Psikoloji öğrencisi Chyna Shepherd kısa bir tatil için en yakın arkadaşı Laura’nın Napa Vadisi’ndeki evine konuk olur. Çocukluğu boyunca şiddete maruz kalan Chyna’yı evdeki ilk gecesinde içgüdüsel olarak bir huzursuzluk kaplar ve uyuyamaz. Bu sırada sadist katil Vess eve girmiştir. Tüm ev halkını vahşice katleden Vess’ten bir şekilde saklanan Chyna nın tek amacı bu beladan sağ çıkmayı başarmaktır. Ancak Chyna tesadüfen Vess’in bir sonraki kurbanının, evinde esir ettiği on altı yaşındaki masum Ariel olduğunu öğrenir, bu yalnız ve çaresiz genç kıza ondan başka yardım edebilecek hiç kimse yoktur. Ariel’i bulup kurtarmaya karar vermesiyle Chyna psikopat katilin ölümcül yörüngesine girer Chyna Shepherd’in yürek isteyen mücadelesini unutamayacaksınız...
"Senin bir görevin var, Gezgin Jack." demişti Speedy ona. "Yakanı bırakmayacak bir görev. İşin doğrusu bu. Keşke böyle olmasaydı." Jack Sawyer’in, ölmek üzere olan annesini kurtarabilecek, ana-oğul yok etmeye uğraşan düşmanı yenebilecek tek şey o Tılsım’dı. Ama Jack amacına ulaşabilmek için yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’ni baştan başa geçmekle kalmayacak, inanılmaz güzelliklerle ve korku dolu tehditlerle dolu Diyar topraklarına da aşmak zorunda kalacaktı. Jack Diyar’a gittiği zaman, orada kendi dünyamızın Karanlık Çağı’ndan pek az farklı bir dünya bulur. Havası billur gibidir. Bir mil ilerdeki tarladan bir turp sökülse, kokusu gelebilmektedir. Ama o dünyada hayatlar, iyiyle kötü arasındaki sürekli çatışma arasında mum alevi gibi kolaylıkla sönebilmektedir. Jack orada "İkizler"i keşfeder. Bunlar dünyadan tanıdığı bazı kimselerin kişiliklerinin yansımasıdır. İçlerinde en önemlisi, Jack’in annesinin ikizi olan Kraliçe Laura’dır. Kraliçe Laura’da ölüm yatağındadır. Bu dünyadan pek az insan Diyar’a geçiş yapabilmektedir. Jack’in ölen babası bu işi yapabileceği gibi, onun kötü yürekli ortağı Morgan Sloat da yapabilmektedir. Jack’in de yapabileceği ortaya çıkacaktır. Jack, Tılsım’ı almak üzere batıya doğru yol alırken her adımda karşısına yürek durduran tehlikeli serüvenler çıkmaktadır. İndiana’da bir başıboş çocuklar yurdunda hapsedilip orayı yöneten sadist, dindar bir fanatik tarafından işkenceye uğramaktan tutun da, Kraliçe Laura’nın düşmanlarının saldırılarına uğramaya kadar. Ama Jack kararlıdır.
Little Tall Adası sakinleri, kuzeydoğudan esen korkunç fırtınaya defalarca maruz kalmıştı ama bu sefer durum çok farklıydı. Fırtına, beraberinde çok daha kötü bir şeyi de beraberinde getirmişti çünkü. Adaya ilk kar taneleri düşerken, yaşlı Martha Clarendon kelimelerle anlatılamayacak kadar korkunç bir şekilde öldü. Bu ölümün sorumlusu Andre Ligone’ydi ama kendisini yakalamaya geleceklerini bildiği halde, gümüş kurt başlı bastonuyla Martha’nın koltuğunda oturmuş bekliyordu. Ada sakinlerini birbirleriyle, en kötüsü de kendi kendileriyle karşı karşıya getiren bu zihin okuyucu şeytani adam, kısa sürede tam bir kabus haline geldi. İğrenç sırların kanlı işaretlerle, büyünün ölümcül gerçeklerle iç içe geçtiği ve çocukların bile ölümü enselerinde hissettiği bu kabustan kurtulabilmenin ise yalnızca tek bir yolu vardı. Ligone de onu öneriyordu zaten: "Bana istediğimi verin, gideyim!" Tüm zamanların en iyi korku romanı yazarı Stephen King, ABC televizyonunca dizi yapılan bu kitapta insanın içini ürpertiyor.
Mario Puzo’nun son kitabı Omerta, adını örgüt üyelerinin onurunun simgesi olan ‘suskunluk yasası’ndan alıyor. New York’un Mafya liderlerinden Raymonde Aprile bir suikaste kurban gider. Aprile, "Merhamet kötü bir alışkanlıktır. Sahip olmadığımız güçler için hak iddia etmektir ve kurbana karşı işlenen affedilemez bir suçtur." düşüncesiyle hareket etmiştir yaşamı boyunca ve merhamet etmeme sırası, kendi yerine geçmesi için yetiştirdiği yeğeni Astorre’dadır şimdi. Ama Baba Aprile’in katili kimdir? Mafya liderlerinin çoğunu hapse atan FBI ajanı Kurt Cilke mi? Bir türlü köşeye sıkıştırılamayan bir başka Mafya lideri Timmona Portella mı? Uluslararası karanlık ilişkilerin bir numaralı adamı diplomat Marriano Rubio mu? Yoksa bilinmeyen başka güçler mi? Ne var ki, ‘Omerta Yasası’ yürürlüktedir. Hem de her yerde!.. Ama Astorre, okuru korkunun, gerilimin ve ölümün soğuk labirentlerinde dolaştırmaya çoktan karar vermiştir. Omerta, Mario Puzzo’nun "son" başyapıtı...
"Düzenleyiciler"; Stephen King tarafından, ilk kez 1996 yılında Richard Bachman mahlasıyla yayınlanmıştır. Yazarın diğer bir eseri olan "Yaratık" (İnkılâp Kitabevi) ile paralellikler taşıyan bu romanın birçok karakteri, küçük farklılıklar olsa da diğerinde de var. Ancak her iki eser birbirlerine "ayna" tutuyor... King bu kitapta; bir yaratığın, otistik bir çocuğun zihnini ele geçirerek, sıcak bir yaz gününde Amerika’nın bir kasabasının sokağında oturan, sıradan insanların sakin yaşamını kâbusa çevirmesini anlatıyor. Hem de doğaüstü güçleri, popüler oyuncakları, çoğumuzun bildiği televizyon dizisinin kahramanlarını kullanarak... "Düzenleyiciler", gerçeküstü olayları kısa sürede değişen mekân ve zamana yayarak anlatan ürpertici bir gerilim romanı...
Burnu çürümüş ihtiyar çingene "daha sıska..." diye fısıldayarak bir sevgili gibi yanağını okşadı. İyi bir koca ve sevgi dolu bir baba olan Billy Halleck Connecticut’ta yaşamakta ve New York City’de avukatlık yapmaktadır. Amerikan ‘İyi Yaşamının’ keyfini çıkartan bir kurban! Pahalı ev, iyi bir aile, itibarlı bir meslek... normalden yirmibeş kilo fazla, otuzaltı yaşında ve doktorunun sürekli hatırlattığı gibi kalp krizi ülkesinin sınırında. ... ve günün birinde Billy Halleck’in güney Connecticut’un sakin kenti Fairview’da bir çingeneye arabasıyla çarpması sonucu tüm yaşantısı değişir. Bölgesel mahkemede sevimli yargıç ve dost şerif tarafından aklanmasına karşın karanlık ve daha kötü bir karar alınmıştır hakkında. Başta sevinir sonra telaşlanır sonunda dehşete düşer. Ve durduramaz. Sürekli yemesine karşın kiloları uçar gider. Connecticut’ın banliyösünden başlayıp kırsal Maine bölgesinde doruğa ulaşan büyü yok olmadan önce karabasanının sırrına eren bir adamın öyküsü. Acımasız terörün ve artan dehşetin öyküsü; aynı zamanda alışılmış Amerikan gönül rahatlığının sınırlarını zorlayan kabuslu kinayeler. Okuyun... Belki de bundan sonra artık perhiz yapmaya tövbe edersiniz.
On yaşındaki Penny Dawson yatağının altındaki korkunç ‘şeyleri’ babasına anlatamaz. Ya da bir gece yatağın altına soktuğu beyzbol sopasının elinden çekilip alındığını... Ya da gümüş beyazı gözlü ‘şeylerin’ kendisini izlediklerini... Penny onların kendisini ve kardeşi Davey’i öldürmek istediklerini bilmektedir. Ama babası bunu anlayamayacaktır, çünkü hala annelerinin ölümünden duyduğu sıkıntıdan bahsetmektedir. Penny’nin babası Dedektif Jack Dawson, kızının sessiz korkularının farkında değildir. Meslektaşı ve sevgilisi Rebecca Chandler ile dört korkunç cinayet soruşturmasını yürütmektedir. Girişleri ve çıkışları kapalı odalarda işlenmiş cinayetler... Yüzlerce küçük yarayla kaplı cesetler... Jack, zamanla yeryüzüne sözü edilemeyecek kadar korkunç bir şeyin salındığını anlar; kısa zamanda çocuklarına yönelecek olan karşı konulmaz bir kötülük. Ve onları kurtarabilecek olan tek kişi kendisidir.
Blaze Yüzyılın Suçunu İşledi... Hem de Ölü Bir Adamla! Blaze, Küçük Clayton Blaisdell’in öyküsüdür... Ona karşı işlenen ve onun işlediği suçların öyküsü... Blaze’in kafası, çocukluğunda babası tarafından merdivenden atıldığından ve sonra bir daha atıldığından beri yavaş işliyordu. Gençliğinde kötü muamele gördüğü ıslahevinden kaçtıktan sonra Blaze, her şeyi bildiğini düşünen George adlı tecrübeli bir suçluyla takılmaya başladı. George onu yüzlerce numarayla ve büyük bir fikirle tanıştırdı: zengin bir ailenin çocuğunu kaçırma fikriyle. Ama sonra George öldürülünce Blaze, partnerinin hayaleti tarafından ziyaret edilse de artık tek başına kalmıştı. Edebiyat tarihinin en sempatik suçlularından birine dönüşen Blaze’in öyküsü şaşılacak kadar güçlü ve hüzünlü. Stephen King’in Tom Gordon’a Aşık Olan Kız kitabı kadar gerilimli ve büyüleyici.
"Dışarıda neler oluyor?" diye fısıldadı kadın. Hızlı hızlı soluyordu. Farnham kadının sol yanağında ufak bir sıyrık olduğunu fark etti. Güzel, küçük ama dik memeli ve kabarık kumral saçlı, ufak tefek, tatlı bir piliçti. Giysileri pahalı sayılırdı. Ayakkabılarından birinin topuğu kırılmıştı. "Dışarıda neler oluyor?" diye tekrarladı kadın. "Canavarlar..." Bu kısa öyküler koleksiyonunda Stephen King yazarlık becerisini yine gözler önüne seriyor. Öykülerde hayaletler, katiller, hatta sigara kullanan yaratıklar bile var. Anlayacağınız Stephen King hayranları yine çok keyif alacak. Rüyalar ve Karabasanlar III, orijinali yirmi beş bağımsız öyküden oluşan ve yayınevimizden çıkan Rüyalar ve Karabasanlar serisinin son kitabıdır.
"Bir on sentliğin bir treni raydan çıkaracağına inanıyorum. New York kanalizasyonunda timsahlar ve midilliler kadar büyük fareler olduğuna inanıyorum. Bir çelik çubukla bir insanın gölgesinin kopartılacağım inanıyorum. Bir Noel Baba olduğuna ve Noel zamanında sokakta gördüğüm o kırmızı elbiseli insanların onun yardımcıları olduğuna inanıyorum. Çevremizde gözle görülmeyen bir dünya olduğuna inanıyorum. Golf toplarının içinde zehirli gaz olduğuna ve ikiye kestiğiniz takdirde çıkan gazın insanı öldüreceğine inanıyorum. Her şeyden çok da hayaletlere inanıyorum. Tamam mı? Hazır mısınız? İyi. İşte elim. Şimdi içeri giriyoruz. Ben yolu biliyorum. Sizin bütün yapmanız gereken şey elimi sıkıca tutmak ve inanmak olacaktır." Stephen King
Pek çok korku romanı yazarı, romanlarda ruh halinin önemli bir faktör olduğunu vurguluyor. Stephen King ise onlara katılmıyor ve düşüncesini şu sözlerle açıklıyor: "Ben hikâyenin fevkaladeliğine inanırım. Konu, ruh hali, hatta karakterler ve dil ikinci planda kalır." King’in deyimiyle "inanç, mutluluk ve iyimserlikle" yazılan bu öyküler onun haklılığını kanıtlıyor. Konu, ruh hali, karakterler ve dil değişken ama hikâye olağanüstü. Bu kısa öyküler koleksiyonunda Stephen King yazarlık becerisini yine gözler önüne seriyor. Öykülerde hayaletler, hatta öldürmek için yanıp tutuşan takırdayan dişler bile var. Anlayacağınız Stephen King hayranları yine çok keyif alacak. Rüyalar ve Karabasanlar II, orijinali yirmi beş bağımsız öyküden oluşan ve ilk sekiz öyküsü Rüyalar ve Karabasanlar adıyla yayınevimizden çıkan kitabın devamı niteliğindedir.
Broşür, Appalachian Yolu’nun Maine-Nej Hampshire bölümündeki altı millik yürüyüş parkurunun orta zorlukta olduğunu belirtiyordu. Bu parkur, dokuz yaşındaki Trisha McFarland’ın erkek kardeşi ve annesiyle bir cumartesi gününü geçirecekleri yerdi. Trisha, annesiyle kardeşinin her zamanki çekişmelerinden kurtulmak için yoldan ayrılıp sonra da kestirmeden onları yakalamak isterken, tehlike ve korku dolu vahşiliğin derinliklerine daldı. Karanlık çöktüğünde ise bu derinliklerin tam ortasındaydı artık. Trisha, sezgileriyle yönünü bulmak; aklıyla kendini savunmak ve cesaretiyle giderek artan korkusunu yenmek zorundaydı. Korkusunu yatıştırmak için Walkman’inden Boston Red Sox’ın beyzbol maçını yayınlayan radyo istasyonunu ayarladı. Kahramanı, Tom Gordon’ın cesur atışları, Trisha’yı yalnızlığa karşı da koruyordu. Radyo istasyonunun sesi giderek zayıflayıp yok olduğunda Trisha, Tom Gordon’ın yanında olduğunu hayal etmeye başladı. Artık yalnız değildi. En ilkel duygularımıza seslenen ve harekete geçiren Tom Gordon’a Aşık Olan Kız, bilinmeyene karşı duyduğumuz derin korkunun ve buna karşı koyacak cesaretin, inancın romanı. Daha doğrusu, bizi küçük bir kızın yenilmez ruhuna tanık eden, korkunç bir peri masalı...
Stephen King efsanesi, ucu bilinmeyene doğru giden yepyeni bir soruşturmayla geri döndü. Maine sahili açıklarındaki bir adada ölü bir adam bulunur. Cesedin üzerinde kimlik yoktur. Birtakım ipuçları, iki yerel gazeteci ve adli tıp eğitimi gören bir öğrenci sayesinde ortaya çıkar. Ancak adamın kimliğinin belirlenmesi bir yıldan fazla sürecektir. Ölü adam ve ölümünün şaşırtıcı koşulları hakkında bilgi sahibi olundukça, çözümden de o denli uzaklaşılmaktadır. Bu, olanaksız gibi görünen bir suç mudur, yoksa çok daha garip bir olay mı? Esrarın kalbindeki karanlık ve esrarlı olayları araştırma dürtümüz hakkında olan bu hikâyeyi Stephen King’den başkası anlatamazdı. Stephen King, Dashiell Hammett’in Malta Şahini’ nden ve Graham Greene’in eserlerinden izler taşıyan bu kitabında, konusu esrarın doğasından aşağı kalmayacak kadar şaşırtıcı bir hikâyeyle karşımıza geliyor
Macera / Aksiyon kategorisinin en önemli örneklerini sizler için bir araya getirdik. Ödüllü kitaplarında yer aldığı bu listeden istediğiniz yazarın istediğiniz kitabına hızlıca erişebilirsiniz.Kapıda ödeme imkanı ve kredi kartına vade farksız 6 taksit imkanı ile hızlıca kitap siparişi verebilirsiniz. %50'ye varan indirimlerle ucuz kitap siparişi vermek için en doğru adres olmaya devam ediyoruz.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.