Luke Skywalker’ın maceraları, Ölüm Yıldızı'nın yok edilmesiyle bitmedi.

Asi İttifakı önemli bir savaş kazanmasına rağmen, İmparatorluk’a karşı verilen savaş daha yeni başlamıştı.

Birkaç ay geçti ve Asiler, Hoth’un donmuş topraklarında gizli bir karakol kurdular. Fakat o buzlu durgun su gezegeninde bile, Darth Vader’ın kötülüklerinden uzun süre kaçamadılar.

Yakında Luke, Han, Prenses Leia ve onların sadık yoldaşları, Karanlık Lord’dan ve kölelerinden kaçmak için her yöne dağılmak zorunda kalacaklar.

₺98,00

“Biz kadınlar bazen en başından olmayanı oldurmaya çalışıyoruz. Böyle kodlanıyoruz. El attığımız her şeyi düzelteceğimize o kadar inanıyoruz ki ‘onu da’ düzelteceğimize emin oluyoruz. Ama eşek kadar adamlar değişmiyor, olmayandan da olmuyor. Ve evet ne yazık ki bizim bunu anlamamız için iyice sarsılmamız gerekiyor. Farkındayım çok zor; üzücü, gurur kırıcı, yorucu sıfırlanmak… Ama emin olun şahane yanları da var…”

Aslı T. Kızmaz ikinci  romanında kendi ayakları üzerinde duran, hiç olmazsa buna çabalayan, sonunda “olmasa da olur” diyen delidolu bir kadının ayrıksı hikâyesine odaklanıyor.

Olmasa da Olur, Benden Ne Olur’un devamı olan eğlenceli, şen şakrak üslubuyla, roman kahramanının zihninde yarattığı hayali insanlarla, süratli ve nefis bir hikâye…

₺85,40

Dere kenarında balık tutmak isteyen çocuklar bir kadın cesedi bulur. Ceset suda bulunduğundan tanınmayacak

haldedir ancak cesedin kolundaki bileziği gören Kadı, maktuleyi tanıdığını ifade eder. Ceset, Sancakbeyi

Alaattin Paşa’nın ikinci hanımı Zinnur’a aittir. Zinnur, Divina isimli bir gayrimüslim iken Müslüman olmuş ve

Zinnur ismini almıştır.

Eşrefzade İdris Bey’in kendine has iz sürme ve akıl yürütme yöntemleri, bu vakada kadı naibi olarak tayin

edilmesini sağlamıştır. Hafiye İdris Bey kolları sıvar, Zinnur’u kimin, ne için öldürmüş olabileceğini araştırmaya

başlar. Gerçeği öğrenmek için her yolu deneyen İdris Bey, günah sayıldığı için lafını etmenin bile mümkün

olmadığı bir usulü dahi gizlice deneyecek, maktuleye otopsi yapacaktır… 

Yeni ipuçları çıktıkça vaka daha da karmaşık bir hal almaktadır. Vaziyet basit bir cinayetten ibaret değildir.

Araştırdıkça Zinnur’un asıl kimliği ortaya çıkar. Hiçbir şeyden haberi olmayan Sancakbeyi ise dehşet

içerisindedir. Şimdi sıra, Zinnur’u ortadan kaldırmak isteyebilecek kudretli adamları bulmaya gelmiştir.

Dersaadetli Hafiye Eşrefzade İdris Bey’in maceraları Divina’nın Bileziği ile devam ediyor…

₺93,10

Cemil abi kıytırık bavulunu çekiştirip kapının ağzına geldi, daha bir hafta evvel sevdiği kadınla beraber bin bir pazarlık ile aldığı ayakkabıları geçirdi ayağına, “Tolstoy’ da seksen küsur yaşındaydı evini bırakıp gittiğinde” dedi, belli belirsiz… Yeşil gözlü kadın güldü, “O arkasında Savaş ve Barış’ı bıraktı sen, elektrik faturasını…”

***

Can Yılmaz, Klişe Hayatlar Matbaası, Yap Bi Babalık, Bilinmeyen Numaralar ve Hayatım Roman kitaplarının ardından, KAFA’da Kalmasın serisine “Schopenhauer’ın Askerleriyiz” kitabıyla devam ediyor...

₺76,30

     Anadolu’da bir Osmanlı sancağında iki cinayet işlenmiştir. Aynı usulle işlenen bu cinayetlerin maktulleri kilitli odalarda bulunur.
İşlenmesi imkânsız görünen bu cinayetleri Sultan tarafından İstanbul’dan görevlendirilen Eşrefzade İdris Bey çözecektir. Gizemli aile üyelerinden iş ortaklarına, evdeki hizmetliden mahalle esnafına kadar herkes şüpheliler listesinde...

    İdris Bey, somut delilleri toplamakta usta olmasının yanı sıra akıl yürütme becerisi sayesinde pek çok kişinin göremediği detayları görmektedir. Adım adım iz sürerek katilin peşine düşer fakat kendini Devlet-i Âli’nin dahi içine sızmış bir ihanet ağının ortasında bulur. Mesele tahmin ettiğinden çok daha büyüktür.
Yardımcıları Zabit Musa Bey ve afacan sokak çocuğu Ali Cengiz ile hainlerin peşine düşen İdris Bey’in maceraları Kızıl Şebeke ile başlıyor.

₺126,00

     “Bu dünyaya sıkıştırıldık biz. Ya öncesinde daha mutluysak? Ölünce nereye gidecek bu ruh dediğimiz. Böcekler kemirirken o bakmalara doyulmayan yüzünü, ne hissedeceksin Eşref? Hiçbir şey ha, nereden biliyorsun? Ya burası başka türlü bir yerse? Hiç düşünmediğimiz ve düşünmek bile istemeyeceğimiz bir yerse. Doğumla ölüm arasına sıkıştırılmış kendi cehennemini yaşayan zavallılarsak. Acı için, ıstırap için gönderildiysek buraya? Altmış-yetmiş senelik bir ömür için çok değil mi bu kadar eziyet. Ve yaşlılık ne çabuk gelip ne uzun sürüyor da, gençlik ne kısa. Böyle olmaz Eşref. Peki, ben bir daha gelecek miyim bu dünyaya? Ona da yok dersiniz siz değil mi?”

     Özlem Binel, saflığın gölgesinde aşkı ve tutkuyu anlatırken Kurtuluş Savaşı mücadelesini de romanının arka planına koyuyor. Binel, Ay Işığım romanıyla aşkın ve mücadelenin büyüttüğü hayatlara dokunuyor.

₺137,20

Feyza içeriğinde, derinliğinde, cesaretindeki kadınlar nadiren de olsa dönem dönem gelirler, yaşadıkları coğrafyayı, normalize edilmiş saçmalıkları, korkaklığa bezenmiş cesaretsizliği kökten silkeleyip izlerini; özlerini görebilecek derinlikteki her bilinçte bırakıp karanlığı aydınlıkla yüzleştirerek geçerler... ama asla geçip gitmezler. Etkileri kalıcı ve ilham verici olur. Kıymetleri bilinmeli, coşkuları sahip çıkılmalı ve yargısızca dinlenmeliler.

Sınırda Üç Kadın’ın hikâyesi aracılığıyla Feyza’nın zihin labirentlerinde gezinmek, zaman zaman kaybolmak, duygunun dört mevsiminde bir yolculuk gibi ilham verici ve zamansız bir gerçekliğin ortasında gibi tüm zamanları kapsayacak yoğunlukta düşündürücüydü. Kadınların sınırda değil merkezde olduğu bir yaşam umudu için... Feyza sana teşekkür ederim. Anlayanı bol bir okuma yolculuğu olması dileğiyle...

Azra Kohen

Kadınlar hikâyelerini yeni anlatmaya başladılar.

Bu hikayenin öznesi olmak büyük cesaret gerektirir.

Ece Temelkuran

₺78,40

Elinizdeki kitap Memleket Hikâyeleri’nin yayımlanışının 100. yılına özel Osmanlıca ve Türkçe hazırlanmıştır.

Refik Halid tarafından kaleme alınan eser ilk defa 1919 yılında Osmanlıca basılmıştır. Bu kitabın Osmanlıca sayfaları, 1919 yılındaki baskının tıpkıbasımıdır. Türkçe metinler için yazarın 1947 yılında gözden geçirdiği baskı esas alınmıştır. 

 *** 

“Refik Halid’in anlattığı olaylar bütünüyle yaşadığı dönemin olaylarıdır. Memleket Hikâyeleri ile Gurbet Hikâyeleri’nde canlandırılan kişilerin çoğu adeta canlıdır. Bütün bu yönleriyle Halide Edip onun ‘yalnız Türk edebiyatının değil, Rus ve Amerikan edebiyatlarından sonra, hikâyecilikte cihan ölçüsünde ön planda bir yer işgal edebilecek bir hikâyecimiz’ olduğunu belirtir.” 

Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi

₺199,50

Üzerinde 8 tane düğmesi ve 2 tane tutacağı olan bir kutu… Bu kutunun yeni sahibi; 12 yaşındaki Gwendy Peterson. Gwendy, kutunun sahip olduğu gizli ve görünmez gücü yöneterek dünyayı güzelleştirme ya da dünyayı felaketlere sürükleme gücüne sahip olduğunu fark ediyor. 

Gwendy bu gizli gücün dünyanın iyiliği ya da kötülüğü üzerinde nasıl bir etkiye sahip olacağını düünürken kutunun gücü Gwendy yönetmeye başlıyor. İşte tam da burada Gwendy’nin içindeki küçük ses giderek cevabı olmayan sorular soruyor: "Neden sen, Gwendy Peterson? Bu yuvarlak dünyada bütün o insanların içinden neden seni seçti? Bu kutu da neyin nesi… Ve bana ne yapıyor?" 

Tüm bu soruların sonunda Gwendy’nin Düğme Kutusu okuru çarpıcı bir gerçekle yüzleştiriyor: "Hayatının ne kadarı kendine ait, ne kadarı ikramlarıyla ve düğmeleriyle birlikte kutuya ait?"

Usta yazar Stephen King’in ve Richard Chizmar’ın birlikte kaleme aldığı Gwendy’nin Düğme Kutusu okuyucuya hem tatlı hem de insanın keyfini kaçırabilecek bir hikâye sunuyor.

₺73,50

ARKA KAPAK YAZISI

İlk kitabımız “Onlar’ın Öyküsü”  için bu yolculua çıktıımızda büyük hayallerimiz vardı... O hayallere ulaştık ve maddi imkansızlıklar yüzünden okuyamayan tam 126 kız çocuumuzu okuttuk. Bu mutluluk beni daha da umutlandırdı ve elinizde tuttuunuz ikinci kitabı hazırladık. Yine mesleinde çok deerli ve zirvedeki oyuncular, sunucular ve cemiyet hayatının gencecik isimleri öyküler kaleme aldı. ‘‘Bizim Öykümüz’’ ün satışından elde edilen gelirle yine okuyamayan kız çocuklarımızı okutacaız. 

Ali Keçeli  ‘‘Müzeyyen: Hayalinin Peşinden Koşan Kız’’

Bensu Soral  ‘‘Leyla’’

Birce Akalay  ‘‘Kimsin Sen’’

Dilan Çiçek Deniz  ‘‘Çiçek’’

Ebru Akel  ‘‘İlk Aşkım’’

Elifnaz Albayrak  ‘‘Yolculuk’’

Erkan Kolçakköstendil  ‘‘Sus’’

Gökçe Bahadır  ‘‘Kırmızı Eşarp’’

Gupse Özay  ‘‘Delikanlı’’

Oylum Talu  ‘‘Daha Çok Erken’’

Ömür Sabuncuolu  ‘‘Karla Gelen Mutluluk’’

Şebnem Bozoklu  ‘‘B-14’’

Yasemin Özilhan  ‘‘Ben’’

Yasmin Gülman  ‘‘Önceki Ben, Sonraki Sen’’

₺118,30

Arka Kapak Yazısı

Buğra Gülsoy, bir ilk romandan beklenmeyecek bir kurgu ustalığı ve işlek bir dille okurlarına ilginç bir hikâye anlatıyor. Okurların sayfalar akıp giderken alacağı edebiyat tadını tahmin edebiliyorum.  

ZÜLFÜ LİVANELİ

“Sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer, sular çekildikçe de karıncalar balıkları. Her şeye karar veren suyun akışıdır Sabri, bunu unutma,” demişti Tevfik Öğretmen. Genç olmamın vermiş olduğu bilgisizliği kibirlerimin ardına saklamıştım: “Her türlü biri diğerini yiyecek, ne anlamı var ki?” Gözleri üzerine oturan tebessüm sorduğum soruya değil, kendi cevabına aitti: “O zaman sen de suya girme”. Suya girmemek mi? Bir korkak olarak mı yaşamam gerektiğini söylüyordu bana? Bu satırları yazarken ne demek istediğini biliyorum şimdi. Ama her şey için çok geç artık. Nereden bilebilirdim ki; kendi zamanımda yaktığım bir kibritin benden sonraki zamanları kasıp kavuracağını. Bir insanın asla şahit olmaması gereken şeylere tanık olan ben, tüm kıyametlerin nedeni oldum. Bütün zaman benim yüzümden çöktü!

Önce dünyaya atıldım, sonra da dünyadan.

Güneşin Battığı Yer, 1912

DETAYLAR

Sayfa Sayısı : 216

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III.Hm Enzo 55gr.

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr.

Yazar : Buğra Gülsoy 

Kitap Adı : Birinci Kıyamet

 

₺99,40

… Aşk bazen sadece biter. 

Kursakta izi kalır. 

Her hikâye kendi gerçekliğini içinde saklar. Yazarken hayal gibidir, okurken gerçeğin taa kendisidir. Herkesin bir hikâyesi vardır; eksik ya da yarım kalmış, başlamadan bitmesi gerekmiş… Canı yanıp susulmuş, kan kusup kızılcık şerbeti denilmiş. Kimi hayatı teğet geçip ölümle sınanmış, kimi “hasretinden prangalar eskitmiş”… Hikâye bu ya; sonunda herkes eksik kalmış, tamamlanmamış duygular, yaşanamamış aşkların diyarında kursakta kekremsi bir tat bırakmış.  

 

Sayfa Sayısı : 192

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺86,80

“Otuza yaklaşmaktayım… Bugüne kadar ne yaptığımı düşündüm. Bir sıfırdan başka netice alamadım. Hayatta hiçbir şey yapmış olmamak gibi korkunç ve utandırıcı bir şey var mı? Son zamanlara kadar ‘Fena bir şey yapmıyorum ya!’ der ve kendimi temize çıkarmaya çalışırdım. 

 

Fakat hadiseler gösterdi ki, fena olmayışım tesadüf eseriymiş, fırsat düşmemiş, zaruret olmamış.

Nitekim hayatın ilk çelmesinde yuvarlanıverdim. İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir. 

Bende bu fena cevher fazla miktarda mevcutmuş. Belki herkeste var… Fakat insan olan onu söküp atmasını, yahut boğmasını biliyor… Dokunmadan bırakmak, bir gün başını kaldırmasına meydan vermek olur…”

Sayfa Sayısı : 328

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı III Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺70,00

“Kafasından hatıralar birbirini kovalayarak 

geçmekte idi. Bütün hayatında kendine göre bir iş bile yaptığını hatırlamıyor, bu ömrü başka birinin yaşadığını sanıyordu. Çocukluğu, delikanlılığı, etrafıyla olan münasebetleri hep yabancı bir dünya ile yapılan temaslara benziyordu. 

Şimdi o, kendine bu kadar uzak bulduğu bu dünyada, ne kadar müthiş azaplar çekiyordu! Bunlara ne lüzum vardı? Neden böyle korkunç çemberler onu sımsıkı bağlıyor, neden ona yavaş yavaş, sindire sindire en öldürücü işkenceler yapılıyordu? Ne için, kim için?” 

Sayfa Sayısı : 312

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55 gr

Cilt Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺67,20

"Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hâlâ kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler, bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sukutu, ne inkisar kalır...

 

Dünyada bir tek insana inanmıştım. O kadar çok inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. Ona kızgın değildim. Ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkân olmadığını hissediyordum. Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.”

Sayfa Sayısı : 184

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr

Kapak Tasarımı : Rüveyda Kul

₺46,20

 “Tanrı ve bilim hiç bu kadar birbirine yakın olmamıştı.’’

 

“Bütün bilgiler içindeki en önemli bilgiyi öğrendin mi?’’ 

“Hangi bilgi?”

“Evrenin en büyük gizini saklayan bilgi.’’

“Böyle bir bilgi olduğundan haberim yok. Lütfen efendim, siz öğretin bana bu bilgiyi.’’

“Peki, git bana bir niyagrodha ağacının meyvesini getir.’’

“Getirdim efendim.’’

“Şimdi onu ortasından ikiye böl.’’

“Böldüm.’’

“Ne görüyorsun?’’

“Çekirdekleri efendim. Minicikler.’’ 

“Şimdi o çekirdeklerden birinin içini aç.’’

“Açtım efendim.’’

“Ne görüyorsun?’’

“Hiç.’’

“Bak evladım, o göremediğin özden bir niyagrodha ağacı meydana gelir. Çekirdeğin içindeki boşluk o öz ile doludur. Onu göremesen bile o her yerdedir. Tıpkı senin bedenin gibi. İçindeki özü göremezsin ama o oradadır. Tanrı da böyledir. Onu göremesen bile her şeyin içindedir. Her şey var oluşunu ona borçludur. İşte en büyük hakikat budur. Ve sen... Sen O’sun işte.’’  

 

Columbia Üniversitesi’nde atom fiziği dersleri veren ve ateşli bir ateist olan Şirin Özdemir, tüm hayatının büyük bir yalan olduğunu öğrenmesiyle birlikte olayları çözmek amacıyla New York’tan İstanbul’a gelmeye mecbur kalır ve gelir gelmez kendisini bir ölüm kalım mücadelesinin içinde bulur.

Bu mücadelede ona trajik bir biçimde yolunun kesiştiği tanınmış bir yazar ve felsefeci olan karizmatik genç profesör Algan Ataman yardım eder.

İkili birlikte hayatta kalmaya ve gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışırken geçmişten günümüze gelen ve tüm dinleri derinden etkileyecek büyük sırrın ne olduğunu bulmak zorundadırlar. Ve elbette büyük bir küresel gücün türlü oyunlarıyla baş etmeleri gerekir.

 

Başak Sayan Bağlanma Korkusu, Kelebeğin Kaderi ve Ölü Kuşların Sessizliği romanlarının ardından bu kez Nigâhdar ile okuyucuyu Hallâc’ı Mansûr’un kayıp risaleleri ekseninde tarihin derinliklerine sürükleyerek, tasavvuf, din, Tanrı kavramları ile atom fiziği ve kuantum evreninin iç içe geçtiği heyecan dozu yüksek bir dünyaya götürüyor. 

 

Maddenin içi dolu gözüktüğü kadar boştur... 

                                                       İmam Rabbani - 1500, İslam âlimi ve tasavvuf önderi.

Atomun büyük kısmı boşluktur.

                                                       Ernest Rutherford - 1911, deneysel fizikçi. Nükleer 

                                                       fizik araştırmalarının öncüsü. Rutherford, atom 

                                                      modelini bulmuştur. 1908 Nobel Kimya Ödülü sahibi.

 

Sayfa Sayısı : 536

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III.Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr

Kapak Tasarımı : Rüveyda Kul

₺269,50

“Markaların durmadan, inanılmaz büyük işler başarmış kadınların hikâyelerini paylaşmalarını anlamıyorum. Onları kendi hayatıma davet etmek istiyorum. Bir rimelin daha çok satılması için verdiğim emeği görseniz, adıma şarkılar yazar, beni “işte kadının gücü” isimli reklam filmlerinize konu edersiniz. Ama varsa yoksa beyin cerrahları, sporcular, bir de şarkıcılar.”

 

Aslı T. Kızmaz, hayatının bir bölümünü “Benden ne olur?” sorusuyla geçiren gözü kara bir kadının her satırında şaşırtan hikâyesini anlatıyor.

Aşk, eğlence ve çalışma hayatının her adımını aktaran, gelgitlerle bezenmiş bir romanla karşı karşıyasınız. Aslı T. Kızmaz’dan eğlenceli ve muzip ama aynı zamanda ne olacağını asla kestiremeyeceğiniz sürprizli, leziz bir roman…

Sayfa Sayısı : 184

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 70gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr

Kapak Tasarımı : Şevval Ulusoy

₺100,80

Los Angeles’ın Dickens adlı banliyösünde doğup büyümüş bir siyahinin dilinden mizah yüklü bir anlatım...

Psikolog babasının evde eğitim verdiği ve kendi sosyal deneylerinde kullandığı “Bonbon” Ben, babası polis tarafından “kazara” öldürülünce yüklü miktarda tazminat alır. Siyahi nüfusuyla bilinen, türlü şakalara ve önyargılara malzeme olan Dickens’ın yavaş yavaş yok olması, adeta haritadan silinmesi karşısında mutsuzdur.

Dickens’ı eski günlerine döndürebilmek için büyük bir mücadeleye girişirken, yolunun Anayasa Mahkemesi’ne düşeceğini öngöremez.

2016 Man Booker Ödülü’ne layık görülen Seri Sonu, Paul Beatty’nin Amerika’daki ırk ayrımı sorununu mizahi dille aktardığı çarpıcı bir roman.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺89,25

Bir yayınevinin genel yayın yönetmeni olan Rıdvan bir sabah masasında elli üç yıl önce yazılmış iki mektup bulur. Başta mektupların yanlışlık sonucu masasına bırakıldığını düşünerek bunun üzerinde durmaz. Ancak mektuplar en umulmadık zamanlarda gelmeye devam eder. İki kız kardeşin birbirlerine yazdıkları mektupları kendisine kimin, ne amaçla gönderdiğini bulmaya çalışan Rıdvan bir yandan da mektuplardaki, geçmişten günümüze uzanan gizemi çözmeye çalışır.

Nermin Yıldırım aynı dönemde, ayrı coğrafyalarda yaşamış iki kadının ortak kaderini yaklaşık otuz yıllık bir zaman dilimine yayarak yakın tarihe ayna tutuyor. Yeni baskısı hep kitap’tan çıkan Saklı Bahçeler Haritası gerilim ve merak unsurunun hiç eksilmediği, ustaca kurgulanmış olay örgüsüyle çok hikayeli, sarsıcı bir roman.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 348
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2018
₺110,50

Nermin Yıldırım okura bu kez garip bir Ev’in; hemşirelerin “abla”, hastaların “misafir”, başhekimin “baba” diye adlandırıldığı, her geçen gün daha katı kurallarla yönetilen tuhaf ama bir yandan da çok tanıdık bir akıl hastanesinin kapılarını aralıyor. Biri Ev sahibi, diğeri misafir, biri genç, diğeri yaşlı, biri geçmişe, diğeri geleceğe bakan Esin ve Rikkat’ten hareketle, içeridekilerin ve dışarıdakilerin, tek tek çıldırmaktan vazgeçip topluca delirenlerin buruk, muzip ve her şeye rağmen ümit dolu hikayesini anlatıyor.

Yıldırım, Misafir’de yetkin ve zengin diliyle, yakın geleceğe dair ürkütücü, tuhaf ama bir o kadar da tanıdık bir dünya yaratıyor. Baskıcı bir düzende, bir akıl hastanesinde kurduğu bu dünya, dış dünyanın hem bir parçası hem de ta kendisi gibi görünüyor.

Misafir, normalini yitirmiş, çokça incinmiş, bolca incitmiş bir dünyada, kırılmış hayallerin, ertelenmiş sevgilerin, hakkıyla yaşanamamış ömürlerin ortasında, kendine sığınacak yer arayanların romanı. Yıldırım, sızının ve şifanın hikâyesini, o derin anlatımıyla, incelikle, şefkatle dokuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 332
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2018
₺106,25

Özlem 35 yaşında evli bir kadındır. Bir akşam ani bir kararla kocasını terk edip âşık olduğu adamın evine gider. Orada onu kötü bir
sürpriz beklemektedir: Bir eş! Evine geri dönen Özlem’in gerçeklerle bağı kopmuştur artık. Geçirdiği sinir krizi sonrasında gözlerini
bir akıl hastanesinde açar. Âşık olduğu adamın hayali sürekli yanındadır ve Özlem’le konuşmaktadır.

Özlem’in akıl hastanesinde tanıştığı her hastanın farklı bir hikâyesi vardır. Kimi aklını rakamlarla bozmuş, kimi kavuşamadığı sevgilinin
özlemiyle çıldırmış, kimi yangında kaybettiği çocuklarının acısıyla gerçeklik duygusunu yitirmiş bu insanlar Özlem’in dünyaya
ve kendine bakışını değiştirebilecek midir? Özlem takıntı haline getirdiği adamdan kurtulup yepyeni bir yaşama yelken açma gücünü
kendinde bulabilecek midir?

Ece Erdoğuş Levi, çizdiği onlarca insan portresiyle okuru bambaşka diyarlara götürürken normal-anormal ayrımının da sınırlarında
dolaştırıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 232
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2018
₺19,68

“Kendi kendimizin doruğuna yükseldiğimiz zaman; hayattan, ölümden, sonsuzluktan konuşmak ne kadar kolay, ne kadar doğal gelir. Sonradan, o izlerin üstüne yeniden düştüğümüzde, böyle konuşmuş olduğumuza nasıl şaşarız. Hayır, iyice farkındayım, Creezy ile beraber olduğum sürece beni bir öte dünyanın, sadece sisler içinde belli belirsiz seçebildiğim bir acunun eşiğine kadar götüren bir şeylere dokunuyordum. Ama neydi o dokunduğum? Bilmiyorum. Belki de hiçbir zaman bilmeyeceğim. Biz hepimiz metnini bilmediğimiz ya da metni bizim için okusak da anlaşılmaz kalan bir piyeste oynuyoruz; deney bir işe yaramıyor bu oyunda. Mutluluk ya da mutsuzluk elimizden kaçıp giden o şeyin iki karanlık yüzünden ibaret.

Bu oyunun adı: öteki kişi.”

 

 

Félicien Marceau’nun Goncourt Ödülü alan Bir Tanem romanında 

evli ve iki çocuk babası bir milletvekilinin, güzel ve güzel olduğu 

kadar da gizemli olan genç bir modelle yaşadığı tutkulu aşkı, 

Cemal Süreya’nın şiir tadında çevirisiyle okuyacaksınız.

₺69,30

SırBende - Özlem Binel

Masal ülkeleri düşleyenlere, gerçek aşkın varlığına inananlara,
“Sır”  denince lal olup ömürlük bilenlere,
Yaraların güçlendirdiği kadınlara, yara açmayan adamlara,
Emanetim size, demek için yazıldı.

Büyüden korkmayanlara, büyülendikçe büyüyenlere,
Rüya ile gerçeği, hayal ile hayatı bir arada yaşayanlara,
Aşktan yananlara, aşka küsenlere, ömrü hiç gibi geçenlere,
Deva olsun, derman olsun, diye yazıldı.

Aşk olsun; okuyana
                      büyüsü bulaşsın,
                                     esrarını kendinde bulsun, demek için yazıldı.


Sayfa Sayısı                                296
Ebat:        13,50 x 19,50
Kağıt / İçBaskı:           III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                    Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:                  9789751039101

₺109,90

 

Atatürk, Beyaz Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da kitabını okuduktan sonra bu kitabın Türkiye’de okulların müfredatına  –askeri okullar başta olmak üzere–  dâhil edilmesini  istedi. Böylece Atatürk zamanında ilk kez Türkçeye çevrilen kitap en çok okunanlar arasında yer aldı.

 

Grigoriy Petrov’a göre coğrafi koşulların yarattığı olumsuzlukların yanında yoksulluk, yoksunluk içerisindeki bir halkın dayanışmayla yeniden inşa ettiği bir ülkedir Finlandiya. Türkiye coğrafi koşulları bakımından yaşama çok elverişli olsa da Cumhuriyetin özellikle ilk yıllarında Osmanlı’dan da kalan yoksulluğu, olanaksızlığı, eğitimsizliği derinden hissediyordu. Finlandiya’nın geri kalmışlıktan kurtulmak için yürüttüğü bu büyük mücadelenin bir benzerinin Türkiye’de de veriliyor olması okur için kitabı daha anlamlı kılıyor.

 

Beyaz Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da; halkın  içinde bulunduğu yoksulluk ve cehalet koşullarından kurtulabilmesi için başını aydınların çektiği bir eğitim seferberliğinin eseridir. Bu kitapta bir ulusun iktisadi, sosyal, siyasal olarak yeniden dirilişini okuyacak, ütopik-ideal  görünenin  çabayla,  dayanışmayla  toplumsal gerçekliğe nasıl  dönüştüğünü  göreceksiniz.

 

₺63,70

Sözlü Türk edebiyatının en güzel, en canlı eserlerinden biri kuşkusuz Dede Korkut Hikâyeleri'dir. Son derece yalın, duru bir dille 15. yüzyılda yazıya geçirilmiş olan bu hikâyelerin eski bir Türk destanından kopmuş parçalar olduğu sanılmaktadır. Dil ve edebiyat açısından eşsiz bir kaynak oluşturan hikâyeler, özellikle Oğuz Türklerinin yaşama biçimleri, örf ve âdetleri, inançları bakımından folklor ve tarih araştırmacıları için de temel bir kaynaktır.

Dede Korkut Hikâyeleri'nde aile ilişkileri, kahramanlık, yiğitlik, doğa gibi geleneksel konular işlenmiştir. Hikâyelerin her birinde ayrı bir kahramanın başından geçen olaylar anlatılır. Topyekûn savaşlar yerine bireyler arasındaki anlaşmazlıklar ve mücadeleler hikâyelerin temel karakteristiğidir. Hareket kadar duygular da önemlidir bu hikâyelerde. Bu açıdan modern öyküye oldukça yakındır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 4.2018
₺79,80

Mor Saki - Ali Deniz USLU

Ali Deniz Uslu, Mor Sâki’de şiir ile kısa öyküler arasında kurduğu ilişkiyi, bir adım daha ileriye taşıyarak, cüretkâr tavrını koruyarak sürdürüyor. Uzlaşmayan, tehditkâr sözcüklerle dolu yazı ikliminde, kendi fırtınasında korkusuzca kürek çekiyor. Varmak istediği coğrafyaya sanki bir an önce ulaşmak ister gibi. 

Algı kırılmaları, anlam bölünmeleriyle zamandan parçalar koparırken geçmiş, şimdi ve gelecek koridorunda hayata dair sorular sormaya, cevaplar bulmaya devam ediyor.

Uslu’nun dizeleri keskin, yüzleşmekten korkanların eline almaması gereken türden. Ama kendiyle çarpışabilenler için bir o kadar da umut dolu ve şifalı. Şairin şiir evrenine daha önce girmediyseniz bu kitap ön sıralardan bir koltuk, geçmişte yayımlanan kitapları için de sizi neyin beklediğinin bir hatırlatması.

 

Sayfa Sayısı: 112

Ebat: 13.7x21.5

Kağıt / İçBaskı: III.Hm Enzo

Cilt / Kapak: Amerikan/  Amerikan Bristol

ISBN / Barkod:9789751038883

₺63,00

Tesadüf Tanrı’nın kendini gösterme şeklidir.

 

“Bir gün, küçük bir kozada minicik bir delik açıldı. O an kozayı seyretmekte olan bir adam, bedenini o minicik delikten dışarıya çıkartmak için çabalayıp duran ama onca çabaya rağmen bir arpa boyu yol alamayan kelebeğe çok acıyıp yardım etmeye karar verdi. Kelebeğin kozasındaki deliği genişleterek içinden çıkmasını sağladı. Ancak dışarı çıkan kelebeğin kanatları bedenine oranla küçücük, kupkuru ve buruş buruştu. Şaşıran adam, zamanla kelebeğin kanatlarının büyüyüp gelişeceğini umut ederek beklemeye başladı. Ama bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Çünkü hayat suyu kelebeğin bedeninden kanatlarına ancak kozadan çıkmak için çabaladıkça akabilirdi. Kelebek ömrünün geri kalanını, uçma hayalleri kurarak, kocaman bedeni ve küçücük kanatları ile sürünerek geçirdi. Hiç uçamadı.

Adamın anlayamadığı, kelebeğin o küçücük delikten dışarı çıkmak için verdiği mücadelenin aslında o kelebek için gerekli olduğu idi. Çünkü bu, kelebeğin kaderini gerçekleştirebilmesi için, içinden geçmesi gereken Tanrı’nın bulduğu bir yoldu!”

 

Başak Sayan ilk romanı Bağlanma Korkusu’nun ardından bu sefer Kelebeğin Kaderi ile okuru spiritüel bir yolculuğa davet ediyor. 

 

Modern dünyanın kahramanlarının sevmek, sevilmek, acı çekmek, ihanete uğramak ve kendini keşfedip kaderini gerçekleştirmek yolunda yaşadıkları yoğun ve sarsıcı bir macera Kelebeğin Kaderi. Tesadüflerin hayatı nasıl yönettiği ve aslında hiçbir şeyin tesadüf olmadığı, her insanın ve her deneyimin yaşam yolunda bir basamak olduğuna dair epik bir anlatı, 

bir modern zaman masalı...  

 

En derin acılarınıza başka bir gözle bakmaya, 

tüm yaşadıklarınızın nedenini keşfetmeye ve 

kozanızdan çıkmaya hazır mısınız?

₺255,50

İnsan bir ömür birini bekleyebilir mi? Seni tanımadan önce sorulsaydı bana, hayır derdim. Ama hayat insanı hep inanmadıkları ile sınarmış. Seni beklerken sonsuz gelen dakikaları, saatleri, yılları saydım ben tek tek. Kim bilir belki de beni yaşatan beklemekti. Hatta belki aşk dediğin şey budur; hiç gelmeyeceğini düşündüğün birini beklemekten hiç vazgeçmemek. 

 

Başak Sayan ilk romanı Bağlanma Korkusu’nda zamana yayılan büyük bir aşkı ve sonuçlarını içten bir dille anlatıyor.

 

Aşkın ve sevmenin ne demek olduğuna, sahip olduklarımızın değerini ancak onları kaybedince anladığımıza ve 

pişmanlığa dair destansı bir roman Bağlanma Korkusu. 

 

Her şeyi şimdi anlıyorum. Benim kaderim seni sevmekmiş. 

Sadece seni sevmek...

₺175,00

Nefes kesen bir tempo. 

İnsanı çepeçevre saran bir hikâye. 

 

Beklenmedik olaylar örgüsü.

 

İçine çektiğin nefes gibidir hayat. Önce alırsın, sonra verirsin. 

Her şey hareket halindedir. İleri ve geri. Öne ve arkaya. 

İçe ve dışa. Yukarı ve aşağı. Sarkaç hiç durmaz. 

Ritim kendini telaf i eder. Her inişi çıkış, 

her doğuşu yok oluş, her acıyı sevinç izler. Bu yüzden her keder mükâfatlanır. Her fedakârlık ödüllenir. 

Her borç mutlaka ödenir. 

 

İstanbul Dragos’taki yazlık evde ölü bulunan bir adam. 

İntihar mı, yoksa cinayet mi, belli değil. Aynı anda İstanbul’un başka bir noktasındaki evde bulunan karısı kendi isimlerini taşıyan kuşların boyunlarının kırılarak öldürüldüğünü fark eder. Bir sorun daha vardır. Hiçbir şey hatırlamamaktadır. 

 

Olayı takip edenlerden biri, yükseleceğine kesin gözüyle bakılırken emniyet içindeki bir grubun kumpası neticesinde sürülen ve hakkında dava açılan bir istihbaratçı; diğeri ise kadın olmanın zor olduğu topraklarda Cinayet Büro’da çalışan tek kadın polis. Bu iki kişi gittikçe karışık bir hal alan soruşturmayı yürütürken birlikte çalışmaya koyulurlar. Soruşturma derinleştikçe geçmişteki sırlar ve bedeli ödenmemiş günahlar 

bir bir ortaya çıkmaya başlar. Artık herkes kendi 

geçmişiyle yüzleşmek zorundadır.

 

Başak Sayan Bağlanma Korkusu ve Kelebeğin Kaderi’nin ardından bu kez Ölü Kuşların Sessizliği ile okuru psikoloji ve felsefenin iç içe geçtiği, soluk soluğa okunacak, heyecan 

dozu yüksek, sırlarla dolu bir dünyaya davet ediyor. 

 

Başına gelenlerin nedenini anlamak için geçmişine bak!

₺224,00

Herlanda’da karnını herkesten iyi doyurup herkesten iyi yaşamanın tek koşulu vardır:

Yaşamını Her Şey’e adayıp itaat puanını yükseltmek. Her Şey’in yüz yılı aşan süredir devam eden iktidarını sarsan

Tek tehlikeyse ülkenin Hiçlerinin yeni mücadele yöntemleridir. Herlanda’nın Hiçleri, tarihin akışını değiştirmekte kararlıdır. 

MS 2141, bardağın taşırdığı yıl olacaktır.

İrfan Değirmenci, okurlarını distopik ülke Herlanda’nın özgürleştirdiği o yıla tanıklık etmeye çağırıyor…

 

Sayfa Sayısı : 280

Ebat : 13.5X19.5

Kağıt/İç Baskı : III.Hm Enzo

Cilt/Kapak : Amerikan / Amerikan Bristol

₺137,20

ARKA KAPAK YAZISI

 

Yaptığınız iyilik yaşamınızı bir felakete sürüklerken gerçek aşkı bulsaydınız ne yapardınız?  Aşka ve iyiliğe sırtınızı döner miydiniz yoksa her ikisi için de savaşır mıydınız?

 

Duru savaşmayı tercih etti…

 

Sima, bebeğini  Duru’ya bırakıp kaçmıştır. Üstelik doğum belgelerine anne olarak Duru’nun adını yazdırarak! Duru genç yaşına rağmen bu büyük sorumluluğu üstlenir ve bebeğin babasını bulmaya karar verir. Bir çocuğu olduğunu öğrenen Toprak ise ailesi, nişanlısı ve hiç tanımadığı bir kadın arasında kalır ve hayatı eskisinden daha da karmaşık hale gelir…

Koca bir yalan sonucu yeşeren aşk ve beraberinde getirdiği yıkım sizi

satırlara hapsedecek…

 

 

The Wattys 2016’da “Yazarın İlk Eseri” kategorisinde ödüle layık görülen ve bugüne dek Wattpad’de 5 milyonun üzerinde tıklanan Duru Bir Umut çarpıcı üslubu ve heyecan veren olay örgüsüyle dikkat çekiyor. Melisa Çankaya büyük yankı uyandıran ilk kitabında okurlarını şaşırtıcı bir yolculuğa davet ediyor.

₺136,08 KDV Dahil

“Sen benimsin, seni artık hiçbir zaman görmesem de! Korkunun o uçsuz bucaksız sahasına girmediği müddetçe biliyorum, ama senin bana olan ilgini kesinlikle bilmiyorum, senin ilgin tamamen korkuya ait.

Sen de beni tanımıyorsun Milena…”

Franz Kafka’nın bütün ruhuyla kendini adadığı bir aşk ve o aşkın satırlara yansıyan sonsuz tanıklığı…

Kafka’nın Milena Jesenská ile bir dost meclisinde başlayan tanışıklığının ardından ölümsüz bir aşka dönüşen mektuplaşmaları dönemin edebiyat ortamına da ışık tutuyor. İnsanın korku ve kaygılarını, yalnızlığını, yabancılaşmasını benzersiz bir biçimde dile getiren Kafka’nın düş dünyasına okuru davet eden Milena’ya Mektuplar, bitmek tükenmek bilmeyen bir lirizmin büyüleyici bir başyapıtıdır aynı zamanda...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 400
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2016
₺82,32
"Aşk bir şımarma, birbirini şımartma hali... Sonsuza kadar sürer mi?" "Sürmez mi?" "Sürse güzel olmaz mı?" "Güzel olan her şey sürer mi?" "Sürmez mi?" "Sürmesin mi?" "Sürsün demeyle. Sürer mi?" "Sürmez mi?" "Bu konuşma böyle sürüp gider mi?" Bir partide tanışan dört çift. Hem birbirine benzeyen hem birbirinden çok ayrı şekilde sürüp giden ilişkiler. Ve bu ilişkilerin hepimize çok tanıdık gelecek evreleri. Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği Tatlım Tatlım, usta işi bir komedi örneği.

(Tanıtım Bülteninden)

Hamur Tipi : 2. Hamur

Medya Cinsi : Ciltsiz

Sayfa Sayısı : 192

Ebat : 14x20

Baskı Sayısı : 1. Baskı

İlk Baskı Yılı : 2017

₺88,90

Zaman zaman haberlere konu olan anket çalışmaları vardır hani, "Aşağıdakilerden hangisinin komşunuz olmasını istemezsiniz?" diye sorulan. O anketlerde en çok işaretlenen şıkların hepsini düşünün şimdi. Kimden nefret ediliyorsa onları düşünün. Nefret suçlarının kurbanlarını düşünün. Önyargıyla yaklaşılanları düşünün. Ötekileştirilenleri düşünün. Dışlananları, kovulanları, ayrımcılığa ve haksızlığa uğrayanları düşünün. Haklıyken haksız konuma düşürülenleri, kapının önüne konulmak istenenleri düşünün.

Yeterince düşündüyseniz okumaya başlayabilirsiniz. Uykunuz geldiği anda, hiç çekinmeyin, kitabı bir kenara koyup gözlerinizi yumun. Bir uyuyup uyanalım, her şey daha güzel olacak, biliyorum.

- İrfan Değirmenci

Eski bir televizyoncu ;)


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 496
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2017
₺100,20

Broşürde Appalachian Yolu’nun Maine-Nej Hampshire bölümündeki altı millik yürüyüş parkurunun orta zorlukta olduğu belirtiliyordu. Bu parkur, dokuz yaşındaki Trisha McFarland’ın kardeşi Pete ve yeni boşanmış annesiyle bir cumartesi gününü geçirecekleri yerdi. Trisha, annesiyle kardeşinin her zamanki tartışmalarından kurtulmak için yoldan ayrılıp sonra da kestirmeden onları yakalamak isterken, tehlike ve korku dolu vahşiliğin derinliklerine daldı. Karanlık çöktüğündeyse bu derinliklerin tam ortasındaydı artık.

Trisha, sezgileriyle yönünü bulmak, aklıyla kendini savunmak ve cesaretiyle giderek artan korkusunu yenmek zorundaydı. Korkusunu yatıştırmak için walkman’inden Red Sox’ın beyzbol maçını yayınlayan radyo istasyonunu ayarladı. Kahramanı olan Tom Gordon’ın cesur atışları, Trisha’yı yalnızlığa karşı da koruyordu. Radyo istasyonunun sesi giderek zayıflayıp yok olduğunda Trisha, Tom Gordon’ın yanında olduğunu hayal etmeye başladı. Artık yalnız değildi.

En ilkel duygularımıza seslenen ve onları harekete geçiren Tom Gordon’a Âşık Olan Kız, bilinmeyene karşı duyduğumuz derin korkunun ve buna karşı koyacak cesaretin, inancın romanı. Daha doğrusu, bizi küçük bir kızın yenilmez ruhuna tanık eden korkunç bir peri masalı.

 

 

 

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2017
₺93,10
Tükendi

Kartal Tan pilot olmanın heyecanına Hüma Toygun ile yaşadığı aşkın coşkusunu da eklemiş, dünyaya gelen kızına gökyüzüne olan sevgisini çağrıştıran Yıldız adını koymuştu. Hüma Tan ve kızı Yıldız, 21 Temmuz’da dünyaya gelen Kartal Tan’ın doğum günü için hazırlık yaparken Ankara’da 20 Temmuz’da gerçekleşecek harekâtın son hazırlıkları yapılıyordu. Hüma Tan’ın operasyondan habersiz uykusuz geçirdiği geceye Yıldız’ın rüyasından feveranla uyanması huzursuzluğu eklenmişti. Henüz gün doğmamış, şafak karanlığı hükmünü sürüyordu. 

Kızı Yıldız’ı sakinleştirip uyuttuktan sonra usulca kalkarak mutfağa giden Hüma Tan için o gece karar gecesiydi. Hayatında en çok sevdiği kişiye dair verdiği kararlar. Az önce Yıldız’ın, “Anne, babamın uçağı düştü. Aşırı rüzgâr, her yandan yağan mermiler vardı,” diye haykırışı sabaha kadar kulaklarında çınlamıştı. Oysa kızı sabah uyandığında hiç olmadığı kadar mutlu olmalıydı. Öyle ya, babasının doğum günüydü. Ev süslenecek, pasta yapılacak, hediye almak için alışverişe çıkılacaktı.

Az sonra koridordan gelen ayak seslerini duydu. Saatine baktı. Henüz sabah altı bile olmamıştı. Yıldız yerde bağdaş kurmuş, gözlerini ovuşturuyordu. Anne kızın bakışları birleşti. Yıldız, “Lütfen anne, babamı bul!’’ dedi fısıldar tonda. Kadın donakaldı. 

Yıldız kıpır kıpır dudakları, titrek sesiyle ikinci rüyasını anlatırken kapı tıklar gibi oldu. Hüma Tan’ın bakışları kızından kapıya doğru yönelirken yüzündeki ifade açık bir kitap gibi okunuyordu; kireç rengine dönüşmüş bir beniz, donuk gözler ve gergin dudaklar…

Bir süre sonra kapı bir kez daha tıkladı. Yıldız annesine dehşetle baktı. Kapı artık tıklanmıyor, zil ürküten bir tonda çalıyordu. Apartmanın koridorundan duyulan acı çığlık, sütle dolu bardağın yerde tuzla buz oluşu, Yıldız’ın kapıya fişek gibi fırlaması. Geceliğin etekleri savrularak kapıya doğru fırlayan küçük kızı havada yakalayan Hüma Tan… 

Yıldız çırpınıyor, Yıldız haykırıyor, Yıldız sönüyordu… 

 

Peki Kartal Tan’a ne olmuştu? Yıldız’ın rüyasında gördüğü vizyon ne kadar gerçekti? 

Üç nesile uzanan; aşk, mücadele ve tarihle harmanlanmış çarpıcı bir roman. 

 

Sayfa Sayısı : 240

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III. Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr

Kapak Tasarımı : Rüveyda Kul

₺13,44
Tükendi

Matty Jones sıcak bir yaz sabahında uzaylılara meraklı babasının evi terk ettiğini öğrenir. Aynı gece evlerinin karşısındaki tarlada beyaz saçlı bir kız görür. Köpeğini de yanına alarak hemen kızın yanına koşan Matty’nin hayatını değiştiren sekiz gün böylece başlar. Beyaz saçlı, güzeller güzeli Priya gezegenine gitmek üzereuzay gemisini beklediğini söyler durmadan. Dünya’daki yerçekimi fazla geldiği için düşmeden yürüyemez, yanındaki küçük not defterine Dünya’daki yaşamla ilgili notlar alıp durur, ağaçlara sarılır, her şeyi büyük bir merak ve sevgiyle karşılar Priya...

Matty zaten çocukluğunun bir kısmını uzaylı saçmalıklarını dinleyerek geçirmiştir. Uzaylılara meraklı babasının gittiği günün akşamında başka bir gezegenden geldiğini iddia eden bir kızla tanışması tesadüf mü? Kız bir deli olabilir mi? Bir babanın yokluğuna kaç günde alışılır? Yirmi ışık yılını gelmek ne kadar sürer? Peki aşık olmak?

Sekiz gün kimileri için uzun olmayabilir ama Matty Jones’un hayatının değişmesi için yeterli bir süre. Cat Jordan’ın içinizi ısıtacak Dünya Üzerinde Sekiz Gün romanını okurken o sekiz gün hiç bitmesin isteyeceksiniz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺24,60
Tükendi

Solmaz Kâmuran, bu romanında 20. yüzyıl başında Edirne’de umutla, özenle inşa edilen ve yetmiş beş yıl boyunca üç farklı etnik kökenden ailenin yuvası olan bir evin hikâyesini avludaki dev ceviz ağacının tanıklığında anlatıyor.

 

Arto Usta’nın kızı Arşaluys’un Suriye çöllerinden Fransa’ya uzanan, kahırların gergefinde dokunmuş yaşamı… Terzi Beto ve ailesinin bir gece yarısı her şeyi geride bırakıp göç yollarına düşmeleri… Rusçuklu Saliha Hanım’ın kırk yıl boyunca altı çocuğuyla birlikte verdiği zorlu ama onurlu yaşam mücadelesi…

 

Kendi geçmişinin izlerini sürmek için Paris’ten kopup Edirne’ye, oradan İstanbul’a gelen Garo’nun bir hafta içinde yaşadığı beklenmedik olaylar ve onun Saliha Hanım’ın devrimci torunu Nur’a duyduğu derin aşk… 

 

Ceviz Ağacı, sadece aynı çatıyı paylaşmış üç ailenin dramatik hikâyesi değil, aynı zamanda 20. yüzyıl Türkiyesi’nin panoramik bir edebi anlatımı. Ermeni Tehciri, Trakya Olayları, Varlık Vergisi, askeri darbeler, ekonomik krizler ve bunca çalkantı arasında savrulan insanlar, yarım kalan hayatlar… 

 

Ama belki de aşk her şeyi yenecek ve yarım kalan tamamlanacaktır.

₺67,20
Tükendi

Allah çölü yalnız kalmak için yarattı…

Cinlere, kâhinlere, adaklara… dualara… şairlere ve peygamberlere…
 
Yıllardır saklanan sırlar ortaya çıkar. Bu durum Sitt Sâmiha’yı nasıl etkileyecektir?
Sitt Sâmiha’nın kızı Rayiha, cinlerle, dualarla ve şiirlerle dokunmuş sıradışı bir yaşam süren annesinin açığa çıkan sırlarını öğrendiğinde ne yapacaktır?
Elleri şifa dağıtan, cinlerle konuşan bu Müslüman kız, annesi gibi çöllere mi sığınacak, yoksa kendi kaderini kendi mi çizecektir?
 
Ann Chamberlin’in merakla beklenen üçlemesinin son kitabı
Allah’ın Kılıcı 3 – Allah çölü yalnız kalmak için yarattı, Solmaz Kâmuran’ın muhteşem çevirisiyle nefesinizi tutarak okuyacağınız ve uzun süre etkisinde kalacağınız bir çöl hikâyesi…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2014
₺44,52
Tükendi

Lacey de tüm hayak kırıklıklarını geride bırakıp yeni bir hayatı kucakladığını sandığı sırada öncekilerden daha büyük bir dalganın etkisiyle her şeyini kaybeder. Artık elinde sadece umudu kalmıştır. Umutları hayale, hayalleri gerçeğe dönüşürken kumsala vuran dalgalar bu sefer ona yepyeni bir sürpriz taşır: Aşk.

Güneşin ısıttığı sıcak kumların altın sarısına aşkın en tutkulu renkleri karışır. Ancak 14 yıl önce Lacey'yi çocuğuyla terk eden aşkı da kara bir gölge gibi ortaya çıkar.

Mimoza kokulu meltemlerin estiği Yalınayak Kumsalı'nda Lacey aradığı mutluluğu, peşinden koştuğu hayalleri ve beklemediği bir anda karşısına çıkan aşkı kucaklayabilecek midir?

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 405
En / Boy : 14 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2014
₺52,08
Tükendi
Gece yarısı olunca Venedik’e kediler, köpekler ve sıçanlar hâkim olur. Yeni Getto’ya giden köprü çürük sebze çuvallarının, pis kokular saçan yağların ve haşaratın istilasına uğrar... İşte böyle bir gecede birkaç adam Hanna’yı ziyaret eder. Hanna Levi, 16. yüzyıl Venedik’inde tanınmış bir ebedir. Bir gece Yahudi gettosunun kapısında Hıristiyan bir soylu belirir ve Hanna’ya doğum yaparken ölmek üzere olan eşine yardım etmesi için yalvarır. Ancak Yahudi hekimlerin bir Hıristiyanı tedavi etmesi yasaktır, dahası papalığa karşı gelerek bir Hıristiyanı tedavi eden Yahudi hekimler engizisyon tarafından işkence ve ölüm cezasıyla yargılanmaktadır. Fakat Hanna hayatında hiç görmediği kadar çok para kazanma şansını geri çevirebilecek durumda değildir. Bu, St. John Şövalyeleri tarafından kaçırılıp Malta’da köleliğe mahkûm edilen eşi Isaac’i kurtarması için bir fırsattır. Hanna teklifi kabul eder. Peki, hem anneyi hem de bebeği kurtarabilecek midir? Ya kendi yaşamını? Isaac’in Malta’da kölelikle, Hanna’nınsa Venedik’te doğum sancılarıyla geçen günleriyle örülmüş bir hikâye... Venedik’te Bir Yahudi büyüleyici tarihsel bir serüven, aynı zamanda bir kadının aşk için neleri göze alabileceğinin mükemmel bir hikâyesi...
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 270
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺44,52
Tükendi

 


 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 472
En / Boy : 14 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2014
₺58,80
Tükendi

Bazı kadınlar özeldir...

Kitaplarını okuduğunuz, filmlerini seyrettiğiniz, oyunlardan tanıdığınız, tarihe geçmiş tüm o özel kadınlar size umut dolu bir yoda rehberlik etse?

Alba, umutsuzluğun karanlık yollarına sapmışken onu adeta içine çağıran bir ev görür. Hem de tam Umut Sokağı'nın  sonunda. Kadınlığın tüm öngürüleine sahip olan Alba, kendini ilk defa bu evde rahat ve huzurlu hisseder. Ancak ev ona önemli bir hazine daha sunar: Umut.

Sylvia Plath'dan Virginia Wollf'a, Florence Nightingale'den Elizabet Taylor'a, Doris Lessing'ten Agatha Chiristie'ye kadar birçok isme de kapılarını açan bu sıra dışı ev, Alba'nın kalbini saran kara bulutları dağıtıp gökkuşağından bir patikada yürüyebilmesini sağlayacak mıdır?

"O kadar keyifli ve kendine has bir tarzı var ki en sıkılmış okuyucuları bile şaşırtacak kadar taze ve harika, güneş ışığı gibi bir roman."

- Barbara O'Neal,

Mutlu Sonlar Bahçesi'nin yazarı.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 309
En / Boy : 14 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2014
₺42,00
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 461
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺58,80
Tükendi

Masanızdaki bilgisayardan bir oyuna girip dünyanın başka bir yerindeki bir bilgisayardan çıkmak istemez miydiniz?

Elorie, yıllar boyunca cadı bir ailenin cadılık güçleri olmayan tek çocuğu olduğu için üzülmüştür. Mutsuzluğunu yenip kendisini sanata verir ve okyanusun taşıdığı taşlardan muhteşem takılar tasarlayarak adından söz ettiren genç bir sanatçı olur. Ancak ilk önemli sergisinin heyecanına gölge düşürecek bir gelişmeye hazırlıksızdır.

Bebekliğinden beri cadı olmadığı için içerleyen Elorie’nin aslında çok güçlü bir internet cadısı olduğu ortaya çıkar. Ama cep telefonuna bile uzak olan bu yeni cadı, daha önce varlığından haberdar olunmayan sanal cadılığı nasıl öğrenecektir?

Debora Geary, Uçan Süpürge Serisi’nin ilk kitabı Modern Cadı ile perdelerini araladığı cadılar dünyasına Sanal Cadı’yla sanal güçlerin heyecanını katıyor ve sihir ikiye katlanıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 334
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2014
₺49,56
Tükendi

Mısır'ın ağaçların konuştuğu, sopaların yılanlara dönüştürüldüğü, büyülü bir ülke olduğunu keşfetmiştim. O halde içinden sonsuz Nil'in akıp gittiği, cinlerle perilerin sıkça uğradığı bu kadim piramitler ve mumyalar ülkesinde ölümün de esrarengiz olması beni şaşırtmamalıydı... İlk kadın gazeteci ve aynı zamanda amatör bir dedektif olan Nellie Bly, Seksen Günde Devrialem romanının kahramanı Phileas Fogg'un rekorunu kırmak üzere macera dolu bir dünya seyahatine çıkar. Kalabalık bir liman şehri olan Port Said'de gizemli bir ölüme tanık olduğunda tehlike okları da Nellie'ye yönelir ve Nellie kendini uluslararası bir entrikanın içinde bulur. Firavunlar ülkesinden egzotik Uzakdoğu'ya giden lüks gemide efsanevi tiyatro oyuncusu Sarah Bernhardt ve Indiana Jones'un ilham kaynağıyla karşılaşır. Bu karşılaşma bir tesadüf müdür, yoksa entrikanın bir parçası mıdır? Sihirbazlar, ölü ruhlar, totemler ve güvertede dolaşan bir katil... Bu seyahat mesleğini tutkuyla yapan Nellie için sadece bir rekor denemesi değil, aynı zamanda çözmesi gereken de bir düğümdür. Bedeli ne olursa olsun... 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 432
En / Boy : 14 / 22
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2014
₺60,48
Tükendi

“İnsan bir şeyin sahibi olduğunu, onu ne kadar kolaylıkla verebileceğinden anlar.”
 
Jack Sawyer on iki yaşında mutlu bir çocukken yaşamı, babasının ani ölümü, ardından da annesinin ölümcül bir hastalığa yakalanmasıyla tepetaklak olur. Annesi, Jack’i alarak ülkenin diğer ucundaki bir otele götürür. Aslında amacı onu babasının iş ortağı Morgan Sloat’tan uzaklaştırmaktır. Sloat ne kadar güvenilmezse Jack’in en yakın arkadaşı olan ve bu yolculukta onu yalnız bırakmayan oğlu Richard da o kadar dürüsttür. Jack orada tanıdığı lunaparkın yaşlı görevlisi Hızlı Parker’dan, Diyar diye anılan başka bir evrenden getireceği bir Tılsım ile annesini iyileştirebileceğini öğrenir. Hızlı ona kolaylıklar sağlayacak sihirli bir gitar penası ve evrenler arası gidiş gelişi için acı bir iksir verir. Diyar, hem bir cennet hem de çok zorlu, ölümcül tehlikeler taşıyan insanüstü yaratıkların tuzaklarıyla dolu bir cehennemdir.

Tılsım, temposunu hiç düşürmeyen, yazarın zengin hayal dünyasının sınırlarını zorladığı bir bilimkurgu. Gezgin Jack’in yolda karşılaştığı olaylar, her iki evrendeki tanıklıkları sisteme ince eleştiriler de getiriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 648
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2017
₺141,12
Tükendi

Mükemmel bir ailesi, iyi para kazandığı bir işi ve sorunsuz, mutlu bir hayatı olan ünlü avukat Billy Halleck’in tek sorunu fazla kilolarıdır. Ancak Billy’nin hayatı yaşlı bir Çingene kadına arabasıyla çarpıp ölümüne sebep olmasıyla tamamen değişir. Mahkemede aklanan Billy bu kötü olayı arkasında bırakmaya çalışırken ölen kadının babası onun yanına gelip yüzüne dokunur ve şöyle fısıldar: “İncel.”
 
Bu olaya o an bir anlam veremeyen Billy ertesi gün bir kilo verdiğini fark eder. Sonraki gün bir kilo daha verir, sonra bir kilo daha, bir kilo daha…
 
Zayıflaması artık engellenemez boyutlara erişmeye başladığında Billy bunun korkunç bir lanet olduğunu fark eder. Şimdi ya bu laneti kabullenip ölecektir ya da Çingene’yi ikna edecektir.

Tabii onu bulabilirse…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 328
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺147,00
Tükendi
Judith Michael, her zaman okurlarına zevkle okunulabilen 'Deceptions, Posessions, Private Affairs' gibi Best-seller'lar sunmuştur. Şimdi sıra, övgüye değer kitabı 'Inheritance' (Miras)'a gelmiştir. 'Miras', bir kadının rüyalarına giden yolculuğun romantik hikâyesi. Kazanılan, kaybedilen ve tekrar elde edilen ihtiraslı bir aşk...


Sayfa Sayısı : 368
Basım Tarihi : Yok 0
Kapak Türü : Ciltsiz
Dili : Türkçe
₺19,38
Tükendi

Cezmi Kardelen kısa bir an durakladı. Sonra bitkin ve yorgun bir eda ile mırıldandı: "Burada bir cinayet işlendi. Önce maktulü sana göstermek istiyorum. Sonra seninle özel bir konuşma yapacağız." Cinayet vakaları zaten Altan’ın asli göreviydi. Bunun şaşılacak hiçbir yanı yoktu ama davet edilişindeki şekil huzurunu şimdi biraz daha kaçırmıştı. Cezmi Kardelen ona koridora bakan, kapısı açık ama ışığı sönük bir odayı işaret etti. Birlikte yürüdüler. Oda kapısının önünde Başsavcı bir adım öne geçerek duvardaki elektrik butonuna bastı. Karanlık oda bir anda ışığa boğuldu. Başkomiser’in ilk gördüğü şey atlas kumaşların örttüğü yataktaki kanlı erkek cesediydi. Alışkanlıkla cebinden çıkardığı plastik eldivenlerini takarak karyolaya yaklaştı. Öldürücü darbe adamın başına indirilmişti. Sol şakağı adeta içine çökmüştü. Hemen yanı başında yastığın kenarında, yine kana bulanmış ufak tunç bir heykelcik duruyordu. Altan cesede önce uzaktan baktı. En fazla yirmi beş ile otuz yaşları arasında olmalıydı ve ceset çırılçıplaktı.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 336
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2008
₺117,60
< 1 2 3 4 5 >

Roman Kitapları

Roman Nedir?

Roman, yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayları düz yazı şeklinde anlatan edebi bir türdür. Edebi metinlerin alt dallarından biri olan bu tür, diğer edebiyat ürünlerinden farklı olarak daha uzun yazılmaktadır. Roman kitapları, özgün, sanatsal anlam ifade edecek şekilde kurgulanmaktadır. Her romanın anlatım şekli, olay örgüsü ve zamanı yazarın belirlediği kurallar çerçevesinde ilerler. Birbiri ile uyumlu olan bölümlerden oluşan edebi romanlar okurun olay örgüsünden uzaklaşmasına engel olur. Yazının belirli bir olay örgüsünde ilerletilmesi ise romanın en önemli özelliğidir. 

Roman okuma kitapları içeriğine göre farklı dallara ayrılır. Edebiyat okuma kitapları arasındaki psikolojik roman, kişilerin zihinsel süreçlerini anlatan bir türdür. Tarihi roman, konusunu tarihten alan ve tarihin belirli bölümlerini anlatır. Romantik roman türü ise kişinin arzularını, isteklerini, hayallerini ve aşk konusu ele alan roman türüdür. Aynı şekilde polisiye roman türü ise gizemli olayları, cinayet, suç, ceset gibi kavramları konu edinen çeşitlerindendir. Fantastik roman olarak adlandırılan hayal gücünün sınırlarını aşan ve son dönemlerde yaygınlık gösteren bir türdür. Fantastik roman türünde Yüzüklerin Efendisi kitabı okurlarının beğenisini kazanmıştır. 

En İyi ve En Güzel Romanlar

Edebi eserlerden biri olan roman kitapları, okuyucuların beğenisine göre değer kazanır. Edebi eserlerin değerlendirilme şekli öznel olduğu için diğer bilim dallarına göre edebiyat, farklı doğrultuda ilerleme gösteren bir daldır. Bu kapsamda yazılan eserler insanların duygu ve düşüncelerine hitap edeceği, okuyan kişiyi ne derece etkileyeceği gibi kriterlere göre değerlendirilir. En iyi roman kitapları bu yüzden okurun beğenisine göre farklılık gösterir. Ancak dünya genelinde belirli okuyucu kitlesine ulaşmış çok satan kitaplar arasında yerini almış edebi romanlar bulunmaktadır. 

Dünya üzerinde çeşitli otoritelerce en güzel romanlar belirlenmiştir. Bu romanların belirlenmesinde okuyucuların beğenisi, satış sayıları, baskı sayıları, hangi ülke diline çevrilip okunduğu gibi ölçütler etkilidir. Bu kapsamda dünya üzerinde en fazla okuyucu kitlesi olan romanlar klasiklerdir. İçerisinde birçok ülkenin ünlü yazarının eserleri bulunan bu klasikler roman türüne ait eserlerden oluşmaktadır. Türk romanları ise farklı dönemlerde yazılmış ve o dönemin sosyal olaylarını konu edinmiş olay örgüsüne sahiptir. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı olarak adlandırılan ve Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu yıllarda halkın içinde bulunduğu durumları anlatan romanlar en çok okunan Türk romanları arasında yer almaktadır. 

En İyi Türk Romanları

Türk edebiyatında yazılan edebi türlerden biri de romanlardır. Türkçe romanlar farklı dönemlerde yazılmış, çeşitli türlerde sayısız eserlerden oluşmaktadır. Bu eserler Tanzimat Döneminde başlayan batılılaşma süreci ile Türk edebiyat dünyasına girmiştir. Türk edebiyatında yazılan ilk Türkçe roman ise Şemsettin Sami’nin Taaşşuku Talat ve Fitnat adlı romanıdır. Ancak bu romandan öncede çeşitli roman örnekleri Türk Edebiyatında yer almıştır. Türk yazarların romanları yazıldığı dönemin özelliklerini anlatan olay örgüleri ile okurlarının beğenisini kazanmıştır. Bu romanlardan bazıları ise dünya çapında çeşitli dillere çevrilerek daha fazla kişi tarafından okunmuştur. Bu kapsamda belirlenmiş en iyi yerli romanlar ve yazarlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Reşat Nuri Güntekin: Çalıkuşu kitabı, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı döneminde yazılmış bir romandır. O dönemin sosyal hayatını, kültürünü ve eğitim durumunu ve duygusal bir aşk hikâyesini ele alan olay örgüsü ile yazılmıştır. Bunun yanı sıra Acımak, Yaprak Dökümü romanları Türk Edebiyatı okurları tarafından beğenilmiştir. 
  • Halide Edip Adıvar: Kurtuluş Savaşı dönemini anlatan romanlar yazmıştır. Bu romanlar arasında ve çok satan kitap listeleri içinde yer alan başlıca romanları Sinekli Bakkal, Ateşten Gömlek, Türkün Ateşle İmtihanı, Vurun Kahpeye, Handan.
  • Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Türk toplumunun yaşadığı sorunları ve toplumsal değişikliği ele alan edebi romanlar yazmıştır. Yaban, Ankara, Sodom ve Gomore, Kiralık Konak, Hüküm Gecesi, Nur Baba Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun yazmış olduğu yerli romanlar arasında yer alır.
  • Tarık Buğra: Cumhuriyet Dönemi Türk romancılar arasında yer alır. Yazmış olduğu Osmancık, Küçük Ağa, Firavun İmamı, İbişin Rüyası, Yağmur Beklerken yazılmış olduğu dönemin sosyal yaşantısı hakkında bilgi vermektedir. 
  • Mehmet Rauf: Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olan Eylül ‘ü yazmıştır. Bu romanın konusu acı ve ıstıraptır. 
  • Yaşar Kemal: Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterilen eserleri vardır. İnce Mehmet başta olmak üzere, Ağrı dağı Efsanesi, Yılanı Öldürseler, Üç Anadolu efsanesi en çok okunan Türk romanları arasında yer almaktadır.
  • Orhan Pamuk: Nobel Edebiyat Ödülü alan tek Türk romancıdır. Kar, Kara Kitap, Benim Adım Kırmızı, Beyaz Kale, Masumiyet Müzesi ve Son olarak yazdığı Veba Geceleri Türk romanları içinde olan edebi eserleridir.
  • Kemal Tahir: Türk Edebiyatının üretken roman yazarlarından biridir. Yorgun Savaşçı, Devlet Ana, Esi Şehrin İnsanları, Bozkırdaki Çekirdek, Kurt Kanunu isimli romanları okuyucuların beğenisini kazanmıştır.
  • Orhan Kemal: Toplumsal gerçekçi roman türünün yazarlarından biridir. Eserlerinde toplumsal sorunları ele almıştır. Bu kapsamda Türkçe romanlar arasında Bereketli Topraklar Üzerinde, 72. Koğuş, Gurbet Kuşları, Ekmek Kavgası, Eskici ve Oğulları, Cemile yer alır.
  • Oğuz Atay: Modern Dönem Türk romancılar arasında yer alan Oğuz Atay’ın roman kitapları arasında Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Bir Bilim Adamının Romanı yer alır.
  • Sabahattin Ali: Yaşadığı deneyimleri romanlarında anlatan gerçekçi romancılardan biridir. Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan, Kuyucaklı Yusuf, Sırça Köşk edebiyat romanları arasında yer alır. 

Bütün bu yazarların yanı sıra Türk Edebiyatına çeşitli türlerde eser veren ve en çok okunan kitap listeleri arasında yer alan Zülfü Livaneli, İskender Pala, Elif Şafak, Canan Tan, Ayşe Kulin, Ahmet Ümit gibi Türk yazarların romanları okuyucular tarafından tercih edilen en güzel romanlar arasında yer almaktadır. 

En Çok Okunan Roman Setleri

Türk ve Dünya edebiyatında çok satan edebiyat romanları okuyucular için set haline getirilmiştir. Bazı romanlar seri şeklinde yazılmış olup birbirinin devamı niteliğinde, kurgusu sürmektedir. Bu yüzden de okuyucular romanın yarım kalmasını istemediği için serinin devamını okumak isterler. Seri şekilde yazılan eserler roman seti şeklinde okurlarına sunulmuştur. Böylece roman okuyucusu ayrı kitap almak ve aramak yerine tek seferde alarak zamandan ve bütçesinden tasarruf sağlamış olur. Ayrıca roman kitap setleri yayınevlerine göre de set haline getirilmektedir. Aynı yayınevi tarafından basılmış roman okuma kitapları bir araya getirilerek set oluşturulur. Modern Klasikler ve Dünya Klasikleri ve Türk Klasikler roman setleri içinde geniş okuyucu kitlesi olan romanlar:

Yüzüklerin Efendisi - J.R. R. Tolkien: Fantastik romanlardan biri olan Yüzüklerin Efendisi en çok okunan roman setlerinin başında gelmektedir. Dünyanın kaderinin değiştirilecek yüzükten kurtulmak için verilen mücadeleyi konu edinen bir eserdir. 

Harry Potter - J. K. Rowling:  Cadılık ve büyücülük okulunda okuyan Harry’in bu okulda yaşadığı maceralar ve tehlikeler ana konusunu oluşturmaktadır. Dünya edebiyatında çok satan kitap listelerinde yer bulmuş, seri şekilde yayınlanan, geniş okuyucu kitlesine sahip roman setlerinden biridir.

Diğer yandan mutlaka okunması gerektiği dile getirilen, dünyaca tanınmış hatta çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak için okullarda okutulan klasik eserler de set hâlinde satılmaktadır. Toplumsal bilincin kazanılmasına yönelik öneminin vurgulandığı dünya klasiklerinden -örneğin- Tolstoy'un eserlerini set hâlinde almak mümkündür. Dostoyevski'nin, Puşkin'in, Gogol'un kitapları, hemen her kütüphande bulunmaktadır.

Roman Kitabı Fiyatları

Roman fiyatları belirlenirken bazı ölçütler göz önünde bulundurulmaktadır. Bu ölçütlerden biri romanın sayfa sayısı ve tasarımıdır. Bunun yanı sıra roman yazarının popülerliği, yazmış olduğu diğer kitaplarının satış oranları, baskı sayıları gibi unsurlarda roman fiyatları üzerinde etkilidir. Çünkü arz talep ilişkisinin kitapların fiyatlandırılmasında önemli bir yeri vardır. Türk ve Dünya edebiyatında yer edinmiş romanlar daha yüksek fiyat aralıklarında satışa sunulmaktadır. Sebebi ise bu kitapların yıllardır en çok okunan kitap listelerinde yer almalarıdır.  Ayrıca kitapların satıldığı mecralarında roman fiyatları üzerinde etkili olmaktadır. Belirli dönemlerde yapılan kampanyalar, düzenlenen fuarlar kitap fiyatlarında etkili olan faaliyetlerdendir. Son yıllarda internet üzerinden yapılan kitap alışverişleri arttığı yayınevleri kitaplarını okuyucularına daha hızlı ve daha uygun fiyatlarda sunmaktadır.

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı