Mustafa Kemal Atatürk’ü Çanakkale’de yok etmek isteyenlere karşı izi silinmeyecek bir tokattır bu belgesel-anlatı. 

Mustafa Kemal’in tokadıdır…

Çanakkale Cephesi’nde göreve atandığı andan, ayrılışına kadar yaşadıklarının bir öyküsüdür. 

En kanlı savaş meydanında, gece-gündüz 9 ay 13 gün…

34 yaşında genç bir komutanın ölümden ağır sorumluluk duygusunu… Yorucu, sıkıntılı, ölü ve yaralılarla dolu muharebe ortamını belgelerle anlatır. Dost ve düşman askerlerin gerçek kaleminden… Hüzün de var, gözyaşı da... 

Kan da tebessüm de... Ve biraz da mutluluk…

Gömülemeyen ölülerin, çürüyen bedenlerin sinen kokusunu; yaralıların çığlıklarını…

KEMALYERİ’ni… 

Mustafa Kemal’in kurşuna dizme emrini verişini…

Truva’nın ve Hektor‘un intikamını alışını anlatır.

Siz, çocuklarınız, torunlarınız... 

Ve gelecek kuşaklar için yazılmıştır…

Bir görevi yerine getirmenin sorumluğuyla…

₺98,00

“Biz kadınlar bazen en başından olmayanı oldurmaya çalışıyoruz. Böyle kodlanıyoruz. El attığımız her şeyi düzelteceğimize o kadar inanıyoruz ki ‘onu da’ düzelteceğimize emin oluyoruz. Ama eşek kadar adamlar değişmiyor, olmayandan da olmuyor. Ve evet ne yazık ki bizim bunu anlamamız için iyice sarsılmamız gerekiyor. Farkındayım çok zor; üzücü, gurur kırıcı, yorucu sıfırlanmak… Ama emin olun şahane yanları da var…”

Aslı T. Kızmaz ikinci  romanında kendi ayakları üzerinde duran, hiç olmazsa buna çabalayan, sonunda “olmasa da olur” diyen delidolu bir kadının ayrıksı hikâyesine odaklanıyor.

Olmasa da Olur, Benden Ne Olur’un devamı olan eğlenceli, şen şakrak üslubuyla, roman kahramanının zihninde yarattığı hayali insanlarla, süratli ve nefis bir hikâye…

₺85,40
  • ANARŞİSTLER, EŞİTLİKÇİLER, GELENEKÇİLER, ÇOĞULCULAR, BÖLÜCÜLER VE REFORMİSTLER KİM VE NEDEN BAŞKALDIRIP HÜKÜMETLERE KARŞI SİLAHLI MÜCADELEYE GİRİYORLAR?

  • TARİHE BAKILDIĞINDA, BU GRUPLARIN HANGİSİ BAŞARILI OLMUŞ VE SİYASİ AMAÇLARINA ULAŞABİLMİŞTİR?

  • BUNLARIN YURTİÇİ VE YURTDIŞI DESTEK SİSTEMLERİ NASIL ÇALIŞIYOR VE MÜCADELE ALANI OLARAK NERELERİ SEÇİYORLAR?

  • TERÖRİZM HEMEN ÖNLENEMEZ VE EYLEMLER GİDEREK ARTARSA, HANGİ DURUMLARLA KARŞI KARŞIYA KALINIR?

  • GAYRİNİZAMİ SAVAŞLA YÜZ YÜZE GELEN HÜKÜMETLER VE ORDULARI BEKLEYEN SORUNLAR NELERDİR?

  • KONTRGERİLLA NEDİR, NASIL BİR GÜCE VE TEŞKİLATA SAHİPTİR?

  • KONTRGERİLLA; İSTİHBARAT, PSİKOLOJİK VE ASKERİ OPERASYONLARI NASIL YÜRÜTÜYOR?

  • KONTRGERİLLA, HÜKÜMET VE REJİME AİT FAALİYETLERİN DE İÇİNDE Mİ?

  • EMPERYALİZM KURDU SAĞLAM ELMADA BULUNMAZ.
₺84,00

Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, gizlilik sıfır. Sosyal medya senin tüm sırlarını biliyor. Monoton hayatlarımızı televizyon ya da internette gördüğümüz senaryolara ya da akıl almaz başarı hikâyelerine dönüştürme derdindeyiz.

Arkadaş olarak, sevgili olarak, eş olarak, dost olarak dışarıda bir yerlerde mükemmel birileri var. Sen de onlara şans eseri denk geleceksin.  Peki, sorun ne mi? Ya o mükemmel seni katledecek ya da sen onu bozacaksın. Nasıl mı? 

Bu kitapta amacımız ilişkilerin kötü yönlerini göstermek değil. En azından sadece o değil. Potansiyel hataları görelim ve nasıl bir şeyleri düzeltebiliriz ya da yanlışları engelleriz onu bilelim. Yoksa güzel başlayan ama büyüsünü bozduğumuz tüm diğer ilişkilerimizde olduğu gibi zaten önümüzdeki maçlara bakacağız. 

Hazırsan biraz hayallerini yıkacağız. Seninle ben yıkacağız. Fakat söz veriyorum: 

YERİNE DAHA İYİLERİNİ İNŞA ETMEK ÜZERE! 

₺84,70

* Düşünmeyi bırak, hamile kal. İyi ama nasıl? Kolaysa sen düşünme!

* Geç kaldım, yumurta kalitem düştü. 

* Ben tam bir kadın değil miyim? Kocamı baba yapamadım.

90 günde duygularını değiştirerek nasıl hamileliğe destek verecek hale getirebilirsin?

Sevgili Anne Adayları,

Hamilelik bir takım oyunudur. Süreçte en önemli takım oyuncularınız, elbette ki doktorunuz, hastaneniz, hastane personeliniz ve eşinizdir. Bu kitapta verilen çalışmalar, asla tıbbın yerine geçmez. Ancak, vücudunuzu doktorlarınıza daha hazır hale getirecektir. 

*** 

Saygıdeğer Okurlar, 

20 yıllık hekimlik hayatımda, bebek isteği olan hastalarımı geriye dönük değerlendirdiğimde, ruhlarının böyle bir desteğe ihtiyacı olduğunu görmezden gelmek mümkün değil. 

Bebek istemi ile kliniklerimizde değerlendirilmiş ve sebebi belli olmayan pek çok çift psikolojik gerginlikler ve bilinçaltında kendilerine yarattıkları baskılar sebebiyle gebe kalamaz. Bunun en büyük ispatı bu çiftlerimizin ikinci çocuklarına çoğunlukla kendiliğinden gebe kalması veya tedavi kararı verdikten hemen sonra hamile olduklarını tespit etmeleridir. Elbette medikal tedavinin primer rolü göz ardı edilemez ve edilmemelidir. Fakat ruhunuzu dinlendirmek ve temizlemek inanın hepinize iyi gelir. Enerji, evrenin oluşumundan günümüze kadar her dinamiği yönetiyor. Siz de enerjinize sırtınızı dönmeyin. Ona kucak açın ve kendinizi daha iyi tanıyın. Kitabı keyifle okumanızı diler ve her daim kendinizi sevmenizi öneririm.

Elif Ganime Aydeniz, MD

₺91,00

Ares’in en büyük isteği herkes tarafından sevilen, bütün herkesin arkadaş olmak istediği, mükemmel biri olmaktır. Tıpkı havalı sınıf arkadaşı Leo gibi. Ve bunun yolunun güzel kıyafetler ile pahalı eşyalardan geçtiğine inanmaktadır. Ancak ne yaparsa yapsın annesini bu pahalı şeyleri almaya ikna edemez. Bu nedenle çok mutsuz hisseder kendisini. Hiçbir zaman mükemmel, havalı, popüler biri olamayacağını düşünür. Üstelik arkadaş olmak için can attığı Ela’nın da dikkatini çekemeyecektir bu durumda. 

Bir gece beklenmedik biriyle tanışır. Ve ondan, hayal ettiği gibi biri olmasının sırrının gölgesini bulmaktan geçtiğini öğrenir. Ancak bunu nasıl yapacağını bilemez.

Tam bu esnada ailesiyle çıkmak zorunda kaldığı bir yolculuk onun tüm yaşamını değiştirir. Bu yolculukta hayatına giren yeni arkadaşları ona, sahip olduklarının değerini, sevilmek için hiçbir nedene ihtiyacı olmadığını, olduğu haliyle mükemmel olduğunu ve yaşamın en büyük sırlarından birini öğretirler: Kendini sevmek ve olduğu haliyle kabul etmek.

Başak Sayan’dan Rüzgar Olmak İsteyen Çocuk kitabının ardından, bir çocuğun gözünden hayata, gerçek sevgiye ve arkadaşlığa dair büyüleyici bir hikâye.

₺112,00

İnsan kaderini değiştirebilir mi? Bundan seneler önce bana bu soru sorulsaydı kesinlikle hayır derdim. Bana göre kader asla değiştirilemeyen bir şeydi ve herkesin o kadere boyun eğmesi gerekiyordu. O sıralarda kendi içsel yolcuğuma henüz başlamamış ve evrene dair büyük sırları keşfetmemiştim. Her şey uzun yıllar önce girdiğim bir depresyonla başladı. Neden hep aynı şeyleri yaşıyorum? sorusu zihnimden çıkmıyordu. Çünkü insanlar değişse de yaşadığım olaylar hep aynıydı. Sanki sürekli aynı yerde takılan bir filmde oynuyor gibiydim. Karşımdaki oyuncular sürekli değişiyor ama senaryo bir türlü değişmiyordu. İşte içsel yolculuğum bunu fark etmemle başladı. O zamanlar bilinçaltımın derinliklerinde saklı olan kök inançlarımın hayatımı nasıl etkilediğini bilseydim, onları nasıl değiştireceğimi ve istediğim gibi hayatı nasıl yaratabileceğimi de bilirdim.

Başak Sayan; Bağlanma Korkusu, Kelebeğin Kaderi, Ölü Kuşların Sessizliği ve Nigâhdar romanlarının ardından ilk otobiyografik kitabında kendi hayatının iplerini nasıl eline aldığını ve içsel yolculuğunda nelerle karşılaştığını bilim ve felsefeyle temellendirerek olanca samimiyetiyle anlatıyor. Bu kitap, insanın elindeki en büyük gücü nasıl kullanması gerektiğini, inancın ve düşüncenin neler yaratabileceğini, bilinçaltında bulunan kök inançların nasıl değiştirileceğini,  arzu edilen bir yaşamın nasıl tezahür ettirileceğini detaylarıyla ve 21 günlük bir çalışmayla okura sunarken, aynı zamanda kişinin gerçek özü ile bağlantıya geçmesini de sağlıyor.

Keşke her insan kendi sihirli lambasına sahip olduğunun ve dilediği her şeyin gerçekleşeceğinin farkında olsa...

₺136,50

Elinizdeki kitap Memleket Hikâyeleri’nin yayımlanışının 100. yılına özel Osmanlıca ve Türkçe hazırlanmıştır.

Refik Halid tarafından kaleme alınan eser ilk defa 1919 yılında Osmanlıca basılmıştır. Bu kitabın Osmanlıca sayfaları, 1919 yılındaki baskının tıpkıbasımıdır. Türkçe metinler için yazarın 1947 yılında gözden geçirdiği baskı esas alınmıştır. 

 *** 

“Refik Halid’in anlattığı olaylar bütünüyle yaşadığı dönemin olaylarıdır. Memleket Hikâyeleri ile Gurbet Hikâyeleri’nde canlandırılan kişilerin çoğu adeta canlıdır. Bütün bu yönleriyle Halide Edip onun ‘yalnız Türk edebiyatının değil, Rus ve Amerikan edebiyatlarından sonra, hikâyecilikte cihan ölçüsünde ön planda bir yer işgal edebilecek bir hikâyecimiz’ olduğunu belirtir.” 

Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi

₺199,50

İnsan Unutur Tarih Hatırlatır

Bugün bize Atatürk’ü ve ‘’yakın tarihi’’ 

unutturmak isteyenler, ‘’ulus bilincimizi’’ oluşturan 

‘’milli hafızamızı’’ silmek istiyorlar.

‘’Siyasal hafızamızı’’ kurgusal bir tarihle 

yeniden biçimlendirmeye çalışıyorlar.

 İşte bu kitabı, unutturulmak istenen 

‘’yakın tarihimizi’’ hatırlatarak ‘’milli hafızamızı’’

 tazelemek için yazdım.

Hafızanı silip yeniden 

biçimlendirmelerine izin verme!

Unutma, hatırla!

₺206,50

Sınanmamış, yaşanamamış acılar ve olaylar üzerine 

konuşmak çok kolaydır.

Bu kitapta yazdıklarımın hepsi gerçek.

Vazgeçmezseniz hayatınızı değiştirme ihtimaliniz var!

Benim bunu yapacak sihirli bir gücüm yok!

Hayatınızı sadece SİZ değiştirebilirsiniz!

SİZ DEĞİŞMEDEN hiçbir şey değişmeyecek.

Kalbinizi ve zihninizi açın lütfen…

Mesajlarım kalpten kalbe akacak

Hepimizin kendimizi bir çıkmazın içinde hissetti¤i, 

gözyaşları döktü¤ü, hayal kırıklıklarına uğradığı, 

çaresiz kaldığı, güvensiz ve korku dolu anları olmuştur.

Allah'ım sadece bir ışık, bir çıkış dersiniz.

Bulduğunuz an arkasından gideceksiniz...

İşte, insan olarak yolculuğumuz, bunların üstesinden 

gelme yolculuğudur. Bir çıkış ya da başlangıç noktası arıyorsanız, DOĞRU KİTABI ELİNİZDE TUTUYORSUNUZ…

 

O halde size, Yüzbaşı Ozan Bahar’ın, 

Prof. Dr. Ozan Bahar’a dönüşümünün 

hikâyesini anlatayım…

₺113,40

ARKA KAPAK YAZISI

İlk kitabımız “Onlar’ın Öyküsü”  için bu yolculua çıktıımızda büyük hayallerimiz vardı... O hayallere ulaştık ve maddi imkansızlıklar yüzünden okuyamayan tam 126 kız çocuumuzu okuttuk. Bu mutluluk beni daha da umutlandırdı ve elinizde tuttuunuz ikinci kitabı hazırladık. Yine mesleinde çok deerli ve zirvedeki oyuncular, sunucular ve cemiyet hayatının gencecik isimleri öyküler kaleme aldı. ‘‘Bizim Öykümüz’’ ün satışından elde edilen gelirle yine okuyamayan kız çocuklarımızı okutacaız. 

Ali Keçeli  ‘‘Müzeyyen: Hayalinin Peşinden Koşan Kız’’

Bensu Soral  ‘‘Leyla’’

Birce Akalay  ‘‘Kimsin Sen’’

Dilan Çiçek Deniz  ‘‘Çiçek’’

Ebru Akel  ‘‘İlk Aşkım’’

Elifnaz Albayrak  ‘‘Yolculuk’’

Erkan Kolçakköstendil  ‘‘Sus’’

Gökçe Bahadır  ‘‘Kırmızı Eşarp’’

Gupse Özay  ‘‘Delikanlı’’

Oylum Talu  ‘‘Daha Çok Erken’’

Ömür Sabuncuolu  ‘‘Karla Gelen Mutluluk’’

Şebnem Bozoklu  ‘‘B-14’’

Yasemin Özilhan  ‘‘Ben’’

Yasmin Gülman  ‘‘Önceki Ben, Sonraki Sen’’

₺118,30

Arka Kapak Yazısı

Buğra Gülsoy, bir ilk romandan beklenmeyecek bir kurgu ustalığı ve işlek bir dille okurlarına ilginç bir hikâye anlatıyor. Okurların sayfalar akıp giderken alacağı edebiyat tadını tahmin edebiliyorum.  

ZÜLFÜ LİVANELİ

“Sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer, sular çekildikçe de karıncalar balıkları. Her şeye karar veren suyun akışıdır Sabri, bunu unutma,” demişti Tevfik Öğretmen. Genç olmamın vermiş olduğu bilgisizliği kibirlerimin ardına saklamıştım: “Her türlü biri diğerini yiyecek, ne anlamı var ki?” Gözleri üzerine oturan tebessüm sorduğum soruya değil, kendi cevabına aitti: “O zaman sen de suya girme”. Suya girmemek mi? Bir korkak olarak mı yaşamam gerektiğini söylüyordu bana? Bu satırları yazarken ne demek istediğini biliyorum şimdi. Ama her şey için çok geç artık. Nereden bilebilirdim ki; kendi zamanımda yaktığım bir kibritin benden sonraki zamanları kasıp kavuracağını. Bir insanın asla şahit olmaması gereken şeylere tanık olan ben, tüm kıyametlerin nedeni oldum. Bütün zaman benim yüzümden çöktü!

Önce dünyaya atıldım, sonra da dünyadan.

Güneşin Battığı Yer, 1912

DETAYLAR

Sayfa Sayısı : 216

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III.Hm Enzo 55gr.

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr.

Yazar : Buğra Gülsoy 

Kitap Adı : Birinci Kıyamet

 

₺99,40

Sayfa Sayısı : 168

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺101,50

Sayfa Sayısı : 224

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55 gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺112,00

Elinizdeki kitap son dönemde kamu kurumlarındaki usulsüzlük iddialarıyla ilgili olarak yazılmış en kapsamlı çalışma. Tek cümleyle özetlenecek olursa, bir Türkiye gerçeği!..

Büyük rakamların konuşulduğu, ilginç ilişkilerin döndüğü şaşırtıcı olayları adeta polisiye bir film izler gibi, bir solukta okuyacaksınız.

Uğur Dündar

 

Sevgili kardeşim, dostum Murat Ağırel, “Yeni Türkiye’yi” pek güzel anlatan, Tevfik Fikret’in “Han-ı İştiha” şiirinde “çatlayıncaya kadar yiyen” tanımına cuk oturanları, devleti soyanları korkudan titreten bir kitaba imza attı: Şaki: Korumalı devlet soygunu! Eline sağlık kardeşim!..

Ümit Zileli

 

Okuduğunuz kitap bir sürecin hukuk devletinin olmazsa olmazı yargı sürecinin son halkası olan Sayıştay raporlarına yansıyan talan düzenini anlatmakta. Kim yapmış, nasıl yapmış, kimlerle yapmış, kimler görmezden gelmiş sorularının yanıtlarını kendiniz arayacak ve bulacaksınız.

Celal Ülgen

 

Murat Ağırel zor ve az yapılan bir şeyi yapmış; Sayıştay raporlarını inceleyip araştırmış. Ama daha da önemlisi kamuoyundan ve TBMM’den kaçırılan raporları yazmış.

Soygunlar hep oldu, olacak. Önemli olan soygunları araştıracak, sorgulayacak, denetleyecek ve sonunda adalete hesap verecek sorumluların ortaya çıkarılması ve caydırıcı mekanizmaların oluşturulmasıdır. Demokrasilerin farkı budur. Adaletin olmadığı, basın ve hukuk kurumlarının sessizleştirildiği dönemlerde bu kitaplar toplumun haykırışı ve gelecek için tarihe düşülmüş notlardır.

Ceyhun İrgil

 

“Ben yaparım olur. Ben harcarım olur. Ben göz yumarım olur. Ben izin veririm olur” mantığının devlete hâkim olması. En başta da vatandaşın cebinden çıkan ve kimi zaman “katrilyonlara” ulaşan her bir kör kuruşun, muktedirler tarafından har vurulup harman savrulması, kimi zaman da peşkeş çekilmesi. Genç meslektaşım Murat Ağırel, Sayıştay dosyalarını didik didik ederek hazırladığı bu kitapta, işte “Yeni Rejim”in bu affedilemez arızalarından birini daha ortaya çıkarmaya yardımcı oluyor. 

Zafer Arapkirli  

Sayfa Sayısı : 184

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55 gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺88,20

 

Hercai, sıradan, süssüz, dümdüz insanları bir o kadar naif hikâyelerin içine salıyor…

Gözünüzde canlanıyorlar hemen…

İştah kabartan, ağız sulandıran, hem içten hem vicdanlı adamlar, kadınlarla tanışıyoruz… Tanıdık, akraba yapıyoruz onları…

Aklımızca, yettiğince yardım etmeye çalışıyoruz; biraz merhamet ve başlarına bir şey gelmesin duygusuyla…

Aslına bakarsanız kendimizi okuyoruz “satır aralarında.”

Kolaylıkla anlıyoruz olup biteni, belki de bizden birilerini.

Ozan Güven 

 

Sayfa Sayısı : 240

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺102,90

Çekim Yasası ile değil, sadece Yaradan’a teslimiyet yolculuğu ile hayatında mucizeler yaratma fikrine ne dersin?

 

Peki ya çok zahmetli olduğunu düşündüğün kişisel duygu temizliğini ve dolayısıyla ilişkilerini doğru yönetebilmeyi tek başına, hiç kimseden yardım almaksızın başarmak ister misin?

 

Aşk/İlişkiler, Sağlık, Para/Bolluk, Sosyal Başarı alanlarında hepimizin kısırdöngüleri var. Hele ilişkilerde değiştiremediğin, düzeltemediğin insanlar var. İçinden çıkamadığın ama sana zarar veren durumlar var.

 

Kaderine küsme!

Bu kitap bir ÖZGÜRLÜK kitabıdır. 

Bu kitapta kaderinin şifresini kıracak yöntemler bulacaksın. İlişkilerinde gönlünün arzu ettiğini yakalayacaksın.

Ve gerçek özgürlüğe doğru yelken açacaksın.

Artık gerçek bir DUYGU SİMYACISI olmaya hazır mısın? 

 

Sayfa Sayısı : 248

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III. Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr

₺134,40

Tarihin içinden geçip nefessiz kaldınız mı hiç? 

Sevginin, aşkın, merhametin, şefkatin kollarında “BEN” duygusuna eriştiniz mi? Tutkunun girdabında ÖZ-BEN’in sesine kulak verdiniz mi?

Bu kitapta tarihe yolculuk yapacaksınız… Seda Diker’in kaleminden, Osmanlı döneminin dillere destan aşkı Şeyh Galib ve Beyhan Sultan’ın birlikte teslimiyete giden gönül yolculuğu, tarihin tozlu sayfalarından sizlere taşındı.

Elbette, her zaman olduğu gibi, modern dünyanın üç kadın kahramanının duygu karmaşasından çıkış öyküsü tarihi bir öyküyle ustaca harmanlandı...

Elinizde tuttuğunuz kitapta, eski ve yeninin iz düşümünde;  Şeyh Galib ve Beyhan Sultan’ın aşkı tekâmül gözlüğüyle, ilahi aşkın bir yansıması olarak anlatılıyor.

Aşk’ın Galib’i, hayat yolculuğunda kendi iç rehberinizin sesini duymanın, onun yol göstericiliğinde aşka ve huzura kavuşmanın hikâyesini sizlere sunuyor.

Sayfa Sayısı : 360

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III. Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr

₺150,50

“Kafasından hatıralar birbirini kovalayarak 

geçmekte idi. Bütün hayatında kendine göre bir iş bile yaptığını hatırlamıyor, bu ömrü başka birinin yaşadığını sanıyordu. Çocukluğu, delikanlılığı, etrafıyla olan münasebetleri hep yabancı bir dünya ile yapılan temaslara benziyordu. 

Şimdi o, kendine bu kadar uzak bulduğu bu dünyada, ne kadar müthiş azaplar çekiyordu! Bunlara ne lüzum vardı? Neden böyle korkunç çemberler onu sımsıkı bağlıyor, neden ona yavaş yavaş, sindire sindire en öldürücü işkenceler yapılıyordu? Ne için, kim için?” 

Sayfa Sayısı : 312

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55 gr

Cilt Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺67,20

"Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hâlâ kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler, bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sukutu, ne inkisar kalır...

 

Dünyada bir tek insana inanmıştım. O kadar çok inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. Ona kızgın değildim. Ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkân olmadığını hissediyordum. Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.”

Sayfa Sayısı : 184

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr

Kapak Tasarımı : Rüveyda Kul

₺46,20

 “ÇOCUK İLERİ BAK, ATEŞ IRMAĞI GİBİ OL! 

PEŞİMDEN AYRILMA.”

ATATÜRK

 

 

Hayatıma fazla değer vermiyorum, çünkü onu siperlerde, fazlasıyla tehlikeye attım. Tüm sıkıntılara rahatça katlanmamı sağlayan tek şey, vatanıma hizmet etmektir.”

Mustafa Kemal Atatürk

 

 

Lider Mustafa Kemal’dir.

Eser O’nundur. Önder O’dur. Biz, O’nun emrinde çalıştık. Eğer O olmasaydı biz, birbirimize düşerdik. Vatan parçalanırdı. Derebeylik dönemi yaşar; parça parça yok olurduk...”

Ali Fuat Cebesoy

 

Sayfa Sayısı : 152

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55 gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

Kapak Tasarımı : Eyüp İşkuran

₺105,00

 “Tanrı ve bilim hiç bu kadar birbirine yakın olmamıştı.’’

 

“Bütün bilgiler içindeki en önemli bilgiyi öğrendin mi?’’ 

“Hangi bilgi?”

“Evrenin en büyük gizini saklayan bilgi.’’

“Böyle bir bilgi olduğundan haberim yok. Lütfen efendim, siz öğretin bana bu bilgiyi.’’

“Peki, git bana bir niyagrodha ağacının meyvesini getir.’’

“Getirdim efendim.’’

“Şimdi onu ortasından ikiye böl.’’

“Böldüm.’’

“Ne görüyorsun?’’

“Çekirdekleri efendim. Minicikler.’’ 

“Şimdi o çekirdeklerden birinin içini aç.’’

“Açtım efendim.’’

“Ne görüyorsun?’’

“Hiç.’’

“Bak evladım, o göremediğin özden bir niyagrodha ağacı meydana gelir. Çekirdeğin içindeki boşluk o öz ile doludur. Onu göremesen bile o her yerdedir. Tıpkı senin bedenin gibi. İçindeki özü göremezsin ama o oradadır. Tanrı da böyledir. Onu göremesen bile her şeyin içindedir. Her şey var oluşunu ona borçludur. İşte en büyük hakikat budur. Ve sen... Sen O’sun işte.’’  

 

Columbia Üniversitesi’nde atom fiziği dersleri veren ve ateşli bir ateist olan Şirin Özdemir, tüm hayatının büyük bir yalan olduğunu öğrenmesiyle birlikte olayları çözmek amacıyla New York’tan İstanbul’a gelmeye mecbur kalır ve gelir gelmez kendisini bir ölüm kalım mücadelesinin içinde bulur.

Bu mücadelede ona trajik bir biçimde yolunun kesiştiği tanınmış bir yazar ve felsefeci olan karizmatik genç profesör Algan Ataman yardım eder.

İkili birlikte hayatta kalmaya ve gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışırken geçmişten günümüze gelen ve tüm dinleri derinden etkileyecek büyük sırrın ne olduğunu bulmak zorundadırlar. Ve elbette büyük bir küresel gücün türlü oyunlarıyla baş etmeleri gerekir.

 

Başak Sayan Bağlanma Korkusu, Kelebeğin Kaderi ve Ölü Kuşların Sessizliği romanlarının ardından bu kez Nigâhdar ile okuyucuyu Hallâc’ı Mansûr’un kayıp risaleleri ekseninde tarihin derinliklerine sürükleyerek, tasavvuf, din, Tanrı kavramları ile atom fiziği ve kuantum evreninin iç içe geçtiği heyecan dozu yüksek bir dünyaya götürüyor. 

 

Maddenin içi dolu gözüktüğü kadar boştur... 

                                                       İmam Rabbani - 1500, İslam âlimi ve tasavvuf önderi.

Atomun büyük kısmı boşluktur.

                                                       Ernest Rutherford - 1911, deneysel fizikçi. Nükleer 

                                                       fizik araştırmalarının öncüsü. Rutherford, atom 

                                                      modelini bulmuştur. 1908 Nobel Kimya Ödülü sahibi.

 

Sayfa Sayısı : 536

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III.Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr

Kapak Tasarımı : Rüveyda Kul

₺269,50

Bilim dışında bilgi kaynağı olduğunu iddia edenler yanılmaktadır, ki bunun tarihte sayısız örneği mevcuttur. Ne mitolojiler ve dinler ne büyü ne de falcılık bilgi kaynağıdır. Tarih boyunca bilim adı altında “yalancı bilimler” (psödobilim) diyebileceğimiz; kehanet, astroloji, sihirbazlık, “gizli” (okült) bilimler gibi konular insanlara bilim diye sunulmuştur. Ama bunların hiçbiri bilim değildir; arkalarında ya safdil inanış ya da düpedüz sahtekârlık vardır.

 

İnsan, düşünmeye başladığı andan itibaren merak ederek öğrenmek, çevresinde olan biteni anlamak istemiştir. Bu biyolojik evrimin insana verdiği bir dürtüdür. İnsan, fiziksel olarak zayıf bir varlıktır. Ne kendini koruyabilecek doğal silahları (boynuz, tırnak, zehir vb.) ne de hız, uçmak gibi düşmanlarından kaçışını kolaylaştıracak becerileri vardır. Tek silahı aklıdır.

 

“Sorgulamanın cezalandırıldığı bir toplumda gelişme nasıl oldu?” diye düşünebilirsiniz. Bunun cevabı basittir: Her toplumda asi kafalar, her türlü ceza ve zorlamaya karşı duyduğunu, gördüğünü sorgulayan zeki bireyler türer. İşte yenilik ve gelişme bu nadir kişilerin sorgulamaları ve yeni düşünceler üretmeleri sayesinde olmuştur.

₺105,00

“Elma dersem çık” dediklerinde ortaya çıkan çocukluğumuz kalmadı artık. Ne değişti o günden bugüne? Kim inandırdı her birimizi bu ölüme? Kim korkuttu yarınlardan bizi? Kim sakla diyor çocukluk neşemizi, eğlencemizi, özgürlüğümüzü, birliğimizi, beraberliğimizi? Kim? Kim öğretti yaş alırken çocukluğu vermeyi? Ne çabuk affeder, kabul eder, devam ederdik…

   Sana söylüyorum.                                                                                                                                 

    Korkma artık!

İçinde bir yerlerde o çocuk. O canlı, neşeli, iyi çocuk. O masum, gizleniyor acılarının arkasında. Hadi bir iyilik yap kendine. At üstündeki anıları teker teker. Gizlenmiş küçük “sen”ler var her yerde. Bir davet bekliyor hepsi. Hani yıllar öncesindeki gibi. Sonsuz güvendiğin bir ses geliyor canlı canlı ruhuna. Tekrar neşelen, umutlan, sev, güçlü ol, değerli ol diye. “Elma dersem çık!” diyor. Hadi, hayat seni bekliyor. Çık ortaya, dimdik dur.                                                                                                                

Her şeye rağmen, şu ana kadar ne yaşamış olursan ol; elma dersem çıkar mısın?

Sayfa Sayısı : 184

Ebat              :  13.4x19.5

Kağıt             :  III.Hm Enzo 55gr

Cilt                :  Amerikan Bristol 230 gr       

₺106,40

Atatürk hâlâ önemli mi bizim için? Çok önemli. Peki, akıl bizim için önemli mi, aklımızı kullanmak zorunda mıyız? Buna verilecek cevaptan, Atatürk’ün bugün bizimle ilgili olup olmadığı, onun adını hatırlayıp hatırlamamız, onun yaptıklarından ders alıp almamamız gerektiği ortaya çıkacaktır. Atatürk bize aklın neler yapabileceğini göstermiştir. Bunun mümkün olduğunu göstermiş; ama, “Ben böyle diyorum, böyle yapın,” dememiştir. Bilakis, “Ben hiçbir şey söylemiyorum, sadece aklınızı rehber edinin,” demiştir. Yaptığı bütün inkılâpların gayesi de aklın rehberliğinde Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağa uygun, bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline dönüştürmektir. 

 

Atatürk bir diktatör mü, değil mi? 

Son yıllarda yazılmış en iddialı Atatürk kitabı olmaya aday bu eserde bu ve daha birçok sorunun cevabını bulacaksınız.

₺98,00

Türkiye bir bilim ülkesi değildir. Ürettiği bilim de birkaç kişisel istisna dışında dünya ölçeğinde tamamen ihmal edilebilir düzeydedir. Türkiye’nin bu bilim fakirliği, sanayisine ve ticaretine de yansımıştır. Özgün hemen hiçbir sanayi ürünü olmayan Türkiye; ticarette de, tarımda da gariban olup; örneğin yazılım oluşturmak gibi akıl ve bilgiden başka hiçbir sermaye istemeyen, son derece kolay ve getirisi büyük bir işi dahi yapamamaktadır. Türkiye’de (askerlik hariç) hemen hiçbir konuda bir ehil insanlar sınıfı yoktur. 

 

Bu korkunç cehalet denizini yaratanların arasında yaşamaya nasıl devam edebileceğiz? Atatürk Türkiyesi çoktan tarih olmuş, 1950’den beri kırsal kökenli zır cahil politikacılar elinde Osmanlı tüm dehşetiyle hortlamıştır. Ancak eskisinden çok daha hızlı gelişen dünyada yeni Osmanlı Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu kadar yaşamayacaktır. Aklımızı başımıza alıp, dünyayı yöneten bilgiyi edinip onu üretmeyi öğrenemezsek, bizlerin nesli bu yeni Osmanlı garibesinin parçalanarak tarih olduğunu ve Ön Asya’daki Türk varlığının silindiğini görecektir. 

 

Türkiye sonu pek feci bitebilecek olan bu cehalet temelli politikalarından derhal vazgeçerek aklını başına almalıdır.

₺108,50

Bu kitapta bilimin ışığı; antik çağ düşünürlerinden Fransız İhtilali’ne, evrim kuramından C-47 uçaklarına, YÖK’ten Anadolu-Avrupa ilişkilerine kadar hayatı –neredeyse bütünüyle– kapsayan bir alana; III. Selim’den Mustafa Kemal’e, Hasan Âli Yücel’den Ömer Hayyam’a, II. Mahmut’tan Cahit Arf’a, Kropotkin’den Sırrı Erinç’e, hatta “coğrafyanın müzisyeni” Barış Manço’ya kadar bilim, sanat, kültür ve siyaset alanında var olmuş birçok önemli adın üzerine düşüyor. 

 

Bilimin ışığı, hayatı ve tarihi bilimsel düşünce yöntemi ve eleştirel akılla aydınlatıyor.

 

ABD Ulusal Bilimler Akademisi yabancı üyeliğine seçilen ilk Türk bilim insanı ve Academia Europaea’ya seçilen ilk Türk üye olan, Londra Jeololji Cemiyeti Başkanlık ödülü sahibi, Rusya Doğa Bilimleri Akademisi üyesi A. M. Celâl Şengör’ün bu kitabı bilimin kılavuzluğunda “düşünen deneme” tadını taşıyor.

₺126,00

Şu anda Türkiye’ye egemen olan cehalet yönetimi, toplum olma bilincimizde büyük yaralar açmıştır ve açmaya da devam etmektedir. Öncelikle, toplumun bir grup olarak rasyonel düşünme yeteneğini silip süpüren yobazlık ve düşünceye değil korkuya dayanan cemaat yaşamının hortlatılması, toplumsal dokumuzu derinden yaralamıştır. Buna ilaveten eğitimimizde yaratılan kargaşa ve kalitesizlik, bir toplum olarak bilgi edinme ve değerlendirme yetimizi ortadan kaldırmak üzeredir. Tüm bunları yapanların eleştirilmesine, toplumda gerçeği aramak için oluşturulabilecek bir serbest düşünce ve tartışma ortamının oluşturulmasına imkân verecek basın özgürlüğünün alenen, fütursuzca tehdit edilmesi ve buna toplumdan en ufak bir reaksiyon gelmemesi ortaya konan yıkım projesinin toplumca algılanamamasına ve dolayısıyla bertaraf edilememesine neden olmaktadır. Bahsettiğim yıkım projesi, bir grup kötü niyetli insanın Türkiye’yi ortadan kaldırma projesi olarak algılanmamalıdır. Kuşkusuz, içimizde bu yıkım projesini yönetenleri dışarıdan destekleyenlerin böyle bir amaçları olabilir ve muhtemelen vardır da. Ancak bu projeyi içimizde (ve başımızda) bulunarak yürüten ve destekleyenlerin yaptıklarının tamamen farkında olduklarını sanmıyorum. Ortaya çıkan ve benim kısaca “proje” diye betimlediğim olgu aslında yalnızca cehalet ve aptallığın ortaya çıkardığı bir süreçtir. Tarih boyunca cehaletin ve aptallığın eline geçen toplumların kaderleri hep bizimki gibi olmuştur. Zira cahil, çevresiyle temasa geçemediği gibi bizzat kendisi hakkındaki bilgileri de değerlendiremez. Aptal ise bu veriler kendisine sunulsa bile bunlarla ne yapacağını düşünemez. Cahil ve aptal her türlü eleştiriden korkar; zira bellediği yolun dışında bir yolun varlığını bilmez, olabileceğini düşünemez ve kendisine gösterilse bile değerlendiremez. Bu durumda yapabileceği tek şey, bugün Türkiye’de olduğu gibi, toplumsal terör, yani korku yaratmaktan ibaret olur.

₺122,50

ARKA KAPAK YAZISI

 

Yöneticilerin dünyası, pusuya yatmış avcılarla doludur…

Geleceğin parolası: “Tetikte olunmayan gün yoktur.”

Başarı kazanamayanların yüzde doksanı 

yenilgiye uğramamışlardır…

Sadece pes etmişlerdir…

Korku felakettir!

Zaman kimseyi beklemez!

Imkânsız olanı istemek!

Demir dövmeden demirci olunmaz!

Hiçbir şeye cesaret edemeyenin hiçbir şeyi olmaz.

Eylem için özgürlükten başka bir şey gerekmez.

İrade olmadan ne hayal ne dünya olur.

Hayal yoksa insanlar mahvolur.

Nereye gittiğini bilmeyen uzağa gidemez.

Dünyayı gördüğünüz pencere, sizsiniz.

Heyecan uyandırmayan yönetemez.

Devrimlerde, “Bizi kaç kişi destekler?” diye sorulmaz.

Bütün doğa savaş halindedir. İzleyin, canlıların hayatını görürsünüz, insandan böceklere kadar…

₺140,00

Tesadüf Tanrı’nın kendini gösterme şeklidir.

 

“Bir gün, küçük bir kozada minicik bir delik açıldı. O an kozayı seyretmekte olan bir adam, bedenini o minicik delikten dışarıya çıkartmak için çabalayıp duran ama onca çabaya rağmen bir arpa boyu yol alamayan kelebeğe çok acıyıp yardım etmeye karar verdi. Kelebeğin kozasındaki deliği genişleterek içinden çıkmasını sağladı. Ancak dışarı çıkan kelebeğin kanatları bedenine oranla küçücük, kupkuru ve buruş buruştu. Şaşıran adam, zamanla kelebeğin kanatlarının büyüyüp gelişeceğini umut ederek beklemeye başladı. Ama bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Çünkü hayat suyu kelebeğin bedeninden kanatlarına ancak kozadan çıkmak için çabaladıkça akabilirdi. Kelebek ömrünün geri kalanını, uçma hayalleri kurarak, kocaman bedeni ve küçücük kanatları ile sürünerek geçirdi. Hiç uçamadı.

Adamın anlayamadığı, kelebeğin o küçücük delikten dışarı çıkmak için verdiği mücadelenin aslında o kelebek için gerekli olduğu idi. Çünkü bu, kelebeğin kaderini gerçekleştirebilmesi için, içinden geçmesi gereken Tanrı’nın bulduğu bir yoldu!”

 

Başak Sayan ilk romanı Bağlanma Korkusu’nun ardından bu sefer Kelebeğin Kaderi ile okuru spiritüel bir yolculuğa davet ediyor. 

 

Modern dünyanın kahramanlarının sevmek, sevilmek, acı çekmek, ihanete uğramak ve kendini keşfedip kaderini gerçekleştirmek yolunda yaşadıkları yoğun ve sarsıcı bir macera Kelebeğin Kaderi. Tesadüflerin hayatı nasıl yönettiği ve aslında hiçbir şeyin tesadüf olmadığı, her insanın ve her deneyimin yaşam yolunda bir basamak olduğuna dair epik bir anlatı, 

bir modern zaman masalı...  

 

En derin acılarınıza başka bir gözle bakmaya, 

tüm yaşadıklarınızın nedenini keşfetmeye ve 

kozanızdan çıkmaya hazır mısınız?

₺255,50

ARKA KAPAK YAZISI

 

Pembe fili düşünmemem gerekiyor. Tamam, o zaman kocaman, gri bir balina düşünürüm. Pembe fili düşünme. Balinalardı değil mi su püskürten? O kadar zaman nefeslerini mi tutuyorlar, ne yapıyorlar? Pembe fili düşünme. Geçenlerde aldığım kitabı da düşünebilirim. Pembe fili düşünme. Çok heyecanlıyım başlamak için. Pembe fili düşünme. Pembe fili düşünmemem lazım. Acaba kaç defa düşündüm? Pembe fili düşünme. Böyle de düşünmemem lazım galiba. Pembe fili düşünme. Pembe fili düşünme. Mini mini bir kuş donmuştu, pencereme konmuştu. Pembe fili düşünme. Of kaç dakika oldu acaba? Pembe fili düşünme. Dakika tutmayı unuttum galiba. Pembe fili düşünme. Pembe fili düşünme.  Acaba telefonum nerede? Kılıfı da pembe! La la la la. Pembe fili düşünme. Pembe fili düşünme.

 
₺112,00
Keş On Dı Teybıl - Zafer Algöz

“Zafer Algöz’ün ilk kitabı Haşırt Dı Bilekbord satış rekorları kırdı. Haftalarca en çok okunanlar listesinin en tepesinde kaldı. Üniversitelerde, kitap fuarlarında her yaştan, her kesimden okuyucuları ellerinde kitaplarıyla metrelerce kuyruk oluşturdu. Eminim ki, şu an elinizde tuttuğunuz ikinci kitabı Keş On Dı Teybıl ilk kitabından çok daha fazla okuyucuyla buluşacak.

Zafer Algöz artık sadece Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük aktörlerden biri değil, o aynı zamanda kalemi eline aldığında okuyucusuna eşi benzeri olmayan ziyafetler sunan müthiş bir yazar.”

Candaş Tolga Işık

Zafer Algöz’ün hem çok güldüren hem de çok şaşırtan ilk kitabı Haşırt Dı Bilekbord’da başlayan kahkaha tufanı Keş On Dı Teybıl’da sürüyor!

Zafer Algöz, Keş On Dı Teybıl’da okurlarını Ertuğrul İlgin, Cüneyt Gökçer, Fikret Hakan, Öztürk Serengil, Nur Subaşı (ve elbette kedisi Siyami Bey), Süleyman Seba, Kamran Usluer, Cem Yılmaz, Can Yılmaz ve daha birçok önemli isimle yaşadığı ilginç anılara davet ediyor.

Sinema ve tiyatro dünyasında yaşanan komik, hüzünlü, daima şaşırtıcı ve hiç bilmediğiniz yeni maceralara hazır mısınız?

Zafer Algöz
1961’de Kars’ta doğdu. 1975’te Bursa Devlet Tiyatrosu’nda açılan “Gençlik Kursları” ile tiyatro eğitimi almaya başladı. 1981’de girdiği Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümünden 1985’te mezun oldu. Aynı yıl Bursa Devlet Tiyatrosu’nda göreve başladı. 1989’da West Side Story’de Tony rolünü oynamak üzere İstanbul Devlet Tiyatroları’na atandı.
Amadeus, Çok Yaşa Komedi, Macbeth, Ay Işığında Şamata, Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi, Hamlet, Babaanem Yüz Yaşında, Ballar Balını Buldum, Atçalı Kel Mehmet, Vahşet Tanrısı, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Münasebetsiz ve daha pek çok tiyatro oyununda sahneye çıktı.
Saygılar Bizden dizisiyle televizyona adım attı. Aralarında Yazlıkçılar, Oğlum Adam Olacak, Komşu Komşu, Utanmaz Adam, Akasya Pasajı, Cesur Kuşku, Esir Şehrin İnsanları, Çınaraltı, Kapıları Açmak, Hasret, Cumhur Cemaat, Kurtlar Vadisi Pusu, Behzat Ç., Mükemmel Çift, Mor Menekşeler, İbret-i Ailem, Beni Böyle Sev, İntikam, Mihrap Yerinde, Hayatımın Aşkı ve Bir Deli Sevda’nın da yer aldığı birçok dizide oynadı. Televizyon için programlar hazırladı.
Ağır Roman, Duruşma, Salkım Hanım’ın Taneleri, O Şimdi Mahkûm, Sınav, Umut Adası, A.R.O.G, Umut, Yahşi Batı, Dedemin İnsanları, Uzun Hikâye, Pek Yakında, Tut Sözünü, Ali Baba ve 7 Cüceler, Deli Dumrul, Kaçma Birader, Deli Aşk, Arif v 216 gibi filmlerde rol aldı.
İlk kitabı olan Haşırt Dı Bilekbord 2017’de İnkılâp Kitabevi’nden çıktı.

Sayfa Sayısı                 271
Ebat:                            13.5x19.5
Kağıt / İçBaskı:           III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:           9789751038685
 
₺143,50

“Beni, bu kitabı yazmaya iten bazı insanların ikiyüzlülüğü oldu. Kendi yanlışlarını görmeden, özeleştiri yapmadan, dar bir bakış açısıyla insanları linç eden, yeren ve dışlayan zihniyet, biraz garip gelecek ama benim motivasyonum oldu…”

Avukat Feyza Altun, kadının derdini ele alıyor, sorunlara çözüm önerileri getiriyor, kadın erkek ilişkilerine yansıyan ve ilişkileri açmaza sürükleyen noktalara değiniyor, yol gösteriyor. Altun, tespitleri ve öyküleriyle konuşulmayanları, üstü örtülenleri, yok sayılanları korkusuzca dile getiriyor…

Kadının Derdi, hem kadınlar hem de erkekler için bir rehber niteliğinde…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 288
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2018
₺112,00

“Zafer Abimin bu yazılarını okurken gerçekten çok güldüm. Mal güzel. Müthiş bir zamanlama ile yazılmış performanslar gibiler. Bazen bu performanslara canlı tanıklık da ettim, çok şanslıyım. Hem esnek hem beton gibi sağlam öyküler. Peki, hiç düşündünüz mü nedir bunun sebebi? Ben düşündüm.

İyi şeyleri ancak iyi çocuklar yapar. Zafer Abim de hiç yaşlanmayan o iyi çocuklardandır.”

- Cem Yılmaz

Zafer Algöz; Kemal Sunal’dan Sadri Alışık’a, Öztürk Serengil’den Fatma Girik’e, Erkan Can’dan Cem Yılmaz’a pek çok sanatçıyla setlerde, sahnede ve dost meclislerinde yaşadıklarını anlatıyor. Haşırt Dı Bilekbord güldürüyor, hüzünlendiriyor ve sanat dünyasının önemli isimlerini daha yakından tanıma fırsatı sağlıyor.

Usta bir oyuncunun tanıklıklarıyla sese ve zamana soluk veren öyküler…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺122,50
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 216
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2016
₺136,50

'Yaprak Dökümü'nde Reşat Nuri Güntekin, bir memur ailesinin gelir darlığı ve ahlak düşkünlüğü içerisinde parçalanıp çöküşünü, ustalıklı bir dille anlatıyor. Toplumsal yönü ağır basan bir roman. Eski görenek ve ahlak anlayışına bağlı kalan bir küçük bürokratın, değişen sosyo-ekonomik koşulların berillediği yeni hayatını yadırgaması başarıyla sergileniyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2018
₺112,00

Halkının içinden yükselmiş, ama halkın içinde kalmış bir şair; kendi milleti kadar, Doğu’yu ve Batı’yı dili, edebiyatı ve müziği ile bilen bir aydın; Veterinerlik Fakültesi’nin ilk öğrencisi ve birincisi; İstanbul Boğazı’nı yüzerek geçen, at binen, gülle atan ve güreşen bir sporcu; şehirde kapanıp kalmamış, Anadolu köylerindeki ahırlarda hayvan tedavi etmiş, gerçekleri yaşamış ve neye mal olursa olsun hep gerçekleri söylemiş bir adam; milletiyle birlikte savaşı, acıyı, yenilgiyi ve zaferi gören gözleri, her daim yaşlı duygulu bir insan, bir şair...

Bu adam, "İstiklâl Marşı"mızın yazarı Mehmed Akif Ersoy’dur.

O, bütün hayatı, ahlâkı, kişiliği, davranış ve düşünceleriyle birlikte, kendimiz ve çocuklarımız için, hiç çekinmeden, "İşte tam bir örnek!" diyebileceğimiz, bir millî kahramandır. Onun eseri olan "Safahat", bu milletin çağdaş destanıdır. Milletimizin bin yılda kıvama ermiş olan ruh ve fikir olgunluğu, inanç ve ahlâk sağlamlığı, cesareti ve kahramanlığı - elbette kusurları ve tedavi çareleriyle birlikte bu destanda dile getirilmiştir. Kendisi"ni ve milletini öğrenmek isteyen genç aydınlar, onu okuyacak ve anladıkları kadar bu "millet"ten olacaklardır. Mehmed Âkif gibi bir evlâda ve "Safahat" gibi bir esere sahip olmak, bir millet için, büyük bir şans ve büyük bir mutluluktur...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 482
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2018
₺140,00

Servet-i Fünûn dergisinde 1897-1898 yılları arasında tefrika edilen Aşk-ı Memnu, Türk romanının Batılılaşma seyri içerisinde tekniğiyle öne çıkan en kusursuz eserlerden biridir. Halid Ziya Uşaklıgil bireysel mutluluk meselesini Boğaziçi’nde alafranga bir hayat süren aileler ve bu ailelerin bireyleri arasındaki aşk ve kıskançlık duygularıyla anlatırken psikolojik gerçekliğin başarılı bir resmini çizmiştir.

Toplumsal yaşamın sınırları ve yargılarıyla belirlenmiş kadın kavramına bütün bunlardan uzak bir şekilde yalnızca bireyin ruhsal çatışmaları üzerinden eğilen Aşk-ı Memnu dili, anlatımı ve tekniğiyle edebiyatımızda bir ilktir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 432
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺86,10

Yüzlerce dile çevrilen, her yaştan insana hitap eden ender klasiklerden biri olan Küçük Prens, baştan sona bir güzellik öyküsüdür. Küçük Prens’in dünyasını güzel kılan; çöldeki bir kuyunun, gökteki bir yıldızın, uzaktaki bir gülün güzelliğidir. Yedi gezegen gezer Küçük Prens, hepsinde birbirinden tuhaf büyüklerle söyleşir. “Ne tuhaf şu büyükler,” der kendi kendine, küçükler bunu zaten bilir. Çok şey öğrenir, ama yine de hiçbiri son keşfi kadar büyük değildir. Çiçeğiyle vedalaşıp başka diyarları keşfe çıkan Küçük Prens’in son durağı, belki de çiçeğine bağladığı kalbidir...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 120
En / Boy : 11 / 16,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 3.2017
₺60,20

Harf nedir ki sen onu düşünüyorsun! Harf nedir? Üzüm bağının dikenden duvarı! Harfi, sesi, sözü birbirine vurup parçalayayım da seninle bu üçü olmaksızın konuşayım. Mevlana! Kendisinden önce gelen şairlerin sözünü tamamlayan ve sonraya aşkın bütün hallerini bir bir hatırlatan büyük aşk insanı... Şair, düşünce insanı, mutasavvıf gibi sıfatlar yalnızca bir sıfat olarak kalır onda. Yunus Emre, nasıl insanlaşmış Anadolu ise Mevlana, insanlaşmış aşktır. Aşka binlerce kapı açmış ve böylelikle bütün ümitsizlik kuyularını kapatmış olan bir gönül insanıdır. Aşk, son sözdür çünkü aşk gelince diğerleri varlık alemini terk eder. Tıpkı aşkla bu alem yaratıldığında yokluğun yerini varlığa bırakması gibi... Alem, aşkla başlangıçtadır. Ve insan, bu aşkı dillendiren biricik sestir! Söz ırmağının sonu denizdir. Deniz ise Mevlana’dır. Ne mutlu ki Mevlana gibi bir mücevherin parıltısını tekrar okuyup bu parıltıdan yine binlerce dersler aldık. Sizler de bu yolda kalbinizin inleyişini duyar, melali anlayan nesillerden olursunuz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 229
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺50,40

Zihinsel, duygusal fiziksel ve parasal kaderinin kontrolünü hiç gecikmeden eline al! Şaşırtıcı bir inanırlık... Her sayfası, iyi araştırılmış ve hemen kullanılabilecek pratik yöntemlerle dolu... Düşünce ve duygularınızın konsantrasyonuyla amaçlarınıza ulaşmanızı mümkün kılan kitap! -"Success" dergisi Anthony Robbins: Doruk performans biliminde lider.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 631
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2017
₺227,50

Evet, yaşamda istediğiniz herhangi bir şeyi yapabilir, yaratabilir, başarabilir ve elde edebilirsiniz. Zihinsel gücün sihiri konusunun en büyük ustası olan Robbins, bu sayfalarda kendi kendinizi nasıl kullanacağınızı göstermektedir. 0, hırsla ve incelikleriyle; ne isterseniz olabileceğinizi, ne yapabileceğinizi ve ne yapamayacağınızı zihninizin durumunun belirlediğini, tüm başarılı sonuçların modellenebileceğini ve aynen tekrarlanabileceğini göstermektedir Size; dakikalarla ifade edilen sürelerde zihninizin korkuları yok etmek için nasıl yeniden programlanacağını, vücudunuzun çok sağlıklı ve enerjili olması için hangi yakıtların kullanılacağını, diğer kişilerle olan ilişkilerinizi nasıl geliştireceğinizi, nasıl ikna edici bir iletişimci olunacağını ve karşılaştığınız herhangi bir kişiyle ahengin anında nasıl sağlanacağını, diğer kişilerin başarılarını kendiniz için tekrar nasıl modelleyeceğinizi, zenginlik ve mutluluğun beş anahtarını. Asıl Başarı için nasıl ustalaşılacağını açıkladıkça; coşkusu salgın hastalık gibi herkese bulaşmaktadır. Robbins onu kişisel başarının yeni bilimi olarak adlandırmaktadır. Siz de onu hayatınızda karşılaştığınız en iyi şey olarak adlandıracaksınız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 431
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 1.2018
₺175,00

Reşat Nuri Güntekin,1925 yılında yayımlanan Dudaktan Kalbe adlı romanında farklı sosyal çevrelerden gelen kahramanların yaşam biçimlerini ele alırken ,zaman zaman dönemin toplumsal ve siyasi yaşamına da ayna tutuyor. Gelenek ve göreneklerin tanıtımında ve kişilik canlandırımında son derece başarılı olan yazar, yalın ve gösterişsiz bir anlatımıyla ve temiz bir İstanbul Türkçesiyle geniş kitlelere seslenebiliyor. Ayrıca ilk romanı Çalıkuşu’nda olduğu gibi bu eserde de romanın kahramanlarının duygusal çalkantılarını ve mutsuz yaşam serüvenlerini ustalıkla aktarırken, okuyucuyu da İzmir’den Kütahya’ya, Bozyaka Bağları’ndan İstanbul’a Lamia ve Hüseyin Kenan’ın peşi sıra sürüklüyor adeta onların derin aşklarına tanıklık ettiriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 309
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺213,50

Reşat Nuri Güntekin 1928 yılında yayınlanan bu eserinde; çalışkan başarılı fakat zaaf gösterenlere karşı acımasız olan Zehra Öğretmen ile babası Mürşit’in bakış açılarından dramatik yaşam öykülerini anlatıyor. Yazar, cumhuriyet öncesinde yeni mezun, idealist genç bir mülkiyelinin iş ve sosyal yaşamdaki çatışmalarını ve uyumsuz ilişkilerini anlatırken, dönemin memuriyet yaşamına, köhne yapısına ait önemli ipuçları da veriyor. Şehirden kasabalara sürüklenirken, ardında birer birer ilkelerini de bırakan genç adam hatalı bir evlilikle korkunç bir sona doğru sürükleniyor. Acı ve sefaletle dolu ortamdan tesadüfle sadece kızı Zehra’yı kurtarabiliyor. Acımak; aile içi ilişkileri ve sorumluluklarını, adeta ders verir gibi gözler önüne seriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 159
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺112,00
Tükendi

Hayatındaki sorunları düşün; değersizlik duygun, sana zarar veren ilişkilerinden vazgeçemeyişin, başarısızlıkların, aynı hataları tekrar tekrar yapışın, başkalarına şefkatle yaklaşırken kendine acımasız oluşun, içindeki kaybolmayan öfke ve hatta kıskançlıkların…

Bunları yaşamayı sen mi seçtin? Ya da belki de geçmişte yaşadıkların bugün böyle hissetmene neden oluyor. Kendini suçlamayı bırak, bu işleri daha kötü hale getirmekten başka bir işe yaramaz.

Bu kitapla birlikte geçmişinin karanlık dehlizlerine doğru bir yolculuğa çıkacağız; içine doğduğun aileden, yaşadığın travmalara kadar, bugün var olan problemlerinin geçmişteki izini süreceğiz. Çocukken alman gereken sevgi, saygı ve güveni alamadığın zaman neler olduğunu, zehirli anne baba davranışlarının nasıl yıkıma yol açtığını görecek; bazen önemsiz sanılan küçük bir travmanın uzun vadeli etkilerinin çok büyük olduğunu fark ettikçe hafifleyeceksin.

Bu kitap sana mucizeler vaat etmiyor, hiçbir şey mükemmel olmayacak, ancak şu anki halinden daha iyi hissetmen kesinlikle mümkün. Beraber yürüyeceğimiz yolun amacı bu.

Kendine bu şansı vermelisin…

₺107,10
Tükendi

İnsan kaybolur öncesiyle sonrası arasınba. Bir tarafa anıları bir tarafa hayalleri doldurur, çoğalınca her ikisi mutlu olacakmış gibi. Ama sadece kaybolur.

İnsan yer arar kendine. Dününü de bugününü de satın almak ister zamanlardan. Gider gelir sürekli geçmişten geleceğe. Ama sadece yer kiralar. Sahibi değilidir düşündüklerinin. Ya bitmiştir ya da olmamıştır daha.

İnsan en çok an'dadır, onu da an'lamaz.

Bırakın geçmişi ve geleceği, Carpe Diem ile gerçeğin şimdi de, an'da olduğunu keşfedin... An'dan uzaklaşıp geçmişe ve geleceğe esir olmaktan kurtulun...

Aşkım Kapışmak danışmanlık seanslarında kullandığı etkili yöntemleri sizlerle paylaşmakla kalmıyor, zamanı etkin kullanmanın yollarını da anlatıyor.
 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 252
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺82,60
Tükendi

Reşat Nuri Güntekin'in 1922 yılında ilk kez Vakit gazetesinde tetrika edilen en tanınmış eseridir. Fransız Lisesi mezunu gencecik, delişmen bir kız olan Feride'nin serüveni yaşadığı derin bir hayal kırıklığı sonrasında nişanlısını, ailesini İstanbul'da bırakarak Anadolu'nun küçük bir köyüne öğretmen olmasıyla başlar. Daha sonra bu köyü diğer kasabalar, şehirler izler. Önceleri her gittiği yerde Kurtuluş Savaşı'nın etkileri görülür, güç koşulların, sefaletin izlerine rastlanır. Sonraları farklı kültürden gelen genç, yalnız ve bağımsız bir kızın toplumsal yaşamdaki zorlukları, çalışan değer yargıları, karşısına dikilen çıkar ilişkileri, Feride'nin iç dünyasındaki fırtınalar ve derin yalnızlıkla iç içe geçerek okurun karşısına çıkar. Çalıkuşu, gerçekçi yönelimin ilk dönemlerinden olan bir başyapıttır.

Reşat Nuri Güntekin

1889'da İstanbul'da doğdu. Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi. Liselerde öğretmenlik, müdürlük, Milli Eğitim Müfettişliği, Paris Kültür Ateşeliği yaptı. UNESCO'da Türkiye'yi temsil etti. Romanları, hikayeleri, tiyatro eserlerinin yanısıra çeşitli çevirileri de vardır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 541
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2017
₺276,50
< 1 2

Çok Satan Kitaplar

Çok satan kitaplar ve en çok okunan kitapları inkilap.com okurları için her hafta belirliyoruz. En Çok satan kitapları büyük indirimlerle çok ucuza satın alabilirsiniz. Popüler yazarların kitaplarının yanı sıra yeni kitabı çıkan yazarların ilgi gören kitapları yine burada listelenmektedir. Kapıda ödeme imkanı ve kredi kartına vade farksız 6 taksit imkanı ile hızlıca kitap siparişi verebilirsiniz. %50'ye varan indirimlerle ucuz kitap siparişi vermek için en doğru adres olmaya devam ediyoruz.

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı