Yer, Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarih, 1 Mart 1994

İlahlar kurban istiyor. Mecliste sözde dokunulmazlık görüşmeleri yapılacak, sonra da dokunulmazlıklar kalksın mı, kalkmasın mı diye oylama yapılacak! Oysa bunlar birer formalitedir; devletin kapalı kapıları ardında verdiği karara hukuki bir kılıf uydurulacak...

O günlerde devletin kaptan köşkünde Başbakan Tansu Çiller, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş oturuyor. Onlar da Kenan Evren ve diğer devlet yöneticileri gibi siyaset defterini kanla yazıyorlar. Meclis her devirde olduğu gibi yine bir noter görevi görüyor, iradesi yok; ona düşen iş, devlet zirvesinin aldığı kararı onaylamak.

Milletvekili Ç. kürsüde konuşma yaparken yay gibi gergindir; titreyen sesinde zehir gibi bir acılık, bir çaresizlik okunuyor. İçinde kopan fırtınayı susturmaya, heyecanını belli etmemeye çalışıyor. Büyük hayallerle geldiği mecliste uğradığı şaşkınlığı, aldanmayı ve hayal kırıklığını söze döküyor. Ümitleri tarumar olmuş. Ç. de diğer Kürt milletvekilleri gibi tarihten ders çıkarmamanın bedelini ödüyor.

 


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 202
Ağırlık : 202
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

Demokrasimizin sürekli tehdit altında olması herkesi rahatsız ediyor. Yıllardır tekrarlanan “Bu seçimde kurtuluyoruz.” söylemi can sıkıcı bir hale geldi. İktidarlar geç de olsa değişiyor ama kayıkçı kavgası misali; yolsuzluk, arsızlık, kötü yönetimler devam ediyor... Sorumluluğu kimseye fatura edemediğimiz gibi, bir ömür boyu siyaset yapan aktörlerden de kurtulamıyoruz...
“Şimdi konuşmanın zamanı değil, hele bu AKP’den kurtulalım, sonra bakarız.” dersek, geçmişte yaşadıklarımıza benzer şeyler yaşamaya devam ederiz. Ülkelerin tarihlerinde suskunluklar; ne büyük savaşları engelleyebilmiş ne sorunları çözebilmiştir. Zor durumlarda, doğru davranışın ortaya konması için konuşma alanları açmalı, eleştiri ve öz eleştiriden korkmamalı, sorunların üzerine gitmeliyiz.
Peki, bunu becerebilir miyiz?
Başarılı olmanın yolu, eleştirdiğimiz yöntemlerden kaçınarak topluma bir alternatifin var olabileceğini göstermekten geçiyor...
Demokratik mekanizmalar kurmadan, karar mekanizmalarını en küçük yerel düzeyden başlayarak yurttaşlara açmadan, her düzeyde denge ve denetim mekanizmaları oluşturmadan hiç kimseye güvenilemez. Sorunlarımızdan kurtulmak için her düzeyde tek-adam yönetimleri ve yönelimlerinden kurtulmamız gerekiyor.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 109
Ağırlık : 109
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,60
Ivan Aleksandroviç Benediktov ile Söyleşi

Gazeteci V. Litov'un eski Tarım Bakanı Benediktov ile 1980 yılında yaptığı söyleşi,1989 yılında, yani Sovyetler Birliğinin dağılmasına iki yıl kala, herkesin çok konuştuğu ama göz gözü görmeyen bir ortamda, yüksek tirajlı Molodaya Gvardiya dergisinde yayımlandı.

Stalin ve Hruşçov hakkında lafı dolandırmadan ne düşünüyorsa söyleyen, tarım sorunlarına, kadro politikalarına, Moskova mahkemelerine ilişkin tarihsel değer taşıyan açıklamalar yapan Benediktov, söyleşinin ilerleyen bölümlerinde bir kehanette de bulunuyor: ülkemiz ikinci bir Hruşçov kaldırmaz! 

Gorbaçov ikinci bir Hruşçov muydu, daha ötesi miydi bu tartışılır ama Benediktov’un yıllar öncesinde öngördüğü doğrulanmışa benziyor. 


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 4
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺39,36

Büyük Ekim Devrimi’ne katılan kadınlar; kimdi onlar? İzole bireyler mi? Hayır, onlar çok kalabalıktılar; Kızıl Bayrak ve Sovyetler sloganı arkasında işçi ve köylülerle yan yana yürüyen on binlerce, yüz binlerce isimsiz kadın kahraman, çarlık teokrasisinin kalıntılarının üzerinden geçerek yeni bir geleceğe doğru ilerlediler...


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 142
Ağırlık : 142
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,70

Sosyalist planlamanın, “yeryüzünü ve insanı yeniden inşa sanatı” olarak komünizmin en kritik halkalarından bir tanesi olduğu söylenebilir. O hâlde bu “somut ütopyanın” tartışılmasının içinden geçtiğimiz karanlık dönemde gerçek umudun yeşermesine, yeni bir yaşam arayışına bir katkısı olabileceği söylenebilir…

Kapitalizmin tarihinin en ağır bunalımlarından bir tanesini yaşıyor olması ve bunun yol açtığı siyasi gelişmelerin sosyalist planlamanın temel sorunsalıyla yakından, hem de çok yakından ilişkili olduğunu görmek gerekiyor. Sosyalizm ve onun yeni yaşamı kurma pratiğinin en önemli silahı olan planlama, bugünkü koşullarda alabildiğine güncel; kanımca içinde yaşadığımız gericilik döneminden çıkışın, burjuva varoluşunun çıkışsızlığını aşmanın anahtar kavramlarıdır…

İdeolojiyi, siyaseti ve ille de ekonomiyi ilgilendiren her mesele ya da daha doğru ifadeyle sınıflar mücadelesindeki güncel gelişmeler sosyalist planlamanın sorunsalıyla doğrudan ilişkilidir… Planlama kavramının ne şekilde manipüle edildiğini tartışmak günümüzde planlamayı yeniden düşünmek açısından önem taşıyan bir başlıktır. Zira bu tartışma, planlamanın temel sorunsalını yeniden düşünmek konusunda daha sağlıklı kaynaklara, daha doğru referans noktalarına ulaşmamıza yardımcı olacak, kavrama bulaştırılan kirden bir nebze de olsa arınmamızı sağlayacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 281
Ağırlık : 281
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

“Hayatın pınarı boşandı dizginlerinden. Kaynağında fokurdadı gürültüyle… Dağların bağrına gömülenler dile geldi. Mamak kışlasında evi yıkılan bir at şahlandı, Toroslara kadar koştu. Vakitler arasında fecri bildi, kendine sırdaş eyledi. Bir Türkmen beyinin yanına sürüdü ayaklarını. Âşık Musa’ya evladını değil, veliyi sordu. Beyi, toprağın altında bırakıp yüklendi sırtına vezinleri, koçakları. Yükü arttıkça ezilmedi altında, genişletti sağrısını. Civardan koştur koştur gelenlere hem kendi kişnedi hem evveli hem de ahiri. Gül atan dostlara tek bir ağacı değil, cümle ormanları gösterdi.”

Ahmet Antmen, “Suda Halkalar Vardı” ile beş yıl sonra ikinci romanıyla okurla buluşuyor. Roman; iktidarın yerleşik düzenine itirazı olanların izdüşümlerini, diri bir bellekle yaşam sürdürmenin çelişkisini, gerçeğe yakın mekânlar ve insanlarla bir araya getiriyor. Şiirsel bir dille, sürükleyici bir okuma sunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 250
Ağırlık : 250
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

Sovyet Öyküleri serimizin üçüncüsü olan bu kitap; İrakli Andronikov’dan “Portre” ve Aleksander Tvardovski’den “Sobacılar” olmak üzere iki kısa öyküden oluşuyor. İrakli Andronikov’un Portre isimli öyküsü, Rus yazar ve şair Lermontov’un hayatının ve eserlerinin tutkulu bir araştırmacısı olan öykü karakterinin, eski bir resmin peşinde geçen uzun serüvenini anlatıyor. Tutkusu ve heyecanına okuru ortak eden öykü, Lermontov’un yaşamına dair biyografik bilgiler içeriyor. Aleksander Tvardovski’nin Sobacılar öyküsü; hangi yöntemle yakılırsa yakılsın iyi sonuç vermeyen bir sobanın yeniden yaratılma sürecini anlatıyor. Göğsü madalyalarla dolu bir savaş kahramanının bu süreçteki emeğine, efsaneler ve masallarla bilinen “sobacılar”ın gizemli ve tuhaf mesleklerine yakından seyrin kapılarını aralıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 74
Ağırlık : 74
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺32,80

"Bilim tarihinin çoğu örnekte ‘meraklı ve üstün zekâlı’ insanların yaptığı keşif ve icatların bir araya
getirilmesinden oluştuğunu görüyoruz. Bu meraklı ve üstün zekâlı insanların; toplumun geri kalanı ile olan
ilişkisi, toplumsal süreçlerden nasıl etkilendikleri, yaşamlarını nasıl kazandıkları, bir tarih dilimindeki toplum
gereksinimleri ve bilimsel bulgulardan en çok hangi toplumsal kesimlerin yararlandığı hemen hemen hiç konu
edilmiyor. Adeta ‘bilim’ toplumdan bağımsız bir kategoridir.

Peki ‘Evrim Teorisi’nin 19. yy İngilteresi’nde ortaya çıkışı bir tesadüf müdür?

Bir bilim insanının biyografisi üzerine çalışmak, konu edilen kişinin yaşamını sürdürdüğü tarihsel bir dönemi
üzerine de çalışmayı gerektirir. O dönemi belirleyen bütün iktisadi, siyasi, ideolojik toplumsal olaylar ve sınıf
mücadeleleri seçilen bilimcinin yaşamı ve üretimi üzerinde belirleyici olacaktır. Tabii ki bilimcinin ürettikleri de
çağını etkileyecektir, etkileşim karşılıklıdır ama başlangıç noktası tarihsel ve toplumsal gelişmeler olmalıdır.
Bilim tarihinin neresindeyiz sorusu tarihselci yöntem olmadan yanıtlanamaz."


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 338
Ağırlık : 338
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺106,60

Why didn’t revolutions in other countries follow the socialist revolution that took place in Russia in
1917? Why didn’t humanity use the great opportunity of the 1920’s to get rid of capitalism eternally?

In order to come up with the answer to this question, we are going to the three cities, upon which the shadow of the revolution was casted; and back to year 1920, which was as long as a century. In order to understand and drive lessons…


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 368
Ağırlık : 368
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,00
Tükendi
İlk Sovyet Kozmonotunun Notları

“İnsanların nesiller boyu hayal ettiği şeyi ilk gerçekleştirecek kişi olmak, insanlığın uzay yolculuğunun önünü açmak…

Bu sorumluluk sadece bir kişiye ya da birkaç kişiye yahut da bir grup insana karşı değil. Bu, bütün Sovyet halkına, bütün insanlığa, bugünümüze ve yarınımıza karşı bir sorumluluk.

Bu uçuşu yapmaya karar vermişsem, bu yalnızca komünist olduğum içindir ve yakın geçmişimiz, ülkemin insanlarının, Sovyet halkının, eşi görülmedik kahramanlıklarıyla dolu olduğu içindir.”

Yıldızlara Çıkan Yol, tarihler 12 Nisan 1961’i gösterirken, Vostok uzay aracına binişi öncesinde bu sözleri sarf eden Yuri Gagarin’in otobiyografik kitabıdır. Kitap, Bir Numaralı Kozmonot Gagarin’in hayatını ve bu uçuşu mümkün kılan koşulları gözler önüne seriyor. Bu kapsamıyla Türkiye okuyucusu için bir ilk olma özelliği gösteriyor.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 218
Ağırlık : 218
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

“Marksizm, tarih üstü olduğunu iddia eden bir doktrin değil, hareket halindeki tarihe nasıl devrimci biçimde müdahale edilebileceğinin bilimidir. Yani Marx’ın eserleri daima “kafada sorularla” okunmalı; güncel, somut sorunlara devrimci yanıtlar üretmenin aracı olmalıdır. Bu kitaptaki makaleler, “Marx aslında ne demek istemişti?” sorusu etrafında şekillenmedi. Marx’ın yazdıklarının yerine okunacak özetler olarak yazılmadı. İddiamız “en doğru okumayı” sunmak ya da bir çeşit “gerçek Marksizm” çerçevesi çizmek değil, belli bağlamlarda tartışmalar açmak. Bu şekilde yaklaşıldığında, hiç de tesadüfi olmayan bir biçimde, Marx’ın düşüncesinin kendi tarihsel gelişimini de belli bir bütünlük içerisinde sunmuş oluyoruz. Bu bütünlük, kitabın ruhunu oluşturuyor.”


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 220
Ağırlık : 220
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

“Yıllar önce değişik toplumsal sınıf ve katmanlara mensup insanlar olarak ülkemizde sosyalizmi kurmak amacıyla bir araya geldik. Birbirimizi hiç tanımıyorduk. Bizleri bir araya getiren sınıfsız, sömürüsüz bir toplum yaratmak idealiydi. 1960’lı yılların sonlarından başlayarak, özellikle ‘73 Atılımı’ sonrası TKP’ye ciddi bir yönelim ve katılım gerçekleşti. Dönemin koşullarında Marksizm Leninizm’i ve sosyalist devrim teorisini tam olarak anlayamamış, anladı ise de yanlış anlamış, kendisini devrimci olarak kabullenmiş fakat ideolojik konularda sosyal demokrasiden öteye gidemeyen, devrimden ne anladığı muğlak, en keskin olanın bile devrimden anladığı, burjuvazinin millî ve yerli olanıyla birlikte gerçekleştirilecek ‘Millî Demokratik Devrim’ olan kişiler de ya tesadüfen veya arkadaş çevresi etkisiyle Partiye katıldılar. Bir süre sonra bu unsurlar Parti içinde sağ-sol tartışmasını tetiklediler.”

Burada “Parti Yolunda” yaşanmış, adanmış bir hayatın kısa bir özeti var. Anı niyetine okuyabilirsiniz, lezzetlidir. Tarih niyetine de okuyabilirsiniz, öğreticidir. Ama bence başka türlü de okunabilir, parti okulunda özenle tutulmuş ders notlarıdır burada anlatılanlar. Parti Yolunda olanlar daha dikkatli ve özenli okumalıdır.

Orhan Gökdemir


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 302
Ağırlık : 302
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40

“İç/dış politikasını ‘komünizmle mücadele’ üzerine kuran bir emperyalist devlet olarak burnunun dibindeki küçücük bir adanın sosyalist olması hazmedilir bir durum değil ABD için... İlk günden beri, zaman zaman dozu düşer gibi olsa da iki ülke yıllardır ABD kaynaklı bir ‘savaş’ içinde. ABD bu savaşta Küba’ya karşı her aracı kullanıyor. Medyasıyla, akademisyeniyle, ‘solumsularıyla’.

Çok yakın bir tarihte (Temmuz 2021’de) patlak veren gösteriler nedeniyle Küba bir kez daha dünya gündemine geldi. Sadece emperyalistlerin değil, kendilerini solda gören kimi çevrelerin de ‘değişim’ beklentisine girmelerine yol açan gösterilerdi bunlar. Farklı, bambaşka bir ‘manzara’ çizildi karşımızda. Oysa öyle değildi...”

Mustafa K. Erdemol Küba tarihinde yaptığı özlü yolculukta geçmişten bugüne doğru yol alırken, sosyalist ilkelerinden vazgeçmeden “tarih” yazan Kübalıların hafife alınmaması gerektiğini” hatırlatıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 134
Ağırlık : 134
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺53,30

Nicolás Guillén Batista
“…
Selam sana, bayramlıklarına bürünen ülkem; sör ve madam, selam sizlere de; selam sana balta girmemiş ormanda yeşeren yeni yaşam; selam sana şafakla tutuşup caddede şarkı söyleyen genç adam.
Selam sana, ey damarlarımı kurutan toprak, avuçları çatlatan mısır koçanı, çıngırakları zaferin…
Tarlada yağmur kokusu taze.
Bir kara kafa ve bir de sarışın taçlanarak aynı defnenin yapraklarıyla, birlikte yürürler aynı yolu.
Yeşil mi yeşil ortalık. Turquino tepesinde şakır bülbül…
Selam sana, Fidel”

Kendisi de devrim kahramanları arasında yer alan Nicolás Guillén’in, 1 Ocak 1959 tarihinde zafere ulaşan Küba Devrim’i sonrasında yaşanan görkemli olayları dile getirdiği şiir ve düz yazılardan oluşan bu çalışma, Fidel Castro Ruz’un gerçekleştirdikleriyle ve kişiliğiyle hak ettiği saygınlığa atfen hazırlanmıştır…


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 145
Ağırlık : 145
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺53,30
Türkiye Komünist Partisi Arayış Yılları

Türkiye Komünist Partisi’nin tarihine, tamamlandığında dört cildi dolduracak olan Parti Tarihi’nin ikinci kitabıyla devam ediyoruz. Artık yeni Türkiye’nin kuruluşu tamamlanmıştır. TKP oturmakta olan düzene karşı yürüttüğü mücadeleyi tutarlı bir strateji olarak tanımlamalıdır.

Bunun için bir dizi sorun eşanlı olarak çözülmeliydi. Kemalizm gericiliğe karşı mücadelesinde desteklenmeliydi. Ama aynı siyasi iktidarın sınıf karakteri açık olduğu gibi, CHP emekçi halk kitlelerini devrim sürecinin dışında tutmakta son derece kararlıydı. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin emperyalizmin anti-Sovyet huruç harekâtına katılmaması Sovyetler Birliği ve Komintern için kritik önem taşıyordu. Ama iktidarın emperyalizmle ve gericilikle uzlaşma eğiliminin karşısına TKP dikilmeliydi. Öte yandan Ankara komünist hareketi her tür baskıyla yer altına ittiriyordu. İşçi sınıfı ise hem zayıf hem deneyimsizdi…

TKP’nin stratejik arayışları ve çıkış denemeleri hep sürdü ve güçlü bir sonuç vermedi; Parti bir kalkışma örgütleyemedi… Ama TKP bu uzun tarihsel dönemde işçi sınıfının, aydınların ve gençlerin örgütü olarak kimlik kazandı. Türkiye kapitalizmi Cumhuriyet değerlerine bir bir yabancılaşırken TKP laikliğin, aydınlanmanın ve bağımsızlığın biricik sahibi olarak şekillendi.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 394
Ağırlık : 394
En / Boy : 17 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺114,80

Marx ve Jakobenler, Karl Marx’ın Fransız Devrimi’nin en keskin dönemine öncülük eden Jakobenlere bakışını çözümlemektir. Kitap, Marx’ın Jakobenlere yaklaşımının olası bütünlüğünü sorgulayacak ve böylesi bir bütünlüğü mümkün kılan bir yöntem önermeye çalışacaktır.

Marx ve Jakobenler, Büyük Fransız Devrimi’nin Jakoben kesitine Marx’ın bakışını tüm yönleriyle ortaya koymayı amaçlamakta ve buradaki bütünlüğün yakalanabilmesi için bir yöntem önermektedir.

Yazara göre, Marx’ın Jakobenlik yaklaşımında belirli sınırları olan ve ilk bakışta vektörlerinin birbirlerini kestiği izlenimini veren farklı soyutluk düzlemleri vardır. Marx bunların ötesinden Jakobenlere bakarken çok temel bir ayrıma gitmiştir: Teori ve pratik. Bir “erdem cumhuriyeti” ya da “halk egemenliği” ideali olarak okunabilecek Jakoben teori ve program, tüm ilericiliğine karşın, Marx’a göre insanlığı evrensel kurtuluşa götüremez; bu bakımdan “eskimiş”tir. Öte yandan, Marx için 1793-94’teki Jakoben pratiği kendi tarihselliğini aşan bir deneydir; dahası, hiçbir devrimin çekiminden çıkamayacağı bir siyaset hazinesidir. Öyle ki, Marx bir Jakobendir…


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 308
Ağırlık : 308
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40
Türkiye Komünist Partisi’nin Kuruluş Dinamikleri

Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluşunun üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçti. Parti Tarihi çalışması bu tarihin, barındırdığı süreklilikler ve kopuşlarla ele alınmasını amaçlıyor.

1.Cilt, Osmanlı döneminde ortaya çıkan ilk sosyalist örgütlenmeler ve işçi hareketlerinden, “Parti’nin tarih öncesinden” yola çıkıyor. Türkiye komünist hareketinin ortaya çıkışı, Osmanlı dönemindeki sosyalizmden kopuşla birlikte gerçekleşiyor. Bu kopuş, ulusal kurtuluş mücadelesine, ülkenin yapısal dönüşümüne eşlik ediyor. Komünist hareketin genç Cumhuriyet döneminde yaşadığı deneyim, hem bu dönüşümden hem de kaçınılmaz olarak Cumhuriyet’in Sovyetlerle ilişkilerinden doğrudan etkileniyor. Bu cilt 1927 Tevkifatı’na kadar yaşanan süreci irdeliyor.

Bu çalışma, belgelere dayanıyor; ama belge yayıncılığı kaygısıyla yürütülmüyor. Polemik amaçlanmıyor; ama yaygınlık kazanmış saldırı ve tahrifatı yanıtlama hedefi de güdülüyor. Zira Parti’nin tarihini yazmak, Parti’nin sosyalizm için verdiği mücadelenin, bugünkü mücadelesinin bir silahı aynı zamanda.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 298
Ağırlık : 298
En / Boy : 17 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40
Cilt 3-2020 Bilim ve Aydınlanma Akademisi

Dünyada ve Türkiye’de kapitalist düzenin ürünü olan felaketleri yaşadığımız bir yılı geride bırakıyoruz. 2020’ye umutla giren milyonlarca kişi haksız ve önlenebilir hastalıklar, kazalar ve savaşlar nedeniyle bu yılı tamamlayamadan yaşamlarını yitirdiler. Olağan dışı zamanlardan geçiyoruz. O kadar olağan dışı bir yıldı ki düzenli olarak ayda bir kez toplanan Madde Diyalektik ve Toplum Yayın Kurulu Şubat ayından sonra yüz yüze toplantı yapamadı. Dergi ise zor koşullara rağmen gelişimini sürdürdü ve ortaya önceki yıllara göre daha olgunlaşmış bir cilt çıktı. Bu ciltte Madde, Diyalektik ve Toplum, gericilik tarafından unutturulmaya çalışılan Sovyet bilim tarihi konusunda önemli bir yol aldı ve Sovyet bilim tarihi üzerine ilk kez belgeye dayalı yazılar yayımladı. İkinci olarak, genişleyen ve deneyim kazanan yazar kadrosu ile daha önce Türkiye’de bu derinlikte ele alınmamış başlıklarda dosyalara yer verdik. Türkiye’den ve dünyadan bilim insanları ile önemli söyleşileri de Türkçe ve İngilizce olarak yayınlamayı sürdürdük. Okuyucularımızdan ise bu yoğun çabanın hakkını vermelerini rica ediyoruz. Dergide açtığımız her dosya yeni katkılara açık ve kapanmıyor, seçtiğimiz konular geliştirilmek üzere akan ırmaklar gibi. Daha dikkatli bir okuma ile geri bildirim ve konuyu derinleştiren makale başvurularınızı bekliyoruz. Ve 2021’de bilim ve aydınlanma dolu günler diliyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 412
Ağırlık : 412
En / Boy : 22 / 30
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺180,40

150. yaşında Rosa Luxemburg’a Armağan!

“Berlin’de düzen hüküm sürüyor! Sizi budala zaptiyeler! Kum üzerine kurulu sizin “düzeniniz.” Devrim daha yarın olmadan; “zincir şakırtıları içinde yine doğrulacaktır!” ve sizleri dehşet içinde bırakıp, trampet sesleri arasında şunu bildirecektir:

‘Vardım, Varım, Varolacağım!’”

Rosa Luxemburg’un 150. yaşına armağan olarak hazırladığımız bu genişletilmiş baskıda ana metne ek olarak;

– Mesut Odman tarafından kaleme alınan “Devrimci Rosa’dan Büyük Ekim Devrimi için notlar” bölümünü,

– Rosa’nın cesaret, inat ve azim dolu devrimci yaşamının dünyadaki ve Almanya’daki gelişmelerle karşılaştırmalı kronolojisini ve

– “Yarım kalan kopuşlar: Sosyalizmin kızıl Rosa’sı” bölümlerini bulacaksınız.

Rosa Luxemburg, Rus Bolşevikleriyle güçlü polemiklere girişen Marksistler arasında Sovyet iktidarına dost kalmayı becerebilmiş ender devrimcilerdendir. 1919’daki erken ve trajik ölümü nedeniyle son haline getiremediği bu önemli notlarda da görüldüğü gibi Rosa, Rus Devrimi’ni değişik yönlerden ele alıyor, Bolşevik deneyin evrensele nasıl taşınacağı sorusuna yanıt arıyor ve gelişmiş kapitalist ülkelerde devrimci mücadelenin Rusya’dakinden farklılaşacağı noktalar üzerinde duruyordu. Rusya ile Almanya arasındaki ayrımları abarttığı oranda Ekim Devrimi’ni anlamakta zorluk çeken ama bir dizi başlıkta da bu devrimi en iyi anlayanlardan biri olan bu büyük düşünür ve eylemcinin “devrim notları” mutlaka okunmalı…

 


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 4
Sayfa Sayısı : 86
Ağırlık : 86
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺36,90

“Mahmut Dikerdem’in anıları Hariciyeyi anlamak için paha biçilmez bir kaynak. Türkiye’nin dış politikasına ve Hariciye mesleğine eleştirel bakabilen bir gözün anlattıkları, bugüne kadar bakanların ve elçilerin anıları dışında büyük ölçüde gizli bir kutu olarak kalan Hariciyeyi anlamak için çok kıymetli. Devletin kurumlar ve kadrolar bütünü olduğu düşünülürse Türkiye Cumhuriyeti devletinin dış politikasını yürütenlerin öncelikleri, meslek alışkanlıkları, akıl yürütme biçimleri özellikle önem taşıyor. Dikerdem’in anıları bugüne kadar Hariciyecilerin yazdığı anılar arasında bu açıdan en tatmin edici olanı dersek abartmış olmayız.

Marksist bir Hariciyecinin nasıl olup da Türkiye Cumhuriyeti’ni dışarıda temsil eden en yüksek kademeye, büyükelçiliğe terfi edebildiği ve bu kritik görevi uzun yıllar sürdürebildiği kitabın bize sordurduğu soruların başında geliyor.” 

Doç. Dr. Cangül Örnek


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 185
Ağırlık : 185
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,60


“Çilekeş bir Yunan tanrısı gibi, avuçlarında yılanlarla doğmuştu. Hayal meyal hatırladığı bir büyük yangın, aklına geldikçe hâlâ ciğerlerini yakan… Sorsalar Smyrna’lıyım derdi demesine ama daha iki yaşındayken terk etmek zorunda kaldıkları bu şehre dair pek bir şey hissetmiyordu. Onun için İzmir babasının dinmeyen özlemi; yüzünü bile hatırlamadığı ablası Selini ise, odasında gizlice ağlayan annesinin hıçkırıklarıydı. Böyle anlarda elinden bir şey gelmemenin çaresizliği içinde evden çıkıp giderdi. Babası pek renk vermese de hiç kabullenememişti bu zorunlu sürgünü. Yeniden kök salmak, başka bir toprağa alışmak... Tanıyordu onu, yapabilecek olsa bile bunu istemediğini biliyordu. Geçmişine, anılarına ve orada bıraktığı küçük kızına ihanet etmek sayıyordu böyle bir yeniden başlamayı. Eğer Nikos ve yoldaşları başarabilirlerse bundan sonraki kuşaklar kendilerini tekrar yurtlarında sayabilirlerdi ama bu yaşlı İzmirli için artık yapacak pek bir şey yoktu.”


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 100
Ağırlık : 100
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,10
Osmanlı'dan Günümüze Bir Tarz-ı Siyaset Olarak Cinayet

“Faili Meçhul Cinayet” ülkemizde “tarz-ı siyaset”in olağan bir parçası olmakla birlikte çok az araştırılmış bir kavram. Bilindiği varsayılıyor ve tahmine dayalı sayılar havalarda uçuşuyor. Bu çalışmada 1900 faili meçhul cinayet ve kayıp listeleniyor. O listenin gösterdiği tartışmasız bir iç savaş iklimidir.

12 Eylül darbesinin öngünlerinde zirveye çıkmıştır. Demek ki bir hazırlıktır. Bir de 1990’lı yıllar sayıları itibariyle korkunçtur. Bu veriler, devlet adına hareket eden birtakım yapıların iplerinin tamamen salındığının delilleridir. 1960’lı yılların sonunda başlayan ve 2000 yılına kadar aralıklarla devam eden bir süreçten söz etmeliyiz belki. 1960’lı yılların sonunda solcu öğrencileri vurarak başladılar. 1990’lı yıllarda çoğunlukla ezilen Kürtlere yöneldiler. Demek, siyasal cinayetlerle düzenin ihtiyaçları arasında bir bağ var.

AKP’li yıllarda artık olmayacağı sanılıyordu. Cumhuriyeti yıktılar, laikliği tepelediler ve oluşan karanlıkta cinayet iklimi yeniden filizlendi. Tabii o sırada ülke de tamamen çürüdü. Uyuşturucu tacirleri ve karanlık politikacılar, mafya eskileri ve polis şefleri ayrımsız birer “siyasal” kimliğe büründü. Devlet çeteye dönüşünce, çete de siyasallaşır. Düzen ise artık “enternasyonal” bir haldedir. Haliyle cinayetleri de düzeni de ABD’siz, NATO’suz düşünemiyoruz.

Burada yurdumuzun kanlı karanlık tarihi var. Karanlığı, aydınlık yurttaşlarımızı öldürerek ördüler. Cinayetlerin asıl hedefi halkımızdır, emekçi sınıfımızdır. Suçları görülmesin, öğrenilmesin diye karanlıkta bırakıyorlar, failleri karanlıktadır. Faili Meçhul Cinayetler Tarihi o karanlığa tutulan bir ışıktır. 


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 273
Ağırlık : 273
En / Boy : 16,5 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,20

İnsan hakkında hep birbirine benzer öyküler anlatılıyor: "İnsan kötüdür, insan şiddet düşkünüdür, insan ekolojik seri katildir, insan bencildir..." Öyle ki, sanki Afrika savanalarında hiç iki ayağımızın üzerine doğrulmuş olmasak; alet yapmamış, bilinçlenmemiş, birbirimizle konuşmaya başlamamış, ateşler yakıp başında oturmamış, tohumu evcilleştirmemiş, uygarlıklar kurmamış, kısacası insanlaşmamış olsak, en iyisi olacaktı.

İnsanların en kötüleri, insanlara kendilerinden ve geri kalan herkesten nefret etmeyi öğretiyor.

Nevzat Evrim Önal bu kitapta, bu öykülere karşı bir öykü yazıyor. YuvelNoahHarari ya da Richard Dawkins gibi bir yandan insanın kötücül olduğunu iddia eden, diğer yandan ise günümüz toplumunun (her nasılsa) "mümkün olanların en iyisi" olduğunu iddia eden ideologların karşısına; daha iyi bir toplum ve kendi varoluşuyla daha barışık bir bireyi inşa edebileceğimiz iddiasıyla çıkıyor. Bunun için, insanın uzun tarih yolculuğu boyunca toplum ve bireyin birlikte gelişimini takip ediyor ve bugün bulunduğumuz, pek de övülmeye değer olmayan noktaya nasıl geldiğimizi, bir çıkış arayarak inceliyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 360
Ağırlık : 360
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺106,60

Liberalizm Türkiye’de kendi sınırlarının çok ötesine geçti, bir yandan solu düzen adına ıslah ederken diğer yandan milliyetçilik ve İslamcılık gibi, 1960 ve 70’li yıllarda karşı-devrimci bir misyonla hareket eden akımların “merkez”e yerleşmesine yardımcı oldu. Bununla da kalmadı, Türkiye’nin köksüz ve sonradan icat olan sosyal demokrasisinin sermaye düzeninin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılandırılıp sağcılaştırılmasında rol üstlendi.

Yeni CHP’nin etrafı fena halde kirleten yakıtı, liberalizmdir.

Peki bütün bunları nasıl becerdi liberalizm?

Kitapta bu sorunun yanıtını bulacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 308
Ağırlık : 308
En / Boy : 16,5 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺106,60

Gerçek Bir Hayat Hikâyesi

“İnsan tuhaf bir varlıktı. Zamana ve ortama göre bazen bir serçe kadar ürkek ve mecalsiz, bazen de hırçın bir dağ gibi sert ve baş eğmez oluyordu. Bazen ölümden köşe bucak kaçardı, bazen de ölümü rahat bir yolculuğa çıkacakmış gibi sakinlikle karşılardı. Başka zaman ölüm düşüncesi herkes gibi onu da ürpertirdi. Ama şimdi öyle değildi. İçinde bir ses, “Kelepçe mi, yoksa ölmek mi?” diye soruyordu. O, “Ölmek!” diye cevap veriyordu.”

Mahmut Alınak’ın gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkarak yazdığı DEĞİŞİM, iki abisini çatışmalarda kaybeden hapisteki Çınar’ın değişim serüvenini anlatıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 124
Ağırlık : 124
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺49,20
Eğitimde Toplumsal Çıkmaz

Son yıllarda yaşananlarla birlikte eğitim kamusal niteliği yok edilerek piyasalaştırılıp özelleştirildiğinde, öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin nelerle karşılaşabileceği tüm toplum için daha net görünüyor. Bilimsel ve laik eğitimden uzaklaşmak çocuklarımızı akılcılıktan, düşünmekten ve yaratıcılıktan koparırken, onların bütünsel gelişimini engelliyor, toplumun sorgulama, değiştirme ve dönüştürme iradesini zayıflatıyor.

Çocuklarımızın geleceği ailelerinin sosyal, ekonomik ve sınıfsal konumlarına göre şekillenirken, farklı boyutlarda eşitsizlikler artıyor, veliler, imkanı varsa parasını da verip köşe bucak bilimsel ve laik eğitim veren okul aramaya koyuluyor.

Eğitimin krizi giderek derinleşiyor, eğitim toplumsal bir çıkmaza giriyor.

Bu kitap AKP iktidarları döneminde eğitim alanında olup bitenleri çeşitli boyutlarıyla irdelerken, bu dönemin bütünsel bir değerlendirmesini yapıyor. Kitap çocuklarımızın haklarını savunmak ve korumak için, kamusal, bilimsel ve laik eğitim hakkının öneminin anlaşılmasına ve konunun toplumsal bir gündem olarak tartışılmasına katkı koymayı hedefliyor.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 392
Ağırlık : 392
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40
İstanbul’un Toplumsal Mücadeleler Tarihi

İstanbul şehri, şehri İstanbul...
İmparatorlukların başkenti olmuş, dünyanın en eski şehirlerinden biri...
Roma'yı, Osmanlı'yı, Cumhuriyet'i görmüş, kavgamızın şehri. Dolayısıyla yalnızca güzellemelerin değil, uğruna mücadeleler verdiğimiz emeğin de şehri. İstanbul deyince, bizlerin deneyimlerini, anılarını yok saymak mümkün mü? Yüzlerce yıllık mücadelelerden; haklıdan, ezilenden, yoksuldan yana; adalet, özgürlük ve eşitlik için verilen mücadelelerden bahsediyoruz.
Köle, Kul, Amele bu mücadeleyi verenlerin Eski Saray'ın etrafındaki, Ayasofya'nın yanı başındaki
Hipodrom'daki, Beyazıt Meydanı'ndaki, Saraçhane başındaki, kent gelişip genişleyince sur dışına çıktığımızdaTaksim Meydanı'ndaki sanayi ile daha da genişlediğinde Boğaz'ın köylerindeki, tütün ve tramvay işçilerinin grevlerindeki, Kazlıçeşme'deki, Kartal'daki, Paşabahçe'deki, Kadıköy'deki, kısacası şehrin tüm dokusuna yayılmış maceralarına odaklanıyor. Saraylara, ezenlere, hakkımızı vermeyenlere ve zalime karşı ayaklananların haklı mücadeleleriyle dolu şehrimizin toplumsal mücadeleleriyle dolu şehrimizin toplumsal mücadeleler tarihinin panoramasını sunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 326
Ağırlık : 326
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40

Taksim Meydanı’nda imza masasının ziyaretçisi bir tartıcı çocuk, plazalarla çevrili yaşamla uyumsuz bir beyaz yakalı, sepetinde kalanları eylemcilere veren bir limon satıcısı, mücadelenin estetiğinin arayışında birbirlerine sevdalarını keşfeden iki genç insan, Ankara sokaklarında pişmanlığın esiri olmak yerine umudu kovalayan bir doktor…

Düş Değil…

Gündelik sıradan hayatın da, büyük eylem günlerinin de içindeki, yanımızdan geçip giden insanların öyküleri…

“Yukarı yürüdü. Kaldırımlarda baharın ha bitti ha bitecek, yazın ise eli kulağında kokusunu bir müjde gibi sunan ağaçlara baktı. Derin derin çekti içine bu taze havayı. Çocuklar okullarından çıkmış, kahkahalarla şakalaşarak yürüyordu. Ballıbaba’nın köşesindeki çiçekçinin önünde kediler oynaşıyordu. Berber Ali’nin iki koltuğu yine doluydu. Yaşı ilerlemiş olanlar balkonlarda ya da bina önlerindeki küçük bahçelerde ılık akşam güneşi ile kemiklerini ısıtıyor, işlerinden dönenlerin yolunu gözlüyorlardı. Semt kreşinden çıkan çocuklar anne babalarının ellerinden tutmuş, “uçtu-uçtu”ya başlamışlardı bile.”


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 76
Ağırlık : 76
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺32,80
Anımsamalar

Kararsızım, yaygın kullanımıyla “78’liler” mi doğru, daha seyrek kullanılan “74’lüler” mi, yoksa üç aşağı beş yukarısıyla “60’lılar” mı demeli? Yaşayanlarla mı tanımlanmalı, yaşananlarla mı bir kuşağın yılca adlandırılması? Önemli olan bu değil, “bizim kuşağın” yaşadıklarının tekrarlanmasının imkânsız oluşu. Ortam, genel atmosfer bir gün çok benzer hale gelebilse de, o nesnel koşullar, o iklim, bir daha yaşanamaz. O insanlar bir daha yaşayamaz. Anlatmaya yelteniyor, en fazla sezdirebiliyor, arşivleştiriyor, bir nebze belgeselleştiriyor, ama bugünün koşullarında, o insanların algılanması açısından çaresiz kalıyorsunuz. Hele o kahrolası nostalji küçültücülüğü! Hele o kenara çekilenlerin çirkin “hey gidi”ciliği! “O insanlar” dedim. Her şey silinsin isterse, bu kalsın.

“Buhar inkılâptır. Buğu inkılâbın öksüz çocuğu. Buhar korkutucu bir gücün ortalığa çıkmasıdır. Buğu, ince bir tabakanın soğuk yüzeylere tutunması. Buğu, hep buharı özler, onun çelimsiz parçası olarak yolunu kesiştirir.

“Cümle libastan soyunmuş, üryan, zâmirin aşikâr etmiş girdiler kavgaya bizim çocuklar ve buğu, encam tavı gelsin demirin diye yürüdüler uğultulara. Erişsindi su galeyan noktasına, doğrulsundu yedi kat yerin altından onlar. Buğu özlüyordu suyun buhara inkılâbını, bir el üstüne bir kalp mi çizer, silip dışarıya mı bakar, ne fark eder…

“Böyle bir demdi o, biz de o dem, bilmemkaç numaralı bildiride adı geçen çocuklardık.

“Buğu bizden bir yaş büyüktü…”


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺49,20
Emperyalizmin Krizi, Uluslararası Değer Zincirleri ve Çin'in Yükselişi

“ İçinde yaşadığımız dünyada insanın akıl sağlığını koruması çok zor. Herkes gibi ben de zorlanıyor, aklımı başıma toplayabildiğim zamanlarda ve aklıma güç vermek için yazıyorum. Yazmak, burnumun ucundan ötesini görmemi, ağır ağır dönen ve her defasında tanımakta zorlandığım, bana yepyeni görünen dünyaya bakmamı sağlıyor.

Yepyeni derken, buna olumlu bir anlam yüklemiyorum. Anlaşılması zor, yabancı, hatta ürkütücü bir yenilik kastettiğim. Kendisi ürkütücü olsa da insani duyguların her geçen gün daha da küntleştiği bir dünya… Aklımın duygularla arası hiçbir zaman iyi olmadı; şimdi de değil. Biraz da bu yüzden bu tuhaf, yabancı ve ürkütücü dünya beni korkutmuyor. Ona yeniden baktığımda, bakabildiğimde, yine tanınamaz halde olacağını biliyorum. Ama yine korkmayacağım. Çünkü burnunun ucunu görememek, bazen ufkun ötesini görebilmenizi sağlıyor. Bu garip dünyanın çarpık ufkunun arkasında umut var. Bana kalırsa görmeyen gözlerimizin, yitirdiğimiz aklımızın, körelmiş duygularımızın ötesine geçmemizi sağlayacak olan da onun sezgisi.

Somut olana ve onun karmakarışık doğasına diktim uzun süredir görmeyen gözlerimi. Karmaşayı dağıtabildim mi, somutu daha anlaşılır kılabildim mi bilmiyorum. Ama bu kitabın bende bıraktığı tek gerçek iz, umudun sezgisi oldu. Bunu paylaşmak istedim.”


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 268
Ağırlık : 268
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

AKP sağlıkta başarısız. AKP’nin sağlıktaki performansı açık ara negatif. AKP Türkiye ‘sinde sağlık düzeyi, eşit miktarda kişi başı gelire sahip diğer kapitalist ülkelerin çok gerisinde. AKP Türkiye ‘sinde sağlık Avrupa ve OECD ile karşılaştırılamayacak kadar kötü. Daha düşük gelirli komşu ülkeler bile, pek çok sağlık göstergesinde AKP Türkiye ‘sini geride bıraktı. AKP, olanaklı olduğu halde, sağlığa yeterli kaynak ayırmıyor, sağlığa tahsis ettiği kaynakları ise verimsiz işlerle heba ediyor. AKP ‘nin sağlıkta yaptığı sağ popülist politikalarla halkın gözünü boyamak, sağlık sistemimizi şirketleştirerek sağlık burjuvazisine para kazandırmak. AKP ‘nin “kazan kazan” ‘ı sağlıkta bu stratejiyle hayat buluyor.

Türkiye ‘nin elinde, halk sağlığını geliştirmek için kullanacağı finansal kaynak fazlasıyla mevcut. Ama bu kaynak, gelir dağılımındaki eşitsizlikte görüldüğü üzere, küçük bir azınlığın mülkiyetinde. AKP sağ popülist politikalarıyla, sağlıktaki sorunların sorumlusunun sağlık emekçileri olduğu yönünde yarattığı yanılsamayla bu gerçeğin üzerini bilinçli şekilde örtüyor. Örtüyor, çünkü, bu gerçeğin bilince çıkması farklı bir düzen arayışını da tetikleyecektir. AKP ‘nin örttüğü Türkiye ‘nin sınıfsal yapısıdır, sağlıktaki geri kalmışlığımızın sorumlusunun Türkiye burjuvazisi olduğu gerçeğidir. Halk sağlığının gelişmesi için eşitsizliklerin yok edilmesi, bunun için de sosyalist bir düzenin kurulması gerekir.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00
Tükendi

"Sıcacık bir dostluğun hikayesi…

Taa denize kadar giden yeni asfalt yolunun kenarında bir kiraz ağacı büyüyordu. Yol kenarına çok sayıda elma ve erik fidanları dikilmişti, ama kiraz bir taneydi. Minik serçe arkadaş olarak kendisine erik ya da elma fidanlarından birini değil, kirazı seçmişti.

30'dan fazla çocuk kitabı, tiyatro ve radyo piyesine imza atan; eserleri İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Lehçe ve başka birçok dilde tercüme edilen Bulgar yazar Leda Mileva'dan içinizi ısıtacak bir öykü…"


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 40
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2018
₺16,40

''Bu kitap, 1917 Ekim Devrimi’ne öncülük eden en önemli Bolşeviklerden biri olan Feliks Dzerjinski’nin yaşam öyküsünü anlatıyor. Genç yaştan itibaren devrimci mücadelenin ön saflarında yer alan Dzerjinski gerek Devrim’e doğru giden dönemde gerekse Devrim’i izleyen yıllarda Bolşevik Parti’de çok önemli görevler üstlendi. Daha fazla bilinen yönüyle, Sovyetler Birliği’nde sosyalizmin kuruluş döneminde çok kritik devlet görevlerinde bulundu. Bu biyografi, sadece Dzerjinski’nin yaşamını ele almakla kalmıyor, sosyalizmin kuruluş dönemine ait çarpıcı bir tarihsel kesiti de betimliyor."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 265
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2018
₺82,00
Tükendi

"Bir zamanlar, uzakta bir ülkede, yemyeşil ve sımsıcak bir ada ülkesi olan Küba’da Ernesto isminde bir çocuk varmış. Ernestocuk, büyümüş ve bütün dünyanın tanıdığı kahraman, Che olmuş. İşte bu kitap onun çocukluğunun öyküsünü çizimlerle anlatıyor."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 40
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2018
₺20,50
Tükendi

”Sovyet Öyküleri” serimizin ikincisi olan bu kitap dört kısa öyküden oluşmaktadır. Maksim Gorki’nin ilk aşkı, Konstantin Paustovskiy’nin hiç solmayan renkleri ve Vadim Kojevnikov’un neşeye düşen şafağına kapı aralayan öyküler Türkçede ilk defa okurla buluşuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 78
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺12,30

“Anlatılan senin hikâyendir”… Marx, Kapital’in birinci baskısına yazdığı önsözde, okuyucusuna böyle seslenmişti. Elinizdeki kitapta ise Serpil Güvenç, yazarının doğumundan 200, yayımlanmasından 151 yıl sonra Kapital’in öyküsünü anlatıyor: 1867’de Almanya’da başlayan yolculuğun izini süren Güvenç, Marx’ın başyapıtının nasıl yazıldığı, nasıl yayımlandığı, farklı ülkelere nasıl ulaştığı ve bu ülkelerin halklarının dillerine hangi zorluklarla tercüme edildiğini anlatıyor ve kendi tanıklıklarını da aktararak, bu yolculuğun Türkiye ayağına özel bir önem veriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 217
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺65,60

"12 Eylül faşizmi demokrasilerin ve demokratların "eylemli desteğiyle" başarıya ulaştı. Türkiye'nin iki darbeyle uçuruma itildiğini biliyoruz: Birincisi 12 Eylül 1980, ikincisi 3 Kasım 2002 tarihlidir. İkinci darbe birinci darbenin mantıki sonucu ve tamamlayıcısıdır. Gericilik, Türkiye topraklarında ilerici, aydınlanmacı, sosyalist ne varsa kazımaya yeminliydi. Cumhuriyet bitirilmeliydi. Başarılı oldular. Ancak, yardım görerek: Türkiye, Batı demokrasilerinin desteğiyle bitirildi. Öncelikle de Batı Almanya'nın... O destek olmasaydı, generallerin örtülü İslamcı darbesi de, AKP'nin açık İslamcı darbesi de yarım kalırdı.

Bu darbeler sırasında Federal Almanya'da sosyal demokratlar iktidardaydı. "Bonn Cumhuriyeti" Türkiye'yi emperyalist-kapitalist sistem içinde ve Avrupa çerçevesinde 1970'lerden itibaren kendi sorumluluğu altına almıştı; dolayısıyla neoliberal bir faşizm programı olan 24 Ocak Kararları'nı da, onun çağırdığı Kenan Evren darbesini de sonuna kadar destekledi. Türk faşizmi, hamurunu ve içindeki kremayı "gerçekçi" Alman sosyal demokratların yoğurduğu bir "Alman pastası" idi. Faşizm ve sosyal demokrasinin ikiz kardeşler olduğu tezini mi doğruluyoruz? Bakmamız gerek. Anlamamız gerek."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 159
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2018
₺41,00
Tükendi

"Almanya'da yaşayan yada yaşamak zorunda kalan bir grup politik insanın; aşktan cinselliğe, siyasetten Almanya'ya, siyasi mücadele adına yapılan çalışmalardan, göç olgusuna kadar kendileri ve toplumla ilgili her türlü konuyu tartıştıkları bir roman Açılın Kapılar. Bir bahçede sabah başlayıp, günün sonunda biten ve geriye dönük anlatımlarla süren roman, roman kişilerinin bütün fikir yürütme süreçlerine okuru da dahil ederek keyifli bir okuma sunuyor."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 164
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2018
₺16,40
Tükendi

“Geldiğimiz yerde her şey bizim için çok kötüydü,” dedi Kurdato. “İnsanların bizi neden kendi istedikleri gibi davranmamız ya da kendilerine benzememiz için zorladıklarını ve farklılıklarımızı neden kabul etmediklerini, aykırı görünenlere neden bu kadar hoşgörüsüz olduklarını anlamıyorduk.” Bir eve toplanmış tuhaf, ucube, canavarımsı, kepçe kulaklı, yani “farklı” çocuklar… Hepsinin de ayrı bir hikâyesi var. Ama en sonunda ne diyorlar biliyor musunuz? “Kim ne derse desin biz biziz!”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 42
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺12,30

“Bilim insanı Marx’la siyasetçi Marx’ı ele almamalı ya da bu konuda en çok geçerken birkaç söz etmeliyim. Bilim insanı veya siyasetçi Marx, herkesin gayet iyi bildiği bir resim; ben, tanıdığım Marx’ın insanlığını anlatmaya çalışmalıyım.”

Wilhelm Liebknecht, yazdığı bu kısa biyografinin amacını böyle özetliyor. Alman sosyalist hareketinin önemli önderleri arasında olan Liebknecht, Marx’la çok yakın çalışmış ve onun yaşamını çok yakından gözlemlemişti. Bu kitapta bize, Marx’ın yaşamından ilginç bir kesit sunuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 111
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺49,20
Tükendi

"Mucizemsin, ocağımı şenelten el
Böldüğüm ekmek, kanasıya içtiğim su
Cümlesi nimetlerin, tadı, rengi, kokusu
Bu dünya sen varsın diye güzel

Güzel dediysem, abıhayat
Yağmurların bereketle yağması
Lekesizi günün, gecenin âlâsı
Doyumsuz masala dönüşen hakikat

Masal dediysem, başka türlüsü
Ne afra tafra ne zart zurt
Kınalı kuzusundan ayrılmayan kurt
Bir eşitlik, barışıklık türküsü


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 222
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2018
₺15,19

“İster adsız bir bilim emekçisi isterse büyük keşiflere, gelişmelere yön veren ünlü bir kişi olsun, gerçek bilim adamı, ‘Ben bana sunulan bilimsel sorunlara eğilirim, onların çözümüyle ilgilenirim. Bu çalışmaların sonuçlarının nasıl kullanılacağı beni ilgilendirmez’ diyebilir mi? Dese bile, bu onu yaratıcılarından olduğu kötü sonuçların sorumluluğundan kurtarır mı?”

“Bu sorulara doğru yanıt verebilmek için bilim adamının bilimi kimler için geliştirdiğine eğilmek gerek. Yani bilim adamının hangi sınıfların çıkarına hizmet ettiği sorusudur asıl yanıtlanması gereken.”

- Necdet Bulut


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 364
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺98,40

"Diyalektik materyalizm herhangi bir felsefi akım değildir; içinde bulunulan siyasi durum ve sınıf mücadeleleri ile doğrudan ilişkilidir. Günümüzün karanlığında bilime olduğu kadar, siyasi mücadelelere de ışık tutan bu yöntem tekrar ele alınmaya, geliştirilmeye gereksinim duyuyor.

Zira diyalektik materyalizm olmuş bitmiş, tamamlanmış bir kuram değil, yeni bilimsel verilerin ışığında sürekli gelişen bir düşünme yöntemi ve mücadele kılavuzudur.

Bu kitap, dünyanın devrimci bir altüst oluş dönemine doğru gittiğinin inancıyla hazırlandı, çünkü her devrimci dönemin devrimci bir teoriye ihtiyacı var."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 143
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2018
₺65,60
Tükendi

"Devrim ve ardından gelen iç savaş döneminde; çekilen acılar, verilen çetin mücadeleler, gösterilen fedakârlıklar ve kahramanlık öyküleri halk arasında anlatılıyordu. Birçok Sovyet yazarının romanlarında, öykülerinde işlenen bu anlatılar bir büyük dönemin tanıklığı ve devrimin büyük öyküsünün bir parçasıdırlar.

“Sovyet Öyküleri” serimizin ilki olan bu kitap; dünyaya “devrim sonrası Sovyet edebiyatı” için gelmiş olduğunu söyleyen yazar Lavrenyov’un kaleminden onurlu bir direnişin ve bu direnişin koşul fark etmeksizin onurunu koruyan bir temsilcisi olan Orlov’un öyküsünü anlatıyor."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 74
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2018
₺16,40

Güce tapınan “sanat”, sistemin çarkları içinde yok oldu, yine olacaktır.

Oysa değiştirme mücadelesinin içinde bir nefer, aşkın ve hayatın senfonisi olan sanat yarına kalandır.

Elinizde tuttuğunuz kitabın içinde bir üçleme var.

Tam da bu değiştirme mücadelesine katkı koymak için yazılmış üç iç içe geçmiş kısa oyun.

Tiyatro hayatımızın en temel sorunlarından biri olan “metin eksikliği” için yeni bir adım

 - Orhan Aydın


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 89
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2018
₺36,90
Tükendi

" Oyun-Eğlence ve Matematik, baskıları tükenmiş kitaplardan, köy odalarında ve aile toplantılarında oynanan oyunlardan derlendi. Bu küçük kitap büyük insanlığın binlerce yıl süren doğayı anlama ve ona egemen olma serüveninden alınmış küçük bir kesittir.

Oyun-Eğlence ve Matematik, sınıf düzeylerine göre hazırlanmış dört kitaptan oluşuyor.

Elinizdeki kitap bu setin üçüncü kitabıdır. Her kitapta bulunan düşündürücü soruların yanıtları “Çözümler” bölümünde verildi. Zorlandığınız sorularda biraz daha düşünmenizi ve çözümlere bakmakta acele etmemenizi öneriyoruz.

Bu derleme, sizlerin matematiğe karşı duyduğunuz ilgiyi artıracak, onu anlamanıza ve sevmenize biraz olsun yardımcı olacaksa mutlu olacağız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 51
En / Boy : 21 / 29,7
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺16,40
Tükendi

"Oyun-Eğlence ve Matematik, baskıları tükenmiş kitaplardan, köy odalarında ve aile toplantılarında oynanan oyunlardan derlendi. Bu küçük kitap büyük insanlığın binlerce yıl süren doğayı anlama ve ona egemen olma serüveninden alınmış küçük bir kesittir.

Oyun-Eğlence ve Matematik, sınıf düzeylerine göre hazırlanmış dört kitaptan oluşuyor.

Elinizdeki kitap bu setin birinci kitabıdır. Her kitapta bulunan düşündürücü soruların yanıtları “Çözümler” bölümünde verildi. Zorlandığınız sorularda biraz daha düşünmenizi ve çözümlere bakmakta acele etmemenizi öneriyoruz.

Bu derleme, sizlerin matematiğe karşı duyduğunuz ilgiyi artıracak, onu anlamanıza ve sevmenize biraz olsun yardımcı olacaksa mutlu olacağız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 51
En / Boy : 21 / 29,7
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺16,40
Tükendi

"Oyun-Eğlence ve Matematik, baskıları tükenmiş kitaplardan, köy odalarında ve aile toplantılarında oynanan oyunlardan derlendi. Bu küçük kitap büyük insanlığın binlerce yıl süren doğayı anlama ve ona egemen olma serüveninden alınmış küçük bir kesittir.

Oyun-Eğlence ve Matematik, sınıf düzeylerine göre hazırlanmış dört kitaptan oluşuyor.

Elinizdeki kitap bu setin ikinci kitabıdır. Her kitapta bulunan düşündürücü soruların yanıtları “Çözümler” bölümünde verildi. Zorlandığınız sorularda biraz daha düşünmenizi ve çözümlere bakmakta acele etmemenizi öneriyoruz.

Bu derleme, sizlerin matematiğe karşı duyduğunuz ilgiyi artıracak, onu anlamanıza ve sevmenize biraz olsun yardımcı olacaksa mutlu olacağız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 51
En / Boy : 21 / 29,7
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺16,40
Tükendi

"Oyun-Eğlence ve Matematik, baskıları tükenmiş kitaplardan, köy odalarında ve aile toplantılarında oynanan oyunlardan derlendi. Bu küçük kitap büyük insanlığın binlerce yıl süren doğayı anlama ve ona egemen olma serüveninden alınmış küçük bir kesittir.

Oyun-Eğlence ve Matematik, sınıf düzeylerine göre hazırlanmış dört kitaptan oluşuyor.

Elinizdeki kitap bu setin dördüncü kitabıdır. Her kitapta bulunan düşündürücü soruların yanıtları “Çözümler” bölümünde verildi. Zorlandığınız sorularda biraz daha düşünmenizi ve çözümlere bakmakta acele etmemenizi öneriyoruz.

Bu derleme, sizlerin matematiğe karşı duyduğunuz ilgiyi artıracak, onu anlamanıza ve sevmenize biraz olsun yardımcı olacaksa mutlu olacağız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 66
En / Boy : 21 / 29,7
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺20,50
Tükendi

"Marx, toplumsal ilişkilerin üstüne serilen gizemli örtüyü kaldırırken bir aynanın sırrını dökercesine, kapitalist sistemi inşa ediyor, etrafındaki sihirden arındırıyordu.

Hakkında bugüne kadar hemen herkesin konuştuğu bu sakallı adamın niyeti ne büyü bozmak ne de mitoloji ve edebiyat göndermeli süslü sözler etmekti.

Marx, insanı tarih karşısında güçlü kılacak devrimci bir eleştiri yapıyor, devrimi arayan bir tarih görüşü kuruyordu. Ortaya çıkan, teoriyle eylemin eşsiz bir birlikteliğiydi.

Bu kitap marksizmi Marx’a sadık kalarak anlatıyor. Yaşamdaki mutluluk kaynağını “mücadele” olarak niteleyen ve işçi sınıfı için yazan kurucusunun izinde, marksizmi daha çok insana götürmeyi, insanla çoğaltmayı amaçlıyor."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 181
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2018
₺18,04
1 2 3 4 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı