Evliya Çelebi, Seyahatnâmesi’nin 6. cildinin büyük bölümünü Macaristan’a ayırır. Dolayısıyla bu büyük coğrafyaya ait verdiği bilgiler Macarlar açısından oldukça önemlidir. Bugün pek çoğu tarihe karışmış köyler, kasabalar ve şehirler hakkında tek kaynak sayılabilir. Bu arada Bahadır Giray Han ordusuyla İsveç, Danimarka ve Hollanda vilayetlerine yapılan seferlere katılmıştır. Akrabası olan Sadrazam Melek Ahmed Paşa’ya dair de geniş bilgiler verir, Sultan I. Ahmed’in kızı Fatma Sultan ile evliliğini ve Paşa’nın ölümünü anlatır. 

Evliya Çelebi; bu ciltte hem Macaristan’ı hem de Bosna şehirlerini gezmiş, Adriyatik kıyılarına kadar inmiştir. Bu ciltte gezdiği yerler: Erdel, İskenderiye, Podgoriçe, İştib, Lofça, Vidin, Sirem, Ösek, Peçuy, Budin, Üstürgon [Estergon], Ciğerdelen, Hollanda, Macaristan, Öziçe, Taşlıca, Foça, Dobra-Venedik, Nova, Mostar, Sigetvar, Zağreb, Kanije’dir. Bu seyahat boyunca gezip gördüğü yerlere ait önemli bilgiler vermiş, katıldığı savaşların heyecanını, yenilgilerin acısını ve galibiyetlerin sevincini yaşamıştır. Bizzat katıldığı savaşlara ait anlattığı hikâyeler ve tanık olduğu özel durumlar tarihe ışık tutacak belgesel niteliğindedir.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 912
Ağırlık : 912
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺513,50

ORTAÇAĞ’DA AVRUPA

Kavimler Göçü’nün neticesinde Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla başlayan Ortaçağ, Avrupa için beraberinde yeni bir etnik, dini ve siyasi yapılanmayı da beraberinde getirmiştir. Siyaset yanında dinin de ağır bastığı/etkili olduğu bu döneme ayrıca Roma’nın mirası, salgınlar, ekonomik krizler ve papalığın dünyevî liderlerle olan mücadeleleri damgasını vurmuştur.

Avrupa’da Karolenjiyenlerle birlikte oluşan bütünlüğün geçmişin siyasî ve sosyo-kültürel mirası ile birleşmesi Hıristiyanlığın doğuda ve kuzeyde yayılmasıyla birlikte daha da kuvvetli bir hale gelmiştir. Ancak coğrafyanın da bir getirisi olarak Hıristiyanlık ve onun getirdiği değerler Doğu (Bizans) ile Batı arasında sosyo-ekonomik, politik kültürel değerler açısından farklılıklar da arz etmekteydi.

Elinizdeki bu kitap, müellifin yorumlarıyla da zenginleştirdiği söz konusu gelişmeleri ele almakta, Ortaçağ Avrupa toplumunun nasıl ve hangi değerler üzerine şekillendiğini, bunun evrelerini okuyucuya aktararak Ortaçağ kavramına yeni bir bakış açısı getirmektedir. 

HAÇLILAR KUDÜS’TE

Haçlı Seferleri tarihi içerisinde 15 Temmuz 1099'da Kudüs'ün zaptı ile sonuçlanan ilk seferin ayrı bir yeri vardır. Zira Haçlılar burada elde ettikleri kazanımları iki yüz yıl boyunca korumayı başarmışlardır. Dolayısıyla I. Haçlı Seferi gerek katılımcılarının farklı kimlikleri ve gerekse tarih yazımı içerisindeki konumu açısından ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Bu sebeple Latin kroniklerinin hakkında en çok bilgi verdikleri ve en fazla dikkat çeken sefer olmuştur. 

Elinizdeki bu kitap, I. Haçlı Seferi’nin katılımcılarından Raymond de Toulouse'un (Raymond St. Gilles) yani Güney Fransızların bakış açısından olayları başlangıçtan Kudüs'e kadar seferin gidişatının aktarmasının yanında Haçlılar arasındaki hizipleşme, Kutsal Mızrak hikayesi, Kudüs'ü ele geçirmelerinin sonrasında Haçlılar arasında yaşanan liderlik çekişmelerini anlatmaktadır.

Prof. Dr. Aydın Usta

KUDÜS-İ ŞERİF

Her üç semâvî din açısından da kutsallığın merkezi olan Kudüs’te yüzyıllarca varlığını devam ettiren İslam vakıfları kente vakıf şehir kimliği kazandırmıştır. Kentteki Müslüman vakıfları şehir merkezini kuşatan ve idari sistem ve kentsel hizmetler örgütlenmesinin merkezini oluşturan Mescid-i Aksâ ya da Harem-i Şerif etrafında şekillenmiştir. Kuruluşuyla birlikte Kudüs şehir merkezine hâkim olan ve İslâm devletlerinin de sembolik merkezi haline gelen bu alan, zaman içerisinde, şehir merkezini kuşatan ve idari sistem ve kentsel hizmetler örgütlenmesinin bir parçası olan geniş bir vakıf ağının da çekirdeğini oluşturmuştur. 

Bu çalışmanın esas kaynağını oluşturan Hurûfât Defterleri, Osmanlı’da müstesna bir gelişmeye mazhar olan vakıf kurumunun işleyişine dair kıymetli bilgileri ihtiva etmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan Hurûfât Defterlerinden Kudüs Kazası’na ilişkin 1102-1250/ 1690-1834 yılları arasını kapsayan 25 defterde yer alan 1644 kayıt esas alınmıştır. Çalışmada, ağırlıklı olarak 18. yüzyılda Kudüs Kazası’nın dinî, sosyal, iktisadî ve kültürel durumu vakıf müessesesi temelinde resmedilmeye çalışılmıştır. Gerek Hurûfât Defterleri, gerekse Kudüs Vakıfları konularına ilişkin sunduğu bilgi ve yorumlarla bu alanlarda yapılan çalışmalara katkıda bulunmayı amaçlayan çalışma Kudüs Kazası vakıflarına dair bir envanter niteliği de taşımaktadır. 

SORULARLA HAÇLI SEFERLERİ

Doğu ile Batı, Haçlı Seferleri’nden önce de pek çok kereler karşı karşıya gelmişti. Ancak bu kez bu çatışmanın taraflarından Batı, Hristiyanlığı, Doğu ise Müslümanlığı temsil ediyordu. Yani çatışmanın görünen boyutunda “inanç” belirleyici bir görünüm arz ediyor gibiydi. Fakat acaba durum gerçekten böyle miydi? 

Bugüne dek özellikle Batı’da yapılan Haçlı Seferleri ile ilgili çalışmaların büyük çoğunluğunda “inanç” faktörü neden hep ön planda tutulmaya çalışıldı? Özellikle batılı tarihçiler niye bunu tercih ettiler? Bu tercih bazı gerçekleri gizleme çabasıyla mı ilgiliydi? Yoksa gerçekten işin aslı böyle miydi? Diğer taraftan Haçlı Seferleri’nin günümüze dek uzanan etkileri ve bir argüman olarak hala kullanılmasının sebepleri nelerdi? Hepsinden önemlisi ise, günümüz Orta Doğusu’nda yaşanan savaşlar ve buna bağlı olarak her gün ölen pek çok insan sebebiyle ortaya çıkan kaos ortamının, artık tarihin derinliklerinde kaldığını zannettiğimiz Haçlı Seferleri ile bir ilişkisi var mıydı? Ayrıca Türklerin ve Anadolu’nun Türkler tarafından fethinin bu seferler ile ilişkisi neydi?

Elinizdeki eserde Haçlı Seferleri ile ilgili bunlar gibi birçok sorunun cevabını bulabilirsiniz.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1416
Ağırlık : 1416
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺572,75

VİKİNG MİTOLOJİSİ

Tarihten edebiyata birçok alanda, Ortaçağ’dan günümüze kadar etkisi devam eden Nesir Edda Viking mitolojisinin temellerini atmıştır. Nesir Edda’da Viking kozmogonisi, panteonu ve mitleri yüzyılları aşan bir edebi yetkinlikle aktarılmıştır. İskandinavya’nın coğrafyasıyla yoğrulan ve kadim bir bilgeliğin içsel derlemesi olan Nedir Edda, Viking mitolojisinin olduğu kadar kuzey edebiyatının da en önemli eseridir. Viking coğrafyasının en bilinmeyen köşelerini, Ortaçağ Avrupa’sını korkulara sürükleyen kuzeyin esrarengiz canlılarını ve her gittikleri yerde akıl almaz inançlarıyla tanınan Vikinglerin mitolojik öyküleri Nesir Edda ile tanınmıştır. On üçüncü yüzyılda Snorri Sturluson tarafından yazıya geçirilen ve o günden bu yana da Viking mitolojisini öğrenmek isteyen herkes tarafından okunan  bu kadim eser, Ortaçağ Avrupa’sını anlamak ve İskandinav kültürünü tanımak için de eşşiz bir başlangıçtır.

TANRILARDAN KRALLARA VİKİNGLER

Henüz mitoloji ile tarih arasındaki sınırlar çizilmeden önce meydana getirilen Heimskringla’da Vikinglerin tanrıları ile

kralları arasında bir bağ kurulmaktadır. Tarih ve mitolojinin eşsiz bir edebi yetkinlikle harmanlandığı bu eserde, Ortaçağ’ın bilinmez karanlıklarına kuzeylilerin içsel sesiyle erişilebilmektedir. Çağlar boyunca saklanarak günümüze ulaştırılan bu eşsiz eser, yüzyıllar içinde İskandinavya’nın edebi ve düşünsel yaşamını besleyen ana kaynak olmuştur. Avrupa tarihinin kadim sırlarından birisi olan Heimskringla, İngiltere’den Sicilya’ya,  Normandiya’dan Bizans’a Vikinglerin ilişkide olduğu

değişik coğrafyaları özgün bakış açısıyla anlatmaktadır. Bir yandan kronolojik bir sırayla Viking krallarını anlatırken

bir yandan da Vikinglerin istila ettiği uzak diyarları, ticaret yaptığı kimi toplulukları ve tüm Avrupa’da  gelişmeleri tasvir edilmiştir. Kralların tanrılarla kıyaslanan yiğitlikleriyle tanrıların krallara özgü sıradanlıkları iç içe geçirilmiş ve hem tarih meraklıları için eşsiz bir tanıklık hem de edebiyat okurları için canlı bir anlatım meydana getirilmiştir.

KUZEYİN KUZGUNLARI VİKİNGLER

Geçmiş yüzyıllardan kalan Kuzgunları düşünen sadece Edgar Allan Poe değildir. Kadim bilgelikleriyle Vikingler, inançlarının odağında bulunan bu karanlık hayvanı kendileriyle özdeşleştirmişlerdir. Karanlıkların efendisi Odin’in omuzlarında duran ve fanilerin arasında dolanarak edindikleri bilgileri kulağına fısıldayan Kuzgunlar adeta Vikinglerin en önemli sembollerinden birisi haline gelmiştir. Sadece inançlarındaki bu önemli yeri nedeniyle değil aynı zamanda karanlığı, bilgeliği ve yırtıcılığı ile Kuzgunlar sevilmiş ve kulaktan kulağa yayılan destanlarda efsanevi roller üstlenmiştir. 

 Elinizdeki bu kitapta Vikinglerin inançlarının dayandığı eserleri, efsaneleşen tarihlerini ve kurmaca sanılan bilgelik dolu gerçekliklerini okuyacaksınız. Kuzeyin Kuzgunları’nda anlatılanlar edebiyattan mitolojiye, tarihten felsefeye uzanan kadim Viking bilgeliğinden süzülerek gelen bilgilerden derlenmiştir.

BARBARLIKTAN MEDENİYETE VİKİNGLER

On birinci yüzyılda henüz Viking Çağı bitmeden, İskandinav Ortaçağı’nı birincil elden gözlemleyen Adam’ın yazdıklarına dayanan bu eser, bir yandan Hıristiyanlaşma süreci içerisindeki Vikinglerin dini ve siyasal görüntüsünü açıklarken bir yandan da İskandinavya ve çevresinde yaşayan toplumların tarihine de ışık tutmaktadır. Vikinglerin yaşadıkları coğrafyayı, inanç sistemlerini ve o zamana değin başlarından geçen siyasal gelişmeleri aktaran Bremenli Adam yazdıklarını günümüze ulaşmayan yazmalara ve dönem tanıklarına dayandırmaktadır. Viking tarihinin temel tarihi kaynağı olarak görülen sagaların yazıya geçirilmesinden iki yüzyıl önce kaleme aldıklarıyla; Adam’ın yazdıkları, Vikinglere dair ilk yazılı eserdir. Adam’ın hem dinler tarihinin en tartışmalı noktalarından birisi olan misyonerliğe dair kendi tanıklıklarını aktarması hem de onun zamanına kadar bilinmeyenlerle dolu olan Viking coğrafyasını iç içe geçtiği kadim inançları ve siyasal olayları ile tanıtması bu çalışmayı eşsiz bir yere koymaktadır. 


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 952
Ağırlık : 952
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺402,90

Árminius Vámbéry (1832-1913), on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa’nın bilim ve siyaset hayatında yer alan önemli bir şahsiyet olarak kabul edilmektedir. Sultan II. Abdülhamid’in yakın çevresine girdiği gibi Kraliçe Victoria tarafından da Windsor Sarayı’nda ağırlanmıştır. Hayatının beş yılını Türk ve Müslüman kimliğiyle ülkemizde geçiren, bu zaman zarfında Osmanlı Türkçesini çok iyi öğrenen, hac kervanlarına katılarak kendi imkânlarıyla o zamana dek hiçbir Batılının ayak basmadığı Orta Asya’ya kadar giden, sonrasında da Türk dili ve tarihi üzerine birçok eser veren bu Macar âlim ülkemizde çok az tanınmakta, tanıyanlarsa kendisini Sultan Abdülhamid’den aldığı gizli bilgileri İngilizlere satan ve Siyonistleri de Yıldız Sarayı’na kadar sokan Yahudi casus olarak bilmektedir. Buna mukabil Vámbéry, şöhretini borçlu olduğu Türkiye ile Türk insanını hiç unutmadığını ölünceye kadar söylemekten çekinmemiştir.

Elinizdeki eser Vámbéry’nin 1897 yılında önce Almanca ve bir yıl sonra da Fransızca yayımlamış olduğu, Türkiye’nin o zamanki durumunu kırk yıl önceki haliyle kıyasladığı bir çalışmadır. Kendisi bu eserinde Türkiye’nin kırk yıllık zaman zarfında kaydettiği büyük gelişmeleri aktarırken, Tanzimat ile başlayan Türk çağdaşlaşmasının -sanılanın aksine- Abdülhamid döneminde de kesintiye uğramayıp devam ettiğini belgeleriyle ortaya koymaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 288
Ağırlık : 288
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺118,50
Bağdad Bitlis Diyarbakır Isfahan Malatya Mardin Musul Tebriz Van

Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, on yedinci yüzyıl klasiği olarakhem zevkle okunabilecek bir edebiyat eseri hem de dil, tarih, dinler tarihi, sanat tarihi, tasavvuf tarihi, yerel tarih, halkbilimi, topografya ve araştırmacıları için kaynak niteliği taşımaktadır.
Asya, Avrupa ve Afrika’da gezip gördüğü yerler için yalnızca onun kullandığı bir dil ve bakış açısı ile tanıklık eden Evliyâ Çelebi, on ciltlik dev eserinin birinci cildiyle aynı zamanda ilk Türkçe “İstanbul Monografisi”ni de yazmıştır.
Adlarını vermiş olsa bile birçoğunu bugün bilemediğimiz pek çok kaynaktan derlediği mitoloji ve tarih karışımı bilgilerden saray hayatına; pek çok ünlünün kişisel tarihinden şehrin gündelik hayatına; şehrin etrafını çevreleyen surlardan her türlü mimari esere; kapılardan tepelere ve iskelelere; savaş ve barışta şehrin ve ordunun ihtiyaçlarını karşılayan yüzlerce esnaftan bahçe ve mesirelere; padişahlardan her sınıftan yönetici, bilim adamı ve ilginç tiplere; devletçe düzenlenen şenliklerden çok özel meclislerde yaşanan eğlencelere varıncaya kadar akla gelebilecek her şey bu ciltte anlatılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1004
Ağırlık : 1004
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺513,50
Düzensiz Savaşa İlişkin Sorular Ve Cevaplar

Düzensiz Savaş yöntemleri uygulayan düşmanlar, tüm dünyada özgürlük ve demokrasi yönündeki kazanımları geriye götürmek için bıkmadan çabalıyorlar.
Devletlerle devlet dışı düzensiz düşmanlar arasındaki bu mücadaleyi uzun vadede hangi tarafın kazanacağı ise devletlerin özgürlük ve demokrasi lehine gösterecekleri siyasi performanslarıyla yakından ilişkilidir.


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 248
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,70

Hitler'e karşı beslenen duygusal direnç her ne kadar güçlü olursa olsun onun yaşamıyla ilgili detayları merak etmekten de kendimizi alamıyoruz. Führer hakkında söylenebilecek her şeyin artık açıklanmış olduğu ileri sürülse bile, devlet arşivlerinde karşımıza çıkan yeni bilgiler, hâlâ cevaplanacak birçok soru olduğunu bizlere gösteriyor.
• Savaşın sonunda neler yaşadı?
• İktidara gelmesi önlenebilir miydi?
• Alman halkının çoğu Hitler'i onayladı mı?
• Kadınlarla ilişkisi nasıldı?
• Yenilgiyi ne zaman kabul etti?
Volker Ullrich, Hitler hakkında yazılan onlarca kitaba bir yenisini daha ekliyor. Birinci Dünya Savaşı'nın mağlup Almanya'sı, nasıl oluyor da çok kısa bir süre içinde Hitler Almanya'sına dönüşüyor? Dehşetin ve kötülüğün simgesi haline gelen Hitler'i, enine boyuna ele alıyor ve Alman halkının bu siyasi düzendeki yerini inceliyor. Bunu değerlendirirken Hitler'in özel hayatına ve dönemin şartlarına da göz kırpıyor. Alışık olduğunuz biyografik çalışmalara alternatif olarak Ullrich, Hitler hakkında en çok merak edilen ve kronolojik olarak sıralanan 101 soruya objektif bir bakışla yanıt veriyor.


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺79,00

el-Makdisî’nin Ahsenü’t-Tekâsîm adlı bu eseri, İbn Havkal’ın kitabıyla aynı çağda M. 977 yılında yazılmıştır. Bu iki kitap, İslam coğrafyacılığının en gelişmiş eserleridir. İslam coğrafyasının tamamını en doğru şekilde anlatır.
Makdisî, eserinin başında coğrafya ilmiyle ilgili giriş mahiyetinde fasıllar vererek kitabı zenginleştirmiştir. Mısır’ın batısında İslam topraklarını gezip gezmediği konusu da şüphelidir. Buna karşılık Orta Doğu, Arabistan, İran ve Orta Asya İslam topraklarını iyi bilir.  İslam dünyasının sınırlarını aşmadığı bu topraklarla ilgili ayrıntılı ve sağlam bilgiler verir. Buna karşılık eserinin birçok yerinde diyalektik, dinî ve etimolojik münakaşalara girer. 
Ahsenü’t-Tekâsîm adlı bu eser okuyucunun İslam coğrafyasını tanıması açısından faydalı olacağını umuyorum.


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 384
Ağırlık : 384
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺158,00

Hira Mağarası’nda Hz. Peygamber’e ilk vahyin nüzulü ile başlayan İslamiyet’in serüveni, 622 yılındaki Hicret ile bambaşka bir mecraya taşınmıştır. Öyle ki Medîne merkezli kurulan İslam Devleti’yle birlikte yeni dinin tebliği çok daha hızlı şekilde yayılma imkânı bulmuştur. Hz. Peygamber’in vefatı sırasında bütün Arabistan’ı kontrol etmekte olan bu teşekkül daha sonrasında onun halîfelerinin eliyle Avrupa, Asya ve Afrika’da geniş coğrafyalarda egemen olmuştur. Dört Halifeler ve Emevîler dönemlerinde bütünlük arz eden İslam Devleti’nde Abbâsîlerin iktidarıyla birlikte çözülmeler başlamıştır. Özellikle de IX. yüzyıl itibarıyla hızlanan bu gelişmeye rağmen Müslüman toplumların tarihi Moğolların 1258’de Bağdâd’ı işgaline kadar genelde hilâfet kavramı etrafında şekillenmiştir. Bu tarihin bir diğer ana yönlendiricisi de yeni dini kabullerinden itibaren Türkler olmuştur. Çalışmamız; İslamiyet öncesi dönem, Hz. Peygamber ile halifelerin yönetimindeki İslam Devleti’nin tarihiyle başlamaktadır. Sonrasında içerisinde Türkler, İranlılar ile diğer unsurların yer aldığı Müslüman devletlerin tarihi üzerine yoğunlaşılmıştır. Anlatımda siyasî konular ağırlıkta olmasına karşın olayların gelişimine yön veren idarî, sosyokültürel, ekonomik, ilmî ve mezhepsel hususlara da yer verilmiştir. 


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 360
Ağırlık : 360
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,10

Prof. Dr. Haluk Dursun'un yaşamının son yıllarında "Gençlerle Baş Başa Seminerleri” başlığında gerçekleştirdiği bir sohbet dizisinden derlenen kitap, Haluk Hoca'nın ağırlıklı olarak kendi hayat hikâyesi, tanık olduğu olaylar ve bir ömrü adadığı araştırmalarıyla şekillendirdiği öğretilerini farklı coğrafyalara ait anlatılar üzerinden gençlerle paylaşıyor. 'Haluk'un Defteri: Gençlerle Hayat Bilgisi' adlı kitabın devamı niteliğinde hazırlanan bu çalışma, okuyucuyu Haluk Hoca’yla çok daha uzun bir sohbete davet ediyor.
"Hep beraber bir yayladan diğerine göçüyoruz...
Göçtü kervan kaldık dağlar başında diyecek halimiz yok...
Zamanı gelince bu dünyadan biz de göçeriz...
Gele bir devr, bu Haluk’u yad eyleyeler,
Ahbap fırsatı sohbeti ganimet bilsin..."


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 242
Ağırlık : 242
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,70
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatı ve Kişiliği

Manevi evladı Küçük Ülkü, Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya her zaman “Atatürk’üm” şeklinde hitap etmiştir. Bir çocuğun masumiyeti, saflığı ve karşılıksız sevgisinin samimi ifadesi olan bu sesleniş, o büyük insanı en güzel anlatan sözcüklerden biridir. Türk milleti, Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya “Atatürk” soyadını vererek Türk tarihine emanet etmiştir. Ülkü de ona “Atatürk’üm” diyerek, geleceğin Türkiye’si ve Cumhuriyet’in emanet edildiği Türk çocuklarının onu ve düşüncelerini nasıl içselleştirdiklerini göstermiştir.
“Atatürk’üm”, doğumundan ölümüne tam bir Atatürk biyografisidir. Kişiliği ve liderlik özellikleri de ana hatları ile bu eserde yer almıştır. “En büyük eserim” dediği Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamalarına ve Türk inkılabı ile felsefesine de genel olarak yer verilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 560
Ağırlık : 560
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺237,00
Antakya-Edirne-Filistin-İstanbul-Kayseri-Konya-Maraş-Sivas-Sofya-Urfa

Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nin üçüncü cildinde Anadolu, Arabistan ve Rumeli üçgeninde yaptığı geziler, yaşadığı ilginç olaylar, anlatılmaya değer yerler, şaşılası ve tadına doyulmaz güzelliklerle örüyor kozasını. İki eski Türk payitahtı Konya ve Edirne bu cildin gözdesi gibi. Bu iki şehir için kaleme alınmış küçük birer monografi bu bölümler içermektedir.
İstanbul’dan Şam’a (İznik, Eskişehir, Konya, Karaman, Payas, Antakya, Hama, Humus, Şam...), Şam’dan İstanbul’a (Haleb, Urfa, Maraş, Kayseri, Aksaray, Sivas, Harput, Zile, Çankırı, Kastamonu, İstanbul) ve buradan Rumeli’ye (Silistre, Filibe, Sofya, Edirne...) gidiş gelişlerini, yer yer kişisel yönler de katarak anlatan Evliyâ Çelebi, aynı zamanda tarihe, tarihsel olaylara tanıklık da ediyor.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 860
Ağırlık : 860
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺474,00
Mezopotamya Uygarlıkları -1


Geçmişin gizemli uygarlıklarına yolculuk yapmaya ne dersiniz? Cevabınız evetse Sosyal Bilgiler dersinin başarılı iki öğrencisi Melike ve Onur ile fantastik bir maceraya hazırlanın.
Yaşlı dünyamızın hafızası olan kadim kütüphaneye girişinizle başlayacak bu macerada Mezopotamya uygarlıklarının ilginç hikâyelerini, şaşırtıcı buluşlarını ve günümüze kadar uzanan izlerini bulacaksınız.
Lokman Aydoğan'ın akıcı ve eğlenceli kaleminden dökülen bu kitaplarda Sosyal Bilgiler dersinize yardımcı konuların yanısıra eğlenceli bir dünya ile buluşacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 114
Ağırlık : 114
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,55
Sultan II. Abdülhamid Döneminde

Osmanlı İmparatorluğu, kurulduğu 1300’lü yıllardan itibaren Anadolu’nun batısında tesis ettiği hâkimiyetini, öncelikle Rumeli topraklarını hızlı bir şekilde fethederek Balkan dağlarının doğal korumasına almış, akabinde yürüttüğü genişleme stratejisiyle 6 asır süren bir cihan devleti hâline gelmiştir. Ömrünün sonunu getiren en öldürücü darbe de bu topraklardan gelmiştir. 1912 yılındaki Balkan Savaşı ile bu coğrafyayı kaybetmiş ve ülke âdeta korumasız duruma düşmüştür. Etnik çekişmelerin, kavgaların ve çatışmaların hiç eksik olmadığı bir coğrafya olan Balkanlar’ın elimizden nasıl çıktığı sorusu bizim için çok önemlidir.
John Foster Fraser’ın elinizdeki bu kitabı, 1912 yılındaki büyük felaketten yaklaşık 10 yıl öncesini konu edinmektedir. Yazarın 1904-1905 yılları civarında yaptığı Balkan gezisinin ürünüdür. Kitabı önemli yapan unsur, Abdülhamid’in son demlerinde, bölgede nasıl bir sosyal ve siyasi atmosfer bulunduğunu doğrudan ve sansürsüz anlatmasıdır. Fraser’ın kendinden emin İngiliz küstahlığı ve özgüveni, atmosferi hiç örtmeden, gizlemeden ve yumuşatmadan aktarmasını sağlamıştır. Bu da bize, hakkında hep konuştuğumuz, Sultan II. Abdülhamid’in “Balkan siyaseti”nin nasıl tatbik edildiğine dair en net fotoğrafı verir.
Balkan Savaşı konusunda çalışanlar kadar, döneme ilgi duyan okurlar için de kitap, belki de birinci elden Türkçedeki nadir kaynaklardan biri olarak görülebilir.


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,60
Osmanlıca Metinlerin Çevriyazısı ve Tıpkıbasımlar

Prof. Dr. Şinasi Tekin tarafından hazırlanan Osmanlıca El Kitabı, 2002 yılında Harvard Üniversitesi tarafından iki cilt halinde basılmış, 20 yıl sonra üzerinde yeniden çalışılarak yayıma hazırlanmıştır.
Osmanlıca El Kitabı I: Osmanlıca Metinlerin Çevriyazısı ve Tıpkıbasımlar başlıklı ilk ciltte, orta düzeyde matbu Osmanlıca metinler ve ileri düzeyde Osmanlıca el yazması ve arşiv malzemelerinin çeviriyazıları yapılmış, işlenen metinler hakkında kısa bilgilere, metinlerin nereden temin edildiklerine, metinler üzerinde yapılmış araştırmalara yer verilmiştir.
Osmanlıca El Kitabı II: Osmanlıca Metinlerin Açılamalı Türkçe Tercümesi ve Açılamalı Sözlük başlıklı ikinci ciltte, çeviriyazısı verilmiş metinlerin Türkiye Türkçesine aktarımları yapılmış, Türkiye Türkçesinde kullanılmayan gramer şekilleri ve dilbilgisi kuralları üzerinde durulmuş, metin hakkında genel bilgilere yer verilmiştir. Cildin sonuna metinlerde yer alan kelimelerin bağlam içerisindeki anlamlarının, örnek cümle ve aktarımlarının yer aldığı açılamalı sözlük eklenmiştir.
Çalışma ile okuyucuya, Osmanlıca metni anlama, çeviriyazıya ve Türkiye Türkçesine aktarabilme becerisi kazandırma, Osmanlıca metinlerin çözümlenmesinde ana kaynakları kullanmayı öğrenme, sözlüğe bakma alışkanlığı kazandırma hedeflenmiştir. Osmanlıca El Kitabı, lisans ve lisansüstü öğrenciler için kaynak bir eser olarak hazırlanmış, Osmanlıcaya merakı olan herkesin ilgisine sunulmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 19,5 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺165,90

Prof. Dr. Şinasi Tekin tarafından hazırlanan Osmanlıca El Kitabı, 2002 yılında Harvard Üniversitesi tarafından iki cilt halinde basılmış, 20 yıl sonra üzerinde yeniden çalışılarak yayıma hazırlanmıştır.
Osmanlıca El Kitabı I: Osmanlıca Metinlerin Çevriyazısı ve Tıpkıbasımlar başlıklı ilk ciltte, orta düzeyde matbu Osmanlıca metinler ve ileri düzeyde Osmanlıca el yazması ve arşiv malzemelerinin çeviriyazıları yapılmış, işlenen metinler hakkında kısa bilgilere, metinlerin nereden temin edildiklerine, metinler üzerinde yapılmış araştırmalara yer verilmiştir.
Osmanlıca El Kitabı II: Osmanlıca Metinlerin Açılamalı Türkçe Tercümesi ve Açılamalı Sözlük başlıklı ikinci ciltte, çeviriyazısı verilmiş metinlerin Türkiye Türkçesine aktarımları yapılmış, Türkiye Türkçesinde kullanılmayan gramer şekilleri ve dilbilgisi kuralları üzerinde durulmuş, metin hakkında genel bilgilere yer verilmiştir. Cildin sonuna metinlerde yer alan kelimelerin bağlam içerisindeki anlamlarının, örnek cümle ve aktarımlarının yer aldığı açılamalı sözlük eklenmiştir.
Çalışma ile okuyucuya, Osmanlıca metni anlama, çeviriyazıya ve Türkiye Türkçesine aktarabilme becerisi kazandırma, Osmanlıca metinlerin çözümlenmesinde ana kaynakları kullanmayı öğrenme, sözlüğe bakma alışkanlığı kazandırma hedeflenmiştir. Osmanlıca El Kitabı, lisans ve lisansüstü öğrenciler için kaynak bir eser olarak hazırlanmış, Osmanlıcaya merakı olan herkesin ilgisine sunulmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 248
En / Boy : 19,5 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺134,30

Ngiliz İstihbaratı Ve Osmanlı İmparatorluğu


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 496
Ağırlık : 496
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺189,60
Kanun Koyucular


Geçmişin gizemli uygarlıklarına yolculuk yapmaya ne dersiniz? Cevabınız evetse Sosyal Bilgiler dersinin başarılı iki öğrencisi Melike ve Onur ile fantastik bir maceraya hazırlanın.
Yaşlı dünyamızın hafızası olan kadim kütüphaneye girişinizle başlayacak bu macerada Mezopotamya uygarlıklarının ilginç hikâyelerini, şaşırtıcı buluşlarını ve günümüze kadar uzanan izlerini bulacaksınız.
Lokman Aydoğan'ın akıcı ve eğlenceli kaleminden dökülen bu kitaplarda Sosyal Bilgiler dersinize yardımcı konuların yanısıra eğlenceli bir dünya ile buluşacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,55
İlk İmparatorluk

Geçmişin gizemli uygarlıklarına yolculuk yapmaya ne dersiniz? Cevabınız evetse Sosyal Bilgiler dersinin başarılı iki öğrencisi Melike ve Onur ile fantastik bir maceraya hazırlanın.
Yaşlı dünyamızın hafızası olan kadim kütüphaneye girişinizle başlayacak bu macerada Mezopotamya uygarlıklarının ilginç hikâyelerini, şaşırtıcı buluşlarını ve günümüze kadar uzanan izlerini bulacaksınız.
Lokman Aydoğan'ın akıcı ve eğlenceli kaleminden dökülen bu kitaplarda Sosyal Bilgiler dersinize yardımcı konuların yanısıra eğlenceli bir dünya ile buluşacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,55

Ottoman Empire is a great empire that ruled for 600 years in three continents. In the territories that it ruled for 600 years, Ottoman Empire was governed by thirty-six sultans.
In this work, these sultans who left their traces in the most glorious days of our history are approached as distinct from their times’ standards of judgement and our contemporary understanding. Dates of birth and death of sultans are addressed chronologically. In addition to this, after informations about wives, children, personalities and regnal years of the sultans are given; significant events are examined with the main lines.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺142,20

Daracık sokaklarda çift kale maç oynanırdı o zamanlar, kimse yorulmazdı. Herkesin cebinde ekmeği olurdu, kimse acıkmazdı. Mekânlar geniş, zaman uzundu. Okulda öğretmenden aferin almak için yarışılır, yıldızlı pekiyi ile sınıf geçmekle övünülürdü. Her gün yeni bir macera yaşanır, her akşam yeni bir hikâye kurulurdu. Sizden saklı değil herkesin bir hikâyesi vardı aslında. Sorsalar Mikail de anlatabilirdi, Kemal de. Kimse sormadı hikâyelerini ama Bozoğlan yerinde duramayıp anlatmaya başladı. Ben şahidim hepsi yaşandı. İnanmazsanız Mikail’e sorun.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺63,20
A Short History Of The

Ottoman Empire was one of the greatest empires in history. In orienting the sixteenth century world politics, Ottoman Empire had an overwhelming role in the formation of the political and religious structure of today’s world. Although the Ottoman Empire has been wiped out of the history scene, traces it left are still visible. Despite our constant exposure to the traces of it, the history of Ottoman Empire remains in the dark to those readers outside the academic world.

Ottoman historiography had experienced a great leap in the previous 50-60 years, however, the findings of these researches failed to reach the public opinion in Turkey. In this book, while exploring the outline of Ottoman history the findings of these scholarly works have been taken as a starting point but are communicated in a more comprehensible language.


Basım Ayı/Yılı : 6/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 288
Ağırlık : 288
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺142,20
(1865)

Efrem Karanov’un tarihe not düşme dürtüsüyle kaleme aldığı mütevazı hayat hikâyesi değerli bir dönem tanıklığı özelliği taşımaktadır. 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı’nın Rumeli coğrafyasında yer alan bir kasabadaki toplumsal hayatın akışını göstermesi açısından önem arz etmektedir. Kratova’dan Selanik’e kara ve Selanik’ten Kavala ve Çanakkale üzerinden İstanbul’a yapılan deniz yolculuğunun tasviri ilgi uyandırmaktadır. Fener’de faaliyet gösteren Bulgar Mektebi kapsamında aktarılan bilgiler Osmanlı unsuru Bulgarların 19. yüzyılda gündemini meşgul eden meseleleri anlamakta yardımcı olmaktadır. Hatıratın en çarpıcı kısmını, 1865 yılının haziran – eylül ayları arasında payitahtı kasıp kavuran ve on binlerce kişinin ölümüne neden olmasıyla literatüre Büyük İstanbul Kolerası diye geçen salgın hastalıkla ilgili kısa, ama öz sayfalar teşkil etmektedir. Kolera, ailesinden uzakta ve yadırgadığı bir ortamda sıkışıp kalan 12-13 yaşındaki çocuğun saf ve hassas algısı üzerinden aktarılmaktadır. Anılan koleranın İstanbul tablosunu biraz daha genişletmek uğruna, hatırata ek olarak, payitahttaki salgının seyrine birebir tanıklık etmiş üç Bulgar hekimin gözlemleri de sunulmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 6/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺59,25

Dedemin İzinde Tarih Serisi – Osman Gazi
Dedemin İzinde Tarih Serisi – Kanuni Sultan Süleyman
Dedemin İzinde Tarih Serisi – Yavuz Sultan Selim
Dedemin İzinde Tarih Serisi – Fatih Sultan Mehmed
Dedemin İzinde Tarih Serisi – Sultan Abdülhamid

Dedemle tarih gezileri yapmaya başladık yakın zamanda. Artık tarih daha ilginç bir şey gözümde. Sürekli tarih kitapları okuyor, tarihî belgeseller izliyorum. Geçmişle ilgili her şeye hemen dikkat kesiliyor, öğrendiklerimi not alıyorum. Şimdiden tam üç defter doldurdum. O kadar ilginç şeyler ki öğrendiklerimi daha çok defter eskiteceğim galiba.


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 400
Ağırlık : 400
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺177,75

Dedemle tarih gezileri yapmaya başladık yakın zamanda. Artık tarih daha ilginç bir şey gözümde. Sürekli tarih kitapları okuyor, tarihî belgeseller izliyorum. Geçmişle ilgili her şeye hemen dikkat kesiliyor, öğrendiklerimi not alıyorum. Şimdiden tam üç defter doldurdum. O kadar ilginç şeyler ki öğrendiklerimi daha çok defter eskiteceğim galiba.


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,55

Dedemle tarih gezileri yapmaya başladık yakın zamanda. Artık tarih daha ilginç bir şey gözümde. Sürekli tarih kitapları okuyor, tarihî belgeseller izliyorum. Geçmişle ilgili her şeye hemen dikkat kesiliyor, öğrendiklerimi not alıyorum. Şimdiden tam üç defter doldurdum. O kadar ilginç şeyler ki öğrendiklerimi daha çok defter eskiteceğim galiba.


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,55

Dedemle tarih gezileri yapmaya başladık yakın zamanda. Artık tarih daha ilginç bir şey gözümde. Sürekli tarih kitapları okuyor, tarihî belgeseller izliyorum. Geçmişle ilgili her şeye hemen dikkat kesiliyor, öğrendiklerimi not alıyorum. Şimdiden tam üç defter doldurdum. O kadar ilginç şeyler ki öğrendiklerimi daha çok defter eskiteceğim galiba.


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,55

Dedemle tarih gezileri yapmaya başladık yakın zamanda. Artık tarih daha ilginç bir şey gözümde. Sürekli tarih kitapları okuyor, tarihî belgeseller izliyorum. Geçmişle ilgili her şeye hemen dikkat kesiliyor, öğrendiklerimi not alıyorum. Şimdiden tam üç defter doldurdum. O kadar ilginç şeyler ki öğrendiklerimi daha çok defter eskiteceğim galiba.


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,55

Dedemle tarih gezileri yapmaya başladık yakın zamanda. Artık tarih daha ilginç bir şey gözümde. Sürekli tarih kitapları okuyor, tarihî belgeseller izliyorum. Geçmişle ilgili her şeye hemen dikkat kesiliyor, öğrendiklerimi not alıyorum. Şimdiden tam üç defter doldurdum. O kadar ilginç şeyler ki öğrendiklerimi daha çok defter eskiteceğim galiba.


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,55

Azerbaycan tarih boyunca farklı milletlerin dikkatini çekmiş, üzerinde mücadelelerin yaşandığı bir bölge olmuştur. Tarihin en erken dönemlerinden itibaren insan yerleşimlerine sahne olan Azerbaycan, aynı zamanda çeşitli Türk topluluklarının tarihi yerleşim yerlerinden birisi haline gelmiştir. Bölgede birçok medeniyetin varolması sosyal, ekonomik ve kültürel bir zenginliği de beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte Azerbaycan tarihi, eski çağlardan günümüze kadar okuyucuya sunulurken sosyal ve kültürel hayata dair bilgiler de verilmektedir.

Coğrafyanın Azerbaycan tarihini nasıl etkilediğine dair sebep sonuç ilişkisi içerisinde aradığınız soruların yanıtlarını yine bu kitapta bulabilirsiniz. Kitapta bulunan 10 bölüm, kronolojik olarak verilerek siyasi, ekonomik, kültürel, sanatsal ve edebi konularla ilgili her çeşit soruya cevap vermektedir.

Azerbaycan tarihi hakkında merak ettiğiniz konuları bu kitapta bulabilirsiniz.


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 13,5 / 21,4
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,60

Beş kitaptan oluşan "Türk Dünyası" dünya Türklüğünün bütünlüğü gerçeğini, aynı zamanda dünya Türklüğünün ayrışma ve bütünleşme özelliklerini somut verilere dayanarak, dolgun ve zengin bilgi yelpazesi yardımıyla yansıtmaktadır.

1. kitapta: Türk uygarlığının tarihi gelişimi ve temel değerleri, Türk dilleri ailesi, ortak Türk tarihi ve kültürü, siyaseti ve diplomasisi, Türklerin spesifik yaşam tarzı, gelenek ve görenekleri, evrensel ve çok kültürlü dünya görüşleriyle çağdaş dünyadaki konumları;

2. kitapta: Türk etnocoğrafyası, eski Türk ulusları ve boyları, çağdaş Türk halkları ve toplulukları, Türk diasporası ve diasporanın örgütlenme sorunları, ortak Türk kurumları ve bunların bütünleşme sürecindeki rolleri;

3. kitapta: Türklerin devlet geleneği ve soyağacı, eski Türk devlet ve imparatorlukları, bugünkü bağımsız Türk Cumhuriyetleri ve bunlar arasındaki ilişkiler, başka devletlere bağlı özerk Türk Cumhuriyetleri ve özerk Türk bölgeleri;

4.kitapta: Türkoloji biliminin güncel meseleleri, Türkçülük ideolojisi ve bu ideolojinin temsilcileri, Türkçülüğü tahrif edici yaklaşım ve teorilerin eleştirel analizi, Türk kimliği karşısındaki tutum, çağdaş Türk dünyasının gelişim potansiyeli ve olanaklarına dair somut bilgiler;

5. kitapta: Türk dünyasının büyük isimleri ve bu isimlerin devlet, siyaset, bilim, kültür, edebiyat hayatındaki hizmetleri sistemli bir şekilde ortaya konmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1540
Ağırlık : 1540
En / Boy : 13 / 25
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺632,00
Ankara, Azerbaycan, Bursa, Bolu, Erzurum, Girit, Kafkaslar, Tebriz, Trabzon

Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi’nin ikinci cildi İstanbul'dan Mudanya'ya deniz yoluyla gerçekleştirilen kısa fakat çok güzel hikâye edilmiş bir yolculukla başlar. Eski payitaht Bursa'dan sonra Bolu üzerinden Karadeniz kıyılarındaki Trabzon başta olmak üzere büyüklü küçüklü belli başlı şehirlere; Erzurum yoluyla İran'a Kafkasya'ya, Kırım ve Girit'e uzanan savaşlar, iç çekişmeler ve özellikle Kafkas şehirleri ve halklarıyla ilgili çok ilginç tespitlerle dolu bir dönemin hikâyesi anlatılmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 3/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 754
Ağırlık : 754
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺474,00

Savaş her şeyin babasıdır demiş Desiderius Erasmus. Bu durum XII. yüzyıldan sonra birçok kez birbirleriyle savaşan Fransa ve İngiltere için de geçerli olmuştur. Fakat onlar açısından asıl önemli gelişme 1337’ye gelindiğinde başlamıştır. Bir veraset konusundan dolayı başlayan Yüzyıl Savaşlarıyla birlikte iki ülke arasında çok daha şiddetli mücadelelerin yaşandığı bir döneme girilmiştir. Akabinde bu olay, her iki toplumu derinden sarsacak neticeler ortaya çıkarmıştır. Bu durum öyle bir nefrete yol açmıştır ki taraflar arasındaki savaş hali XIX. yüzyıl başlarına kadar sürmüştür. Hatta Fransa’nın kraliyet arması, 1932 yılına kadar Times gazetesinin logosunda yer almıştır.

Savaş her ne kadar veraset mevzusundan başlamışsa da aslında bu olayın feodal bir ayrılık süreci olduğunu ve bunun sancısının Yüzyıl Savaşları şeklinde tezahür ettiğini söyleyebiliriz. O döneme kadar İngiltere, Fransa’nın vasalı olmasının yanı sıra kültürel hegemonyası altındayken, bu savaşın getirdiği karşılıklı kin ve nefretle birlikte aralarındaki farklılıklar daha da belirginleşmiştir. Böylece, “Fransız” ve “İngiliz” uluslarının ilk nüvelerinin oluşmaya başlandığı ifade edilmektedir.

İşte; Kara Prens Edward, Bertrand du Guesclin, Jeanne d'Arc, köylü isyanları, deri yüzücüler, düzenli ordu ve topun kullanımı gibi nice aktör ve önemli olaylarıyla birlikte Yüzyıl Savaşları…


Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 248
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,70

Osmanlı iktisadi yapısı içerisinde konar-göçer aşiretler, yerleşik ahali ile bir bütünlük teşkil etmekte, önemli bir boşluğu doldurmaktaydılar. Merkezi hükümet, 17. yüzyılın sonlarına kadar aşiretlerin iktisadi faaliyetlerini destekleyen bir politika izlemiştir. 1691’den sonraki dönemde ise devletin içerisinde bulunduğu durumun da etkisi ile aşiretlerin yerleşik hayata geçirilmesi algısı yerleşmeye başlamıştır. Ancak nüfus olarak önemli bir oranı teşkil eden göçer gruplarının yerleştirilmesi 19. yüzyıla gelindiğinde hâlâ tamamlanmış değildir.

1839’da ilân edilen Tanzimat Fermanı ile yeni bir döneme giren Osmanlı İmparatorluğu’nda askerî, idarî ve mâlî pek çok değişim ve dönüşüm yaşanmıştır. Bu noktada konar-göçer aşiretler bir taraftan değişim içerisinde yer alıp dönüşürken diğer taraftan da yerleşik yaşama geçmeye devam etmişlerdir.

Elinizdeki eser, Osmanlı Arşivi kaynaklarına dayanarak Tanzimat Fermanı’nın konar-göçer aşiretlere yansımasını ele almaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺134,30

Her şehrin bir sesi-tınısı, kokusu, tadı, ruhu ve mimarisi vardır duyularımıza hitap eden. Şehirlerin gönül kapıları vardır girmesini bilene. Şehrin pencereleri vardır seyretmek isteyene. Kadim şehirlerin sesi, insanın sesidir. Şehir gönül kapısından girenlere kendini anlatır. Penceresinden bakanlara içerisinde barındırdığı hikâyesini, edebiyatını, tarihini ve kültürü derinden geleni fısıldar. İşte o fısıltı şehrin sesidir.

 


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺79,00

Türk milleti, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde ilk defa bir iktidarı bizzat kendisi değiştirerek ülkeyi kimin yöneteceğini tayin etmiştir. Demokrat Parti ile birlikte milli irade, kayıtsız şartsız üstün irade olarak kabul edilmiş ve on yıl boyunca açık veya örtülü herhangi bir ortağı olmadan Türkiye’de hüküm sürmüştür. Demokrat Parti’nin 10 yıllık iktidar döneminin bugünleri bile kuşatan tarihsel önemi; bir yandan yönetime milleti, diğer yandan demokrasiyi millete taşımasından gelmektedir. Demokrasi şuuru, bu dönemle birlikte Demokrat Parti’yi de aşan bir olgu haline gelmiştir. Bu sebeple, Türkiye’nin demokrasi tarihinin en önemli merhalelerinden biri Demokrat Parti dönemidir.

Kuruluşundan Darbeye Demokrat Parti (1946-1960)” isimli üç ciltten oluşan bu eserde; akademisyenler, kendi uzmanlık alanlarında Demokrat Parti Dönemi’ni objektif ve bilimsel bir yaklaşımla ele almışlardır. Çalışmada Demokrat Parti’nin sadece Türk siyasi tarihi açısından değerlendirmesi yapılmamış, aynı zamanda 1946 yılında partinin kuruluşundan başlayarak, 27 Mayıs 1960 darbesi ile iktidardan uzaklaştırılmasına kadar geçen yılların Türkiye’nin siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik hayatına etkileri bütün boyutları ile incelenmiştir.

Uzun soluklu bir çalışmanın sonucu ortaya çıkan bu eserde, Demokrat Partili yıllarda yaşanan değişim ve dönüşümün kendisinden sonraki dönemlere olan yansımalarına da ışık tutulmaya çalışılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 2056
Ağırlık : 2056
En / Boy : 14,5 / 22
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺790,00

Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, on yedinci yüzyıl klasiği olarakhem zevkle okunabilecek bir edebiyat eseri hem de dil, tarih, dinler tarihi, sanat tarihi, tasavvuf tarihi, yerel tarih, halkbilimi, topografya ve araştırmacıları için kaynak niteliği taşımaktadır.

Asya, Avrupa ve Afrika’da gezip gördüğü yerler için yalnızca onun kullandığı bir dil ve bakış açısı ile tanıklık eden Evliyâ Çelebi, on ciltlik dev eserinin birinci cildiyle aynı zamanda ilk Türkçe “İstanbul Monografisi”ni de yazmıştır.

Adlarını vermiş olsa bile birçoğunu bugün bilemediğimiz pek çok kaynaktan derlediği mitoloji ve tarih karışımı bilgilerden saray hayatına; pek çok ünlünün kişisel tarihinden şehrin gündelik hayatına; şehrin etrafını çevreleyen surlardan her türlü mimari esere; kapılardan tepelere ve iskelelere; savaş ve barışta şehrin ve ordunun ihtiyaçlarını karşılayan yüzlerce esnaftan bahçe ve mesirelere; padişahlardan her sınıftan yönetici, bilim adamı ve ilginç tiplere; devletçe düzenlenen şenliklerden çok özel meclislerde yaşanan eğlencelere varıncaya kadar akla gelebilecek her şey bu ciltte anlatılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1016
Ağırlık : 1016
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺592,50

Birinci Dünya Savaşı’nın bütün yıkıcılığıyla sürdüğü 1916’da Bulgar Genelkurmayı, ülkenin önde gelen bilim insanlarını saha araştırmaları yapmak üzere Makedonya’ya gönderdi. Bulgaristan’da Türkolojinin bilimsel temellerini atan ve uzun yıllar Sofya Üniversitesi’nde Türkçe dersleri okutan Dimitır Gacanov da Türkler, Arnavutlar ve Pomaklardan oluşan Makedonya Müslüman topluluğunu araştırmakla görevlendirildi.

İki ay boyunca Makedonya topraklarını enine boyuna dolaşan bilim insanının demografik yapıyı gösteren tablolar eşliğinde hazırladığı rapor önemli bir kaynak belge niteliği kazanmıştır. Bulgar Türkoloğun raporu, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Makedonya özelinde ve Balkanlar genelinde gelişen tarihî hadiselerin ve demografik süreçlerin daha iyi anlaşılmasına ve çözümlenmesine önemli katkı sağlamaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 1/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺55,30

Gündelik hayatın tarihi, geçmişte varoluşun tüm yönlerini, köyleri ve kasabaları, evleri, işleri, giysileri, yiyecekleri ve gelenekleri kapsamaktadır. Orta Çağ insanı da hangi coğrafyada olursa olsun yaşamaya ve hayatta kalmaya çalışmıştır. Bunu da Orta Çağ’ın o gizemli havasında ve estetik içerisinde yapmak için çaba göstermiştir. İnsan, doğal olarak bu evrende bir sanatçı gibi zihnini kullanarak bu yapıtı yani evreni sanatsal olarak tamamlamaya çalışmış ve hala da çalışmaktadır. Orta Çağ kültürünün gerçeklik üzerine bir düşünme olmaktan çok, kültürel geleneğin bir yorumu olduğunu unutmamak gerekir. Orta Çağ aynası, insana aynı zamanda tavır ve tutumunu düzenlemesi için bir model de sunmaktadır. Ona ne olduğunu ve ne olması gerektiğini göstermektedir. Ayrıca Thomas Aquinas, şöyle diyor: “Ayna aracılığıyla bir şeyi görmek, bir nedeni, içinde benzerliğinin yansıdığı sonucuyla görmektir. Dolayısıyla soyut düşüncenin derin düşüncelere indirgendiği görülür”.

O zaman Orta Çağ’daki insanların yaşamına bir de bu aynadan göz atalım.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺86,90
Günümüz Türkçesiyle

Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, on yedinci yüzyıl klasiği olarakhem zevkle okunabilecek bir edebiyat eseri hem de dil, tarih, dinler tarihi, sanat tarihi, tasavvuf tarihi, yerel tarih, halkbilimi, topografya ve araştırmacıları için kaynak niteliği taşımaktadır.

Asya, Avrupa ve Afrika’da gezip gördüğü yerler için yalnızca onun kullandığı bir dil ve bakış açısı ile tanıklık eden Evliyâ Çelebi, on ciltlik dev eserinin birinci cildiyle aynı zamanda ilk Türkçe “İstanbul Monografisi”ni de yazmıştır.

Adlarını vermiş olsa bile birçoğunu bugün bilemediğimiz pek çok kaynaktan derlediği mitoloji ve tarih karışımı bilgilerden saray hayatına; pek çok ünlünün kişisel tarihinden şehrin gündelik hayatına; şehrin etrafını çevreleyen surlardan her türlü mimari esere; kapılardan tepelere ve iskelelere; savaş ve barışta şehrin ve ordunun ihtiyaçlarını karşılayan yüzlerce esnaftan bahçe ve mesirelere; padişahlardan her sınıftan yönetici, bilim adamı ve ilginç tiplere; devletçe düzenlenen şenliklerden çok özel meclislerde yaşanan eğlencelere varıncaya kadar akla gelebilecek her şey bu ciltte anlatılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 1016
Ağırlık : 1016
En / Boy : 21 / 14
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺513,50

Hiçbir büyük adam boşuna yaşamaz. Dünya tarihi büyük adamların tarihinden başka bir şey değildir.
Carlyle, On Heroes

Hz. Muhammed’in muharebelerindeki savaşların sayısı asla birkaç bini geçmez, ancak önem bakımından dünyanın en belirleyici savaşları içinde yer alır.
Alfred Guiilaume, Islam

Bu kitapta Richard A. Gabriel Hz. Peygamber’in iyi bir komutan olarak başarılı bir şekilde tatbik ettiği, kararlılık, istişareye önem verme, taktik, istihbarat, strateji, yanlıştan dönme, doğru ve deneyimli komutan görevlendirme gibi askerî alandaki uygulamalarını yeni bir bakış açısıyla ortaya koymuştur. Diğer bir deyişle Allah’ın elçisinin bu sahada gerçekleştirdiklerini günümüzün siyasî ve askerî diline aktarmıştır. Bunları yaparken siyer ve megāzî kaynaklarında genellikle de bunlara dayalı yapılan çalışmalarda dağınık bir şekilde var olan açıklamaları askerî terminolojiyle birleştirerek taktik ve stratejilerin arkasındaki nedenlere ışık tutarak günümüzle ilişkilendirmiştir.
Mustafa Sabri Küçükaşcı


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 352
Ağırlık : 352
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺142,20

Orhan Şaik Gökyay tarafından hazırlanan bu kitap, Türk denizcilik tarihi için çok önemli olan ve hem karada hem de denizde yapılmış ünlü bir savaşın hikâyesidir. Zekeriyyazâde isimli bir tersane kâtibinin kaleminden çıkmış ve yazarının Ferah adını verdiği eserde yazar bizzat savaşa katılmış bir şahsiyettir. Leventlerin maaşları başta olmak üzere çeşitli hesap kitap işleri için Piyale Paşa komutasındaki donanmayla birlikte Akdeniz'e açılan yazar, seferin başından İstanbul'a dönünceye kadar başından geçen maceraları, savaşın türlü zorluklarını bu kitapta anlatmıştır. Dolayısıyla eser bugün Cerbe fethi ile ilgili önemli bir kaynak hüviyetine de sahiptir.


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺63,20

Göç, insanlık tarihinin en kritik eylemlerinden birisi… Ülkemizin bulunduğu bu coğrafya da dünyada göçü en yoğun yaşayan bölgeler arasında yer alıyor. Bir taraftan konar göçer aşiretlerin iskânı, diğer taraftan dış göçlerin getirdiği meydan okumalar, 1. Dünya Savaşı’nın neden olduğu göçler ve Cumhuriyet sonrası yaşanan mübadele süreci, ileriki yıllarda Balkanlardan gelen göç dalgaları ve yerlerinden edilmiş Suriyeliler…

Nejla Günay, bütün bu süreçlerin Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde Maraş ve çevresi özelinde nasıl yaşandığını, arşivlerden gerekli evraklara ulaşarak donanımlı bir yetkinlikle ele alıyor. Göç ve iskân süreçlerinin yönetimi aynı zamanda insan ilişkilerini de yönetmek anlamına geliyor; bu açıdan Osmanlı ve Cumhuriyet yönetimlerinin bu meydan okumalara karşı geliştirdiği idari ve hukuki çözümler bugün yaşadığımız göç sorunlarına çözüm üretme arayışlarımıza da zenginlik kazandıracak ipuçları içeriyor.

Nejla Günay’ın bu araştırması göç tarihininin farklı boyutlarını Maraş bölgesine odaklanarak detaylandırıyor. Aşiretler, Muhacirler, Mübadiller ve Mültecilerin İskânı, göç tarihi çalışanların başucu kitabı olmaya aday bir araştırma.

Mehmet Akif Kireçci


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 368
Ağırlık : 368
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺158,00

Selçuklular tarihimizin Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar uzanan serüvenindeki en önemli mesafe taşlarından biridir. Türk İslam Sentezi’nin tam manasıyla oluşumu ve Anadolu’nun vatan haline getirilmesi onlar sayesinde gerçekleşmiştir. 1040 senesinde tarih sahnesine çıkan Büyük Selçukluların dışında Irak, Türkiye, Kirman ve Suriye-Filistin’de kurulmuş dört ayrı Selçuklu devleti daha mevcuttur. Buradaki gayemiz onlar hakkında yeni bir şey ortaya koymaktan ziyade tarihlerini bir bütün halinde ve en temel şekilde okuyucuya aktarmaktır. Bu doğrultuda Selçuklu sultanlarının hâkimiyet dönemleri (genel özellikler, önemli siyasî olaylar, kişilik özellikleri, diğer önemli şahsiyetler, çağdaş hükümdarlar ve dönem kronolojileri)  kaynaklar ve akademik çalışmalar çerçevesinde ele alınmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺134,30

93 Harbi’ni izleyen çalkantılı aylarda 20 yaşındaki bir Bulgar gencin yolu Filibe’den Edirne ve İstanbul üzerinden Bursa’ya düşer. Amacı da, Bursa çarşılarında abacı ustalığı yaptığı sırada aniden vefat eden babasının mirasından kendi payına düşeni almaktır. İlk defa böylesine uzun bir yolculuğa çıkan meraklı delikanlı, pek fazla sürmeyeceğini tahmin ettiği seyahatini ayrıntıyla not etmeye karar verir. Ancak evdeki hesap çarşıya uymayacaktır: Daha sonraki yıllarda Bulgar kültür, sanat ve edebiyat tarihi araştırmalarıyla ün yapacak olan Nikola Naçov, memleketine ancak dört ay sonra dönebilecektir. Çünkü payına düşen taşınır ve taşınmaz mirasın satış ve devir işlemlerini başlatabilmesi için öncelikle babasının ortağı olan ve kendisinden yıllardır haber alınamayan amcasını bulması gerekecektir. Böylece Filibe, Edirne, İstanbul, Mudanya ve Bursa güzergâhında gelişen hikâyenin ekseni Varna ve Pravadı yönüne de kayacaktır.

Sürükleyici üslupla aktarılan ve edebi unsurlarla bezeli bu kişisel hikâye, aynı zamanda 19. yüzyılın ikinci yarısında Rumeli, Marmara ve Karadeniz coğrafyasındaki toplumsal, ticari, iktisadi ve dini hayat üzerine bolca ışık tuttuğundan dolayı adeta arşiv kıymetinde bir tanıklık niteliği kazanmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺71,10

Kadim devlet geleneklerinde, tecrübeye dayanan bilgilerin dışında, teorik bir siyasi doktrin mevcut olmadığından devlet, hükümdarın güç ve otoritesinden başka bir şey değildir. Adaletin tesisi ve uygun siyaset, hükümdarın şahsi ve ahlaki meziyetlerine dayanır. Geçmişte bilginler, hükümdarların yanlış siyaset gütmeleri ihtimaline karşı onlara, iyi idarenin yollarını göstermişlerdir.

İslam dünyasında yazılan siyâsetnâmeler de, kadim kültürlerden intikal eden adet üzere idarecilere, klasik şark tarzında bazı teorik teklif ve önerilerde bulunurlar. 

Muhtevalarında dini yön ağırlıklıdır ve olayları manevî açıdan ele alırlar. Konulara siyaset teorisinden ziyade siyaset sanatı ve siyaset ahlakı açısından bakarlar.


Basım Ayı/Yılı : 9/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺106,65
Dede Korkut Romanları - 1

Bamsı, Oğuz Türkleri’nin Yusuf yüzlü güzeli Bamsı Beyrek’in dillere destan aşk hikâyesini, kâfir kalesindeki on altı yıllık esaretini ve on altı yıllık ayrılığın ardından beşik kertmesi olan Banu Çiçek’e kavuşma mücadelesini anlatan tarihi fantastik bir romandır.

Dede Korkut Romanları serisinin ilk kitabı, Oğuzlar’ın kudretli bir beyi olan Pay Püre Bey’in yedi kızı olmasına karşın erkek evladı olmayışı karşısındaki çaresizliği ile başlar. Nice zaman sonra Allah Teâlâ, Pay Püre Bey’e sekizinci evlat olarak Yusuf yüzlü bir oğul verir. Ama bu oğlanın güzelliği başına nice belalar açar. Güzelliğinin methi Türkistan sınırlarını aşıp kâfir ülkelerine kadar ulaşır. Bamsı, yiğitlik yapıp adını alınca beşik kertmesi Pay Piçen Bey’in kızı Banu Çiçek’le düğün hazırlıklarına başlarlar. Bamsı Beyrek’e kara sevdalı Helen ise düğün gecesi için iki âşığa kötü bir sürpriz plânlamakla meşguldür. İşte o geceden sonra sonu tahmin edilemeyecek bir aşk ve yiğitlik destanı yazılmaya başlanacaktır.

“Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.” 

- Ord. Prof. M. Fuat Köprülü


Basım Ayı/Yılı : 9/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 12
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 248
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺94,80
Dede Korkut Romanları - 2

Boğaç Han, Oğuz Türkleri’nin en güçlü yiğitlerinden birisi olan Boğaç Han’ın aşağılanma, küçümsenme ve dışlanma ile geçirdiği ıstırap dolu yıllarının ardından ejderha görünümlü bir boğayla tuttuğu güreşi ve nice kahramanlığını anlatan tarihi fantastik bir romandır.

Dede Korkut Romanları serisinin ikinci kitabı, Oğuzlar’ın kudretli bir beyi olan Dirse Han’ın herkesçe alaya alınan, horlanan oğlu karşısındaki üzüntüsü ile başlar. Hanlar Hanı Bayındır Han, yakında bir şölen verecektir ve Dirse Han oraya gidince oğlu sebebiyle alaya alınacağını düşünmektedir. Boğaç Han, sabahtan akşama kadar obanın çocuklarıyla aşık oynayıp gününü gün etse de aslında babasının kendisinden utandığının farkındadır. Babasını yaşadığı bu utançtan kurtarmak ve kendi yiğitliğini ispatlamak için bir akşam evinden ayrılır ve alın yazısının peşine düşer. Kâh amansız bir boğayla güreşe tutuşur kâh babasını kurtarmak için kâfirlerle cenk eder… Ve tüm bunların neticesinde Boğaç Han’ın adı kahramanlıkları vesilesiyle unutulmaz olur.

“Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.” 

- Ord. Prof. M. Fuat Köprülü


Basım Ayı/Yılı : 11/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 9
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺94,80

Elinizde tuttuğunuz, asırlar boyunca farklı hayatların farklı maceraların yaşandığı bir İstanbul kitabı. Anıtlarla dolu Bizans İstanbul’unda hemen bütün seyyahların ilgisini çeken altın yelekli adam heykeli vardır. Dünyanın tüm servetinin dolup boşaldığı şehirdeki bu heykelin altında, “Bir sene bu şehirde kalırsan, sen de benim gibi altın bir yelek giyebilirsin” yazar.

Bu kısa cümle taşı toprağı altın İstanbul’un cazibesinin yüz yıllar öncesine kadar gittiğinin delidir. Bu şehirde doğan, bu şehirde var olan hemen herkesin macerası diğerlerinden farklı olmuş, bu şehirden hemen her geçen arkasında farklı izler farklı eserler bırakmıştır.

Bu kitapta asırlar boyunca bu şehirden gelip geçmiş, hala varlığını sürdürmeye çalışan, eserler bırakan, var olanları yaşatmaya çalışan farklı dinlerden ve dillerden onlarca insanın ve yapının hikayesini dinleyeceksiniz. Kimi zaman Bebek’ten Samatya’ya, Galata’dan Balat’a semt semt gezip yalıların, konakların, kiliselerin ve camilerin izini sürecek, kimi zaman fakir bir bezciyken Sultan İkinci Mahmud’un servetini yöneten Kazaz Artin’in yahut Rus İşgaline karşı İstanbul’u savunan Sultan Abdülhamid’in Mareşalı Deli Fuat Paşa’nın maceralı yaşamlarına şahit olacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 2/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,60
Tükendi

Türk tarihinin şifreleri hangi boylarda saklı?

Türklerin kara kutusu Töles boylarının önemi ne?

Türk ismiyle kurulan ilk devlet Göktürkler kimlerdir? Göktürk modeli, Türk yönetimlerine nasıl referans oldu?

Bilge Kağan, Türk milletine ne vasiyet etti? Yazıtları nasıl okumak lazım?

Türk ilinin yüreği Ötüken nasıl bir yer?

Papa Roma’yı esirgemesi için Attila’ya nasıl yalvardı?

Çin sarayını yanındaki yiğitlerle bastığı anlatılan Kürşad kimdir?

Türk ordusunun kuruluşu neden Mete’ye dayandırılıyor?

Türklüğe ait kavramlar ve semboller neler?

Bu kitapta Türk adının anlamından başlayarak yaşadıkları coğrafya, boyları, kurdukları devletler, inançları, kültür dünyaları ve sosyal yapıları, devlet yönetim şekilleri, Çinliler ile ilişkileri, destanları, orduları, şehirleri ve kahramanları, İslamiyet öncesi Türklere dair merak edilenleri Pelin Çift sordu, Ahmet Taşağıl cevapladı.


Basım Ayı/Yılı : 1/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 14 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺118,50
1 2 3 ... 10 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı