Kampanya koşulu: 12.00’a kadar kampanya koleksiyonundan verilen siparişler aynı gün kargoya teslim edilecektir. Kampanya stoklarla sınırlıdır.
Unutulmaz karakterlerin yaşamları, Danielle Steel’in bu yeni ve çok çarpıcı romanında kesişiyor. Çok büyük bir felaket, birbirleriyle hiçbir ilgisi olmayan insanların hayatlarını sonsuza dek değiştirecek, onları bir aydınlanma, cesaret ve şükran yolculuğuna çıkaracak...
Ölüm, eski dedektif Eve Duncan’ın günlük hayatının bir parçasıdır. Tanınmayacak haldeki cinayet kurbanlarına bir yüz vermek onun mesleği. Şimdi mesleği, hem kendisine hem de yakınındaki herkesin hayatını tehlikeye atıyor. Her şey bir senatörden gelen telefonla başlar. Senatör, Duncan’dan bir cesedin kimliğini belirlemesini ister. Duncan ilk başta işi kabul etmek istemez. Trajik geçmişini geride bırakmış, üvey kızıyla huzurlu bir hayat yaşamaktadır. Fakat onunla hiç ilişkisi yokmuş gibi görünen bir dizi cinayet, bu huzurlu hayatı tehlikeye atmak üzeredir. Kendisine çok az bilgi verilen ve büyük bir gizlilik içinde çalıştırılan Duncan, bütün bu önlemlerin kendisini korumak için mi, yoksa hapsetmek için mi olduğunu merak etmeye başlar. Son derece acımasız, hiç beklenmedik bir anda, beklenmedik bir yerde harekete geçebilen ve sanki hiçbir şey onu durduramazmış gibi görünen katil, Duncan’ın çalışmasını engellemeye uğraşmaktadır. Sorular ve hayatına yönelik tehditlerin birikmesiyle Eve Duncan, korkunç bir komplonun parçası olduğunu anlar. Ama hayatta kalmak için, cesedin ölümcül gizini kendi hayatını tehlikeye atarak ortaya çıkarmak ve bir yalanlar katmanının altında yatan korkunç gerçeği öğrenmek zorundadır.
Şüphenin ustası James Patterson, Kadınların Cinayet Kulübü’nü anlatan ikinci kitabıyla bizi korkutucu bir yeraltı dünyasına götürüyor. San Francisco’yu sarsan seri cinayetler birbiriyle alakasız gibi görünmektedir. Ama dedektif Lindsay Boxer hepsinin arasında bir bağlantı olduğunu fark eder. Kadınların Cinayet Kulübü’ndeki arkadaşlarını yardıma çağırır ve patronlarıyla erkek meslektaşlarının gözden kaçırdığı bazı ipuçlarını değerlendirerek görünenin ardındakini keşfetmeye çalışır. Dedektif Lindsay, zaman içinde arkadaşları Chronicle’da çalışan gazeteci Cindy Thomas, Yerel Savcı Asistanı Jill Bernhardt ve tıbbi müfettiş Claire Washburn’un bir zincirin halkaları olduğunu keşfeder. Kurbanlar farklı yaşlardadır, farklı bölgelerde yaşar ve farklı silahlarla öldürülür. Ama aslında hepsi Lindsay’ın kalbini donduracak bir şekilde birbiriyle çok yakından ilişkilidir. Kadınların Cinayet Kulübü’ndeki ortaklar katilin akıl almaz bir sebebi olduğunu keşfederler ve bu, bir sonraki hedefin içlerinden biri olmasına sebep olacaktır. Katil çok yakınlarına kadar girer ve onlara kaçamayacakları bir tuzak hazırlar. Eğer bayanların tahminleri yanlışsa sonuç öldürücü olacak ve ikinci bir şans elde etmek mümkün olmayacaktır. Olayların tümü yoğun bir şüphe duygusuyla işlenmiş. İkinci Şans, "gelmiş geçmiş en başarılı polisiye yazarlarından biri"nin elinden çıkan unutulmaz, acımasız ve şaşırtıcı bir gerilim romanı.
Dünyaca ünlü bir süper model, başarılı bir TV yönetmeni, hırslı bir avukat, sanata aşık bir ressam Bu dört kız kardeş, 4 Temmuz Bayramı için her yıl olduğu gibi Connecticut’taki baba evinde toplanırlar. Tatilin başında aile korkunç bir felaketle sarsılır ve dünyaları altüst olur. Umutların tükendiği anda kenetlenen aile, sürprizlerle dolu yeni ufuklara hep birlikte yelken açabilecek mi? Danielle Steel her zamanki etkileyici üslubu ve duygusallığıyla sevmesini ve gülmesini bilen, mücadeleden yılmayan, hayatları ayrılmaz bir bütün gibi dokunmuş dört kız kardeşin birbirlerine bağlı yaşamını anlatıyor. Aynı zamanda sevinci, kederi, duygu ve ruh bütünlüğüyle özdeşleştirdiği olaylarla ve mucizelerle yüklü bir hayat dersi veriyor.
April artık küçük bir kız değildi fakat o gerçekte kimdi? Anne ve babasını ardarda kaybetmesi sonucu yaşadığı derin acı ve ihanetlerle dolu serüvenli yolculuğun ardından April Taylor’ı, iyi kalpli bir yaşlı hanımla on dört yaşındaki sağır torununun yaşadığı bu gözlerden uzak, ıssız eve getiren sadece şanstı. April, karmakarışık olmuş hayatından ve ablası Brenda ile ilişkini kesmesine neden olan; Brenda’nın kız arkadaşı Celia ile başından geçen o tatsız olaydan kaçıp sığınacağı bir barınak bulmuştu. Ne var ki, günün birinde tehlikeli bir çift, açgözlü niyetlerle çıkıp gelir; artık April’ın hayatı asla tam olarak kabullenmediği birisine karşı dürüst olmasına bağlıdır: kendisine.
1535, Venedik Cumhuriyeti... Kanuni Sultan Süleyman’ın Batı’nın kalbine doğru ilerleyen fetih politikası ve Osmanlı İmparatorluğu topraklarında "Nurbanu" ismini alacak olan Cecilia Venier Baffo... Zengin bir tüccarın kızı olan ve kendisine yasaklanmış kütüphanelerde ruhunu günahla dolduran Cecilia, Venedik Dükası’na yakınlığıyla bilinen bir ailenin ellerine babası tarafından teslim edildiğinde yalnızca on dört yaşındadır. İki yıl boyunca Türkçe eğitimi alan genç kız, güzelliği ve zekası sayesinde Hürrem Sultan’ın Topkapı Sarayı’ndaki mutlak hakimiyetini sarsacak, uzaklarda kalan Venedik’in Muhteşem Süleyman’a karşı umudu olacaktır. Osmanlı Tarihi’nin en güçlü kadınlarından biri olan Nurbanu’nun, esaretten sultanlığa uzanan duygu yüklü öyküsü, "Işık Prensesi" romanının bu ilk kitabında tüm sürükleyiciliği ile okurla buluşuyor.
Bu kitap, kütüphanelerin tozlu raflanndaki elyazmalarının sararmış sayfalarında yüzlerce seneden beri gizli kalmış ve unutulmuş yazıları günışığına çıkartıyor: Osmanlı cinsellik metinlerini...
'Muzır' yahut 'müstehcen' gibi kavramların olmadığı, cinsellik konusunda hemen herşeyin serbestçe yazıldığı bir dönemin örnekleri bunlar... Hepsi Türkçe ve hepsi de ilk defa yayınlanıyor.
Cinsel sağlıktan bahseden ve aşk tekniklerini anlatan 'bahnameler, Nasreddin Hoca öykülerinin cinsellik temeline dayalı ilk versiyonları, 17. asır İstanbul hamamlannda olup bitenler, Osmanlı eşcinsel edebiyatı, cinselliği konu alan şarkı güfteleri ve eski İstanbul'un artık pek bilinmeyen özel hayatı... Hepsi, bu kitapta birarada.
Yüzyıllar öncesinden günümüze ulaşan ve dedelerimizin, büyük dedelerimizin, hattâ nesiller önceki atalarımızın okuyup zevk almış oldukları bu metinler Hintliler'in 'Kama Sutra'sı düzeyinde bilimsel, Araplar'ın 'Kokulu Bahçe'si kadar renklidir ve en önemlisi, bizim öykümüzdür.
Paris Armstrong başına geleceklere hazırlıklı değildi. İki yetişkin çocuğu, Connecticut’da güzel bir yuvası vardı, hayatından ve evliliğinden memnundu. Yirmi dört yıllık eşi, önemli bir mesele görüşmek istediğini söylediği zaman da olacakları tahmin edemedi. "Boşanmak istiyorum," dedi Peter. Yirmi dört yıldır taparcasına sevdiği kocası, genç bir kadın yüzünden onu bir kenara atmıştı. Kocası ve otuz bir yaşındaki sevgilisi gelecek için planlarını çoktan yapmışlardı ve Paris’i paramparça olan hayatının ortasında yapayalnız bırakıyordu. Birkaç gün sonra Peter evden gitti. Paris, ertesi günü nasıl geçireceğini bilemedi oysa tüm yaşamını nasıl geçireceğine karar vermek zorundaydı. Bundan daha acı bir görev olamazdı. Günlerce eve kapanıp ağladı. Ondan sonra yakın arkadaşlarının iyi niyetli, fakat ona ıstırap veren "uygun birini bulma" çabaları başladı. Danielle Steel, en çok satan kitaplar listesine giren elli yedinci romanında yalnız kalan ve hayatının ikinci baharını yaşayan bir kadının heyecanlı ve korkunç flört oyunlarının girdabına kapılışını ustalıkla anlatıyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.