Arka Kapak Yazısı
“Bu bir kentsel görüşüm hikâyesidir.”
Birilerinin rahat yaşaması, mal mülk sahibi olması için aklının ermediği, eremediği düzeneklerin vidası, çarkı oluyorsun. Makinenin dişlisisin ama makine ne üretiyor bilmiyorsun, sadece içinde dönüyorsun... “Ben olmasam bu makine olmaz, bu dişli dönmez” kafalarındasın ama günün birinde kırılır, dökülürsen atıyorlar seni hurdaya, yerine aynı özellikte yeni bir dişli! Sen de düşünürsün hurdalığın tozlu raflarında, “Hani ben çok önemliydim, bensiz olmuyordu n’oldu birden?” diye!
Metropolde geçen koşuşturmacanın içinde, hiçbirimizin durup “Ne yapıyorum ben?”, “Yaşadığım hayattan mutlu muyum?”, “Hayata dair belirlediğim amaç ne?” diye durup düşünmeye vakti yok. Yoğun iş hayatımızda, okul hayatımızda ve aile, arkadaşlık, duygusal ilişkiler bazında akış bizi nereye sürüklerse oraya gidiyoruz, tamamen kurala ayak uyduruyoruz. Afili Kentin Alaylıları bu noktada; köyden kente göçen insanların yaşadığı kültür çatışmasından kadın-erkek ilişkilerine, öğrencilerin yaşadığı problemlerden esnafın iç sesine değin hepimizin yaşadığı veya şahit olduğu problemlerden bir satır sunuyor.
Cem Arslan’ın eğlenceli kaleminden dökülen bu satırlar hem etrafımızda gelişen olayları fark etmemizi sağlıyor, hem verdiği tavsiyelerle yüzümüzü gülümsetirken yolumuza ışık tutuyor, hem de yoğun ve yorucu gündemimize bir nefeslik mola olmaya geliyor.
Kitap Adı: Afili Kentin Alaylıları Kitap Yazar Adı: Cem Arslan Yayın Direktörü: Gülşen İşeri Editör: Saliha Ulusoy Kapak Çizim: Gilas Coşkun Kapak Tasarım: Gilas Coşkun Sayfa Tasarım: Beyzanur Karabulut Sayfa Sayısı: 256 Ebat: 13,7 x 21,5 Tür: Roman Kağıt / İç Baskı: III. Hamur Enzo, 52 gr. Cilt / Kapak: Amerikan Bristol 230 gr. ISBN / Barkod: 9789751044426
"Güneşle Ay yeni tanışmış sanki..."
“Birlikte olduktan, birbirimize güvendikten sonra hepimiz on kaplan gücündeyiz. İtiraf ediyorum, ben aslında Kızılmaske’yim. Süper kahramanlığı bırakmış değilim. İsteseniz de emekli olamıyorsunuz. Yorucu ama heyecanlı bir iş. Sigortası yok ama ne yapalım. Buradayım diye size yardım edemem sanmayın. Mesela ‘Fantom Deniz’ diye seslenin, ben gelir bulurum sizi. Belki de bir şarkım koşar imdadınıza…”
Yaşamın değerini daha iyi anlamak, nefes aldığın her dakikaya şükretmek için dibi görmek gerek belki de…
Deniz Seki’den mektup var! Deniz’in topraksız Zincirlikuyu’su olan cezaevinde kaleme aldığı kitabında, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen umudunu kaybetmeyen bir Deniz Seki ile karşılaşacaksınız… Zümrüdü Anka kuşu misali küllerinden yeniden doğacağı günü bekliyor. Geçici bir ayrılık olan bu süreçte yaşadıklarını, kalbinden dökülenleri ve yeni şiirlerini Deniz’in Dibi’nde bizlerle paylaşırken onu düşünen herkese en içten dilekleriyle selam ediyor.
Feyza içeriğinde, derinliğinde, cesaretindeki kadınlar nadiren de olsa dönem dönem gelirler, yaşadıkları coğrafyayı, normalize edilmiş saçmalıkları, korkaklığa bezenmiş cesaretsizliği kökten silkeleyip izlerini; özlerini görebilecek derinlikteki her bilinçte bırakıp karanlığı aydınlıkla yüzleştirerek geçerler... ama asla geçip gitmezler. Etkileri kalıcı ve ilham verici olur. Kıymetleri bilinmeli, coşkuları sahip çıkılmalı ve yargısızca dinlenmeliler.
Sınırda Üç Kadın’ın hikâyesi aracılığıyla Feyza’nın zihin labirentlerinde gezinmek, zaman zaman kaybolmak, duygunun dört mevsiminde bir yolculuk gibi ilham verici ve zamansız bir gerçekliğin ortasında gibi tüm zamanları kapsayacak yoğunlukta düşündürücüydü. Kadınların sınırda değil merkezde olduğu bir yaşam umudu için... Feyza sana teşekkür ederim. Anlayanı bol bir okuma yolculuğu olması dileğiyle...
Azra Kohen
Kadınlar hikâyelerini yeni anlatmaya başladılar.
Bu hikayenin öznesi olmak büyük cesaret gerektirir.
Ece Temelkuran
Sesler ölüyor, Şekiller ölüyor, Gece ölüyor, Gündüz ölüyor, Yığınlar için kargaşa zamanı. Meraklısı için intihar kılavuzları satılıyor. Eksiksiz kusurlar var içimde. Hemen teslim mutsuzluklar, İki artı bir zindanlar... Tuhaf bir kimyaya bulandık! Arınma vakti geçiyor. Anlaşılmamanın uğultusu ağır. İblisin barınağına giriş ücretsiz.
Kitap Adı: Filin Düşüşü
Kitap Yazar Adı: Ali Deniz Uslu
Yayın Direktörü: Gülşen İşeri
Editör: Ezgi Hotalak Adalı
Kapak İllüstrasyon: Kaan Kayımoğlu
Kapak Uygulama ve Sayfa Tasarımı: Şenol Alanbay
Sayfa Sayısı: 144
Ebat: 13,7 x 21,5
Tür: Şiir
Kağıt / İç Baskı: III. Hamur 52 gr.
Cilt / Kapak: Amerikan Bristol 230 gr.
Başkalarının ne düşündüğünü kendisinden daha çok önemseyen bir toplumda, ne yazık ki haklı olma kaygısı da üst düzeydedir. Zira ne kadar haklıysanız o kadar kabul görür, o kadar makbul ve iyi bir insanmış gibi olursunuz! Ne var ki aslolan kişinin kendisine verdiği cevap ve gerçekten mutlu olup olmadığıdır.
Peki kime Önce Sen diyoruz? Karşımızdakine mi, yoksa kendimize mi? Önceliği kendimize vermek bencilik anlamına mı geliyor? Ya da karşımızdakine verdiğimizde, onu var ederken kendimizi yok saymış olmuyor muyuz?
Belki de bu defa, bizi biz yapan egolarımızı ortadan kaldırmaya çalışmak yerine onları ehlileştirmeyi denemeliyizdir. Ne kendimizi yok sayarak, ne de karşımızdakini olmadığı bir yere çıkararak…
Yaşam kendi yolunu çizmen ve o yolda mutlu bir yolculuk sürdürmen için tüm fırsatları önüne çıkarırken, sen kendini yok sayarsan eğer, başka kimler yok saymaz ki...
Danışanlarıyla yaptığı seanslarda, bireylerin en çok üzerinde durdukları, anlamakta, kabul etmekte, yüzleşmekte ve çözmekte sorun yaşadıkları konuları kitabının başlıklarına taşıyan Psikoterapist Çağatay C. Öztürk, modern toplumdaki bireyin mutlu olabilmesi için öncelikle kendisini tanıması gerektiğini Önce Sen ile sadece danışanlarına değil, artık okurlarına da aktarıyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.