Bugünün tarihi yazıldığında gelecek kuşakların, bugünlerde yaşanan gerçekleri bilme hakkı var. Türkiye’nin güney sınırı, terör üreten bir coğrafyaya dönüştürülmüştür. Suriye’de sınıra yakın bölgede yuvalanan El Kaide türü terör örgütleriyle Türkiye, Küçük Afganistan’la komşu durumuna getirilmiştir. Dünyada en fazla göçmeni barındıran ülke olan Türkiye, demografik yapının değişimi tehlikesiyle yüz yüze kalmıştır. Yozlaşmanın yaygınlaştığı, cehaletin bilgeliğin yerini aldığı toplumda güneş batarken, bilgi ve liyakat artık gereksizdir… Tarih, stratejik körlük ve kişisel ihtiras uçurumlarıyla, stratejik öngörü ve diplomatik olgunluk zirveleri arasında gidip gelen bir yolculuğun öyküsüdür. “Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır, yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar” demişti, İtalyan düşünür, Giordano Bruno, 1600’lerde… Belgeler ışığında, “Yalanlar ve Gerçekler…”

 

Yayın Direktörü: Mehmet Bozkurt

Editör: Gökçe Şenoğlu

Son Okuma: Saliha Ulusoy

Kapak Tasarım: Ekin Başak Akgül

Sayfa Tasarım: Beyzanur Karabulut Koç

Sayfa Sayısı: 184 

Ebat: 13,7x21,5

₺71,40

Arap Baharı sonrasında başlayan Türkiye’ye yönelik Suriyeli sığınmacı göçü giderek kalıcı hale gelmektedir. Kuşkusuz bu göçün Türk toplumu bakımından yarattığı çok farklı olumlu/olumsuz etkiler bulunmaktadır. Sosyal medya üzerinden Suriyelileri tartışmak, tüm Suriyelileri aynı potada değerlendirmek ya da göç sürecini güvenlikleştirmek yaşanan bu sorunları çözmeyecektir. Suriyeli sığınmacı göçünün bilimsel yöntemlerin ışığında incelenmesi, bu göçün Türk toplumu bakımından doğurduğu etkilerin en doğru biçimde analiz edilmesi büyük bir önem taşımaktadır. 

Sayıları 3,4 milyona yaklaşan Suriyeli sığınmacıların 1,6 milyonu 18 yaşından küçük iken, yaklaşık 600 bini gençlerden (15-24 yaş) oluşmaktadır. Bu nedenle Suriyeli gençler özel bir önem arz etmektedir. Suriyeli sığınmacı göçünün gelecekte nasıl bir şekil alacağı, Suriyelilerin Türk toplumundaki konumunun ne olacağı, ülke kalkınmasına ne ölçüde katkı sunacakları, Suriyelilerin yeni geldikleri topluma ne derece uyum sağlayacakları vb. soruların cevabı bu gençlerin ileride sergileyecekleri tutum ve davranışlarında saklıdır. 

Şanlıurfa özelinde Suriyeli gençleri ele aldığımız çalışmamızın amacı; Suriyeli gençlerin profilini ortaya çıkarmak, yaşadıkları sorunları ve beklentileri tespit etmek, belirlenen sorunlar için çözüm önerileri getirmektir. Farklı disiplinlerden akademisyenlerin bir araya geldiği çalışmada, nitel ve nicel araştırma tekniklerinin birlikte kullanıldığı karma araştırma metodu benimsenmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 298
Ağırlık : 298
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺176,70

Kırgızistan’ın tarihinin öğretiminde en önemli konuların birisi XIX. Yüzyılın ikinci yarısı XX. Yüzyılın başlangıcındaki Rus İmparatorluğunun Kırgızistan’da yürüttüğü tarım siyaseti sayılmaktadır. Adı geçen konu ile ilgili araştırmacıların bilimsel çalışmaları her dönemin siyasi bakış açısına göre farklı farklı değiştirmelere uğramıştır. 

Bu kitapta bu konu üzerinde geniş durabilmek için devrime kadarki ve Sovyet, Eski Sovyet dönemlerdeki bu konuyla ilgili olan bilimsel araştırmaları inceleyerek gerçek bir sonuca varabilmek için çabalanmıştır. 

Kırgızistan Rus İmparatorluğuna katıldığından başlayarak bu süreci yansıtan kavramsal yöntemdeki birçok tarihsel eserler yayınlanmaya başlamıştır. Bu eserlerin değeri yazarların araştırmasında bu konuyla ilgili olumlu ve olumsuz taraflarının tam olarak yansıtılmasındadır. İlk eserler Rus İmparatorluğunun ele geçirme siyasetine katılan insanlar tarafınca yazıldığından dolay bu süreç bilimsel özelliği kazanamayıp sadece olayı betimleme olmuştur. Bu eserlerde bazı yazarlar olaylar hakkında açıklamalarını da belirtmişlerdir. Toplumun aydınlanmasıyla her bir araştırmacı Rus İmparatorluğunun Türkistan’da yürüğü siyasetinin olumlu taraflarını belirtmekle birlikte, bazen bu sürecin olumsuz taraflarını da açıkça belirtmişlerdir. Böylece bizim dikkatimizi çeken bu konu döneme göre değerlendirilmiştir. 

Rus imparatorluğu Güney Kırgızistan’daki toprak siyasetini Kuzey Kırgızistan’dakine göre bir az farklı yönetmiştir.  Çarlık hükümetinin göç siyasetini genelde Ruslar yöneterek bu durumdan birçok fırsattan yararlanmışlardır. Rusya’nın toprak siyaseti tamamen soygunculuk, yağmalama niteliğinde olmuştur. İleride Rusya’nın yine bu kadar torağı yerel halkın elinden alma amacı olmuştur. Kırgızistan’ın güney bölgesinde toprağın ülkenin mülkiyeti olarak ilan etmek Çarlık Hükûmeti için çok uygun olmuştur. 

Rus İmparatorluğunun Kırgızistan’da yürüttüğü tarım siyasetinin olumlu ve olumsuz tarafları hakkında kısa bilgi verecektir. Toprak siyasetinin genel olarak yerel halka olan siyasi ve ekonomik etkilerini incelenmiştir. Rus iktidarı bu bölgede kendi iktidarını oluşturmak için yürüttüğü faaliyetleri ele alınmıştır. Her Rus iktidarının yerel halka değer vermedikleri ve dikkat çektiğini görmek mümkün.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 114
Ağırlık : 114
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,35

Terörün silah tröstleri ile ilişkisi var mı?
ASALA ve PKK kimin taşeronu?
Komşularımız başta olmak üzere müttefikimiz ABD ile Avrupa ülkelerinin terör örgütü ASALA ile PKK’ya destekleri var mı? Destekler ne boyutta?
ASALA bitti mi?
ASALA ile mücadelede kimler görev aldı? Çatlı mı? Kerküklü Türkmenler mi?
ASALA uyutulup, PKK’mı hortlatıldı?
“Çekiç Güç” kime hizmet etti?
PKK’nın yaklaşık 30 yıldır faaliyet gösterebilmesinin arkasındaki gizlenen nedenler?
PKK’nın uyuşturucu ticaretindeki rolü?
PKK ile ASALA arasındaki ilişki ne boyutta?
Suriye, terörist başını neden kovdu? Yunanistan ve Rusya neden vatandaşlık vermedi?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin terör konsepti ne olmalı? Neler yapılmalı?
Teröristle mi? Yoksa Terörle Mücadele mi?


Basım Ayı/Yılı : 2008
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 14,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

Bu çalışmada Türkiye Cumhuriyeti'nin 2023 cumhurbaşkanlığı seçiminin sosyolojik analizine ek olarak, bu ülkedeki siyasi bir fenomen de analiz edilmiştir.Günümüzde insan toplumlarını ilgilendiren en önemli konulardan biri siyasetle ilgili konulardır. Siyaset dünyasında farklı düzeylerde seçimlerin temel kavramlarından biridir. Başarılı bir siyasetçi, seçimlerde rakibini geride bırakabilen ve sahada galip gelebilen kişidir. Bu çağda yirmi yılı aşkın sahada galip gelebilen bir siyasetçi, sıradan bir siyasetçi değildir, siyasi bir fenomendir. Elinizdeki kitap, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve daha doğrusu dünyanın siyasi fenomeninden birini yanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ele almaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 162
Ağırlık : 162
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,30

İlluminati (Latince: illuminatus, Türkçe: aydınlanmışlar) ya da tarihteki adıyla Bavyeralı İlluminati, batıl inanca, ön¬yargıya, dinin toplumsal yaşam üzerindeki etkisine, iktida¬rın kötüye kullanımına karşı Aydınlanma Çağı'nda 1 Mayıs 1776'da kurulmuş ve 1785'de dağılmış gizli bir aydın toplu¬luluğudur. Bavyeralı İlluminati ile çokça kez karıştırılan çağdaş illumi¬nati ise; zihin denetimi uygulayarak, hükûmetleri ve kuruluş¬ları ele geçirerek Yeni Dünya Düzeni'ni sağlamak amacını güttüğü iddia edilen, monarşileri yıkmayı, dinsel inançları yok etmeyi, ulus devletleri ve vatanseverliği sonlandırarak toplumsal düzeni altüst etmeyi planladığı öne sürülen ancak varlığı veya etkinliği kanıtlanamamış bir yapılanmadır. İllüminati Tarafından Öldürülen Ünlüler 1. Michel Jackson 2. John Lennon 3. John F. Kennedy 4. Martin Luther King, Jr. 5. Abraham Lincoln 6. Kurt Cobain 7. Jim Morrison 8. John F. Kennedy, Jr. 9. Anna Nicole Smith 10. Marilyn Monroe 11. Whitney Houston 12. Robert F. Kennedy 13. Tupac Shakur 14. Grace Kelly 15. Malcolm X 16. Frank Zappa 17. Amy Winehouse 18. Bob Marley 19. Prenses Diana 20. Bruce Lee 21. Jimi Hendrix 22. The Notorious B.I.G. 23. Brandon Lee 24. Buddy Holly & Richie Valens 25. Otis Redding 26. The Big Bopper 27. Lee Harvey Oswald 28. Elvis Presley İllüminati Mensubu Ünlüler Beyoncé, Jay Z Madonna, Donald Trump Kim Kardashian, Kanye West Lindsay Lohan, LeBron James Rihanna, Michael Jackson St. Ignatius of Loyola, Francis Bacon Friedrich Leopold, Graf zu Stolberg-Stolberg. Friedrich Nicolai, Johann Bode Johann Wolfgang von Goethe Ray Kroc, Walt Disney

 


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 672
Ağırlık : 672
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00

Elinizdeki kitap, 5 Mayıs 2016 - 19 Aralık 2016  arası süreçte Libya’nın stratejik kıyı kenti Sirte'nin DAEŞ’ten kurtarılması operasyonu olarak bilinen “el-Bunyân el-Marsûs” adlı askerî operasyonuna dair detaylara ışık tutmaktadır. Kitap, DAEŞ’e karşı yürütülen el-Bunyân el-Marsûs operasyonun askerî açıdan ayrıntılarını ve operasyon merkezlerine bağlı hareket eden silahlı birlikler arasındaki koordinasyonu ele almaktadır. Yazarlar, bu kitapta kullanılan materyalleri, Ocak 2017’de bir araştırma ekibinin anket yoluyla gerçekleştirdiği saha araştırması sonuçlarından elde ettiler. Ayrıca yazarlar, çatışmaların bitmesinden sonra, Başsavcılığın, Sirte şehrinde tutuklanan DAEŞ üyelerinin soruşturulmaları sırasında, Sirte Polis Karakolu hakkındaki 2021 tarihli ve 44 sayılı davayla ilgili olarak, dava konusu olan olayların değerlendirildiği ve hukukî yönden görüş bildirildiği ön inceleme raporu sonucunda önemli bilgiler elde ettiler.


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 16,5 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺191,25

Amerika Birleşik Devletleri iç güvenlik sisteminin unsurlarına ve işleyişine odaklanan bu kitapta, ABD iç güvenlik kurumları, nitelikleri ve kurumlar arası ilişkilere dair tespit ve değerlendirmeler yapılmaktadır.

Amerika’ya özgü örneklerin Türk kolluk teşkilatları ve görevlileri ile ceza adaleti sisteminin diğer paydaşlarına yol gösterici olacağı düşünülmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 1/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00
PKK Üzerine Araştırmalar

Ünlü askeri stratejist Carl Von Clausewitz “Savaş politikanın başka araçlarla devamıdır” diyerek savaşla barışın ne kadar ince bir denge üzerinde olduğunu ifade etmiş, aynı zamanda hem savaşta hem de barış dönemlerindeki diplomasinin hedefinin düşmana veya rakibe kendi iradimizi kabul ettirmek olduğunu ortaya koymuştur. Çünkü savaş aynı zanda çarpışan iki iradenin kendi üstünlüğünü kabul ettirme mücadelesidir.

Günümüzde düşmana irademizi zorla kabul ettirmek için sadece bilinen anlamda (karşılıklı orduların çarpışması) savaş yürütülmemektedir. Özellikle II. Dünya savaşından bu yana savaşın artan maliyetleri hiçbir ülkenin tek başına altından kalkamayacağı boyutlarda yükselmiştir. Bunun sonucu olarak panzer tümenleri, topçu birlikleri, uçaklar, gemiler ve denizaltılar gibi enstrümanlar yerine daha farklı ve ucuz yöntemler savaşın yeni enstrümanları olmuştur.

Hibrit Savaş kavramının yazarları arasında olan Frank Hoffman, “Savaş sadece muharebeden ibaret değildir, hesaba sosyo-kültürel, tekno ekonomik ve jeopolitik boyutlar da katılmalıdır.” diyerek savaşın şiddet içermeyen önemli boyutlarını gözler önüne sermiştir. Hibrit savaşı oluşturan yöntemlerden biri de terör olmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 3/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 534
Ağırlık : 534
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺250,00

21. yüzyılın en büyük sosyal sorunlarından biri olan uluslararası göç, hem gelişmekte olan ülkeleri hem de gelişmiş ülkeleri etkileyen sosyal bir olgudur. 2011 yılında Suriye’de yaşanan iç savaş nedeniyle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan ve Türkiye başta olmak üzere farklı ülkelere sığınan Suriyeliler bu yüzyılın en büyük kitlesel göç hareketini başlattıklarının farkında değillerdi.

 

Aradan geçen on bir yılın sonunda Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı sayısı, ülkedeki yabancıların büyük bir çoğunluğunu oluşturmuştur. Türkiye’de Suriyelilere yönelik yapılan çalışmalar daha çok uyum konusunda olmuştur. Bu çalışma Suriyeli sığınmacıların yaşadıkları uyum konusunun yanı sıra ve iskân ve konut sorunlarının belirlenmesi açısından da önem taşımaktadır. Ayrıca çalışmanın bölgesel düzeyde gerçekleşmesi ve Göç İdaresi Başkanlığı ile ortak hareket edilerek yapılması bu konunun özgünlüğünü ortaya çıkarmaktadır.

 

Alan araştırması, Doğu Marmara illeri kapsamında olan Yalova, Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce illerinde yaşayan toplam 1.144 kişiye uygulanmış ve toplanan veriler, frekans ve yüzde analizi, ki-kare uygunluk testi ve bağımsız ki-kare testi aracılığı ile analiz edilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺130,20
Kızıl ve Kara Yıldızlarımız

“Bugün geçmiş yüzyılın devrimlerinin trajik bilançosu bizleri başka türlü düşünmeye zorluyor, sosyalizme bir gün insanî simasını geri vermeyi umut edebilmek için. Antibürokratik devrimci örgütler inşa etmek devrimleri her türden otoriter sapmaya karşı korumanın güvencelerinden biridir. Ama yegâne güvence bu değildir. Çünkü işçi hareketinin kendini donattığı örgütlerin ötesinde bunların devrim içindeki yerleri ve işlevleri hakkında da tartışmak lazım. 

Devrimci güçler yaşamsal bir işlevi yerine getirmeliler: Devrimin, kendini dayatan kararları doğru zamanda almasına yardımcı olmak. Fakat, son tahlilde somut iktidar özyönetim yapılarında bulunur.

Umudumuz geleceğin kara ve kızıl olacağı yönündedir: 21. yüzyılda anti-kapitalizm, sosyalizm ya da komünizm, radikalliğin her iki kaynağından da beslenmek zorunda kalacaktır. Arzumuz, gelişip meyve verecekleri verimli bir zemin bulmaları umuduyla birkaç liberter Marksizm tohumu ekmektir.”


Basım Ayı/Yılı : 1/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 12,5 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺68,00

Türkiye has a long history of combatting terrorism. Through these terrorist acts, Türkiye has gone through a lot of tragedy. Moreover, all of these attacks were committed by a transnational network; thus, making Türkiye’s counter-terrorism experience unique. Despite this experience's scope and uniqueness, Türkiye’s counter-terrorism efforts are under-researched. Due to Turkish efforts against PKK terrorism in the last four decades, counter-terrorism has become a specific area for securocrats. This situation has driven away scholarly interest in the topic. Another reason was the tactic adopted by PKK militants, which focused on exploiting freedom of speech in academia by using it for mere propaganda. Eventually, Turkish counter-terrorism stayed as an under-researched area. This book is focusing on to say something on the issue in a scholarly fashion to advance the discussion on the topic. As it is explained; works on the topic are limited in Turkish academia; thus by publishing this study, it is expected to initiate a scholarly debate.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 258
Ağırlık : 258
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺280,25

"Muhammed Gömük, ülkemizde faaliyet gösteren ajan-misyonerleri ameliyat masasına yatırarak alkışlanası bir cesaret sergilemiştir. Lakin elinizdeki bu kitap her şeyden önce bir dini kitaptır. Konusu ise ajan-misyonerlerin yıkıcı-bölücü faaliyetlerini anlatmaktan ziyade ajan-misyonerlerin yıkıcı-bölücü faaliyetlerini boşa çıkarmaya yönelik ilmi cevaplar vermektir. Bir başka tabirle elinizdeki kitap tam bir Reddiyedir. İçinde çok sayıda ayet ve hadis ihtiva eden bu değerli kitabı okudukça bir yandan bilgilendiğinizi, bir yandan aydınlandığınızı göreceksiniz."


Basım Ayı/Yılı : 8/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 194
Ağırlık : 194
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺64,00
]Görele – Eynesil – Çanakçı]

Bu eser, Osmanlı’nın son dönemlerinden Cumhuriyet’in 1950’li yıllarına dek Görele kazasını bugünkü Eynesil ve Çanakçı dahil olmak üzere tüm yönleriyle okuyucuya sunuyor…

Görele pazarı, kazada belediye faaliyetleri, eğitim, sağlık, spor, siyasi gelişmeler, asayiş, elektrik ve aydınlanma, sanayi, ulaşım ve haberleşme, telefon, kazaya özgü ticarî ürünler, iskele ve vapurlar, balıkçılık, kültür işleri, resim, sanat ve kurslar, afetler; deprem ve fırtınalar, yaylacılık, hayvancılık, fındık ziraatı ve ticareti, bayram kutlamaları, kurumsal sosyal faaliyetler, toplantılar, işgal dönemi, Milli Mücadele’nin kahraman batık gemisi Rüsumat-4 ve Görele’ye dair mektuplar olmak üzere bu çalışma, uzun süren bir emeklemenin sonucu olarak Görele’nin Tek Parti dönemine yoğunlaşan ilk çalışma özelliğini taşıyor…


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 352
Ağırlık : 352
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺162,00
Neden Daha Kısa Bir Çalışma Haftasına İhtiyacımız Var

İş kaynaklı stres ve tükenmişliğin artık salgına dönüştüğü, güvencesizlik ve düşük ücretlerin işgücü piyasasında kural haline geldiği günümüzde, açıktır ki istihdam meselesine yeni ve radikal bir tutumla yaklaşılması gerekiyor.
Pek çok sektör, otomasyonun, iklim krizinin ve yaşlı nüfusun beraberinde getirdiği varoluşsal tehditlerle karşı karşıya. Fazla Mesai’de Kyle Lewis ve Will Stronge işte bütün bu kaygı verici eğilimlere güçlü ve uygulanabilir bir çözüm sunuyor: çalışma haftamızın kısaltılması.

Bu önemli kitap çalışma süremizin kısalmasının kapitalist ekonomiler bağlamında ne ifade ettiğini göstererek bu fikrin tarihini ve siyasi içerimlerini irdeliyor. Siyaset ve ekonomi alanında söz söylemiş pek çok düşünürün fikirlerinden de yararlanan Lewis ve Stronge, çalışma haftamızın kısaltılmasının, kolektif özgürlüğü ve insanın potansiyelini temel alan, çoğunluğun çok daha mutlu ve tatmin edici hayatlar sürmesine alan açan daha adil ve eşitlikçi bir toplum oluşturabileceğini savunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,00

IMKB’de Mr. Speedy ile PANDA arasındaki hesaplaşmanın 20.000.000 dolarlık bir türbülans yaratacağını ve “Game in Game” yaparak 20.000.000 dolarlık SNOWYCHEM’i Mr. RIGHTFUL ATTACK, DARKMAN ve Mr. THUNDER’ın uhdelerine geçireceğini ve hiç sermaye koymadan bir haftada RAOS A.Ş.’yi var edeceklerini Mr. SPEEDY bile görememişti; ama Jack the Lawyer (JL) , vurgunu yapanların tam ortasında idi ve terazi elindeydi. SPK vurgunun farkına varmıştı, vurguncularsa çok hızlıydı; fakat her koşulda, terazi peşlerindeydi.
Gücün karanlık tarafı, günümüz Türkiye’sinin DARK SIDE’ı ve “HALKA AÇIK HOLDİNG”inde vurgun kovalamacasını soluk soluğa okuyacaksınız. LARUS`tan sonra JACK’in yeni macerası.

Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 169
Ağırlık : 169
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,00
Yaklaşan Son

Maalesef bu kitapta da, Batı ülkelerinin acımasız yüzünü bir kez daha göreceğiz. Dünya, istesek de istemesek de, kitap içinde yerleri ve gerekçeleri belirtilen birçok yeni petrol savaşına daha tanık olacaktır. Peki, Batılıların kendi ülkelerinin çıkarlarını korurken uyguladıkları kanlı metotlara, siyasi taktiklere, ikiyüzlülüklere kızmalı mıyız?

Ben kızmamayı, kendi eksik ve kusurlarımızı görüp bunlardan dersler çıkartmayı tercih ediyorum. “Gelecekte aynı hataya düşmemek için ne yapılmalıdır?” sorusunun cevabını, ülkemiz adına, süratle aramak ve bulmak da, belki en sağlıklı yollardan biridir.

Düşüncelerim ve eldeki veriler doğru ise ve tahminlerim de doğru çıkarsa; gelecek hiç de parlak olmayacak. Düşündüklerim, sanki Disneyland’daki çarkı geri çevirmek gibi; ve biz, her çark dönüşünde, “Eskiden ne kadar mutluyduk; şunlarımız bunlarımız vardı, şu işi ne kadar kısa sürede yapıyorduk.” ile başlayan birçok cümle kuracağız; istesek de istemesek de! “Yok canım!” diyorsanız, şimdi arkanıza şöyle bir yaslanın, nefes alın, zira sizi, şimdi olmaz gibi görünen ama yakında kapımızı çalacak bir tehlikeyle; “Petrolsüz Dünya” ile karşı karşıya getireceğim.


Basım Ayı/Yılı : 11/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺78,75
Mesele Siber Vatan!

Tarih boyunca ulusal devletlerin temel görevleri arasında kabul görünen güvenlik politikaları; değişen dünya anlayışıyla paralel bir değişim sürecine girmiştir. Bu sebeple değişen dünya düzeniyle siber dünyayı daha iyi tanımlayabilmek, ulusal verilerimizden siber güvenliğimize kadar nasıl değişim sağladığımızı ve eksiklerimizi görüp nasıl bir politika üretmemiz gerektiğinin önerilerini sunan bu eser, dijital milli güvenlik ve istihbarat alanında yazılmış eserler içerisinde türlerine göre farklılık barındırıyor. Aynı zamanda yazar, eserinde siber alanın artık bireylerin özel hayatlarıyla sınırlı kalmayarak dijitalleşen dünyanın içerisinde, ülkelerin dijital mahremiyetine yönelik de bir tehdit algısı oluşturduğunu anlatmaktadır. Bu sebeple her ülkenin, dijital güvenlikle ilgili çalışmaları ve güçleri olduğu gibi, ulusal düzeyde ülkemizin de çalışmalarının olduğunu eserinde anlatan yazar, ülke olarak üretilen dijital politikaların hangi yönde eksiklerinin olduğunu ve nasıl geliştirilmesi gerektiğini öneriler halinde sunarak ulusal düzeyde siber güç olmanın ve bu gücün denetlenmesindeki operasyonel bakışların neler olması gerektiğini de çarpıcı bir bakış açısıyla okurlarına aktarmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 7/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 236
Ağırlık : 236
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺86,25
Koronavirüs ve Biyokimyasal Savaşlar

Dünya geçmişine kısaca göz gezdirdiğimizde bir savaşlar tarihiyle karşılaşırız. Bu savaşların pek azı amaçsız gerçekleşmiştir. Özellikle sömürgeci imparatorlukların, evren üzerindeki doğal kaynaklara umarsızca hücum etmeye başladığı tarihten bugüne dek, insanların tükenmek bilmeyen doyumsuzluğu çok daha açık bir şekilde gözümüze çarpmaktadır.

Savaşları ilginç kılan durum ise; bir enerji arayışı uğruna insanların yıllarca sürecek savaşlara girip bu savaşların yakıtını da yine bir başka kaynakları sömürerek elde etmek zorunda kalmalarıdır. İnsanoğlunun bitmek bilmeyen enerji isteği, bir döngü haline gelerek yeryüzünü bir felaket sahnesine çevirmektedir. 

Bugün bu felaketi, hayatlarının her anında, her zerresinde hisseden, belki de bizim habersiz olduğumuz milyonlarca insan yaşamaktadır. Bu felaketin izini ise küresel ısınma iddialarında aramamıza gerek yok. Felaket, Asya Kıtası’nın kalbindedir. 

Yaklaşık elli yıl önce Dünya`nın en büyük gölü olan Aral, bugün sularının yüzde doksanını yitirmiş durumdadır. Hiroşima halen akıllarda, Halepçe ise hemen yanı başımızda iken; her an bir Çernobil daha yaşamayacağımızı kim garanti edebilir? 

Irak’ta, Afganistan’da, Orta Asya`da ve Dünya’nın belki de ismini bile şimdiye kadar duymadığımız birçok yerinde, zihnimizin alamadığı vahşet dolu gelişmeler yaşanmaktadır. Her gün yüzlerce kişinin katledildiği haberini televizyonlardan duymak doğal kabul edilir olmuşken; bu çatışmaların, vahşice kıyımların altında tek bir gerçek yatmaktadır: Enerji. Artık enerji için ise devir, Biyokimyasal Savaş devridir.

Keşke, savaşmanın bile ahlâki kuralları olsaydı.


Basım Ayı/Yılı : 3/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 220
Ağırlık : 220
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺78,75
The Role of Serbian Orientalists in Justification of Genocide Against Muslims of the Balkans

Bosna-Hersek’te 1992-1995 yılları arasında gerçekleştirilen; 200 binden fazla Boşnak’ın katledildiği, 800 binden fazla Boşnak’ın ülke içinde göç etmek zorunda kalıp, 600 binden fazla Boşnak’ın mülteci durumuna düşürüldüğü etnik temizliğin failleri, ihtiyaçları olan “bilimsel” desteği Sırp Oryantalistlerde bulmuşlardır.

Sırp oryantalistler, akademisyenliği bükerek ve içine politika katarak, İslam’ı ve yerel Müslüman topluluklarını öylesine gerçekleri çarpıtarak tanımladılar ki, Müslümanlara karşı düşmanlığın artmasına ve “Müslüman tehdidi “ne karşı soykırımın bir çözüm olarak kabul edilebilir kılınması için Sırp halkının ikna edilmesine belirgin şekilde katkıda bulundular.

Norman Cigar’ın Bosna-Hersek’te savaşın tüm acımasızlığı ile devam ettiği 1993-94 yılları arasında kaleme aldığı bu araştırmasında, oryantalistlerin söylemleri ile etnik temizliğin aktif bir tarafı oldukları ve soykırımın gerçekleşmesine aktif katkıda bulundukları ortaya konulmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 1/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺30,00

"... biz Marksizmi entellektüel gevezelik ve dünya devrimci hareketinin trafik polisliğini yapmak için okuyup öğrenmiyoruz. Biz dünyayı değiştirmek için, dünyanın Türkiye'sinde devrim yapmak için marksizmi öğreniyoruz." (İddianame I, say. 13)
"İşte biçim ile özü birbirine karıştıran, öz yerine biçimde kesinkes ilkeler arayarak dünya devrimci hareketinin Trafik Polisliğini yapmaya kalkanların teoride sonu metafiziğin bataklığında kulaç atmaktır." (Aydınlık 20)
"... Gerçek anlamda birlik, bilimsel sosyalizmin temeli üzerinde kurulabilir. Birlik, şu veya bu kişinin etrafında kümelenmek değildir. Hareketin birliği, leninizmin ilkeleri üzerinde birliktir." (A.S.D.'ye açık mektup broşüründen)
"Ne yardan, ne yerden diyerek, ne marksistlikten vazgeçen, ne de bunun gereklerini böyle bir ülkede yerine getirebilecek niteliklere sahip olan, korkak, tabansız, pasifist küçük burjuva entelektüel bozuntularının marksist akımdaki bozguncu düşüncelerinin temelinde ülkenin bugünkü koşullarının zorluğunu aramak gerekir." (Aydınlık 15)

İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Nolu Askeri Mahkemesi'nin 26.5.1982 günlü; Kayıt No: 1980/98, M. Esas No: 1980/118 Karar No: 1982/261 sayılı kararıyla BERAAT etmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 506
Ağırlık : 506
En / Boy : 12 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺238,00

Siyasi savunma denince akla gelen ilk davalardan biri, hukuk tarihine Dimitrov’un savunmasıyla geçmiş, 1933 yılında yapılan Leipzig Duruşması’dır. Bu davada –daha sonra Naziler tarafından yapıldığı ortaya çıkacak olan– Reichstag yangını Georgi Dimitrov’un ve komünistlerin üstüne atılmaya çalışılmıştır. Bu sayede bu provokasyonla ülkede olağanüstü hal ilan edip tüm muhaleti ezen Adolf Hitler’in ve Nazi partisinin iktidara el koyuşu meşrulaştırılmak istenmiştir.
Georgi Dimitrov, mahkemenin kendisine vekil olarak atadığı avukatın acındırma ve olayı adli bir savunma olarak ele alma çabalarını reddedip davayı en başından itibaren politik bir dava olarak nitelendirmiş ve kendi siyasi savunmasını yürütmüştür.
Gece gündüz bileklerinde zincir taşıdığı, konuşmasına ve soru sorulmasına müdahale edildiği, gerekli tutanaklardan ve belgelerden yoksun bırakıldığı, defalarca mahkeme salonundan atıldığı Reich Mahkemesinde Dimitrov, faşist savcıların, düzmece tanıkların karşısında dimdik durmuş, bizzat Göring ve Goebbels’in yüzüne bir komünist olduğunu, hiçbir komünistin böyle bir eylemde bulunmayacağını ve bu yangının bir Nazi provokasyonu olduğunu haykırmıştır.
Siyasi Savunma ve Faşizmin Yargılanması’nda, derhal uluslararası kamuoyunun ilgi odağı ve faşizme kendi mahkeme salonunda direnmenin sembolü haline gelen bu duruşma sürecini, Dimitrov’un elleri zincirliyken yazdığı mektuplar, dilekçeler, mahkeme tutanakları, röportajlar aracılığıyla öğreniyor, hazırlık soruşturmasından, en son ana dek tüm süreci belgeleriyle takip ediyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 274
Ağırlık : 274
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺173,00

Yüzyıllardır güçlü ülkeler tarafından, kendilerinden daha zayıf olan ülkelerin politika davranışlarında değişim yaratmak amacı ile hayata geçirilen yaptırımlar, Soğuk Savaş’ın bitimi sonrasında dünya siyasetinde tek hegemon güç olarak ortaya çıkan ve aynı zamanda II. Dünya Savaşı sonrasından bu yana Dünya Bankası, IMF ve ABD doları üzerinden küresel ekonomi ve finans sisteminin kontrolünü elinde bulunduran ABD tarafından özellikle son otuz yıldır aşırı şekilde kullanılmıştır. 21.yy.dan itibaren ekonomik yaptımları tek başına yeterli derecede etkili görmeyip finansal yaptırımlarla da desteklemeye başlaması, yaptırımlar tarihindeki en önemli gelişmelerden birisi olmuştur. Fakat yine 2000’lerin başından itibaren dünya siyasetinin çok kutupluluğa evrilmesi ve ABD karşısında yeni oluşumlar içerisine giren bölgesel yapıların artan ekonomik güce paralel şekilde dünya finansal mimarisini de yeniden inşa etme çabaları, ABD’nin ekonomik ve finansal yaptırımlarına doğrudan negatif yönde etki etmektedir.

Bu kitapta, 1979 devriminden beri neredeyse kesintisiz olarak ABD yaptırımlarına maruz kalan İran’ın, 2000’lerin başlarından itibaren nükleer çalışmaları gerekçesi ile uygulanan ve 2018 yılında Trump yönetimi tarafından tekrar başlatılan ekonomik ve finansal yaptırımlar karşısında ekonomik aktivitesini sürdürebilmek için izlediği politikalar ile yaptırımların İran siyasetine ve dış politika davranışlarına olan etkisi incelenmektedir. Bir taraftan da çok kutuplu yeni dünya düzeninde, özellikle 2010’lu yıllardan itibaren küresel finans sisteminde yaşanan gelişmelerle birlikte ABD ekonomik ve finansal yaptırımlarının giderek azalan gücü İran örneği üzerinden değerlendirilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 274
Ağırlık : 274
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺158,10

Örgütlerin etkililiğinde çalışanların temel belirleyici bir faktör olduğunun kabul edilmesiyle yönetim alanında insana odaklanılmaya başlanmıştır. Bu nedenle örgütler, insanları anlayabilen, öngörebilen ve yönlendirebilen yöneticilere ihtiyaç duymaktadırlar. Örgütsel davranış; bireylerin ve grupların davranışlarını, kişiler arası süreçleri ve örgütsel dinamikleri, kurumların ve içindeki insanların performansını arttırmak amacıyla anlamaya yönelik akademik bir disiplindir. Örgütsel davranış, her alandaki örgüt yöneticileri için yönetim görevlerini etkili şekilde gerçekleştirebilmede çok önemli faydalar sağlayabilir. Çalışanların yönlendirilmesi, güdülenmesi, işlerin organize edilmesi, işin niteliği ve çalışanın özelliklerine göre örgüt yapısının dizayn edilmesi, takımlar arasındaki ilişkiyi organize etme ve bunlar arasında eşgüdümü sağlama gibi konularda örgütsel davranış alanında üretilen bilgilere dayalı olarak uygulamalarını şekillendiren yöneticilerin başarılı olabileceği ileri sürülebilir. Örgütsel davranış, çalışanlar açısında da önemli bilgiler sağlar. Çalışanlar arasındaki iletişim ve etkileşim süreci, takım çalışmasını düzenleme, takım halinde çalışabilme ve takım üyelerini ihtiyaç duyulduğunda motive edebilme gibi örgütsel davranış alanında üretilen bilgilere sahip olan çalışanlar, örgütte işlerini yapabilme ve düzenleyebilme açısından nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda daha bilinçli hareket etme fırsatını elde edebilirler. Bu da çalışanların daha etkili bir şekilde çalışmalarına katkı sağlayabilir. Bahsedilen noktalarla bu kitabın; yönetici, potansiyel yönetici adayları, çalışanlar ve örgütsel işleyişi anlamak isteyen kişilere yardımcı olabileceği ümit edilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 656
Ağırlık : 656
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺133,00

Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi, 20. Yüzyıl’da yazılmış en önemli sosyal teori eserlerinden biridir. Schumpeter’in kapitalizmin tohumlarının zayıflamasının içsel olduğu iddiası ve onun aynı şekilde merkeziyetçi sosyalizme olan düşmanlığı kitabın 1942’deki ilk basımından bu yana okuyucuyu şaşırtarak ilgi ve kimi zaman öfke çekmiştir. Kapitalizmi de sosyalizmi de savunmayı reddederek Schumpeter, hem kendi döneminin hem de günümüzün toplumsal hareketlerinin çok daha sağlıklı bir değerlendirmesinde büyük ve orijinal bir katkı yaparak kendisinden sonra geleceklerin önünü açmayı başarmıştır.

Üçüncü edisyondan yapılan bu çeviride, dünyanın önde gelen ekonomistlerinden biri olan Joseph Stiglitz’in yeni bir önsözü de yer almaktadır.


“Sosyoloji veya ekonomi üzerine hangi düzeyde olursa olsun bir şeyler söyleyen hiç kimsenin bihaber olma lüksünün olmadığı bir eser.” 
— New English Weekly

“Joseph Schumpeter’in başyapıtı olan Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi, küreselleşmenin mantığını anlamada kilit bir ilke olan kapitalizmin ‘yaratıcı yıkım’ sürecini açıklıyor.”
— Thomas L. Friedman, Foreign Policy

“Büyük ekonomist Joseph Schumpeter, yeni endüstrilerin yükselişinde inovasyonun rolünü, mevcut endüstrilerin yaratıcı yıkımını ve refah artışını vurgulamıştır.”
— Richard Florida, The Atlantic

“20. yüzyılın önde gelen ekonomisti.” 
—Steve Forbes, Forbes

“Keynes 20. Yüzyıl’ın en önemli ekonomistiyse, Schumpeter de 21. Yüzyıl’ın en önemli ekonomisti olabilir. ... Schumpeter’in ekonomik anlayışı çok parlak. ... Uzun vadeli ekonomik büyümeyi -girişimcilik ve işletmeyi- ekonomi disiplininin gündeminin en üst sırasına koymaya çalışıyor. ... Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi mükemmel.” 
— J. Bradford DeLong, Chronicle of Higher Education

“21. Yüzyıl’ın en önemli iktisatçısı Adam Smith veya Keynes değil de, Joseph Schumpeter olacak gibi görünüyor. Schumpeter’in en önemli katkılarından biri, meşhur tanımı olan “yaratıcı yıkım” süreci aracılığıyla büyümeyi teşvik etmek için inovasyonun ve girişimciliğin muazzam gücüne yaptığı vurguydu. 
- Lawrence H. Summers, eski Hazine Bakanı

“Schumpeter bize dünyanın gerçekte nasıl işlediğine dair çarpıcı bir kavrayış verdi. Şu anda Schumpeter Çağında yaşadığımız söyleniyor. ... Schumpeter büyük bir bilgindi ve bugün Wal-Mart’ın yükselişinden refah hoşnutsuzluğuna kadar her şeye göz kamaştırıcı bir kavrayış sunuyor.” 
— Newsweek

“20. yüzyılın en etkili ekonomisti. ... Bu kitabın ilk ortaya çıkışından bu yana geçen yıllar, Schumpeter’in büyük bir üstat olduğunu kesinlikle kanıtladı.”
— Peter Drucker, Fortune

Schumpeter, 20. Yüzyıl iktisatçılarının en ileri görüşlüsüydü. Kapitalizme ve yaratıcı yıkıma odaklanması onu küreselleşmenin peygamberi yaptı.” 
— The Nation

“Klasik eseri Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi’de Schumpeter, beklenmedik inovasyonların pazarları nasıl yok ettiğini ve yeni servetlere yol açtığını anlattı.” 
— New York Times

“Büyük ekonomistler arasında.” 
— Harper’s Magazine

“Bir ekonomi üstadı.” 
— The Economist

“Kapitalist Avrupa uygarlığının şimdiye kadar yazılmış en büyük savunması. ... Schumpeter, Amerikan liderlerini kapitalist sistemi korumaya ikna etmek için herkesten fazlasını yaptı”
— American Conservative

“Schumpeter’in harika kitabı, 1942’de yayınlanmasından bu yana bir klasik oldu. Ancak 2008’in Büyük Çöküş’ü onu eskisinden daha da anlamlı hale getirdi. 2008 sonrasında Kapitalizm sorgulandı ve bir alternatif olduğu iddia edilen Sosyalizm popülerlik kazandı; ve şimdi ise endişe verici küresel gelişmeler Demokrasiyi tehdit ediyor. Bu kitap hâlen hem güncel hem de geleceğe dönük.”
— Geoffrey Hodgson, İşletme Profesörü, Loughborough Üniversitesi, İngiltere

“Modern kapitalist ekonomilerin nasıl işlediğine dair meslekten olmayan bilgili kitlenin bakış açısı uzun süredir Schumpeterci olmuştur. Ancak günümüzün akademik iktisat disiplini Schumpeter’i çok az tanımaktadır. Bu kitap disiplinimizin düşünme ve yazma şeklinin merkezine neden Schumpeteryen perspektifi yerleştirmek gerektiğinin gerekçesini sunmaktadır. Schumpeter’e katılıyorum. Ve bu konuda herhangi bir şüphesi olan okuyucuların, kitabın iyi geliştirilmiş argümanları tarafından ikna edilmeleri çok muhtemeldir.”
— Richard Nelson, Ekonomi Profesörü, Columbia Üniversitesi, ABD

“Teknoloji, finans, kalkınma ve krizleri iktisadî düşünce tarihi boyunca ilişkilendiren Joseph Schumpeter, 20. Yüzyıl’ın en eksiksiz ekonomisti olabilir. Yine de popülaritesi 1990’ların başında, “yaratıcı yıkım” kavramının enflasyonsuz hızlı ekonomik büyümeyi açıklamasıyla doruğa ulaştı. Şimdi Burlamaqui ve Kattel, Schumpeter’in bakış açısını günümüz sorunlarına yönelten seçkin bir araştırmacı grubunu bir araya getirerek hepimize büyük bir iyilik yaptılar. Onların çalışması, buna şiddetle ihtiyaç duyulduğu bir zamanda neo-klasik ekonomik ortodoksiye karşı en yararlı panzehirdir!”
— Erik S. Reinert, Teknoloji Yönetişimi ve Kalkınma Stratejileri Profesörü, Tallin Teknoloji Üniversitesi, Estonya


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 452
Ağırlık : 560
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺185,00

İlk baskısı 1995 yılında yapılan İslâm, Demokrasi ve Türkiye'nin üçüncü baskısındaki genişletme ile birçok yayınlanmamış konuşma ve makale de bu derlemeye eklenmiştir.

İlk yayınlanma tarihlerinin ardından geçen uzun zamana rağmen ağırlığından bir şey kaybetmeyen bu makaleler derlemesini okuyanların fark edebileceği gibi bu süre zarfında ülkede meydana gelen birçok gelişmeye, hatta bazı alanlarda kökten dönüşümlere rağmen demokratikleşme ve hoşgörü alanlarında fazla bir mesafe kat edilmemiş görünmektedir.

İslâm felsefesi ve düşüncesi alanında uzmanlığıyla tanınan Prof. Arslan'ın son edisyon için kaleme almış olduğu önsözde belirttiği gibi umudu tamamen yitirecek kadar karamsar olmak doğru olmasa da İslâm dünyasında ve özelde Türkiye'de Batılı anlamda demokratik bir toplumun ortaya çıktığını ve kalıcı bir varlık kazandığını görmek için epey bir zamana ve farklı alanlarda gerçekleştirilmesi gereken çok sayıda büyük atılımlara ihtiyaç var.

Bu eser, okuyucu için ilk baskısından bu yana geçen çeyrek asırdan uzun süre içinde nelerin değiştiğini, nelerin değişmediğini görmek; İslâm, demokrasi ve modernleşme tartışmalarında nerelerden geçip hangi noktalara vardığımızı veya varamadığımızı değerlendirmek için hem bir tarihi cetvel hem de kuramsal bir pusula işlevi görebilir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 4
Sayfa Sayısı : 405
Ağırlık : 405
En / Boy : 15 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺164,00

Modern Çağ’ın tüm siyasi sistemleri, birbirinden farklı üç ideolojinin ürünüdür: ilki ve en eskisi liberal demokrasidir; ikincisi Marksizm’dir ve üçüncüsü de faşizmdir. Bu sistemlerden son ikisi, yani Marksizm (ve türevleri) ile faşizm (ve alt kolları) başarısız olarak tarihin sayfalarında kaybolmuştur – liberal demokrasi ise artık bir ideoloji olarak değil, toplumların ‘varsayılan ayarı’ gibi faaliyet göstermekte ve dünya kamuoyunda temel standart olarak genel kabul görmektedir. 21. yüzyılın başlangıcında liberalizm tarafından hükmedilen günümüz dünyası bir post-politik gerçekliğin kıyısındadır: liberalizmin değerleri bu gerçeklikte yaşayan insanların hayatlarına o kadar yerleşmiştir ki, insanlar artık liberalizmin bir ideoloji olduğunu ve bu çerçevede hareket ettiğini fark ve idrak edemez hâle gelmişlerdir. Bunun neticesinde, tüm dünyayı bir ‘evrensel ayniyet’ zihniyetinin sarmalına çekerek halkları ve kültürleri eşsiz kılan her şeyi yok eden liberalizmin, dünya siyaset söyleminde tekelleşmesi yönünde bir tehlike baş göstermiştir.

Sovyet dönemi sonrası Rusya’nın en ünlü ve saygın siyaset bilimci ve jeostratejistlerinden birisi olarak kabul edilen, Rus gücünün Amerikan hegemonyasına karşı bir denge merkezi olarak hareket edebilmesi adına çok kutuplu bir dünya düzeninin temsilcilerinden biri hâline gelerek küresel arenaya geri dönmesini savunan, Avrasyacılık Hareketi’nin önde gelen isimlerinden Profesör Aleksandr Dugin’e göre ise, liberalizmin yarattığı bataklığı kurutmak için gereken şey, dördüncü bir siyaset teorisinin geliştirilmesidir – bu öyle bir teori olmalıdır ki, ilk üç ideolojinin enkazları içerisinde gezinerek her birinin yararlı olabilecek unsurlarını tespit etmeli ve bünyesine katmalı, ancak kendi içerisinde yenilikçi ve benzersiz kalmayı başarmalıdır.


Uzun yıllardır Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in danışmanlığını yapmakla kalmayıp bugünün Rus jeopolitik stratejisinin yönünü de aktif olarak etkileyen ve “Amerikan İmparatorluğu mutlaka yok edilmelidir!” dediği için Amazon.com gibi Amerikalı nice web alışveriş sitesinde eserlerinin satışı yasaklanan Profesör Dugin, Dördüncü Siyaset Teorisi isimli eserinde son iki yüzyılın ideolojik tahlilini ortaya koyduktan sonra dünyanın siyasi geleceğinin gidişatını pekâlâ şekillendirebilecek yepyeni bir fikre giriş yapıyor ve okurlarına adım adım takip edilecek bir siyasi programdan ziyade, böylesi bir teorinin neşvünema imkânı bulmasını sağlayacak parametreleri sunarak bu kapsamda ele alınması gereken konuları özetliyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

Tarihte ilk olan şeyler ve bunların emektarı insanlar her zaman hatırlanmayı hak ederler ve asla unutulmamalıdırlar. Bununla beraber, konu ‘ilkler’ olunca kişi, kurum ve milletlerin ilk oldukları iddiası, bunların hangisinin doğru olduğunu ya da olayın tarihini belirlemeyi güçleştirebiliyor. Aynı olaydan değişik kaynaklarda, farklı özne veya tarih olarak bahsedilmesi de hiç şüphesiz ayrı bir zorluk. Öte yandan gözden kaçan, dağınık, eksik ya da tek yönlü ele alınmış tarihî gerçeklere ulaşmak kadar elde edilen bilgilerin tasnifi de önemli. Üstelik bilgilerin bizzat işin kaynağından yetişmiş bir araştırmacının süzgecinden sunulması konunun doğru anlaşılmasında mühim bir rol oynuyor. Hiç şüphesiz, uzun yılların saha tecrübelerinin yansıdığı satırlar da en az eserdeki bilgiler kadar kıymetli paylaşımları bünyesinde barındırıyor.

Popüler tarih meraklılarından bahriye tarihi üzerine akademik araştırma yapanlara kadar geniş bir okur kitlesine hitap eden bu eser, Dünya ve Türk bahriye tarihinin bir bütün ve karşılaştırmalı olarak anlaşılmasına imkân sağlayacak şekilde düzenlenen çatısı ve kronolojik anlatımıyla alanında bir ilk olma özelliğini taşıyor. Eser, bahriye tarihine dair bugüne kadar bilmediğimiz ilklerden haberdar olmamızı sağlarken zengin referansları ve hamasetten uzak tavrıyla gerçekliğin sağlam temelleri üzerinde yükseldiğini de fark ettiriyor.

İlkçağlardan günümüze geniş bir zaman diliminde harp araç gereçlerinden teşkilat yapılarına kadar Dünya ve Türk bahriye tarihindeki ilkleri ve değişimleri takip edebileceğiniz bu kitap, sahadaki ciddi bir boşluğu doldurarak konuya ilgi duyan herkes için mühim bir başvuru kaynağı olmayı sizce de fazlasıyla hak etmiyor mu? Ne dersiniz?..


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 312
Ağırlık : 312
En / Boy : 15 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺210,00

Jeopolitik vizyon geliştirmek, jeostratejik plan yapmak ve uygulamak için mutlaka, ekonomik, finansal, teknolojik ve askerî güçle desteklenen kurumsal “jeopolitik akla” ihtiyaç vardır.

Günümüzde, ABD’nin korumaya çalıştığı kurallara dayalı dünya düzeni yerine yeni bir düzen kurulması gündemdedir. Bu nedenle, küresel coğrafyada Atlantik, Asya-Pasifik ve Avrasya güç merkezleri arasında, küresel dengeleri değiştirebilecek ve tarihin yönünü belirleyebilecek mücadele gerçekleşmektedir.

Batı’da, “büyük güç rekabeti” olarak tanımlanan bu mücadele, yeni küresel jeopolitik dengeler oluşuncaya kadar devam edecektir. Atlantik cephesinde, 

Avrasya güç merkezini temsil eden Rusya ile Pasifik cephesinde, Asya-Pasifik güç merkezini temsil eden Çin arasında “iç hat” durumunda olan ABD, Atlantik cephesinde Rusya’yı Ukrayna savaşı ile tespit etmiş durumdadır ve Pasifik cephesinde, asıl rakibi Çin’e karşı hazırlık yapmaktadır.

ABD, kurallarını kendisinin çiğnediği “kurallara dayalı dünya düzenini” korumakta; ABD’nin en güçlü rakibi yükselişteki Çin ise “Çin halkının yeniden doğuşunu” ve “Çin rüyasını” gerçekleştirmekte kararlıdır. Bu mücadeleyi jeopolitik aklını daha iyi kullanan taraf kazanacaktır.

Coğrafi konumu nedeni ile Türkiye’nin bu mücadeleden etkilenmemesi mümkün değildir. Bu mücadelenin takip edilmesi, anlaşılması, dersler çıkarılması ve gelişmelere göre tedbirler alınması yaşamsal önemdedir. Bu nedenlerle Türkiye’nin kurumsal jeopolitik akla olan ihtiyacı giderek artmaktadır. Bu kitap, işte bu ihtiyaca mütevazı bir katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 132
Ağırlık : 132
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

Faşizme Karşı Birleşik Cephe, efsanevi Bulgar devrimci lider Georgi Dimitrov’un 1923-1948 yılları arasında kaleme aldığı yazıların, mektupların, raporların, röportajların, Komintern kongrelerinde yoldaşlarına, Nazi mahkemelerinde bizzat faşist savcılara karşı yaptığı konuşmaların derlenmesinden oluşmaktadır.

Dimitrov, ileri görüşlü siyasi tahlilleri sonucu Avrupa’da yükselen faşizm tehlikesine karşı antifaşist birleşik cepheyi oluşturmanın gerekliliğinin tekrar tekrar altını çizmiş, bunun proletaryanın ve tüm ilerici güçlerin birincil görevi olduğunu belirtmiştir. Yazılarında Sosyal-Demokrasinin yatıştırma politikalarını da sert bir şekilde eleştiren Dimitrov, faşizmin yükselmesinde ve bir bir Avrupa ülkelerini ele geçirmesinde bunun payı olduğunu ortaya koymuştur.

Kronolojik olarak sıralanan yazıları takip ettikçe, Bulgaristan’da 1923 faşist darbesinin ve ona karşı yapılan ayaklanmanın, birleşik cephe kurulamaması yüzünden İtalya’da Mussolini’nin Almanya’da Nazilerin nasıl iktidara geldiğinin, İspanya iç savaşının patlak vermesinin, Batılı burjuva hükümetlerinin nasıl Franco’ya, Mussolini’ye, Hitler’e göz yumarak dünyayı savaşa sürüklediğinin notlarını alıyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 424
Ağırlık : 424
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺210,00
Taliban Hareketi Üzerine Bir İnceleme

Günümüzde terörün sıcak bir şekilde cereyan ettiği coğrafyalar genel anlamda, İslam’ın hâkim olduğu Ortadoğu ve Orta-Güney Asya bölgeleri olarak ön plana çıkmaktadır. Ağırlıklı olarak bu bölgelerde varlığını sürdüren terör örgütleri, destekçileri olan emperyalist güçlerin belirlediği amaçlar uğruna İslam dinini istismar etmeye devam etmektedirler. Bunun sonucunda özellikle Batı kamuoyunda, İslam ile terörün yan yana kullanılması, bilinçli, planlı ve programlı olarak idame ettirilmeye başlamıştır. Hâlbuki İslam dini başta olmak üzere hiçbir ilahi dinin, terör dâhil her türlü haksızlık, zulüm, baskı, şiddet vb. durumlara izin vermediği aşikârdır. Dolayıyla Taliban Hareketi ve benzeri dini motifli terör örgütlerinin, yaptıkları ve izledikleri terör menşeli politikayla İslam’a zarar verdikleri görülmektedir. Taliban gibi dini, kendine özgü bir anlayışla kitlelere dikte eden illegal örgütlenmelerin, din ve dini değerlerle uzaktan yakından alakaları olmadığı gibi din adına yürüttükleri eylemleri ve söylemleri de hamilerinin menfaatleri ve direktifleri ile sürdürülmektedir.

Son dönemlerde Afganistan üzerine yapılan çalışmalar, yayınlanan makale, kitap ve internet ortamında yapılan paylaşımlar ve şiddet içerikli bazı görüntülere bakıldığında terör ve terörizmin, binlerce masum insanın canını aldığı ve yüzlerce aileyi perişan ettiği görülmektedir. Terörist eylemcilerin sönen yaşamlar ve dağılan ailelerin düşürüldüğü duruma aldırış etmeden eylemlerine her gün bir yenisini eklemekten de geri durmadıklarını görmenin artık neredeyse olağan bir durum halini aldığı müşahede edilmektedir. Üstelik bunu yaparken İslam dini adına yaptıklarını iddia etmeleri ise bir Müslüman gözüyle bakıldığında oldukça düşündürücü, endişe verici ve acı verici bir durumdur. Kurbanlarını özellikle toplumun önde gelen aydın, din âlimi ve kendilerine muhalefet edebilecek nitelikteki kişilerden seçmeleri ise bir başka düşündürücü husustur. En acısı da bu eylemlere alet olanların çoğunluğunun özellikle geleneksel din eğitiminin yapıldığı medreselerde okumakta olan öğrencilerin olması, onların şiddet eylemlerine alet edilmesidir.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺61,50

Türkiye SiyasetindModern devletler, egemenlik alanları içinde cinayet işlemeksizin adam öldürmenin meşru olduğu alanlar inşa etti. Egemen karşısında tüm insanlar potansiyel olarak öldürülebilir, bu eylem cinayet sayılmıyor. Çünkü egemen ve egemen devlet karşısında yurttaşların değeri yoktur.
İmperium (öldürme yetisi) belirsizlik mıntıkaları yaratır. Egemenin varlık nedenini tehdit edince öldürmeyi kendinde bir hak olarak görür. Mantığında devamlılık vardır.en Yansımalar


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 205
Ağırlık : 205
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺67,50

MüslümandünyasındakikilitdevletleriinceleyenbirçokkitaparasındanilkdefabukitapuzunbirizolasyonsürecindensonraTürkiye’ninOrtaDoğusiyasetindebirkezdahanasılbaşatbiroyuncuhalinegelmekteolduğunaodaklanmaktadır.

Amerikanodaklıvebölgedenkendiniizoleedendışpolitikaçizgisindenvazgeçerektümbölgeselaktörlerleaktifetkileşimiçindeki ve oyun kurucu olma gayretindeki bağımsız bir dış politika hedefine yönelmesiyle Türkiye’nin ufku ve vizyonugenişlemiştir. Bu vizyon, Müslüman dünyasında kendisini farklılaştıran seküler-demokratik tecrübesiyle ve güçlü kültürelgeleneğiyle de birlikte oldukça pekişmektedir. Türkiye bu modeliyle ve üstlendiği rolle beraber Müslüman dünyası içindeimrenilerektakipedilenbirülkekonumunayükselmiştir.

Türkiye’nindinamiksiyasetivebağımsızdışpolitikahedefleri-hernekadarABD’ninkafasınıkarıştırsaveonurahatsızetsede-enindesonundaTürkiye’nin,OrtaDoğu’nunvehattaBatı’nınçıkarınaolacaktır.

Orta Doğu ve Türkiye hakkında teorik ve saha bilgisi geniş olan Graham Fuller’ın bu çok-boyutlu, ilgi çekici ve ayrıntılı kitabıbölgeninenbüyüleyicivesofistikeülkelerindenbiriolanTürkiye’ningeçirdiğidönüşümvedünyadakiyerihakkındaharikuladebireser.

“Tamzamanındavecanlıbirşekildedevreyegirmeksuretiyle,GrahamFuller’ınsonkitabıTürkiyeveTürkiye’nindünyadakirolükonusundakitartışmalaradeğerlibirkatkıyapıyor.Türkiye’denvebölgedeyapılanbirdiziröportajdanyolaçıkaneser,Türkdışpolitikasıkonusundabaşkaeserlerdebulunmayanbirtarzla,sonolaylarıvegelişmeleriyorumluyor.YeniTürkiye’yiveonunbaşkalarıiçinneanlamifadeettiğinianlamakisteyenleriçinçokönemlibireser.”

Ian Lesser,

ABDAlmanMarshallFonuKıdemliTransatlantikÜyesi,

WashingtonD.C.WoodrowWilsonMerkeziKamuPolitikasıUzmanı

“Türkiyeüzerine,zamanlamasıçokisabetlibuçalışmasındaGrahamFuller,Türkiçvedışpolitikasıileilgiliobjektifvedengelibir değerlendirme sunuyor. Ülkenin kendine özgü sosyal, ekonomik, politik ve kültürel dinamiklerini dikkate alarak, ötekiçalışmalardaçoğukezrastlanmayançokboyutlubirperspektifsağlıyor.Oldukçaokunaklı,akıcıbirüslûplakalemealınmışbueserTürkiyeileilgilimükemmelbirçalışmaniteliğinde.”

Ömer Taşpınar Brookings Enstitüsü

“Graham Fuller özelde Türk siyaseti ve genelde siyasal İslam konusunda en aklı başında analistlerden biridir. Bu yüksekkaliteliçalışmaTürkiyeveİslamîsiyasetaraştırmalarınadeğerlibirkatkıyapıyorveTürkiye’nindönüşümünevebölgedekirolünevurguyapmaksuretiyleyenibirçığıraçıyor.”

Hakan Yavuz Utah Universitesi

“AvrupatarafındanreddedilenbirTürkiye,OrtaDoğuprobleminiAvrupa’yataşıyacaktır.Fuller’ınsözkonusuikilembağlamındayaptığıbuisabetlianaliz,gerçektenbüyük,hattaaciljeopolitikönemihaiz.”

Zbigniew Brzezinski

Danışman ve Mütevelli, Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 15
Sayfa Sayısı : 347
Ağırlık : 347
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺130,00
"Parti İçi Demokrasi" ve "Lider Oligarşisi" Tartışmalarının Eleştirel Bir Analizi

Bu çalışma, Cumhuriyet Halk Partisi'nde milletvekili adaylarının belirlenmesi sürecinde ortaya çıkan tahakküm ve meşruiyet ilişkileri üzerinedir. CHP'nin, 2007, 2011 ve 2015 seçimlerinde farklı aday belirleme yöntemleri kullanmasına rağmen, çoğunluğu parti profesyoneli olarak nitelendirilebilecek kişilerin sürekli seçildiği ve farklı yöntemlerin aday ve milletvekili kompozisyonunda radikal bir değişiklik yaratmadığı görülmektedir. Bu olgu, parti yayınları ve diğer kaynaklardan yararlanılarak toplanılan Türkiye geneli istatistiklere dayanarak oluşturulmuş olan çoklu mütekabiliyet analizi diyagramlarıyla ve Kırklareli'de yürütülen etnografik saha araştırmasının verileriyle ortaya koyulmaktadır. Örtülü tahakküm mekanizmalarını incelemek üzere Pierre Bourdieu'nün sembolik şiddet teorisi, Marksist "ideoloji" ve "hegemonya" kavramları ile klasik elit teorilerinin değerlendirmeleri ile karşılaştırılarak kullanılmaktadır. Çalışma, sembolik şiddet teorisinden, kavramsal alet kutusunun "ideoloji" ve "hegemonya" kavramlarından farklı bazı özgün açılımlar sağladığı düşüncesiyle faydalanmaktadır. Çalışma aynı zamanda klasik elit teorilerinin genelleyici, işlevsel, özcü varsayımlarından farklı olarak Bourdieu'nün pratik teorisinin, tahakküm mekanizmalarını tarihsel ve ilişkisel temelleriyle değerlendirerek araştırma sorunsalını analiz etmeye olanak sağladığını göstermektedir. Bu çerçevede aday belirleme yöntemlerinden merkez yoklamasının "lider oligarşisi"nin, ön seçimlerin de "parti içi demokrasi"nin, göstergesi olduğu yolundaki kanıksanmış düşünceleri eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutmaktadır. Her üç seçim döneminde de farklı seçici organlara rağmen (parti genel merkezi, üyeler ve delegeler) parti tarafından aday gösterilen ve milletvekili seçilen kişilerin aynı pozisyonları işgal eden kişiler olduğunu istatistiki ve etnografik verilerle ortaya koymaktadır. Böylelikle hem toplumsal teoriye hem de siyaset bilimi literatürüne milletvekili adaylarının belirlenmesi ve parti içi demokrasi tartışmaları bağlamında teorik ve metodolojik düzeyde katkı sağlamayı amaçlamaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 444
Ağırlık : 444
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺232,50

Bir algı yönetimi olarak örnek projelerle siyasetçilere “Hizmet Kılavuzu” niteliğindeki bu çalışmayı “Seçim Kılavuzu” başlığıyla sunduk. İçerik itibarıyla özelde ‘iyi bir belediyecilik’ örneği sergilemesi gereken belediye başkan adayları ve başkanları, genelde ise herkesin istifade edebileceği mütevazı bir çalışmadır.

Her ne kadar bu çalışma, milletvekili adayları ve milletvekilleri üzerinden kurgulanmasa dahi onlar da bu çalışmadan azami derecede istifade edebileceklerdir.

Çalışmamızda yer alan örneklemelerde herhangi bir kurum veya kişiyi zemmetmek gibi bir hedef gözetilmemiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 152
Ağırlık : 152
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺156,75

Tarihî, kültürel bağlamıyla söz, ruh taşır. Çağrışımlarıyla sağaltıcı, düşündürdükleriyle diriltici bir etkiye sahip böyle bir sözün, deyişin hem derinliği hem de zamanı aşan bir ömrü vardır. Ancak kelam, varoluş bağlamından kopar, sadece bir iletişim aracına dönüşürse geçmiş-gelecek bağını da yitirir. Böylesine sözlerle beslenen dikkat; ânın tadını çıkarıp ânda bir imaj olarak görünme peşindedir artık. Geçmiş ile gelecek kavranamayacak kadar yabancılaşır gündeme. Oysa reflekslerden kurtulmuş bir tecessüsü, yazgıyı sezen bir sorumluluğu, geleceği kuran bir dikkati gelişmeli aydınımızın, toplumumuzun.
Geleceği ile Türkiye ülkemizle dünyanın kültürel kaosu, son zamanlarda herkesin dilediği gibi yorumladığı z kuşağı, haz, Türk kanonu, Türkiye fütürizmi, Türkiye neşvesi, sanatın ve siyasetin tabiatı gibi kültürel, siyasal ve toplumsal konularla geleceğe dair yaşamsal alanları endişeli ve çekincesiz, hesapsız bir dikkatle gözden geçiriyor: Sözü/kelamı, özgün varoluş bağlamıyla duymaya çağırıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺95,00
Tükendi

Şeriat ve siyaset; birçok tartışmaya sahne olan ve şer’î önceliklerin, kamu yararının (masâlih-i âmme), şeriatın/dinin gayeleri ve prensiplerinin, temel ihtiyaçların(zaruriyyât) iyileştirici (tahsîniyyât) unsurlara göre önceliğinin dikkate alınmadığı vs. pek çok tezlerin ve soruların bulunduğu bir konudur…

Dr. Casir Avde bu kitapta; Arap aleminde patlak veren ve halkın, aklın sesine kulak vermeyen, değişim rüzgarlarını görmezden gelen yöneticilerine karşı intifada/ayaklanmasına neden olan Arap devrimleri sonrası dönemde, İslam şeriatının siyasetle ilişkisine dair ivedilikle yanıtlanması gereken sorulara cevap vermeye çalışmaktadır…

Kitap, zihinleri meşgul eden ve halen meşgul etmeye devam eden; “İslam şeriatı milli kimlikle çelişir mi, şer’î hükümler ve şer’î prensipler arasındaki fark nedir, Peygamberin imameti/siyaseti bizlere şeran gerekli midir, İslam günah ve suç arasında ayrım yapıyor mu?” vb. birçok soruya müellifin cevap vermeye çalıştığı bir dizi bölümden oluşmaktadır. Yazar söz konusu soruları, şer’î meselelere halel getirmeksizin şeriat alanındaki mütehassısların kullandığı terminolojiden kaçınarak fikirsel bağlamda açıklamaya gayret göstermiştir…


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺55,00
Tükendi

Proletarya Diktatörlüğünün Tarihsel Deneyimleri


Basım Ayı/Yılı : 1989
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 75
Ağırlık : 75
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00
Tükendi

İslami bir kimlik iddiasına sahip insanların düşünce ve inançlarını da, eylemlerini de ilkeler belirlemelidir. İman ve eylem ilişkisi, kaynak sorununa yaklaşım, içinde yaşanılan toplum ve sisteme bakış, Allah'ın dinini hakim kılma mücadelesinde izlenecek yöntem ve bunun için nasıl bir yapılanma gerektiği gibi temel sorunların tümü ilkeler doğrultusunda cevaplandırılmalıdır. Bu kitap, bu çerçevenin çizilmesine yönelik bir çabadır. Kültürel birikime ya da entellüktüel, sosyal ve siyasal tartışma düzlemine bir katkı olması amacıyla değil, temel bir tezi savunmak ve bu tez doğrultusunda sorumluluk sahibi insanlara çağrıda bulunmak gayesiyle hazırlanmıştır. Buna göre; İslami mücadele için İslami kimlik, İslami kimlik için de ilkeler öncelenmelidir. Bu kitap vesilesiyle Ekin Yayınları, okuyucularını sadece bilgi edinmek için değil, düşünmek için okumaya ve tavır almak için düşünmeye ve sorumluluk bilincine sahip herkesi mücadele zemininde birliğe çağırmaktadır.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 6
Sayfa Sayısı : 127
Ağırlık : 127
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00
Tükendi
Türkiye İçin Öneriler -1 Siyasi ve Sivil Haklar

Geniş bir diasporaya sahip olan Türkiye de uzun yıllardır yurt dışında yaşayan vatandaşları için çeşitli politikalar üretmiş ve ilgili kurumlara verdiği yetki ile bu politikaların uygulanmasını sağlamaya çalışmıştır. Zamanla değişen durumları ve beklentileri de dikkate alan bu çalışma, Türkiye’nin diaspora politikalarına dair öneriler ortaya koymayı hedefleyen serinin ilk ürünü olarak karşınıza çıkmaktadır. Bu ilk çalışmada siyasi ve sivil hakları merkeze alan politikaların analiz edileceği makalelere yer verilmiştir.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 140
Ağırlık : 140
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00
Tükendi
Estetik Etik Piskanaliz

Klasik Atina ve Roma’da ve 17. Yüzyılın sonuna kadar Ortaçağ’da hukuk çalışması klasik triviumun (gramer, mantık, retorik) ve özellikle retoriğin parçasıydı. Antik dönemin hatipleri yasanın ruha ilham vermesi ve toplumsal bağı desteklemesi için, onun sadece bir iktidar ve baskı dili olarak değil aynı zamanda adaleti teşvik eden estetik ve ahlaki bir bütün olarak tezahür etmek zorunda olduğunu bilirdi. Yasanın bu estetik boyutu Homeros’tan erken modern döneme kadar hukuk kaynaklarında aşikardır. Gelgelelim, bu durum pozitivist hukuk tarafından gizlenmiştir.

Kafka bir arkadaşına mektubunda “hukuk kitapları okumak insana talaş tadı verir” diye yazmıştı. Hukukla bu kitaplar üzerinden ilişkilenen herkes bu odunsu tadı hissetmiştir. Elinizdeki kitap hukukun felsefesini ve nomos’u “kalın kafalı” hukuk ders kitaplarının sunumundan kurtarıyor. Pozitivist bilimin ve hukuk felsefesinin ruhsuz soğuk bir kurallar dizisi olarak sunduğu yasanın estetik boyutunu yeniden açığa çıkarıyor. Yasayı edebiyat olarak ve sanat olarak okuyarak yapıyor bunu. Adalet ve güzellik arasındaki ilişkiyi vurguluyor; nizamın ve sosyal yeniden üretimin esaslarını taşıyan hukuk dilinin hem aklı ikna etme hem de duygular üzerinde tesir gösterme ödevine dikkat çekiyor. Adaletin güzel bir dil ve tutkulu bir pratik olabileceğini gösteriyor. Tüm bunları psikanalitik yaklaşımın verimini katarak bina ediyor.

Kitap eleştirel hukuk teorisi literatürüne yaptığı katkı bakımından temel bir kaynak niteliğinde.


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 158
Ağırlık : 158
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺74,80
Tükendi

Önsözünü Sırrı Süreyya Önder’in yazdığı kitap Selahattin Demirtaş’ın Son Sözüyle okur karşısında.

“Bin türlü gölge ve riyayla örtülmeye çalışılan günlerin çetelesini tutup unutturmayanlar var. İşte bu kitabın emeği, böylesine aziz bir yerdedir. Ekmek gibi, su gibi aziz bir emeğin ürünü olan bu kitap, beyaz bir plastik sandalyeden başka koltuğu da makamı da olmayan, yüreği halkla, halkın yüreği de kendisiyle atan bir siyasetçiyi, kardaşım Selahattin’in cezaevi dönemi hikayesini anlatıyor.” Sırrı Süreyya Önder

Cezaevine girmesine yol açan süreçte neler yaşandı? İçeride günleri nasıl geçiyor?

Neler yaşıyor, nasıl hissediyor?

Dışarıda yaşanan gelişmelere nasıl bakıyor?

Cezaevi görevlileriyle ilişkisi nasıl?

Bayıldığı gece neler oldu?

Ailesinin geçirdiği trafik kazasını duyduğunda ilk tepkisi ne oldu?

Hangi haberi duyduğunda çok üzüldü?

Neden covid aşısı olmak istemedi?

Kelepçe takılmak istenmesine nasıl karşı koydu?

Ne zaman çıkacağını düşünüyor?

Arkadaşlarının, avukatlarının, kardeşlerinin, eşinin, hücre arkadaşının ve bizzat kendisinin anlattığı bilinmeyenler…

Basın danışmanı, Demirtaş’ı yazdı.

 


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 242
Ağırlık : 242
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺58,50
Tükendi

Yirminci yüzyılın en etkili filozof ve kültür kuramcılarından bir olan Adorno’yu okumak zorlu bir iştir. Çalışmaları çoğu zaman çetrefil ve nüfuz edilemez görünür, özellikle de onun yaslandığı felsefe gelenekleri hakkında pek fazla bilgisi olmayanlar için. Onun ortak duyu saydığımız şeyleri yıkma ve yirminci yüzyıl Avrupa ve Amerika kültüründe baskın gördüğü eğilimlere saldırma tarzı okurun önündeki güçlükleri daha da pekiştirir.

Kafası Karışmışlar için Adorno, Adorno’nun düşüncesine ilişkin, okuru küçük görmeye ya da yanıltmaya yeltenmeyen, teşvik edici ve anlaşılabilir bir açıklama sunuyor. Hem Adorno’yu henüz tanımayanlar hem de onun çalışmaları hakkında mesafe katetmek için uğraşanlar, anlaşılır bir tarzda yazılmış, kapsayıcı, özel olarak tam da onun metinlerini okumayı ve anlamayı zorlaştıran meseleler üzerine odaklanmış bu çalışmayı çok değerli bir kaynak olarak görecekler. Adorno’nun çalışmalarındaki anahtar temalar etrafında düzenlenmiş metin, onun yazılarında estetiğin merkezi konumu, popüler kültür üzerine çokça yanlış anlaşılmış denemeleri ve Adorno’nun felsefesinde özgürlük fikrinin önemi başta olmak üzere, konulara duru ve ufuk açıcı açıklamalar getiriyor.


Basım Ayı/Yılı : 3/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 254
Ağırlık : 254
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺96,80
Tükendi
İran’da Kürt Milliyetçiliğinin Unutulan Yılları

Elinizdeki kitap, Mahabad Kürt Cumhuriyeti'nin düşüşünden başlayıp İran devrimiyle sonuçlanan 1947-1979 arası dönemde Kürt milliyetçiliğinin İran'da nasıl bir tarihsel özgüllük sergilediğini araştırıyor. Bu otuz yıllık dönemde sürgündeki Kürt milliyetçiliğini, bu milliyetçiliğin siyasi ve ideolojik formasyonunu, örgütsel yapısını ve liderliğini sistematik bir yaklaşımla inceliyor.

Yazar, bir yandan sürgünde milliyetçilik olgusunun tarihsel özelliklerine ve Kürdistan'da devrim koşullarında siyasal güçlerin ve ilişkilerin nasıl biçimlendiğine bakarken, bir yandan da devrim sonrası dönemde Kürt milliyetçiliğinin gelişimini belirleyen siyasal süreç ve pratiklere ışık tutuyor.

1946'da İran'ın Mahabad kentinde kurulan kısa ömürlü Kürdistan Cumhuriyeti’nin demokratik bir siyasi kültürün ve Kürt ulusal kimliğinin gelişmesinde bir kilometre taşı oluşturduğunun altını çizen yazar, maruz kalınan askeri şiddet ve baskı pratiklerinin Kürtlerin direniş kapsamındaki söylem ve eylemleri üzerinde belirleyici bir etki yarattığını vurguluyor.

İran'daki Kürt milliyetçiliğinin unutulan yıllarına dair önemli bir boşluğu dolduran bu eser, konusunda bir ilk ve temel kaynak olma özelliği taşıyor.


Basım Ayı/Yılı : 5/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 320
Ağırlık : 350
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺83,60
Tükendi
Yeni Türkiye’de Erillik, Şiddet ve Feminist Siyaset

2015 yılı ve sonrası, sadece Türkiyelileri değil, tüm dünyada geniş kitleleri etkileyen unutulmayacak olaylarla zihnimize kazındı. Suriye savaşı, göçmen krizi olarak yüzümüze çarpan insanlık dramı, bölgede, Türkiye’de ve Batı ülkelerinde çok can alan şiddet eylemleri, hepimizi şok eden IŞİD belası, her yerde yükselişe geçen milliyetçi popülizm dalgası, otoriter rejimlerin ve tek adamların önlenemeyen yükselişi, nükleer denemelere geri dönüş, küresel kapitalizmin sefaleti ve iklim krizi derken 2020 yılına koronavirüs salgını ile girdik. Nefret, şiddet, savaş, cinnet halleri, türlü türlü musibetler etrafımızı sardı. Yaşam, özgürlük, eşitlik, adalet ve gerçek başta olmak üzere tüm değerlerin ayaklar altına alındığı, değerlerin değersizleştirildiği bir sürece tanıklık ettik.

Bu kitap, yaşamın ve siyasetin her alanında “eril gövde gösterisi”nin hüküm sürdüğü, aynı zamanda hem ülkede hem de dünyada toplumsal cinsiyet eşitliğine ve feminizme karşı reaksiyonların güçlendiği, kadın ve LGBT hareketinin elde ettiği türlü kazanımların tehlikeye girdiği bu dönemi kavramamız için önümüze ışık tutuyor. Olaylarla onları kavrayışımız arasına giren kara bulutların yol açtığı özel bir görme ve kavrayış zorluğunu getiren bu dönemi feminizmin umut veren eleştirel birikimine yaslanarak analiz ediyor. Yazmayı bir tür kişisel direniş eylemi olarak tanımlayan yazar, okuru bu direnişe ortak olmaya çağırıyor.


Basım Ayı/Yılı : 11/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,00
Tükendi

“Benim iki büyük eserim vardır” demişti ebedi önderimiz, “biri Türkiye Cumhuriyeti diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir”.
Dünya tarihinde adı kurmuş olduğu rejimle özdeşleşmiş çok az parti vardır. CHP, o az sayıdaki partilerden biridir. 
Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan partimiz üç temel dayanağa yaslanarak kendisini var etmiştir. Birincisi Atatürk İlke ve İnkılaplarıdır ki “Altı Ok”ta ifadesini bulur. İkincisi sosyal demokrat bir partiye karakterini veren evrensel demokrasi değerleridir. Üçüncüsü ise bu topraklara, Anadolu coğrafyasına özgü tarihsel, kültürel ve felsefi birikimdir.
9 Eylül 2023 tarihinde 100. yaşına girecek olan partimizi ikinci yüzyılına taşıyacak olan da işte bu sağlam temel ve Atatürk’ün bizlere bırakmış olduğu emaneti büyük bir kararlılıkla sahiplenen dinamik örgütüdür.
Geçmişini bilmeyen geleceği inşa edemez. Onur Alp Yılmaz’ın CHP Tarihini İstanbul’dan Okumak: CHP İstanbul İl Başkanlığı Tarihi (1923-1980) adlı çalışması titiz, belgelere dayalı bir emeğin ürünü. Türkiye tarihinin geçmişine ve geleceğe ışık düşüren bir bellek kaydı, önemli bir eser.

Dr. Canan Kaftancıoğlu, İstanbul İl Başkanı

Onur Alp Yılmaz, Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihini İstanbul örgütlenmesi üzerinden inceliyor. 
Yılmaz, 1930 İstanbul İl Kongresi’nden başlayarak Cevdet Kerim Bey’den (İncedayı) Dr. Behçet Uz’a, Esad Muhlis Sırmalı’dan Şemsettin Günaltay yönetimlerini merceğe alıyor; 1979 CHP İl Kongresi’ne kadar örgüt tarihini ayrıntılarıyla irdeliyor. 
CHP’nin tarihini inceleyecek araştırmacılara, kaynak niteliğinde bir kitap bırakıyor.


Tuncay Mollaveisoğlu, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺135,00
Tükendi
Sermaye ve Özel Mülkiyeti Daha İyi Anlamak İçin Çizgibilim

Kapitalizm neden tarih, felsefe ve politikanın en büyük, ama aynı zamanda en tartışmalı fikridir?

Kapitalizm bugün dünyaya hükmediyor; yasalardan savaşlara, hükümetlerden kişilerarası ilişkilere kadar her şeyi etkiliyor. Bu kitap, kapitalizmin önlenemez ve çoğunlukla acımasız yükselişinin ardında yatanları, geçirdiği aşamaları ve güncel durumunu ekonomistlerin karmaşık kuramlarından sıyrılarak anlatıyor.

Afyon Savaşları ve Büyük Buhran gibi önemli olayların yanı sıra kapitalizmin azılı düşmanı Karl Marx, “ekonominin babası” Adam Smith, Theodore Adorno ve Milton Friedman gibi düşünürlerin çığır açıcı fikirleri dahil, kapitalizmle ilgili merak ettiğiniz her şeyi bu kitapta bulacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 1/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50
Tükendi

Bugün Islam dünyasindaki din-devlet iliskisi baglaminda yapilan tartismalarda yayginlikla bir fikir karmasasi göze çarpmaktadir. Demokrasiyle laikligin birbirine karistirilmasi bu karmasanin tezahürlerinden biridir. Hâlbuki iki olgu mantiksal ve tarihî açidan birbirinden farklidir. Ayrica dinler de; yapi, tarih ve temel formlari bakimindan birbirinden farklidir. Kastedilen dinin hangi din oldugu belirtilmeksizin ve adeta tüm dinler ayniymis gibi din-devlet iliskisinden bahsedilmesi kargasanin baslangicidir. Bu kavramlar yerli yerine oturtulmadan din-devlet iliskisine dair yorum ve söylemler netlik kazanamaz ve gerçegi yansitamaz.
Bu çalisma, demokrasiyle laikligin bagdastirilmasinin / özdeslestirilmesinin  reddinden hareketle, bu karmasanin ortadan kaldirilmasina katki saglamayi hedeflemektedir. Bu konu ele alinirken modern Arap/Islam dünyasinda pek üstünde durulmayan birtakim basvuru kaynaklarindan yararlanilmistir. Din felsefesi, dinler tarihi, siyaset felsefesi, karsilastirmali anayasa hukuku bunlardan bazilaridir.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 60
Ağırlık : 60
En / Boy : 11 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺30,00
Tükendi

1 Ekim 1949 günü Başkan Mao Zedong, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmek üzere Tiananmen’in balkonuna çıktı ve kalabalığa şu meşhur sözlerle seslendi: “Bizler, 475 milyonluk Çin halkı olarak ayağa kalktık ve önümüzde çok parlak bir gelecek var.” Mao “ayağa kalkmaktan” söz ederken haklı. Gerçekten de Çin bir zamanlar epey kalabalık ve dizleri üzerine çökmüş bir ülkeydi. 20. yüzyılın başlarında kukla hanedandan kurtulup ayağa kalkma mücadelesine girişen Çin toplumu önce Mao’nun, ardından Deng Xiaoping’in parlak vaatlerine umut bağladı. Çin bugün dünyanın en büyük ekonomileri (ya da süper güçleri) sıralamasında ABD’nin ardından ikinci sırada. Yüzyıl önce New York’ta uğuldayan küresel kapitalizmin arı kovanı, bugün Çin’in doğu kıyılarının tamamında çınlıyor.

Diğer yandan, dünyanın her köşesinde nüfuz ve manevra alanı kazanan Çin’in son otuz yılda sergilediği bu parlak başarıların bir de arka planı var. “Made in China” etiketini kaldırınca, altından çevre tahribatına dair raporlar çıkıyor. Eğitimli veya eğitimsiz, ülkedeki tüm gençlere dayatılan ve sabah 9’dan akşam 9’a, haftada altı gün mesai anlamına gelen “9-9-6 istihdam rejimi”, yeni neslin parlak gelecek hayallerini çoktan söndürdü. Bu esnada ülkenin siyasi ve ekonomik seçkinleri de gücüne güç katarak denetim aygıtlarını sıkılaştırmaya devam ediyor. Geçmişte Mao’nun hesapsızca giriştiği çılgın projeler yüzünden ağır bedeller ödeyen Çin halkı, küresel güç mücadelesine girişen günümüz Pekin yönetimini ve sermayesini yine sırtında taşıyor.

Jonathan Clements, elinizdeki kitapta bütün bu tarihi, Çin’i Çin yapan dönüm noktaları ve dönüşüm dinamikleri üzerinden ele alıyor. Çin uzmanı siyaset bilimci Ceren Ergenç de bu kitap için kaleme aldığı sonsözde, Xi Jinping yönetimi altındaki Çin’in gidişatını birinci elden değerlendiriyor. Çin Nasıl Çin Oldu? modern Çin’i merak eden herkes için derli toplu bir başvuru kaynağı.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,00
Tükendi

13 bölümden oluşan bu çalışma, son 60 yılı önceleyerek Türkiye-Almanya ilişkilerini ve Almanya’daki Türklerin güncel durumunu kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutuyor.

Farklı disiplinlerden alanında uzman 16 araştırmacının katkısıyla hazırlanan kitapta öncelikle iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi boyutu inceleniyor. Daha sonra Türkiye ve Almanya arasında 1961’de imzalanan İşgücü Antlaşması temel alınarak Türkiye’den Almanya’ya yaşanan göçün 60 yıllık hikayesi değerlendiriliyor.

Devamında sırasıyla Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde Almanya’nın oynadığı rol, aşırı sağın Türkiye-Almanya ilişkilerine etkisi ile Türkiye’de faaliyet gösteren Alman vakıflarının ikili ilişkileri nasıl yönlendirmeye çalıştığı irdeleniyor. Akabinde ikili ilişkilerde birer fırsat kapısı olarak ekonomi, enerji ve turizmin yeri tartışılıyor.

Bunların yanı sıra Almanya’daki Türkiye kökenli din görevlilerinin eğitimi ve istihdamı ile Almanya’da koruma altına alınan Türkiye kökenli çocukların durumu gibi iki mühim konuya temas ediliyor. Son olarak ikili ilişkilerdeki fırsatlar ve tehditler ile ilgili genel bir perspektif sunuluyor.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 222
Ağırlık : 222
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺161,50
1 2 3 ... 5 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı