Köprü
Anton Çehov'un Aynı Adlı Öyküsünden Oyunlaştırılmıştır.
"Çehov, Avrupa’dan dönüşünde, 1892’de yazdığı Altıncı Koğuş öyküsünde öykü kişileri arasında olan Ivan Dmitriç Gromov ile Andrey Yefimiç Ragin’le doğrudan kendi dünya görüşünü, insan görüşünü, Çehov’u Çehov yapan değerleri Bir Deneme (insana değgin özgün düşünce) yazarı ustalığı ile dile getiriyor. Oyunlarında; Martı’da, Vanya Dayı’da, Vişne Bahçesi’nde, Üç Kız Kardeş’te ve daha başka oyunlarında olduğu gibi öykülerinde de Altıncı Koğuş’taki kişileri ile (Ivan Dmitriç ile Andrey Yefimiç’te) dile getirir."
İkiantikomünist, kısaca biri kuklası olduğu emperyal güçlerce, diğeri yaş haddince düşürülen, biri doğulu "Şehinşah Muhammed Rıza Pehlevi" diğeri batılı "Ronald Reagan" iki devletlinin doğu-batı sentezi iki kısa oyunda bütünlenen acıklı güldürüsü olarak tanımlanabilir. Oyunda, devrik İran şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin sürgündeki günlük yaşamı, geri dönüşle İran’daki halk ayaklanmasında, şahın uçakla ülkeden kaçışı ve ölmüş babası Şah Rıza rolüne bürünen hizmetliyle diyalogu satirik bir dille aktarılıyor ve ölüm döşeğindeki Ronald Reagan’nın eşinin, resmi cenaze töreninin ayrıntılarıyla uğraşması ironik bir anlatımla sunuluyor. Antikomünistlerin ortak paydasını, Frank Sinatra’nın ünleyip ünlendirdiği ve giderayak vedadan çok aklanma dayatmasına dönüşen My Way şarkısı oluşturmaktadır.
Türk tiyatro tarihinin kült eserlerinden biri olan Vatan Yahut Silistre ile Namık Kemal kuşaklar boyu devam edecek bir Vatan edebiyatının temellerini atmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun çözülme döneminde vatan sevgisini canlı tutmak amacıyla defalarca oynanmış ve günümüzde de oynanmaya devam eden oyun, Namık Kemal hayattayken Rusça ve Almancaya, daha sonra da Fransızca, Sırpça ve Arapçaya çevrilmiştir. Düşünceleri ve eserleriyle sadece yaşadığı çağı değil, sonraki kuşakları da etkileyen Namık Kemal her şeyden önce bir vatan şairidir ve kaleme aldığı bu ilk oyunuyla da vatan sevgisinin ne denli yüce bir sevgi olduğunu göstermektedir. İlk olarak 1873 yılında Osmanlı Tiyatrosu’nda sahnelenen Vatan Yahut Silistre Türk tiyatro tarihinde bir benzerinin daha yaşanmadığı olaylara sahne olurken, Namık Kemal’in de sürgün yıllarının başlamasına neden olmuştur.
1905 yılında Edirne’de doğdu. Eyüp Rüştiyesi ve İstanbul İdadisi’ni bitirdi. Milli Mücadele’ye katılarak Anadolu’ya geçti. 1928 yılına kadar TBMM Matbaası’nda düzeltmen, sonrasında TBMM zabıt kâtibi olarak çalıştı. İstanbul’a dönerek Vakit, Son Saat, Cumhuriyet gazetelerinde muhabirlik, yazarlık ve yazıişleri müdürlüğü yaptı. 1952-1959 yılları arasında İstanbul Gazeteciler Cemiyeti başkanlığını, son olarak da Oyun Yazarları Derneği’nin başkanlığını yürüttü. 1971 yılında kalp krizi sonucu hayata veda etti. Oyun yazmaya Muhsin Ertuğrul’un teşvikiyle 1942’de başladı. İlk oyunu "Büyük Şehir" İstanbul Şehir Tiyatroları’nda 1942-1943 sezonunda sahnelendi. Oyunlarında ağırlıklı olarak orta tabakanın yaşam biçimini, sorunlarını ele aldı. Bununla birlikte Cumhuriyet sonrası toplumdaki dönüşümleri, sosyal sınıflar arasındaki çatışma ve çelişkileri, kuşaklar arası zıtlıkları gerçekçi bir üslupla aktarırken, aynı zamanda ustalıkla hicvetti. Döneminin siyasal yaşamına da sessiz kalmayarak oyunlarında dar gelirli, ezilen kesimin yanında yer alırken toplumun değişen değerlerine duyduğu tepkiyi eserlerine incelikle yansıttı. "Paydos" ile yurt dışında oyunu sergilenen ilk Türk oyun yazarı unvanını aldı.
1905 yılında Edirne’de doğdu. Eyüp Rüştiyesi ve İstanbul İdadisi’ni bitirdi. Milli Mücadele’ye katılarak Anadolu’ya geçti. 1928 yılına kadar TBMM Matbaası’nda düzeltmen, sonrasında TBMM zabıt kâtibi olarak çalıştı. İstanbul’a dönerek Vakit, Son Saat, Cumhuriyet gazetelerinde muhabirlik, yazarlık ve yazıişleri müdürlüğü yaptı. 1952-1959 yılları arasında İstanbul Gazeteciler Cemiyeti başkanlığını, son olarak da Oyun Yazarları Derneği’nin başkanlığını yürüttü. 1971 yılında kalp krizi sonucu hayata veda etti. Oyun yazmaya Muhsin Ertuğrul’un teşvikiyle 1942’de başladı. İlk oyunu "Büyük Şehir" İstanbul Şehir Tiyatroları’nda 1942 -1943 sezonunda sahnelendi. Oyunlarında ağırlıklı olarak orta tabakanın yaşam biçimini, sorunlarını ele aldı. Bununla birlikte Cumhuriyet sonrası toplumdaki dönüşümleri, sosyal sınıflar arasındaki çatışma ve çelişkileri, kuşaklar arası zıtlıkları gerçekçi bir üslupla aktarırken, aynı zamanda ustalıkla hicvetti. Döneminin siyasal yaşamına da sessiz kalmayarak oyunlarında dar gelirli, ezilen kesimin yanında yer alırken toplumun değişen değerlerine duyduğu tepkiyi eserlerine incelikle yansıttı. "Paydos" ile yurt dışında oyunu sergilenen ilk Türk oyun yazarı unvanını aldı.
Bence, Refik Halit’in affı kararı üzerinde bu içli yazılarının tesiri büyük olmuştur. Atatürk’ün bunları okuyup duygulandığını yakından biliyorum. Fakat, birkaç zamandır gönlünde beslemekte olduğu bu af arzusunun nihayet kanuni bir şekilde uygulanmasına yol açan yazı -buna bir eser de diyebiliriz- öyle sanıyorum ki, Refik Halit’in Deli adlı küçük bir komedya kitabıdır.Atatürk, hiçbirimizin görmediği bilmediği bu eserciği nereden bulmuştu ve ona kim göndermişti hatırlayamıyorum. Yalnız, dün geçmiş bir olay gibi noktası noktasına hatırladığım şudur: Bir akşam, Atatürk, sofraya oturduğumuz sırada "Çocuklar," demişti, "size bu akşam tadına doyum olmaz bir ‘ziyafet-i edebiye’ çekeceğim" ve elinde tuttuğu cep dergisi kıtasında bir kitabı göstererek: "Bu" diye ilave etmişti, "Refik Halit’in, yirmi yıllık bir akıl hastasının, şuuru yerine gelip kendini baştan başa değişmiş bir Türkiye içinde bulunca, tekrar dirilişini gösteren bir tiyatro piyesidir." Ve gözlüğünü takarak bizzat kendisi okumağa başlamıştı. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 71-72) Refik Halid Karay, güncel olaylara getirdiği mizahi yaklaşımın bir örneği olan Deli’de, cumhuriyet sonrası modernleşme sürecinde değişen hayat şartlarını ve hayata dahil olan yenilikleri eskiyle kıyaslayıp okuyucusunu gülümsetirken, Ankara ve Karacaoğlan hakkındaki detaylı anlatımı ile de dönemin Ankara’sına ve büyük ozana ışık tutuyor.
hep kitap’ın yazmayı ve okumayı hayatının merkezine yerleştiren, sözcüklerden beslenen herkesin ilgisini çeken “Atölye” serisinden tüm dünyada senaristlerin başucundan ayırmadığı kült bir kitap: O Kediyi Kurtar: Senaryo Yazarken İhtiyaç Duyacağınız O Kitap!Yıllarca Hollywood’da başarılı filmlere imza atmış, pek çok senaryoya danışmanlık yapmış olan Blake Snyder bir senaristin bilmesi gereken en temel şeyleri O Kediyi Kurtar kitabında anlatıyor. Filminizi anlatan o tek cümle ne olmalı? Senaryonuzun çerçevesini nasıl belirlemelisiniz? Janra karar vermek neden önemli? Çatışmayı hangi aşamada kurmalısınız? Çözülme kaçıncı sahnede başlamalı? Ve en önemlisi bir senaryoyu satmanın yolları neler?2009’da aramızdan ayrılan Blake Snyder’ın kitabında bir senaryoya başlayıp bitirmenizi sağlayacak her bilgi, her ipucu, her kural var. Daha önce hiç senaryo yazmamış olmanız önemli değil, bu kitabın sonunda yapabileceğinizi hissedeceksiniz!
21 Aralık 1840'ta Tekirdağ'da doğdru, 2 Aralık 1888'de Sakız Adası'nda öldü. Asıl adı Mehmet Kemal'dir, Namık adını ona şair Eşref Paşa vermiştir. Babası, II. Abdülhamid döneminin ünlü müneccimbaşı olan Mustafa Asım bey'dir. Annesini küçük yaşında yitirince çocukluğunu dedesi Abdüllatif Paşa'nın yanında, Rumeli ve Anadolu'nun çeşitli kentlerinde geçirdi. Bu yüzden özel öğrenim gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. 18 yaşlarında İstanbul'a babasının yanına döndü. Düşünceleri nedeniyle Erzuruma ve Magosaya sürgüne gönderilmiştir. 1888'de mutasarrıflığa gönderildiği Sakız adasında vefat etmiştir.
Eserleri:
Oyun: Vatan Yahut Silistre,1873.
Zavallı Çocuk, 1873
Akif Bey, 1874
Celaleddin Herzemşah, 1885
Kara Bela, 1908
Roman: İntibah, 1876
Cezmi, 1880
Eleştiri : Tahrib-i Harabat, 1885;
Takip, 1885;
Renan Müdafanamesi, 1908
İrfan Paşaya Mektup, 1887;
Mukaddeme-i Celal, 1888.
Tarihsel Yapıt: Devr-i İstila, 1871;
Barika-i Zafer, 1872
Evrak-ı Perişan, 1872
Kanije, 1874;
Silistre Muhasarası, 1874
Osmanlı Tarihi, (ö.s.) 1889
Büyük İslam Tarihi, (ö.s.) 1975
Çeşitli: Rüya 1893;
Nanık Kemal'in Mektupları, (ö.s.), 1972
"Agatha Christie ve Alfred Hitchcock etkili , geçmişin sırlarını aralayan , bir ailenin üzerinden ilerlerken miras gerilimine açılan , birçok açıdan takdir edilebilecek bir film "
Kerem Akça / Film Eleştirmeni
" Filmde ayakta alkışlanacak bir Bennu Yıldırımlar performansı var "
Murat Tol Şen / Öteki sinema
" Erhan Tuncer'in Ağustos Böcekleri ve Karıncalar adlı eseri 122 dakikalık bir senaryo ve oyuncu şovu "Serkan Çelik / Ters Ninja
Oidipus’un sarayının dışında öğle vaktidir. Arka planda Thebai kenti görülmektedir. Dışardan dua ve feryat sesleri gelmektedir. Hava tütsü kokmaktadır. Çocuklardan, gençlerden ve yaşlılardan oluşan bir alay, ellerinde beyaz yüne sarılmış zeytin dallarıyla, bir rahibin peşinden sarayın merdivenine doğru yürümektedirler. Orada, Zeus’un mihrabının etrafında toplanırlar. Oidipus sarayından çıkar ve sessizlik için işaret eder. (Başlangıç) Dünya durdukça yaşayacak olan bu eseri, Yaba Sahaf Cep Kitapları arasında çıkarmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Her yerde okuyacak ve cebinizde bir değer taşımış olacaksınız.
Cimri, temanın, karakterlerle ve yan öğelerle ustalıkla desteklendiği, oyuncuların sahnede yer değiştirmelerinden vücutlarının hareketine kadar her şeyin incelikle düşünüldüğü bir başyapıttır. Molière, Cimri’de trajik bir durumu komediyle anlatır. Aslında korkunç bir kişiliği olan Harpagon, gülünç bir adamdır, çünkü kendini çok ciddiye alır. Cimrinin para tutkusu, oyunun bazı sahnelerinde gaddarlık, hatta açıkça çılgınlık noktasına varır. Nitekim Goethe, Cimri’nin bir komedi değil, bir trajedi olduğunu öne sürmüştür.
Moliere, normal bir komedi kalıbı içinde, çağlar boyu edebiyatın en 'kara' tiyatrosunu yazmıştır. İnsan dene yaratığı, bir sinek gibi iğnesini saplamış ve hassas bir kıskançla onun reflekslerini oynatmıştır. Birtek refleksi vardır zaten bu yaratığın, daha dokunur dokunmaz cılız bacağını titretmeye başlayan bencilliği...
Tanzimat döneminin en önemli isimlerinden birisi olan Namık Kemal, hemen hemen tüm eserlerinde “vatan”, “hürriyet”, “millet” kavramlarını esas almıştır.Batılı anlamda ilk tiyatro eserimiz olan Vatan Yahut Silistre, Namık Kemal’in de yazdığı ilk oyundur. Eser, Namık Kemal’in sağlığında Gedikpaşa Tiyatrosu’nda sahnelenmiş hatta gösterimin ardından çıkan bazı olaylar ve İbret gazetesinde yayımlanan bazı makaleler, Namık Kemal ve arkadaşlarının sürgüne gönderilmesine neden olmuştur.
Bir tiyatro eseri olarak ayrıca ilgi görmüş, kısa zamanda başka dillere çevrilmiş ve pek çok tiyatro oyununun yazılmasına öncülük etmiştir. Rusların Silistre Kalesi’ni kuşatmasına karşı koymak üzere gönüllü olarak Silistre’ye gelen İslam Bey ve erkek kılığına girerek onun ardından giden Zekiye’nin hikayesinin işlendiği Vatan Yahut Silistre’de asıl vurgulanmak istenen, “vatan uğruna yapılmayacak şey olmadığı”dır.
İki milyon yıllık bir geçmişi olduğu söylenen insanoğlu, arz yuvarlağı üstünden gelip geçerken, değişik düzeylerde ve değişik koşullanmalar içinde yaşadığı "hayat"ı; hem anlamaya hem de anlatmaya çalıştı durdu. Bu tür uğraşların binlerce yıldan bu yana en tepeye çekilmiş bayrağıdır tiyatro... Neden bu tepeye çekilmiş bayrağıdır? Hem insanı, hem de onun hayat ortamını, sahne üstünde ve ramp ışıkları altında, beyinsel bir mimarlıkla kendi isteğine göre yeniden yapılandırdığı için... Çağdaş uygarlık dediğimiz, insanlığın günümüzdeki gelişmişlik düzeyinden, tüm geçmişiyle tiyatro sanatını çıkardığımız zaman geriye ne kalır bilir misiniz? İnsanlık dünyasından tüm aynaları çıkardığımız zaman geriye ne kalırsa o...
Bülent Bozkurt’un özenli çevirisi ve açıklayıcı sunuşuyla…
Yeter ki Sonu İyi Bitsin hayali bir dünyada geçen, geleneksel halk masalı özellikleri yanında kimi toplumsal gerçekleri de irdeleyen sıradışı bir “komedi”. Aşk ve para, erdem ve toplumsal statü gibi çelişen değerler yer yer çarpıcı ve ustalıklı bir dille sorgulanıyor. Çoğu halk masalında görüldüğü gibi bu oyunda da yaşlılar daha olgun ve anlayışlı, gençler ise daha uyumsuz ve isyankâr. Sonuçta ise iyimserlik teması ağır basıyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.