Sarıkamış yarmadır, borandır Sarıkamış,
Sarıkamış ayazdır, destandır Sarıkamış,
Sarıkamış evlattır tam doksan bin.

Evladı buz kesmiş,
Evladı toprak olmuş,
Tam doksan bin anadır Sarıkamış.


Basım Ayı/Yılı : 1/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 300
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺125,00

Bu coğrafyanın seveni ölümüne fedakârdır. Memleket dendi mi akan sular duruyordu onlar için. Namus timsali ay yıldızlı bayrağın yerine başkası dalgalanamazdı bu topraklarda. Yerde ve gökte ne varsa onun uğrunda feda edilmeye değerdi. 
Binlerce sivil asker, genç yaşlı demeden koşmuşlardı cepheye. Giresun gönüllü alayı diye bir gerçek vardı.  Onlar, Yarbay Topal Osman ile Hüseyin Avni Alparslan Beyler kadar, Sancak Çavuşu Pembe, Gülüşan (Dursun Çavuş) ve adları bilinenden çok yüzlerce binlerce isimleri bilinmeyen vatan sevdalılarıydı ve tek bir idealleri vardı. “Bu vatan bizimdi ve bizim kalacaktı.”

-    Adları ve günümüze kadar bilgileri kalmayan Giresun gönüllü alaylarından ilçe ilçe şehit listesini okuyup kendi yakınlarınızı bulabilirsiniz.  

-    Harşit Müdafaası’nın da bir Çanakkale Savaşı olduğu gerçeği ile karşılaşacak, unutturulan muazzam bir müdafanın kilitlerini zihninizde açacaksınız.

-    İnsanlarımızın açlığa, hastalığa, ölümlere katlanıp esarete boyun eğmediğini örnekleri ile öğrenecek o gerçek kahramanların adlarını ve yaşadıklarını öğrenmiş olacaksınız.

-    Karadeniz’de Yunanlıların kurduğu ve Türkler 6 ayda geçemez dedikleri bölgeyi 4 saatte geçen gönüllülerimizle ve atalarınızla bir kez daha gurur duyacaksınız. 

Balkan Savaşları, Çanakkale, Harşit Müdafaası, Sakarya Meydan Muharebesi, Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Büyük Taaruz’da gönüllü olarak cephelere koşup şehit olan binlerce Giresunlu isimden bulabildiklerimiz bu kitapla milli tarihimize not düşecektir...


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,75

İspanyol Basınında Türk Millî Mücadelesi 1918-1923


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 625
Ağırlık : 625
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50

Bu eser, Balkan Yarımadası’nda, 20. asırda olaylara bizatihi şahitlik eden ve Türkiye-Balkan devletleri arasındaki siyasi olaylarda aktif rol oynayan birinin kaleminden gelişmelere eleştirel ve çözüm odaklı bir yaklaşım esas alınarak hazırlanmıştır.

Balkan Yarımadası, 19. asırdan itibaren, kölecilik ve sömürgecilikle kapitalistleşip zenginleşen, yeni coğrafyalarda pazar arayan, Osmanlı’yı Avrupa’dan atmak isteyen Batılı güçlerin hedefi haline gelmişti. Farklı dini ve etnik toplumların asırlarca barış içinde yaşadığı bölge, milliyetçi ve ayrılıkçı akımlar, Batılı devletler ve Rusya’nın desteği ile yükseliş dönemine girmişti. 19. asrın ilk yarısında, önce Yunanistan ve Sırbistan Osmanlı'dan koparılarak bağımsız bir devlet haline getirilmiş, zamanla bu iki ülkeyi, Karadağ, Bulgaristan ve diğerleri takip etmişti. 20. asırda 1. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş dönemlerinde çok önemli devlet liderlerinin güç gösterileri yaptığı, faşizme, ırkçılığa, göçlere ve savaşlara şahitlik eden bir bölgeye dönüşmüştü.

Kitapta böylesine önemli ve kadim coğrafyada varlığını devam ettiren Balkan halklarının tarihini, kültürünü, millet olma mücadelesini ve diğer milletlerle ilişkilerini okurken aynı zamanda yaşadıkları göç ve acılara da şahit olacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 1/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 326
Ağırlık : 326
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

Toplumların geçmişi hakkında bilgi aktarma ve bunun ışığında kimi zaman aynı topluma gelecek tayin etme yetilerine sahip olan tarih yazımı ya da tarihçilik, kendisine yönelik birçok eleştiriye maruz kaldı. Buna göre; tarihçilik, üstlendiği misyon kapsamında yalnızca neden-sonuç ilişkisi bağlamında geçmişten aktarımlar yapmak ile mükellef iken modern okumalarda bir anlatı (nerratİve) olarak her halükârda hakkaniyeti öncelemiyor olabilir.

Tabii tarih biliminin kendisine yöneltilen bu eleştiri, yaşayan tüm insanlar için dikkate alınması gereken bir husustur.

Öyleyse modern zamanlarda toplumları ayrıştırmak ve yönlendirmek için bir araç olarak kullanılma tehlikesi ile karşı karşıya kalan tarihçilik, yalnızca klasik tarih perspektifinde ele alınmamalı, anlamayı ve anlaşılmayı kolaylaştıracak diğer ihtisaslara da gereğince başvurulmalıdır. Bu yüzden, Türk-Ermeni ihtilafında dünya genelinde kamuoyu oluşturacak kadar büyük bir karmaşaya sahip olan kriz ortamı, yalnızca arşiv incelemesi ya da karşılaştırmalı değerlendirmeler ile çözüme kavuşamayabilir.

Eserini, geçmişinin onda dokuzunu barış içinde yaşayıp son yüzyılında uluslararası siyasete kurban gitme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türk ve Ermeni ilişkilerinin geleceği hakkında yazan yazar, olayları realist bir bakışla ele alarak her iki toplum için de İyi olanı bulmayı amaçlamıştır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺86,25
Anadolu Türk Halk Kesimlerinden İnanç Örnekleri

Mitostrateji 4 Anadolu Türk Halk Kesimlerinden İnanç Örnekleri

 


Basım Ayı/Yılı : 6/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺17,00

Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Toprakların Kültürel Üretim Aracı Olarak Sırlı Kaplar, 13. Uluslararası ANAMED Yıllık Sempozyumu’nun sonucudur ve sırlı kapları yapan ve kullanan insanların mantalite ve kimliklerini araştırma arzusundan doğmuştur.
Seramiklerin ikonografisi ve bezeme tarzları “dekoratif motifler” anlayışından öteye giden özelliklerdir ve deşifre edilmesi gereken bir dili konuşurlar. Modern zamanlarda olduğu gibi, insanlar eskiden de muhtemelen sadece belli desenleri tanıyabiliyordu fakat yine de bezemeler hem yaratıcıların hem de kullanıcıların estetik duygularına açılan bir kapıydı; etkisi paylaşıldı ve dekore edilmiş seramiklerin ticareti yoluyla nakledildi. Aynı zamanda sofra kaplarının bir temsilcisi olarak sırlı seramikler, her zaman moda, zevk ve sosyal statünün özgün bir ifadesini taşımıştır. Olağanüstü bir sofra takımı ya da özel bir tabak takımı ile birinin zenginliği ve toplum içindeki duruşu gösterilebilirdi. Bu nedenle, özel bir yemek takımı sahibi olmak insanların her zaman ilgisini çekmiştir. Benzer ihtiyaçlar ayrıca ithal (ve böylece “egzotik”) seramiklerle de karşılanabilirdi, bu da ithal ve yerel yapılmış sırlı kapların arasındaki ilişki, etki ve etkileşim sorularını doğurur.

Bu görsel sonuçlara ulaşan imalat ve pişirme teknikleri her zaman hamur tarifleri ile deneyleri, yeni malzemenin ithalatı ve kullanımı, sırlama tekniklerinin benimsenmesi ve değişimini içeren bilinçli bir sürecin sonucuydu. Seramik yüzeyinin muamelesi, sırlama, astar hazırlığı ve uygulama metotlarına gelince çeşitli seçenekler içermekteydi. Sabitlik ve/ya da değişim bir seramik atölyesinin etkisinin genişlemesine ve coğrafi ya da geçici sınırlar üzerinde sosyoetnik devamlılığa işaret eder.

Bu bir takım sorularla başlayarak, bu yayın ile Doğu Akdeniz toplumlarına işlemiş karmaşık sosyoekonomik kalıpların çalışılması için Ortaçağ ve Erken Modern seramiklerinin geniş potansiyelini ortaya çıkarmayı umuyoruz. İnanıyoruz ki seramik dekorasyonu ve teknolojisindeki değişimlerin ardındaki teşvik ve motivasyonların izini sürmek yeni ihtimaller yaratabilir ve tarihi gerçeklikleri anlamak için yeni araçlar sunabilir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 450
Ağırlık : 500
En / Boy : 21 / 26
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺700,00

Bizlere yaşatılan bu kanlı ‘imha’ uygulamaları nasıl tanım-lanmalı? Soykırım mı, katliam mı veya başka bir adı var mıdır bunun? Niçin yapıldı bu zulüm? Kim yaptı, neden yaptı?  Bu soruların cevabı yakın ve uzak tarih ile birlikte bugün de günceldir.                                                                                                                      
Kırımlardan, katliamlardan, soykırımlardan geçerek gelen halkların ve toplumların tarihi sorgulamaya başladığı bir sü-reçten geçilmekte. Tarihi sorgulamak aynı zamanda tarihin yeniden yazılması demektir. Ezilenler tarihlerini yeniden yazarlarken, yaşadıklarını anlamlandırmaya, düşmanlarını tanımaya çalışmaktadırlar.  Bugün yaşanan katliam ve soykı-rımların nedeni bu şekilde anlaşılacak; zulmün ve zorbalığın sahiplerinden hesap sormanın yolu böyle açılacaktır.
Bu kapsamda, Türkiye’de ve Kürdistan’da halklar ve inanç toplulukları kendilerine yaşatılan “kanlı imhaları” anlamaya çalışmaktadırlar. Son derece haklı ve gerekli olan bu tartış-malarda bulunmak, mümkün olduğu kadar katkı sunmak büyük bir onurdur. Haklıların ve direnenlerin, mutlaka ama mutlaka yaratacağı özgür ve adil bir dünya umuduyla…  


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 230
Ağırlık : 230
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺55,00

Bizlere yaşatılan bu kanlı ‘imha’ uygulamaları nasıl tanım-lanmalı? Soykırım mı, katliam mı veya başka bir adı var mıdır bunun? Niçin yapıldı bu zulüm? Kim yaptı, neden yaptı?  Bu soruların cevabı yakın ve uzak tarih ile birlikte bugün de günceldir.                                                                                                                      
Kırımlardan, katliamlardan, soykırımlardan geçerek gelen halkların ve toplumların tarihi sorgulamaya başladığı bir sü-reçten geçilmekte. Tarihi sorgulamak aynı zamanda tarihin yeniden yazılması demektir. Ezilenler tarihlerini yeniden yazarlarken, yaşadıklarını anlamlandırmaya, düşmanlarını tanımaya çalışmaktadırlar.  Bugün yaşanan katliam ve soykı-rımların nedeni bu şekilde anlaşılacak; zulmün ve zorbalığın sahiplerinden hesap sormanın yolu böyle açılacaktır.
Bu kapsamda, Türkiye’de ve Kürdistan’da halklar ve inanç toplulukları kendilerine yaşatılan “kanlı imhaları” anlamaya çalışmaktadırlar. Son derece haklı ve gerekli olan bu tartış-malarda bulunmak, mümkün olduğu kadar katkı sunmak büyük bir onurdur. Haklıların ve direnenlerin, mutlaka ama mutlaka yaratacağı özgür ve adil bir dünya umuduyla…  


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 230
Ağırlık : 230
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺55,00

TÜREYİŞTEN GÜNÜMÜZE BÜYÜK TÜRK TARİHİ
“Türk Tarihi’ni yazmak için tutulan yolun mantıki ve bilhassa ilmi olması şarttır. Bu münasebetle
Okuyucusu bulunan zat-ı âlilerinize hatırlatırım ki yenidünya ufuklarına açacağınız yeni tarih semasında temkinli olunuz. Bizler sümmettedarik bir eser vücuda getirerek ferdasında nâdim olmaktansa hiçbir eser vü¬cuda getirmemek, aczini itiraf etmek evlâdır. İlim saha¬sında vesveseli olmak, miskin müesseselerin mezunla¬rına inanmaktan evlâdır.” Son cümle ile şimdilerde, alâkadarlarına görülüp mütalâaları alınmak üzere ancak sekiz cilt, bin nüsha basılan “Türeyişten Günümüze Büyük Türk Tarihi “ ismindeki dört bin üç yetmiş altı sahifelik kitap telmih ediliyor.
Ancak bin nüsha basılan ve bu büyük ansiklopediden anlaşılacağı üzere çok zor şartlarda olarak pek sayılı kimseler tarafından okunacak bir eser.
Şu halde bu kitap, daha doğrusu külliyat, tarihçilerin bazı yayınlar üzerine bina ettikleri eserlerin ilaveli kay¬dına uygun, “çoğaltılmış bir müsvedde” den başka bir şey değildir. “Türeyişten Günümüze Büyük Türk Tari¬hi” başlıklı bu eser 2023 Yılı Nisan ayında İstanbul’da basılmış, tarih araştırmacısı Yavuz Selim PINARBAŞI tarafından iktitaf, araştırma ve telif yolları ile yapılmış bir teşebbüstür.
Türk Tarihi meraklılarına ve mevzu ile alâkalı zatla¬rın mütalea ve tenkit nazarlarına arz olunmak üzere bin nüsha basılmıştır. Çok dar bir okuyucu kitlesinin okuması için hazırlan¬dığı bilinen bu kalın ciltlerin, hiçbir zaman geniş ölçüde yayılmayışı ve yayınevimizin ısrarla bu bil tamam, mat¬bu halindeki eserin yayılmasını arzulamamıza rağmen, yine okuyucuların teveccühü ile aksi bir teşebbüsün yapıldığı da tespit olunmaktadır. Nitekim eserin basıl¬masından bir yıl sonra, ikinci baskısına (genişletilmiş) geçilmesi planlanmaktadır. Bugünlerde bütün mekteplerde tanıtılan, her yaşta Türk Tarihi meraklısı talebenin ve yetişkinin okuması istenen bu kitap, Büyük Türk Tarihi’nin muhtelif bö-lümlerinden parçalar alınmak ve bunlar yeni bir düzene göre sıralanmak suretiyle meydana getirilmiş olup, esas itibariyle Türk Tarihi’ne ayrı bir bakış açısı teşkil ediyor.
Eserin ana fikri şu cümleler ile belirtilmiştir:
“Bu eserin gayesi asırlarca çok haksız iftiralara uğ¬ratılmış, ilk medeniyetlerin kuruluşundaki hizmet ve emekleri inkâr olunmuş Büyük Türk Milletine, tarihi hakikatlere dayanan şerefli mazisini hatırlatmaktadır”.
Bu satırlarımızın arkasına da Atatürk’e izafe edilen şu sözleri eklenmek istedik:
“Ey Türk Milleti! Sen yalnız kahramanlık ve cengâ¬verlikte değil, fikirde ve medeniyette de insanlığın şe¬refisin. . . . Hâfızasındaki binlerce ve binlerce yılın hâtı¬rasını taşıyan tarih, medeniyet safında lâyık olduğun mevkii sana parmağıyla gösteriyor. Oraya yürü ve yük¬sel! Bu, senin için hem bir hak, hem de bir vazifedir!” Türeyişten Günümüze Büyük Türk Tarihi adlı 8 cilt işte bu fikrin etrafında şekillenerek meydana geti¬rilmiştir.

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 4378
Ağırlık : 4378
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺6.000,00

Altı yüz yıllık Osmanlı İmparatorluğu'nun şark meselesi vemilliyetçilik söylemleriyle yıkılışını anlatan, bir zamanlar milleti sadıka olarak bilinen Ermenilerin gizli planlarını ve hunharca katliamlarını delillerle deşifre eden, olay örgüsü tarihe damgasını vuran gerçek kişilerle zenginleştirilmiş bir belge roman. Romanın başkahramanlarından II. Abdülhamid Han için günümüz dünyasının en seçkin tarihçilerinden Prof. Dr.İlber Ortaylı'nın şu sözleri oldukça manidardır: “Sultan II.Abdülhamid Han çok büyük bir hükümdardır. Gerçekten büyük bir devlet adamıdır. Zamanının devlet adamları ve hükümdarları içinde benim yaptığım mukayeselerde ve portrelerde kendisine olimpiyat altın madalyasını veririm. Ne Avusturya İmparatoru Franz Joseph ne Rusya Çarı III.Aleksander ne İngiltere hükümdarları… Hiçbirisi II.Abdülhamid'in zekâsına ve görüşüne sahip değildir. O dönemin büyük bir diplomatı ve devlet adamı olan Almanya Başbakanı Prens Bismarck, II. Abdülhamid Han için Avrupa'nın en büyük diplomatıdır.' diyerek onun çok kuvvetli bir diplomat olduğunu defaatle ileri sürmüştür.”


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 422
Ağırlık : 422
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00

İsmail Hami Danişmend, Türklük Meseleleri adlı ünlü eserinin bir bahsini “Kızılelma’nın Çürüyüşü’’ konusuna ayırmıştır. Kızılelma’nın kısa bir tarihçesinden sonra şunları söylüyor: “Eski Türk nesillerinin bir gün mutlaka varılacağından bahsettiği Kızıl Elma, Osmanlı’nın çöküşünün başlarında artık unutulmaya başlanmasından itibaren çürümeye yüz tutmuştur. Bilhassa yükselme devrinde elde edilen Kızıl Elma’ların gerileme devrinde birer birer elden çıkması, milli ideal sınırlarını nihayet devlet hududuyla birleştirmiş ve çürüyüp gitmiştir.’’ Bu tespitini şu cümlelerle sonuçlandırıyor: “İnsanlığın hayvanlıktan en büyük farkı ideal (ülkü) ihtiyacında gösterilebilir. İnsanın midesi gibi kafası da acıkır ve manevi açlığı ancak bir ideal (milli ülkü) doyurabilir. Memleketlerinde milli bir ülküden mahrum kalan birçok insanların tıpkı ithalat eşyası gibi hariçten gelen ecnebi (yabancı) ideallerine sarılmaları, işte bu tabiat kanunun en tabi neticesidir. Osmanlı idaresinin gerileme yüzyıllarından ve bilhassa Tanzimattan itibaren hiç takdir edemediği en mühlik (mahveden) hakikat işte budur.’’

Böylece milli kültüre dayalı milli ülkü ve milli hedeflerin milletçe benimsenmesinin bir millet hayatı ve varlığı için ne derece önemli olduğu anlatılmış oluyor.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺24,00
Türeyişten Günümüze

TÜREYİŞTEN GÜNÜMÜZE BÜYÜK TÜRK TARİHİ
“Türk Tarihi’ni yazmak için tutulan yolun mantıki ve bilhassa ilmi olması şarttır. Bu münasebetle Okuyucusu bulunan zat-ı âlilerinize hatırlatırım ki yenidünya ufuklarına açacağınız yeni tarih semasında temkinli olunuz. Bizler sümmettedarik bir eser vücuda getirerek ferdasında nâdim olmaktansa hiçbir eser vücuda getirmemek, aczini itiraf etmek evlâdır. İlim sahasında vesveseli olmak, miskin müesseselerin mezunlarına inanmaktan evlâdır.” Son cümle ile şimdilerde, alâkadarlarına görülüp mütalâaları alınmak üzere ancak sekiz cilt, bin nüsha basılan “Türeyişten Günümüze Büyük
Türk Tarihi “ ismindeki dört bin üç yetmiş altı sahifelik kitap telmih ediliyor.
Ancak bin nüsha basılan ve bu büyük ansiklopediden anlaşılacağı üzere çok zor şartlarda olarak pek sayılı kimseler tarafından okunacak bir eser.
Şu halde bu kitap, daha doğrusu külliyat, tarihçilerin bazı yayınlar üzerine bina ettikleri eserlerin ilaveli kaydına uygun, “çoğaltılmış bir müsvedde” den başka bir şey değildir. “Türeyişten Günümüze Büyük Türk Tarihi” başlıklı bu eser 2023 Yılı Nisan ayında İstanbul’da basılmış, tarih araştırmacısı Yavuz Selim PINARBAŞI tarafından iktitaf, araştırma ve telif yolları ile yapılmış bir teşebbüstür.
Türk Tarihi meraklılarına ve mevzu ile alâkalı zatların mütalea ve tenkit nazarlarına arz olunmak üzere bin nüsha basılmıştır. Çok dar bir okuyucu kitlesinin okuması için hazırlandığı bilinen bu kalın ciltlerin, hiçbir zaman geniş ölçüde yayılmayışı ve yayınevimizin ısrarla bu bil tamam, matbu halindeki eserin yayılmasını arzulamamıza rağmen, yine okuyucuların teveccühü ile aksi bir teşebbüsün yapıldığı da tespit olunmaktadır. Nitekim eserin basılmasından bir yıl sonra, ikinci baskısına (genişletilmiş) geçilmesi planlanmaktadır. Bugünlerde bütün mekteplerde tanıtılan, her yaşta Türk Tarihi meraklısı talebenin ve yetişkinin okuması istenen bu kitap, Büyük Türk Tarihi’nin muhtelif bölümlerinden parçalar
alınmak ve bunlar yeni bir düzene göre sıralanmak suretiyle meydana getirilmiş olup, esas itibariyle Türk Tarihi’ne ayrı bir bakış açısı teşkil ediyor.
Eserin ana fikri şu cümleler ile belirtilmiştir:
“Bu eserin gayesi asırlarca çok haksız iftiralara uğratılmış, ilk medeniyetlerin kuruluşundaki hizmet ve emekleri inkâr olunmuş Büyük Türk Milletine, tarihi hakikatlere dayanan şerefli mazisini hatırlatmaktadır”.
Bu satırlarımızın arkasına da Atatürk’e izafe edilen şu sözleri eklenmek istedik:
“Ey Türk Milleti! Sen yalnız kahramanlık ve cengâverlikte değil, fikirde ve medeniyette de insanlığın şerefisin. . . . Hâfızasındaki binlerce ve binlerce yılın hâtırasını taşıyan tarih, medeniyet safında lâyık olduğun mevkii sana parmağıyla gösteriyor. Oraya yürü ve yüksel! Bu, senin için hem bir hak, hem de bir vazifedir!” Türeyişten Günümüze Büyük Türk Tarihi adlı kalın 8 cilt işte bu fikrin etrafında şekillenerek meydana getirilmiştir.
Müellif, Yavuz Selim PINARBAŞI


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 4378
Ağırlık : 4378
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺2.500,00

Türk Cumhuriyetleriyle Kültürel İşbirliği


Basım Ayı/Yılı : 1993
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 58
Ağırlık : 58
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,00

Türkçülüğün yurdumuzda ortaya çıkmasından önce Avrupa‟da Türklükle ilgili iki hareket oluştu. Bunlardan birincisi Fransızca, Turquerie denilen, Türk hayranlığıdır. Türkiye‟de yapılan ipekli ve yün dokumalar, halılar, ki-limler, çiniler, demirci ve marangoz işleri, ciltçilerin, tezhipçilerin yaptıkları ciltler ve tezhipler, mangallar, şamdanlar, vb. gibi Türk sanat eserleri çoktan Avrupa‟daki sanatseverlerin dikkatini çekmişti. Bunlar, Türklerin eseri olan bu güzel şeyleri binlerce lira vererek toplarlar ve evlerinde bir Türk salonu veya Türk odası oluştururlardı. Bazıları da bunları başka milletlere ait güzel şeylerle birlikte, bibloları arasında sergilerdi.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 99
Ağırlık : 99
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺52,00
93 Harbinde Anadolu Cephesi - Ruslarla Savaş

“Başımıza Gelenler” adını taşıyan bu eser, yazarı tarafından bizzat yaşanmış, büyük ve millî bir felâketin, “93 Harbi” diye bilinen 1877-78 Rus Harbi’nin birinci elden ve birçok bakımdan hikâyesidir.
 
Bir ilim ve fikir adamı olan yazar, kitabına, savaşın yalnız görünen sahnelerini kaydetmekle kalmamış; bundan çok daha önemli olarak, olayların, resmî tarihlere geçmesi mümkün olmayan perde arkasını, oluşma sebeplerini, subayların, erlerin, gönüllülerin ve harp sahasındaki müslim gayrimüslim, dost düşman, her kavim ve kabileden muhtelif sivil halkın ruh hallerini, inançlarını, duygu ve düşüncelerini, hep beraber çekilen maddî ve beşerî güçlükleri; geçirilen buhranlı ve değişken ruhî durumları; kahramanlıkla korkaklık, cesaretle bozgun arasında gidip gelen insanî duyguları, buna sebep olan eski ve yeni siyasi ve sosyal şartların mâhiyetini, gelenek görenek ve eğitim sisteminin bu hallere olan tesirlerini tesbit etmeye çalışmış; bu yolda çok isabetli teşhis ve tahlillerde bulunmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 15
Sayfa Sayısı : 760
Ağırlık : 760
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺225,00

Selahaddin Eyyûbî gibi büyük bir kahraman, örnek bir devlet adamı tarafından kurulan Eyyubi Devleti, kısa ömürlü olmasına rağmen İslam ve dünya tarihinde önemli rol oynamıştır. Bu devletle Ortadoğu'da kuvvetli bir siyasi birlik ortaya çıkmış, bunun sonucu olarak 1187 yılında Kudüs ve Haçlılar'ın işgalindeki birçok yer geri alınmış, daha sonra yapılan Haçlı seferleri başarısızlığa uğratılmıştır. Yine bu siyasi birliğin devamı olan Memlükler zamanında 1260 yılında Moğollar'a büyük bir darbe vurulmuş, doğudaki Haçlı kalıntıları temizlenmiştir. Türkler bu devirde Arap ülkelerinin büyük çoğunluğuna hakim olmuşlardır.

Eyyubiler devri islam tarihinin ilim, kültür bakımından çok verimli geçen bir dönemidir. Kendileri de ilim ve edebiyatla ilgilenen Eyyubi sultanları ve prensleri çok sayıda eğitim kurumu açmışlar, bunlara bol vakıflar yapmışlardır. Eyyubiler sahası, alimlerin, talebelerin cazibe merkezi olmuştur. Bilhassa tıp ve tarih ilimleri büyük atılım yapmış, Dımaşk ve Kahire şehirleri Bağdat'ı gölgede bırakmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 248
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺94,30

Büyük Selçuklular'ın zamanı , Türk İslma ve Dünya tarihleri yönünden birçok büyük olaylarla, dönüm noktalarıyla doludur.Bu büyük olaylar grubunun en önemlileri;askeri başarılar , yönetim ve ekonomideki yenilikler , yepyeni politik açılımlar ve eğitim - öğretim alanındaki atılımlardır.

Büyük Selçuklu Yöneticileri , "arzu denilen sonuçlara ancak eğitim-öğretimle varılabileceği gerçeğini" takdire şayan - örnek alınası bir feraset ve basiretle kavrayarak , ülke çapında eğitim - öğretim kurumlarını yepyeni bir bakış açısı ve heyecanla ele alıp organize etmişlerdir.

Bu araştırmada, (1) 2. Selçuklu Sultanı Alparslan'dan önceki Türk toplumunun eğitim - öğretim durumu ,(2) Alparslan'dan ile Nizamülmülk'ün hayatları , kişilikleri ve hizmetleri ,(3) eğitimin sosyal temelleri ve zamanın kültür düzeyi ile (4) çeşitli yönlerde güdülen devlet politikaları ve (5) Alparslan zamanı eğitim - öğretim kurumları -Nizamiye Medreseleri başta olmak üzere bütün yönleriyle incelenmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺48,00
Zülkarneyn

Mete’nin asıl adı Batur veya Bagatur’dur. Adının yanlışıkla Mei-tei olarak çevrilmesinden
dolayı literatüre Mete olarak girmiştir. Mete Han ile Oğuz Kağan ve Bilge Kağan aynı
kişidir. Kehf Suresi ile Bilge Kağan’ın Orhun Yazıtları aynıdır. Zülkarneyn’in Büyük
İskender olduğu yönünde bir iddia vardır, ancak bu mümkün değildir. Büyük İskender
Kâfir’dir. Oğuz Kağan, Hz. İbrahim ile Hacc’a gitmiştir. Zülkarneyn, çift boynuzlu ve iki
zaman sahibi demektir. Oğuz, güçlü, kuvvetli anlamındaki öküz, öğüz kelimesinden
gelmiştir. Öküzün de boynuzları vardır. Oğuz Kağan, Mete Han’ın ünvanıdır ve aslında
Zülkarneyn de bir ünvandır. Osmanlı’nın mensubu olduğu Kayı boyunun tamgası da
boynuz şeklindedir. Hz. Zülkarneyn, Hz. Hızır gibi, Allah tarafından seçilmiş, olağanüstü
özellikleri olan salih bir zattır. Zülkarneyn için zaman sınırı yoktur, istediği zamanda
bulunabilir. İki zaman sahibi denmesindeki sır, Zülkarneyn’in zaman yolculuğu
yapabilmesidir, yani gelecekteki bir zamandan bu zamana gelmesi, ya da bu zamandan
geçmişe gidebilmesi gibi. Zülkarneyn, zamanlar arası yolculuk ederek, Allah’ın emrettiği
düzeltmeleri yapar. Bu sayede Allah, dininin tahrif edilmesini ya da yok olmasını önler.
Hz. Zülkarneyn ve Hz. Hızır, düzelten, dengeleyen, Allah tarafından seçilmiş kişilerdir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 221
Ağırlık : 221
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Gönlümüz aziz şehitlerimizle yanıyor. Milliyetçi, Ülkücü hareket düşman için çelik bileklidir. Biz Türklüğümüzle övünürüz. Çünkü Türkoğlu Türk’üz. Onur duyarız. Türk’üz, Türkçüyüz. Türk milleti için sadece yaşamayı değil gerekirse koşa-koşa ölmesini de biliriz.
Türkçülük ırkçılık değildir. Türkçülük Günü: 3 Mayıs 1944, dönemin Türk milliyetçilerinin çileyle bezenmiş ağır şartlar içinde zorlu imtihan etabı, buna karşılık çelikten iradelerine eşlik eden çevik ve sağlam duruşlarıyla sivrilip öne çıkmalarının simgeleşmiş evresidir. 3 Mayıs nihayet yüksek bir mücadele erdemidir. Türk milliyetçileri, geçmişten aldıkları güç ve ilkeleriyle, milletimizin rızası olmadan yapılacak her türlü gayri meşru müdahaleye dün olduğu gibi bugün de, yarın da cesaretle karşı durmaya devam edecektir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 230
Ağırlık : 230
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

İstiklâl Marşı, Milli Mücadele'nin bütün cephelerinde, büyük zafer yolunda adeta milletiyle beraber Kuvayı Milliye içerisinde yer alarak "Büyük Taarruz"a koşan kahraman ordumuzun bir ferdidir. Şairiyle, milletiyle vücut bulmuş bir metindir. Bu yönüyle, o dönemde zafere korku ve şüphe ile bakanların yanı sıra Milli Mücadele'nin mutlaka zaferle sonuçlanacağına inanmış olan halkımızın fikirlerine de büyük bir milli, manevi kuvvet sağlamıştır.
İstiklâl Marşı, mesafesi her bir insanımızın, yani milletimizin gönül dünyasınca olan; dünya var oldukça da var olacak olan bir büyük halk koşusudur. Çünkü bu koşuda durup dinlenmeksizin koşan şairinin kaleminden doğmuş, 12 Mart 1921 tarihinde de milletinin nüfusuna kaydolmuştur...
Bu çalışmamızda, şairliğin verdiği sanatçı ruhunu savaşçı ruhuyla kendi milletine, medeniyetine bir karşı koyuş, bir aykırı duruş olarak değil de yeri geldiğinde savaşçı ruhuyla rahatını tepip düşmana karşı koyuş ve duruş göstererek milletini motive etmeye kullanan Milli Mücadelemizin önemli kahramanlarından Mehmet Âkif'in ''İstiklâl Marşı'' yürüyüşünü ele aldık.
Âkif burada doğdu, bunları okudu, bunları yazdı, şöyle büyük sanat adamıydı, böyle büyük şiiri vardı falan gibi beylik cümlelerle değil; Âkif'i milleti ve devleti için attığı adımlarıyla, toplumu inşa eden yürüyüşüyle, yani eylemi ve gayretiyle işaret ettik.
12 Mart 1921 tarihinde kabul edilerek anayasamızla da yeri belirlenen İstiklâl Marşımızın 12 Mart 2021'deki 100. Yılı vesilesiyle aslında marşımızın hikâyesini işaret etmeye çalıştık.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 125
Ağırlık : 125
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

Türkler, yaşam veren suyu kutsal saymışlar; madenleri hediye eden dağlara minnetlerini sunmuşlardır. Dünyayı paylaştıkları hayvanlara da büyük bir sevgi ve saygı göstermişlerdir. Kutsal kabul ettikleri hayvanlara çok özel yan anlamlar yüldemişler; oluşturdukları takvimden, her türlü sanat ürününe kadar hayvan sembollerini kullanmışlardır. Bu çalışmada daha önce üzerinde durulmamış bir konu olan hayvan teması ve sembolizminin Türk müziğine yansıyışı ele alınmıştır.

Kültür ve mitolojide öne çıkan hayvanların resim ve heykelciklerini barındıran, hatta hayvan şeklindeyapılan çalgılar, taklitçi/mimetik stil içinde melodilerde ve ritimlerde hayvan sesleri, çalışmada ele alınan konu başlıkları arasındadır.

Kitapta, Tuva, Hakasya, Saha, Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan'ı kapsayan alan araştırmaları ile geniş bir literatür taraması ışığında, Orta Asya ve Sibirya'da Türk müziğinde hayvan üslubunun varlığı resimli açıklamalarla ortaya konulmuştur. Çalgılarda motifsel karakter taşıyan zoomorfik sembolizm, çalgıların yapıldığı malzemelere, biçimlere etkide bulunan mitler, hayvancılık temelli kültürel ürünlerin, mekânsal değişime uğrayarak çalgıya dönüştürüldüğü örnekler, kozmogonik ve zoomorfik efsanelerin görsel sur-mm-la dönüşmüş çalgılar, çalgıların yaradılış efsanelerinde başrolü oynayan hayvanlar, küylerde, tahpahlarda, ırlarda hayvan seslerinin işlenişi, üzerinde durulan konulardandır.'

Türkye akraba toplulukların dünyayı tabiatçı bir görüş ile yorumlama şekillerini, Türk insanının doğaya karşı saygı felsefesini barındıran Türk müziğinde hayvan üslubu, Orta Asya kültürüne bakışınız' farklı bir noktaya taşıyacak.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 452
Ağırlık : 452
En / Boy : 17 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺287,00

Kuzey bozkırlarında asırlarca yurt tutmuş ve egemengüç olarak yaşamış olan Türkler zamanla tarihi süreçtebu hareketli coğrafyanın üzerinde akışkan kavimlerarasında yavaş yavaş egemen güç olmaktan çıkıp Çarlık döneminde yönetilen yerli unsur halinedönüşürler.

Oysa ki Doğu Avrupa’dan Çin’e kadar İşçiarılar gibi ticari ve ekonomik sahada hizmet verenTatar Türkleri böyle bir kaderin muhatabı olmamalıydı.İdil-Ural, Kırım, Kafkasya, Sibirya ve Türkistan’a kadaruzanan bütün Rusya Müslümanları Sovyetler Birliğidöneminde daha da ağır şartlarda tam bir milletlerhapishanesine dönüşen bir hayatı yaşamak zorundakaldılar.

Usul-i Cedit hareketi merhum İsmail Gaspıralı ilesomutlaşan ve daha sonra bütün Rusya Türkleriarasında tabanda herkesin inandığı milli kimlikli vekarakterli olarak çağdaşlaşma idealinin bir aracı halinegelmiştir.

Bu eser, Rusya Müslümanlarının 1905-1917 yıllarıarasında Rusya’da Menşevik dönem olarak bilinenevrede Rusya Müslümanlarının eğitim alanındabaşlayarak hayatın her sahasında gelişme amaçlıgiriştikleri Usul-i Cedit hareketini ve sonuçlarınıirdelemek üzere daha önce hazırlanmış olan YüksekLisan tezini temel alarak güncel kaynaklardan daistifade edilerek hazırlanmıştır.

İlk akademik çalışma sürecinde derin birikimindenistifade imkânı bulduğum değerli hocam NadirDevlet’e, yetişmemde katkısı olan tüm hocalarıma vebeni her zaman destekleyen aileme teşekkürü bir borçbilirim.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 21,5 / 30
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺47,50

İslam’ı öyle yaşa ki akıllar dursun. Sen ona buna değil Allah’a kulsun. Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım, boğamazsam hiç olmazsa kovarım. Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır

Şehamet dini gayret dini ancak Müslümanlıktır. Hakiki Müslümanlık en büyük kahramanlıktır

Mehmet Akif

Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını
Görüyor varlığının bir yere toplandığını
Büyük Allah’ı anarken bir ağızdan herkes
Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses
Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi
Nice tuğlarla karışmış nice bir at yelesi

Yahya Kemal


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 80
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2018
₺31,50

Emirlere mutlak itaat lazımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz, metotsuz kimselerle dâvamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lâzımdır

Türk Töresinin bir şartı da yüksek vazife duygusudur. Vazifeyi her ne pahasına olursa olsun yapmaktır. Diğer bir şart, toplum uğrunda her çeşit fedakârlığı yapmaktır. Millete hizmet yolunda şahsi menfaatlerden, şahsi zevklerden feragattir. Vazgeçmektir. Kişiler kendilerini millet için feda ederler. Türk Milleti'nin büyüklüğü böyle yükselecektir. Onu sizler yaşatacak, sizler yükselteceksiniz. Türk Töresinin en önemli bir gereği de sır saklamaktır

Alpaslan Türkeş

Uğruna ölmekse seni yaşatmak bin kere ölürümde adına leke sürdürmem, gururdur namustur bayrak ve sancak, aksa da kanım zalimi güldürmem.

Necip Fazıl


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 126
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2018
₺35,00

Türküm diyemeyenlerin yeni jargonu "Osmanlı Torunuyum" Osmanlı bir ailedir, Türk ise bir ırk

İlber Ortaylı

Ey koca ve yüce Türk! Devşirmeler seni devşirmeden, sen aklını başına devşir! Çoklar diye korkma, azız diye çekinme

Tonyukuk

Biz ne bolşeviğiz ne de komünist. Birinden biri olamayız; çünkü biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız

Atatürk

Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak; söz konusu vatansa Dünya'nın şah damarını keseriz

Şehit Muhsin Yazıcıoğlu

Bir milleti yok etmek isterseniz askeri istilaya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla manevi değerlerini, ahlakını soysuzlaştırmak kafidir

Peyami Safa


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 190
En / Boy : 13 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2018
₺38,50

“O sırada Gazi beni Ankara’ya çağırmıştı. Gittim, görüştük. İstanbul’daki müessesenin Ankara’ya naklini emir buyurdular. Bu uzun bir hikayedir. Çünkü henüz İstanbul’da bulunan Sultan Vahdettin’in haberi olmadan nakil işini yapmak lazım geliyordu.

Bir hayli korkular geçirerek nihayet öylece yaptık.

150 kişilik heyeti bütün levazımıyla dört vagona yükleyerek Ankara’ya naklettik. Hiç unutmam, Ankara İstasyonu ambarlarının birindeki alt kata yerleşmiştik. Üst katta da muhafaza taburu vardı. İşte o esnada Ankara’da ilk balo veriliyordu. Gazi gelirken orkestraya bu marşı çaldırdım ve gittim kendisine: ‘Paşam, marşınız budur.’ dedim. Verdikleri cevap aynen şu olmuştu:

‘Allah razı olsun Zeki Bey. Çok beğendim, aferin!..’ Bir lahza susarak düşündü ve şöyle devam etti:

‘Kendi eserimi methetmek bana düşmez ama anlayanların ittifakla tasdik ettiklerine göre bu marşımız, bütün marşların içinde en güzelidir. Şimdi bunu biz kendimiz fenalaştırmak mı istiyoruz, anlamıyorum…

Hem bu kadar münakaşaya ne hacet?.. Güfte meydanda… Daha iyisini yapsınlar.’”

- Osman Zeki Üngör


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 184
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2018
₺54,00

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 288
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺33,20

Çanakkale içinde vurdular beni

Ölmeden mezara koydular beni

Of gençliğime eyvah

 

Çanakkale içinde aynalı çarşı

Ana ben gidiyom düşmana karşı

Of gençliğim eyvah

 

Çanakkale içinde bir uzun selvi

Kimimiz nişanlı kimimiz evli

Of gençliğim eyvah

 

Çanakkale içinde bir dolu testi

Analar babalar umudu kesti

Of gençliğim eyvah


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 190
En / Boy : 10,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2017
₺30,00
Tükendi
Kurtuluş Kendini Anlatıyor 8

Kurtuluş Hareketi'nin 1975-85 yılları arasındaki dönemini ele alan sözlü tarih çalışmasının sekizinci kitabı fabrikalarda, mahallelerde, sendikalarda, kitle örgütlerinde, gençlikte mücadele yürüten siyasi kadrolarla yapılan söyleşilerden oluşuyor:

 

Bir siyasi harekete asıl kimliğini veren, kitle çalışmasının asıl yürütücüsü ve örgütleyicisi bu militanların anlatımları dönemin sosyalist hareketini tanımak ve anlamak açısından çok yararlı olacaktır. Siyasal/toplumsal mücadelenin sürdüğü bütün alanlarda hayatın nasıl aktığı, devrimci militanların nasıl yaşadığı, anti-faşist mücadelenin nasıl yürütüldüğü, nasıl örgütlendiği bu söyleşilerde çarpıcı biçimde sergileniyor.

 

DİSK ve Türk-İş'in yanı sıra TÜM DÖKÜM-İŞ gibi bağımsız sendikalar, TÖB-DER gibi öğretmen, TÜM MAY-DER gibi memur dernekleri, DEV-LİS gibi öğrenci örgütleri ekonomik ve siyasal mücadeleyi nasıl yürütüyordu? O yılların etkili kitle örgütleri olarak bu örneklerin deneyimlerini öğrenmek sosyalist hareketin bu tarihsel dönemini kavramak ve gereken dersleri çıkarmak bakımından yol gösterici olacağını umuyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 4366
Ağırlık : 4366
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺158,40
Tükendi

Türk Kültür Tarihine Giriş I - IX. Cilt Takım


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 4380
Ağırlık : 4380
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺442,80
Tükendi

1908 Jön Türk Devrimi ile 1938 yılında Atatürk’ün ölümü arasındaki 30 yıllık zaman diliminde Alman ve Osmanlı/Türk ordusu arasındaki askeri bilgi aktarımına odaklanan bu çalışma, arşiv, yayınlanmış kaynaklar ve anılar aracılığıyla sürecin analizini yapmakta ve aynı zamanda bu bilgi alışverişinin iki ülkenin orduları ve Türk sivil toplumu üzerindeki etkisine dair kanıtlar sunmaktadır. Gerçekten de iki ülkedeki subaylar küçük ama ülkelerinin gelişimi üzerinde etkili olmuş birer toplumsal gruptu.

Etnik açıdan heterojen bir toplum olan genç Cumhuriyet Türkiye’sinin silahlı kuvvetlerden beklentileriyle, siyasi açıdan bölünmüş olan Weimar Cumhuriyeti’nin kendi silahlı kuvvetlerinden beklentileri farklıydı. Ancak Dünya Savaşından kaynaklanan “çelik fırtınası” iki ordunun da düşünce tarzında önemli bir etki yaratmıştır. Bu etki sonucunda ortaya çıkan yeni liderlik monarşinin itibarını kaybetmesinden doğan boşluğu doldurmayı amaçladığını iddia ediyordu.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 448
Ağırlık : 448
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺164,00
Tükendi
Bir Afrika İmparatorluğunun Yükselişi ve Çöküşü

Günümüzde Afrika’nın kuzeyinde bir harabe olan Kartaca eskiden dünyanın en güçlü imparatorluklarından birinin başkentiydi.
“Kartaca’nın öyküsünü anlatmak bir hayli zor zira bunu duygudaşlığa kapılmadan ve düşmanlarının bakış açısından ele almak gerekiyor. Öte yandan, yararlanılacak bol miktarda malzemenin bulunması da büyük bir avantaj; bu sayede belli oranda oldukça gerçekçi bir öykü anlatılabilir.”
Alfred J. Church son derece canlı bir anlatımla bizi kentin kuruluş efsanelerinden Kartaca’nın Akdeniz’deki hâkimiyetine, Hannibal’in İtalya seferinden Kartaca’nın Roma tarafından yok edilmesine dek uzun bir yolculuğa çıkarıyor.


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00
Tükendi

Atatürk ve Türk Güneş Uygarlığı


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺71,25
Tükendi
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e 200 Yıllık Mücadele

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e 200 Yıllık Mücadele

Bu kitapta, Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemeden çöküşüne kadar geçen süre içinde iç sorunlar ve yönetim zaafları nedeniyle nasıl çağının gerisinde kaldığı, aynı dönemde büyük devletlerin hangi baskılara, entrikalara ve tertiplere giriştikleri, devletin iç işlerini nasıl yönlendirmek istedikleri örnekleriyle anlatılıyor. 

Emperyalizme karşı yürütülen Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonuçlandıran Atatürk, İnönü ve arkadaşlarının Lozan’da Dünya Savaşı’nın galiplerine karşı Türkiye’nin egemenliğini ve eşitliğini kabul ettirmek ve Misak-ı Milli’de çizilen hedeflere ulaşmak için ne büyük bir mücadele verdikleri ve Lozan Barış Antlaşması’yla nasıl başarıya ulaştıkları belgelerle gözler önüne seriliyor.  


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 448
Ağırlık : 448
En / Boy : 14,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺196,00
Tükendi

Geleneksel Türk dünya görüşünde aile, boy ya da ulusun mesken tuttuğu yurtlar, kendileriyle özdeşleşmektedir. Daha açık bir ifadeyle birinin başına gelen bir kötülükten bütün sistem zarar görmektedir. Türk geleneksel dünya görüşü bu karışık yapı dikkate alınarak kurgulanmaktadır. Başka bir deyişle bu yapı, insanı tabiatın bir parçası kabul edip akrabaları olan tabiata saygı gösterme üzerine kurgulanmaktadır. Aksi durumlarda ailenin, boyun ya da milletin başına felalet geleceği inancı genel kabule dönüşmüştür.

Kendini tabiatın içinde gören Türk toplumu için Tanrı'ya ve ruhlara karşı manevi ve ahlaki davranış normlarının yaptırımları, bu dünyada başlamaktadır. Bu bağlamda dağda, bayırda, eşikte, geçitlerde veya herhangi bir yerde başa gelen feffiketler iyelerle ilgili ceza olarak algılanabilmekte ve normlara uyum hususunda yeterince titizlik gösterilmemiş olabileceğini akla getirmektedir. Türk insanının kendini, çevresini, attığı her adımı ve yaptığı her davranışı bu bilinç çerçevesinde her daim kontrollü olmaya zorlayan bu normlar, aynı zamanda insan olmanın medeni kalıplarını yerine getirmeyi zorunlu kılmıştır. Tabiata saygı göstermeyi, hayatı düzene koymayı sağlayan ve daha anlamlı hâle getiren bu gönüllü zorunluluk, geleneksel anlayışa göre mutluluğun, sağlığın, huzurun, adaletin, servetin ve diğer bütün güzelliklerin teminatı olarak algılanmıştır. İyelere karşı gösterilen bu duyarlılık, çevreyi koruma bağlamında, Türk geleneksel dünya görüşünü zirveye çıkarmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 516
Ağırlık : 516
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40
Tükendi

Osmanlı’nın idari olarak iki meşrutiyet dönemi ile bir büyük dünya savaşına girmesi ve akabinde yaşanan İstiklal Harbi yılları burada yaşayan Türk nüfusu yukarıdaki nedenlerden ötürü çıkmaza sokmuş ve bu insanlar, kendi topraklarını kendileri savunma yoluna gitmişlerdir.

Bu savunma yapılırken Türkler, esir olmama adına topyekûn bir mücadeleye girişmişler bundan dolayı yüksek oranda insan kaybı yaşanmıştır. Ancak verilen bu kaybın o dönem de sağlıklı bir dokümanı tutulamamıştır. Buna karşılık bölge bugün gezilir ise bu uğurda hayatını kaybetmiş, bilinmeyen, tanınmayan ama bölge halkının vefa duygusundan kaynaklanan etraflarını taşlar, ağaçlar ve tahtalarla çevirdiği binlerce isimsiz kahraman mezarlarına rastlanılmakta, hikayeleri dilden dile dolaştırılmaktadır.

Yapılan araştırmada bugünkü Artvin ve ilçelerindeki şehitliklere ait bilgilerin yanı sıra resmi kayıtlarda geçen Artvinli şehitlerin, soy ve sülale isimleri, babalarının isimleri, adları, doğum tarihleri, hangi savaşta hangi tarihte ve nerede şehit oldukları, savaşlara göre ayrıştırılarak tablolar halinde tasnif edilmiş ve farklı istatistiki grafikler oluşturularak detaylandırılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 122
Ağırlık : 122
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,36
Tükendi

Kızılelma, Türk milletinin manevi besinidir. Açlar yiyecek bulamadıkları zaman nasıl faydasız, zararlı, hatta zehirli nesneleri yerlerse; Türk milleti de “Kızılelma” kendis!ine yasak edildiği için marksizm ve kozmopolitizm gibi zararlı ve zehirli fikirlere el uzatıyor

Kızılelma ülküsüne “tehlikeli maceracılık” diyenler, bugünkü Araplar ile Yahudiler’e bakıp düşünmelidirler. Hele Yahudiler 2000 yıl önce kaybettikleri vatanlarını yeniden ele geçirmek ve yalnız kitaplarda kalmış olan İbrani dilini diriltip bir konuşma dili haline getirmek uğrundaki çalışmaları ile dünyaya örnek olmuşlardır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2018
₺28,00
Tükendi

Türkler tarih boyunca yayıldıkları sahalarda pek çok devlet kurmuşlar, adları değişik olmasına rağmen bu devletler bir devamlılık göstererek bugüne kadar gelmişlerdir. Bu devletlerin en önemlilerinden biri de Büyük Selçuklu Devleti’dir. Bu Türk devletine,hükümdar ailesinin atası olan Selçuk’a nispetle Selçuklular denmiştir.

Oğuzlar, 12’si Bozok, 12’si de Üçok olmak üzere 24 boydan oluşmakta idi. Bu boylardan Kınık koluna mensup olan Selçuklular, Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu Selçukluları, Kirman Selçukluları,Suriye Selçukluları, Irak Selçukluları gibi birçok devlet kurarak 300 yıl boyunca Ortadoğu’da ve Anadolu’da hâkimiyet sağlamış, Anadolu’nun kapılarını Türklere ve Müslümanlara açarak büyük bir medeniyetin inşasına zemin hazırlamışlardır. Bizansla, Haçlılarla, Moğollarla ve İslamiyet’e zarar veren dahili ve harici kuvvetlerle mücadeleler ederek hem devletlerini ve hem de Müslümanların himayesini sağlamışlardır.

Selçuklu Tarihi’nin usta kalemlerinden Prof. Dr. Ali Öngül tarafından kaleme alınan SelçuklularTarih ve Kültür Kitaplığı seti yukarıda isimleri zikredilen Selçuklu devletlerine ilaveten SelçuklularDevri Anadolu Beylikleri ile Selçuklu Kültür ve Medeniyeti adlı kitaplarla sahasındamühim birkülliyat teşkil ediyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 1720
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2018
₺240,12
Tükendi

Servet Somuncuoğlu, yeni baskı için gözden geçirilen ve yeni resimlerle takviye edilen Don Kazakları kitabında, Manyas ve Akşehir Kazakları ile Kars Malakanlarının Türkiye macerasını anlatıyor. Çok az sayıda bilimsel çalışmanın konusu olan bu ilginç göç hikayeleri; Servet Somuncuoğlu’nun hem her üç yerleşim bölgesinde yaptığı araştırmalar ve bu toplulukların Türkiye’de kalan nadir mensuplarıyla yüz yüze görüşmeler, hem de 1960’larda yeni bir göç macerası ile ABD ve Rusya’ya giden Kazaklarla sağladığı temas sayesinde belirgin bir çerçeveye oturuyor.

Bu temas, yazarı Manyas Kazaklarının göçlerinin 40. yılını kutladıkları Rusya’daki bir toplantıya kadar sürüklüyor ve adeta bir Türk kasabasında hissettiği ortamda, hikayenin boşlukta kalan kısımlarını Türkçe olarak dinleme ve tamamlama fırsatını elde ediyor.

Rusya’dan ve Romanya’dan yüzyıllar önce gelen, upuzun sakallı erkekleri ve rengârenk kıyafetli kadınları, dini ve kültürel bağlılıkları, balıkçılık ve değirmencilikleriyle meşhur Kazakların Türkiye’den ayrılıp kendi ülkelerine gelmeleri konusunda ciddi bir rekabete girişen ABD ve Rusya’nın kitaba birinci elden şahitler üzerinden yansıyan ve belki de Soğuk Savaş’ın en mütevazı kültürel cephelerinden biri olan çabaları, kitabın sayısız yan hikâyelerinden biri sadece... Kitabın niteliğini, en iyi yazarı tanımlıyor: “bu bir bilgi kitabı değil, sevgi kitabıdır.”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 288
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺24,90
Tükendi

Çanakkale, Türkiye’nin bir ulusal kahramanlık destanıdır. Bu kutsal topraklar üzerinde, Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı çarpışmalarından biri yaşanmıştır. Düşman, dünyanın en güçlü donanması ile Çanakkale Boğazı’nı zorla geçmek için bütün, gücüyle yüklenmiş Türk savunması karşısında 18 Mart 1915 tarihinde günümüzden tam yüz yıl önce ağır kayıplara uğrayarak, geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bu yıl, 18 Mart 2015’te bu zaferin yüzüncü yıl dönümünü ulusça, bütün dünya ile birlikte barış içinde kutlayacağız.

Düşman kuvvetleri, Çanakkale Boğazı’nı denizden geçemeyeceklerini anlayınca karadan, geçmeye karar verdiler. En az üç kolordu düzeyinde bir kuvvetle 25 Nisan 1915 te üç ana koldan Gelibolu Yarımadası’nın güney burnu kıyılarına çıkartma yapmaya başladılar. İşgal ettikleri bölgelerden, yarımadanın kuzeyine doğru saldırılara geçerek ilerlemeye başladılar. Ama denizde olduğu gibi karada da başarıya ulaşamadılar. Türk askerinin süngüsü karşısında karaya çıktıkları kıyılardan tekrar denize döküldüler.

Bu savaşlarda Türk askeri, yurtlarını savunmak amacıyla seve seve ölüme atılmış, savaş buyunca 250 bin seçkin ve yetişmiş evladını şehit vermiştir. Bütün dünya halkları, Türklerin bu kahramanlığına hayran olmuştur. Bu topraklardaki Arıburnu, Conkbayırı, Mestantepe, Kocaçimentepe, Kirte, Kerevizdere, Kemalyeri, Alçıtepe ve burada sayamadığımız savaş alanlarında dünyaya parmak ısırtan kahramanlık destanlarını bu topraklar üzerine kanları ile yazmışlardır.

Çanakkale, ulusumuz için bir dönüm noktasıdır. Ulus, çökmüş bir yönetim altında bile Atatürk’ün önderliğinde Ulusal Egemenlik ve Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış, genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal, Çanakkale’de, Anafartalar’da üstün bir askerî deha olduğunu dünya uluslarına kanıtlamıştır. 

Bugün, Çanakkale Boğazı Hisarlıktepe sırtlarında göklere doğru yükselen “Çanakkale Şehitleri Zafer Anıtı”; bu topraklar için toprağa düşmüş 250 bin askerin kahramanlık destanını bütün dünyaya, anlatacaktır! Bu öykünün, bu türkünün, bu destanın manasını nesilden nesile aktararak Türk Ulusunun kalbinde yanan bu meşaleyi hiç sönmeden aydınlatacaktır. Gençlerimize ve evlatlarımıza Çanakkale ruhu ve saygısını her an yüreklerinde yaşatacaktır. Çanakkale Zaferi’mizin tarihe altın harflerle yazılmış en özgün tarihi olacaktır. Her 18 Martta, onların genç ve körpe dimağlarına bu türküyü fısıldayarak “Sakın beni unutma!” mesajını verecektir. Yine devam edecekler: “Bizler hayatımızın baharında daha başak vermeyen gök ekin gibi biçilip toprağa düştük. Ama size çok güzel bir vatan bıraktık. Sizler de bu cennet vatanın değerini bilerek, onu sonsuza dek yaşatınız! Onu koruyup ve yüceltiniz!” diyecekleridir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İzmir
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 14,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2017
₺18,52
Tükendi

"İster gecenizi gündüzünüze katıp bu dava için çalışın, ister yan gelip yatın. Bu hak davanın başarısını ne bir gün öne alabilirsiniz, ne bir gün geciktirebilirsiniz. Bütün mesele bizim bu şerefli davada nasıl imtihan vereceğimizdir."

Prof. Dr. Necmettin Erbakan


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 126
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 3.2018
₺7,50
Tükendi

"Müslümanlık; namaz kılmak, Kur'an okumak, tesbih çekmekten ibaret olsaydı Eyyb el-Ensari'nin İStanbul'da ne işi vardı?".

Prof. Dr. Necmettin Erbakan


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 152
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 3.2018
₺7,50
Tükendi

Türkiye'de Cumhuriyet nasıl kuruldu? Saltanattan Cumhuriyete yolculuğu, adım adım izlemeye çalıştık. Mustafa Kemal'in, Samsun'a çıkmadan önceki hayatı ve O'nu Samsun yolculuğuna hazırlayan şartlar, Erzurum ve Sivas Kongreleri, Amasya tamimi, Ankara'ya geliş, İstanbul'la ilişkiler, Enver Paşa Sorunu, Kazım Karabekir faktörü, İç İsyanlar, Kurtuluş Savaşı, Sovyetler'le, Amerika ve İngiltere ile ilişkiler ve Cumhuriyetin ilanı. Hilafet tartışmaları.

Mondros'la başlayıp, Sevr'le sonuçlanan bir yıkımın, Mudanya ile başlayıp Lozan'la noktalanan bir kuruluşun hikayesi...

"Cumhuriyet'e Giden Yol"da 1919'dan 1923'e Cumhuriyetin inşası dönemini sorgulamaya çalıştık.

Tarih gerçeğini, resmi yazıcıların ütopyaları ve ön yargılarından arındırılmış olarak tarih şuuru uyandırmak istiyoruz. İyi bir tarih okuru bilir ki, kurtuluş reçetemiz ne padişahın altın sırmalı ipek kaftanının ihtişamında gizlidir, ne de ulu önderin mavi gözlerinden yayılan ışıklarda!

Tarih, övgü ve yergiden ibaret değildir. Dün dünde kaldı. Onların yaptıkları onlara, bizim yaptıklarımız bize.

Dünün bilgi birikimine, belgelere, tecrübelerine ihtiyacımız var. Bugün bu topraklarda, özgür, mutlu, barış içinde bir arada yaşamak istiyorsak, dünün gerçeğine, geleceğin umuduna, bugünün sorumluluk bilincine muhtacız.

Herkes yaşadığı her anın, yaptıklarının ve söylediklerinin, yapıp söylemesi gerekirken, yapıp söylemediklerinin hesabını verecektir.

Bu kitap bu yönde bir sorumluluk bilinci uyanmasına katkı sağlayabilirse ne mutlu bize!


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 392
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2017
₺42,35
Tükendi

12 Eylül 1981 İzmir doğumlu Erdem Sönmez, 2005 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun oldu .Yüksel lisansını, İstanbul Üniversitesi ve Siena Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde tamamladı. Toplumsal Tarih, Bilim ve Gelecek, Evrensel Kültür ve İnsancıl gibi dergilerde çeşitli makaleleri ve çevirileri yayımlayan Sönmez, Bilkent Üniversitesi Tarih bölümü doktora öğrencisidir.

Erdem Sönmez, "Annales Okulu ve Türkiye'de Tarihyazımı" kitabında bugüne dek örneği olmayan karşılaştırmalı bir çalışmaya imza atıyor. Yazar, Fernand Braudel, Marc Bloch ve Lucien Febvre gibi saygın tarihçilerin temsilcisi olduğu Annales Okulu'nu ve bu okulun ülkemiz tarihçiliğine etkisini geniş bir çerçevede ele alıyor.

Halil İnalcık, Mustafa Akdağ, Ömer Lütfü Barkan ve Fuad Köprülü üzerinden, Türk tarihyazımının Annales Okulu ile etkileşimine ışık tutan Sönmez, bu alanda şimdiye dek sorulmayan yeni soruları gündeme getiriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2008
₺13,34
Tükendi

Elinizdeki broşür, ilk olarak Nisan 2004 tarihinde Proletarya Bayrağı Yayınevi tarafından Yunanistan'da yayımlanmıştır. Broşürde ilk olaraki Bakan Mao önderliğindenki Çin Halk Cumhuriyeti'nin, Kıbrıs sorununa ilişkin yaklaşımını gösteren makale ve haberlere yer verilmektedir. İkinci bölüm ise, Yunanistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist)'in Kıbrıs sorununa ilişkin verilen mücadeleye dair görüşlerinden oluşmaktadır. Türkçe baskıda yer alan üçüncü bölümde ise, Türkiye'deki komünistlerin Kıbrıs sorunu konusundaki yaklaşımına dair bir makaleye yer verilmiştir.

Böylelikle Kıbrıs sorununa dair sınıf bilinçli proleteryanın yaklaşımı ve sorunun gerçek anlamda çözümünün ancak ve ancak Kıbrıs halkının kendi elinde olduğu ortaya konulmaktadır. Kıbrıs sorununda çözüm; adadaki Rum, Türk ulusları ve diğer milliyetlerden Kıbrıs halkının, birleşik, egemen, bağımsız Kıbrıs mücadelesinin yükseltilmesinden geçmektedir.

Bu mücadeleye katkı olması umuduyla...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 84
En / Boy : 13,3 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺12,50
Tükendi

Yeri Göğü Türk Karadeniz Elinizdeki Bu Kitap, Aşağıdaki Soruların Cevaplarını Tarih Ve Siyaset Biliminin Işığı Altında Sorgulayarak Cevaplandırmaktadır.

Büyük Atatürk’ün “Türk Tarih Tezi’nde yan çizmek ve Avrupa Birliği / Gümrük birliği direktifleriyle ülke yönetmek politikaları nelere mal olmuştur ?

1983 sonrasındaki bazı devlet ve siyaset adamlarının kendilerini Türk saymamalarının etnik ve bilimsel bir dayanağı var mıdır ? R. Tayyip Erdoğan’ın Türk olmadığı iddiasına “Tarih” biliminin cevabı nedir ?

Gürcistan ve Ermenistan devletleri ve aydınlarının milli tarihmerini dayandırdıkları “Bağratlılar” (bagrationi, Pagratuni, Arşakuni) devleti ve hanedanı Gürcü mü, Ermeni mi, Yoksa Türk müdür ?

Gürcistan’ın iddia ettiği gibi Sarp-Trabzon arası eski Gürcistan toprağı mıdır yoksa Gürcistan mı Türk toprağıdır? Kadim Türk yurtları Acara, Gurya, Kolha, İberya ve Ahıska yöreleri nasıl “Kartvelya”ya dönüştürülmüştür?

Doğu Karadeniz’de Laz, Hemşinli ve Gürcü adlarıyla anılan topluluklar Türk’ten ayrı milletler veya Türk’ten farklı etnik gruplar mıdır? “Som Türk” bir halk nasıl dönüştürülmektedir? Türkiye’nin dış düşmanları ile onların yerli piyonları tarafından doğu Karadeniz Türk halkı hedef alınarak internet üzerinden estirilen bölücü etnik yalan fırtınasına karşı yapılan her hangi bir yasal işlem ve mücadele var mıdır?

Roma ordularını Anadoludan söküp atan ve Türk dünyasında ilk defa ay yıldızlı bayrak kullanmış olan Türk devleti nerede kurulmuştur ?

Moskova ve Kars andlaşmalarına göre Türkiye’nin garantör’lüğü altında bulunan batum ve acaristan’da olan bitenler karşısında Türkiye’nin yaklaşımı nasıldır ve nasıl olmalıdır?

Hopa/Sarp sınır kapısı ile İstanbul Boğazı arasındaki halkın etnik yapısı nasıl ve hangi çağlarda oluşmuştur ve bu etnik yapının bileşenleri olan Türk boylarının il, ilçe ve köylere göre dağılımı nasıldır ? Bu gölgede Türkler haricinde her hangi bir başka millet var mıdır?

Her biri yapay millet imalathaneleri olan Bizans, Rum, Egrisi (Lazika), İber (kartli) ve Ani (ermeni) kiliselerinin din ile asimilasyon marifetiyle icad ettiği sun’i milletlerin Türkiye ve Türk dünyasına açtığı badireler nelerdir. Milletçe gelinen bu noktadar iktidarı ve muhalefetiyle Türk siyaset topluluğunun milli ve Anayasal birinci vazifesi nedir?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 324
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2017
₺18,52
Tükendi

Bu çalışma, "Oğuz ili göçünü çekip yürümediğin yol var mı? Evini tutup oturmadığın yurt var mı?" diyen Türkmen atasözünün ete kemiğe büründürülmüş küçük bir parçasını okuyucuya sunmaktadır. Okuyucu bu eserde Bozok Türkmenlerini oluşturan Kızıl Kocalı, Selmanlı, Ağcalı, Çiçekli, Zakirli, Mesudlu, Ağca Koyunlu, Kavurgalı, Demircili, Ali Beyli, Şam Bayadı, Söklen, Hisar Beyli ve Karalı kabilelerini meydana getiren aşiretlerin yerleşme süreçleri, yerleşim alanlarının özellikleri, isimlerini verdikleri köyler ve nüfus yapıları gibi çeşitli konular hakkında arşiv vesikalarından elde edilen bilgileri bulacaktır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 248
En / Boy : 12 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2015
₺26,25
Tükendi

Rusya, Kafkasya ve Anadolu’nun değişik bölgelerinde yaşayan yaklaşık 100 bin civarındaki Rum, Yunanistan tarafından Doğu Trakya’da zorla el koyduğu Türklerin evlerine yerleştirilmiştir. Yunanistan, Doğu Trakya’nın demografik yapısını zorla değiştirmeye çalışmış, Türklerin Doğu Trakya’yı terk etmesi emrini 1922 yazında vermiştir. Yaklaşık 30 bin Türk hayatlarını kurtarmak için Doğu Trakya’dan Bulgaristan’a sığınmıştır. Yunanistan, 1919 yılından itibaren Batı Anadolu’yu Türksüzleştirmek ve Türklerin yaşadıkları toprakları terk etmelerini sağlamak için savaş suçu olarak kabul edilen tüm suçları işbirlikçisi Rum ve Ermeni çeteleri ile beraber işlemiş, Türklere Batı Anadolu ve Doğu Trakya’da etnik temizlik gerçekleştirmiştir.

Bugün, işgal edilen Anadolu ve Doğu Trakya topraklarında Yunanistan ve Yunanistan ile işbirliği yapan Rum ve Ermeni çetelerinin Türklere karşı işlemiş olduğu tüm savaş suçları unutturulmaya çalışılmaktadır. Avrupa merkezci tarihçiler, Lozan’da imzalanan Türk-Yunan nüfus mübadelesi tarihinin yazımını, Büyük Taarruz sonrası ile başlatmakta ve gerek Yunan ordusu ve gerekse de Rum-Ermeni çeteleri tarafından Türklere karşı gerçekleştirilen “Etnik Temizlik” harekâtına karşın, kaçan Rumları geri kabul etmemesi sebebi ile Etnik Temizliğe maruz kalmış olan Türkleri “Etnik Temizlik” yapmakla suçlamaktadırlar.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 316
En / Boy : 15,5 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2017
₺25,50 KDV Dahil
Tükendi

Diplomasi ve uluslararası ilişkilerde başarılı olmak, devletlerin nüfus sahibi olmasının ilk kıstaslarındandır. Bu başarı sayesinde devletler, başka devletlere karşı güç kazanır, koz elde eder ya da saygınlığını arttırır. Aynı zamanda milli şuur sahibi diplomatların varlığı bu başarıya artı bir değer katar. Bir diplomat olarak ait olunan milletin kültür, tarih ve diplomasisine nasıl güç katılır sorusu sorulduğunda “Hamdullah Suphi gibi” cevabı verilebilir.

İsmi Türk Ocakları ile özdeşleşmiş olan Hamdullah Suphi Tanrıöver, Türk Ocaklarının 1931’de kapatılmasının ardından Bükreş’e elçi olarak atanmıştır. Tanrıöver İstanbul Türk Ocağı’nda yaptığı konuşmasında “Aziz Türk Ocaklı! Sen Türk’ün gören gözü, duyan kulağı, uyanık vicdanısın” demişti. Kendi sözünde olduğu gibi, Hamdullah Suphi elçi olarak gittiği Romanya’da “Türk’ün gören gözü” olmuş ve Dobruca ile Besarabya’da yaşayan Gagauz Türkleri ile yakından ilgilenmeye başlamış, Anadolu Türklüğünün bu insanları görmesini, anlamasını ve hatırlamasını sağlamıştır.

Aynı zamanda Gagauzların eğitimleri, sorunları ve kültürel meseleleri ile de ilgilenmiş bu konuda hem Ankara’ya raporşar yazmış hem de Romen hükümeti nezdinde girişimlerde bulunmuştur. Bir çok Gagauz yerleşim yerinde Türkçe okulların açılmasını sağlamış, Türkiye’den buraya kitap ve eğitim araçlarının gelmesini sağlamıştır. Ardından Gagauz gençlerin Türkiye’ye gelerek eğitim görmelerini sağlamıştır. Bugün Gagauz yerinde bu etki halen hissedilmekte, Hamdullah Suphi’nin hizmetleri büyük saygıyla hatırlanmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 527
En / Boy : 16,5 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2017
₺30,74
1 2 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı