Topluca Gidiyoruz, hep birlikte yola çıktığımıza göre, yolculuğumuzu hep birlikte güzelleştirmemiz gerektiğini düşünüyor. Öndeki yolcuyu ittirmiyor, cıss tak cıss tak müzik dinlerken yanındakini bezdirmiyor, ter kokan çorabıyla kimsenin burnunun direğini kırmıyor. Ve bu kitap ayrıca çocukların büyüklere yer vermesi gerektiğini de düşünmüyor.

Boyum kısa, ne kadar zıplasam da yetişemiyorum tutacağa. Ayakta durmaya çalışıyorum ama, görünmüyorum bile upuzun büyükler arasında. Biri oradan çarpıyor, biri buradan çarpıyor, üstelik de ayağımı eziyor. Sonra otobüs bir viraj aldı mı bedenim bir yana, çantam bir yana savruluyor. Bana asıl büyüklerin bize yer vermesi çok daha mantıklı geliyor. 

Çözüm Bende!, okuyucusunu olura olmaza sızlanıp, yok yere kendini bunaltmanın yükünden kurtarıyor. Yağmura kızmak yerine, yanına şemsiye alıp çıkmayı öneriyor.

Aksilikler hep beni mi bulur diye düşünüyorsan, kendini bazen çok şanssız hissediyor ve etrafındakilere kırılıyorsan, bu kitap tam sana göre! En yakın arkadaşının durup dururken sana küstüğünü, sonra da gün boyu başına olmadık şeyler geldiğini düşünsene. Bu kitabın kahramanı kötü bir gün yaşıyor. Sıkılıyor, bunalıyor, üzülüyor ve etrafını suçluyor. Ama sonra bir de dönüp bakıyor ki, başkalarına kızmanın hiç yararı yok. O zaman diyor ki: “Sorun bende, öyleyse çözüm de bende!” Ve şaşırıyor sorunlarına ne kadar kolay çözüm bulabildiğine… 

Canım Arkadaşım, sıcacık, içten, seni sen olduğun için seven arkadaşların değerini iyi biliyor. Tıpkı Japonya’da bir duvara hapis kaldığı halde yıllarca arkadaşının yardımıyla yaşayan kertenkele gibi… Tıpkı Ubuntu çocukları gibi…

Bir zamanlar bir bilim adamı gitmiş Afrika’ya, demiş ki çocuklara: “Şu ağaca ilk ulaşan, bu sepet dolusu meyveyi ödül olarak kazanır.” Çocuklar koşmuş ama el ele… Hepsi de birinci olmuş ve meyve yemeyen kalmamış böylece. Gel bu kitap da arkadaşın olsun senin, içindeki dost canlısı sözcüklerle kalbin sevinsin. 

ARKA KAPAK YAZISI

Bulutların üzerine çıkmaya hazır mısın? Orada büyülü bir dünya seni bekliyor. Göklerin en güzel kızı Silya, hayatta en çok yeryüzünü merak ediyor. Ve bunun için her şeyi göze alıp tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor. Bir pelikanın ağzında, mor bulutların, korkunç şimşeklerin arasında bulutlar kapısına vardığında soluksuz macera başlıyor…

 

Mükemmel Prenses Zeynep karakteri aracılığıyla bu kitaplar dürüst, cesur, cömert, uslu, görgülü ve temiz olmak gibi hayatın temel değerlerine denk düşen kavramları çocukların daha iyi anlamasını sağlıyor. Eğlenceli resimleri eşliğinde anlatılan hikâye, çocuğun dünyasıyla bütünleşiyor. Kitapları çocuğunuzla birlikte okuduktan sonra en arkadaki kısmı yine çocuğunuzla birlikte uygulamayı unutmayın. Çocuğunuz, Mükemmel Prenses diplomasına sahip olduğunda çok mutlu olacak.

Çocukların hem çevrelerine olan ilgilerini arttırmak, hem hayal dünyalarını zenginleştirmek, hem de ebeveynleriyle hoşça vakit geçirmelerini sağlamak amacıyla hazırlanan bu serideki tüm kitaplar, müthiş resimlerle de desteklenerek miniklerin kitaplarla yıllar boyu bitmeyecek, güzel bir ilişki kurmalarını hedefliyor.

Bir camiye girdiğimizde İslam dünyasının harikalarına şahit oluruz. Bu kitapla eşsiz güzellikteki camilerin neden, nasıl ve ne zaman yapıldıklarını öğrenirken, kubbe ve minarelerin nasıl inşa edildiğini keşfedecek, duvar işçilerini muhteşem güzellikteki süslemeleri oyarken izleyeceğiz. Ayrıca dünyanın en iyi mimarlarından Mimar Sinan’ı da yakından tanıyacağız.

Havada aşk kokusu var! Sevgililer Günü’nde herkes sevgilisiyle birlikte. Ama Uçuçböceği’nin yanında kimse yok. Kendini o kadar yalnız hissediyor ki, fakat o da ne? Kırmızı bir gülün yapraklarının arasında bir mektup duruyor. Üstelik de üzerinde Kırmızı’ya yazıyor. Uçuçböceği de kırmızı! Acaba bu mektup yakışıklı Yusufçuk’tan gelmiş olabilir mi? Bütün bu aşk gizemi, ay ışığıyla aydınlanan kırda, kırmızı bir gülün yaprakları arasında gerçekleşecek olan muhteşem düğünde çözülecek. Ve sen de davetlisin.

Çok ama çok uzak denizlerde, dünyanın en aydınlık köşesinde, muhteşem bir ada vardı. Adanın en güzel yanı bir yıldıza benzemesiydi. Hayvanları ve doğayı çok seven P’ink, ailesiyle birlikte bu güneşli, sakin ve yemyeşil adada huzur içinde yaşardı. Bir gün dev mavi balina yardım istemek için adaya gelir. Yunusların başı derttedir ve P’ink’in yardımına ihtiyaçları vardır.... P’ink’in heyecan dolu ve büyülü dünyasına adım atmaya hazır mısınız?

Bir varmış bir yokmuş, bir gün öyle bir masal kitabı çıkagelmiş ki, içinde Kardan Adam ile Kardan Kadın, Prensini Bekleyen Mürdüm Eriği, Yanlış Kuşu, Kibar Deve, Balıkçı ile Karısı ve daha neler neler renk bulmuş, ses bulmuş, hayat bulmuş. Mutlu Çocuklara Mutlu Masallar Anadolu’dan Çin’e, Çin’den Kafkasya’ya, Japonya’dan Brezilya’ya dünyanın dört bir yanında anlatılan farklı ve birbirinden renkli 24 masaldan oluşuyor. Bu harika masallar hem çocuklara, hem de her zaman çocuk kalmayı başaran büyüklere büyülü bir dünyanın kapılarını açacak...

Bugün kendini nasıl hissediyorsun?

Mutlu mu? Üzgün mü? Kızgın mı? Şaşkın mı?

Sevimli karga Bay Gak, uçarken bir sürü insan görüyor ve bizleri gözlemlemeyi çooook seviyor. 

Bay Gak Benim Bütün Duygularım’da bize neler hissettiğimizi anlatıyor. Böylece hem kendi duygularımızı öğrenecek hem de başkalarının duygularını çok daha iyi anlayabileceğiz.

Kocaman ağaçların ve çok büyük yaprakların olduğu yemyeşil bir ormanda Yaşlı Aslan ve Genç Aslan yaşıyordu. Birçok canlının evi olan bu ormana bir gün, kötü kalpli Cadı geldi. Cadı, ormandaki ağaçları kesmek istiyordu. Cadı’yı durdurmak isteyen hayvanlar, güçlü birinden yardım istemeye karar verdi.

Peki, kötü kalpli Cadı’yla Genç Aslan mı başa çıkabilecekti yoksa Yaşlı Aslan mı?

Kitap Adı Yaşlı: Aslan Ve Genç Aslan

Kitap Yazar Adı: Serhan Kurşun
Yayın Direktörü: Gülşen İşeri
Yayıma Hazırlayan: Gizem Demir
Grafik Tasarım: Beyzanur Karabulut
Sayfa Sayısı: 32
Ebat: 23x23
Tür: Çocuk Kitapları
Kağıt / İç Baskı: Mat kuşe, 170 gr
Cilt / Kapak: Amerikan Bristol 230 gr

Ben ve Biz Değerler Serisi’nin sekizinci kitabı Aloo!, telefonla konuşurken birbirini unutan iki arkadaşın komik hikâyesiyle başlıyor. Sonra telefonlar hakkında, ilginç mi ilginç, şaşırtıcı ve çok işine yarayacak bilgiler sunuyor.

Eskiden Kızılderililer dumanla haberleşirmiş. Şimdi bütün telefon ve sosyal medya görüşmelerinin dumanla yapıldığını düşünsene. Bir anda tüm dünya bir buluta benzerdi herhalde. Biz de öksürmekten konuşamazdık. Dahası öyle çok duman olurdu ki kimse birbirini göremezdi. Belki şimdi de göremediğimiz çok şey vardır telefonlar hakkında. Ne dersin birlikte onlara
yakından bakmaya?

Ben ve Biz Değerler Serisi’nin ikinci kitabı Tüketmem Kendimi, tüketim çılgınlığı hakkında düşündürücü ve bir o kadar da eğlendirici bir hikâye… Üstelik alışveriş yaparken işini çok kolaylaştıracak bilgiler de var içinde. 

Çılgınlar gibi alıyoruz da alıyoruz… Eşyaları tıka basa dolduruyoruz da dolduruyoruz… Ama sonra bir de bakıyoruz ki, daha hiç kullanmadan unutmuşuz bunları bir yerlerde. 

“Uff, yeter artık!” deyip bunalıyoruz bu kadar çok eşyadan. Sonra bir başka şey görüp diyoruz ki: “İşte bunu almazsam çok mutsuz olacağım!” Ama alınca da mutluluğumuz çok kısa sürüyor nedense. 

Biz eşyaları tüketeceğimize, eşyalar mı bizi tüketiyor ne?

Ben olup özgürlüğü, biz olup sorumluluğu ve böylece mutluluğu kazanmayı anlatan Ben ve Biz Değerler Serisi’nin ilk kitabı İki Gözüm Ali, engelli dostlarımızla birlikte daha adil bir hayat kurma yolunda farkındalık uyandıracak samimi bir hikâye…

Kuşlar gibi cıvıl cıvıl, gökkuşağı gibi renkli… Öyle hoş, öyle neşelidir ki Ali, dilerim sizin de arkadaşınız olur böyle biri.Kimse onun kadar iyi hissedip anlatamaz doğanın seslerini. Rüzgârı, yağmurun tıpırtısını, dut yaprağını kemiren tırtılı… Ali coşkuyla sever yaşamı. Ne ki zordur onun için pek çok şey. Çünkü Ali görme engelli. Ne dersin, hep birlikte ona hayatını kolaylaştıracak armağanlar verelim mi?

Zeynep eşyalarını başkalanyla paylaşmayı sevmez! Bu davranışı hiç güzel değildir! Ama "mükemmel bir prenses" olduğunda, çok cömerttir. Hediyeler hazırlamak, eşyalarını diğerleriyle paylaşmak onu çok mutlu eder.

10 kalp oyunu ve Mükemmel Prenses'in  “Cesaret Diploması" bu kitabın içinde!

Nasıl bir ailen var?
Kalabalık mı? Küçük mü?

Sevimli karga Bay Gak, uçarken bir sürü insan görüyor ve bizleri gözlemlemeyi çooook seviyor.

Bay Gak Benim Güzel Ailem’de bize ailelerimizi anlatıyor. Ağabeyler, ablalar, kardeşler, halalar, amcalar, teyzeler, dayılar, dedeler, nineler… Bazen hepsine sahip olmayabiliriz ama yine de ailelerimiz bizim en değerli varlıklarımızdır. Bizim onlar için olduğumuz gibi…

Ben ve Biz Serisi’nin on birinci kitabı Bendeki Şans!, içiniz sıkıldığında neşenizi yerine getirecek, akıllı mı akıllı öyküler anlatıyor. Karamsarlığı bir an önce yenip hayatın tadını çıkarmak için herkesin kolayca uygulayabileceği yöntemler öneriyor.

Hint Usta, suratsız çırağına bir bardak suya bir avuç tuz atıp içmesini söylüyor. Hımm, amma da tuhaf şey… Çırak söyleniyor: “Uff, şu zehir gibi suyu içmek ne kadar da saçma!” Çırak suratını ekşitip dururken, ustası onu göl kıyısına götürüyor. Göle de bir avuç tuzu atmasını, sonra da gölden su içmesini istiyor. Ve soruyor: “Nasıl suyun tadı?” Şimdi ferahlamış bir ifade var çırağın suratında. İyi de usta neden böyle garip şeyler istedi acaba? 

Ben ve Biz Değerler Serisi’nin dördüncü kitabı Ne olmuş Ne Olmuş! dünyada anlatacak ve dinleyecek ne de güzel şeyler varmış diyeceğin düşündürücü bir kitap…

 Fıs fıs fıss… Herkes birbirinin kulağına bir şeyler söylüyor. Bıdı bıdı bıdı… Laflar o ağızdan bu ağıza yayılıp gidiyor. Çıt çıt çıt… Kimilerinin kalbi çok fena kırılıyor. Tüh tüh tüh! Dedikoduyu oradan oraya taşıyanlar, bunların yalan olduğunu öğrenince nasıl da pişman oluyor. “Ah ki neyi anlatsam, neyi dinlesem?” diye soruyorsan kendine, kulak ver Sokrates adındaki bilgine ve onun Üçlü Süzgeç Testi’ne…

Domino taşlarının heyecanla beklediği o büyük gün sonunda gelmişti! Sıra sıra dizilecek ve arka arkaya devrilerek muhteşem bir şov yapacaklardı. Küçük Leo domino taşlarını dizdi, Domingo en öndeki yerini aldı. İkisi de hayallerine kavuşmak üzereydi. Domingo gösteriyi başlatan taş olmak, Leo ise artık bu oyunda başarılı olmak istiyordu. Fakat bir sorun vardı. Taşlar bir türlü devrilmek bilmiyordu… Acaba Domingo bu zor görevi başarabilecek miydi?

Ormandaki tüm hayvanlar yeni günü dostluk içinde ve neşeyle karşıladılar. Şarkılar söyleyip dans ediyorlardı ki hiç beklemedikleri bir şey oldu. Gökyüzünde daha önce görmedikleri mavi bir kuş belirdi. Capcanlı rengi, pervanesi ve atkısı ile epey havalı bir kuştu. Hemen onunla arkadaş olmak istediler, fakat bir sorun vardı. Mavi Kuş onlarla arkadaş olmak istemiyordu. Oysa bu ormanda herkes dosttu. Sevimli
kahramanlar çözümü bir kutu boyada buldu…

Ormana nefis kokular yayılmaya başladığında tüm çocuklar Masal Kalbi’ndeki yerlerini aldı. Her zamanki gibi Tonton Amca’dan bir hikâye dinleyecek ardından Ponpon Teyze’nin enfes kurabiyelerinden tadacaklardı. Fakat bu kez bir sorun vardı. Afacan artık masal dinlemek istemiyordu. Üstelik tuhaf kılıklı, kötü kalpli bir adamla ormanı ele geçirmek için plan bile yapmıştı. Ponpon Teyze ona güzel bir ders
vermek için kolları sıvadı ve tarifi vermeye başladı…

Ponçik yanaklı Kedi Ponçik biraz zıpır, biraz oyuncu… Kedi Ponçik’le renkleri öğrenmeye hazır olun.

Ponçik yanaklı Kedi Ponçik biraz zıpır, biraz oyuncu… Kedi Ponçik’le zıtlıkları öğrenmeye hazır olun.

Ponçik yanaklı Kedi Ponçik biraz zıpır, biraz oyuncu… Kedi Ponçik’le sayıları öğrenmeye hazır olun.

Ponçik yanaklı Kedi Ponçik biraz zıpır, biraz oyuncu… Kedi Ponçik’le şekilleri öğrenmeye hazır olun.

Bir gün kapı çaldı ve eski bir dostunuz sürpriz yaparak size misafirliğe geldi. Sakın panik yapmayın, bu kitap sayesinde misafirinizi çok güzel ağırlayacaksınız. Aradığınız her şeyi bu rehberde bulabilirsiniz.

Bu kitapta “Neden beyaz bir bulutum, renkli değilim ki?” diyen Küçük Bulut Pofini’nin dünyasının ve içindeki renklerin gücünü keşfedişinin hikâyesini bulacaksınız.

Çocuğunuz duygusal, sosyal ve bilişsel açıdan gelişmesini ve ona kendini tanımanın önemini öğretmek istiyorsanız, ustaca kurgulanmış bu kitabı mutlaka okuyun. Size ve çocuğunuza yeni ve anlamlı ufuklar açacak.

                                                                                                                   Dr. Özgür Bolat

Herkesin kendi içinde vardır bir renk ötekiler ile buluştuğunda ortaya çıkan… Başkasında var olup kendinde eksik gibi hissedilen yaratıcı gücün, aslında her çocuğun içinde mevcut olduğunu ve çevresi tarafından gerekli desteği aldığında kendiliğinden ortaya çıkacağını anlatan bu özel öyküyü, mutlaka okumalı çocuklar; kendi yarınlarına doğru güvenle, işbirliği içinde ve umutla ilerlemeleri için…

                                                                                                                  Dr. Neslihan Zabcı

                                                                                                        Klinik Psikolog, Psikanalist

Küçük Pofini’nin hikâyesi çocuklarımız için bir mutluluk yolu. Bu hikâye ile çocuklarımıza hayatın tüm renklerini aşılayabiliriz.

                                                                                                                                 Oylum Talu

                                                                                                            Televizyoncu ve Sunucu

Sayfa Sayısı     : 32

Ebat                 : 24x24

Kağıt/İç Baskı   : Kuse Mat 170 gr

Cilt/Kapak         : Kuse Mat 200 gr 

Kırmızı Kurdele son zamanlarda zar zor uyuyabiliyordu, çünkü ne zaman yatma vakti gelse izlediği çizgi filmdeki hayaletler aklına geliyordu. Sabah olunca da uykusunu almamış oluyordu. Acaba hayaletler gerçek mi? Peki Kırmızı Kurdele’nin düşündüğü kadar korkunç mu? Bakalım Mavi Papyon Kırmızı Kurdele’ye bu konuda nasıl yardımcı olacak?
Kırmızı Kurdele ile Mavi Papyon’un bu komik hikâyesi çocuğunuza korkutucu gelebilecek birçok şeyin aslında birer hayal ürünü olduğunu kabul edip olmayan bir şeyden korkmanın ne kadar komik olduğunu anlatacak.

Mavi Papyon çok iyi resim yapmakla kalmaz, attığı gollerle de herkesi kendine hayran bırakır. Herkesin sürekli ondan ve başarılarından söz etmesi ise Kırmızı Kurdele’nin çileden çıkmasına sebep olur. Acaba bu durum çok iyi arkadaş olan Mavi Papyon’la Kırmızı Kurdele’nin
arasını açacak mı?
Kırmızı Kurdele ile Mavi Papyon’un bu komik hikâyesi çocuğunuzun hem kendi başarılarıyla hem de arkadaşlarının başarılarıyla gurur duymasını sağlayacak. Çocuğunuza arkadaşlarına küsmek yerine onlarla konuşarak soruna çözüm bulmanın ne kadar önemli olduğunu anlatacak.

Mavi Papyon evinde bir pijama partisi verir ve bu partiye en sevdiği arkadaşlarından Kırmızı Kurdele de davetlidir. Partiye davet edildiğinden beri Kırmızı Kurdele harıl harıl bavul hazırlıyor…
Bakalım partide neler yaşanacak?
Kırmızı Kurdele ile Mavi Papyon’un bu komik hikâyesi çocuğunuza mevsiminde ve ortama uygun giyinmenin ne kadar önemli olduğunu anlatacak.

Kırmızı Kurdele için gün biraz tuhaf başlar ama buna şaşmamak lazım, çünkü Kırmızı Kurdele o kadar dağınıktır ki bu dağınıklığı yüzünden başına gelmeyen kalmaz. Neyse ki en iyi arkadaşı Mavi Papyon var. Bakalım o bu konuda Kırmızı Kurdele’ye nasıl yardımcı olacak? Ne de olsa iyi arkadaşlıklar zor günde belli olur…

Kırmızı Kurdele ile Mavi Papyon’un bu komik hikâyesi çocuğunuza planlı yaşamanın ne kadar önemli olduğunu anlatacak.

Karısı Sian’dan çok daha fazla çalıştığını düşünen çiftçi Shon, bir günlüğüne işlerini değiştirmelerini teklif eder. Tarlada bütün gün çalışmak yerine evde yan gelip yatacağını sanan Shon, aslında işlerin hiç de sandığı gibi olmadığını kısa sürede anlar. Ama tabii olan olmuştur! Galler versiyonundan alınan ama pek çok Kuzey ülkesinde de anlatılan bu hikâye, "En Güzel Dünya Hikâyeleri" serisinin dördüncü kitabıdır.

Küçücük bir kız Jane.
Pembe battaniyesini çok seviyor, onsuz uyuyamıyor.
Okula gidecek, bisiklet kullanacak kadar büyüse bile eskiyen
battaniyesinden bir türlü vazgeçemiyor.
Kendisi büyürken “batta”sının küçülmesine akıl sır erdiremeyen Jane’in
imdadına mavi bir kuş yetişiyor.

Çağımızın en önemli oyun yazarlarından olan Pulitzer Ödüllü Arthur Miller,
Jane’in Battaniyesi ’nde alışageldiğimiz tarzının dışında,
bambaşka bir öyküyle karşımıza çıkıyor.
Jane’in Battaniyesi yazarın çocuklar için yazdığı ilk ve tek kitap olması açısından da önemli.  
İlk kez Türkçeye çevrilen esere “illüstrasyonun dekanı” olarak bilinen
Al Parker’ın özgün çizimleri eşlik ediyor.

“Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, büyük şehir-lerin birinde altın sarısı saçları topuklarına kadar gelen bir kız çocuğu yaşarmış. Saçlarına bebekliğinden beri makas değmediğinden anne ve babası onu Rapunzel diye çağırırmış…”

Akasya Asıltürkmen’in yazdığı Bitli Rapunzel, temizliğin ve özbakımın ne kadar önemli olduğunu sevimli karakter Rapunzel’in yaşadıkları üzerinden anlatan keyifli bir kitap…

Sayfa Sayısı     : 32

Ebat                 : 24x24

Kağıt/İç Baskı   : Kuse Mat 130 gr

Cilt/Kapak         : Amerikan Bristol 230 gr