Anti-Hümanizme, Mizantropiye, Mistisizme ve İlkelciliğe Karşı İnsan Ruhunun Savunusu

İnsanlar bu gezegenin ‘kanseri’ midir? Yeryüzünün ve tüm canlı türlerinin varlığını tehdit eden, evrimdeki korkunç bir anomali durumunu mu oluştururlar?

Bu sorular, insan ruhuna akıl ve yenilik yaratma yetilerine modern çağda neredeyse eşi benzeri görülmemiş büyüklükte bir hakaret anlamına gelir. Bunlara yönelik anti-hümanist tepki ise on sekizinci yüzyıl aydınlanmasının geliştirdiği ve on dokuzuncu yüzyıldaki çeşitli sosyalizmlerin beslediği akıl, laiklik, bilim ve insanın evrenselliğine yönelik vurgunun yerini alan narsisist bir mistisizm, mizantropi ve toplumsal dingincilik ortaya koyar.

Ömrü boyunca radikal ve öncü bir çevreci olan Murray Bookchin, bu sorulara ses getiren bir cevap vermişti, ‘Hayır!’ Anti-hümanizmin çeşitli biçimlerine yönelik çoğu zaman nükteli ve amansız eleştiriler içeren araştırmasında Bookchin, bizi kuşatan sorunların toplumsal irrasyonalizmden kaynaklandığını ve bu sorunların mistisizm ve dinginciliğe geri çekilmekle değil, yalnızca akıl ve hayal gücü ile çözülebileceğini ileri sürmektedir. Bookchin meselenin bizlerin fazlasıyla insan, akılcı ve medeni olmamızla değil, bilakis yeterince insan, akılcı ve medeni olmayışımızla ilgili olduğu hususunda uyarmaktadır. Derin ekolojistlerin, sosyobiyologların, Malthusçuların, ‘Gaiacıların’ ve çoğu postmodernistin biyolojist ve indirgemeci düşüncelerine kışkırtıcı bir biçimde meydan okuyan bu heyecanlı kitapta Bookchin, aydınlanmacı hümanizm adını verdiği şeyi önermektedir zamanımıza sinen ve bizi zayıflatan cesaret eksikliğine karşı düşünce, umut ve yenilenmeye yönelik bir mesaj.


Basım Ayı/Yılı : 1/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 360
Ağırlık : 360
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺184,50

Birbiriyle ilişkili olan makaleler dizisini kapsayan bu kitapta Murray Bookchin “kıtlık sonrası” dönemin sunduğu imkanlarla kendi ekolojik ve anarşist vizyonunu tartar. Marksist politik ekonominin —maddi kıtlık çağından kaynaklanmış ve geleceğin kökten değişimlerini ön göremeyen— kısıtlarını aşan Bookchin, karmaşık sanayi toplumunun özyönetimi için gerekli olan araçların çoktan gelişmiş olduğunu ve devrimci çehremizi büyük oranda değiştirdiğini öne sürer. Yirminci yüzyılda gerçekleşen teknolojik ilerlemeler, üretimi büyük oranda genişletmiş olmakla birlikte, bunu şirketlerin kârı lehine ve insan ihtiyaçları, işçi denetimi ve ekolojik sürdürülebilirlik pahasına gerçekleştirmiştir. Sanayinin doğrudan kontrolü ve topluma yönelik ekolojik ve ütopyacı bir vizyonu bir arada ele alan işçi sınıfı, özgürlük mücadelesi için devletin, hiyerarşik toplumsal ilişkilerin ve (öncü) politik partilerin gerekli olduğuna dair miti bertaraf edebilir. Güncel toplumun gerçekliklerine dayanan Bookchin’in analizi, pragmatik tazeliğini hala korumaktadır. Muhtemelen Bookchin’in en etkili makalelerini (meşhur “Dinle, Marksist!” ve “Ekoloji ve Devrimci Düşünce” dahil) bir araya getiren bu üçüncü baskıya yazarın yeni bir önsözü de eşlik etmektedir.

“Anarşizmin dinamik bir şekilde ortaya çıkışıyla birlikte, güncele yönelik bir kavrayış için Bookchin’in Kıtlık Sonrası Anarşizm kitabından daha iyi bir klasik yoktur. Hatta, makalelerden oluşan bu derleme “yeni anarşizm” için bir mihenk taşıdır. Günümüz anti-kapitalist hareketlerindeki en mücbir meseleler —yakınlık grupları ve doğrudan eylem, ekoloji ve çeşitlilik içinde birlik, hiyerarşinin eleştirisi— kırk yıl öncesinin Kıtlık Sonrası Anarşizm kitabında bulunmaktadır. Bookchin’e referans vererek söylemek gerekirse, Kıtlık Sonrası Anarşizm özgürlüğün doğrudan demokratik biçimleri için ütopik talepleriyle —günümüzün küresel deneyimlerinde yüksek sesle yankılanmakta olan— “vaat hissi” sunmaya devam etmektedir.”

—Cindy Milstein (Anarşist Çalışmalar Enstitüsü kurul üyesi)

“Murray Bookchin daha önce bir kaç kitap yayınlamış olsa bile, Kıtlık Sonrası Anarşizm 1971 yılında kendi adıyla yayınladığı ilk kitabıdır. Kitapta yer alan göz kamaştırıcı metinler, büyük bir anarşist düşünürün, hatta Kropotkin’den beri en özgün düşünürün gelişini bildirmektedir.

— David Goodway (For Worker’s Power: The Selected Writings of Maurice Brinton ve Talking Anarchy —Colin Ward’la birlikte— kitaplarının editörü)

“Bookchin modern toplumun keskin bir analizini yapmakta, ekolojik krize yönelik isabetli, provokatif bir tartışma sunmaktadır.”
— Library Journal


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 264
Ağırlık : 264
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺135,30
Mülakatlar ve Denemeler 1993 - 1998

Murray Bookchin, gençken New York City’deki sosyalist kalabalığın önünde konuştuğu ve İspanyol İç Savaşı’nda Franco’yla savaşanlar için destek çalışmalarına başladığı 1930'lardan beri dinamik bir devrimci propagandacıdır.
Şimdi, kitap biçiminde ilk kez bu cilt, sosyal ekolojinin kurucusuyla bir dizi heyecan verici ve ilgi çekici röportaj ve ondan makaleler sunuyor. Bu geniş koleksiyon, Bookchin’in Büyük Buhran sırasında genç bir Komünist olarak gençlik yılları, 1960’lardaki deneyimleri ve bu on yılın dersleri üzerine düşünceleri, özgürlükçü komünist toplum vizyonu, özgürlükçü siyaset, anarşizm ve teori ile pratiğin birliği ekseninde Solun geleceğinin ele alındığı bir çalışmadır. Bugün radikalizmin krizini değerlendirmeye devam ediyor ve devrimci bir Solun gerekliliğini savunuyor. Son olarak, böyle bir Solun inşasında hem anarşizmde hem de Marksizmde neye değer verilmesi gerektiğini belirtir ve yeni bir devrimci toplumsal hareket oluşturmak için kılavuzlar sunar.


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺143,50

On binlerce yıllık muğlak bir toplumsal evrim sonrası, yeniden doğal evrime girmemiz gerekir.sadece nükleer intihar ve ekolojik felaketler olasılığı karşısında hayatta kalmak için değil, yaşam dünyasında kendi verimliliğimizi geri kazanmak için de... Yeniden ilk atalarımızınki gibi ilkel yaşam biçimlerine dönmemiz gerektiğini ya da etkinliği ve techné'yi pastoral uysallık ve kırsal pasiflik imgesine teslim etmemiz gerektiğini söylemiyorum.

Doğal dünyanın öznelliğinin yanı sıra onun yaratıcılığını, aktifliğini, çabasını ve gelişmesini de inkâr ettiğimizde onu kötülüyoruz demektir. Doğa asla uyuşturulamaz. Doğal evrime yeniden girmemiz, insanlığın doğallaştınlması olduğu kadar doğanın insanlaşmasıdır aynı zamanda.

Özgürlüğün ekolojisi, en nihayetinde, toplumsal özgürlükle doğal özgürlüğün bu ekolojik etkileşimi içinde şekillenecektir. Bu kitabın Özgürlüğün Ekolojisi şeklindeki başlığı, doğa ile insan toplumunun yeni bir ekolojik duyarlılık ve yeni bir ekolojik toplum içinde yeniden uzlaşmasını -insanın insanla yeniden uyum içine girmesi yoluyla doğa ile insanlığın yeniden uyum içine girmesini- ifade etmeyi amaçlamıştır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 486
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2015
₺241,90

Bugün özgürlük idealleri yerlerine oturtulmuş durmudalar ve onları mantıklı bir açıklık ve tutarlılıkla tanımlamak mümkün. Karşımızda duran şey toplumu iyileştirmek ya da değiştirmek ihtiyacı değil yalnızca; bugün toplumu yeniden yapmak, yeniden kurmak ihtiyacıyla karşı karşıyayız. Karşılaştığımız ekonomik krizleri, bizleri parçalayan ve yaşadığımız yüzyılı tarihtekien kanlı yüzyıl yapan toplumsal çatışmaları çözmek, ancak bu sorunların egemen olan bir medeniyetin kalbinde yattıklarını, yani yalnızca kötü yapılanmış bir toplumsal ilişkiler bütününden ibaret olmadığını açıkça görmekle mümkün olabilir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 228
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2017
₺118,90

Toplumsal ekoloji, sadece ahlakın yeniden canlandırıllması için değil, aynı zamanda  ve her şeyden önemlisi toplumun ekolojik bir temelde yeniden inşa edilmesi için de talepte bulunur. Toplumsal ekoloji, kör piyasa güçlerine ve acımasiz bir rekabete dayanan iktidar odaklarından etik taleplerde bulunmanın, kendi başına ele alındığında, kesinlikle sonuçsuz kalacağını vurgular. Kendi başına ele alındığında böylesi bir talep, ekolojik bir topluma ulaşmayı sadece bireysel tutumların degişmesi, tinsel bir yenilenme ya da yari dinsel bir arınma ile ilgili bir mesele haline getirerek günümüzde hüküm süren asıl iktidar ilişkilerini gözlerden saklar. Yeni bir etik bakışın taşıdığı önemin her zaman farkında olsa da toplumsal ekoloji, öncelikli olarak, birinci dogayı hakimiyet altına alma gibi fikirlerin hem yapısal hem de öznel kaynaklarına inerek günümüz toplumunun dogal dünya üzerindeki ekolojik sömürüsünü sona erdirmeyi amaçlar. Kısacası, bütün bir tahakküm sistemine (onun ekonomisine, teknigi kötüye kullanımına, idari aygıtına, siyasi hayatın itibarini zedelemesine, kültürel gelişmenin merkezi olan şehri yerle bir etmesine, tüm o ahlakı iki yüzlülüklerine ve insan ruhunu kirletmesine) meydan okuyarak, kendilerini insanlığa dayatan ve insan dışı doğa ile insanı doğa arasındaki ilişkiyi tanımlayan hiyerarşik ve sınıf temelli değer yargısı sistemlerini ortadan kaldırmayı amaçlar.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 128
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2017
₺82,00

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 456
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2017
₺233,70

Bu kitaptaki makaleler, özetle, bugün yüz yüze olduğumuz ekolojik sorunların özünü yakalama çabasıdır; Yani, toplumsal ilişkilerde tahakküm ve ekonomik ilişkilerde rekabet. Alman Yeşilleri ve dünyanın birçok yerinde politik olarak, nahif çevreciler bir yana, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde ki bir çok sosyalistten bile duymakta olduğumuz, kapitalizm ve serbest rekabetin erdemleri hakkında ki mevcut çığırtkanlık yüzünden, tüm bu makalelerde ki anti-hiyerarşik ve anti-kapitalist yönelim, her tür "Sol" un hiç olmazsa modern kapitalizme karşı bir zeminde buluştuğu yirmi yıl öncesine oranlar bugün çok daha önemlidir.

Öyleyse, bu kitapta öne çıkan, toplumsal ekoloji, kentleşme, rasyonel bir toplum için yeni teknolojiler, Marksizm ve yeni bir politika gibi, görünüşte ayrı duran konuları birleştiren nedir? Tüm bu makaleler tek bir temaya farklı ifadeler kazandırmıştır: Tutarlı, özgürlükçü ve diyalektik bir bakış açısına duyulan ihtiyaç. Eğer tek bir suçum varsa, o da, tutarlı bir biçimde ve dogmatizme ya da sekterliğe kapılmaksızın, devrimci bir geleneği savunmaya ve bugün, ona kapitalizmin son dönem gelişmelerinde tam anlatımını bulan bir esneklik kazandırmaya çalışmam olmuştur.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 400
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2017
₺205,00

Bu kitaba Toplumsal Ekolojinin Felsefesi adını verdim, çünkü diyalektik doğalcılığın toplumsal ekolojinin en temel iletisinin desteklerini oluşturduğuna inanıyorum.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 186
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2017
₺98,40

Tarihte birbirimizle ve doğal dünyayla ilişkilermizde bu dneli muazzam bir krizle karşı karşıya kalacak kadar yanlışı nerede yaptık ?

Eğer ideal olanı reel olanla birleştirecek ve " realizm " gibi sözcüklere olduklarından daha zengin , daha rasyonel bir anlam kazandıracak bir etiğe umutsuzca ihtiyaç duyuyorsak , o halde karşımızda geleceksel bir ikilem duruyor demektir. İyi ile kötü , doğru ile yanlış ...

Bu acıtan modern kriz , yerinden ettiği şeyleri , yerine oturtmaya çalışan birçok ideolojik hareketin kendi içindeki ciddi bir krizini de beraberinde getirmiştir.

Ya bu değerlendirmeler ışığında , radikal toplumsal teorinin ve analizin acımasız bir yeniden kuruluşu işini sırtlanacağız ya da çoktan geçip gitmiş ve şimdi toplumsal bilinçte tamamen yanıltıcı , aslında gerici rol oynayan bir çağdan bize miraz kalmış dogmaların akılsız kurbanları olarak kalacağız.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 155
En / Boy : 13 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2017
₺82,00

Yirminci yüzyılın en önemli "aykırı" düşünürlerinden biri olan Murray Bookchin’in, devrimci geleneğin zayıflaması, devrimler çağının eski ve yeni kuşakların bilincinden/belleğinden silinmeye yüz tutması karşısında duyduğu derin kaygı sonucu kaleme aldığı bu dört ciltlik anıtsal eser, o büyük devrimlerin özneleri olan halkların/kitlelerin/"taban" oluşumlarının kurumsal ve örgütsel yapılarına ışık tutmakta, her bir devrimin arka planındaki toplumsal, ekonomik, kültürel ve politik gelişmelere odaklanmaktadır. Bu devrimler -kapitalizmin ne’liğine ilişkin açık bir fikre sahip olmasa ve hatta genellikle modern kapitalizmin önünü açsa da? kapitalizmin ahlaki, politik ve toplumsal birer alternatifi olarak gelişmiş; bugünün bireysel çıkarı gözeten, yarışmacı, daha fazla mülk edinme peşinde koşan egemen anlayışla tersleşmiştir. "Varolan durumun" zaten "olması gereken şey" olduğu yolundaki teleolojik inanç, egemen paradigmanın işine gelen büyük bir yalandır. "Varolan"a eleştirel bakışla karşı çıkan, özgürleştirici bir "ne olmalı" arayışı ise somut ifadesini devrimci halk hareketlerinde bulmuştur. Halk devrimcileri, ne yaptıklarına ve amaçlarının ne olduğuna ilişkin düşüncelerini kitapçıklarında, konuşmalarında, manifestolarında ve eylemlerinde çok etkileyici bir biçimde sunmuşlardır. Yazar, bu adanmış insanların eylem ve etkinliklerini, o isyan ve savaş günlerinde onlarla birlikte omuz omuza mücadele eden birinin ruh haliyle anlatmaktadır. Unutuş’a karşı savaşın bizatihi devrimci bir tutum olduğunun bilinciyle...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 470
En / Boy : 15 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2017
₺167,20

“Bookchin, ömrünü kapitalizmin “ya büyü ya öl” mantığına, o doymak bilmez ethosuna karşı çıkmakla harcadı. Bu kitaptaki dokuz deneme bu çabanın vardığı en son noktayı temsil ediyor: eşitlikçi, doğrudan demokrasinin uygulandığı ekolojik bir toplumun kuramsal payandalarını, böylesi bir toplumun nasıl inşa edilebileceğiyle ilgili pratik bir yaklaşımla birlikte, sunuyor. Bookchin, toplumsal değişimi hedefleyen geçmiş hareketlerin başarısızlıklarını eleştirel gözle inceliyor, doğrudan demokrasi vaadini yeniden diriltiyor veçevre krizini hakiki bir tercih momentine nasıl dönüştürebileceğimiz konusundaki ümidinin dayanaklarını özetliyor toplumsal cinsiyetin, ırkın, sınıfın, ulusun paralize edici hiyerarşilerini aşma fırsatından, toplumsal sistemimizin radikal kötülüğüne radikal bir çare bulma fırsatından söz ediyor. (…) Bookchin, arı düşüncesi, ahlaki sorumluluğu ve gerçekçi bir ümidin peşinde ödün vermeden, bütün içtenliğiyle koşması itibarıyla gerçek bir Aydınlanma çocuğudur.”

- Ursula K. Le Guin

“Bookchin, olağanüstü yeteneği ve enerjisiyle yıllar boyunca farklı alanlarda boy gösterdi: tarih, teknoloji, toplumsal örgütlenme, adalet arayışı ve özgürlük, vs. Bu alanların her birine ışık ve içgörü kattı, özgün ve provokatif düşünceler ile esinleyici bir vizyon kazandırdı. Radikal demokrasi üzerine yazdığı yazılardan oluşan bu kitap onun büyük başarılarını daha da ileri bir noktaya taşıyor.”

- Noam Chomsky

Zuccotti’den Taksim’e meydanlarda şekillenen radikal demokrasi, sergilediği müthiş direniş anlarına rağmen, ortaya henüz işe yarar bir alternatif politika koyamadı. Ne ki tabandaki heyecan ve dayanışma, bugünün baskıcı güçler dizilimini bertaraf etme ve onun yerine vizyoner, eşitlikçi daha da önemlisi, ulaşılabilir yeni bir toplum geçirme yetisine sahip bir politik praksis oluşturacak birleşik bir güce dönüşmüş değil henüz. Bookchin doğrudan bu ihtiyaca değiniyor; özgür bir toplumun ne menem bir şey olabileceğine ilişkin bir vizyon, bizi o ideale götürebilecek bir yol haritası ve yeni bir politik strateji sunuyor. Dolayısıyla, biz bu kitabı, dile getirdiği düşüncelerin kağıt üzerinde kalmaması, bize direnişten toplumsal dönüşüme doğru hareket etmemizi sağlayacak düşünce ve eylemler esinlemesi umuduyla okurlara sunuyoruz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 270
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2017
₺101,20

Bookchin’in son ve anıtsal eseri Devrimci Halk Hareketleri Tarihi elinizdeki dördüncü ciltle tamamlanmış olmaktadır. Kitabına yirminci yüzyılın ilk çeyreğindeki Alman Devrimini tartışarak başlayan Bookchin, o dönemki Alman işçi sınıfının Avrupa’nın diğer işçi sınıfları arasında en muhafazakâr ve düzene en fazla eklemlenmiş toplumsal kesim olduğunu, Alman Sosyal Demokrat liderler tarafından kurnazca kullanılan bu durumu sağlıklı değerlendiremeyen Spartakistlerin, Rosa Luxembug’un şahsında, kendilerine yanlış bir strateji belirlediklerini ileri sürmektedir. Bavyera, Macaristan ve Avusturya’daki devrimci kalkışmalar da yazarın kitabın birinci kısmında incelediği konular arasındadır.

Üzerinden yetmiş yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen anısı Bookchin açısından hâlâ taptaze olan İspanya Devrimi ise tarihte eşi görülmedik bir enternasyonalist mücadeleyi içerir. Devrim tarihi boyunca hiçbir işçi sınıfı dönemin İspanyol proletaryasının, hatta İspanyol köylüsünün sahip olduğu sınıfsal bilinç düzeyine erişememiştir. Yirminci yüzyıldaki devrimci dalganın ulaştığı en üst nokta olan İspanyol Devrimi, yenilgiyle sonlansa bile, tüm dünyaya, devrimci düşünürlerin o zamana kadar tahayyül bile edemedikleri bir proleter vizyon kazandırmıştır.

İki yüzyıl önce sosyalizmin ortaya attığı o büyük toplum projesi bugün zayıflamış gibi görünse de asla ölmüş bir düşünce değildir. Yeni bir özgürlükçü/eşitlikçi toplumsal gerçeklik yaratma görevi bütün yakıcılığıyla orta yerde durmaktadır; bu görevin üstesinden gelebilmek de ancak genç kuşakların tarihsel bilinçle başarabilecekleri bir iştir. Bookchin’in Devrimci Halk Hareketleri Tarihi bu yolu aydınlatan bir ışıldak gibidir.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2014
₺140,80

Üçüncü Devrim’in ilk iki cildinde modern çağdaki demokratik devrimler tartışılmış, feodal kurumlarla mutlaki monarşilerin tasfiyesiyle yaşanan siyasal değişimlerin yanı sıra sanayi kapitalizminin doğuşu ve gelişmesi, toprağın görece eşit dağıtımı ve aristokrasiye ait bir dizi ayrıcalığın yürürlükten kaldırılması gibi ekonomik değişimler üzerinde de durulmuştu. Elinizdeki bu üçüncü cilt ise yirminci yüzyılın birinci yarısını tarihin en devrimci dönemi kılan iki büyük devrimci kalkışmaya, 1905 ve 1917 Rus devrimlerine odaklanmaktadır.

Proleter devrimler çağını başlatan bu iki olaya heterodoks, ama aynı zamanda gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşan Bookchin, eski düzeni yıkıp yepyeni bir düzen kurmak amacıyla üretilen devrimci doktrinlerdeki doğru ve yanlış yönleri zamanın sınamasından geçirerek derinlemesine irdelemektedir. 1917 Bolşevik Devrimi’ni Avrupa sosyalizminin bir ifadesi olarak gören Bookchin, zamanın en işe yarar devrimci fikirlerinin Rusya’daki Sol Sosyalist Devrimciler tarafından dile getirildiğini, onların devrimci halkçılığının Şubat Devrimi sonrasında Rusya’nın sürüklendiği krize en iyi çözümü sunduğunu belirtmektedir. 1905’ten 1917’ye Rus Devrimleri soluk soluğa yaşanan, büyük düşün ve eylem adamlarının damgasını vurduğu büyüleyici bir devrimci dönemin özgün hikâyesidir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 520
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2018
₺149,60
Tükendi

On binlerce yıllık muğlak bir toplumsal evrim sonrası, yeniden doğal evrime girmemiz gerekir.sadece nükleer intihar ve ekolojik felaketler olasılığı karşısında hayatta kalmak için değil, yaşam dünyasında kendi verimliliğimizi geri kazanmak için de... Yeniden ilk atalarımızınki gibi ilkel yaşam biçimlerine dönmemiz gerektiğini ya da etkinliği ve techné'yi pastoral uysallık ve kırsal pasiflik imgesine teslim etmemiz gerektiğini söylemiyorum.

Doğal dünyanın öznelliğinin yanı sıra onun yaratıcılığını, aktifliğini, çabasını ve gelişmesini de inkâr ettiğimizde onu kötülüyoruz demektir. Doğa asla uyuşturulamaz. Doğal evrime yeniden girmemiz, insanlığın doğallaştınlması olduğu kadar doğanın insanlaşmasıdır aynı zamanda.

Özgürlüğün ekolojisi, en nihayetinde, toplumsal özgürlükle doğal özgürlüğün bu ekolojik etkileşimi içinde şekillenecektir. Bu kitabın Özgürlüğün Ekolojisi şeklindeki başlığı, doğa ile insan toplumunun yeni bir ekolojik duyarlılık ve yeni bir ekolojik toplum içinde yeniden uzlaşmasını -insanın insanla yeniden uyum içine girmesi yoluyla doğa ile insanlığın yeniden uyum içine girmesini- ifade etmeyi amaçlamıştır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 486
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2015
₺28,80 KDV Dahil
1
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı