Çok fazla bilinmez ama Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul, İttifak Devletleri tarafından 4 yıl 10 ay 23 gün boyunca işgal altında kaldı. Mustafa Kemal Paşa, 13 Kasım 1918’de Dolmabahçe önünde demirleyen işgal donanmasını gördüğünde “Geldikleri gibi giderler!” demişti. Geldikleri gibi gittiler de. 16 Mayıs 1919 tarihinde Bandırma gemisi ile yola çıkan azim ve inanç; emperyalizme karşı mücadelesini kazandı, vatanın kurtuluşunu sağladı… 
Dönemin gazeteleri, İstanbul’un kurtuluşu için “470 yıl sonra İstanbul’un Türkler tarafından ikinci kez fethi” başlıklarını atmıştı. 100. Yılında İstanbul’un Kurtuluşu işte o gidişin hikâyesini anlatıyor. 6 Ekim 1923 günü esaretten kurtulan İstanbul’un kurtuluş hikâyesi alanının uzman isimlerin kaleminden, farklı ve bir o kadar da çarpıcı boyutlarıyla ele alınıyor. 
100. Yılında İstanbul’un Kurtuluşu aynı zamanda siyasal ve diplomatik güç mücadelesine, Osmanlı Sarayı’nın politik entrikalarına eğiliyor; sürecin basın, sanat ve edebiyata yansımasına, kadınların mücadelesindeki yerine, Hollywood filmlerini aratmayan istihbarat savaşlarına, ihanet hikâyelerine değiniyor ve pek çok çarpıcı tarihî gerçeği de belgeleriyle ortaya koyuyor.  Eser, İstanbul’un kurtuluşunu farklı yönleriyle, bütünlüklü bakış açısı ve zengin görsel arşiviyle bugüne kadar ele alan tek çalışma olma özelliğini taşıyor...


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 464
Ağırlık : 464
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺425,00

Çıkdum erik dalına anda yidüm üzümi 
Bostan ıssı kakıdı dir ne yirsün kozumı

Sevgiyi, barışı ve erdemi kucaklayan büyük şair Yunus Emre’nin çağlar öncesinden günümüze ulaşan sesini kurgusal bir anlatımla dile getiren Erik Ağacı: Yunus Emre, Anadolu topraklarının hamurunu insan sevgisiyle karan büyük bir gönül felsefecisinin izinden gidiyor.

Yunus Emre’nin “Çıktım Erik Dalına” şiirini odağına alıp onun sembollerini, şiirini ve yüksek felsefesini irdeleyen Erik Ağacı: Yunus Emre, ateşi hiç sönmeyen bir aşkın destansı söyleyişinden esintiler taşıyor.

Erik Ağacı: Yunus Emre bilmek ve söylemek üzerine yazılmış bir eser. Sınırları, duyguları, zamanları bir araya getiriyor ve kökü Anadolu’ya uzanan bilgeliği yorumluyor.

Yüzyıllara ses vermiş, insanlığın evrensel değerlerini, sevgiyi, barışı, kardeşliği bugüne taşıyan Yunus Emre’nin engin dünyasına yelken açmaya hazır mısınız…


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 248
En / Boy : 16 / 22
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺289,00

İstanbul; folkloruyla, edebiyatıyla dünyanın en renkli şehirlerinden biri. Yarattığı kültürel iklimle, sözden dile aktardıklarıyla hep “bir varmış ”la “bir yokmuş ”un arasında konuklarını büyülü bir dünyanın içerisinde misafir eden ayrıcalıklı bir şehir İstanbul.
Gizem Dolu İstanbul Masalları edebiyatın eşsiz gücüyle dünle bugün arasında köprü kuran bir eser. Edebiyatımıza eserleriyle değer katmış 13 isim İstanbul için kendi masallarını kaleme aldı. Ve masallar nefis çizimlerle karşılık buldu.

Bu masallarda; İstanbul’a değer katan insan ilişkilerini, insan-mekân etkileşimini ve gizem dolu yepyeni hikâyelere tanıklık edeceksiniz. Masallar diyarı İstanbul’a, dünün ve bugünün gözüyle bakmak istiyorsanız buyurun… İstanbul’un içinden masallar geçmeye devam ediyor…


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 12,5 / 19
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺289,00

İlk kez halk ezgilerinin çoksesli düzenlemesini yapan, ilk büyük senfonileri, senfonik şiirleri, konçertoları,  oda müziklerini, piyano ve sahne yapıtlarını yazan, hâlâ dillerden düşmeyen Lüküs Hayat opereti ve "Onuncu Yıl Marşı"yla her an aramızda yaşayan bir gizli kahraman Cemal Reşit Rey.

Evin İlyasoğlu, çağdaş Türk müziği alanının en önemli öncüsünü; artık yitip gitmiş konak yaşamıyla, yemekleriyle, sofra adabıyla ve kültür ortamıyla birlikte anlatıyor. Mensup olduğu ailede, Osmanlı’nın son dahiliye nazırlarından babası Ahmet Reşit Bey, büyük dayısı Osman Hamdi Bey gibi önemli kişiler olan Cemal Reşit Rey’in yaşamı, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin bir simgesi ve özgün bir Doğu-Batı sentezidir 
Cemal Reşit Rey: Müzikten İbaret Bir Dünyada Gezintiler güncellenmiş yeni baskısıyla bütün hayatını müziğe adamış büyük bir ismin hikâyesini tüm yönleriyle ele alıyor. Müzik tarihimizdeki bu gezintiye davetlisiniz. Doğumunun 119. yılında anısına saygıyla…


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺263,50

İstanbul Atlası, İstanbullu sanatçı Antonio Cosentino’nun 1996-2023 yılları arasında İstanbul’un iç çeperlerindeki mahallelerde çektiği binlerce fotoğraf arasından şahsen yaptığı bir seçkiden oluşuyor. Gündelik yaşamını Gültepe’deki  atölyesi ile Kınalıada arasında geçiren görsel sanatçı kentin kıvrımlarında yakaladığı canlı görünümü kendine mal ederek onunla başa çıkmanın yollarını arıyor.

Dışarıyı ve içeriyi, atılanı ve alınanı ustalıkla aynı düzlemde buluşturan Cosentino İstanbul’da ne vaktiyle ne de sonradan “hit” olmak gibi bir nitelik taşımayan mahallelere otuz yıldır fotoğraf seferleri gerçekleştiriyor. Bu devamlılık ve geçerken uğranan yabancılık ile seyahatin farklı aşamalarında ne göreceğini bilen aşinalık arasında kurduğu denge atlasın  dokusunu oluşturuyor. Ve fotoğraflara; kent, mimarlık, mekân ve toplumsal dönüşüm odağında değerli yazarlar eşlik ediyor. 

İstanbul Atlası, bir yandan İstanbul’un 30 yıllık yaşam canlılığına ve mekânlarına tanıklık ederken bir yandan da fotoğraf sanatının kıymetini bizlere sunuyor…


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 21 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺275,40

Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan nüfus değişiminin, bilinen ismiyle Nüfus Mübadelesi’nin 100. yılındayız… Lozan Antlaşması’ndan hemen önce 30 Ocak 1923 tarihinde, iki ülke tarafından imzalanan “Mübadele Sözleşmesi” ile sayıları bir buçuk milyona yakın insanın yer değiştirmesi kabul edilmiştir. Bu göç yıllarca sürmüş, zorluklara, ayrılıklara ve dramlara sahne olmuştur. 

Yüzlerce göç hikâyesine sahne olan Anadolu’da en farklı göç süreci belki de bizim adına mübadele dediğimiz, Yunanistan tarafında ise “Antalagi” olarak ifade edilen Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’dir. Çoğunlukla gemi ve trenlerle sağlıksız koşullarda yeni vatanlarına gelmek zorunda kalan mübadillerin bellekleri yollarda kaybettikleri akrabalarının hikâyeleriyle doludur. Türkçe bilmeden Türkiye’ye ya da Yunanca veya hiçbir lehçesini bilmeden Yunanistan’a yerleşmek zorunda kalanlar, aslında sadece isimleri farklı olan aynı hikâyenin kahramanlarıdır.
Mübadele, aradan geçen 100 yıla rağmen ilk günkü kadar hafızalarda yaşamaya devam ediyor… Tarihsel, kültürel ve sosyolojik yönleriyle çok katmanlı bir çalışma olan 100. Yılında Mübadele önemli bir boşluğu dolduruyor. Mübadeleyi hem bilimsel bir çerçevede hem de insani boyutuyla ele alıyor. 100. Yılında Mübadele, tarihin bu kırılma noktasında bir saygı duruşu niteliği taşıyor… 


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1328
Ağırlık : 1328
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺786,25

İlk cildinde geleneksel Osmanlı eğlencelerini ve genç Cumhuriyet’in eğlence kültürünü konu alan İstanbul Eğleniyor bu kez Levent Kaya Ocakaçan’ın kaleminden günümüze uzanıyor..

1955 yılından günümüze neler yaşandı? İstiklal Caddesi’nde el değiştiren işletme hayatı... Esen twist rüzgârı, kopan rock fırtınası; kapanan meyhaneler açılan diskotekler, kulüpler... Mezenin tadı, hula hoop’un devri... Bir gecede gezilen mekânlar; sosyalleşilip sanata doyulan salonlar, İstanbul’la özdeşleşen aynı zamanda sınırlar aşan festivaller... Ekonomik ve sosyal hareketliliğin “kendine eğlence arayan” topluma etkisi... Ve tabii ki 6-7 Eylül olaylarından, kırılmalardan, çatışmalardan, darbelerden etkilenen bir başka eğlence kültürü. Hepsi bu kitapta yer buluyor kendine.

İstanbul Eğleniyor’da kâh Beyoğlu’nun arka sokaklarında yakalarınızı dikip yürüyecek kâh Boğaz kıyılarında “hoş geldiniz” denilerek karşılanacaksınız. Kâh sinema salonlarında çalan Anadolu Rock esintilerine kulak kabartacak kâh bir müzik festivalinde kendinizden geçeceksiniz. Gülhane Parkı’nda kukla gösterisine tanık olacak, sahne alan isimlere eşlik edeceksiniz... 

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 480
Ağırlık : 480
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺310,25

Türk tiyatrosunun kuruluşunda öncü bir isimdir Muhsin Ertuğrul.  Tiyatronun önünden geçende bile emeği vardır! Birçok sahnenin açılışına, programlar hazırlanmasına önayak olur; yönetir, uyarlar, çevirir. Hem İstanbul’da hem Ankara’da hem İstanbul Şehir Tiyatroları’nda hem de Devlet Tiyatrosu’nda nerede bir tirat atılsa nerede bir sufle verilse oradadır Muhsin Ertuğrul. Talimat da yazar oyun metni de. Hamlet’i o hazırlar hesaplaşmaya,  Faust’a o çektirir derdi tasayı. Darülbedayi günlerinden beri durmaz hiç. Yeri gelir perdenin ipini çeker yeri gelir suflör meselesine aldırış eder.  Suflör kapağını kaldırtan da odur “işi olmayan”ın kulise girmesini yasaklayan da. Seyirciye katı kurallar getirmekten geri durmaz büyük tiyatrocu. Saygı duyduğu seyirciden saygı bekler.

Muhsin Ertuğrul aynı zamanda Türk sinemasının da öncülerindendir.  Öyle ki bir döneme adını vermiş, yıllar boyu tek başına filmler çekmiştir. Lebleci Horhor’dan Halıcı Kız’a nice filmde kamera arkasında o vardır.  Bazen kameranın önünde de gözükür… 

Gökhan Akçura’nın hazırladığı Muhsin Ertuğrul kitabında, alanının uzman isimleri usta sanatçıyı çok yönlü ele alıyorlar. İdareci Ertuğrul’un iş yaşamındaki iniş çıkışlarından Avrupa ve Sovyet Rusya’ya seyahatlerini, getirdiği yenilikleri, ilk özel tiyatroyu kurma hikâyesini anlatıyorlar; kısaca sahneden beyaz perdeye, seyirciyle hemhâl olmuş bir portre çiziyorlar… 
Ve Ertuğrul bugün hâlâ çıkıyor sahneye, vuruyor perdeye…


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 704
Ağırlık : 704
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺374,00

Çağımızın büyük romancısı, Anadolu’nun destansı kalemi Yaşar Kemal insan ve doğa ilişkisini bütün eserlerinde bir düş evreni içerisinde anlatır. Edebiyat  yaşamı; düşle gerçeği, doğayla insanı iç içe şiirsel bir dille sunmasıyla destanlaşır.  Yaşar Kemal, eserlerinin özüne toprağı, suyu, gökyüzünü, bitkiyi, böceği; rengiyle, kokusuyla, tadıyla, dokunuşuyla tanıyıp sevmeyi koymuştur. Biyolojik, kültürel ve yaşam tarihi bakımından yeryüzünün olağanüstü coğrafyalarından biri olan Türkiye’nin, Yaşar Kemal eserlerindeki doğayı tanıma, sevme ve koruma bilincinin oluşmasında özgün bir değeri vardır. 

Toprağı Dinle Suyu Anla: Yaşar Kemal Eserlerinde Biyoçeşitlilik Anadolu’nun bu büyük yazarının eserlerinde yer etmiş zengin biyoçeşitliliğin izini tüm romanlarında sürüyor. Yaşar Kemal’in eserlerinde yer alan doğanın binbir çeşidi bu kitapta kolektif ve titiz bir çalışmanın sonucu olarak yer alıyor. 

Ulusların biyoçeşitliliği tanıma ve koruma çabalarına büyük yatırımlar yaptığı günümüzde, Yaşar Kemal kitapları yazın eserleri olmanın ötesinde Türkiye’nin biyoçeşitliliğini tanıma, koruma ve sevdirmede insanlığa sunulmuş anne memesinden süt, kulağına fısıldanan ninni değerindedir. Bu eser doğumunun 100. yılında Yaşar Kemal’e bir saygı niteliğindedir… 

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1056
Ağırlık : 1056
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺369,75

Kız Kulesi olmadan bir İstanbul düşünebilir miyiz? Yahut kapısız, çeşmelerinden bir avuç su içmediğimiz, korularında sefa sürmediğimiz, kasırlarında gezmediğimiz bir İstanbul’u neyleriz? Başımızı göğe çevirip de dikili taşlarına hayranlıkla bakmadığımız, günün ilk ışıklarının köprü çizgilerinden belirmediği bir İstanbul hayal etmek mümkün müdür? Bu kenti sursuz, duvarsız düşünebilir miyiz? Siluetsiz, tatsız tuzsuz olmaz mı o vakit? Tadı tuzu getiren, İstanbul’un nişanı, alametifarikası, kent kültürünün özü işte bu anıtlardır.
Sennur Sezer ve Adnan Özyalçıner, anıtları öyküleriyle birlikte yazdıkları bu eserde taşa toprağa insanı katıyor; şehrin harcına belleğimizi, anıları, hayalleri karıyorlar.
Öyküleriyle İstanbul Anıtları’nın kılavuzluğunda Galata Kulesi’ne çıkıp Yerebatan Sarayı’na inecek, Taksim Cumhuriyet Anıtı’ndan Haydarpaşa Garı’na, Kırmızı Mektep’e şehri bir baştan bir başa dolaşacak, yorulunca Kamondo Merdivenleri’ne oturacaksınız. Belki bir fotoğraf bile çektireceksiniz! Bu kitabı okuduğunuzda, İstanbul’u yeniden keşfedecek, daha bir İstanbullu olacaksınız…


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 784
Ağırlık : 784
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺416,50

İstanbul’un değişmeye başlayan mimarisiyle birlikte 1910’lu yıllardan itibaren yapılara sanatsal bir dokunuş oldu. Apartman duvarlarına çizilen resimler bir geleneği başlattı. Özellikle 1930’lu yılların başında sayıları bir hayli artmış olan bitişik nizam apartmanlarda uygulanan bu tarz o kadar benimsendi ki Fatih’ten Şişli’ye, Beyoğlu’ndan Kadıköy’e kadar binaların iç yüzünü şenlendirdi. Apartmanlara resimler çizen ressamların karakterleri de yansıdı duvarlara. Üstelik her birinin ilginç hikâyesi vardı. 1980’li yıllara kadar İstanbul’un resimli apartman geleneği sürdü. Fakat modern kentleşme anlayışıyla apartmanlar yerini sitelere ve toplu konutlara bıraktı. Hâl böyle olunca da İstanbul’un resimli apartmanları geleneği sona erdi ve geriye az sayıda diyebileceğimiz örnekleri kaldı…  

Resimli İstanbul Apartmanları girişlerinde duvar resimleri bulunan meskenleri titizlikle kayıt altına alırken kentin toplumsal tarihine de katkı sunuyor. Âdeta o yıllara ait eski bir film karesinden bize fısıldıyor. Ve zamanla üzerinden doğalgaz boruları geçirilen, yamaçlarına elektrik düğmeleri yerleştirilen dağlar, kıyısında posta kutuları beliren göl kenarları okuru kendi hikâyesine davet ediyor! 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 592
Ağırlık : 592
En / Boy : 16 / 22
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺272,00

Tarih boyunca İstanbul gibi birçok imparatorluk başkentini iki büyük afet tehdit etmiştir: Deprem ve yangın. İstanbul her ikisinin yıkımına maruz kalsa da özellikle ateşle sınanan bir şehir olmuştur. Çıkan yangınlar pek çok kez kenti küle çevirmiş fakat şehir her seferinde küllerinden yeniden doğmuştur.

İstanbul’da İtfaiye kitabı yangın ve deprem gibi afetlerle sınanmış bu şehrin itfaiye kültürünü bütün yönleriyle ele alıyor. Tulumbacılardan günümüze itfaiye teşkilatının geçirdiği dönüşüm ve mücadele ayrıntılarıyla bu kitapta yer alıyor.
 
Eserde İstanbul yangınlarının tarihiyle birlikte çıkan yangınların yıkıcılığına, İstanbul İtfaiyesi’nin insanların acılarını azaltmak için nasıl büyük çabalar gösterdiğine tanıklık edeceksiniz. Şiirlere, romanlara, sinemaya, şarkılara, türkülere, destanlara konu olmuş yangınların toplumsal hafızamızda canlılığını nasıl sıcak tuttuğunu da göreceksiniz.

İstanbul’da İtfaiye; tarihsel kökleriyle, yarattığı anılarıyla, kültüre, sanata ve toplumsal hayata yaptığı katkılarıyla müthiş bir mücadelenin isimsiz kahramanlarını anlatıyor…


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺280,50

Çocuk ve gençlik edebiyatımızın üretken kalemi Yalvaç Ural, bu kez okurlarına gerçek adı Muhammed Celâleddîn olan Mevlânâ’nın Horasan’ın Belh kentinden Larende’ye, oradan da Konya’ya uzanan, bilinmezlerle dolu kervan yolculuğunu anlatıyor. Ural, Gülendam nenesinin, öncesiz kültürün sözlü ve yazılı kaynaklarına dayandırarak onlara aktardığı serüvenleri Küçük Celâleddîn’in Uzun Yolculuğu’nda; kurguya kaçmadan, gerçek metinlere bağlı kalarak ve Erdoğan Oğultekin’in usta işi çizgileriyle yediden yetmişe bütün okurlarına sunuyor. İlgiyle okuyacağınız bir çalışma.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 16 / 22
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺229,50

İstanbul’daki Beyaz Kartal Polonezköy


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 21 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺257,55

Yazlık sinemaların kendine has bir büyüsü vardı. Mahallede dillenir, perdede başlar, film bittikten sonra da devam ederdi. Düş diye görülenlerin tümü perdede yansıyanlardı. Ya onlar gibi olmak istenirdi ya da onlara sevdalı… Yazlık sinemaları ayrıcalıklı yapan ya da geçmişe duyulan özlemi unutulmaz kılan ne içilen gazoz ne tahta sandalyeler ne de çitlenen çekirdeklerdi…

Onları farklı kılan; perdesinde, sahnesinde sunulan gösterileri, birbirinden farklı üç kuşağı birleştirmeyi başarabilen çekiciliklerinin yanı sıra küçük bir ücret karşılığında ailecek ve mahallece izlenebilme özelliğiydi.Düş Bahçeleri: İstanbul’un Yazlık Sinemaları Tarihi İstanbul’u farklı bir açıdan ele alıyor. Sinema tarihimize, memleketin ekonomik ve sosyolojik gelişimine, sinema emekçilerine ve sinemaya gönül vermiş herkese odaklanıyor. Düş bahçelerinde olmak, tarihsel bir gezintiye çıkmak istiyorsanız buyurun, aradığınız her şey bu kitapta…


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 480
Ağırlık : 480
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺289,00

Vikingler İstanbul’u “Miklagard” diye anmışlardır.Aynı zamanda Bizans ile ticaret yapıp Bizans’a saldırmış ve hatta imparatorluk ordularında paralı askerlik yapmış bu kuzeyli savaşçılardan biri de Ayasofya’nın mermerlerine adını runik alfabe ile kazımıştır…Çok dilli kitabeler İstanbul’un çok renkli geçmişine tanıklık ediyor. Pek dikkat etmesek de şehrin farklı köşelerinde saklı birer hazine gibi ilgi görmeyi, dikkat çekmeyi bekliyorlar.Bugün İstanbul’un sokaklarında, mezarlıklarında, yollarında gezinirken; Türkçe, Arapça, Rumca, Ermenice, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Lehçe, İbranice, Rusça, Bulgarca, Süryanice ve Sırpça gibi daha birçok dilde kitabelere rastlamak mümkün.İstanbul’da Çok Dilli Kitabeler, pek çok yönüyle ilgi çekici bir eser. Birçok yapıya can veren mimarları da günümüze taşıyor olması bir başka özelliği. Şayet İstanbul’un geçmişine kitabeler üzerinden bakmak istiyorsanız renkli bir yolculuğa hazır olun. Karşınıza çok sürprizler çıkacağını göreceksiniz…


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 728
Ağırlık : 728
En / Boy : 16 / 22
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺289,00
Tükendi

Binlerce yıllık tarihiyle enerjisi müthiş bir şehir İstanbul.

İmparatorluklara başkentlik yapmış, farklı medeniyetleri içerisinde barındırmış ve her zaman tüm dünyanın ilgisini çekmiş…

Gün Gün İstanbul, kent yaşamı üzerinden özellikle imparatorluklar ve Cumhuriyet dönemi tarihindeki yaşanmışlıkları, iz bırakan olayları, kişileri 1 Ocak ile 31 Aralık tarihleri arasında gün gün anlatmaya gayret ediyor…

Yangınlar, depremler, ekonomik buhranlar, ayaklanmalar, işgaller, zaferler, şenlikler, portreler, kültür ve sanat tarihimizden dikkat çekici olaylar... Kimini bildiğimiz kimini bilmediğimiz, içerisinde popüler tarihe de değinen türlü türlü detaylar. Gün Gün İstanbul, size titiz bir araştırma ve farklı bir yöntemle İstanbul’u keşfetmeyi vaat ediyor…

Eseri okurken sadece İstanbul’u değil, İstanbul eksenindeki uygarlıkların zamana yayılan kilometre taşlarını da göreceksiniz.

O hâlde tarihî bir yolculuğa hazır mısınız?..


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 704
Ağırlık : 704
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺323,00

Rahipler günahkârları tövbeye çağırırken dervişler,
“Bir”in ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
“Rum Erenleri” denilen bekçilere göre ülkede her şey yerli yerindeydi. Rum, dün nasılsa bugün de öyleydi.
Derken bir şey oldu; Kadıncık isminde bir kadın rüya gördü.
Bu haber Rum Ülkesi’nde hızlıca yayıldı.
Malikler rüya görmenin mümkün olmadığını söylerken ruhbanlar ve dervişler susuyorlardı. Tüm olan biteni Hızır’la birlikte Ardıç Ağacı'ndan seyreden biri vardı; bu kişi Hacı Bektaş-ı Veli’ydi.

Anadolu erenlerinin sönmeyen ışığı serçeşme Hacı Bektaş-ı Veli, düşünce ve öğretileriyle asırlardır; sevgi, birlik, beraberlik ve barış öğütlüyor. Bu toprağın hamurunu aşkla, sevgiyle yoğuran Hacı Bektaş-ı Veli ve onun eşsiz mirası usta işi çizimlerle renklendirilmiş soluksuz bir macerayla ilk kezbu romanda…


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 22 / 16
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺221,00

Mizah gündelik hayatın aksayan yönlerini ve toplumsal sorunlarını tatlı bir gerçeklikle gülümseterek dile getirmenin en etkili araçlarından biri. Bu eserin aktörleri ise sokak köpekleri. Tanzimat’tan Cumhuriyet'e Karikatürlerde İstanbul'un Sokak Köpekleri'nde bu hayvanların yer yer hüzünlendiren yer yer keyif veren, eğlendiren öykülerini bulacaksınız. Bir yandan da bu karikatürleri çizen pek çoğu isimsiz kahramanın imzasını göreceksiniz...
Kitapta tespit edilen köpek temalı ilk karikatür 1873 yılında yani Sultan II. Mahmud döneminde yayımlanmış. Sonrasında İstanbul’un meşhur sokak köpekleri anlatılan ya da anlatılamayan pek çok konunun öznesi olmuşlar. Eser aynı zamanda siyasi, idari, sosyolojik, felsefi, kültürel ve edebî ürünlere konu olacak kadar zengin bir içerik barındırıyor.
Tanzimat’tan Cumhuriyet'e Karikatürlerde İstanbul'un Sokak Köpekleri  okuyucuyu çizimler ve anlatımlar eşliğinde tarihsel bir yolculuğa çıkarıyor. Bunu yaparken de insanoğlunun iki yüzlülüğü ile merhameti arasında vicdani bir bağ kuruyor. Memleket tarihine farklı bir gözle bakmak isteyenler için çarpıcı bir eser niteliğinde...


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 480
Ağırlık : 480
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺263,50

İstanbul’un eğlence hayatı bir âlem... Bu hayat evvela yakaları ilikleyip Fatih ile Harbiye’yi buluşturuyor. Bir yanda opera, tiyatro bir yanda Karagöz.  Bir yanda yılbaşında eğlenenler diğer yanda Ramazan eğlenceleri... Galata’dan, Pera’dan Direklerarası’na, Kâğıthane’ye uzanan bir cümbüş!
İstanbul Eğleniyor’un birinci cildi (1870-1955), okuru şehrin her köşesine taşırken ışıltılı caddelerden köprü altlarına, göz kamaştırıcı mekânlardan izbe kahvelere götürüyor. Parlak olan her taşı kaldırıp altına bakan bu kitapta tüm aylığını bir gecede “ütülenler”in, hamam böceği yarıştıranların, pudralanmış ahşap zeminler üzerinde gösterişle kayanların dahası bıyıklarını sivriltip piyasa yapanların hikâyesini okuyacaksınız.

Sponeck Birahanesi’nde ilk film gösterimi, Beyaz Rusların İstanbul’a gelmesiyle eğlence hayatının Batılılaşması, Men-i Müskirat Kanunu, Savarona yatıyla gelen gitar, rock’n roll müziğin şehrin sokaklarında yankılanışı kitapta karşımıza çıkıyor ve okuru keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Pera Palas, Tokatlıyan gibi otellerde konaklayacak, Maksim gibi gazinolarda, Rejans gibi kulüplerde eğlenecek, Lebon, Markiz pastanelerinde, İkbal Kıraathanesi’nde soluklanacaksınız... O döneme ait sosyal yaşamın yansımalarını bu eserde bulacaksınız.

İstanbul Eğleniyor, sürükleyici ve açıklayıcı bir dille yazılmış, zengin bir görsel arşivle desteklenmiş kapsamlı bir çalışma. İstanbul eğlence hayatının kalbine inmek, okurken eğlenmek istiyorsanız doğru adrestesiniz!


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 576
Ağırlık : 576
En / Boy : 21,5 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺323,00

İstanbul, tarihin her döneminde yabancı gezginlerin, şairlerin ve sanatçıların ilgisini çekti. Julia Pardoe işte bu seyyahlar içindeki en özel kalemlerden biridir…

Onun 1838’de William Henry Bartlett’nin gravürleriyle yayımlanan Boğaziçi’nin Güzellikleri her açıdan pek çok
ilki bünyesinde barındıran bir eserdir. Julia Pardoe adım adım gezdiği İstanbul’da kentin büyüleyici doğal güzelliğine eşlik eden toplumsal yaşamı; hamamları, camileri, limanları, yalıları ve kahvehanelerinde tanık olduğu her şeyi yalın gerçekliğiyle aktarır. Kadının toplumsal hayat içindeki yeri, çok eşlilik, kölelik, kader ve misafirperverlik gibi daha pek çok konu onun eserlerinde yerleşik oryantalist seyyah bakışının dışında ele alınır.

184 yıl sonra ilk kez Türkçe olarak okuruyla buluşan Boğaziçi’nin Güzellikleri tüm zamanlara meydan okuyan eşsiz bir kentle yeniden tanışmak için güzel bir bahane. Pardoe’nun yıllar önce İstanbul’a baktığı pencereden, bu kenti tutkuyla sevmiş olanların duygu iklimiyle yeniden sesine ses vermek, rengine renk katmak için kaçırılmaması gereken bir macera vadediyor Boğaziçi’nin Güzellikleri. Haydi o hâlde, hep birlikte geçmiş zamanın o sonsuz büyülü güzelliğini adımlayalım…

 

Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 352
Ağırlık : 352
En / Boy : 16 / 22
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺246,50

Cihannüma


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1096
Ağırlık : 1096
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺850,00

Boğazlar, Truva Savaşı’yla başlayıp Peloponez Savaşı sonrasında sırasıyla site devletlerinin, Perslerin, Romalıların, Makedonların, Müslüman Arapların, Rusların, Türklerin, Avrupalıların, Amerikalıların sahiplik, bu mümkün değilse egemenlik paylaşımı mücadelesiyle örülü tarihi çok sayıda çatışmaya ve savaşa neden oldu. Bazen de bizzat Boğazlar jeopolitiği barışı kolaylaştırıcı bir rol üstlendi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Kasım 1936 Pazar günü TBMM’nin ikinci yasama yılı açılış konuşmasında, bir hafta sonra yürürlüğü resmen başlayacak Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne vurgu yaparak Türk Boğazları’nın ve Boğazlar geçiş rejiminin tarihî akışta oynadığı, oynayabileceği belirleyici olgusal rolü şu sözlerle açıklamıştı:

“Tarihte birçok defa münakaşa ve ihtiras vesilesi olmuş olan Boğazlar, artık tamamile
Türk hâkimiyeti idaresinde, yalnız ticaret ve dostluk münasebetlerinin muvasala yolu
hâline girmiştir. Bundan böyle muharib herhangi bir devletin harb sefinelerinin Boğazlar’dan geçmesi memnudur.”

Atatürk’ün yerinde tespit ettiği gibi Boğazlar barışın anahtarı, savaşların kilidi, uygarlık gelişiminin değiş tokuş rotası, kültürel zenginliğin alt ve üst akıntılarla değişim sahasıdır. Boğazlar olmasaydı İstanbul da olmaz, tarihî siyasetin sıklet merkezi farklı bir yerde gelişirdi.
Günümüz gelişmelerinin de dikkate alındığı bu kapsayıcı çalışma, uzak ya da yakın olması fark etmeksizin yerkürede hüküm sürmüş uygarlıkların hemen tamamının Boğazlar’ı kontrol etme arzusu, Boğazlar’ın tarihî temsil ettiği iç içe geçmiş çok taraflı etkileşimi, devletler arası politikaların ve deniz hukukunun sürece etkileri göz önünde bulundurularak hazırlandı.
Tarihin Akışının Değiştiği Su Yolu: Türk Boğazları, meraklısına müthiş detaylar sunuyor…


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 984
Ağırlık : 984
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺391,00

İstanbul, mitolojide de hayvanlarıyla anılan nadir şehirlerden biridir. Tarihin her döneminde sokaklarında hayvanların dolaştığı, gökyüzünde kuşların uçuştuğu, denizlerinde meşhur balıklarının gezindiği bir şehir oldu. Her birinin ayrı bir hikâyesi ayrı bir gönül bağı vardır İstanbul’la. Kimi yanlışlıkla yolunu şaşırıp Boğaz’ın sularında bulmuş kendini kimi de rüzgârın şiirine takılıp yepyeni şarkılar mırıldanmış İstanbul semalarında. Ama her seferinde de İstanbullu ile bir olmuş, yâren olmuş. İstanbul’un Nam Salmış Hayvanlar’ını okuduktan sonra balıkçı tezgâhlarının önünden geçerken adımlarınız değişecek. Zira eğer palamut olmasaydı İstanbul diye bir şehir olmayacağını biliyor olacaksınız.

Bazen bir balinayla Kraliçe Thedora’nın gemilerinden birine kuyruk vururken bulacaksınız kendinizi bazen de bir martının kanadından izleyeceksiniz İstanbul’un yıllar içinde nasıl değiştiğini. Sokak köpeklerinin Hayırsızada’da çektikleri acılara ortak olurken, vicdanınızı ve insanlığın yeryüzündeki varlığını sorgulayacaksınız. Kedilerin Türk edebiyatına olan katkılarını okurken İstanbul’u salgın hastalıklardan korumak için gösterdikleri çabaya şapka çıkartacaksınız. İstanbul’da heykeli dikilen hayvanların öyküleri ruhunuzu sararken “Keşke…” diyeceksiniz. Keşke daha fazlası olsaymış…”


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 16 / 22
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺148,75

Meydanlar şehrin nabzının attığı açık alanlardır. İnsanların buluşma, sosyalleşme mekânlarıdır. İstanbul’un meydanları şehrin geçmişten günümüze taşınan öyküsünü fısıldar. Bir buluşma ve toplanma alanı olduğu kadar ticaret, alışveriş ve kültür sanat merkezleridir. Meydanlar İstanbul’un birçok olayına tanıklık etmiştir. Bazen kutlamalara, bazen protestolara. O sebeple meydanların bir ruhu olduğuna, konuştuğuna inanırım… Bir arada olabilmenin simgeleri vardır kentlerde.

Meydanlar onlardan biridir. Şayet bir şehirde meydanları, parkları bahçeleri inşa edememişseniz o şehirde demokrasiyi, özgürlüğü ve hoşgörüyü kuramamışsınız demektir. Meydanların iyi hatıraları anımsatmasını istiyoruz. Bu sebeple İstanbul’un bazı merkezi meydanları için yarışma süreçleri tasarladık ve uyguladık. “İstanbul Meydanlarına Kavuşuyor” projesi kapsamında bazı merkezi meydanlarda geniş katılımlı çalışmalar yaptık, ortak akıl fikriyle halka gittik, vatandaşa sorduk. Bu projeye akademisyenler, bilim insanları katkı sundu. Güzel bir imece oldu.

Bunu yaparken anlamlı amaçlarımız vardı, yine yapacağız. Aslında meydanlar bütün duygularımızınsomut yansıması haline dönüşsün istiyoruz. Kimsenin ötekileştirilmediği, herkesi kucaklayan, herkesin bir araya gelebildiği, konuşabildiği ve kendisini çağdaş bir biçimde ifade edebildiği alanlar olabilsin istiyoruz…

İstanbul’un meydanlarında kitap okunmalı. Özellikle her büyük meydanda İstanbul Kitapçısı olmasını şahsen çok arzu ediyorum. Bu isteğimi bazı meydanlarda gerçekleştirdik, etmeye de devam edeceğiz. Öyküleriyle İstanbul Meydanları tüm bu arzularımıza rehberlik eden bir eser. Meydanlar genellikle bulunduğu semtin ismini ya da tarihi eserin ismini almış. O sebeple öyküleri merak uyandırıyor.
Kitabın kıymetli yazarları Adnan Özyalçıner ve Ayşe Bengi’ye teşekkür ediyorum, değerli bir eser bıraktılar bizlere. İBB Yayınları sadece İstanbul için değil, ülkemiz adına da çok nitelikli eserler hazırlıyor. Öyküleriyle İstanbul Meydanları pek azını bildiğimiz müthiş bilgileri barındırıyor. Zengin görseliyle de dikkat çekiyor. Beğeneceğinizi umuyorum, iyi okumalar diliyorum…

Sevgi ve saygılarımla


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 616
Ağırlık : 616
En / Boy : 21 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺327,25

Balkanlar’dan Orta Doğu’ya geniş bir alanda kültür tarihimize derin izler bırakmış Karagöz sanatı, günümüzde de geniş bir coğrafyada varlığını sürdürüyor.

Karagöz, geçmişin anılarında gizli, yüzümüze naif bir tebessüm çizen büyülü bir sayfa; hayalimizdeki belli be- lirsiz izi bir yana, sırlarla dolu bir iksir. Bu öz sanatımızın özgün görsel estetiğinin yanında, izleyicileri büyüleyen tekniği de gizemlerle dolu bir muamma. Bu tekniğe can katan sayısız sanatçının artistik dünyalarına detaylı bir şekilde ulaşmaksa neredeyse imkânsız. Bu kitapta birçok Karagöz sanatçısının dünyasını keşfedeceksiniz…

Geleneksel Türk Gölge Tiyatrosu: Karagöz, çağdaş, kapsayıcı ve bütüncül bir bakış açısıyla hazırlandı. Bugüne kadar yazılmış kaynak eserlerin haricinde, Karagöz sanatına dair söylenecek sözlerin birikmiş olmasının bu içeriğin oluşturulmasında önemli bir etkisi var. Araştırmacı ve yazarlar, bu kitabı hazırlarken özgün, güncel ve dinamik fikirlerini paylaşarak sahadaki bilimsel literatüre yeni bir nefes kattılar. Yüzyılların sihriyle var olan Karagöz sanatına yolculuk yapmaya hazır mısınız?


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 752
Ağırlık : 752
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺360,00
Memleket Sporundan Öncü Portreler

Ekrem İmamoğlu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı

Sevgili Dostlarım,

Spor tarihimiz başarılarla ve müthiş insan hikâyeleriyle dolu. Her biri filmlere konu olabilecek nitelikte olan bu hikâyelerin büyük bir kısmı maalesef yeterince bilinmiyor. Öyle olunca da gelecek kuşaklara örnek alabilecekleri isimleri ve başarıları aktarmada zorluk çekiliyor. Kitapta yer alan Krino Kafato’yu ben memleketimden dolayı biliyordum. Trabzon’un çok renkli kültürüyle memleket sporuna hizmet veren Krino Kafato gençlik yıllarımda kalecilik yapmış biri olarak beni her zaman etkilemiştir. Hiç şüphesiz Şenol Güneş’i de etkilemiştir. Keza Beykoz’un kalbi İbrahim Kelle, namıdiğer “Kelle İbrahim”. O da uzun yıllar Türk futboluna hizmet etmiş özel bir şahsiyetti. Bu kitapta yer alan kadın sporcuların hikâyesi ise sanırım eserin çok daha özel bir çalışma olduğunu gösteriyor. Mübeccel Argun Tek, Melahat Aksel, Leyla Asım Turgut gibi önemli değerlerin spor tarihimizde yeterince yer bulamadığını düşünüyorum. O sebeple Sana Hikâye Geliyor: Memleket Sporundan Öncü Portreler adlı kitapla arkadaşlarımın çok önemli bir görevi yerine getirdiklerini görüyorum. Yazarı Sevecen Tunç’a, İBB Yayınları’na ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.

Eser, erken Cumhuriyet döneminden 25 portreyi alıp günümüze taşımış. Atletizmden boksa, eskrimden futbola farklı dallarda kazandıkları başarılarla spor tarihimizde kendilerine yer bulan çok önemli isimlere yer verilmiş. İçlerinde spor müsabakalarında fotoğrafçılık yapan Eleni Fotiyadu Küreman da var. Memleketimizin o güzel renklerinden biri olarak spor tarihimize farklı bir yoldan destek vermiş Küreman. Ruhları şad olsun, onları hiçbir zaman unutmayacağız…

Son notum da kitapta yer alan portre çizimlere. Esere güzel bir estetik katmış, okuyucu bu çizimlerle sanki o yıllara uzanan bir zaman yolculuğuna çıkıyor. Gün yüzüne ulaşmamış ya da az bilinen hikâyeleriyle eserin spor araştırmacılarına da önemli bir kaynak olacağı kanısındayım.

İyi okumalar diliyorum.
Sevgi ve saygılarımla

 

Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 376
En / Boy : 22 / 16
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺161,50

Seçkinler Kitabı: Kitab-ı Ekabir


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 22 / 16
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺161,50

Ünlü gezgin Théophile Gautier (1811-1872) Boğaziçi’ni şöyle anlatır:

“Birbirini izleyen, birbirlerinden pek az farklarla ayrılan bütün bu köyleri teker teker anlatmak çok uzun olur. Nürnberg oyuncak kutularındaki küçük köylere benzeyen boyalı ahşap ev dizileri, rıhtımlar boyunca uzanıp, hamla için yol almadığı yerlerde ayaklarını denize batırmışlardır. Bu evler, aralarından tebeşir beyazlığında minarelerin fışkırdığı zengin yeşillikle bir fon üstünde belirirler. Daha yukarılarda da tatlı yokuşlu sırtlar, gökten inen mavimsi ışık altında yükselirler. Kimi zaman kişi, bu görünümler karşısında daha sarp bir sırt, daha çıplak bir yar, toprak cildini delen bir kayanın kemiğini arar, görmek ister. Ne var ki bu görünenler, fazla zarif, fazla şenlikli, fazla süslü ve iyice taranmış. Şurada değerlendirilecek birkaç kesim, şiddetle belirli fırça vuruşları gerek.”

Boğaziçi yalıları, Boğaziçi’nin ilginç tarihine tanıklık eden güzide yapılar.

Sadece bu kadar mı? Değil elbet. Gezginlere, edebiyatçılara, sanatçılara, müzisyenlere, sade vatandaşa kısaca hemen herkese ilham veren ve hayal kurmasını sağlayan ressamın elinden çıkmış müthiş bir yağlı boya tablo âdeta… Erdem Yücel dört bölümden oluşan ve yıllarca üzerinde çalıştığı eserinde tarihe önemli notlar düşüyor. Geçmişten günümüze Boğaziçi yalılarının tarihini anlatırken uyarmayı da ihmal etmiyor.

Boğaziçi Yalıları ilginç hikâyeleriyle elinizden düşüremeyeceğiniz bir rehber…


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 352
Ağırlık : 352
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺208,25

Franz Kafka’nın kült eseri Şato, modern dünya edebiyatının öncü metinlerinden biridir. Yazarın 1921-1922 yılları arasında yazmaya başladığı, ancak bitirmeden bıraktığı roman ölümünden sonra arkadaşı Max Brod tarafından 1926 yılında yayımlandığında eser tüm dünyada ilgi uyandırmış; farklı felsefi, politik, teolojik okumalara kapı aralamıştır. Katmanlı yapısıyla ve sembolik biçemiyle birçok yazar ve düşünürü derinden etkileyen Şato, modern dünyada yalnızlığa ve çaresizliğe direnmeye çalışan insanı çarpıcı bir şekilde resmetmeyi başarmıştır.

Kadastro memuru olarak yabancısı olduğu bir köye giden K.’nın serüveni, iktidar aygıtının işleyiş mekanizmasının metaforik bir dille anlatıldığı bitimsiz bir mücadeledir. Franz Kafka, K.’nın yaşadığı sürüncemede şato aracılığıyla iktidarın görünür fakat erişilemez yüzünü ustalıkla cisimleştirir. Şatoya giderek içine düştüğü karmaşadan kurtulmak isteyen K.’nın karşısında her seferinde başka bir bürokratik engel belirir.

“Şato”ya ulaşmak artık bir varoluş mücadelesidir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 416
Ağırlık : 416
En / Boy : 12 / 19
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺114,75


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 256
Ağırlık : 256
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺93,50

Binlerce yıldır uygarlığın gelişimine tanıklık eden İstanbul, kesintisiz yerleşime sahne olmuş bir dünya kentidir. Görülebilenlerin yanında daha nice yapı kalıntılarını yeraltında barındıran İstanbul’un mimarisinde geçmişinde yaşadığı depremler, yangınlar kadar yeni imar faaliyetleri de etkili olmuştur.

Arkeolog ve mimarlık tarihçisi Kerim Altuğ’un titizlikle kaleme aldığı Arkeolojik Gezi Rehberi: Yeraltındaki İstanbul, şehrin Bizans geçmişine ait mimari kalıntıların kayıt altına alınmasına yönelik uzun yıllara dayanan bir çabanın ürünüdür. Kenti, Avrupa ve Anadolu Yakası’ndaki tüm çevresiyle ele almaya özen gösteren bu uzun soluklu araştırma sürecinin sonuçları, İstanbul’un eşsiz kültürel mirasını tüm çarpıcılığıyla gözler önüne seriyor. Anıtsal yapılarla birlikte, İstanbul’un Bizans dönemindeki kentsel geçmişine dair bazıları bilinen, bir kısmı ise literatürde yer almamış mimari bulguları konumlarına göre bir arada değerlendiren çalışma, konunun uzmanlarına ve İstanbul’un geçmişine ilgi duyan gezginlere kılavuzluk etmek amacıyla hazırlandı. Bu anlamda bir arkeolojik gezi rehberi olma özelliği taşıyor. Tüm anıt eserler ve yapı kalıntılarının mimari tanımları ve tarihsel öyküleri, gezginlerce kolaylıkla keşfedilebilmelerine yardımcı olacak rotalar halinde sunuluyor.

Eser, kentin bu ihtişamlı evresine ait sunduğu bilgi kırıntılarının yanı sıra her biri bir öncekinin yıkıntısı üstünde yükselen uygarlık katmanlarını görünür kılıyor. Büyülü bir kent olan İstanbul’u adımlamak, kudretli imparatorların ve sultanların ayak izlerini takip ettiğinizi hissettiriyor. Arkeolojik Gezi Rehberi: Yeraltındaki İstanbul, devasa bir yapboza benzeyen tarihin bu en uzun hikâyesini, Kentlerin Kraliçesi’nin kadim geçmişinden bize kalan izleri keşfetmeye davet ediyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 376
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺238,00

Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece

Bilmiyorum ne haldeyim?
Gidiyorum gündüz gece...

Büyük halk ozanı Veysel Şatıroğlu nam-ı diğer Aşık Veysel... Bu memleketin sazı, sözü, vicdanı. Bugüne taşıdığı evrensel şiirleri ile her türlü ayrıstırmaya ve ötekileştirmeye karşı karanlıkta bir ışık_

UNESCO vefatının 50'nci yıldönümünde 2023 yılını Aşık Veysel'i anma yılı olarak belirledi. Şiirlerinde yansıttığı vatanseverlik, hoşgörü, yaşama sevinci ve sevgi mesajlarıyla hem kendi dünyasını hem de bugünü aydınlatmasını gerekçe gördü. Topluma bu konularda uzun yıllardır yol gösteren büyük ozanı elbette dünyanın da görmesi ve anlaması zor değildi...

Yedi bölümden oluşan Aşık Veysel kitabı bugüne kadar bu konuda hazırlanmış en kapsamlı kolektif bir eser. Büyük emek harcanan Aşık Veysel kitabı onun ölümsüz varlığı için göz nuru ile kalem oynatan eğitimci, araştırmacı, sanatçı ve yazarların kısacası Aşık Veysel dostlarının toplumumuza ve dünya insanlığına yeni bir armağanıdır. Gönüllerin tercümanı olan Aşık Veysel bu kitapla yannlara bir kez daha sesleniyor...


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 568
Ağırlık : 568
En / Boy : 21 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺310,00

İstanbul’un Deniz Canlıları, “Nasıl bir kaynak kitaba sahip olmak isteriz?” sorusundan yola çıkılarak, eşsiz sualtı canlılarının inanılmaz öyküleriyle büyülenmiş bir yazar ve fotoğrafçı tarafından hazırlandı. Kitapta, İstanbul denizlerindeki tüm canlıları temsil eden balıklar, kıkırdaklılar, algler ve süngerler gibi 13 farklı guruptan 331 tür sualtı canlısı yer alıyor. Bu haliyle, İstanbul’un bin yıllardır denizle olan ilişkisini detaylarıyla anlatan bir belgesel eser olma özelliği taşıyor.

Kitabın içerisindeki deniz canlılarına ait fotoğraflar İstanbul’un Karadeniz, Avrupa ve Anadolu kıyıları, İstanbul Boğazı, Prens Adaları, İzmit Körfezi, Güney Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı kıyılarına ait. Toplamda 15 senelik gözlemler, bilimsel okumalar, belgesel çalışmalar, video röportajlar ve 250’nin üzerinde dalışın ürünü olan bu fotoğraflar, deniz yüzeyinden 55 metreye varan bir derinlik aralığında, deniz canlılarının mümkün olan her anına tanık olabilmek adına, gün ve gecenin farklı saatlerinde çekildi.

İstanbul’daki yaşamı besleyen tüm canlıları tanıdığımız ve koruduğumuz sürece bu şehirde var olacağız. Çünkü iklim krizi, istilacı canlılar, insan kaynaklı kirlilik korkutuyor. Sanayi ve tarımsal atıklarla baskı altında olan Karadeniz ve Marmara Denizi’yle ilgili eğer yakın zamanda acilen önlem almazsak İstanbul elimizden kayıp gidecek. Bu nedenle sadece Marmara’ya değil tüm denizlerimize bakışımızı değiştirmemiz; denizleri tanımaya, sevmeye ve korumaya başlamamız gerekiyor. Titizlikle hazırlanan İstanbul’un Deniz Canlıları, denizlerimize ve İstanbul’un deniz canlılarına dikkat çekiyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 568
Ağırlık : 568
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺284,75

Bir varmış bir yokmuş...

Nâzım Hikmet, Ahmed Haşim, Halit Fahri, Faruk Nafiz, Yahya Kemal burada yaşamış, burada âşık olmuşlar, en güzel şiirleri de burada yazmışlar. O zamanlar insanlar okumayı çok severmiş. Delikanlıların kendilerine fısıldadığı dizeleri hayranlıkla dinleyen genç kızların evlerindeki kitaplıklar, okunmuş kitaplarla doluymuş. Usta kaptanların kullandığı vapurların yolcuları birbirlerine aşinaymış. O vapurların tertemiz salonlarında sohbet meclisleri kurulurmuş.

Tiyatro ve sinema salonlarıyla eğlence yerleri dillere destanmış. Üstelik Müslüman Türk kadını, ilk defa bu kültür kentinde sahneye çıkmış. Cami, kilise ve sinagog komşuymuş. Sanatçısı, futbolcusu, esnafı, hamalı, doktoru, eczacısı hep efendiden kimselermiş. Paşalar, eski kumandanlar ve saltanat mensupları köşkler, konaklar yaptırmışlar. Daha sonra Anadolu Yakası’ndaki ilk apartmanlar burada inşa edilmiş.
Moda, Fenerbahçe, Yeldeğirmeni, Altıyol, İskele ve Çarşı’sı ile Bir Zamanlar Kadıköy varmış...

Görmeyen, bilmeyen ya da hatırlamak isteyenler için…


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺255,00

Tarih boyunca İstanbul’un farklı köşeleri için planlanmış, hatta bazılarının inşasına da başlanmış ama gerçekleş(e)memiş onlarca mimari eser, şehirde olmasa da bu kitapta hayat buluyor.

Dünyanın dört bir yanındaki farklı arşiv ve koleksiyonların tozlu raflarında sıkışıp kalmış, bir dönemin hayalleri, büyük projeleri bugün gün yüzüne çıkıyor. Sarayları, köprüleri, anıtları, camileri, kiliseleri, sinagogları, müzeleriyle hayallerde yaşayan İstanbul da en az sahip olduğumuz İstanbul kadar renkli ve zengin bir yapıya sahip. Hayallerde yaşayan bu şehir, günümüz İstanbul’una ve tarihine yeni bir bakış açısı sunuyor.

Hayallerde Kalan İstanbul, şehrin ne kadar dinamik olduğunu belgeliyor ve sizi hayallerde kalan renkli bir dünyada gezintiye çıkarıyor…


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 296
Ağırlık : 296
En / Boy : 13,5 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺136,00

İstanbul'a bir kanal yapma düşüncesi, yaklaşık 10 yıl önce bir "Çılgın Proje" olarak ortaya atıldığında, ilgili her kesimden yoğun tepki aldı. Aradan geçen uzun süre içinde bu düşünce belli aralıllarla rafa kaldırılmış görünse bile İstanbul'un üstünde "Demokles'in kılıcı" benzeri bir tehdit unsuru olmayı hep sürdürdü. Çalışmaya, ilgili devlet kurumlarının ve bilim camiasının olumsuz görüşleri ile tüm İstanbulluların yasal itirazına rağmen 17 Ocak 2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından "olumlu" kararı verildi. Bu kitapta bilimsel veriler esas alınmak suretiyle ÇED Raporu'nda yer verilen ya da verilmeyen hususlar, yapılan yanlışlıllar, yanıltıcı yorumlar ve eksik değerlendirmeler detaylı olarak ele alınmış ve kanalın İstanbul ve doğal çevresi için oluşturacağı risk, zarar ve tehditler ortaya konmuştur.

Multidisipliner bir çalışmanın yetkin bir örneği olan elinizdeki kitap Kanal İstanbul'a yönelik olarak, birbirinden farklı birçok disiplini bir araya getirerek somut verilerle analitik bir sonuca ulaşılmasını sağlamaktadır. Bunlar arasında gemilerin hareket ve manevraları (gemi hidrodinamiği), deniz ulaşımı, uluslararası deniz hukuku ve Mont-reux Sözleşmesi, deprem mühendisliği, deprem ve tsunami riski, kanal hidrodinamiği, doğa ve çevrenin korunması, deniz bilimleri, yeraltı sularının durumu, entegre kıyı ve deniz yapıları, trafik ve ulaşım, fiziki coğrafya, atmosfer, hava ve iklim değişikliği, altyapı ve arıtma tesisleri, kültürel ve doğal varlıklar, yeni yerleşimler, meteorolojik parametreler, mekansal planlama, çevre iktisadi ve çevre hukuku gibi konular öncelik taşımaktadır. Bu konularla ilgili değerli akademisyenlerin bilimsel makalelerini ve alanlarında uzman kişilerin detaylı açıklamalarını okuyacaksınız...


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 508
Ağırlık : 508
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺127,50

Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış İstanbul, bugün de bu geleneğini sürdürüyor. Zaten bunca farklı kültürü bünyesinde barındırmış ve yaşatmış bir şehrin mutfak kültürünün bundan muaf olması mümkün müdür? Elbette değil…

İstanbul’un geçmişinden günümüze taşıdığı yemek kültürü, bugün eskilerin yanına yenileri de eklenerek kocaman bir sofraya dönüşüyor. Rum, Yahudi, Ermeni mutfaklarının uzun yıllardır İstanbul’a kattıklarının yanı sıra, İstanbulluların aşina oldukları Karadeniz, Antep, Ege, Boşnak, Balkan, Kafkas, Trakya, Mardin, Antakya, Diyarbakır mutfakları gibi yerel mutfaklar da bu sofrada yerlerini alıyorlar.

Geçmişten Günümüze İstanbul Lezzetleri, Antik Yunan ve Bizans’tan Osmanlı saray mutfağına, şehrin geleneksel yemeklerinden sonradan eklenen lezzetlere uzanan yazı ve söyleşileriyle hem İstanbul’un mutfak tarihini ele alıyor hem de bu şehrin kucaklayarak benimsediği farklı coğrafyaların mutfaklarını, alanlarının
uzmanlarından aktarıyor.

İster sokak lezzetlerinin tarihine meraklı olun ister İstanbul’un tatlılarına, bu upuzun sofrada hepsine ve hepimize yer var...

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 520
Ağırlık : 520
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺340,00

Öyküleriyle, romanlarıyla, kaleme aldığı film senaryolarıyla topluma ayna tutan güçlü bir yazardır Orhan Kemal. Toplumsal yapıdaki çelişkileri işleyen eserleriyle ülke gerçeklerine yönelmiş sorumlu bir aydın olarak toplumcu gerçekçi edebiyat anlayışının da en önemli temsilcilerindendir. Tarım toplumu, sanayileşmeye geçiş, çalışma koşulları, kent-köylü çatışması gibi pek çok konu onun edebiyatının merkezinde yer alır.

Yalın bir dille insana dair gerçekliği, yaşam kavgasını, toplumsal sorunları, bireyin kuşatılmışlığını, büyük kent karmaşası içerisindeki tedirginliğini aydınlık ve umut dolu kendine özgü anlatımıyla dile getirir. Her şeye rağmen insana olan inancını ve sevgisini diri tutan bir yazardır. Anlattıkları kadar nasıl anlattığının da bilincinde olan bir yazar olarak öykülerinin, tiyatro oyunlarının ve romanlarının yazınımızda ayrıcalıklı bir yeri vardır.

Adana’dan İstanbul’a Büyük Dönüşümün Yazarı Orhan Kemal kitabı, bu büyük yazarın romanlarını sosyolojik açıdan inceliyor. Orhan Kemal’in romancılığını Türk modernleşmesi sürecinde ele alıyor ve döneme ilişkin edebi değerlendirmesini ortaya koyuyor. B. Sadık Albayrak, Bu kitabıyla Orhan Kemal’in ve eserlerinin Türkiye’nin edebiyat ve kültür haritasındaki yerini anlamak için kapsamlı, derin bir bir okumaya kapı aralıyor.

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺161,50

Tarihin her döneminde uygarlıkların kesişim noktasında yer alan önemli bir şehirdir İstanbul. Eski çağlardan günümüze uzanan zaman sürecinde çeşitli uygarlıkların birbirini izlediği İstanbul’un arkeoloji, sanat tarihi, mimari yönden en önemli bölgesi ise Tarihî Yarımada olarak tanımlanan Sultanahmet ve çevresidir.

Tarihî Yarımada’nın “Türkiye’nin kalbi olduğu” sözünün ne kadar doğru olduğunu yarımadayı tanıdıkça, inceledikçe görmek mümkün.

Arkeolog ve yazar Erdem Yücel’in ustalıkla kaleme aldığı eserinde İstanbul’un Tarihî Yarımada’sının tarihsel süreci, şehrin kuruluşu ve bu yerleşim alanındaki arkeolojik kalıntılar hakkında ayrıntılı bilgiler yer alıyor. Roma, Bizans ve Osmanlı dönemi
eserleri ve anıtsal yapıların yanı sıra günümüze kadar ulaşamayan tarihî yapılar da bütün yönleriyle İstanbul’un Tarihî Yarımada’sı’nda titizlikle inceleniyor.

Dünden bugüne uzanan bir uygarlığın kimlik haritasını ortaya çıkaran İstanbul’un Tarihî Yarımada’sı alanında önemli bir boşluğu dolduran yetkin bir eser. Sürprizlerle, gizemlerle dolu. O halde hep birlikte keşfe çıkalım…

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 680
Ağırlık : 680
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺255,00

31 Mart’ı 1 Nisan’a bağlayan gece İnönü mevkilerindeki savaş Türk ordusunun zaferiyle sonuçlandı. Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa’ya gönderdiği telgrafta şöyle diyordu: “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz”…

Millî Mücadele’nin kırılma noktalarından biridir 2. İnönü Zaferi. Öyle ki İsmet Paşa’ya “İnönü” soyadı bundan ötürü verildi.

Kitap 89 yıllık yaşamıyla, 1908’den ölümüne kadar İnönü’nün Türkiye tarihinde oynadığı rolü anlatmayı amaçlıyor. İnönü gerek Millî Mücadele’de gerekse çok partili yaşama geçiş başta olmak üzere Türkiye’de demokrasinin yerleşmesinde önemli bir aktördür. Türkiye’nin ilk başbakanı, Atatürk’ten sonra ikinci cumhurbaşkanı İnönü’yü kendi alanında uzman isimlerin makalelerinden ve söyleşilerden okuma olanağı sunan bu çalışma hem İsmet İnönü’nün hem de kendisinin dahil olduğu Türkiye’nin yakın siyasal tarihinin anlaşılmasını sağlayacak titiz, kolektif bir eser. Bugüne kadar yapılmış en kapsamlı İsmet İnönü kitabı...

İsmet İnönü’nün yaşamına hemen her yönüyle ışık tutan eserin sayfalarını çevirirken yeni bilgiler edinecek, film tadında bir eserde zamanın sisli sahnelerinde gezineceksiniz…

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 856
Ağırlık : 856
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺500,00

Bisiklet Manifestosu, Aydan Çelik’in bisiklete yazdığı aşk mektubudur.

İki tekerli bu basit nesne, iki yüz yıldır sanatçılara, edebiyatçılara, bilim insanlarına, öncülere ilham veriyor.

Manifesto’da Yunus Emre’den Nâzım Hikmet’e, Orhan Veli’den Sait Faik’e, Fatma Aliye’den Ahmet Hamdi Tanpınar’a, Salvador Dali’den Zeki Müren’e, Neşet Ertaş’tan Âşık Veysel’e dünyada iz bırakmış birçok insanı bulacaksınız.

Bisikletin Bağdat’ta Şehrazat, Roma’da Spartaküs, İspanya’da Don Kişot, Galata Kulesi’nde Hezârfen, yokuşlarda Sisifos, Bolu’da Köroğlu, İstanbul tepelerinde Yahya Kemal olduğunu göreceksiniz.

Küçük Prens ile ön yargılarınızı, John Lennon ile hayata dair planlarınızı, Godot ile beklentilerinizi, Themis ile adaleti sorgulayacaksınız.

Karagöz ile muhabbete, Evliya Çelebi ile keşfe, Hemingway ile şenliğe, Schopenhauer ile sükûnete, Hoca Nasreddin ile tevazuya, Prometheus ile ışığa, Dadaloğlu ile özgürlüğe davet edileceksiniz.

Bisiklet Manifestosu, 70 illüstrasyona eşlik eden 70 hikâyesiyle bisikletin sadece “bisiklet” olmadığını bir kez daha hatırlatıyor.

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 17 / 18
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺127,50

Sait Faik “Yazmasam deli olacaktım” demişti, ben de öğrendiğim bilgileri başkalarına anlatmazsam. Önce İstanbul için kültür rotaları tasarladım. Bu rotaların pratiğini yapabilmek için arkadaşlarımı peşime takıp onlara İstanbul’u anlattım. Bir süre sonra da yüksek lisans ve doktora öğrencilerine ücretsiz İstanbul gezileri düzenledim. Öğrencilerin soracakları sorulara karşı sıkı ders çalışmam gerekiyordu.
Bu geziler için hazırladığım notlar epeyce yekûn tutmaya başlayınca bir kitapta toplamaya karar verdim...

― Erol Gezeroğlu

Tepe Tepe İstanbul, sokak sokak, semt semt İstanbul’un tarihsel ve kültürel varlıklarının eksiksiz bir şekilde anlatıldığı müthiş bir kültür rotası. Tarihî yapıları ve mekânları, mimari ya da teknik bilgilerden uzak bir dille, yaşanan olaylar ve anekdotlar üzerinden anlatan film tadında bir eser. Tepe Tepe İstanbul, İstanbul’u bir uçtan bir uca kucaklamak için tadına doyum olmaz bir okuma şöleni vadediyor.

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1016
Ağırlık : 1016
En / Boy : 21,5 / 26
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺306,00

Milena’ya Mektuplar Franz Kafka’nın eserlerini Çekçe’ye çevirmesini istediği Milena Jesenska ile aralarında olan mektuplaşmalarla giderek imkânsız bir aşka sürüklenişinin hikâyesidir. Bir mektup-roman olarak da tanımlanabilecek gerçek bir aşkın satırlara yansımış ölümsüzlüğüne tanıklık eden bir yapıttır. Franz Kafka’nın bütün ruhuyla kendini adadığı bir aşk ve o aşkın satırlara yansıyan sonsuz tanıklığı.

İnsanın korkularını, kaygılarını, yalnızlığını, yabancılaşmasını benzersiz bir biçimde dile getiren Kafka’nın düş dünyasına okuru davet eden Milena’ya Mektuplar, bitmek tükenmek bilmeyen bir lirizmin büyüleyici bir başyapıtıdır aynı zamanda...

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 328
Ağırlık : 328
En / Boy : 12,5 / 19
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺59,50

Franz Kafka’nın kaleminden bir kapitalizm eleştirisi olarak da okunabilecek Amerika, ilk olarak yazarın ölümünden sonra 1927’de yayımlanmıştır. Kafka, eğlenceli olduğu kadar ilk romanı olma özelliğini de taşıyan Amerika’yı 1912’de yazmaya başladı. Yazarın “Kayıp” adını verdiği bu roman Max Brod tarafından Amerika ismiyle yayımlandı. İşlediği bir suç yüzünden ailesi tarafından Amerika’ya gönderilen Karl Rossman’ın bu yeni duruma uyum sağlama sürecinin anlatıldığı romanda birey-toplum çatışması farklı bir biçimde sorgulanır. Özlemini çektiği özgürlüğün peşinde “yeni dünya”da bir hayat peşinde olan Karl Rossman, New York’ta boyun eğmiş bağımlı bir yaşam sürer.

Kafka’nın bildik üslubunun dışında ilerleyen, alegorilerden ve metaforlardan arınmış yalın bir romandır Amerika. Baş karakterinin fantezi dünyası ile her türlü karşıtlığı mükemmel bir uyum içerisinde sergilemesiyle de öne çıkan bir yapıttır. Yeni bir dünyayı keşfederken aynı zamanda kaybolan bir masumiyetin giderek nasıl bir prangaya dönüştüğünün de özlü bir fotoğrafını verir Amerika.

Amerika’yı hiç görmemiş olan Kafka’nın kaleminden şaşırtıcı olduğu kadar fantastiğin ve hayalin sınırlarında gezinen bir anlatı.

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺59,50

“Koltuğundan dünyaya hükmediyordun. Senin fikrin doğruydu, diğer herkes deli ve ucubeydi, normal değildi. Hatta kendine güvenin öyle büyüktü ki daima tutarlı olman gerekmiyordu ve buna rağmen asla yanılamazdın. Bir konuda en ufak bir fikrin olmaması bile mümkündü, böyle durumlarda konuya dair bütün olası fikirlerin istisnasız yanlış olması gerekirdi. Sonunda da geriye tek sen kalırdın. Benim için, hükmetme haklarını akıldan ziyade kendi kişiliklerinden alan bütün despotların esrarengiz niteliğini kazanmıştın.”

Franz Kafka’nın 1919 yılında kaleme aldığı Baba’ya Mektuplar babasının kendi üzerinde kurduğu baskıyı ve otoriter tavrının ruhunda açtığı derin yaraları dile getiren bir yapıttır. Kafka yazdığı bu mektubu babasına göndermek istemişse de annesinin baskısından dolayı hiçbir zaman gönderememiştir. Baba’ya Mektuplar Kafka’nın ölümünden sonra yayımlanmıştır.

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 12,5 / 19
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺42,50

“Son zamanlarda hayatımı tekrar tekrar gözden geçiriyorum. Her şeyi mahveden o belirleyici hatayı arasam da bulamıyorum. Fakat bir hata yaptığım kesin, zira eğer uzun ömrüm boyunca canımı dişime takmama rağmen hedefime ulaşamadıysam, hedefimin gerçekleşmesinin olanaksızlığını kanıtlamış olurum. Bu durum da sonsuz bir umutsuzluğa sürükler beni. Kendi hayatında ortaya koyduğun eserleri gözden geçir!”

Franz Kafka yaşamı boyunca ürettiği yapıtlarında her zaman en çıplak haliyle en saf gerçeği aradı. Onun kurduğu dünya labirentinde bu gerçeği arayışın bir sonucu olarak ortaya çıkan “Kafkaesk” kavramıyla da bugün insanın varlığını çepeçevre saran korku ve bunalım, çevreye yabancılaşma, içinden çıkılmaz kurallarıyla bürokrasinin insan kişiliğini hiçe sayması dile getirilmektedir.

İnsanın yalnızlığı ve kendi kendine yabancılaşmasını lirizmin doruklarında bir duyarlılıkla anlatan Kafka’nın yapıtları her zaman tuhaf, tedirgin edici ve dehşetengizdir. Tıpkı yaşam gibi.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 616
Ağırlık : 616
En / Boy : 12,5 / 19
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,75

Franz Kafka’nın, öldükten sonra yakması için dostu Max Brod’a verdiği yapıtları arasında yer alan Dönüşüm, insanın terk edilişini ve yalnızlığını ölümle paylaşmasının anıtsal bir anlatımıdır.

Hiçliğin mutlak olduğu bir dünyada, korkunun karabasanında tuzağa düşmüş bireyin trajedisini anlatır Kafka. Yabancılaşmış, anlaşılmaz ve makineleşmiş bir dünyada insanın evsizliğini ustalıkla işler. Kafka’nın kahramanları hiçbir yere ait değildir. Bedensel dönüşümünü gözlemleyen Gregor Samsa, bu anlaşılmaz dünya içerisinde kendi bedenine yabancılaşır. Bedenindeki dönüşüme alıştıkça böcekleşir, böcekleştikçe de yalnızlığın o koyu ve vazgeçilmez dünyasına adım atmış olur. Artık Gregor yalnızlığını ölümle paylaşır.

Sorgulama gereği duyulmayan yaşamın kemikleşmiş kurallarına, insan ilişkilerine, toplumsal yaşayışa bir başkaldırı öyküsü olan Dönüşüm’de, güçlü bir toplum eleştirisi yapılmış ve insanın modern toplumda yabancılaşması ustalıkla işlenmiştir.

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 72
Ağırlık : 72
En / Boy : 12,5 / 19
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺42,50

1899 yılında İkdâm gazetesinde tefrika edilen Mürebbiye, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın ününü sağlayan ilk romandır. Tanzimat’la birlikte başlayan Batılılaşmanın toplumsal yaşam içerisindeki etkilerinin bir eleştirisi olan Mürebbiye’de yazar, karakterleri ve işlediği konu aracılığıyla “aşksız erkekler” sorununa eğilir. Mürebbiyede Batılılaşmanın eski konak ahalisini düşürdüğü gülünç durumları dile getiren Gürpınar, bir kez daha her devrin yazarı olduğunu ortaya koyuyor.
Romanın ana kahramanı Anjel, mazisi son derece karanlık Parisli bir hayat kadını iken, İstanbul’a Dehri Efendi Yalısı’na bir matmazel olarak kabul edilir. Mürebbiye olarak çalışmaya başlayan Anjel’in sırasıyla evin tüm erkeklerini kendisine âşık etmesi ve sonrasında gelişen olaylar mizahi bir dille anlatılır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 220
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺25,50

1899 yılında İkdâm gazetesinde tefrika edilen Mürebbiye, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın ününü sağlayan ilk romandır. Tanzimat’la birlikte başlayan Batılılaşmanın toplumsal yaşam içerisindeki etkilerinin bir eleştirisi olan Mürebbiye’de yazar, karakterleri ve işlediği konu aracılığıyla “aşksız erkekler” sorununa eğilir. Mürebbiyede Batılılaşmanın eski konak ahalisini düşürdüğü gülünç durumları dile getiren Gürpınar, bir kez daha her devrin yazarı olduğunu ortaya koyuyor.
Romanın ana kahramanı Anjel, mazisi son derece karanlık Parisli bir hayat kadını iken, İstanbul’a Dehri Efendi Yalısı’na bir matmazel olarak kabul edilir. Mürebbiye olarak çalışmaya başlayan Anjel’in sırasıyla evin tüm erkeklerini kendisine âşık etmesi ve sonrasında gelişen olaylar mizahi bir dille anlatılır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺14,88
1 2 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı