Martin Amcamız gizli güçleri olduğı düşünülen antik bir müzik aletini aramak için, üç Jamaikalı ile yola çıkar.
Dostlarımız uzaklardan gelen ve büyü ile ölüm saçan bir kızılderilinin peşine düşerler.
Bu ciltte başlayan macerada dostlarımız eski bir düşmanlarıyla, Simyacı olarak bilinen Robert Gray ile karşı karşıya geliyor.
Florida’da Seminollere karşı oluşan nefret, savaş rüzgarları estirmektedir. Tex her ne kadar seminollerin haklarına saygı duysa ve disiplinden hoşlanmasa da, Carswell’den kurtulmak için orduya katılır.
Babası ortadan kaybolan küçük bir çocuk, onu bulması için müşteri olarak Dylan’a başvurur.
Yeni serinin ikinci sayısında kahramanlarımız eski dostları Edgar Allan Poe ile eski bir askerin anlattığı gizemli hikayenin peşine düşüyorlar.
Baltalı ilah bu kez iki eski düşmanıyla birden karşı karşıya geliyor.
Gençlerin oynadığı bir rol yapma oyununun yıllar sonra başlayan seri cinayetlerle ilgisi neydi ?
Dostlarımıza Angie tarafından emanet edilen küçük bir canlının ne kadar da büyük marifetleri olduğunu görüyoruz.
Bu ciltte dostlarımızın iki beyinli adamla süren macerası sona ererken, cildin son sayısı orijinal 500. sayıya denk gelen, « Kızılderili Büyüsü » adlı Ferri çizimi tamamı renkli öyküde Zagor eski bir düşmanıyla çok zorlu bir mücadeleye giriyor.
Geçen sayıda başlayan maceranın devamını ve sonucunu içeren bu sayıda Martin ve Java Şair Thomas’ın izinden İskoçya’ya gider.
Bu sayıda Blondie’nin hayat hikayesini ve bu yolu nasıl seçtiğini öğreniyoruz.
Dylan henüz genç bir polis memuru iken aşık olup evlenmeye niyetlendiği ve sonrasında hapishanede hayatını kaybeden Lillie ile karşılaşır. Eski aşklarını görüp intihar eden üç kişiyle bu karşılaşmanın nasıl bir bağlantısı vardır ?
Blondie’nin Dönüşü adlı maceranın devamı olan bu sayıda, Scanlon Creek’deki olayların altında yatan sebep ortaya çıkıyor.
13. Yüzyılda yaşamış ve şiirleri birer kehanet olan Şair Thomas’ın günümüz New York’unda yaşayanların gördüğü vizyonlarla ilgisi neydi ?
Küçük bir çocuğun gözüyle, gerçek hayattaki öcülerin, hayalimizde yaşayan öcülerden çok daha korkunç olabileceğini görüyoruz.
Üç tam macera içeren cildin ilk macerasında eski meslektaşının ölümü ile ilgili kabuslar gören Bloch, çareyi Dylan’a başvurmakta bulur. İkinci öyküde ilhamını Rusların ünlü bebeği Matruşka’dan alan bir seri katil var. Üçüncüde ise Dylan uzak bir kasabada yer altında saklı sırrrı keşfeder.
Üç ayda bir yayınlanacak bu yeni serinin ilk sayısında Büyücü Dörtgöz’ün ağzından Zagor’un maceralarını dinliyoruz.
1800’lerin ortalarında Atlas Okyanusunu Pasifik Okyanusuna bağlayan bir geçit aramak üzere yola çıkıp kaybolan denizcilerin iki asır sonra peşine düşen kahramanlarımız beklenmedik bir sonuca ulaşırlar.
Macera ismi ve kapaktan da anlaşılabileceği gibi bu sayıda eski bir tanıdık tekrar kahramanlarımızın yoluna çıkıyor.
Geçen ciltten devam eden macerada David’in hafızası yerine gelir ve peşine düşenlerin amacına ulaşması engellenir. Klasik western tarzı iki sayılık bir öyküden sonra Zagor’un en ilginç düşmanlarından biri olan iki beyinli adamın dönüşüne tanık oluyoruz.
Farklı fobileri olan insanlar en korktukları şekilde ölmüş bulunur, gizemi çözmek için Dylan devreye girer.
Olayların arkasındaki asıl gizli güçten habersiz olan dostlarımız Smirnoff’un planını engellemeye çalışıyorlar.
Martin amcamız, asistanı Java ile geçen sayıda başlayan macerada karşılaştıkları vampirlerle « Gece Yarısından Sonra Londra » filminin bağlantısını çözmeye çalışıyor.
Venedik’deki esrarengiz olaylar eski bir tanıdığın Kâbuslar Dedektifi’mizi işin içine katması sayesinde sona eriyor.
Smirnoff İngiltere tahtının varisi Lord Malcolm’u öldürüp, suçu Ruslara atarak, iki imparatorluk arasında savaş çıkarmak istemektedir.
Martin Amcamız bu kez sinema endüstrisinin en ünlü kayıp filmi olan Tod Brownings’in « London After Midnight » (Geceyarısından Sonra Londra) filminin peşine düşüyor.
Kabuslar Dedektifimiz bu kez İskoçya’daki Loch Ness gölünün ünlü canavarı Nessie’nin peşine düşüyor.
Zagor’un Huranların elinden kurtardığı David adlı gencin taşıdığı sır neydi ? Hafızasını kaybeden David’in unuttuklarını hatırlaması için dostlarımız çabalıyor.
Sıradan bir fotoğrafçıyı yıldız yapan neydi, sanat görüşü mü yoksa özel bir fotoğraf makinesi mi ?
Martin’i kaçıranlar ona içirdikleri serumla neyi öğrenmeye çalışıyordu ? Atlantis’ten kalan bir kılıcın peşindeki eski tanıdık kimdi?
Üç tam macera içeren cildin ilk macerasında Patty ile Dylan’ın aşkı yeraltı dünyasını sarsarken, ikinci öyküde Samira kardeşinin intiharı arkasındaki sırrı çözmesi için kahramanımıza başvurur. Son bölümde ise Dylan belli bir şarkıyı dinleyenleri öldüren seri katilin peşine düşer.
Bu sayı itibarı ile aylık periyoda dönen Martin Mystere’in bu macerasında 80 yıl önce basılan bir çizgi romanın arkasındaki sır açığa çıkıyor.
İnsanları ele geçiren asalakların kaynağını bulmaya çalışan kahramanımız, yönünü Saddle Town adlı küçük bir madenci kasabasına çevirir.
Vampir Jargo’nun peşine düşen Dylan onu hiç ummadığı bir yerde bulacaktır.
Dostlarımızın bulduğu kurbanlar yeni ölmelerine rağmen sanki mumyalanmış gibidir. Bu ölümlerin arkasında saklanan gizem acaba neydi?
İki kahramanın ilk tanıştığı macera olan Darkwood’da Macera, Ian Aranill (Dragonero) ve Gmor’un Oram Thais adlı asinin peşinden büyülü bir geçitten geçerek Darkwood’da Zagor ve Çiko ile karşılaşmaları ile başlıyor.
Vampir avcısı iki kardeş Yeni Zelanda’dan, İngiltere, Londra’ya bir vampirin peşinden gelip, Dylan’dan yardım isterler.
Cinayetleri çözebilmek için suçlularla empati kuran bir polis dedektifi, sanrılar görmeye başlayınca Dylan’a başvurur.
İtalya'da Aralık 2021'de çıkan bu sayıyı biz de vakit geçirmeden yayınlıyoruz. Roberto Diso'nun çizdiği macerayı Mister NO severlerin çok beğeneceğine inanıyoruz.
Zagor ve Takeda’nın yardımı ile Japon elçiyi kaçıranların peşine düşer.
Geçen sayıdan devam eden macerada Martin Amcanın başına gelenlerin ve Java’nın ölümünün ardında saklanan kişiyi öğreniyoruz.
ABD ve Japonya arasındaki ticareti baltalamak isteyenler Japonya elçisinin peşine düşerken dostarımız Takeda ile elçiye yardım etmeye çalışırlar.
Mister NO Klasik Maceralar cilt 55’de Vudu, kara büyü ve gizemli olaylarla dolu bir maceranın ardından Casablanca Cafe adlı bir öykü başlıyor.
Kanla imzalanmış bir mektubun akıl almaz cinayetlerle ilişkisini çözmek yine Kâbuslar Dedektifimize kalıyor.
Üç tam macera içeren cildin ilk macerasında Smileman adlı bir seri katilin sırrını çözmek bu kez Groucho’ya düşüyor. İkinci öyküde Londra büyük bir felakete uğrarken son bölümde Dylan Deliler Evi’nin gizlediklerini bulmaya çalışıyor.
Zagor ve Çiko bu kez eski bir tanıdıkla, Takeda ile karşılaşıyorlar. Takeda karısının ve kendisinin hayatını kurtarmış olan Zagor için önceden etmiş olduğu intikam yeminini yerine getirmek konusunda karar vermelidir.
Bonelli senaristleri bu kez çok ileri gitmişler, sevgili Martin amcamızı hiç alışık olmadığımız bir şekilde görüyoruz, agresif, huzursuz, hatta kısmen çıldırmış bir halde! Bu macera adından da anlaşılacağı gibi, kâbuslar üzerine kurulu ve bizi acı bir kayıp, Martin’i ise şaşırtıcı ve üzücü bir son bekliyor.
Zagor Darkwood Novels’ın geçen sayısında nihayet hikâyeleri anlatan kişiyi görebilmiştik, 6. ve son sayımızda ise bu kişinin kimliği ve Zagor ile olan ilişkisi hakkında daha detaylı bilgi sahibi oluyoruz, böylece mini dizimiz Zagor Darkwood Novels (ne yazık ki) ihtişamlı bir finalle bizlere veda ediyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.