Melih Cevdet Anday şiirsel adaletin izini sürdüğü oyunlarında insan için daha iyi bir dünya yaratmanın imkânlarını sorgulamıştır. Okuru ve izleyeni alışık olduğu konforlu ve rahat dünyanın dışına çıkaran bir gerçeklik arayışıyla günlük yaşamın adil olmadığını göstermiş; birey olmanın buna karşı durmakla mümkün olacağını vurgulamıştır.
Uzun yıllar boyunca izleyiciler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanan tiyatro oyunları Melih Cevdet Anday’ın şiirleri, romanları ve denemeleriyle birlikte okunduğunda onun ne denli büyük bir edebiyatçı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Füruzan’ın Kış Gelmeden-Sevda Dolu Bir Yaz adlı yeni kitabı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. Daha önce defalarca sahnelenen oyunların metni ilk kez bir kitapta bir araya geldi.
Füruzan, 1997’de “Kış Gelmeden” öyküsünü, 2001’de ise “Sevda Dolu Bir Yaz” öyküsünü oyunlaştırdı. Devlet Tiyatroları’nda yaklaşık 200 kez sahnelenen bu oyunlar günümüzde de repertuarlarda yer alıyor ve sahnelendiklerinde ilgiyle izleniyor. Kitapta bu oyunların metinleri yazarın elinden çıktığı şekliyle yer alıyor.
Sevda Şener, Füruzan’ın Sevda Dolu Bir Yaz oyunu için şöyle der: “Oyunu seyrettiğim akşam yanımda oturan Füruzan, ‘Tek kişilik bir tiyatro yapıtı sayılır mı sizce?’ diye sordu. Oysa değerli yazar sorunun yanıtını çoktan vermiş, gerilimli ilişkileri yaşamın dramatik anlamını vurgulayacak biçimde, tıpkı çok kişili oyunda olduğu gibi, kurgulamıştı. Ayrıca Sevda Dolu Bir Yaz, yazın sanatının incelikleriyle donatılmış Türkçeyi ne kadar özlemiş olduğumu hatırlattı bana.”
Ayşegül Yüksel ise yazarın edebiyatını şöyle yorumlar: “‘Füruzan edebiyatımızda bir olaydır’ diyor Memet Fuat. Türk toplumunu oluşturan insan manzaralarını hem bireysel duyarlıklar özelinde işleyip, hem de bu duyarlılıkların örtüşüp ve çatışıp genel bir toplum portresini nasıl da yalın bir anlatıma dökebilmiştir yapıtlarında. ‘Trajik’ olanı yaşandığı anda bileyip keskinleştirmektense, akan zaman içinde koyultup bilince gülle gibi oturtan ‘Pathos’a, onarılmaz burukluğa, nasıl da dönüştürmüştür.”
“Senin bedenine âşığım, Yahya! Bedenin tırpancıların hiç biçmediği bir zambak tarlası kadar beyaz. Bedenin Judaea’nın dağlarında yatan ve vadilere dökülen karlar gibi beyaz. Arap Kraliçesi’nin bahçesindeki güller bile senin bedenin kadar beyaz değildir. Ne Arap Kraliçesi’nin bahçesinin gülleri ne de Arap Kraliçesi’nin baharat bahçesi; ne yaprakların üstünde parlayan gün ışığının ayakları ne de denizin gönlünde yatan ayın yüreği; dünyada senin bedenin kadar beyaz başka hiçbir şey yoktur. Bedenine dokunmama izin ver.”
Oscar Wilde’ın Fransızca yazdığı tek eseri olan Salomé’nin hikâyesinin ana kaynağı elbette İncil’dir. Sonra, Flaubert’in Hérodias’ı, Heine’nin Atta Troll adlı şiiri, Mallarmé’nin Hérodiade’ı ve Huysmans’ın À rebours’unda büyüleyici şekilde tasvir ettiği Gustave Moreau’nun L’Apparition adlı tablosu... Kutsal Kitap içinde anlatılan bir ‘femme fatale’in, ölüm fermanları verdirtecek kadar baştan çıkarıcı, ölüm fermanları isteyecek kadar ihtiraslı bir Doğu prensesinin tehlikeli, günahkâr ve dramatik öyküsüne Wilde’ın kayıtsız kalması imkânsızdır.
Salomé, modern tiyatro tekniğinde bir ‘devrim’ yaratmış ve Ionesco, Beckett, Pinter gibi ustaları etkilemiştir. Ayrıca 1905’te Richard Strauss bu metni kendi Salomé operasında kullanmıştır.
"Oyun Devam Ediyor!" Türkiye Kokoloji'yi çok sevdi. Ama oyun daha bitmedi. Kokoloji 2'de yer alan yeni oyunlarla, kendinize bir adım daha yaklaşacaksınız. Var mısınız? Kokoloji oynamak, tavan arasına çıkıp, ne var ne yok diye bakmaya benzer. İlk kitapta, zihninizin bu gizli bölümünde dolaşmaya başladınız. Varlığını bile unuttuğunuz pek çok şeyle karşılaştınız Ama yolculuğunuz henüz bitmedi. Kokoloji 2 ve içinde yer alan oyunlarla, o karanlık odada daha önce fark etmediklerinizi görecek, daha derinlerde saklanmış olanlarla yüzleşeceksiniz. Üstelik yine çok eğleneceksiniz. "Kokoloji 2, birinci kitapta olduğu gibi, sohbet ortamı yaratmayı, hoşgörüyü artırmayı, insan ilişkilerini geliştirip derinleştirmeyi, zihni canlandırmayı ve hayal gücünü harekete geçirmeyi amaçlıyor. Ama daha önemlisi, ne çok ortak yanımız olduğunu ortaya koyarak, bize yalnız olmadığımızı gösteriyor."- Isamu Saito Bilinmeyene hazır mısın? "Kokoloji'de aklınıza ilk gelen şeyi söylemek önemli. Doğru cevap olmadığı gibi yanlış cevap da yok. Bu yüzden gevşeyin ve cevap verin. Kasmayın yani kendinizi. Grup halinde oynamak, yalnız oynamaktan daha eğlenceli. Toplaşın, bir araya gelin. Bir de dürüst olun. Kim tutar artık sizi..." - Ayşe Arman, Hürriyet
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.