılı caddelerdeki yoğun karanlık yayıldıkça bütün ruhlara
Geriye kurtlanmış kitaplar
Ve dibe vurmuş bir gezegen kalıyor.


Basım Ayı/Yılı : 5/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Yazmış olduğum bu eser hayal ürünü olmaktan uzak tamamen yaşanmış bir hayat hikâyesidir. Naçizane kalemimin yettiğince işlediğim bu hayat hikâyesi belli kesimin hoşuna gitmeyecek olsa da kitabı bitirdikten sonra yalnız başlarına kalarak Harun'un ve Sevdanın gelişen hikâyelerini ve sonlarını düşündüklerinde Türkiye halklarındaki küçük ve normal görünen fakat esasen en büyük sorunların işlendiğini fark edeceklerdir. Ataerkil zihnin sadece kadınlara zarar verdiği düşünülür, oysaki erkeklerde bu eril zihnin ve sistemin en büyük kurbanlarıdır. Ataerkil düşünce sadece cinsiyetçi baskı ile sınırlı kalmaz, beraberinde ırkçılıkları, mezhepçilikleri sosyal, kültürel ve ekonomik tüm baskıları zincirleme olarak beraberinde getirmektedir. Kitabımı alarak okuyan tüm arkadaşlara sevgi saygı ve selamlarımı sunuyorum.


Basım Ayı/Yılı : 4/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 320
Ağırlık : 320
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

Ufak bir beylik düşleyin, on bin atlıdan oluşan… Ve karşılarında dünyanın dört yanından destek gören bir devlet. Sık ormanlar arasında, yaylaların tepesinde amansız mücadeleler düşleyin. Türkmenleri kimse durduramadı. İmparator, sarayının penceresinden bakarken yine onların kıl çadırlarını ve şahbaz atlarını görüyordu. 14. yüzyıl başları: Çepniler, Trabzon’u bertaraf etti! Rum koloniler surların arasına sıkıştı kaldı. “Keçi Çobanı” dedikleri adamlar onları vergilendirdi. Yaşadıkları yer için kira verdiler, çünkü bu toprakların asıl fatihi Türklerdi. Unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş ve hatta bizzat unutturulmaya çalışılmış Bayramoğulları Beyliği’ni destancı kaleme aldı. Bu, bir hikayenin daima hatırlanacak başlangıcı olacak. Ben yazdım, bengü kalsın. Nesiller bunu okuyup daha çok araştırsın, bilsin diye yazdım. Bilin ki; bu toprakları bize vatan kılan bir Danişmend, Kuşdoğan, Bayram, İbrahim ve Süleyman Bey’ler dahil nicesi gelip geçti. Baki kalan, Türk’ün ulu mefkuresiydi.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Fransa da yaşayan Angela sevgilisi Stefan ile çıktığı geziden döndüğünde ailesinin tuhaf davranışları ile karşılaştı. Annesi adını bir kez olsun ağzına almadığı kendi halasının ölümü yüzünden çok üzgündü. Aile geçmişleri adeta bir sır olan Angela öğrendikleri karşısında şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşadı. Annesi Eleanor aslında Türkiye de doğmuştu ve ailesi ile birlikte sürgüne zorlanan Yunan ailelerindendi. Büyük hala Agnes hayatının son gününe kadar abilerinin ve ailelerinin geri dönmelerini beklemişti. Ne yazık ki bunun olmayacağını biliyordu. Hiçbir zaman Türk topraklarına geri dönmeyeceklerdi. Ama o ömrünü sevgiye adamış bir kadındı. Çözümü giderken ona devretmek zorunda kaldıkları mülkleri miras olarak bırakmakta bulmuştu. Angela sadece önceki gece sevgilisinin evlenme teklifini kabul etmişti ama için için buna hazır olmadığını biliyordu. Büyük hala Agnes’in mirasını bir kaçış yolu olarak görüp Türkiye’ye doğru yola koyuldu. İşte tüm hikâyenin fantastik yanı da Türk topraklarında başladı.


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Bir kız düşünün doğduğundan bu yana bir kafese hapsolup kalmış. Bir adam düşünün o kadın için içindeki tüm beyazlığı öldürüp kendini karanlığa gömmüştü. “Karanlık bir kafeste tek başına ağlayan bir kadın bilenmiş bıçak gibidir. O her şeyi kesebilir artık, nefesinizi bile. “ Kadına cenneti ayaklarına serdiler. O cehenneme hükmetmek istedi. Ona melek dendi. O şeytan olmak istedi. Şeytanla aynı masaya oturmaya hazır mısınız? Aydınlıktan karanlığa geçiş.


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 432
Ağırlık : 432
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺160,00

Şarkının sözleri yabancıydı ama sanki biliyormuş gibi anlamları yükledim bize.
Şey diyordu…
Ben, karavan ve yollar
Biraz da huzur
Ve her baktığım yerde sen...


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Feride annesinin şüpheli ölümünden sonra annesinin yakın arkadaşı aynı zaman da avukat olan Zeynep Abay'ın evine taşınır. Orada kendi acısıyla baş etmeye ve kendini anlamaya çalışırken Venüs ile tanışır. Venüs limanda ufak bir kayıkta yalnız başına yaşayan bir kızdır. Geçen zamanda çok yakın iki arkadaş olurlar. Fakat bu arkadaşlığı onaylamayan Avukat Zeynep Abay her fırsatta Feride’yi tehdit etmeye başlar. O sırada üniversiteden yakın arkadaşı olan Faysal’dan bir davetiye mesajı alır. Faysal yeni çalışmaya başladığı "Tİ '' gece kulübüne Feride’yi davet etmiştir. Bu davete Venüs ile birlikte giderler. Venüs ilk defa limandan ve kayığından uzak kalmıştır. Tedirgin bir şekilde gece kulübüne girer. Feride ise gürültünün ve müziğin kendisine iyi geleceği ve acılarını unutturacağı düşündüğünden rahattır. Ama '' Tİ '' gece kulübünde garip bir şeyler yaşanıyordur. Etrafta ne müzik ne de dans eden bir kalabalık vardır. Bir süre sonra faysal Feride'ye ‘’ Tİ ‘’de ki oyun gecesinden bahseder. O saatten sonra gece daha karanlık, daha yorucu ve geri dönülemez bir yola girer. Feride’nin bülbüller ile ilk karşılaşması bu şekilde olmuştur.
Bülbüller ile karşılaşmasından sonra doğru ve yanlış arasında bir sarkaç gibi gidip gelen zihnini kontrol edemez hale gelir. Bu konuda ise yardımına ‘’ PT ’’ yetişir.
İnsanı değiştiren acı mıdır? Yoksa sevgi midir?
Hangi duygu esas kimliği ortaya çıkarır.
Delilik ve bilgelik neden aynı kefeye konur?


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 256
Ağırlık : 256
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

İnsanoğlunun varoluşundan beri dünyamız büyük yıkımlara, depremlere ve epik savaşlara ev sahipliği yaptı. Her ne olursa olsun, insanlık bu musibetlerin üstesinden gelip yollarına daha da güçlenerek devam ettiler.

Fakat Enigma’nın ordusu tarih boyunca görülmemiş destansı bir savaş başlatıp yeni dünya düzenini kurmak için uğraş verecektir. VoneX ise savaşın ayak seslerini insanlığa duyurmak için çabalayıp bu yeşil gezegenin karanlığa gömülmemesi adına çalışacaktır. İnsanlar büyük bir savaşın gelişinden bihaberdir, eğer ki iyiliği seçip savaşırlarsa gelecek yüzyıllar için yıldızlar arası seyahate varabilecek bir gücün kapısını aralayacaklar, yok eğer kötülüğü seçerseler, yüz binlerce yılın birikimini çöpe atıp taş devrine geri döneceklerdir!

Ve son olarak, bu kitapta sadece bir tuş ile tarihin seyrinin nasıl değiştiğini göreceksiniz. Belki bilgisayarlara ilginiz biraz daha artacak veya ondan tamamen uzaklaşmak isteyeceksiniz!


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Yaklaşık sekiz saat uykunun bana yettiği zamanları hatırlarım. Şimdi gençler buna inanmıyorlar tabii. Vaziyet buyken kimseyi aynı günün içinde güneşin doğuşunu da batışını da gördüğüme ikna edecek zamanım yok. Zaten zaman denen şey artık kimsede yok. Uyanıklık dediğimiz sadece altı saat. Sanki sokaklara günaydın demeye, iyi geceler dilemeye çıkıyoruz. Bu devirde kimse, gün bittiğinde bir başkasının sırtına çıkıp uyumakta bir fenalık görmüyor.

Bunda bir gariplik var, altı saatlik uyanıklıkla akıl erdiremeyeceğim bir gariplik. Uykusuzluk gözlerime dolarken dert edinemeyeceğim bir gariplik. Beni şuraya uzanıp uyumaya ikna eden gariplik…


Basım Ayı/Yılı : 7/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

"Sisifos’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avcuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, ha bire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belâsı kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, kan ter içinde..." Homeros

Kendisini mitolojik karakterlerden Sisifos’a benzetirdi pek çok konuda. Hani şu Tanrıları kızdırdığı için bir tepeye yuvarlaya yuvarlaya taş çıkarıp, her seferinde tam tepeye vardığında geri yuvarlanan taşı tekrar tekrar yukarı taşımakla cezalandırılan krala.

Kişisel dönüşüm sürecinde bunu çok yaşamıştı. Pek çok konuda yol aldığını zanneder ama bazen küçücük bir olay sadece bir arpa boyu yol aldığını anlamasını sağlardı. İşte o zamanlarda büyük bir umutsuzluğa kapılır, asla bu dönüşümü başaramayacağını düşünürdü. Ama içindeki bilge her seferinde “Hadi kalk ayağa, tekrar dene.” diye cesaretlendirirdi. “Hepimiz Sisifos’uz.” diye geçirdi içinden, Sisifos’un insanları temsil ettiğini düşünürdü.

Biz de cezalandırılıyorduk. Hayatı bundan daha iyi anlatan bir hikâye olamazdı herhalde, hiçbir zaman tepeye taşı çıkaramayacağımızı bile bile, var gücümüzle uğraşıyorduk çıkarmaya o kocaman kayayı.

Sonra bir gün “o şey” girdi hayatına.
Ve her şey değişti.
Anladı ki Sisifos’un cezası bitmişti.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 400
Ağırlık : 400
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

Sana muhtaçken , sensizligi yazdım bu satırlara. Sensizken nasıl seninle yaşadığımı anlattım sana. İhanete uğramanın , terk edilmenin engel olamadığı sevgiyi gözümdeki taşlarla döktüm bu sayfalara. Başkasıyla olmana olan kızgınlığımı değil benimle olmamana olan kırgınlığım döküldü kalemimin mürekkebinden. Beni bir silahın namlusuna , bir uçurumun kenarına , dar ağacında boynumu sıkan bir ipin ucuna terk edişini harflerle işledim sensizligi yazdığım bu kitaba.

Seni seveni kaybettiğinde hissedeceksin ama kendinden ruhunu kaybettigin zaman anlayacaksın bu satırları. Hayal kuramayacaksın. Muhtaç olup çaresiz kalacaksın. Yarım kaldıgında değil kaybettiğinde anlayacaksın beni. Hayal kuramayıp kendinden ruhunu kaybettiğinde , muhtaç olup çaresiz kaldığında , yarım kaldığında değil kaybettiginde tekrar oku bu satırları. Sana haram sensizlige helal hakkım.


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 78
Ağırlık : 110
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

İnsanın kalbi ağrır mı hiç? Ben senin yokluğunda öğrendim kalp ağrısı neymiş. Aklımdan hiç çıkmayan gözlerin, kalbimde hiç azalmayan sevgin, kulağımda sesinin her tonu İle yokluğunu yaşayarak ömrümü geçirirken kalbimdeki ağrıyı öğrendim. Aldığım her nefeste sanki uzaklardan gelen kokunu çekiyorum içime. Nasıl kalbimin en kuytu yerinde sana ait bir yer varsa, gözlerimin daldığı uzaklarda yüzün en ufak çizgisine kadar var. Kulağımda, en derin yerinde sesin gülüşün var.

Burnumun sızladığı tam o yerde kokun var. Kısacası hasretim benliğimin her bir zerresinde sen var. Ben senin yokluğunda öğrendim işte kalp ağrısı ne ? Şimdi soruyorlar bana seni, ismini söyleyemiyorum kimselere, sadece hasretim diyorum, kalp ağrım diyorum...Sonra kızıyorlar bana neden unutmuyorsun diye, ben de diyorum ki; o da beni unutmadı biliyorum çünkü diyorum çünkü onsuzluğa katlanamam diye emanet etti bana bu kalp ağrısını... Sahi hasretim senin de hiç kalbin ağrıyor mu ben gibi?


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 95
Ağırlık : 145
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Her tohum gün yüzüne çıkmak için yol arar. Yolcuya dost gerekir yolculuğu kolay olsun diye. Dostluk paylaşmak, destek olmak ve sevmektir. Tıpkı yeryüzüne serpilen sayısız tohuma dost olan toprak gibi... Tohum ve toprağın dostluğunu paylaşacağız. Çünkü bu dostluğun sonu yok...


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 48
Ağırlık : 75
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Neden mi Göründüğü Gibi Değil? Hayatımız da güzel anların olduğu gibi, mutsuz olduğumuz, üzüldüğümüz anlarda oldukça fazla. Dört duvar sır örtüsü yani. Mutlu olmak isteyen insanlarla dolu. Gösteriş için iç dünyasını mahvetmeye çalışan, bir o kadar da mutluymuş rolü yapan insanlar, zamanı gelince yorulacaklar. Kitabımda gün gün değişiklik gösteren ruh halini yansitmaya çalıştım. Birgün aşkından ölen bir insanın doruklarda olan hissini, bir gün ise sırtından vurulnıuş birinin yaşadığı hayal kınklıklarını. İnsan oğlu bir günde dört mevsimi yaşarken içlerinde ki baharı buldurmam ya da bir nebze okutabilmem dileği ile...


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 98
Ağırlık : 140
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Kendinle yüzleşmeye hazır mısın?

Benim derdim Tanrıylaydı. Bu kadar basit miydi yarattığı vahşeti izlemek!

Oysa melekler başında insanoğlunun ne kadar da nankör olduğunu söylemişti…

Adım Gök, ne güzel bir isim değil mi? Annemi gebertip doğduğum gün memur amcalar koymuş. Tertemiz bir isim Gök, “İnsanlığın pisletemediği tek yer.” dedim kendi kendime, daha sonraları bu yalana kendim bile inanamadım.

Yaşam ne kadar zorsa ölüm bir o kadar basitti…


Basım Ayı/Yılı : 6/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

“Gökyüzünün rengi ne güzeldir şimdi. Kafamı kaldırıp baksam diyorum. Ya Miraç kızarsa? Yok canım! İçinden tek nefesle ölüm geçecek birine kızılır mı hiç? Bir gözüm kâinatın görkemine yeltense de geldiğim yere döneceğim için seviniyorum. Koca ömrü tükettiğim buna rağmen hâlâ her kederde kendimi idmansız hissettiğim bu dünyada istismar edilmiş bir ruhla yaşamaktan yoruldum ama can çekişmek istemiyorum. Azrail boynuma sarıldığında ciddiyetle ona memnuniyetimi göstermeyi diliyorum. Yarım bıraktığım her hayali yerime doğacak bir canın tamamlayacağını biliyorum. Ölüm yalnızca tapınacak putları olanlar için sondur. Ben gölgesinde yaşadığım ceviz ağacını düşlüyorum.”


Basım Ayı/Yılı : 6/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 256
Ağırlık : 256
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Susma arkadaş, doğru bildiğin ne varsa söyle gitsin. Sustuklarının esiri olursun. Sessizliğin yenilgin olur. Ve düşünmeden attığın her adım düştüğün ama ölmediğin binlerce uçurumdur…
“Bir adamın deli sevdasında kayboluyorum. "Kardeşin!" dedi bana. "Kardeşini parmaklıklar ardından kurtarmak için yanımda kalacaksın." Siz olsaydınız yapmaz mıydınız? Sevmediğiniz bir adama kendinizi mahkûm etmez miydiniz? Ben ettim, kardeşim için ettim.”
“Ben Elvan Kılıç. Gökkuşağı misali rengârenktim ben. Beni renklerimden edecek olan bir adamın varlığından bile habersizken kendimi akla ziyan bir hayatın ortasında buldum. Prangalar var ayağımda, gidemiyorum. Kalmak ise yaşarken ölmeyi öğretiyor bana. Bu adam “Yaşarken öl” diyor. Onun hırsla dolu gözlerine bakıp yemin ettim. Asla onun için atmayacak kalbim, sevdasını asla düşürmeyeceğim yüreğime. Çünkü yanarım, onun karanlığı bana bulaşırsa cayır cayır yanarım. Ölmek yanmaktan daha kolay. Benim ondan ötürü yanmamaya yeminim var.”
Ailesi ile geleceği arasında bir seçim yapmak zorundaydı. “Ailem” dedi genç kız. “Onlar için geleceğimi yok sayarım.” diyerek kendini koca bir çıkmaza soktu. Sonum dediği yer aslında her şeyin başlangıcıydı. Sonum dediği yerde hayatı tekrar adımlayacaktı. Kader miydi bu hale sebep yoksa kaderi zorlayan bir adamın varlığı mı? Kader miydi bambaşka insanların yolunu kesiştiren yoksa bu adam mıydı kızın tüm yollarını çıkmaza çeviren?
Bir “Ah!” karıştı tinlerine işleyen geceye adamın dudaklarından. “Ah! Bir bilsen, lal olmasa da dilim keşke diyebilsem.”


Basım Ayı/Yılı : 3/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 206
Ağırlık : 206
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Sabırla koruk helva olur derler büyüklerimiz. Yaşanan hiçbir sıkıntı hayatımızda ömürlük kalıcı değildir. Her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı elbet vardır. Her acının da mutlaka bir iyileşme süreci vardır, mühim olan insanın kendi kendini tedaviye karar vermesidir. İşte bizde bu romanla birlikte sabretmeyi, düştüğümüzde daha güçlü ayağa kalkabilmeyi. Dik durup dikleşmemeyi. Sabrın sonunun er geç selamet olacağını. Umut var oldukça insanın yaşama sevincinin artarak büyüceğini. Hayatımızda her zaman hayalimize yer verip, ona ulaşmak için çabamızı esirgemeyeceğimizi. Sevgisizliğin tüm hastalıkların kaynağı olduğunun biliciyle. Yaralara ilaç olan sevgimizi kimseden esirgemeyeceğimizi. Bütün bunların bilinci ile dünyamızı güzelleştirmenin bizim elimizde olduğunu bilerek hareket edip, hayatı yaşanır hale getirmeyi öğreneceğiz. Güzel bakıp her zaman güzeli görmeyi, güzeli düşünmeyi başarabilmeyi. Peki, siz hiç düşündünüz mü? Hayallerin sonunda gerçekleşme umudu olmasaydı insanlar nasıl amaçsız yaşarlardı? Hayatınızda hayalleriniz ve umudunuz hep var olsun. Bu romanda biraz senden, biraz benden, biraz ondan, biraz bundan kısacası hayatın içinden gerçek yaşanmış hayat hikâyelerine yani yaşanmışlıklara şahit olurken, belki de kendinden birçok şeyi bulacaksın! Hadi durma hemen katıl sende bu serüvene, hayat geç kalmaya gelmez… Sevgiyle kalın.


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Gözün görmediğini görür bazen gönül. Duyulmayanı duyar derinden. Histir ya bu, titretir gönül telini ıssızlarda. Karanlıktan çeker var eder yarını umuduna sarılı mutlulukla. Zamandır hem yakınlaştıran hem uzaklaştıran. Candır ya bu, çeker sevmeyi, çeker özlemi susar tellere sarılı diliyle. Bir gülün dikeni bir dilin dikeni denktir yaranın sızısına. Hem sevip hem acımak gülün rengine bulanmak. Candan cana akmak.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 290
Ağırlık : 290
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00
Munise

Munise, ağa kızıdır. Babası dahi olsa haksızlığa karşı koymakta hiç tereddüt etmez. Son derece zeki, mert, cesur olmasının yanı sıra çok da güzel bir genç kızdır. Mondros Mütarekesi gereği köyünü işgale gelen Fransız ordusuna geçit vermek istemez. Ağa babasının işgal ordusuna ve kumandanlarına misafir muamelesi yapmasına büyük tepki gösterir. Babasının “hoş geldiniz” anlamında yemeğe davet ettiği İşgal kumandanı Yüzbaşı Nicolas Descoulis’e sofra başında bağırır ve ağır sözler söyler. Yüzbaşı, genç kızla iyi geçinmeye çalışır. Müsait bir ortamda Munise’ye hayat hikâyesini anlatır. Yüzbaşının çok ilginç bir hayat hikâyesi vardır. Munise bunu öğrendiğinde çok şaşırır. Zaman içinde de kumandana karşı bir çekilme hisseder. Bunu kendine dahi itiraf etmekten çekinir. Duyguları karşılıksız değildir. Yüzbaşı, askerlerine sıkı disiplin uygulayınca, sapkın eğilimleri olan bir çavuş, işgalci askerleri isyana davet eder. İsyan yayılır ve ardından savaş patlar. Munise, köyünü kurtarmak için hayati mücadele verirken, Yüzbaşı Nicolas da Munise’yi korumak adına onu durdurmaya çalışır. Aslında kendisi de isyancı askerler tarafından büyük tehlike içine girmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

“Aniden bir kayıp soruşturmasının ortasında kalan Kemal Türkkan, hayatına karanlığın çöktüğü noktada kır kurdu Başkomiser Nadir Oray’a yoldaş olurken…

Geçmişleri yüzyıllar öncesine dayanan iki teşkilatın son savaşı başlamıştır.

Kutsal emanetler sabırsızlıkla Kan Kuday’ı bekliyor…

Devletin ve ülkenin tüm damarlarına sızmış hainlerin karşısına dikilen Kuzgunlar…

Kara Ceketliler, Kadim Meclisin davetine cevap verecek mi?

Saflar belirleniyor, Senin Tarafın Neresi?”


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Bir yanı masaldan fırlamış kadar eşsiz, diğer yanı korku filminin en can alıcı sahnesi kadar tüyler ürpertici… Yeni hayatı buydu.

Bu dünya mecburiyetti. Burada intikam vardı; yıllarca sönmemiş kinin alevleri, bedel ödetmek için yetiştirilmiş bedenler vardı. Burada yaşam uzun, herkesin gözü uzun yaşamakta ve bunun için birileri düzenli olarak ölmeye mahkûm.

Eşiğinden geçtiği dünyaya karşı savunmasızdı Sera. Bilmediği şey ise o dünyayı yerle bir edebilecek kadar güçlü olduğuydu. Sadece taraf seçmek zorundaydı. İyi olmak bir seçenek değil, iyilerin devri kapandı. Şimdi, hangi kötünün daha haklı olduğuna karar verme zamanı.

Karnını delip geçen kılıca ve onun sarsılmaz gözlerine baktı. Bu Kartal’la ilk çarpışmasıydı. Son olduğunu ise adamın dudaklarından dökülenlerle bir kere daha anladı.

“Bu senin sonunu bildiğin bir masal değil Kızıl Peri.”


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 448
Ağırlık : 448
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

Eser, misafirlerini sıcak bir gülümsemeyle karşıladı. Ardından onlara, oturacakları yerlere kadar eşlik etti ve “Bugün benim için çok özel bir gün. Hayatımda hiç olmadığım kadar mutluyum. Lütfen yerinizden kalkmayın, sizlere servisi ben yapacağım” dedi. Eser’in bu davranışına kimse bir anlam verememişti. Aslında iyi bir kadındı ama o kadar sevecen, güler yüzlü ve kibar değildi. Kocasını kaybettikten sonra daha da değişmişti. Son derece huysuz, ters bir kadın olmuştu. Site sakinleri onun bu davranışlarını, bir gün düzelir umuduyla hoş karşılıyorlardı.

Mine, sohbete soruyla giriş yapmak istedi; “Gitgide azalıyor muyuz ne? Hiç bu kadar tenha olmamıştı burası, değil mi?” Havada kalan soruyu, Tilbe yanıtladı “Belki sonradan bize katılmak isteyenler olur. Havalar soğuyunca, insanın evinden dışarı çıkası gelmiyor.” dedi gülümseyerek. Eser, Tilbe’nin konuşması biter bitmez yerinden sakince kalktı, servis masasına doğru yöneldi ve kapaklı kek kalıbının içinden silahını çıkardı. Herkes tabağındaki kurabiyelerle köşe kapmaca oynarken Eser birden arkasına döndü ve silahını misafirlere doğrulttu.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Adana’da doğup büyüyen, sonrasında eğitimi için Ankara’ya giden Halide, lise ve üniversiteyi Ankara’da okur, okul bitiminde ise; Edebiyat öğretmeni olarak Ankara’da bir lisede çalışmaya başlar.

Halide, zorlu bir çocukluk ve talihsiz bir gençlik dönemi yaşar. Tüm bu yaşadıklarına rağmen ayakta kalmayı ve hayal ettiklerini gerçekleştirmeyi başarır.

Halide çocukluk aşkı olan Kaan ile yıllar sonra Ankara’da karşılaşır ve öncesinde karşılıksız olan bu aşkı karşılıklı bir tutkuya dönüşür. Fakat bu aşkın önünde bazı engeller vardır…

Halide bu yaşam serüveninde iyi dostluklar edinecektir. Bu dostluklar onun hayallerinin gerçekleşmesine ortak olması ile sürecin hızlanmasını sağlayacaktır.

Halide’nin gördüğü ve yaşadığı toplumsal sorunların gün yüzüne çıkışı noktasında onu en çok etkileyen konuların başında dünyamızda bitmek bilmeyen ırkçılık meselesine karşı hayalini kurduğu bir proje üzerine çalışılması için yakın dostları olan Zübeyde, Ravi, Rauf, Atilla ve Nida’ nın bu işe dâhil olmasıyla güzel bir yol alır. Bu yolculuk bir yaz tatilinde Halide’nin yakın dostu olan Zübeyde’nin nişan töreni için Dalaman da bir araya gelmeleriyle başlar ve Amerika’da buluşma kararı ile devam eder.
Kitapta anlatılan yaşam hikâyeleri her ne kadar kurgu olsa da yaşananlar gerçek…


Basım Ayı/Yılı : 7/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Herkes’in hayatında bir dönüm noktası vardır, Bulut’un hayatında ki dönüm noktası, hayatını tamamen değiştiren ve yeni bir kapıyı aralayan bir yol olmuştu. Tek başına başladığı yolda sevdiği, değer verdiği insandan, korku ve güç yüzünden uzak kalmak zorunda kalmıştı.
Bulut, Korkunun kendisi mi olacaktı, Yoksa korkuya esir mi olacaktı?
Yaşamasının ve ölmemesinin tek sebebi ne?
Bulut Doğrucu Bir Melek Mi?
Yoksa
Safi Bir Şeytan Mı?
Sen Karar Ver.


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Bir tanrının uyuttuğu dünyanın üzerine kıpırtısız bir dinginlik çöktüğü vakit iyilik camdan vuruşlarıyla köpürttü denizi.
İstanbul’da yaşayan iki çocuklu bir annedir Sevim. Fındıkzade’nin yurtlar sokağında bir yurt öğrencisi Kenan’ın ilk ve tek aşkıdır. Sevim’in evliliğini sorguladığı yıllarda dönemin önemli olayları ona kılavuzluk yapar. Baş kahramanımızın mitolojik öyküleri de içinde bulunduğu gerçeği aramasına yardımcı olur. İstanbul’dan Amerika’ya oradan Urla’ya uzanır hayatı.
Sevim’in hayalleri gerçeğe çevrilir.
1969 İstanbul’u, siyasi çekişmeler, üniversiteli bir gencin evli bir kadına duyduğu sarsıcı aşk hikayesi batının ve doğunun Kral Oidipus’u, onların hayatlarını Thebai’ye Urla’da ki bağlar mevkiine kadar götürür.
Düşler alemi kendi gerçeğini yaratmıştır.
Bir direniş kitabıdır Thebai.
Romanda geçen yer ve tarihler gerçektir. Gerçek arayana göre değişir. Herkesin kendi geçmişinden izler bulabileceği evliliği ve ihaneti sorgulayan yazar, aile bağlarına önem vermiştir. İnsanlığın mahkûm olduğu covid’li günlere uzanan bir sona yaklaşırken insanlığı ve vefayı sorgulamıştır Thebai.


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 432
Ağırlık : 432
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

Ceren ve Burak'ın kalplerinin kapıları vakitsiz, aceleci bir şekilde hastane odasında çalındı. Burak otomobil çarpan Ceren'e yardım ederken kendi hayatını tamamladığını nereden bilecekti. Ceren'in telefonunu unutup evine getirmese hikâye burada bitecekti. Ama telefonda gördüğü ela gözlerdeki huzur hiç bir yerde yoktu. Aşk ümitsiz, boş bir anlarında gümbür gümbür girdi kalplerine. Burak, Suriye görevine giderken aklını, ruhunu, kalbini Ankara'da Ceren'e bırakıp gitti. Burak ve arkadaşlarının gizli görevleri, iki sevgilinin aşklarına gölge düşürmesin diye çok uğraştılar. Kalpler aşka gebeydi. Aşk engellere...

Bir gün yeşiller giyer çimen olursun.

Bir gün maviler giyer deniz olursun

Bir gün de Beyazlar giyer benim olursun


Basım Ayı/Yılı : 8/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

O gece, küçükken ezberlediğim tüm masallar tersine döndü... Rapunzel uzun saçlarını kesti, Sindirella kaybettiği camdan ayakkabıyı bir daha bulamadı, Kırmızı Başlıklı Kız ıssız ormanda kaybolup evine geri dönemedi ve Pamuk Prenses tüm müdahalelere rağmen kendisini sonsuz bir uykuya teslim etti...

O gece anladım her masalın mutlu sonla bitmeyeceğini...

O gece, tüm yıldızlar gökyüzünün karanlığında kendini gösterirken, dünya üzerinde ufacık bir toz tanesi olduğumu anladım. Un ufak oldum ama sığamadım koca dünyaya...

‘İnsan ruhu 21 gram’ demiş bir bilen, ne safsata ama... Eğer görseydi ruhumun bedenime yaptığı tonlarca ağırlığı, utanırdı teşhisinden.

O gece, ruhum, kendisini prenses masallarına layık görmedi...

O gece, tüm dünya haykırdı yüzüme, “Sen ne sanıyordun ki?” diye...


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 384
Ağırlık : 384
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Hayat defterine kurşun kalemle bastıra bastıra en kıymetli anılarınızı yazdığınızı düşünün. Sonra o anıların silgiyle karşı karşıya kaldığını. Deniz’in ikiz kardeşini kaybetmesiyle gençliğine iç çekip koşar adımlarla çocukluğuna geri döndüğü yolda yaşadıklarına şahit olacağız.

Her insan doğar, büyür, ölür. Deniz göbek bağı çocukluğuna gömülen bir kadın olarak doğacak, ikiziyle büyüyecek ve ölmeyi ikizini unutarak deneyimleyecek. Unutarak ölecek ama unuttuklarıyla hatırlanacak.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00
Başlangıç

Bu bir oyun olamaz, bu bir film hiç olamaz; ben o karanlıkta birçok kez o acıları beynimin bütün hücrelerinde hissettim. Bir yazar yarattığı karakteri kaderine hapsedemez. Bul beni, sana sesleniyorum, bu bir rüya değil ve ben aklındakinden daha fazlasıyım. Dinle beni yoksa bağırmak zorunda kalırım ve o zaman herkes benim farkıma varır. Bu kadar derinden hissetmesen benim acılarımı yazamazdın. Beyaz kazaklı kız nerede? O neden beni aramıyor, ilk o gelir sanmıştım o paslı kapının ardından.

Bu kitap sıra dışı bir hikâyenin ilk kitabıdır. Modern edebiyata yeni bir bakış açısı getiren yazar, sessizliğin altındaki gizemi gözler önüne seriyor.


Basım Ayı/Yılı : 7/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 80
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

"Elinizden bırakamayacağınız bir genç kurgu, ilk aşkı, heyecanı, ihaneti ve tatlı atışmaları seveceksiniz. Ve bu kitabı okurken kendinizi bulacağınızı düşünüyorum ayrıca ruhunuza işleyeceğini iddia ediyorum.

Kemere doğru yaklaşınca boynu burnumun önünde idi. Parfüm kokusu yayılıyordu gözlerimi kapatıp o kokuya bir anlık kendimi bıraktım sonunda açtığında kafasını bana doğru çevirince göz göze, dudak dudağa, burun burunaydık. “Sıcak bastı ay!” diyerek üzerimden ittim. Ellerim ile kendime hava yaparken karşımda pişmiş kelle gibi pis pis sırıtıyordu.

“Ne sırıtıyorsun?”

“Sana sıcak mı bastı hadi itiraf et etkilendin dimi benden?”

“Senden ne etkileneceğim ya ben?” deyip onu orada bırakıp eve geçtim.”

On yedi yaşında olan Lina'nın babasının tayininden dolayı İzmir'den İstanbul'a taşınması ve orada Cem adlı bir çocuk ile tanışıp onunla ilk aşkını yaşayacak. Lina kalbini Cem'den koruyabilecek mi?

Keyifli okumalar…


Basım Ayı/Yılı : 10/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 130
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Hayatınızın dönüm noktası nedir diye sorsalar cevap verebilir misiniz? Hiç düşünmeden, direkt yanıtlayabilir misiniz? Ben yanıtlarım.

Hiç tanımadığım bir çocuğun ölümü tüm hayatımı etkiledi, durduramadım. Ama hala, bütün bu olanlara rağmen merak etmeden duramıyorum, o hiç tanımadığım çocuk neden odamda kendini öldürdü?


Basım Ayı/Yılı : 6/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 68
Ağırlık : 68
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

“Birçok insan ‘gök kubbemiz’i kaybettiğimizin henüz farkında bile değilken yolculuğumuzun ilk adımı olarak ‘Nerede yitirdik, nasıl bulacağız?’ sorusunu sormak çok önemli. Genellikle büyük gelenekler gücünü yitirdiğinde iki şey olur: Ya soru sormayı unuturlar ya da asıl soruları atlayıp tali meselelerde kaybolurlar. Bir medeniyet gerçek soruları sormayı bırakıp tali meselelerle oyalanıyorsa artık kendisini de kaybetmeye başlıyor demektir. Etrafına inşa edilen, kendine yabancı, başka birine ait ve suni bir yapının farkında bile değildir.”

Elinizdeki kitap İbrahim Kalın’ın 2021 yılında katıldığı on iki bölümlük Kendi Gökkubbemiz programında anlattıkları ile bugüne kadar çeşitli dergilere verdiği bir dizi söyleşiden oluşuyor. Titiz bir yayıma hazırlık sürecinden sonra yazar tarafından düzenlenerek genişletilen bu çalışma, okuyucusunu gerçek soruların etraflıca konuşulduğu bir yolculuğa davet ediyor. Elbette yan yollara sapılıyor, detaylara giriliyor, parantezler açılıyor ama vurgulanan hep kendi gök kubbemizin idrakine varmamız oluyor. Gök Kubbenin Altında’yı okurken siyaset ve felsefe eserleri kaleme alan, müzik, spor ve fotoğrafla ilgilenen bir entelektüel olarak İbrahim Kalın’ın farklı disiplinleri nasıl bir araya getirdiğine dair çocukluğundan günümüze pek çok hatırasına ve değerli tecrübelerine şahit olacak, kendinizi uzun soluklu bir sohbetin içinde bulacaksınız


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Eğer kişi, olayları başlangıçtaki sebeplerle değil de sonrasındaki heyecanla değerlendirirse sevginin gücü yanlış anlaşılır; bundan önce yaşanan hayal kırıklıkları, kalbin o kara boşluğunda büyük yalnızlık alanları oluşturur. Henüz yaşanmamış ağır duygular burada bekler ve bunu hak ettiğine inanılan ilk kişiye kollarını açarak koşar.


Basım Ayı/Yılı : 9/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 9 / 15
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺54,00
Bir Wallstreet Hikayesi

Bartleby Washington'daki Sahipsiz Mektuplar Bürosu'nda küçük bir memurmuş. Yönetimde değişiklik olunca birdenbire işten çıkarılmış. Bu söylentiyi düşündüğümde içimi kaplayan hissiyatı ifade etmem zor. Sahipsiz mektuplar! Kulağa “ölü insanlar” gibi gelmiyor mu? Tabiatının ve talihsizliğinin sonucu olarak kasvet yüklü bir umutsuzluğa meyletmiş bir adam tasavvur edin. Durumunu daha beter hale getirmek için sahipsiz mektuplarla uğraşmaktan ve onları yakılmak üzere tasnif etmekten daha uygun bir iş var mıdır? Her yıl bu mektuplardan araba dolusu yakılır. Solgun çehreli kâtip bazen katlanmış kâğıtların arasında bir yüzük bulur ama onu takacak parmak belki mezarda çürümektedir ya da Hızır gibi yetişsin diye gönderilmiş bir banknot ama ihtiyacını karşılayacağı kimse artık ne yemek yiyordur ne de acıkıyordur. Yeis içinde ölenlere teselli, umutsuzluk içinde ölenlere umut, dermansız dertlerin pençesinde ölenlere iyi havadisler dolu mektuplar... Hayatın hengâmesi içinde bu mektuplar, aceleyle ölüme koşarlar. Ah Bartleby! Ah insanlık!


Basım Ayı/Yılı : 3/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 9 / 15
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 1
₺40,50

‘‘Gün, henüz aymamıştı. Ayıklanan bulutların arasından kendini gösteren dolunay, köye duru bir aydınlık yayıyordu. Etrafta belli belirsiz duyulan gece kuşlarından başka hiçbir ses yoktu. Tabiat derin bir uykuda gibiydi.’’
(…)
‘‘Bahar, kendini iyice hissettirmişti. Güneş yine parlıyor, yeryüzünü ısıtıyordu. İlkbaharın geldiğini gören karayemiş ağacının yaprakları, koyu yeşil bir renk almış; gövdesi güçlenmişti. Dalına yaprağına su yürümüştü. Gökyüzünün maviliğinin yansıdığı dere, eriyen kar sularının da coşkusuyla şırıl şırıl akıyor; ince kanallarla kıvrıla kıvrıla ilerleyerek köklerini beslediği çınarı selamlıyordu. Derenin şırıltısıyla kuşların iç ferahlatan cıvıltısı, yaprakları okşayan rüzgârın şarkısına eşlik ediyordu.’’

Dalında Bir Düş Gördüm, 1967-1992 yılları arasında Trabzon’un küçük bir köyünde geçen bir hayat hikâyesini anlatıyor. Kitabın ana karakteri Yusuf’un yaşamı anlatılırken dönemin köy hayatı, gelenek görenekleri ve coğrafi özelliklerine değiniliyor. Toprak ve Yusuf’un hayatlarını birleştirmeleri ve çocukları etrafında şekillenen romanda yöresel tabirlere, deyişlere, alıntılara sıkça yer veriliyor.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 268
Ağırlık : 268
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,00

İnsan neden doğar? Nedir bu “mucizevi” olayın amacı? Soru varsa
şayet, amaç da vardır. Merak varsa yaşam vardır. Merak bitti mi ne
yaşam kalır ne de amaç. Ve hepsinin zaman denilen amansız bir
düşmanı vardır.
Bir pansiyon odası. Dağınık kıyafetler, kirli çarşaflar. Polisler,
çekilmiş şeritler. İçi su dolu bir küvet. Bir kadın kolu. Ve sevdiği
adamın sudan şişmiş suratı...
Toplumsal dayatmalarla kendi özgürlüğü arasında sıkışıp kalmış,
otuzlu yaşlarının sonlarındaki Melis’in hayatı, o pansiyon odasına
girmesiyle değişiyor. Şehir hayatının ve geçmişinin keşmekeşinden
kaçmışken kendini beklenmedik olayların içinde buluyor. Olaylar
katman katman belleğine açılıyor, bilinçaltının saklı köşeleri tek tek
aydınlanıyor. Bir yandan cinayetin geride bıraktıklarıyla mücadele
ederken bir yandan kendi belleğiyle savaşarak geçmişini yeniden
inşa etmek için çocukluk travmalarıyla yüzleşiyor. Ve ortaya,
okurların zihnine unutulmaz bir film karesi gibi kazınacak bir
hikâye çıkıyor.
Başarılı yönetmen ve senarist Emir Mavitan ilk romanı Ait Olmadığım
Dünya’da, şimdinin ve geçmişin peşinde olağanüstü bir kurguyla
gerçeklik kavramını sorgulatıyor


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 248
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,75
< 1 2 3 ... 36 >

Roman Kitapları

Roman Nedir?

Roman, yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayları düz yazı şeklinde anlatan edebi bir türdür. Edebi metinlerin alt dallarından biri olan bu tür, diğer edebiyat ürünlerinden farklı olarak daha uzun yazılmaktadır. Roman kitapları, özgün, sanatsal anlam ifade edecek şekilde kurgulanmaktadır. Her romanın anlatım şekli, olay örgüsü ve zamanı yazarın belirlediği kurallar çerçevesinde ilerler. Birbiri ile uyumlu olan bölümlerden oluşan edebi romanlar okurun olay örgüsünden uzaklaşmasına engel olur. Yazının belirli bir olay örgüsünde ilerletilmesi ise romanın en önemli özelliğidir. 

Roman okuma kitapları içeriğine göre farklı dallara ayrılır. Edebiyat okuma kitapları arasındaki psikolojik roman, kişilerin zihinsel süreçlerini anlatan bir türdür. Tarihi roman, konusunu tarihten alan ve tarihin belirli bölümlerini anlatır. Romantik roman türü ise kişinin arzularını, isteklerini, hayallerini ve aşk konusu ele alan roman türüdür. Aynı şekilde polisiye roman türü ise gizemli olayları, cinayet, suç, ceset gibi kavramları konu edinen çeşitlerindendir. Fantastik roman olarak adlandırılan hayal gücünün sınırlarını aşan ve son dönemlerde yaygınlık gösteren bir türdür. Fantastik roman türünde Yüzüklerin Efendisi kitabı okurlarının beğenisini kazanmıştır. 

En İyi ve En Güzel Romanlar

Edebi eserlerden biri olan roman kitapları, okuyucuların beğenisine göre değer kazanır. Edebi eserlerin değerlendirilme şekli öznel olduğu için diğer bilim dallarına göre edebiyat, farklı doğrultuda ilerleme gösteren bir daldır. Bu kapsamda yazılan eserler insanların duygu ve düşüncelerine hitap edeceği, okuyan kişiyi ne derece etkileyeceği gibi kriterlere göre değerlendirilir. En iyi roman kitapları bu yüzden okurun beğenisine göre farklılık gösterir. Ancak dünya genelinde belirli okuyucu kitlesine ulaşmış çok satan kitaplar arasında yerini almış edebi romanlar bulunmaktadır. 

Dünya üzerinde çeşitli otoritelerce en güzel romanlar belirlenmiştir. Bu romanların belirlenmesinde okuyucuların beğenisi, satış sayıları, baskı sayıları, hangi ülke diline çevrilip okunduğu gibi ölçütler etkilidir. Bu kapsamda dünya üzerinde en fazla okuyucu kitlesi olan romanlar klasiklerdir. İçerisinde birçok ülkenin ünlü yazarının eserleri bulunan bu klasikler roman türüne ait eserlerden oluşmaktadır. Türk romanları ise farklı dönemlerde yazılmış ve o dönemin sosyal olaylarını konu edinmiş olay örgüsüne sahiptir. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı olarak adlandırılan ve Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu yıllarda halkın içinde bulunduğu durumları anlatan romanlar en çok okunan Türk romanları arasında yer almaktadır. 

En İyi Türk Romanları

Türk edebiyatında yazılan edebi türlerden biri de romanlardır. Türkçe romanlar farklı dönemlerde yazılmış, çeşitli türlerde sayısız eserlerden oluşmaktadır. Bu eserler Tanzimat Döneminde başlayan batılılaşma süreci ile Türk edebiyat dünyasına girmiştir. Türk edebiyatında yazılan ilk Türkçe roman ise Şemsettin Sami’nin Taaşşuku Talat ve Fitnat adlı romanıdır. Ancak bu romandan öncede çeşitli roman örnekleri Türk Edebiyatında yer almıştır. Türk yazarların romanları yazıldığı dönemin özelliklerini anlatan olay örgüleri ile okurlarının beğenisini kazanmıştır. Bu romanlardan bazıları ise dünya çapında çeşitli dillere çevrilerek daha fazla kişi tarafından okunmuştur. Bu kapsamda belirlenmiş en iyi yerli romanlar ve yazarlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Reşat Nuri Güntekin: Çalıkuşu kitabı, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı döneminde yazılmış bir romandır. O dönemin sosyal hayatını, kültürünü ve eğitim durumunu ve duygusal bir aşk hikâyesini ele alan olay örgüsü ile yazılmıştır. Bunun yanı sıra Acımak, Yaprak Dökümü romanları Türk Edebiyatı okurları tarafından beğenilmiştir. 
  • Halide Edip Adıvar: Kurtuluş Savaşı dönemini anlatan romanlar yazmıştır. Bu romanlar arasında ve çok satan kitap listeleri içinde yer alan başlıca romanları Sinekli Bakkal, Ateşten Gömlek, Türkün Ateşle İmtihanı, Vurun Kahpeye, Handan.
  • Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Türk toplumunun yaşadığı sorunları ve toplumsal değişikliği ele alan edebi romanlar yazmıştır. Yaban, Ankara, Sodom ve Gomore, Kiralık Konak, Hüküm Gecesi, Nur Baba Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun yazmış olduğu yerli romanlar arasında yer alır.
  • Tarık Buğra: Cumhuriyet Dönemi Türk romancılar arasında yer alır. Yazmış olduğu Osmancık, Küçük Ağa, Firavun İmamı, İbişin Rüyası, Yağmur Beklerken yazılmış olduğu dönemin sosyal yaşantısı hakkında bilgi vermektedir. 
  • Mehmet Rauf: Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olan Eylül ‘ü yazmıştır. Bu romanın konusu acı ve ıstıraptır. 
  • Yaşar Kemal: Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterilen eserleri vardır. İnce Mehmet başta olmak üzere, Ağrı dağı Efsanesi, Yılanı Öldürseler, Üç Anadolu efsanesi en çok okunan Türk romanları arasında yer almaktadır.
  • Orhan Pamuk: Nobel Edebiyat Ödülü alan tek Türk romancıdır. Kar, Kara Kitap, Benim Adım Kırmızı, Beyaz Kale, Masumiyet Müzesi ve Son olarak yazdığı Veba Geceleri Türk romanları içinde olan edebi eserleridir.
  • Kemal Tahir: Türk Edebiyatının üretken roman yazarlarından biridir. Yorgun Savaşçı, Devlet Ana, Esi Şehrin İnsanları, Bozkırdaki Çekirdek, Kurt Kanunu isimli romanları okuyucuların beğenisini kazanmıştır.
  • Orhan Kemal: Toplumsal gerçekçi roman türünün yazarlarından biridir. Eserlerinde toplumsal sorunları ele almıştır. Bu kapsamda Türkçe romanlar arasında Bereketli Topraklar Üzerinde, 72. Koğuş, Gurbet Kuşları, Ekmek Kavgası, Eskici ve Oğulları, Cemile yer alır.
  • Oğuz Atay: Modern Dönem Türk romancılar arasında yer alan Oğuz Atay’ın roman kitapları arasında Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Bir Bilim Adamının Romanı yer alır.
  • Sabahattin Ali: Yaşadığı deneyimleri romanlarında anlatan gerçekçi romancılardan biridir. Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan, Kuyucaklı Yusuf, Sırça Köşk edebiyat romanları arasında yer alır. 

Bütün bu yazarların yanı sıra Türk Edebiyatına çeşitli türlerde eser veren ve en çok okunan kitap listeleri arasında yer alan Zülfü Livaneli, İskender Pala, Elif Şafak, Canan Tan, Ayşe Kulin, Ahmet Ümit gibi Türk yazarların romanları okuyucular tarafından tercih edilen en güzel romanlar arasında yer almaktadır. 

En Çok Okunan Roman Setleri

Türk ve Dünya edebiyatında çok satan edebiyat romanları okuyucular için set haline getirilmiştir. Bazı romanlar seri şeklinde yazılmış olup birbirinin devamı niteliğinde, kurgusu sürmektedir. Bu yüzden de okuyucular romanın yarım kalmasını istemediği için serinin devamını okumak isterler. Seri şekilde yazılan eserler roman seti şeklinde okurlarına sunulmuştur. Böylece roman okuyucusu ayrı kitap almak ve aramak yerine tek seferde alarak zamandan ve bütçesinden tasarruf sağlamış olur. Ayrıca roman kitap setleri yayınevlerine göre de set haline getirilmektedir. Aynı yayınevi tarafından basılmış roman okuma kitapları bir araya getirilerek set oluşturulur. Modern Klasikler ve Dünya Klasikleri ve Türk Klasikler roman setleri içinde geniş okuyucu kitlesi olan romanlar:

Yüzüklerin Efendisi - J.R. R. Tolkien: Fantastik romanlardan biri olan Yüzüklerin Efendisi en çok okunan roman setlerinin başında gelmektedir. Dünyanın kaderinin değiştirilecek yüzükten kurtulmak için verilen mücadeleyi konu edinen bir eserdir. 

Harry Potter - J. K. Rowling:  Cadılık ve büyücülük okulunda okuyan Harry’in bu okulda yaşadığı maceralar ve tehlikeler ana konusunu oluşturmaktadır. Dünya edebiyatında çok satan kitap listelerinde yer bulmuş, seri şekilde yayınlanan, geniş okuyucu kitlesine sahip roman setlerinden biridir.

Diğer yandan mutlaka okunması gerektiği dile getirilen, dünyaca tanınmış hatta çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak için okullarda okutulan klasik eserler de set hâlinde satılmaktadır. Toplumsal bilincin kazanılmasına yönelik öneminin vurgulandığı dünya klasiklerinden -örneğin- Tolstoy'un eserlerini set hâlinde almak mümkündür. Dostoyevski'nin, Puşkin'in, Gogol'un kitapları, hemen her kütüphande bulunmaktadır.

Roman Kitabı Fiyatları

Roman fiyatları belirlenirken bazı ölçütler göz önünde bulundurulmaktadır. Bu ölçütlerden biri romanın sayfa sayısı ve tasarımıdır. Bunun yanı sıra roman yazarının popülerliği, yazmış olduğu diğer kitaplarının satış oranları, baskı sayıları gibi unsurlarda roman fiyatları üzerinde etkilidir. Çünkü arz talep ilişkisinin kitapların fiyatlandırılmasında önemli bir yeri vardır. Türk ve Dünya edebiyatında yer edinmiş romanlar daha yüksek fiyat aralıklarında satışa sunulmaktadır. Sebebi ise bu kitapların yıllardır en çok okunan kitap listelerinde yer almalarıdır.  Ayrıca kitapların satıldığı mecralarında roman fiyatları üzerinde etkili olmaktadır. Belirli dönemlerde yapılan kampanyalar, düzenlenen fuarlar kitap fiyatlarında etkili olan faaliyetlerdendir. Son yıllarda internet üzerinden yapılan kitap alışverişleri arttığı yayınevleri kitaplarını okuyucularına daha hızlı ve daha uygun fiyatlarda sunmaktadır.

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı