“Charles Dickens 1859 yılında yazdığı İki Şehrin Hikâyesi kitabında 1789 Fransız İhtilali döneminde Paris ve Londra’yı anlatır, karşılaştırma yapar. Canlı bir tablo gibi beynimize kazınır bu iki şehir. Mithat Cemal Kuntay, 1938’de yazdığı Üç İstanbul adlı romanda geriye dönerek İstanbul’un üç ayrı dönemine vurgu yapar. Osmanlı’nın hangi şartlarda ve nasıl kişiler elinde çöktüğünü̈ canlı bir şekilde anlatır. Ben de 40 yıla yaklaşan öğretmenlik hayatımda, yaşadığım olayların bir dökümünü̈ yaptım. Muhasebe, muhakeme ve mukayeseyi birlikte yaparak bu duruma nasıl geldiğimizi hatırlayalım istedim.”


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Mevkiden makama,ilişkiler
ağından imkanlara kadar her şey
gelip geçer,meziyet ve şahsiyet
kalır.Emek ziyan olmaz.Eser 
unutulmaz.İzzet solmaz.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 134
Ağırlık : 134
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺95,00
Zor Şartlarda Hayatta Kalarak Öğrenilen 16 Hayat Dersi

Son derece zorlu koşullarda hayatta kalmak, tatmin edici bir yaşam sürmek için öğretilerle doludur. Bunu “Üç Kutba” da (Kuzey Kutbu, Güney Kutbu ve Everest Zirvesi) yürüyerek ulaşan ilk kâşif olan Erling Kagge’den daha iyi kimse bilemez. Kagge son derece akıcı ve samimi bir dille kaleme aldığı kitabı Bir Kâşifin Felsefesi’nde, onu dünyanın ve insan dayanıklılığının sınırlarına götüren keşif gezilerinden edindiği bilgelik ve uzmanlığı okuruyla paylaşıyor.

İyimser bir bakış açısı geliştirmekten zihnimizi doğru zamanda kalmaya ikna etmeye, küçük şeylerden zevk almayı öğrenmekten yalnızlığımızla barışmaya kadar türlü meselelerle ilgili deneyimlerini on altı maddede sıraladığı kitabında Erling Kagge, en zorlu koşullarda hayatta kalabilmenin anlamlı bir yaşam sürme konusunda bize ne kadar çok şey öğretebileceğini gözler önüne seriyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺93,60

Bomboş bir alan, karanlık ve aydınlatmalı burayı, güneş ışığı hafiften gözümü kamaştırır gibi şimdi alan kahverengi, sonra her yer yemyeşil olur bir anda. Sonrasında parçalı bulutlar serpişir. Şuraya bir ağaç güneşin önünü biraz kesercesine, sonra biraz daha irili ufaklı ağaçlar... Ağaçların bir kısmı birbirine kenetli olsun. Topraktan fırlamaya başlar sarmaşıklar sağımdan solumdan gökyüzüne doğru, ta yukarılara parçalı bulutların içinden geçer, sonra farklı renklerde çiçekler ayrı ayrı serpilir. Tam şu ileride bir uçurum, tam yanımdan bir akarsu gider, uzanır uçuruma doğru; çağlayan olur. 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 58
Ağırlık : 58
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

Her kitap, hayatın hasılasıdır. Hayatın hasılası; öğrenilen, yaşanan, öğretilen, tecrübe edilen hakikatlerdir ve bunlar insanın en büyük 'Yol İşaretleri'dir. Hayat yolunda yürürken bu Yol İşaretleri ile sapmadan, saptırmadan, aldanmadan ve aldatmadan yol alabiliriz. Genel olarak şimdiye kadar yaşadığım hayat süresince, fiili olarak son on iki yıl içinde yazdığım notları düzenledim. Bu notları Yol İşaretleri olarak sizlerle paylaşmak istedim. İyi okumalar...


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺93,75

Eksik, her satırında bir parça bulamamanın hüznünü taşıyan bir betimleme yolculuğu. Bu kitap, kelimelerin kısıtlı gücüyle anlatılamayanları yakalamaya çalışırken okuyucuyu bir hayal dünyasının derinliklerine davet ediyor. Sayfalar arasında dolaşırken kendinizi gizemli manzaraların ve unutulmaz anların içinde bulacaksınız. Her betimleme eksikliğiyle bir bütün oluştururken duygu ve imgelerin gücünü keşfetmenize olanak tanıyacak.

Eksik, iç dünyaların kırılganlığını ve tamamlanmamışlığını dile getirirken okuyucuyu düşüncelere dalma ve hayal gücünün sınırlarını zorlama konusunda cesaretlendiriyor. Sayfaları çevirdikçe, her eksiklik bir hikâye anlatırken siz de kendi duygusal boşluklarınızı keşfedeceksiniz. Bu kitap, güçlü bir dille yazılmış betimlemelerin büyüsüyle sizi sarmalarken dilin sınırlarını zorlayan bir deneyime dönüşecek. Eksikliğiyle tamamlanan her satırda, hayatın anlamı ve insanlığın karmaşıklığı yankılanacak.

Eksik; kayıp parçaları bulmanın, hayal etmenin ve duygusal deneyimleri paylaşmanın derinliğini keşfetmenin bir davetiyesi. Bu kitap, sizleri sıradanlığın ötesine taşıyacak ve eksikliklerin fazlalığını tanımlamanıza yardımcı olacak.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 114
Ağırlık : 114
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺94,30

Birini veya birilerini kaybetmeden, kaybetmenin derin ve sonsuz acısını yüreğinde hissedemez insanlar çünkü insanoğlu tecrübe ederek öğrenir her olguyu. Bazen bir oyuncağını, bazen maddiyatını, bazen maneviyatını ve bazen de en yakınlarından biri avucundan kayıp gitmeden, insanlar anlayamaz o elinin altındakilerinin değerini. Bazı insanların kıymetini, onları kaybedince anlayacaksınız... 

Üç günlük dünya hayatında, elimizden geldiğince kimseyi üzmemeye özen göstermeliyiz. Bugün hayatımızda olanlar, bir vakit sonra hayatımızdan çıkabilir ve sonsuza kadar görmeyebiliriz onları. Bu yüzdendir ki sakin ve sağduyulu olmakta fayda vardır çünkü fevri hareketlerden kaçınıp, konuşarak halletmeliyiz bütün olumsuzlukları. 

Mutlu olmak ve insanları mutlu etmek kolaydır aslında, onları dinlemek ve onlarla konuşmak, insanlar için en güzel terapidir. Yaşam koşulları ve coğrafyamız elbette ki zordur mutluluk için ama bu değildir ki her olumsuzlukta boynumuzu büküp, pes edeceğiz. Son nefesimize kadar çabalayacağız amaçlarımız için çünkü erdemli bir insana durmak yakışmaz ve önümüze çıkan engelleri birer birer atlatmanın yollarını arayacağız.

Bu kitabımızda insanların hatalarını, olumlu ve olumsuz davranışlarını detaylıca anlattık ve bu durumdan nasıl doğru yola çıkacağımıza değindik. Eksikliklerimiz ve yanlışlarımız varsa da affınıza sığınıyorum, sevgi ve saygılarımla...


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 152
Ağırlık : 152
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺160,00

Neden boş hayallerle geçsin ömrün? Bir varsın hiç yoksun. Yarınlar ve anılar yok, üzerine titrenecek anlar var. Oyalanma, oya gibi işle onları. Aklın ve kalbin daraldığı vakit, erişebileceğin nice umutlu ağaç var. İster meyvesinden ye ister gölgesinde dinlen. Ama incitme ve kırma dalını. Hayat bu, çoğu zaman yokuş yola. Fakat sen uğraş, didin ve yorul. Baş eğme, baş et. Üzerine geldiğinde hayat, “Çiçek aç kalbim.” de. İçinde leylaklar, mimozalar ve nergizler koksun. Adımlarını yavaşlat, derinleştir ruhunu. Neşe de gerek sana hüzün de. Kurumasın kalbin, bir ırmağın akışına karışsın. Unutma, bir varsın hiç yoksun. Öyleyse durma, gönlün rüzgârda bir kuş gibi süzülsün.


Basım Ayı/Yılı : 1/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 161
Ağırlık : 161
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺115,00

Bu kitap Murathan Mungan'ın Son İstanbul, Cenk Hikâyeleri, Kırk Oda, Lâl Masallar ve Kaf Dağının Önü adlı yapıtlarının kültürel örüntüsü üzerine bir okuma denemesidir. Halk anlatı geleneğini postmodernist edebiyatın olanaklarıyla birleştiren Mungan'ın Türk edebiyatına büyük katkısı halk kültüründen, mit, destan, masal; efsane ve hikâyelerinden süzdüğü kültürel mirası günümüze kültürel ve edebi görecelikle taşımasıdır. Mungan'ın sanatı geçmiş ve şimdi arasında alaycı ve çılgınca bağlar kurarak zayıf halkalarını sorgularken, feodalite ve Türkiye modernizmiyle hesaplaşır. Diğer yandan kültürün olumlu değerlerini; eski Mardin’i, İstanbul’u ve kimliklerini nostaljik bir sitemle anar. Onun anlatılarında birey olma, aşk ve dostluk; sınıf, din, cinsiyet ayrımı ve kültürel hegemonya yüzünden dün olduğu gibi bugün de imkânsızdır. Mungan okuyucusu, kültürün anonim şiddetine kurban edilmiş kişilerin bir ahlak ve estetik oluşturmalarına tanıklık ederken kültürel belleği ve benliğiyle de yüzleşir…


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 162
Ağırlık : 162
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺99,00

Çalışmanın, çabalamanın ve emek vermenin bir zorluğu var. Olsun. Yaşadığımızı ve umut ettiğimizi gösterir. Ancak ölüler yaşamaz ve çalışmaz. Durgunlukta için için çözülürler. Bir nemin peşine takılıp gam çekerler sonsuzlukta. Bir daha gülememenin, yorulamamanın ve dahası yaşayamamanın hevesini kurşun gibi taşırlar sinelerinde. O hâlde kendi yörüngemizde yaşayarak çiçek açmanın tam zamanıdır. Başkasının uydusu olma/k, Leyla’nın yanlış uykusunu uyumaktır. Böyle bir uykudan uyanmak ne mümkün! Mecnun, kendine özenip ayağa kalkmalı ve Leyla’yı doğru uykudan uyandırmalıdır.


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 185
Ağırlık : 185
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺115,00

Çoğu zaman sadece yıldızları seyredip, gökkubenin üzerimize bezenmiş bir şölen olduğunu düşündüm. Dünya üzerinde yol aldığım hayat mesafesi ne kadar uzun olursa olsun, bu sonu olan bir uzunluk idi. Dünya Yaratıcının muazzam bir aşk bahçesiydi her zaman, sonunda sonsuz ve daha ihtişamlı bir bahçe olan; adına Cennet dediğimiz. Nihayet; karanlıkların hep sonu var ve bazen karanlığı bile seviyor insan sonunda bu muhteşem ışıltıyı bulunca. Yazarken, şükretmenin en yakın dost ve en ehil doktor olduğunu da gördüm. Her acı geçiyor ve her acı aslında başka bir acının açık yarasını iyileştiriyor ve insan ne kadar yalnız olursa olsun asla yalnız değil. Kimsesiz değil. Allah daima kuluyla beraber. Kimsesiz kaldığında, kuluna kimse olacak kimseler gönderir; bir şekilde kader yolunda yollar kesişir kimselerimizle. Yazarken; görülenin, görmek istediğimiz ile doğru orantılı ilerlediğini gördüm. Gönül hanemizi hep temiz tutmak gerektiğini öğrendim. Ve bir şeyler öğrendikçe bilginin büyüklüğü karşısında cahilliğimden utandım. Başımı çok çarptım bu cahillik duvarına, tutunup doğrulduğum el hep bir kitaptı. Hayatını yazmaya adamış insana ve insanlığa hep daha fazla iyilik, bilgi ve sevgi vermeyi yol haritası yapmış tüm yazarları saygı ve minnetle anıyorum. Kitabın devamında buluşmak dileği ile.


Basım Ayı/Yılı : 5/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 139
Ağırlık : 139
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

Bir gündüz loşluğunda ve hayat boşluğunda yakalandık bulaşıcı bir yalnızlığa. Gün ışığında gömleğimizi önden yırttı hayat. Ne yapalım? Olabilir. Yine de bir umut olmalı. Yorgun özneleri yükleme ulaştıracak bir umut. Olmalı, çünkü insan oluşumuz bir çiçek gibi masada duruyor. Kitaplar okuyoruz, filmler izliyoruz, düşünüyoruz, üzülüyoruz, gülüyoruz ve hâlâ ümit ediyoruz.

Öyleyse bu karanlık evlerden yeni bir şey olarak çıkmalı. Eski alışkanlıkların doyumsuz nesnesi olarak kalmamalı. Kısa ömürlü kelebekler gibi özgürce kendimiz kalarak yaşamaya devam etmeli.


Basım Ayı/Yılı : 7/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺115,00

Bugünlerde buluşuverdi kalemim, kağıdımla yine.
Ve yüreğim;
Harf harf, hece hece soluyuverdi.
Hani olmasaydı bunlar
Unutulup gidecekti; duygular, düşünceler.
Kalemimin Gölgesinde kağıdım,
Ruh ve beden gibi; sözde öz gibi...
Kuruverdiler dostluklarını, ölümsüzcesine...
Mürekkebi aşk, kağıdı evren ve insan olan kalemim.
Hiç düşman olur mu dostluğu
Kalemimin Gölgesinde kağıdım.
Bu dostlukta neler söylenmedi ki:
Öyküler anlatıldı çeşit çeşit...
Şiirler okundu duygu yüklü...
Yıldızlar ötesine...
Hani derler ya; baharı bahardan,
İnsanı insandan sormak lazım.
Yazılanları da okurdan.
Hey kalem ve kağıda aşık olan dostum!
Kalem gibi, kağıt gibi bir dost, zarar verebilir mi hiç insan olana!
Kökü toprak; dalları umut veren yaşama.


Basım Ayı/Yılı : 6/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 100
Ağırlık : 100
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺34,65

...Rüyalarımızın çoğunun bilinçle yaşadıklarımızın dışındakilerin yansıması olduğu açıktır. Doğal bilgisayarımız bunları derler toplar. Rüyalarımız aynı zamanda bilinçaltına attığımız olgularla yaşadıklarımızın karmaşıklığının yansımasıdır. Olması gerekip de olmayan, olması zaman ve mekâna uymayan, yapmak isteyip de bilinçle yapamadıklarımız, bize yaptırılmayanlar… Rüyalarımızda bütün bunlar, kendisine özgür alanlar bularak, cirit atarlar. Rüyalarınız size yapamadığınız eylemi yaptırır, kaçamadığınız gerçekten kaçırır, ulaşamadığınız hedefe ulaştırır, söylemediğiniz sözü söyletir. Ya artık dayanamadığınız yükselişteki düzeyden dolayı uyanır ya da bu kesinlikle rüya olmalı diye kendinizi bir şekilde uyandırırsınız. Düşmekten kurtulduysanız rüyalarınızın değerini bilmelisiniz.”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 166
Ağırlık : 166
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺130,00

Gündelik yaşamın karmaşası içinde, bir uçtan öteki uca savrulurken düzenli aralıklarla kendimizi denetlemeli, üstümüze başımıza çeki düzen vermeliyiz. Deneme okumak ve yazmak, insanı yüzeysellikten, dağınıklıktan kurtaran, derinleştiren bir eylemdir. Aslında yazının her türü, hele sanata doğru yönelenleri, düşünce ağırlığı taşıyanları, insanı iyileştirip çoğaltıyor. Sanatın düşünce ağırlıklı türü deneme, kendini insana vekil kılmıştır.

• Mehmet Serdar

Bu kitapta Mehmet Serdar’ın günlük yaşamdan yola çıkarak insanın temel sorunlarına ilişkin kısa ve çarpıcı deneme yazılarını bulacaksınız. Düşünce ile hayatın kesişme ve örtüşme alanları üstüne yeniden düşünme isteği uyandıran bu yazılar birer hayata bakış kılavuzu.


Basım Ayı/Yılı : 8/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 222
Ağırlık : 222
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,00
Sanat Biçimlendirmesi Üstüne Düşünmek

Bu kitapta geçmiş yirmi beş yıl içinde Adam Sanat, Türkiye’de Sanat, Sky Life, Genç Sanat, Karşı Sanat, Adam Öykü, Cumhuriyet, Cumhuriyet Kitap’ta, yayınlanmış Ziya Gürel’in deneme ve anlatımları arasından seçtiği bir içerik sunulmuştur. Yazar, bir ömrün bıraktığı ayak izleri olarak tanımladığı bu metinlerin nerelerde, hangi zaman dilimlerinde yayınlandığı konusundaki ayrıntılı tüm bilgiye yer vermemeyi seçmiş, olay-olgu örgüsünün sezdirdiği bir zamanla mekân boyutu yaratmanın doğru olacağını düşünmüştür. Sanki bir üçüncü tekil ses olarak denemelerdeki dışavuruma şimdiki zamandan katılarak okuyucuyu bir zaman yolculuğunun beklenmezliği içine çağırmıştır. Bu anakronik boyut yaşanmışlığın, dur-durak tanımadan geçmişe kayan şimdiki zamanın buluşmalarına izin veren bir düşsel kurgu alanı oluşturmaktadır. Amaç elbette ki, iş-işten geçtikten sonra yaşanmış olan geçmişteki kıssadan pay çıkarmak değil; yitirdiğimiz anlamı yeniden yakalayabilmektir. Böylelikle algılarımız, tüm duyularımızın aydınlık kucağında kök salmaya başlayacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 10/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 368
Ağırlık : 368
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

“İstediğiniz kadar estetik kavramı üzerine düşünün, Lukacs, Benjamin, Brecht, Adorno, Fischer kitapları devirin, kolay kolay sanatın büyüsünü çözemezsiniz. Hele, ben sanatın gizini çözdüm, artık seri üretime geçebilirim, hiç diyemezsiniz. Çünkü kuram, sonuçta mantığa dayanıyor sanat ise sezgiye.”

Günümüz deneme yazarları arasında özel bir yere sahip Mehmet Serdar, bu yeni kitabında günlük hayatın güncel sorunlarından yola çıkıp insanın ve sanatın evrensel boyutlarına düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor okurlarını. Sanat yapıtlarıyla insan davranışlarının nasıl buluşup birbirini etkilediğini, insanın yeryüzündeki hayatını belirleyen, yaşamayı anlamlı kılan değerleri hatırlatıyor.

Okurunu düşünmeye, sorgulamaya, hayatı yeniden kurmaya özendiren Mehmet Serdar’ın denemeleri günümüzün karmaşık toplum ve insan ilişkileri içinde aydınlık yapılarıyla da yol gösterici.


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,00

“Yazar, neden yazar?”

Evdeki Israr’da, ısrarın sebebini soruşturmak için öncelikle bir ev inşa ediyor Mehmet Özkan Şüküran. Yazıyı yurt, dili toprak, edebiyatı ülke kılmak üzerine düşünüyor. Yazıyı bir iletişim aracından ibaret görmediğimiz, aynı zamanda bir iletişim mekânı, buluşma mekânı olduğunu belirttiğimizde öncelediğimiz yurdu geziyor, toprağı anlamaya çalışıyor.

Yazar, neden bu yurdu öncelemek ister? Evi yıkıldığında, eve dönmenin yolları kapandığında neden yeni bir yurt inşa etmeye çabalar? Yazmanın, yazarak bir inşaya girişmenin, yazıyla sığınacak yeni bir ev kurmanın anlamı nedir?

Şair, bu kez denemeleriyle okur karşısında. Dilin ve edebiyatın tel örgülerini aşarak.

“Politik mücadeleyle çözülebilecek bir şeyi edebiyattan veya genel olarak sanatsal üretimden beklemenin garabeti... Edebiyat, politik mücadelenin iskeletinin oluşumunda yalnızca bir payanda işlevi görebilmiş. Hayat karşısında edebiyat. Bu ifade de bir bağlam oluşturmuyor. Edebiyat; daha değerli bir alan, bir konum yaratmamakla birlikte –bu bağlamın dışına çıkıp söylersek– her şeyden önce hayatın karşısında çok hafif kalıyor.”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,70
Tükendi

Aşk gibi kutsal bir olguyu incitmeden, Hislerimize yön vermeyi öğrenebilirsek hayatımıza giren ya da girmeye çalışan insanlara, kendilerini tanıtma fırsatı, kendimize de onları tanıma fırsatı verebiliriz. Sevilebilme ihtimali olan bilemediğimiz yönleri olabilir… Elimizde mum ışı kadar dahi olsa ışık var ise bir nebze ışık tutalım o yönlerine, kimse karanlığında esir kalmasın DUYGUSAL KURAKLIĞININ… Gel yeniden tanışalım seninle. Seni bir yerden gözüm ısırıyor gibi; bir koğuşta gardiyanlık yaptın mı? Benim adım Üzümlü kek ya senin?


Basım Ayı/Yılı : 7/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 68
Ağırlık : 68
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,00

Tarihsel süreçte toplumsal ilerlemelerin hepsi, sorgulayıcı ve çözüm arayıcı insanların ekonomik, sosyal, politik ve ideolojik çatışmaların arasında alternatiflere şekil vermesiyle, dolayısıyla da ütopyacı dürtülerle mümkün olmuştur. O yüzden ütopyalar aslında siyasal, sosyal ya da ekonomik analiz ve öngörülerde dillere pelesenk olmuş meşhur "büyük resim in fırçalarıdır. Ütopyalardaki olumsuzlukları eleştirip sorgulamak, yeni alternatifler sunmak ve daha güzelini kurgulamak için ütopyalara uğramak güzel ve gereklidir. Bu kitapta insanlık tarihindeki bazı önemli ütopya duraklarına uğranılıyor ve küçük bir ütopya denemesi olan A.D.A.M.’ın ilk aşaması anlatılıyor.

Varlığının ve türünün devamının en temel özelliklerinden olan sosyal bir canlı olması ve organizasyon yeteneği insanı -diğer özellikleriyle beraber- tehdit haline getirebilmişken, yine bu temel özellikleri üzerinden maniple edilerek insanoğlu, dünya ve ekosistemi için bir "kurtarıcı" rolü üstlenebilir mi? Ya da tam tersi şekilde maniple edilerek farklı bir dünya ve ekosisteminin mimarı olabilir mi? Her şeyin hızla gelişip dönüştüğü yaşadığımız süreçte tanık olduğumuz küresel hakimiyet mücadelesinde "mutlak bir iktidar ve meşruiyete giden yol ve yöntemler nelerdir?" Bu mücadelede Ulus Devletler egemenliklerini sürdürebilmek için neler yapabilir? İnsanlığın acil cevap bulup bir yol haritası belirlemesi gereken sorular nelerdir? Geleceği dizayn edebilecek teknolojik gelişmeler, önermeler ve kavramlar nelerdir? gibi soruların tartışıldığı bu kitap, insan vicdanını yaralayan somut gerçeklerle bağlantıyı koparmadan, "objektif olmak" kavramının yetersizliğini vurgulayarak, küresel hakimiyet mücadelesini üçüncü göz yerine "dördüncü göz" ile değerlendirmeye odaklanıyor.

İnsan ve dünya hakkında birçok konuyu ve soruyu ele alan bu kitap, zamanın ruhunu doğru okuyabilmek ve sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunabilmek için daha analitik ve bilinçli bir yaklaşım gerektiren yaşadığımız bu çağda, okuyucularını düşündürmeyi ve ilham veren yeni kapılar açabilmeyi amaçlıyor. İnsanlığın önündeki yolun, yine insanoğlunun "iyi-kötü-çirkin" tercihleriyle belirleneceğini vurgulayan kitap, "iyi-kötü-çirkin" güçleri tercihleriyle besleyip / aç bırakarak kendi türü ve dünyanın geleceğine ilişkin yol haritasını -dün olduğu gibi bugünde- yine insanoğlunun belirleyeceğinden bahsediyor …


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺87,60

"Garibin hikâyesini dinlemek için yine bir garip kulağı gerek." der Mevlana. Zira hayata aynı açıdan değil aynı acıdan bakanlar anlaşabilir. Bu kitapta yazar, panik atak süreci boyunca yaşadıklarını okuyucuyla paylaşıp, aynı zamanda iyileşmek için bulduğu çareleri, kendi yöntemlerini anlatıyor.

Bir anlamda bu rahatsızlığın cenderesinde kaybolmaya başlayan insanlara yol gösteriyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 84
Ağırlık : 84
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺52,50

"Aşk bizim kaderimiz...

Her yolculuktaki menzilimiz, kavuşmayı bekleyen sevgilimiz.

Andığımızda yüzümüzde gülücükler oluşturan, eh bazen de gözyaşlarına sebep olan geçmişimiz...

"Tanrıya şükür yaşıyorum" dedirten şimdimiz...

Olmayacak hayalleri kurduran ve başkalarının bize deli gözüyle bakmasına neden olan geleceğimiz...

'Ezel'imiz, 'ebed'imiz...

'Uğruna ölümlere gidip geldiğim'iz...

Her mevsim güneşimiz, hayat veren nefesimiz...

Sahip olduğumuz en büyük değerimiz."

Mehmet Coşkundeniz

Zaman geçer, her şey değişir, bir tek aşk kalır geriye.

Elimizi ayağımıza dolaştıran, sabahın kör vaktinde ne yapacağımızı bilmez halde yatağımızda debelenip durmamıza sebep olan, kimi zaman bir uçurtmaya takılıp gökyüzünde uçmamızı sağlayan, kimi zaman geçmek bilmez saatlerde bir telefon sesine muhtaç bırakan aşk...

Hangi coğrafyada, hangi yüzyılda olduğumuzun da önemi yoktur aşk varsa.

İlk baskısı 2004'te yapılan, içeriğiyle 'zamana ve mekâna' bağlı olmayan Sen Git Aşk Bana Kalsın, genişletilmiş yeni baskısıyla bir kez daha sizlerle.

Okumayanlar buluşsun, aşina olanlar eski bir dosta yeniden kavuşsun diye…


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 216
Ağırlık : 216
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺105,78

“Devrim bir hayaldir” derler.

Fakat bugün tamı tamına bir ihtiyaç oldu.
Süreyya Su, Dünyadan Geriye Kalan’da, devrimi hayal etmenin, dünyayı değiştirmek için inatla mücadele etmenin ve sebatla çalışmanın gerekliliği üzerine bizi bir kez daha düşünmeye çağırıyor.

Çalışma bir anlamda, devrimi hayal etmek için okuru meditasyona çağırıyor.

Kitap, öncelikle başka bir dünyayı hayal edebilmek için başka türlü düşünebilmenin gerekli olduğundan hareket ederek kuramsal bir çerçeve çizen yazıları bir araya geliyor.
Yazar burada bir anlamda, dünyayı yorumlamak/anlamak ve değiştirmek için gerekli olabilecek alet edevatı kutuya koyuyor.

Sonra bu alet edevatla bazı olay ve olguları yorumlamaya ve anlamaya girişiyor.
Yazara göre, dünyayı değiştirmek için önce çözümlemek ve yorumlamak gerekir ve böylece dünyada meydana gelen bazı olayları teorik bakışla çözümlüyor ve yorumluyor.
Su, çalışmasının devamında da, dünyadan geriye kalanlara; yani krizlere, şiddete, adaletsizliğe, güvencesizliğe, umutsuzluğa, utanmazlığa, çer-çöpe, kötülüğe, ölüme eleştirel teorik bir perspektifle bakıyor.

Dünyadan Geriye Kalan, büyüyen çölleşmeye karşı dünyayı değiştirme ve başka bir dünya kurma iradesini, başka dünyaları hayal etme ve tasarlamayı, başka dünyaların olanakları üzerine düşünmeyi koyuyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

Kadın erkek ilişkiler hiç böyle anlatılmadı.

Kadınlar, Erkekler ve Bazı İhtimaller okuru; kadın erkek ilişkilerine, aşka, hayata, sıradan bir güne ve hiç sıradan olmayan bazı günlere dair samimi, bir o kadar da derinlikli bir yolculuğa davet ediyor.

Serhan Kansu, içinde bulunduğumuz asrın ilişkiler pratiğini, özgünlüğünün yanı sıra yalın bir dil ve felsefi bir bakışla masaya yatırıyor. Kitap boyunca; Platon, Simone de Beauvoir, Spinoza, Lou Salome, Nietzsche gibi önemli düşünürlerin fikirlerine de rastlanırken bazı anlarda mahalle filozofu Utku; iğneli ve muzip diliyle söze dahil oluyor. Utku’nun samimiyetten öte çıkışları hayatın içindeki en toy davranışlarımıza ayna tutuyor.

Kadınlar, Erkekler ve Bazı İhtimaller, insanlık hallerini; içlenmeyi, empatiyi ve beraberinde eğlenmeyi unutmamak kaydıyla yeniden okuma deneyimi sunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺105,78

Orhan Koçak, 1997 yılının Ekim ayından 2009 yılının Aralık ayına dek istikrarlı olarak çıkan, kapandığı güne dek genel yayın yönetmenliğini üstlendiği aylık kitap ve eleştiri dergisi Virgül’ün ilk sayısını şu sözlerle açmıştı: “Virgül’ü şöyle tanımlamak isteriz: Okunmuş gazetelerle birlikte atılmayacak bir kitap dergisi.
Günü geçtikten sonra da okunacağını varsaydığımız bir dergi. Niçin çıkarıyoruz Virgül’ü? Okura yol göstermekten çok, kitaba bir eleştirel bağlam kazandırmak için. Bu ülkede başka kitap
dergileri de olduğu halde, bazı önemli yayınların yeterince tartışılmadan özel kitaplıkların dilsiz dünyasında kaybolduğunu gördük, hep görüyoruz. Çoğu zaman gözden kaçan şey, o kitabın kendi türünden ya da farklı türlerden kitaplarla ilişkisi oluyor. Oysa anlamın ve anlamanın ilk koşulu, bağlamın bilinmesidir.”

Bu kitapta Orhan Koçak’ın Virgül’de kaleme aldığı yazıları bir araya getirerek onları “özel kitaplıkların dilsiz dünyası”nda kaybolmaktan kurtarmak istedik. Günü geçtikten sonra da okunmaya değer olduğunu düşündüğümüz bu yazıları derleyerek Koçak’ın edebiyat eleştirisindeki veriminin daha iyi takdir edilebilmesine katkıda bulunmayı amaçladık. Editoryal yazılardan güncel değinilere, kitap tanıtımlarından polemiklere ve her alandan edebiyat ve sanat tahlillerine uzanan geniş bir yelpazedeki metinlerin toplandığı Virgül Yazıları, bir arşiv kaynağı olarak hem kaleme alındıkları dönemin dünyasına ve edebiyatına hem de Koçak’ın yazarlığının ufkuna ve kuvvetine ışık tutuyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 526
Ağırlık : 526
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺159,90

Artık “eskiden” diye başlıyor pek çok cümlemiz. Birbirimizin gözlerine bakmayı unuttuk. Güzel bir ân yakalayınca, hafızalarımız yerine videolara kaydediyoruz. Yeni çıkan her teknoloji hayatımızın baş köşesinde yerini alırken, bizden götürdüklerini fark etmeyecek kadar meşgulüz. Durmaksızın çalan telefonlar, diziler, mailler, mesajlarla kuşatıldık. Biraz yavaşlamak vakti çoktan geldi belki de. Duralım. Duralım ve… Bir kalbimiz vardır, onu hatırlayalım.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺55,00

    Nereye kaçsam, o büyük hakikati görüyorum. Sokakta gezen minicik bir çocuk, evine yetişmeye çalışan bir anne, yorulmaktan yorulmuş bir baba… Nereye kaçsam kitapların, filmlerin izi düşüyor önüme. Baktığım yerler, göremediğim yerleri aydınlatıyor. Dünyanın etrafında dolaşıyorum. Söyleyeceğim sözlerin ağırlığı kalbime dokunuyor. 
Kalbim diyorum, karsıma alıyorum onu ve bir cümle dökülüyor dudaklarımdan: Nereye Kaçsam?


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 370
Ağırlık : 370
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Ne çok yol, ne çok yol gösteren var şu yalan dünyada değil mi? Peki biz, kimi takip edelim? Gösterdiği yolun sonu nereye varır belli olmayanı mı? Bize durmaksızın yol gösterip o yola kendisi çıkmayanı mı? Yoksa uzaktan gördüğümüz hiç de güven vermeyen şu gölgeyi mi? Yoksa yoksa… Kalbimize ferahlık veren, gönlümüzü serinleten, içimizde bir yerlerden tanıdığımız o sesi mi? Bizi sonsuz keremiyle var etmiş, nimetleriyle donatmış Rabbimiz hiç bizi yol yordamsız bırakır mı? Elbette ki O bize yolumuzu da takip edeceğimiz kişileri de göstermiştir. O’nun gösterdiği yolun sonu güzel. Hem de çok güzel… 
Öyleyse okuyalım, öğrenelim ve O’nu bir ömür takip mesafesinde kalalım.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 174
Ağırlık : 174
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,00

İnsan; bedeninde pençesi, zehri, parçalayıcı dişleri ve dikenleri olmayan masum yaratılışlı bir varlıktır. İyiliğe, güzelliğe, paylaşmaya her varlıktan daha meyyaldir. Hatta onun için yaratılmıştır. Hele muhabbeti herkese yetecek kadar fazla, kâinatı kuşatacak müşfik, kırgın ve yaralı insanları sarıp sarmalayacak kadar boldur. Bu kadar donanımlı yaratılmışken; mağara devrindeki avcılık alışkanlığı sebebiyle olsa gerek, tarih boyunca hiçbir zaman elinden okunu mızrağını ve kılıcını bırakmamıştır. O derece sürdürmüştür ki; muhteşem yaratılmış pek masum dilini bile etkili bir av aleti olarak kullanmış, hala da kullanmaktadır.Bu durumun farkına varan medeni insanlar; tarih boyunca bilimin, sanatın, edebiyatın, şiirin, hatta musikinin nezaketiyle yaşanılabilir dünyalar kurmuşlar, kurmaya da devam etmektedirler.Elinizdeki pek nâkıs kitabım, ilk insanla akmaya başlayan o coşkun, güzellik ırmağına karışmasını istediğim bir pınar olsun… Muhabbetlerimle.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 330
Ağırlık : 330
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺154,00

Süleyman Demirel, İbrahim Tatlıses, Çetin Altan, Deniz Baykal, Metin Oktay, Sakıp Sabancı, Sezai Karakoç... Siyasetten spora, bürokrasiden sanat dünyasına, işinsanlarına, gazetecilere yüzden fazla isim. Cemal Süreya’nın 1980’lerin sonlarında yazdığı bu yazılarda, o dönemde parlayıp sönenler de var, bugün hâlâ –kimi iyi kimi kötü– adından söz ettirenler de. Diğer tüm yazılarında karşımıza çıkan, tanıdık “şair Cemal Süreya”dan başka, bu yazılarda “bürokrat Cemal Süreya”yla da tanışıyoruz. “Türkiye uzmanı” Cemal Süreya. Türkiye’nin derdiyle dertlenen, o muzip gülüşün altında ülkesine dair derin bir keder gizleyen Cemal Süreya.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 568
Ağırlık : 568
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺229,60

Cemal Süreya’nın 1970’lerin ortalarında Politika gazetesinde yayımladığı günlük yazılar, şairin edebiyatla kurduğu ilişkiyi en iyi gösteren metinler olabilir. Cemal Süreya, edebiyatı hele de şiiri özel zamanlarda kapısı çalınacak bir mabet olarak görmüyor, hayatın her ânında, her yerde şiirle yaşıyor.
 
İlk olarak 1982’de kitap olarak basılan Günübirlik, o dönemin –birçoğu hâlâ bilinen– edebiyat olaylarına, ünlü edebiyatçılarına dair incelikli yazılardan oluşan önemli bir seçki. Sadece yazıldığı döneme değil, bugüne de sesleniyor. 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 312
Ağırlık : 312
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺151,70

Cemal Süreya sadece iyi bir şair değil. İyi bir çevirmen, iyi bir eleştirmen, iyi bir deneme yazarı, iyi bir okur. Hayatı boyunca şiirle nefes almış, sadece kendi şiirini değil, ait olduğu edebiyat dünyasının tüm verimlerini önemsemiş bir edebiyat insanı.
 
Şapkam Dolu Çiçekle, Cemal Süreya’nın özellikle Türk şiiri üzerine yazdığı kapsamlı yazılarının derlendiği bir kitap. Dağlarca, Tevfik Fikret, Oktay Rifat gibi devlerin şiirleri bu yazılarda enine boyuna inceleniyor.
 
Cemal Süreya’nın bu kitapta Nâzım Hikmet için kurduğu şu cümle aslında onun yazıları için de söylenebilir: “Okudukça yüzümüze kan geliyor.”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺118,90

Ne olacak bu dünyanın hâli? Bir yanda insanın doğada yarattığı yıkımlar, öte yanda doğanın insana olan tepkisel yıkımları… Bu nasıl bir gidiş? Nereye gidiyor dünya? Biraz yakınca bir tarihte bilimler ve bilimsel buluşlar / uygulayımlar toplumlara nasıl bir gelecek vadediyorlardı? Uygarlık ne diyordu? Hani yaşam, insan ve doğa için eskisinden daha güzel olacaktı? Oysa yıldırımlar düştü düşecek: Gökyüzü karanlık, yeryüzü yeşilini, mavisini yitirmiş. Bulutlar irin yüklü… Doğa keskin dişlerini göstererek homurdanıyor, silkeleniyor, debeleniyor, kükrüyor ve tekmeliyor insanı. Çünkü insan çağdaşlaşmasını, yani uygarlığının krallığını sürdürme uğruna doğaya savaş açmış. Deşiyor, tırmalıyor, kazıyor, harcıyor, savuruyor, tüketiyor doğanın tüm kaynaklarını. İnsafsızca ve körlemesine. Sırf kendi varlığı için. Kendi yararını, kendi çıkarını, kendi üstünlüğünü ve insanlığını sürdürebilmek için. Oysa insan, doğa karşısında yine de yetersiz. Yine de zayıf ve güçsüz, ne kadar acımasız olsa da doğa ondan daha güçlü.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 180
Ağırlık : 180
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺68,64

Çoban Ateşi, eğitimci-yazar Hasan Suiçmez’in derin gözlemleri ve özgün analizleriyle kaleme aldığı köşe yazılarından oluşuyor.   Hasan Suiçmez, milli dayanışmadan uluslararası ilişkilere, çevre meselelerinden mimariye, tarihten dil ve edebiyata, eğitimden turizme geniş bir yelpazede bizleri çok boyutlu bir kültür yolculuğuna çıkarıyor.   Yazarın analitik düşünceleri ve keskin gözlem yeteneğiyle şekillenen bu eser, okuyucuları Türk kültürünün ve İslamî değerlerin zenginliğiyle buluşturuyor. 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 400
Ağırlık : 400
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺146,00

Değişim


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,00

SINIRLI sayıda üretildik… 
Bu yüzden;
Bizden keyf alın.
Bizden öğrenin.
Hazine biziz.
Dünyadan yok olmadan önce,
HER ŞEYİ VE HERKESİ SEVİN.

SEVGİYLE KALIN….


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺61,50

Ben çok zeki biri değilim, bilim insanı hiç değilim. Sıradan bir makine mühendisiyim. Anladığım veya anlamadığım, önemsediğim tüm konuları sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu mektubun giriş kısmını biraz sıkıcı bulabilirsiniz; lütfen sonuna kadar okuyun. Emin olun emeğinize değecektir. Lise yıllarımda fark ettim ki, o güne kadar beni eğiten hocalarımın hepsinin farklı tarzları ve değişik kişilikleri vardı. Sanki hepsi ayrı ayrı okullarda eğitmeyi öğrenmişler gibiydi. Hâlbuki hepsi aynı eğitimi almışlardı. Büyük kısmı da aynı okulda eğitim görmüştü. O dönemde öğretmen yetiştiren okul azdı; hatta aynı bölümden mezun olanlar bile farklıydı. Sonra arkadaşlarımın da çok farklı algıları olduğunu ve olaylar karşısında hepsinin farklı davranışlar geliştirdiğini gördüm. Hâlbuki aynı kültürde yetişiyorduk, aynı eğitimi alıyorduk ve en önemlisi hepimiz masum bebekler olarak dünyaya gelmiştik. Bu farklılığın neden olduğunu merak ederken, doğal olarak sorgulamaya başlamış oluyorsunuz. 


Basım Ayı/Yılı : 4/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 166
Ağırlık : 166
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,75

Meğer gönlüm bir kuş, tenim kafes, kalemimsekuşun kanatlarıymış…Ne zaman kalem yaz sa, kuş kanat çırpar, kafesi aşarmış…
Gönlümün kanatlarından dökülenler, kalememürekkep olup, kâğıda düşermiş…Gönül kanatlarımın kalemi aşka geldiyse eğer, güneş vecde, gece şevke gelirmiş…


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺46,64

Sisli hatıraların yoğun tesirindeki bir benlik "olgunlaşamamış" demektir.

Gelişen, düşünen ve üreten zihninizin bir nilüfer çiçeği gibi temiz kalması mümkündür ancak kolay da değildir. Geçmişi hatırlıyor olmak çoğu zaman olumsuz gibi algılansa da, yaptığınız şeyi tekrar yapmaktan vazgeçirecek tek şey olanları unutmak değil, hatırlamaktır. Tam da bu nedenle, birbirinden bağımsız olmayan; geçmişin ataleti, şimdinin hareketi ve geleceğin dengesi birbirine dönüşürken el ele olmalıdır.
 
“Yoga uygulamaları, alışılmış yaşamın gözle görülmeyen koşullanmalarına çomak sokar.”


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 132
Ağırlık : 132
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺43,12

Başta tiyatro oyunları ve öyküleriyle edebiyatımızda biricik bir yere sahip olan Memet Baydur’un ilgi ve bilgi coğrafyasının genişliğini ortaya koyan denemeler toplamı Hepsini Okudunuz mu?

Edebiyattan sinemaya, tiyatrodan müziğe, fotoğraftan tütüne, gündelik hayattan sanatın gündemine birçok konu, derinlemesine ve Baydurca yer alıyor kitapta. Okuruyla konuşuyor, onlara tavsiyelerde bulunuyor, neler okuduğunu ve okuduklarından neler çıkardığını aktarıyor. Okurun rolünü hatırlatıyor her satırında. Caz müziğinden yazdığı oyunlara, Beethoven’dan Truffaut’ya, Onat Kutlar’dan Ara Güler’e, Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Nâzım Hikmet’e yazıya döktüğü her konu ve ismi kendine has yaklaşımıyla ele alıyor Baydur.

Çağdaş edebiyatımızın en çalışkan oyun yazarından rengârenk denemeler.

 


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 296
Ağırlık : 296
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,00

Büyük fırtınalar, hırçın dalgalar, merhametinin kaybetmiş cümleler, kırgın gönüller, dargın bedenler,asık suratlar,gözlerime yüklemek istediğim günahlar ve o gözlerin sağanak iklimlerinden geçtim ben…

Zavallı ruhum,tırpandan çıkmış buğday başağı gibi adeta!

Hayatımda geçen her dakika belki de her saniyenin benden gittiği, uzaklaştığı gibi , buluttan toprağa düşüyor kar taneleri. Bende böyle değil miyim? Toprağa ulaşmak için bana ayrılmış zamanın dakikalarını, saniyelerini tüketen bir ben. Şimdi anneannemden bana kalan bir ahşap bordo renkte ki kadife berjere oturmuş dışarıdaki bu seromoniyi izliyorum. Lapa lapa kar yağıyor dışarıda. Gökyüzünün kopan gerdanlığı gibi kar taneleri aşağıya doğru sessizce süzülürken, geçmişimdeki yaşanmışlıklar gözlerimin önünden geçiyor. Kar taneleriyle birlikte anılarımda bir bir toprağa ulaşıyor.


Basım Ayı/Yılı : 4/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Mucizevi geçmiş zamanın, edebi ziyafetlerin ve kibar alemlerin en parlak anlatıcısı olan Marcel Proust, edebiyat çevrelerinde mest edici bir zirve noktası sayılır. Yazı ve dile ait akla hayale sığmayan bütün oyunlar, sonu gelmeyen tasvirler, baş döndürücü hassasiyetler ve keskin zekalar, Proust’un üslubunda toplanmıştır.

Proust, uzun ve zor cümleleriyle zamanın ve eşyanın büyüleyici ilişkisini kelimelere aksettirirken, her halükarda duyular dünyasında adeta Platonik güzellikle kabaran bir heykeltıraş olduğunu anımsatıyor.

Proust, Sainte- Beuve’e Karşı’da gündelik yaşamından kesitler sunmanın ötesinde, bir insanın çevresiyle kurabileceği olağanüstü ilişkiyi de gözler önüne seriyor. Proust, Sainte-Beuve etrafında Balzac, Baudelaire, Gérard de Nerval okumaları yapıyor. Bu kitaptaki denemeler aynı zamanda onun sanata ve romana bakışını yansıtan önemli taslaklardır.

Kayıp Zamanın İzinde’yi Proust’a yaraşacak bir mükemmeliyet algısı içerisinde Türkçe’ye kazandıran Roza Hakmen, çevirinin sanatlar içerisinde nasıl bir sanata dönüşebileceğini de gösteriyor.

 


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 222
Ağırlık : 222
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺86,10
Sessizliğimin Artan Sesi / Zihnimin Mahkemesi

Sen benim acılarımın sessiz çığlıkları, göz pınarlarımın kuruması, ben ise sadece ihanet. Birbirimizin dünyasına ait olamadık, birbirimize kavuşmadan son bulduk ama sen hâlâ bende bir ucunu ateşe vermiş yaprak gibi yanıyorsun, küllerini bırakıp uzaklara gittin. Şimdi bu küllerinden nasıl kurtulabilirim, bana yardımcı olur musun sevgili? Bir meltem eser mi, bir gün fırtınayla gelip zihnimi temizler mi ruhun?

Ellerinle başıma dokunduğun andaki zihin durgunluğumu istiyorum, şöyle; Hücreler arası bütün tepkimeler son buluyor. Düşünceler birbirinden ayrılıp yok olacak biçimde uzaklara gidiyor, çok yorulmuş bir bedenin sonsuz uykusuna dalması gibi huzur verici. Artık çok sessizim, sensiz; suç işleyip de kaçmayı beceremeyen bir hırsız gibi biraz korkak, biraz da sessiz. Yangın içinde kalmış bir ev gibiyim, bazen alevler yükseliyor sağıma soluma sıçrıyor bazen de duman olup kendi ruhumda yükseliyorum, sönmesini bekliyorum. Beklerken en büyük aptallığı yapıyorum çünkü biliyorum ki bu yangının sonunda sadece iz olarak küller kalmış olacak. Yapmam gerekenin beklememek olduğunu biliyorum. Zihnimi ele geçirip hüküm kurmuşken, zihnim firar oldu. Zihnimin bir firar gibi sana kaçması ve her kaçışın ödettiği ağır bedeller, nasıl mı?


Basım Ayı/Yılı : 1/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 95
Ağırlık : 80
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺32,55

Şiir çağında değiliz. Toplum kısa ve somut anlatım peşinde. Mümkünse biri çıkıp özetlesin istiyorlar tüm kitapları. Kimse kimseyi dinlemiyor da.

Bu kültürel çölde, samimiyetsiz iklimde ve artık anlamsız “izm”ler çağında şiir yazmak yersiz, gereksiz ve sonuçsuzdur. “Her şeye rağmen” yazdıklarım fazlaca ve hızlı birikti. Üstelik şiir yazmak amacı ile yola çıkmamıştım.

Nerede yazdığımı bilmiyorum. Bazen bir yol kenarında, bazen cezaevinde, bazen bir duruşma salonunda, bazen gece uyandırıp yazdırdı. Masa başında bir entelektüel uğraş olmadı.

Evet, nerede yazıldı bilmiyorum işte. Ama her bir şiir/yazı kesinti olmaksızın, defaten yazılmıştır. Kesinti varsa şöyledir, akşam başlanıp, gece uyanılıp devam edilmiş ve sabah tamamlanmıştır.

Ne zaman yazıldılar bunu da bilmiyorum. Suyun hangi molekülünün bardağa ilk önce düştüğünü bilemeyiz bir bardak suda. İlk şiir şiirde ne varsa son şiirde de vardır. Yani hangisinin önce hangisinin sonra yazıldığının önemi yok.
Bu nedenle tüm şiirleri yazılma sırasının tersine sıraladım. Kitaptaki ilk şiir en son yazılandır. Böylece iki tane ilk şiir ve iki tane son şiir oldu. Bu hayata yaklaşımıma ve günü planlamama da uygundu.

Aslında kitabın son kelimesi de ilk kelimesidir.
Bence ne zaman kitabı açıp bir şiir okursanız aslında o hem ilk şiir hem en son şiirdir. Bir insanı ilk kez ve son kez görmek gibi.

Kitaptaki hiçbir şiir tamamlanmamıştır. Bu nedenle hiçbirinin ismi de yoktur. Hiçbiri doğmamış ve isim de almamıştır. İlla isim olsun isterseniz ilk satırları isim kabul edebiliriz. Ben öyle yaptım. Zaten şiir çağında da değiliz ki etkili isimleri olsun. Ama şiir çağından geçenleriz.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 269
Ağırlık : 269
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,35

“Aşk İçsel Saklı Bir Işıktır” adlı şiirde şöyle bir kısım var, çeviri yapmadan yazmalıyım:

“Free as a bird, knock on wood, thank the Lord

I am driving along in my automobile

It’s a brand-new pre-owned’ 96 Ford.”

Buradaki Lord ve Ford kafiyeleşmesi, “alırsın Ford olursun lord”un anlamından bir santim uzağa düşmese de, acımasızca eleştirebilmek için ben yeterince kaygan bir zeminde, yazar ise bir o kadar sağlam bir yerde duruyoruz. Benim Paul Simon şiirine dair kendime çıkardığım en önemli ders şudur: Hayatında bir kere çok güzel bir şey yaparsan, tekrar yazmalıyım bunu: Hayatında bir kere çok güzel bir şey yaparsan, ondan sonraki zamanlarda aynı yolda yaptıkların hep aynı güzellikte olmasa da kötü ve bayağı algılanmamaları için bir duvar da örmüş olursun.


Basım Ayı/Yılı : 3/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 85
Ağırlık : 85
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00

O kapıyı aralayınca daha kolay oluyor her şey. Daha rahat ediyorsun. Bir zaman sonra aklıyorsun bahanelerinle birlikte kendini. Sayıları arttıkça rahatlıyorsun, nefes alışın bile düzeliyor. Şimdi kaldığın bu yerde sorular akın ediyor zihnine. Oysa düşünmek yok, demiştin. İnsan şimdiki zamanı yaşamalı, takılıp kaldığı keşkeleri bırakıp yoluna devam etmeli. Yoksa yeni keşkelerin gölgesinde miş’li zaman olup kalıyor.

Gülnur Aşcı görünüşlerin, imajların arkasına saklanan insanı arıyor, buluyor, deşifre ediyor denemelerinde. Meselelere bazen bir çocuk bilgeliğiyle, bazense bir ihtiyar acemiliğiyle yaklaşıyor. İnsan kendini kandırmasıyla, aldanışlarıyla, pişmanlıklarıyla insan. Bahane Kapısı kilit tutmuyor çünkü.


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺48,00
Bir Öğretmenin Kırk Yıllık Yürüyüşü

40 dakikalık ders öğrenci zihninin vakte ait dolanım ve salınım alanıdır. Öğretmenin zihni de bu “kırk dakika koridoru”nda tur atar. Hiç de az bir şey değildir bu vakit. Anneler babalar evde çocuklarına herhangi bir terbiyevi konuda kırk dakikalık bir zaman ayırabiliyorlar mı acaba? Hiç sanmıyorum. Üstelik bir öğrenci günde en az altı yedi kez bu “kırk dakika sahası”nı öğretmenleriyle birlikte dolaşıp turluyor. Anneler kızlarının aklına nereye kadar refakat edebiliyorlar acaba? Babalar oğullarının duygularına tercüman olabilecek vakti bulabiliyorlar mı?


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 228
Ağırlık : 228
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺84,00

Felsefenin bir tarifi de “en güzel kelimelere dair bir araştırma” olmalı diye düşünüyorum. Bu kelimeleri bulduğumuzda, bulup kendimizi onlar içre olmaya bıraktığımızda bakışımız güzelleşecektir hiç şüpheniz olmasın. İşte o zaman dünyanın bir bakışta değişivermesinin pekâlâ mümkün olduğunu fark edeceğiz hayretle. Ama o zamanı beklemeye gerek yok. Yeter ki biz şunu iyi anlayalım: Dünyaya bakışımız değiştiğinde dünyanın kendisi değişmese bile onunla ilişkimiz değişecektir.

Deneme tarzının benimsendiği bu kitapta, içinde yaşadığımız modern dünyaya ve onun bazı sorunlarına kendi kelimelerimle bakmayı deniyorum. Başka bir ifadeyle, kelimelerimin içinden bana kendini gösteren neyse bunu sergilemeye çalışıyorum burada. Kelimelerden yapılma zihnim bu vesileyle dünyayı bana belli bir tarzda gösterdi. Kelimelerin kirlendiği, dilin yozlaştığı, dolayısıyla da bakışın bulandığı müptezel bir dünyada yaşıyoruz! Ne yapabiliriz? Modern dünya ile hesaplaşmanın bir ön hazırlığı ya da ilk adımı olarak kelimelerimize sahip çıkabilir ve onları durulaştırmaya bakabiliriz mesela.


Basım Ayı/Yılı : 5/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 149
Ağırlık : 149
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺52,00

Bir insanın hoşgörüyü, farklı kültürlere, geleneklere, yaşantıya saygıyı, sevgiyi küçük yaşta öğrenmesi gerekir. Sanat insanları toplumu insanlığı bu güzelliklere hazırlar. Sanatçı sadece görünmeyeni görünür kılmakla yetinmez. Toplumu olumsuz etkileyen işkencecileri, sömürenleri, inanç ve kültür farklılığından dolayı haksızlığa uğrayanları çalışmalarında yer verir ve onları teşhir eder. 

Bu çalışmaların başarıya ulaşması kolay değil. Yıllardır benim gibi ve bizim kurumumuz gibi milyonlarca insan kötülüklere, haksızlıklara savaşlara karşı mücadele etmemize rağmen ne yazık ki dünyanın birçok ülkesinde halen insanlar öldürülüyor, işkence görüyor. Eşitsizlik ve insanın insanı sömürüsü sürüyor.

Ne yazık ki dünyanın güzelliklerini hırslı politikacılar, uluslararası tekeller ve özellikle silah sanayine yatırım yapanlar bozuyor. Bunların çıkarları toplumların ve insanların sürekli birinin öbürüyle kavgalı olmasını gerektiriyor. Bunların para, kazanç, mülk, mevki, hâkim olma hırsı tüm dünyayı yok edecek bir aşamaya doğru götürüyor. Ancak her yöneticinin ve hatta her insanın unutmaması gereken bir temel ilke vardır. Çocuk ve gençlere yaklaşım milliyet, inanç ve sosyal gruplar perspektifi ile yaklaşılmaması gerektiğidir. Haksızlık duygusuna kapılan çocuk ve gençler elinde pimi çekilmiş bir el bombasıyla mayın tarlasında dolaşmasına benzer.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 256
Ağırlık : 256
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Coğrafyaların imlâsını şekillendiren göçebelerin ruhunu çağdaş okurla buluşturan, Nietzsche’nin yüz yıl evvel "kim olacak?" diye sorduğu barbarların izini günümüzde süren bir kitap Göçebe Buluşması.

Göçebeleri dağlardan ovalara, kırlardan kentlere, dünyanın kalbine doğru buluşturuyor. Ama göçebeliği coğrafya terimlerine, topoğrafyaya da hapsetmiyor; zihinsel, ruhsal ve akli bir yer değiştirme, karşılaşma ve kopma olarak da önümüze koyuyor. Bu yüzden Arthur Rimbaud, Oscar Wilde ve Che aynı cümlede buluşabiliyor, aynı reddiyeciliği ufkumuza yerleştiriyor.

Dünyanın bütün sınırlarının anlamını yitirdiği ve nasıl bir dünyaya uyanacağımızı kimsenin bilmediği şu karanlık zamanlarda okurla yeniden buluşması elzemdi. 
Zuzu Kitap olarak Göçebe Buluşması’nı aradan geçen onca zamandan sonra okurla yeniden buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz. 
Şehmus Ay


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00
1 2 3 ... 98 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı