Binlerce yıl boyunca hem bilginin muhafızı hem de aktarıcısı olarak, yerini kaybetmeden, tarih sahnesinden hiç çekilmeden, günümüzün dijitalleşen dünyasında dahi önemini koruyan bir materyal olan “kâğıt” yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bilgilerin kâğıt üzerine yazılmak yerine elektronik ortamda saklanmasının kâğıt tüketimini azaltıcı bir etkisinin olmadığı da görülmektedir. Günümüzde hâlâ ülkelerin gelişmişlik düzeylerini kişi başına tüketilen kâğıt miktarı ile ölçen araştırmalar yapılmaktadır.

Bu kitapta dünyada ve Türkiye’de kâğıdın ve kâğıtçılığın tarihçesi
teknik ayrıntılara çok fazla girmeden oldukça ayrıntılı bir
biçimde ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bunun yanında, kâğıt
ile çok yakın ilişkisi bulunan ve geçmişte kâğıtçılığın gelişimini
çok büyük oranda hızlandırmış olan matbaacılığın tarihsel
gelişimine de yer verilmiştir.
 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 672
Ağırlık : 672
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺300,30

Mesnevî, Hz. Mevlânâ’nın kâmil eseridir. Yüzyıllar boyunca şairler, tasavvuf ehli ve âlimler Hz. Mevlânâ’nın beyitler yoluyla anlattığı hikâyeleri açımlamaya, onun içindeki gizemleri çözmeye çalışmışlardır. Bu klasik şerh geleneğinde Mesnevî’nin 26.000 beytinin tümü ele alınır.

Recep Öncel, elinizdeki eserde ilk 18 beyti açıkladıktan sonra, gündelik meselelerde karşımıza en çok çıkan, bize yol gösterecek beyitlere odaklanarak bir el kitabı hazırlıyor. Mesnevî’den Mesajlar, her yaştan okurun ilgisini çekebilecek, okuruyla bir hasbıhal denemesi.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,82

Bu eser, Northrop Frye'ın yirminci yüzyıl edebiyatı üzerine yaklaşık altmış yıl boyunca ürettiği eleştiri yazılarını bir araya getiriyor. Frye bu yazılarda T.S. Eliot, James Joyce, George Orwell, Virginia Woolf ve Ezra Pound gibi edebiyatçıların eserlerini eleştiriye tabi tutar, fakat sunduğu zaman perspektifi o yüzyılla sınırlı kalmaz. Homeros, Aristoteles, Vergilius ve Horatius gibi antik dönem yazarlarından Dante, Milton ve Blake gibi ortaçağ ve modern dönem yazarlarına kadar bütün Batı edebiyatı geleneğini kat eder. Bunun yanında, edebiyat alemine de sıkışıp kalmaz; Hıristiyanlık, mitoloji, psikoloji ve hatta okültizm, eleştirilerinin yapılanmasında temel unsurları oluşturur. 
Frye böylece okuru hem tarihte hem de disiplinler arasında bir maceraya çıkarır; bu yüzden Yirminci Yüzyıl Edebiyatı Üzerine, kendi alanında bir başucu kaynağıdır.   


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 560
Ağırlık : 560
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺169,40

Fikrî çalışmalarımızı faydalı bir sonuca eriştirecek şekilde çalışmak, daima aynı mevzuyu düşünerek çalışmak… İşte bütün medenî ilerlemelerin, bütün dâhice buluşların temeli budur. Çalışmayı bu mertebeye ulaştırmak için ise nefsi hiç ara vermeksizin zorlamak, aynı maksadı takip için dikkatimize hükmedebilecek kudrette bulunmak, çaba ve gayretimizi aynı yoğunluk ve istikamette sürdürmek gerekir. Şüphesiz ki bu da her şeyden evvel sağlam bir iradeye sahip olmaya bağlıdır.
“Kaderimi tayin eden bir başka kitap da İbrahim Ethem’in Terbiye-i İrade başlıklı eseridir. Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim.” Cemil Meriç
Bu sözler, İrade Terbiyesi kitabının Türk yayıncılığı tarafından uzunca bir aradan sonra “yeniden keşfine” imkân vermiş ve Jules Payot’nun eseri “Cemil Meriç’in tavsiyesi” mottosuyla tekrar tekrar basılmıştır. Oysa Meriç’in tavsiyesi gayet açıktır; o, Payot’nun değil Dr. Ethem Bakar’ın İrade Terbiyesi’ni önermiştir. Elinizdeki kitap hem bu vahim hatayı düzeltmekte hem de kitabın müellifinin hüviyetini ilk kez gün yüzüne çıkarmaktadır.
İrade Terbiyesi’nde Dr. Ethem, iradenin temel kavramlarından derin tefekkürün gücüne, duyguların etkisinden sağlam alışkanlıkların kazanılmasına kadar geniş bir yelpazede iradenin nasıl terbiye edileceği meselesini ele alıyor. Yazar, okuyucuyu iradesinin farkına varmaya ve hayatını daha bilinçli bir şekilde yönlendirmeye davet
ediyor. Çünkü ancak kendini bilip nefsini terbiye eden insan, hedeflerine ulaşma yolundaki engelleri aşabilir.
Hedefine varmak isteyen okurlar için eşsiz bir rehber eser...


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 288
Ağırlık : 288
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺153,23

Nasihat kandilinden bir işaret göründü
Tenim içinde canım ondan yana süründü

Nefsimin ejderhası döndü bana haml’etti
Kanaat hey demezse yer ve göğü yer şimdi

Kanaati yâr edin uyma nefs dileğine
Eresin hakikate yerin buldun dur şimdi

Kanaat dediğini eğer sen tutmaz isen
Nefsine uyarsan sergerdan ol yürü şimdi

Yunus Hak tecellisin şiir dilinden söyler
Canda cevher varsa Hak’tan yana yürü şimdi


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺153,23

Victor Ménage, Tibor Halasi-Kun ve Halil İnalcık gibi usta Osmanlı tarihçileriyle uzun süre birlikte çalışan Rhoads Murphey, bu eserinde ‘Osmanlı savaş makinesi’nin Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki başarılarına dair detaylı ve özgün bir inceleme sunuyor. Öncelikle Osmanlı askerî teşkilatının dönüşümüne ve değişim dönemindeki Osmanlı toplumu üzerindeki etkisine odaklanan kitap, Osmanlı askeriyesinin mazhar olduğu yoğun akademik ilgiyi doğru şekilde tahlil ederek, literatürdeki peşin hükümlü tarihyazım alışkanlığını da değiştirmeyi amaçlıyor.
Osmanlı askerî tarihinin malî, teknolojik, taktiksel ve siyasî boyutları üzerine pek çok kitap yazılmış olsa da Osmanlı askerlerinin deneyimlediği şekliyle savaşın fiziksel ve psikolojik gerçeklerini yeniden yaratmaya veya canlandırmaya yönelik çok az girişim söz konusu. Murphey, bir yandan taktiksel konulara ağırlık verip bir dizi seferin ayrıntılı incelemesini sunarken, bir yandan da bu boşluğu doldurmayı hedefliyor.
Osmanlı Savaşırken, Batı’da Habsburglar ve Doğu’da Safevîlerle rekabet eden, dönemin en güçlü imparatorluğu olan Osmanlıların ordu ve savaş yapılanmasını mercek altına alıyor. Aynı anda üç yerde savaşabilme kapasitesi olan Osmanlı ordusunun motivasyon kaynaklarını, orduların nasıl sevk ve idare edildiğini birincil kaynaklardan yararlanarak inceliyor. Aynı zamanda imparatorluğun teknolojiyi hangi seviyede kullandığı, malî sıkıntılar yaşandığında asker-siyaset ilişkisinin nasıl yürütüldüğü gibi konuları da –bugüne kadar yapılan yanlış yorumları da cevaplandırarak– açıklığa kavuşturuyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 416
Ağırlık : 416
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺107,80

18. yüzyılda Kont Keyserling, Johann Sebastian Bach'ı çağırır ve uykuya dalmasını sağlayacak bir müzik parçası bestelemesini ister. Bach, tüm beklentilerin ötesine geçerek, Goldberg Varyasyonları olarak bilinen otuz varyasyondan müteşekkil bir arya besteler ve ilk icracısının onuruna, kont uyuyana kadar her gece parçayı çalmakla görevlendirilir. Luis Sagasti bu hikâyeyle, tıpkı Varyasyonlar gibi, bir melodinin dönüşlerini takip ederek her şeyin yeniden başladığı son aryaya varmak üzere yola çıkan kontrpuanlarla dolu bir masal ortaya koyuyor.

Kontun dinlenmesi için defalarca tekrarlanan Goldberg melodileri gibi, Sagasti de Bach'tan Beatles'a, Nazi toplama kamplarında çalınan müziğe, John Cage'in 4'33''üne, The Who'ya, oradan da sonsuzluğa uzanan bir hikâye anlatıyor. 
Peki bir hikâye ne zaman biter? Son ninniyi söylemeye ne zaman karar veririz? Sagasti için kozmik düzen şüphesiz müzikal bir düzendir.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺92,40

Italo Calvino, Franz Kafka ve Jorge Luis Borges gibi yazarlarla sık sık karşılaştırılan Sırp yazar Zoran Zivkoviç’in bu deneysel mozaik romanı, müzikle beklenmedik karşılaşmalar hakkında birbirine bilgece bağlanmış yedi öyküden oluşuyor. Otistik öğrenciler yetiştiren bir öğretmen, bir kütüphaneci, bir müzik kutusu müşterisi, tren istasyonundaki yaşlı bir kadın, ressama dönüşen bir bilim insanı, ölmek üzere olan bir profesör ve bir keman yapımcısının çırağı. Zivkoviç'in karakterlerinin alışkanlıklardan, anılardan, dramlardan, şoklardan, umutlardan, küçük ritüellerden ve takıntılardan oluşan sıradan hayatları… Bu hayatları deforme eden, parçalayan, gerçeküstü bir evrene taşıyan müziğin yedi dokunuşu…

Başka Zaman Kütüphaneleri’nden sonra Zivkoviç'in imkânsız hikâyeleri devam ediyor: Küçük, şaşırtıcı ve rafine parçalar, hepimizin kendine yaklaştığı, kendini evinde hissettiği daha büyük bir resmi oluşturuyor. 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺84,70

“Hindu öğretisine göre, Manvantara adı verilen bir insan çevrimi dört döneme ayrılır. Bu dört dönem de başlangıçtaki ruhun gittikçe karardığı pek çok aşamadan oluşur. Bu dört dönem eski Batı geleneğinin Altın, Gümüş, Bronz, Demir dönemlerine tekabül etmektedir. Biz şimdi dördüncü dönemde, yani Kali-Yuga veya “Karanlık Çağ” dönemindeyiz.”

René Guénon’un Hindu öğretisinden hareketle bahsettiği bu Karanlık Çağ, tüm krizleri ve bunalımlarıyla içinde bulunduğumuz modern dünyayı işaret etmektedir. Modern dünya, “dünyanın sonu” fikrini haklı çıkaran bir biçimde tüm açmazları ve bunalımlarıyla yok olup gidecek midir? Yoksa René Guénon’un önerdiği bütünsel yenilenmeyle bir diriliş gerçekleşecek ve bu, yeni bir dünyanın başlangıcı mı olacaktır? René Guénon, Doğu-Batı, gelenek-modernite, kutsal-din dışı, maneviyatçılık-maddecilik gibi zıtlıklar üzerinden modern dünyanın yaşadığı karmaşık problemlere odaklanarak bu soruların cevabını arıyor. Teknolojinin hızla gelişmesi, yaygınlaşan kitle iletişim araçları, küreselleşme, bireylerin yalnızlaşması, aile ve toplumdaki çürümeler, aşırı tüketim çılgınlığı, işsizlik, iklim değişikliği, sürdürülebilirlik vb. sorunları irdeleyen Guénon, bunalımın toplumsal, psikolojik, ekonomik ve çevresel boyutlarına odaklanarak meseleye dair farklı bakış açıları sunuyor. Üstelik René Guénon modern dünyanın yaşadığı bu sorunlarla ilgili yalnızca belli analizler ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda bunlara yönelik bazı çözüm önerileri de getiriyor. Bireyin bu açmazdan kurtulabilmek için yapması gerekenleri dile getiren Guénon, sorunlara işaret eden tavrıyla hem okurları sorgulamaya sevk ediyor hem de ümitvâr üslubuyla onları çözüm için harekete geçiriyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,92

Kırgızistan’ın Şeker Köyü’nde dünyaya gelen Cengiz Aytmatov, büyükannesi Ayimkan’dan dinlediği türküler, ninniler, masallar ve efsanelerle büyür. Büyükannesi misafirliğe, yeni doğan bir bebeğin doğumunu kutlamaya, cenaze törenine, düğüne hemen hemen gittiği her yere Cengiz’i de götürür. Aytmatov bu sayede yepyeni türküler, şiirler, masallar ve efsaneler duyar. Yazarın hayal gücünün sınırlarını genişleten bu ilk adımlar, her zaman onun aklında ve kalbinde yer alır, kalemine işler; zamanla dünya edebiyatının sayılı isimlerinden biri olur, eserleri 170’ten fazla dile çevrilir.
Cengiz Aytmatov, Masallar ve Efsaneler’de çeşitli sebeplerle meydana gelen doğaüstü olayları büyük bir gerçekçilik ve kendine has üslubuyla anlatıyor; okuyucusunu zorlu savaş zamanlarına, mitik eski dönemlere, büyülü mekânlara, destansı anlatılara götürüyor.
Yaşlı bir cadı tarafından hayvana dönüştürülen küçük kız Gabi’nin, Kırgızların manevi atası olan Manas’ın yardımıyla ailesine kavuşması ve ormana terk edilen üç kız kardeşe yoldaş olan bir hayvanla en zorlu zamanlarda bile iyiliğin bir şekilde karşımıza çıkabileceği aktarılıyor. Ayrıca büyüklerinin nasihatini dinlemediği için önce deve sonra kurt tarafından yutulan Parmak Çocuk’un verdiği mücadele, savaştan sonra sağ kalan yedi kişilik askeri bir ekibin içindeki ajanın çaresizliği bu masalları oluşturuyor.
Yenisey Nehri kıyısında hem öksüz hem yetim kalan iki çocuğu kurtaran ceylan Maral Ana, kutsal Ala Geyik’in canını alan acımasız avcı Karagül, Nayman Ana’nın uzun arayışlar sonrası bulduğu oğlu Mankurt ve sevdiği şair Muhtar’a kavuşamayan İyi Han’ın kızı Akbara’nın efsaneleri okurunu heyecan dolu serüvenlere davet ediyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 16,5 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺169,40
Bir Tahlil

Marcel Mauss, sosyal bilimler tarihinde kayda değer bir istisnadır. Zira bütün hayatı boyunca tek bir kitap bile yazmamış olmasına rağmen kendisi hakkında bu denli zengin bir ikincil literatürü tetiklemiş çok az düşünür vardır. Mauss’un düşüncesi doğrudan parmakla gösterilebilecek vârisler aracılığıyla değil, farklı disiplinlerden pek çok araştırmacının çalışmalarına sızmış dolaylı ve sürekli bir etkiyle güncelliğini korur. Mauss’un opus magnumu Armağan Üzerine Deneme, sunduğu başlangıçlar ve yol açtığı bakış açılarıyla bütün 20. yüzyıl sosyal bilimlerine sirayet etmiş bir metindir.
Bir makaleye göre uzun, bir kitaba göre kısa bu metnin içinde Georges Gurvitch’in hiper-ampirik diyalektiğinden, Lévi-Strauss’un akrabalık analizlerine, Bourdieu’nün simgesel sermaye kavramından Marksist antropoloji eleştirisine, iktisatta faydacılık-karşıtı kuramcıların gelecek argümanlarından anarşizme, evrimcilik karşıtlığından doğal hukuk eleştirisine kadar uzanan çok farklı referans noktası ve tartışma konusu bulunmaktadır.
Şeyda Sevde Tunçbilek, Mauss düşüncesinin zenginliğini ve çeşitliliğini dikkate alarak Armağan Üzerine Deneme’nin yazıldığı döneme, disiplin içinde yerleştiği bağlama, temel önermelerine, tetiklediği tartışmalara ve güncelliğine ilişkin bir okuma rehberi sunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 12 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺66,22
Hindistan Yazıları

“Tanımıyoruz Hint’i. O ülkeye en büyük hükümdarını armağan eden Türk, Hint’i tanımıyor... el-Bîrûnî’ye rağmen tanımıyoruz Hint’i... Tanımıyoruz Hint’i. Tasavvufun ana kaynağı olan Hint’i tanımıyoruz... Tanımıyoruz Hint’i. Kanunî devrinde yazılan ve Osmanlıcadan Avrupa dillerine en fazla çevrilen Hümâyunnâme’ye rağmen tanımıyoruz. Binbir Gece’ye, Binbir Gün’e, Tûtinâme’ye, Ramayana’ya, Kelile ve Dimne’ye rağmen tanımıyoruz...”
(Cemil Meriç, Jurnal)
Türkiye’de Hint Müslümanları denildiğinde akla ilk gelen, genellikle bölge halkının Millî Mücadele günlerinde Anadolu coğrafyasına gönderdiği maddî yardımlardır. Oysaki bölgeyle ilişkilerimiz bundan çok daha eskilere ve derinlere dayanıyor. Her ne kadar Türkçe literatür bu konuda büyük oranda dar olsa da Gazneliler, Delhi Türk Sultanlığı ve Bâbürlüler gibi önemli devletlerin hüküm sürdüğü Hint Alt Kıtası, birçok açıdan ilgimizi hak eden bir coğrafya. 
Kayıp Kıtanın Keşfi, medeniyet tarihimizin bu az bilinen ya da dikkatlerden kaçan sayfalarına kapı aralamayı vadediyor. Kitap, 10. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan geniş bir aralıkta bölgenin İslâmlaşmasından kurulan devletlere, yerel âdet ve geleneklerden tasavvufî topluluklara, öne çıkan hükümdarlardan modern dönemdeki tartışmalara, İngilizler tarafından sömürgeleştirilmesinden farklı devletler şeklinde bölünmesine Alt Kıta’nın dinî, siyasî, iktisadî, mimarî, ilmî, edebî, kültürel ve sosyal tarihine dair geniş bir çerçeve sunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺91,63

Fikrî çalışmalarımızı faydalı bir sonuca eriştirecek şekilde çalışmak, daima aynı mevzuyu düşünerek çalışmak… İşte bütün medenî ilerlemelerin, bütün dâhice buluşların temeli budur. Çalışmayı bu mertebeye ulaştırmak için ise nefsi hiç ara vermeksizin zorlamak, aynı maksadı takip için dikkatimize hükmedebilecek kudrette bulunmak, çaba ve gayretimizi aynı yoğunluk ve istikamette sürdürmek gerekir. Şüphesiz ki bu da her şeyden evvel sağlam bir iradeye sahip olmaya bağlıdır.
“Kaderimi tayin eden bir başka kitap da İbrahim Ethem’in Terbiye-i İrade başlıklı eseridir. Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim.” Cemil Meriç
Bu sözler, İrade Terbiyesi kitabının Türk yayıncılığı tarafından uzunca bir aradan sonra “yeniden keşfine” imkân vermiş ve Jules Payot’nun eseri “Cemil Meriç’in tavsiyesi” mottosuyla tekrar tekrar basılmıştır. Oysa Meriç’in tavsiyesi gayet açıktır; o, Payot’nun değil Dr. Ethem Bakar’ın İrade Terbiyesi’ni önermiştir. Elinizdeki kitap hem bu vahim hatayı düzeltmekte hem de kitabın müellifinin hüviyetini ilk kez gün yüzüne çıkarmaktadır.
İrade Terbiyesi’nde Dr. Ethem, iradenin temel kavramlarından derin tefekkürün gücüne, duyguların etkisinden sağlam alışkanlıkların kazanılmasına kadar geniş bir yelpazede iradenin nasıl terbiye edileceği meselesini ele alıyor. Yazar, okuyucuyu iradesinin farkına varmaya ve hayatını daha bilinçli bir şekilde yönlendirmeye davet
ediyor. Çünkü ancak kendini bilip nefsini terbiye eden insan, hedeflerine ulaşma yolundaki engelleri aşabilir.
Hedefine varmak isteyen okurlar için eşsiz bir rehber eser...


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 384
Ağırlık : 384
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺107,80
Aby M. Warburg & Walter Benjamin

Sanat tarihçisi, kültür teorisyeni Aby M. Warburg ile edebiyat eleştirmeni, estetik teorisyeni, filozof W. Benjamin’in çalışmaları, on dokuzuncu yüzyılın sonundan Weimar Cumhuriyeti’nin bitimine kadar Almanya’da entelektüel yaşama egemen olan bir dizi zihinsel meşguliyetin önemli örnekleri olarak kabul edilir: modernitenin etkisi, geleneğin ve kültürel belleğin rolü, kültür tarih ve teorisinin doğası.
Geçmiş Şeyleri Hatırlamak, özel bir dikkati hak eden bu iki düşünürün geniş külliyatını bir arada ele alırken, mutlaka göz önünde tutulması gereken tarihsel ve felsefi bağlamı oluşturmayı, dönemin acil sorularına nasıl bir özgünlükle yaklaştıklarını ana hatlarıyla ortaya koymayı ve düşüncelerini daha kapsamlı bir biçimde karşılaştırmayı hedefliyor.

Benjamin ile ortak bir düşünsel zemini paylaşan Warburg hakkında Türkçedeki bu ilk kapsamlı çalışma, sanat ve kültür tarihi ile antropoloji alanlarına ilişkin özgün bir perspektif sunuyor.

“İnsanın soyoluşuyla ilgilenen bir Aydınlanmanın mirasçıları konumundaki bu iki düşünürün çalışmaları sürekli olarak bilişsel gelişim sorunu ve bu sorunun kültürel formların ardışıklığındaki tezahürü etrafında dönüp durur. Yine de ilerlemeye duyulan iyimser inancın aksine, her ikisi de, modernitenin modern öncesi çağın irrasyonelliğine karşı aklın kesin zaferi olarak görülmemesi gerektiğinin derinden farkındaydı.”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 152
Ağırlık : 152
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,46

Dursun Ali Tökel, Divan Şairi de Okur’du başlıklı çalışmasında, divan şairlerinin, yaşadıkları dönemde kitaba ve kütüphaneye yükledikleri anlama, kitabı elde etme yollarına, okuma ve yazma biçimlerine ve ritüellerine dair sorular sorarak “okuma” eyleminin klasik edebiyatımızdaki yerini tayin ediyor.

“Oku!” emrinin, muhatabındaki etkisini araştıran Tökel, yönelttiği sorularla divan şiirine/şairine/edebiyatına ve onun arka planında yer alan büyük kültürel birikime dair en ince ayrıntıları görmemizi, ona bakışımızın derinleşmesini sağlıyor. Divan şairlerinin, hem yazıyla, metinle, kitapla kurdukları bağı inceliyor hem de tıp, geometri, matematik, astronomi, felsefe gibi alanların bilgisiyle dünyaya bakan bu sanatkârların bütün bir kâinatı okuma biçimlerini gözler önüne seriyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,23

Arda Arel’in masalsı öyküleri büyülü, cümbüşlü bir dünyayı, bambaşka bir zaman ve mekânı mümkün kılıyor. Bir hikâye nasıl başlar, nasıl biter iyi bilen bir anlatıcının sözcükleri rüyalarla, yollarla, Dede Korkut’un duasıyla, yedişerden uç veren bir geyiğin boynuzuyla, nehrin kaynağına ulaşırsa ejderhaya dönüşecek koi balığıyla, yedi umman buharlaşsa ve yüce dağları aşıp aylarca sahraya yağsa susuzluğu dinmeyecek avcıyla kesişiyor. 

“Sağa baktım, sola baktım, kimseler yoktu. Ormana geldiğim gün gibi öksüz kaldım ve anladım; orman ehline orman, âdem ehline Yuva gerek.”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,92

Zaz artık acele etmek istemiyor. Çiçeğinin büyümesini izlemek, keyifle resimler çizmek ve ailesiyle doyasıya vakit geçirmek için daha fazla zamana ihtiyacı var. Hem belki o zaman bu kadar hızlı büyümesine de gerek kalmaz! 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 32
Ağırlık : 32
En / Boy : 22 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺99,33

Hiç karavanla seyahat ettin mi?
İkiz kardeşler Ela ve Ege ile birlikte babalarının anlattığı kahramanlık hikâyelerine eşlik etmek ister misin? Kahramanlar Karavanı serisiyle, hem Türkiye’nin kahramanlarını tanımaya hem de ülkemizin hikâyelerle dolu şehirlerinde gezintiye çıkmaya hazır ol!


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 48
Ağırlık : 48
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,05

Masumiyetin bir rengi var mıdır? 
Ya ruhların? 
Peki papağanlar bize ne fısıldar? 
Uzakların Şarkısı, karlı bir kış sabahı, Kars’a giden Doğu Ekspresi treni ile başlayıp 18. yüzyıl İstanbul’una uzanan ve turuncu bir yağmurla ışıldayan bir Kaan Murat Yanık romanı. 
Başına gelen felaketleri unutmak ve hayalini kurduğu kitabı yazmak umuduyla Kars’a göçen Bünyamin, bu şehrin ücra bir köşesinde Besti Nine ile tanışacak ve bir müddet sonra bu kadının canı pahasına sakladığı yüzlerce yıllık sırrın peşine düşecektir. 
Bu yakıcı sırrın kanatları, Bünyamin’i evvela Hindistan’daki düş sarayına, oradan İstanbul’un efsanevi günlerine; Galata Kulesi’nin altındaki dehlizlere, güzellerin salındığı bahçelere, ruhların alınıp satıldığı evlere, bilinçaltı sularına, isyan planlarına, saray entrikalarına ve aşkın manasının yeniden keşfedildiği sonsuz anlara savuracaktır. Gülbadem, Zencefil, Fülfül, İpek Böceği, Ruhsar, Sunullah Efendi, Fıstıkçı Şahap, Feylesof ve daha niceleri… 
Uzakların Şarkısı, büyülü gerçeklik rüzgârının her şeyi uçuşturduğu, zihnin sınırlarını zorlayan modern bir Tutiname. Yayımlandığı günden beri büyük beğeni toplayan eser, farklı âlemleri birbirine düğümleyerek okuru çok uzaklara, efsunlu zamanlara sürüklemeyi vaat ediyor.
 “İyi bir kitap okumak, hayat kurtarabilir.”


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 392
Ağırlık : 392
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,46

1. Cilt: 1888-Pasenow veya Romantizm 
2. Cilt: 1903-Esch veya Anarşizm 
3. Cilt: 1918-Huguenau veya Realizm
20. yüzyıl romanına Vergilius’un Ölümü, Bilinmeyen Değer ve Büyülenme gibi kült eserlerle damga vuran Hermann Broch, başyapıtı Uyurgezerler’i yarattığında bunu farklı ve iddialı bir amaç için yaptı: Modern varoluştaki anlam krizini merkeze alarak, insanın dünya ve üzerindeki her şeyle kurduğu ilişkiye yeni bir düzen getirmenin mümkün olup olmadığını sorguladı. Değerlerin dağıldığı bu çürüme ve çözülme zamanlarında “kurtuluş” mümkün müydü ve nerede aranmalıydı?

Uyurgezerler “1888: Pasenow veya Romantizm”, “1903: Esch veya Anarşizm”, “1918: Huguenau veya Realizm” başlıklarıyla karakterize edilen üç romandan oluşur. Bir matematikçinin mantığı, bir filozofun anlatım derinliği ve bir sanatçının canlı anlatım gücüyle yazılmış bu üçleme, sonraki yıllarda tanık olduğumuz kitlesel fenomenlerin mahrem arka planına ışık tutar. Broch, kahramanlarının her birinde zamanın ruhunu somutlaştırır ve yeni bir insan ırkının psikolojisini gün yüzüne çıkarır.

“Uykusuz, cin gibi olan, hepsinin ölümünü işitir, görmemek için gözkapaklarını ne kadar sıksa da ölümün hep cinayet olduğunu bilir."


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 824
Ağırlık : 824
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺212,52

Toplumsal Eylemin Yapısı toplumsal olayların bilimsel analizinde büyük bir devrim ortaya çıkaran ve birbiriyle çakışan bir teorik gelişme sürecini tahlil etmiştir. Bu çalışmada ele alınan üç büyük yazar (Pareto, Durkheim ve Weber) kesinlikle münferit olarak değil bu gelişmenin “sosyolojik” tarafına katkı veren teorisyenler olarak değerlendirilebilir ve geçen on yılın bakış açısı onların bu akım içerisindeki zirve noktalar olarak önemini azaltmaz. Esasen burada sadece üç zirve değil bütünüyle yüksek bir alan söz konusudur, ancak bu üç zirve o yüksek alanda diğerlerinden çok daha yukarıda belirmektedir.”
- Talcott Parsons
 
İki ciltlik bu eserde, Amerikalı sosyolog Talcott Parsons’ın Avrupa düşüncesinde toplumsal eylem teorisi etrafında yaşanan dönüşümü ele almaktadır. Parsons, bu dönüşümde büyük rol oynadığını düşündüğü Marshall, Pareto, Durkheim ve Weber gibi dört Avrupalı düşünürün, farklı kavramsal şemalar ve farklı yöntemler kullanmalarına ve birbirinden çok farklı ilgi alanlarına sahip olmalarına rağmen ortak bir “toplumsal eylem teorisi” inşa ettikleri kanaatindedir. Bu eserde kendi tabiriyle “çalılıkları temizleyerek” bu ortak teorik şemayı ana hatlarıyla belirginleştirmeyi hedeflemiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 760
Ağırlık : 760
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺277,20

“Türk sinemasının yüzeyini, dün olduğu gibi bugün de baştan başa kaplayan o kurşun rengi benliksizlik, kendi varoluş yasalarına bilinçsizce ve ahlâksızca sırt çevirmiş bir toplum yönetiminin, Türk toplumunun yakın tarihine ait kolektif bir aldanışın sefil sonucundan başka bir şey değildir.” diyen Ayşe Şasa, 1990 yılında Türk sineması üzerine Dergâh dergisinde yayımlanan yazılarının derlenmesiyle hazırlanan Yeşilçam Günlüğü’nde, sinemanın 60’lı yıllardan beri içine zorla itildiği yavan bir gerçekliğin kalıplarını çözmeye uğraşıyor. Türkiye’de sinemanın değişimine ve dönüşümüne göz atmak ve sorunların köküne inebilmek için, sanat ve özelde sinema üzerine, bütün bir medeniyet birikimini seferber ederek şümullü bir düşünme çabasına girişiyor.

Şasa’nın öne sürdüğü şekliyle Türk sineması, medeniyet birikimini gelenek ekseninde kullanmadığı sürece bir “hikmet sineması” oluşturmayacağı gibi “sentez” gerekçesiyle Doğu ile Batı’yı eklemleyen kof akımlarla da bir kuram oluşturamaz.

Yeşilçam Günlüğü, Türk sinemasının geçirdiği süreçleri derinlemesine ele alan bir metin olmasının yanı sıra ıstıraplı bir arayışın da öyküsü.


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺94,71
el-Vücudu'z-Zihni Risalesi ve Bir İnceleme

16. yüzyıl Osmanlı düşünce dünyasının önemli isimlerinden Kemalpaşazâde, Arapça telif ettiği bu eserinde temelde “zihin” kavramının mahiyetini ve sınırlarını belirliyor. Zihnî varlık hususunda eserler veren el-Cürcânî, Ḳuṭbüddin er-Râzî, Devvânî gibi alimlere yaptığı atıflarla red ve kabullerini dile getirerek eser içerisinde geniş bir tartışma zemini kuruyor.

Varlığı haricî ve zihnî olmak üzere ikiye ayıran Kemalpaşazâde, zihnî varlık meselesinin düşünce dünyasındaki yansımalarını göstermeye, meseleye bir varlık alanı açmaya çalışıyor. Bu kavramın “nefsü’l-emr”, “gölge varlık”, “asîl varlık”, “suret”, “husûl” gibi çeşitli kavramlarla olan benzerlik ve farklılıklarını ele alarak zihnî varlığın “ne olamayacağı” ile ilgili de kelâm ve felsefe okurlarına yeni pencereler açıyor.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,09
Gelecekte İnsanlığı Neler Bekliyor?

“Kapsam olarak kısa ancak menzil olarak geniş! Yarının Dünyası yeniden tasarlanan genlerden, insan kaynaklı iklim krizine ya da uzaylı bir zekâ ile karşılaşma olasılığımıza; artan insan nüfusuyla Dünya’nın, ancak bilim ve teknoloji “bilgelikle” kullanılırsa gelişebileceğini söylüyor.”

Andrew Robinson, Science

Dünyaca ünlü biliminsanı ve çok satan yazar Martin Rees’ten insanlığın ve bilimin geleceğine kışkırtıcı ve ilham verici bir bakış!

Değişen dünyanın hızına bilim ile yetişebilmek mümkün mü?

Biyoteknoloji, siber teknoloji, robotik ve yapay zekâdaki ilerlemeler düzenli ve sistemli uygulanırsa iklim değişikliğinden nükleer savaşa kadar tüm tehditler engellenebilir mi?

Yarının Dünyası’nda Martin Rees, değişen dünyada insan yaşamını tehdit eden ve edecek olan riskleri sıralayıp çözüm önerilerini sunuyor. Hükümetleri ve toplumu tehditlere karşı uyararak uzun vadede geçerli sonuçlar alınması için uğraşıyor. Teknolojik gelişmeleri sadece büyük bir coşkuyla karşılamayan Rees, uzmanların kontrolünde, yüz yıl sonrasının bile düşünülerek hareket edilmesi gerektiğini söylüyor. Yarının Dünyası, bilimin şimdiki ve gelecekti hâlini görmek, düşünmek, eyleme geçmek isteyenler için eşsiz bir çalışma.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺103,18
Modern Sağlık Mitinin Eleştirisi

Dinsel doktrini hem kınayan hem de ona öykünen sınırsız ilerlemeciliğiyle ve tekno-bilimsel hırsıyla modern tıp, ölümsüzlüğü tanrısal bir edayla cennetsi sonsuzluğun ve kusursuzluğun hayali olarak pazarlamaktadır.

Tıbba İman Çağı; ilkesel olarak hastalığın kaynağını modern sağlık ütopyasında, esaretin nedenini özgürlük talebinde ve huzursuzluğun gerekçesini kusursuzluk özleminde arayan bir düşüncenin çıktısıdır. Zira “bizler” sürekli olarak ortasında derin uçurumlar bulunan keskin ikilemlere zorlanıyor, uzun süre hayatta kalmak adına derinlemesine yaşamaktan, yani yaşamın kendiliğinden gelişen kimi hoş kimi nahoş epizotlarını duyumsamaktan feragat ediyoruz.

İşte bu kitap tam da bu nedenle bilimsel/ci dünyanın üstenci bir dille bizleri –üstelik biz daha doğmadan– buyur ettiği bu daracık ve penceresiz dünya-odasında gördüğümüz, duyduğumuz, öğrendiğimiz ve hatta tecrübe ettiğimiz birçok şeyi yeniden gözden geçirmeye davet ediyor.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,06

İslâm tarihinin en etkileyici hikâyelerinden biri şüphesiz Hz. Peygamber’in sevgili kızı Hz. Zeynep ile damadı Hz. Ebu’l-Âs bin Rebi‘’nin hikâyesidir. Aralarındaki kuvvetli aşkın İslamiyet geldikten sonra bambaşka hâllere evrilişi; zor kararlar, dönemeçler ve türlü badirelerin onları getirdikleri kritik eşikler; Hz. Zeynep’in “sevgi ve iman” mücadelesi…

Hz. Zeynep ilk Müslümanlardan olmasına rağmen Ebu’l-Âs uzun yıllar iman etmemiş, atalarının dinine inanmaya devam etmişti. Öyle ki, Kureyş ailesinden olan Ebu’l-Âs, müminler ile yapılan savaşa dahi girmişti. Ancak yıllar sonra o da İslâm’la şereflendi.

Peygamber’in Evinde, İslâm tarihi izleğinde Hz. Peygamber’in beşerî yönlerine, özellikle aile hayatına dair çeşitli sahnelere tanık olacağınız, sevgi ve ahlak fenomenleri karşısındaki tutumuna şahitlik edeceğiniz, üzerinde çokça çalışılmış, çarpıcı bir roman.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,23
İkizimle Sohbetler

Dinin peygamberler aracılığıyla insanlığa yansıyan çerçevesini çizen ilâhî vahyin bütününe “kitap” denmektedir. Tarihsel bir gerçeklik olarak bilinmektedir ki kutsal kitaplar arasında orijinalitesi tartışılmayan ve tartışılamayacak olan tek kaynak Kur’ân’dır. Kur’ân, bu bozulma keyfiyeti üzerinde açıkça durur ve kendini, geçmiş vahiylerden bugüne kalanı doğrulayan ve yanlışları da düzelten bir kitap olarak tanımlar.

Fakat insan ve Kur’ân zamanla, doğumlarından sonra ayrılan ve uzun yıllar birbirlerini görmeden ayrı büyütülen iki kardeş konumuna düşürülmüşlerdir. Hakk’ın ortaya çıkmasını çıkarlarına ters görenler, yeryüzünde bu iki kardeşin tekrar buluşup birbirlerini tanımalarına ve anlamalarına izin vermemişlerdir. İnsan, kardeşleri tarafından kıskançlık ve haset yüzünden kör kuyuya atılan Yûsuf gibi olmuş, Kur’ân ise onun hasretinden ağlayıp gözyaşı döken Yâkûb’a benzemiştir.

İşte Kur’ân’la Konuşmak: İkizimle Sohbetler, uzun yıllar birbirinden ayrı düşen ikiz kardeşlerin özlemle kavuşmalarının ve yeniden birbirlerini tanımalarının hikâyesidir. Bu çalışma, aynı hakikatten doğan iki kardeşin, çölün suyla ve rahmetle kucaklaşması gibi buluşmalarının sohbetidir.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,46
Kainatin Zikrinden Kainatın Müziğine

Mûsikîyi kâinat ile açıklamak, kadîm bir gelenektir. İslâm düşünce dünyasında da mûsikî, kozmik sembollerle ve varlıklarla açıklanır. Bu kadîm bir mûsikî öğretisidir ve İslâm düşüncesi üzerinden devam eder. Kâinattaki her şeyin döndüğü, feleklerin dönerken sesler, nağmeler çıkardığı bilgisi Pythagoras’a ve onun yetiştiği, Hermetik sırriyeti öğrendiği Mısır’daki Memphis Tapınağı’na kadar gider. Hermetik kozmoloji doktrinine göre kâinatta her şey hareket hâlindedir ve Hermes (İdris Peygamber) Pythagoras’tan çok önce kâinatın, Allah’ın muhteşem bir bestesi olduğu fikrini ileri sürmüştür. Hermetizm’e göre kâinatta (kozmosta) boşluk dahi yoktur. Stoacılar ve Platoncuların tersine, kozmos ötesinde de (extra-kosmos) boşluk olmadığı, Hermetizm’in görüşüdür. Bu düşünceden hareketle şunu söyleyebiliriz: boşluğun olmadığı ve hareketin olduğu her yerde sesin olması da mümkündür. Boşluğun olmadığı sonsuz kâinatta, farklı boyutlardaki feleklerin (veya gezegenlerin) hepsi, kendi kütlelerine uygun olarak tiz veya pest sesler çıkaracaklardır. Bu kozmik gerçeklik Kur’ân-ı Kerîm’deki “Kâinattaki her şey kendi lisanlarınca Allah’ı zikretmektedirler” âyetini hatırlatmaktadır ve insanın duyma sınırlarının üzerinde, kâinatta adeta “muhteşem bir ilâhî âhenkli melodi” seslendiriliyor demektir. Bu, sadece Yaratıcı’nın ve O’nun duymasına izin verdiklerinin duyabildiği bir “kozmik zikir” olarak adlandırılabilir ve bize kâinatın âhengini gösterir.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,23

Blucin Devrinin Çocukları, Gürcistan’ın en meşhur yazarı David ‘Dato’ Turaşvili’nin on beşten fazla dile ve tiyatro eserine çevrilmiş romanı. Gerçek ve trajik bir olayı konu edinen roman, 1983’te, henüz genç ve yakışıklı bir aktör olan Gega Kobakhidze ve arkadaşlarının Tiflis’ten Leningrad’a giden bir uçağı kaçırma girişimlerini konu ediniyor. Sovyet rejiminden özgürlüğün ve kot pantolonun bol olduğunu düşündükleri Batı’ya kaçmak isteyen bu gençlerin başarısız uçak kaçırma girişimi, okuru huzurlu bir son umuduyla daima tetikte tutuyor. Diyalog merkezli bir anlatım tarzıyla Dato Turaşvili, gençlerin romantizmini de idealizmini de ifade etmeyi başarırken, rejimin memurlarının uyguladığı baskıyı da gözler önüne seriyor. 

Gerçekle kurgunun iç içe geçtiği Blucin Devrinin Çocukları, Gürcü gençliğinin başkaldırı hikâyesi…


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺91,63
Tarih-i Beyan-ı Bina-yı Ayasofya-yı Kebir ve Tarih-i Ayasofya

Bizans devrinde İstanbul’un en büyük kilisesi, fetihten sonra şehrin baş camii, Ayasofya… Her iki dönemde de ilâhî lütuflara mazhar bir mimârî dehânın neticesi olarak görülen bu mukaddes yapının etrafında teşekkül eden zengin menâkıb kültürü, asırlar boyunca aktarılagelmiştir. Bu inanışın bir sonucu olarak Ayasofya, Bizans devrinin halk inanış ve efsanelerinde büyük bir yer tuttuğu gibi Türk devrinde de bir kısmı Bizans’tan aktarılmış, bir kısmı ise yeniden doğmuş birçok rivayet ve efsanenin konusu olmuştur. Osmanlı döneminde Ayasofya’yla ilgili kaleme alınan bu tür eserler arasında kısaca Ayasofya Risaleleri diyebileceğimiz bir dizi risale mevcuttur. Genellikle aynı kaynaklara dayanan Ayasofya risaleleri, içerik bakımından birbirine çok benzer. Aralarındaki fark ise çoğu zaman, anlatılan olayların ayrıntılı yahut özet şeklinde ele alınması ya da anlatımın sade yahut sanatkarâne olması gibi hususlarla sınırlı kalır. Risalelerde başlangıçtan Justinus dönemine kadarki zaman diliminde Ayasofya’nın inşa edilişi ve etrafındaki olaylar bir menkıbe havası içinde anlatılır. Yine de ciddi bir süzgeçten geçirmek şartıyla bu menkıbevî anlatımın arkasında ciddi bir tarihî bilgi malzemesi olduğu söylenebilir.
Bu fikirden hareketle, Ayasofya Risaleleri’nde, söz konusu risalelerden hem yazım tarihinin eskiliği hem de içerik bakımından sonrakilere kaynak olmaları yönünden önemli bulunan iki tanesi ele alınmıştır. Bu risalelerden biri, Fatih dönemi yazarlarından olan Derviş Şemseddin Karamanî’ye ait Târih-i Beyân-ı Binâ-yı Ayasofya-yı Kebîr ve bir diğeri, yine aynı devirde yaşamış olan ve “Müneccim” lakabı ile bilinen Yusuf bin Musa el-Balıkesrî’nin Târih-i Ayasofya’sıdır. Her iki risalede de mabedin yapım süreçleri hikâye edilirken menkıbevî bilgiler yanında teknik malumat da geniş yer tutmaktadır. Mimarî literatüre bir katkı amacıyla metinleri hem orijinallerinin Latinize halleriyle hem de günümüz Türkçesiyle neşre hazırlanan bu risaleler, zengin bir görsel arşivle birlikte okuruna sunulmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 264
Ağırlık : 264
En / Boy : 20 / 25
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺230,23

Edebiyat ve kültür kuramına yaptığı dahiyane katkılarla tanınan Terry Eagleton, bu kitabında Batı Kanonu’nun merkezinde duran Shakespeare’in oyunlarını göstergebilimsel düşünceleri ışığında cesur ve özgün bir şekilde yeniden yorumluyor. Klasik ve postmodern teorilerde ele alınan birçok kavram arasındaki ilişkiyi, Shakespeareyen tiyatronun bir dizi sorununu aydınlatmak üzere irdeliyor. Eagleton böylelikle, Shakespeare’in oyunlarındaki ikircikli meselelerin veya çelişik duyguların altında yatanın, çok daha derindeki bir ideolojik çatışma olduğunu gün yüzüne çıkarıyor. Edebiyat ve tiyatroyla ilgilenenler kadar sosyoloji, felsefe ve politika kavşağında bulunanlar için de çağrışım gücü yüksek bir başvuru kaynağı…


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,92
Yaşayan Türkçemiz - Tenkitler ve Cevaplar

“Eleştiri kimi zaman bir aykırı davranışı düzeltme, kimi zaman beğenilmedik bir iş, eylem ve nesnenin eksikliğini dile getirme; yeri geldiğinde çekinmezce davrananı zararsız bir dokunuşla uyarma, yeri geldiğinde bir yol bilmezi can acıtan bir iğnelemeyle doğru yöne kılavuzlama; ara sıra ne dediğini bilmezi kendine getirici bir dokundurma, ara sıra sınırı aşanı yoluna koyucu bir paylama; zaman zaman boş keseden atanlara ‘peh peh’ diyen bir alaysı övüş, zaman zaman da şaplak kadar etkili bir sözlü vuruştur.”
Bu kitapta Prof. Dr. Mertol Tulum’un uzun yıllara yayılan ve çeşitli mecralarda yayımlanmış eleştiri türündeki yazıları yer alıyor. Medya ve basında kullanılan kimi cümlelerin tek tek incelenerek anlatım bozukluklarının tespit edildiği “Yaşayan Türkçemiz” adlı yazı ile başlayan bu eser; yazım kılavuzlarımız, eski metin neşrinde dikkat edilmesi gereken hususlar, Menâkıbu’l- Kudsiyye’nin edisyonu ile alakalı kimi problemler ve yazma metin karşılaştırmaları gibi pek çok meseleye temas ediyor.
Mertol Tulum, uzun zamandır bomboş kalmış eleştiri alanına nefes olacak bu eseriyle filolojik yayım dünyasına katkı sağlamayı gaye ediniyor.


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 332
Ağırlık : 332
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺184,80
Tekkeler, Zaviyeler ve Fütüvvet Yapıları

XIV. yüzyılın başlarındaki Türk-İslam göçleriyle Anadolu’ya bir yandan tarikatlere bağlı dervişler, diğer yandan bu coğrafyada fütüvvet ilkeleri çerçevesinde sağlam bir dayanışma birliği kuran Ahiler gelmiştir. Bu zümrelerin, fetihle açılmış bu yeni toprakların Türkleşme ve İslamlaşma sürecinde önemli rolleri olmuştur. Bu gruplar, ayrıca inşa ettikleri yapılarla da toplumsal görevler üstlenmişlerdir. 
Ahilerin ve dervişlerin inşa ettikleri bu yapılar, Anadolu-Türk mimarisinde özgün bir tür oluşturmuştur. Tekkeler, tarikat zaviyeleri, fütüvvet camileri, Ahi zaviyeleri, buk’alar, ribatlar, derbendler ve imaretler gibi birçok yapı grubu hem mimari özellikleriyle hem de toplumsal hayatın merkezinde bulunmaları sebebiyle Osmanlı mimarisinde kendilerine has bir yer edinmiştir. 
Osmanlı Mimarisinde Tarikat Yapıları’nda, bahsi geçen her yapı tipi ayrıntılı bir kuramsal analizle, ilişkili olduğu kurum, işlev, içerik ve mimari özellikleri açısından ele alınarak tanımlanmış, yapılarla ilgili terminoloji açıklanmıştır. Sonuç olarak, ortaya çıktıkları zamanın özgün koşulları göz önünde bulundurularak, tarikat ve fütüvvet yapılarının karşılıklı ilişkileri tartışılmış, bu yapıların bir bütün olarak Osmanlı mimarisi geleneğindeki yerleri değerlendirilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 21 / 25
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺184,80
Bir Tahlil

1953’te yayımlanan Felsefi Soruşturmalar, yirminci yüzyılın en önemli felsefi çalışmalarından biridir ve Ludwig Wittgenstein’ın son, yetkeli beyanıdır. Wittgenstein gençliğinde, Tractatus Logico-Philosophicus’ta cesur ve orijinal felsefi fikirlerini sunmuştu. Ne var ki yaşı ilerlediğinde fikirlerini radikal bir şekilde değiştirdi ve Felsefi Soruşturmalar’da felsefeye çok farklı bir yaklaşım ortaya koydu.
Michael O’Sullivan; Felsefi Soruşturmalar’ın felsefenin kendisine katkılarını, neden önemli olduğunu, filozofları nasıl etkilediğini, çalışmanın kendisine yönelik eleştiri ve tepkileri berrak bir zihinle inceliyor.

“Felsefi Soruşturmalar, akademik camianın dışında da etkili olmuş, I. A. Richards, Derek Jarman ve David Foster Wallace da dahil yazarlara, şairlere ve film yapımcılarına da ilham vermiştir. Bunun nedeni, Wittgenstein’ın gündelik hayatın, dilin, toplumlar ve kültürler arasındaki farklılıkların önemini vurgulamasıdır. Bu, kültürel farklılıkların Wittgenstein’ın kendi zamanındaki yazarlardan çok daha fazla farkında olduğumuz bugün de hâlâ önemlidir.”


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 108
Ağırlık : 108
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺68,53
Gençlere Hisseler

Kur’an-ı Kerim kıssalarından Hadis-i Şeriflere, Lokman Hekim’den er-Razi’ye, Behlül Dânâ’dan Cambaz Deli Osman Ağa’ya, Feridüddin-i Attar’dan Karadenizlinin hikmetli hâline uzanan kıssalar ve onlardan çıkarılacak hisseler...
Kemâl Özer Hikmetli Kıssalar’da İslam dininin kaynaklarından aktardığı kıssalardan çağın sıkıntılarına şifa olacak hisseler sunuyor okuyucuya.


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,92

Evrenin Yatışmaz Yapısı’nda Aykut Ertuğrul, okurlarını yine metinlerarası bir şenliğe çağırıyor. Muzip bir başlangıcın neşesini ve beklenmedik bir vedanın kederini aynı anda içinde barındıran bu görkemli şenlik, aslında kim için düzenlendi?
Yazarın mütemadiyen seslendiği sahici okurlar için mi? Selam vermekten bıkmadığı; cümlelerine, dizelerine hatta eser adlarına musallat olduğu büyük ustalar için mi? Eleştirmenler, akademisyenler ya da çağdaşları için mi? Yoksa bu tuhaf ve rahatsız edici şölenin, düzenleyeni de davetlisi de yalnızca yazarın kendisi mi?
Maharetini geleneğin coşkulu ve sonsuz ırmağına, muhayyilenin müphemliğine ve şimdiki zamanın insanı hep şaşırtan tekinsiz oyunlarına bağlayan yazarın gerçek niyeti ne? Kim bilir? Belki hepsi, belki hiçbiri.
Türk öyküsünde fantastik, mitoloji ve postmodernizme dair konularda 2000’li yılların başından beri, yazıları, hazırladığı kolektif kitaplar ve öyküleriyle hatrı sayılır çalışmaya imza atan Aykut Ertuğrul, yeni öykü kitabıyla okurun karşısında.


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 164
Ağırlık : 164
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺66,99

Dünya Romanının Serüveni Cervantes’ten başlayıp Mo Yan’a kadar gelen ve bütün bir dünyaya yayılan roman birikimini yansıtmayı amaçlayan, özenle seçilmiş, kapsamlı bir külliyat; her zevke, beğeniye ve estetik anlayışa seslenecek bir roman kütüphanesi vadediyor okuruna. Bir başka deyişle; tüm dünyayı, tüm coğrafyaları, dilleri, biçimleri içine alacak roman örnekleri bu incelemede bir araya getiriliyor. Temsil gücü yüksek, dünya insanlarının, olayların, durumların romanda görünümlerini izleyeceğimiz bütünlüklü bir fotoğraf sunuyor.

Kitapta, bu eserlerin doğası, yazarların edebî tutumları anlaşılmaya çalışılırken; yenilikler, akımlar gündeme getiriliyor; eserin ve yazarın dünya romanındaki yeri; edebî yönleri, etkileri, tarihsel öneminin izi sürülüyor ve eserin türe katkısı, türün tarihsel gelişimi içerisindeki yeri inceleniyor. Bu anlamda romanın kuramsal yolculuğu da belirginleştiriliyor, aydınlatılıyor. Öncelikle bu romanların niçin kalıcı oldukları, niçin zamanları aşarak bugünlere geldikleri incelenirken, bütün bu romanlar ve yazarlar “bugün bize ne söyler?” sorusunun peşine düşülüyor.

İşte peşine düşülen bu sorulara aranan cevaplar, okura yeni kapılar aralıyor.


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 600
Ağırlık : 600
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺161,70

Genç adam çocukluğunun geçtiği nar bahçesine döndüğünde dünyanın renkleri, meyvelerin tadı, güllerin kokusu ve vadinin manzarasıyla yeniden tanışır. Şimdi çok uzak bir geçmiş gibi görünen çocukluğunun imgelerini tek tek hatırlar, özellikle de ilk aşkın tatlı hatıraları ile babasıyla vakit geçirdiği bu nar bahçesi. İnsanın içine karanlık salan hapishane yılları, işkence, dayak ve sefaletin yerine, insanca kalabilmek için bu hatıralara, bir de sevdiği kıza tutunur. Ah, Saba. 

Peter Hobbs’un bu novellası daha ilk cümlesiyle okuru içine çekiyor. Poetik dili ve anlatıcının nahif tonuyla aksi hâlde bir karamsarlık manzumesi olabilecek bir hikâyeyi, umudun rengine büründürüyor. 

Kısa sürmüş bir aşkın hatırası, ruhunuz ve bedeninizdeki yaraları dindirebilir mi?


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺66,99

En çaresiz ânınızda, her şeyi değiştirebilme ve düzeltme imkânı karşılığında ne kadar büyük bir bedel öderdiniz? Ya bir ömür merak ettiğiniz, hayatınızı adadığınız sırrı çözmek için? Ya da olanı olmamış kılmak, mahkûm olduğunuzu düşündüğünüz mutsuzluktan kurtulmak için?
2003 Dünya Fantezi Roman ödüllü ünlü Sırp yazar Zoran Zivkoviç, Başka Zaman Kütüphaneleri’nden sonra bir başka mozaik romanla karşınızda! Engizisyon tarafından idam edilmek üzere sabahı bekleyen bir astronom, bilim camiasınca hiç ciddiye alınmamış bir bilim insanı ve hayatını mahveden olayı atlatamayan bir saatçi... Gizemli bir ziyaretçi, ortak noktaları zaman karşısındaki çaresizlikleri olan bu üç kişiye belirsiz bedeller karşılığında eşsiz birer zaman dilimi armağan eder. Ziyaretçinin kimliğiniyse yalnızca deli olduğu gerekçesiyle stüdyosuna kapatılan, kimsenin inanmadığı bir ressam bilmektedir...


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,92

Derrida’nın, Althusser üzerine söyleşisinde sarf ettiği “Dekonstrüksiyon zaten Platon’un söyleminde var, ve oldu: Başka bir şekilde, başka kelimelerle, vs....” cümlesini, cümledeki Platon’un yerine Althusser’i koyarak yeniden kurabilir miyiz? Temelden ve kökten bağlı kalmak durumunda olmadığımız bir felsefe geleneğinin, yine de sorunsallaştırılmasına girişmek için, onun kavramları ve mecazlarıyla, onun diline bağlı atıflarla kurulan bir tür yeniden yazımının içinden geçiliyorsa, bu soruyu Althusser bağlamında sormak, bağımlı kalmak zorunda olmadığımız bir Althusserciliğin enkazının kazısına girişmek adına mühim gözükmektedir.
Althusser’e Mektup başlığındaki kitap, başlığından bağımsız, herkesin onun muhatabı olabilmesine açık bir yazı olarak mektup vasfını taşır. Bu mektubun muhatabı olanlar onu iktibas edip onu nahledeceklerdir — müdahil oldukça donuk bir mektuba, methal yazdıkça başka kitaplara, girizgâh vasfını artırdıkça açık yazılara dönüşmek üzere. Kitap, istikametine ulaşmamaya kabil mektuba dönüştükçe, bu kabiliyeti sürdürmek mektubun tehir edilmesine ve kitabın da tefrik edilmesine bağlı olacaktır. Kitap kendini tefrik edip mektuba tehir edecek, mektup da başka mektuplara — ve neticede yazı tehir ve tefrik olacak(tır). Çünkü yazı, varsa, tehir ve tefrik olarak var. Yazı, varırsa, tehir ve tefrik olarak varır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 352
Ağırlık : 352
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺103,95
Bütün Öyküleri

Sovyet edebiyatının en büyük temsilcilerinden biri olarak kabul edilen İzak Babel’in öyküleri, okuruna incelikli bir mizah sunar. Babel öykülerinde neşe ve keder, kara mizahın tekinsiz avlusunda birlikte yürür. Öte yandan onun karakterleri daima trajik olanın kıyısında durur ve terazinin kefesi hep biraz kederden yanadır.

Binazir Haşimzade’nin titiz çevirisiyle Rusça aslından Türkçeye aktarılan bu külliyat, onun başta şaheserleri Kızıl Süvariler ve Odessa Öyküleri olmak üzere bütün öykülerini içeriyor. Okurlar, onun öykülerinin görkemine kendilerini kaptırdığında, sağlığında kendisine yöneltilen haksız eleştiriler karşısında Babel’in neden sürekli “susmaktaki ustalığını” vurguladığını anlayacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 600
Ağırlık : 600
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺196,35

Das Passagen-Werk’in yayımlanmasından bu yana geçen çeyrek asırda, birçok önemli disiplin için belirleyici bir başvuru kaynağı hâline gelenWalter Benjamin; estetik, politika ve felsefenin benzersiz ve kışkırtıcı bir sentezini oluşturmuştur.

Mimarlar İçin Düşünürler dizisinin ilk kitabı olarak yayımlanan Mimarlar İçin Benjamin, Benjamin’in metinlerinin mimarlık teorisi ve pratiği için önemini değerlendiriyor. Benjamin’in Avrupa şehirleri üzerine yazdığı yazılarında değindiği gündelik yaşam ve çalışma hayatının iç içe geçmişliğine dair bir bahisle başlayan bu kitap, onun kültür eleştirisine katkılarını Max Ernst, Adolf Loos, Le Corbusier ve Sigfried Giedion’ın çalışmalarıyla ilişkilendirerek inceliyor ve Benjamin’in yapıtlarını mimari ve şehircilikteki son gelişmeler ışığında konumlandırıyor.

Modern sanatın ve mimarinin önde gelen temsilcilerini ayrıntılı bir şekilde ele alan ve Benjamin’in eleştirel çalışmasına çağdaş mimari ve şehircilik bağlamında bir değer atfeden Mimarlar İçin Benjamin, Walter Benjamin’in mimariye duyduğu ilginin kısa ve kolay anlaşılır bir anlatısı.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,47

Çağdaş Japon mimarisinin en önemli temsilcilerinden Kengo Kuma, ülkenin geleneksel yapı zanaatlarını sofistike teknolojiler ve malzemelerle ustaca birleştiren modern bir tasarım dili oluşturmuştur. İkonik Cam Ev’inden (1995) Dundee’deki Victoria & Albert Müzesi’ne (2018) dek bu kitap, Kuma’nın bugüne kadar otuz projeden oluşan yapı çalışmalarının eksiksiz bir kaydıdır.
Mimarlık tarihçisi ve eleştirmeni Kenneth Frampton’ın, Kuma’nın nesne-karşıtı mimari anlayışı üzerine kayda değer bir giriş yazısıyla başlayan bu kitap; Kuma’nın çalışmalarını, savaş sonrası Japonya’nın gelişen mimari sahnesi ve etkili figürler bağlamında çerçeveliyor, onun fikirlerinin ve binalarının topladığı uluslararası beğeniyi anlatıyor. Kitap genel itibariyle ayrıntılı olarak aktarılan açıklayıcı metinler ve çizimler eşliğinde; mimarın faaliyetlerini tanımlayan malzeme temaları etrafında sunulan projelerden oluşuyor. Kuma’nın binalarını karakterize eden ve zarif arkitektonik söz varlığını ortaya koyan bu kitap, 21. yüzyılın en büyük mimarlarından birinin zihnine benzersiz bir bakış açısı sunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 352
Ağırlık : 352
En / Boy : 24 / 29,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺538,23

Güçlü ve tutkulu bir hikâyeye sahip ödüllü roman Obasan, II. Dünya Savaşı sırasında Japon asıllı Kanadalıların yaşadığı dokunaklı olayları bir çocuğun gözünden anlatıyor.

Naomi, Pearl Harbor Saldırısı onun hayatını değiştirdiğinde korunaklı dünyasında sevgiyle büyütülen beş yaşında bir çocuktu. Annesinin kaybının ardından kendisinin ve ailesinin nasıl da “düşman uzaylılar” haline geldiğini, yaşadığı topraklarda ırkçı saldırılara uğradığını, hayalet kasabaya sürgüne zorlandığını, hor görüldüğünü ve parçalandığını şaşkınlıkla izledi. Hayatı akıl almaz zorluklarla ve acıyla sarılan Naomi için amcasının eşi Obasan’ın kararlılığı, dayanıklılığı ve çevresindekilerin sessizliği onu koruyan bir zırhtı. Ancak Naomi büyüdüğünde, kaderlerine musallat olan bu ürkütücü sessizlik perdesini aralamaya karar verdi.

Kamplarda tutulan binlerce insandan biri olan yazar Joy Kogawa’nın kaleminden Obasan, günümüze dair rahatsız edici benzerlikler barındıran satırlarıyla, II. Dünya Savaşı’nın dramatik sonuçlarını Kanada’daki bir Japon göçmen ailesi üzerinden okuyabileceğiniz yürek burkan bir anlatı.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 320
Ağırlık : 320
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺103,18
Bir Okuma Önerisi

SUÇ ŞİİR. bir okuma önerisi.

Ümit GÜÇLÜ, SUÇ ŞİİR adını verdiği okuma önerisinde, şiir tarihimize gidip, şairlerin birer suçluya dönüşmelerinin arkeolojisini sunuyor. BİR OKUMAYA KAPI ARALIYOR.

incelediği şairlerin suç ile ilişkisini açığa çıkararak, kendisine özgü bir yorum üretiyor.

SUÇ ŞİİR’de şiirin güncel durumlar karşında ne tür ironilerle hayatımızda yer kapladığı da tartışılan diğer başlıkları oluşturuyor.

BİR OKUMA ÖNERİSİ. iz sürücülük. YORUMUN KAÇINILMAZ OLARAK DEĞERLENDİRMEYE DOĞRU EVRİLDİĞİ ALANLAR. şiirin en dip noktaları. AŞIRI YORUMLAR. yaşayan ve güncel olan. ŞİİRİN EVRENSEL DÜZEYDE ALGILANIŞ BİÇİMLERİ.

Kendi yazım sürecini de suça dönüştürmeye çalışan bir yazı macerası.

DIŞLANMIŞLARIN VE YALNIZ BIRAKILANLARIN ÇIĞLIĞI SUÇ ŞİİR


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 216
Ağırlık : 216
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺91,63
Varlık ve Zaman'da Dünya Kavramı

Heidegger Varlık ve Zaman’da özne ve nesne, dolayısıyla da ben ve dünya dikotomisini aşmaya çalışarak, dünyaya dair bilindik anlamda ne nesnel ne de öznel olmayan egzistansiyal bir tasavvur geliştirmiş ve bu surette felsefe geleneğinin “Parmenides’ten beri üstünden atlamış olduğu” dünya fenomenini yepyeni bir ışık altında analiz etmiştir. Sonuçta, dünya-da-olma, fırlatılmışlık ile ölüm arasında var olan Dasein’ın özsel varlık karakterini oluşturur. Buna göre, yalnız Dasein’ın dünyası vardır, giderek Dasein dünyasıdır. 

Heidegger bu başyapıtında dünyayı ve Dasein’ı iki ayrı varolan olarak ele alma eğiliminde olan felsefe geleneğinin hilafına, bunların kökensel olarak birlikli bir yapı arz ettiği üzerinde ısrarla durmuştur. Nitekim onun dünya-da-olma formülasyonu, insan varlığı olarak Dasein’ı, sözgelimi bir Kartezyen tasavvurda olduğu gibi, dünyanın karşısında yer alan bir varolan olarak değil de, bilakis dünyaya daldırılmış ve onunla hemhal vaziyette bir varolan olarak tasvir etmiştir.

Heidegger’in ‘Dünya’sı, Varlık ve Zaman’da dünya kavramına ve dolayısıyla dünya-da-olma’nın anlamına odaklanan bir kısım analizleri öne çıkarıp yorumlamayı ve bu surette Heidegger’in ‘dünya’sına nüfuz etmeyi amaçlıyor. Varlık ve Zaman’daki § 14’den § 27’ye kadarki kısmın kapsamlı ve ayrıntılı bir şerhini sunan bu çalışma, dünya kavramının ve ona ilişkin meselelerin Dasein analitiğinde tuttukları merkezi yer ve önem göz önünde bulundurulduğunda, bu başyapıta bir nevi giriş olarak da okunabilir pekâlâ.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 296
Ağırlık : 296
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺97,02

Beat kuşağının yaşayan efsanelerinden, yolcu, dağcı, yangın gözcüsü, Gary Snyder.

Küçük bir böcek kuzeyden güneye ilerlerken, uzak bir ormanda çam ağaçları yanmaya başladığında, Asya’da sabahın kör bir saatinde bir keşiş ritüele başlarken, dağ başında küçük bir kulübenin ocağı tütmeye başladığında, Kaliforniya’da bir plak müziği başlattığında, konuşan Gary Snyder ’ın şiiridir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺91,63
el-Maksadu’l-Esnâ fî Şerhi Esmâillâhi’l-Hüsnâ

En Güzel İsimler, ilâhî isimlere (el-Esmâu’l-Hüsnâ) dair yazılmış kitapların en meşhurudur. Gazzâlî eserin bütününde, bilhassa ilâhî isimleri açıkladığı ikinci ve esas bölümde, fertlerin Esmâ-i Hüsnâ ile irtibatı, insanın ilâhî ahlâkla ahlâklanmasının ne anlama geldiği ve kulun her bir isimden alacağı hisselerin neler olduğu meseleleri üzerine dikkatle durmaktadır. 

el-Maksadu’l-Esnâ İslâm medeniyetinde marifetullaha dair yazılmış kitapların en kıymetlileri, en etkileyicileri arasındadır. Müellifinin kendi ifadesiyle el-Maksadu’l-Esnâ marifetin kapısını çalan bir eserdir. 
“Kitabın bütün bölümlerinde müellifin sürükleyici ve samimi üslûbunun yanında zihnin ve kalbin ürünü olan kelâmî ve tasavvufî yaklaşımları dikkat çekmektedir. Gazzâlî’nin, eserlerinde başarısını sağlayan zâhir-bâtın uyumunun sanatkârane tecellisi bu kitapta açıkça görülmektedir.”


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 216
Ağırlık : 216
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺68,53

Tren Rayları, endüstriyelden metafiziğe, küreselleşmenin tektonik sarsıntılarından hafızanın içsel nabzına ve şimdiden geçmişe uzanan capcanlı bir metin.

John Berger ve Anne Michaels arasında aşk ve kayıplar üzerine derin ve keşifçi bir meditasyon olarak tanımlayabileceğimiz bu diyaloglara Tereza Stehlíková’nın trenden çektiği Güney Bohemya’nın orman ve kış manzaraları eşlik ediyor. Fotoğraflarla atmosferik geçişin sağlandığı bu samimi anlatı aynı zamanda üç büyük sanatçının bir araya geldiği bir tanıklık sunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 72
Ağırlık : 72
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,23
Madde ve Hareketi Dünyayı Nasıl Değiştirdi

Her okuyucunun kolayca anlayabileceği şekilde kaleme aldığı çalışmasında Snedden, temel bilimlerin özü olarak görülen fiziğin tarihini inceliyor. Antik Yunan düşünürlerinin felsefe ve geometri üzerine çalışmalarından başlayıp kütleçekim, gezegensel hareket ve termodinamik yasalarının keşfine ve kuantum mekaniğinin tuhaf ama bir o kadar da harikulade dünyasına kadar uzanan bu aydınlatıcı yolculukta, insanın evreni ve işleyişini anlama girişimleri zengin bir içerikle okuyucuya aktarılıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 196
Ağırlık : 196
En / Boy : 16,3 / 22,8
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺103,18
1 2 3 ... 12 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı