Şehir yaşamından gerçeküstü öyküler...

Oscar ve ALMA ödüllü Shaun Tan'in yazıp resimlediği Şehrin İçinden Öyküler, bir zamanlar hayvanlara ait olan doğal yaşam alanlarının yüzyıllar içerisinde insanlar tarafından nasıl zaptedilerek yapay habitatlara dönüştürüldüğünü gösteren alegorik bir eser.

Günümüzün plansız büyüyen, kalabalık, kaotik şehirlerinden “seyirlik” manzaralar sunan sanatçı, tılsımlı sözcükleri muhteşem resimlerle bütünleyerek gerçeküstü bir dünyanın kapılarını açıyor.  

Okurları eşsiz bir görsel şölene buyur eden kitap, varoluşunun çılgın tesadüfünü sorgulayan insanlar ile doğadan koparılışını hazmetmeye çalışan hayvanların birlikte yaşama olanakları üstüne düşündürüyor.

Birbirimize tekrar tekrar, hep aynı hikâyeyi anlatıyoruz.

Havalı finans mahallesindeki bir plazanın 87. katında yaşayan timsahlar, bütün şehre aynı anda konan kelebekler, yavaş dans hareketleriyle karanlıkta salınan salyangozlar, hayatını zindan ettiği insanlar tarafından mağlup edilen köpekbalığı, herkesin neşe kaynağı olan bir kedi ve çok daha fazlasının hikâyesi... 

Shaun Tan, öykü ve şiir türlerini olağanüstü çizimler eşliğinde etkileyici bir anlatıya dönüştürdüğü Şehrin İçinden Öyküler'de; yürümüş, yüzmüş, sürünmüş, tırmanmış, uçmuş onca şeyin arasından sıyrılıp kendi hükümranlığını kuran insanın “var olma” içgüdüsüyle yaptıklarını keskince eleştiriyor.   

Okurlar, kâh yüzyıl önce şehirlerin yükünü çeken atların, kâh girdiği toplantı odasında yönetim kurulu üyelerinin hepsinin kurbağaya dönüştüğünü gören bir ofis çalışanının anlattıklarıyla irkiliyor, hayrete düşüyor! 

Bir salgının belirtisi miydi ya da sistemdeki bozukluğun bir işareti? İlahi bir mesaj mıydı? Kaosa dair bir ders miydi? Ne demekti bu? Ne demek?

Sahi, biz ne yaptık bu hayvanlara da hepsi günışığını delen binaların süslü “bekleme odaları”nda hayata nöbet duruyorlar âdeta?..

Oysa aybalığı en iyi gökyüzünde yaşar, öyle değil mi?..

 


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 18,5 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺240,00

Cumhuriyetimizin 100. yılına armağan!

Ödüllü çizer Hicabi Demirci'nin elinden çıkan Yaşasın Cumhuriyet; Mustafa Kemal Atatürk'ün düşünce dünyasını ve devrimlerini karikatür sanatının incelikleriyle buluşturan, koleksiyon değeri taşıyan özel bir albüm.

Sanatçı, Cumhuriyet'in kurulmasını sağlayan Millî Mücadele ruhunun değerlerini korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak için hazırladığı bu çalışmasında, pek çok tarihî olayı ve kavramı çizgilerin gücüyle anlatıyor.

Umutla, dirençle ve dayanışmayla elde edilmiş Cumhuriyetimizin bir asırlık tarihine ayna tutan kitapta, başta çocuklar olmak üzere her yaştan okura hitap eden elli iki karikatür yer alıyor.   

 

Millî Mücadele'den tam bağımsızlık ve millet egemenliğine giden yolda ışık saçan büyük bir önder...
Kaderini değiştirmek için tek yürek olan toplum ve Cumhuriyetimizin temelini atan büyük bir zafer! 1923'ten 2023'e uzanırken; çocuğu, genci, yaşlısı herkes yeniden omuz omuza.
Heyecanla, gururla, coşkuyla Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına merhaba!

Hicabi Demirci, kariyeri için bir kilometre taşı olarak tanımladığı bu albümünde, karikatür sanatının araçlarını ustaca kullanarak kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesinden Atatürk'ün çocuk sevgisine birçok farklı konuya temas ediyor; çizgilerinin ucuna taktığı hikâyeler ile Atatürk'ün hedeflediği çağdaşlık, bilim ve sanat anlayışını çok daha iyi kavramamızı sağlıyor.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 17 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺55,20

GÖLDEKİ EVİN GİZEMİ
BREENA BARD

İçinizdeki dedektifi uyandıracak gizem dolu bir serüven!

Breena Bard'ın yazıp resimlediği Göldeki Evin Gizemi, görünenin ardında yatan gizleri günyüzüne çıkarırken hikâye içinde hikâye anlatan, sürükleyici bir grafik roman.

Tamamen zıt karakterlere sahip iki genç kızın arasında dostluk köprüleri kurarak esrarengiz bir maceranın peşine düşüren bu ödüllü eser, polisiye filmlere şapka çıkartan kurgusuyla parmak ısırtıyor.

Önyargıların hayatın hemen her alanında duygularımızı, düşüncelerimizi ve aldığımız kararların seyrini etkileyebileceğini vurgulayan kitap; anlayıp dinlemeden ya da iyice araştırıp sorgulamadan bir konu hakkında yargıda bulunmamamız gerektiğini hatırlatıyor.

Orta hâlli ailelerin tatillerini huzur içinde geçirdikleri göl kenarındaki bir kasaba,
Şikagolu ünlü bir mimarın kasabanın en güzel yerinde manken eşi için özel olarak tasarlayıp inşa ettirdiği görkemli bir malikâne,
Kasaba sakinleri ile Şikago'nun ileri gelenlerini buluşturan kalabalık bir parti,
Ve tüm gözleri Kum Gölü'ne çeken esrarengiz bir ortadan kayboluş hikâyesi...

Gabby, ailesiyle birlikte göl kenarındaki evlerinde tatildedir. Bir hafta boyunca inzivaya çekilip yeni aldığı polisiye romanların tadını çıkaracaktır. Gelgelelim, yeni komşularının kızları Paige ile tanışınca planları bozulur. Ebeveynlerinin ısrarıyla vakit geçirmeye başlayan ikili etrafı keşfe çıktıkları bir gece, evlerinin yakınında bir malikâneyle karşılaşır. Kum Gölü'nü kuş bakışı gören böylesine göz alıcı bir yapının kaderine terk edilmiş olması kızların hemen merak duygularını kabartır. Hayal güçlerinin de etkisiyle ikilinin zihinleri soru işaretleriyle dolup taşar. Malikânenin sırrını çözmek için ipuçlarını aramaya koyulurken, Gabby'nin bir süredir üzerinde çalıştığı polisiye romanın da temellerini atmış olurlar. Ne var ki, ipuçlarının arasında, kendisinden “asla” şüphe duyulmayacak tanıdık bir simaya rastlayınca işler karmaşıklaşır... 

Okurları, sırlarla örülmüş bir hikâyenin ortasına çeken Göldeki Evin Gizemi; içimizdeki dedektifi uyandırmakla kalmayıp bizi polisiye vakalar hakkında düşünüp yazmaya yüreklendiren etkileşimli bir serüven vadediyor.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 256
Ağırlık : 256
En / Boy : 15,2 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺135,20
Karikatürler

Çizgilerle, görünenin ardına doğru yolculuk...

Zamana karşı dirençli çizgilerini konuları işleyiş biçimindeki naif güçten alan Hicabi Demirci’den çok özel bir albüm keşfedilmeyi bekliyor.

Çizgili Dünya, sanatçının birçok değerli karikatürü ile görünenin ardındakini keşfetmek isteyen herkesin arşivinde bulundurmak isteyeceği, koleksiyon değeri taşıyan özel bir kitap.

Yunus Nadi Karikatür Ödülü başta olmak üzere, 72’nin üzerinde ödüle değer görülmüş usta karikatüristin Desen Yayınları tarafından yayımlanan Çizgili Dünya’sında; çocukluk, savaş, adalet, modern yaşam, korku ve bakış açılarındaki farklılıklar gibi pek çok temanın salt çizgilerle işlendiği, yaş ve dil farkı gözetmeyen 105 karikatür yer alıyor.

Türkiye genelindeki çeşitli okullarda ve kültür merkezlerinde gerçekleştirdiği karikatür okuma atölyeleriyle adından övgüyle bahsettiren Hicabi Demirci, ustalığını çizgili bir dünyanın kapılarını aralayarak, zengin bir görsel ve düşünsel deneyim sunuyor.

“Karikatür, insanı rahatsız eden bir sanattır.”

- Hicabi Demirci


Basım Ayı/Yılı : 2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 5
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 20 / 26
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺95,20

Aşçının aşkı olmasa tabakta heyecan kalmazdı.

Çocukluğundan beri yemek yapmaya ilgi duyan Benoît Peeters'ın yaşamına dayanan Bir Şef Gibi, gastronomi ve mutfak sanatlarının yarım asırlık dönüşümünü edebiyat, felsefe ve toplumbilimden beslenerek ele alan, çarpıcı bir grafik roman.

Troisgros'dan El Bulli'nin son akşam yemeğine kadar dünyanın en önemli restoranlarına, “devrimsel” mutfak akımlarına, ezber bozan şeflere ve eşsiz zarafetteki yemek tabaklamalarına göndermelerde bulunan kitap, renkli anekdotlarla anlatısını güçlendiriyor.

Mutfak olarak tanımladığımız şeyin gerçekte ne olup olmadığına dair okuru sorgulamaya iten eser; çizer Aurélia Aurita'nın iştah kabartıcı desenleri eşliğinde 70'lerden günümüze Avrupa'nın toplumsal, kültürel ve siyasi bir panoramasını da ortaya koyuyor.

Başlangıç olarak sebzeli ve Sauternes şaraplı ıstakoza,
Ana yemek için trüf mantarlı, tereyağı soslu kaz ciğeri haşlamasına,
Ve tatlı olarak da ahududulu sufleye ne dersiniz?

Üstün nefasetteki bu menü kulağa hoş gelmiyor mu?
Peki, bir araya gelmesi pek de mümkün olmayan bu tatların mimarları kimler? 

Benoît Peeters, aşçılığın henüz görünmez bir meslek olduğu yıllarda gönlünü mutfağa kaptırır. Damak tadı geliştikçe yemeklerin insana kendini iyi hissettirdiğini ve rahatlattığını keşfeder. 70'li yıllarda Fransa'nın en ünlü restoranı Troisgros Kardeşler'de yemek yedikten sonra ise kendini tutkuyla mutfak sanatlarını öğrenmeye adar. Mutfağa duyduğu hayranlık neredeyse edebiyata duyduğu kadardır artık. Klasik tatlardan sofistike lezzetlere uzanırken sözlerle anlatılmayacak rafinelikteki tariflerin cazibesine kapılır. Ve hatta ilk yemeğini hocası da olan yaşayan bir efsaneye; Roland Barthes'a hazırlama onuruna erişir. Mutfak artık büyük özen isteyen ciddi bir iştir onun için ve belki de hayatını bundan böyle bu yoldan kazanmalıdır. En büyük hayali, kız arkadaşı Marie-Françoise'la birlikte restoran açmak olan genç adam, bu zorlu hedeften önce şansını evlerde aşçı olarak çalışmakta aradığında ise, hayatın soğuk ve acımasız yüzüyle karşılaşacaktır.   

Aşkla yemek yaptığını düşünen kişi; aşçı mıdır, şef midir yoksa bir saadet zanaatkârı mıdır?
Bıçak sırtı bir yolda ilerleyen Benoît için geç de olsa artık uyanma vaktidir...

Yemek kültürünün ve alışkanlıklarının hızla değişip dönüştüğü bir dönemde kariyerini inşa etme mücadelesi veren bir aşçının portresini çizen Bir Şef Gibi, mutfak sanatlarının sınır tanımazlığına övgüde bulunurken gurmelerin ağzını sulandıracak, koleksiyonluk bir kitap.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 216
Ağırlık : 216
En / Boy : 17 / 25
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺152,00

Dostluğun bağladıkları...

Grégory Panaccione'nin sessiz kitabı Arkadaşım Toby oyunbaz bir köpeğin, sahibiyle olan ilişkisini köpeğin gözünden suluboya resimler eşliğinde anlatıyor.

Bir köpeğin aklından geçirip eyleme dönüştürebileceği hemen her şeyi fırçasının ucuna takan sanatçı, detaylı çizimlerinin arka fonunda ince ince işlediği nüanslarla hayvanların dünyasını çok daha yakından anlamamızı sağlıyor. 

Kelimelerin bile bazen tanımlamaya yetemeyebileceği kimi duygu ve davranışları çizgilerin gücüyle ustalıkla yansıtan kitap, her yaştan okurunu kâh güldürüyor kâh hüzünlendiriyor. 

Toby, bir sahil kasabasında sahibiyle birlikte sakin ve sessiz bir hayat sürmektedir. Günlerini doğa içinde, topraklarına ve sahibine göz kulak olarak geçiren Toby, diğer tüm köpekler kadar mutlu ve huzurludur. Derken, “ansızın” bir kedinin hayatlarına girmesiyle tüm dengeler değişir. Acaba ressamlık yapan sahibi gerçekte göründüğü kadar mutlu değil midir? Kimbilir belki kedi de davetsiz bir misafir değildir. Her şeyden öte, belki de kişinin iç dünyasıyla iletişim kurmasının çok farklı yolları vardır. Özgürlüğüne düşkün bir köpek olan Toby, kafasını kurcalayan ve yaşama bağlılığını sınırlayan bu yeni sürece alışabilecek midir? 

Grégory Panaccione sevgi ve şefkatle örülmüş müthiş bir hikâye resimlediği Arkadaşım Toby'de, köpekleri insanlara bağlayan dostluğun derinliği hakkında uzun uzun düşündürüyor. 

Anlatısındaki küçük mizahi dokunuşlarla yüzümüzden tebessümü hiç eksik etmeyen bu eğlenceli grafik roman, gerçek yaşamdan paylaştığı renkli “an”larla özellikle köpek sahibi okurlar için benzersiz bir deneyim paylaşımı vadediyor. 


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺79,20

Bisiklete binmekten aciz bisiklet tamircisi mi olurmuş?

Jean-Jacques Sempé'nin incecik çizgileriyle hayat bulan Raoul Taburin, namı Fransa'nın Saint-Céron kasabasından dünyaya yayılan nevi şahsına münhasır bir bisiklet tamircisinin akıllara durgunluk veren hikâyesini anlatıyor. 
 
Adı bisikletle anılmasına rağmen iki teker üstünde durmayı maalesef beceremeyen bir ustanın çocukluktan erişkinliğine uzanan yaşamını film şeridi gibi gözümüzün önünden geçiren kitap, başarının anahtarını özgüvende arıyor.  
 
Kariyerlerini büyük sırlar üstüne inşa eden, işinin piri iki adamın yollarını kesiştirerek onları dost ve hatta sırdaş kılan bu içten öykü; okuru kendi sırlarıyla ve gerçekleriyle yüzleşmeye çağırıyor.  

Yüzme bilmeyen dalgıç ya da yükseklikten korkan pilot olur mu? Eğer bunlara itirazınız varsa, bisiklet sürmeyi bilmeyen bir bisiklet tamircisi de olmamalı asla. Ama oldu!

Raoul Taburin “gerçek” bir bisiklet üstadı. Yaşadığı yörede şöhreti almış yürümüş olsa da o bunun keyfini çıkaramıyor. Çünkü kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar büyük bir sırrı var: Bisiklet süremiyor! Olanca direngenliğine karşın, çocukluğundan bu yana bisiklet üstünde dengede durmayı öğrenebilmiş değil. Varoluşsal dertleri ve metafizik kaygıları nedeniyle iki tekerli bisiklet kullanmayı hiç beceremiyor. Üstüne üstlük, kendine bile itiraf etmekte zorlandığı bu gerçeğin açığa çıkmasından acayip çekiniyor. Fakat günün birinde tüm planları altüst oluyor, zira karşısına, onu müthiş bir cesaret öyküsünün başkahramanına dönüştürecek fotoğrafçı Figougne çıkıyor... 

Sempé mizahının en rafine örneklerinden biri olan bu incelikli eser, okurun yüzünde tatlı bir tebessüm bırakan yüreklendirici bir cesaret öyküsü.
 
Yakın geçmişte aynı adla sinemada da kendine yer bulan Raoul Taburin, okura kendini iyi hissettiren kitaplardan.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 65
Ağırlık : 65
En / Boy : 17 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Sanatsal yaratıcılığın ardındaki buzdağı

Oscar ödüllü Shaun Tan'in imzasını taşıyan Uzak Bir Diyardan Eskizler, milyonlarca sanatseverin belleğinde iz bırakan Uzak kitabının eskizlerinden oluşan nadide bir koleksiyon albümü. 
 
Ucu açık fikirlerden sayısız çizime uzanarak, sözsüz bir anlatının yıllar içerisindeki evrimini gözler önüne seren kitap; bir sanatçının yaratım serüvenine ve nihai bir eserin ortaya çıkışına tanıklık ettiriyor. 
 
Shaun Tan, tasarladığı görüntülerin sessiz dilini çözmemize kılavuzluk ettiği bu çalışmasında ayrıca, resimlediği büyülü evrenin arkasındaki gizleri de birer birer açıklığa kavuşturuyor.  
 
Değişik göçmen öykülerinden damıtılarak evrensel bir anlatıya dönüşen Uzak kitabına bambaşka gözlerle “yeniden” bakmamızı sağlayan Uzak Bir Diyardan Eskizler, her detayı karakalemle çizilmiş kült bir eserin ortaya çıkış hikâyesini günyüzüne çıkarıyor. Küçük motiflerden tamamlanmış sanat eserlerine pek çok etkileyici çalışmaya sayfalarında yer veren kitap, uzun soluklu bir projenin adım adım izini sürüyor. 

“Uzak'ı yaratım sürecinin tüm aşamalarını görmenin başkaları için de büyüleyici olabileceğini hayal ediyorum.”
 
Shaun Tan, her ne kadar elinde bavul taşıyan yalnız bir adamın zihninde canlandırdığı hayal görüntüsünden yola çıkarak Uzak'ı resimlemeye başladığını ifade etse de; buzdağının görünmeyen kısmında anlatılmayı bekleyen daha nice hikâyesi var. 
 
Ve şimdi buzdağının görünmeyen kısmına bakma vakti!

Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 48
Ağırlık : 48
En / Boy : 23,5 / 31
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : Kuşe
Cep Boy Durumu : 0
₺151,20

Bir annenin haklı ama bir o kadar da komik isyanı...

Hayatımızın miladı artık “çocuk”.

İçimdeki Buhranlar adlı kitabında içimizdeki buhranların gönüllü sözcülüğünü üstlenen Gökçe Yavaş Önal, Anne Bak! ile bu kez hamilelik ile çocuk sahibi olma sürecinde bir kadın olarak neler yaşayıp hissettiğini mizahi bir dille çizgilerine taşıyor.
 
Annelik kimliğiyle birlikte “hızla” değişen hayatından renkli kesitler paylaşan sanatçı, toplumun kadına yüklediği rollerin yanı sıra hurafe, dedikodu ve önyargıların, üzerinde yarattığı baskıyı ve dayatılan mükemmellik algısını da komik bir perspektiften ele alarak anlatıyor.

Eveet... Geri kalan hayatımıza hoş geldik!

Anne Bak!, zaten yeterince “kirlenen” dünyaya masum bir bebek getirme ikileminden hem fiziksel hem de duygusal anlamda anneliğe hazır olup olmama sorunsalına; hamileliğin yorucu ama bir o kadar da tatlı sürecinden bebeğin ilk kez kucağa alındığı o unutulmaz anlara; lohusa sendromundan babalık müessesesi ve diğer aile büyükleri ile ilişkilerdeki gelgitlere; bebeğin, dünya için küçük ama ebeveyn için büyük(!) önem taşıyan “ilk”lerinden bebeğin göz açıp kapayıncaya kadar çocukluğa terfi etmesine kadar pek çok şeyi; kısaca anneliğin binbir hâlini sayfalarına taşıyor.

Başına ne geleceğinden o kadar habersiz ki...

Anne adaylarının ve elbette müstakbel babaların zihinlerini meşgul eden pek çok sorunun yanıtını kahkahalar eşliğinde veren bu matrak kitap, yıllar önce benzer deneyimleri yaşayan kıdemli anne-babalara da anılarını neşeyle yâd etme fırsatı sunuyor.   
 
Anneliği, kimilerinin ısrarla savunduğu gibi kutsal bir görev gibi görmeyip, tamamen içgüdüleriyle hareket etmeyi tercih ettiğini söyleyen Gökçe Yavaş Önal; anneliğin biraz da yolda öğrenilen bir şey olduğunu ve anne-çocuk ilişkisinde yaşanan her şeyin aslında kendiliğinden geliştiğini ifade ediyor.
 
Annelik çok güzel, gelsenize!


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 17 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺39,20

İki yaşam tek bedene sığar mı?

''Hepimizin bu dünyada yapacak tek bir şeyi var ve mutluluğu ancak bunu gerçekleştirerek elde edebiliriz.''

''Hakim'in Yolculuğu'' üçlemesiyle tanınan Fransız çizer Fabien Toulmé'nin elinden çıkan İki Yaşam, okurları sarsıcı bir kendini arama yolculuğuna çıkarıyor.

Hayallerimizi gerçekleştirmek için ne kadar ileri gidebileceğimizi sorgulatan kitap, sahte mutluluklar uğruna ''icat ettiğimiz'' yersiz ihtiyaçların hayatımızı nasıl da tükettiğini gösteriyor.

Geleceğe dair düşlerimizi ertelemememiz gerektiğini hatırlatan Toulmé, bizleri konfor alanlarımızdan çıkmaya ve yaşamdan beklentilerimizi mütevazı tutmamaya çağırıyor.
''Korkmuyorum artık... Kendime ait olmayan bir hayat sürmek için ne kadar zaman kaybettiğimi fark ediyorum.''

Çocukluğundan bu yana müthiş bir özveriyle hayallerini hep askıya almak zorunda kalan Baudouin, otuzlu yaşlarında, yalnız bir adamdır. Sanatla ve felsefeyle ilgilenen, kadınları baştan çıkarmakta kimsenin eline su dökemeyeceği, seyahat tutkunu abisi Luc'ün tam aksine monoton ve sıkıcı bir yaşantısı vardır. İyi bir eğitimi, dolgun maaşlı bir işi ve güzel bir evi olmasına rağmen aşka, sıkı dostluklara ve küçük uçarılıklara karşı hep mesafelidir. Sakin dünyası, hiç beklemediği bir anda aldığı sarsıcı haberle başına yıkılır: Sadece birkaç aylık ömrü kalmıştır. Genç adam, hayalini kurduğu hiçbir şeyi gerçekleştirememiş olmanın pişmanlığı ve öfkesi ile baş başadır. Hastalığını öğrenen Luc, kardeşinin her şeyi geride bırakıp kendisiyle Afrika'ya gitmesi konusunda onu ikna eder. Düşlediklerini yapmaya bir türlü cesaret edemeyen Baudouin için artık kozasından çıkma vaktidir. İkinci hayatını yaşayabilmek için önünde uzanan yolda bu kez zamanı sınırlı olsa da hayalleri sınırsızdır...

Yıllarca kendisine ait olmayan bir hayatın figüranı olarak yaşayan Baudouin'ın hüzünlü ama ilham verici hikâyesini anlatan bu dokunaklı grafik roman, sürpriz sonuyla okurunu ters köşeye yatırıyor.

Çizgilerindeki sinematografik unsurlarla anlatımını güçlendiren Fabien Toulmé bu kitabıyla, hayatı ıskalamadan doyasıya yaşamaya ve herkesi kendi hikâyesinin peşine düşmeye davet ediyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

Bu çokkültürlü hikâye; İstanbul ve İzmir'den bolca “tanıdık” manzara paylaşarak Türkiyeli okurları Akdeniz'den esen tatlı bir meltem rüzgârıyla selamlıyor.

Kalbinin attığı yer yuvandır.

Michèle Standjofski'nin kendi yaşamından esinlenerek kurguladığı Bütün Denizler, 1800'lerin sonlarından günümüze uzanan çokkültürlü, çokdilli, çoksesli bir ailenin rengârenk hikâyesini anlatıyor.

Hiçbir yere gerçek anlamda kök salamayan bir ailenin İtalya, Fransa, Rusya, Yunanistan, Türkiye ve Lübnan topraklarında yaşadıklarına odaklanan grafik roman, bir yeri yuva yapan en vazgeçilmez şeyin “sevgi” olduğunu yeniden hatırlatıyor.

Lübnan İç Savaşı'nı öncesi ve sonrasıyla ele alarak Ortadoğu'nun yakın tarihini belgesel tadında bir anlatıya dönüştüren kitap, savaşın bir ülkenin belleğinde ve toplumun ruhunda açtığı yaraları da incelikle yansıtıyor.

İnsan bir kenti nasıl hem sevebilir hem de aynı zamanda ondan nefret edebilir? Peki yuva neresidir? Doğduğunuz ya da yaşadığınız yer mi?

Neşenin ve cümbüşün eksik olmadığı büyük bir aileye doğan Michèle, yıllarca bu sorunun yanıtını aradı. Zaman zaman Fransa'ya taşınma isteği depreşse de onu her zaman yine doğduğu yere, kadim Beyrut kentine bağlayan tarifsiz his nerede yatıyor? Peki onu Fransa'da biraz daha Lübnanlı, Lübnan'daysa biraz da Fransız hissettiren şey ne? Yerli yersiz uyum çabaları mı? Birçok Lübnanlı gibi iki kültür arasında gidip gelmedeki ustalığı mı? Yoksa okuduğu kitaplardan, izlediği filmlerden ve dinlediği müziklerden yola çıkarak farklı dünyalar arasında açtığı geçitler mi? Ama belki de bunu başarabilmesini anne babasına, dedelerine, büyükannelerine ve onların anne babalarının Beyrut'a olan aşkına borçlu...

Kökleri Napoli'den İzmir'e, Atina'dan Beyrut'a uzanan bir ailenin izini süren Bütün Denizler, yaklaşık yüz otuz yıllık bir tarihe ayna tutuyor; siyasi, toplumsal ve sanatsal değişim ve gelişmeleri bir sanatçının gözünden çizgilerle buluşturuyor.

Aidiyet, birlikte yaşam, aile bağları ve yuvanın anlamı gibi derin mevzular üzerine düşündürürken bile saza, söze ve raksa göz kırpan bu çokkültürlü hikâye; İstanbul ve İzmir'den bolca “tanıdık” manzara paylaşarak Türkiyeli okurları Akdeniz'den esen tatlı bir meltem rüzgârıyla selamlıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 152
Ağırlık : 152
En / Boy : 19 / 25
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

“Çizmeye değer” konulara temas eden incelikli karikatürler...
 
Çalışmalarıyla yüzü aşkın ulusal ve uluslararası ödüle değer görülen Hicabi Demirci'nin Çizmeye Değer isimli albümünde, sekiz ana başlık altında toplam yüz karikatür yer alıyor.

Sanatçı, bilimden iklim krizine, insan hakları ve savaştan eğitime kadar pek çok farklı temayı odağına alan karikatürlerinde toplumun nabzını tutuyor, yeni dünya düzenine dair çizgilerini konuşturuyor.
 
Hayata ayna tutarken sanatseverleri çarpıcı gerçeklerle de yüzleştiren Demirci, insan eliyle gelen felaketlere karşı farkındalık yaratmanın gerekliliğine işaret ediyor.
 
Çölleşme tehdidi, robotlaşma, engelliler için engelsiz yaşam, hayvan hakları, değişen aile yapısı, afetler, adalet, ekonomik kriz, çocuk işçiler, küresel salgının “yerel” etkileri üzerine... elbette ki çizmeye değerdi!

Hicabi Demirci, çizgilerin gücüyle insana dair incelikli hikâyeler resmettiği bu albümüyle, karikatürseverleri yine can evinden vuruyor. Sanatçı, dijital dönüşümün önlenemez etkilerine rağmen, insan kalabilmenin yüceliğini vurguluyor. 
 
“Dijital çağın parolası olan hız, karikatürün giderek etkili ve vazgeçilmez bir sanat olduğu bilgisini kulağımıza fısıldar...” - Hicabi Demirci


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 17 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺79,20

Fabien Toulmé'nin üç kitaptan oluşan "Hakim'in Yolculuğu" serisi özel saklama kutusuyla raflarda!

Fabien Toulmé'nin gerçek kişilerden ve yaşanmış olaylardan esin alarak üç ciltlik bir seriye dönüştürdüğü "Hakim'in Yolculuğu", sığınacak bir liman bulamadan yitip giden göçmenlere adanmış etkileyici bir grafik roman.

Sanatçının uzun araştırmaları ve bir buçuk yıla yayılan ikili görüşmeleri sonucu şekillenen anlatısı, Suriye'deki savaş nedeniyle sahip olduğu her şeyi geride bırakıp yeni ve daha “yaşanabilir” bir hayat kurma hayaliyle yollara düşen kendi hâlinde bir bahçıvanın mücadelesine tanıklık ediyor. Seri, genç adamın Şam'ın güney banliyösünden başlayarak Lübnan, Ürdün, Türkiye, Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Macaristan, Avusturya ve İsviçre üzerinden Fransa'nın Aix-en-Provence şehrinde noktalanan zorlu yolculuğunu odağına alıyor.
 
Toplumsal yansımaları küresel boyutta hissedilen mülteci krizini farklı açılardan ele alan Toulmé, pek çokları için birer “öteki” olarak nitelenen mültecilerin yaşadıklarını anlamak ve anlatmak için çaba göstermekle kalmıyor; insanlık onuru gibi önemli bir konuya da dikkat çekiyor.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 792
Ağırlık : 792
En / Boy : 16,5 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺399,20

Yarış, sen gerçek dünyaya dâhil olana dek başlamış sayılmaz.

Manga ustası Keiji Nakazawa tarafından yaratılan ve atom bombasının etkilerine dair tarihsel bir belge niteliği taşıyan “Yalınayak Gen” serisi, Türkiyeli okurlar tarafından uzun yıllardır merakla beklenen onuncu cildi Asla Vazgeçme ile tamamlanıyor!

İnsanlığın yeni nesli için bir güç kaynağı umuduyla hayat bulan Gen'in 25 dile çevrilen ve dünya çapında yankı uyandıran hüzünlü öyküsü; nükleer silahlanmaya “hayır” diyecek gücü geleceğe taşıyor, 20. yüzyılın en büyük vahşetlerinden birini unutmuyor ve unutturmuyor.

Sınırların olmadığı bir dünyada, bir ülkeden diğerine gökkuşağından köprüler inşa etmenin ne kadar muhteşem olacağını vurgulayan seri, insanların bu köprüleri özgürce geçip birbiriyle dostça konuştuğu savaşsız, huzur dolu bir gelecek vadediyor.

1952, Japonya için tarihî bir yıldır. 28 Nisan'da Amerika'yla imzalanan barış ve güvenlik anlaşmaları yürürlüğe girdikten sonra Japonya yeniden bağımsızlığını ilan eder. Yaz aylarında, Asahi Grafik dergisinde Hiroşima'nın atom bombasıyla yıkılışına dair bir fotoğraf dizisinin yayımlanması ülke genelinde şok etkisi yaratır. ABD işgali döneminde bu tür haberler sansürlendiğinden Japon halkı atom bombasının yıkıcı etkileri hakkında ilk kez toplu bir bilince ve farkındalığa ulaşır. Yıl boyunca pek çok siyasi ve toplumsal gelişme yaşansa da gerçekte hiçbir şey tozpembe değildir. Takvimler 1953 Mart'ını gösterdiğinde, Gen artık ortaokuldan mezun olmaya hazırlanan gözüpek bir delikanlıdır. İmparatora ve “yanlış” politikalarına karşı isyankâr bir ruh olarak sivrilmektedir. Tam da gelecek kaygılarıyla yüzleştiği bir dönemde ansızın kapısını çalan ilk aşk heyecanı Gen'in duygu dünyasını altüst eder. Her zamanki gibi imkânsızın peşinden gitmeyi seçen genç adam kalbinde büyüttüğü aşkını, savaşın kavurucu izleri yüzünden sonsuzluğa gömmek zorunda kalır. Gen'i düştüğü karanlık çukurdan yine sanat çıkaracaktır...

“Yalınayak Gen” efsanesinin onuncu ve son cildi, okuru hayat yarışında doğru yolu aramaktan asla vazgeçmeyen Gen Nakaoka'nın aşkla, sanatla, özgür düşünceyle şekillenen barış mücadelesine tanıklık ettiriyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Can Göknil Burçlar Kuşağı'nda, çağlar boyu yıldızlara emanet ettiğimiz kaderlerimizin öyküsünü anlatıyor.

İçimizdeki gökyüzü

Uluslararası sanatçı Can Göknil Burçlar Kuşağı'nda, Doğu mitolojisinden beslenerek, kültürümüzü derinden etkileyen burçların kökenine eğiliyor ve çağlar boyu yıldızlara emanet ettiğimiz kaderlerimizin öyküsünü ele alıyor.

Dünden bugüne varlığını koruyan zodyak inancını efsane ve söylencelerle bezeli görsel bir kitap hâline dönüştüren Göknil, yıllardır mitoloji bilimi üzerine sürdürdüğü araştırmalarını özgün bir yorumla birleştiriyor, yaratılış ve burçlara dair on iki mit anlatıyor.

Hangi burç Dünya'ya özlem duyduğu için Burçlar Kuşağı'ndan ayrılmak istemiş? Neden Boğa burcunun fırtına tanrısı olabileceğine inanılmış? Süt gölünün her bir damlası hangi kudretli burca şifa olmuş? Güneş ve Ay'ı korumak ve onların tutsaklığını önlemek kimin göreviymiş? Yeraltı dünyasının kötücül ve kıskanç ruhları ortalığı nasıl karıştırmış?

Can Göknil geceleri ışıldayan yıldızlara çok daha farklı bir gözle bakmamızı sağladığı bu kitabında, her yaştan okuru dünyamızın düş gördüğü evvel zamanlara götürüyor; gökyüzünün yedi kat, on yedi kat, hatta otuz üç kat olduğu dönemlerde atalarımızın inanç sisteminde önemli yeri bulunan Burçlar Kuşağı'nın kalbinde sakladığı gizleri birer birer açığa çıkarıyor.

Ciltli baskısı ve etkileyici resimleriyle sanatseverler için anlamlı bir hediye alternatifi olarak da değerlendirilebilecek Burçlar Kuşağı, içimizdeki gökyüzüne ışık tutan nadide bir koleksiyon kitabı.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 52
Ağırlık : 52
En / Boy : 21 / 21
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Turhan Selçuk'tan insan doğasını hicveden karikatürler...

“Turhan Selçuk Seçkisi”, Türkiye'de sözsüz karikatürün öncüsü olan Turhan Selçuk'un mizahını genç nesillere tanıtıyor; büyük ustanın kendi zamanının çok ötesindeki çizgilerine farklı bir bakış imkânı sunuyor.

Üç ciltlik seçki, sanatçının yıllar içinde çeşitli kitaplarda ve mecralarda yayımlanan siyah beyaz karikatürlerini ayrıntılı bir kataloglama ve tematik düzenleme çalışmasının ardından yeniden gün yüzüne çıkarıyor.

İnsan Denen Garip Hayvan, Selçuk'un 1951-2001 yılları arasında Türkiye'nin ve dünyanın seçkin gazete ve dergilerinde kendine yer bulan, bazıları farklı dönem ve mecralarda tekrar tekrar yayımlanarak yankı uyandırmış 86 karikatürünü bir araya getiriyor.

İnsan Denen Garip Hayvan'da, gelmiş geçmiş en “yırtıcı” canlının kendini “daha insan” yapma çabasını çizgilere döken Turhan Selçuk, insan doğasının açgözlü ve şiddete meyilli yapısını incelikle hicvediyor. Kitaptaki seçki kadın-erkek ilişkilerindeki yozlaşmadan kültürün metalaşması ve sanatta yabancılaşmaya, bilim ve teknolojideki gelişmelerin toplumdaki yansımalarından sporun ve özellikle de futbolun siyasetle kesişmesine kadar, insana dair hemen her konuya eğiliyor. Seçki ayrıca plansız göçün körüklediği çarpık kentleşme, doğanın altüst olan dengesi, insanın uzayla imtihanı gibi meseleleri de gündeme alarak elli yıllık dünya düzeninde gerçekte çok az şeyin değiştiğini açığa vuruyor.

Sanat yaşamı boyunca karikatürün ne olduğu ve ne olması gerektiği üstüne kafa yoran Selçuk, toplumsal öngörü yeteneği ve zamanının ötesindeki eserleriyle günümüz okurlarını şaşırtmayı sürdürüyor.

“İnsan Gülen Hayvandır.”


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 17 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : Kuşe
Cep Boy Durumu : 0
₺63,20

Tam şu anda bu kitabı okumaya karar veren kaç kişi var acaba?

Kitapları ondan fazla dile çevrilen Norveçli yazar ve çizer Kristin Roskifte’nin imzasını taşıyan Herkesin Öyküsü, birden başlayarak milyara varan sayıda yeryüzü sakinini ağırladığı sayfalarında pek çok gizeme yer veriyor; 7’den 70’e herkese, keyifli bir görsel okuma deneyimi yaşatıyor.

Merakı ve araştırma heyecanını tetikleyen öyküsü, hayal gücünü renklendiren tiplemeleri ve gözlere şenlik çizimleriyle eğlenceli bir yapbozu andıran bu etkileşimli kitap, her okunduğunda bambaşka tatlar sunuyor, yeni keşiflere kapı aralıyor.

Bakmakla görmek arasındaki farka dikkat çeken Herkesin Öyküsü, kimi zaman yalnızca bir rakama dönüşen insanın maddi olarak sayılamayacak değerinin ve öyküsünün altını çizerken, duygusal ve varoluşsal meseleler üzerine de düşündürüyor.

Yazarın, ”Kitaptaki Gizemler” başlığı altında son sayfalarda yer verdiği açıklamalar ve betimlemeler, çokboyutlu okumaya katkıda bulunurken, bazen her şeyin göründüğü gibi olmayabileceğine işaret ederek görünenin ardında yatan olası hikâyeleri sorgulamaya teşvik ediyor.

“Aynı gezegende yaşayan yedi buçuk milyar kişi var. Her biri, kendine özgü, özel bir hikâyeye sahip. Cümle âlem burada. Sen de onlardan birisin!”

Dünyanın dört bir yanına uzanan bu öyküler atlasıyla, her biri kendi öyküsünün kahramanı olan yeryüzü sakinlerini takip edebilir, öykülerin birbirleriyle nasıl kesiştiğine tanık olabilir, hatta her okuyuşta yeni öyküler yaratabilirsiniz.

Boyutu, birbirinden renkli sayfaları, merak uyandıran içeriği karşısında kayıtsız kalmanın mümkün olmadığı Herkesin Öyküsü, okuru ters köşeye yatıran anlatımı ve ayrıntılı çizimleriyle resimli kitap türünün en iyileri arasında yer alıyor.

 


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 24 / 33
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

Hiroşima’nın ardından yeşeren umutlar…

Ünlü manga ustası Keiji Nakazawa tarafından yaratılan ve atom bombasının etkilerine dair tarihsel bir belge niteliği taşıyan “Yalınayak Gen” serisinin uzun yıllardır Türkiyeli okurlar tarafından merakla beklenen beşinci cildi Bitmeyen Savaş, tarihe tanıklık ettirmeye devam ediyor.

İkinci Dünya Savaşı’nda önemli bir dönüm noktası olan Hiroşima’nın bombalanmasını ve atom bombası ertesinde yaşananları küçük bir çocuğun gözünden aktaran bu gerçekçi manga, otobiyografik özellikler taşımasının yanı sıra savaşın trajedisini, yaşanan acıları ve her şeye rağmen dayanışmanın önemini vurguluyor.

Nakazawa’nın 25 dile çevrilen ve dünya çapında övgüyle karşılanan bu hüzünlü öyküsü, hafızlarda yer edecek radyoaktif bir krater açarak, 20. yüzyılın en büyük vahşetlerinden birini unutmuyor ve unutturmuyor.

Atom bombasının yıkıcı etkilerinin ardından Hiroşima’da gündelik yaşam günden güne zorlaşır. Kentte baş gösteren kıtlık ve açlık kısa sürede büyük bir hayatta kalma savaşına dönüşür. Yoksulluğun ve işsizliğin yarattığı kaotik ortamdan faydalanmak isteyen çeteler herkesi haraca bağlar. Özellikle de ailesiz kalmış çocuklar büyük tehdit altındadır. Radyasyonun olumsuz yansımaları kendini gösterdikçe ölüm oranlarında gözle görülür bir artış hissedilir. Hiroşima’yı saran korku bulutlarından Gen’in ailesi de nasibini alır. Annesi, ağır bir hasatlığa yakalandığı için iş göremez duruma gelince, Gen ayakkabı boyacılığı gibi günlük yevmiye kazanabileceği işlerde çalışmaya başlar. Okulu tamamen bırakıp hasta annesini iyileştirmenin derdine düşen Gen’i zor günler beklemektedir…

Savaşın masum insanlara yaşattığı acıları birinci elden belgeleyen “Yalınayak Gen” efsanesinin beşinci kitabı Bitmeyen Savaş, Gen ve arkadaşlarının olağanüstü dayanışmasını gözler önüne sererken, zafere yürümenin asla pes etmemekten geçtiğini hatırlatıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Asla pes etme!

Görsel sanatlardaki ustalığını yaratıcı kalemiyle buluşturarak masalsı bir edebiyat anlayışını benimseyen Can Göknil’den, farklılıklar üzerine yaşsız bir sessiz kitap.

Kendilerini ve yeteneklerini keşfetme çabasındaki iki farklı kuşu doğal çevrelerinde resmeden Kimi Uçar Kimi Koşar, azimden beslenen, esin verici bir büyüme hikâyesi anlatıyor.

İster küçük ister büyük, doğadaki tüm canlıların ortak bir yaşam döngüsünü paylaştıklarını hatırlatan bu naif kitap, biraz özgüven, cesaret ve kararlılıkla her türlü zorluğun üstesinden gelinebileceğini gösteriyor.

Küçük kuş yumurtadan çıktığında, henüz kendi varlık sebebinin dahi farkında değildi. Annesi gibi havada süzülüp özgürlüğün tadını çıkarabilmesi için öncelikle kanatlarına söz geçirmeyi öğrenmeliydi. Pek çok kez denedi, sınırlarını zorladı ama bir türlü başaramadı. Ta ki kendisinin on katı büyüklüğündeki bir başka kuşun yumurtasıyla karşılaşana ve doğru zaman gelene kadar…

Kişisel farklılıkların hayatımıza kattığı artı değerleri görmemizi sağlayan Kimi Uçar Kimi Koşar, her okunuşunda başka duygular ve tatlar sunarak kitapseverleri şaşırtmayı başarıyor. Etkileyici resimleri, ciltli özel baskısı ve sinematografik anlatımıyla keyifli bir görsel okuma deneyimi vadediyor.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 40
Ağırlık : 40
En / Boy : 22 / 25
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Yalınayak Gen, atom bombasını ve sonrasını, bir çocuğun gözünden anlatan güçlü, trajik ve otobiyografik bir öyküdür. Duyguların ve yaşananların dürüstçe ifadesi, dünyanın dört bir yanındaki çocuklara ve yetişkinlere hitap etmektedir.

Yalınayak Gen, savaşın masum insanlara yaşattığı acıların bir hatırlatıcısı ve korkunç bir acı kaynağı olan atom bombasının belgesidir. Bu kitap dört bölümlük bir dizinin ikinci kitabıdır.

"Yalınayak Gen'i bir solukta okuyup bitirdim. Hem keyiflendim, hem dehşet duyguları yaşadım. Merakla devamını bekliyorum."

- Bilgin Adalı

 


Basım Ayı/Yılı : 2009
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 293
Ağırlık : 390
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Belki de tek eksiğiniz azıcık CESARET!

Gülümse'nin yaratıcısı Raina Telgemeier'dan, kaygı ve korkularına teslim olmaktan çekinen hemen herkesin endorfin seviyesini artıracak, Eisner Ödüllü bir mutlu olma kılavuzu: Haydi Biraz Cesaret.

Sanatçının on yaşından itibaren bilfiil yaşadığı anksiyete kaynaklı sağlık sorunlarının ve buna bağlı olarak gelişen panik atakların mizahî bir dışavurumu olan kitap; gerçek insanlardan, zorlu terapi seanslarından ve okul anılarından yola çıkarak esin verici bir kendini kabullenme öyküsü anlatıyor.

Psikolojinin derinlerine inerek fobi, kaygı ve korku duygularına henüz ortaokul sıralarındaki bir kız çocuğunun dünyasından bakan bu ''iyileştirici'' çizgi roman, benzer sıkıntılarla mücadele edenlere yalnız olmadıklarını hatırlatıp kendilerini daha iyi hissedebilmeleri için başkalarından yardım almaya çağırıyor.

BÖÖEEAAHH!
Anna, bir gece berbat bir mide bulantısıyla uyanır. Annesi de aynı rahatsızlıktan şikâyetçidir. Başlarda bunun bir mide enfeksiyonu olduğunu zannedip biraz istifra biraz da istirahatle sorunun kendiliğinden çözüleceğini düşünürler... Bir süre sonra Anna okula ve normal yaşantısına döner. Ne var ki mide bulantıları ve karın ağrıları peşini bırakmaz. Yeniden iştahla yemek yiyememekten, arkadaşlarıyla arasının bozulma ihtimalinden, derslerdeki başarı grafiğinin düşmesinden ve buna benzer daha pek çok şeyden endişelenmektedir. Karşılaştığı her stresli durumda bedeni ve özellikle de sindirim sistemi alarm verse de gerçekte Anna turp gibidir. Peki, ortada teşhisi konulabilecek bir hastalık yoksa sorun nedir?

Büyüme serüvenimizde ayağımıza takılan taşları, karşımıza çıkan engelleri sadece cesur adımlar atarak bertaraf edebileceğimizi gösteren Raina Telgemeier, zorluklarla mücadele ederken aslolanın kendimize güvenmek olduğunu vurguluyor.

Her fırsatta korkularıyla barışmaya heveslenip de aradığı motivasyonu bir türlü bulamayanların yoluna ışık tutan Haydi Biraz Cesaret; okurlarına, ''İşte tam da benim yaşadıklarımı resmetmiş,'' dedirterek Raina'nın kendi çocukluğundan ilhamla hayat verdiği Anna ile bolca duygudaşlık kurduruyor.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Barışı sanatta arayanların elçisi: Yalınayak Gen

Ünlü manga ustası Keiji Nakazawa tarafından yaratılan ve atom bombasının etkilerine dair tarihsel bir belge niteliği taşıyan ''Yalınayak Gen'' serisinin, Türkiyeli okurlar tarafından uzun yıllardır merakla beklenen dokuzuncu cildi Sınırları Aşmak, tarihe tanıklık ettirmeyi sürdürüyor.

İkinci Dünya Savaşı'nda önemli bir dönüm noktası olan Hiroşima'nın bombalanmasını ve atom bombası ertesinde yaşananları küçük bir çocuğun gözünden aktaran bu gerçekçi manga, otobiyografik özellikler taşımasının yanı sıra savaşın trajedisini, yaşanan acıları ve her şeye rağmen dayanışmanın önemini vurguluyor.

İnsanlığın yeni nesli için bir güç kaynağı umuduyla hayat bulan Gen'in 25 dile çevrilen ve dünya çapında yankı uyandıran hüzünlü öyküsü; nükleer silahlanmaya ''hayır'' diyecek gücü geleceğe taşıyor, 20. yüzyılın en büyük vahşetlerinden birini unutmuyor ve unutturmuyor.

Sanat sınır tanımaz... Ben de bunu yapmak istiyorum! Dünyanın her yanından insanı etkileyecek ulusal sınırları aşacak işler!

Serinin dokuzuncu cildinde ''Barış Fişeği'' Gen, yine yoluna taş koyanlara karşı mücadele ediyor. Barış Anıt Kent projesi yüzünden evlerinin yıkılması ve Natsue'nin ölümü, sanki Hiroşima'da ve Nagazaki'de yol açtığı yıkım yetmezmiş gibi, tekrar atom bombası kullanmaya hazır olan Amerika'ya karşı öfke dolu bir çığlığa dönüşüyor. Bu zorlu günlerde şans eseri bir karşılaşma Gen'in hayatında bir dönüm noktası oluşturuyor. Yetenekli bir sanatçı Gen'i kanatları altına alarak ona resim çizmeyi öğretiyor. Sanatın sınır tanımazlığından esinlenerek yaşadıklarını sanat yoluyla ifade etmeye yönelen Gen, bir süre sonra yerel bir afiş ressamının yanında çıraklığa başlıyor. Burada, yeni patronunun ve diğer çırakların zorbalıklarıyla karşılaşan Gen, tüm baskı ve zorlamalara rağmen, hayallerinin peşinden gitmeyi seçiyor.

''Yalınayak Gen'' efsanesinin dokuzuncu kitabı Sınırları Aşmak, sınırların olmadığı bir dünyada, bir ülkeden diğerine gökkuşağından köprüler inşa etmenin ne kadar muhteşem olacağını düşündürüyor, insanların gökkuşağından köprüleri özgürce geçip birbiriyle dostça konuştuğu savaşsız, huzur dolu bir dünya düzeni düşletiyor.

Gen gözlerini gökkuşağından alamıyordu...

''Gen, 20. yüzyılın en büyük vahşetlerinden birine etkili bir biçimde tanıklık eder. Kendinizi bu olağanüstü kitaba bırakın.''

Art Spiegelman


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Turhan Selçuk'tan ''manzara-i umumiye''ye ayna tutan karikatürler...

Desen'in, uzun ve titiz bir çalışmanın ardından gururla takdim ettiği ''Turhan Selçuk Seçkisi'', Türkiye'de sözsüz karikatürün öncüsü olan Turhan Selçuk'un mizahını genç nesillere de tanıtmak ve büyük ustanın kendi zamanının çok ötesindeki çizgilerine farklı bir bakış imkânı sunmak amacıyla tasarlanan, üç ciltlik nadide bir koleksiyon.

Selçuk'un, yıllar içinde çeşitli kitaplarda ve mecralarda yayımlanan siyah beyaz karikatürlerinin ayrıntılı bir kataloglama ve tematik düzenleme ile yayına hazırlandığı ''Turhan Selçuk Seçkisi'' üç kitaptan oluşuyor: Siyasetin Göbeği, Manzara-i Umumiye ve İnsan Denen Garip Hayvan.

Seçkinin ikinci halkası olan Manzara-i Umumiye, sanatçının, 1952-2003 yılları arasında, Türkiye'nin ve dünyanın seçkin gazete ve dergilerinde kendine yer bulan, bazıları farklı dönem ve mecralarda tekrar tekrar yayımlanarak yankı uyandırmış 80 karikatürünü bir araya getiriyor.

Turhan Selçuk'un, eleştiri oklarını siyasetçilerden göbekli patronlara ve sömürü dünyasına yönlendirdiği karikatürlerine yer veren Manzara-i Umumiye, emekçilerin mevcut küresel düzen karşısındaki duruşuna, ekonomik istikrarsızlığın ve el değiştiren sermayenin halkın üzerinde yarattığı baskıya odaklanıyor. Kitaptaki seçki ayrıca çürümüş ve yozlaşmış sistem içinde medyanın nasıl pasivize edildiğini, düşünce özgürlüğü ve insan hakları konusunda toplumun nasıl üç maymunu oynamaya itildiğini olağanüstü bir incelikle hicvediyor. Simite talim eden işçilerle giderek semiren patronlar arasındaki karşıtlığa da tuz basmaktan çekinmeyen sanatçı; mizahın birleştirici gücüyle doğru bildiğimiz yanlışlara farklı bir perspektiften bakmamıza olanak tanıyor. Elli yıllık dünya düzeninde gerçekte çok az şeyin değiştiği üzerine bizleri düşündürüyor.

Sanat yaşamı boyunca karikatürün ne olduğu ve ne olması gerektiği üstüne kafa yoran Selçuk, toplumsal öngörü yeteneği ve zamanının ötesindeki eserleriyle günümüz okurlarını şaşırtmayı sürdürüyor.

Grafik mizahın karikatürün evrensel dili olduğunu vurgulayan Turhan Selçuk'un sanatsal kişiliğini, yazar Yaşar Kemal bu sözlerle tanımlıyor: ''Turhan, dünyamızın kötülüklerinin, karanlıklarının ortasında durmuş bir ışık gösterendir durmadan.''

''Turhan, bugün yeryüzündeki birkaç karikatür dehasından biridir.'' Marvin Barrett, Atla...


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 17 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺63,20

Elveda Masum Çocukluğum; Hoş Geldin Hüzün 

Fransız yazar Françoise Sagan'ın, yayımlandıktan kısa süre sonra dünya çapında başarı elde eden ilk romanı Hoş Geldin Hüzün, on yedi yaşındaki Cécile'in zevk düşkünü hayatını, yetişkinlerle ilişkisini ve kuşak çatışmasını 1950'lerin ruhuna sadık kalarak, incelikle yansıtıyor.

İlk kez okurla buluşmasından onlarca yıl sonra Frédéric Rébéna'nın grafik roman uyarlamasıyla yeniden gün yüzüne çıkan bu sürükleyici eser, kendi dönemi için uçarı ve hatta cüretkâr sayılabilecek bir hikâyeyi Fransız Rivierası'nın o meyvemsi ve deniz kokulu atmosferi eşliğinde sil baştan yaşatıyor.

Hollywood'un efsane yönetmenlerinden Otto Preminger tarafından aynı adla sinemaya da uyarlanan ve Jean Seberg'in tutkulu oyunculuğuyla hafızalara kazınan eser, ''mutluluğu'' arayan yeniyetme bir kızın istemsiz kötülüğünün ardında yatan gerçeklere ve körelen vicdanına odaklanıyor.

Baba kız tatile çıkan Cécile ve Raymond, Fransız Rivierası'nda bir villa kiralar. Tatillerine, Raymond'un genç ve güzel sevgilisi Elsa da eşlik edecektir. Okuldan ve derslerden uzakta, ilk duygusal yakınlaşmaların sıcaklığı ile Akdeniz'in tadını doyasıya çıkarmakta olan Cécile'in huzuru, babasının bir emrivaki ile yazlığa davet ettiği, yıllar önce kaybettiği annesinin de eski bir arkadaşı olan Anne'ın gelişi ile bozulur.

Zarafeti ve olgun kişiliğiyle herkesi büyüleyen ve hatta Elsa'ya rağmen babasını kendine âşık etmeyi başaran Anne; Cécile'in, babasıyla düşlediği mutlu gelecek için artık büyük bir tehdittir. Genç kızın, konforlu hayatlarını yersiz kurallarla darmadağın edeceğine emin olduğu bu güçlü kadından kurtulmak için entrikalarla dolu sinsi bir planı vardır...

Adını Paul Éluard'ın şiirinden alan Hoş Geldin Hüzün, özellikle Fransız toplumunun burjuva kesiminin geçmişten günümüze neredeyse hiç değişmeyen ahlak algısını sorguluyor. 2020'li yıllar için bile hayli sıradışı sayılabilecek bir ailenin, içinden çıkılması güç ilişki sarmalını tüm hatlarıyla, ustalıkla resmediyor.

Sagan'ın bu en bilinen eserine saygı duruşundan ziyade yeni bir soluk getiren Frédéric Rébéna, detaylı çizimleri ve seçtiği renk paletiyle okurlarını 1950'lere götürüyor.

''Kendimi sevmeme engel oluyor; ben ki aslında gamsız olmak için yaratılmışım, onun yüzünden kendimi vicdan azabı içinde buluyorum...''


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 19 / 26
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Yaşadığınız ''cüce'' kentlere bir de ''devlerin'' gözünden bakın!

Hakan Keleş'in koleksiyon değerindeki foto-illüstrasyonlarını sergilediği Liliputlar: Devcücekentler adlı kitabı, kent-kültür ilişkisi bağlamında sürekli değişim ve dönüşüm hâlindeki şehirlere çok yönlü bir bakış getiriyor.

Albümdeki her bir çalışma, Türkiye kentlerinden farklı sokak perspektiflerine yerleştirilen ''dev'' karakterlerin, bulundukları ortamla kurdukları ''olağanüstü'' ilişkiye odaklanıyor; zamanı ve mekânı esneten yeni görsel hikâyeler kurgulanmasına aracılık ediyor.

Keleş'in, sosyal medya üzerinden aldığı yüksek etkileşimle özgün bir sanatsal forma dönüştürdüğü ''lilliputing'' akımı, bakmakla görmek arasındaki ayrıma dikkat çekiyor; insanların, günlük hayatın telaşesi yüzünden duyarsızlaştıkları fiziksel çevrelerini başka bir katman aracılığıyla yeniden görmelerini sağlıyor.

Gulliver'in Gezileri'ndeki cüceler kentine gönderme yapan Lilliput ismi, bu kitapta sarkastik bir evreni tanımlıyor. Referansını gerçek dünyadan alan fakat onu eğretileyerek bozan, büyüklük bilgisinin sabit olmadığı, çok katmanlı ve dağınık bir evrene konuk oluyor okurlar. Fonda Türkiye'den farklı kent atmosferleri ve kimi anıtsal yapılar bir panorama oluştururken, karakterlerin her birinin yarattığı etkileşim, tekil ama bütüncül bir anlatı kurmayı başarıyor.

Her gün yanından geçtiğimiz eski bir bina, bulunduğu yere o kadar aittir ki görünmez hâle gelmiştir. Orada olmaması gereken hayalî bir karakter onunla temasa geçince yeni bir gerçeklik kurulur ve hem kendini hem de görünmez olanın niteliklerini açığa çıkarır. Hakan Keleş'in, Eskişehir'de cep telefonuyla çektiği bir fotoğrafa dev bir karakter karalaması ve bunu Instagram üzerinden paylaşmasıyla başlayan ''lilliput'' serüveni de işte tam bu sanal/gerçek/hayal örüntüsünün ardında yatan kent yaşamının dinamikleri anlayışından besleniyor.

Kitap altı bölümden oluşuyor. Lilliputgündelik, bugünün kent ve kentlilerinin büyük ölçekli birer yeniden temsili gibi, gerçekliğe en yakın mizansenleri içeriyor. Lilliputnostaljik, kültürümüze ait ama geride kalmış ya da unutulmuş figür ve unsurları günümüz kentleriyle birleştirerek bir zamansızlık algısı üretmeye çalışıyor. Lilliputsarkastik, kenti bir karikatür nesnesi olarak ele alıp ölçek farkından kaynaklanan algısal bozulmaları mizahi unsurlara dönüştürmeyi amaçlıyor. Lilliputbilindik, bu coğrafyada yaşamış ya da yaşamaya devam eden önemli figürlerle kültürümüze mâl olmuş hayalî karakterleri, farklı mekânlarda görselleştiriyor. Olduklarından büyük temsil edilmeleri, kamusal alandaki bilinirliklerine de simgesel bir vurgu yapıyor. Lilliputorganik, kenti doluluk ve boşluklar bağlamında ele alıp ona soyut bedenler eklenen çalışmalardan oluşuyor. Kitabın en sonunda ise özel bir bölüm var. Kitap karantina sürecinde hazırlandığından, Covid19 temalı işler lilliputpandemik başlığı altında yer alıyor.

Tamamı dijital olarak tablette üretilen Lilliputlar: Devcücekentler'in yayıma hazırlık sürecine dair eskiz ve notların yer aldığı ''Pano'' bölümünde bir de harita ve karekod bulunuyor. Karekod ve link aracılığıyla, kitapta yer alan fotoğrafların konum bilgisine hem telefonlardan hem de bilgisayarlardan ulaşılabiliyor.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 20 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

Gökyüzüne bakışınızı değiştirecek, keşif dolu bir anlatı...

Aslanın gücü, sonsuza dek hatırlansın diye nereye taşındı? Avcı bir prensesi büyük bir ayıya çevirme fikri kimden çıktı? Pegasus yıldızlara kadar nasıl yükseldi?

Ayışığı'nın Gökyüzü Atlası takımyıldızlarının insanlığın en eski çağlarına uzanan hikâyelerini hem gözlerde hem de zihinlerde canlandırıyor.

Her gece, yıldızları seyre dalan Ayışığı, bir gece denizin çağıran sesini duyar ve sahile gitmeye karar verir. Tam da o sırada Aydede, cebinden çıkardığı haritayla yıldızların hiç bilinmeyen hikâyesini anlatmaya hazırlanıyordur...

Eski çağlara uzanan efsane ve söylenceleri astronomiye merak duyan bir kız çocuğunun düş dünyası üzerinden resmeden Gözen Kamaz, bu eseriyle gökyüzünün bilinmeyenlerini birer birer açığa çıkarıyor.

Okuruyla tamamlanan bir hikâye anlatan Ayışığı'nın Gökyüzü Atlası, araştırmaya sevk eden etkileşimli sayfalarıyla hem eğlendiriyor hem de Ay'ın engin bilgileri ışığında benzersiz bir göksel seyir haritası çiziyor.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 32
Ağırlık : 32
En / Boy : 25 / 25
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺79,20

Umut yolunda Suriye'den Türkiye'ye uzanan yaşamlar...

Fabien Toulmé'nin gerçek kişilerden ve yaşanmış olaylardan esin alarak üç ciltlik bir seriye dönüştürdüğü Hakim'in Yolculuğu, insanlığı unutmuş bir dünyada insan olmanın nasıl bir şey olduğuna dair etkileyici bir grafik roman.

Sanatçının, uzun araştırmalar sonucu ve yıllara yayılan ikili görüşmeleriyle şekillenen anlatısı, Suriye'deki savaş nedeniyle sahip olduğu her şeyi geride bırakıp, tamamen yasal yollar üzerinden, yeni ve daha ''yaşanabilir'' bir hayat kurmaya çabalayan bir adamın mücadelesine tanıklık ettiriyor.

Kendi hâlinde bir bahçıvanın başına neler gelebilir? Hakim için yaşam, hayallerinin peşinde azimle çalışan bir genç için seyrinde ilerlerken 2011'de Suriye sokaklarında filizlenmeye başlayan Arap Baharı hareketi ile altüst olur. Dayatılan korku iklimi başta büyük kentler olmak üzere tüm ülkeyi sarar. Fidanlığı gasp edilen ve ardından sokaktaki yaralılara yardım ettiği gerekçesiyle bir süre tutuklu kalıp işkence gören Hakim için artık Suriye'de yaşamak imkânsız hâle gelir. Genç adamın Şam'ın güney banliyösünden başlayan sürgünlüğü; Lübnan, Ürdün, Türkiye, Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Macaristan, Avusturya, İsviçre ülkeleri üzerinden Fransa'nın Aix-en-Provence şehrine kadar uzanır.

Serinin ilk kitabı olan ''Suriye'den Türkiye'ye''yi Desen okurları için özel kılan yanı Türkiye'den de bolca kareler içermesi. Sokak tabelalarından şehirlerin mimarisine ve evlerin mobilyalarına kadar incelikle verilen detaylar da Fabien Toulmé'nin çizer olarak hikâyeyi aktarmadaki ustalığını kanıtlıyor. Hakim'in 2013'ün Mart ayında, Amman üzerinden uçakla Antalya'ya gelmesiyle başlayan Türkiye serüveni; sırasıyla İstanbul ve İzmir şehirlerini de kapsayan bir güzergâhta, trajikomik durumlar eşliğinde veriliyor.

Yaşanmış bir hikâyeye dayanmasından ötürü hem bir belgesel hem de merak uyandırıcı bir haber röportaj niteliği taşıyan Hakim'in Yolculuğu, usta bir çizer ve hikâye anlatıcısı olan Toulmé'nin güçlü görselleriyle müthiş bir sinematografik anlatım sergiliyor.

''Bunun benim başıma gelebileceği aklımdan bile geçmezdi. Anlıyorum ki her insan bir gün 'mülteci' olabilir... Bunun için ülkenin çökmesi yeterli. Ya sen de onunla birlikte çöküyorsun ya da çekip gidiyorsun.''


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 280
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

Geçmişten mutlu bir âna sığınacak olsanız hangisini seçerdiniz?

İspanyol sanatçı Paco Roca, 2020 Eisner Ödüllü grafik romanı Ev'de çizgilerini bu kez aile ilişkileri üzerine konuşturuyor; babalarının ölümünün ardından yeniden bir araya gelen üç kardeşin geçmişle hesaplaşmalarını odağına alıyor.

Sıradan bir ailenin pek de sıradan olmayan tarihini, yürekleri titretecek bir hikâye eşliğinde sunan kitap; zamanın ve yaşam koşullarının savurduğu hayatlara ayna tutuyor, insana dair “tanıdık” söylemlerde bulunuyor.

Sepya tonlardaki resimleriyle film tadında bir anlatı sergileyen Roca; geçmişin gölgelerine takılı kalan üç kardeşin hatıralarını canlandırıyor, dünyevî koşturmacalar yüzünden dünü unutup bugünü kaçıranların yitirdikleri hakkında düşündürüyor.

Bir ev asla yalnızca bir “ev” değildir. Evi yuva yapan, ailedir; sevgidir, emektir, birlikteliktir. Kendini bildi bileli çalışan Antonio için yaz tatillerini geçirdikleri o ev hiçbir zaman alelade bir çatı olmamıştır. Her taşının altında emeği bulunan, büyük özveriyle yoktan var ettiği evi, gelecek düşlerinin ve ebedî huzurunun en büyük teminatıdır. Evi, yeni kökler salmak için farklı yerlere göçen çocuklarını tekrardan bir araya toplayabilmek için yegâne dayanağıdır. Antonio hayata gözlerini yumana kadar da ev varlık nedenini sürdürür. Babalarının yasını dahi tutamayan José, Carla ve Vicente, bir yılın ardından satılığa çıkarma düşüncesiyle eve geri döner. Arkalarında bıraktıkları hayatlarına belki de ilk kez çocukluklarının gözünden bakma fırsatı bulan kardeşler için karar ânıdır. Oysa onları yıllar sonra buluşturan ev, belki de anne babalarının hayattayken kendilerine hissettirmeyi başaramadığı değerli bir duyguyu, aile olmanın önemini yeniden hatırlamalarını sağlayacaktır.

Ebeveyn kaybı, yas, anı, hafıza gibi konulara temas ederek aile ilişkilerindeki çıkmazlara eğilen Ev; acı tatlı kırgınlıkların ve anlaşmazlıkların yumağındaki üç kardeşin gözünden, tüyleri diken diken eden, gerçekçi bir anlatıya dönüşüyor.

Kırışıklıklar'dan tanıdığımız Paco Roca, dünya çapında övgü toplayan bu ödüllü grafik romanıyla yaşamlarımız boyunca unutamadığımız mutlu anılarımıza nostaljik bir selam gönderiyor; duvarları neyden örülürse örülsün adına ev denen yapının kişisel tarihimiz üzerinde oynadığı önemli rolü gözler önüne seriyor.

“Bugüne dek hep ileriye baktım. Bugünlerde ise ilk kez durup arkama bakıyorum. Kariyer peşinde koşturmaca, bana bir şekilde utandığım köklerimden bir kaçış gibi geliyor. Anlıyor musun?”


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 24 / 17
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Dostluk iki yürek arasında kök salan bir ağaç gibidir...

Elma Surat'ın Akılalmaz Hayatı, dünyaca ünlü Fransız karikatürist Jean-Jacques Sempé'nin zarif çizgileriyle örülmüş, enfes bir dostluk hikâyesi.

Zıtlıkların mükemmel uyumundan ilham alan ve farklılıkların birlikteliğine vurgu yapan kitap, kalplerde yeşerttiği duygularla büyük küçük herkesin yüzünü gülümsetmeyi başarıyor.

Okurlarını, sıradışı iki çocuğun anılarına ortak edip nostaljik bir yolculuğa çıkaran Sempé; hayat serüvenimizi anlamlı ve katlanılır kılan dostlarımızı yâd etmeye fırsat tanıyor, ''edebî'' dostluğun sırlarını yeni baştan keşfetmenin hazzını yaşatıyor.

Küçük Savaş Kızıltaş'ın, namıdiğer Elma Surat'ın hayatı epey zordur. Yüzünü ''kızartıp'' duran, tuhaf bir hastalıktan mustariptir. ''Utandığında ya da saçmaladığında her çocuk azıcık kızarır,'' diyecek olsanız da, Savaş'ın durumu farklıdır. Çünkü onun yüzü, ortada hiçbir neden yokken kızarıp bozarmaktadır. Bu yüzden çok sıkıntı çeker, hatta yalnızlaşır. Kendini bildi bileli aklında hep aynı soru döner durur: Yüzü neden kızarıyordur? Acaba sihirli değneği olan bir Orman Perisi ya da hünerli bir doktor onu bu dertten kurtarabilir mi? Ama nafile... Şimdiye dek ne bir periye ne de kendisini iyileştirebilecek bir doktora rastlamıştır. Belki de eksiliğini hissettiği şey, onu hayata bağlayacak bir dosttur. Hani mesela, apartmanlarına yeni taşınan, sürekli hapşırıp duran şu Barış Bahçetırmığı gibi biri...

Zaman rüzgârıyla savrulup gitmiş nice dosta selam gönderen bu naif hikâye; hiçbir karşılaşmanın tesadüf olmadığının altını çiziyor; karşılıklı saygı, sevgi ve hoşgörü temeline dayanan ''dostluk sanatı''nın incelikleri üzerine düşündürüyor.

Çoksatan kitapları ve sansasyonel karikatür çalışmalarının yanı sıra New York Times, Paris Match, New Yorker gibi gazete ve dergilere yaptığı çizimleriyle tanınan Sempé, Elma Surat'ın Akılalmaz Hayatı ile gerçek dostluğun engel tanımadığına tanıklık ettiriyor, bizi biz yapan özelliklerimizin dostluk ilişkilerimizi nasıl da renkli kılabileceğini gözler önüne seriyor.

''Bazen sohbet ediyor, bazen susuyorlardı, çünkü birlikteyken asla sıkılmıyorlardı...''

Her Yaş


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 17 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺95,20

Yüreğinin sesinden gidince daha mı kolay kavuşur insan sevdiğine?

Fabien Toulmé'nin gerçek kişilerden ve yaşanmış olaylardan esin alarak üç ciltlik bir seriye dönüştürdüğü Hakim'in Yolculuğu, sığınacak bir liman bulamadan yitip giden göçmenlere adanmış etkileyici bir grafik roman.

Sanatçının uzun araştırmaları ve bir buçuk yıla yayılan ikili görüşmeleri sonucu şekillenen anlatısı, Suriye'deki savaş nedeniyle sahip olduğu her şeyi geride bırakıp yeni ve daha “yaşanabilir” bir hayat kurma hayaliyle yollara düşen kendi hâlinde bir bahçıvanın mücadelesine tanıklık ediyor. Seri, genç adamın Şam'ın güney banliyösünden başlayarak Lübnan, Ürdün, Türkiye, Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Macaristan, Avusturya ve İsviçre üzerinden Fransa'nın Aix-en-Provence şehrinde noktalanan zorlu yolculuğunu odağına alıyor.

Toplumsal yansımaları küresel boyutta hissedilen mülteci krizini farklı açılardan ele alan Toulmé, pek çokları için birer “öteki” olarak nitelenen mültecilerin yaşadıklarını anlamak ve anlatmak için çaba göstermekle kalmıyor; insanlık onuru gibi önemli bir konuya da dikkat çekiyor.

Evimi terk edeli nerdeyse üç yıl oluyor.

Serinin üçüncü cildi, 2015 yılının eylül ayına uzanıyor ve Hakim'in yasadışı yollarla Makedonya'dan Fransa'ya kaçışını sayfalarına taşıyor. Baba ve oğul Atina'ya varmış olsalar da Fransa'ya ulaşabilmeleri için katetmeleri gereken yol uzun ve çetrefillidir. Orta Avrupa'da yükselen yabancı düşmanlığına bağlı olarak Hakim ve oğlu, yolculuk boyunca insanlık dışı muamelelerle karşılaşırlar. Balık istifi araçlara bindirilip mülteci kamplarında zorlu günler geçirirler. Açlık ve dondurucu soğukla sınanıp kimi zaman parklarda kimi zaman sokaklarda sabahlarlar. Sınırları, gecenin zifiri karanlığında yürüyerek geçerler. Çaresizlik ve korku hissi tüm hücrelerini kaplamış olsa da Hakim asla kaderine teslim olmaz. Kalbinde yeşerttiği umut, oğlu Hadi'nin varlığı ve diğer mültecilerle arasındaki koşulsuz dayanışma onu geç de olsa hedefine, ailesine kavuşturacaktır...

Yakın geçmişimizde ve coğrafyamızda yaşanan “iç acıtıcı” olayları en doğru ve tarafsız şekilde aktarabilmek için bir mültecinin tanıklığına başvuran Hakim'in Yolculuğu, göçmenlere yardım eli uzatanlara ve dünyanın daha insani bir yer olmasına katkıda bulunanlara içten bir selam gönderiyor.

Yaşanmış bir hikâyeye dayanmasından ötürü hem bir belgesel hem de merak uyandırıcı bir haber röportaj niteliği taşıyan ve yaşama dair her duyguyu içinde barındıran seri, usta bir çizer ve hikâye anlatıcısı olan Fabien Toulmé'nin güçlü görselleriyle müthiş bir sinematografik anlatım sergiliyor.

Artık beraberiz!

Sonsuza dek!


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 256
Ağırlık : 256
En / Boy : 17 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

Gelecek uğruna geçmişi unutmamalıyız...

Ünlü manga ustası Keiji Nakazawa tarafından yaratılan ve atom bombasının etkilerine dair tarihsel bir belge niteliği taşıyan ''Yalınayak Gen'' serisinin uzun yıllardır Türkiyeli okurlar tarafından merakla beklenen yedinci cildi, Kemikler Toza Dönüşürken tarihe tanıklık ettirmeye devam ediyor.

İkinci Dünya Savaşı'nda önemli bir dönüm noktası olan Hiroşima'nın bombalanmasını ve atom bombası ertesinde yaşananları küçük bir çocuğun gözünden aktaran bu gerçekçi manga, otobiyografik özellikler taşımasının yanı sıra savaşın trajedisini, yaşanan acıları ve her şeye rağmen dayanışmanın önemini vurguluyor.

Nakazawa'nın 25 dile çevrilen ve dünya çapında övgüyle karşılanan bu hüzünlü öyküsü, 20. yüzyılın en büyük vahşetlerinden birini unutmuyor ve unutturmuyor.

Serinin yedinci halkasında Gen, atom bombası kurbanlarının anısına sahip çıkacak ve buna sebep olanlardan hesap soracak kadar büyümüştür. Gen, kendisine ve yetim arkadaşlarına kol kanat geren gözü pek gazetecinin bombardıman hakkında kaleme aldıklarını yayımlama cesareti gösterecek bir basımcı arayışındadır. Bu uğurda her kapıyı çalan ve tüm sınırları zorlayan Gen ve Ryuta, ne yapıp edip kitabın basılmasını ve dağıtılmasını sağlamak için ellerinden geleni yapacaktır. Ne var ki, bu girişimleri Amerikan ordusunun sansürcü politikasına takılıp, ikiliye zorlu ve kabullenmesi güç bir dersle baş başa bırakacaktır. Tam da bu hareketli gelişmelerin yaşandığı dönemde, Gen'in erkek kardeşi Koji, annelerini ölüm döşeğinde görmek için eve geri dönecektir…

Savaşın masum insanlara yaşattığı acıları birinci elden belgeleyen ''Yalınayak Gen'' efsanesinin yedinci kitabı Kemikler Toza Dönüşürken, Gen ve arkadaşlarının olağanüstü dayanışmasını gösterirken, can acıtıyor olsa dahi gerçeklerle yüzleşmenin insan ruhunu nasıl da iyileştirdiğine işaret ediyor.


''Gen, 20. yüzyılın en büyük vahşetlerinden birine etkili bir biçimde tanıklık eder. Kendinizi bu olağanüstü kitaba bırakın.''

Art Spiegelman


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Bir Barış Fişeği: Yalınayak Gen!

Ünlü manga ustası Keiji Nakazawa tarafından yaratılan ve atom bombasının etkilerine dair tarihsel bir belge niteliği taşıyan "Yalınayak Gen" serisinin, Türkiyeli okurlar tarafından uzun yıllardır merakla beklenen sekizinci cildi Ölüm Tacirleri, tarihe tanıklık ettirmeyi sürdürüyor.

İkinci Dünya Savaşı'nda önemli bir dönüm noktası olan Hiroşima'nın bombalanmasını ve atom bombası ertesinde yaşananları küçük bir çocuğun gözünden aktaran bu gerçekçi manga, otobiyografik özellikler taşımasının yanı sıra savaşın trajedisini, yaşanan acıları ve her şeye rağmen dayanışmanın önemini vurguluyor.

İnsanlığın yeni nesli için bir güç kaynağı umuduyla hayat bulan Gen'in 25 dile çevrilen ve dünya çapında yankı uyandıran hüzünlü öyküsü; nükleer silahlanmaya "hayır" diyecek gücü geleceğe taşıyor, 20. yüzyılın en büyük vahşetlerinden birini unutmuyor ve unutturmuyor.

"Birer barış fişeği olmanızı, dünyanın dört bir yanındaki insanların kalbine erişmenizi istiyorum. En büyük ödeviniz barış içinde bir dünya yaratmaktır."

Serinin sekizinci cildinde takvimler 25 Haziran 1950'yi göstermektedir. Kore yarımadası ikiye bölünmüş ve savaş başlamıştır. Japonya'nın yeni bir girdaba sürüklenmesinden endişe duyulmaktadır. Gen, savaş yanlısı söylemlerde bulunan sınıf arkadaşı Aihara ile kavga eder. Çok geçmeden görünenin ardında yatan gerçeğin farkına varan Gen ve arkadaşları, savaşta öksüz kalan Aihara'yı yeniden hayata bağlamak için bir plan yapar. Bu sırada Gen'in öğretmeni Bay Ohta savaş karşıtı bir yürüyüşe katıldığı için okuldan uzaklaştırılmıştır. Öğretmenlerini geri kazanmak için mücadele eden Gen, Natsue'nin hastaneye kaldırıldığını ve evlerinin Barış Anıt Kenti projesi yüzünden yıkılacağını öğrenir.

Savaşın masum insanlara yaşattığı acıları birinci elden belgeleyen "Yalınayak Gen" efsanesinin sekizinci kitabı Ölüm Tacirleri, Gen ve arkadaşlarının olağanüstü dayanışmasını gösterirken, can acıtıyor olsa dahi gerçeklerle yüzleşmenin insan ruhunu nasıl da iyileştirdiğine işaret ediyor.

"Savaşlar kendi kendine olmaz, onları hep insanlar başlatır."


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺108,00

Denizleri aşan bir aşk yolculuğu... 

Wilfrid Lupano ile Grégory Panaccione'nin ortak imzasını taşıyan Aşk Denizi, gökyüzünün binbir rengiyle boyanan çizimleri ve denizlerin altını üstüne getiren hikâyesiyle sessiz bir aşk serenadı.

Bizleri mütevazı bir köyde, denizle iç içe yaşayan kıyı insanlarının küçük dünyasına konuk eden bu lirik anlatı, yaşlı bir balıkçı ile cefakâr eşinin türlü maceralarla devleşen aşkına tanıklık ettiriyor. 

Azim, inanç ve kararlılıkla yeri geldiğinde kaderin oyununa dahi karşı gelinebileceğini gösteren kitap; tekrar okumalara açık yapısıyla farklı deneyimlere ve keşiflere yelken açtırıyor.  

 

Kelimelerin susup sadece çizgilerin konuştuğu bu görkemli anlatının başrolünde aşk var. Hem de öyle keyif verici, dingin bir aşk ki bu; varlığını sürdürmek için fırtına olup esmeye, okyanusu çalkalamaya bile hazır!

Gözlüklü, çelimsiz, yaşlı bir balıkçı ile yüzlerce sardalya konservesi doldurmaktan hiç erinmeyen biricik karısı bizleri ucu bucağı olmayan bir aşk denizinde yüzdürüyor; ışığın ve sessizliğin tadını çıkarmaya, dalgaların kayalara öfkeyle vuran sesiyle dans etmeye, şimdiye dek hiç işitmediğimiz en keyif verici diyalogları dinlemeye çağırıyor.

Buram buram iyot kokan sayfalarıyla okuru hemen avucunun içine almayı başaran kitap, şimdilerde nesli tükenen, bir zamanların o meşhur sessiz filmlerine âdeta saygı duruşunda bulunuyor.

Göz alıcı çizimlerin derinlikli arka planlar ve ince detaylarla bütünlendiği Aşk Denizi, nice macerapereste ve tutkulu âşığa hayaller kurduran denize içten bir övgü.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 19,4 / 25,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺188,00

Turhan Selçuk'un çizgileriyle, siyasetin göbeğinde...

Desen'in, uzun ve titiz bir çalışmanın ardından gururla takdim ettiği ''Turhan Selçuk Seçkisi'', Türkiye'de sözsüz karikatürün öncüsü olan Turhan Selçuk'un mizahını genç nesillere de tanıtmak ve büyük ustanın kendi zamanının çok ötesindeki çizgilerine farklı bir bakış imkânı sunmak amacıyla tasarlanan, üç ciltlik nadide bir koleksiyon.

Selçuk'un, yıllar içinde çeşitli kitaplarda ve mecralarda yayımlanan siyah beyaz karikatürlerinin ayrıntılı bir kataloglama ve tematik düzenleme ile yayına hazırlandığı ''Turhan Selçuk Seçkisi'' üç kitaptan oluşuyor: Siyasetin Göbeği, Manzara-i Umumiye ve İnsan Denen Garip Hayvan.

Seçkinin ilk halkası olan Siyasetin Göbeği, sanatçının, 1950-1995 yılları arasında, Türkiye'nin ve dünyanın seçkin gazete ve dergilerinde kendine yer bulan, bazıları farklı dönem ve mecralarda tekrar tekrar yayımlanarak yankı uyandırmış 80 karikatürünü bir araya getiriyor.

Turhan Selçuk'un, sistemin genel bir portresini yansıtmak üzere koltuk sevdalısı siyasetçilere yer verdiği Siyasetin Göbeği; yoksulluğun, adaletsizliğin ve yozlaşmanın hüküm sürdüğü, gerçeklerin çarpıtıldığı bir siyasal düzeni odağına alıyor. İkiyüzlülüğün, açgözlülüğün ve çürümenin siyaseti nasıl ele geçirdiğini incelikle gözler önüne seren sanatçı, mizahın birleştirici gücüyle doğru bildiğimiz yanlışlara farklı bir perspektiften bakmamıza olanak tanıyor. Elli yıllık dünya düzeninde gerçekte çok az şeyin değiştiği üzerine bizleri düşündürüyor.

Sanat yaşamı boyunca karikatürün ne olduğu ve ne olması gerektiği üstüne kafa yoran Selçuk, toplumsal öngörü yeteneği ve zamanının ötesindeki eserleriyle günümüz okurlarını şaşırtmayı sürdürüyor.

Grafik mizahın karikatürün evrensel dili olduğunu vurgulayan Turhan Selçuk'un sanatsal kişiliğini, yazar Yaşar Kemal bu sözlerle tanımlıyor: ''Turhan, dünyamızın kötülüklerinin, karanlıklarının ortasında durmuş bir ışık gösterendir durmadan.''

''Turhan, bugün yeryüzündeki birkaç karikatür dehasından biridir.'' Marvin Barrett, Atlas


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 88
En / Boy : 17 / 22
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 1.2021
₺79,20

Ünlü Fransız karikatürist Jean-Jacques Sempé’nin, aşkı, âşıkları ve maşukları anlattığı karikatürlerinin bir derlemesi olan Aşıklar ve Diğer Şeyler, sevenle sevilen arasındaki tozpembe ilişkiyi farklı katmanlarda ele alan özel bir koleksiyon kitap.

Sempé’nin, aşkın büyülü dünyasına oklarını fırlattığı karikatürleri, imkansız aşklardan trajik ayrılıklara ve mutlu sonlara, öykü içinde öyküler anlatarak aşkın bin bir hâlini yansıtıyor.

Aşkın ve dolaylı olarak âşıkların, içinde bulunduğumuz tüketim çağından nasıl etkilendiklerini gözler önüne seren Sempé, çoğu zaman sözsüz, yer yer de yazıyla tamamladığı karikatürleriyle, aşk kavramını eleştirel bir biçimde ele alıyor.

Aşk koca bir yanılsama mı yoksa vazgeçilmez bir tutku mu? Aşk bir ihtiyaçsa neden bu kadar hızlı tüketiliyor? Aşk kavramının ardında yatan sihir ne? Vücudunun en küçük hücresine kadar aşkı yaşayanların hayatlarına odaklanan Sempé karikatürleri, aşkı için hep uzaklara giden bir adamın çekiciliğinde, sevdiğinin adını banka kazıyan bir âşığın karmaşık zihninde, sevgilisinden ayrılmaya çalışan kararsız bir adamın dayanaksız bahanelerinde yeniden hayat buluyor.

Aşk ve aşka dair tüm renklerin bir arada karşımıza çıktığı bu nüktedan derleme, hem sevdalıları hem de yalnızları gülümsetmeyi başararak, mutlulukla burukluk arasında yitip giden nice aşk hikâyesine tanıklık ettiriyor.

Çoksatan kitapları ve sansasyonel karikatür çalışmalarının yanı sıra New York Times, Paris Match, New Yorker gibi gazete ve dergilere yaptığı çizimleriyle tanınan Sempé, Âşıklar ve Diğer Şeyler’de, kadınlığın ve erkekliğin aşk ile ilişkisindeki hal-i pür melâli incelikli çizgiler kullanarak derinlikli bir şekilde yansıtıyor.

“En büyük mutluluğum, tanıdığım her kadının kalbinde kendimden bir parça bırakmış olmak..."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 64
En / Boy : 17 / 22
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 4.2019
₺52,00

Yazar ve illüstratör Barroux’nun, tesadüf eseri Paris’teki bir çöp yığınında bulup kitaplaştırdığı Ateş Hattı: Meçhul Bir Askerin Günlüğü, seferberlikle silah altına alınmış bir Fransız askerinin Birinci Dünya Savaşı’nın ilk iki ayında tuttuğu günceyi günümüze ulaştırıyor.

İsimsiz askerin savaş izlenimlerini etkileyici çizimler eşliğinde bir grafik romana dönüştüren Barroux, savaşın beraberinde getirdiği ayrılığa, özleme, belirsizliğe, acı ve korkuya değinerek, içten bir tanıklık öyküsü anlatıyor.

Sıradışı keşfediliş hikayesiyle her yaştan okurun ilgisini cezbedecek Ateş Hattı: Meçhul Bir Askerin Günlüğü, savaşın sıkça ele alınan kanlı yüzünden ziyade, sıradan bir askerin iç dünyasında olup bitenlere ve gündelik yaşantısına odaklanarak belgesel bir metin olma özelliği taşıyor.

Sahi, “Şu gördüğümüz askerlerden kaçı yuvasına dönebilecek?”, “Buradan sağ çıkabilecek miyiz?”, “Ne zaman duracağız?” Herkesin Noel’e kalmadan biteceğini düşündüğü Birinci Dünya Savaşı dört yıldan uzun sürdü. Gidenlerden çok azı geri dönmeyi başarabildi. Kimisi gelecek düşlerini sonsuzluğa gömdü, kimisi yaşadıklarını bir bir kâğıda döktü. Üstelik geleceğe dair umudu asla yitirmeden…

Yola çıkış günü geldi. Seferberlik ilan edildi; gitmeli, eşini, çocuklarını, aileni ardında bırakmalı. Cesaretim var, olması şart. Saat 9. Bitti, herkese elveda. Hayır, sadece hoşça kalın. Ne de olsa tekrar görüşeceğiz.

“Bir tanıklığın ifadesi, orada olan birinin kısıtlanmamış, müdahale edilmemiş sesi.”

- Michael Morpurgo


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 96
En / Boy : 16,5 / 23
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 2.2019
₺71,20

Sahne tozu yutanların hayatı, bir daha asla eskisi gibi olamaz... 

Ünlü Fransız karikatürist Jean-Jacques Sempe’den, sanat, sanatçı ve toplum arasındaki derin ilişkiyi muzip bir üslupla ele alan özel bir koleksiyon kitap: Sahne Işıkları ve diğer şeyler
Sempe’nin, sahne sanatlarını tümden kapsayan karikatürlerinin bir derlemesi olan bu eser, görünenle görünmeyen arasındaki gri boşlukta dans eden naif çizgilerle, öykü içinde öyküler anlatıyor.

İçinde yaşadığımız hızlı çağa ayak uydurmaya çalışan “ağır” sanatlara nüktedan ve yenilikçi bir gözle yeniden bakmamızı sağlayan Sempe, çoğu zaman sözsüz, yer yer kısa cümlelerle tamamladığı karikatürleriyle, tiyatrodan illüzyona, operadan kukla oyununa bütün performans sanatlarını eleştirel bir süzgeçten geçiriyor.

Sempe’nin, bu kez sahne tozu yutanların hayatlarına odaklandığı karikatür evreni, boş koltuklara oynayan bir aktörün kariyer umutlarında, izleyicilerini kedere boğmayı başardıkları için kutlama yapan oyuncularda ya da geçimlerini sanatseverlerin arkalarını toplayarak kazananların alın terinde hayat buluyor.

Sanatçılar ile onları var eden “normal” insanlar arasındaki görüş farklılıklarını usta işi çizimlerle dışa vuran ödüllü karikatürist, sanatçıların büyük kalabalıklar içerisindeki yalnızlıklarına değinmeyi da ihmal etmiyor.

Çoksatan kitapları ve sansasyonel karikatür çalışmalarının yanı sıra New York Times, Paris Match, New Yorker gibi gazete ve dergilere yaptığı çizimlerle tanınan Sempe, Sahne Işıkları ve diğer şeyler’de, sanat ve sanatçının toplum üzerindeki etkilerini yalın çizgiler kullanarak derinlikli bir şekilde yansıtıyor. 

“İyi oyuncu aslında ama kendine hakim olamıyor; birkaç replik söyledikten sonra hemen kişisel sorunlarından dem vurmaya başlıyor...”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İzmir
Sayfa Sayısı : 64
En / Boy : 17 / 22
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 1.2019
₺52,00

Naif öyküsü, stilize resimleri ve farklı tasarımıyla dikkat çeken Fare ile Dağ, 20. yüzyılın en önemli entelektüellerinden Antonio Gramsci’nin, eşine yazdığı 1 Haziran 1931 tarihli mektuptan yola çıkılarak uyarlanmış özel bir kitap.

Türkçedeki “Komşu komşu!” tekerlemesini andıran Fare ile Dağ, savaş nedeniyle doğası tahrip olmuş bir köyün dayanışmasını ve elbirliğiyle yeniden eski bereketli günlerine dönme mücadelesini konu ediniyor.

Desen tarafından ilk kez Türkçede yayımlanan Fare ile Dağ, alışılmışın dışındaki ölçüleri, yukarıdan açılan kapağı ve dikey resimleriyle her yaştan kitapsever için sıradışı bir okuma deneyimi sunuyor.

Antonio Gramsci’nin, çocuklarına anlatması için karısı Gulia’ya yazdığı mektuplardan birinde söz ettiği bir halk masalına dayanan Fare ile Dağ’da, bir çocuk uyumaktadır. Yanında, hemen uyandığında içmesi için büyük bir bardak süt vardır. Fakat çocuk uyurken, sütü fare içer. Çocuk uyanıp da sütü bulamayınca ağlar; buna üzülen fare süt bulabilmek için keçiye gider. Keçi de ona yiyecek ot bulabilirse süt verebileceğini söyler. Fare bu sefer ot bulabilmek için kırlara doğru yola koyulur, ancak ne yazık ki kuraklıktan kavrulmuş otlak suya muhtaçtır. Bunu gören fare soluğu çeşmede alır. Savaşta viran olmuş çeşmedeki su ise günlerdir boşa akmaktadır… Acaba fare, tüm bu olumsuzluklara rağmen küçük çocuğa süt bulabilecek midir?

Savaşın tahripkâr etkilerinin doğaya yansımalarını çarpıcı bir üslupla betimleyen Fare ile Dağ, tabiat döngüsüne ve dayanışmanın önemine dikkat çekiyor.

Antonio Gramsci, doğaya duyarlı herkesi bu kitabı okumaya ve çocuklara anlatmaya davet ediyor…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İzmir
Sayfa Sayısı : 48
En / Boy : 23 / 25
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺108,00

Tılsım efsanesinin tamamlanmasına bir kala, nefesler tutuluyor…

Kazu Kibuishi’nin, bugüne kadar 16 dilde yayımlanan “Tılsım” serisinin sekizinci halkası Süpernova, ABD ile eşzamanlı olarak Türkiyeli hayranlarıyla buluşuyor.

8 yaş ve üzerindeki çizgi roman severlerin ellerinden bırakamadıkları “Tılsım” efsanesinin bu en yeni serüveni; uzayın derinliklerinde, iyiyle kötünün amansız mücadelesini yine eşi benzeri görülmemiş bir fantastik maceraya dönüştürüyor.

Yayımlandığı günden bu yana milyonlarca okuru peşinden sürükleyen, uzun süre New York Times çoksatanlar listesinin zirvesinde yer alan "Tılsım" serisi, aynı zamanda pek çok ödülün de sahibi.

Dokuz kitaplık serinin tamamlanmasına bir kala, Emily ve dostlarının başı yine büyük dertlere giriyor. Emily, Ses’in etkisinden kurtulmak için çabalarken Prens Trellis kendi halkına söz geçirmeye çalışıyor. Elf Kralı’nın ve Elf ordusunun hain planı işe yaramayınca, Direniş gücünü koruyup toparlanmayı başarıyor. Büyük savaş yaklaşırken, kötülüğü yenmek her zamankinden çok daha güçleşiyor…

Özgün tiplemeleri, sinematografik çizimleri ve sürükleyici temposuyla fark yaratan “Tılsım” serisi, büyülü ormanlar, sıradışı yaratıklar, konuşan bilge ağaçlarla bezeli büyülü hikâyesinin satır aralarında; iktidar, bilinç ve mücadele ile ilgili önemli paylaşımlarda bulunuyor.

Desen okurlarının, Türkiye’de gerçekleştirdiği atölye çalışmalarında bizzat tanışma fırsatı yakaladığı Kazu Kibuishi’nin hayat verdiği “Tılsım” serisi, her yeni macerasında hayran sayısını artırmayı başarırken çizgi roman dünyasındaki varlığını da efsaneleştiriyor.

“Bazı İnsanlar, korktukları ya da anlamadıkları şeyler yüzünden her şeyi yapabilir...”

“Aksiyon dolu macera serisi, heyecan verici bir hızla ilerliyor... Biraz fantezi ve biraz manga. Bu kitap okura çok şey vadediyor.”

-Booklist


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 10.2018
₺120,00

Ütopya Kuşağında Parlayan Kızıl Bir Yıldız: Louise Michel

Öncü Kadınlar ile Babalar ve Kızları isimli ödüllü kitaplarıyla tanıdığımız Mary M. ve Bryan Talbot ikilisinden, 19. yüzyılın en sıradışı kadınlarından Louise Michel’in, namıdiğer Kızıl Azize’nin etkileyici yaşamöyküsünü gözler önüne seren yeni bir grafik roman.

Kızıl Azize: Bir Ütopyanın Peşinde, korkusuz ve yılmaz bir direnişçi, feminist bir öğretmen ve tutkulu bir şair olan Louise Michel’in, Paris Komünü’nden Yeni Kaledonya’daki sürgün günlerine uzanan mücadelesinin izini sürüyor.

Distopik düşüncelere teslim olan çağımız insanına radikal bir iyimserlik öyküsü sunan ilham verici bu grafik roman, ütopya ve bilimkurgu edebiyatının doğuş şartlarına da dikkat çekerek ütopyalara olan ihtiyacın hiçbir zaman tükenmeyeceğini bir kez daha hatırlatıyor.

Akademisyen, yazar Mary M. Talbot ve çizer Bryan Talbot, cesur kişiliğiyle kısa sürede efsanevi bir ün kazanan Michel’i tarihin tozlu sayfalarından çıkararak, siyah-beyaz ve kırmızının hâkim olduğu çarpıcı çizimlerle ona yeniden hayat veriyor.

Genel hikâye akışında adı geçen tarihsel kişilere ve olaylara dair detaylı bilgilerin de sunulduğu “Zaman Tüneli” bölümüyle Kızıl Azize: Bir Ütopyanın Peşinde, 19. yüzyıl edebiyatı ve siyasetine egemen olan ütopya tutkusunu da günümüze taşıyan kapsamlı bir yapıta dönüşüyor.

"Görünen o ki özgürlük için atan her kalp yalnızca bir parça kurşun hak ediyor, bu durumda ben de kendi payımı istiyorum."

“Talbotlardan dört dörtlük bir ustalık eseri.”

-Bookmunch

"Büyüleyici bir hikâye... Sade ve keskin çizimler hikâyeyle uyumlu... Biyografik grafik romanın harika bir örneği ve kesinlikle cüretkâr bir iş."

- Doug Johnstone, Big Issue

“Paris Komünü ve Louise Michel hakkında daha fazla şey öğrenme isteğinizi kamçılayacak bu güzel ve zevkli kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ederim.”

- Jenny Sutton, Socialist Review

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 16,5 / 23
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺108,00

Akıp giden zamana inat aklınızdaki kırışıklıklara meydan okumak...

İspanyol illüstratör, yazar Paco Roca’dan, 2008 Uluslararası Barcelona Çizgi Roman Festivali’nde “En İyi Çizgi Roman Ödülü”nü alan etkileyici bir grafik roman: Kırışıklıklar

Kırışıklıklar, yaşlıların dünyasına içtenlikle eğilerek, yalnızlık, sadakat, hayaller, özlem ve çaresizlik gibi kavramları ele alan samimi bir hikâye anlatıyor.

Animasyon türünde beyazperdeye de uyarlanan ve başta Goya Ödülleri olmak üzere pek çok ödüle değer görülen Kırışıklıklar, rahatsızlıkları yüzünden geriye kalan ömürlerini bakımevinde geçirmek zorunda kalan bir grup yaşlı insanın günlük hayatından kesitler sunuyor.

20 yılı aşan banka müdürlüğü görevinin ardından Emilio, Alzheimer olduğu gerekçesiyle çocukları tarafından bir bakım evine gönderilir. Zihninin karanlık dehlizlerinde şimdiki zamanla geçmiş zaman arasında gelgitler yaşayan yaşlı adam, bir yandan yeni hayatına alışmaya, bir yandan da hastalığını kabullenmeye çalışmaktadır. Neyse ki oda arkadaşı Miguel vardır da gündelik yaşamı bir nebze olsun renk kazanır.

Bakımevleri kimilerine göre uzun ve yorucu bir yolun sonu, kimilerine göreyse yeni bir hayatın başlangıcı sayılır. Paco Roca, günümüz gençlerinin ebeveynlerine karşı tahammülsüzlüğünü eleştirdiği Kırışıklıklar’da, çocukları tarafından bakımevlerine yollanarak yalnızlığa teslim edilen çaresiz yaşlıların kimselerin konuşmaya, yazmaya, anlatmaya cesaret edemediği yaşam mücadelelerine ayna tutuyor. Öyle ki, her gün başka bir oyunla bakımevini birbirine katan Miguel’in, Doğu Ekspresi’yle İstanbul'a seyahat ettiğini zanneden Rosario’nun ya da Marslılar tarafından kaçırılmaktan korktuğu için hiçbir yere yalnız başına gidemeyen Carmen’in hem “tanıdık” hem de “bizden” hikâyeleri okurları kâh güldürüyor kâh hüzünlendiriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 104
En / Boy : 19,4 / 25,5
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 5.2018
₺140,00

Bu kez, çalışma hayatının tam ortasında bir ağustosböceği!

Oscar ödüllü illüstratör, yazar Shaun Tan’in 2018 yazında yayımladığı son kitabı Ağustosböceği, Desen Yayınları etiketiyle Türkiye’deki okurlarla da buluştu.

Resimli kitap sevenler için koleksiyon değeri taşıyan Ağustosböceği, çalışma yaşamında “köleleşen" insanın dramını ele alıyor.

Etkileyici resimleri, sayfa tasarımı ve sert kapaklı özel baskısıyla dikkat çeken Ağustosböceği, zorbalık, ayrımcılık, ötekileştirme gibi çalışma yaşamına dair güncel sorunlara Shaun Tan’in büyüleyici çizgileriyle değiniyor.

Dünyaca ünlü illüstratör ve yazar Shaun Tan’in son kitabı Ağustosböceği, büyükşehirde tutunabilmek için tek çaresi çalışmak olan modern zaman insanının hayatından çarpıcı bir kesit sunuyor.

Çalışma yaşamının esiri hâline dönüşen insanların yaşadığı kaybolmuşluk ve sıkışmışlık hislerini plaza çalışanına dönüştürdüğü ağustosböceği metaforuyla anlatan Tan, yarattığı tanıdık dünya ile okurlarını can evinden vuruyor. İş dünyasının acımasızlığına dem vuran Shaun Tan, insanın yeteneklerini takdir etmeyen, gelişmesi yönünde onu teşvik etmeyen, herkesi tektipleştiren işveren politikalarını eleştiriyor.

Ağustosböceği, 17 yıldır yüksek bir binada veri giriş memuru olarak çalışmaktadır. Tüm bu yıllar boyunca ofisteki insan-çalışanların zorbalıklarına, kötü davranışlarına maruz kalmış, onların yapamadıkları işlere koşturmuş, sürekli çalışıp didinmiş ancak hiçbir zaman hak ettiği takdiri, övgüyü ve terfiyi alamamıştır. Nihayet emekli olma zamanı gelmiştir. Geride ne bir evi ne de birikmiş parası olan Ağustosböceği için özgürlüğe kanat çırpma vaktidir…

Her yapıtıyla kitapseverleri şaşırtmayı başaran Shaun Tan Ağustosböceği’yle yine dehasını konuşturuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 32
En / Boy : 21,5 / 28
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 8.2018
₺108,00

Depresyon ve kaygıyla mücadele edenlerin yolunu aydınlatacak kitap!

Yazar, avukat ve hak savunucusu Brent Williams ile dünyaca ünlü çizer Korkut Öztekin’in imzasını taşıyan Ormandan Çıkış, modern çağın en önemli sorunlarından biri olanı depresyon üzerine cesaret ve ümit dolu bir grafik roman.

Ormandan Çıkış, Brent Williams’ın bizzat deneyimlediği depresyon ve kaygı bozukluğu sürecinde yaşadıklarını ve öğrendiklerini konu edinen sarsıcı bir öykü anlatıyor. RoboCop çizgi roman serisinin başçizeri Korkut Öztekin ise depresyonun insanda yarattığı “çıkış yok” hissiyatını usta işi görsellere yansıtıyor.

Geçtiğimiz nisan ayında Kendine Yardım Dalında IBPA Benjamin Franklin Ödülü Gümüş Madalya ile onurlandırılan Ormandan Çıkış, depresyondan mustarip kişilere ve onların yakınlarına rehberlik eden bilimsel içeriğiyle de farklılaşıyor.

Brent Williams, depresyonun karanlık ormanında yolunu kaybettiğinde, yaşamına, canlılığına ve gücüne dair her şeyin sonuna geldiğini düşünür. Williams’ın durumunu inkâr edişi ve kabullenişi, neşeyle derin melankolinin, çabayla yenilginin kol kola yürüdüğü inişli çıkışlı bir içsel mücadeleye dönüşür. Brent Williams’ın, yaşam yolunun tam ortasında karşısına çıkan bu büyük engeli aşabilmesi için öncelikle hayata yeniden tutunmayı öğrenmesi gerekmektedir...

Ormandan Çıkış, depresyonun nörolojik ve bilişsel kökenlerine dair araştırmaların yanı sıra toplumsal önyargılara da atıfta bulunarak çağımızın en yaygın sorununu anlamaya ve anlatmaya yöneliyor. Etkileyici çizimleriyle depresyonun karanlık ormanını okur için görünür kılan Korkut Öztekin ise hikâyenin gerçekçiliğini ve dinamikliğini artırıyor.

Grafik roman meraklılarının yanı sıra sosyoloji ve psikoloji alanında çalışmalar yapan akademisyenler, uzmanlar ve hekimler tarafından büyük övgüyle karşılanan Ormandan Çıkış, zamanın ötesine taşan öyküsü ve hayatın içinden kahramanlarıyla ruhunu ormanın karanlıklarında yitirdiğini düşünenlere yeni yollar, yeni çıkışlar sunuyor.

“Bir insanın yolculuğu gerçekten iyi anlatıldığında, evrenselleşebilir. Bu kitap tam da bunu yapıyor ve depresyondan mustarip sayısız insana cesaret ve umut aşılıyor.”

- Profesör Mark Williams, Oxford Üniversitesi

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 18,3 / 26,7
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 9.2018
₺140,00

25 dile çevrilen Yalınayak Gen, İkinci Dünya Savaşı sırasında Hiroşima'da yaşananlar' küçük bir çocuğun gözünden ele alıyor. Otobiyografik özellikler taşıyan Yalınayak Gen, savaşın masum insanlara yaşattığı acıların bir hatırlatıcısı ve atom bombasının da bir belgesi niteliğindedir. Bombadan Sonra, serinin üçüncü kitabıdır.

"Yalınayak Gen"' bir solukta okuyup bitirdim. Hem keyiflendim, hem dehşet duyguları yaşadım. Merakla devamını bekliyorum."

-Bilgin Adalı

"Gen, 20. yüzyılın en büyük vahşetlerinden birine etkili bir biçimde tanıklık eder. Kendinizi bu olağanüstü kitaba bırakın."

-Art Spiegelman


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İzmir
Sayfa Sayısı : 270
En / Boy : 15 / 20,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺108,00

Bir gün herkes televizyona çıkacak!

“Pıtırcık” serisi ile tanınan Fransız karikatürist Jean-Jacques Sempé’den, medyanın insanlar üzerinde bıraktığı tahribatı muzip bir üslupla ele alan özel bir koleksiyon kitap: Medya ve diğer şeyler

Medya çağının en büyük sorunu sayılan iletişimsizliği ve buna bağlı olarak toplumda gelişen kültürel ve sosyal değişimleri mizahla yorumlayan, her yaştan okura seslenen usta işi karikatürler.

İçinde yaşadığımız çağa nüktedan bir gözle yeniden bakmamızı sağlayan Sempé, çoğu zaman sözsüz, yer yer kısa cümlelerle tamamladığı karikatürleriyle medyayı eleştirel bir süzgeçten geçiriyor.

Sempé’nin yarattığı karikatür evreni, kimi zaman hemen köşe başındaki gazete bayinin dergi raflarında, kimi zaman çiftçi bir ailenin köy evinde, kimi zamansa akşam yemeği sofrasının karşısına kurulan televizyondan yükselen “Dünyada Açlık Sorunu” başlıklı bir haberde hayat buluyor.

Çoksatan kitapları ve sansasyonel karikatür çalışmalarının yanı sıra New York Times, Paris Match, New Yorker gibi gazete ve dergilere yaptığı çizimlerle tanınan Sempé, Medya ve diğer şeyler’de, medyanın tutumunu yalın çizgiler kullanarak derinlikli bir şekilde yansıtıyor.

Tek dileğim, medyanın gözü önünde büyüsün.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 64
En / Boy : 17 / 22
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2018
₺52,00

Hayatı akışına bırak!

Gülümse ile Kardeşim ve Ben kitaplarının yaratıcısı Raina Telgemeier’dan, kız kardeşlik, sevgi, özveri ve aile ilişkileri üzerine macera dolu bir grafik roman: Hayaletler!

2017 Will Eisner Ödülü dahil pek çok önemli ödüle değer görülen ve New York Times En Çok Satan Kitaplar Listesi’nin zirvesine yerleşen Hayaletler, ebeveynleriyle birlikte yeni bir kasabaya göç eden iki kız kardeşin, aile köklerini keşfedişlerini ve taşındıkları yere uyum sağlama süreçlerini bir dayanışma öyküsü üzerinden anlatıyor.

Telgemeier’ın gerçek hayattan esinlenerek kaleme aldığı Hayaletler, doğuştan genetik-metabolik bir akciğer hastalığı olan kistik fibrozis hakkında farkındalık yaratıyor.

Cat ve çekirdek ailesi, kistik fibrozis hastalığından mustarip olan kardeşi Maya’nın sağlık durumuna iyi geleceği ümidiyle, Kuzey Kaliforniya kıyılarındaki bir sahil kasabasına yerleşirler. Ait olduğu ortamdan koptuğu için keyfi hiç de yerinde olmayan Cat’i, taşındığı bu yeni yerde büyük bir sürpriz beklemektedir. Ay Körfezi, hayaletlerin favori mekânıdır ve senede bir gün, tüm hayaletler, yaşayan sevdikleriyle yeniden bir araya gelmek için ortaya çıkarlar. Cat’e göre olağanüstü ürkütücü olan bu durum, Maya için alabildiğine heyecan vericidir. Taşındıkları bu kasaba sayesinde Meksikalı köklerini de keşfeden kız kardeşler, Meksika’nın “Ölüler Günü” geleneğine bizzat tanık olma şansına erişeceklerdir.

Gerek farklı gelenekleri ön plana çıkaran konusu gerekse iki dilli anlatımıyla çokkültürlülüğe vurgu yapan Hayaletler, göçmen çocukların ve gençlerin ait oldukları toplulukların tarihleriyle ve kültürleriyle nasıl bağlar kurduklarını gösteriyor.

Hayaletler, başımıza geleceğine hiç ihtimal vermediğimiz olaylar karşısında dayanışmanın ve sevginin önemini de vurguluyor.

“Telgemeier’in çarpıcı renk kullanımı, üstün görsel anlatım yeteneği ve eşi benzeri zor bulunan konu seçimi okurların kitapla duygusal bir bağ kurmasını sağlıyor ve etkileyici bir güce sahip bu hikâyeyi bir an bile elinizden bırakmak istemiyorsunuz.”

- Kirkus Reviews


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 256
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 9.2018
₺108,00

Küçücük bir öfke kırıntısıyla başladı her şey…

Çalışmaları pek çok ödüle değer görülen Brezilyalı yazar Blandina Franco ve illüstratör Jose Carlos Lollo ikilisinden, öfke duygusu ve kontrolü üzerine evrensel bir öykü.

Öfke gibi son derece kuvvetli ve yıkıcı bir duyguyu çarpıcı bir hikâyenin merkezine taşıyan Öfke, günümüz dünyasının en önemli sorunlarından birini yalın bir dil ve stilize resimler eşliğinde anlatıyor.

Özgün metninin yanı sıra siyah-beyaz minimal çizgileriyle öne çıkan Öfke, insan ruhunu esir alan öfke hissini kırmızı renkle vurgulayarak, öykünün akışı ile gittikçe büyüyen, ele avuca sığmaz bir virüs olarak yansıtıyor.

Başlangıçta ufacık tefecik minik bir öfkeydi. Bir köşede durur, kendi kendini yer bitirirdi. Çok geçmeden başka şeylerden beslenmeye başladı. Zamanla büyüdü, büyüdü ve kocaman oldu. En sonunda kendi içine sığamadı ve patladı! Öfke, hem kör, hem sağır, hem de dilsiz olmuştu. Bu karmaşayı gidermenin bir yolu olmalıydı…

Doruk noktasına ulaştığında, büyük bir galeyana, aşırı hiddete, hatta korkunç bir gazaba dönüşebilecek öfke duygusuyla başa çıkabilmenin tek yolunun sağduyudan geçtiğine vurgu yapan Blandina Franco ve Jose Carlos Lollo ikilisi, bu resimli kitapla öfkenin insan ruhunu nasıl köreltebileceğini gösteriyor.

Çocukların ebeveynleriyle birlikte okuyarak çok şey öğrenecekleri, öfke kontrolünü yitiren yetişkinlerin ise başuçlarından eksik etmek istemeyecekleri bu etkileyici kitap, öfkenin, önyargı, şüphe, bencillik, kıskançlık ve tahammülsüzlük gibi diğer hislerden nasıl olumsuz etkilenebileceğini gözler önüne seriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 40
En / Boy : 19,4 / 25,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 8.2018
₺151,20

Son yılların en çarpıcı grafik romanlarından biri olarak anılan İlmekler: Mülteci Krizinden Bir Kesit, Fransa’nın İngiltere’ye geçiş noktası ve aynı zamanda Avrupa’daki göçmen krizinin sembollerinden biri olan Calais’deki mülteci kampını anlatıyor. Çoğu Ortadoğu ve Afrika’dan gelen mültecilerin en büyük isteği İngiltere’ye ulaşmak. Çağımızın en büyük yaralarından biri olan mültecilik olgusuna birinci elden tanıklık ettiren kitap, dramatik hayat öykülerini nesnel bir bakışla anlatıyor.

Kate Evans'ın anlatımını, haber-röportaj tekniği üzerine temellendirdiği İlmekler: Mülteci Krizinden Bir Kesit, farklı çizim ve boyama tekniklerinden beslenen karakteristik resimleriyle dikkat çekiyor.

“2015 yılında, bir milyondan fazla mülteci Avrupa’ya geldi ve en az üç bin üç yüz yetmiş beş kişi yolda hayatını kaybetti. Bu büyük insan kitlesi içinden birkaç bin kişi, bu tehlikeli yolculukta denizi aşıp İngiltere’ye varabilmek için Fransa’daki Calais kentine ulaştı. Burada anlatılanlar, öykülerinin yalnızca çok küçük bir kısmıdır.”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 178
En / Boy : 21 / 27,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 4.2018
₺200,00
Tükendi

“Gen, 20. yüzyılın en büyük vahşetlerinden birine etkili bir biçimde tanıklık eder. Kendinizi bu olağanüstü kitaba bırakın; buğulu gözlere ve Japon tarzı çizgi romanın sıra dışı anlatımına alışın. Bu akılda kalıcı ve hüzünlü öykü, hafızanızda asla unutamayacağınız radyoaktif bir krater açacak. Aslında Gen, ihtiyaç duyulan sihirli numarayı yapan az sayıdaki çizgi romanlardan…”

- Art Spiegelman
Pulitzer Ödülü Sahibi Çizgi Romancı

Japon manga ustaları arasında bambaşka bir yeri bulunan Keiji Nakazawa’nın, onlarca farklı dile çevrilerek dünya genelinde beğeniyle okunan “Yalınayak Gen” serisi, indirimli fiyat avantajı ve özel saklama kutusuyla set halinde satışa sunuluyor.

“Yalınayak Gen” 1945 yılında, Hiroşima kentinin 600 metre üzerinde patlayan atom bombasının sebep olduğu yıkımı ve bu büyük felaketin Japon halkına yaşattığı ruhsal trajediyi Gen adında bir çocuğun gözlerinden aktaran destansı bir ağıt.  Nakazawa’nın otobiyografik öyküsü olarak da değerlendirilebilecek bu değerli yapıt, savaşın masum insanlara yaşattığı acıların ve korkunç sonuçlara sebep olan atom bombası faciasının kitaplaştırılmış bir belgesi. Dört kitaplık bu özel kutulu set, kültleşmiş seriye kütüphanelerinde bir bütün olarak yer vermek isteyen koleksiyonerler, çizgi roman ve manga türünde özgün hikâyeler keşfetmek isteyen yeni okurlar ve kitap hediye etmekten hoşlanan edebiyatseverler için kaçırılmayacak bir fırsat!

  • Hiroşima'nın Hikayesi
  • Ertesi Gün
  • Bombadan Sonra
  • Küllerin İçinden

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 1120
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 12.2014
₺236,80

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 175
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2010
₺52,00
1 2 3 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı