Modern kent, insan ile tabiat arasında çekilmiş bir engeldir; bu engel beton ve demirden inşa edilmiş. Tabiattan insanı koparan engel, aynı zamanda kozmolojik sırlardan, tabii güzelliklerden, manevî erdemlerden, kısaca hayatın kaynağı olan Allah’tan da radikal bir biçimde koparıp ayırmaktadır. Geleneksel şehirler, uyum ve barış halinde oldukları kozmolojik düzen ve tabiatın manevî hakikati gibi gerçekten zengin bir çeşitliliğe sahiptirler. Kent ise eritici bir kazan gibi her şeyi homojenleştiriyor, farklılıkları ve beşeri zenginlikleri yok ediyor... Kırlangıcın havada uçarken, suya gagasını değdirip birer yudum içmesi gibi lisan-ı hâl’den, kâl’e dökülünce kısırlaşan kelimelerimle; medeniyet tasavvurumuz ve şehirlerimizin bugün’den yarın’a geçişinin, mümkün olduğu kadar ârızasız, buhransız ve asilâne olmasının değerlerini ortaya koyan düşüncelerimi dağınık cümlelerimle dile getirmeye çalıştım. Metanın işlevi ve kullanım değerlerinden çok reklamının belirleyici olduğu fersûde, yıpranmış ve güzelliğini yitirmiş dağınık hayat tarzımızdan dolayı da ‘dağınık’ olan bu yazdıklarım ciddiye alınır mı, geçici izler bırakır mı bilmem? Zamana karşı dayanaksız çıkanlara ben merhamet göstermedim. Kendini bilme hâlinden hisseme düşenler de ömrümün geride kalan aksâmı için en büyük teselli ve hüsn-i şehâdet hükmündedir.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 322
Ağırlık : 322
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺210,00

“Ünlü İtalyan yazarı Pavese, “acının düzenli vuruşları başladı,” der. Şiirin teşekkül süreci için belki de söylenebilecek en kuşatıcı cümle… Çünkü şiir, acıyı ve hazzı aşıp dili sonsuzluğun uçsuz bucaksızlığına yükseltir. Bu yükseliş aynı zamanda, dâhilî olanla, haricî gerçekliğin sözün lirik yüceliğinde örtüşmesidir. Bir başka deyişle, duyusal gerçekliğin ötesindeki hayatın şiirle kucaklaşmasıdır. Bu ise, şiirin sezgisel ve oluşturulması bağlamında köklerinin daha derinlerde olması demektir. Şiir yazmak bir bakıma, sadece nesnelliğin sathî yanını değil, nesne-metafizik yırtığını diken bir düzeyde dünyayla karşı karşıya kalıştır. Bir başka deyişle, şiirsel teşekkül, bilinci yoğunlaşmış insanda nesnel dünya ile fizikötesi dünyanın karşılaşmasıdır. Şiirin teşekkül süreci bir bakıma, yeni anlamlara açılan bir “vecd” halidir. Daha açık bir ifadeyle, şairin kreasyon eylemi hem kendi dünyasıyla hem de metafizik dünyayla buluşmasıdır.”


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 111
Ağırlık : 111
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

“Gökyüzü; Van Gogh ile Borges sarısının bilinmezlik sisi ve garip bir hayâl sûrunun sırlı hasbıhâli içinde uç vermekte. Güneşi perdeleyen yağmur bulutları, görevlerini yapmış olmanın huzuruyla gökyüzünü görünmez kılıyor. Yağmur damlaları, Vedûd isminin bir ısıması, kristalize hâle gelişi olan evrene, bilinmeyen bir âlemden gelen sır dolu haberciler gibi ışık huzmeleri halinde hızını artırıyor. Âlemlerin her köşesinde Esmâ-i hüsnâ’nın aşk iksiri mevcut. Aşk, gelip geçici şeylere, gölge varlıklara, ontolojik gerçeklikten mahrum kaçıcı ve yitici idea’lara yönelişin çok üstünde, sırf varolmaya, Yüce Varlık’a, varoluş bestesine bir nağme gibi, bir tını olarak girmeye, daha da önemlisi var etmeye olan derin bir tutkudur, bağlanıştır, kendini adayıştır. Şirazlı Sadrâ’nın nüfuslu ifadeleriyle: ‘kâinatın atardamarlarında deverân eden ve tüm varoluş düzeylerinde mevcut bulunan bir ilke…’ ya da ruhları yakan terennümüyle, el-ısk!..”


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 159
Ağırlık : 159
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺135,00
1
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı