Bu kitap, öyküsünü susanlar için yazılmıştır.

Sevilmemiş, acı çekmiş, acısını anlatmamış, anlatamamış,

anlaşılmamış bütün çocuklara adanmıştır.

Deniz’in ikizi Yeter, ilk aşkı ve kocası Nile ve rahmetli annesinin kuması Leyla… Deniz, acılarla ve birbirinden travmatik olaylarla dolu hayatını anlattığı kitabında bu üçlünün hikâyesine üstünkörü değinmişti. “Hikâyeyi anlatanın anlatmayana haksızlık yapması hep bakiydi. Sadece anlatılan hikâyeler bilindi, susanların hikâyeleri sır olarak kaldı.”

Oysa bir de yaşam öykülerinin zifiri karanlık taraflarını kendileri dile getirebilselerdi…

Yoğun ilgi ile karşılanan Adımı Deniz Koydular kitabı ile aile içi şiddet, cinsel istismar ve ağır yoksulluk gibi görmezden gelinen ve hasıraltı edilen tüm acıları ortaya döken Demet Cengiz, ilk romanından kopup gelen karakterlerin bilinmeyen yönlerini, kilitli kapılar ardında kalmış sırlarını ve çarpıcı hayat hikâyelerini, yine oldukça etkileyici bir dille İçimde Yanan Nehir’de anlatıyor.

“Bazı aileler parçalanmış bile değildir çünkü herhangi bir şeyin parçalanması için önce yekpare olması gerekir. Daha önce asla bir arada olmamış bir şey nasıl parçalansın?”

Demet Cengiz’in büyülü kalemiyle hayat bulan İçimde Yanan Nehir, Ayazağa’nın yoksulluk kokan ara sokaklarında varoluş mücadelesi veren Yeter’in ve duygu duvarlarıyla parçalanmış geniş bir aileye doğan Nile’ın ‘sevgisizlik’ temalı yaşam öyküsünü ele alıyor. Kimi zaman yüceltilen ‘aile’ kurumunun mahvolmanın başlangıcı olduğuna dikkat çekiyor.

 

 

Yayın Direktörü : Gülşen İşeri

Editör Saliha Ulusoy

Kapak Tasarım Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım Aslı Varol

Arka kapak fotoğraf Tamer Yılmaz

Sayfa Sayısı 160

Ebat 13,7x21,5

Tür Roman

Kağıt / İç Baskı III. Hamur Enzo, 52 gr.

Cilt / Kapak Amerikan Bristol 230 gr.

 

₺74,90

Bu bir anneli öksüzler, babalı yetimler romanıdır.
Deniz ve James, iki hırpalanmış çocuk… Biri İstanbul’un, diğeri Londra’nın evladı… 1970’lerde kenar mahallenin kenarı Seyrantepe’de ve yıldızı sönmüş Streatham’da başlayan iki ayrı yaşam… Gerçek yaşam hikâyelerinden esinlenerek yazılmış iç içe geçmiş iki ayrı öykü…
Bir kardelen olan Deniz Yıldız yaşamın adaletsiz sınavlarına doğduğu andan itibaren giriyor; kimi zaman geçiyor kimi zaman kalıyor. O da James Rowe gibi kendini büyütmek zorunda kalan çocuklardan biri.
Demet Cengiz, Adımı Deniz Koydular romanında aile içi şiddetten cinsel istismara, ağır yoksulluktan ayrımcılığa görmezden gelinen tüm acıları ortaya döküyor. Biri doğuda diğeri batıda geçen iki aile içi sevgisizlik öyküsüne Türkiye’de ve dünyada yaşanan önemli siyasi ve ekonomik gelişmeler eşlik ediyor. AK Parti’nin iktidara gelişi, Ergenekon operasyonları, Haziran Direnişi gibi yakın tarihten çarpıcı olaylar
hatırlatılıyor. Boynumuza asılmış kaderlerimiz sorgulanıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13.7 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2021
₺119,00

Bir öykü anlattım sana, bu dünyanın ötesinden, evvelinden; içinde kanatlar olan. Bal rengi gözleriyle, ruhun derinliklerini görebilen bir kartal kanatlarını açmıştı. Sadece yüreğiyle dinleyenler anlamıştı. 

Bir rüya anlatacaktım sana, deli olduğumu düşünecektin. Anlatsaydım keşke. Düşünseydin keşke.

Nerede o dağları delen adamlar? Çölleri geçenler? Kulelere tırmananlar? Cadıyı kovalayanlar? Kötü kalpli büyücüyü haklayanlar? Hadi, demiştim, bu öyküde esas kız kurtarsın esas oğlanı. Ne çok hendeğin vardı, aşılacak. Ne çok ejderhan vardı, dövüşülecek. Ne çok korkun vardı, kovulacak. Ne çok büyücün vardı, savaşılacak...

Bu kitapta Demet Cengiz, sağ elini kalbine koyup, “Aşk Olsun” diyerek derviş selamı veriyor, okurun önünde eğiliyor. 

“Ne âşık olmak zorundayız ne arif ne de âlim. Hatta pervane olmak zorunda bile değiliz” diyor.

Ve ekliyor:

Hayat denen bu oyunun kazananı yok, biliyorsun değil mi? Sonunda herkes ölüyor.

Sayfa Sayısı             240 

Ebat:                        17.7x21.5

Kağıt / İçBaskı:        III.Hm Enzo 55gr.

Cilt / Kapak:            Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod:        9789751039286

 

₺103,60

40 yaşında, yalnız ve 14 Şubat'ta doğmuş bir kadın olmak. Kamyon çarpsa daha mı iyi? Kadınlar için 35'ten sonra gonk çalıyor ve hayatın, aşkın, yuva kurmanın, çocuk yapmanın devri kapanıyor mu? Başlarına meteor düşme ihtimali aşkı bulmaktan daha mı yüksek?

Demet Cengiz diyor ki: "Hayır, yok öyle bir şey. Bir kere piyasa şartları öyle değil. Daha ilk girişimini yapamamışlar gibi, ilk girişimleri başarısızlıkla sonuçlanan ve ikinci tura dönmeye hazırlananlar var pazarda. Hatta üçüncü, dördüncü tura..."

Bir kızı bin kişi ister ve belki bir tanesi bile alamaz!


Dağıtım Tarihi: 02.06.2017

Sayfa Sayısı   272

Ebat: 13.7x21.5

 

₺48,60
Tükendi

Bir öykü anlattım sana, bu dünyanın ötesinden, evvelinden; içinde kanatlar olan. Bal rengi gözleriyle, ruhun derinliklerini görebilen bir kartal kanatlarını açmıştı. Sadece yüreğiyle dinleyenler anlamıştı. 

Bir rüya anlatacaktım sana, deli olduğumu düşünecektin. Anlatsaydım keşke. Düşünseydin keşke.

Nerede o dağları delen adamlar? Çölleri geçenler? Kulelere tırmananlar? Cadıyı kovalayanlar? Kötü kalpli büyücüyü haklayanlar? Hadi, demiştim, bu öyküde esas kız kurtarsın esas oğlanı. Ne çok hendeğin vardı, aşılacak. Ne çok ejderhan vardı, dövüşülecek. Ne çok korkun vardı, kovulacak. Ne çok büyücün vardı, savaşılacak...

Bu kitapta Demet Cengiz, sağ elini kalbine koyup, “Aşk Olsun” diyerek derviş selamı veriyor, okurun önünde eğiliyor. 

“Ne âşık olmak zorundayız ne arif ne de âlim. Hatta pervane olmak zorunda bile değiliz” diyor.

Ve ekliyor:

Hayat denen bu oyunun kazananı yok, biliyorsun değil mi? Sonunda herkes ölüyor.

Sayfa Sayısı             240 

Ebat:                        17.7x21.5

Kağıt / İçBaskı:        III.Hm Enzo 55gr.

Cilt / Kapak:            Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod:        9789751039286

 

₺72,50
1
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı