Hadis edebiyatında kişisel olarak da önemi bulunan Dârimî ve Sünen'ini incelerken; bu büyük âlimin yasadıgı dönemin siyasi, ilmî ve kültürel hayatıyla birlikte onun eserlerini, itikadî, fıkhî ve hadis literatürüne dair fikirlerini ayrıca kendinden sonraki sünnet edebiyatına etkilerini ele aldık. Dârîmî ve Sünen’i ile ilgili bu çalışmamızın, hadis tarihindeki önemli bir halkanın daha yakından idrak edilmesine ve dönemin hadisçilerinin Hz. Peygamber'i anlama çabasının fark edilmesine katkı sunmasını diliyoruz.

Selim, yıllardır hayalini kurduğu deniz yolculuğuna çıkmak için artık hazır. Rotasını belirledi bile. Marmara Denizi’nden Ege’ye, Ege’den Akdeniz’e oradan da okyanusa uzun bir yolculuğa başlıyor. Yol boyunca pek çok dost ediniyor. Bazen bir fok balığı, bazen bir istavrit bazen de deniz çayırı… Onların sorunlarına, insanlar olarak dünyayı nasıl da yaşanmaz hâle getirdiğimize şahitlik ediyor. 
Macera dolu yolculuğunda daha neler görüyor neler... Gelin hepsini Selim’in Seyir Defteri’nden okuyalım.

Artık “eskiden” diye başlıyor pek çok cümlemiz. Birbirimizin gözlerine bakmayı unuttuk. Güzel bir ân yakalayınca, hafızalarımız yerine videolara kaydediyoruz. Yeni çıkan her teknoloji hayatımızın baş köşesinde yerini alırken, bizden götürdüklerini fark etmeyecek kadar meşgulüz. Durmaksızın çalan telefonlar, diziler, mailler, mesajlarla kuşatıldık. Biraz yavaşlamak vakti çoktan geldi belki de. Duralım. Duralım ve… Bir kalbimiz vardır, onu hatırlayalım.

    Nereye kaçsam, o büyük hakikati görüyorum. Sokakta gezen minicik bir çocuk, evine yetişmeye çalışan bir anne, yorulmaktan yorulmuş bir baba… Nereye kaçsam kitapların, filmlerin izi düşüyor önüme. Baktığım yerler, göremediğim yerleri aydınlatıyor. Dünyanın etrafında dolaşıyorum. Söyleyeceğim sözlerin ağırlığı kalbime dokunuyor. 
Kalbim diyorum, karsıma alıyorum onu ve bir cümle dökülüyor dudaklarımdan: Nereye Kaçsam?

Ne çok yol, ne çok yol gösteren var şu yalan dünyada değil mi? Peki biz, kimi takip edelim? Gösterdiği yolun sonu nereye varır belli olmayanı mı? Bize durmaksızın yol gösterip o yola kendisi çıkmayanı mı? Yoksa uzaktan gördüğümüz hiç de güven vermeyen şu gölgeyi mi? Yoksa yoksa… Kalbimize ferahlık veren, gönlümüzü serinleten, içimizde bir yerlerden tanıdığımız o sesi mi? Bizi sonsuz keremiyle var etmiş, nimetleriyle donatmış Rabbimiz hiç bizi yol yordamsız bırakır mı? Elbette ki O bize yolumuzu da takip edeceğimiz kişileri de göstermiştir. O’nun gösterdiği yolun sonu güzel. Hem de çok güzel… 
Öyleyse okuyalım, öğrenelim ve O’nu bir ömür takip mesafesinde kalalım.

Dokuz yüz seneyi aşkın bir zamandan beri İmam Gazâlî gerek İslâm dünyasında, gerek İslâmiyet’le ilgili bütün ilim çevrelerinde artan bir ilgi odağı olmaya devam etti ve onun eserlerinin önemli bir kısmı Doğu ve Batı dillerinin pek çoğuna tercüme edildi. Gazâlî Bâtınîliğin İçyüzü adlı eserini, Abbâsî halifesi el-Müstazhir’in isteği üzerine Bâtınîliğin reddi maksadıyla yazmıştır.
Bu eser, bunlarla siyasi ve askerî yönden Selçukluların kıyasıya mücadelelerini ilmî cepheden destekleme ihtiyacını karşılamak; Abbâsî halifesinin gayrimeşru, Fâtımî halifesinin gerçek ve meşru halife olduğu yolundaki Bâtınî propagandasını tesirsiz hâle getirmek maksadıyla kaleme alınmıştır.

Bir çocuğun bir günü nasıl geçer? Neler yapar, neler yapmalı? Hem eğlensin hem öğrensin ister misiniz?

Namaz, İslâm’da imandan sonra gelen ilk ve en önemli ibadettir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) namazı "göz nuru, miraç, cennetin anahtarı"; abdesti de “namazın anahtarı” olarak tarif etmiştir. Namazın dosdoğru bir şekilde eda edilmesi için, kendisinin kıldığı şekilde kılınmasını buyurmuştur.
Bu kitapta, abdestin nasıl alınacağı ve namazın nasıl kılınacağı resimlerle açıklanmaktadır. Beş vakit namaz ile cuma, bayram, teravih ve cenaze namazlarının kılınış şekilleri de bu kitapta anlatılmaktadır. Kolaylık sağlaması için namazda okunan bazı kısa sûreler ve dualar da okunuşları ve anlamlarıyla birlikte verilmiştir.

Trafik Dedektifleri (Rusça)

Sudaki Umut Benoy

Sağlık Dedektifleri (Rusça)

Kur'an-ı Kerim Orta Boy (Yeşil)

Kur'an-ı Kerim Orta Boy (Bordo)

Kur'an-ı Kerim Hafız Boy (Ahşap Kutulu)

Kur'an Elif Ba'sı Poster 50x70

Kapının Ardında Ne Var?

İsraf Dedektifleri (Rusça)

Hoş Geldin Ramazan Etkinlik Kitabı

Hasan Basri Çantay

Çevre Dedektifleri (Rusça)

Allah'ın Güzel İsimleri - 4. Seri (Arapça)

Allahın Güzel İsimleri - 3. Seri (Arapça)

Aydınlanma üzerine bir derkanar
Ne 'aydınlanma' diye bir şey oldu,
ne de 'aydınlanmacı' olabilir.
'Aydınlanma' entellektüellerin bir hurafesidir.
F. Baykan

     Bu çalışma, hicri ikinci asırda ortaya çıkan bir fırka olan Cehmiyye’ye karşı hadisçiler tarafından yazılmış reddiye literatürünün incelenmesi ve bu kitaplar özelinde dönemin araştırılmasını konu edinmektedir. Bu araştırmada, hicri ilk beş asırdaki İslâm toplumunun düşünce dünyasında ortaya çıkan bazı yeni fikirler ve onlara cevap olarak üretilmiş karşı fikirler ele alınmaktadır. Bunlar, o dönemin İslâm algısına göre ilk aykırı -farklı- fikirlerdir. Bu fikirleri ve onlara verilen tepkileri ortaya çıkaran zemini iyi anlamak, olayların daha sağlıklı bir şekilde analiz edilmesine anlamlı katkılar sunacaktır.

Din-mizah ilişkisinin sınırı nedir? Bu sınır nasıl belirlenmiştir? Allah Resul’ünün saka ve mizaha yaklaşımındaki temel ölçüleri nelerdir? Hz. Peygamber’in zaman zaman ailesi ve arkadaşlarıyla şakalaştığı bilinmektedir. O, tutum ve tavırlarıyla mizahtaki dengeyi korumuş, saka ve mizaha karsı bir ölçü ortaya koymuştur. Bu çalışmada, mizaha dair yaklaşımlara konu olan rivayetler ile Hz. Peygamber’in açıklama ve yaklaşımları, mizah-din ilişkisi bağlamında ele alınmıştır. Mizahla ilgili kavramlar, mizahın tarihî seyri, İslam dininin mizaha yaklaşımı ve Hz. Peygamber’in güzel örnekliğiyle çerçevesini çizdiği mizahın meşru zemini ortaya konulmuştur.

Bu işin kuralı böyle, mevsimler arası geçiş hasta edebilir insanı. Yine de haber verir önceden hava durumunu. Bak mesela sen bu kitabı eline aldıgında senin hava durumun nasıldı, şu an nasıl? Değişti mi? Değişebilir. Senin de mevsimlerin var çünkü. Senin de kalbin haber verir önceden. Dilerim bu kitap, seni mevsim geçişlerinde hastalıktan korur.Oyunu kurallarına göre oyna.Hastalanma!

   Tarih boyunca İslam âlimlerinin bu hadisle ilgili kanaati öylesine müspet olmuştur ki, ihtiva ettiği konularla her fırsatta istidlâl edilmiş hatta çoğunlukla isnâd tahliline bile gerek duyulmamıştır. 
Günümüzde ise durum biraz değişmiş, bu meşhur hadisin sıhhati hakkında bazı şüpheler dile getirilmeye başlanmıştır. İşte bu çalışmada, Cibrîl Hadisi’nin ulaşabildiğimiz tüm tarikleri bir tahlile tutularak, bunun İslâm düşüncesine yansımaları konusunda bilgi verilmiş ve öne sürülen şüpheler değerlendirilmiştir.

İslâm toprağının çok verimli bir köşesinden, Hint alt kıtasından ve 19. yüzyılın hemen başlarından seslenen eser, kıymetli bir ilim nesebinin müstesna halkalarından sayacağımız Abdülazîz ed-Dihlevî’ye ait. Hadisleri, aktarılması bakımından derecelere ayıran eserlerin; hadis râvilerini tanıtan biyografilerin; hadisleri anlama faaliyetinin ürünü olan şerhlerin ve hadise dair edebiyatın birçok örneğini müellifleriyle birlikte ele alan Bustânü’l-Muhaddisîn, hadis literatürüne ve tarihine özgün bir pencereden bakıyor. Yazarı gibi muhaddis olan mütercim merhum Prof. Dr. Ali Osman Koçkuzu’nun da hadis ve sünnet yolunda emeklerini rahmetle anarak bu mümtaz eseri siz okuyucularına sunmaktan mutluluk duyuyoruz.

Neşeli, heyecanlı ikizler Elif ile Ece ve kimsenin bilmediği ikizce... İkizlerle konuşan rüzgâr, toprak, ırmak... Hz. İbrahim'in sarsılmaz imanı ve Nemrut'la mücadelesi... Ateş, sabır, serinlik, kurtuluş... Ve nice mucizevi olay bu kitapta...

Selam arkadaşlar! Biz dört kişilik bir ekibiz! EKİP derken kimleri mi kastediyorum? Kardeşim afacan Efecan, ben Keriman, en yakın arkadaşım İpek ve onun aşırı haşarı kardeşi Poyraz. Günlerden bir gün, Dört Dörtlük EKİP olarak "eğlenerek öğrenelim etkinliği" yapacaktık ki planda ufak bir değişiklik oldu. Ufaktan biraz büyük! Savaş çıktı. Hem de su savaşı... Durun durun korkmayın, öyle bildiğiniz gibi bir savaş değil. Sonu çok güzel biten, bize suyun ne büyük nimet olduğunu öğreten çok eğlenceli bir savaş...

Ben Piri. Büyüdüğümde, kapudan -yani kaptan- olduğumda bana Piri Reis diyecekler. Herkesin güvendiği, sevdiği bir adam olacağım. En önemliside bu değil mi ? Piri Reisin hayatını edebi bir zevkle okumak isteyenler için...

Yeni bir şehir, yeni bir hayat ve bunlara alışmaya çalısan kardeşler: Alber ve Remon... Sıra dışı bir okul ve tuhaf kurallar... İnsanları köleleştiren Firavun'a karşı mücadele eden Hz. Musa ve Hz. Harun... Hiçbir Şey Yapmayanlar Kulübü, kötülerin hazin sonu... Ve kaybettiği renklere kavuşan nice kelime bu kitapta.

Babaannesi ve dedesiyle sıradan bir yaz tatili geçirmek umuduyla köye giden Osman... Oğluna hiçbir iyiliği küçük görmemeyi öğütleyen Lokman aleyhi selam... Ve iyilik yolunda çalışan Bisikletli İyilik Elçileri...Baba özlemi, yeni arkadaşlar, sandıkta saklı kitaplar... Unutulması imkânsız pek çok güzellik bu kitapta...

Tefsiru Garibi'l

Kur'ani'l-Azim

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları

Okul Öncesi çocukların ; ince motor gelişimini destekleyici aynı zamanda Kur’an’da adı geçen Hayvanları görsel hafızalarına kaydederek öğrenebilecekleri bir boyama kitabıdır.

Sayfalardan Sofralara

Beş adet kitaptan oluşan Allah’ın Güzel İsimleri beşinci seri, Allah’ın Tevvab. Adl. Veli. Halim ve Vehhab isimlerini okul öncesi yaş grubundaki çocuklarımıza hikâyelerle ve rengârenk çizimlerle öğretmeyi amaç edinmiş bir çalışmadır.

Tartışarak neyi çözebiliriz? Her kafadan bir ses çıkarsa ne olur? Bilmediğimizi kabul etmek neden zor? Bilen birisine kulak vermek bize ne katar? Bu masalda bütün bu sorulara cevap bulacak, okul bahçesindeki dostların şarkısına sen de eşlik edeceksin. Haydi gel!

Şeyh Gâlib, “Hüsn ü Aşk” adlı eserinde “Eski şâirlerin taze mazmûn bırakmayarak hepsini tükettiklerini, zamane şâirlerinin ise eskileri taklitten başka bir şey yapmadıklarını, hâlbûki sanatın, şahsiyet ve yenilik demek olduğunu, başkalarını taklit etmekle sanat eserleri vücuda getirilemeyeceğini” ifade etmektedir.
Fuzûlî, Bâkî, Nedîm’i, ne mesnevîde, ne kasîdede, ne de gazelde onların üstüne çıkmak imkânsız olduğunu gören, diğer taraftan da mutlaka bir yenilik yapmak lüzumunu duyan Gâlib, kendinden önce gelen şâirlerin kullandıkları mazmûnları, sembolleri, yeni parlak renklerle boyayarak yeni bir tarz meydana getirmeye muvaffak olmuş bir şâirdir. Şeyh Gâlib, dîvân şiirine bir yenilik getirmiştir. 

Allah Resûlü gençlere inandı ve güvendi. Onları büyük bir özenle yetiştirdi. Onun yetiştirdiği gençlik hem imanlı hem de kendi çağını kavrayan, içinde yaşadığı dünyayı değiştirip dönüştürebilecek fikirler üretebilen, bu fikirleri aksiyon planında yaşayan, yüksek ruh ve ideallere sahip, sağlam karakterli, özgüven sahibi, kendisinin ve içinde yaşadığı toplumun özeleştirisini yapabilen, düşünen ve bağımsız kararlar verebilen bir gençliktir. 
Bu kitap, Allah Resûlü’nün bu niteliklere sahip bir gençliği nasıl yetiştirdiğini kaynaklarıyla ortaya koymakta, böylece hem gençlerimize hem de onları yetiştirenlere nebevî bir bakış açısı sunmaktadır.

Endülüslü Mâlikî fakihi Kinânî’nin (ö. 289/902) bu eseri pazar ahkâmı ve hisbe üzerine yazılan ilk müstakil çalışma sayılır. Belediye hizmetleri, işçi-işveren münasebetleri, ölçü birimleri, çeşitli meslek erbabı, karaborsacılık, fiyatlar, narh, sarraflık, kalite kontrolü, oyun ve eğlence, kadınların günlük hayattaki yeri gibi konularla, döneminin ekonomik ve sosyal hayatını yansıtan önemli bir kaynaktır. Eserin ilk baskısı er-Râbıtatü’l-Muhammediyye li’l-Ulemâ (Rabat/Fas) ile ortak yayın olarak Dâru İbn Hazm tarafından (Beyrut/Lübnan) yapılmıştır.

Kuranı Kerim Ve Açıklamalı Karşılıklı Meali Orta Boy ( Sıvama Cilt Yeşil )

Kuranı Kerim Ve Açıklamalı Karşılıklı Meali Orta Boy ( Sıvama Cilt Kahverengi )

Kuranı Kerim Ve Açıklamalı Karşılıklı Meali Orta Boy ( Bez Cilt Kahverengi)

İslâm kültür ve düşünce tarihinde yetişmiş, hicri dördüncü asırdan itibaren gelişen fikir hayatında önemli bir rol oynamış kişilerin başında hiç şüphesiz Eş‘arî gelmektedir. O, İslâmın ilk dönemlerinden itibaren günümüze değin Müslümanların büyük çoğunluğunu temsil eden Ehli sünnet anlayışının en önde gelen âlimlerinden biridir. 
Elinizdeki bu çalışmada İmam Eş‘arînin hayatı, yetiştiği ortam ve bunlardan nasıl etkilendiği, fikir dünyasındaki değişim, Kuran anlayışı, kelâmî konuların izahında hangi âyetlerden yararlandığı ve bunları hangi bağlamda yorumladığı incelenerek onun tefsir metodolojisi ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Muhayyilem günün ve tarihin eşsiz zenginlikleri ile dolu. Semerkant, Buhara, Özbekistan, atalar yurdu, Şahı Nakşibendi, Timur, Semerkant'ın meşhur üzüm bağları, hat, ebru, çini, Türkmen akıncıları, Çinli, Hintli tüccarlar... Ama her şey "İki Nehir Aresinde" bütünleniyor. Bir bütün olarak Müslüman Türk'ün inşa ettiği bir mekan olarak Semerkant... Bütün bu irili ufaklı parçalar büyük İslam geleneğinin çatısı altında birleşiyor. Tevhit işte bu, diyorum. Burada, bu küçük yaz bahçesinde zaman duruyor adeta, tarihin ve inşa ettiğimiz onca güzelliğin ortasında sonsuz bir an yakalıyorum. Tarihe, insana, bütün varlığa aşkın bir nazar atma fırsatı yakalıyorum.

    Bir gün bütün dünya bambaşka bir sabaha uyandı. Herkesin telefonuna aynı anda aynı mesaj geldi: "Dünya'nızı değiştireceğiz. Bir yılınız kaldı." Kısa bir süre sonra da dünyadaki bütün taşıtlar birer kum yığınına dönüşüp gökyüzüne uçtu. Mesajların devamı geldi. Dünyalılar önce telaşa kapıldılar ama düşününce çözümü buldular ve gayretle çalıştılar. Kimdi bu dünyayı değiştirmek isteyenler ve neden istiyorlardı? Uzaylı Miskok'un derdi neydi? İnsanların bulduğu çözüm neydi? Sorularınızın cevabı ve bir dolu macera bu kitapta.

  O sonsuz kuşatıcılığı ve şefkatiyle, zorluklar karşısında annemizi hatırlarız. Ona anlatacak çok şeyimiz, çok derdimiz var çünkü. Hayatın içinden geçerken; yaşamın kesik izleri, gölge lekeleri, şaşı bakışları, kırgın gönülleri arasında başka kim dinler ki bizi? Dursun Ali Tökel’in hayatın tam merkezinden seslenen yazıları, Ramazan, mekân, insan etrafında çoğalarak ilerliyor ve okurunu kuşatıyor. Tıpkı bir anne gibi!

 O sonsuz kuşatıcılığı ve şefkatiyle, zorluklar karşısında annemizi hatırlarız. Ona anlatacak çok şeyimiz, çok derdimiz var çünkü. Hayatın içinden geçerken; yaşamın kesik izleri, gölge lekeleri, şaşı bakışları, kırgın gönülleri arasında başka kim dinler ki bizi? Dursun Ali Tökel’in hayatın tam merkezinden seslenen yazıları, Ramazan, mekân, insan etrafında çoğalarak ilerliyor ve okurunu kuşatıyor. Tıpkı bir anne gibi!

Babasını, arkadaşlarını ve hayatı çok seven bir genç kız: Elif... Elif'in zor bir hastalıkla mücadelesi, hiç yitirmediği umudu... “Rabbim, basıma bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin.” diyen Eyyüp'ün (a.s.) sabrı... Kırlangıç ve bilinmeyen bir ada... Ve daha nice fısıldayan kelime bu kitapta.