İsrailoğulları; "Biz Tanrının halkıyız!" diye inanmalarını sağlayacak birçok zahiri ve halî mucize, insanı yürekten etkileyen, iman etmeye zorlayan hadiseler yaşamışlar. Günah işlemişler, bağışlanmışlar, ilahî azameti açık seçik görmüşlerdir (üstü kapalı da değil).
1948’de kurulmuş olan İsrail devleti toplam zamanı 76 yıl olacak şu iktidar dönemlerini de birincide olduğu gibi fesat ile sürdürürlerse, tahmini olarak 2023-2024 tarihlerinden itibaren İsrail’in içi kaynamaya başlayacak. Çünkü 76 yıl sürmüş ilk iktidarları döneminde de daha Hz. Süleyman (a.s.) hayatta iken birbirlerine girmişler ve Hz. Süleyman’ın (a.s.) cenazesi kalkmadan ülkede isyanlar ve başkaldırılar alıp başını gitmişti. Sonra da parçalanıp birbirlerini yemişler, ardından da Asur, Babil ve Selefkos ve Romalılara yem olmuşlardı.
İsra suresinin ilk sekiz ayeti İsrailoğullarının macerasını anlatır. İsrailoğulları, şimdiki iktidar dönemlerinde de ilkindeki gibi bozgunculuk yapmayı sürdürürlerse başlarına gelecek olan bellidir.
Cenab-ı Hakk’ın, İsra suresinin 8. ayetinde geçen “ve in uddum udna” ifadesiyle bize ihsas ettirmek istediği de budur: “Ben size ikinci kere devletinizi kurma hakkı vereceğim. Eğer siz yasaya uygun yaşar ve adaletle hükmederseniz, ben de size takdir ettiğim sürede sizi orada huzur içinde yaşatırım. Yok, eğer siz bundan döner ve yeniden zulüm etme yolunu seçerseniz, ben de dönerim ve size takdir ettiğim bela ve musibeti başınıza getiririm.” diyor.
Bu kitap; 30 yılı aşkın bir zaman diliminde İsra suresinin ilk sekiz ayetinde işaret edilen hakikatleri, nazil olduğu devre bakan yönüyle olduğu kadar bugünlere bakan yönüyle de tefsir edebilmek, yorumlayabilmek; ayrıca ayetleri ele alırken aynı konuların geçtiği Tevrat metinlerine de mercek tutabilmek amacıyla yazıldı.
Göğsünün içinde yürek taşıyan, kulağı olup da duyan herkes için ibretlik 45 Gün... - Yaşanmış Gerçeküstü Bir Hadise - Ahiret hayatına dair doğusundan batısına dünyanın her köşesinden insanların sayısız tecrübeleri ve tespitleri mevcuttur. Sıradan insanların da gerek rüyalar gerekse yaşadıkları sıra dışı olaylar vesilesiyle bilgileri vardır. İnsanların bir kısmının tam bir kanaat ile olmasa da gereklerini hakkıyla yerine getiremese de pek çok insan ahiret hayatına inanır. İnsanlar en azından rüya vasıtasıyla ahiret hayatı ile ilgili tecrübeler yaşar. Kimileri öldüğünü görür, kimileri mezarına konduğunu, kimileri cennet ve cehennem hâllerini... Tıbbî olarak ölüp dirilenlerin anlattıkları sayısız veriler, kişisel deneylere dayanan tecrübeler de insanların elinde mevcut ama bugünün determinist zihin yapısı hep laboratuvar düzeyinde kanıt aradığı için bunlar ancak meraklılarını ilgilendiren malzemeler olarak hatıralarda, edebi eserlerde, filmlerde karşımıza çıkar. İşte bu eserde anlatılanlar da İkinci Dünya Savaşı’nın tüm dünyayı kasıp kavurduğu dönemde askerliğini yapan babam İsmail Bulut’un Malatya Akçadağ Karakolu’nda kırk beş gün boyunca şahit olduğu ve dinlediği olağanüstü bir hadiseye dayanıyor. Babamın koğuş arkadaşı Halil Akbaş, kırk beş gün boyunca her akşam bir tür astral seyahatle ötelere/ahirete gider; bir karakol dolusu koğuş arkadaşının sorgulayıcı bakışları altında orada yaşadıklarını etrafındakilere detaylıca aktarır. Bu hadiseden çok etkilenen babam, arkadaşı Halil Akbaş’ın bu olağanüstü tecrübesini âdeta bir kamera gibi zihnine kaydeder. Bu şahit olduğu hadiseyle askerlik sonrasındaki hayatına yeni bir yön çizer. Kahramanlarının büyük bir kısmı artık ahirete intikal etmiş hayli ilgi çekici bu hadisenin anlatıcısı, onun aynı zamanda birincil tanığı olan babam. Ahirette 45 Gün, bir babanın böylesi olağanüstü ve hikmetli bir tecrübesini oğluna aktarmasının hikâyesidir. Mehmet Ali Bulut
Bu yazılar kaleme alındığında, benden başka okuyucum yoktu. Zaten birileri okusun diye de yazmamıştım. Yazdıklarım, evvel zaman içinde, çoğu, yaşanan hadiselere karşı tepki olarak içimde birikmiş öfkeler veya yenilgiler yahut iç çekişmelerden ibarettir...
Aslında çok kapsamlı olan, 20 yıl boyunca biriken bu yazılardaki şahsi sayılabilecek ve o günü ilgilendirebilecek anekdotlar ile değerlendirmeler de çıkarıldı. O nedenle hadiseleri tasvir ederken mümkün mertebe genel yargıları vermeye, belli bir isim zikretmeden tabloyu aktarmaya çalıştım. Bir cemaatten veya cemiyetten söz ederken onları incitmemek için sözü daha bir usturuplu kullanmaya özen gösterdim.Bütünüyle başarabildim mi? Sanmıyorum!
Nitekim bundan dolayı bu eserin başına çok şeyler geldi. Eser; kırpıldı, biçildi, elendi ve böylece karşınıza çıkabildi. Adı üstünde, ahkâmsız hükümler. Bendeniz de ahkâmsız hükümler müftüsü. Yazılanları bir ayna varsayın. Ondan incinmeye, ona kızmaya, bozulmaya gerek yok.Sinirlerinizi bozan satırlarla karşılaştığınızda, omzunuza dökülen kepekleri size gösterdiği için o aynaya teşekkür de edebilirsiniz, kızıp kırabilirsiniz de.Tercih sizin...
"Ecel geldi mi ondan kurtulmak için verilecek hiçbir çaba fayda vermez." -Beydeba - Saçı sakalı uzamış adam otobüsten indiğinde şaşkındı. Avare bir gezgin gibi, uzun uzun çevresine bakındı. Hiçbir yüzün ona tanıdık gelmemesi, içindeki yalnızlık duygusunu daha bir derinleştirdi. Rüyasında gördüğü yeri yeniden hatırlamaya çalıştı... Acaba orayı gördüğü gibi mi bulacaktı yoksa hiç beklemediği bir atmosferle mi karşılaşacaktı burada? Rüyasında gördüğü yer çok yeşillikti. "Burası Uçmak" demişlerdi. Manzara adeta bir tabloyu andırıyordu. Oldum olası yeşili ve yeşilliği, ormanı çok sevdiği için rüyasını iyiye yormuş, bundan hareketle, randevu yerinin güzel bir yer olabileceğini düşünmüştü... Ama rüyada gördüğü gökyüzünün, büyükçe bir odanın kabartmalı tavanını andırıyor olmasına bir anlam verememişti. Herşeye rağmen yine de rüyasını iyiye yormuştu. Fakat bu yorum şimdi onu teselli etmeye yetmiyordu. Çünkü varacağı yer, ne kadar güzel olursa olsun, orada bu aleme veda edecekti. Bildiği her şeyle belki de bir daha karşılaşmamak üzere ilişkisini kesecekti. Oysa hayat muazzam ve karmaşık ilişkiler ummanıydı. Her şeyi geride bırakıp ayrılmak... Pek de kolay sayılmazdı. Nitekim, geride bıraktığı karısını ve çocuklarını daha şimdiden özlemişti. Ama ona, "Ayrılık saati geldiğinde ne kadar çok sevgilin varsa o kadar ıstırap çekersin..." demişti ta baştan... Ölüm vadisine giden filler gibi mütevekkildi. Omuzları düşmüş, saçları dah abir ağarmıştı. Boğazında peş peşe düğümler sıralanıyor, gözlerine gelen yaşları içine denkleştirmeye çalışan genç adama seslendi: -Delikanlı Uçmak’a nasıl giderim?
El ve parmak yapılarımız ile yüz hatlarımız davranışlarımızı belirleyen genetik kodlar içerir. Bu genetik kodlama; kişinin iç hallerinden, yeteneklerinden, hastalıklarından, başarılı ya da başarısız olabileceği girişimlerinden haberler verdiği gibi düşünce süreçlerini de belirler.
Parmakların uzunluğu ya da kısalığı, avuç içindeki çizgiler, yükseltiler ve çukurlar hep bir şeylere işarettir. Mesela, bir meslekte çok başarılı olmuş insanların ellerinde belirgin ortak özellikler vardır. İnsan yüzünün sol kısmı o insanın gerçek kişiliğini yansıtır. Buna karşın sağ tarafı ise saklamaya çalıştığı diğer yüzünü gösterir.
Her insan;
El ve yüz çizgilerinden, tavır ve davranışlarından insanların kabiliyet ve kapasitelerini okuma sanatı olan Elfabe, insanın yüzündeki, avucundaki, cildindeki birtakım işaretlerden hareket ederek, hayatını doğru yönlendirmesi için ona yardımcı olmak amacıyla yazılmış bir kitap...
Genetik potansiyelini keşfetmek isteyenlere kaynak niteliğinde bir eser...
Kan grubunuza göre beslenmenin önemi... Beslenme şeklimiz hasta ediyor. Bir klinikte yapılan ankette "İnsan niçin hasta olur?" sorusuna; insanların yüzde yetmiş üçü "Allah sevdiğine hastalık verir!" şıkkını işaretlemiştir. Birçok insan hastalığı kaderimizin ya da genetik yapımızın kalıtsal bir sonucu olarak kabul eder. Bu nedenle beslenme şeklimizin bizi hasta edebileceğini aklımıza getirmeyiz! Motorların farklı yakıtla çalıştığı gibi... Hastalıklarımızın büyük bir kısmının yediklerimiz ve içtiklerimizden kaynaklandığı bilimsel anlamda da ispat edilmiştir. Kişilerin mizaçlarına uygun beslenmemesi, hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalarda, farklı motorlarda farklı yakıtlar kullanıldığı gibi; insanların da birbirinden farklı mizaç ve yapılara sahip olduğu, alınan gıdayı hazmettirecek enzimin her bünyede aynı güçte ifraz edilmediği belirlenmiştir. Kan grubunuza göre beslenin. Bugün tüm dünyada, bu yeni bilgiler ışığında yeni bir beslenme tarzı önerilmekte; kişilerin, kan gruplarına (mizaçlarına) uygun beslenmeleri halinde şişmanlık ve hastalık probleminden kurtulacakları savunulmaktadır. Geleneksel tıp daha da ileri giderek her insanın kendine özgü sindirim sistemi ve enzimleri olduğu bilgisinden hareketle, kişiye özel beslenme programları önermektedir. Bilinçli beslenip sağlıklı yaşayın. Kendi bünyenize göre bilinçli beslenmenin yol ve yöntemlerini öğrenerek sağlıklı yaşayın.
Okuyacağınız bu eser, sık sık kendisi ile konuşan X’in; insanlık macerasının tamamına tanıklık etmiş insan dışı bir “Ruhani Varlık” olan Z’ye yönelttiği soruları ve cevaplarından oluşmaktadır.
Birçok yerde soruyu soranın veya cevap verenin siz olduğunu düşünebilirsiniz. Buna şaşırmayın. Çünkü sonuçta hayat hepimizin müşterek alanıdır. Birimizin aklına takılan bir soru, pekala diğerimiz için de çözümlenmesi gereken bir problem olarak zihnimizi meşgul ediyor olabilir. Çünkü bu sorgulama, aslında hepimizin öyküsüdür.
Bizim ömrümüz ve bu ömürde ürettiğimiz sorular/cevaplar kısacık olabilir ama insanlığın ortak hafızası, ortak cevapları bu küre üzerinde geçirdiğimiz tarih kadar yaşlıdır.
Ve bu eser; o ortak cevaplardan günümüze dek gelen, bugüne de hitap eden tecrübelerden bir demet sunuyor hepimize...
Eğer siz de ruhlarınızı evrenin gizemli alanlarında bir geziye çıkarmak istiyorsanız, buyurun! Yolculuk başlıyor...
Bu kitap, bir yeniden ayağa kalkma kitabıdır. “İnsan-ı kamil”e giden yolun bir egzersizidir. Mevcut insan varlığımızla medeniyet kurma imkânımızın kalmadığına inanan yazar, medeniyet kurucusu olabilecek insan tipinin yeniden inşası denemesine girişir bu eserinde. Bu eser aynı zamanda, “akıl midesi”nin sağlıklı beslenmesi üzerine yapılmış bir çalışmadır.
Bu kitapla;
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.