Aşkın, büyünün, yola çıkışların ve engelleri aşmanın öyküsü…
İngiliz illüstratör ve yazar Isabel Greenberg’in imzasını taşıyan Evvel Zaman İçinde Dünya, insanlığın imgeleminde yaşamsal bir yer tutan “kahramanın yolculuğu” temasını naif bir aşk hikâyesiyle buluşturan, bol ödüllü bir grafik roman.
Yaradılış mitleri, insanlığın en eski kültürlerine dair arketipler, anlatılar, tanrılar, büyücüler ve şifacılar gibi kültür tarihimizi oluşturan pek çok folklorik öğeyi destansı bir yol hikâyesiyle birleştiren Evvel Zaman İçinde Dünya, okuruna, gerçekte evreni oluşturan şeyin aşk, yola düşmek ve hikâyeler olduğunu hatırlatıyor.
Bir zamanlar üç ayrı bedende hayat bulan Kuzey Adamı, ruhundaki eksik parçayı aramak için yollara düşer. Bir daha evine geri dönmemek pahasına çıktığı bu yolculuğun her durağında farklı halklarla ve bu halkları var eden efsanelerle tanışır. Dünyanın öte yüzüne ulaştığında ise hayatının aşkıyla, Güney Kadını’yla karşılaşır. Ancak yürek burkan bir yazgıları vardır âşıkların: Zıt kutuplardan gelmelerine rağmen birbirlerine dokunamazlar. Ve böylece, birbirlerine hikâyeler anlatmaya başlarlar…
Özgün tasarımı ve ayrıntılı çizimleriyle dikkat çeken Evvel Zaman İçinde Dünya, çoktandır unutulmuş nice ilginç anlatıyı ve miti günümüze taşıyarak eski kültürlere ve geleneklere dair ansiklopedik bilgilere de yer veriyor. Dünyamızın köklerine dair olağanüstü bir içgörü sunan ve gerek diliyle gerek desenleriyle içinize işleyecek bu grafik roman, insanı insan yapan en temel değerlerin sevmek ve asla vazgeçmemek olduğunu yineliyor.
“Kuzey Adamı ile Güney Kutup Kadını, Güney Kutbu’nun buzlu denizlerinde kürek sallarken kanoları ilk kez yan yana geldiğinde, saniyeler içinde birbirlerinin ruh eşi olduklarını anladılar.”
Eteğimde hem çakıl taşları hem de kumlar vardı. Hepsinden kurtulmam lazımdı nefes alabilmek için ve bu nedenle her seferinde bana çarşaf gibi görünen başka bir sakin denize dalıyordum sessizce. O deniz ki, beni gördüğünde hırçınlaşıp köpürüyor ve ben koşarak kıyıya çıkarken farkında olmadan yeni çakıl taşları ile yeni kumlar doluyordu her yerime. Her denizden farklı çakıl taşı ve her denizden farklı kum. Hangi yürek taşıyabilirdi ki bu yükü?..
Aşkın önemsiz yanlarını bilir vefalı olanlar yalnızca. Vefasızlarsa aşkın trajedilerini öğrenirler. -Oscar Wilde- Her şeyin ters gittiği, artık pes edeceği bir anda karşısına çıkmıştı Murat. Bu yüzden Esra, Murat‘a bir umuda sarılırcasına sarılmıştı. Mutlu oldular. Bir süre. Seviştiler. Ama bitti. Başka şeyler girdi araya. Başka işler, başka kişiler, şüpheler...Öyle ki araya girenler gitgide uzaklaştırdı onları. Bir sabah, her zamanki gibi birlikte, aynı yatakta uyanmışlardı. Ancak birbirlerine baktıklarında, zar zor seçebildiler yüzlerini. O kadar uzaktılar ki! "Murat!" diye seslendi Esra. "Esra! Sen misin?" dedi Murat. Nafile. Seslerini birbirlerine duyuramadılar.
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.