Bu kitap, Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Grafik ve Seramik Bölümleri, Topluma Hizmet Uygulamaları Dersi kapsamında yapılmaya başlayan bir projenin üçüncüyılında, durup ne kadar yol aldığımızı görebilmek ve benzer projelere fikir ve uygulama anlamında rehberlik etmek amacıyla yazıldı.

Üç yıl önce, bozkırın ortasındaki mucize olarak anılan Eskişehir’e biz de bir iz bırakalım diyerek yola çıktık. Madem gördüklerimiz, gündelik hayatta etkileşim içinde olduklarımız, duyu organlarımızla algıladıklarımız, düşünme biçimimizi ve davranışlarımızı etkiliyor, sanatı sokağa çıkarırsak, insanların sanat eserleriyle etkileşime gireceğini düşündük. Böylece, sanat eserini sadece müzelerde, galeri ve sergi salonlarında görülebilen, deneyimlenen, belli bir kitleye ait kimliğinden çıkaran çalışmalara da katkı sağlamayı amaçladık.

Öncelikle bu topraklarda yetişmiş ressamların çalışmalarını gündelik hayatla buluşturarak başladı yolculuğumuz. Ertesi yıllarda dünyaca ünlü eserleri Eskişehir’de sokağa çıkararak kent insanıyla buluşturduk.

Ağzınızdaki dolgular ve diğer malzemeler vücudunuza ne gibi zararlar verebilir?

Organ - diş bağlantılarınız nelerdir? Hangi dişler hangi organları etkiler?

Kronik hastalıkların yaklaşık %30’u ağız ve diş bölgesindeki problemlerden kaynaklanabilir. Pek çok hasta, farklı doktorları gezmekte, fakat bir türlü iyileşememektedir. Bu hastalarda, bütünsel bakış açısıyla yapılan doğru diş tedavilerinin arkasından dramatik iyileşmeler olabilmektedir.

Diş Hekimi Tijen Secerli Dürer, diş tedavilerinde kullanılan malzemelerin toksik etkileri sebebiyle yapılması gereken kişiye özel hassasiyet testlerinden, civa içeren amalgam dolguların vücudumuzda meydana getireceği hastalıklara; florun olumsuz etkilerinden yıllarca geçmeyen şiddetli baş, bel ağrısının ya da idrar yolu infeksiyonunun kistli bir dişin çekilmesiyle nasıl iyileştiğine kadar, sağlığımıza dair pek çok konuda önemli ve bilinmeyen noktalara değiniyor.

Caravaggio’danWarhol’a, dünyaya bakışımızı değiştiren 50 sanateseri

Lascaux Mağarası’nda ki tarih öncesinden kalma resimlerden günümüze, sanatçılar kendi eşsiz kişiliklerini eserleri yoluyla ortaya koydu.Bu bağlamda hayranlık duymak ve takdir etmek için pekçok harika sanat eseri sayılabilir.Peki ama nasıl oldu da sanat anlayışı Rönesans’ın klasik uyumundan Kübizme evrildi?

Farklı eserleriyle sanata bakışımızı değiştiren pekçok öncü sanatçı hangi aşamalardan geçti?Daha da önemlisi, sanata bakışımızı değiştiren eserlere gözatarken hangilerinden başlamak gerekiyor?

30 Saniyede Güzel Sanatlar, bu soruların yanıtını vermeye çalışıyor.Kitapta Batı sanatının her biriken dişartlarına gore açıklanmış dönemlerini yedi bölüm altında örneklendiren 50 şaheser sunuluyor.Tam sayfa illüstrasyonların yanısıra takdim edilen 3 saniyede taslak bölümleri, resim ve heykelleri tanıtıyor.Tabii eserlerin sanat tarihine yaptığı katkı da en dolaysız yoluyla anlatılıyor.

Leonardo da Vinci’den Picasso’ya, Michelangelo’dan Monet’ye kadar birbirinden değerli sanatçıların dünyaca ünlüeserlerini konu edinen bu kitap müthiş bir bilgi hazinesi sunarken, sanatseverlerin başucundan ayıramayacağı referans kitabı olacak.

Gerek özel fırçadar beleri, gerek materyallerin yenilikçi biçimde kullanımı, gerekse en bariz biçimiyle otoportrelerde görülen gerçekçilik yoluyla olsun, sanatçı ile sanateseri arasında kurulan dolaysız bağı bir kez daha görmek isteyen sanatseverler için...

30 SaniyedeGüzel Sanatlar ile dünyanın en önemli sanat galerilerind ebenzersiz bir tura çıkmaya hazır olun.

Beynin nasıl işlediği ve nasıl öğrendiğiyle ilgili aklınızı başınızdan alacak 50 kavram.

Beyin hangi aktiviteler sayesinde öznel tecrübeler ortaya çıkarır? MRI taraması bize ne gibi bilgiler sunabilir?Beynin çalışma sistematiğini anlamak mümkünmü? Yalnızca beynimizde meydana gelen elektriksel aktivitenin bir ürünümüyüz?

30 Saniyede Beyin, nörobilimin sınırlarında gezinerek beynin nasıl işlediğiyle ilgili birbirinden ilginç 50 kavramı bir araya getiriyor.Karmaşık görünen her bir düşünceyi, 300 kelimeyle veillüstrasyon desteğiyle açıklıyor.

Hakkında bilgi sahibi olduğumuz en karmaşık yapı insan beynidir.Beyin, en az 90 milyon nöron dan meydana gelir. Bu nöronların her biri kendi içindekarmaşık bir bilgi işlem cihazıdır ve yaklaşık 1000 kadar diğer nöronla etkileşim hâlindedir. Beyin dünyayı algılayış biçimimizden ve içerisindeki davranışlarımızdan sorumludur.Yani beyni anlamak; benliğimizi, toplumdaki ve doğadaki yerimizi anlamak demektir.

Aslında insan beyni bir bakıma gündelik bir nesnedir.Yaklaşık 1,36 kg ağırlığında olan bu nesneyi, bu kadar kayda değer hale getiren şey girift yapısıdır. Ortalama bir insan beyninde o kadar çok bağlantı vardırki her saniye birtanesini sayacak olsanız, 3 milyon yıldan daha fazlasına ihtiyacınız olurdu. Peki böylesine karmaşık bir yapıyla ilgili bilgi edinmeye nereden başlamalısınız?

30 Saniyede Beyin, size yardımcı olmak adına tam da burada devreye giriyor.Kitapta, her bir kavram kısa, anlaşılır ve merak uyandıran “30 saniyede nörobilim” metniyle açıklanıyor.

Unutmayın, beyin sadece düşünmemizi sağlayan bir makineden daha da fazlasıdır; kim olduğumuzu tanımlayan şey beyindir.

Paris’e gidiyorsunuz... Nereleri gezeceğiniz konusunda bilgi sahibisiniz. Eyfel Kulesi’ne çıkacaksınız, Notre Dame Kilisesi’ni göreceksiniz, Champs Élysées’de piyasa yapacaksınız, Montmartre ressamlarından belki resim alacak, Saint Germain’de kahve içeceksiniz... Peki, nerede yemek yiyeceksiniz? Yerel mutfağın en leziz örneklerini, bir kadeh güzel şarap eşliğinde nerede tadabilirsiniz? Elinizdeki bu rehber kitap işte bu amaçla hazırlandı. Mehmet Ömür, Paris’teki 7 binden fazla restoran arasından sizin için Fransız mutfağının özelliklerini yansıtabildiklerine inandığı 100 tanesini seçti. Unutulmaz bir yeme içme deneyimi yaşamanız dileğiyle...

Dünya futbolu, çarpıcı grafiklerle yaşama uyarlandı!

Bilinmeyen gerçekleri, detaylı istatistikleri, futbolun kahramanları ve kişilik analizleriyle, ‘tutku dolu bu güzel oyunu’ daha önce hiç bu kadar keyifli görmemiştiniz.

Bu göz alıcı ve eğlenceli görsel bilgi kaynağı, efsane takımların ve o efsaneyi yaratan Dünya Kupası kahramanlarının, futbola zarafet katan uzun, kısa, genç, yaşlı yıldızların; zengin, fakir, başarılı, başarısız, sevilen, sevilmeyen süper takımların geçit törenine dönüştü.

Futbolun en ilginç sorularını sorduk.

Ronaldo mu Messi mi daha fazla penaltı golü attı? Kale çizgisine duvar ören dünyanın en güvenli eldiveni kim?

İflah olmaz kırmızı kart müptelaları kimler? ‘Cruyff dönüşü’ yapmak ya da benzersiz bir gol sevinci yaşamak için nasıl hareket etmelisiniz?

Futbol: Bitmeyen Tutku, dünyanın en başarılı takımları, kulüpleri ve oyuncularından yola çıkarak, en çok gol atılan uluslararası turnuvadan, dünyanın en yetenekli solaklarının kıyaslanmasına kadar pek çok farklı konuya değiniyor.

Dünya futbolunun define sandığı açıldı. Keyifle okumanız için!

Biorezonans yani Titreşim Tıbbı, kanserden, alerjiye, ruhsal rahatsızlıklardan, kilo problemine, bel fıtığından migrene 400’den fazla hastalık üzerindeki kanıtlanmış başarısıyla dünyanın pek çok ülkesinde modern tıp eğitimlerini kadim geleneklerle harmanlayan doktorlar tarafından uygulanıyor.

Bu yöntemin Türkiye’deki öncülerinden  Dr. Sinan Akkurt, yıllardır başarıyla uyguladığı biorezonans tedavilerini ve yöntemin dayandığı prensipleri bizlerle paylaşıyor.

Dr. Akkurt’un bu çalışması biorezonans tedavilerinin uygulama alanlarını ve başarılarını aktarmanın ötesinde, mekanistik tıp algısına da isabetli bir eleştiri sunmaktadır.
Dr. Yavuz Dizdar

Bel fıtığım vardı, sevgili Sinan’la biorezonans tedavisine başladık...

Şimdi Markopaşa müzikalinde dans ediyorum. Teşekkürler.
Behzat Uygur

Tamamlayıcı tıp metotlarını yakından takip eden biri olarak biorezonansın sağlığım üzerindeki olumlu etkilerini deneyimledim. Bu süreçte çok iyi dost olduğum Dr. Sinan Akkurt’un yazdığı bu kitap sayesinde pek çok kişi bu yöntemle tanışmanın yanı sıra, hayat kalitelerini arttıracak bilgiler edinecek.
Çağla Kubat

Bahse gireriz, siyaset, üzerinde en çok tartışılan konudur ve büyük çoğunluğumuz bu tartışmaların içerisinde debelenip dururuz. Cumhuriyetçilik ve Demokrasi gibi gündelik hayatın içine girmiş kavramlarla yetiniyor olabilirsiniz, ama “yeni muhafazakar” nedir
biliyor musunuz? Ya oligarşi?  Anarko-sendikalizm?

30 Saniyede Siyaset, tam da bu tartışmaların merkezindeki güvensizlik ve paranoya sisini
dağıtmaya yardımcı oluyor ve Atina’dan bugüne en önemli 50 siyasal –izm, -arşi ve –okrasi ile, bütün renklerden siyaset bilimcileri karşı karşıya getiriyor. Yol boyunca Karl
Marx, Benito Mussolini ve Ayn Rand gibi isimlerle karşılaşıyor.

Kitap, tarafsız bir şekilde, her bir siyaset kuramını iki sayfa, 300 kelime ve propaganda tarzı bir görsel ile anlatıyor (bazen bir resim binlerce kelimeden etkilidir). 30 saniyede
sunulan teorilerin her biri, acelesi olanlar için yanında bir 3-saniyede daralma ile birlikte takdim ediliyor; biraz daha derine inmek isteyenler için ise, ek olarak bir 3-dakikada
genişleme bölümü bulunuyor.

Işıklar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Kutlu Işık, başarılı, ilkeli, vizyoner bir iş adamı olmasının yanı sıra, avcılık sporu ve doğaya tutkuyla bağlı bir avcı… Kendisini “avcılık tutkusu körelmemiş şanslı insanlardan biri” olarak tanımlayan Rıza Kutlu Işık, avcılığa dair bütün incelikleri öğrendiği ustası, duayen Galip Nişlioğlu’yla 30 yıl süren dostluğunu ve pek çoğunu dünyanın dört bir yanında beraber yaşadıkları av anılarını bizlere aktarıyor.

“Avcıbaşı Galip Reis ve Çırak”, sadece yaşadığımız yüzyılın karmaşasından sıyrılıp avcılık yoluyla doğayla iç içe, kusursuz bir ilişki kurmayı seçen avcılara değil, av ve avcılığa dair en ufak bir merakı olmadığını düşünenlere de keyifli bir macera yaşatmayı amaçlıyor.

Kitapta Afrika’nın unutulmaz gün batışlarından, Kaçkarlar’a, Toroslar’a, İngiltere ve Belçika’daki av davetlerinden, İsveç’teki muhteşem organizasyonlara keyifli bir gezinti yaparken, Rıza Kutlu Işık’ın samimi ve renkli anlatımıyla, iş dünyasının ekonomiye yön veren isimleriyle beraber avladığı türlü hayvanlara, koleksiyonuna kattığı trofelere, yaşadığı macera ve heyecan dolu anlara ve kurduğu sağlam dostluklara da şahit oluyoruz.

“Avcıbaşı Galip Reis ve Çırak”, bize, insanlığın varoluşundan bu yana DNA’mızda kodlanmış atılgan avcıyla yeniden karşılaşıp doğayla aracısız, adrenalin dolu ve samimi bir ilişki kurabilme şansını veriyor.

Dünya tarihine damgasını vurmuş bir imparatorluğun şan ve gücünün bir parçası olmak ancak onu her açıdan incelemekle mümkün…

Bu kitap Türkiye'de genç, yaşlı herkesin Osmanlı'ya dair bilgisini zenginleştirmek için yazıldı… Tarihini televizyon dizilerinin yanı sıra başka sağlam ve güvenilir kaynaklardan da öğrenmek isteyenlerden, geniş Osmanlı arşivlerine yepyeni bakış açıları sunan bir kitap eklemek isteyen tarih meraklılarına kadar herkesin Osmanlı'ya dair bilgisini zenginleştirmeyi amaçlıyor.

Özlü, derinlikli, kompakt, neden-sonuç ilişkilerini veren temel bir Osmanlı kitabı… Anlaşılır, günümüz diliyle Osmanlı… Her ayrıntısıyla Osmanlı… Herkes için Osmanlı…

Antik Çin tarihi, Batı ülkelerinde, Antik Mısır ya da Roma tarihi kadar iyi bilinmese de, en az onlar kadar ilgi çekicidir. Bu kitap sizi, Çin’deki eski uygarlıkların gerçekleştirdikleri büyük başarılara götürmekle kalmayacak, misafirlerinizi Tunç Çağı’nın ihtişamlı yaşantısı hakkında bildiklerinizle şaşırtmanıza da olanak sağlayacak.

30 Saniyede Antik Çin, Xia, Shang ve Zhou hanedanlıklarının gizemlerini su yüzüne çıkartıyor ve her birini anlaşılır bir dille anlatıyor. İki sayfa, 300 kelime ve bir resimden oluşan her konu sadece 30 saniyede özetleniyor. Önde gelen akademisyenler, Zhou krallarının eski şehirleri ve karmaşık kehanet kemiği törenlerinden, döneme ismini veren seçkin tunç eşyalara kadar her şeye dair, ustaca hazırlanmış bir rehber sunuyorlar. Antik Çin’deki gündelik hayatla ilgili konular ve devrin etkileyici kişilerini tanımlayan kısa biyografilerin de eklenmesiyle birlikte, 30 Saniyede Antik Çin, her kesimden okur için neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir uygarlıkta yaşananları anlaşılır kılmayı hedefliyor.

30 saniyede başlıklı ana metinlerin yanı sıra acelesi olanlar için 3 Saniyede Daralma bölümüyle konunun özeti yapılırken, 3 Dakikada Genişleme bölümleriyle biraz daha detaya iniliyor.

Akademisyenlerden evhanımlarına herkesin keyifle okuyacağı 30 Saniyede Antik Çin, tarihin kadim uygarlıklardan biri ile tanışmak için mükemmel bir fırsat sunuyor.

Geride bıraktığımız yüzyıldan 50 en önemli kavram, fikir, olay ve kültürel gelişme

Büyük olasılıkla Yirminci yüzyılda olanlar hakkında birşeyler biliyor ya da bildiğinizi düşünüyorsunuz ve bu yazıyı okuduğunuza göre, Yirminci yüzyılın en azından birbölümünü yaşamış ve sohbetlerinizde Küba Füze Krizi, Hiroşima ya da Wall Street Borsasının çöküşünden bahsetmiş olabilirsiniz. Her durumda, yani bunları yaşayanlar için bile Yirminci yüzyıl tarihin en hızlı geçen yüzyılıydı.

Bu kitap size Sputnik’ten Stonewall’a kadar pek çok konuya değinerek hafızanızı tazeleme fırsatı veriyor.

Yüzyıllık inovasyon ve sanatı, politika ve çatışmaları, başarı ve felaketleri, dünyanın nasıl döndüğünü ve evrildiğini kestirmeden anlatan 50 grafik enstantane ile özetleyen 30 Saniyede Yirminci Yüzyıl, modern tarihe eşsiz bir yaklaşım sunuyor. Tarihte bir dönemi hangi olayların belirlediğini ve bunların nedenlerini düşünün. Kızıl Ordu’dan Kara Pazartesi’ye, Woodstock’tan World Wide Web’e; bu kitap sizi zamanda en hızlı yolculuğa çıkarıyor.

30 saniyede başlıklı ana metinlerin yanı sıra acelesi olanlari çin 3 Saniyede Daralma bölümüyle konunun özeti yapılırken, 3 Dakikada Genişleme bölümleriyle biraz daha detaya iniliyor.

Akademisyenlerden ev hanımlarına herkesin keyifle okuyacağı 30 Saniyede Yirminci Yüzyıl, okuyucuya bir yüzyılın en önemli olaylarını anlamanın en kestirme yolunu sunuyor.

Antik Mısır’dan günümüze ulaşan 50 en önemli fikirsel ve kültürel katkı Piramitleri, hiyeroglifleri ve Kleopatra’yı duymayan kalmadı! Ancak Antik Mısır’ı gerçekte ne kadar biliyorsunuz? Mesela, Nil Vadisi nasıl oldu da insanlık tarihindeki en gelişmiş, en dayanıklı ve karmaşık toplumlardan birine ev sahipliği yaptı? Krallık gibi çok önemli bir kavramı içeren firavun devleti, günümüz bürokratlarını tebessüm ettirecek bürokrasi labirentlerini nasıl oluşturdu?

Ne firavunu, ne de başkenti hayatlarında hiç göremeyecek kadar uzaklarda yaşayan köylüler, nasıl oldu da bu sistemi benimsediler? Peki ya, Kraliçe Heteferes’in mezarının etrafındaki sır perdesi neydi? Antik Mısırlılar ne yer, ne içerlerdi?

30 Saniyede Antik Mısır, zamana meydan okuyan teknolojik buluşlara, mimari harikalara imza atmış; gizemli tanrılar ve cenaze ayinleri ile dikkat çeken, dünyanın en önemli uygarlıklarından biri hakkında eşsiz bir anlatım sunuyor. Üstelik bunu, iki sayfayı ve 30 saniyeyi aşmadan, kolayca kavranabilecek şekilde özetlenmiş 300 kelime ve tek bir görselle başarıyor.

Roma’nın bir günde ortaya çıkmadığını zaten biliyorsunuz ama tepe üzerindeki birkaç küçük evden oluşan yerleşim kümeleri nasıl olup da tarihin en büyük imparatorluklarından biri haline geldi? Romulus, kardeşi Remus’u neden öldürdü? Roma lejyonları nasıl bir düzene sahipti? Roma’da insanlar gerçekten
Latince mi konuşuyordu? Romalı bir vatandaşın günlük hayatı nasıldı? Bu kitap, bu  soruları ve daha pek çok soruyu yanıtlamak konusunda yeni bir yaklaşım ortaya koyuyor.

30 Saniyede Antik Roma, dünyanın en iyi yönetilen toplumlarından biri olan, askerî gücü ve sürekli genişleyen imparatorluk yapısı itibariyle bugünkü çağdaş varlığımızın şekillenmesine yardımcı olacak teknolojik gelişmelere zemin hazırlayan Roma’ya dair eşsiz bir bakış açısı getiriyor. Üstelik bunu, iki sayfayı ve 30 saniyeyi aşmadan, kolayca kavranabilecek şekilde özetlenmiş 300 kelime ve tek bir görselle başarıyor. Kitap, su kanallarından kanalizasyon sistemlerine, mozaiklerden tıp uygulamalarına kadar tarihin en büyük medeniyetlerinden birinin ortaya çıkmasını ve karakterinin şekillenmesini mümkün kılan en önemli 50 fikirsel ve kültürel katkıyı anlamak için en kestirme yolu okuyuculara sunuyor

"Her biri yarım dakikada açıklanmış, Da Vinci’ye ait 50 fikir ve keşif."

Ressam, anatomi uzmanı, mimar, botanikçi, haritacı, mühendis, matematikçi, müzisyen, bilimci, heykeltıraş… ‘Bilge’ sözcüğü Leonardo’nun olağanüstü yeteneklerinin hakkını vermeye yetmiyor.

Leonardo’yu yalnızca çok kopyalanmış meşhur portresi Mona Lisa’nın ressamı olarak biliyorsanız, hemen bilgilerinizi tazeleme fırsatını yakalayın, Rönesans Adamı ne demek keşfedin.

30 Saniyede Leonardo da Vinci en büyük Rönesans süper kahramanının gerçekten kapsamlı düşünceleri ile baş etmenin en çabuk yolu. Dünyanın önde gelen Leonardo uzmanları, onun her alandan en büyük icatlarındaki görkeme erişmeniz için size bu kitapta anında uzman görüşü sunuyorlar. Her bir giriş 30 saniyede özetleniyor. Hem de iki sayfada, 300 sözcükle, tek resimde. Yaratıcı grafik illüstrasyonlarla süslü, en önemli resimlerin incelemeleri ile desteklenen bu nihai kitapla merakınızı gidereceksiniz.

Editör Marina Wallace, Londra’daki Central Saint Martins Sanat ve Tasarım Üniversitesi’ne bağlı Artakt’ın küratör profesörü ve yöneticisi. Muhteşem Bedenler: Leonardo’dan Günümüze İnsan Bedeni Sanatı ve Bilimi gibi çığır açan birçok büyük serginin küratörlüğünü yaptı. Yayınlanmış eserleri arasında bu serginin kataloğunun yanı sıra Resimlerin Yaşamı: Leonardo da Vinci’nin Yedi Başyapıtı yer alıyor.

Romalı mimarlar, bizim için tam olarak ne yaptılar? Bir kemer taşını ya da tonozu tanıyabilir misiniz? Art Nouveau ve Art Deco üsluplarını tarif edebilir misiniz? Tabii ki, bu soruların içinde geçen terimleri duymuşsunuzdur. Ama mimarlıkla ilgili bir tartışmaya
katılabilecek ya da bir bar sohbetinde söylediklerinizle göz kamaştıracak kadar bilgi sahibi misiniz?

30 Saniyede Mimarlık, mimarlıktaki yenilikler, kuramlar, üsluplar ve gelişmeler hakkında, sizi ihtiyacınız olan tüm cevaplarla donatmak ve antik mezardan kent ikonuna kadar yapılı çevrenin esas özellikleri hakkında kaya gibi sağlam bir zemin sağlamak amacıyla kaleme alınmış 50 düşünceden oluşuyor. Karmaşıklığına bakmaksızın her bir düşünceyi 300 sözcük ve bir fotoğrafla açıklayarak mimarlık bilgisinin temellerini sunan kitap, tüm bilgilerin yarım dakikalık bir zaman diliminde hazmedilmesi için çaba gösteriyor.

30 Saniyede sunulan ilke, üslup ve akımların her biri, acelesi olanlar için yanında bir 3 saniyede daralma ile birlikte takdim ediliyor; biraz daha derine inmek isteyenler için ise, ek
olarak bir 3 dakikada genişleme bölümü bulunuyor.

30 Saniyede Mimarlık, uzman yazarlarla, hem mimarların dayandıkları ilkeleri hem de bu
ilkeleri uygulamaya koyan üslupları tanımlamak ve açıklamak gibi zor bir işin üstesinden geliyor.

50 yıldan daha uzun zamandır James Bond, izleyicilere başka hiçbir süperkahramanın
yapmadığı kadar gerilim, heyecan ve eğlence yaşattı.

Bond Efsanesi, Bond’u sette ve kamera arkasında 1960’lardan beri takip eden efsanevi Terry O’Neill’ın çoğu daha önce hiç yayınlanmamış fotoğraflarından oluşan eşsiz bir derleme niteliği taşıyor aynı zamanda...

Bond hakkında eşine az rastlanır görüşler ve yorumlar bu eşsiz fotoğraflara eşlik ediyor: Gazeteci yazar Godfrey Smith gerçek Bond’u -arkadaşı ve meslektaşı Ian Fleming’i- yadediyor, GQ editörü Dylan Jones, Bond stilini tanımlıyor ve Honor Blackman’dan
Britt Ekland’a Bond kızları setlerdeki maceralarını anlatıyor.

Bond hayranlarını sevindirecek bu özel çalışma ile karakterlerin, filmlerin, setlerin ve objektifin ardındaki efsaneye daha da yakınlaşacaksınız.

Birbirinden renkli kahramanlarla tanışın, onların kimi zaman duygusal kimi zaman eğlenceli maceralarını okuyarak 100 Temel Eser’in rengarenk sayfalarına giriş yapın.

Kimler yok ki bu sayfalarda...

100 yılı aşkın süredir tüm dünya çocuklarına mutluluk oyununu öğreten Pollyanna, bu oyunu size de öğretsin. Dünyanın en çok çevrilen yazarlarından Jules Verne 1800’lerin sonundan size selam yollasın.

Ezilen halkın verdiği mücadelenin kahramanı Köroğlu, Anadolu’nun etkileyici tarihini anlatsın. Korkunç Gulyabani’nin ardındaki sır perdesi aralansın. Çağdaş hikayeciliğimizin öncüsü Sait Faik’in hikayeleri deniz kokusu getirirken, Cemal Süreya çocukların ve büyüklerin dünyaları arasındaki sınırı kaldırsın.

Umut dolu Serçekuş, şiirsel ve bir o kadar da masalsı anlatımıyla size göklerden gülümserken, yalnız, yaramaz ve kırılgan Zeze, şeker Portakalı’yla konuşmaya başlasın.

Dileriz, siz de 100 Temel Eseri okumayı bir zorunluluk olarak görenlerden değil, yepyeni kahramanlar keşfetmek isteyenlerden olursunuz.