"Geleceğini belirlemek istiyorsan geçmişini incele demiş." Konfüçyüs. Biz de size bunu yapmanın en eğlenceli yolunu öneriyoruz.
Çünkü öykülerle öğrenilen tarih asla unutulmaz. Belki de bu sayede onu tekrar etmenin lanetinden kurtuluruz. Efsane İstanbul'un bu cildinde Tarihi Yarımada'yı gezmeye, durup tatmaya, izlemeye ve denemeye başlıyoruz.
İçindekiler;
Sultanahmet ve çevresi, Süleymaniye ve Eminönü, Edirnekapı'dan Vefa'ya, Haliç kıyıları, Rota dışı.
İstanbul yangınları, dünyada benzerine rastlanmayan birer dramdır. Tarih, İstanbul’da cehennemler yaratan bu düşmana "ejderha" adını vermiştir. Bu ejderha, yedi başlı değil, bazen ateş saçan yirmi yedi başlıdır. Zaman olmuştur ki bu "ejderha" İstanbul’un yarısını yalayıp geçmiş, arkasında yüzlerce ve binlerce çıplak insanı harabeler arasında bırakmıştır. Küllerinden doğan İstanbul’un yangınlarda yaşadıklarını şaşırarak ve üzülerek okuyacaksınız.
İstanbul’un fethinden sonra Türkler’in şehrin kuruluşuna ve kentin simgesel merkezi sayılan Ayasofya’ya ilişkin geliştirdikleri, Bizans, Arap ve Helen metinlerinden örülü efsaneler... Yerasimos, bu efsanelerin ve onlara yansıyan "Ayasofya’yı aşma" güdüsünün, Osmanlı imparatorluk projesinin ideolojisi ile ilişkisini tahlil ediyor. Kostantiniye ve Ayasofya efsaneleri, Bizans-Osmanlı sürekliliği tartışmasının yansıdığı önemli bir kaynak.
İstanbul Hikayeleri'nin kahramanları halktan kişiler, bazen de IV. Murat yahut musahibi olan Meddah Tıflî Efendi gibi gerçek karakterlerdir. Bu hikâyelerde, gerçek üstü öğeler kullanılmaz, her şey neredeyse neden-sonuç ilişkisi içinde gelişir. İstanbul Hikâyeleri klasik romanslara benzeseler de genellikle gündelik, sıradan olayları anlatır okuyucuya.
Sipahi Şadan ve Acuze'nin Kızı Hikâyesi, Evhad Çelebi Hikâyesi, Cevrî Çelebi Hikâyesi, Hançerli Hanım Hikâyesi, Tayyarzade Hikâyesi, Tıflî ile İki Biraderler Hikâyesi'nin sadeleştirilmiş ve orijinal biçimlerinin bulunduğu kitapta, Hançerli Hanım Hikâyesi'nin resimlerine de yer verilmiştir.
Zaman makinesi son durağında! Kemerinizi çözün. Ayağa kalkın ve dans etmeye başlayın. Çünkü bu durağın adı İstanbul Twist! İstanbulun dans ettiği, dans etmeyenlerin dans edenlere dudak büktüğü, bazılarının caz kulüplerini doldurduğu, bazılarının caz yapmayın! dediği günlere götürüyor Gökhan Akçura bizi. Zaman makinesi dizisinin son kitabında, İstanbulun eğlendiği günleri okuyacağız. Tabii bazen gülerek, bazen esef ederek. Ama hiç canımız sıkılmayacak. Çünkü her şey hareket halinde bu kitapta. Zaman Makinesinin ilk durağında Aya Seyehat ettik. İkincisinde Hamini Gırtlak deyip yiyip içtik. Üçüncüsünde ise İstanbul Twist deyip hoplayıp zıplayacağız.
İstanbul... Haliç... Fener’den Balat’a giden sahil yolu... Vizörde 19. yüzyılın sonlarında prefabrike olarak Viyana’da üretilmiş bir bina... Baştan aşağı demirden inşa edilmiş bir kilise... 1453’ten bu yana, eskiden mevcut olanların dışında, "yeni" azınlık ibadethanelerinin inşası yasağını beklenmedik bir "çalım"la aşmayı başarmış bir inanç evi... Sveti Stefan: "Potada eritilememiş" bir kültür anıtı...
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.