Savaşın üstünden uzun zaman geçmiş, Şube şaşalı günlerini geride bırakmış, çoğunluk bürokratik mücadelelere dalmıştır. Batı Almanya sınırına yakın bir bölgede gizli bir füze üssü bulunduğu dedikodusu Şube’ye ulaşır. Bu, istihbarat dünyasında eski yerlerini almalarını sağlayabilecek bir şanstır. George Smiley ve Circus’la rekabetlerinde sonunda kazanan taraf olma ihtimalini yakalamışlardır. Eski ajanları Fred Leiser’ı Doğu Almanya’ya kısa bir eğitim ve savaş günlerinin haşmetli hatıralarıyla yolladıklarında, istihbarat dünyasının büyüleyici perdesi aralanacak, bambaşka bir karanlık tüm pisliğiyle ortaya serilecektir.
John Le Carré’nin kalemi Casuslar Mücadelesi’nde gerçekçi ve acımasız.
“Casusların büyüleyici yaşamları değil, insanlığın trajik ve yıkıcı bir kaydı.” New York Herald Tribune
“Nadir denk gelen etkileyici kitaplardan…” Financial Times
“Kötülerin uzun yaşaması ne fena,” dedi.
“Kötüler için yani.”
John Le Carré’nin Türkçeye ilk kez çevrilen romanı Cinayetin Parıltısı, okurları Güney İngiltere’deki küçük bir kasaba olan Dorset’e ve bölgenin seçkin yatılı okuluna götürüyor.
Polisiye edebiyatın benzersiz karakteri George Smiley, Londra’da köşesine çekilmişken, Dorset’te işlenen cinayet üzerine gizem dolu bir serüvene atılıyor ve “kimse tarafından fark edilmeme duası” etmekten bir süreliğine vazgeçiyor.
“Bir centilmen yaratmak, asırlar alan bir süreçtir” prensibine sıkı sıkıya bağlı bir okul… Öğretmenler, öğrenciler ve kasaba sakinlerini kuşatan tekinsiz atmosfer…
Le Carré tutkunları, Cinayetin Parıltısı’nı tıpkı diğer Smiley romanları gibi –Soğuktan Gelen Casus, Köstebek, Ölüme Çağrı– ellerinden bırakamayacak.
“Etkileyici, zekâ dolu, ironik, iğneleyici...”
Daily Telegraph
“Dickens ve Austen romanları gibi…”
Financial Times
Casus romanları ustası John Le Carré’nin unutulmaz kahramanı George Smiley, seneler sonra geri dönüyor.
Peter Guillam, emeklilik günlerini Bretagne’da huzur içinde geçirirken İngiliz İstihbarat’ı Circus’tan bir mektup alır. Geçmişin hayaletleri hesap sormaya gelmiştir.
Zamanında alkışlanan operasyonların; Alec Leamas, Jim Prideaux, Peter Guillam ve George Smiley gibi karakterlerin baş tacı yapıldığı günlerin üzerinden uzun zaman geçmiştir. Soğuk Savaş’ın acımasız istihbarat savaşları ve gerekçeleri, o günleri yaşamamış yeni nesil tarafından hoş karşılanmayacak, masumların ölümü için adalet aranacaktır.
John Le Carré’nin, Soğuk Savaş’la bugünü birlikte ele aldığı, Soğuktan Gelen Casus ve Köstebek gibi önemli romanlarındaki karakteri bir araya getirdiği son romanı!
“Zamanının en önde gelen casus yazarı... Çok az yazar elli yılı aşkın süre birinci sınıf romanlar yazabilir.”
- Washington Post
“Nefes kesici ve etkileyici efsaneye tatmin edici bir son!”
- The Independent
“Hepsinin içinde en eski soru da, George, casusları hangi casus izleyecek?”
Bir casusun sırtına yediği iki kurşun, İngiliz istihbaratı Circus’ta büyük bir skandala neden olmuştur. Circus’un başındaki “Kontrol” ölmüş, sağ kolu George Smiley emekli edilmiştir.
Fakat Smiley’nin emeklilik günleri, Circus’a neredeyse otuz yıl önce sızmış ve artık üst kademelerde kendine yer edinmiş bir Sovyet casusu olduğu haberiyle kesintiye uğrar. Soğuk Savaş günlerinden ezeli rakibi Karla’nın İngiliz istihbaratına yerleştirdiği bu casusu bulmak için küçük ama sadık bir ekiple tuzağını kuracak ve haini yakalamaya çalışacaktır.
John le Carré’nin efsanevi karakteri George Smiley’i başrole taşıyan Karla üçlemesinin bu ilk romanı, uyarlandığı filmiyle de üç dalda Oscar’a aday gösterildi, Bafta ödülleri dahil birçok prestijli sinema ödülünün sahibi oldu.
“John le Carré, casus hikâyelerinin büyük ustası... Kesintisiz devam eden gerilim onu sadece polisiye yazarlarının değil, günümüz yazarlarının da üstüne taşıyor.”
- Financial Times
Genç, güzel ve kocası Justin’in sevgili bir tanesi Tessa Quayle Kuzey Kenya’da korkunç bir şekilde öldürülür. Amatör bir bahçıvan, yaşlı bir dul ve diplomat olan Quayle, kendi köklerine inerek aşık olduğu kadının olağanüstü cesaretinin izlerini aramaya koyulur. Ama öğrendikleri onu şüpheli yapmakla kalmaz, Tessa’nın katillerinin de hedefi yapar. Zamanımızın en ilgi çekici ve iyi hikaye anlatıcılarından biri olan John le Carré bu defa da yeni dünya düzeninin görkemli keşfinin peşine düşüyor. Dizginlenemeyen kapitalizmin karanlık yüzünü sıradan insanların ihanetleriyle anlatan Bahçıvan, karısını trajik bir ölümle kaybeden Justin Qayle'in tutkusunu okurla buluşturuyor.
Bahçıvan, 2005 yılında beyazperdeye uyarlandı. Başrollerinde Ralp Fiennes, Rachel Weisz’in oynadığı, yönetmenliğini Fernando Meirelles'in yaptığı film pek çok dalda Oscar'a aday oldu.
Le Carre, insanoğlunun kendisine ve gezegene verdiği ve vermeye devam ettiği zararlara dair derin sorular soruyor.
- Daily Mail
Le Carre’nin standartlarında en iyisi. Başka bir deyişle mutlaka okunmalı.
- Sunday Telegraph
“Shakespeare’in III. Richard’ı, Orwell’in 1984’ü gibi polemik yaratacak bir eser.”
Pakistan’da dünyaya gelen Ted Mundy bir İngiliz subayının oğludur. Sasha ise Doğu Almanya göçmeni bir papazın oğlu. Yaşamları birbirinden habersiz akıp giderken, 60’lı yılların sonlarında Batı Berlin’i kasıp kavuran öğrenci eylemleri sırasında tanışırlar. Soğuk Savaş yıllarında çift taraflı casusluk yapan iki adamın dostlukları zamanla ilerler. Sovyet rejiminin çöküşüyle Ted kendine mütevazı bir hayat kurar. Ancak beklenmedik bir anda Sasha’dan gelen bir haber tüm hayatını değiştirir. Çok zengin ve kimliği gizli tutulan bir adam hayat görüşünü yaymak üzere yetenekli ve becerikli insanlara ihtiyaç duymaktadır. Ted Mundy idealleri uğruna işi kabul eder. Böylece iki arkadaş yoksulluktan kurtulup çökmekte olan dünyayı kurtarmak için ellerine geçen fırsatı değerlendirmeye karar verirler. Ama ortada bir sorun vardır. Acaba gerçekten dünyayı kurtarabilecekler midir?
“John le Carre 75 yaşında olmasına rağmen kırk yıldır aralıksız sürdürdüğü edebiyat hayatına hala bir amatörün coşkusuyla devam eden bir profesyonel. İşte bu nedenle Sıkı Dostlar gibi muhteşem bir eser yaratabilmiş.”
- Terrence Rafferty, New York Times
“Bir aslanı yakalamak istiyorsan önce keçiyi bağlaman gerekir.”
İngiltere burjuvazisinin kasvetinden Yunanistan’ın güneşli günlerine kaçan Charlie, sahne tozu yutmuş bir oyuncu. Radikal düşüncelerle haşır neşir olması ve oyunculuk yeteneği İsrail İstihbaratı’nın dikkatini çekince birden yakışıklı bir yabancı hayatına giriyor. Gizemli, büyüleyici Joseph…
Joseph’in elinde Charlie çift taraflı ajanların dünyasına adım atıyor. Filistinli bir terörist grubu ve liderini ortaya çıkarmaya çalışırken hem politikanın şeytanlarıyla hem de kendi içindeki şeytanlarla ölüm kalım savaşı veriyor. “Gerçeğin tiyatrosu”nda hayatının rolünü oynuyor. Soğuktan Gelen Casus, Köstebek gibi kitaplarıyla polisiye denince dünyanın en önemli yazarlarından biri olduğunu kanıtlayan John le Carré “vatansız insanlar için insansız bir vatan” yaratılması sürecini, terörizmin yükselişe geçtiği bir dönemde İsrail ve Filistin arasında yaşananları tarihi gerçeklere de değinerek objektif bir dille anlatıyor. Bu kitap le Carré’nin en politik kitaplarından biri!
“Müthiş bir güç ve sanat barındıyor; basit bir ‘eğlence’ değil… Büyük resmi görebildiğiniz bir kurgu.”
- The Washington Post
“Karşı konulamaz bir kitap… Charlie çift taraflı ajanların nihai seviyesi.”
- The New York Times
İkinci Dünya Savaşı’nın patlamasıyla yurtdışındaki görevi sonlandırılan George Smiley, Londra’ya geri çağırılmıştır. Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan Samuel Fennan’ın Komünist Parti üyesi olduğunu yazan isimsiz bir mektup yetkililerin eline ulaştığında George Smiley görevlendirilir. Smiley, Fennan’la görüşüp adını temize çıkarsa da, Fennan’ın bu incelemeden dolayı intihar etmesi Smiley’yi zan altında bırakır. İlk defa büyük bir hata yapmıştır. Basit bir inceleme olarak başlayan “Fennan Dosyası” büyük bir casusluk şebekesinin açığa çıkmasına sebep olacaktır.
Soğuktan Gelen Casus ve Köstebek gibi pek çok ünlü romana imza atan John Le Carré’nin edebi kariyerinin başlangıcı olan Ölüme Çağrı’da yazarın unutulmaz kahramanı George Smiley’yle de ilk kez tanışıyoruz.
“Nefes kesici, hayrete düşürücü, zekice...”
Sunday Telegraph
“Ölçülü, dolaylı ve akıl dolu anlatımıyla dikkat çeken, titiz ve incelikli bir karşı casusluk öyküsü”
The New York Times
Le Carre'nin son yıllarda yayımladığı en iyi kitap olan, Single ve Oğlu, yeni kurulan Rus devletlerindeki suça bulaşmış gruplarla, Batı'nın yasal finans dünyası arasındaki yozlaşmış bağlantıların hikayesi. Soğuk Savaş yıllarındaki ajanların yerini, ekonomik açıdan iflas etmiş olan Rusya'daki üçkağıtçı zengin işadamları ile ticari bankaların güvenilmez şövalyeleri almış. Le Carre kitabında yalnızca elden bırakılamayacak kadar sürükleyici bir serüven anlatmakla kalmıyor; büyük bir ustalık ve incelikle, biri yasak malların ticaretini yapan, diğeri de elde edilen karları aklayan, biri Rus, diğeri İngiliz iki ailenin portresini çiziyor.
Bu kitap, Le Carre'nin, problemin çevresinde büyük bir ustalıkla dolaşarak, bir bankacılık serüvenini nasıl bir casus hikayesine dönüştürdüğünün kanıtıdır.
The New Yok Times, Kitap Eleştirmeni; Michael Lewis
Daha yayımlanmadan Türk basınında tartışmalara ve farklı yorumlara yol açan kitap.
Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle eski casusluk yöntemleri de tarih oldu... Artık sahnede kuralları belirleyen yeni bir oyuncu var: Terör. Eğer bu korkunç düşmanla baş etmek istiyorsanız siz de en az onun kadar acımasız olmak zorundasınız... Gece yarısı hırpani görünümlü genç bir Çeçen gizlice Hamburg Limanı’na ayak basar. Görünüşte bu genç, İsa adında dini bütün bir Müslüman’dır. Bir Türk ailesi ile idealist avukat Annabel sınır dışı edilmemesi için kendisine yardım eli uzatır. İsa’nın esrarengiz geçmişini araştıran Annabel, bir anda kendini Kızıl Ordu artığı Rus mafyası, uluslararası kara para aklayıcıları, iflasın eşiğindeki bir İngiliz aile bankasının vasisi ve Alman, İngiliz, Amerikan casuslarının savaşının ortasında bulur. Artık hayatta kalabilmek, mesleğinden de ideallerinden de daha fazla önem taşımaktadır... 1931 yılında doğan John le Carré, Bern ve Oxford üniversitelerinden mezun olduktan sonra Dışişleri’nde beş yıl görev almıştır. Tüm dünyaya Soğuktan Gelen Casus romanıyla adını duyurmuştur.
Köstebek casusluk romanları içerisinde bir klasiktir ve soğuk savaş döneminin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Tam ortaya yerleştirilmiş kimsenin fark etmediği ama herkesin gördüğü bir tuzaktır; casusluk literatürüne girmiş, yerleşmiş bir olgudur. Örgüt içindeki köstebek avı sırasında İngiliz istihbarat örgütü nam-ı diğer Sirk‘in iç çatışmalarını, hesaplaşmalarını, müthiş entrikaları, devletler arası değiş-tokuşları, üstte ve altta var olan ilişkileri, stratejileri anlatır. Birbiri ardına gelişen ve birbirini saran kurgusuyla farklı farklı hayatların içine giren-çıkan, hem istihbarat içine bir yolculuk hem de insan psikolojisi üzerine derinlemesine bir analizdir. İşte John Le Carré‘nin sırrını oluşturan şey: Olağanüstü bir dünyanın çevresindeki gerçek hayatlar... Ne gözünden ateş çıkaran adamlar ne de kayaları yerinden oynatan ajanlar, hepsi gerçek, bire bir, duygularıyla var olan kanlı canlı insanlar...
Sovyet Bloku parçalanmış, Gorbaçov Rusyası Batı finans dünyasının ilgisini çekmeye başlamıştır. Oysaki yatırım adı altında yapılan, uyuşturucu ticareti ve kara para aklamaktan başka bir şey değildir. Türkiye’nin köprü görevi gördüğü bu yatırım fırsatlarını İngiliz bankası Single&Single da kaçırmak istemez. Rusya’nın en güçlü adamlarından biriyle yaptıkları karanlık iş anlaşmaları bütün Single Hanedanlığı’nı bilinmeyene sürükleyecek olaylar silsilesinin ilk adımı olur.
Le Carre bu kitabında büyütecini, Sovyet Bloku’nun yıkılmasının ardından oligarşi yanlılarının ortaya çıkışına ve yozlaşmış ekonomik evliliklere tutuyor. İngiltere ve Rusya arasındaki kanlı sermaye trafiğine, İstanbul’uyla, Dalaman’ıyla Türkiye de tanıklık ediyor.
Polisiyenin usta adı Le Carre’den, Türkiye’nin de parçası olduğu karanlık iş ilişkilerini gözler önüne seren sürükleyici bir yapıt.
İslami terörle mücadele kılıfı altında paralı askerler sağlayan bir şirketle kirli bağlantılar kuran hırslı bir bakan. Britanya Hükümeti’nin üst kademelerindeki bu büyük tezgahı fark eden genç bir bürokrat. Bu kumpası aydınlatmak için giriştiği araştırmalarda devlet sırlarından küresel ekonominin komplolarına, cinayetlerden entrikalara sürüklenen genç bürokrat, pastoral İngiliz taşrasında emekli bir diplomat ve başına buyruk güzel kızıyla kader birliği yapacaktır.
Le Carre son kitabı Nazik Bir Durum ile Yeni İşçi Partisi’nin iktidarında Ortadoğu’daki çalkantılara karşı duruşunu, alması gereken sorumlulukları ve yaptığı ölümcül hataları deşifre ediyor, gözler önüne seriyor.
“Le Carre yılların deneyimiyle, edebi becerisinin ve uluslararası analizlerinin gücünü ortaya koyuyor. Başka hiçbir yazar aleni ve gizli tarihi -politikacılar için acımasız, okuyucular için nefes kesici şekilde- anlatmamıştı.”
- The Guardian
“İstihbarat işinin ahlaki bir yasası vardır - başarı sonuçla ölçülür.”
Soğuk Savaş’ın zirve yaptığı 1960’lar... Alex Leamas, İngiliz İstihbaratı için Berlin Duvarı’nın gölgesinde yıllarca sürdürdüğü görevinin ardından yorgundur. Pek çok şey görmüş, pek çok adamını Doğu Alman İstihbaratı ile Duvar’da oynanan bu karanlık ve sisli satrançta yitirmiştir. Teşkilat, ağır bir yenilginin ardından İngiltere’ye dönen Leamas’tan son bir görev ister. Doğu Almanya’ya geçmeli ve ülkesine ihanet etmelidir. Ancak İngiliz İstihbaratı’nın yaşlı kurdu George Smiley’nin, Leamas’ın arkadaşı olan genç bir kadına yardım etmesiyle operasyon büyük bir felaketle yüz yüze gelecek, oyunun kartları yeniden dağıtılacak ve Leamas kendini hayalinin ötesindeki korkunç bir politik oyunun pençesinde bulacaktır.
Dünyanın en iyi casus romanı yazarlarından John Le Carré’nin, Publishers Weekly tarafından “Tüm zamanların en iyi casus romanı” seçilen, Time tarafından “Tüm zamanların en iyi 100 romanı” listesine giren bu kült eseri, filmiyle de BAFTA ödülleri dahil birçok prestijli sinema ödülünü sahibi oldu. Soğuktan Gelen Casus okuyucuya yalanlarla kurulu bir dünyanın gerçeklerle dolu hikâyesini anlatıyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.