Asya Tipi Üretim Tarzı (ATÜT) tartışmasının isim babası olan Divitçioğlu, düşünce dünyamıza yön veren eserleriyle ortaçağ tarihçiliğinde özel bir yere sahiptir. Oyun teorisinden üç işlev teorisine dek farklı yaklaşımlarla, klasik tarihçiliğin dışına çıkan formüllerle okurun zihnini sürekli uyanık tutan, kendine özgü bir sosyal bilim dili yaratan Divitçioğlu, Köktürklerden Osmanlı'ya ortaçağ Türk toplumlarındaki süreklilik ve kopuşları, geri dönüş ve sıçramaları kışkırtıcı tezlerle ele aldı.
Divitçioğlu'nun ilk olarak Köktürkler başlığıyla yayımlanıp, sonraki baskılarında yapılan ilavelerle Orta Asya Türk İmparatorluğu adıyla okura ulaşan bu çok önemli eseri, efsane, menakıp, tarih, antropoloji ve kültür sosyolojisi gibi farklı kaynaklardan beslenerek senkretik bir tarih değerlendirmesi sunuyor. Bu sıradışı ve orjinal eser, Orta Asya Türk toplumlarına dair ne kadar az şey bildiğimizi ve bugün Orta Asya'dan miras kalan ne çok şeye sahip olduğumuzu göstermesi bakımından da büyük değer taşıyor.
"Sencer Divitçioğlu ilk anda herkesi şoke edecek tezleriyle ama o tezlerden çok, herkesin eline pke geçmeyen tarih, iktisat ve sosyal bilgiler literatürünü alıp taraması ve değerlendirmesiyle bilinmelidir."
- İlber Ortaylı, Milliyet
İlkbahar gelince tanış boylar belli yerlerde kız alıp vermek ya da at çekmek için toplanır. Devlet kur(a)mayan bu boylar sair zamanlarda yalnızdır ve iyeliklerindeki sulaklarla otlaklarda hayvan otlatırlar. Ama bu yaşam tarzı göründüğü kadar basit değildir. Sulaklara ya da otlaklara yabancılar ya da düşman boylar saldırabilir. Taraflar pusatlı gezdiklerinden de hemen çatışma başlar. Maveraünnehir köşklerinde yerleşik hanlar, tutmuş oldukları Karluk kolcularla bu türden çatışmaları önlemeye çalışır.
Ancak 9. yüzyıldan itibaren tablo değişir. Türk halkı Tengri’sini bırakıp Müslüman olur, Maveraünnehir’de Arap şeyhler türer. Buhara bir şeyhler kenti olur. İşte bu değişimin yaşandığı dönemde Türk halkı iki büyük esere damgasını vurur: Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilik’i ile Kaşgarlı Mahmut’un Divanü Lügati’t-Türk’ü. Ne var ki her iki bilgin de eserlerini yurtlarında değil Bağdat’ta bitirmişlerdir.
Sekiz Türk Boyu Üzerine Bazı Gözlemler, işte bu değişim dolu döneme yönelik çalışmalardan oluşuyor. Orta Asya bozkırlarından Anadolu’nun batı kıyılarına dek uzanan bir coğrafyada, bu değişim döneminin önüne kattığı boyların izini sürüyor, nadir ipuçlarını bir araya getirerek, dönemin silikleşmiş tablosuna kimi ayrıntıları geri getirmeyi deniyor…
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.