İnsanların tüm sorunlarına rağmen mutluluğu aradığı, paylaştığı ve kısa bir süre de olsa tüm dertlerinden, koşuşturmalarından, streslerinden, hırslarından uzaklaştığı günlerdir bayram günleri… Noel de zengin, fakir, çocuk, yaşlı demeden herkesin yeni umutlarla yeni yılı karşılamasıdır aslında…
Ancak Ebenezer Scrooge için tüm bu Noel hazırlığı, ailenin bir araya gelişi, yenilen yemekler, alınan hediyeler ve yapılan yardımlar gereksizdir. Kendi yalnızlığında yaşayan Scrooge’un hayatı ironik olarak yine bir Noel günü değişecektir. Onun hayatını değiştirense Noel Ruhu’nun ta kendisi olacaktır.
Charles Dickens’ın eşsiz üslubuyla kaleme aldığı bu kış masalı, insanlığınızı size yeniden hatırlatacak ve içinizi ısıtacak…
Bir yük gemisinin trajik şekilde batmasının ardından, bir filika uçsuz bucaksız, vahşi Pasifik Okyanusu’nun ortasında yapayalnız kalır Sandalın hayatta kalmayı başarabilen mürettebatı bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra, dişi bir orangutan, Richard Parker adında üz yüz kiloluk bir Bengal kaplanı ve Pi adlı 16 yaşında Hintli bir çocuktan oluşmaktadır.
Denizci bir babayla büyüleyici bir annenin tek çocuğu olan Grace, ailesinin onun için yarattığı evrenin merkezinde yaşamaktadır. Bu evren, aniden meydana gelen bir trajediyle yerle bir olunca Grace ve annesi Jackie Lee, Virginia’daki donanma üssünden Florida’daki gösterişli Palm Beach’e yeni bir başlangıç yapmak üzere taşınırlar Yeni başlangıçlar zaten yeterince zordur ama gittiğin yerde ne yaptığından çok ne giydiğin önem taşıyorsa, bu başlangıç daha da zorlaşacaktır. Annesi, ona yeni çevresi tarafından kabul görecek biçimde davranması için baskı yaparken Grace’in tek isteği gözlerini kapatarak yok olmaktır. Kısa bir süre sonra Jackie Lee, sosyeteye giriş bileti olan sofistike milyoner Winston ile evlense de yakalandığı zannedilen mutluluk bir kez daha gölgede kalır. Erişilen yeni servet ve Grace’in masum güzelliği işleri yoluna koymaya yetmez; karmaşa arttıkça genç kız içine kapanır ve bu iç dünyanın fırtınaları hayatı bir daha asla eskiye döndürülemez şekilde değiştirir...
Dünyanın bütün tarihleri ve kültürleri buyuruyor, gösteriyor: Aldatma! On Emir’den Kinsley Raporu’na kadar herkesin burnunu soktuğu bir eylem alanı burası. Aldatma’yı aşkın sınırları içinde karşı cinsle bir ilişkiden öteki ilişkiye geçişte yaşanan bir eylem sapması olarak özetleyebilir miyiz? Onu bir biçime sokmak, tek bir ifade, roman ya da aidiyetle açıklamak mümkün mü? "Aldatma Öyküleri" antolojisi tam olarak bu sorularla ortaya çıktı. Bütün aşıklar ve aşkın bütün durumları, aldatma için tek bir hedef gösterirler: Başka biri. Bu hareket yerine göre bencillik ve çoğu zaman da suçu başkasına atmanın esaslı bir yolu yöntemi değil midir? Aldatmaya kimi zaman cinsel politikalar ve kimi zaman da histeriler neden olabilir. Ve hayatın devam ettiğine dair bütün söylem ve söylentiler. Aldatmanın en önemli bahanesi bunlar değil midir? "Aldatma Öyküleri" antik aşkların büyük yazıcısı Tibullus’tan James Joyce’a, Mahmut Şevket Esendal’dan Ayfer Tunç’a kadar uzanan bir antoloji. Aşk acılarını biraz olsun hafifletebilmek, aşkı daha iyi anlayabilmek için yapıldı... Çünkü eminiz bunun için yazıldı o öyküler...
Satış rekorları kıran Safiye Sultan üçlemesinin yazarı Ann Chamberlin,bu defa okurlarını İslam’ın yeni doğduğu günlere götürüyor…Arap çöllerine, Fırat ve Dicle’nin verimli topraklarına, Hicaz’a, Basra’ya,Yemen’e… Tek tanrılı dinlerle pagan inanç ve geleneklerinin kimi zamankaynaştığı, kimi zaman acımasızca birbiriyle dövüştüğü dönemlere…Cinlere, kâhinlere, adaklara… dualara… şairlere ve peygamberlere…Kumandan olarak katıldığı hiçbir savaşı kaybetmediği için HazretiMuhammed tarafından Allah’ın Kılıcı adı verilen Halid bin Velid,hayatının son günlerinde hadım kâtibine anılarını yazdırır ve ondan buparşömenleri Tadmor’da herkesten saklanarak yaşayan Sitt Sâmiha’yagötürmesini ister. Her bir parşömende geçmişin sır perdeleri biraz dahaaralanırken, neft yağı satıcılarının evinde yaşayan bu gizemli kadın vekızı Rayiha’nın sıradışı yaşamları da gözler önüne serilir.Sitt Sâmiha gerçekte kimdir? Neden ve kimden saklanmaktadır?Halid bin Velid’le olan ilişkisi nedir?Ann Chamberlin’in merakla beklenen üçlemesinin ilk kitabıAllah’ın Kılıcı 1 – aşk, yalan ve duman, Solmaz Kâmuran’ın muhteşemçevirisiyle nefesinizi tutarak okuyacağınız ve uzun süre etkisindekalacağınız bir çöl hikâyesi…
1941 Haziranı... İngiltere için savaş pek de başarılı geçmemekte... On sekiz yaşındaki Harald Olufsen, kuzey Denizi’ndeki Sande Adası’nda savaşın seyrini değiştirecek bir keşifte bulunur. Bu keşfini acilen İngiltere’ye bildirmesi gerekmektedir ancak oraya ulaşabilmek için elinde sadece harap bir kilisede çürümeye tek edilmiş Hornet tipinde eski bir uçak vardır ; havalanması imkansız görünen bir uçak...
Rain, yuvam diyebileceği bir yer arıyordu. Fakat gecenin korkunç karanlığı çöktüğü zaman saklanacak bir yer bulamıyordu... Rain Arnold sevgi dolu ama fakir ailesinin bağrından kopup, zenginlerin arasında yaşamak zorunda kalır, fakat bu ortama da alışmakta çok zorlanır. En büyük aşkı, tiyatroya kavuşmak için çıktığı yolculukta bütün maskeler düşecek ve yıllardır saklanan aile sırları ortaya çıkacaktır. İngiltere’nin en saygın tiyatro okuluna kaydı yapılan Rain, ünlü Endfield Ailesinin bir ferdi olan büyük teyzesi Leonora’nın evinde kalacaktır. Nefes kesecek büyüklükte olan malikane antika eşyalarla doludur ve oldukça eskiye dayanan bir geçmişi vardır. Fakat bu evde garip şeyler olmaktadır. Rain, geceleri ayak sesleri ve küçük bir kızın karanlığı delen kahkahalarını duyar. Kullanılmadığı söylenen odalarda garip ışıklar görür. Müzeye benzeyen evin her şeyi, havası, sessizliği, can sıkıcı hizmetkarları bile soğuk, ruhsuzdur. Bu görkemli zenginliğin arkasında korkunç bir gerçek saklanmaktadır. Ve bu korkunç gerçek Rain’in en değerli düşlerini korkunç kabuslara döndürecektir...
Haçlı Savaşları’nda Araplarla başa çıkamayacaklarını anlayan Hıristiyanlar, Orta Asya’ya hükmeden Büyük Hakan’dan yardım istemeye karar verirler. Taşıdıkları dostluk mektubuyla Kudüs’ten yola çıkan şövalye ile rahibin yolculukları birkaç ay değil, birkaç mevsim sürecektir. Bu zorlu yolculukta endişe ve korkularını haklı çıkaracak pek çok şey gelir başlarına. Üstelik kimi zaman kavurucu çöl sıcaklarıyla, kimi zaman dondurucu soğuklarla, kar fırtınalarıyla boğuşmak zorunda kalırlar. Elçiler sonunda Büyük Hakan’ın huzuruna çıkmayı başarırlar ama bu kez bambaşka sürprizler bekliyordur onları. Fakat asıl önemlisi, Tatar Prensesi Hutelun ile Şövalye Josseran arasında başlayan duygusal yakınlaşmanın büyük ve önlenemez bir aşka dönüşmesidir. Bir yanda, ok atmada, at binmede usta olduğu kadar, gaipten haberler de verebilen bir şaman kız; öte yanda, babasının genç ve güzel karısıyla yasak aşk yaşadığı için günahlarından arınmak amacıyla Güney Fransa’dan kalkıp Haçlı Ordusu’na katılan Batılı bir şövalye... Colin Falconer, bu kez gizemli İpek Yolu üzerinde yaşanan müthiş bir aşkın kalp atışlarını hissettiriyor okura...
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.