Dahiler, gizemli bir kutunun peşine düştüler. Aradıkları şeyin ne işe yarayacağını ya da onları nereye sürükleyeceğine dair bir bilgileri de yok! Üstün zekalarıyla , sıra dışı yetenekleriyle her işte olduğu gibi bu gizemide çözerek üstesinden geleceklerine tüm kalpleriyle inanıyorlar.

Bizlerde Dahilerin peşinden giderek, sırları nasıl çözdüklerine şahit olacağız…

Sevgili Okur,

Biliniz ki elinizdeki bu kitap, kurguların yer aldığı bir kitap değildir.

Tamamen gerçek bir yaşam öyküsüdür.

Küçücük bir çocuğun mücadelesi…

Başarı öyküsü…

Bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyasına bakış ve o dünyada gösterdiği müthiş azim...

Bu kitap; o çocuğun yaşama tutunuşunu, aynı zamanda, ‘yaşam mücadelenizden' neden vazgeçmemenizi anlatarak size ayna tutmaktadır. Ben bu yaşam mücadelesini yazarken hiçbir zaman süslü ve abartılı ağdalı sözlerle kafanızı karıştırmak istemedim.

Öğüt vermedim…

Akıl vermeye hiç çalışmadım.

Sadece o çocuğun, nasıl bir yol izlediğini, geleceğe dair inanmışlığını, en doğallığı ile yazmaya çalıştım. Umarım yaşamınıza küçücük de olsa dokunabilirim.

Eğiticilik, kutsal bir meslek ve hatta ilahi bir sanattır. Aynı zamanda ilginç, zevkli ve ödüllendirici bir uğraştır. Eğitici, yalnızca başkalarına bilgiler aktaran ya da beceriler kazandıran değil; onların duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını etkileyen ve yaşamlarına dokunarak güç ve ilham veren kişidir. Gerçekte, yaşayarak öğrenilen bir sanat olan eğiticilik, birçok kişisel özellikleri ve yetkinlikleri gerektirir, kendisini sürekli yenilemeyenlere yaşam hakkı tanımaz ve hepsinden önemlisi tutku, coşku ve insan sevgisi olmadan olmaz.

Bu kitap, eğitimle ve eğiticilikle ilgili ana kavramları, temel becerileri, yetkinlikleri, eğitimin planlama, uygulama ve değerlendirme aşamalarını, farklı yaklaşımları ve yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ve yalın bir dille açıklamaktadır. Kendisini geliştirmek isteyen eğiticiler için iyi bir yardımcı ve yol gösterici olduğu kadar iş dünyasında eğitimlerle ilgilenen her okuyucu için de yararlı bilgiler sunmaktadır.

Eğiticilik, kutsal bir meslek ve hatta ilahi bir sanattır. Aynı zamanda ilginç, zevkli ve ödüllendirici bir uğraştır. Eğitici, yalnızca başkalarına bilgiler aktaran ya da beceriler kazandıran değil; onların duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını etkileyen ve yaşamlarına dokunarak güç ve ilham veren kişidir. Gerçekte, yaşayarak öğrenilen bir sanat olan eğiticilik, birçok kişisel özellikleri ve yetkinlikleri gerektirir, kendisini sürekli yenilemeyenlere yaşam hakkı tanımaz ve hepsinden önemlisi tutku, coşku ve insan sevgisi olmadan olmaz.

Bu kitap, eğitimle ve eğiticilikle ilgili ana kavramları, temel becerileri, yetkinlikleri, eğitimin planlama, uygulama ve değerlendirme aşamalarını, farklı yaklaşımları ve yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ve yalın bir dille açıklamaktadır. Kendisini geliştirmek isteyen eğiticiler için iyi bir yardımcı ve yol gösterici olduğu kadar iş dünyasında eğitimlerle ilgilenen her okuyucu için de yararlı bilgiler sunmaktadır.

İnsanlığın gelecekteki yaşamına örnek olması bakımından, önemli bir ülke olan Venezüella’da Başkan
Chavez’in başarılı yönetimi ile ortaya koyduğu köklü siyasi değişim, somut bir seçenek oluşturdu. Chavez,
altı yıl süren iktidarında girdiği her seçimde oy oranını arttırarak başarı kazandı. Chavez, ülkesinin
içinde bulunduğu yoksulluk, açlık, bilgisizlik, barınma gereksinimi, çalışma ve kadın hakları gibi devasa
sorunların kapitalist sistemin içinde kalınarak çözülemeyeceğini açık bir biçimde ortaya koydu. Bolivarcı
devrim deneyimi ile tüm dünyaya çok daha adil, barışçı, eşit ve özgür bir dünyanın sosyalizme açılarak
gerçekleşebileceğini tüm dünyaya gösterdi. Bu kitapla, Hugo Chavez hakkında hem bilgi edinecek hem de,
onu canları pahasına destekleyen sıradan insanların yaşadıklarınıMehmet Kemal Erdoğan’ın kaleminden
okumanın tadına varacaksınız.

Keyifli bir okuma sizleri bekliyor...

El sıkışarak ayrılırken Cemil Hoca:

“Aşkın yaşı olmaz, gözyaşı olurmuş. İnşallah ikimiz de gözyaşı dökmeyiz,” dedi. Meryem, yeniden Cemil Hoca’nın gözlerine baktı, gözleri sulandı, neredeyse ağlayacaktı: “Ben mutluluktan ağlarım, senin endişen olmasın, Cemil Bey,” diye cevap verdi. Eve dönüş yolunda çok mutluydu Meryem, kendi kendine:

“Onunla tanıştıktan sonra anladım ki; bir başka gönülde benim için sıcacık bir yuva daha varmış. Duvarları sevgiden, çatısı merhametten yapılmış bir yuva. İnsanların beni anlamalarını beklemiyorum. Yusuf’u görmeyen gözlerin, Züleyha’yı anlayamadıkları gibi. Leyla ile Mecnun’un gözleriyle güzelliklere bakamayanlar ve Şirin için Ferhat’a dağları deldiren azmi ve sevgiyi kavrayamayanlar, beni hiç anlayamazlar,” diye söylendi.

Ermeni güçleri 1992 yılının 25 Şubat’ı 26 Şubat'a bağlayan gecede bölgedeki 366 Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azerbaycan resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'ten fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 insan öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi rehin alınmış ve 150 kişi kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başlarının kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da tüm bu korkunç işkencelere maruz kaldığı tespit edilmiştir.

Şimdi diyoruz ki; “Bunun hesabı insanlık ailesi ve hürdünya tarafından sorulmasın mı?” Eğer sizler bu mezalimin hesabını sormaz, yapanların yanına kâr kaldığını seyrederseniz; birilerinin söylediği barış şarkılarını veya sözde hümanizm konulu tiyatroları seyretmek zorunda kalırsınız.

Maalesef bizler, ıssız dağların başında donarak hayatını kaybeden balaları, namusu kirletilen kadınları, katledilen ihtiyarları anlatamadık. Sizler dini, ırkı, milliyeti kim olursanız olun mazlumlara yapılan katliama ses çıkarmıyorsanız; kusura bakmayın zalimlere dolaylı da olsa destek vermiş sayılırsınız. Haksızlığın karşısında susan; dilsiz şeytandır. Bu mesuliyetten kimse kendini kurtaramaz…

Hikayeler, yüzyıllardır çocukları olduğu kadar yetişkinleri de ilgilendirmiş ve onları da etkilemiştir. Okuyucuları ve dinleyicileri, bireysel çalışmaya ve araştırmacı düşünmeye sürükleyen yollardan biri olmuştur. Onlara , keşfetmeleri için yollar açar. Ayrıca hayalperest ve yenilikçi becerileri için deneyimler sunar.

Hikayeler, yüzyıllardır çocukları olduğu kadar yetişkinleri de ilgilendirmiş ve onları da etkilemiştir. Okuyucuları ve dinleyicileri, bireysel çalışmaya ve araştırmacı düşünmeye sürükleyen yollardan biri olmuştur. Onlara , keşfetmeleri için yollar açar. Ayrıca hayalperest ve yenilikçi becerileri için deneyimler sunar.

Hikayeler, yüzyıllardır çocukları olduğu kadar yetişkinleri de ilgilendirmiş ve onları da etkilemiştir. Okuyucuları ve dinleyicileri, bireysel çalışmaya ve araştırmacı düşünmeye sürükleyen yollardan biri olmuştur. Onlara , keşfetmeleri için yollar açar. Ayrıca hayalperest ve yenilikçi becerileri için deneyimler sunar.

Hikayeler, yüzyıllardır çocukları olduğu kadar yetişkinleri de ilgilendirmiş ve onları da etkilemiştir. Okuyucuları ve dinleyicileri, bireysel çalışmaya ve araştırmacı düşünmeye sürükleyen yollardan biri olmuştur. Onlara , keşfetmeleri için yollar açar. Ayrıca hayalperest ve yenilikçi becerileri için deneyimler sunar.

Deniz nedir?
Okyanusun maksimum derinliği ne kadardır?
Okyanusu denizden ayıran özellik nedir?
Dünya’nın en derin okyanusu hangisidir?
Okyanus ve deniz yüzeyindeki dalgalara neden olan şey nedir?
Tsunami nedir?
Okyanusları bazen yeşil gösteren nedir?
Deniz camı nedir?
Okyanusta ne tür bitkiler yetişir?
Hayvanlar tarafından yapılan en büyük deniz yapısı nedir?

Buzdolabının kapağını kapattığımda ışıklarını söndüren şey nedir?
TV uzaktan kumandasını çalıştıran şey nedir?
Bir uydu televizyonunu çalıştıran şey nedir?
Dijital fotoğraf makinesi hangi teknolojiyi kullanır?
Megapikseller nedir?
Wİ-Fİ ne anlama gelir?
Dokunmatik ekranı çalıştıran şey nedir?
Bir helikopter pervanesi ne işe yarar?
Asansörün yukarı ve aşağı gitmesini sağlayan şey nedir?
Dünya çapında web (www) nedir?

Bir bitkinin besin fabrikası nedir?
Sonbaharda yaprakların renk değiştirmesini sağlayan şey nedir?
Bitkiler kendilerini korumak için ne yapar?
Ağaç gövdesindeki halkalar neyi gösterir?
Limonları ekşi yapan şey nedir?
Yarasaların karanlıkta görmesini sağlayan şey nedir?
Karıncalar iletişim kurmak için hangi yöntemleri kullanırlar?
Yağmur bulutlarını siyah yapan şey nedir?
Yıldırımın gökyüzünde görünmesini sağlayan şey nedir?
Yağmura ne sebep olur?

• Parmak izlerimi özel yapan şey nedir?
• Ayağımın uyuşmasına sebep olan şey nedir?
• Burnumun akmasına sebep olan şey nedir?
• Yiyeceklerin tadını alması için dilime ne yardımcı olur?
• Yaralarımın kabuk bağlamasını sağlayan şey nedir?
• Tüylerimi diken diken olmasına neden olan şey nedir?
• Vücudumdaki en kuvvetli kas hangisidir?
• Kaslarıma kramp girmesine ne sebep olur?
• Eklemlerimdeki çıtlama sesini oluşturan şey nedir?
• Baş ağrısı nedir?
• Göbek deliğim ne işe yarar?

• Su kaplumbağaları ve kara kaplumbağaları arasında fark nedir?
• Bir kangurunun kesesinde ne vardır?
• Karıncalar ne tür bir iskelete sahiptir?
• At nallarının sırrı nedir?
• Kutup ayılarını sıcak tutan şey nedir?
• Leoparlar yiyeceklerini diğer hayvanlarda korumak için ne yaparlar?
• Bir köpekbalığını ne korkutabilir?
• Mavi balinayı bu kadar devasa yapan şey nedir?
• Timsahların gözlerini benzersiz yapan şey nedir?
• Filler hortumlarını ne için kullanırlar?

Bir galaksi neden oluşmuştur?
Güneş sistemi nedir?
Güneşin içinde ne var?
Evren neden oluşmuştur?
BigBang nedir?
Güneşin içinde ne var?
Ay’ın parlamasını sağlayan şey nedir?
Dünyamızı benzersiz kılan şey nedir?
Mars’ta yaşamak nasıl bir şey olurdu?
Meteoroid nedir?

İcat nedir?
Bir mucit ne yapar?
Bir T-shirt’teki T ne anlama gelir?
Saatler icat edilmeden önce insanlar zamanı takip etmek için ne kullanırdı?
Bağcık ucu ne için kullanılır?
İlk çikolata nasıldı?
Kağıt ve bozuk paralar icat edilmeden önce ne kullanılırdı?
En küçük robotun adı nedir?
Mobil ağı nedir?
İlk dondurmanın içerdiği malzemeler nelerdir?

Bitki nedir?
Bitkinin bölümleri nedir?
Bitkileri büyüten şey nedir?
Bir tohumun içinde ne vardır?
Bir bitki kökünün görevi nedir?
Köklerin aşağıya doğru büyümesini sağlayan şey nedir?
Yaprakların yeşil olmasını sağlayan şey nedir?
Çiçeklerin bu kadar renkli olmasını sağlayan şey nedir?
Meyveler neden oluşur?
Bir bitki ne yer?
Bitkiler olmasaydı dünya nasıl olurdu?

• Alevleri yukarı doğru iten şey nedir?
• Havanın bileşeni nedir?
• Buza bastığımda kaymamın sebebi nedir?
• Sağ elimi aynada sol el gibi gösteren şey nedir?
• Gökkuşağına yedi rengi veren şey nedir?
• Topu sektiren şey nedir?
• Bir gemiyi suda yüzdüren şey nedir?
• Su damlacıklarını sıcak tavada dans ettiren şey nedir?
• Havada durmamıza engel olan şey nedir?
• Gökyüzünü mavi gösteren şey nedir?
• Yapıştırıcının yapışkan olmasını sağlayan şey nedir?
• Kesildiğinde elmayı kahverengileştiren şey nedir?
• Havai fişekleri renkli yapan şey nedir?

Dinazorların ağırlığı ne kadardır?
En büyük kafalı dinazorun adı neydi?
En büyük ve en küçük dinazor yumurtasının büyüklüğü ne kadardır?
İsimlendirilen ilk dinazor hangisiydi?
Dinazorların derisi nasıldı?
Dinazorların sindirimine yardım eden şey neydi?
Dinazorların nesli tükendikten sonra ne oldu?
İlk monte edilen dinazor iskeleti nasıldı?

Unuttuk Arkadaş, Onu Unuttuk!

Kuşçubaşı Eşref, efsane bir ajandır. Sürekli bir macera içinde yaşamış, kendisini devrinin İngiliz ajanları arasında kabul ettirmiş ve dünyaca ünlü İngiliz ajanı Lawrence ondan övgü ile söz etmiştir. Sultan Abdülhamid Han’a muhalefet eden bu eşsiz adam, çok zeki, çok güçlü ve inanılmaz hızlı biriydi. Hatta Arap çöllerinde Arap şeyhlerine karşı yaptığı baskınlarda o kadar hızlı bir saldırı içinde olurdu ki, bu yüzden ona uçan şeyh, kuşların şeyhi “Şeyh-el Tuyur” adını takmışlardı. Yemen’deki isyanı bastırmak ve oradaki askerlerimize yardım götürmek için düzenlediği bir harekâtta yaralanarak yakalanmış, onu yakalayanlar Eşref’in insan mı, yoksa bir cin mi olduğunu anlamak istemişlerdi. Kısacası müthiş bir efsaneye dönmüş bir hayat hikâyesiydi onunkisi. Bu efsane adamın yaşam öyküsünü okurken hiç sıkılmayacağınız keyifli bir okuma sizleri bekliyor. Mehmet Kemal Erdoğan’ın akıcı diliyle soluk soluğa okuyacağınız bu kitapla gerçek bir efsanenin hayat hikayesinin tadına varacaksınız...

Bu kitap aşağıdaki konuları içeren bir kitaptır. Bir toplumsal hastalığı birlikte tedavi etmenin zamanının geldi
ğini anlatmaktadır. Birlikte geleceğe uzanmanın gereğini hatırlatmaktadır.

*Birlikte Yaşamak

*Bölücülük
*Bölücülük nedir?
*İleri bölücülük nedir?
*Ülkemizdeki “İleri Bölücülük”faaliyetleri

*İleri Bölücülükte Etkili Olan Hususlar

*Dış güçlerin etkileri
*Uluslararası şirketlerin etkileri
*Kimlik aşağılamalarının etkileri
*Ekonomik ve sosyal sorunların etkileri

*İleri Bölücülük Faaliyetleri Nasıl Ortadan Kalkar?

*Adaletli bir devlet yönetimi sağlamak
*Yeni bir eğitim seferberliği yapmak ve “Kültür adamları” yetiştirip çoğaltmak
*Yeni partiler yasası ve seçim yasası düzenlemek
*Silahlı mücadeledekısa sürede başarılı olmak
*Terör örgütlerinin mali kaynaklarını tamamen ortadan kaldırmak.
*Birlikte yaşama şuurunu kökleştirmek ve geliştirmek
*Kültürel kimlikte birleşmek
*Kültürel milliyetçiliğe ağırlık vermek

Tanrı Gibi Gökte Olmuş unvanı ile kağan olan Bilge Kağan, İkinci Göktürk devletinin en muhteşem kağanlarından biri olmuştur. Onun zamanında Orhun yazıtları dikilmiş ve dünyada tanınmıştır. Bilge Kağan’ın babası İlteriş Kutluk Kağan, on yedi kişiyle istiklal mücadelesine girişmiş ve elli yıldan fazla süren Çin esaretinden Türk milletini kurtarmış, zamanla Çin egemenliği altına giren Türk boylarını kendi devletinin topraklarında ve kendi bayrağı altında birleştirme gayretinde olmuş, bu durum daha sonra oğlu Bilge Kağan’la devam etmiştir. Ötüken bir Türk Milletinin yerleştiği bir merkez olmuştur. Bilge Kağan uçmağa vardığında, Göktürk toprakları Çin’in Şan Tung Ovasından, İç Asya’da Karaşar Bölgesine, Kuzeyde Bayırku sahasından Ani Irmağı havalisi ve Batı Demir Kapı’ya (Ceyhun Irmağının yakınında Semerkand Belh Yolu üzerinde) kadar ulaşmıştır.

2.Göktürk Devleti’nin (Kutluk Devleti) en önemli üç ismi: Bilge Kağan, Kül Tigin ve Bilge Tonyukuk’tur.

Keyifli bir okuma sizleri bekliyor...

Yaz tatilini dedesinin yanında geçirmeye karar veren Yiğit, orada Salih adında yaşlı bir adamla tanışır. Bu
kişinin, daha sonra Hızır olduğunu öğrenir ve onunla önce Güneş’i buza dönmekten dünyamızı yok olmaktan
kurtarır. Güneşi kurtarmak için yapılan savaşın ardından bu maceralar çok farklı boyutlarda ve farklı mekanlarda
devam eder. Neden her başı sıkışıp darda kalan Hızır’ı çağırıyor. Fantastik edebiyatın usta kalemi Mehmet Kemal Erdoğan’ın soluk soluğa okuyacağınız bu eserinden sonsuz bir keyif alacaksınız. Keyifli bir okuma sizleri bekliyor.

Genç Mete, babası Tuman tarafından Yüeçilere rehin olarak gönderilmişti. Orada ıslıklı okların mucidi Akçar’la tanıştı.

Ömürlerinin sonuna değin sürecek bir dostluğun temelini attılar birlikte. Babası Tuman, Yüe çilere saldırıya hazırlandığında Mete’ye Akçar ile sevgilisi Yanzhi yardım etti ve devlet atı denilen bin milden fazla koşan atla kaçıp babasının yanına geldi.

Babası Tuman ona bu cesaretinden dolayı on bin kişilik bir ordu verdi ödül olarak.

Mete’nin çocukluğundan beri oynadığı hedef belirleme oyunuyla, önce atını, sonra sevgilisi olan Yanzhi’yi ve son olarak babası Tuman’ı oklarla öldürttü. Ordusunda öyle bir disiplin sağlamıştı ki, yayını ne tarafa çevir se ve oku fırlatsa, askerleri de o yana atarlardı oklarını...

Metehan’ın Hun devletini oluşturan ilginç yapısı etkileyici bir süreç ile devam etmiştir. Thung-huların Metehan’dan atını istemesi, karısını istemesi onu önemsiz bir toprak parçasını istedikleri zaman kadar kızdır mamıştır. Metehan’ın ve onun devrinde kahramanlıklar yapmış dostlarının romanını okudukça ne kadar ilginç hayatların olduğunu görecek ve etkisinde kalacaksınız.

Keyifli bir okuma ile romanın tadını alacaksınız... Okurken elinizden bırakmak istemeyeceksiniz...

Yabancı istihbarat kuruluşlarının Kutsal Kase’si Türkiye’dir. Kutsal Kase Türkiye, çok acıdır ama bir casus cennetidir. ABD, İsrail, Almanya, İngiltere, Fransa, İran ve benzeri ülkelerin casusları Türkiye söz konusu olduğunda, almış oldukları eğitimlerinin “gizlilik” gibi teknik düzeydeki temel hususları bir kenara bırakarak, pervasızca “icra-i faaliyet” gösterebilmektedirler.

“CIA ve KGB kızdıkları bazı ülkelerde, doğruluğu hakkında kesin bilgilere sahip olunmayan belgeleri, o ülkelerde tiraji yüksek olmayan gazetelere ulaştırırlar ve ülkeyi birbirine katarlar. Belge gercekmiş, değilmiş kimse üzerinde durmazdı önceleri... Bu belgeyi alanlar da ‘Bu belgeyi bana neden verdiler? Amaçları nedir?’ diye en ufak bir sorgulama yapmadan yazar... O ülkelerde bunlar hep oldu...”

Ali Kuzu’nun kaleminden yabancılar için Kutsal Kase olarak görülen ülkemiz üzerinde oynanan tüm oyunlardan haberdar olacaksınız.

"Sihirli Korsan" adlı eserde, dünya kuruldu kurulalı var olan, iyi ve kötünün savaşında, hep ve daima iyinin yanında olan sihirli bir korsanın, kendisi gibi iyi insanlarla birlikte, kötülere karşı yaptıkları amansız mücadeleyi Mehmet Kemal Erdoğan'ın usta kalemi ve akıcı anlatımıyla okuyacaksınız. Ayrıca dünyanın geleceğine ışık tutacak bilimsel buluşların ve yol haritalarının olduğu sandık hakkında bilgileneceksiniz. Tolga ve Sihirli Korsan'ın maceralarını keyifle okumak için kendinize rahat bir köşe bulun...

Burak, hayta mı hayta, obur mu obur hayatta hiçbir hedefi olmaya bir genç. Etrafındaki herkesin ondan nefret
ettiğini düşünüyor. Büyümenin tüm güçlüklerini yaşarken bedensel gücünün farkına varıp, şansın ve karşısına
çıkan bir boksörün yardımıylahayatının akışı değişiyor. Aslında ailesi onu seviyormuş ve aslında hiç de sandığı kadar aptal değilmiş. Burak’ın boks dünyasına kendini kabul ettirmesinin romanı geliyor karşınıza. Mehmet Kemal
Erdoğan’ın akıcı, sade dili ve anlatımıyla bir solukta okuyacağınız bir roman var elinizde. Keyifli okumalar!

Kötü niyetli bir işadamıyla işbirliği yapan Profesör, bir plan peşindedir. Akıl almaz planını uygulamak için mahalledeki esnaflık yaparak hayatını kazanan masum ve temiz insanları kullanmak istemektedir. Orada kendine bir çalışma alanı bulan Profesör çok mutludur. Ne de olsa bu mahalledekiler saf insanlardır. Ama onun bu planını hiç ummadığı biri engelleyecektir. Kim mi? Tabii kiHızlı Gonzales Alper... Zeki, olabildiğince hızlı ve ani kararlar alabilen, çırak Alper. İnsanlar üzerinde inanılmaz buluşunu uygulayan Profesör, kendisine engel olan Alper ve ustası ile başa çıkamadığından, işlerin ters gitmesiyle kaçmak zorunda kalır.

Ama yine Alper'in sayesinde izi bulunur ve işlerin tam tersine döneceği bir ortam oluşur. Sonunda Profesör'ün çıldırdığı macerayı bir solukta okuyacak ve keyifli bir zaman geçireceksiniz...

Toplumsal ilişkilerde önemli olması gereken ölçü “İyi insan”, “Ahlaklı insan”, “Adaletli insan” ve benzeriyüksek değerler olmalıdır.

Devlet yönetiminde ise liyakat, adalet ve dolayısıyla toplumu hiçbir ayrıma tabi tutmadan hizmet etmek esas olmalıdır.

Kur’an esaslarının neticesi olan yüksek değerleri değilde sadece Yüce Allah’ın değerlendirebileceği ibadetle ri; namazı, orucu, haccı esas alırsak hem yanılgıya düşebilir hem de insanların ve devleti yönetenlerin bizi  istismar edip kullanmalarına sebebiyet verebiliriz.

İslam bir dindir. Müslüman kişi dinden, ilahi mesajdan faydalanmayı kabul eden insandır. İslam iyi, güzel, doğru olandır. Müslümanın yaptığı iş, bütün ibadetlerine rağmen iyi, güzel ve doğru değilse orada İslam yok tur. Çünkü ahlaksız bir din olmaz.

Din istismarcılarının elinden toplumu kurtaramadıktan sonra yükselemeyiz.

Bugünkü durumumuzdan kurtulmanın yolu iyi insanların yetişmesi ve iyi insanların toplumda öne çıkartıl masıdır.

İyi insanların öne çıktığı toplumlar yükselmekte olan toplumlardır.

İyi insanların okuyup, anlatmaları ve iyi bir insanlık için mücadele etmeleri dileğiyle..

Bu esnada arkada kapı yavaşça açıldı. Handan ablasının kalktığını duymuş, o da uyanmıştı. Feyza arkasında bir küçük ses, bir hıçkırık duydu. Döndü, gelen küçük kız kardeşi Handan’dı:

“Abla, ne olur, gitmesen olmaz mı?” diye yalvardı.

O daha küçüktü, Evliliğin ne olduğunu bilmiyordu. Feyza’nın yüreğinde volkanlar patladı. Kollarını kardeşine açtı. Sonsuza uçuşan kelebekler gibi mavimsi, sarımtırak, yeşil... Handan, yanaklarında iki damla yaş ve titreyen dudaklarıyla ablasına tekrar yalvardı:

“Ne olur abla kal, gitme!” dedi.

Feyza cevap veremedi, kelimeler boğazında düğümlendi. Karşısında mahzun, minik bir çehre, buğulu bakışlarla ve elvedada saklanan küçücük, hüzün dolu bir gülümseme ile ona bakıyordu. Onu, can bilen cananlarının boşluğa çaresiz seslenişiydi bu; “Ne olur kal, gitme!” Gözyaşları, yanaklarından nisan yağmuru gibi boşalmaya başlamıştı.

“Ne olur kal, gitme!” deme, benim küçük kardeşim. Annemi sana emanet ediyorum. Artık onun kızı sensin bundan sonra.”

Gözlerini kardeşinden kaçırdı, dudakları titredi. Ağlamaklı bir sesle: “Kim bilir, bir gün yeniden yağar nisan yağmuru, yeşerir tomurcuklar açar domur domur.

Bekle beni, ayaz yemeden kal küçüğüm!”

Yine minik bir ses, bir damla gözyaşı:
“Ablacığım, ne olur kal, gitme!”

Feyza’nın artık konuşacak takati kalmamıştı.

Gizli devrimler ülkesi İran, nükleer silaha “bir vida sıkımı“ uzaklıkta mıdır?

ABD ve Batı, çoktandır Nükleer İran ile yaşamanın yollarını aramaktadır.

Tahran’ın İsrail karşıtı söylemleri kadar, Tel Aviv’in de “İran korkusu” çelişkilidir.

ABD’nin Ortadoğu politikası İsrail’den bağımsız olabilir mi?

Başta ABD ve İngiltere olmak üzere Batılı ülkeler aslında Türkiye’den ne istiyorlar?

ABD ve İsrail, Armagedon Savaşı için hazırlık mı yapıyor?

El Kaide’nin çanta tipi nükleer bombalara sahip olduğu doğru mudur?

ABD ve uluslararası güçlerin Türkiye’nin güneydoğusuna yerleşme planı, İkinci Körfez Savaşı öncesinde mi yapılmıştı?

1 Mart 2003 Tezkeresi TBMM tarafından kabul edilmiş olsaydı, 80 bin ABD askeri, merkezi Diyarbakır olmak üzere Türkiye’nin güneydoğu bölgesine konuşlanmış olacaktı. Ve bölge muhtemelen şu an ABD koruması altındaki PKK’nin denetiminde olacaktı. Tıpkı bugün birçok Suriye kentinin PYD’nin eline geçmesi gibi...

ABD’nin 2000’li yıllardan itibaren bölgedeki asıl hedefi, “kontrollü kaos” yaratmak mıdır?
Nükleer labirentten çıkış mümkün müdür?

Mihal Gazi, yani Köse Mihal Osman Bey’in en yakın arkadaşıdır. Mihal Gazi’nin ağzından en yakın silah arkadaşı, birlikte kılıç salladıkları, birbirlerinin en gizli yanlarından haberdar olan iki samimi dostun romanını okuyacaksınız. Bir devlet nasıl kurulur, ne gibi sıkıntılar yaşanır yakından göreceksiniz. Büyük İnsan Ertuğrul Gazi’nin canhıraş mücadelesini, devlete dönüştüren Osmancık, ya da Kara Osman bizim Osman Gazimiz bu harika romanla sizlerin gönül dünyasında apayrı bir yer edinecek. Tarihimizi yazanları yakından tanımak ve onların ruhlarını hissetmek zevkini elde ettikten sonra, bu kitabı iyi ki okudum diyeceksiniz.

Keyif içinde ve hiç bitmesin diyeceğiniz bir okuma sizleri bekliyor...

Selim zeki bir çocuktur. Babası Ekrem Bey, bir yazlık alır. Yazlığı aldıkları kişi Muhtar adında biridir ve herkese ve her şeye karışan bir tiptir. Selim’in yaz macerası bu tip olay insanlarla başlar. Ayrıca yazlıkta, dünyanın en kilolu insanları olan amcası ve halası da vardır. Komik maceralarla devam eden yaz günleri, çeşitli sürprizlerle doludur. Bu kitapta hemen hemen her yerde rastladığımız ilginç tipleri bulacaksınız. Tabii ki bizim Selim’in çılgınlıklarını...

Keyifli okumalar, elinizden bırakamayacağınız bu kitapla devam edecek...

Selim’in babası sitede yönetici olur. Selim, arkadaşı Ali Kerem’in sünnet düğününde bulunmak için İzmir’e gider. Sünnetten sonra Ali Kerem’i yazlığa götürürler. Çok ilginç bir sürprizle karşılaşırlar. Muhtar amcanın kim olduğunu öğrenirler örneğin. Ayrıca Selim’in babası Ekrem Bey yönetici olunca nasıl bir yapıya bürünmüştür, bunu da görürler. Zaman zaman güldüren, zaman zaman düşündüren bir anlatımla okuyacağınız bu ki taptakiler aslında sizin çevrenizde yaşayan insanlardır. Onlarcasıyla mutlaka bir yerlerde tanışmışsınızdır.

Zevkle ve elinizden bırakmadan okuyacağınız serinin ikinci kitabı size farklı bir keyif yaşatacak...

Selim, bu kitapta yaşından beklenmeyen bir yüreklilikle bir maceraya atılır. Sahilde uçarken gördükleri bir kartalın yuvasını bulmak için epeyce yürür ve sonunda amacına ulaşır. Dönüş yolunda yavru bir kartal bulur ve eve getirir. Ama onu bir sürpriz beklemektedir. Milli Parklar Müdürlüğü’nün görevlileri kartalı hayvanat bahçesi için isterler.

Selim ve halası, yavru kartalı özgürlüğüne kavuşturmak istemektedir. Acaba yavru kartal özgürlüğüne kavuşabilecek mi? Annesinin ve kardeşlerinin bulunduğu yuvaya tekrar dönebilecek mi?

Bir solukta okuyacağınız bu azim ve kararlılık öyküsü,sizi sarıp sarmalayacak...Keyifli bir macerada Selim kedisine eşlik etmeniz için bekliyor...

Selim’in sözleriyle harekete geçen amcası zayıflamaya karar vermiştir. Azmi ve dirayeti ile kilolarından kurtulmuş, sportmen bir bedene sahip olmuştur. ama tehlike ve heyecan peşini bırakmaz. Selim’in babasının paralarına göz diken bir genç adamla Selim’in amcası arasında amansız bir mücadele başlar. Kazananı sanırım tahmin etmişsinizdir.

Bir yandan bu tehlikeyle uğraşırlarken, Selim’in çok iyi futbol oynadığını tespit eden beden eğitimi öğretmeni onu okul takımına alır. Kanada’da oynayacakları maça hazırlanırlar. Bu kitapta da bir solukta okuyacağınız bir macera var karşınızda. Hem gülecek, hem de çok eğleneceksiniz.

Keyifli okumalar...

Çılgın Selim, okul takımıyla birlikte Kanada’ya maça gidiyorlar. Kendi okullarına denk bir kolejle kıyasıya bir maç yapacaklardır. Tabii maçtan önce ve maçtan sonra onları inanılmaz sürprizler ve tehlikeler beklemektedir.

Macera ve heyecan dolu bu kitapla, hem futbol zevkini tadacaksınız hem de Selim’in ve arkadaşlarının yaşadığı maceralara tanık olacaksınız. Hiç beklenmedik zamanlarda yaşadıklarını gülerek ve zevkle takip edeceksiniz. Serinin bu kitabında keyifli bir okuma sizi bekliyor. Çılgın Selim’i çok seveceksiniz.

Nlp Lideri Mustafa Kılınç’ın istediğiniz bir hayatı tasarlamanın en kolay ve güvenli yollarını paylaştığı bu eseri sizin kendi içinizde “ayağa kalkmanızı” sağlayacak.

Yaşarken;

• Anahtar Beyin Kullanım Kılavuzuna Sahip Olmak,
• Etkin İlişki Ve İletişim Sihirbazı Olarak Güçlenmek,
• Hayatınızın Amacını Bulmak ,
• Ruh Halinizi Yöneterek Başarılı Olmak,
• Para Kazanmak Ve Servet Yaratmanın Sırlarıyla Bütünleşmek,
• Sihirli Özgüvenin Çekim Gücüyle İz Bırakmak, Marka Olmak,
• Aşk Dünyanızda “Güç, Başarı Ve Sevgi” Dolu Olmak İçin,
“Gerçekten Yaşamak İçin”

Koçluk, çalışanların performansını ve davranışlarını iyileştirmek isteyen şirketlerde yeni bir yönetim yaklaşımı olarak giderek daha fazla ilgi uyandırmakta ve benimsenmektedir. Ancak, koçluğun doğru anlaşılması ve etkili uygulanması için yöneticilerin tutumlarını, davranışlarını ve becerilerini bir kez daha gözden geçirmesi gerekmektedir.

Bu kitap, yöneticilere koçlukanlayışına geçiş sürecinde alışkanlıklarını, tarzlarını ve yaklaşımlarını değiştirmeleri için bir yol gösterici olacaktır. Yalnızca çalışanları ve onlarla olan ilişkilerini geliştirmek isteyen yöneticiler değil koçluk konusuyla ilgilenen her okuyucu bu kitapta kendisi için yararlı bilgiler bulacaktır.

Koçlukla ilgili temel kavramları, tarzları, modelleri, yaklaşımları, temel becerileri ve görüşme süreçlerini ayrıntılı bir şekilde ve yalın bir dille açıklayan bu kitapta, çalışanlar, üst yöneticiler ve ekipler için koçluk konuları da ayrı başlıklar altında incelenmektedir.

Osmanlı aile albümünde kara bir hatıra fotoğrafı olarak kalan Balkan Savaşlarının ardından elden çıkan Rumeli Topraklarında yaşanan trajedinin sonunda kaybedilen sadece toprak parçası değildi.

İmparatorluğun tarih sahnesindeki son günlerininin geldiğini gösteren bu acı ve karanlık tabloda
yaşananların detaylarını aşağıdaki sorularla bulmaya çalıştık.

• Savaşın ilk günlerinden itibaren İstanbul’un yolunu tutan binlerce mültecinin akıbeti ne olmuştur?

• İntikam hisleriyle dolu Bulgar, Sırp ve Yunan askerlerinin sivil Müslümanlara yaptıkları mezalimin detayları nelerdi ?

• Silahını bırakıp kaçan, ya da koleranın pençesinde kıvranan binlerce asker ne oldu?

• Kanlı Babı – Ali baskını İmparatorlukta neleri değiştirmiştir?

• Balkan Hezimetinin sorumlusu Padişah’mı? Yoksa İttihat ve Terakki’miydi?

• Balkan Savaşlarının çıkmasında Siyonizmin parmağı var mıydı?

• 2. Abdülhamit’e yapılan suikasti kimler düzenledi?

• Rumeli’nde isyan bayrağı açan Resneli Kolağası Niyazi ne istiyordu?

• Siyonistler 2. Abdülhamit’e neden düşman kesildiler?

• Osmanlı İmparatorluğu için “Hasta Adam” sözünü kim söylemiştir?

• Balkan Savaşları önesi kurulan Gizli Örgütlerin amacı neydi?

• Cevat Rıfat Paşa, Yahudileri neden idam etti?

İşte bu ve buna benzer soruların cevabını bu kitapta vermeye çalıştık.

Fatih Sultan Mehmed dendiği zaman akıllara hep İstanbul’un fethi geldi bu zamana kadar. Ancak Fatih Sultan Mehmed’in birçok özelliği vardı. Arapça ve Farsça olmak üzere yedi dil biliyordu. Latinceyi anadili gibi konuşurdu. Aynı zamanda şairdi. Maiyetindeki yüz seksen beş şairden, otuzunu maaşa bağlamıştı.

Ünlü ressam Bellini’yi İstanbul’a getirtip kendi portresini yaptırttı. İstanbul’un fethi için, Musluhiddin ve Saruca Sekban gibi Osmanlı mühendislerinden başka, Macar Urban’a Edirne’de “şahi” adı verilen büyük toplar döktürdü. Bu büyük toplar, Bizans’ın yanısıra Avrupa’da asırlardır süren feodaliteyi de bitirecekti.

Kanuni’den çok önce, bir kanunname ve bir anayasa hazırlattı. Otlukbeli’nde Uzun Hasan’ı yenince, zaferini kutlamak için kırk bin esiri serbest bıraktı. Otuz yıllık saltanatı süresince, yirmibeş askeri harekâta bizzat komuta etti. Dokuz yüz bin kilometre olan Osmanlı topraklarını, iki milyon iki yüz on dört kilometreye çıkardı. Venedik kralı tarafından planlanan on dört suikast girişiminden sağ kurtulmayı başardı. Ölümü hakkında suikast kuşkusu hâlâ vardır. Ölümünün ardından Papa, kutlama amacıyla üç gün boyunca gece gündüz durmaksızın çan çaldırtmıştır. Ömrü boyunca iki imparatorluk, dört krallık ve on prensliği kendine bağlamıştır.

Hristiyanlar tarafından, Osmanlının İstanbul’u fethettiği gün “dünyanın sonu” şeklinde tanımlanmıştır. Osmanlı denince akla gelen ilk Osmanlı padişahıdır.

Senin adının baş harfi tüm harflerden önce geliyordu benim lügatımda. Müfredatı değişti kalbimin senden sonra.

Yüreğimdeki yarada senin parmak izin var, benimse o izleri silmeye yetecek kadar umudum...

Yüreğimde izin var ama geri dönmene izin yok.

Diğer yarım olursun sanmıştım diğer yaram oldun... Ruhumun en derin köşesini sana emanet etmiş, sana güvenmiştim... Ve ben, kendime değer vermezken sana dünyalar kadar değer vermiştim.

Sen sadece başını alıp gitmedin, aşkını da alıp gittin. Bende sana dair hiçbir şey bırakmadan...

Tüm sevgimi ardından döktüğüm gözyaşlarımla bitirdim. Ama sen ne yapsan “bizi unutamayacaksın” çünkü aşkımla beraber ahımı da alıp gittin.

Unutma, hiçbir gönül, benimki kadar gönüllü sevmeyecek seni... Ve ben artık düşlerimi başkalarının gülüşlerine feda etmeyeceğim.

Sana son sözüm: Kime değiştiysen beni, onun yanında kal!

Asırlardır dünyayı kana bulayan, darbeler yapan, isyanlar ve savaşlar çıkaran, teröristleri destekleyip hedefindeki ülkelerde terör yaratan, İngiliz Derin Devleti’dir.

İngiliz derin devleti, yabancı topraklarda yüzlerce yıldır birlikte yaşayan farklı etnik gruplardan bir tanesine “senin ırkın daha üstün” mesajı verir. Sonra da onları kavga ettirir. Bu şekilde kendi idaresinin daha kolay gerçekleşeceğini düşünür.

Çünkü birbirleri ile çatışan toplumlar “ortak bir güç” oluşturamayacaklardır. Tarih boyunca bu siyasetin birçok örneği görülmüştür. Mesela; İngiltere tarihte 22 ülke hariç tüm dünyayı işgal etmiştir.

Tarihin en büyük soykırımlarını İngiliz Derin Devleti gerçekleştirmiştir Sömürgecilik, kolonicilik ve köleliğin merkezi de İngiliz derin devletidir.

Osmanlı’yı yıkan, Anadolu’yu işgal eden yine İngiliz derin devletidir.

İngiliz derin devleti, PKK’yı İslam âlemini yok edecek deccal ordusu olarak görür.

Terör örgütleri olan, DAEŞ, El Kaide, Boko Haram, Eş Şebab, FETÖ, Hizbullah, PKK, PYD, DHKP-C, İngiliz derin devletinin taburları konumundadır.

15 Temmuz darbe girişimini planlayan İngiliz Derin devletidir.

Yakın zamanda Güneydoğu’da Kürt İsyanı çıkarmak isteyen İngiliz Derin devletidir.

İşte yaptığı bu hamlelere karşı sonunda Şeytan Satranç Tahtasında Şah – Mat oldu. Nasıl mı? Cevabını, bu kitabın sayfaları arasında bulacaksınız...

Dünya'daki Küresel Merkez Akıl'ın kökenleri nereye uzanıyor?

Kabala nasıl doğdu,ilk büyük Yahudi Sürgünü nasıl yaşandı?

Tapınak Şövalyeleri'nin bulduğu "Sır" neydi?

Gül ve Haç Kardeşliği Tarikatı ile Masonluk arasındaki bağlantı ne?

Dünya'nın İlk Masonik Devleti ABD'nin "Gerçek" kuruluş hikayesi nedir?

Fransız İhtilali'ni "gerçekte" kimler nerelerde organize etmiştir?

Küresel Merkez Akıl'ın "Üst Yapı Kurumları" hangileri?

CFR-RIIA rekabeti nasıl doğdu?

Evanjelizm nedir,ABD'de kimler bu kanada dahildir?

Siyonizm nasıl kuruldu? Hangi küresel sermayedarlar tarafından finanse edildi?

Rothschild ve Rockefeller Ailesi neden çatışma halinde?

Dünyayı yöneten 13 Aile hangileri?

Kutsal Sır nedir ve bu sırrı kim saklıyor?

Gazeteci Araştırmacı Yazar Celal Eren Çelik, Dünya'yı yöneten "Küresel Konseyin" 2600 yıllık gizemli tarihini, gizli yapılanmalarını, tarihi değiştiren  operasyonlarını ve Dünya'ya hükmeden "Efendileri" sizler için yazdı...

"Her sabah bir ceylan uyanır Afrika’da. Kafasında tek bir düşünce vardır. En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşabilmek, Yoksa aslana yem olacaktır. Her sabah bir aslan uyanır Afrika’da. Kafasında tek bir düşünce vardır. En yavaş koşan ceylandan daha hızlı koşabilmek, Yoksa açlıktan ölecektir. İster aslan olun, ister ceylan olun hiç önemi yok. Yeter ki güneş doğduğunda koşuyor olmanız gerektiğini, Hem de bir önceki günden daha hızlı koşuyor olmanız gerektiğini bilin." Yaşam koşunuzda size ilham kaynağı olacak bu hikayeler, gerçek hayat hikayeleridir. Bu hikayelerin kahramanları hep bir önceki günden daha hızlı koşarak yarışı kazandılar. Niye siz de dünden daha hızlı, yarından daha yavaş koşuyor olmayasınız ki?...

Devlet-i Aliyye-i Osmaniye’nin tohumu uçlarda atılmıştır. Selçuklu beylikleri içinde, Ertuğrul Gazi’nin başını çektiği beylik, en küçüklerindendi. Bir uç beyliği idi.

Kurucusunun babasından, geldiği soya kadar her şeyi ile tartışılan Osmanlı Devleti nasıl büyüdü?

Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna dair yerli ve yabancı ilim adamları pek çok teoriler üretmişlerdir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşuyla ilgili Osmanlı kaynakları pek azdır ve çoğu birbirinden çıkmadır. Asıl Bizans kaynakları bize fikir verir, düşüncesini taşısak da, Bizans kaynaklarında da doyurucu bilgiler bulunmamaktadır.

Çok bilgi efsaneyle karışıktır ve efsaneyle gerçeği ayırmak da güçleşmektedir.

Bu eserde, Osmanlı Devleti’nin kuruluşuyla ilgili belli başlı bütün çalışmalar ele alınmıştır. Efsaneler, bir milletin hayatında olması gereken, gerçek üstü kültür unsurlarıdır. Osmanlı’nın kuruluşuyla, gaza motifleri ayrı yer tutar. Gaza, gazi, derviş kavramları, rüya motifleri üzerinde ayrıntılı durulmuştur.

Diyebiliriz ki, bütün tartışmalar ilk defa, elinizdeki kitapta, bir arada değerlendirilmiştir. Hamaset gerçekleri perdeleyebilir.

Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu ve Ertuğrul Gazi’de farklı düşünceleri bir arada verilerek okuyucunun bir “birikim”le senteze varması öncelenmiştir.

16 Haftalık Anne ve Baba Eğitimi kitabı, bilimsel olarak doğru çocuk yetiştirme verileri üzerine kuruldu. Yazar, kendi hastalarına uyguladığı biçimleri kitap haline getirdi. Amaç, kendi ifadesi ile "Çok daha fazla anne babaya ulaşmaktı." Yani bu bir anlamda ana-baba danışmanlığı programı olarak da ele alınabilir. İyi bulmadığımız davranışlarımızı, alışkanlıklarımızı, tavırlarımızı, bildiğimiz daha iyi bir tutumla değiştirebiliriz. Bunu da sinir sistemimizdeki nöronlar ve sinapsların değişimi sayesinde yapabiliriz. Tabii ki, yerine koyacağımız iyi davranışın ne olduğunu iyi bilmek şartı ile. Yazar, sinapslar sayesinde ilk önce anne-babanın kendi aralarındaki ilişkiyi düzeltecek üç haftalık bir alıştırma programı veriyor. Daha sonra ise anne-baba-çocuk sinapslarına etki edecek diğer on üç haftalık alıştırma programını ekliyor. Toplam on altı haftalık programla uygulamalı olarak yapılacak olan bu alıştırmaların dili gayet açık ve kolay anlaşılır olmasından dolayı, kitabı okuyarak rahatlıkla uygulama yapabilirsiniz.