Hekimoğlu İbrahim, Musa Emmisinin getirdiği avuç içi büyüklüğündeki aynayı eline aldı. 
Evirdi, çevirdi, yansıyan görüntüsüne baktı.  
Sonra namlunun göz, gez, arpacık hizasına engel olmayacak şekilde, tüfeğinin yan tarafına sabitledi. 
Namluyu doğrulttu, hedefe baktı. Gözünün bir ucuyla da aynayı izledi.  
Artık gerisinde ne varsa görebiliyordu. 
Dudaklarının kenarında çocukça bir sevinç yayıldı. 
Onun, “Aynalı Martini”si vardı.  
Başka hiç kimsede yoktu.  
Kıyamete kadar da olmayacaktı…


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

İnsanlık var olduğundan bu yana hep düşündü, hep konuştu.
Yetersiz olduğunu anladığında ise;
Araştırdı,
İnceledi,
En nihayetinde öğrendi. 
Bu kez yazmaya karar verdi. 
Kâğıda döktü ve gelecek nesillere aktarmayı başardı. 
Nedenlerini de; 
“Söz uçar, yazı kalır.”
“Hatırda kalmaz, satırda kalır.”
“Yazıyorum, o halde varım.”
Diyerek sıraladı…


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 366
Ağırlık : 336
En / Boy : 16,5 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺180,00
Zaman Sizi Değil Siz Zamanı Yönetin

Akıl ve vücut sağlığından sonra en kıymetli varlığımız, hiç kuşkusuz Zaman’dır. Asla geri getiremeyeceğimiz bu akıp giden süreci, ne kadar dikkatli ve verimli kullanırsak, o kadar çok yaşamış sayılırız. Zamanı çoğalttığımız için kazanımlarımız, ürettiklerimiz, sanat eserlerimiz, düşünce dünyamız; bizden sonra da dolaşımda olmaya devam edeceğini unutmamak gerekiyor.  Tıpkı halen daha buluşları, müzikleri, resimleri, Dini Öğretileri; yüzyıllar öncesinden, bizler için hazırlayıp bırakan mükemmel insanlar gibi…  Bu kitap; zamanı en verimli şekilde kullanmak için yazıldı.  Umarım, birkaç dakikalık da olsa faydası olur. 


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 95
Ağırlık : 95
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺66,60

Okumak, anlamak, ayetleri üzerinde düşünmek, tatbik etmek ve ezberlemek Kur’an-ı Kerim’i öğrenmenin aşamalarıdır.
Sevgili Peygamberimiz’in “Her kim, Kur’an’ı okur, onu ezberler, helalini helal kılar ve haramını haram kılarsa, Allah bu Kur’an sebebiyle onu cennete koyar.” hadisinden Kur’an’ı öğrenmenin ilk iki merhalesinin O’nu okumak ve anlamak olduğu anlaşılmaktadır.
Sahabenin önde gelen alimlerinden biri olan Abdullah b. Mes’ud’un şu sözleri oldukça düşündürücüdür: “Bize Kur’an’ın lafızlarını anlamak zor, onunla amel etmek kolay gelirdi. Bizden sonrakilere ise Kur’an’ı ezberlemek kolay, onunla amel etmek zor gelecek.”
“Kur’an, hükmüyle amel edilmek için nazil olmuş iken onlar yalnız okumasını amel olarak kabul etmişlerdir. Bazı kimseler, Fatiha’dan başlayarak hiç yanılmadan Kur’an’ı sonuna kadar okudukları halde hükmüyle amel etmiyorlar.”
es-Sülemi şöyle anlatır: “Sahabeden bize Kur’an öğreten biri vardı. O: ‘Kendilerinin Rasulullah’tan on ayet öğrenince, bunların içeriğini (yani) helalini-haramını, emrini-nehyini iyice öğrenmeden başka bir on ayete geçmediklerini söyledi.”
Şu hâlde Kur’an’ı öğrenmekten, okumaktan asıl maksat, O’nun manasını anlamak ve amel etmektir. Her Müslüman gücü nispetinde Kur’an’ı okuyup anlamaya çalışmalıdır. Bu konuda din görevlilerimiz lokomotif olmalıdır. Buradan hareketle özellikle Kur’an öğretimi ile ilgili yaptığı hizmetlerle Düzce ve çevresinde iz bırakan Hafız Hasan Şen hocamız “İmam efendiler, namazda okudukları ayet ve surelerin manasını anlayacak kadar Arapça bilmelidir.” demiştir.
Öte yandan Gazali, Kur’an-ı Kerim’in nasıl okunması gerektiğini şöyle açıklar: “Kur’an’ın hakkıyla okunması, dil, akıl ve kalbin birlikte okunmasıyla gerçekleşir. Dil, tashih-i hurufa riayet ederek tertil ile okur; akıl, manalarını anlar, kalp ise emir ve yasaklarına uyarak öğüt alır.”
Kur’an-ı Kerim’i okumasını bilmeyen her Müslüman, O’nu okumayı öğrenmeye, okumasını öğrenen anlamaya, anlayan da gücü nispetinde uygulamaya gayret göstermelidir.
Bu kitabın, Kur’an’ı öğrenmek ve öğretmek isteyenlere yardımcı olacağı ümit edilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Okuyacağınız bir hikaye. Ama “hikaye” değil!
28 Şubat 1997 tarihinde gerçekleşen postmodern darbenin öncesinde ve sonrasında yaşanmış bir çok hikayeden bir kaç damla.
Kimi gözyaşı damlası çoğu ise mücadele edilirken dökülen terden damlalar.
Bir gözlem ya da inceleme değil. Olayların içinden bir muhabirin paylaşımı hiç değil.
Mücadelenin tanıklarından birinin kaleminden.
Tarihi hatırlatmak, tekerrür etmemesi için farkındalık oluşması adına tarihe kayıt düşüldü.
Kim ne yaparsa kendisi için yapar ve yaptığının karşılığını mutlaka görür.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 233
Ağırlık : 233
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,50
Mücadele ve Hatıralarım

Bu kitabın adı masal olsa da olaylar gerçek. Bu kitapla Bozkır olayları belgeleriyle ortaya konulmuştur. Olayları belgelerle ve tanıklarla iyi incelemeden perde arkasını doğru görmeden, bilmeden mücadele etmek mümkün değildir. Bu olaylar sırasında Mustafa Kemal Yılmaz’ın verdiği mücadele ile tarihe bir not düşülmüştür.

Kim bilir anlatılamayan belki de hiç anlatılamayacak olan “vatan bağrında hainler, zalimler, gafiller”
İşte temel problem…
GERİSİ “MASAL !..”


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,20

Bu kitap, en samimi iki dostum olan defter ve kalemle dertleşirken ortaya çıktı. İnsanların iki dünya mutluluğunu yaşamaları için hem araştırmalarımdan hem de tecrübelerimden faydalanmalarını istedim. Bunun için, mensur olan iki kitap yazdım. Bu amacımı bir de mümkün olduğunca manzum bir dille gerçekleştirmek istedim.

Bu kitaptaki sayfalar; Allah’a ve akla göre doğru ve yanlışın vurgulandığı yüreğimin sesi, kitabî bilgi ve tecrübelerimin birleşimi olan samimi dizelerden oluşmuştur. Serbest nazımın ikinci aşama şekliyle yazılmış olup, didaktik özelliktedir. 

Rabb’imiz lütfeylesin tüm insanlığa iki dünya saadeti İmtihan süresini en verimli şekilde değerlendirmeyi Dünya hayatı bitmeden en doğru yolu bulmayı Bu kitabı da bu yoldaki vasıtalardan biri kılmayı.
Âmîn!


Basım Ayı/Yılı : 8/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,70

Var olduğundan bu yana Dünyamız birçok defa kaosa sürüklendi.
Kimi yöneticilerin, halkların bilerek ve isteyerek yaptıkları bu kötülükler elbette Allah tarafından cezalandırılmıştı. 
Nuh Tufanı, Sodom ve Gomore’nin yok olması, Pompei şehrinin lavlar altında kalması… 
İbret almamız için izler halen daha gözümüzün önünde duruyor.
Şu anda da aynı kaosu uzun bir süredir yaşıyoruz. 
Şeytanın ortakları kötülüğü çoğaltıyor, çevre mahvoluyor, insanlar sömürülmeye devam ediyor. 
Zaman zaman Peygamberler, Bilginler,
Adil Padişahlar yaşanan felaketleri sonlandırmak için gönderilmişti.  
Şimdi de İmparator Ertuğrul; kötülüğü
durdurmak için seçildi.


Basım Ayı/Yılı : 6/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 159
Ağırlık : 159
En / Boy : 12 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

Hakikatin er ya da geç mutlaka ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır derler. Aslında hakikat hep vardır. Hakikatin yok zannedildiği zamanlar, sadece gizlenmeye çalışıldığı zamanlardır. İnsanlar puta taparken de aciz bir insana tanrı muamelesi yaparken de dünyevi bir metanın ya da lezzetin varlığına kul olurken de hakikat varlığını yine sürdürür.

Her mekân ve zamanda tekrar edegelen hikâye şudur: Herkes gerçeği bildiği ve vicdanen hakikati hissettiği halde hiç kimse kurulu düzeni ve düzenin sahiplerini karşısına alıp hakikati söylemeye cesaret edemez. Ta ki kralın üstünde olmayan elbiseye methiyeler dizen yalakaların arasında bir hakikatperest çıkıp “kral çıplak” diyene kadar. Ve bir zamanda kibirli krala “benim rabbim güneşi doğudan getirir sen de yapabilirsen batıdan getir” diyen İbrahim hakikatin temsilcisi olmuştu.


Basım Ayı/Yılı : 3/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,50

Manastırlı İsmail Hakkı; Osmanlı Devleti’nin son devrinde yaşamış, dönemin çeşitli mekteb ve medreselerinde ders vermiş, dergi ve gazetelerinde yazmış, bilâhare Meclis-i A’yân üyeliğine seçilmiş, ayrıca Sultan Reşad’ın Rumeli seyahatine refâkat etmiş önemli bir âlim olup kendisinin “Yeni İlm-i Kelâm Hareketi’ne” fikirleriyle zemin hazırladığı kabul edilmiştir.

Manastırlı’nın Tefsîr-i Sûre-i Yâ-sîn adlı eseri; sırf ilmî sâiklerle ve salt ilmî bir tefsîr çalışması olarak kaleme alınmamış, Mülkiye Mektebi talebesi için ders kitabı olmak üzere hazırlanmıştır. Buna göre söz konusu bu kitabın; hedef kitlesi, kaynakları, tarzı ve özellikle dilbilim tahlîlleri ile talebeye temrîn yaptırmaya elverişli üslûbu göz önüne alındığında, kendi türünde dikkate değer nitelikte bir eser olduğu söylenebilir. Tefsîr-i Sûre-i Yâ-sîn, bu özellikleri ile eğitim ve kültür tarihimiz açısından da önemi hâizdir.

Bu çalışmada Manastırlı İsmail Hakkı’nın Tefsîr-i Sûre-i Yâ-sîn’i tanıtılmış, Tefsîr ilmi açısından değerlendirilmiş ve nihayetinde eserin çevriyazısı yapılarak Türk okuyucusunun ve Tefsîr câmiasının hizmetine sunulmuştur. Bu işlemler yapılırken herhangi bir sadeleştirmeye gidilmemiş, eserin orijinal hâli muhafaza edilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 134
Ağırlık : 134
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,50

Mukayeseli hukuk ilmi, “Çeşitli fıkhî görüşleri bir araya getirmek, bunları değerlendirmek, delillerini araştırmak suretiyle aralarında mukayese yapmak ve delillerin kuvvetine göre bu görüşler arasından tercihte bulunmaktır.” şeklinde tarif edilir. Bu tariften de anlaşılacağı üzere, mukayesenin amacı mezheplerin ya da çeşitli âlimlerin görüşlerini alt alta getirmekten ibaret bir telifte bulunma işlemi değildir. Mukayeseli hukuk ilmi, bu görüşlerin her birinin dayandıkları delilleri inceleyerek hangisinin daha sağlam ve uygulamada daha isabetli olduğunu ortaya koymak, sonra da bunlar arasında günümüz sorunları açısından daha uygun ya da isabetli olan görüşü tercih etmekten ibaret bir zihin faaliyetidir. Böyle bir tercih yapmaksızın çeşitli fıkıh bilgilerinin bir araya getirilmesi işlemi ise sıradan bir telif faaliyeti olmaktan öteye geçmez. Belki bir amaca yönelmiş olması, fert ve toplumlara ışık tutan bilimsel bir faaliyet niteliğini taşıması gerekir. Her ne kadar mukayeseli fıkıh ilk dönemlerde hilaf ilmi tarzında ortaya çıkmış olsa da bu ilim, günümüz ilim adamları tarafından yeni tanımları yapılarak geliştirilmelidir. Bu sebeple hilaf ilmi ile mukayeseli hukuku birbirine karıştırmamak gerekir. İslam hukukunun gelişen toplumsal olaylara göre geliştirilmesi zarurettir. Mukayeseli hukuk, İslam hukukunun gelişmesine önemli ölçüde katkı sağlayan bir bilim dalıdır. Elinizdeki kitap, Ehl-i Sünnet mezhepleri arasında fıkhın sadece ibadet konularında çeşitli mezhep ve şahısların görüşlerinin bir araya getirilmesinden ibaret bir çalışmadır. Kitabın, okuyanların istifadesine ve İslam hukukunun yaşatılmasına az da olsa katkı sağlaması en büyük temennimizdir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 271
Ağırlık : 271
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺94,50
İslam’ın Sekülerleştirilmesi

İslam kolaylık gereği aşamalı yaklaşımı kabul eder ama dejenerasyona kapı araladığı için parçalı yaklaşımı kabul etmez. Kur’ân-ı Kerim bunu sarahatle reddeder. Bu cihetle İslam siyasi rejimi hilafetle birlikte ümmetin birliğini yani ittihad-ı İslam’ı esas alır. İttihad-ı İslam siyasi olarak kurulamasa bile o uygun bir zemin, ortam bulana kadar manevi bağlarını korur ve gönüllerde yaşamaya devam eder. Pratik gelişmelerin hilafına teorik olarak ümmetin birliği ve dirliği tecezzi kabul etmez. Pratiğin teoriye geçirilmesi ise ümmet bağı yerine laik bağları güçlendirir, ikame eder. İmparatorluk hacminde bile olsa parçalanmayı esas alan devlet ulus devlet hükmündedir. İslam milleti yerine Osmanlı milletini ikame çabaları da az çok laikleşme serüvenine kapı aralar. Osmanlı döneminde fikri mayalanması, irhasatı yani ayak sesleri yaşanan gelişme Osmanlı sonrası kuvveden fiile çıkmış ve ulus devletler zincirine dönüşmüştür. Coğrafya ve toplum bütünlüğü olarak ümmetin birliği yok olmuş siyasi ayağı veya temsilciliği olan hilafet de çökmüş ve çökertilmiştir. Hilafetin şahsında İslami siyaset, ümmetin şahsında İslami toplum ve hukukun şahsında ise şeriat devre dışı bırakılmış ve atıl hale getirilmiştir. İslamiyet kıyamete kadar geçerli ve yetkindir. Ona baskın çıkmak isteyen bütün güçler zamanla yenilgi kupasını tatmışlar ya da manen İslamiyete tabi olmuşlardır. İlahi karakteri gereği, İslam baskındır, kimseye boyun eğmez, eğdirilemez. Kitap, temel İslami değerlerin kıyamete kadar geçerliliğini, yetkinliğini ispata adanmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,50

Kâbe-i Muazzama’nın etrafını çevreleyen Mescidi Haram’a ait mekândan geçerken, yüreğim müthiş bir duygu sağanağına kapılmıştı. Uzaktan görmeye başladığım Kâbe-i Muazzama’nın o müstesna siluet’i sanki göz bebeklerimi esir almıştı. Konumu itibariyle bulunduğum yerin bir kaç metre aşağısında bulunan Kâbe-i Muazzam’a ya kavuşmak için sadece bir merdiven kalmıştı. O merdiveni tıpkı bir kuş gibi uçarak inmiştim. Şimdi derya’ya kavuşma arifesinde olan ve gökyüzünün hangi katmanından yağdığı belli olmayan bir yağmur tanesiydim sadece. Allah’ın (c.c.) evim diye buyurduğu Kâbe’nin tepesine yağıyordum adeta. Gönül denizimde başlayan med-cezir, beni benden almış, ruhumu darmadağın etmişti. Bir an mutluluk gözyaşlarımın yanağımı ıslattığını hissettim. Başımı eşimden yana çevirdiğim de, onun durumunun da benden farklı olmadığını görmüştüm.


Basım Ayı/Yılı : 5/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80
Cumhuriyet Dönemi Te’lif Tefsirlerin İtikadi Muhtevasına Dair Yazılar

"Cumhuriyet dönemi te’lif tefsirlerin itikadî muhteva
analizine dair muhtelif yazılardan oluşan bu eser, aslında çoğu 2018’den itibaren farklı zamanlarda Aylık Dergisi’nde yayımlanan makalelerden oluşmaktadır. Yakın dönem te'lif tefsirlerin kelâmî içerikleri ile ilgili tespit, takdir ve tenkitleri ihtiva eden bu çalışma, uzun soluklu bir mesai isteyen tefsir okumalarına başlamadan evvel hangi tefsiri tercih edeceğini belirlemekte sıkıntı çeken genel okuyucuya bir rehber, bu alanda çalışan kişilere de mezkûr tefsirlere farklı açılardan bakan bir katkı olmaktadır."


Basım Ayı/Yılı : 11/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 102
Ağırlık : 102
En / Boy : 135 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺72,00

Bu çalışmada İslamiyet’te ilk ortaya çıkan Harici mezhebinden ayrılan İbâdiyye fırkasının önemli şahsiyet, âlim, hatip ve komutanlarından olan Ebû Hamza’nın hayatı, hitabeleri ve hitabetteki yeri ele alınmış, konu, amaç ve önemi olarak üç başlık altında değerlendirilmesi yapılmıştır.

Hicri 128 ve 130’larda ilmi ve siyasi faaliyetlerini sürdüren Ebû Hamza, İbâdiyye mezhebinin ilke ve düşüncelerini yaymak için ve halkı Emevî iktidarına karşı kışkırtmak için her sene hac mevsiminde Mekke’ye gitmiş, vaazlar vermiş ve hutbeler okumuştur. Verdiği vaaz ve hutbelerle büyük insan kitlelerini etkilemiş, ordular kurmuş ve iki büyük şehir olan Mekke ve Medine’yi ele geçirmiştir. Bu şehirlerde üç ay hükümdarlık yapmıştır. Bu süre boyunca halka Hâricî’lerin sahâbiler hakkındaki kanatlarını bir bir bildirmiş ve Emevî’lerin hatalarını anlatmıştır. Bunun yanında dinin gerek kıldığı insanı ve ahlaki değerleri anlatmış ve dinin belirlediği cezaları da uygulamıştır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,50
Hayatı, Siyasi ve Askeri Faaliyetleri

Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hüseyin’in ve ailesinin 61/680 yılında Kerbelâ’da şehit edilmesi tarihte silinmeyecek izler bırakmıştır. Kerbelâ’dan yaklaşık dört sene sonra Kûfe’de ortaya çıkan Muhtâr es-Sekafî, Kerbelâ’nın intikamını alma iddiasıyla taraftar bulmuş ve Kûfe şehrini ele geçirmiştir. Kerbelâ faciasının yaşanmasının baş müsebbiplerinden dönemin Kûfe valisi Ubeydullah b. Ziyâd’ı Hâzir Savaşı’nda yenmiştir. Aynı zamanda Kûfe’de Hz. Hüseyin’in katline karışan kimseleri tek tek infaz etmiştir. Bu infazlarda korkunç yöntemler uygulamıştır. Muhtâr es-Sekafî tüm bunları Kerbelâ’nın intikamını almak için gerçekleştirdiğini iddia etmiştir. Böyle bir tecrübenin ardından Muhtâr es-Sekafî, belli bir siyasî çizgiyi takip etmemesi, bazı sapkın itikatların mimarı olması başta olmak üzere tarih kaynaklarında kendisi hakkında pek çok ithamın yer aldığı bir malzeme bırakmıştır.

Elinizdeki eser Muhtâr es-Sekafî’nin hayatını, Muhtâr hareketinin tarihi tecrübesini aktarmakta ve Kûfe’nin o dönemdeki siyasî yönelimlerine ışık tutmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 10/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 334
Ağırlık : 334
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

İnsanoğlu yaratıldıktan sonra Dünya’nın her yerinde, her döneminde sonsuz ve kanlı savaşlar olagelmiştir. Eski çağlarda, Dünya savaşlarında, modern çağlarda bugün de Afrika’da, Asya’da, Avrupa’da, Orta Doğuda… En kanlısından vuruşmalar halen daha devam ediyor.

Cephede savaşanlar bile-isteye ölmeye koşullanmış olsalar da, temsil ettikleri milyonlarca sivil bunu istemiyordu. Çünkü en çok onlar ölüyor, en çok onlar köleleştiriliyordu. Nice umutlar, nice hevesler, nice yaşam hakları bir bir toprağa düşüyordu.

Kimi zaman da masmavi derinlerin karanlık köşelerine…

Allah’tan, her kanlı dönemde ortaya ilahi bir kılıç çıkıyordu.

Mazlumun sesini duyanlar Adalet, Barış, Özgürlük adına yol alıyordu.,

En zalim, en gaddar, en hoyrat diktatörlerden elbette hesap soruluyordu. İşte bu yüzyılın adalet kılıcı her zaman olduğu gibi yine Türklere verilmişti.

Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. Vefalı Türk sahne almıştı…


Basım Ayı/Yılı : 4/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 127
Ağırlık : 127
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

Bu ilginç anıların olduğu kitabı okuduğunuzda, heyecanlı, hayret verici ve sürükleyici olaylara şahit olacak, İslâm’a ait bilgiler edineceksiniz.
Bu bilgileri hayatınıza uyguladığınızda, kendi hayat serüveninizde sizin de
mutlu hatıralarınız olacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 63
Ağırlık : 63
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺37,80
(Başlangıcından Emevîlerin Sonuna Kadar)

Hac Emirliği, İslâm Kurumlar Tarihi’nin önemli başlıklarından birisidir. Câhiliye dönemindeki hac uygulamalarından başlayıp, Hz. Peygamber dönemi ve Vedâ Haccı, Hulefâ-i Râşidîn dönemi ile Emevîler döneminin sonuna kadar olan sürecin ele alındığı bu eserde dönemin önemli siyasî olaylarına da özet olarak değinilmiştir.

Ayrıca hac emîrinin taşıması gereken vasıflar ile hac emîrinin görevleri de incelenmiş olup sonraki dönemlerdeki hac emirliği ile alakalı yapılacak çalışmalara da kapı aralanmıştır.

Bunlara ilaveten hac emîrinin atanmasında etkili olan faktörler ile hac mevsimlerinin siyasî faaliyetler açısından önemi ve etkisi de bu kitapta değerlendirilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80
Kozan, Feke, Saimbeylive Tufanbeyli Bölgesinin Manevi Önderleri 1750 - 1950

Değerli okuyucu, elinizdeki bu eser sizleri ömrünü din hizmetine adamış hayatlarının gençlik ve ihtiyarlık yıllarını ilme, irfana ve insan yetiştirmeye odaklamış aç, susuz ve uykusuz kalarak zor şartlarda ilim tahsil etmiş fedakâr şahsiyetler ile tanıştıracak, İstanbul Beyazıt Camii dersiâmı Kayserili Mahmut Hamdi Efendi'den, Şam’a ilim tahsili için giderken Mevlânâ'nın Kozan'daki irşad faaliyetinden, Hamîdüddin Veli ile Hacı Bayram Veli'nin Çukurova'daki buluşmasından, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’nin halifesi Hasan Fevzi Kozani hazretlerinden ve onun Âşık Seyrani ile buluşmasından, Moritanya’dan büyük bir cemaatle Anadolu'ya gelen Seyyid Muhammed Emin Efendi'den, Beyrutlu Şeyh Muhammed Timsah ve onun Türkiye'deki halifesi Gökçeli İbrahim Efendi'den bahsedecektir.

Ayrıca İstanbul, Kayseri, Şam ve Kahire medreselerinde ilim tahsil etmiş, öğrendiklerini milletinin evlatlarına öğretmeye çalışan Kozan, Feke, Saimbeyli, Tufanbeyli bölgesindeki âlim ve müderrisleri sizin gönül dünyanızda buluşturacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 250
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺198,00

Bu çalışmada son devir Osmanlı âlimlerinden Manastırlı İsmail Hakkı’nın (1846-1912) pek bilinmeyen bir tefsir usûlü çalışması olan “Fusûlu’t-teysîr fî usûli’t-tefsîr” isimli eseri üzerinde durulmuştur. “Fusûlu’t-teysîr” Manastırlı İsmail Hakkı’nın, Mekteb-i Mülkiye-i Şâhâne’nin (Siyasal Bilgiler Fakültesi) birinci sınıfında okuyan öğrencilere ders kitabı olarak okutulmak üzere hazırlamış olduğu bir tefsir usûlü çalışmasıdır.

Fusûlu’t-teysîr bir ders kitabı niteliğinde olduğu için klasik tefsir usûlü eserlerinin çoğundan farklı olarak bu eserlerde yer alan her konuyu ele almamaktadır. Buna karşılık eser, öğretimi esas aldığı için mümkün olduğunca kısa yazılmış ve gereğinden fazla tartışmaya girmekten uzak durmuştur. Manastırlı’nın bu çalışmasının kendi dönemine kadar belli bir istikrarı yakalamış tefsir faaliyetlerini ve oluşan tefsir geleneğini anahatlarıyla kabul etme, uygulama ve bu geleneğe katkı sunma eğilimi gösteren bir eser görünümü taşıdığı söylenebilir.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 77
Ağırlık : 77
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

Kur’an, yeni bir düşünce, medeniyet ve hayat felsefesi kurmayı hedeflemiştir. Bunu yaparken mevcut dili kullanarak, kültür ve gelenekler üzerinden mesajını iletip istediği değişiklikleri yapmıştır. Arapların bildikleri ve genel dile ait kelimelere gerek şer’î anlam yükleyerek gerek anlamlarını daraltıp genişleterek gerek yeni kelime ve terkipler üreterek gerekse de bazı kelimeleri yok ederek bu değişimi gerçekleştirmiştir. Kur’an’ın nüzûlünden sonra gerek Kur’an tarafından anlamları değiştirilen kelimeler gerekse de Cahiliye’deki anlamlarıyla kullanılan kelimeler farklı ilmi disiplinlerde ıstılah anlamı yüklenerek kullanılmaya başlamıştır. Bu kullanımlar yaygınlaşmış, o kadar ki ilk anlamı yani Kur’an’daki anlamı geri planda kalmıştır. Bu farklılaşma Hz. Peygamber’in vefatının hemen akabinde başlamıştır. Çünkü dinin temel kaynakları tamamlandıktan sonra yeni problemlere çözüm bulacak, eleştirilere sistemli cevap verecek, sonraki nesillere gelenek olarak bırakılacak, gelişmeye açık ve ilmi kıstaslara uygun sistemler kurma ihtiyacı kendisini göstermiştir. Daha çok Kur’an kelimeleri kullanılarak kurulan bu ilmi disiplinler, ıstılah olarak kullandıkları kelimeleri Kur’an’dakinden tamamen farklı olmasa da aynı anlam alanlarında da kullanmamışlardır. Dolayısıyla ıstılah anlamının esas alınıp yapılacak bir Kur’an yorumu tamamen yanlış olmamakla beraber nüzûl döneminin bazı ayrıntılarını gölgede bırakacak ve bizi doğru anlamdan az da olsa uzaklaştıracaktır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2019
₺99,00

Titriyorum...

Tıpkı bir sokak köpeği gibi! Üstüme yığın yığın örttüğüm yorganlar battaniyeler kar etmiyor. Ellerimden kan çekiliyor... Tüp bittiğinden çalıştıramadığım soba odanın tüm sıcağını bencilce metaline toplamış sanki. Allah'ım burada bu soğukta, kimsesi! Okulu bıraktığımdan ailemin haberi yok, cebimde metelik yok! Bu çılgınlık! Allah'ı bu çılgınlık!

(Elif'in'in Hikayesi: Fırtına)

Hemen o akşam bakkaldan aldığım bir jiletle kız arkadaşımın önüne oturdum ve "saçlarımı tıraş eder misin!" dedim...

Meğer o yumuşak saçlar jiletle kazınınca, diken diken olurmuş kafa derisi... Ertesi gün okula gittiğimde, diken diken saçlarıma yapışan başörtümü güç bela indirip, kazınmış saçlarımın üstüne şapka taktığımda, okulun kapısındaki polis memuru bana acıyıp (hasta sandı beni) fısıltıyla "bacım siz başörtüyle girebilirsiniz, sorun yok! dedi. Olan olmuştu, gülümsedim polise...

(Feride'nin Günlüğü)

Bir kitap yazmışlar daha doğrusu, anılarını birleştirip "Şubatla Gelen, Bin Yıl Sürmedi" adında sarsıcı bir hatıra çalışması olmuş, onlar hatıra diyor bence yakın tarihe dair interaktif bir tanıklık... Editöryasını Ali Yılmaz yapmış. Bursa Kitap Fuarı'nda önüme koydular... Sizin için alıntıladığım yukarıdaki kısmı okuyunca birdenbire Bursa'da bir kitap fuarında okuyucularımızın önünde olduğumu unutup ağlamaya başladım... İçimde o kadar yaş, o kadar taze duruyormuş ki yarası... Dokunduğunda birisi hemen kanıyor...

Sibel Eraslan

23 Mart 2013 tarihli "Biz Sokak Köpekleri" yazısından.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2019
₺73,80

Saray değil, villa değil, ev bile değil. Sadece bir oda. Siyah boş bir küp. Anladım ki sadelik, yücelikmiş. Gösteriş ve süs gidici, sadelik kalıcıymış. Sonsuzluğu işaret ediyor dinleyene. Gönlünün kapılarını açanlara çok şey söylüyor:

“Yola çıktın ve bana geldin. Ne oldu? Yolculuk bitti mi? Hayır, devam et. Allah'a yönel. O her yerdedir. Ben bir işaret taşıyım sadece. Sen O’nu ara. Sen O’na yaklaş. Sen kalben O’na yaklaşmaya çalışırsan, O sana daha çok yaklaşır. Her yer O’nundur. Her şey O’nun. Ben O’nun eviyim, sen O’nun kulusun. Durma! Hareket et. Durursan ezilirsin. Yola çık. Yola gir. Yürümezsen varamazsın. Hareket etmezsen bulamazsın. Dön! Beni sol tarafına al, kalbinin olduğu yere. Arınmış kalpler de Allah'ın evidir. Allah'ın ayetleri oraya iner. Yedi defa dön. Yedi sonsuzluk sembolüdür. Dönerken dua et.

Allah'la baş başasın. İnsanlarla konuşmayı bırak. Bırak akıntıya kendini. Kendinden geç. Benim yörüngemden çıkmadıkça kaybolmazsın. Kalbinin yörüngesinden çıkmadıkça kaybolmazsın. Ben yönünü bulmak isteyenler için bir işaretim. Allah'ın rızasına giden yolu işaret ederim. “Siyah Taş” bir işaret. Harekete katılmak isteyenlere başlangıç noktasını işaret eder. Ben yön gösteririm. Ama benim bir yönüm yoktur. Küpüm. Köşelerim vardır. Buradan başla…”

Mahzun bir duyguyla ve yüzüm Ravza’ya dönük halde, yavaş yavaş mescidin çıkış kapısına yaklaştım. Çıkışa bir adım kala yüzümü kapıya döndüm. Mescid-i Nebi’den çıkacağım sırada arkamdan, ama çağlar ötesinden Efendimiz’in sözünü işittim:

- “Dünyada bir garip gibi veya bir yolcu gibi ol!” (Buhari, Rikak, 3)

Sen O’nu ararsan, O seni bulur.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 223
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2019
₺94,50

"Hayriye adeta Gülten’in durumunu biliyor da ona göre konuşuyor gibiydi. Gülten, kendini suçlu hissetti. Hiç daha önce böyle düşünmemişti. O karnındakini kurtulmak gereken bir dert olarak görüyordu. Ama şimdi Hayriye yenge, onu bir insan olarak tarif etmişti. O karşısına dikilebilecek bir insandı. Öteki dünyanın varlığına inanıyordu. Herkesin birbirinden hesap soracağını da biliyordu. İbadetleri çok düzenli değildi ama kul hakkı yememeye özen gösterirdi. Ama şimdi düşünüyordu, başkasının bir lokmasını haksız yere almaktan çekinirken, kendi evladının, ciğerparesinin canınıkendi elleriyle alacaktı. Ama bu kadar sert bir karşılığı olabilir miydi?''


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Konya
Sayfa Sayısı : 272
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺108,00

İslam kelâm âlimleri, tarihin her döneminde yaşadıkları toplumlarda ortaya çıkan güncel inanç problemlerini çözmeye çalışmışlardır. İşte “Sana İtikattan Soruyorlar” adını taşıyan bu eser de itikatla ilgili sorulara verilen cevaplardan oluşmaktadır. Bu eserde; Allah’ın varlığının delilleri, Allah’ın görülmesi, Hz. Peygambere saygısızlığın itikadi hükmü, ehl-i sünnet ve cemaat, sünnetin dindeki değeri, bid’at ve hurafe, kabir azabı, tevhid, şirk, küfür, tekfir, deizm, satanizm, astral seyahat, ötenazi, velî, kâinat imamı, kader, ruh, kötülük, şefaat, hidayet ve dalâlet, reenkarnasyon, tenasüh inancı, dünyevileşme, isrâ ve mi’raç, takiyye, itikatta azimet ve ruhsat, rukye ile tedavi, çocuklara verilen bazı isimler, kötülük meselesi, teklifin kalktığı iddiası, Kur’an’ın toplanması, Kur’ancılık iddiası, cifir ilmi, gizli bilgi, şiâr, seçimlerde oy kullanmanın hükmü, zülkarneyn, ye’cûc ve me’cûc, cihad vb. gibi inanç alanında tartışılan pek çok güncel soruya delilleriyle cevaplar verilmiştir.

Sana İtikattan Soruyorlar adlı bu eserin, inanç konularına ilgi duyan kişilere, inancını doğru bir şekilde öğrenmek isteyen kardeşlerimize; Kur’an Kursları, İmam-Hatip Liseleri, İslâmî İlimler ve İlahiyat Fakültelerinde okuyan öğrencilerimiz başta olmak üzere özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışan tüm din görevlilerimize faydalı olacağı kanaatindeyiz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2018
₺81,00

“Gördüğüm Derin Devlet ve Neo-Haşhaşi FETÖ” adlı bu kitap, Gladio’nun, “Hizmet Hareketi”(!) görüntüsüyle yaklaşık kırk yıldır Türkiye’de kurduğu karanlık tuzağın özet bir hikâyesinden ibarettir. Bilindiği gibi bu konuda birçok kitap yazıldı. Daha çok bir güvenlik mensubunun bakış açısıyla yazılan bu eserler, FETÖ’nün, hangi iktidarlar döneminde devlet kurumlarında yuvalandığıyla ilgilidir. Elbette ki bu konuda farklı farklı iddialarda olsa olayın bu yönünü de araştırıp tartışmaya açmak zorundayız. Ancak Türkiye için elzem olan, bu FETÖ yapılanmasını ülkemiz sosyolojisi ve dış konjonktür çerçevesinde ele alıp onu “illiyet” kavramı mantığıyla bir sorgulamaya tabi tutmaktır. Yani olayı bir polis gözüyle değil, istihbaratı da olan bir tarihçi ve sosyolog gözüyle tahlil etmek mecburiyetindeyiz. Çünkü emperyalistler, örneğin, Samuel P. Huntington, Graham E. Fuller, Henry J. Barkey ve Helen Rose Ebaughe gibi CIA görevlisi kişiler, Türkiye sosyolojisinden hareket ederek Fethullah Gülen belasını başımıza sardılar. Nitekim bu CIA görevlilerinin, konumuzla ilgili olan kitaplarından yaptığım uzunca alıntıları okuduğunuzda, bunu açıkça göreceksiniz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2018
₺76,50

Elinizdeki hacmi küçük, muhtevası büyük bu eser de Kur’an kıssalarını ve Tefsir metinlerini esas alarak Peygamber Efendilerimizin (Salavatüllahi Aleyhim Ecma’in) yaşadıkları olaylar karşısındaki Teslimiyet’lerini anlatarak bunların bizlere örneklik etmesine yardımcı olmak amacını taşımıştır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 367
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺126,00

Anne-babaya gönderilen çocuk emanetinin mesuliyetini Tasavvuf’un ince, gönüller yakan güzelliğinin ışığı altında yerli yerine koyabilmek için bu kitap paha biçilmez bir kıymettir.

“Allah kerim”den önce “annem kerim”i öğrenmesi gereken çocuğa nasıl bir anne lazım? İşte bu kitapta bunun yolu, metodu gösterilmektedir.

Çocuklarımızı büyütürken onları özen, tahammül, ahlak, sevgi ve imanla yetiştirmek gerekir. Bunları yaparken izlenecek yol ve davranışlar ise zamanında yerine konularak yapılmalıdır. Çocuk terbiyesinde sıralama şöyle olmalıdır: iman eğitimi, ahlak eğitimi, çocukta beden terbiyesi, akıl eğitimi, çocukta nefis terbiyesi, sosyal terbiye, cinsel terbiye.

Dar kalıplardan ve otoriter eğitimden sıyrılan bireylerin, Allah’ın koyduğu kurallara (Hududullah) uyabildikleri kadar, asıl özgürlüğü tadacakları aşikardır.

- Melek Tekin (Kunduracıoğlu)


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 136
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺73,80

Tüm canlılardan ve cansızlardan düşünerek kendisini ayırt eden biz insanlar, nasıl düşündük, nasıl düşünüyoruz? Düşündüklerimizi sorgularken bile dikkate aldığımız kıstaslar bize ait değilken, nasıl bu kadar özgür hissediyoruz? Neyin parçasıyız? Dünyanın her zamankinden daha hızlı kabuk değiştirdiği şu yıllarda bizler de zihinlerimizi ve düşünce tarzlarımızı değiştiriyoruz.

Artık farklı gayretlerimiz var. Farklı amaçlarımız var yaşadığımız hayattan. Onlar için çalışıyoruz. Üstelik kimi zaman yalnızca isteklerimiz için düşünüyor, isteklerimiz kadar yaşıyor, hatta isteklerimiz kadar düşünüyoruz. Bu çağın en büyük hastalığı olarak, kendimizi şartladığımız isteklerimiz için kesin bir komutu almış makine gibi düşünmeyi, yorumlamayı, hissetmeyi bırakıp sadece isteklerimiz olduğunu sandığımız komut için çalışıyoruz, çalışıyoruz. Bizler esir miyiz?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Konya
Sayfa Sayısı : 80
En / Boy : 12,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2018
₺70,20

Müslüman toplumların anlaşılması, zihin dünyalarındaki yapı, eylem ve niyetlerin tecrübe edilişini Kur’an merkezli anlamak/açıklamak ve bilgi/değer üretimi için Kur’an’ı esas alan bir sosyolojinin geliştirilmesi yadsınmaması gereken bir ihtiyaçtır. Zaten Kur’an’ın da gönderiliş amacı bunu teyid etmekteri (İsra, 9).

Bunun yanında bir denge arayışı olarak en temelde sosyoloji biliminin kurucu çerçevesini çizenlerin paradigmalarına tamamen teslim olmadan, Hz. Peygambere risaletin başında emredilen “Bütün olumsuzluklardan zihinsel bir hicret yaşa" (Müddessir, 5) emri onu, dönemindeki medeniyetin olumsuz izlerinden uzaklaştırırken; günümüzde de Batı biliminin dayatıcı/tek tipçi ve homojenleştirici yönlerinden metodik/zihnen bir hicrete ihtiyaç olduğu ortadadır.

Burada İbn Haldun geleneğinin zengin Kur’an içerikli toplumsal okuma yöntemi aslında bir anlamda yeni bir yöntem üretmede rehberlik edecek kapasitededir. Bu hicret, bilimin ana konu ve yöntemini inkar anlamında değildir ancak paranteze alma (epoche) veya metodik şüphe diyebileceğimiz kurgunun değer temelli yoklanılmasıdır. Bu ilişkiyi kurarken modern bir paradigma ile (sosyoloji) ezeli ve ilahi bir kelam olan Kur’an’ın farklılıkları dikkat çekicidir.

Şöyle ki sosyolojide gerçeklik inşa edilir veya doğadan çıkarsanırken, Kur’ani sosyolojide yorum ve eylem bir gerçeklik olarak tabi olacağı hakikatleri inşa edecektir. Bir yönüyle birisi “anlama”, “açıklama” ve “tasvir etme”ye yönelirken, diğeri “tebliğ”, “değer merkezli inşa”, “kurtuluşa çağrı” ve “hayat veren kaynağı” öğretme merkezli bir döngüyü gösterecektir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 384
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺108,00

Hayatı yormak…
Hayat bazı yönleriyle rüyaya benzemekte…
Ve İnsanların yorumları çerçevesinde dünyadaki insana bağlı değişimler gerçekleşmekte…
Bir rüya ile olan farkı ise hayatın, çok bilinmeyenli
denklemler silsilesine sahip olması…
Nitekim çok insan, çok bilinmeyen demek…
Bilinmeyen ise, yani Gayb hayatın yegane emniyet kilidi…

Gayba sahip olabilmek için insanlar habire yorumlayıp duruyorlar hayatı…
Savaş yorumların arasında oluyor.
Yorumlar birbirini yutuyor.
Nitekim yoruluyor hayat
Yoruluyor insanlık
Bilinmeyene sahip olduğunu iddia eden bilgi maliklerince…

Ama yine de yine de bilginin maliki olduklarını iddia edenler bile ölmeyecek mi? Ölecek…
Yani rüya bitecek…
Öyleyse bilgiye malik olduğumuzu iddia etmeden de
İyilik yolunda hayatı yorabiliriz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Konya
Sayfa Sayısı : 149
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺81,00

Amacım; İslam dininin mükemmelliğini ve güzelliğini bilmeyen kişileri bilgilendirip, onların anlamsız bir hayattan, ebedi bir zenginliğe kavuşmalarını sağlamaktır. Bunu yapabilmenin bir yolu da; ebedi variyete sahip olmuş velîlerin menkıbelerinden bahsetmektir. Onların ebedi hazinelerinin nimetlerinden ve yollarımızı aydınlatan nurlarından faydalanmamızı istedim.

Kendi dünyasında maddî ve manevî dengeyi kurmayı başaramamış veya maddî hayata bağlanarak, onun esiri olmuş kişiler, bu velî hanımların hayatlarını okuyarak; yaşamlarını olumlu yönde şekillendirecek olan, manevî hayatın hanım mimarlarını tanımış olurlar. Dileğim, insanlara ebedi hakikatlere ulaşma yolunda manevî rehberler tanıtarak, yardımcı olabilmektir.

Tasavvuf ve tahalluk kavramları ile yaşayan hanımların hayatlarının örnek alınmasıyla, günümüz hanımlarının birçok problemi çözülebilir ve huzura kavuşabilirler. Bu kitabın amaçlarından biri de, bunun gerçekliğini göster- meye katkıda bulunmaktır.

Günümüzde, maddi yaşamın ön plana çıkarılıp, milli ve manevî değerlerimizin geri plana atılması; insanlarda ruhî bunalım ve dengesizliklere sebep olarak, huzursuz ortamların oluşmasına zemin hazırlamaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Konya
Sayfa Sayısı : 120
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺72,00

Biliyorum
Ne o günler yaşanır yeniden,
Ne o mahalle canlanır,
Ne de sen, o sen olabilirsin.
Ama o günleri ve seni özleyen bir ben varım
Benim umut ağacım da döktü yapraklarını
Yeni bir bahar beklemek yok artık.
Gözlerim, gözlerin gibi kara bulutlarda
Artık gökyüzü o güzel mavisinde değil
Bugün sen de bulamayabilirsin beni
Hiçbir şey eski adresinde değil


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺99,00

Adımlar 1-2-3, insanın kurtuluş adımlarıdır.

"İman ederek Hakk yola giren insan için önce ilk yapılması gereken ameller vardır. Bunlar İslam'ın şartlarıdır. İnsanın bunları öğrenerek yapması ve giderek eksiklerini tamamlaması gerekir. Fakat imanın nuru kalpte parlamaya başlayınca kişi elbette bunların asıl olduğunu, ama yeterli olmadığını anlamaya başlayacaktır. Kendisini daha da tamamlamak ve böylece Allah-ü Teâlâ'ya yaklaşmak isteyecektir."

Adımlar 1-2-3, adım adım Allah'a vasıl oluşun hayatımızdaki önemini, kıymetini ve gönül huzurunu anlatır.

Tevbe ile başlayan ilk adım, niyet ile devam eder, tevhid ile neticelenir.

Allah'a giden yolun meşakkatini hafifleten, tasavvuf kitaplarının ağır üslubunu sade bir anlatımla kolaylaştıran, bizlere samimi bir acziyet içinde olursak, kulluğun kıymetini ancak anlayabileceğimizi hissettiren ve yaşatan Adımlar 1-2-3, yol arayana uzanıp tutabileceği bir kurtuluş dalıdır.

Melek Tekin (Kunduracıoğlu)


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Konya
Sayfa Sayısı : 432
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺144,00

Murakabe Risalesi; bâtın ilminin öğrenilmesinin vecibelerini, Nakşibendiye TarIkatının en sağlam ve en efdal tank (yol) olduğu ve bu yolun usül ve esaslarını veciz bir şekilde anlatan 19. yüzyılın Türkçesiyle sade bir anlatımla kaleme alınmış değerli bir eserdir.

Biz bu eser üzerinde yaptığımız çalışma ile:

Önce eserin günümüz okuyucuları tarafından kolayca anlaşılabilmesi için sadeleştirmesini yaptık.

Metin içerisinde geçen âyet-i kerimelerin süre ve âyet numaralarını tespit ederek, me'alini de ekleyip, aslıyla birlikte verdik. Okuyucunun Kur'an-ı Kerim'de ki kaynağına daha kolay ulaşabilmesini amaçladık.

Yine, metin içerisinde geçen hadis-i şerfflerin kaynaklarını ve numaralarını tespit ederek; HadIslerin asılları, me'alleri ve kaynak bilgilerini birlikte verdik.

Ayrıca, metin içerisinde geçen (kelam-ı kibar) diye tavsif edilen önemli şahsiyetlerin sözlerini de me'alleriyle bilikte belirttik.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 239
En / Boy : 13 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2018
₺94,50

Başta Kur’an olmak üzere Islam kaynaklarının büyük bir bölümünün dili olan Arapça, günümüzde 22 ülkede resmi dil olarak, birçok ülkede de ikinci ve üçüncü dil olarak yaklaşık üç yüz milyon kişi tarafından konuşulmaktadır.

Ural-Altay Dil ailesine mensup olan Türkçe ile Hami-Sami Dil ailesine mensup olan Arapça, alfabe ve yapı itibariyle birbirinden farklı olmasına rağmen Türkçeyi konuşan toplulukların Müslüman olmalarından dolayı pek çok Arapça kelime Türkçeye girmiştir. Arapçadan Türkçeye giren kelime sayısı altı bini aşarken Türkçeden Arapçaya geçen kelime sayısı bunun üçte biri kadarıdır. Gerek kültürel yakınlık, gerekse coğrafi yakınlık ayrıca bir dönem aynı çatı altında olunması Türkçe ile Arapçanın kaynaşmasını ve aralarındaki kelime alış verişini kolaylaştırmıştır.


Basım Dili : Arapça
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 128
En / Boy : 16,5 / 24
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺117,00

Afyonkarahisarlı Bekir Sıdkı Sencer (v. 1963), eski devir terbiyesi ile yetişmiş kıymetli bir âlim ve muallim; kibir ve riyâdan berî bir ârif, şöhretten uzak bir derviş, tevâzu sâhibi bir mü’mindir. O aynı zamanda bu topraklarda asırlarca hüküm sürmüş dîvan şiiri geleneğinin son temsilcisidir; son hâfız-ı kütüblerdendir, kitap ve kütüphâne ile resmî meşgûliyetini yıllarca imâmet ve hitâbetle birlikte yürüten erbâb-ı kemâlin son numûnesidir. Onun bir başka meziyeti şiirleri ve Tevârîh-i Vefeyât defteri ile yaşadığı döneme şâhitlik etmesidir.

Anadolu’da şehirlerin merkezinde câmi bulunur. Bunlar çoğu şehirde ya “Ulu Câmi/ Câmi-i Kebîr” ya “Merkez Câmii” olarak adlandırılır yahut o şehrin hâmisinin adını taşır. Şehir bu câmiler etrafında halka halka büyür, mahalleler yönünü buraya çevirerek saf tutar, genişler; çarşılar bu câmilerin gölgesinde hayat bulur; insanlar buraların rûhâniyetine sığınarak ıztıraplarını dindirir, sükûna erer; güneş önce bu mâbedlerin kubbesini ışıtır, ay bu câmilerin minârelerine kandîl olur. Bu şehirlerde sokakların bir ucu dâima câmiye çıkar. Bu tarz câmilerin en mühim husûsiyeti imâret vasfı taşımaları; yani bünyelerindeki medrese, kütüphâne, aşhâne, misâfirhâne, şifâhâne, türbe vesâir yapılarla şehri ma’mûr kılmalarıdır. İşte Bekir Sıdkı Efendi’nin ömrü Afyon’da İmâret Câmii olarak anılan merkez câmii Gedik Ahmed Paşa’da imâm-hatîblik ve geçmişi itibâriyle bu câmiye âit olan kütüphânede memurluk yapmakla geçmiştir. O, bir yandan şehrin etrafında çevrelendiği bu mâbede, dolayısıyla şehre hizmet etmiş, öte yandan bu mâbedin kudsî havası sâyesinde âdetâ şehir gibi ma’mûr ve mesrûr olmuştur. Bu kitap, Hacı Bayram Velî’nin ifâdeleriyle “iki cihân arasında” yaratılan ve “taş u toprak arasında” yapılan bir şehrin, -Bekir Sıdkı Efendi’nin- hayatına ve eserlerine yaşadığı muhîti merkeze alarak ayna tutmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 320
En / Boy : 16,5 / 24
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺166,50

Hz. Peygamber s.a.v.’in vefatından sonra Müslümanlar arasında nükseden asabiyet duyguları; farklı din ve kültürdeki toplumların İslâm’a girmeleri ve Müslümanlar içerisinde yaşanan itikadî-siyasî tartışmalar fırkalaşmaları beraberinde getirmiştir. Müslümanlar’ın birbirlerini ötekileştirme gayretlerinin dozu zamanla tekfir etmeye kadar gitmiştir. Farklı görüşlere tahammülsüzlüğün ve düzeyli eleştiri kültürünün yerleşmemesinin neticesi olarak telakkî edebileceğimiz bu tutum günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. İslâm’ın farklı din ve kültürlerle iletişiminde; İslâm’ın ruhuna aykırı felsefî düşünce ve akımlarla mücadele etme sorumluluğunu üstlenen Mu’tezile İslâm’ın dünyaya açılan yüzü olmuştur. Ehl-i Sünnet Kelâmı’nın doğuşuna da öncülük eden Mu’tezile Mezhebi’nin görüşleri günümüzde farklı itikadî mezhepler içerisinde yaşamaya devam etmektedir. Mu’tezile’nin Basra Ekolü’nün son dönem temsilcilerinden olan Zemahşerî, amelî mezhep olarak daha çok Hanefî Mezhebi’nin görüşlerini tercih etmiştir. Zemahşerî’nin mezhep taassubuyla hareket etmediğini, ufkunun bir ekolün öğretisine hapsedilemeyecek kadar geniş olduğunu söyleyebiliriz. Zemahşerî’nin itikadî görüşlerini müstakil olarak ele aldığı eseri, “el-Minhâc fî Usûlid-Dîn” dir. Türkçeye tercüme edilerek ilk kez yayın hayatına kazandırılan bu eserinde Zemahşerî; itikadî meseleleri İslâm Düşüncesi içerisinde teşekkül eden mezheplere, İslâm dışındaki fikir ve inaçlara karşı açıklamaktadır. Sâil ve mûcip olarak konuları işleyen Zemahşerî, okuyucunun merakını zinde tutarak anlatımı akıcı hâle getirmektedir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2018
₺73,80

İçinde bulunduğumuz zaman itibariyle insanlık tarihinin en büyük değişim ve dönüşüm süreçlerinden birine tanık oluyoruz. Günümüzden 150 yıl önce küresel emperyaller tarafından kurgulanan, insanların gözyaşından, kanından ve alın terinden beslenerek bu günlere erişen tarihin en acımasız düzeni artık ömrünü tamamlamış durumda. Arkasında ise kutsalını kaybetmiş, genleriyle oynanmış, insanlık onurunu ve kimliği zedelenmiş nesiller bırakarak tarihin karanlık deliğine doğru hızla yol almakta.

Ruhu ve kişiliği örselenmiş olan insanlığın içinde bulunduğu durum Son Vahyin ve o vahyin tebliğcisi Son Peygamberin şahitleri olan biz inananların omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklemekte.

Bu sorumluluğun bir gereği olarak:

Küresel emperyallerin işlediği korkunç cinayetlere karşı tarihin en büyük direniş hareketini başlatmak zorundayız.

Onların bizlere ezberlettiği doğrulardan ruh ve düşünce dünyamızı özgürleştirmek zorundayız.

Zevk ve hazlarımıza köleleştirilmek istenen ruhumuzu Kutlu Nebi’nin ahlakı ile yeniden inşa etmek zorundayız.

Allah’ın hukukunca inşa edilmiş güzel bir ahlakla yeryüzünün tüm yetimlerinin, mazlumlarının, muhacirlerinin, gözü yaşlı gönlü kırık nesillerin ümidi, kahramanı olmak zorundayız. 

Ve tarihin son büyük diriliş hareketinin birer neferi olarak büyük güne uyanmaya özlem duymalıyız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2018
₺88,20
Tükendi

İnsanlar vardır, anlarının kutu çabasına, hayat akışına, zihin dünyalarına girildiği zaman, milletin ortak aklına, ortak vicdanına, ortak gönlüne girilmiş olunur. Onlar tarih sürecinde nurlu bir kandil, sönmez bir meşale olarak addedilir. Zira tarih onların gönülleri ve fikirleri ile aydınlanır. Bir millet böylesi insanların nurani savlarında aydınlığa kavuşur. Günyüzü görür. İşte Şehit Muhsin Başkan da böyle zirve şahsiyetlerinden birisidir.

Bu kitap Konya Alperen Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı olarak Muhsin Başkan'ın aziz hatırasını yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için düzenlenmiş olduğuna şiir ve hikâye yarışmalarının bir ürünüdür. Bu kitapta necip milletimizin şehit liderimizin aramızdan ayrılığıyla duyduğu hüznü en yakın haliyle bulabileceğimiz gibi, liderimizin kararlığıyla iman ve azmiyle yarınlara bakan bir nesli de net bir şekilde görebiliriz.

Bizler, onun üzerine titrediği vatan ve insan sevgisinin milli birlik ve beraberliğin koruyucusu olmaya devam ederek bize miras olarak bıraktığı mücadelesini yaşatmaya devam edeceğiz. Muhsin Yazıcıoğlu gibi tarihin zirvesine yürüyen nesiller yetiştireceğiz.

Ruhu Şad Olsun...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺15,00
Tükendi

Hayat nasıl huzurlu ve hata yapmadan yaşanabilir? Bunun cevabı Kur’ân-ı Kerim’dedir. İnsanların nasıl bir yapıya sahip olduğunu onu yaratan yüce Allah (c.c.) bildiği için, insana gerekli olan her türlü bilgiyi yüce kitabında bildirerek, faydalı olan davranışları emretmiş, zararlı olanları da yasaklamıştır. İlim sahibi olmak da İslâm’ın emridir. Kur’ân ve hadislere göre; ilim öğrenmek, öğrendikleriyle amel etmek, bildiğini öğretmek kadın-erkek herkese farz olan ibâdetlerdir.

Sevgi, saygı, merhamet, utanma gibi asil duyguların gerileyip mutsuz bireylerin çoğaldığı günümüzde, insanların gerçek mutluluğa ulaşmaları için, bütün saadet ilkelerini içeren Kur’ân-ı Kerim’i düşünerek okumaları, anlamaya çalışmaları ve anladıktan sonra da hayatlarına uygulamaları gerekir. Kur’ân-ı Kerim’i, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in öğrettiği gibi yaşayan takva sahibi insanlar, dünyada selâmete ve âhirette saâdete kavuşacakları gibi, aynı zamanda kendilerine yüce Allah (c.c.)’ın hediye edebileceği herkeste bulunmayan, öğrenilerek elde edilemeyen ilhâmi bilgiye de sahip olabilirler. Tasavvufta bu bilgiye “ledün ilmi” denir.

Anne ve babanın yaşamlarındaki önceliği, çocuğa manevi birikimi, bilgiyi ve huzuru vererek, onu en iyi şekilde yetiştirmek olmalıdır. Uzmanlara göre çocuğun karakteri ve davranışları 0-6 yaş arasındaki süreçte şekillenir. Bundan sonraki yaşamında aynı izler devam edeceğinden, altı yaşa kadar eğitim ve terbiye hayâti önem taşır. Anne ve baba çocuğunu, Allah (c.c.)’ın istediği gibi yetiştirmek istiyorsa, daha çocuk doğmadan, kendisine rehberlik edecek kitap ve kaynaklardan faydalanmalı, çocuğun her yaşı için ayrı ayrı planlar yapmalıdır. Okuyan, üreten, mutlu ve sağlam nesiller yetiştirebilmek için, dini eğitimin nasıl verileceğini ve bu eğitime ne zaman başlanılacağını bilmek gerekir. Bu kitabın zengin içeriği, tüm bu konular ve daha fazlasıyla size ışık tutacaktır.

Kur’an ve Tasavvufun ilme verdiği önemi anlatan bu bilimsel eser; aynı zamanda, iki dünya saadeti için kuvvetli imanı diri tutan ve bilgili huzurlu nesillerin nasıl yetiştirildiğini öğreten, tekrar tekrar okunması gereken bir başucu kitabıdır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 264
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺36,00
Tükendi

İsviçreli Brigitte Schlappi, Mevlana'yı tanıdığında çok duygulandığını ve ağladığını söyleyerek konuşmasına başlıyor.

Konya'ya artık sık gelmeye başladığını kaydeden Schlappi, şunları söylüyor:

"Mevlana'yı anladıkça ferahladığımı hissettim. Neyden çok etkilendim. Dinlerken kendimi maneviyatın en derinlerinden buldum. Ney beni tedavi etti. İslam'la tanıştım. Müslüman oldum. Mevlanalar, Yunuslar, tüm insaları sevin diyor. Yaradan'ı seven insana dünyada umutsuzluk yoktur. Bunalımların en kötüsünü yaşadığım anda Mevlana'yı tanıdım, eserlerini okudum. O'nun sözleri sayesinde karanlık geceden aydınlık sabaha kavuştum."

İtalyan Monica belli, yıllar önce Konya'ya, Mevlana'ya geldiğinden dünyada hiçbir yerde hissetmediği duyguları hissettiğini söylüyor.

Konya'da bulunmaktan çok mutlu olduğunu ifade eden Belli, "Mevlana sevgisi beni mıknatıs gibi çekiyor. Konya'ya ilk geldiğimde farklı bir enerji hissettim. Buraya her yıl gelmeyi alışkanlık haline getirdim. Mevlana'yı tanımadan önce İslam'ı farklı biliyordum ama Mevlana'nın eserlerini okudukça düşüncelerim değişti. Mevlana İslam'ı anlatmak için anahtar diyor.

ABD'li Sher Gamard da 7 yıl önce yıl önce eşinin Müslüman olması üzerine İslam'ı araştırdığım ve zamanla büyük hayranlık duyduğunu anlatıyor.

İslam'ı tanıdığı için şükrettiğini belirten Gamard, şöyle konuşuyor:

"Eşimle namaz kılıyorum. Bütün sıkıntılarımdan kurtulup huzura kavuşuyorum. Eşim işi dolayısıyla Konya'ya uğruyordu. Mevlana'yı ziyareti sırasında aldığı kitaplardan etkilendi. Sonra yine Mevlana için Konya'ya geldiğinde Mevlana ve İslam'ı araştırdı ve Müslüman olmaya karar verdi. Bana söyledi, saygı duydum. Eşim İslam'ı tanıyınca hayatımız tamamen değişti. Mevlana'nın eserlerini, Kur'an-ı Kerim'i okudum. Çok önemli mesajlar var. İnsanların mutluluğu; İslam'ın emirleri,  Hz. Muhammed'in sözleri ve Mevlana felsefesindedir."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Konya
Sayfa Sayısı : 143
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺12,50
1
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı