Gıda medeniyet tarihinde farklı boyutlarıyla zaten etkin olan bir olgu. Küreselleşen dünyamızda ise beslenme kültürü kişilik, kimlik ve ruhumuza etkileriyle yükselen bir söylem haline gelmekte. Yemek sadece yenmiyor, konuşuluyor. İnsanoğlu kendini gastromania’ya kaptırmakta. Gastronomi giderek insan ve toplum bilimlerinin merceğinde. Bir iletişim dili olarak yemek tüm simgeselliğiyle siyasetten spiritüalizme değin tartışılmakta. Oya Ayan bu özgün çalışmasında disiplinlerarası bir yaklaşımla postmodern dönemdeki mutfaklar savaşının perde arkasını aydınlatıyor. Gastro-semiyotik yöntemi kullanarak akıllı mutfaklardan mistik matbahlara geçiş sürecindeki gelişmeleri bize sunuyor. Mutfakların ateşbazlık mesleğinin kadim bilgelik ışığında şifagüderlige yeniden dönüşüm sürecini sorguluyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 199
Ağırlık : 199
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺220,00

Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki gayrimüslim unsurlara dirlikler tevcih ederek tımar sistemi içerisine dâhil ettiği, dolayısıyla bu milletlerin Kanun-i Osmani idari sisteminin bir parçası olduğu bilinmektedir. Bu coğrafyada Bulgar, Rum, Sırp ve Arnavut asilzadelerine ve askerî zümrelerine bir İslamlaştırma politikası güdülmediği aşikârdır. Buna rağmen XIX. yüzyılda Osmanlı rejimi, Balkan milletleri için “boyunduruk” kabul edilen bir söylemle esaret dönemi gibi kurgulanmıştır. Balkanların kültürel ve tarihî realitesini görmekten uzak bu bakış açısıyla bir bilinç oluşturma çabaları 1878 Berlin Antlaşması ile Bulgaristan, Sırbistan, Romanya ve Karadağ’a verilen özerklik sonucunda ciddi bir ivme kazanmıştır. Esasen Rusya, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya gibi büyük devletler Balkanları kendi çıkarları çerçevesinde operasyon ve spekülasyon alanı olarak görüyordu. Bundan dolayı adı geçen bu devletler kendi aralarında Avrupa güç dengesi çerçevesinde statükonun korunması amacıyla olağanüstü bir mekik diplomasisi yürütmüşlerdir. Bu politika bağlamında Balkan milletlerini Osmanlıya karsı isyana teşvik etmişler ve her fırsatta ayaklanan asileri Osmanlı “boyunduruğuna” başkaldıran kahramanlar olarak kabul etmişlerdir. Öte yandan, II. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte siyasi çekişmeler Osmanlı Devleti’nde bir krize yol açmış ve orduya sirayet ederek birtakım istenmeyen hadiselerin peş peşe gelmesine sebep olmuştur. Bu durumu fırsat bilerek bir araya gelen Balkan devletçikleri Osmanlıya karşı art arda savaş ilan etmişlerdir. Nihayetinde Devlet-i Aliyye için Balkan Muhârebâtı tam bir yıkım olmuştur. Bu süreçte Rum, Bulgar ve Sırp komitacılar bölgede yaşayan Müslümanlara karsı acımasız bir tutum sergileyerek katliamlar yapmışlardır. Bu kitapta, Balkanların genel bir tarihi ve büyük devletlerin 1912-1913 tarih aralığında birbirleriyle ittifak arayışları mercek altına alınmış; İstanbul, Paris, Londra, Petersburg, Viyana, Belgrad, Sofya, Atina, Bosna-Hersek gibi merkezlerde görevli büyükelçi ve maslahatgüzar düzeyindeki Fransız diplomatların yazışmalarından hareketle Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki trajik akıbeti ortaya konulmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 267
Ağırlık : 267
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺281,60

Üniversite kütüphanelerinin teknolojik gelişmeler doğrultusunda günün koşullarına uygun yapılanması, altyapı olanakları ve hizmetleriyle ilgili değerlendirme ve önerilerin ortaya konması amacıyla kaleme alınmış olan bu kitapta, konu ile ilgili deneyim ve araştırmaları bulunan çalışma grubu üyeleri üniversite kütüphanelerinde örgütlenme, bina, derme, bütçe, insan kaynakları, bilgi hizmetleri ve teknoloji bakımından mevcut durumu ve sorunları tespit ederek, bu sorunların çözümüne ilişkin önerilerde bulunmuşlardır. Bu önerilerden birkaçı şöyledir: … Üniversitelerimizin geleceğe dönük planlamalarının yasal bir zorunluluktan ziyade stratejik bir yönetim anlayışı içinde hazırlanması ve yürütülmesi gerekmektedir. … Kütüphane fiziksel alanları günümüzün yüksek beklentilerine sahip; modern, konforlu, emniyetli, teknoloji donanımlı, ferah, rahat ve merkezi olmalıdır. … Kütüphanelere, araştırmacıların ihtiyaç duyduğu bilgi hizmetini günün koşullarına uygun kaynak ve araçlarla etkili bir şekilde sunabilmeleri için yeterli ve sürdürülebilir bir bütçe ayrılmalıdır. … Kütüphane dermesinde doğru gelişmeyi sağlamak adına dermenin genel durumu, büyüme oranı, kişi başına düsen kitap sayısı, kullanım oranları, bilimsel çıktılar, kullanıcı talep ve ihtiyaçları, akreditasyon gereklilikleri göz önünde bulundurulmalıdır. … Personelin niteliğinde asgari koşul kütüphanecilik mesleğinin gerektirdiği temel yeterlikler olmalıdır. …. Nesnelerin interneti, blok zincir, yapay zekâ ve makine öğrenme algoritmaları gibi teknolojilerin giderek artan rolü kütüphaneleri de bir dönüm noktasına getirmektedir. Kütüphanelerin bu süreçte sürekli kendini güncelleyerek ve oldukça hızlı hareket ederek sayısal dönüşüm fırsatlarını yakalaması gerekmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺211,20

Hastane işletmelerinde gün geçtikçe talebin artması ekonomik unsurlarla da bağlantılıdır. Herhangi bir işletmede çalışan birey rahatsızlığından ötürü hastaneye başvurduğunda kendi işletmesindeki iş gücü maliyetlerini arttırır. Kurumda çalışan iş görenlerin ücretleri, tüm tıbbi sarf malzemeleri, teknik ve biyomedikal cihazların maliyetinin oldukça fazla olması sebebiyle kurum içinde verimliliğin sağlanması zorunlu olmuştur. Sağlık çalışanlarının hastanelerde yılın her günü, bayram, tatil demeden vardiyalı hizmeti sürdürmeleri görevlerine ve meslekilerine cefakâr ve fedakârlıkla bağlılıkları kendilerine olan özgüveni anlatır. Hastanelerin yapısal yönetiminde, uygulanan girişimlerin oldukça fazla olması, birden çok profesyonelin bir arada çalışması, kişisel hedeflerin ortaya çıkması anlaşmazlıkları doğurarak denetimi güç kılar. Sürece dair yönetimde yapılacak işlerin karmaşıklığı, sunulacak hizmetlerin geciktirilemez oluşu ve yanlışlığa imkân tanımaması gibi sıkıntılar oluşturur. Sağlık hizmetlerinde çıktıların değerlendirilmesi belirli bir zamanda olur. Bu eserimizin hedef kitlelere, yararlanıcılara ve uzmanlara tüm sağlık çalışanları ile halkımıza faydalı olması dileği ile.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺246,40

Marka ürünün kimliğidir. Müşteri yaratır ve yaşatır. Küreselleşen günümüz dünyasında, mal ve hizmetlerin çeşitliliği artmış olup yaşanan gelişmelere paralel olarak tüketici tercihleri önem kazanmaya başlamıştır. İşletmeler pazarda yerlerini koruyabilmek, pazarda var olabilmek için hızla markalaşma yoluna gitmişlerdir. Bu markalaşma çalışmalarından bir hizmet sektörü olan sağlık sektörü de payını almıştır. Sağlık sektöründe özel sağlık işletme sayılarının artmasıyla birlikte, sağlık sektörü pazarından payını almak isteyen başta özel sağlık işletmeleri, diğer işletmelerden farklılaşmak, pazarda lider olmak için markalaşma çalışmalarına başlamışlardır. Özel sağlık sektörüyle başlayan markalaşma çalışmaları kamuda sağlık sektöründe ise kalite çalışmalarıyla başlamış olup, şehir hastanelerinin kurulmasıyla birlikte hız kazanmaya başlamıştır. Sağlık işletmelerinin marka olmasında, başta doktorlar sonra da hemşireler olmak üzere sağlık çalışanları en büyük rolü üstlenmektedirler. Hastalar sağlık işletmelerini tercih ederken; kendilerine en doğru, en kaliteli sağlık hizmetleri hangi sağlık işletmesinde verilecekse orayı tercih edeceklerdir. Alanlarında ün yapmış, markalaşmış doktorların görev yaptığı sağlık işletmeleri ilk tercihleri olacaktır. Günümüzde kıyasıya rekabetin yaşandığı sağlık sektöründe sadece özel sağlık işletmeleri değil kamu sağlık işletmelerinin de markalaşma çalışmalarına hız vermesi, sağlık sektöründe rekabeti arttırarak daha ucuz, daha kaliteli sağlık hizmeti sunumunu sağlayacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 196
Ağırlık : 196
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺246,40

Marka ve Marka Yönetimi ekonomilerin gelişmesinde ve kalkınmasında globalleşme ile artan küresel rekabet ortamının da etkisiyle önemli bir dinamik halini almıştır. Bu nedenle günümüzde sadece bilim ve teknoloji politikaları ülkelerin kalkınmalarında etkili olmamaktadır. Katma değer yaratabilecek ve ekonomik anlamda gelişmeye yardımcı olacak Markalaşma ülkelerin ayakta kalabilmeleri ve küresel rekabete ayak uydurabilmesi için hayati önem taşımaktadır. Dünyada artan milliyetçilik akımlarıyla birlikte bir ürünün menşei ülkesi tüketiciler tarafında satın alma olgusu için önem taşımaktadır. Özellikle Otomobil gibi dünyadaki pek çok tüketici için önemli yer tutan bir ürünün satın alma kararı, tüketiciler tarafında bazen zor olabilmektedir. Bir yandan marka bilinirliklerinin ülkelerin önüne geçmesi ve bazı markaların dünyanın dört bir tarafındaki ateşli savunucuları tarafından tanıtılması, tüketicilerin markalarda kendilerinden bir şeyler bulmaları, markaların gelecekte daha farklı stratejiler ve öngörülerde bulunmalarını zorunlu kılmaktadır. Bu bilimsel eserde Otomobil Satın alırken Marka Savunuculuğu kavramının ülke menşei ve satın alma niyetini nasıl etkilediğiyle ilgili hem literatür hem de istatistiki veriler ışığında değerlendirmeler yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda tüketicilerin otomobil satın alma davranışlarındaki değişkenler saptanmaya çalışılmıştır. Ortaya konulan bu eserin basta insanlığa ve bilim dünyasına katkı sağlaması en büyük isteğimiz olacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 226
Ağırlık : 226
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺264,00

Yapay Zeka ile Sohbetler, yapay zeka teknolojileri hakkında merak edilen pek çok soruya yanıt veren özgün bir kaynak. Kitap, yapay zeka asistanı ChatGPT’ye yöneltilen sorulara verilen cevaplarla, okuyuculara yapay zeka, derin öğrenme, makine öğrenimi ve benzeri konularda kapsamlı bir bilgi birikimi sunuyor. Ayrıca, kitapta kütüphanelerle ilgili birçok uygulanabilir proje fikri, oyunlaştırma, etkinlik fikri, Python kodu ve benzeri uygulamalar bulunuyor. Bu fikirler, okuyucuların yapay zeka teknolojilerini kullanarak kendi projelerini oluşturmalarına ve uygulamalarını geliştirmelerine yardımcı olacak. Yapay Zeka ile Sohbetler, yapay zeka teknolojilerinin güncel durumu ve gelecekteki potansiyeli hakkında kapsamlı bir bakış açısı sunuyor. ChatGPT ile yapılan sohbetlerde, yapay zeka teknolojilerinin nasıl çalıştığı, etik sorunlar, doğru kullanımı ve benzeri konular ele alınıyor. Yapay zeka teknolojileri hakkında daha fazla bilgi edinmek ve kendi projelerinizi geliştirmek istiyorsanız, Yapay Zeka ile Sohbetler kesinlikle okumanız gereken bir kaynak!


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 198
Ağırlık : 198
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺158,40

Geri kalmış ve gelişmekte olan ülke konumunda olmanın tek nedeni, siyasettir. Bu tip ülkelerde hedeflenen toplumsal değişimler siyaset kurumunca “zorlama” olarak, ekonomik üretim biçimi dikkate alınmadan yapılmaya çalışılır; ama sadece çalışılır. KKTC de bu ülkelerden biridir ne yazık ki. Alınan kararlar uygulamaya geçince toplumsal fayda açısından hiçbir katkı ortaya çıkmaz. Dolayısıyla geri kalmışlık veya gelişmekte olan ülke konumundan, bir türlü bir üst aşamaya geçilemez. KKTC’nin de gelişmiş ülke olamamasının nedeni budur. Kalkınma hamlesi yapmanın doğru bir yolu da eğitim biliminin çağdaş yönelimleri üzerinden yeniden yapılandırılan, bilimsel ilkelere dayalı bir eğitim sistemidir. Kitapta bu özlemi yansıtan makalelerde, eğitim bilimiyle ilgili pratik uygulamalar, eleştirel bir bakış açısıyla ortaya konmuştur. Kitapta yer alan her bir makale, toplumu siyasetten kurtarıp eğitim sistemini çağdaş ve bilimsel eğitim yönelimleri temelinde yapılandırmaya hizmet etme düşüncesiyle yazılmıştır. Kitapta Sosyal Yapı, Eğitim Felsefesi, Eğitim Psikolojisi, Eğitimin Ekonomik ve Politik Temelleri, Öğretmenlik Mesleği ve Problemleri, İlköğretim ve Özel Okullar, Aile Eğitimi, Eğitim Kongreleri, Kıbrıs Türk Kültürü, Eğitim Programları ve Ders Kitapları, Yüksek Öğretim ve Problemleri, Özel Eğitim, Çevre Eğitimi ünitelerine yer verilmiştir. İlgili ünitelerde KKTC’nin sosyal, ekonomik ve politik yapısı ile ilgili eleştirileri içeren makaleleri bulacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 319
Ağırlık : 319
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺202,40

Kamu Diplomasi, Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler disiplininde günümüzde daha çok üzerinde durulan ve çalışmalar yapılan bir konu haline gelmiştir. Disiplinler arası çalışma ve devlet ve devlet dışı aktörlerin birlikte hareket alanının bulunduğu yeni kamu diplomasisi yaklaşımı doğrultusu çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Türkiye için bürokratik yapılanmanın ve devlet dışı aktörlerin birlikte hareket ettiği, siyaset üstü devlet politikalarının oluşturulması temelinde, KAMU DİPLOMASİSİ modelinin nasıl yapılanacağı sorunun yanıtı bu çalışmada aranmaktadır. Türkiye’nin Kafkaslardan Balkanlara, Orta Asya’dan Ortadoğu’ya geniş etki alanı, ülkenin gelişen ekonomisi, savunma sanayisi ve potansiyelinin kültürel bağlar, ortak dil ve tarihsel paylaşımların etki çerçevesinin kullanılarak ülkelerle bağ oluşturmaktadır. Oysa, sadece ekonomik ve siyasi değil, kültürel ve tarihi etkileşimi de kapsayan zenginlik, Türkiye’nin, diğer ülkelere vesayet kompleksi olmadan, Türkiye için bütünsel bir model önerisini kapsamaktadır. Ebetteki bu bağların güçlendirilmesi Türkiye’nin, büyüklenmeden dostluk ve kardeşlik, adil ve şefkatli eli, dünyada barış çabaları ile öne çıkan özellikleri ile uluslararası zeminde farkını ortaya koymaktadır. Her bir ülkenin toprak bütünlüğü ve bekasının Türkiye için önemine yapılan vurgu, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel demokratik ve insani boyuttaki yaklaşımlarının Kamu Diplomasisi ve iletişim stratejinde kriz dönemlerindeki yükselişi dikkat çekmektedir. Analizlere dayalı sonuçlarda, Türkiye’nin barış ve diplomasi politikalarında ülke imajının pozitif yönlü ivmesi dikkat çekicidir. Verilere dayanarak önerilen KAMU DİPLOMASİSİ Modeli, klasik diplomasinin yanında, sivil toplum, spor, sanat ve pek çok alandaki geniş yüzeyi, ülkelerin kurumsal itibar çerçevesinin ön plana çıkması, daha planlı ve bütünlüklü bir çalışmayı gerektirdiğini de göstermiştir.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 207
Ağırlık : 207
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺158,40

Bu çalışma şimdiye kadar birçok çalışmada yüzeysel olarak dile getirilmiş ancak yeterince araştırılmamış pekiştirme edatlarını ele almaktadır. Kullanıldıkları yerde anlamı kuvvetlendiren, söze güç katan, anlatımı berraklaştıran, yanlış anlaşılmaları ortadan kaldıran, daha sağlıklı bir iletişim kurmamıza yardımcı olan edatlara pekiştirme edatları denilmektedir. Pekiştirme görevinde kullanılan edatlar kullanıldıkları yerde anlamı güçlendirirler. Pekiştirme edatlarıyla anlama özel bir incelik, nüans verilmiş olur. Bu anlatım tarzı daha çok kullanılışta ortaya çıkar ve belirginlik kazanır. Pekiştirme edatlarının kullanımları, cümle içerisindeki görevleri göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir. Bir dilin asıl zenginliği, ifade imkânının genişliğiyle ölçülür. Pekiştirme edatları da dile ifade gücü ve nüans kazandıran yardımcı sözcüklerdir. Edatlarla ilgili çalışmalarda pekiştirme edatlarına yeterince yer verilmemiş veya çok az yer verilmiştir. Pekiştirme edatlarıyla ilgili yapılan müstakil çalışmaların sayısı çok azdır. Türkiye Türkçesinde olduğu gibi diğer Türk lehçelerinde de pekiştirme görevinde kullanılan edatların sayısı oldukça fazladır. Bu yüzden bu alanda çalışmayı düşündük ve “Türkçede Pekiştirme Edatları” konusunu seçtik. Türk dilinin yazılı belgelerinden başlanarak; çağdaş Türk lehçelerinin tamamı çalışmaya dahil edildi. Değişik zamanlarda ve değişik coğrafyalarda yazı dili olarak kullanılmış Türkçede pekiştirme edatları konusunun incelenmesinin sebebi; Türkçenin kullanım inceliklerinin ortaya konulmasıdır. Yazılı metinlerimizden itibaren Türkçede kullanılan tüm pekiştirme edatları incelenmeye çalışıldı. Çalışmada, edatların pekiştirme görevi üzerinde duruldu. Bunun için öncelikle edatlarla ilgili eserler, doktora ve yüksek lisans tezleri, gramer kitapları, sözlükler, konu ile ilgili makaleler ve bildiriler, toplanıldı. Konu ile ilgili yayımlanmış makaleler incelendi; ayrıca pekiştirme görevinde kullanılan edatlar hakkında farklı görüşlere de yer verildi. Ayrıca metinler taranarak pekiştirme edatları ile ilgili örnekler tespit edildi.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 701
Ağırlık : 701
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺352,00

Prof. Dr. Saadettin Yıldız demek; Veli-İnsan, Hayırsever ve Manevi Baba, Şiir ve His İnsanı, Türkçü-Milliyetçi, Hoş Sohbet Adamı, Yeni Türk Edebiyatı Uzmanı demektir. Hocamızın dağarcığında Yeni Türk edebiyatı sahasında şair ve yazarların hem karakteri hem de edebi eserleri üzerine derin ve özel bilgiler bulunur. Bunları derslerinde ve sohbetlerinde edebiyat tarihiyle birleştirerek yeni bakış açıları kazanmanızı sağlar. Günümüzde pek çok akademisyenin Türkiye ve KKTC’de üzerinde çalıştığı Kıbrıs Türk Edebiyatı ve kavramı üzerinde yıllarca önce ilk akademik yazıyı, “Kıbrıs Türk Edebiyatı Kavramından Ne Anlamalıyız?” başlığıyla kaleme alan da Saadettin Yıldız hocadır. Yeni Türk Edebiyatı alanında değerli akademik kitap ve çalışmaları arasında bilhassa Arif Nihat Asya üzerine olan araştırma ve çalışmalarıyla kültür ve edebiyat hayatımıza damgamızı vurmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 574
Ağırlık : 574
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺396,00

Libya 2015’den bu yana bir yanda uluslararası meşruiyete sahip Ulusal Mutabakat Hükümeti, diğer yanda ise eski bir asker olan Halife Hafter’e bağlı güçler arasında belirli aralıklarla devam eden yeni bir iç savaş ve bölünmüş bir siyasi/askeri yapı ile yüzleşmek durumunda kalmıştır. Yaklaşık 12 yıldır devam eden siyasi istikrarsızlık ve güvensizlik sarmalı Libya’nın geleceğine dair net bir tablonun şekillenmesini engellemektedir. Bir Kuzey Afrika ülkesi olan Libya bulunduğu coğrafi konum, sahip olduğu zengin ve kaliteli hidrokarbon kaynakları ve Sahra altı Afrika’dan Akdeniz kanalıyla Avrupa’ya geçiş güzergâhında olması gibi özellikleriyle jeostratejik açıdan son derece önemli bir ülkedir. Son dönemlerde Doğu Akdeniz jeopolitiğinde yaşanan önemli kırılmalar Libya’nın önemini daha da artırmıştır. Bir Kuzey Afrika ülkesi olmasının yanında Orta Doğu, Sahra Altı Afrika ve Geniş Akdeniz Havzası üçgeninin tam merkezinde yer alması, Libya’yı bölgesel ve küresel gündemin önemli aktörlerinden biri haline getirmektedir. Çok sayıda bölgesel ve küresel aktörün Libya krizine farklı nedenlerle müdahil oldukları ve Libya üzerinden jeopolitik bir güç mücadelesine giriştikleri söylenebilir. Libya’da hüküm süren güvensizlik ve belirsizlik ortamı Libya’nın güvenliğinin yanı sıra Türkiye’nin ulusal güvenliği ve bölgesel güvenlik bakımından da önemli bir tehdit kaynağı oluşturur hale gelmiştir. Tarihi ikili ilişkiler ve bölgesel dengeler bağlamında Türkiye için önemli bir ülke olan Libya bugün itibarıyla Türk dış politikası ve Türkiye’nin ulusal güvenlik öncelikleri bakımından fazlasıyla önem arz etmektedir. Bu çalışma farklı coğrafi bölgelerin kesişim noktasında yer alan ve birçok bakımdan önem arz eden bir ülke olarak Libya’nın ve Türkiye-Libya ilişkilerinin farklı yönleriyle daha iyi anlaşılabilmesi noktasından hareketle ilgili literatüre katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 266
Ağırlık : 266
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺176,00
(Emperyalizmin Buhranı ve Bolşevizm’in Gizli Esasları)

Türk tefekkür hayatına ciddi katkılar veren ağabeyi Mehmet Ali Aynî kadar duyulmamış olsa da Hasan Tahsin Bey de henüz 20’li yaşlarının başında memuriyeti yanında telif ve tercümeleriyle gazete ve dergilerde boy gösterdi. İstanbul’un orta ve yüksek dereceli okullarında dersler verdi, ders kitapları yazdı. 65 yıl boyunca kalemini elinden düşürmedi, “yoğunluktan dolayı” muhtelif işlerden feragat etse de entelektüel çabadan geri durmadı. 10’u aşkın dergi ve gazetede yazı yazdı, hemen hepsi önemli akademik ve literatür bilgisi gerektiren irili ufaklı 60’ı aşkın metin kaleme aldı. Profesörü olduğu maliye alanı yanında iktisat, sosyo-politika, kitabiyat ve nadir de olsa hatırat türünde yazılar kaleme alan Hasan Tahsin Bey, okuyarak, yazarak ve okutarak geçirdiği dolu dolu bir ömür sürdü. Elinizdeki çalışma Hasan Tahsin Bey’in gölgede kalmış kişiliğine bir parça ışık tutmak, yapıp ettiklerini ve bıraktıklarını gündeme taşımak ve bugün için de kıymeti olduğunu düşündüğüm iki tefrikasını günümüz ilgililerinin dikkatine sunmak için hazırlandı.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 189
Ağırlık : 189
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺132,00

The role and position of creative industries in the macroeconomic performance of nations are assuming great importance and indispensable significance in the global political economy of the 21st century. As a member of G20 The Republic of Türkiye has shown itself as one of the rising stars in the economic sphere of our times. Istanbul within Türkiye is a very important center for creative industries which leads to the country’s economic growth. This book is concerned with the creative industries located in Istanbul. You can find in this up-to-date inventory the data ranging from carpet making to jewelry from digital games to the cinema. By going through the relevant material within this book, researchers could easily envisage the past, present, and future role of creative industries not only in Türkiye but also in any developing nation.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 174
Ağırlık : 174
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺132,00

İnsanoğlu tarih boyunca daha iyi bir yaşam sürdürebilmek ve daha güvenli yerler bulabilmek için göç etmiştir. Uzun süre devam eden bölgesel çatışmalar ve dünya savaşları, bu göç hareketlerini zorunlu kılarak kitlesel bir boyuta taşımıştır. Günümüzde daha çok savaş sebebiyle meydana gelen mülteci sorunu, mikro düzeyde bireylerin, makro düzeyde toplumların hayatlarına çok yönlü olarak etki etmektedir. Malzemesini genellikle gerçek dünyadan alan, gerçekte olup bitenlere seyirci kalmayıp onlara ayna tutan, içinde yaşadığımız dünyanın somut gerçekliğini türlü yazınsallaştırma teknikleriyle dönüştüren edebiyatın kurmaca dünyası da milenyumda rotasını mültecilik sorununa yönelterek dikkatleri dünya çapında acil çözüm bekleyen bu sorun üzerine çekmektedir. Bu çalışma, edebiyat ve gerçeklik arasındaki bu bağlantıdan hareketle gerçek dünyada kanayan bir yara haline gelen mülteci sorunsalını, 21. yüzyılda kaleme alınan Günter Grass’ın Im Krebsgang (Yengeç Yürüyüşü), Jenny Erpenbeck’in Gehen, Ging, Gegangen (Gidiyor, Gitti, Gitmiş), Peter Härtling’in Djadi, Flüchtlingsjunge [Djadi, Mülteci Çocuk], Elvis Peeters’in De ontelbaren (Sayısız) ve Kemal Siyahhan’ın Mülteci adlı eserlerindeki yansımaları ışığında karşılaştırmalı edebiyat bilimi temelinde disiplinler arası bir yaklaşım ile ele almaktadır. Ayrıca küresel ölçekte bir kriz haline gelerek büyük bir insanlık dramına dönüşen bu sorunu, hukuki, felsefi, ekonomik, kültürel, politik, sosyolojik, psikolojik açıdan irdelemekte ve sorunun içerdiği çok boyutlu bileşenlere dikkat çekmektedir. İnsanların yaşamlarını düzene koyması beklenen yasaların, yaşam karşısında neden en büyük set oldugu araştırılmış, nelerin yapılması gerektiğine dair alternatif çözüm önerileri üretilmiştir. Kurmaca dünyadan gerçek dünyaya bir pencere açan bu çalışma mülteci sorununun görmezden gelinmemesi ve bu soruna karşı duyarlı olunması açısından evrensel bir çağrıda bulunmaktadır. Unutulmamalıdır ki, insanlığı tehdit eden sorunlar ancak ve ancak bütün insanlığın ortak bir paydada buluşması ile çözüme kavuşturulabilir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 559
Ağırlık : 559
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺308,00
Haşerat ve Emraz-ı Nebatiye’den Bir Kısım

Bugün dünyada neredeyse 1 milyara yakın insan sağlıklı beslenme yönünden sıkıntı içerisindeyken; üretilen tüm gıdanın tarladan tüketime kadarki süreçte yaklaşık üçte birinin çeşitli nedenlerle kaybedildiğine şahit olmaktayız. Bu konuda bir dengenin sağlanması için sürdürülebilir bir tarımla, insanlığın ihtiyaçlarının yeterli ve dengeli, güvenilir, besleyici bir şekilde üretilmesi ve gıdaya herkesin erişebilirliğinin sağlanması giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tahminlerine göre bitkisel üretim sırasında zararlı organizmalar nedeniyle her yıl yaklaşık %20-40 arasında ürün kaybedilmektedir. Ürün kayıpları; iklim değişikliği ve artan dünya nüfusu nedeniyle günümüzde gıda güvencesi açısından göz önünde bulundurulması gereken önemli bir konudur. Yakın yüzyılımızda ise pestisitlerin insan, hayvan ve çevre üzerinde yıkıcı etkilerinin ortaya konulması ile pestisit olarak kullanılan zararlı kimyasalların artık sürecini tamamlaması gerektiği ortaya çıkmıştır. Bugün pestisitlerin bilinen zararlı etkileri nedeniyle kullanımının azaltılmasına yönelik uluslararası sözleşmeler ve ülkemizin de taraf olduğu uluslararası mutabakatlara uyum kapsamında çok yıllık planlar yapılmaktadır. Avrupa Birliği adaylık sürecinde karşımıza çıkan Green Deal (Yeşil mutabakat) taahhütleri kapsamında üye ve aday ülkelerin 2030 yılına kadar pestisit kullanımlarını %50 oranında azaltılması ve 2050 yılında ise tamamen kaldırılmasına yönelik planlar hemen karşımızda durmaktadır. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde özellikle pestisit kullanımına alternatif olan yöntemlerin daha değerli olacağı, daha çok başvurulacağı düşünüldüğünde sentetik pestisitlerin kullanımına imkân olmayan dönemlerde yayınlanmış olan bu kaynak ülkemizde kullanılan, yüzyıllardır tecrübe edilmiş yöntemleri bize aktarmaktadır. Çevirmiş olduğumuz bu kıymetli eserin ülkemize faydalı olması ve diğer çalışmalara da öncülük edeceğini ümit ediyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 135
Ağırlık : 135
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺132,00

Dünyanın “Cadı Kazanı” ya da “pimi çekilmiş bombası” durumundaki Doğu Akdeniz’deki Kıbrıs adası “Mare Nostrum/Bizim Deniz” yaklaşımlarıyla tarih boyunca hemen bütün toplumların ve devletlerin ilgisini çekmiştir. Bu emperyal ve işgalci yaklaşım yüzlerce yıl boyunca adanın önemini artırırken bölgeye yönelik stratejik, askeri, ekonomik ve siyasi baskıları da yoğunlaştırır. Bu araştırmada her ne kadar Kıbrıs’ın yakın dönem radyo ve iletişim tarihine göz atılacaksa da dünden bugüne kimlerin adayı hangi, amaçlarla işgal etme düşüncesinde olduğunu ortaya koymak amacıyla Birinci Dünya Savaşı sürecinde İngiltere, Fransa ve İtalya ile başlayan ve günümüze kadar devam eden istihbarat faaliyetleri EMSIB bağlamında aktarılmış, 1947 sonrasında ABD ve İngiltere’nin günün şartlarına göre değişen ortaklarıyla bölgeyi kontrol altında tutmak amacıyla tesis ettikleri UKUSA ve FBIS faaliyetlerine de değinilmiştir. Araştırmanın salt “radyo” bağlamında değerlendirilmemesinde bu açıdan fayda vardır. Geniş bir perspektiften bakıldığında dünden bugüne elektronik, iletişim, radyo ve haberleşme konularının Kıbrıs bağlamında herkes için hayati ve stratejik öneme haiz olduğu da açıktır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 311
Ağırlık : 311
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺176,00

İncelemek üzere edindiğiniz “Araştırma Yöntem ve Stratejileri” isimli bu eser; yayıncılık alanında iddialı çalışmalar üretmek adına 2006 yılında kurulan, HiperLink’in ilk on yayını arasında yer almaktadır. İlk basımı 2009 yılında yayınevimiz tarafından gerçekleştirilen kitabımız; genç yazarlara bilimsel bir araştırmaya nasıl ve nereden başlanacağı, akademik bir yazının nasıl hazırlanması gerektiği konularında rehberlik etmiştir. Geçen bu uzun süre zarfında yayınevimiz; Ülkemizde yükseköğretim hayatında önemli bir boşluk olan bilimsel araştırma ve yayın hazırlama konularında nitelikli eser sayısını artırarak konu ve kapsam aralığını çeşitlendirmiştir. Görüyorum ki sadece yayınevimiz değil yazarımızda bu üçüncü basımda daha önceki basımlarda yer alan bölümleri genişleterek içerikleri zenginleştirmiş, bilgi birikimini üniteler eşliğinde sizlerin beğenisine sunmuştur. Yazarımız aynı zamanda bir araştırmanın doğasını ve karşınıza çıkabilecek olumlu ya da olumsuz durumları öğrenci deneyimleri eşliğinde siz okuyucularıyla buluşturmayı başarmıştır. Üçüncü basımın akademik yazı hazırlama ve literatür tarama konularında kendini geliştirmek isteyen tüm araştırmacı ve öğrenciler için bir başucu kitabı olacağına inancım tamdır. Hayri YAVUZ / HiperLink
Bir akademik yazı doğası gereği birden fazla bileşeni bir araya getirerek kaleme alınmak zorundadır. Akademik çalışmalarda yer alan her bileşenin zorlu etaplarını tamamlama aşamalarında doğru ve hızlı yol alabilmek için elinizin altında bir yol haritanızın olması sizlere araştırma esnasında büyük kolaylık sağlayacaktır. Yıllardır akademisyenlere, lisans ve lisansüstü öğrencilere bilimsel araştırmalarla ilgili farklı konularda teorik ve uygulamalı eğitimler veren Öğr. Gör. Beyhan Karpuz’un hazırlamış olduğu bu eserin eğitim hayatınızda sizin için iyi bir yol arkadaşı olacağını düşünüyorum. Akademik yazı hazırlama teknikleri ve kaynakça hazırlamanın inceliklerinin anlatıldığı üniteler eminim öğrenciler için en beğenilen bölümlerden biri olacaktır. İnternet yayıncılığının hızla büyüdüğü günümüzde bilgi arama stratejilerinin anlatıldığı, bilgi kaynaklarının tanıtıldığı ve gündelik hayatta nasıl kullanılabileceğini anlatan bölümler benim favorilerim arasında çoktan yerini aldı bile. En kısa zamanda yazar atölye çalışmalarımızda yüz yüze buluşabilmek dileğiyle... Harun KARAKUŞ / HiperAkademi


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 330
Ağırlık : 330
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺220,00

1946 yılında İzmit’te doğan Atilla Girgin, 1965’te (yaş 19), Saint Joseph Fransız Lisesi’nden, 1969 (yaş 23) yılında da Ankara Üniversitesi - Siyasal Bilgiler Fakültesi - Basın Yayın Yüksekokulu’ndan mezun oldu. 1968 yılında (yaş 22), üniversite öğrencisiyken Anadolu Ajansı’nda gazeteciliğe başlayan Girgin, 1973’te (yaş 27) devlet bursu kazanarak Fransa’ya gitti. Girgin Paris’te, Sorbonne Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde öğrenim görürken, bir yandan da Régie Autonome des Transports Parisiens (RATP) Şirketi’nde yöneticilik stajı yaptı. 1975 yılında (yaş 29), Anadolu Ajansı’nda gazeteciliğe yeniden başlayan Atilla Girgin, 1982-1985 yılları arasında da Işıklar Holding Başkanlık Danışmanı olarak çalıştı. Girgin 1985 yılı basında (yaş 39), “Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürü” görevine getirildi. Girgin, 1987 yılında da (yaş 41) İ. Ü. Basın Yayın Yüksekokulu’nda mesleki dersler vermeye başladı. Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürü olarak 8.5 yıl çalıştıktan sonra, 23 Temmuz 1993’te (yaş 47), TRT Haber Dairesi Başkanlığı’na getirilen Girgin, saşlık nedenleriyle bu görevden ayrılınca, 3 Ocak 1994 tarihinde (yaş 48), Marmara Üniversitesi İletisim Fakültesi’ne öğretim görevlisi olarak atandı. 1997 yılında (yaş 51), Marmara Üniversitesi’nde “Cumhuriyet Döneminde Türkiye’deki Yerel Basının Gelişmesi” konusunda yüksek lisans, 2000 yılında da (yaş 54) bu kez İstanbul Üniversitesi’nde “Yazılı Basında Haber ve Habercilik Etik’i” konusunda doktora yapan Atilla Girgin, 07.02.2002 tarihinde (yaş 56) doçent oldu. 18.10.2007 tarihinde (yaş 61) profesörlüğe atanan Girgin, 15.02.2011 tarihinde (yaş 65) Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden emekliye ayrıldı. Atilla Girgin, 1997-2013 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde de mesleki dersler verdi. Girgin, 2013 yılı basında, İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde ders vermeye başladı. Atilla Girgin, 3 Haziran 2013 tarihinde de (yaş 67) adı geçen fakültenin Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölüm Başkanlığı’na kadrolu olarak atandı. Prof. Dr. Girgin, 15 Temmuz 2020 tarihinde emekliye ayrıldı.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 195
Ağırlık : 195
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺132,00

Üreme ve nesli devam ettirme tüm canlılar için en temel içgüdülerden bir tanesidir. Çocuk sahibi olmak, “çocuklu” bir aile kurmada ve gelişimsel süreçte ailenin kendine özgü özelliklerini kuşaklar ötesine aktararak devamlılığını sağlamada önem taşıyan faktörlerden birisidir. İnfertilite (kısırlık) çocuk sahibi olmayı isteyen çiftler için psikolojik açıdan zorlayıcı, fiziksel olarak acı veren, tanı ve tedavi süreçleri görece maliyetli olarak nitelendirilebilecek çok boyutlu bir sağlık sorunudur. Bu çalışma infertilitenin psikolojik boyutlarına ilişkin bilgi birikimine katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Özellikle, deneyimin duygusal doğası şimdiye kadar infertiliteye özgü geliştirilen kuramlar çerçevesinde üç farklı alanda ele alınmıştır. Bu bağlamda, kişinin amaçları, değerleri ve ilişkileri ile çocuksuzluk deneyimi arasındaki etkileşim değerlendirilmiş, tıbbî müdahalenin infertilite yaşantısının yaygın stresine nasıl katkıda bulunduğu ve tanının konduğu andan itibaren nasıl deneyimlendiği etraflıca tanımlanmış evreler bağlamında açıklanmıştır. Kitap boyunca sunulan klinik anlatılar infertilite üzerine yazarın yürüttüğü bilimsel bir araştırmadan ve yazarın kendi klinik notlarından derlenmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 117
Ağırlık : 117
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,00

Antakya, geçmişten günümüze hoşgörü kenti olmuştur. Değişik kültürlerin, dinlerin, mezheplerin iç içe yaşadığı şehrin bu zenginliği, şüphesiz tarihsel sürecin ürünüdür. Bu çalışma, bahsi geçen tarihsel sürece ışık tutma gayesi ile hazırlandı. Bilimselliği temel alan, akademik üslupla hazırlanan ve bu esere konu olan on iki makale, bölge tarihinin çeşitli dönemlerinden kesitleri belgeler ışığında, titiz bir araştırma ve yorumlama ile bizlere sunmaktadır. Serhat Pir Tosun, Ömer Faruk Arıcan, Harun Korunur, Uysal Dıvrak, Arzu Yaman, Ela Özkan, Salih Başkutlu, Aziz Altı, Eren Şahin, Orhan Örs ve Şahin Yedek’in katkılarıyla.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 303
Ağırlık : 303
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺198,00

Bilgi ve iletişim çağında baş döndürücü gelişmeler yaşanmaktadır. Teknoloji hayatımıza hızlı bir şekilde girmiştir. Dolayısıyla her alanda değişim ve gelişim kaçınılmaz olmuştur. Bilim dünyası için de bu değişim ve gelişim büyük fayda sağlamıştır. Nitekim bilim dünyasında bilgi ve teknolojinin hızlı dolasımı bilim adamları arasında iş birliğini artırmıştır. Bu iş birliği eğitim, ekonomi, soysal ve kültürel hayat, siyaset, spor, turizm, medya ve iletişim alanlarında kendini göstermektedir. 2019 yılında Çin’in Vuhan kentinden tüm dünyaya yayılan koronavirüs nedeniyle basta sağlık sektörü olmak üzere, ekonomi, eğitim, ulaşım, ticaret, hizmet, sanayi sektörlerinin olumsuz etkilendiği açık olarak görülmektedir. Covid-19 salgını hiç şüphesiz akademik faaliyetleri de olumsuz olarak etkilemiştir. Normalleşme faaliyeti olarak da değerlendirebileceğimiz süreçte ortaya çıkarılan bu kitapta; ekonomi ve sosyal bilimler ve alt disiplinleri ile ilgili araştırmalara yer verilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺198,00

Bu eser, Cumhuriyet Türkiye’sinde, dini hayatın ve dindar insanların ihtiyaç, eğitim ve taleplerinden çok, “yönetici elit”in hedef ve idealleri çerçevesinde şekillenen din ve din eğitimi politikalarını, bu politikaların Din ve DKAB derslerine ne oranda ve şekilde yansıdığını, bu derslerde öğrenime konu edilen dini yorumun/anlayışın temel karakteristiğini ve nihayet Temel Dini Bilgiler dersi örnekleminden hareketle, son on yıldır okutulan seçmeli din derslerinde öğretime konu edilen dini yorumu/anlayışı; temel felsefesi, referansları ve yönelimleriyle birlikte analiz etmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 396
Ağırlık : 396
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺220,00
Disiplinler Arası Çalışmalar ve Güncel Yaklaşımlar

Tüm insanlar eşit doğar; içinde yaşadığı topluma katılarak yaşar ve topluma katılımda eşit haklara sahiptir. Ancak kimi gruplar, bilişsel ve fiziksel farklılıkları açısından söz konusu haklara sahip olamamaktadır. Özel gereksinimli bireyler de bu grubun bir kategorisini oluşturmaktadır. Son yıllarda, tüm dünyada akademisyenler ve araştırmacılar arasında özel gereksinimli bireyler, engelliler ve engellilik çalışmaları alanına ilgi artmış ve bu ilgi, disiplinler arası çalışmalar, coğrafya, tarih, felsefe, sosyoloji, psikoloji, kütüphanecilik dâhil olmak üzere çeşitli perspektiflerden geniş bir literatür oluşturmuştur. Giderek daha önemli hale gelen bu alanla ilgilenen herkes için önemli birçok konuyu, sorunu gündeme getiren, tartışan Özel Gereksinimli Bireylerin Bilgiye Erişimi: Disiplinler Arası Çalışmalar ve Güncel Yaklaşımlar başlıklı bu eser, otuz sekiz yazar yirmi yedi makale ile alana paha biçilmez bir kaynak eser olarak katkı sağlamaktadır. Bu esere katkı sağlayan yazarlar, “Özel Gereksinimlilik ve Bilgiye Erişimde Politikalar, Haklar ve Uygulamalar”, “Özel Gereksinimli Bireylere Yönelik Bilgi Hizmetleri”, “Özel Gereksinimli Bireyler İçin Erişilebilirlik Unsuru ve Kütüphanecilerin Rolü”, Özel Gereksinimli Bireyler İçin Geleceğe Yönelik Araştırmalar” ana baslıkları altında sundukları makalelerde, eşitlik ilkelerine dayalı daha demokratik ve katılımcı bir toplumu gerçekleştirme hedefine yaklaşmada özellikle dışlayıcı engelleri eleştirmekte; okuyucusunu, yeni modeller, stratejiler, fırsatlar ve anlayışlarla tanıştırmaktadırlar. Prof. Dr. Fatoş SUBAŞIOĞLU


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 676
Ağırlık : 676
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺462,00
(İnceleme ve Tahkik)

Sekkâkî’nin Miftâhu’l-ulûm’u, Hatîb Kazvînî’nin onun üçüncü bölümünü ihtisâr ettiği Telhîsu’l-Miftâh’ı ve onun en önemli şerhlerinden kabul edilen Teftâzânî’in el-Mutavvel olarak tanınan el-İsbâh fî şerhi Telhîsi’l-Miftâh adlı eseri belagat alimleri tarafından oldukça rağbet görmüştür. Kelam-Felsefe ağırlıklı belâgat ekolünün ürünü olan bu eserler üzerine şerh, hâşiye, ta‘lîkât gibi birçok çalışma yapılmıştır. Bu eserler Osmanlı medreselerinde ve sonraki süreçte medrese geleneğini sürdüren eğitim kurumlarında ders kitabı olarak okutula gelmiştir. Bu çalışmada büyük dedesi Teftâzânî’nin el-Mutavvel’i üzerine hâşiye yazan Hafîdü’t-Teftâzânî Seyfeddin Ahmed b. Yahya el-Herevî’nin eseri, üç nüshası karşılaştırılarak tahkik edilmiş ve hâşiye metodu incelenmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺206,80

Türkiye’de siyasi partiler siyasal yaklaşımların taşıyıcısı olmanın yanında, insanların toplumsal kimliklerinin ve kültürel değerlerinin temsilciliğini de üstlenmiştir. Osmanlı’nın son yüzyılında oluşmaya başlayan ve Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren tarihsel bir süreçte gelişen bu olgu, sosyal grupların siyasallaşması şeklinde tezahür etmiştir. Bunun yanında sosyal süreçlerle ve güncel ihtiyaçlarla birlikte mütalaa edilmesi beklenen siyasal olgular, Türkiye’de bu tarihsel bakiye üzerinden okunduğu için daima temel bir tartışma alanı olmuştur. Bunun bir parçası olarak İslamcılık başlığı altında tartışılan kavramlar, siyasal partiler ve bu alanın İslami değerler ile ilişkisi daima gündemde kendisine yer bulmuştur. Türkiye’de İslamcı siyasetin tarihsel seyrinde bu tartışmanın ana aktörlerinden biri Milli Görüş Hareketi (MGH) olmuştur. Muhafazakar eğilimlerin siyasal temsilini üstlenen ve 2001 yılına kadar bütünlüğünü muhafaza eden bu gelenek, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) kurulmasıyla sonuçlanacak bir ayrışma yaşamıştır. Birçok siyasal badire karşısında bütünlüğünü korumayı başarmış olan MGH’nin 28 Şubat postmodern darbesi ve sonrasında yaşanan gelişmeler karşısında, tarihsel tecrübesinin bir yansıması olarak teşkilatlarıyla kenetlenmek yerine bir ayrışma sürecine girmesi bu çalışmanın temel konusunu oluşturmaktadır. Bu ayrışma sürecinin neden engellenemediği sorusu etrafında gelişen çalışmada, demokrasi tecrübesinin temel aktörleri olan siyasal partilere yönelik kurumsalcı yaklaşım ile yeni bir analiz çerçevesi geliştirmek amaçlanmıştır. Kurumsal siyasal merkez karşısında MGH’nin yaşadığı meşruiyet krizinin 28 Şubat postmodern askeri mühahalesiyle derinleşmesi, AK Parti’in MGH’den kurumsal olarak ayrışma süreci, kurumsal merkez karşısında meşru bir siyasal kimlik üretme arayışı ve bu arayışın bir parçası olarak muhafazakar demokrasi söylemi siyasal kurumsallaşma bağlamında incelenmiştir. Her ne kadar çalışmanın merkezinde MGH tecrübesi yer alsa da, bu çalışma MGH partilerinin yanında bir örgüt olarak Türk siyasal yaşamındaki siyasal partilerin analizinde alternatif bir yaklaşım önerisi sunmayı hedeflemektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 410
Ağırlık : 410
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺220,00

Devletin tanımı ve işlevi, hakkında en çok yazılan ve tartışmalara neden olan konulardan biridir. “E-Devlet Felsefesi” çalışmasında yer alan değerlendirmeler, devletin ortaya çıkmasına ve değişimler geçirmesine neden olan hemen tüm başlıklara sahiptir. Ortaya konulan değerlendirmeler, teknoloji, ekonomi, politika ve sosyal yasamı konu edinmiştir. Bu bağlamda Elektronik Devlet’in (E-devlet) kullanımı, geleneksel, modern ve post-modern başlıklar altında değerlendirilerek, içinden çıkılmaz hale gelen ekonomik, sosyal ve siyasal sorunların çözümü için bir fırsat olarak görülmektedir. Çözüm önerileri olarak ortaya çıkan çalışmanın bulguları devleti tanımlayan ve evrensel doğrular içeren tarihsel köklere dayanmaktadır. Çalışma, devlet tanımına ve içerdiği konu başlıklarına, tarihsel ve felsefi sorgulamalar eşliğinde değerlendirmeler getirmeyi amaç edinmiş ve bu etkiyle yeni perspektifler sunmayı denemiştir. Bütüncül olarak felsefi argümanları sorgulamalarının temelinde kullanmıştır. E-devlet felsefesi çalışması, okuru, geleneksel devlet yaklaşımlarını kendi özgün kronolojisiyle düzenleyerek, anlamlandırarak, yeniden sorgulamaya yönlendirmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺132,00

Din ve Aile Psikolojik Bir Değerlendirme


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 286
Ağırlık : 286
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺184,80

Bu çalışmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yer alan KIBRIS TÜRK MASALLARI altı köy, iki kasaba toplam sekiz yerleşim yerinde derlenen kırk dokuz masal metni çeşitli yönlerden incelenmiştir. Çalışmanın giriş kısmında masalın tanımı, masalların tasnifi, masalın diğer nevilerle ilgisi, Halkbiliminin tanımı ve tarihçesi, masalların kaynakları, masalların inceleme metotları, Türk masallarına genel bir bakış, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde masallar hakkında yapılan çalışmalar içerikleri ile birlikte verilmiştir. I. Bölümünde çalışmamızda bulunan 49 masal metninin motif sırası verilmiştir. II. bölümde Kıbrıs Türk Masallarında bulunan ortak unsurlar, Saim Sakaoğlu’nun Gümüşhane ve Bayburt Masalları adlı eseri örnek alınarak incelenmiştir. III. Bölümde Kıbrıs Türk Masallarında bulunan eşyalar, bitkiler, yiyecekler, mevsimler ve astronomi terimleri verilmiştir. IV. bölümde Kıbrıs Türk Masallarında bulunan yapı ve formeller, Stith Thompson Halk Edebiyatı Kataloğuna göre motif numaraları verilmiştir. V. Bölümde Kıbrıs Türk Masallarında bulunan adet ve inanmalar incelenmiştir. Değerlendirme kısmında çalışmamızın tamamında ortaya çıkan sonuçlar tablolarla verilmeye çalışılmıştır. Metinler Bölümde ise tezimizde incelediğimiz masallar hiçbir düzeltme yapılmadan Kıbrıs Ağzı ile olduğu gibi verilmiştir. Bu sebeple de çalışmamız, dil çalışmalarında kaynak olabilecek bir yapıdadır. Sonuç kısmında ise ve değerlendirme kısmından hareketle elde ettiğimiz sonuçlar maddeler halinde sunulmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 515
Ağırlık : 515
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺272,80

Sağlıkta Uygulama Tebliği (SUT) Gerçekleri Çalıştay Kitabı, 8 Ekim 2022 tarihinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şile Engelliler Yaz Kampında Türkiye Ortopedik Engelliler Federasyonu (TOEF) tarafından, İstanbul Üniversitesi Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi (İÜ ENUYGAR) ve İstanbul Barosu Engelli Hakları Merkezi’nin katkılarıyla düzenlenen Çalıştay ile ilgili bir rapor niteliği taşıyor. SUT Gerçekleri Çalıştayı engelliler için hayati öneme sahip ortez, protez vb. yardımcı cihazlara erişimde yaşanan ciddi sorunlara dikkat çekmek amacıyla düzenlendi. Engelli kişilerin topluma diğer bireyler ile birlikte, eşit koşullarda tam ve etkin katılımını kolaylaştıracak unsurların en başında yardımcı cihazlar gelmektedir. Çalıştayı düzenleyen Türkiye Ortopedik Engelliler Federasyonu, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Barosunu da yanına alarak, önemli bir girişim başlattı. Bu girişimin yardımcı teknolojilere erişimi kolaylaştıracak çözümlerin geliştirilmesine katkı sağlaması dileğiyle… Prof. Dr. A. Resa AYDIN


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 95
Ağırlık : 95
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,00

Çevirinin kültürel ve ideolojik unsurlardan etkilenen ve onları etkileyen bir eylem olarak ele alındığı çeviribilim ile toplumsal cinsiyet konusunun buluştuğu bu kitapta, zengin bir metinlerarası ilişkiler ağı içerisinde yer alan ve feminist kurama göre eril dilin dönüştürüldüğü bir metinlerarasılık olan kadın yazınının çevirisi incelenmekte, kaynak ve erek metinlerde kadın yazını izleri sürülmektedir. Toplumsal cinsiyet sorununun çeviriye yansımalarını ele almakta olan bu kitap, dil ile beslenen dengesiz güç ilişkilerini tersine çevirme konusunda iletişim uzmanı çevirmenlere çağrıda bulunarak hem çeviribilime hem de toplumsal hayata katkı sağlama ümidiyle çıkılmış bir yolculuktur.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 238
Ağırlık : 238
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺162,80

Günümüzde iş hayatındaki sanayii ağırlığı, yerini bilgi ve hizmet sektörüne bırakarak erkeklerden oluşan çalışan insan tipine kadınları da dâhil etmiştir. Örneğin, TÜİK (2005-Agustos) verilerine göre, 15 yas üstü istihdam edilenlerin oranı, erkeklerde %59, kadınlarda %17; 2022 yılında ise, bu oran sırasıyla %66 ve %31’dir. Bu veriler, kadın çalışanların emek piyasasında giderek önemli bir yere sahip olduğunu açıkça göstermektedir. Bununla birlikte, kadınların işgücü piyasalarına girmesi ve mevcut piyasaların görünümünü değiştirmeye başlaması, geleneksel ailevi rollerinin kim tarafından yerine getirileceği ve ev ile iş yaşamındaki sorumluluklar arasında bir çatışma yaşanmadan nasıl denge kurulacağı sorununu yaratmaktadır. Böyle bir sorunun kadın çalışanının ailesi, eşi, arkadaşları ve iş çevresi tarafından verilen sosyal destek ile çözülebileceği yapılan araştırmalarda görülmektedir. Bu araştırmalarda, kadınların çalışma hayatına giderek daha fazla katılması ile birlikte geleneksel rollerin değiştiği bu durumun da aile yapısını etkilediği ifade edilmektedir. Bu etkiler, sosyal desteğin önemini gündeme getirmekte, iş ve aile yaşam çatışması aracılığı ile iş doyumu ve yaşam doyumu üzerindeki etkisini bir araştırma konusu yapmaktadır. Bu çerçevede, kadın çalışanların algıladıkları sosyal desteğin, iş ve yaşam doyumları üzerinde iş ve aile yaşam çatışmasının düzenleyici rolünün incelenmesi literatüre katkı sunmaktadır. Bu araştırmada kullanılan değişkenlerin birlikte olduğu hâlihazırda bir başka çalışma olmadığı için elde edilen bulguların kadın istihdam eden firmalar ve kurumlar ile politika yapıcılara rehberlik edebileceği düşünülmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 207
Ağırlık : 207
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺136,40

Yakın gelecekte Türk edebiyatının da tamamen elektronik forma dönüşeceği ön görülürken şu anda içinde yaşanılan sistem için ikili bir yapılanma ile çalışmak gerekmektedir. Her iki işleyiş sistemi üzerinde söz sahibi olan medya-yeni medya araçları bulunmaktadır. Bu noktada edebiyat alanının içinde yer aldığı ikili sistemin çözümlemelerinde medyalararasılık gibi çok disiplini çalışan kuramlara ihtiyaç duyulmaktadır. Modern çağın izole yaşamında, bilincini, hünerini sergileyen bir yazar yerine etkileşime açık, okurları ile diyalog halinde yazan, sadece basılı eser üreten değil teknoloji kanalları üzerinden hiper-metin formatında yazabilen bir yazar profili vardır. Aynı şekilde, basılı metni kabul eden okur profili, yerini, metnin üretiminde aktif olan hatta üretimin gerçekleştiği zaman diliminde yazarla etkileşimli bir biçimde çevirimiçi yeni medya araçları ile üretime katılabilen; hiper metinleri okuyabilecek, üretebilecek düzeyde teknolojiye hakim bir okur kitlesine bırakmak üzeredir..


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 479
Ağırlık : 479
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺330,00

New Developments In Science and     Mathematics


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 510
Ağırlık : 510
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺352,00
18-19-20 Mayıs 2022

Uluslararası Bilim ve Yazı Dili Olarak Türkçe Sempozyumu’nda sunulan tebliğler, hem nitelik hem de nicelik bakımından sempozyumun başarıya ulaştığını ortaya koymuştur. Sempozyum Düzenleme Kurulu yola çıkarken bir taraftan başta bilim, yazı ve edebiyat olmak üzere, Türkçenin gündelik hayatın her aşaması ile olan ilişkisini ortaya çıkarmayı hedeflerken diğer taraftan diller hiyerarşisi içerisinde Türkçenin yerini tespit etmeyi amaçlamıştı. Sempozyumda sunulan tebliğlerin tam metinlerini; Basın ve Kültür Dili Olarak Türkçe, Edebiyat Dili Olarak Türkçe, Eğitim Dili Olarak Türkçe, Ortak Türkçe Meselesi, Toplum Dil Bilimi ve Türkçe, Türkçenin Ağızları, Türkçenin Grameri, Türkçenin Söz Varlığı ve Yazı Dili Olarak Türkçe şeklinde üst başlıklar altında tasnif etmek mümkün olmuştur. Yabancı dil derslerinin kreşlere kadar indiği ve yabancı dil derslerinin devlet okullarında ilkokul ikinci sınıftan itibaren zorunlu hâle getirildiği bir ortamda, Türkçenin diller hiyerarşisi içindeki yeri, Türkçenin estetiği, Türkçenin iç meseleleri ve Ortak Türkçe gibi konuları ele alan tebliğlerin sunulmuş olması, Sempozyum Düzenleme Kurulu tarafından sempozyumun amacının tahakkuk etmesi bakımından tatmin edici addedilmektedir. Kökü dışarıda olan bazı zevat, Türkçenin bilim dili olmadığını düşünedursun ve bu düşüncelerini zehir gibi topluma zerk ededursun, biz, Bilimdili olarak Türkçeyi “muasır medeniyet seviyesinin” üzerine çıkarmak için çalışmaya devam edeceğiz, karınca kararınca… Gayret bizden tevfik Allah’tan…


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 612
Ağırlık : 612
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺382,80

Günümüzde iş dünyası başta olmak üzere akademik çevrelerde ve medyada sıklıkla bahsedilen Metaverse kavramının insan ve dijital dünya arasındaki ilişkiye yeni bir boyut kazandırdığı görülmektedir. Meta-evren olarak da ifade edilen bu yeni dijital yaşam alanında insanın, fiziki dünyada gerçekleştirdiği pek çok faaliyeti gerçekleştirebiliyor olması sadece bireysel değil kurumsal temsillerin yer aldığı yeni bir dünyaya evet demesi önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Fiziki dünyanın izdüşümü olarak da nitelendirilen bu yeni sanal evrende ekonomik ve sosyal pek çok faaliyetin gündelik yaşamda olduğu gibi karşılıklı olarak gerçekleşmesi pazarlama iletişimi açısından da yeni stratejileri gündeme getirmektedir. Pazarlama iletişim araçlarının bütüncül bir yaklaşımla metaverse evreninde kullanılmasının mümkün hale gelmesinin özellikle markaların hedef kitle ile olan iletişimine yeni boyutlar kazandıracağı düşünülmektedir. Bu kitabın temel motivasyonu; Bütünleşik Pazarlama İletişimi unsurlarının metaverse evreninde uygulanabilirliği hakkında araştırmalar gerçekleştirmek ve metaverse kavramının bilinmeyen yönlerine ışık tutacak bilimsel çalışmaları ortaya koymaktır. Bu doğrultuda bilginin peşinden gitmeyi prensip edinen alanında uzman akademisyenler tarafından hazırlanan içerikler okuyucuyu metaverse evreninde keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Emek yoğun ortak bir çalışmanın ürünü olan bu kitabın bu alanda yapılacak diğer akademik çalışmalara katkı sağlaması ve metaverse evren hakkında bilgi edinmek isteyen tüm okuyucuları aydınlatması temennisiyle…


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 294
Ağırlık : 294
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺198,00

“Tapu olayı yok zaten. Tapu olmadı mı memleketten gelen insanların tamamı tapu yok diye burada cüzi fiyatlarla arsalar almışlar. Tapu nedir bilmiyor ki. Basımı sokacak bir yerim olsun da. Mesele odur.” “Burayı tercih ettik çünkü ucuzdu. Özellikle kenar mahallelerde merkeze kıyasla daha da ucuz. Merkezde kiralar 1200-1500 TL ise burada 500, 600, 700 TL. Bunu tercih ediyor vatandaş. Çünkü dar gelirli insanlar.” “Düşük kira. Adam kirasını düşünüyor. Bütçesini düşünüyor. Burası kırsal kesim olduğu için biraz daha ucuz.” Özellikle 1980'lerin sonlarında yoğun göç hareketlerine maruz kalan Sultanbeyli, sağladığı enformel imkanların etkisiyle 55 yılda 400 nüfuslu bir köyden 330 binden fazla nüfusa ev sahipliği yapan bir ilçeye dönüşmüştür. Bu süreçte Dünya'yı ve Türkiye'yi etkileyen yapısal ekonomik dönüşüm, Sultanbeyli'de de etkisini göstermiş, ilçedeki yoksullar da yaşamlarını etkileyecek bu dönüşümden paylarını almışlardır. Fırsat olarak görülen çeşitli enformel istihdam imkânlarına erişimde yaşanan sıkıntılar ve enformel konut piyasasında görülen formelleşme eğilimi yaşamın yoksullar için Sultanbeyli'de zorlaşması sonucunu doğurmuştur. İlçeye farklı dönemlerde göçen kesimler farklı imkânlara sahip olmuş, dolayısıyla yoksullukla mücadelede konumlanmaları da farklılaşmıştır. Bu konumları ve stratejileri anlamaya yönelik olarak kaleme alınan bu çalışmada sosyal yardım alan veya sosyal yardıma başvurmuş yoksullar, ilçede yoksulluğu daha önce deneyimlemiş ilçe sakinleri, muhtarlar, ilçede sosyal yardım ve sosyal hizmet alanında çalışan kamu personelleri ve bu alanda faaliyet gösteren STK yetkilileri ile gerçekleştirilen derinlemesine görüşmelerden elde edilen bulgulara yer verilmektedir. Bu görüşmeler doğrultusunda sosyal yardım, konut ve istihdam alanlarında ilçenin durumunda ve yoksulların bu alanlarda yoksullukla mücadele için takip ettikleri geçim stratejilerinde görülen dönüşüm süreci tartışmaya açılmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 255
Ağırlık : 255
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺176,00

2021, İstiklal Marşı’nın 100. yıldönümü ilan edilmesiyle Türkiye’de ve birçok dış ülkede büyük bir coşku ve heyecanla kutlandı. Aradan geçen 100 yıl, İstiklal Marşı’nın ne kadar anlamlı ve kıymetli olduğunu bir kez daha gösterdi. Millî Mücadele hareketi için de büyük bir anlamı olan ve hepimizde büyük bir heyecan yaratan millî marşımız, kabul edildiği günden bugüne bağımsızlığın bir sembolü olarak Türk semalarında dalgalanmaya devam etmektedir. Adeta bir şahsiyet abidesi olan İstiklal Marşı, bağımsızlık uğruna hayatını feda eden aziz şehitlerimiz ve Mehmet Akif’le birlikte hepimiz için gurur kaynağıdır. İstiklal Marşı’na duyulan bu ilgi, sevgi ve saygı; sanat, edebiyat ve bilim dünyasında da büyük akis bulmuş, marsla alakalı birçok yazı ve makale, kitap, çevrimiçi veya yüz yüze konferans, sempozyum, kongre ve benzer etkinlikler gerçekleştirilmiştir. Tabii ilgi büyük olunca bu kıymetli çabaları bir araya getirip derlemek de bir o kadar da zorlaşmıştır. Elinizdeki çalışma da bu çabaların yok olmasını önlemek; bilim dünyası ve ilgililer için bir başvuru kaynağı hazırlamak amacıyla bir grup akademisyen tarafından titizlikle kaleme alınmış bir eserdir. Bugüne kadar Mehmet Akif’le ilgili birçok bibliyografya olmasına rağmen İstiklal Marşı ile ilgili bir çalışmanın olmayışı da bizi bu eseri hazırlamaya yöneltmiştir. Bu vesileyle kitap, 100 Yıllık İstiklal Marşı Bibliyografyası olarak da orijinal bir çalışmadır. Üstelik eser, kuru bir bibliyografya çalışması olmayıp; bu hususta yazılan makale, kitap, tez; yayımlanan özel sayılar, sunulan yüz yüze ve çevrimiçi konferans, sempozyum ve kongrelerin bir bütün olarak değerlendirilmeleriyle de bir ilktir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 243
Ağırlık : 243
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺154,00

Stres, işgücü devir hızının ve ise devamsızlığın en önemli nedenidir. Birey, çalışma ortamında iş tatminin bulunmaması durumumda, öncelikle işe devamsızlık sonra işten ayrılma gibi bir yol seçebilmekte, bu durumda nitelikli eleman ve verimlilik kaybı yaşanıp, örgütte performans düşüklüğü, iş kazaları görülme riskinin artmasına neden olmaktadır. İş kazaları sonucu personel tazminat talepleri doğmaktadır. İşletmeler stres sonucu gerçeklesen hastalıklar yüzünden ağır sağlık sigorta bedelleri ödemek zorunda kalmaktadırlar. Çalışma hayatını ve standartlarını geliştirmek için işverenin, bu olaylar yaşanmadan veya işçisinin şikayetinden önce önlem alması, çalışma ortamının iyileştirilmesinin sağlanması, strese karşı oluşturulmuş standart ve değerlerle birlikte bir örgüt kültürü geliştirilmesinin gerekliliği açıkça ortadadır. Liderlik anlayışının geliştirilmesi, tüm örgütün bilgi sahibi yapılması, kişilerarası açık iletişime olanak verecek şekilde takım çalışmalarına yönelinmesi, çalışanların nasıl yardım alabilecekleri konusunda bilgilendirilmesi, işyeri hekimliği gibi psikolojik danışmanlık sisteminin de yasal olarak işletmelerde zorunlu tutulmasının, işyerinde yaşanan stresin önlenmesi için atılabilecek adımlar arasında olduğu söylenebilir. Stresin iş yaşamı ve çalışanların ruhsal ve fiziksel sağlıkları üzerinde daha ağır etkileri oluşmadan, hem bireysel hem de örgütsel bir bilinçlenme ile bu olgunun önüne geçilmeli ve daha sağlıklı çalışma ortamları yaratılmalıdır. Etkili yönetim anlayışı; kişilerin işletmenin hedeflerini ulaşmasını sağlarken onların psikolojik ve düşünsel durumlarını dikkate almak ve bu şekilde davranmak ile mümkün olacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 124
Ağırlık : 124
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Türkçe ögretimi bilgiden ziyade beceriye odaklanan bir disiplindir. Amaç, içerik, eğitim ve ölçme-değerlendirme açısından çok yönlüdür. Dilin doğası gereği sosyal, kültürel ve bilimsel gelişmelere açık bir niteliğe sahiptir. Bu özellikler, Türkçe öğretimi alanındaki bilimsel araştırmalara ivme kazandırmakta ve her geçen gün yeni çalışmalar yapılmasını gerekli kılmaktadır. Dilin sürekli gelişen dinamik yapısı bilimsel araştırmaları beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda, geçmişten bugüne Türkçenin eğitimi ve öğretimine dair binlerce kuramsal ve uygulamalı çalışma yapılmıştır. Elinizdeki kitap bu anlayışla hazırlanmış, Türkçe öğretimine dair güncel araştırmaları alanın bilim insanları, öğretmen ve okurlarına sunmayı amaçlamıştır. Türkçenin ana dili ve yabancı dil olarak öğretiminin sürekli gelişen ve hızla değişen kapsamından yola çıkılarak eserin belirli aralıkla yenilenecek bir seri mahiyetinde olması planlanmıştır. Bu bağlamda kitabın adı Türkçe Eğitimi ile İlgili Güncel Araştırmalar-I şeklinde belirlenmiş ve başlangıç oluşturma çabası içinde olunmuştur. Eser, Türkçenin eğitimi ve öğretiminin farklı konu alanlarına dair güncel bakış açısıyla oluşturulmuş araştırma sonuçlarını içermektedir. Bahsedilen nitelikleri ile kitabın bilim insanlarına ve öğreticilerine fayda sağlayacağı düşünülmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 322
Ağırlık : 322
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺206,80

Selim korkudan gözleri dönmüş bir halde Reha’ya, sürücüye ardından da yolunun üstündeki diğer insanlara baktı. O anda da hayrete düştü, hiçbirinin yüzünde korkunun eseri yoktu, önceki hâlleri neyse simdi de o hâldeydiler. Zaten duymuş olsalardı korkudan yere düşüp bayılırlardı. Sesler hiç kesileceğe benzemiyordu. Korkudan tir tir titredi, ruhu büzüşüp kaldı, bedeninin içine girip saklanmak istedi. Düştüğü dehşetten çıldıracak gibiydi. O anda nasıl olduysa çığlıklar bitkin bir sese dönüştü ve sonunda da yok olup gitti. Selim’in yüreğini ağzına getiren bu acı dolu haykırışlar, toprak altında azap çeken insanların mezarlıktaki sessiz çığlıklarından başka bir şey değildi. Bundan sonra ne zaman kabir azabı başlasa, hep duyacaktı bu korkunç çığlıkları. Kim bilir, belki de çığlık atanlardan biri de o olacaktı. Çığlıkların kesilmesiyle biraz olsun rahatlamış, tam gözlerini açmıştı ki boş bir çukurun etrafında beklesen tanıdığı tanımadığı yüzlerce kişinin tabutuna doğru koşuşturduğunu gördü.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 301
Ağırlık : 301
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺198,00

Olağan hayat koşullarında önce dersimizi alıp sonradan sınava giriyoruz. Ülkemizi ciddi derecede etkileyen deprem, sel, heyelan gibi olağandışı olaylar ise bizi önceden sınava sokup sonradan ders veren afetler olarak karsımıza çıkıyor. Peki, bu derslerden sonuç çıkarıyor muyuz? Çıkardığımız sonuçlar bizi olağan hayat koşullarından daha iyi bir hayata hazırlıyor mu? Bahsettiğimiz daha iyi hayat koşullarının afetsiz olmayacağı kesin. Demek ki, daha iyi hayat koşullarına sahip olmamız afetlerden uzak bir hayatı ifade etmiyor. Nitekim afetlerle birlikte ve fakat afetlere karsı dirençli ve bilinçli bir hayat bize şimdiki koşullardan belki daha iyi yaşam koşulları sağlayacak. Daha iyi ve hatırı sayılır güzellikte bir hayat yaşamak için olmuş afetlerden ders almak ve olası afetlere karsı hazırlıklı olmak esasımız, zorunlu görevimiz. Bu kitap, daha iyi bir yaşam için afetlerin farkına varılması, alınması gereken tedbirlerin zamanında alınması, yapılması elzem işlerin daha fazla geciktirilmemesi amacıyla “bir tuğlada biz koyalım” amacıyla kaleme alındı. Umuyoruz ki, olmuş afetlerden başımıza gelen kadar olacak afetlerden zarar görmeyelim. Bunu başarabilmenin yolu, felaket başa gelmeden evvel tedbirleri almaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 185
Ağırlık : 185
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺136,40

İnsan olarak, vatandaş olarak ekonomiden, siyasetten, eğitim politikalarından, dünyadaki krizlerden, kısacası hemen her şeyden şikayet ediyoruz haklı olarak.. Ekonomiyi düzeltemeyiz, politikalar üretemeyiz, çünkü muhatabı biz değiliz.. Dünyadaki siyasi ya da askeri sıkıntıları da gideremeyiz.. Çünkü yine muhatabı biz değiliz… Ama eğer bu ülkede kütüphanecilik, okuma alışkanlığı, okuma kültürü gibi sorunlar varsa hala, onu düzeltmek zorundayız. Çünkü muhatabı biziz. Çünkü biz kütüphaneciyiz…. Çünkü biz, memleketin, hatta dünyanın içinde bulunduğu duruma, kendi açımızdan, kendi sahamızdan nasıl destek verebiliriz diye uğraşmakla mükellefiz… En azından sorunların bir parçası değilsek de, çözümün bir parçası olmaya çalışırız.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 643
Ağırlık : 643
En / Boy : 16 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺462,00

Bu eser, Valide Turhan Sultan’ın Yenicami’de kurdugu kütüphanenin serencamını ortaya koymak ve bu kütüphaneye vakfettigi kitapları incelemek ve tanıtmak amacıyla yazılmıstır. Valide Turhan Sultan, Osmanlı tarihinde vakıf kütüphanesi kurmus hanedan mensubu olan ikinci kadındır. Valide Turhan Sultan Kütüphanesi kurulduğunda tefsir, hadis, fıkıh, meânî ve beyan, nahiv, hey’e, tıp, siyer, tarih, tasavvuf ve edebiyat alanlarında kaleme alınmıs eserler ile Kur’an-ı Kerîmleri ihtiva eden 352 cilt kitabın bulundugu bir kütüphane idi. Bu kitaplar önce Yenicami içindeki raflarda muhafaza edilmistir. Valide Turhan Sultan 1683’de vefat etmis ve Yenicami Külliyesi’nde bulunan türbesine defnedilmistir. Ölümünün ardından vasiyeti üzerine vakfettigi kitaplar da bu türbeye nakledilmistir. 1725 yılına kadar türbede muhafaza edilen kitaplar, yine bu tarihte III. Ahmed’in türbenin yanına yaptırdıgı yeni kütüphane binasına tasınmıstır. Kitaplar 1914 yılında Sultan Selim Cami Kütüphanesi’ne, 1918 yılında da Süleymaniye Kütüphanesi’ne nakledilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 246
Ağırlık : 246
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺162,80

Osmanlı İmparatorluğu, dünyanın dört bir köşesindeki insanlar için kimi zaman bir sığınak, kimi zaman da yükselmek için ideal fırsatlar sunan bir cazibe merkezi olmuştur. Bu çalışmada, sınırları aşıp Osmanlı topraklarına ulaşmış, Reşid Efendi nâmıyla bir derviş kıyafetinde, Buhara, Semerkand gibi ondan evvel hiçbir Avrupalının ayak basmadığı yerlere gitmiş, seyyah, kâşif, derviş, profesör, yazar, etnoğraf, casus, filolog, oryantalist, İngiliz-Osmanlı devleti arasında arabulucu, Türk- Macar soy birliğisavunucusu, Orta Asya’da bir derviş, Türkiye’de Müslüman, İngiltere’de Hristiyan, Macaristan’da Yahudi olabilecek kabiliyette, Türk dostu Vambery’nin hüzünlü ve dokunaklı yaşam öyküsü resmedilmiştir. Türklere karşı beslediği hayranlık ve bağlılıkla, dünya kamuoyu önünde Türklerin hak ve çıkarlarını gözeten Vambery, bu sayede II. Abdulhamid’in dikkatini çekmeyi başarmış ve Yıldız Sarayı’nda ağırlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, Osmanlı Arşivinde yer alan, Vambery ile ilgili Osmanlı arşiv belgeleri; İstanbul’da hüsn-i kabule mazhar olması, Hazîne-i Hâssa’dan aldığı maaşlar, atiyeler, ihsanlar, nişanlar, padişaha yazdığı mektuplar, kütüphane ziyaretleri, makaleleri, konferansları gibi konu başlıkları çerçevesinde Osmanlı alfabesinden, Latin alfabesine kazandırılarak okuyucunun istifadesine sunulmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 190
Ağırlık : 190
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺118,80

İki yılı aşkın bir süredir tüm dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olan COVID-19 salgını, bir kez daha insanoğlunun yaşam alışkanlıklarını, toplumsal düzenini ve iletişim pratiğini sorgulamasına neden olmuştur. Salgının henüz tam bir kontrolünün sağlanamaması, “yeni normal” kavramının gereklilik ve geçerliliğinin de kaynağıdır. Bir bakıma, salgının neden olduğu sosyal, toplumsal, ekonomik, politik ve kültürel sorunların daha kolay aşılmasının yol ve yöntemlerinin belirlenerek ön plana çıkarıldığı yeni normalin çerçevesini belirleyen ilk unsur bilimin, özellikle de tıp biliminin ve teknolojisinin insanlığa sunduklarıdır. En az ilki kadar süreç üzerinde belirleyici olan diğer unsur ise, salgın döneminde bireysel ve toplumsal düzlemde yaşanan deneyimlerden dersler çıkarılması ve daha “sağlıklı” bir dünya için yeni ilhamlara dönüştürülmesidir. Bu çalışmada, toplumsal kültür kurumu kimliği ile COVID-19 salgınından doğrudan ve en çok etkilenen kurumlardan biri olan halk kütüphanelerinin salgının hemen öncesi, salgın dönemi ve yeni normal süreçlerinde yasadıkları deneyimler, kullanıcıları ve onlardan gelen taleplerle ilişkilendirilmiştir. Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki örnekleri yanında, çalışmanın evreni olarak belirlenen İzmir’de Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olarak hizmet veren halk kütüphaneleri ve kütüphanecilerinin salgın sürecine ilişkin deneyimleri de dikkate alınarak hazırlanan yeni normale uyum izleğinin Türkiye’nin halk kütüphanelerine eklentili kültür iklimi açısından önemli bir boşluğu dolduracağı değerlendirilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 132
Ağırlık : 132
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Âhîlik, Türk kültür ve medeniyet tasavvurunun inşasında çok önemli bir yere sahiptir. Kaynağını fütüvvet teşkilatından alan Âhîlik, Ahi Evran tarafından daha sistematik bir hale getirilmiştir. En genel anlamda Âhîlik teşkilatı; yamak, çırak, kalfa ve ustaları içine alan, küçük esnafların dayanışmaları kadar mesleklerini dürüstlük ve özenle yapmalarını, ayrıca eğitimlerini amaçlayan bir yapıdır. Yâran; kardeşlik, sevgi ve saygının birlik ve beraberliğin harmanlanarak İslam ahlakı ile örf ve adetlerimizle belli kurallar üzerine yaşanan kültür mirasımızın bir müessesesidir. Yâran kültürünü yardımlaşma, eğitim, toplumsal dayanışma, halk oyunları, eğlence, dinlenme, musiki ve edebiyat ekseninde devam eden kültür mozaiği şeklinde yapısal ve işlevsel açıdan değerlendirmek gerekir. Yâran’da kişiye değil bütüne yönelik ve biz bilincini artıracak değerleri ortaya çıkarma kültürü vardır. Yâran kültürü, yâranların paylaştığı sosyal değerler, standartlar, kurallar, inançlar, hikâyeler, semboller, anlayışlar topluluğudur.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 157
Ağırlık : 157
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Bir ülkenin ekonomisinde önemli rol oynayan bankacılık sektörü, yoğun rekabetin yaşandığı sektörlerden biridir. Bankaların rekabet ortamında varlıklarını sürdürebilmeleri ve gelişmeleri, sahip oldukları maddi güce ve teknolojik donanımla ilgili olmakla beraber, çalışanlarının bankaya karşı oluşan duyguları ve süreklilik arz eden etkileşimlerinin verimli olması ile ilgilidir. Müşterileri ile duygu temelinde ilişki kuran ve bunu olumlu yönde kullanabilen banka çalışanı, müşterilerde bıraktığı olumlu duygular sayesinde belirli bir süre sonra daha fazla müşteri kitlesine sahip olacaktır. Ancak işinden tatminiyet duymayan banka çalışanı mevcut işinden ayrılarak başka bir bankada faaliyetine devam eder ve iletişim halinde olduğu müşterilerinin de bulunduğu bankaya geçmesine neden olacaktır. Böylece banka sahip olduğu çalışanının yanı sıra, mevcut müşteri kitlesini de kaybetmiş olacaktır. Bu durum, bankacılık sektöründe örgütsel bağlılık, iş tatmini ve işten ayrılma kavramlarının ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Bu kitapta amaç, duygusal sermayenin işten ayrılma niyeti ve iş tatmini üzerindeki etkisinde örgütsel bağlılığın aracı rolünü incelemektir. Diyarbakır'da faaliyet gösteren banka çalışanları üzerinde saha çalışması yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda; duygusal sermayenin işten ayrılma niyeti üzerinde negatif ve anlamlı bir etkisinin olduğu, iş tatmini üzerindeki etkisinin ise pozitif ve anlamlı olduğu belirlenmiştir. Modelde aracı değişken olarak kullanılan örgütsel bağlılığın her üç değişkenle de anlamlı ilişkilere sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca örgütsel bağlılık değişkeninin duygusal sermaye ile iş tatmini arasında ve duygusal sermaye ile işten ayrılma niyeti arasında tam aracılık etkisine sahip olduğu belirlenmiştir. Çalışmadan elde edilen bulgulardan hareketle, banka yöneticilerine; çalışanlara iletişim, stres yönetimi, girişimcilik gibi konularda bilgi ve becerilerini artıracak eğitimler vermeleri, böylece çalışanların öz farkındalık, sosyal farkındalık, ilişki yönetimi, öz yönetim ve uyumluluk yetkinliklerini ve duygularını kontrol etme becerisi kazandırmaları; çalışanların isleri ile ilgili algılarını pozitif yönde artıracak etkinlikler gerçekleştirerek onların işten ayrılma düşüncelerini azaltmaları; öz farkındalığı, sosyal farkındalığı, ilişki yönetimi, öz yönetimi ve uyumluluğu yüksek düzeyde olan ve duygularını kontrol edebilen, bankaya bağlılığı yüksek düzeyde olan çalışanları ödüllendirerek onların iş tatminlerini artırmaları önerilmektedir. Bu sayede iş tatminleri artan çalışanlar bankalarından ayrılma eğilimi göstermeyecektir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 142
Ağırlık : 142
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Güçlendirici liderlik yaklaşımının temel amacı, çalışanların yetenek ve kapasitelerinin en üst düzeye gelmesini sağlamada yönetim tarafından; her türlü desteğin verilerek çalışanların performansını artırması ve işletmenin verimliliğinin artırılması olarak tarif edilebilir. Bu bağlamda işletmelerin; çalışanların performansını ödüllendirmesi, yenilikçi yaklaşımlarını teşvik etmesi, uzmanlık alanlarında yönetime katılımlarının sağlanması, takım çalışmalarını benimsemeleri, tüm çalışanlar arasında işbirliğini geliştirmeleri, kariyer gelişimlerine gerekli desteklerin verilmesini ve işletmelerin rekabette başarılı olmasının sağlanması hayati öneme sahiptir. Dolayısıyla bu çalışma ile güçlendirici liderlik uygulamaları ile hem işletmelerin, hem çalışanların verimliliklerinin artması ve hem de ülke ekonomisinin gelişmesi açısından önemli katkılarda olacağı düşünülerek planlanmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 125
Ağırlık : 125
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Ad ve adlandırma insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar, kendilerini benzerlerinden ayırmak, yeni karşılaştıkları kavramları ve varlıkları belirleyebilmek için adlandırma yolunu seçmişlerdir. Bu durum yer adları açısından da aynıdır. Yaşadığımız coğrafyayı en iyi şekilde tanımlayabilmek, yerleştiğimiz yerlere kendimizden özellikler katabilmek için başvurduğumuz yöntem oralara bizi yansıtan adlar vermektir. Türkler ad verme konusunda seçici olduklarından, Anadolu’ya göç ederken karşılaştıkları dağlara, göllere, köylere vs. kendi özelliklerini aksettirecek, gelecek nesillere kendilerini tanıtacak adlar vermişlerdir. Bu adların bir kısmı mensupları oldukları boy veya cemaat adlarından kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada Akdeniz Bölgesi’nde bulunan ve adını mensubu olduğu boy veya cemaatten alan yer adları üzerinde durulmuştur. Bu yer adları, boy ve cemaat adlarını içeren tarihsel kaynaklardan taranarak çıkarılmıştır. Yörükler diyarı olarak anılan Akdeniz Bölgesi’nde boy ve cemaat adlarının fazla oluşu, Orta Asya’dan kopup gelen Türklerin Akdeniz Bölgesi’ni Türk yurdu hâline getirdiğinin kanıtıdır. Uzun bir çalışmanın ürünü olan bu kitap, bölgedeki tüm köyleri ele alması açısından önemli bir kaynaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 328
Ağırlık : 328
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺198,00
1 2 3 ... 13 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı