Semrin Şahin’in dördüncü öykü toplamı: Küller.

Büyüleyici bahçeler, bombaların tehdit ettiği kümesler, sonu daima karanlığa çıkan yollar, şiddetin cisimleştiği avlular, göz avcısı çekirgelerin istilasına uğrayan şehirler, tekinsiz kafesler, acıların şahidi bataklıklar... Şahin, geniş bir mekân çeşitliliğiyle kadın, erkek, çocuk ve hayvanları merkeze alan çarpıcı öyküler sunuyor okura. Kahramanları aramızda dolaşıyor âdeta; onlarla, gerçeğe en yakın hâlleriyle kadına, kadınlığa uygulanan şiddeti, erkeğin, erkekliğin onarılamayan marazlarını, çocukluğun katıksız masumiyetini ve yakın tarihten, toplumsal hafızadan kanayan ölümleri kurguluyor.

“Kaybettiğimiz kaçıncı can Bewar ya da daha kaçımız ölecek bu kaçışta? Hiçbirinin yanıtını bilmiyorum. Ayağa kalkıp yürümeye çalışıyorum. Dizlerim tutmuyor. Çöküyorum olduğum yere, omzumdaki bez torbayı bırakıyorum. Patateslerin yuvarlanışını izliyorum. İçimden yükselen öfke boğuyor beni. Bez torbayı tekmeliyorum. Rüzgâr esiyor kardeşimin üzerinden. Babamın omzuna dokunan bir el, uzanan bir kol, sarılan bir omuz görüyorum. Bu yabanıl yalnızlığın içinde, kesif acı içimi parçalarken insan her yerde aynı insan mı?”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

 “Şans dediğimiz şey, her zaman iyi sonuçlar doğurmuyor. Ya da tam tersi, şanssızlık, bir felaketin eşiğinden dönmeye yarayabiliyor. İnsanlar basit olsa da dünya tuhaf.”

Bülent Ayyıldız’ın öykülerinde dünya tuhaflıkları ile tuhaflıklar dünyası bir araya geliyor; daha doğrusu, büyülü gerçekçi öğelerin etkisiyle sınırlar muğlaklaşıyor. Günlük yaşama özgü dertleri, gündelik işleri, ilişkileri yeniden uyarlanmış hâlleriyle okuyoruz.
Kamikazeler El Ele Uçmaz kitabında bir başka mikro evren de kuruyor Ayyıldız. “Kampüs Dörtlemesi” öykülerinde amfiler, yemekhaneler ve labirentvari fakülte koridorlarında tedirginlikle dolanıyoruz; o kasvetli atmosferde rahat nefes almak pek mümkün olmuyor! 

“Bütün anlatılanlar rüya olsa ne çıkar? Bu kadar hakir mi görüyorsunuz âlem-i hayali? Bu kadar mı eminsiniz gerçek dediğiniz şeyden? Her şeyi bir sisteme oturtmaktan, düzene bindirmekten bıkmadınız mı? Hiç nereye gideceğinizi bilmeden evinizden çıktınız mı? Hangi sokağa gireceğinizi içinizden bir sesin tarif ettiği oldu mu?”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺72,16

Gececi kuşların ve baykuşların bile uzak durduğu Mezarhisar köyünde yaşanan vahşetin ve o harap köydeki yokuşların en tepesinde yer alan, Hunâşamzade dedikleri ailenin uğursuz konağının hikâyesi... Tuna boylarından Edirne’ye uzanan asırlık dehşet…

Işıldayan gözlü hortlakların, kanı çekilmiş cesetlerin, öte âlemden sivri dişlilerin, gecenin dehşetli yaratıklarının eşliğinde Hunâşamzade ailesinin asırlık musibetinin peşine düşüyor, Istrancalı Abdülharis Paşa ile birlikte nesilden nesle aktarılan lanetin sebebini araştırıyoruz.

“Bulutlar dağılmış ve dolunay meydana çıkmışken, bir kere daha manastırın üzerinde bir karaltı tekinsiz kanat çırpma sesleri eşliğinde çöktü. Puhudan, azim akbabalarla kartallardan daha büyük, kanatlı bir şekil harap manastırın çatısına tüneyip ateş kızılı gözleri ve sivri dişleri ta tepeden fark edilen ihtiyar kocakarı suretiyle aşağıdakilere baktı. Belden aşağısı koca pençeleriyle ve kanatlarıyla kuşu, belden yukarısı da neredeyse pençelerine dek sarkan memeleri, ihtiyar ancak sağlam bedeni ve örüklerine toz toprak kemik dolmuş, yerleri süpüren uzun kara saçlarıyla, iki yangın yeri koca gözleri ve dikenli dalları andıran siyah siyah sivri dişleriyle çöreklenmiş ejderha misali tepeye tüneyen heyula bir çığlık kopardı.” 

Mehmet Berk Yaltırık’ın novellası, onun evrenine aşina okurların adımlamaktan heyecan duyacağı yeni bir patika; yeni okurlar için de kestirme bir giriş!


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40

İlk kitabı Kilim’den sonra bu kez Örtü’yle selamlıyor okuru Uğur Demircan. Öykülerinde sır örtüleri her yanı sarıyor, aralıksız yağan kar kanın, kayıpların üstünü örtüyor ve pişmanlıklar sertçe dokunmuş kızgın bir kum örtüsü kadar can yakıyor. Günah kuyularına atılan kapkara taşların gizledikleriyle, serin suların son verdiği özlemlerle çiziyor kahramanlarını. Kavuran, donduran, boğucu ve ağır kumaşların altında, gerçeklikten kaçmadan oynatıyor kalemini.

“Koyu yeşil ve bulanık bir karanlık içindeydi artık Efe. Hızla kaçan hava baloncukları arasından yukarı baktı, hareketli bir cam bölme vardı sanki birkaç metre üstünde. Daha aydınlıktı orası. Dalgaları tersten görüyordu, aydınlığın hızla karardığını da. Batıyor, yukarı çıkamıyordu. İlk kez yakalandığı fırtına yüzünden paniklemiş, battıktan sonra korkuyla çırpınmış ama fayda etmemişti. Koyu yeşil ve daha da bulanık bir karanlık içinde yavaşça salınıyordu şimdi.”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 72
Ağırlık : 72
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺49,20

“Yazar, neden yazar?”

Evdeki Israr’da, ısrarın sebebini soruşturmak için öncelikle bir ev inşa ediyor Mehmet Özkan Şüküran. Yazıyı yurt, dili toprak, edebiyatı ülke kılmak üzerine düşünüyor. Yazıyı bir iletişim aracından ibaret görmediğimiz, aynı zamanda bir iletişim mekânı, buluşma mekânı olduğunu belirttiğimizde öncelediğimiz yurdu geziyor, toprağı anlamaya çalışıyor.

Yazar, neden bu yurdu öncelemek ister? Evi yıkıldığında, eve dönmenin yolları kapandığında neden yeni bir yurt inşa etmeye çabalar? Yazmanın, yazarak bir inşaya girişmenin, yazıyla sığınacak yeni bir ev kurmanın anlamı nedir?

Şair, bu kez denemeleriyle okur karşısında. Dilin ve edebiyatın tel örgülerini aşarak.

“Politik mücadeleyle çözülebilecek bir şeyi edebiyattan veya genel olarak sanatsal üretimden beklemenin garabeti... Edebiyat, politik mücadelenin iskeletinin oluşumunda yalnızca bir payanda işlevi görebilmiş. Hayat karşısında edebiyat. Bu ifade de bir bağlam oluşturmuyor. Edebiyat; daha değerli bir alan, bir konum yaratmamakla birlikte –bu bağlamın dışına çıkıp söylersek– her şeyden önce hayatın karşısında çok hafif kalıyor.”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,70

2021 DYLAN THOMAS ÖDÜLÜ ADAYI

Daha güzel, daha zengin, daha güçlü – göz kamaştırıcı Seul’de sadece mükemmel olanlar yükseliyor. Kusursuz yüzüyle Kyuri, her gece seçkin localarda güçlü işadamlarını eğlendiriyor. Gelecek vadeden bir sanatçı olan Miho, istemeden de olsa kendisini süper zengin seçkinler arasında buluyor. Ergenliğinden beri dilsiz olan Ara, K-pop dünyasının ışıltısına saklanmaya çalışıyor. Yeni evli Wonna, baskılar ve beklentilerle dolu hayatından bir çıkış yolu arıyor. Bu dört genç kadın, Gangnam’ın parlak cephelerinin ardındaki acımasız hiyerarşilerde hayatta kalmaya çalışıyor.

Frances Cha’nın çarpıcı ilk romanı Sendeki Yüz Bende Olsa, Güney Kore toplumundaki estetik cerrahi ve güzellik saplantısına benzersiz bir pencereden bakıyor.

“Bütün yönleriyle çarpıcı... Kendinden emin, cesur ve heyecan verici bu roman, edebiyata yeni ve parlak bir kalemin girişinin işaretçisi.” –Taylor Jenkins Reid

“Günümüz Seul’ünde yaşanan evrensel zorlukları ortaya çıkarmak için neon bir dünyaya rehberlik eden Frances Cha’ya yol açın.” 
–Janice Y. K. Lee

 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40

“Ama o ağaçların altından insanları çıkarınca geriye nasıl ürkütücü, nasıl korkutucu bir manzara kalıyor bir bilseniz!”
 
Ango Sakaguçi, İkinci Dünya Savaşı sonrası Japonya’sının ruh hâlini ve ülkedeki kimlik bunalımını en iyi yansıtan yazarlardan biri. Osamu Dazai ve Sakunosuke Oda’yla birlikte edebiyatın serseri tarafını temsil eden Buraiha edebiyat topluluğunun en önemli isimlerinden olan Sakaguçi, Kiraz Çiçeklerinin Altında’da korku, travma ve ölümle yüklü iki uzun öykü anlatıyor.


Kitaba adını veren ilk öyküde âşık olduğu kadın için kente taşınan yabani bir haydut medeni yaşama ayak uyduramaz ve seri cinayetler işlemeye başlar. Haydudun korktuğu tek şey ise kiraz çiçekleriyle dolu ıssız bir koruluktur. İkinci öykü “Aptal”da Amerikan hava saldırıları yaşadığı mahalleye yaklaşan İzava bir sabah uyandığında dolabına saklanmış bir kadın bulur. İzava kadını hem bombardımandan hem de yaşadığı trajik hayattan kurtarmak zorundadır.

 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺36,90

Hayao Miyazaki’nin en sevilen filmlerinden birinin uyarlandığı seride küçük cadı Kiki, her on üç yaşına gelen cadı gibi evden ayrılıp tek başına bir sene geçirmek zorundadır. Büyü yapmak konusunda acemi olsa da Kiki’nin çok iyi olduğu bir özelliği vardır: Uçmak.

Kedisi ve en yakın arkadaşı Jiji ile birlikte süpürgesine atlayıp kendine yeni bir yuva olabilecek şehri aramaya koyulur. Yüksek saat kulesiyle denizin kıyısında duran Koriko tam da Kiki’nin hayalindeki gibi bir yerdir. Kendine güvenen Kiki, Koriko’ya uçar ve güçlerinin kasaba halkına kolaylık ve neşe getireceğini umar. Ancak halkın güvenini kazanmak, yabancı bir şehirle tanışmak pek de kolay değildir. Bir cadı için bile.

Akiko Hayaşi’nin çizimleriyle


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 4
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺106,60

Kilitsiz: Haden Sendromu’nun Sözlü Tarihi, Hugo ödüllü yazar John Scalzi’nin yakın gelecekte geçen bilimkurgu - gizem türündeki Sendrom ve Frontal kitaplarından önce yaşananları ele alıyor, Haden Sendromu’nun tarihine ışık tutuyor.

Yakın tarihte, bir virüs tüm dünyayı kasıp kavurmuştur. Çoğu insan hastalığı grip benzeri semptomlarla atlatmayı başarsa da gezegen nüfusunun şanssız yüzde birlik kısmı için hayat sonsuza kadar değişir. Yüz milyonlarca insan “Haden”a dönüşmüş, bilinci açık olduğu hâlde vücudunun kontrolünü tamamen kaybetmiş, hareket edemez duruma gelmiştir. Gezegendeki neredeyse herkes bu soruna bir çözüm aramaktadır.

Bu öykü, dünyayı yeniden şekillendiren doktorları, biliminsanlarını, mühendisleri, politikacıları ve kahramanları sahneye çıkarıyor. Tehlikeli bir salgını, buna tedavi bulmak için sarf edilen emeği ve akabinde gelen büyük değişimleri ele alırken insanlığın nihayetinde doğru olanı yapacağına inanan, iyimser bir bakış açısı sunuyor. Üstelik dünyanın en hareketli dönemine bizzat şahitlik edenlerin gözünden anlatılan bir sözlü tarih olma özelliğini taşıyor.

“Kilitsiz’de son yıllarda yaratılmış en etkileyici bilimkurgu senaryolarından biri ustalıkla kaleme alınmış.” –Publishers Weekly 

“John Scalzi, yazdıklarını bambaşka bir seviyeye taşıyor.” –Cory Doctorow


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

Hugo ödüllü yazar John Scalzi’nin yakın gelecekte geçen bilimkurgu - gizem türündeki Sendrom serisinin ikinci kitabı Frontal, sürükleyici bir macerayla birinci kitabın bıraktığı yerden devam ediyor.

Dünya genelinde milyonlarca insanın hareket kabiliyetini elinden alarak onları yatağa mahkûm eden Haden Sendromu’nun hâlâ bir tedavisi bulunamamıştır. Ancak insanlar türlü icat ve keşiflerle hastalığın olumsuz yanlarını en aza indirmeyi başarmışlardır. Sendromdan mustarip insanlar, yani Haden’lar, artık sipio denen robotik bedenler kullanarak fiziksel dünyada dolaşabilmektedirler, hatta kendilerine özgü Hilketa adında bir sporları bile vardır.

Hilketa’da, sipioları kontrol eden oyuncular birbirlerine kılıç ve baltalarla saldırır, amaç karşı takımda “keçi” olarak belirlenen sipionun kafasını koparıp sayı yapmaktır. Gerçekte ise kimse yaralanmaz, her şey aslında bir gösteridir. Bu vahşi ve mecazi anlamda kanlı spor giderek popülerleşmektedir. Ta ki ünlü bir Hilketa oyuncusu sahada can verene dek.

FBI Ajanı ve ünlü bir Haden olan Chris Shane, partneri Leslie Vann’le bu olayı araştırmak için işe koyulur. Soruşturmaları sırasında en az sporun kendisi kadar vahşi olduğunu keşfedecekleri Hilketa liginin karanlık yönlerini açığa çıkaracaklardır.

“John Scalzi dönemimizin mizahi yönü en kuvvetli ve okunması en kolay bilimkurgu yazarı.” –Joe Hill

“Frontal zekice yazılmış, fazlasıyla tatmin edici ve eğlenceli.” –Kirkus Reviews 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 312
Ağırlık : 312
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺164,00

İlk romanı kırk beş yaşındayken yayımlanan Hermann Broch, Nazilerin Avusturya’yı ilhakının ardından sosyalist bir dergi bulundurduğu şüphesiyle kısa süreliğine hapis yattı ancak aralarında James Joyce’un da olduğu dostları sayesinde önce İngiltere, sonra Amerika’ya göç etti. 1930’lu yıllarda kaleme aldığı Büyülenme ise, ölümünden kısa süre öncesine kadar üzerinde değişiklik yapmaya devam ettiği ve aslında tamamlanmamış uzun soluklu bir çalışmanın temeli.

Broch bu eserinde faşizmin egemen olmasına yol açan psişik, politik ve kitle psikolojisiyle ilgili nedenleri ve mekanizmaları ele alır. Roman, Alpler’de bir köyde geçer. Günün birinde bu köye Marius Ratti adlı bir yabancı gelir ve çok geçmeden her sosyal kesimden, her yaştan insanı gizli umut ve isteklerinin gerçekleşeceğine inandırır. Bunu, çıkar karşıtlıklarından yararlanarak, gençleri militarize ederek, azınlıkları baskı altına alarak gerçekleştirir ve kitlesel isteri yaratarak iktidarı ele geçirir.
Büyülenme, dünya edebiyatının en önemli antifaşist eserlerinden biri.

“Hitler’in şaşırtıcı bir biçimde iktidara yükselişinin alegorik bir portresi.” –Roger Kimball

“Büyülenme yirminci yüzyılın en önemli romanlarından biridir, hatta belki de Thomas Mann’ın Doktor Faustus’undan daha başarılı olduğu söylenebilir. Her iki eser de Hitlerizmin psikolojik köklerini açığa çıkarmaktadır.” –George Steiner


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 440
Ağırlık : 440
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺139,40

İlk romanı kırk beş yaşındayken yayımlanan Hermann Broch, Nazilerin Avusturya’yı ilhakının ardından sosyalist bir dergi bulundurduğu şüphesiyle kısa süreliğine hapis yattı ancak aralarında James Joyce’un da olduğu dostları sayesinde önce İngiltere, sonra Amerika’ya göç etti. Yazarın 1950’de yayımlanan Suçsuzlar’ı ise on bir hikâyeden mürekkep bir roman.

1913-1923-1933. Cinayet, şehvet, utanç, antisemitizm, ikiyüzlülük ve intihar. Nazizm yolundaki Almanya’da burjuvalar, yaklaşan tehlikeyle değil, başka dertlerle uğraşmaktalar. Einstein’ın genel görelilik teorisine karşı protestolar düzenlemekle mesela. Ve tüm bunların ortasında bir barones, bir matematik öğretmeni, bir hizmetçi ve diğerleri konforlu bir tür umursamazlığın mahkûmları âdeta. Uyuklamayı, sevişmeyi, herhangi bir toplumsal direniş eylemine tercih ediyor hepsi.

Vergilius’un Ölümü’nün yazarı Hermann Broch hayattayken yayımlanan son eseri olan Suçsuzlar’da, Adolf Hitler’in yükselişine yol açan toplumsal çürüme ve apolitizmi anlatıyor.

“Broch varoluşun bilinmeyen, yeni bir alanını keşfetti.” –Milan Kundera

“Broch’un duyguları öylesine benzersiz bir şekilde gelişmişti ki o zamanlar ortalıkta dolaşan en ucuz açıklamalar bile onu özgünlüğünden uzaklaştırmıyordu.” –Elias Canetti


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 131 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,00

Istaka sesleri, çeperi yosunlu kuyular, gül kokusuyla günahları dökülen mevtalar, senfonisini kafasında taşıyanlar, hasretle çalınan klarnetler, yük hâline gelen emanetler, bitmeyen öyküler ve beklenmedik sonlar.

İlk öykü kitabı Onuncu Ay ile okura merhaba diyen Ayla Burçin Kahraman, insanı anlamayı en az anlatmak kadar ciddiye alıyor. Perdeleri aralayan, gizleri didikleyen, hakikatlere uzanan öykülerini titiz bir dille okura sunuyor. Onuncu Ay sadece harekete değil, bedenin hafızasına da kıymet veren bir anlatıcının izini sürmek isteyenler için önemli bir imkân.

“Rahmetli annesi geliyor aklına sonra. Bu kasılıp kalmış bedenin bir gün muhakkak düzeleceğine inanışı. Bıkmadan usanmadan, iyi gelir umuduyla dağda bayırda topladığı çeşit çeşit otlar. Aslanpençesi, çobançantası, biberiye. Gölgede kurumalı. Sararmadan. Kavrulmadan demlenmeli. Kısık ateşte, on dakika kadar. Fazlası safrayı bozar, yalnız iki tutam. Yemeklerden sonra bir su bardağı, ılık ılık.”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺61,50

Birleşip dağılıyor kelimeler. Gözlerimize bakıyor, elimizi tutuyor, yakamızdan çekiştiriyor ve saçımızı okşuyor her biri. Tok bir sesten yayılıyor sözler etrafa. Birleşip sakince bütünlüyorlar parçaları. Sonrası birbirine bağlı tren rayları.

Merve Koçak Kurt, Söz Sandığım ile tekrar merhaba diyor okura. İşaretparmağını göğsüne koyup içeriyi işaret ediyor. Şiirsel söyleyişi ve özenli kurgusuyla bambaşka bir bakış açısı vadediyor Söz Sandığım.

“Sanki bir uçurumun kenarındayım. Oysa daha az önce sokakları adımlıyor, aralara dalıyordum. Adlarını öğrenmesem olmaz; ‘Ayarcıbaşı Sokak’, ‘Müneccimbaşı Sokak’, ‘Nevcihan Sokak’, ‘Hacıbakkal Sokak’... Acaba hangi sokakta yaşamıştı? Nasıl gidip gelmişti karşıdaki işine? Şu –güz ayına bile direnen– begonvillere bakıp ne demişti? Aşiyan’ın terasından uzanıp açmış mıydı kalbini yüzüne göğün? O yokuşlu merdivenlerde sarılmış mıydı yanındakine? ‘Beni çok sev...’ demiş miydi ona da? ‘Kadınım...’ demiş miydi?”


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

Hem edebiyata hem de felsefeye büyük katkılar sağlayan, başta Cesur Yeni Dünya, Algı Kapıları, Ada ve Loudun Şeytanları olmak üzere yazdığı elli kadar kitapla yalnızca çağını değil, çağdaşlarını da derinden etkileyen, döneminin en ünlü entelektüellerinden İngiliz yazar Aldous Huxley, yedi kez de Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. Yazarın mistisizme de değindiği, 1944 yılında yayımlanan sekizinci romanı Zaman Artık Durmalı ise fikir ve hikâyeyi en iyi harmanladığını düşündüğü eseri.

On yedi yaşındaki Sebastian Barnack, yaz tatili için Floransa’ya gider ve asıl eğitimi burada başlar. Sosyalist babasıyla geçinemeyen Sebastian, İtalya’dayken iki farklı kişiden etkilenecektir. Bir yanda manevi dünyaya dair anlattıklarıyla, azizden farksız kitapçı Bruno Rontini, öte yanda onu hayatın hazlarıyla tanıştıran ateist amcası Eustace.

Aldous Huxley’nin başlığını Shakespeare’in IV. Henry’sinden aldığı romanı Zaman Artık Durmalı hedonizm ile idealizmin sonsuz kavgasını irdeleyen bir eser. 

“Heyecan verici bir kitap çünkü yetenekli birinin eseri... ilgi çekici bir üstün başarı.” –Thomas Mann

“Küçük insanlar hayata dair sıradışı sorular sorduklarında elâlemin ne diyeceğinden korkarlar. Aldous ise mütemadiyen sorguluyordu ve elâlemi dert etmek aklının ucundan bile geçmemişti.” –Christopher Isherwood


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 328
Ağırlık : 328
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺147,60

Bir Dünyalı olan Elijah Baley’ye karşı aldığı küçük düşürücü yenilginin üstünden 200 yıl geçmişti ama Keldon Amadiro hâlâ intikam arzusuyla doluydu. Ve nihayet, yerleşimcileri galaksinin dört bir yanına dağılmaya başlayan Dünya gezegenini tümden mahvedebilecek planı için harekete geçmeye hazırdı. Fakat ölümünden uzun yıllar sonra bile Dedektif Elijah Baley onun planları için engel teşkil ediyordu. Baley’nin robot ortağı Daneel ve robot Giskard, Dünya’yı kurtarabilecek yegâne varlıklardı. Amadiro bu ikiliye karşı Üç Robot Kanunu’na güveniyordu ama bu konuda onu bir sürpriz bekliyordu...


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 4
Sayfa Sayısı : 560
Ağırlık : 560
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺187,78

Yetişemediğin cenazeye benziyor dünya.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 48
Ağırlık : 48
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺49,20

Katharina Volckmer’in ilk romanı Randevu 2020’de yayımlandı ve Almanya’da doğup büyümüş genç bir yazarın Hitler’e, Yahudilere ve soykırıma atıfta bulunan cüretkâr bir eser kaleme alması geniş kitleler tarafından ilgi ve tepkiyle karşılandı. Volckmer’in romanını Almanca değil, İngilizce yazması polemikleri tetikledikten sonra eserin Almanca çevirisi 2021’de okurlarla buluştu ve tepki uyandırmayı sürdürerek günümüz Alman genç kuşağının geçmişiyle kurduğu nevrotik ilişkiye de ışık tutmuş oldu.

Almanya’da doğmasına rağmen aile kökenlerinden ve vatanından kurtulmaya kararlı bir şekilde Londra’da yaşayan genç bir kadın, iç dünyasını Doktor Seligman’a açıp hayatını, arzularını ve kişiliğinin örtük noktalarını paylaşır. Bir akrabasının ölümünden sonra ortaya çıkan beklenmedik bir miras, sadece ailevi değil, toplumsal bağlamda da insanın geçmişindeki gölgelerden kolayca kurtulamayacağını gösterir.

Benliğimiz ve ötekilerimiz hakkında bir yüzleşme anlatısı olan Randevu, değişimin eşiğindeki bir kadının bilinç akışı…

“Ulusal kimlik ile cinsel kimliğin düğümü kara mizahla çözülüyor.” –The Guardian

“Tıpkı Çıplak Şölen gibi karanlık ve göz kamaştırıcı. Ayrıca büyüleyici bir güzelliği var.” –Ian McEwan


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺77,90

“Sade’ın unutulmuş başyapıtı… yazarın edebi gelişimindeki önemli bir dönüm noktası.” –Marco Menin

Sıradışı hayatı ve sivri fikirleriyle ünlü Marquis de Sade’ın, edebiyatının şekillenmesinde önemli rol oynayan, Sodom’un 120 Günü gibi Bastille Hapishanesi’nde mahkûmken kaleme aldığı eseri Aline ve Valcour 1795’te basıldığında yazarın kendi ismiyle yayımladığı ilk kitaplardan biri olmuştu.

Aline ve Valcour isimli iki âşığın bir türlü kavuşamayıp birbirlerini teğet geçen maceraları sırasında mektuplaşmaları üzerinden ilerleyen hikâyede karakterlerin ütopik Tamoe Adası ile onun antitezi olan kötülük, barbarlık ve eşitsizliğin kol gezdiği Batua ülkesinde yaşadıkları anlatılmaktadır. Bu karakterler ve çıktıkları seyahatler üzerinden Sade iyilik, insani değerler ve eşitlik üzerine düşüncelerini sunarken Fransız adalet sistemini de eleştirmektedir.

“Aline ve Valcour, Sade denen bulmacanın eksik parçası ve Fransız edebiyatının kilit metinlerinden biri.” –Steven Moore

“Aline ve Valcour, Marquis de Sade okurlarının Sade hakkında bildikleri, duydukları ve okudukları her şeyi baştan düşünmelerini sağlayacak bir kitap.” –Alyson Waters

“Aline ve Valcour her şeyiyle Devrim dönemine ait bir eser, bu da onun çekiciliğini katbekat artırıyor.” –Prof. Nicholas Birns


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1128
Ağırlık : 1128
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺287,00

Alternatif manganın çığır açan isimlerinden Usamaru Furuya’nın uyarladığı İnsanlığımı Yitirirken, Dazai’nin özgün eserinin yaklaşık yetmiş sene sonrasında geçiyor. Günümüz Tokyo’sunda hayat bulan Dazai’nin öyküsü, Japonya’nın kuzeyindeki varlıklı bir aileden gelen genç bir adamın hayatını anlatıyor.

Üç ciltten oluşan bu kült seride, manga dünyasının aykırı sanatçısı Usamaru Furuya, hem bir anlatıcı hem de bir karakter olarak hayatı çok tanıdık gelen bir adamın, Yozo Oba’nın hatıratlarına rastlar. Oba’nın hatıratlarında aşina bir hisse, yoğun bir yabancılaşma duygusuna kapılır. Yozo Oba, gerçek benliğini başkalarına göstermekten aciz biridir. Zayıf yaradılışının yanı sıra bir akrabası tarafından uğradığı kötü muameleden kalan travması, onu lise yıllarından itibaren bir soytarılık maskesi altında yaşamak zorunda bırakır.

Özgün romandaki gibi “hatırat” olarak adlandırılan üç bölümden oluşan seri, Oba’nın gençlik yıllarından yirmili yaşlarının sonuna kadarki hayatını anlatıyor. Bu eşsiz manga, her cildin başında ortaya çıkan sanatçı Furuya’nın kendisi tarafından anlatılıyor. Peki Furuya bu gizli hatıratları okurken akıl sağlığını koruyabilecek midir? Yoksa Oba’nın kasvetli yaşamının girdapları arasında kaybolup gidecek midir?

Yetişkin okurlara tavsiye olunur.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 608
Ağırlık : 608
En / Boy : 12,8 / 18,2
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺221,40

Alternatif manganın çığır açan isimlerinden Usamaru Furuya’nın uyarladığı İnsanlığımı Yitirirken, Dazai’nin özgün eserinin yaklaşık yetmiş sene sonrasında geçiyor. Günümüz Tokyo’sunda hayat bulan Dazai’nin öyküsü, Japonya’nın kuzeyindeki varlıklı bir aileden gelen genç bir adamın hayatını anlatıyor.

Neden bu kadar uzağa gittim?

Sevdiği kadınla evlenen Yozo, mutlu bir hayat sürmeye başlar. Ancak kısa süre sonra başına büyük bir talihsizlik gelecektir. Saçları bembeyaz olan Yozo’nun gündelik hayatı tam tersi bir karanlığa boyanmıştır. Bir yaprak gibi düşen Yozo’ya elini uzatan şey ise “Uyuşturucu” denilen o yasak meyvedir...

Yetişkin okurlara tavsiye olunur.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 12,8 / 18,2
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

Alternatif manganın çığır açan isimlerinden Usamaru Furuya’nın uyarladığı İnsanlığımı Yitirirken, Dazai’nin özgün eserinin yaklaşık yetmiş sene sonrasında geçiyor. Günümüz Tokyo’sunda hayat bulan Dazai’nin öyküsü, Japonya’nın kuzeyindeki varlıklı bir aileden gelen genç bir adamın hayatını anlatıyor.

Hayatta olmak ne ifade ediyor?

Yozo’nun sevdiği ilk kadınla çıktığı yolculuk aşk intiharıyla sonlanmıştır. “Para”, “Toplum”, “Diğer İnsanlar”... Tutunabileceği hiçbir şeyin olmadığı derin bir karanlığın içindeki Yozo’nun sonunda ulaştığı şey, yine bir “Kadın”a sığınmaktır.

Yetişkin okurlara tavsiye olunur.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 12,8 / 18,2
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

Alternatif manganın çığır açan isimlerinden Usamaru Furuya’nın uyarladığı İnsanlığımı Yitirirken, Dazai’nin özgün eserinin yaklaşık yetmiş sene sonrasında geçiyor. Günümüz Tokyo’sunda hayat bulan Dazai’nin öyküsü, Japonya’nın kuzeyindeki varlıklı bir aileden gelen genç bir adamın hayatını anlatıyor.

Neden insanları gerektiği gibi sevemiyorum?

Varlıklı ve hiçbir sıkıntı yaşamayan bir ailede dünyaya gelen Oba, büyüdüğünde de herkes tarafından sevilen yakışıklı bir genç olur. Yalnız o soytarı maskesinin altında, amaçsız ve sürüklendiği gibi yaşayan nihilist bir ifade saklıdır. Bu çocuk aslında nasıl bir hayat sürdürmektedir?

Yetişkin okurlara tavsiye olunur.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 12,8 / 18,2
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

BEN ODYSSEUS’UN KARISI OLDUĞUMDAN DAHA UZUN ZAMANDIR İTHAKA KRALİÇESİ’YİM.

Odysseus’un yitik, yalnız adası İthaka keskin zekâsıyla nam salmış kralının yokluğunda kıymete binmişti. Sarayın salonu tıka basa doluydu; yiğit yahut zengin talipler, hizmetçiler ve de insan kılığına bürünmüş tanrılar. Bir de iffetli kraliçe ve babasının yerini doldurmaya çabalayan bir oğul: Penelopeia ile Telemakhos.

Her gününü arsız taliplerini oyalamak, gönüllerini hoş tutmakla, bitirmeye niyetlenmediği bir kefeni dokumakla geçiren Penelopeia'nın krallığı yönetmesi, oğlu Telemakhos’u beladan uzak tutması ve bunlar yetmezmiş gibi bir de yeni ortaya çıkan korsan yağmacılara karşı güvenliği sağlaması gerekiyordu. Güvenebileceği birkaç kadın haricinde tek başınaydı, güçsüzdü ama en az Odysseus kadar akıllı ve kurnazdı da; destanlar onun bu yönünden pek bahsetmez.

Ödüllü yazar Claire North, Penelopeia'nın Şarkıları üçlemesinin ilk kitabı İthaka’da Kral Odysseus’un şanının gölgesinde bırakılmış İthaka Adası’nı, sarayda çevrilen dolapları ve hepsinden önemlisi bunca zamandır hakkı yeterince teslim edilmemiş becerikli Penelopeia’yı hem insanların hem de tanrıların gözünden, gerçek ve yalın hâliyle anlatıyor.

“İthaka, Yunan mitolojisine casus hizmetçiler, düzenbaz tüccarlar ve kurnaz bir kraliçe ile farklı ve yeni bir bakış sunuyor.” –Kirkus

“Claire North, tanrıçalardan kraliçelere ve köle kadınlara kadar uzanan bir dizi mitolojik karaktere incelikle hayat veriyor.”

–Jennifer Saint


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 376
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺155,80

İlk öykü toplamı Hammurabi’yle 2020’de KKTC’nin en çok okunan yazarları arasına giren Ahmet Şimşek, Ada’dan üfürdüğü yeni öykülerini Midas’ta topluyor. Sıcağın kavurduğu sokaklardan, hamamdan, hırdavatçı dükkânından, karakoldan, yüz caretta caretta yumurtalı bir sahilden; barışık halkları ikiye bölen sınırın kuzeyinden sesleniyor okura. Hem nahif hem sert, kalemini daha sağlam tutuyor; yalnızca çocukluk ve ilkgençlikte yaşanan tecrübelere, özlemle olgunlaşan hatıralara, zulme uğrayan göçmenlere, kabuğundan çıkmayı bekleyenlere, sınır kanunlarıyla ayrılan ailelere dair dünden, bugünden, “biz”den hikâyeler anlatıyor.

Bilge Karasu, kendimizden olmayanın, kendimiz gibi olmayanın bakışını kendi gözümüzden silip atmadıkça, kendimize kendi gözlerimizle bakmadıkça kurtulmamız şöyle dursun, kendimizi tanıyamayacağımızı yazdı. Şimşek’in öyküleri, kendine kendi gözleriyle bakanlara selam veriyor.

“Kafesinin kapısını kapatıyorum, demire asma kilidi vuruyorum ve kereste fabrikasından bozma bu evleri, seni geride bırakıyorum, komşu. Caddede gri giyinmişler var, bu insanlar gündüzleri bizim komşularımız. Ama gece çökerken hep olduğu gibi, gizlenmeliyim, diye düşünüyorum. Çocukluğumun sonu ve öfkem yalınayak.”


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺59,04

Bağlılık serisi, ikinci kitabı Yok Eden Ateş’le devam ediyor.

Akım keşfedilene kadar ışık hızından daha hızlı yolculuk etmek, fizik kurallarına göre mümkün değildi. Akım’dan sonra ise insanlık onu kullanarak birbirlerine milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki farklı yıldız sistemlerine yerleşmeye başladı ve artık bin yıllık olan imparatorlukları Bağlılık’ı kurdu. İmparatorluğun ayakta kalabilmesi için de bağlantıyı sağlayan Akım nehirleri şarttı; bu sayede hem birbirlerine ihtiyaç duyuyor, hem sistemlerarası savaş engelleniyor hem de imparatorun tek güç sahibi olarak kalması sağlanıyordu.

Ancak Akım nehirleri yok olmak üzereydi ve imparatorluk çöküşün eşiğindeydi. Varlıklarını sürdürebilmek için yıldızlararası seyahate ihtiyaç duyan gezegenlerdeki insan yaşamı artık tehlike altındaydı. Dahası yıkımın vereceği zararı azaltmak için elinden geleni yapan İmparator Grayland bir yandan da imparatorluğun güce susamış soylularıyla mücadele etmek zorundaydı. Öyle ki yaklaşan savaş sadece uzay gemilerinde ya da savaş meydanlarında değil, aynı zamanda saray koridorlarında da patlak verecekti. İnsanlık, kendi yaktığı ateşin tadına bakacaktı.

“John Scalzi çağımızın en çok eğlendiren bilimkurgu yazarı.” –Joe Hill

“Serinin ikinci kitabı, okurların ilgisini daha da çekecek.” –Publishers Weekly


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺155,80

Çağdaş Amerikan edebiyatının yeni sesi Kali Fajardo-Anstine güçlü ve derin kadın karakterlerle dokunmuş, hayatta kalma mücadelesini yansıtan hikâyeler örüyor.  Öykülerini topladığı ve pek çok ödül alan çıkış kitabı Sabrina ve Corina’da Colorado’da yaşayan Latin kadınların deneyimlerine odaklanıyor. Bu kadınlar yaşamlarını biçimlendirdikleri gibi yaşadıkları toprağı da şekillendiriyorlar: Dikkatlice, zarafetle ve sessiz bir güçle.

“Şeker Bebekler” öyküsünde kültürel miras toprağın içinde gizli kalıyor ancak araziye dair anlaşmazlıklar sırasında ortaya çıkıyor. “Daha Batıya mı Gitsek?” bir seks işçisi ve kızının atalarından kalma evlerini terk edip Kaliforniya’da karşılarında düşmanca bir şehir bulmalarını anlatıyor. Kitaba adını veren “Sabrina ve Corina” öyküsünde ise kadınlara yönelik şiddet döngüsünün içine düşmüş bir aile ancak belli alışkanlıklar çerçevesinde bir araya gelebiliyor.

Kali Fajardo-Anstine’nin kendi deneyimlerinden ilham alarak yazdığı bu kitap, farklı arka planlardan gelen kadınların gücünü gözler önüne seriyor.

“Ateşli ve esaslı öyküler...” –The New York Times

“Muhteşem bir öykü derlemesi.” –Joy Williams


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,00

Kanadalı yazar Camilla Grudova’nın Britanya Fantazi Ödülleri’nde En İyi Öykü kategorisinde aday gösterilen ve Shirley Jackson Ödülleri’nde En İyi Uzun Öykü Ödülü’ne layık görülen “Balmumu” öyküsünün de yer aldığı Bez Bebek Alfabesi başlıklı ilk öykü kitabı, Kafka, Angela Carter ve Margaret Atwood gibi isimlerden edebi izler taşıyan, cüretkâr, masalsı ve karanlık bir derleme.

Dikiş makinesini takıntı hâline getiren iki çocuk, distopik bir ülkede Adamı olmadan hayatta kalmaya çalışan bir kadın, eşyalarının kaybolacağından endişelenerek sahip olduğu her şeyi konservelere doldurmaya karar veren bir baron, geceleri kurda dönüşen bir anne, ölülerin arasında yaşamaya karar veren bir adam, garip tutkuları olan örümcek ve insan karışımı bir mahluk ve daha birçok tuhaf, tekinsiz, gerçeküstü kahraman…

Oyuncu bir zekânın ürünü olan Bez Bebek Alfabesi, tuhaf ve doğaüstü unsurların gündelik hayatın parçalarına dönüştüğü büyülü gerçekçi bir edebiyat cevheri.

“Onu en özel kılan ayrıntıların ne olduğuna bakacak olursak Bez Bebek Alfabesi’nin sadece onda şahit olduğumuz, başka hiçbir yerde karşılaşmadığımız bir dünya kurduğunu görürüz; bu dünyanın meğer ele geçirilmeyi beklediğini, bunca zaman sizi kendine esir etmek için orada öylece durduğunu sonradan fark ederiz.” –Sheila Heti

“Güzellikle groteskin enfes çarpışmasıyla dolu ve müphem bir nüktedanlıkla kaplı bu dünyayı bez bebeğin gözlerinden merakla izlemek büyük bir zevk.” –Helen Oyeyemi


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40

Seanan McGuire’ın Ters Çocuklar serisinin ikinci kitabı Sopalar ve Kemikler okurları Jack ve Jill’in vampirler, kurtadamlar ve deli biliminsanlarıyla dolu dünyası Bozkırlara götürüyor.

Jacqueline annesinin ideal kızıydı; kibardı, sessizdi ve her zaman bir prenses gibi giyinirdi. Jillian babasının ideal kızıydı; maceracı, heyecan arayan ve biraz da oğlan çocuğu gibi.

Jacqueline ve Jillian yetişkinlere güvenilmeyeceğini öğrendiklerinde beş yaşındaydılar. Büyükannelerinin sandığının içinde beliren merdivenden indiklerinde ise on iki. İndikleri merdiven onları Boğulmuş Tanrı’nın, şatoda yaşayan ve halkın delice korktuğu Efendi’nin ve ölüleri dirilten bir biliminsanının dünyasına götürdüğünde yolları ayrılacaktı. Hem kendilerinin hem de Bozkırlardaki birçok insanın kaderi ise Jack ve Jill’in yapacağı seçimlere bağlı olacaktı.

Sopalar ve Kemikler, tıpkı Her Kalp Bir Eşik gibi, başka dünyaların büyülü ışığını yansıtıyor.

“Spekülatif kurgu okurlarının aradığı her şey burada: fantastik dünyalar, zengin karakterler ve duygu dolu bir hikâye.” –Library Journal

“Bu peri masalı, insanın hayatını sonsuza dek değiştirebilecek seçimler, kaybedilen masumiyet ve sevmek ile sevilmenin ne demek olduğu hakkında.” –Publishers Weekly

“Bir sonraki sayfaya geçmek için yerinizde duramayacağınız karanlık bir peri masalı.” –Locus


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺86,10

Seanan McGuire’ın Ters Çocuklar serisinin Hugo, Nebula ve Locus En İyi Novella ödüllerine layık görülen ilk kitabı Her Kalp Bir Eşik okuru birbirinden tuhaf dünyalara davet ediyor.

Çocuklar uygun koşullar altında her zaman ortadan kaybolmuşlardır; bir yatağın altındaki ya da bir gardırobun arkasındaki gölgelerin içinden kayarak, tavşan deliklerinden aşağı yuvarlanarak ve eski kuyulara girerek başka dünyalarda ortaya çıkarlar.

Eleanor West, bir kapı bulup başka dünyalara giden ve kendi dünyalarına döndükten sonra topluma uyum sağlayamayan çocuklar için bir okul kurmuştu. Çocuklar burada gittikleri dünyalara göre sınıflandırılıyor, eğitimler alıyor, sosyalleşiyor ve onları başka dünyaya götüren kapılarının tekrar açılmasını bekliyorlardı. Nancy de Ölüler Diyarından dönmüştü ve bildiği dünya onun için anlamını yitirmişti. Ailesi ise çareyi Eleanor West’in Ters Çocuklar Evi’nde bulmuştu. Nancy okula geldikten kısa süre sonra öğrenciler teker teker ölmeye başlayınca tüm gözler Nancy’nin üzerine çevrilecekti. Nancy ve garip arkadaş grubunun tek çaresiyse katili bulmaktı.

Her Kalp Bir Eşik, adresini kaybettiğimiz evlerin yolunu tarif eden, büyüleyici bir hikâye.

“Şahane bir öykü. Bazen fena, bazen öfkeli ve her daim heyecan verici.” –Cory Doctorow 

“Lewis Carroll ve C. S. Lewis’in klasikleriyle aynı rafta yer almayı hak eden değerli bir kitap.” –NPR

“Okuduğum en benzersiz hikâyelerden biri.” –V. E. Schwab


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 12,5 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

 Bir seri katilin hikâyesi bu. İntikamın. Ölümün. Sıradan bir sokağın sonundaki sıradan bir evin.

Gerçekler ile yalanlar birbirine karışmış durumda.

Yoksa sokağın sonundaki evde neler döndüğünü tahmin edebilir miyiz? Buna benzer o kadar çok kitap okuduk ki… İşte yanıldığımız nokta!

Evet. Sokağın sonundaki evde bir şeyler saklı ve ne olduğuna dair hiçbir fikrimiz yok!

Britanya Fantazi Ödülleri’nde En İyi Korku Romanı seçilen, Esquire’a göre tüm zamanların en iyi 25 korku romanından ve Goodreads okurlarına göre de yılın en iyi korku kitaplarından biri olan Sokağın Sonundaki Ev, son yıllarda yıldızlaşan yeni korku kraliçesi Catriona Ward’un en çok ses getiren eserlerinden biri. 

“Akıllara durgunluk verici sırlarını sonuna kadar gizleyen bir roman.” –Stephen King

“Karanlık edebiyatın yeni yüzü.” –Sarah Pinborough

“Son yıllarda bir şeylere cüret edip de sonuna kadar üstesinden gelebilen başka bir romana daha rastlamadım.” –A. J. Finn

“Bir gerilim başyapıtı.” –Joe Hill

“Bu övgüyü okumayı bırakıp lanet olası kitabı okumaya başlayın!” –Paul Tremblay


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 368
Ağırlık : 368
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,00

Ardı arkası kesilmeyen savaşların ağırlığı altında zayıf düşen, uğruna dövüştükleri imparatorluğun kanun kaçağı ilan ettiği ve deli bir peygamberin istilaya hazırlandığı bir kıtada yapayalnız kalan Tekkol’un Ordusu… Arkasında karanlık güçlerin ve gizli ellerin desteğiyle durdurulamaz bir şekilde Genabackis kıtasını işgale gelen Pannion Domin İmparatorluğu, karşısında zorlu bir rakip bulmayı beklemiyordu ancak Tekkol’un Ordusu’nun, eski düşmanları Darujhistan şehri, Anomander Rake ve Caladan Brood ile ittifaka girdiğinden habersizdi. Herkesin kendi çıkarını gözettiği bir savaşta, ihanet de kaçınılmaz bir sonuç olacaktı.

Genabackis kıtasında süregiden tek çatışma bu değildi. İki tarafın da kendini galip sayamadığı, yüz binlerce yıldır devam eden bir savaş daha vardı. Bu gaye uğruna faniliklerinden vazgeçip namevt savaşçılara dönüşen T’lan Imasslar, Genabackis kıtasında toplanıyorlardı. Ve bu seferki düşmanları her zamankinden daha zorlu olacaktı.

Tanrıların oyununa yepyeni bir oyuncu katılmak için can atıyordu. Zincirlenmiş Tanrı oyundaki ilk hamlelerini yapmaya hazırlanırken, karşısında diğer tanrıları bulacaktı. Ancak Zincirlenmiş Tanrı’nın hesaba katmadığı bir şey vardı: Artık bu oyuna faniler de dahil olmuştu.

“Malazan Yitikler Kitabı serisini ağzım bir karış açık okudum.” –Glen Cook

“Erikson, epik fantazi yazarları arasında en tepedekilerden biri.” –Publishers Weekly


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 380
Ağırlık : 380
En / Boy : 14 / 23
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺469,04

Aristokrat bir Osmanlı ailesinin kızı, Osmanlı Devleti'nin son, Cumhuriyet’in ilk yıllarının en önemli kadın gazetecilerinden biri...

Romanları beğenilip birçok yabancı dile çevrilen bir Türk yazarı ve dillere destan Fosforlu Cevriye’nin yaratıcısı...

Nâzım Hikmet’in ilk aşkı, Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Reşat Fuat Baraner’in eşi, kendisi de parti içinde faal bir militan, birkaç kere evlenmiş, güzel ve “çapkın” bir kadın…

Aristokrat, romancı, gazeteci, aktivist, militan…

Bunlardan daha çok hangisiydi Suat Derviş?

Yoksa bu kimliklerin hepsini birden benliğinde eritmeyi başarmış mıydı?

Son Osmanlı aydınlarından, hümanist Suat Derviş, Cumhuriyet’ten sonra, ideallerini ancak solda gerçekleştireceğine inanmış bir kadındı. Ancak hiçbir ideolojiye, hiçbir akıma, hiçbir sınıfa tamamıyla hapsolmayı kabul etmeyecek kadar bağımsız ve bunun bedelini sonuna kadar ödemeyi göze alacak kadar da cesurdu.

Bu kitap, onun hikâyesi.


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 384
Ağırlık : 384
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺128,74
Yeni Güneş Kitabı 4

“Günümüzün kesinlikle en iyi, en özgün yazarlarından. Eserleri benzersiz, hipnotize edici, hiçbir şeyle kıyaslayamamak korkutucu.” –Harlan Ellison

John W. Campbell En İyi Bilimkurgu Romanı Ödülü / Prix Apollo

Sizin İçin Tüm Vaatlerimi Yerine Getirdim Mi?”

Bilimkurgunun Melville’i olarak bilinen Gene Wolfe, spekülatif edebiyatın sınırlarını zorlayan, fantaziden bilim ve bilimden de fantazi çıkarmayı başaran, türün her alanında eşit muazzamlıkta eserler veren ender yazarlardan biri. Wolfe’un dilin ve türün imkânlarını sonuna kadar kullandığı, bilimkurgunun Ulysses’i olarak da anılan Yeni Güneş Kitabı dörtlemesinin son cildi Özerkin Hisarı başladığı yerde bitiriyor yolculuğu.

Günümüzden yüz binlerce yıl sonrası. Ancak öyle bir gelecek ki geçmişten farkı yok. Bugüne ait kültür ve olaylar artık bir anı bile değil. Gezegen, beklenmedik ve gizemli biçimlerde değişimler geçirmiş. Güneş’in ömrünün sonu gelmiş, sönmekte.

Severian bir zamanlar işkenceciydi, ardından liktor görevini üstlendi, şimdiyse yazgısındaki asıl mertebeye erişmek üzere. Ama önce ölü bir askeri diriltmeye çalışacak, ateşler içinde hasta yatacak, daha sonraysa dinleyeceği dört hikâyenin en iyisini seçecek.

Dörtlemenin son kitabında, Severian kadim bir nesneyi asıl sahiplerine teslim edecek, büyük bir savaşın içinde bulacak kendini, Harçâlem’in Özerki ile tanışacak en nihayetinde ve zamanın ötesindeki yeşil adam ile karşılaşacak bir kere daha. İnsanlığın yıldızlara tekrar erişip erişmemesi onun elinde artık. Güneş ise bir gün ölecek elbette. Peki, Yeni Güneş doğacak mı yine?

Özerkin Hisarı, tek bedende birden fazla ömrün kitabı. 


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺122,18

Hem edebiyata hem de felsefeye büyük katkılar sağlayan, başta Cesur Yeni Dünya, Algı Kapıları ve Ada olmak üzere yazdığı elli kadar kitapla yalnızca çağını değil çağdaşlarını da derinden etkileyen, döneminin en ünlü entelektüellerinden İngiliz yazar Aldous Huxley, yedi kez de Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. Huxley’nin hem hikâye anlatıcılığındaki hem de araştırmacılığındaki ustalığını gözler önüne serdiği Loudun Şeytanları ise “kurgudışı roman” olarak kabul ediliyor.

Gerçek olaylara dayanan ve bir roman gibi kaleme alınan kitapta, 17. yüzyılda Fransa’nın Loudun kentindeki Ursulin rahibelerinin şeytan tarafından ele geçirilmelerine sebep olmakla suçlanan Rahip Urbain Grandier’nin tüyler ürpertici hikâyesi anlatılırken, Hıristiyanlık, mistisizm ve şeytan çıkarma gibi konularda da tarihsel öneme sahip anekdotlar aktarılıyor.

1971’de Ken Russell tarafından sinemaya da uyarlanan Loudun Şeytanları, eleştirel ve felsefi yönü ağır basan, kendine has bir kitap.

“Hem bir yazar hem de bir düşünür olarak Huxley’nin imza attığı en iyi kitaplardan biri.”  –The Guardian

“Loudun Şeytanları’nda kariyerinin zirvesinde olan Huxley, kahraman yaratmaktaki çarpıcı yeteneğini ve tarihe karışan dönemlerin gerçek havasını canlandırmaktaki becerisini ortaya koyuyor.”  –The New York Times


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 416
Ağırlık : 416
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺180,40

“Bir dehanın berraklığı ve ihtişamıyla yazılan bu eser, yepyeni bir dünya görüşünü, tutarlı materyalizmi ve sosyal yaşamı ana hatlarıyla ortaya koyuyor.” –Vladimir Lenin

İlk olarak 1848 yılında Avrupa’daki devrimler öncesinde yayımlanan Komünist Manifesto, Marx ve Engels tarafından hararetli entelektüel paylaşımlar neticesinde geliştirilmiş tutarlı ve öngörülü fikriyatın bir sonucu. Tarihsel materyalizmin prensiplerini formüle eden eser, işgücünün zenginlik getireceğini ve bu sebepten de kapitalizmin sömürücü ve özgürlüğe karşı ahlak dışı bir yaklaşım olduğunu öne sürüyor.

Elinizdeki edisyonda, Komünist Manifesto’nun yanı sıra, sonraki tarihlerde çeşitli dillerde yapılan baskılara Marx ve Engels tarafından yazılan önsözleri, çağımızın önde gelen Marksist yazarlarından Tariq Ali’nin sunumunu ve aktivist yazar Michael Roberts’ın eleştirel makalesini de bulacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺36,08

“En korkusuzumuz bile bazen korkabilir, korkunun bildiğimiz tek şey olmasına izin vermediğimiz sürece her şey yolunda.”

Kırk yaşındaki Linus Baker sakin, tekdüze bir yaşam sürmektedir: Büyülü Gençlerden Sorumlu İdari Birim’de sosyal hizmet görevlisi olarak çalışmaktadır ve görevi gereği sıklıkla yetimhaneleri ziyaret edip bu yerlerdeki alışılmışın dışında yeteneklere sahip çocukları denetlemektedir. Günün birinde Aşırı Üst Yönetim’den aldığı gizli bir görevle hayatının değişeceğindense haberi bile yoktur.

Linus gizli görevi doğrultusunda göz kamaştıran masmavi okyanusun ortasındaki Marsyas Adası’na geldiğinde bugüne kadar eşi benzerini görmediği tuhaf şeylerle karşılaşacaktır: Yetimhanenin sakinleri bir gnome, bir peri, bir wyvern, tanımlanamayan yeşil bir topak, bir Pomerian-insan ve Deccal’in ta kendisidir.

Üstelik adanın sakladığı tek sır bu olağanüstü çocuklar değildir. Yetimhane müdürü karizmatik ve cana yakın Arthur Parnassus’un da sıradan bir adam olmadığı yavaş yavaş açığa çıkacaktır. Arthur ile Linus birbirleriyle yakınlaştıkça Linus zor bir karar vermek zorunda kalacaktır: Ya bir yuvayı yıkmalı ya da dünyanın yanışını izlemelidir.

Kâh güldüren kâh duygulandıran anlatımıyla Gök Mavisi Denizdeki Ev, hiç beklemediği yerde ilginç bir aile bulan bir adamın iç ısıtan öyküsünü ele alıyor ve okuru fark ettirmeden rengârenk dünyasının içine çekiveriyor.

“Cıvıl cıvıl ve eğlenceli bir modern fantazi eseri.” –Kirkus


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 400
Ağırlık : 400
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺139,40

“Bir çocuğun annesine inanmaması mümkün mü? Annesinin onda gördüğünden fazlasını bulması mesela kendinde? Büyüdüğünde bile üstelik? Mümkün mü?”
 
Bir tekerlek gibi çamura saplanmış düşüncelere, sonunda hep birbirine benzeyen ilişkilere ayna tutuyor Nankör’deki öyküler. Karakterlerin çevresindeki karanlığı, içlerindeki çıkışsızlığı hissetmemek, o girdaba direnmek okur için de hiç kolay olmayacak üstelik.


Ruh ikliminin vahşi coğrafyalarında –gece inen kâbuslara rağmen– büyümek ve büyütmek için çırpınan annelere ithaf edilmiş çarpıcı bir ilk kitap.


“Kalemi hâlâ elinde; onunla masanın üzerine bir çember karalayacak yavaşça. Bir çember, onun izinde bir tane daha, sonra başkaları. Kalemin ucu masanın üzerinde hızla dönüyor şimdi; halkalar muntazam mı değil mi artık kimin umurunda? Saplandığı çamurda boşuna çırpınan bir tekerlek sanki bu çizdiği. Çırpındıkça çırpınan lakin hiçbir yere varamayan, hiçbir yere gidemeyen bu tekerlek, çakıldığı batağın içinde döndükçe dönüyor. Kadın ağladıkça ağlıyor. Derken kalemi hiddetle kaldırdı. Kaldırıp tekerleğin tam ortasına öfkeyle sapladı. Kalemin ucu kırılıyor. Tekerlek durdu.”

 


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺49,20

Yasemin, Ali ve Eren; istedikleri gibi bir hayata başlamak umuduyla yeni bir şehre, Berlin’e tutunan üç arkadaş. İstanbul’u arkalarında bıraksalar da, kendilerini sanki hep ona aitmiş gibi hissettikleri “sarı binanın üçüncü katındaki loş evde”, İstanbul’un “yaşattıkları” da onlarla birlikte. Barbaros Altuğ, kalemin politik gücünü, dostluğun iyileştirici gücüyle harmanlayarak kuruyor romanını. biz burada iyiyiz, bir kaçış –ve elbette sığınış– hikâyesi.

“Köprünün girişinde polisin kurduğu barikat dayanamamıştı; bazısı ev terlikleriyle sokağa fırlayan insanlara yolda yenileri katılmış, uzaktan bakıldığında hepsi tek bir büyük kütle olarak görünen, oysa her biri o âna kadar birbirinin belki farkında bile olmadan, bambaşka hayatlar süren insanlar sabahın karanlığında köprünün üzerinden hep beraber yürüyerek Taksim’e ulaşmaya çalışıyorlardı. Deniz gördüklerini anlatırken gözlerimiz yaşarıyor, bunu çaktırmamak için gözlerimizi kaçırıyor, yutkunarak kendimizi tutmaya çalışıyorduk. O anlattıkça gözlerimiz dolmaya devam etti. Bir süre sonra kimse kendiliğinden akan yaşları umursamaz oldu; birbirimizi görmüyor gibi davransak da hepimiz ağlıyorduk. Yalnız değildik; burada, bu parkta bizi yalnızlaştırmaya, itmeye, yok etmeye çalışanlara direnirken sesimizi duyan, bizi anlayanlar vardı işte. O zaman bunun yeteceğini düşünüyorduk demek.”


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺53,30

Bu hikâyeyi bildiğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Genç bir kraliçe var, evlenmek üzere. İyi kalpli, cesur, güçlü kuvvetli cüceler, dikenlere gömülü bir şato, bir de prenses var. Prenses bir cadı tarafından lanetlenmiş, rivayet o ki sonsuza dek uyuyacak.

Ama bu hikâyede sadık atının üstünde dörtnala gelecek asil bir prens ummasın kimse. Beklenmedik yollara sapan, parlayıp ışıldayan kara büyü ipliklerinden örülmüş bir masal bu. Ve bir prensesin kurtarılması gerekiyorsa, kahraman bir kraliçe de olabilir.

Chris Riddell’ın resimlendirdiği bu öyküde Neil Gaiman, Pamuk Prenses ve Uyuyan Güzel masallarına yepyeni bir bakış açısı getiriyor.

Locus En İyi Uzun Öykü Kazananı

Kate Greenaway Medal Kazananı


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 72
Ağırlık : 72
En / Boy : 16,5 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

Zihinle bakıyor aşk, bakmıyor gözleriyle; Zaten Kanatlı Kupid hep kördür resimlerde.
Bir nebze olsun akıl yoktur zihninde aşkın, Kanatları ve körlük, simgesi pürtelaşın.
Aşk çocuktur derler ya, sebebi budur işte; Pek sık yanlışa düşer yaptığı seçimlerde.

Theseus ile Hippolyta’nın düğün günü yaklaşmaktadır. Atinalı bir soylu olan Egeus, yanında kızı Hermia ve iki genç adam, Demetrios ve Lysandros’la Theseus’un sarayına gelir. Egeus, Hermia’nın Demetrios ile evlenmesini istemektedir. Hermia ise Lysandros’la kaçıp evlenmeyi planlar. Bir zamanlar Demetrios ile nişanlı olan Helena, ona bu kaçış planını haber verir. Demetrios, Hermia ile sevgilisinin ardından ormana gider; Helena da onu takip eder. Âşıkların gittiği orman, Periler Kralı Oberon ile Periler Ecesi Titania arasındaki çatışmaya sahne olmaktadır. Theseus’un düğününde bir oyun sergilemek isteyen Atinalı zanaatkârlar grubu da prova yapmak üzere aynı ormandadır.

1595 dolayında kaleme alındığı tahmin edilen Yazdönümü Gecesi Rüyası, Shakespeare’in en sık sahnelenen oyunlarından biri.

Yiğit Yavuz’un çevirisiyle.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺32,80

J. R. R. Tolkien, Orta Dünya’nın İkinci Çağı için “karanlık bir çağdır” demiştir. Silmarillion başta olmak üzere Bitmemiş Öyküler ve Christopher Tolkien’in on iki ciltlik Orta Dünya Tarihi’nde detaylandırılan bu dönemin kırılma noktası sayılan “Númenor’un Düşüşü” ise ilk kez tek bir ciltte toplanıyor ve okurlara Númenor özelinde yeni bir tarihçe sunuyor. 

Morgoth’un yenilgiye uğratılmasında Valar’a ve elflere yardım etmelerinin ödülü olarak Orta Dünya insanlarına bahşedilen Númenor, zamanla uygarlığın beşiği ve zenginliğin merkezi hâline gelmişti. Halkı bilgelikleri ve yiğitlikleriyle ünlüydü. Ama Manwë’nin bir şartı vardı, Númenórlular Valar’la Eldar’ın ölümsüzlüğüne imrenerek Kutlu Diyarları aramaya çıkamazlardı. Ne var ki Númenórluların güçleri arttıkça ölüm korkusu onları sarmaladı, açgözlülükleri ve kibirleri Sauron’un fısıltıları eşliğinde yüreklerini kararttı ve böylece Númenor’un düşüşünün tohumları da atılmış oldu.

Üç bin küsur senelik bu çalkantılı tarih Güç Yüzükleri’nin dövülmesinden Barad-dûr’un inşasına ve Sauron’un yükselişine kadar tüm Orta Dünya’yı etkileyecek olaylara sahne olacaktı.

Númenor’un Düşüşü Orta Dünya’nın tarihini Yüzüklerin Efendisi’nin eklerinde yer alan “Yılların Öyküsü” bölümünün zaman çizelgesine bağlı kalıp Tolkien’in yayımlanmış tüm metinlerinden faydalanarak Alan Lee’nin artık klasikleşen tarzıyla çizdiği illüstrasyonlarıyla birlikte anlatıyor.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 418
Ağırlık : 418
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺143,50

Ve Sinem raflara dönüyor!

Hızlı ve kalburüstü yaşam tarzının yanı sıra yüksek bir özgüvene sahip Sinem, vücut geliştirme takıntılı sevgilisi Alper, evlilik hayalleriyle yaşayan ablası Ebru, ayrılık hayalleriyle yaşayan eniştesi Engin, Engin’in işe yaramaz kardeşi Utku ve onun daha da işe yaramaz arkadaşları… Bir yandan İstanbul’un renkli ve zengin ortamları, diğer yandan iflah olmaz varoşları… Hepsi Ve Sinem çizgi öykülerinde.

“Ve Sinem, ilginç ve başarılı bir çizgi roman, yarın da hatırlanacak. Orta sınıflara, metropole, şimdiki zamana bu kadar yakından bakan yerli bir çalışma konuşulmayı hak ediyor.” –Levent Cantek


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 125
Ağırlık : 125
En / Boy : 21 / 26
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,24

Vatansız, İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde geçen buruk bir aşk ve ölüm hikâyesi... Hitler’i ve Avrupa’yı unutmak için karısı Lotte’yle birlikte Brezilya’ya kaçan Stefan Zweig, bu “geleceğin ülkesi”nde yeni bir hayata başlayabilecek midir gerçekten; yoksa “dünün dünyası”ndan hatıralar, birer birer hayata veda sebebine mi dönüşecektir?

 

Hacı Orman, geniş çaplı bir okuma ve ayrıntılı bir arşiv çalışmasına yaslanarak kaleme aldığı Vatansız’da, odağına Stefan ile Lotte arasında adım adım gelişen duygusal gerilimleri yerleştiriyor. Bunu yaparken de Stefan Zweig’ı farklı bir ışık altında göstermekle kalmıyor, bugüne kadarki Zweig anlatılarında hep ikinci planda bırakılan Lotte’yi bir karakter olarak yeniden yaratıyor.

 

“‘Çok gaddarsın Stefan! O kadar gaddarsın ki’, dedi Lotte, çakılıp kaldığı yerden milim kıpırdamadan, ‘bazen o bıyığını kırpıp…’ Parmaklarını üst dudağına götürerek Hitler bıyığı işareti yaptı, ‘şu kadar küçültesim geliyor!’ Stefan’ın bağırmasını, şiddetli bir tartışmaya tutuşmasını bekledi. Fakat hiçbir şey olmuyordu. Odada sadece tavanda ağır ağır dönen vantilatörün sesi işitiliyordu. Lotte, kocasıyla arasındaki romantik perdenin tamamen yırtıldığını ancak o zaman anladı.”


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,20

ÖLÜ KARISINI DİRİLTMEK İÇİN ÇIKTIĞI YOLCULUK GEÇMİŞİN İZİNİ SÜRÜYOR. ÖYKÜMÜZ, SAWYER’IN ÇOCUKLUĞUNA, İKİSİNİN TANIŞTIĞI GÜNLERE UZANIYOR!

Sawyer çıktığı zorlu yolculukta, malzemelerde bulunan büyüyü kullanarak iblislerle amansız mücadelesine devam ediyor. Rosalie’yi diriltmek için düştüğü yolda büyük bir azimle ilerliyor. Öykümüz Sawyer’ın çocukluk yıllarına geri dönüyor. Yalnız bir çocuk olan Sawyer’a yaşama gücü veren kişi kimdi? Ve sevgili karısı Rosalie ile nasıl tanıştılar? İkisinin zamanı aşan hislerinin kaynağı ortaya çıkıyor.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 11,2 / 17,6
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺44,28

Enrique Vila-Matas metinlerarasılığı kullanan, kurmacanın tabiatını sorgulayan ve gerçekten nevi şahsına münhasır eserleriyle öne çıkan, İspanyol edebiyatının en muzip, en üretken yazarlarından birisi. Yirmiden fazla romanı, pek çok öykü kitabı olan Vila-Matas’ın 2010 yılında yayımlanan, en kişisel eserlerinden sayılabilecek Dublinesk için ise ödüllü yazarın başyapıtı denilebilir.

Yayınevi iflas eden edebiyat yayıncısı Samuel Riba, hiç gitmediği Dublin’de geçen bir rüya görür. Bu rüyanın etkisiyle, James Joyce’un Ulysses’inde Paddy Dignam’ın gömüldüğü mezarlığa üç yazar arkadaşıyla beraber gidip Gutenberg Çağı için gıyaben bir cenaze düzenlemeyi planlar. Bir süredir hayatı bilgisayar başında geçen Riba, bir yandan içkiyi bırakmanın dertleriyle ve sorunlu evliliğiyle boğuşacak, bir yandan da hayatını ele geçiren edebiyatın labirentlerinde yolunu bulmaya çalışacaktır.
Enrique Vila-Matas’ın, hem Beckett ve Joyce’un ruhunu katıp hem kendine ait kılmayı başardığı Dublinesk’i “Edebiyat ölüyor mu?” sorusuna verilen heybetli bir cevap.

“Vila-Matas’ın yazılarının üzerimdeki etkisi muazzamdır. Espri anlayışına, her tür edebiyat hakkında sahip olduğu bilgiye, yazarlara duyduğu şefkate ve edebiyatla ilgili konuları alıp korkusuzca yazılarının bir parçası yapmasına hayranım.”
 –Paul Auster

“Modern İspanyol edebiyatında eşi benzeri olmayan bir yazar. Vila-Matas’ın mükemmelliği tartışılmaz bir gerçek.” 
–Roberto Bolaño


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 264
Ağırlık : 264
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

Hızlı ve kalburüstü yaşam tarzının yanı sıra yüksek bir özgüvene sahip Sinem, vücut geliştirme takıntılı sevgilisi Alper, evlilik hayalleriyle yaşayan ablası Ebru, ayrılık hayalleriyle yaşayan eniştesi Engin, Engin’in işe yaramaz kardeşi Utku ve onun daha da işe yaramaz arkadaşları…  

Bir yanda kahramanlarımızın değişen zamana ayak uydurma çabaları, diğer yanda peşlerini bırakmayan geçmişin izleri… Hepsi ve daha fazlası Ve Sinem çizgi öykülerinin üçüncü cildinde.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 21 / 26
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺131,20

Hızlı ve kalburüstü yaşam tarzının yanı sıra yüksek bir özgüvene sahip Sinem, vücut geliştirme takıntılı sevgilisi Alper, evlilik hayalleriyle yaşayan ablası Ebru, ayrılık hayalleriyle yaşayan eniştesi Engin, Engin’in işe yaramaz kardeşi Utku ve onun daha da işe yaramaz arkadaşları… 

Bir yanda toplumun içinden geçtiği çalkantılı günler, diğer yanda karakterlerimizin kimlik arayışları… Hepsi ve daha fazlası Ve Sinem çizgi öykülerinin ikinci cildinde.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 21 / 26
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺131,20
Tükendi

Set İçeriği;

1. Pandora'nın Kutusu

2. Japon Çocuk Öyküleri

3. Gönül

4. Naomi: Bir Aptalın Aşkı


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 1
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺218,94
Tükendi

Set İçeriği;

1. Raşomon

2. Musaşi Lordu'nun Gizli Yaşamı

3. Rekabet: Bir Geyşanın Öyküsü

4. Galaktik Trenyolu'nda Gece Vakti

5. Üç Köşeli Dünya


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺209,10
1 2 3 ... 14 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı