Türkiye’de sanatın tarihi ve yazımı belirli alanlara odaklanmış, birbiriyle bütünleşmeyen ve konuşmayan alanlara sıkışmıştır. Tartışmaların ve bunlara dayanan çapraz okumaların bulunduğu kapsamlı ve bütünlüklü bir sanat tarihi yazımı önerisi olarak düşünülen Türkiye’de Sanatın Tarihi dizisi, Türkiye’de sanatı şekillendiren ve sanatın kurumsallaşması tartışmasına temel olan konularıyla çok görüşlü bir sanat tarihi yazımına katkıda bulunacaktır.
 
Dizinin ilk kitabı olan Müze, bu kapsamda, sanat müzesine dair teorik ve eleştirel bakış açılarını farklı bağlamlarda tarihsel bir çerçevede tartışıyor. Kitap, sadece profesyonellere değil, amatörlere, sanatı yatırım aracı olarak gören ve bilgi sahibi olmak isteyen koleksiyonerlere, sanatın iletişim gücünü keşfetmiş sponsor ve kurumlara, sayısı giderek artan müze ve müze çalışanlarına, özetle çok geniş bir hedef kitleye ulaşmayı amaçlıyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00

“Dünyanın başkenti” sıfatını en çok hak edecek şehir şüphesiz İstanbul’dur. Hem Roma hem Osmanlı imparatorlukları bunun bilincinde olmuş, İstanbul’u dünyanın merkezine konumlandırmıştır. Bu tarihsel konum bir yandan da görkemli bir mimarlık ve sanat birikimi ile İstanbul’u asırlar boyunca taçlandırmış, bundan sonraki yüzyıllara devredilecek büyük bir miras oluşturmuştur. İstanbul’un geçmişini ve mirasını bir nesilde araştırarak öğrenmek mümkün değildir. Ancak bu imkânsız hedef bir yandan da araştırmacılar için büyük fırsatlar sunmaktadır. Bu sayede İstanbul bütün dünyadan bilim insanlarının çalışmalarının odağı durumundadır.  Sonraki ciltleri de hazırlık aşamasında olan bir dizinin ilk halkası olan bu çalışma ayrıca bölüm yazarı olan Fatih Sarımeşe’nin editörlüğünde Necdet Sakaoğlu, Sinan Genim, Hilal Kazan, Gülberk Bilecik, Sedat Bornovalı, Ahmet Vefa Çobanoğlu, Fatih Elcil, Hamit Pilehvarian, Hayri Fehmi Yılmaz, Wasamon Sanasen, Sümeyye Gider ile Yasemin Akcakaya gibi çok farklı alanların önde gelen uzmanları tarafından hazırlanmış bölümlerden oluşmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri : İSTANBUL
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 278
Ağırlık : 278
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺153,00

Bir tek şeye bakıp her şeyi görmek, bir tek şeyden yola çıkıp her şeyi anlamak mümkün müdür? Ayna bile tutulduğu yerden, yansıttığı alan kadarını gösterir. Hiçbir varlığın iç dünyasını göstermez. Ama hayata ayna tutan öyle şeyler de vardır ki; varlığın hem içini hem de dışını gösteren bir noktada, ibret nazarıyla bakan her göze pek çok şey anlatırlar. Bu kitabın konusu, hayat ile ölümün arasında dimdik durup yaşayanlara yaşamış olanların hikâyesini bazen zarif şiirler, nahif cümleler; bazen de bir başlık ve çiçekler, desenler ile anlatan mezar taşlarıdır. Öyle ki, bu taşlar İstanbul’un en müstesna köşelerinde başka bir âlemde ziyaretçilerini bekleyen, hayatlarını ve sanatlarını taşlarına da yansıtan hattâtelerin dünyadaki son hatıralarıdır. “Oku” emr-i ilahisinin bir gereği ve devamı olarak hatta (yazıya) gönlünü ve ömrünü veren hanım sanatçıları, yaşadıkları yüzyıla ayna tutarak yâd etmek, huzurlu son duraklarını ziyaretgâh eylemek ve bu dünyaya kattıkları değeri hakkıyla değerlendirebilmek amacıyla şâhidelerinin şahitliğine başvurduk. Böylece izlerini ve eserlerini takip ederek bugüne ışık tutacak ilmi birikimi ve sanat zevkini tespit etme yolundaki çabamızı takdirlerinize sunuyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 122
Ağırlık : 122
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺81,00

İnsanoğlu mağara duvarlarına resim yapmaya, bir çok amacının yanında, iki şeyi önemseyerek başladı;
Birincisi; yaptığım şey, nesnenin doğadaki biçimine benzemeli...
İkincisi; yaptığımla duygu ve düşüncemi aktarabilmeliyim...
Antik dönem filozofları, birinciye “mimesis”, ikinciye “katharsis” ismini verdiler. Elli bin yıl önce mağara duvarlarına çizilmiş resimlere baktığımızda görüyoruz ki, mimesisi doğadaki nesnesini temsil edebilecek kadar beceriyle yapabilen insanlar çıktı. Baktığınızda ne güzel atlar veya aynı gergedan gibi olmuş diyebileceğiniz resimler çizdiler. Ama dikkat ediniz; onlara, “gergedan” demiyoruz, “aynı gergedan gibi olmuş” diyebiliyoruz ancak. Muhtemelen resimler ilk çizildiğinde, ressam ve izleyicileri de benzer düşünceye kapılmışlardır. Doğada
bir gergedanla karşılaştıklarında, bulundukları yeri değiştirip, gergedanın öbür yüzünü de görebilmelerine rağmen, duvardaki resmin arka tarafını göremediklerini düşünerek, bu tahmini yapıyorum. Bu tahminim doğru olmalı ki, sanat tarihi, iki boyutlu yüzeyde, zahiri de olsa üçüncü boyutu gösterebilme çabasıyla doludur. Bakınız tam burada bir düşünme faaliyeti başlıyor: “Benim iki boyutlu bir yüzeye çizdiğim şey, üç boyutlu dünyadaki gerçeğine ne kadar benziyor?” Aklına bu soru takılmış olanlardan bazıları, daha ileri düzeyde düşünmeye devam ederse, “gerçek nedir” sorusuna da bulaşabilirler. Bulaşmıştırlar da...


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 152
Ağırlık : 152
En / Boy : 20 / 28
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺176,70

Musikîye Dair, Sanat Dair’in 1939’da yayınlanan ikinci cildinde yer alan müzikle ilgili yazıları müstakil olarak bir araya getiriyor. Musikî ile ilgili olarak “Bir İhtar” başlığı altında ifade edilen ve Sanata Dair’de yer almayan, Halid Ziya’nın İhtiyar Dost kitabındaki Bir Lahika ve Eskinin Yeri başlıklı yazılar da bu çalışmaya dahil edilmiştir. Gelin musikîyi bir de Halid Ziya’dan okuyalım:

“Şark ve Garp musikîsi ne demektir?

Her şeyden evvel bu sualin cevabını vermek lâzımdır ki yürütülecek muhakeme silsilesinde eğri yollara sapmak tehlikesinden sakınılabilsin.

Şark ve Garp musikîsi diye iki umumî kısma ayrılan musikî yoktur. Tek bir musikî vardır ki ona bir itiyadın hatasıyla Garp musikîsi diyoruz. Sonra Şark’ta Türklerden, İslavlardan, Araplar ve İranîlerden, Suriye’yi, Irak, Mısır’ı geçerek Çin’e, Japonya’ya, Küba’ya, Malezya adalarına kadar uzanan ve her yerde başka başka hususiyetler gösteren musikîler, beri tarafta da Akdeniz havzasından başlayarak İtalya’nın, İspanya’nın muhtelif kıyılarını, Normandiya ve Britanya’yı, İskandinavya’yı dolaşa dolaşa her mıntıkada başkalıklar gösteren musikîler vardır.

Şu halde musikîyi ayırt edebilmek için bir tasnif lazımsa şöyle demeye mecburiyet vardır ki asırlardan beri üstatların elinde tekâmül eden bütün dünyada kabule dilmiş, teknik itibariyle bütün medeniyette kanun olarak tanınmış bir musikî bir hendese,  bir he’yet, bir tabâbet  olduğu gibi tek bir musikî vardır. Bir musikî ki bizde aklın kabul edemeyeceği bir inatla, bir taassupla dâima Türk musikîsinin hasmı olarak reddedilmiştir.

Bizde Türk musikîsi diye asıl musikînin karşısında durmaya çalışan musikî hakikaten Türk musikîsi midir? Türk musikîsi bu mudur? Bunu İstanbul’da mı aramak lâzımdır? Asıl tashih olunacak sakat buradadır. İşte parmağını bu sakat noktaya basmak icap eder.”

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 12 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,00
Sanat ve Kültür Yönetimi için Çağdaş Teoriler ve Uygulamalar

18. yüzyılın ortalarından itibaren sanat; kendi mekânlarını, eğitimini, dilini, inceleme araçlarını, tarihini, yayınlarını, bilimsel alanını, değer sistemi ve pazarını geliştirerek sosyal bir sistem hâline geldi. Peki, uzun bir süreç içerisinde gelişen kültürü ve sanatı yönetmeyi nasıl başarabiliriz?
Sanatın yaratımında “ikonolojik” boyutların anlaşılması; sanat ve sanatçı anlayışının gelişmesini aynı zamanda sanatçının çevresinin sosyal, politik ve ekonomik özellikleri tarafından şekillenmesini sağlar.
Dolayısıyla sanatı anlamak için onun yönetimsel ve idari bağlamlarını da bilmeliyiz.
Sanat. Kültür. Yönetim., sanat ve kültür yönetimi pratiğini, kurumsal sanat yönetimi ve proje yönetimi bağlamında ele alırken kültürün kompleks yapısı, karmaşık bağlantılar arasındaki ağları ve bu bağlamda kültürün yönetimi konusuna ışık tutuyor. Dahası galeriler, müzeler ve tiyatrolar gibi sanat kurumları için çalışan profesyoneller ve kültür-sanat bağlamında akademik araştırmalar yürüten uzmanları bir araya getirerek son derece nitelikli bir kılavuz ortaya koyuyor.
Her geçen gün genişlemeye devam eden bu çok katmanlı alana giriş niteliğinde eşsiz bir çalışma olan Sanat. Kültür. Yönetim.’de yer alan yazarlar, çalıştıkları alanın zenginliğini ortaya çıkarırken alanlarının kurumsallaşmasına dikkate değer bir katkı sağlıyorlar.


Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 384
Ağırlık : 384
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺114,73

Niğde Müzesi’nde bulunan 12696 sikke üzerinde yapılan ön çalışmalar ve tasnif sonucu: Hellenistik Dönem ve Öncesine ait 67 sikke, Roma İmparatorluk Dönemine ait 298 sikke,  Bizans Dönemine ait 263 sikke ve Türk-İslam Dönemine ait 127 sikke seçilerek ağırlıkları, ölçümleri, darp malzemeleri belirlenmiş ve fotoğraf çekimleri yapılmıştır. Dönemsel değerlendirmeler ve kronolojik sıralamayla, her dönemin kendi içindeki sınıflandırmaları ve özellikleri belirlenmiş, sikkelerin ön ve arka yüzlerinin lejantları bağlı oldukları dil gruplarına uygun olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca sikkelerin üzerinde yer alan motif, sembol ve heraldik düzenlemelerin belirlenmesiyle, medeniyetlere özgü bezeme özellikleri incelenmiş tipoloji oluşumuna zemin hazırlanmıştır. Dönemlerin kendi içlerine özgü magistratları anlaşılmış, sosyo-ekonomik değerlendirmelerin yapılabilmesine olanak sağlayan veriler ortaya çıkarılmıştır. Niğde Müzesi Sikke Katoloğu kitabımız, genel anlamda Anadolu medeniyetleri için yerelde ise Niğde ve çevresiyle ilgili yapılacak olan antropoloji, arkeoloji, edebiyat, epigrafi, etnografya, paleografi, sanat tarihi, sosyoloji ve tarih araştırmalarında yararlanabilecek bir kaynak olacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 250
Ağırlık : 250
En / Boy : 16,5 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺300,00


Basım Ayı/Yılı : 2017
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 560
Ağırlık : 560
En / Boy : 21 / 30
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺1.400,00
Bir Devre Şahidlik

Yaşar Şâdî Bey’in Osmanlı’nın son devri ile Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşamış meşhur edipleri, şâirleri, sanatkârları, din ve ilim adamları, hattatları, mühendisleri ve daha birçok ismi bir araya getirdiği bu mecmua bir kültürün içine doğmuş ve onu devam ettirmiş son neslin tutulmuş en geniş kaydı olsa gerektir.
Bu defter, Mehmet Fuad Köprülü, Abdülhak Hâmid Tarhan, Bursalı Mehmed Tâhir, Şerif Ali Haydar, Kenan Rifâî, Hattat Hulûsi Efendi ve daha birçok ismin el yazılarını ihtiva etmesiyle hem bir araya belki başka bir şekilde getirilmesi çok güç hatta neredeyse imkânsız bir koleksiyon oluşturuyor hem de geçmişimizin düşünce dünyasına ve ilişkilerine bir kapı aralıyor.
Her sayfası ayrı bir değeri hâiz olan Hutût-i Meşâhir ufukta batmakta olan güneşin verdiği huzur ile hüznü mezcetmiştir. Yakup Kadri’nin yazdığı birkaç satır bütün mecmuanın özeti sayılabilir: “Bana öyle geliyor ki bu defterin son sahifeleri biten bir devrin üzerine kapanıyor; bu devir, bir zamanlar bütün husûsî kabiliyetleriyle inkişâf etmiş bir fikir ve sanat saltanatına şâhiddi. Muhterem efendim, niçin bana bir seng-i mezâr üstüne yazı yazmak vazifesini tahmîl etdiniz?”


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 736
Ağırlık : 736
En / Boy : 21 / 25
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺307,23

Sanat Tarihinin Özeti kitabı, sanat tarihi alanında öğrenim görenlere ve sanatseverlere hitap eden önemli bir eserdir. Fransa’daki Lille Üniversitesi’nde profesör olan Bayet tarafından kaleme alınmıştır. Kitap, okuyuculara sanatın tarihini anlamalarına ve farklı sanat akımları, sanatçılar ve yapıtlar hakkında daha kapsamlı bir bakış açısı edinmelerine yardımcı olur. Ayrıca sanat tarihi alanında geniş bir bakış açısı sunar ve okuyuculara sanatın tarih boyunca nasıl bir etki yarattığını, toplumsal, kültürel ve siyasi açılardan nasıl şekillendiğini anlamalarında büyük katkı sağlar. Hem batı hem de doğu sanatının tarihçesiyle ilgilenenler için faydalı bir kaynak niteliği taşır. Sonuç olarak Charles Bayet’nin Sanat Tarihinin Özeti kitabı, sanat tarihine ilgi duyanlara yönelik birinci sınıf bir okuma materyali olarak öne çıkmaktadır. “Sanat tarihi, zamanın olaylarının arka planında yer almaktadır. Her dönemin toplumsal, ekonomik ve siyasi şartları, sanatın doğasını ve karakterini etkilemiştir.” 


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺99,20
Kesişen Denemeler

(...) Eskiler günümüz koşullarını hayal bile edemezlerdi; ama gerçek şu ki, buraya onların başlattığı koşullardan çıkıp geldik. Zorunluluklar, planlar, tesadüfler ve sürprizler iç içe gelişti, birbirlerini tetikledi. (...)

Ölü bir bedenin tüm toplumsal değerleri sarsacak gücü; soylular, burjuvalar, dinsel çevreler, devlet ve en çok da kendi içsel çekişmeleriyle çevrelenmiş sanatçının kendini var etme gayreti; sanat yapıtlarını barındıran müzenin bir kurum olarak araçsallığı; yapıtı ortaya çıkaran maddi unsurların yanı sıra yapıtın aslında kime ait olduğu; modernist figür/soyut paradigmasının postmodern anlamsızlığı; yeni dünya düzeninin yeni liberal ikliminde sanatçı; küresel sermaye çevrelerinin yarattığı özgürlük yanılsaması içerisinde aygıtlaşan sanat ideolojisi; bir araç olarak gülmenin sanatsal ve siyasal bağlamı; baskıresim, gösteri, sinema ve tiyatro gibi alanlarda genişleyen sınırlar; sanatta umut, umutsuzluk ve cesaret kavramları; evrensel hakikat anlayışı çökerken mevcut çoğul durumun yeni olanakları kucaklayan yapısı…

Elinizdeki kitap, bu ilişkileri örnekleyen metinleri bir araya getiriyor. Geçmişten söz ederken bugünde, bireyden söz ederken toplumda, sanattan söz ederken yaşamın her alanında köprüler kuruyor. Sanat, sanat tarihi ve estetiğin disiplinlerarası kavşağında duranlar için...

Katkıda Bulunanlar: 

Yavuz Adugit – Hayri Esmer – Marcus Graf – Mehmet Cem Kamözüt – Deniz C. Koşar – Julıa Krısteva – Cebrail Ötgün – Bojana Pejıć – Jean-Paul Sartre –  Davıd Smıth – Rıfat Şahiner – Selçuk Ulutaş –  Ayşe Nahide Yılmaz – Mehmet Yılmaz – Emre Zeytinoğlu


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 512
Ağırlık : 512
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺213,20
50 Mahpus – 50 Fotoğrafçı

“Bu kitabı ortaya çıkaran süreç 2015 yılında Görülmüştür Kolektifi’nin düzenlediği “Sizin hâlâ bir mektup arkadaşınız yok mu?” kampanyasıyla başladı. Görülmüştür’den yazar Adil Okay, Redfotoğraf grubundan Özcan Yaman’la bir araya gelerek içeri ile dışarıyı buluşturan fotoğraf temelli bir proje geliştirdiler. Bu çalışmanın amacı içeridekilere moral vermekten çok, dışarısı ve içerisi arasındaki politik sürekliliği göstermek. İçeridekilerin hürriyet mücadelesinin dışarıdakilere gündelik hayatlarında yaşadıkları “denetimli serbestliği” hatırlatmış olması. Bir not düşmek isterim. Şimdiye kadar sanat alanında bu kadar çok gezilen bir sergi görmedim. İnanılmaz bir izleyici ilgisi var. Bu ilgi, konunun ne kadar çok insanın hayatına dokunduğunu kanıtlıyor. İnsanlar bir duygu yoğunluğu ile sanki sözcüklerin arasında yakınlarını arar gibi geziyorlar sergiyi. Serginin (kitabın) etkisinin bir çeşit kavuşma hissi olduğunu düşünüyorum...” Ezgi Bakçay (Karşı Sanat)

Görülmüştür Kolektifi ile redfotoğraf Grubu aylar süren zorlu bir süreci geride bırakarak bizlere özgür düş/ünce sesini ulaştırıyor. Biliyorsunuz, cezaevi demiyoruz… çünkü ceza, suçluya verilir. TCK’de bile gerekçe bulunamadığı için tutsak edilenler içeride yıllarını geçiriyor. Onları yaşama bağlayan tek güçleri var: Özgür Düş(ünce)leri. Hapishanelere tıkılan gencecik insanlar düşlerini büyütüyorlar azim ve sabırla. Umutlarını üzmüyorlar. Bir gün başlarını kesintisiz masmavi gökyüzüne çevirip birlikte ağız dolusu güleceklerine inanıyorlar.

50 fotoğraf 50 düşü taşıyor. 50 düş 50 fotoğrafta yaşıyor. Siz de bu kitabın sayfaları arasında gezinerek o özgür dünya düşünü hayata geçirebilirsiniz.

Kolay değil düşleri kaleme almak, kolay değil o düşleri görüntülemek. Kolay değil düşler için dört duvar arasına konulmak.

Onların başardığı zoru siz de sergi salonunda görebilirsiniz.

“Politik tutsaklarla dayanışmayı hedefleyen Görülmüştür Kolektifi ve toplumsal sorunları fotoğraf aracılığıyla belgeleme iddiasını sürdüren Redfotoğraf Grubu’nun hazırladığı Özgürlüğün Sesi projesini önemsedim, üzerine yazmak, onun bilinirliğine katkı sağlamak, gerekli gördüğüm yerlerde –gelecek sergilerin esenliği ve kalitesi için– önerilerde bulunmak ve hepsinden önemlisi izleyiciyi bu sergi (kitap) aracılığıyla “duvarın ardındaki dışarıyla” yaşamaya devam eden içerdekiler üzerine biraz olsun düşündürmek istedim. Beklediğimin aksine meşakkatli fikirlere gark edilen, vahameti kendisini ketleyen ben oldum: “Özgürlük (…) kendi zerdüştlerini yakan ateşgahlarda yanan kendin olmaktır.” Oktay Orhun (susma 24)


Basım Ayı/Yılı : 10/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 60
Ağırlık : 60
En / Boy : 20 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺106,60
Türk Resminin Bohem ve Asi Fırçası

Türk resim tarihinin en önemli figürü… “Türk Resminin Bohem ve Asi Fırçası: İbrahim Çallı”.

Türk resim tarihinde “hocaların hocası” olarak nitelenen, resimlerinin dışında yaşantısıyla da Türk resim tarihinin sıra dışı fırçası; Zeki Kocamemi, Hale Asaf, Muhittin Sebati, Halil Dikmen, Cemal Tollu, Nurullah Berk, Eşref Üren, Refik Epikman, Turgut Zaim, Ali Çelebi, Cevat Dereli, Nuri İyem, Şeref Akdik, Mahmut Cûda, Şefik Bursalı, Bedri Rahmi Eyüboğlu başta olmak üzere Türk resim sanatına adını altın harflerle yazdırmış bir çok ressamın hocası İbrahim Çalı; kayıtlara geçmiş ve belgelenmiş eserleri, özel eşyaları, kendi yazdıkları, dostlarının onunla ilgili yazdıkları ve bugüne kadar hiç yayımlanmayan görselleri ile bu çalışmada…

Bir döneme adını vermiş (1914 Kuşağı), “yaratılıştan büyük bir sanat duygusuna sahip ve daima bir sanat heyecanı içinde yaşayan İbrahim Çallı”, kuşağı tarafından öncü sayılmış, üne kavuşmuş, çekiciliği, esprileri, akademi hocalığına paralel yürütebildiği bohem yaşantısıyla da çevresinin sevgi ve yakın ilgisini çekmiş bir ressamdı. Ne diyor Eşref Üren bir yazısında hocası İbrahim Çallı için? “Ressam İbrahim Çallı demeye lüzum yoktu; İbrahim’i de kaldırabilirdiniz. Bir Çallı demek aklımıza hemen ressamı getiriyordu. Türk resminde onun kadar halka malolmuş bir ressamımızı hatırlamıyorum…”

İşte bu aykırı ve büyük ressamın bugüne kadar yayımlanmış en kapsamlı albümü elinizin altında…


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 340
Ağırlık : 340
En / Boy : 23 / 33,5
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : Kuşe
Cep Boy Durumu : 0
₺650,00

Batılı maceracılar ve arkeologlar 1923’e kadar ülkemizin kültürel varlıkları olan arkeolojik eserlerimizi yağmaladılar. Hiç umulmadık kişiler bu yağmaya göz yumarken, bazı görevlilerimiz ülkemizin ıssız köşelerinde canları pahasına direndiler. Bu çalışma, arşiv kaynaklarından yararlanarak, İslahiye’de (Gaziantep) bulunan Zincirli ve Sakçagözü höyüklerinden Hitit dönemine ait eşsiz eserlerimizin Almanlar tarafından nasıl götürüldüğünü ve o dönem bu eserlerimizi korumakla görevli en yetkili kişi olan Osman Hamdi Bey’in yabancılarla sıra dışı ilişkisi üzerinden yağmanın şaşırtan dinamiklerini inceliyor.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺340,00

Yüzeylerine işlenmiş olan yazı, süsleme ve başlıklarıyla yurdumuzun farklı bölgelerinde zengin örnekleriyle karşımıza çıkan mezar taşları tarih, edebiyat, sosyoloji ve sanat tarihi gibi pek çok alan için oldukça önemlidir. Bu tarihî özellikleriyle bulundukları dönemin sanat anlayışı, düşünce yapısı, dil ve ifade özellikleri, ekonomik durumu, ölenin cinsiyeti, ailesi, aşireti, nereli olduğu, işi ve mesleği, nerede, ne zaman ve nasıl öldüğü, geçmiş dönemlerde kullanılan isimler, kıyafetler, eşyalar, bazı toplumsal olay ve inanışlar gibi Türk kültürünün geçmişini aydınlatan pek çok bilgiyi mezar taşlarında bulmak mümkündür.

Mezar ve mezar taşı geleneği pek çok toplumda olduğu gibi Anadolu’da da varlığını göstermiş fethedilen ya da kültürel ilişkide bulunulan coğrafyalardaki yerel kültürlerin mimari anlayışlarından da etkilenilerek çok farklı ve oldukça zengin mezar örnekleri meydana getirilmiştir. Mezar taşı yapımında her dönem bir yeniliğe gidilmiş, şekil ve süsleme yönünden farklı üsluplarda günlük hayatta kullanılan bazı eşya ve dinî semboller de bu taşlara işlenmiştir. Taşa işlene bu motifler dönemlere göre değişmekle beraber bir hayvan motifi olabileceği gibi terazi, kılıç ya da hançer, kandil, şamdan, tulumba, hilal, çarkıfelek, çiçek, meyve gibi farklı motifler olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte yaşanılan çağ, sahip olunan konum ve ekonomik seviye gibi hususlara bağlı olarak farklı formlarda olabilen mezar taşlarında ayrıca ölen kişi hakkında meslek ya da uğraş alanı, bağlı olduğu tarikatı ve cinsiyeti gibi hususlarda birtakım detaylar sunan başlıkları da görmek mümkündür.

Bu çalışmada Malatya’nın en eski mezarlıklarından biri olan ve erkek mezar taşlarında farklı formlardaki başlık tipleri, kadın mezar taşlarında ise saç örgüsü, takı ve yemeni tasvirleriyle dikkat çeken Osmanlı dönemine ait çok sayıda mezar taşının yer aldığı ve kadim bir geçmişe sahip olan Sancaktar Mezarlığı ele alınmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 524
Ağırlık : 550
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺198,00
101 Ressam 101 Portre

Türk Resminin Yüz Bir Yüzü sanat tarihimizi 101 ressamdan özenle seçilen 101 portre aracılığıyla kat eden bir rehber, bir katalog, bir okuma denemesi.
Şiblizade Ahmed’in Gül Koklayan Fatih Sultan Mehmed minyatüründen Osman Hamdi’ye, Feyhaman Duran’dan Aliye Berger’e, Abidin Dino’dan Erol Akyavaş’a uzanarak günümüze ulaşan bir suretler galerisi.
Türkiye’de önde gelen yazar, eleştirmen ve sanat tarihçilerinin özgün metinlerinin eşlik ettiği portreler, yaklaşık 150 yıllık bir süreç içinde ortaya çıkan farklı üslupları, akımları, tarihsel dönemleri; değişen, dönüşen, başkalaşan yüzlerimizi; her seferinde farklı bir şekilde okunmaya açık ifadelerimizi, jestlerimizi bir araya getiriyor.
Türk Resminin Yüz Bir Yüzü sanatla, Türk resmiyle ilgilenen herkes için bir kılavuz, bir müze turu, bir tür “sanat tarihi 101” kitabı…


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 228
Ağırlık : 228
En / Boy : 14,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : Kuşe
Cep Boy Durumu : 0
₺307,23

Havva Ağral’ın ‘Sinema Ve Mitoloji’ kitabı uzun zamandır ince ince üzerinde çalıştığı yazılardan oluşuyor. Havva, kolay yazan bir yazar değil. Yazılarının üzerinde günlerce, haftalarca uğraşır, emek verir. İçine sinmez, yeniden döner o satırlara ve konuyu damıtasıya kadar uğraşır. Tabi o nedenle de ortaya doyurucu, derinlikli yazılar çıkar. Açıkçası Havva Ağral çalakalem yazmaz. Çoğunlukla onun kaleminden çıkan satırlar, denemeler, şiirler her yerde kendini belli eder.

Havva Ağral yaşamı felsefi bir gözle mercek altına alır, inceler; sosyolojik, kültürel ve toplumsal olaylara hakimdir. Tiyatro, sinema, edebiyat onun ağırlıklı olarak uğraş verdiği alandır. Havva, hem dünya edebiyatına hem de dünya sinema ve tiyatro tarihine hakimdir. Bunu, ele aldığı her çalışmasında ortaya koyar. O nedenle Havva, gelecekte umut vadeden ve takip edilmesi gereken önemli bir kalemdir…

Ali Özenç Çağlar


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺71,00

Keçiborlu ilçe merkezi ve köyleri olmak üzere birçok Türk Devri yapısı bulunmaktadır. Ancak bu yapıların birçoğu günümüzde kullanılmayıp insanlar tarafından tahrip edilmiş, restorasyonu yapılmamıştır. Yapılan çalışmada Türk Sanat ve Tarihi açısından önemli yere sahip olan cami, çeşme ve sarnıçlar detaylı olarak incelenmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 3/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Tradisyonel okulun çalışmalarını izleyenler, Ananda K. Coomaraswamy ismine aşinadırlar. Bu alandaki hemen her çalışmada, ona ve eserlerine dair atıflara rastlanır. Çünkü, tradisyonel okulun en önemli temsilcilerinden biridir yazar. Elinizdeki kitap, bu ünlü ismin, Şark estetik teorisine dair yetkin bir açıklamasını sunuyor. Ve bunu yaparken,"Doğu ve Batı görüşlerini koordine eden genel bir temel" ortaya koymayı amaçlıyor. Asya-Avrupa ikilemine dikkat çekiyor yazar. Ve "Asya kendisi olarak kalır"ken,"öz yerine zahire yönelen" Avrupa'nın bu yüzden birlik yönünde düşünmesinin ve Asya'yı anlamasının zorlaştığını vurguluyor. Sanatın Tabiatındaki Başkalaşım, bu çerçevede gelişen bir eser. Esasen Hint ve kısmen de Çin kaynaklarına dayanan ufuk açıcı bir çalışma. Ve Coomaraswamy'nin Türkçe'deki ilk kitabı.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Sanat manifestoları 20. yüzyılda sanatın tarihinin en sahici belgeleridir. O nedenle manifestolara başvurmadan modernizmi ve avangardı canlandırmak boşunadır. Onlar, çağdaş sanatın bilinçaltının da şifreleri sayılır. Ayrıca, sanat manifestolarının gücü, başta felsefe ve politika olmak üzere, sanatın ötelerinde de etkili olur. Çağdaş eleştirel düşüncenin esin kaynaklarından biri, bu manifestoların modernliğe karşı yürüttüğü inatçı muhalefettir. Sanat Manifestoları derlemesi, sanatı ve hayatı aklın egemenliğinden sökmeye çalışan, hayal gücünü özgürleştiren ve sanatın özerkliğini kuran avangard hareketlerin bildirilerini biraraya getiriyor. 20. yüzyılda avangardın vaat ettiği umudun ve direnişin yüzyıl dönümündeki izlerini sürüyor. Modernizm olarak bilinen kültürel devrimi, öncelikle manifesto biçiminden yaptığı uyarlamalar dolayısıyla kavrıyoruz. -Janet Lyon-


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 350
Ağırlık : 350
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺188,70
Resimli

Sanat eserleri, insanlar için, insanlar tarafından yaratılmaktadır. İnsanın bir üretimidir ve insanlar için oluşturulmaktadır. Sanatın oluşturulması ise, esas olarak sanatçının, kendisini ifade etme ihtiyacından kaynaklanır. İzleyiciler de, eserde bulunan büyünün, ondaki ölümsüzlüğün, güzelliğin etkisi ile ona yaklaşmaktadırlar. Bu büyü bilinen değil duyulan ve hissedilendir. Sanatçılar içinde yaşadıkları toplumun ve yaşadıkları çağın akımlarına, durumlarına yeni soluklar getirme amacı ile eserlerini oluşturmuşlar ve oluşturmaya da devam etmektedirler. Onların yaşam ve güzellik anlayışlarının biçimlendiği eserler, izleyicilerin de dünyalarında uçuşan yıldızlar olacaktır. Bu yıldızların ışıltıları birbirlerinden doğal olarak farklı olacaktır. Ancak her birinin saçtığı ışık, insan tarafından oluşturulmuştur, insan için vardır ve insanlık için gereklidir. Bu çaba sürmelidir ve sürecektir.

Mağara döneminde yaşayan insanların içlerinde hissettikleri dürtü ile duvarlara çizdikleri ilk çizgiler sanat eseri sayılmasalar bile çok anlamlı yaratımlardır. Bu ilk çizimler üzerine eklenenler ile hiç kuşkusuz modern yaşamın birçok yaratısına kavuşulduğu düşünülebilir. Yaratımın bir anlamda ilk noktasıdır bu tür çabalar.

Duyarlı ilk insanın çabası ile başlayarak gelişen çalışmalardan kök alan ve insanlıkla sürecek olan sanat çalışmalarını anlamak için, hangi düşüncelerden kaynaklanarak geliştiğinin bilinmesi yararlıdır.

İçindekiler

Bölüm 1
Sanat Nedir?
Güzel Sanatların Sınıflandırılması ve Türleri
Sanat ve Sanatçı
Sanat Eseri
Sanatın Doğuşu
Sanatın Kaynağı
Sanatın Amacı ve İşlevi
Sanatın Özü ve Gereği

Bölüm 2
Sanat ve Doğa İlişkisi
Sanat ve Toplum İlişkisi
Sanatta Ulusallık ve Evrensellik

Bölüm 3
Sanat ve Bilim
Endüstri ve Modern Sanat
Sanat ve Teknik
Sanat ve Kültür
Sanat ve Ahlak
Sanat ve Güzellik
Sanat ve Özgürlük
Sanata Yaklaşım (Sanat Eleştirisi)

Bölüm 4
Sanat Tarihi
İlkel Toplumlardan Başlayarak Sanatın Geçirdiği Evreler
19. Yüzyıl Sonrası Sanat Akımları
Günümüzde Sanat Anlayışı
Naif Sanat

Bölüm 5
Sanatta Öz ve Biçim İlişkisi
Sanatta Gerçek ve Taklit
İfade ve Üslup

Bölüm 6
Resim Sanatına İlişkin
Çizgisel ve Gölgesel
Düzlem ve Derinlik Sorunu
Kapalı Form ve Açık Form (Tektonik-Atektonik)
Çokluk ve Birlik (Çoklu Birlik ve Bölünmez Birlik)
Belirlilik ve Belirsizlik

Bölüm 7
Müzik Sanatının Tarihi ve Gelişim Basamakları


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 256
Ağırlık : 256
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺144,15

“...Sanat tarihi size farklı düşünmeyi öğretir. İlginç sorular sormayı, yerleşik yanıtları ve geleneksel aklı reddetmeyi, yüzeylerin ve açık görüntülerin ötesine bakmayı, nüansları görmeyi öğretir. Görsel çözümleme ve eleştirel okumada yeteneklerinizi geliştirmeye yardımcı olur; nesnel savlar oluşturmanıza ve fikirlerinizi yazılı ve sözlü olarak etkileyici bir şekilde ifade etmenize destek olur... Sanat tarihi geçmişe eşsiz bir kapı açar. Çünkü tarih yalnızca belge, metin ve sözcüklerle anlatılamaz. İnsan yaşamı kısadır, ancak insanın yaptıkları kalıcıdır ve bunlar bize geçmiş hayatların neye benzediği hakkında bir fikir verir... İnsan yaratıcılığının büyük bir örneğini görmek, mutluluk, öfke veya üzüntüye kapılmak sizi şaşırtır. Bir taş yüzeyindeki keski işaretinde veya bir dokumanın ilmeğinde sanatçının elinin izini sürerken, onun taşıdığı insanlık duygusunu yüreğinizde hissedersiniz...”


Basım Ayı/Yılı : 2/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺125,55

Bu kitapta ele aldığım konular sanat ile felsefe arasındaki sınır aralığından devşirilmiştir. Heykel, müzik ve drama gibi oldukça değişik sanat dallarında büyüklüğünü kanıtlamış Rodin, Wagner ve Maeterlinck gibi üç sanatçıyı ve birbirlerinden oldukça farklı ve epey tipik üç düşünürü, Tolstoy, Hegel ve Nietzsche’yi seçtim. Bu insanların hepsi sanat hakkında çok şey söyledi; özel konuları irdeleyip genel kuramlar geliştirdiler. Bu kuramların çoğu hayali, dayanıksız ve acemicedir. Kayda değer düşünceler sunan kuramlara da yer verdim. Bu arada bir kuramın doğruluğuna değinip o kuramı tarihsel açıdan değerlendirebilirdim ama bu kitabın asıl meselesi bu değil.

Asıl meselemiz sanat ile felsefe arasındaki etkileşimin, sanatçıdaki düşünürün ve düşünürdeki sanatçının izini sürmektir. Bu mesele en genel hatlarıyla şöyle ortaya konulabilir: Sanatçı aslında bir düşünür, düşünür de bir sanatçı mıdır?


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,20
Sinemada Geçmişle Yüzleşme, Yas ve İnkar

Son yirmi yıldır Türkiye sinemasında bastırılanın görünür hale geldiği, geçmişteki suçların ve normallik görüntüsünün ardında yatan dehşetin sarsıcı bir şekilde ortaya çıktığı hikâyeler dile getiriliyor. Bu araştırmayı teşvik eden de, geçmişi hatırlamakta kullandığımız ve bize her zaman bir masumiyet, mağduriyet ya da kahramanlık hikâyesinin içinden seslenmiş olan Türklüğe dair imgeleri eleştirel bir perspektifle inceleme arzusudur.

Kayıp Hafızanın İzinde, farklı biçimlerde sesini duyuran geçmişle yüzleşme taleplerine sinema perdesinde verilen yanıtların etik ve politik karşılıklarını ele alıyor. Bir geçmiş ve şimdi anlatısı olarak Türklük’ün, felaketlerle bugün kurduğumuz ilişkiyi nasıl belirlediği üzerine sinema aracılığıyla düşünürken, temsilin hafıza oluşturmadaki potansiyelini ve sınırlarını tartışıyor.

Pınar Yıldız’ın çalışması, geçmişin nasıl hatırlandığına dair politikaları ele alıp deşifre etmenin, içinde yaşadığımız zamanın kültürel/toplumsal işleyişini anlamamıza ve tarihsel öznelliğimizi şekillendiren ve masumiyetimize inancımızı mümkün kılan imge ve duygu repertuvarını tanımamıza imkân sağlıyor.

YAZAR HAKKINDA: 1982 yılında Hatay’da doğdu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden 2004 yılında mezun oldu. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon Sinema Anabilim Dalı’nda 2008 yılında yüksek lisansını, 2016 yılında ise doktorasını tamamladı. 7 Şubat 2017 tarihinde “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine attığı imza nedeniyle 686 nolu KHK ile görevinden ihraç edildi. 2019 yılında Raoul Wallenberg Enstitüsü’nün bursuyla Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi’nde doktora sonrası araştırmasını tamamladı. 2020 Aralık ayından itibaren, Academy in Exile araştırmacısı olarak Berlin Freie Üniversitesi’nde, film çalışmaları, toplumsal cinsiyet, göç ve hafıza alanlarında çalışmalarına devam etmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 3/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,50

Erken Cumhuriyet Dönemi (1923–1938), Türkiye'de idari, toplumsal ve kültürel alanda topyekûn bir değişim dönemiydi. Alaturka: Türk Müziğinde bir Üslup, böyle bir değişim döneminde Türk müziğinde doğan yeni bir üslup (alaturka) üzerinde yürütülen tartışmaya ilişkin bir çalışmadır. 

20 yıldan uzun süren bir araştırmanın meyvesi olan bu kitap, teorik ve pratik unsurları müzik bağlamında ele alarak müzik ve kültürün kesiştiği noktada fark edilir olan üslup çeşitliliğini incelemektedir. Etnomüzikoloji, müzikoloji ve antropolojinin yanı sıra müzikal estetiğe ilişkin eleştirel yaklaşımlardan yararlanan çalışma, ulusal bir kimliğin inşasına ilişkin o döneme ait kavrayışları ele alarak Türkiye’de müzikal üslupla ilgili ortaya çıkan tartışmalara odaklanmaktadır. Üslup hakkında süregelen bu tartışma, Doğu ve Batı tanımlarının ve özellikle geçmişin ve bugünün yorumlarının hararetli bir şekilde tartışıldığı birbirine rakip kavram dünyaları üzerinde yürümektedir. 

John Morgan O'Connell, tarihsel ve etnografik bir yapı üzerine kurguladığı çalışmasında Türk tarihçiliğinin eleştirel bir yaklaşımını sunmak için arşiv kaynaklarını ve etnografik materyalleri bir araya getirerek Türk müziği ve Türk tarihi çalışmalarına önemli katkılarda bulunuyor ve ulusal tarihi irdelemek için müziği eşsiz bir saha olarak araştırmacılarının gözleri önüne seriyor. 


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 366
Ağırlık : 366
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺163,20
1100-1800 (İslam Sanatı Çalışmalarının İnşası II)

Oleg Grabar, İslam Sanatı Çalışmalarının İnşası başlıklı dört ciltlik eseriyle İslam sanatına yoğunlaşmaktadır. Bu alan hakkındaki bilgimizi, İslam kültürü ve tarihi ile bütünleştirmekte; okura geniş bir perspektif sunmaktadır. Sanat teorilerinin ve Batı sanatına ait unsurların da göz ardı edilmediği bu eserde İslam sanatına dair çeşitli örnekler, görselleriyle birlikte, evrensel bir sanat literatürü çerçevesinde sunulmaktadır. 

Çeşitli makalelerden oluşan bu eser, İslam sanatını mimari, resim, obje, ikonografi, estetik ve süsleme gibi çeşitli kavramların merceği altında incelemektedir.  

Kültürel açıdan İslam sanatının gelişimine tanık olunan XI. ve XVI. yüzyılları ele alan İslami Görsel Kültür, 1100-1800; Mısır’dan Orta Asya’ya uzanan coğrafyaya yer vermektedir. Grabar, bu ciltte resimli el yazmalarına, minyatürlere, camilere, türbelere ve kubbelere yoğunlaşmakta; farklı coğrafyaların ve hükümdarlıkların birer ürünü olan çeşitli sanat eserlerini görsel motifler, süsleme teknikleri ve mimari formlar bağlamında ele almaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 592
Ağırlık : 592
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺259,20

Modern sanatın gelişiminde büyük bir öneme sahip olan bu çalışma, Wassily Kandinsky (1866–1944) tarafından kaleme alındı. Yayımlandığı 1910 yılından bu yana halen günümüzde de sanatta bir rehber niteliği taşıyan bu eser, hem sanatçılara hem de sanatseverlere yol gösteriyor. Sanatı, geleneksel bağlarından koparıp özgürleştiren sanat hareketinin öncü kuramlarının yer aldığı bu yapıtta, resimdeki tinsel devrim olarak adlandırabileceğimiz, maddesel olandan uzaklaşıp soyuta yönelen dışavurumculuğun temelleri atılıyor. Kandinsky, bu kitabında, biçim ve rengin kendine özgü dilini ifşa ediyor.


Basım Ayı/Yılı : 5/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 116
Ağırlık : 116
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,20

Görülen her şeklin, ele alınan her konunun, bakış açısına göre değişik algılandığı bir gerçektir. Sanat tarihi yazarlığında duygu ve düşüncelerin farklı olması kadar, bunların tartışılmasının gerekli ve doğal olmasıdır. Elbette bu gerçek, bizi, araştırmacı sayısı kadar ayrı ayrı metotlar olabileceği sonucuna götürmez. Çünkü yapılacak çalışmaların niteliğini ciddi ve tutarlı bir çizgiye oturtmanın yolları sınırlıdır. "Aklın yolu birdir" derken, herhalde amaçlanan budur.

Bu kitap boyunca üzerinde durduğumuz ana sorun; bilgilerinizi sıra ve düzene sokmak, kaos'u dizginlemek, parça-bütün ilişkilerini gözden kaçırmamak, gibi ortak paydaların sentezinden başka bir şey değildir.

Belirlemeye çalıştığımız metot, hem bilimsel araştırma yapanlara yol gösterici, hem'de sanat tarihinin nasıl bir şey olduğunu merak edenlere yönelik bir giriş denemesi olduğundan iki işlevi birden yüklenmek zorunda kaldı.


Basım Ayı/Yılı : 2/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 413
Ağırlık : 413
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺106,60

Prof. Dr. Zeki Tez, Süsleme ve Motifin Kültürel Tarihi’nde coğrafyalar ve kültürler arasında süsleme ve motifin serüvenini inceliyor. Sanatla ve pek çok alanla iç içe geçmiş süsleme ve motifin uzun zamandır süren yolculuğuna derin bir bakış sunuyor. Malzeme, yöntem ve kullanım olarak çok büyük bir zenginliğe sahip olan süsleme aynı zamanda insanlığın çok eski bir uğraşı ve kültür tarihinin de önemli bir parçasıdır. Batı dünyasındaki el sanatlarına Doğunun etkisi gibi kültürel konulardan, metal işleme sanatına, dokuma sanatından, dericiliğe, ahşap sanatından, ebruya, cam ve seramik sanatından biyosanata kadar zengin bir çeşitlilik içinde süsleme ve motif tarih ve diğer bağlamlarda inceleniyor. Zeki Tez görsel dünyamızda halk kültürlerinde büyük bir yeri olan çağdaş dünyada da halen yeni kullanımlar ve tarzlar kazanan süsleme ve motifin tarihini okuyucuya sunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 1/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 454
Ağırlık : 454
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺207,50

Prof. Dr. Zeki Tez, uygarlığımızın gelişiminde büyük yeri olan onbinlerce yıllık tarihiyle insanlığın en eski endüstrilerinden biri seramiğin uzun ve karmaşık tarihini, bulunuşundan günümüze ele alıyor. Kullanım alanları, üretim teknikleri, üretenler ve birçok konu üzeriden binlerce yıllık bir tarih serüveni sunuyor. İnsanların kili fırınlayıp kullanmasıyla başlayan bu macera binlerce yıllık gelişimiyle günümüzde her alanda farklı kullanımlar kazanmıştır. Bugün seramik denince, yalnızca geniş anlamdaki geleneksel seramik ürünleri değil, yanı sıra çağımızın getirdiği yeni özel seramik ürünleri de anlaşılmaktadır. Prof. Dr. Zeki Tez, bugün hayatımızın her alanında kullandığımız bu özel malzemenin tarihsel yolculuğunu anlatıyor


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺199,20
Sanat Tarihi Öyküleri

Mağara resimlerinden günümüzün ünlü eserlerine, sanat tarihinin en büyüleyici öyküleri bir araya geldi! Frida Kahlo'dan Leonardo Da Vinci'ye Michelangelo'dan Rembrandt'a sanatın önde gelen isimleriyle tanışın.

Sanatçılar nereden ilham alır, nasıl yaşarlar, eserlerini nasıl üretirler gibi soruların ve daha pek çok sorunun cevabını bulacağınız Sanat Tarihi Öyküleri her yaştan okurun ilgiyle okuyacağı bir başucu kitabı.


Basım Ayı/Yılı : 5/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 21 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺519,78
(Anadolu'dan Çeşitli Müzelerden Örnekler)

İçindekiler

Konunun Tanımı Ve Sınırları
Konuyla İlgili Yapılan Araştırma Ve Kaynaklar
Şifa Kavramı
Şifa Taşlarının Gelişimi
Katalog
Müzelerden Seçilen Şifa Taşları
Değerlendirme


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 126
Ağırlık : 126
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺63,00

Çağdaş uygarlığı anlayabilmek, dünya yüzünde eski uygarlıkları, bütün olan insanlığın ilk uygarlıklarını tanıyabilmekle mümkündür…”
Mustafa Kemal Atatürk

Göç hareketleri, istilalar, ticaret ve seyyahlar aracılığıyla kültür ve sanat tarih boyunca ortak bir olanı, işaret etmektedir. Sizce de antik sanat eserlerinde köprü vazifesi gören aktarımlar esasen insanın sonsuzluk arayışı olabilir mi? Sayısız uygarlığa ve kültürel aktarıma beşik olan Anadolu aslında bilişsel ve sezgisel akışı sağlayan köprüdür. Anadolu, insanoğlunun eşsiz bir olan terasıdır. Sanatın ulusal bir yanı yoktur, varoluşun gereğidir. Dünyanın en eski sanatsal ifadeleri doğal olanın taklidi aracılığıyla, kendini gerçekleştirenin, kendini var etmesidir...
İnsanoğlunun, varoluşu yansıtma tutkusu evrenseldir. Tıpkı antik zamanlardan günümüze değişen sanatsal ifade biçimleri gibi evrende her şey, zamansız ve tanımsız alanlarda en yüksek potansiyeline dönüşendir.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,00
Geleceği Müjdeleyen 60 Tablo

Bu kitap, Garaudy’nin şaheseridir. Bir benzeri yazılamamıştır.
Prof. Luc Collès

Garaudy, Fransa’da yapılan doktoraların en üst düzeyi olan “devlet doktorası” sahibi bir felsefe profesörü iken felsefe dersleri vermeyi bıraktı. Gerekçe olarak da üniversite rektörüne, “Ben İslâm felsefesini bilmiyorum. Bir felsefe profesörü, Batı’yı Ortaçağ karanlığından kurtaran İslâm felsefesini bilmiyorsa, onun üniversitede ders vermesi felsefeye haksızlık olur. Bu yüzden bundan böyle felsefe derslerine değil, ikinci uzmanlık alanım olan estetik derslerine gireceğim!” dedi. Ve uzun bir çalışma ve büyük bir emeğin ürünü olan bu değerli eseri ortaya koydu. 

Bu kitapta Garaudy, 60 tablodan hareketle Batı resminin 13. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan 700 yıllık serüvenini anlatıyor. Ve sadece Batı resmini ve estetiğini değil, Batı toplumunun tablolara yansıyan zihin yapısını da gözler önüne seriyor. Batı’nın yedi yüzyıl boyunca değişip gelişen toplum hayatını, felsefesini, tekniğini, dünya görüşünü çok çarpıcı bilgi ve belgelerle okuyucuya sunuyor. 
Bu eser sadece güzel sanatlarla uğraşanlara değil, felsefeciler, sosyologlar başta olmak üzere düşünceyi ve düşünmeyi seven herkese ve her kesime sesleniyor.

Bu eseri Roger Garaudy, 1982’de Müslüman olmadan 8 sene önce 1974 yılında yayınlamıştır.


Basım Ayı/Yılı : 6/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 568
Ağırlık : 568
En / Boy : 19 / 24,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺723,75

Genau 85 Jahre sind vergangen, seit die Münzen der Stadt Kaisareia in Kappadokien letztmals zusammenhängend behandelt wurden. Auch das Supplement spiegelt nach 40 Jahren kaum noch den aktuellen Stand der Forschung, die seither einen rasanten Aufschwung genommen hat.

Der vorliegende Katalog vereint die seither erschienene Literatur mit der Publikation der Sammlung Henseler, die über 1.500 kappadokische Münzen aus sieben Jahrhunderten umfasst. Der Schwerpunkt liegt – wie schon vor 85 Jahren – auf den autonomen und kaiserzeitlichen Prägungen, die inzwi­schen auf 921 Typen und zahlreiche Varianten angewachsen sind. Darüber hinaus wurden nun auch die Emissionen von Tyana (71 Typen) und Hiera­polis am Saros (2 Typen) aufgenommen.


Basım Ayı/Yılı : 2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 376
En / Boy : 21,5 / 30
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺1.200,00
Protogeometrik Dönem’den Arkaik Dönem’e

Antik Yunan seramiği, bu seramikler üzerindeki resimler ve mitolojik öyküler sadece Arkeoloji dünyasındaki insanların değil, farklı alanlardan birçok insanın ilgi duyduğu bir konudur. Konunun uzmanlarından olan Doç. Dr. Cenker Atila’nın hazırladığı bu kitap, Yunanlıların ilk tarih sahnesine çıktıkları ve ilk seramik eserleri ürettikleri dönemden başlayıp, Antik Çağ seramik sanatının nasıl geliştiğini anlatıyor. C. Atila, seramik sanatının gelişimini anlatırken, yeri geldikçe toplumsal gelenekleri, mitolojik öyküleri ve sanatın gelişimine nelerin nasıl etki ettiğini de açıklıyor. Tamamı renkli olmak üzere, 196 resimle desteklenen çalışmada, zengin bir kaynakça ve seramik sanatı için gerekli olan kısa bir sözlük de bulunuyor. Arkeoloji, seramik, resim, tarih, mitoloji gibi alanlara ilgi duyanların zevkle okuyacağı, başvuru ve başucu niteliğinde bir çalışmadır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 260
Ağırlık : 260
En / Boy : 19,5 / 27,5
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : Kuşe
Cep Boy Durumu : 0
₺500,00

Türk-İslam toplumunda kadın, her daim sanatın ilhamı olmanın yanında hamiliğini de üstlenmiştir. Türk – İslam sanatının yayıldığı hemen her coğrafyada kadınlar sanat meclisleri kurmuş ve sanatçıları desteklemişlerdir. Bu destek alanlarının en önemlisi kadınlarının hayır işlerinin de başında gelen mimari eserlerdir. Malazgirt Savaşından sonra Anadolu’da kalıcı hale gelen Türkler mimari faaliyetlere de hız vermişlerdir. Fethedilen her şehirde Türk-İslam yapıları yükselmiştir. Bu imar faaliyetlerine sultanlar, devlet adamları, ordu komutanları gibi yüksek mevkiden kişiler katılmıştır. Bu kişilerin önemli bir çoğunluğunu ise kadınlar oluşturmaktadır. “Selçuklu Çağı Anadolu Türk Mimarisinde Kadının Rolü” isimli bu çalışma bu kadınların konum ve statüsü, yaşamları, etnik ve dini kökenlerinin sanata ne kadar ve nasıl yansıdığı üzerinde durmaktadır. Kadınlarla ilişkilendirilen yapılar ait oldukları dönemlerin kadına bakışı, kadınların sanat anlayışı başta olmak üzere, dönem mimari faaliyetlerinin nasıl yapıldığı, bânî sanatçı arasındaki ilişki, bânînin sanat eseri üzerinde ne kadar etki ettiği gibi konular içeren bu çalışmanın farklı bir perspektifle Anadolu Türk İslam mimarisi literatürüne katkı sağlaması ümit edilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 354
Ağırlık : 354
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺189,00

Tüm yaşamını sanatsal düşüncenin yörüngesini ve merkezindeki ortak kültürel arketipleri araştırmaya vakfeden sanat tarihçisi ve kuramcı Erwin Panofsky’nin temel bir felsefi ve sanatsal kavram odağında kaleme aldığı İdea: Antik Sanat Kuramının Kavramsal Tarihine Bir Katkı, yirmi birinci yüzyılda da güncelliğini koruyan bir metin olarak dikkat çekiyor. Sanatta modernitenin ve modernizm sonrası dönemin kökenini araştırırken karşılaşılan “anlam dönüşümü” üzerine düşünen sanat tarihi okurlarının temel metinlerinden biri olan bu kitap, temel bir felsefi kavram olarak “İdea”ya odaklanıyor. Çağının öncü kuramcısı Panofsky, metinde, yalnızca sanat bağlamında değil, ekonomik, ideolojik, siyasi, kültürel bağlamda da bir çekirdek işlevi gören “İdea”nın sanat tarihsel boyutta geçirdiği anlam ve içerik dönüşümünün hayal gücü, fantezi, izlenim, gerçeklik, modernlik üzerindeki etkilerini ele alıyor.
Sanatta estetiğin felsefi ve görsel evrimine ilişkin sorular üzerine düşünenler için kapsamlı bir içerik sunan kitap, bir akademisyen de olan kuramcı Panofsky’nin düşünme yöntemini inceleme imkânı da veriyor. İdea: Antik Sanat Kuramının Kavramsal Tarihine Bir Katkı, istekli okurların zihninde sanata ve sanat kavramlarına Panofsky yöntemiyle bakmanın, sanat hakkında Panofsky yöntemiyle düşünmenin yolunu açabilecek bir katkıda da bulunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 276
Ağırlık : 276
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺114,40

Genau 85 Jahre sind vergangen, seit die Münzen der Stadt Kaisareia in Kappadokien letztmals zusammenhängend behandelt wurden. Auch das Supplement spiegelt nach 40 Jahren kaum noch den aktuellen Stand der Forschung, die seither einen rasanten Aufschwung genommen hat.

Der vorliegende Katalog vereint die seither erschienene Literatur mit der Publikation der Sammlung Henseler, die über 1.500 kappadokische Münzen aus sieben Jahrhunderten umfasst. Der Schwerpunkt liegt – wie schon vor 85 Jahren – auf den autonomen und kaiserzeitlichen Prägungen, die inzwi­schen auf 921 Typen und zahlreiche Varianten angewachsen sind. Darüber hinaus wurden nun auch die Emissionen von Tyana (71 Typen) und Hiera­polis am Saros (2 Typen) aufgenommen.


Basım Ayı/Yılı : 2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 450
Ağırlık : 450
En / Boy : 21,5 / 30
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺1.300,00
Geçmişin Tiyatral Temsili Doğrusal Perspektifli Resimden Minyatüre

Geçmiş’in izleri, şimdi’nin hızla akan zamansallığı ve geleceği tahayyül biçimleri sanatta, özellikle de tiyatro sanatında yapıta nasıl ve ne ölçüde yansıyor? Unutmaya ve hatırlamaya dair pratikler bizde ve Batı’da nasıl farklılaşıyor? “Unutuşun kolay ülkesinde” yaşayan bizler, geçmişi yok saymaya meylettikçe icra ettiğimiz herhangi bir sanat dalında sadece bugüne çağırabildiğimiz geçmiş temsillerine tutunuyor, hafıza kırıntılarımızla ona yepyeni bir beden şekillendiriyoruz. İşte bu yeni bedeni, zaten bir tür temsil yoluyla işleyen tiyatro sahnesine çıkardığımızda, hakikatten fazlasıyla uzak bir geçmiş imgesiyle kendimizi yanıltıyor olabilir miyiz? Zaman/Zemin/Zuhur’da Beliz Güçbilmez işte tam da böyle bir merakla, Osmanlı’dan köklenen, Tanzimat’la birlikte geçmişinden kopmaya niyetli üstelik Batı tiyatrosuna öykünen gerçekçiliğiyle, yeni kurulan cumhuriyetin gölgesinde filizlenen Türk tiyatrosunun bebek adımlarının peşine düşüyor. Güçbilmez kitabında Antik Yunan’dan beri süregelen Batılı tiyatro geleneğine özenen Türk tiyatrosunun çocukluğunu ve bir nevi ergenlik sancılarını dışarıdan, son derece detaycı ama bir o kadar da anlayışlı bir bakış açısıyla analiz ediyor. Geçmişinden kaçan toplum, o geçmişi yok saymanın yolunu bulmuş, tiyatrosunda, üstelik de gerçeği temsil etmeyi vaat eden “gerçekçi” tiyatrosunda geçmişle hiç ilgilenmemiş, yekpare bir an’da, dondurulmuş bir zaman’da ve salt bir “satıh”a dönüşmüş zemininde, kendini, ansızın zuhur eden hikâyelere tutturmuştur. Öyleyse gerçekçi Türk tiyatrosu kendini derinliksiz, iki boyutlu bir satıh olarak kurdukça, anlattığı hikâyeyi ona yaklaşmadan, kişilerini canlandırmadan dışardan anlattıkça, sadece görünümü, sathı ya da dışıyla ilgilenen bir zâhirperest’e dönüşmüş; Araba Sevdası’nın züppesi Bihruz’un ruhunu hiç durmadan şâd etmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 264
Ağırlık : 264
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺109,20

Otto Rank, Sanat ve Sanatçı adlı kitabında sanatın birey ve toplumla olan ilişkisine yoğunlaşmakta ve sanatçının, sanat eseri ortaya koyma güdüsünü ele almaktadır. Freud’un sanat ve nevroza dair fikirlerini kültürel bir bağlamda işleyen bu kitap, Henry Miller ve Anais Nin başta olmak üzere 20. yüzyılın birçok yazar ve düşünürü üzerinde etkili olmuştur. 

Sanat ve Sanatçı, sanatçıyı bireysel güdülerinin de ötesinde din, mitoloji ve sosyal perspektiflerden değerlendirmektedir. Rank’ın psikoloji ve psikanaliz alanlarında sahip olduğu geniş bilgi birikimi; antropoloji ve kültürel tarih gibi disiplinleri de kapsayarak insan doğasına ilişkin geniş bir anlayışa ulaşmaktadır.  

Kitap ayrıca, sanatçı ve eserini disiplinler arası bir bağlamda inceleyerek okuruna, genel manada sanat teorisine dair bir perspektif sunmaktadır. 


Basım Ayı/Yılı : 6/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 384
Ağırlık : 384
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺179,20
Kurumlar, İletişim ve Yönetim

Zeki Coşkun, Modern Çağ ve sonrasının izini sürerek kültür - sanat alanında olgusal, kuramsal ve kurumsal düzeylerdeki değişimlerin panoramasını çiziyor. Ardından, konunun önde gelen isimleriyle “21. Yüzyılda Sanat”ı dört cepheden tartışmaya açıyor. Önümüze ayrıntılı, kapsamlı bir yol haritası çıkıyor:


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 148
Ağırlık : 148
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺64,00

Seramikler, küçük el sanatları içerisinde incelenen; toplumun kültürü, inancı, etkileşimi, ekonomik ve ticari ilişkileri hakkında bilgi veren önemli eser grubudur. Seramik kapların sadece işlevsel özelliğinin olmadığı aynı zamanda estetik ve sembolik anlamlar da taşıdığı bilinmektedir. Bu bağlamda İran, seramik konusunda zengin bir birikime sahiptir. “Urmiye Müzesi’nde Bulunan İslam Dönemine Ait Bir Grup Sırlı Seramik” adlı bu kitapta Abbasi, Samani, Selçuklu, İlhanlı ve Safevi dönemlerine ait olan örnekler ele alınmıştır.

Urmiye Müzesi’nde incelenen İslami dönem sırlı seramik eserlerinde kullanılan form, teknik ve bezeme özellikleri İslam dünyasının farklı coğrafyalarında da görülmektedir. Bu benzerlikte; İslamiyet öncesi kültürlerin etkisi, inanç faktörü, taşınabilir nitelikteki bu eserlerin ticari ve siyasi ilişkiler nedeniyle kolay hareket eden üsluplar oluşturması gibi etkenler söz konusudur. Dönemsel farklılıklar göz önünde bulundurularak Anadolu’da çok bilinmeyen Abbasi, Samani ve İlhanlı örneklerini detaylı anlatan ve ilk Türkçe çalışma olan bu kitabın Türk ve İslam dönemi seramikleri çalışan herkese katkı sağlaması ümit edilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 312
Ağırlık : 312
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺450,00
Cumhuriyet'ten Bugüne Ankara'nın Sanat-Politiği

“A. Celal Binzet, “Kentler ve İzler”de büyük oranda Ankara özelinde, kurucu adımların ardından, ileri ve geri yönetimlerin kent alanı üzerindeki estetiksel izlerini okurlarla paylaşıyor.

Öte yandan bu tanıklık, okurları gündelik yaşamda, politika ve kültürel alanda karşı karşıya kaldığı geri gidişin, her an içinde yaşadığı kentlerdeki bir başka izdüşümü üzerine düşünmeye itiyor.

“Başından beri izlendiğinde kent (kentler) üzerinde sürekli bir değişkenliğin gerçekleştiği dikkatlerden kaçmamıştır.

Her gün artan insanlarla birlikte genişleyen konut sayısı kentsel alanları da genişletmekten geri durmaz.

Açılan sokak ve caddeler yanında alanlara konulan heykeller ya da doğrudan binaların yapısını toplumsal bir röntgen altında incelediğimizde ortaya çıkan görüntü çok yönlü bir tablodan farksız olur.

Hareketliliğin gerisinde politik seçenekler olduğu denli ekonomik göstergelerin de bulunduğunu göz ardı edemeyiz.

Sonuçta bir oyun alanıdır kent.

Kimi kez oradaki bazılarının yaşamında onulmaz izler bırakır.

Bir dönemin kalıcı söylemlerini somutlaştırdığı da görülür.

Daha da ilginci burada dillendirilmeye çalışılan hareketlerin sosyo-kültürel analizi yapıldığında üzerinde yaşayanlarla ilgili çarpıcı sonuçlara ulaşmamız işten bile değildir.”


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺39,00

Erken Hıristiyan ve Bizans Mimarlık Tarihi; ilk Hıristiyanların ibadet amacıyla gizlice toplandıkları cemaat evlerinden, imparator Konstantin zamanının ilk kiliselerine, yüzyıllar boyunca Hıristiyanlığın en büyük mabedi olan Aya Sofya’dan Bizans İmparatorluğun tarih sahnesinden silindiği 1453 yılına kadar, oldukça geniş bir coğrafyada inşa edilmiş çok sayıdaki mimari yapıtın oluşturduğu muazzam büyüklük ve çeşitlilikte bir araştırma alanıdır.

Alana ilişkin yabancı dillerde kaleme alınmış zengin bir kaynak çeşitliliği bulunmasına karşın, Türkçe literatürde, özellikle öğrencilere yönelik olarak hazırlanmış giriş niteliğindeki yayınların sayısı oldukça sınırlıdır.

Söz konusu eksikliği bir dereceye kadar doldurabilmeyi amaçlamayan ve bölgesel ve dönem özelliklerini yansıtan seçilmiş örneklerin ana hatları ile tanıtıldığı bu çalışma, Richard Krautheimer’den Semavi Eyice’ye, Marcell Restle’den Cyril Mango’ya kadar çok sayıda araştırmacının değerli birikimlerinden derlenmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 306
Ağırlık : 306
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺81,75

Sanat Ülkesi serisi, çocuklara Türkiye’nin sanatçılarını tanıtmayı ve onların zihinlerinde bu ülkenin çizgilerine dair bir imge oluşturmayı amaçlıyor. İlkay Canan Okkalı tarafından kaleme alınan serinin ikinci kitabı, Türkiye'nin ilk kadın seramik sanatçısı Füreya Koral'ın hayatını anlatıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 32
Ağırlık : 32
En / Boy : 24 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺130,00
Sanat Tarihinin Kitap Tutkunu Kadınları

"Kadınların yüzyıllar boyunca gezmeleri, kendi başlarına maceraya atılmaları, zekâ ve yeteneklerini gösterecek işlerde çalışmaları toplumsal olarak engellendiği içindir ki, dinledikleri ve okudukları hikâyeler onlar için çok önemli olmuştur. Ancak bu şekilde zihinsel yolculuklara çıka bilir, görmedikleri dünya hakkında bilgi edinebilirlerdi. İşte tam da bu yüzden kadın ile kitap arasında çok özel, hatta büyülü bir bağ olduğunu düşünmeden edemem. "Ressamlar öteden beri kitap okuyanları, özellikle de kitap okuyan kadınları resmetmeyi sevmişler. Her kitabın farklı mimikler ve duruşla okunduğunu izlemek, ayrıca bir düşünme nedeni olmuş ressamlara. Bizler de okuyan kadınların resimlerine baktığımızda, kim oldukları, ne okudukları ve nasıl okudukları hakkında bilgi edinebiliriz çünkü oku nan metin bir şekilde bedene yansır: Merak, dikkat, heyecan, hüzün ya da sıkıntı izlerini görebiliriz. Okuma eylemi üzerine yoğunlaşmak ayrıca bize kitabın yüzyıllar içinde nasıl farklı şekillere büründüğünü de gösterir.

"Sanat tarihi bilgim sınırlı olduğu için, bu kitapta yer alan resimlere sanatsal değerleri ya da teknikleri açısından değil, basılı kitabın tarihini yansıtmaları açısından baktım. Anlayacağınız, bu klasik bir sanat tarihi ya da sanat eleştirisi kitabı değil, sadece resimlere hayranlıkla bakan, gördüklerini paylaşmaktan zevk alan birinin denemeleri..."

 

–Asuman Kafaoğlu-Büke


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 188
Ağırlık : 188
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺293,25

Akdeniz ticaretinde büyük söz sahibi olan Cenevizliler, 12. yüzyıldan itibaren Anadolu ile yoğun ilişkilere başlamışlar, önce Bizans İmparatorluğu’ndan daha sonra da Osmanlı Devleti’nden aldıkları izinlerle Anadolu’nun çeşitli yerlerine yerleşmiş, bazen var olan kaleleri kullanmışlar, bazen de yeni kaleler kurmuşlardır.

Bu çalışmada; Cenevizlilerin Akdeniz ticareti, koloni sistemleri ve tarihsel süreç incelenmiş, daha sonra Anadolu’daki Ceneviz kaleleri değerlendirilmiştir. 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 243
Ağırlık : 243
En / Boy : 20 / 28
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺500,00

Bauhaus’un sanat, tasarım ve mimarlık eğitimine etkisinin oldukça geniş bir coğrafya ve zamana yayılmasıyla Alman tasarım kültürü modern çağın tasarım kültürünü de derinden etkilemiştir. Bu çalışmada amacı sanayi devrimiyle ortaya çıkan ve endüstrinin gereksinimlerini karşılayarak üretim algısını estetik yaratıcılıkla bütünleştirmek üzere kurulan Bauhaus’un, Türkiye’de bu ilkelerle kurulan okullar, yürütülen programlar ve düşünce sistemiyle olan ilişkisi üzerine odaklanılmıştır. Böylece sanat eğitimini kökten etkileyen çağın entelektüel birikimine dayalı bir tasarım okulu olarak Bauhaus’un yenilikçi ve deneysel öğretim geleneğinin de daha iyi anlaşılması amaçlanmıştır.

Bauhaus, 20. yüzyılda sanat, zanaat, sanayi ve eğitim alanlarında gerçekleşen bir dizi radikal dönüşümün en önemli habercisi ve hazırlayıcılarından biridir. Kuruluş amacı kısaca endüstri üretimini sanat, endüstri ve zanaatın ortak etkileşimi içinde eğitim yoluyla iyileştirmek olarak ifade edilebilir. Böylece Bauhaus’un kurucusu Walter Gropius’un da amaçladığı üzere endüstrileşmenin ayrıştırdığı sanat ve zanaatların birlikteliği yeniden sağlanarak yüzyıl insanı ve toplumunun bu değerler sistemiyle yeniden yapılandırılmasına çalışılmıştır. Eğitimli yeni sanatçı profili ve fonksiyonel ve estetik beklentilere getirilen standartlarla ortak bir tasarım dili gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda kişisel deneyimler ve keşifler için bireyin önünü açan eğitim yaklaşımıyla sanat, tasarım ve mimarlık eğitiminin buluşma noktası olarak ülkemizdeki konumu da oldukça önemli görülmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

“…bu delikanlı, gecenin peçesini yırtmak ve tapınaktaki büyük kutsal ışığa bakmak istiyor. …Tamino kendisini bekleyen zor imtihanlarda muvaffak olabilecek mi? … Ya içine batacağı acılardan ruhu onu terk eder ve zorlu mücadeleleri bırakırsa. O bir prens! … Daha fazlası. O bir insan!”

Kutsal ışığa bakmayı istemenin bedelini insanın güçlü ve zayıf yanlarını tanıyacağı imtihanlarla ödeyen Tamino’nun yolculuğunu anlatan Sihirli Flüt operası, okuru insan olmanın anlamı üzerine bir kez daha düşünmeye davet ediyor. Sevgi, dostluk ve erdem kadar, nefret, kin ve intikam duygularının da insana özgü olduğunu anlatan eser, insanın hakikatin muhafızı olma sorumluluğu ile söz konusu duyguları yönetebileceğine dair bir umudu paylaşıyor. VakıfBank Kültür Yayınları Müzik Klasikleri’nin ilk kitabı olan Sihirli Flüt, 1791 yılında Almanya’da yapılan ilk temsilinden itibaren büyük yankı uyandırmıştır. Emanuel Schikaneder tarafından şarkılı oyun (Singspiel) olarak kaleme alınan Sihirli Flüt operası, Goethe’yi ikinci bölümünü yazmayı düşündürecek kadar etkilemiş, ilk temsilinden bir ay sonra hayata gözlerini yuman Mozart’ın notaları ile ölümsüzleşmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00
1 2 3 ... 8 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı