Zorunluluk yüzünden biraraya gelmiş bir serüvenciyle bir araştırmacı, Taita’nın binlerce yıl öncesinden bıraktığı şifreli bilgileri çözmek ve büyük Mısır firavununun mezarını bulmak için zorlu bir mücadeleye girişirler. Afrika’da kendilerini bekleyen acımasız rakipleriyle yarışarak sonuca yaklaşmak ve ele geçirdikleri bilgilerin ışığında bilim dünyasına inanılmaz sırları göstermek için neredeyse hayatlarını ortaya koyarlar. Yaşamla ölüm, hayalle gerçek arasında gidip gelen dakikalar kimin kazanacağını belirleyecektir. Binlerce yıl öncesinden günümüze seslenen Taita’nın sesini duymak ve söylediklerini anlamak istiyorsanız dikkatli olun. Heyecanın bu defaki tadı çok farklı!...
John Smith paten kaymayı seven sıradan bir çocuktur. Bir gün paten sahasında geçirdiği küçük bir kaza hafif bir beyin sarsıntısına neden olur. John bu olayın üzerinde durmaz ve olağan yaşamına devam eder. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Farkında olmadığı bazı değişiklikler olmuş, önsezileri ve bazı duyuları gelişmiştir.
Yıllar sonra John bir kaza daha geçirir ve yaşamındaki bazı ayrıntılar belirginleşme başlar. Artık kimsenin duymadığı, bilmediği ve hissetmediği her şey onunla arkadaş olmuştur.
Masumiyet ve Güzellik, kötülük ve dehşeti ateşleyince, genç kız içinde gelişen korkunç gücün etkisiyle çılgınlık alametleri sergilemeye baslar... Mc. Gee ve Vicky Tomlinson 1969 yılında gizli bir örgütün piyasaya sürmek istediği bir ilacın ilk denemelerine katılmışlardı. Bir yıl sonra evlendiler ve küçük kızları Charlie doğdu. Charlie üç yaşındayken, bakışları ile oyuncak ayısını tutuşturdu. Charlie sekiz yaşına gelince duygularını kontrol altına almayı öğrendi. Artık istediği zaman yangın çıkarabiliyordu. Ama gizli örgüt, bu "büyük etkili, küçük silahı" kullanmayı planlıyordu.
"Valkyrie geçide geri döndü. Rüzgar saçlarını savuruyordu. Bir an bile duraksamadı, kendini o sarı ışığın içine attı."
Dedektif Kurukafa gitmiş, paralel bir boyuta geçmişti.
Kural yoktu, onu kurtarmanın bir yolu ya da yöntemi olmalıydı, ama ne? Valkyrie‘nin bunu düşünecek vakti hiç olmamıştı!
Derek Landy, İrlanda‘da, Dublin‘de oturuyor. Zamanını yazmak ve Ninjalardan korunmak için Mançkin Ordusu‘nu yetiştirmekle geçiriyor.
Ve Palyaçolarla Gözyaşları ise Simmel'in Soğuk Savaş dönemiyle ilgili olarak yazdığı en etkileyici kitaplarından biri. İki süper gücün dünyanın kaderi üzerine oyun oynarcasına giriştikleri hesaplaşmalar, inatlaşmalar ve yarışların, aslında her şeyin temeli olan insan yaşamını nasıl da hiçe saydığını son derece güçlü bir biçimde ele alan bu roman, Simmel'in barışçı ve insan merkezli dünya görüşünü de çok iyi dile getiriyor. Kısa bir zaman önce yitirdiğimiz Simmel'in kitaplarının çarpıcı atmosferi, soğuk savaş sonrasındaki günümüz dünyasında güncelliğini korumaya devam ediyor.
"Seyirciler panik içinde kaçışıyor. Sıralar arasındaki basamaklar dar. Kadınlar ve çocuklar tökezliyor. Erkekler kavga dövüş yol açmaya uğraşıyor. Kadınlara vuruyorlar. Bazı insanlar yerde yatıyor. Üzerlerine basıp kaçıyorlar. Kan. Her yerde kan. Tahta sıralardan kanlar damlıyor. Elinde tabanca tutan bir sirk görevlisi gösteri alanına doğru koşuyor.''
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.