Bu kitabın temel amacı siyaset bilimi okuyan öğrenciler ile siyaset bilimine ilgi duyan genel okuyucuya, siyaset biliminin temel ve anahtar kavramlarını anlaşılır ve basit bir dille anlatmaktır.
Bu çalışmada da siyaset biliminin ilişki içinde olduğu diğer bilim dallarının bazı kavramlarına da yer verilmiştir. Özellikle sosyoloji, felsefe, iktisat ve hukuka dair pek çok kavrama kitabımızda yer verilmiştir.

Amacım çok fazla teknik ve akademik anlatıma kaçmadan, teferruata girmeden, her yerde karşılaşılması muhtemel temel kavramları, herkesin anlayacağı bir dille anlatmak oldu. Bu bağlamda bütün kavramların olmasa da bazı önemli kavramların etimolojik analizi de yapılmıştır. Yine mümkün mertebe kavramların kısa bir tarihi de verilmeye çalışılmıştır.

Çalışmamızda önem verdiğimiz bir husus da, bazı önemli kavramların daha iyi anlaşılması için o kavramla ilgili temel bir kitabın önerilmesi olmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00
Allah / Vatan / Özgürlük

Teolojinin Jeopolitiği

Allah / Vatan / Özgürlük

Yarın Yayınları


Basım Ayı/Yılı : 12/2016
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 307
Ağırlık : 283
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺205,00

Açıklanmış ve erişime açılmış gizli yazışmalara, belgelere, istihbarat raporlarına ve bilgi notlarına dayanarak hazırlanan 20. Yüzyıl Diplomasi Tarihi dizisiyle diplomasi tarihinin ilk elden okumalarına farklı bir boyut getirerek önemli bir referans kaynağı sunmak amaçlanmıştır.

Dış politika kararlarının, bir yandan tarihi şekillendirirken, diğer yandan tarihî deneyimlerden de etkilenmesi sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Böylesi krizlerde ve karar anlarında geçmiş tecrübelere, olaylara yeniden dönülüp bakılması, ona göre stratejiler ve taktikler geliştirilmesi ihtiyacı daima hissedilmiştir. Karşılıklı niyet okumaları, propagandalar, tehditler, örtülü ya da açık ekonomik ya da askerî güç kullanımları, açık ve gizli müzakereler, hepsi diplomasinin çeşitli unsurlarıdır. Öte yandan dünya siyasetinin seyri liderlerin kararlarıyla şekillenmektedir ve liderlerin kişilikleri, ideolojileri, liderlik tarzı gibi karar alma süreçlerini doğrudan etkileyen unsurlara atıfta bulunmadan dış politika tercihlerinin, krizlerin veya savaşların anlaşılması mümkün değildir.

Küba Füze Krizi dünya diplomasi tarihinde kriz yönetimi anlamında her aşaması ders niteliğinde birçok unsur barındıran Soğuk Savaş döneminde ortaya çıkan en büyük ve en tehlikeli krizdir. İki süper gücü nükleer savaşın eşiğine getiren bu krizde liderler seviyesinde iletişim-müzakere kanalları açık tutulmuş, burada edinilen tecrübe sonraki krizlerde ve diplomatik müzakerelerde önemli ölçüde belirleyici ve etkili olmuştur. Sonucu itibarıyla Türkiye’yi yakından ilgilendiren bu kriz aynı zamanda dünya çapında topyekûn bir nükleer hesaplaşmaya dair tek vaka incelemesi olmaya devam etmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 301
Ağırlık : 301
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,00

Diplomaside öncelikle, ulusal çıkarlara etki eden, tehdit oluşturan ya da zarar veren durumla ilgili olarak, sağlıklı bilgilerin toplanması, hedeflerin ve öncelik sırasının belirlenmesi, ulusal ve uluslararası konjonktürün değerlendirilmesi, izlenecek politika/stratejiyle ilgili tüm seçeneklerin tespit edilerek incelenmesi hayati bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda gücün, kapasitenin ve taktik becerilerin, stratejilerin doğru tahlil edilmesi gerekmektedir.

Dahası bu süreç, birçok faktör tarafından şekillendirilmektedir. İmgeler ve inanç sistemleri, duygular, analojiler, liderlerin kişiliği, liderlik tarzı, hesap hataları ve yanlış algılamalar gibi kararları şekillendiren bir dizi psikolojik; kararların nispeten kısa bir zaman diliminde, stres ve belirsizlik altında alınması gibi çevresel; caydırıcılık, silahlanma yarışı, hasmın rejim tipi, stratejik sürpriz, ekonomik koşullar, kamuoyu ve seçim döngüleri gibi uluslararası ve yerel faktörlerin tamamı karar süreçlerini etkilemektedir.

Bir yanda Arap dünyasının liderliğine soyunan Mısır’ın sempatik ve karizmatik lideri Cemal Abdünnâsır ve iktidarlarını korumaya çalışan Arap liderler, diğer yanda tarihsel ve teolojik ihtiraslarla dolu İsrailliler… İsrail için “Altı Gün Savaşı”, Araplar içinse “Felaket”…

1967 Arap-İsrail Savaşı, modern Ortadoğu tarihinde tam anlamıyla bir dönüm noktasıdır. Adım adım tırmanan krizde gücünü ve kapasitesini doğru tahlil edemeyip zafer kazanma tutkusuyla kendinden emin bir şekilde ülkesini maceraya sürükleyen Nâsır’ın diplomatik hamleleri ile Ortadoğu’da etkileri ve mücadeleleri günümüzde de devam eden ABD ile Sovyet Rusya arasındaki nüfuz savaşı diplomasi tarihinde adeta bir ders niteliğindedir.


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 286
Ağırlık : 286
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,00

ABD’nin İran’la birlikte yürüttüğü ve İsrail’in de desteklediği 1972-75 gizli ve örtülü Kürt operasyonu, ABD’nin bölgede Kürt meselesine ilk güçlü müdahalesidir. Moskova’yla başlarda iyi ilişkileri olan, bir süre orada bulunan ve ABD istihbarat raporlarına göre “Kızıl Molla” lakaplı Molla Mustafa Barzani ilerleyen yıllarda başında olduğu Irak Kürt hareketini bölgede önemli bir aktör haline getirmiştir.

1961-1970 yılları arasında Irak’ta etkili olan Barzani’nin liderlik yaptığı Kürt isyanı, 1970’te Irak Kürtleri ile Bağdat merkezî hükümeti arasında, Kürtler lehine ciddi siyasi kazanımlar içeren bir anlaşmayla sonuçlanmış olsa da, Irak Hükümeti bu anlaşmanın hükümlerini yerine getirmemiştir. Irak ile Sovyetler Birliği arasında 1972’de imzalanan antlaşmadan rahatsız olan, bölgede ABD’nin jandarması rolünü üstlenen İran Şahı Rıza Pehlevi’nin ABD’yi ikna etmesiyle, CIA-Savak ve Mossad’ın Irak Kürtlerine gizli ve örtülü operasyonu başlamıştır. Böylelikle, ABD’nin siyasi ve askerî desteğini kazanmak için yıllardır uğraşan Barzani bu amacına ulaştığını düşünmüş ve 1973’teki mülâkatında bir gazeteciye, “ABD’ nin 51. Eyaleti olmaya ve size petrol sağlamaya hazırız” açıklaması yapmış, bu cümle Barzani hareketinin bölgesel siyasetteki temel mottosu olmuştur.

ABD ise Barzani ve Kürtleri küresel ve bölgesel stratejide çok kullanışlı bir manivela olarak görmüştür ve “Kürtler Bağdat hükümetine karşı bir baş belası olarak kalmalıdır” derken Kissinger, ABD’nin Ortadoğu’daki politika ve operasyonlarının gelecekteki seyrinin de ipuçlarını vermiştir.


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 287
Ağırlık : 287
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,00
Korkut Boratav'ın Sunuşuyla

Ünal Nalbantoğlu’nun Politik İktisadın Klasik Teorileri başlıklı kitabı, yazarın Berkeley’de 1990 Bahar döneminde verdiği ders notlarından oluşuyor.

Kitap on iki bölüm içeriyor. Zaman içinde “ekonomi politik” adını alan disiplinin kökenlerini antikçağa uzanarak gözden geçiriyor, yirminci yüzyılın başlarında noktalıyor.

Nalbantoğlu’nun analizi, bugünün politik iktisat anlayışı üzerinde bazı tespitler yapmamıza imkân veriyor. Klasik politik iktisat alanına ışık tutan bu önemli yapıt sayesinde sevgili Ünal’la tekrar buluştuk.

Korkut Boratav

Akıl boşluktan gelip boşluğa gitmiyor. Hele akademik akıl... Gelişim sürecinde hocaların açtığı “patikalar”dan yürümek zorunda. Üzerine birkaç adım da kendisi atabilirse ne mutlu ona!

Akademisyenlik mesleği hâlâ büyük oranda bir zanaat. Usta-çırak ilişkisiyle gelişiyor. Bu kitap da bir ustanın eseri. Öğrencileri üzerinde çok ciddi etki yaratmış bir ustanın, H. Ünal Nalbantoğlu’nun Berkeley’de verdiği ders notlarının çevirisini içeriyor.

Benim gibi ekonomi politik çalışan ve ekonomi politik dersi verenler için çok kıymetli. Ana-akım iktisat teorisine felsefe, tarih ve toplum bilimden taşınan solukla sadece bir açılım sağlamakla kalmıyor, başka tarz bir bakışın mevcudiyetini bizlere gösteriyor ki, Nalbantoğlu’nu tüm öğrencileri için değerli kılan da bu yönüdür.

Ünal Hoca’nın dersleri bende bir imgelem olarak rengârenk bir gökyüzüne denk gelmektedir. Hoca kucağında derse âdeta rengârenk bir balon kümesi ile girer, onları sınıfın tavanına asar, bir süre o güzelliği bizim seyretmemize izin verir, sonra da tek tek o balonları iplerinden tutup aşağı çeker ve her biri hakkında uzun uzun konuşurdu. Öylesine hayranlıkla ve kendimden geçerek dinlerdim derslerini!

Ahmet Alpay Dikmen


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺59,50

Voegelin, “Avrupa siyasetinin mahiyeti hakkında en aydınlatıcı metinlerden biri” kabul edilen bu eserinde, “pozitivizmin hâkim metotlarının aksine, siyaset bilimini klasik manada yeniden tesis etme” gayreti içindedir. Onun geleneğe müracaatı, beşerî ve toplumsal düzenin bir bilimi olarak Siyaset Biliminin teorik temelini atmaya yöneliktir. Voegelin, rasyonalitenin tabiatına yönelik soruyu araştırmalarının merkezine yerleştirir. Rasyonalitenin ortaya çıkma, gelişme ve modern dönemde yozlaşmadan ibaret olan kaderini, eski Doğu medeniyetlerinden günümüze dünya tarihi bağlamında ele alırken kendi tarih felsefesinin de temellerini atar. Pozitivizme karşı cephe alan ve Galilei’nin Yeni Bilim’ine (Nuova Scienza) muhalefet eden Voegelin, Siyasetin ve Tarihin Yeni Bilimi’ni tasarlayan Vico’nun takipçisidir.

Voegelin’in 1951’de Chicago Üniversitesi’nde verdiği “Hakikat ve Temsil” konulu Walgreen Lectures dizisine dayanan Siyasetin Yeni Bilimi, Voegelin’in en ünlü eseridir. Birçok dilde yayımlanmış olan eser Türkçede ilk defa okurla buluşuyor. 


Basım Ayı/Yılı : 3/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 219
Ağırlık : 219
En / Boy : 14 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺159,00
İnsan Gelişimi Üzerine Düşünceler

Antropoloji biliminin "kurucu babaları"ndan kabul edilen James George Frazer, medeniyetimizin ve insanın kültür tarihinin izlerini sürdüğü, farklı toplum ve topluluklardaki dinsel inanışların; bu farklı toplumların tarih boyunca var oluş sorularına verdikleri yanıtların ve ritüellerin ayrıntılı analizlerini yaptığı çalışmaları ile dünyaca ün kazanmıştır.

Altın Dal, Ateşin Kökenine Dair Mitler, Büyük Tufan gibi çalışmaları ile insanlık tarihinin gizlerini ortaya koyan Frazer, linguistikten teolojiye, arkeolojiden edebiyat çalışmalarına, astrolojiden paranormal fenomenlere uzanan geniş bir alanda çalışmalar yapmış ve gerek geliştirdiği bütüncül yöntem, gerekse de çalışmalarının kapsadığı bu geniş alan sayesinde halen modern antropolojiden teolojiye, edebiyattan folklor çalışmalarına kadar geniş bir alanı aydınlatmaktadır. İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük, yazarın insan gelişimi üzerine düşüncelerini içeren, çalışmalarının bir özü, kendi deyimiyle "incili" olarak görülebilir.

"Başucu kitaplarımdan..." -Richard Dawkins

"Bütün çalışmalarımın İncil'i olan bir kitap bu..." -Sir James George Frazer

"Dünyada yaşamış en ünlü bilgelerden biri Frazer... İzinden gidiyorum." -Daniel C. Dennett

"Bilgin engin derinliği kucaklayacak okuru... İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük elimden düşmeyen bir kitap..." -Carl Sagan


Basım Ayı/Yılı : 6/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 546
Ağırlık : 546
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺175,00
Tarihsel Süreç, Kuramsal Tartışmalar ve Uygulamalar

Devlet tarih boyunca sosyal ve ekonomik hayatın önemli bir aktörü olmuştur. Devlet müdahalesinin araçları ve alanları sosyal algılarla ve politik kurumlarla bağlantılı olarak zaman içinde önemli ölçüde değişmiştir. Bu müdahaleler gerek teknik (ekonomi politik araçların kullanılması açısından) gerekse politik açıdan (devlet müdahalesi ile kimin çıkarlarına hizmet edildiği açısından) oldukça farklı özelliklere sahiptir. Bu nedenle, devletin ekonomik hayata müdahale biçimleri incelenirken Dünya ekonomisinin içinde bulunduğu durumun ve dönemin politik koşullarının göz önünde bulundurulması gerekir.


Nitekim 2008 Krizi sonrasında oluşan ekonomik ve politik koşullardaki değişim devletin ekonomik hayata müdahale biçimine ilişkin tartışmaların yeniden yoğunluk kazanmasına neden olmuştur. Kriz sonrası dönemde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunluğunda devletin ekonomiye yaptığı müdahaleler ve devlet mülkiyetli ya da devlet yönlendiriciliğindeki şirketlerin çoğalması devlet kapitalizmi kavramını yeniden gündeme taşımıştır. Devlet kapitalizmi uygulamaları günümüzde ekonomik ve politik açıdan uluslararasındaki ilişkilere yön vermekle birlikte kavrama dair görüş birliği bulunmamaktadır.


Günümüzde devlet kapitalizmi olarak tanımlanan uygulamaların anlaşılabilmesi için öncelikle kapitalizm ve devlet arasındaki ilişkinin iyi anlaşılması gerekmektedir. Bu kitap kapitalizmin işleyişinde devletin rolüne ilişkin kuramsal ve uygulamalı çalışmalar ekseninde devlet kapitalizminin yükselişinin nedenlerini sorgulamaktadır. Kitap günümüzde devletin gerek ülke gerek dünya ekonomisi içindeki artan etkinliği ile ilgili yürütülen devlet kapitalizmi tartışmalarına içerdiği farklı bakış açılarıyla katkıda bulunmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 3/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00
Yerel ve Uluslararası Terör Gruplarında Kadın Faaliyetleri

Bu kitap yerel ve uluslararası terörizm ayrımını esas alarak kadınların terörist örgütlere katılımını analiz etmektedir. Kitapta yerel ve uluslararası terörizm gruplarında kadın faaliyetlerinin düzeyi ve yoğunluğu tüm dünyadan örnekler ele alınarak incelenmiştir. Kitap Amerika, Asya, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da aktif olan çok sayıda terörist örgütü ayrıntılı şekilde incelemektedir. Bu terörist örgütlere kadın katılımının farklı seviyelerini açıklamaya yardımcı olan temel bir teorik model sunulmaktadır.

Önceki çalışmalar, kadınların terörist faaliyetlerde bulunma ya da etkili konumlara gelme nedenlerini daha çok din, paternalizm, sosyalizm üzerinden incelemiştir. Bu kitapta sunulan model, terörist gruplar arasında başka temel bir ayrıma dayandırılmıştır. Yerel ve uluslararası terörist örgütlerin kadın katılımının düzeylerini belirlediği karşılaştırmalı bir analizle ele alınmakta ve bu açıdan yeni bir bakış açısı sunulmaktadır. Kitabın sunduğu bu bakış açısı kadınlar ve terörizm konusuna yeni bir boyut eklemekte ve terörizm incelemeleri konusunda önemli bir katkı sunmaktadır.

Öte yandan terörizm konusunda hükümet politikalarının belirlenmesine yönelik önemli katkı imkanı da söz konusudur. Kitap bu yönüyle hem terörizm incelemeleri alanına hem de hükümet düzeyinde politika yapıcılara önemli katkı sağlamaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 264
Ağırlık : 264
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺99,00

Son zamanlarda kapitalizm ve savaş karşıtı hareketler canlanmaktadır. Marksizm dünyada gerekli dönüşümü gerçekleştiremese bile sonradan gelen yeni kuşaklara üzerinde kafa yorabileceği alanlar bırakmıştır. Sovyetler’in çöküşünü Marksizm’in çöküşüne bağlayanlar yanıldı. Marx’ın kapitalizme yönelttiği ahlaki eleştirel hâlen geçerliliğini korumaktadır. Çünkü Marx’ın yaşadığı dönemden daha yoğun biçimde kapitalizm gündelik hayatta yaşanmaktadır ancak kapitalizmin Marx’ın yaşadığı dönemden de daha güçlü olduğunu da ifade etmek gerekir. Marx ciddi bir epistemolojik dil geliştirdiği hâlde onu tarih yazıcılığında 70 yıla indirgemek de son derece sıkıntılı çözümlemedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺67,50
Politikalar, Uygulamalar ve Tartışmalar

Karşılıklı bağımlılık ilkesi çerçevesinde neredeyse herkesin herkesle ekonomik, sosyal, hukuki veya askeri ilişkiler geliştirdiği bir çağda, hele de ileri derecede uzmanlaşarak iş birliği yaptığı bir dönemde, pandemi sadece sağlık ya da ekonomi alanında etki meydana getirmekle kalmadı, sosyal ilişkileri ve etkileşimi, kamu politikalarını, siyasal değişkenlere ilişkin tercihleri ve genel manada kamusal alanı da derinden etkiledi. Etkilenen kamusal alan bugün siyaset bilimi ve kamu yönetimi açısından da bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Çünkü bu değişim ve dönüşüm baskısını sağlıklı biçimde ele alıp, değerlendirebilen, akabinde gerekli mekanizmaları geliştirebilen ülkeler ve sistemler yeni dönemde öncü rol üstlenebileceklerdir.

Yaklaşık bir yıl önce, tam da arayış döneminin başlarında gündeme gelen bu akademik eser, kolektif bir emeğin mahsulü olarak ortaya çıktı. Alanında son derece yetkin akademisyen ve araştırmacılar yeni yeni gündeme gelen konuları ele almak suretiyle, çeşitli kamu politikası başlıkları bakımından değerlendirmelerini ortaya koydular. Çalışma bir arayış içinde olan uygulayıcılara, gidişatı anlamaya ve sorunlarına çözüm üretmeye çalışan araştırmacılara ve genel manada topluma hitap etmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 246
Ağırlık : 246
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00
İslamlaşmadan Modernleşmeye Türk Düşüncesinde Din - Siyaset İlişkileri

Kadim devirlerden itibaren Türk düşüncesinin kaynağını teşkil eden en önemli unsur din olur. Kendilerine mahsus din tasavvuru etrafında millet olmanın imkânını bulan Türkler, siyasete yönelik idrak biçimlerini de bu anlayış çerçevesinde şekillendirir. İslam öncesi efsanelerden İslamlaşma, Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde telif edilen eserlere kadar Türk düşüncesinde siyasete yönelik fikriyat tetkik edildiğinde belli temel kabuller ve söylemlere sahip ancak sistematik bir hale büründürülmemiş ortak fakat örtük bir nazariyenin var olduğu anlaşılır.

Elinizdeki çalışma ile bu örtük nazariyenin Türk zihniyet dünyasını var eden temel hususiyetler etrafında tedvin edilip teorik bir zemin olarak teşekkül ettirilmesi amaçlanmıştır. Bu istikamette çalışmada Türk Siyaset Düşüncesinin Dini Teorisi adı verilen nazariye şekillendirilmiş ve İslamlaşma, Selçuklu ve Osmanlı devri zihniyet dünyasını bir bütün olarak bünyesinde barındıran eserler bu nazariyenin imkân ve iddiaları doğrultusunda tetkik edilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 6/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 528
Ağırlık : 528
En / Boy : 16,5 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺216,00

"Namus Söylemi ve Cinsiyetlendirilmiş Milliyetçilik" adlı bu çalışma dört yılı aşkın bir süredir namus olgusuna farklı bir açıdan bakmayı denemektedir. Bu süre sonunda ortaya çıkan namus ve milliyetçilik ile alakalı bağlantı kurma çabası, erkeklik, militarizm, kadının rolü, ulus-devlet inşasında erkeklik ve kadınlık, milliyetçilik, iktidar ve kutsallık kavramları üzerinden bir analiz kurma girişimi olarak anlam kazanmaktadır. Çalışma, kadın ve erkeklerin sürecin içine dahil olduğu, deneyim ve algıları ile analize katkıda bulundukları bir metodolojiye sahiptir. Ayrıca çalışma, çeşitli toplumsal yapılarda meydana gelen namus ve namusla ilgili şiddet ve cinayet eylemlerini anlamlandırma gayretlerini dikkate almış̧, söz konusu sonuçları milliyetçilik ve erkeklik bağlantısı ile açıklamayı amaç edinmiştir.

Dolayısıyla cinsiyetlendirilmiş bir milliyetçiliğin imkânı üzerine odaklanırken aynı zamanda namus olgusunun nerede konumlandığını incelemeye teşebbüs etmiştir. Bu bağlamda namus kavramının merkezine ekseriyetle kadın cinselliğinin yerleştiği, kadının sahip olduğu ilişkiler ve yapıp etmelerinin tümünün kavramı tanımlamak için önemli sayıldığı görülmektedir. Bunun yanı sıra namus ve cinsiyetlendirilmiş milliyetçilik ilişkisinde erkeklik ve kadınlığın rolleri ve özellikle militarizasyon hususu önemli bir yere sahiptir. Çünkü militarizasyon genellikle erkekliğe imtiyaz tanıyan bir toplumsal yeniden inşa sürecidir. Dolayısıyla çalışma, namus ve namus ile ilgili pratiklerden faydalanmak suretiyle ulus-devlet inşasında, erkeklik ve kadınlık ilişkisinde, milliyetçiliğin cinselleştirilmesi mümkün müdür? sorusu üzerine bir açıklama, analiz ve sorgulama içerisine girmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 158
Ağırlık : 158
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

Brezilya İşçi Partisi Deneyimi

Belge Yayınları


Basım Ayı/Yılı : 10/1991
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 114
Ağırlık : 90
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺29,75

Bürokrasi ne değildir? Kitap, bu temel sorusu üzerinden yola çıkarak, modern bir örgütlenme ve yönetme modeli olan bürokrasi kavramının özellikle kamu yönetimi alanında ne gibi bir çerçeve içerisinde anlaşılması gerektiğini açıklamaya çalışırken, aynı zamanda bürokrasinin liberalizm, bilim, Max Weber, psikoloji ve kültür şeklinde sıralanabilecek temel bileşenleriyle olan sıkı ilişkisi üzerinden derinlemesine bir anatomik analiz yapmayı hedefliyor. Bürokratik yönetimin önemi ve Türkiye'deki durumu üzerine de yorumlar içeriyor.


Basım Ayı/Yılı : 10/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 94
Ağırlık : 94
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,50

Toplumsal olanı anlama ve anlamlandırma çabası olarak sosyoloji, bir taraftan bizlere farklı bakış açıları kazandıran kavramsal ve kuramsal çizgiler sunarken, bir taraftan da keşfedilmemiş, kritize edilmemiş toplumsal alanları araştırmaya ve incelemeye davet eder. Şırnak'ın siyasal serüveni bu minvalde el değmemiş, kritize edilmemiş, akademik çerçevede anlamlandırılmamış bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. İlçe statüsünden bir il statüsüne geçen Şırnak'ın, siyasal alanda zaman içinde sergilediği siyasal tercih pratiklerini sosyolojik perspektifle betimlemeye, anlamaya ve anlamlandırmaya çalışmak, yerelde cereyan eden özgün dinamikleri gerek bölge gerekse ülke genelinde harmanlayarak gün yüzüne çıkarmak, bilimsel veriler ışığında siyasal olanı, siyaset üstü bir perspektifle sunmak akademinin ve sosyal bilimlerin sorumluluğundadır. Şırnak seçmen davranışları üzerine yapılan bu çalışma, böyle bir fikriyatın ve çabanın ürünüdür.

Yerel düzeyde analiz ve değerlendirmelerin yanı sıra ulusal düzeyde politika ve perspektifler bakımından da dikkatleri toplayacak argümanlar sunma potansiyelini barındıran ve Şırnak il geneli seçmen davranışlarını kapsayan ilk çalışma olması yönünden bu kitap:

"Öncelikle reel siyasetle ilgilenen, önümüzdeki süreçte bir fiil siyasetin merkezinde yer almayı planlayan öznelerin, ulusal ve yerel siyasal aktörlerin, sosyal bilimcilerin, kamu kurum kuruluşlarının ve konuya ilgi duyan her kesimin mutlaka okuması gereken sosyolojik bir araştırmadır."


Basım Ayı/Yılı : 10/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,80

- Ortaçağda devlet-tarikat-aşiret gibi örgütlü yapıların ilişkilerinin mahiyeti nedir?
- Devletin iktidarının sınırlılığı tarikat ve aşirete siyasi ve içtimai hayatta nasıl bir alan açmıştır?
- Din-devlet ilişkileri Doğu-Batı mukayesesi eşliğinde nasıl bir anlam taşımaktadır?
- Babaî isyanı dinî, mezhebî hüviyette bir isyan mıdır?
- Baba İlyas'tan Elvan Çelebi'ye bu büyük sûfî ailenin tarihsel gelişim ve değişim süreci nasıl gelişmiştir?
- Elvan Çelebi zaviyesinin idari, sosyo-ekonomik yapısı ve tarihteki yeri, önemi nedir?
- Garibnâme ve Menakıbu'l-Kudsiyye'nin dinî, tasavvufî ve edebî açılardan kıymeti nedir?

Elinizdeki çalışma bu ve buna benzer sorulara cevaplar bulmak amacıyla hazırlanmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺99,00

Orta Doğu’daki önemli aktörlerden biri olan İran, uluslararası arenada izlemiş olduğu politikalar kadar iç siyasetinde atmış olduğu adımlarla da adından sıkça söz ettirmektedir. Birçok farklı etnisiteyi bünyesinde barındıran yapısıyla, özellikle uygulamış olduğu kimlik politikaları bağlamında önem arz etmektedir.  Beluçlar ise İran’ın kimlik politikalarında öne çıkan önemli ve fakat ihmal edilen bir “öteki” olarak karşımıza çıkmaktadır. Konuya ilgi ve merak duyanlar dışında çok fazla bilinmeyen Beluçlar ve Belucistan, önümüzdeki süreçte hem bölgesel hem de küresel aktörlerin politikalarındaki “kilit” noktalardan biri olma potansiyeline sahiptir.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : Kuşe
Cep Boy Durumu : 0
₺110,50

İnsanlık tarihi savaşlarla yazılmıştır. Toplum savaşlarla şekillenmiş, uygarlık savaşlarla gelişmiştir. İnsanoğlu hangi medeniyet seviyesine erişirse erişsin savaş toplumların vazgeçilmezi olmuştur. Tarih boyunca kan ve göz yaşı eksik olmamıştır.

Teknolojik, ekonomik ve sosyal gelişmeler savaşların boyutunu ve şeklini değiştirse de savaşın prensipleri değişmemiştir. Savaşın tarafları Siyasi hedeflerini en kısa ve en kolay yoldan elde etmek için her türlü savaş yöntemine başvurmuştur. Savaş alanları yenilikçi yöntemlerle şekillenmiştir. Soğuk Savaş ve sonrası dönemde yeni savaş yöntemleri daha belirgin bir hale gelmiş, konvansiyonel olmayan savaş yöntemleri daha çok ağırlık kazanmıştır.

Bu çalışma Soğuk Savaş ve sonrası dönemdeki konvansiyonel olmayan yöntemlere sık başvurulan savaşları ve bu savaşları tanımlamakta kullanılan teorileri ortaya koymaktadır. Farklı teorilerle anılsa da bu savaşların esas olarak aynı özelliklere sahip olduğunu öne sürmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 4/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺51,00

Afrika uluslararası ilişkilerde önemini giderek artıran bir bölgedir. Afrika ülkeleri arasındaki ilişkilerin, krizlerin yanı sıra kıta dışından devletlerin, evrensel veya bölgesel örgütlerin kıtadaki faaliyetleri Afrika’nın önemini ve küresel siyasetteki rolünü anlamak için önemlidir. Askerî, ekonomik başta olmak üzere çeşitli alanlarda yapılan müdahaleler küresel çaptaki stratejilerin, planlamaların önemli bir ayağının Afrika olduğunu göstermektedir. Sömürge yönetimlerinin tasfiyesine, sömürgelerin self-determinasyon hakkını çalıştırarak bağımsızlıklarını kazanmasına rağmen bu tablo devam etmektedir.

Türkiye’de Afrika’ya olan siyasi, diplomatik, ekonomik ve akademik ilgi giderek artmaktadır. Kıta devletleri ile yürütülen çok boyutlu ilişkiler bugün “stratejik ortaklık” olarak nitelendirilmektedir. Bu derleme kitap Türkiye açısından değerlendirmelerde bulunarak ve kriz olgusuna odaklanarak kıtanın dünya siyasetindeki yerinin anlaşılmasını amaçlamaktadır. Soğuk Savaş sonrası parametrelerde kriz ve kriz yönetiminin giderek önemini artırdığı bilinciyle hazırlanan bu derleme kitap Türkiye’deki Afrika ve kriz çalışmalarına önemli bir katkıda bulunmayı hedeflemektedir.


Basım Ayı/Yılı : 4/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 279
Ağırlık : 279
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,50
Kemalist Devrim 6

Doğu Perinçek bu kitapta 1919’dan 1938’e uzanan süreçte CHP program ve örgütlenme ilkelerinin gelişme sürecini inceliyor.

 Biz İstiklal Savaşı’nı hangi programla başardık?

 Biz 1920 ve özellikle 1930’ların Türk mucizesini hangi programla gerçekleştirdik?

 Biz bugünkü kör çıkmazlarda o büyük çıkış yolunu nasıl buluruz?

İster geçmişin başarılarını araştırınız ister geleceğin yolunu açmak için ayağa kalkınız,

Türkiye yeniden Atatürk’ü keşfetme yıllarına girmiştir.

 Ayrıca Atatürk önderliğinde hazırlanan CHP program ve tüzüklerinin tam metinler.


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 4
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 195
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,00
Neoliberalizmin İflası Üzerine Altı Deneme

Bu kitapta esas olarak üstünde durduğum noktalar şunlar: 1. Neoliberalizm çağında bilginin üretilmesi, iletilmesi ve dağıtılmasında yaşanan ve entelektüel mülkiyet, medya ve üniversite çevresinde yoğunlaşan derin kriz; 2. Buna bağlı olarak “Hakikat” dediğimiz, başlangıcından bugüne felsefenin esas konusunu teşkil eden ve birbirimizle anlaşabilmemiz için zorunlu olan kavramsal zemini oluşturan şeyin kaybolma eğilimine girmesi; ve 3. “Popülizm” diye adlandırdığımız, bir bakıma binyıllardır çeşitli adlar altında varolan, ama daha somut bir açıdan bakıldığında da son yarım yüzyıldır hızla yükselen yeni politik/kültürel oluşum(lar). Bunlar aslında yapmamız gereken tartışmaya bir önsöz bile sayılmaz; daha ziyade bir döküm, bazı soruların, bazı metodoloji arayışlarının yüksek sesle söylenmesi. Bundan sonrasını ise bu konuların tümünde söyleyebileceklerimiz, yapacaklarımız belirleyecek; çünkü mücadelenin sonucunda ne olacağı, mücadele boyunca yapılanların ta kendisidir, ne eksik ne fazla.

Mutlaka kaçınmamız gereken tek şey ise susup (ya da birkaç yüzyıldır ezberlediğimiz klişeleri tekrarlamakla yetinip) olacakları seyretmek ve tarihin müthiş bir iyi niyet ve merhametle bizi masum seyirciler, elinden bir şey gelmeyen gözlemciler ya da “yenik kahramanlar” olarak yargılamasını çaresizce beklemek.

 

— Bülent Somay 


Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺81,00
Etik - Politik Bir Düğüm

Toplumsal çatışmalarda şiddete ve şiddetsizliğe başvurmanın siyasi ve etik boyutlarını tartışan Butler açıkça şiddetsizlikten yana tavır alıyor. Butler, meşru şiddet tekelini elinde tutan aktör olarak devletin şiddet tanımındaki muğlaklığı kendi amaçları doğrultusunda nasıl kullanabildiğini gösterirken, bir yandan da şiddetsizliği savunmak için yeni bir tasavvur geliştiriyor ve şiddetsizliği toplumsal eşitliğin bir gereği olarak temellendiriyor. Şiddetin özsavunma olarak meşrulaştırılmasında sorunlu bulduğu sınırı, kimin “öz”, yani “biz” olarak tanımlanageldiğini ve bu sınır var olduğu sürece şiddeti özsavunmayla gerekçelendirmenin nasıl bir dışlama, dolayısıyla eşitsizlik yarattığını tartışıyor. Yine eşitlik açısından, bütün yaşamların aynı derecede önemli addedilmesi için insanlar daha hayattayken “yası tutulabilirliğin” nasıl pay edildiğini düşünmeye çağırıyor. Klasik sözleşmeciliğin temelinde yatan bireyciliğin eleştirisiyle birlikte, Butler şiddetsizliği karşılıklı bağımlılığın kaçınılmazlığına dayandırıyor.

Siyaset ve felsefeyle ilgilenen okurlarımızın zevkle okuyacağına inanıyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 1/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,50
Covid-19’un Ardından Dünya

“Koronavirüs pandemisinin beraberinde getirdiği şartlar altında normalliğe dönmek için can atmak gayet normal. İktidarların bizi ‘bildik yollara’ geri döndürmek için ellerinden geleni yapacağına hiç şüphe yok. Peki biz normallik olarak kabul edilen distopyaya sorgusuz sualsiz, kuzu kuzu dönecek miyiz? Yoksa başka bir şimdi hayal etmeye, gerekirse onun için savaşmaya hazırlanarak mı geçireceğiz şu ânı?”

Yanis Varoufakis’in bu sözleri, Her Şey Değişmeli!’deki ortak arayışı özetliyor. İçinde bulunduğumuz durumun sorumlusu olan finansal kuruluşlar hızla sisteme “format atmak” peşindeyken, daha adil bir dünya için farklı alanlardan alternatif çözüm önerileri getiren konuşmacılar, bu anlatıya kendi çözümlerimizle yanıt vermemiz gerektiğini, kapitalizmin “büyük sıfırlama” adını verdiği Truva atını yenmemiz gerektiğini hatırlatıyor bize.

Teknolojinin kontrolünü elinde bulunduran az sayıdaki şirketin özelleştirdiği kamusal hayatı, siyaseti geri almak için; sağlık, eğitim, barınma ve emeğin daha az baltalandığı bir dünya için çalışan; bu uğurda benzersiz bir formül bulmaktan ziyade bilgiye dayalı önerilerin paylaşıldığı bir ortak çalışma hedefleyen ve Uluslararası Halklar Meclisi, İlerici Enternasyonal, Avrupa’da Demokrasi Hareketi 2025 (DiEM25) gibi inisiyatiflerde bir araya gelen katılımcılar şu çağrıyı yapıyorlar: “Önümüzdeki dönemde topluluklarımız ve kurumsal yapılarımız eşi benzeri görülmemiş sınavlara tabi olacak; tüm bilgimizi, zamanımızı ve uzmanlığımızı ânın hizmetine sunmamız gerekecek. Devrimcinin vazifesi mücadele etmektir; başka bir şimdi için siz de katılın mücadelemize.”

HAZIRLAYANLAR HAKKINDA: Renata Ávila, Avrupa Birliği’ni demokratikleştirmeyi amaç edinen DiEM25’in Koordinasyon Kolektifi üyesidir. Srećko Horvat ise Zagreb’de düzenlenen Yıkıcı Festival’in ve DiEM25’in kurucularından biridir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 320
Ağırlık : 320
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺109,50

Tuncay Birkan’ın yirmi iki yıllık bir dönem içinde sol, kültür, felsefe, bilim, yayıncılık ve çeviri gibi alanlarda söz aldığı yazıların biraz güncellenmiş hallerini içeren bir seçki Sol: Evin Reddi. Yerlicilikten solun akademikleşmesi tehlikesine, entelektüelin konumundan “Tanrı’nın Ölümü”ne, tahlil gereğinden eylem gereğine, geleceksizlik hissinden kurtulma imkânından farklı bir kır-kent tasavvuru geliştirme ihtiyacına alttan alta birbiriyle bağlantılı temalar etrafında örülen yazılar bunlar.

Sol adını verdiği şeyin tam da “ev”in akla getirdiği, konfor hissi veren zihinsel alışkanlıkları, düşünmeden verilen otomatik tepkileri reddetme duruşu olduğunu belirten Birkan, bu yazılarda “hayalgücümüze koyduğumuz ketlemeleri bütünüyle kaldırıp pratiğe yönelik fikir ve hayal geliştirmeye, söz değil eylem üretmeye, mücadele olan/olması gereken her yerde, sömürü ve tahakküm mağduru herkesle yan yana durmaya” çağırıyor bizi.

 


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺64,50
Avrupa, Mülteciler ve Sol

Bu derlemedeki yazıları birleştiren nokta, sahiden evrensel bir menzile sahip yeni bir sol siyasette temellenen daha kapsamlı, yeni bir dayanışmaya duyulan ihtiyaç. Yazarlar, bugün çok tehlikeli bir durum içinde olduğumuza, neredeyse hayal bile edemeyeceğimiz felaketlerin kapıda olduğuna işaret ediyor. Bununla birlikte, bu tehlikeler Sol için yeni bir vizyon oluşturma fırsatı olarak da görülüyor.

Son Gerisayım aynı zamanda yeni bir başlangıca doğru bir gerisayım: Teori alanında bir komedi tatbikatı; yakınıp durmak yerine, yaşadığımız krizleri anlayıp ele almak için başvurduğumuz koordinatları yeniden düşünmek isteyen bir teori pratiği bu kitap.


Basım Ayı/Yılı : 11/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,50

“Sağ radikalizmin burada bahsettiğim hilelerini kati bir şekilde belirlemek, her birini sözünü hiç esirgemeden adlandırmak, eksiksiz betimlemek, her birinin içerimlerini iyice tarif etmek ve böylece kitlelere bu hilelere karşı bağışıklık kazandırmak için çaba göstermek gerekir. Çünkü nihayetinde hiç kimse aptalın teki olmak istemez. Ve bütün bunların nihayetinde devasa bir psikolojik istismar tekniği, devasa bir psikolojik kazıklama olduğu da açıkça gösterilmelidir.”

Adorno’nun bu sözleri 1967 yılına ait. “Yeni Sağ Radikalizmin Veçheleri” başlıklı konferans metninden. Bu kitaba, yakından ilgili daha erken bir konferansını, 1954 tarihli “Geçmişin İşlenmesi Ne Demektir?” metnini de ekledik. Bu iki yazısında Adorno savaş sonrası dönemde demokratik ortak temsil ile sermayenin yoğunlaşma eğilimi arasındaki yapısal karşıtlığın devam ettiğini, bu nedenle milliyetçi ve faşist hareketlerin sürdüğünü vurgular, onlardan “kendi kavramsal içeriğinin hakkını bugüne kadar tam anlamıyla verememiş bir demokrasinin yara izleri” olarak söz ederek, radikal sağ propagandanın başvurduğu hileleri ve yenilginin toplumda yol açtığı narsisist incinmenin izlerini ele alır. 

Bu hikâyedeki herşey tekinsiz biçimde tanıdıktır. Uzun yıllar önce ve Alman deneyimi üzerine yapılmış bu konuşmaların günümüz için ve sadece Türkiye gibi demokrasi olmayan ülkeler için değil, Avrupa ülkeleri ve ABD için de geçerli olmasında, evet, çok ürkütücü bir yan var — ama diğer yandan bu genellik faşizmin süregiden dünya düzeninin bir ürünü olduğunu da açıkça gösteriyor.


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,00

Kitap, Türk siyasal hayatına alışılmış bir yöntemin ötesinde yaklaşarak devlet, toplum ve ekonomi ilişkilerini bir bütün hâlinde ele almaktadır. 19. yüzyıldan 21. yüzyılın başına değin Türk Modernleşmesinin kırılma noktalarını; politik değişim ve toplumsal süreklilik olguları üzerinden ele alan eser, Türkiye'de siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler alanında öğrenim gören lisans ve lisansüstü öğrencilerin inceleme kaynağı niteliğindedir. Türk Modernleşmesinin kronolojik bir çizgide ele alındığı eserde, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş sürecinde inşa edilen kurum ve kuralların felsefi arka planı bölümler hâlinde analiz edilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 11/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 290
Ağırlık : 290
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Değerli araştırmacı ve yazar Erol Sarıal’ın "Yeni Bin Yılın Savaşı" başlıklı kitabı, Türkiye’nin ve dünyanın durumu hakkında çok ilginç ve düşündürücü bilgilere ulaşmamızı sağlıyor. Ekonomik, siyasi, stratejik ve sosyal alanlarda yapılan titiz bir araştırmanın ürünü olan bu bilgiler Türkiye’nin dünyadaki yerine ve yaşadığı sorunlara ışık tutuyor. Özellikle Atatürk’ün stratejik düşünceleri, Türkiye’yi bölge ülkeleri ile birlikte emperyalizmden kurtarmak amacı gibi konularda çok önemli ipuçları veriyor. Kitap, etnik ve mezhepsel konulara da ayrıntılı olarak değiniyor ve bu alanlarda yapılmış çalışmalarda ulaşılan somut verileri ortaya koyuyor. Türkiye’deki bazı iç politika gelişmeleri hakkında da dikkat çekici gözlemlerde bulunuyor. Kitap aynı zamanda geleceğe yönelik bazı düşünceler ve öneriler de içeriyor. Türkiye’nin ve dünyanın meselelerini topluca görebilmeye olanak veren bu kitabın bütün aydınlar, araştırmacılar ve öğrenciler için değerli bir kaynak olacağına inanıyorum. Bu alanlardaki araştırmaların ve yayınların çoğalması, Türkiye’de fikir hayatını zenginleştirecektir. Özellikle Atatürk devrimlerine yürekten inanan insanların ihtiyaç duydukları bilgi ve değerlendirmelerin bu gibi yayınlarla beslenmesi Türkiye’nin fikir hayatına canlılık kazandıracaktır. Erol Sarıal’ı bu başarılı çalışması için kutluyor, bu değerli kitabın özellikle gençlerimiz için bir esin kaynağı olmasını diliyorum. -Onur Öymen- Dış Politika Uzmanı - Siyasetçi




Basım Ayı/Yılı : 3/2012
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 269
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00

29 Ekim 1923, ekonomisi, bürokrasisi, ordusu, yargısı, kısacası tüm kurumlarıyla milli bir devlet tasarımıydı. Türkiye’nin kuruluş mimarisi keyfi bir tercih olmaktan öte, tarihinin dayattığı bir zorunluluktu.
Günümüz Türkiye’si, düşünsel ve kurumsal anlamda kuruluş denkleminden uzaklaşan bir devlette neler yaşanacaksa onları yaşamaktadır.Türkiye , kurucu değerlerine yabancılaşmış, kurumsal aklını yitirmiş , yön duygusunu kaybetmiş , aizheimerli bir hasta görüntüsü vermektedir. Okuduklarınız, yaşanılan sürecin anlık fotoğraflarıdır. Politik, kültürel hukuksal, sosyolojik fotoğraflar. Makaleler için yaşanılan süreci psikokültürel, psikososyal, hukuksal, sosyolojik, politik tomografisi de  denebilir.


Basım Ayı/Yılı : 11/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺64,00
Kıyıdan Köşeden

İnsanlığın ve yeryüzünün yeni ve çoklu krizlerinin ortaya çıkardığı meydan okumalar, Marx’ın sözleriyle, ‘çağın arzularının ve mücadelelerinin kendilerini açıklığa kavuşturmasını’ talep eden bir eleştiriyi zorunlu kılıyor. Bu eleştiri, tarihsel ve sosyolojik temellere dayanan bir toplum analizi biçimini almalı, değişmezmiş gibi gösterilen şeylerin aslında değişime açık tarihsel olumsallıklar olduğunu ortaya koyabilmelidir.
Marx’ın kategorik buyruğunun, ‘insanın küçük düşürülmüş, köleleştirilmiş, terk edilmiş, değersiz bir varlık olduğu tüm ilişkileri alaşağı etme’ yükümlülüğünün peşinden giden bu alternatif sözlükteki kısa makaleler, Marx’ın çalışmalarında kıyıda köşede kalmış ya da hiç yer almamış, çoğu zaman da Marksist kuramın üstüne vazife görülmemiş meseleleri ele alıyor ve değişen toplumsal ve politik dünyamız ışığında onun en temel varsayımlarını bile sorgulama ve geliştirme çabasına girişiyorlar. Ele alınan meseleleri, Marx’ın düşüncesini genelgeçer bir entelektüel akçe olmaktan ya da dar politik gruplara ölü dogmalar dayatan bir basmakalıp kesinlikler seti olmaktan kurtaracak yeni teorik ve politik koridorlara dönüştürüyorlar.
Ahlaki Çoğulculuk • Alternatif Yok • Altyapı • Anarşizm • Asit Komünizm • Bağımlılık • Başkaldıran Evrensellik • Belediyecilik Hareketleri • Beyazlık • Birlik • Birmingham Çağdaş Kültürel Çalışmalar Merkezi • Biyo-Kapitalizm • Bohem • Bonapartizm • Borç • Büyük Veri • Canlı Öğrenme • Coşku • Çalışan Yoksullar • Çin Tipi Üretim Tarzı • Dışlama • Dijital Emek • Eğiticilerin Eğitilmesi • Emperyal Yaşam Biçimi • Eşzamanlı Olanın Eşzamansızlığı • Faşizm • Fikrî Mülkiyet • Genel Zekâ • Güzellik Endüstrisi • Haiti Devrimi • Halkın Afyonu Olarak Din • Hayvanlar • Hollanda Altın Çağı • Hollanda Doğu Hindistan Şirketi • Hukuksallaşma • İhtiyaçlar • İşçicilik • Jakobenizm • Kadınların Çifte Toplumsallaşması • Kapitalizmi Queerleştirmek • Kast • Kazıcılık • Kesişimsellik • Kirli Kapitalizm • Konut Sorunu • Kültürel Marksizm • Lukács Arşivleri • Lümpen Proletarya • Madun Çalışmaları • Marksizmin Post-Kolonyal Eleştirisi • Militan Araştırma • Müşterekleşme • Postkolonyalizmin Marksist Eleştirisi • Precarias A La Deriva • Prefigürasyon • Prekaryalaştırma ve Kredi • Queerlik • Sabotaj • Sahte Haber • Sınırlar • Siyah Marksizm • Sömürgelerde Efendi-Köle Diyalektiği • Şöhret • Taşlama • Toplumsal Cumhuriyet • Toplumsal Sendikacılık • Toplumsal Yeniden Üretim • Üniversite • Vampir ve Zombi • Yahudi Sorunu • Yurttaş-Olmayanlar • Zapatistalar • Zayıf Direniş


Basım Ayı/Yılı : 2/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 368
Ağırlık : 368
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺132,00
Kavramlar, İdeolojiler, Disiplinler Arası İlişkiler

Siyaset Bilimi alanında nitelikli, kapsamlı ve güncel Türkçe giriş kitapları konusunda bir boşluk olduğu ortada. Siyaset Bilimi: Kavramlar, İdeolojiler, Disiplinler Arası İlişkiler, işte bu boşluğu kapatmaya çalışıyor. Büyük çoğunluğu Türkiye ve dünyanın köklü üniversitelerinde bulunan 35 yazarın yazdığı toplam üç kısım ve 40 bölümden oluşuyor. Birinci kısım, “Siyaset Biliminde Temel Kavramlar” başlığını taşıyor. Siyaset, iktidar gibi daha genel nitelikli kavramlardan kimlik ve hegemonya gibi daha özel kavramlara uzanan bu kısımda kitap, siyaset bilimi disiplininin temel kavramsal gereçlerini okuyucuya tanıtıyor. İkinci kısımda yazarlar, temel “Siyasal İdeolojiler”i irdeliyorlar. Liberalizmden İslamcılığa, anarşizmden Marksizme kadar 11 farklı ideolojiyi inceleyen yazarlar, aynı zamanda ideolojinin ve modern siyasal ideolojilerin 18. yüzyıldan bugüne uzanan serüveninin bir bilançosunu çıkarmış oluyorlar. Kitabın “Disiplinler Arası İlişkiler” başlıklı üçüncü ve son kısmındaysa siyaset bilimi ile yakın sosyal bilimsel disiplinlerin ilişkisi tartışılıyor ve siyaset biliminin hem bir sosyal bilim olarak diğer disiplinlerle ortak yönlerine hem de özgül yanlarına vurgu yapılıyor. Siyaset bilimine giriş niteliğindeki kitaplarda genellikle rastlanmayan bu kısımda felsefeden kent çalışmalarına kadar, siyaset biliminin bir biçimde yolunun kesiştiği ve ortak çalışma yaptığı disiplinler, siyaset bilimiyle ilişkileri çerçevesinde ele alınıyor.

Asıl olarak üniversitelerin sosyal bilim bölümlerinde siyaset bilimine giriş nitelikli dersler alan öğrencilere yönelik olarak hazırlanan bu kitabın o öğrencilerin hocalarına ve genel okuyucuya da faydalı olacağını umuyoruz.

Makaleleriyle kitaba katkıda bulunanlar:

Emre Arslan, Gökhan Atılgan, E. Attila Aytekin, Mustafa Kemal Bayırbağ, Pınar Bedirhanoğlu, Ömür Birler, Korkut Boratav, Barış Çakmur, Aykut Çoban, Metin Çulhaoğlu, Cem Eroğul, Zeynep Gambetti, Asuman Göksel, Burak Gürel, Selime Güzelsarı, Raşit Kaya, Mustafa Bayram Mısır, Ebru Deniz Ozan, Mehmet Okyayuz, Eylem Özdemir, Yasemin Özgün, Alev Özkazanç, Cenk Saraçoğlu, Murat Sevinç, Cem Somel, Mustafa Şener, H. Tarık Şengül, Taner Timur, Aylin Topal, Ateş Uslu, Füsun Üstel, Galip Yalman, Mehmet Yetiş, Filiz Zabcı, Gün Zileli


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 8
Sayfa Sayısı : 590
Ağırlık : 590
En / Boy : 14,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺167,20

Siyaset nedir? Bu soruya cevap verebilmek, bir anda net bir cevap verebilmek son derece zordur. Zira siyaset, son derece geniș kapsamlı ve karmașık bir konudur. Siyaset, evrensel bir toplumsal olgudur. Siyaset, çok önemli bir toplumsal kurumdur. Siyaset, yönetme sanatıdır. Siyaset, devlet ișlerini düzenleme-yürütme, toplumu yönetme sanatıdır. Siyaset bir bilimdir, hem de çok önemli bir sosyal bilimdir. Siyaset, birey olarak bizim dıșımızda, bizden uzakta, bizi doğrudan ilgilendirmeyen bir konu hiç değildir. Bilakis siyaset, hayatımızın en ücra köșelerine kadar nüfuz etmiș toplumsal bir realitedir. Hiç kimse kendini siyasetten uzak tutamaz, soyutlayamaz. İstese de istemese de herkes, siyaset ile iç içedir. Aslında siyaset hayatın ta kendisidir. O kadar da soğuk ve ürkütücü bir șey de değildir. Siyaset, son derece geniș kapsamlı, birey ve toplum hayatını kușatıp kapsayan bir toplumsal realitedir. Siyasetin öteki boyutları yani aktif, ideolojik ve partizanca siyaset ise, bireylerin iradeleri dâhilinde ve gönüllü katılımlarına bağlı bir tercih meselesidir. Bu kitabımızın temel amacı; insanlarımızın siyasete olan ilgisinin, bilgiyle taçlandırılmasına katkıda bulunmaktır. Bu sebeple, hemen her toplum kesiminden ve her eğitim düzeyinden insanımızın, siyasi konularda faydalanabileceği bir eser ortaya koymayı hedefledik. Kısacası bu eserde, yalnızca siyaset ile ilgilenen âlimlerin değil, mahalledeki muhtar adayından, kasabadaki belediye bașkan adayına, milletvekili adayından Cumhurbașkanı adayına; tarladaki çiftçisinden, fabrikadaki ișçisine; ev kadınından, öğretmenine; üniversite öğrencisinden, profesörüne; kısacası, yediden yetmișe siyasete ilgi duyan herkesin faydalanabileceği bir kitap hazırladık.


Basım Ayı/Yılı : 10/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 492
Ağırlık : 492
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

Hz. Adem’in kandırılmasıyla başlar sömürülme. 
İkna, ayartma, kandırma, tehdit, korku ve şiddetin bir sonucu olarak ortaya çıkan sömürülme, bu ifrat ve tefrit arasındaki geniş bir yelpazede yaşam bulur. 
Bu şekliyle esasında herkes sömürülme ile yüz yüzedir. Lakin çoğumuz bunun farkında olmadan yaşarız. İkna olmuş olmakla, şiddete maruz kalma arasındaki çizgide, bulunduğunuz yer sizin duygusal tatmininizden başka bir şey değildir. Sonuçların değişmediği böylesi bir ortamda, farkındalık hususunun ne kadar ehemmiyet arz ettiği ise kimseyi ilgilendirmiyor.
Hayatın kendine sunduklarını kabul etme veya tercih etme fırsatı bir insanın sömürülmüş olmasına mani midir? Yoksa sömürülme sadece korku ve şiddete mi dayandırılmalıdır? 
Bedenlerin sömürülmesinin bir telafisi olabilir, lakin zihinlerin sömürülmesinin ne yazık ki bir telafisi yok. 
Şiddete maruz kalan siyah insan sömürüldüğünün farkında ya diğerleri… Bırakınız bu farkındalığı muhtemelen çoğumuz sömürülürken sömürdüğümüzü düşünmek gibi aptalca bir yanılgı içinde yaşıyoruz. 
Şimdi kimin zavallı olduğunu düşünelim, sömürüldüğünün farkında olan siyah adam mı, yoksa bu farkındalıktan uzak beyaz insan mı?


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 264
Ağırlık : 264
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺116,25

Max Weber’in hayat, siyaset ve bilime dair mektupları, onun entelektüel evrenine yeni bir bakış sunuyor. Sosyoloji, ekonomi ve siyaset bilimi alanlarına yaptığı derin katkılarla tanınan Weber’in akademik yazışmaları, onun entelektüel gücüne ve akademik yolculuğuna dair bir kanıt oluşturuyor.

Bu eşsiz yazışma koleksiyonu, Weber’in ailesi, dostları, meslektaşları, öğrencileri ve çağdaşlarıyla olan derin etkileşimlerini ortaya çıkararak sosyal bilimler tarihinin en dönüştürücü dönemlerinden birinin zengin dokusunu gösteriyor. Weber’in öğrencilerine ve meslektaşlarına yazdığı mektuplar sadece onun olağanüstü zekâsını ve anlatım kabiliyetini değil, aynı zamanda etrafındaki zihinleri besleyen ve onlara meydan okuyan cömert ruhunu da ortaya koyuyor. Her sosyal bilim öğrencisi için bir hazine olan bu mektuplar Weber’in bilimsel yolculuğunun inceliklerine dair derin bir kavrayış sağlıyor.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 356
Ağırlık : 356
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺156,80

Dijital Dalgalar Cilt 2: Dönüşüm adlı eser, “Yeni Medya ve İletişim”, “Güzel Sanatlar”, “İşletme”, “Gazetecilik”, “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Tarih”, “Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi” ve “Uluslararası İlişkiler” gibi farklı disiplinlerin gelen akademisyenlerin, birbirlerinden ayrı olarak çalışmalarıyla ortaya çıkan, multidisipliner, editörlü bilimsel bir çalışmadır. Editörlüğünü Dr. Öğr. Üyesi Hakan Tan’ın üstlendiği bu eserde, bölüm yazarlarının metinlerinde öne çıkan kavram "dönüşüm"dür. Dönüşüm kavramı deyince ilk akla gelen, Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı eseridir. Dönüşüm kavramı dilbilim, antropoloji, felsefe, psikoloji, sosyoloji ve edebiyat bilimlerine göre olduğundan başka bir biçime girme, bir şeyin yapısındaki veya şeklindeki değişimler, transformasyon olarak açıklanmakta ve dönüşümde her geçiş, bir düzene göre gerçekleşmektedir. Dönüşüm ilişkisinde; her dönüşümün sistematik bir düzeni vardır, her bir tür birbirinden çıkar ve bu dönüşüm sürecinin gerçekleşmesi için bir "olgunlaşma" aşamasına ihtiyaç vardır. Bilim, hep aynı durumda ve değişmeden kalan yönünü ilgilendiren her şeyi eşsürem, evrimlerle ilişkin her şeyi ise artsüremli olarak açıklamaktadır. Dönüşüm artsüremlidir ve evrimseldir. Evrim kavramı; bir türün, ideolojilerin, toplumsal sistemlerinin, insanın, makinelerin ve yazılımların süreç içerisinde (olgunlaşma-zaman) birdenbire olmayan, kesintisiz, niteliksel ve niceliksel gelişim sürecine gönderme yapmaktadır. Dijital dalgalar; dijitalleşme, dijital teknolojiyi ve dijital araçlar; sosyal, kültürel, siyasal, simgesel ve ekonomik yaşamımızın her alanını etkilemektedir. Bölüm yazarları da dijitalleşme, dijital teknoloji ve dijital araçlar ile gelen dönüşümü; “Dijital Medya Kapitalizmi”, “Dijital Kamusal Alan”, “Dijital Marka”, “Dijirati”, “Kurumsal İletişimin Dönüşümü”, “Tarihsel Dezenformasyonlar”, “Dijitalleşme ve Rekabet”, “Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik”, “İfadelerin Dijitalleşmesi”, “Sosyal Ağ Analizi” ve “Dijital Anlam (dijisemantik) ve Anlatım (dijisentaktik) Yapılarını Çözümlemek” olarak açıklamaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 3/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 276
Ağırlık : 276
En / Boy : 16,5 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺121,50

İçindekiler

1. Toplumsal Cinsiyet
1.1. Toplumsal Cinsiyet Kavramı ve Biyolojik Cinsiyetten Ayrılışı
1.2. Toplumsal Cinsiyet ile İlgili Kuramlar
1.3. Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları (Stereo-Tipleri) ve Cinsiyet Rollerinin Türkiye’den Örnekleri
1.4. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
1.5. Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği ve Verilerle Türkiye’nin Durum Analizi
1.6. Bölüm Sonucu
2. Yerel Siyaset
2.1. Yerel Siyaset
2.2. Bölüm Sonucu
3. Yerel Siyasete Katılımda Toplumsal Cinsiyetin Rolü: Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Örneği
3.1. Eskişehir Hakkında Güncel Bilgiler
3.2. Yerel Siyasete Katılımda Toplumsal Cinsiyetin Rolü: Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Alan Araştırma Sonuçları


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 146
Ağırlık : 146
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺58,50

Giriş

1. Bölüm: Aşkınlıktan İçkinliğe Siyasetin Tanımlanması

1.1. Aşkıncı Anlayış ve Siyasete Yansımaları
1.2. İçkinci Anlayış ve Siyasete Yansımaları

2. Bölüm: Spinoza’nın Siyasi Düşüncesi

3. Bölüm: Spinoza’nın Etkileri


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 189
Ağırlık : 189
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺67,50
Teorik Yaklaşımlar

Uluslararası rejim kavramı devletler arası iş birliği dinamiklerini incelemek ve çevre ve ticaret gibi farklı alanlarda uluslararası yönetişimi açıklamak amacıyla Uluslararası İlişkiler (Uİ) literatüründe 1970'lerden itibaren önemli bir yer tutmuştur. Teorisyenler uluslararası bir üst otoritenin olmadığı ve genellikle anarşik bir çatışma ortamı olarak algılanan ve tasvir edilen uluslararası ilişkilerde devletlerin neden ve nasıl belli ilke, norm ve kurallara dayalı olarak iş birliği yaptıkları ve bunun için hangi resmi ve gayrı resmi mekanizmaları kurduklarını uluslararası rejimleri analiz ederek anlamaya çalışmaktadırlar.

Uİ disiplininin temellerini teşkil eden teorik araştırmalar son dönemde ülkemizdeki akademik üretim süreci içerisinde de giderek daha fazla yer almaktadır. Ancak Türkçe akademik literatürde uluslararası rejim teorilerine ilişkin kapsamlı çalışma yok denecek kadar azdır. Bu kitap Türkçe Uİ literatürüne uluslararası rejimlere ilişkin kavramsal ve kuramsal bir genel giriş ile katkı yapmayı amaçlamaktadır. Kitap uluslararası rejim çalışmalarını Uİ disiplinine yön veren dört ana gelenek olan Neo-realizm, Neo-liberalizm, bilişselci gelenek ve Eleştirel Teori perspektiflerinden kuramsal bir incelemeye tabi tutmaktadır. Kitapta her bir teorik yaklaşım ampirik örnekler verilerek açıklanmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺72,00

11 Eylül 2001 tarihinde New York’ta gerçekleştirilen terör saldırılarının ardından dünya için yeni bir dönem başlamıştır. Teröre ve ona destek veren ülkelere karşı küresel savaş başlattığını ilan eden ABD, önce Afganistan daha sonra Irak’a yönelik askeri müdahalede bulunacağını tüm dünyaya duyurmuştur. Radikal terör örgütleri olarak adlandırdığı El Kaide gibi yapıların, dünya için tehlike arz ettiğini ifade eden Amerikan yönetimi, bu tehdide son verilmesi için diğer devletlerden destek beklediğini açıklamıştır. Bu doğrultuda NATO müttefiki ülkelerden biri olan Türkiye’den de destek talep eden ABD ile uzun süren ekonomik, askeri ve siyasi müzakereler gerçekleştirilmiştir. Müzakereler sonucunda tezkerenin kabul edileceğine dair yaygın bir görüş hâkim olsa da 1 Mart 2003 tarihinde yapılan oylama sonucunda tezkere Meclis’ten geçmemiştir. 1 Mart tezkeresinin neden kabul edilmediği ve bu kararın doğruluğu bugün dahi tartışılmaktadır. Bu kitapta, tezkerenin neden kabul edilmediği, literatür araştırmasının yanı sıra gerek iktidar partisi gerek muhalefet partileri milletvekilleriyle gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış mülakatlardan elde edilen verilerle açıklanmaya çalışılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 106
Ağırlık : 106
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,50
Kuzey Afrika Devletlerinin Uluslararası İlişkiler Tarihi

Eski dünyanın merkezi levantın güney yakasını oluşturan mağrib Afrikası, antik çağlardan itibaren, günümüz dünyasında da uluslararası güç merkezlerinin rekabet alanı olmaya devam etmektedir. Yakın zamana kadar ülkemiz akademik ve dış politika çalışmalarının ilgi alanı dışında kalan bu bölge, gerek ülkemizin tarihten gelen sorumlulukları, gerekse değişen uluslararası şartlar gereği ülkemizin dış politika öncelikleri arasına yeniden girmiş bulunmaktadır. İş bu sebeple, sözkonu ülkelerle ilgili çalışmaların son derece yetersiz olduğu dikkate alındığında, müdahil olduğumuz mağrib dünyasının tarihten itibaren uluslararası konumuyla ilgili bir envanter çalışması kaçınılmaz olmuştur. Bundan hareketle Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Doğu ve Afrika Araştırmaları Enstitüsü (DOAF) ile Afrika Araştırmacıları Derneği (AFAM) tarafından gayrî resmî işbirliğinin ürünü olan bu çalışma gerçekleştirilmiştir.
Bu çalışmada; Mısır, Sudan, Libya, Tunus, Cezayir, Fas, Batı Sahra ve Moritanya’yı kapsayan coğrafyanın antik dönemden bugüne kadarki uluslararası ilişkiler tarihi ele alınmaktadır. Mağrib, dar anlamda sadece Fas, Cezayir ve Tunus’u kapsamakla beraber, buna Libya ve Moritanya’nın eklenmesiyle “Büyük Mağrib” kavramı ortaya çıkarken, Mısır ve Sudan daha ziyade Maşrık’a dâhil edilir. Bu kitapta Maşrık’ın Afrika’da kalan kısımları da Mağrib’e eklemlenerek Kızıldeniz’den Atlas Okyanusu’na kadar uzanan Arap-İslam coğrafyası bir bütün olarak ele alınarak; Güney Avrupa ile Batı Asya ve Sahraaltı Afrikası arasında liminal bir coğrafya olan Kuzey Afrika’nın kendine özgü siyasî yapıları ve geçişler tahlil edilmeye çalışılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 440
Ağırlık : 440
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺135,00

“Her sağlam politika anlayışı gibi, faşizm de bir aksiyon ve bir fikirdir; bir aksiyon ki onda bir öğreti sabit bir hâldedir; bir öğreti ki, tarihî kuvvetlerin bir sisteminden doğarak onda kalır ve kendi içinde çalışır. Dolayısı ile yer ve zaman imkânları ile karşılıklı ilişkisi olan bir şekli vardır; fakat aynı zamanda bir ideal içeriği de vardır ki bu, onu fikrin yüksek tarihinde realite formülüne yükseltir.” 
Faşizmin kurucusu olarak anılan Benito Mussoli’nin söylediği bu düşünceler aslında koskoca bir devletin sistemini anlatıyor. Faşizm nedir? Nasıl ortaya çıktı? Türlü düşünceler arasından nasıl sivrildi? Hepsine ve daha fazlasına bu kitap kapı aralayıp okuyucuya sunuyor.a


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 392
Ağırlık : 392
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺104,00

Wilhelm Reichın (1897 1957) Karakter Analizi adlı yapıtı okuyucuya ilk kez sunulduğunda, eleştirmenler tarafından o ana dek psikoloji konusunda söylenmiş olanların en iyisi ve en köklü düşünülmüşü olarak tanımlanmıştı. Kitap çok geçmeden Nazi Almanyasında yasaklandı. Karakter Analizi ancak 1945de, ABDde yeniden basılabildi. O günden bugüne, bu başyapıt psikoterapinin gelişimine büyük katkı yapmıştır. Değişiklikler yapılsa da, Reichın kitabında işlediği temel görüşler pek çok terapi yönteminde benimsenmiştir.

Reich, Freudun yorum analizinin karşısına, beden dilinden yola çıkarak, bastırmanın çok çeşitli katmanlarına adım adım ilerleyen davranış analizini koyar. Kas gerginliklerinin çözülmesinin cinsel enerjiyi serbest bıraktığını, bunun da aykırı davranışları ortadan kaldırdığını saptamış, buradan yola çıkarak vejetatif akımlar anlayışını geliştirmiştir. Bu anlayış, Reichın daha sonra geliştirdiği orgon terapisine bağlı biyopsikiyatrinin temelini oluşturmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 388
Ağırlık : 388
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺105,60

Elinizdeki kitap, Said Halim Paşa’nın daha önce ayrı kitapçıklar şeklinde basılmış yedi adet kitapçığının Buhranlarımız adıyla tek kitapta toplanmasıyla oluşan eseridir. Said Halim Paşa, devrinde yaşanan çeşitli sıkıntı ve fikir akımlarını yakından takip etmiş; bunlarla ilgili görüş ve düşüncelerini açık bir biçimde ortaya koymuştur.
Eser, çeşitli tarihlerde farklı kişilerce günümüz Türkçesine aktarılarak yayımlanmış ise de kitabın yazarın kaleminden çıktığı şekliyle sadeleştirilmeden yeni harflerle yayımlanmış bir metni bulunmuyordu. Kitabı hazırlarken doğrudan sadeleştirilmiş bir metin vermek veya kitabın sonuna bir sözlük eklemek yoluna gitmedik. Biz, eserin eski harfli metnini yeni harflere aktardık. Böylece eseri hem orijinal diliyle hem de sadeleştirilmiş biçimiyle okuma imkânı sunmak istedik.

Temennimiz, Osmanlı’nın son döneminde yaşanan “buhranlar” hakkında bilgi sahibi olmak isteyen okuyuculara, ilk elden bilgiler sunan kitabın faydalı olmasıdır.

 

Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 202
Ağırlık : 202
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺83,25
Egemenin Maskesi

Siyasal temsil, modern devlette yöneten-yönetilen ilişkisinin demokratik bir meşruluk temelinde yükselmesini sağlayan yönetsel paradigmanın merkezinde yer alır. Teorik düzlemde “halkın kendini, kendi içinden seçtiği temsilciler aracılığıyla yönetmesi” olarak kavramsallaştırılan modern demokrasinin anlamını ve işlevini konu edinen her düşünsel eylem, yönetsel paradigmanın temel bileşenlerinden temsil olgusuna yüklenen rolü sorgulamayı gerektirir. Tarihsel gelişim çizgisinde siyasal temsil, değişen sosyo-ekonomik ve siyasal koşullar altında çeşitli kavrayışları paralelinde farklı siyasal rejimleri meşru bir formda sunmaya imkân tanıyan teorik açılımlarla donatılır. Temsilin farklı siyasal rejimlere adapte olma konusundaki eşi benzeri görülmemiş kapasitesi, modern devlette temsil olgusunun mahiyetini açıklayabilmek için teorik düzlemde kökensel bir soruşturmayı gündeme getirir.

Metin Özkan, modern devletin ortaya çıkışı ekseninde Machiavelli’den Sieyès’e takip ettiği teorik çizgide siyasal temsilin kökenlerini inceleyerek modern dünyada temsilin olağanüstü varlığını kavramın dönüşümünden hareketle açıklıyor. Bu girişim, Ortaçağ pratiklerinden itibaren özellikle 17. ve 18. yüzyılların düşünsel ikliminde siyasal temsilin hangi argümanlarla teorize edildiği ve nasıl bir kavrayış bütünüyle donatıldığı üzerine kurulu. Kitap, “temsilin ne anlama geldiği” sorusu üzerinden modern devlette temsile yüklenen rolü tartışmaya açıyor. Bu perspektif, modern yöneten-yönetilen kurgusunda bütün politik edimler popülist ve hukukî bağlamlarıyla halka atfedilirken siyasal temsilin ideal ile pratik arasındaki süregiden gerilimine ışık tutması hasebiyle dikkate değerdir.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 424
Ağırlık : 424
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺92,25
Teşekkül Devrinden 18.Yüzyıla

Türk İslam Düşüncesi Üzerine Notlar / 3
Mehmet Akıncı - Gökçe Nur Şafak
Siyaset Düşüncesinin Eleştirisi / 15
Ayhan Bıçak
Türk Siyaset Düşüncesinin Teşekkül Devri / 33
Fatih M. Şeker
Türk-İslam Düşüncesinde Devlet Kavramı / 41
İsmail Yakıt
Destan Ve Hükümdar: Sözlü Kültürde Türk Devlet Geleneği / 55
Onur Alp Kayabaşı
Farabi Siyasi Düşüncesinde Toplum,
Devlet Yönetimi Ve Siyasal Rejim Sorunu / 81
İsmail Akbal
Farabi Felsefesinde Bilim Ve İktidar İlişkisi / 107
Uğur Daştan
İmam-I Maverdi’de Devlet Felsefesi Ve
Siyaset Bilimi Açısından İrdelenmesi / 119
Ahmet Hüsrev Çelik
Türk Siyasal Düşüncesinin İnşasında Kutadgu Bilig’in Yeri:
Kutadgu Bilig’de İktidar, Siyaset Ve Toplum / 133
Mehmet Akıncı
Türk Düşünce Tarihinde Din-Siyaset İlişkisi: Kutadgu Bilig Merkezli Bir İnceleme / 159
Aygün Akyol
Devlet Yönetimi Teorisi Olarak Nizamü’l-Mülk’ün
Siyasetnamesi Çerçevesinde Adalet Ve Meşruiyet / 179
Özcan Sezer - Ali Osman Sezer
Gazali’nin Siyasi Düşüncesinde Devlet,
Devlet Adamı Ve Bürokrasi Meselesi / 199
İsmail Akbal
Gazali’nin Nasihatü’l-Mülûk Adlı Eserinde Hükümdarlık Teorisi / 225
Nurullah Yazar
İbn-İ Rüşd’ün Siyaset Felsefesinin Işığında
Erdemliler Toplumunun Analizi / 239
Mehmet Fatih Işık
Mevlânâ’nın Düşünce Dünyasının Siyasal Ve Toplumsal Boyutları / 249
Ergin Ergül
Ebü’n-Necîb Şeyzerî’de Siyaset / 269
Halil Dikbaş
"SUFİ Fakih" Ve "MUHAKKİK Alim" Olan Şeyh Bedreddin
Niçin Bir Direniş Simgesi Olarak Anılmaktadır? / 279
Mevlüt Uyanık
Yusuf Has Hacib Ve Kınalızade Ali Efendi’de
“MÜRÜVVET” Erdemi Ve Yöneticilik / 307
Mehmet Faruk Özçınar
Devlet Yönetiminde Kınalızade’nin Ahlak Anlayışı / 321
Zeliha Seçkin
Toplumların Neden Bir Padişaha İhtiyaç Duyduğuna Dair
Akılcı Bir Yaklaşım: Kınalızade Ali Efendi’nin Ahlak-I Alai’sine Göre Osmanlı Merkeziyetçi Devlet Pradigmasının Teorik Çerçevesi / 335
Ruhat Alp
Osmanlı Adalet Dairesi'nde Kutadgu Bilig Etkisi / 353
Vehbi Alpay Günal - Emre Aydemirhan Üçhöyük
Koçi Bey Risaleleri İle Kâtip Çelebi’nin "DÜSTURU’L Amel Li Islahi’l Halel"İnin Mali Açıdan Karşılaştırmalı İncelenmesi / 369
Recep Temel
Türk Devlet Kimliğinin İnşasında Sünnilik / 393
İsmail Yıldız
Osmanlı Devlet İdeolojisi Ve Heretikler / 407
Gürsoy Akça
İslam’ın Çevre Etiği Yaklaşımı: Bir Hoca Yusuf Hemedâni Okuması / 429
Gökçe Nur Şafak
Osmanlı Mahallesinde Halkın Katılımı / 447
Semih Asarkaya
Naîmâ’nın Toplum Ve Siyaset Düşüncesi / 457
Nejdet Durak - Bilgehan Bengü Tortuk Gökdemir
Katkıda Bulunanlar / 479


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 496
Ağırlık : 496
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,75
Yaşayan Ama Yasalar: Yaralı Akıllar ve Yamalı Ahlaklar

Bu çalışmayı şekillendiren ana unsur, öncelikle yaşadığımız sözlü kültürel ortamda Orhon Abidelerinden siyasetnamelere, atasözlerinden Nasreddin Hoca fıkralarının efkar-ı umumiyeyi şekillendirme gücüne kadar Türk kültür kodlarındaki güçlü etkisini yaşayarak görmüş olmamızdır. Türk toplum sözleşmesi sadece mükemmel bir hayat kurgusu tahayyülü içinde değil Türk halkının neredeyse bütün akli ve ahlaki zaaflarının da muhatabı hatta mağduru ve mazlumu olmuştur. Türk toplum sözleşmesi bir olgu olarak doğmuş, bir algı olarak yaşatılmış ve sonuçta yaşayan kültür evreninin asli sözleşme yasaları olarak tekrar bir olguya dönüştürülmüştür. Bu algı ve olgu diyalektiği içinde kendi algısına göre bir kültür olgusu ve kendi olgusuna göre bir kültür algısı yaratan herkes, yarattığı bu algı ve olgu durumuna göre sözleşme yasalarını yorumlamıştır: Tıpkı herkese görmek istediği şeyleri gösteren Faust’un aynası gibi.
Toplumun geleneksel olarak aktarıp sürdürdüğü yazılı, sözlü ve yaşayan değerler dünyası olan Orhon Abideleri, siyasetnameler, atasözleri, özdeyişler, deyimler, masallar, hikayeler, fıkralar ve yaşayan geleneksel/törel/örfi kültür yasalarıdır. Tüm kültür müktesebatı içinde binlerce yıllık tecrübi birikimin akıl ve ahlakının ürünü olan bu kaynaklar asırlardır yinelenerek yaşamını sürdüren Türk toplum sözleşmesi yasalarının en önemli ‘sosyal, siyasal ve ekonomik sermaye’ kaynakları olarak günümüzde de işlev görmeye devam etmektedirler.

 


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 302
Ağırlık : 302
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,75
Tükendi

Yönetim bilgisi bir sosyal bilim olarak 19. yüzyılın sonlarında ABD'de (Amerika Birleşik Devletleri) doğmuş ve “yönetim bilimi” ve “kamu yönetimi” adlarını da burada almıştır. Doğal olarak kamu yönetiminin, bu doğuştan önce ABD'de yönetim alanında yaşanan gelişmelerle güçlü bir bağı vardır. Koloni olarak kurulan ve sonradan bir araya gelerek ABD'yi oluşturan eyaletlerin başlangıçta tek amacı, İngiltere'ye karşı bağımsızlık kazanmak olmuştur. Devlet yönetiminin tiranlığa dönüşmesinden korkan eyaletlerin gevşek bir federasyonla birlikte bulunduğu ABD, güçlü bir merkezî yönetimle uzun süre tanışmamıştır. 20. yüzyılın sonuna doğru daha merkezî ve kontrolcü bir yönetime doğru evrilen devlet, yönetim konusunda Avrupa'nın ulus devletlerine göre yetersiz ve bilgisiz kalmıştır. Ancak aşırı büyüyen nüfusu ve ekonomisi ile ABD devleti kendi yönetimini merkezîleştirip güçlendirmek, dolayısıyla bilgisi, örgütü ve personeli ile birlikte baştan kurmak gerekliliği ile karşı karşıya kalmıştır. ABD, nicel ve nitel olarak iki yüzyıldır aralıksız büyüyen devletinin işlevlerini yürütmek için yeni bir bilginin, yönetim bilimi bilgisinin peşine düşmüştür. Böylece Dünya Savaşları sonrasında yönetim bilimi, devletin yönetimi alanında anaakım disiplin haline gelmiştir. ABD'nin 20. yüzyılın ikinci yarısında dünya üzerinde artan egemenliğine paralel olarak yönetim bilimi, Avrupa dâhil dünyanın diğer ülkelerine de yoğun ve sistemli bir biçimde ihraç edilmiştir. Bu kitap, bu yeni bilimin ABD'deki gelişimini ve kökenlerini keşfetmeyi hedeflemiştir. Kitapta yönetim biliminin kökenine dair tartışmalara bilimin doğduğu yerden bir yanıt aranmıştır. Köken bilgisini elde etmek için ABD'nin kuruluşundan I. Dünya Savaşı'na kadar geçen süreç ile bu süreçte yönetim ve devleti etkileyen Kurucu Atalar, federalizm, başkanlık sistemi, Amerikan aydınlanması, merkezîyetçilik tartışmaları, saf burjuva devletinin yükselişi gibi olgu ve gelişmeler analiz edilmiştir.

 


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 374
Ağırlık : 374
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺126,00
Tükendi

Devlet toplumsal varlığın birincil ürünüdür. Kişilerden ve kurumlardan ibaret bir şekilsizlik değil, kendi başına bir bütün ve maddi bir nesnedir. O yüzden bilim için dört başı mamur bir konu oluşturur. Buna karşın çağımızda devleti konu edinmiş kendi başına bir bilim dalı olmaması tuhaftır.

Oysa çağın gerekleri devletten kaçışmakla karşılanamaz. Devleti nesnel değil öznel fikirler yumağı saymakla, hatta devlet diye bir nesne olmadığını ileri sürmekle, her kültürü kendi içine kapatıp devletin genel doğasını araştırmaktan vazgeçmekle olmaz.
Devlet olgusu, toplumsal gelişimin yasalarından hareketle bilimsel açıklamalar yapılmasını gerektirir. Çünkü toplumların kaderi devlet üzerinden yazılıp bozulur. Biz bunu en son 
küreselcilik atarında gördük. Her müdahale, toplumdan önce devlete yöneldi. 

Devlet-teki her reform da devletin üstünden akıp
 doğrudan topluma düştü. 

Tarihin değişik zamanlarında hep olduğu gibi!

Bu kitap, devlet olgusuna ilişkin en temel varsayımlarla kuramları sorgulamakta ve bunu Türkiye’den bakarak yapmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 277
Ağırlık : 277
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺182,00
1 2 3 ... 13 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı