Söyleşiler
70’lerin Şiirini Slogancı Bulanlar (Mesele kitap dergisi) 70’li Şiir Üstüne (Cenk Gündoğdu). Şiir Bir Özgürleşme Pratiğidir (A.Galip).Şair ve Okuru (Türkân Yeşilyurt).Bir Yaşam Tarzı Olarak Şiir (Mustafa Sercan). Saklı Kalan (Sennur Sezer).Hüznün İsyan Olur (Muzaffer Buyrukçu). Dünyanın Kalbine Gitmek (Halim Şafak).Dil ve Söylem Bağlamında (Halim Şafak).Şiir, Ütopya ve… (Türkân Yeşilyurt-Emel Güz). Mitlerden Beslenmek (Elif Ergün). Dilin Kazanılmış Güzellikleri (Rozerin Doğan). Şiir Çeşitlendikçe Değişiyor (Aysel Sağır)Bir İşaret Fişeği Olarak Şiir (Derviş Tekin).Olmakta Olandan Olabilir Olana (Esengül Kutman). Düzyazıları ve Şiirleriyle Ahmet Telli (Vecdi Erbay). Barbar ve Şehlâ Üstüne (Nesimi Aday). Sanatın Biricikliği ve Birey (Can Olcay). Türkçe Şiirin Kırlangıç Uçuşu (Gönül Hürriyet Aydın). Aynalara Irmakların Yansıttığı (Adnan Gerger). Duygu Ormanına Yağmurlu Şiirler (Aysel Bakıray).
Sormacalar
İkinci Yeni Şiiri ve Bugün (Kurgu dergisi). Gurbete Dair (Akköy dergisi) Seslendirmek Şiiri İncitir mi (Şiir Odası dergisi.) Uç Soru Uç Yanıt (Varoş dergisi). Sanat Hareketi (İkibin’e Doğru dergisi). Sevgili Genç Şair (Şiir Saati dergisi). Azalarak Çoğalmak (Evrensel Kültür dergisi).
Şiirde Usta Çırak İlişkisi (Sincan İstasyonu dergisi). 2005 Yılı Şiir Ortamı (Şeref Bilsel-Cenk Gündoğdu). 2009 Şiir Ortamı (Şeref Bilsel- Cenk Gündoğdu). 2011 Yılı Şiir Ortamı İçin (Şeref Bilsel-Cenk Gündoğdu). Edebiyatçıların kamusal Alana Müdahalesi (Varlık dergisi).
Tarih Vakfı’nın sözlü tarih projesi kapsamında 1995 yılında yapılan Vüs’at O. Bener’le kardeşi Erhan Bener’in video kayıtlarından ortaya çıkan Kurmacasız Bir Yaşam, epizodik belleğe dayalı bir geçmiş zaman hikâyesi.Bener kardeşlerin çocukluk, gençlik ve yetişkinlik yılları; başlarından geçen birbirinden ilginç olaylar; yakın tarihimizin bilinen olaylarının perde arkası ve tanınan simalarla ilişkileri; meslek hayatları ve gönül kırıklıkları; edebiyata girişleri 1950’ler Ankara’sının kültürel ortamı... Kısacası, Kurmacasız Bir Yaşam’ı okurken kendinizi hayata, edebiyata, tarihe ilişkin tanıklıkların ve lezzetli bir sohbetin ortasında bulacaksınız.
Tomris Uyar’ın Elele dergisindeki unutulmaz yazılarından Handan İnci’nin derleyip hazırladığı Aşkın Yıpranma Payı Yapı Kredi Yayınları’nın 4500. kitabı oldu. Bu kitapla birlikte yazarın külliyatı da tamamlandı.
Tomris Uyar Aşkın Yıpranma Payı’nda 1976-1985 yıllarının Türkiyesi’nden kesitler vermekle kalmıyor, esasında kimi sorunların kılık değiştirerek sürdüğünü gösteriyor. Toplumsal, ekonomik ve siyasi çarpıklıklara keskin eleştiriler getirirken umudu da hep yedeğinde tutuyor. Kürtajdan çiğköfteye ve kadın tutuklulara, cinsellikten anneliğe ve kadın haklarına uzanan yazılarında Tomris Uyar sokaktaki kadını ve Türkiye’nin ruhunu ustalıkla yansıtıyor. O günlerden bu günlere çok şey söylüyor Tomris Uyar. Öte yandan arka fonda hep İstanbul ve gündelik hayat var. Hem keyifle okunan hem de çok şey öğretip bilinçlendiren bir kitap Aşkın Yıpranma Payı. Okumak için ne çok nedenimiz olduğunu okuyunca anlıyoruz.
Elele’ye yazma önerisi aldığım günlerde yazar olarak bir kavşağa geldiğimi düşünüyordum. Ne de olsa gazeteciliğe bulaşıyordum bir anlamda. Bir yazımda da belirttiğim gibi sorularla doluydum: Edebiyat görüşümden ödün vermeden yüzü belirsiz bir okur kitlesine nasıl seslenebilirdim? Zamanla, o okur kitlesinin yüzü yavaş yavaş belirdi. En rahat yazılarımı (elbette kolay anlamında değil) onlar için yazdım.
“Eskiden romanların sonuna ‘Bitti’, ‘Son’ gibi notlar düşülürdü. Bu, daha çok, olay aktaran, serüven aktaran romanlar için geçerli. Okur da buna alışmış, romanın sonunda ‘Bitti’yi göremeyince son sayfaların kopup yittiği duygusuna kapılırmış. Hayat gibi romanın da biten değil, süren bir şey olduğunu anlayan romancı, son sayfasından ‘Bitti’, ‘Son’ uyarısını kaldırıyor.”
Adalet Ağaoğlu Karşılaşmalar’da hem okurlarıyla hem kendisiyle karşılaşıyor, karşı karşıya kalıyor, “karşı duruyor”: Dergi ve gazete yazılarıyla, denemeleriyle, söyleşileriyle, bunu yeniden yapıyor. Çeşitli kentlerden başlayıp Ankara’ya, İstanbul’a, erotizmin dilinden “oda romanı”na, tiyatroya, Tanpınar’dan Oğuz Atay’a ve Brecht’e uğruyor.
Enis Batur, Türkiye'de zenginliğin ölçütünü sanatla değiştiren Portakal ailesini Raffi Portakal'a soruyor.
Yol haritasını Enis Batur'un çıkarttığı uzun soluklu bir söyleşinin ürünü olan Raffi Portakal - Portakal'ın Yüzyılı'nda Enis Batur ve Raffi Portakal, İstanbul'un sanat ve kültür ortamına odaklanan, antikalar, Osmanlı eserleri ve büyük ustaların tabloları arasında dolaşan koleksiyonerler, meraklılar, zanaatkarlar ve esnaflardan söz açıyor. Osmanlı'nın son döneminden günümüz Türkiyesine uzanan bir yolda zevk, merak, ustalık ve kültür kavramlarını, müzayedeleri, sergileri ve müzeleri tartışan kitap, 1914'ten bugüne günlük hayatın içine sızan sanat tutkusunun dönüşümünü gözler önüne seriyor.
Hülya Okur’un sorularıyla açtığı yapraklar, birer kaynak olduğu gibi aramızdan ayrılanlarla bizi yine biraraya getirdiği için ocakbaşı söyleşisi yaşatıyor.
- Yekta Güngör Özden
Hülya Okur önsözünde müthiş bir benzetme yapmış. Gerçekten de bağışlanan organlar başka hayatlara nasıl can veriyorsa, insanların geride bıraktıkları düşünceleri de başka düşüncelere hayat verir.
- Mehmet Barlas
Hülya konuklarıyla gönül yoldaşlığı kurmuş, zorlamadan merak edilenleri öğrenmek istemiş, sorguçluk yapmamış...
- Timur Selçuk
Sevgili okurlar, Ölmeden Az Önce’yi mutlaka okuyun. Birbirinden çok değerli ve birbirinden çok değişik hayatlara, sevgiyle dokunacaksınız.
- Ayşe Kulin
Değerli insanlar biraz daha fazla yaşasınlar, dileğimiz bu. Sizi bu kitaptan dolayı gerçekten kutluyorum, sağcıydı, solcuydu, üstçüydü, altçıydı demeden insanların kaliteli taraflarını ortaya çıkartan, iç dünyalarına eğilen bir kitap yapmışsınız, bu yolda yürüyün derim.
- Fikret Hakan
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.