Servet-i Fünûn dergisinde 1897-1898 yılları arasında tefrika edilen Aşk-ı Memnu, Türk romanının Batılılaşma seyri içerisinde tekniğiyle öne çıkan en kusursuz eserlerden biridir. Halid Ziya Uşaklıgil bireysel mutluluk meselesini Boğaziçi’nde alafranga bir hayat süren aileler ve bu ailelerin bireyleri arasındaki aşk ve kıskançlık duygularıyla anlatırken psikolojik gerçekliğin başarılı bir resmini çizmiştir.

Toplumsal yaşamın sınırları ve yargılarıyla belirlenmiş kadın kavramına bütün bunlardan uzak bir şekilde yalnızca bireyin ruhsal çatışmaları üzerinden eğilen Aşk-ı Memnu dili, anlatımı ve tekniğiyle edebiyatımızda bir ilktir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 432
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺86,10

Eserlerinde romantizmden kaynaklanan aşk ve duygusallık öğelerini realizmden gelen gözlemcilikle birleştirerek işleyen Halid Ziya Uşaklıgil aşırı duygusal ve içe dönük tipleri realist yöntemlerle kurgulayarak dengeli bir biçimde anlatır.

Yazarın Mai ve Siyah ile Aşk-ı Memnu romanlarından üstün gördüğü Kırık Hayatlar romanı ailenin kutsallığı, yalnızlığın acısı karşısında bireyin duruşu, kırıklık, ölüm ve hayatın bilinmezliği üzerinden hareket ederek toplumsal yaşamı da sorgulayan çok yönlü bir eserdir. 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 424
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺85,40

Dil işçisi ve üslup kurucu özellikleriyle Servet-i Fünun döneminin en önemli yazarlarından olan Halid Ziya Uşaklıgil’in “Türk romancılığının babası” olarak anılmasını sağlayan Mai ve Siyah 1897 yılında tefrika edilmiştir.

Batılı anlamda ilk Türk romanı olan Mai ve Siyah dönemin sanat yaşamını, eski-yeni kavgalarını kahramanı Ahmet Cemil’in hayallerle, aşırı duygusallıklarla bezenmiş karamsar bir ruh haliyle anlatır. İnsanın hayat karşısındaki çaresizliğini güçlü bir şekilde veren Mai ve Siyah, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın deyimiyle “bir hayal kırıklığının romanıdır”.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 336
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺70,00

Eserlerinde İstanbul yaşamını ve insanlarını ustalıkla canlandıran Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Midhat gibi halk için yazmış ve hayatı boyunca edebiyatın hep yararlı olması gerektiğini savunmuştur. Romanlarındaki mizah, gündelik hayatın ayrıntılarıyla incelikle bezenmiştir.

Halley kuyrukluyıldızının dünyaya çarpacağı söylentileri üzerinden yola çıkarak bir aşk hikâyesini anlattığı Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç romanında yazar toplumun gündelik hayatını, davranışlarını ve değer yargılarını eleştirmekten geri durmamıştır. Romanı yaşadığı toplumun bir aynası olarak gören Gürpınar’ın eserlerindeki sadelik, onun her dönemde okunan bir yazar olmasını sağlamıştır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2017
₺47,60

Romanlarını, halkı “yüksek bir felsefe”ye doğru çekmek için kaleme aldığını söyleyen Hüseyin Rahmi Gürpınar, Aydınlanma felsefesinden, Schopenhauer ve Nietzsche gibi filozoflardan da etkilenmiştir. Toplumun peşin yargılardan, geleneksel düşünce kalıplarından ve akla aykırı her türlü hurafeden kurtulması gerektiğine inanan Gürpınar’ın toplum içerisinde din kisvesine bürünmüş batıl inanış ve hurafeleri yerdiği Gulyabani romanı aynı zamanda edebiyatımızın fantastik öğeler barındıran ilk korku romanıdır. Gulyabani’de Musine Hanım adında kimsesiz bir kadının hizmetkârlık yaptığı çiftlikte gerçekleşen doğaüstü olaylar ve sahtekârlıklar etrafında yaşadığı maceralar anlatılır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2015
₺42,70

içimizde sevgilisi olanlar ileride evlilik düşünüyor. Ev nasıl döşenmeli?.. Kaç çocuk yapmalı?.. Konuşulanlar bunlar…
Ben genellikle dinliyorum. Ara sıra lafa katılsam da kendimi kaptırmıyorum. İçimden gelmiyor. Sizlere biraz açılacağım. Benim için, “Fahriye ağırbaşlıdır,” deseler de inanmayın! Yalnızım…
Pek çoğunun arkadaşı var. Benim yok!.. Daha ben, kokusunu derin derin içime çekecek kadar, bir erkeğe yaklaşmadım. Filmlerde gördüğüm öpüşme sahnelerindeki gibi, biri bana sarılıp öpmedi. Kimse bana “Sevgilim!” demedi.

Kitaptaki hikâyeler, yaşam gerçeğini, ellerinden bir şey gelmeyen insanların mutluluk ve hüznünü anlatıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺116,20
Yüzme bilmeden, Daha deniz görmeden, Hiç güneşte yanmadan... Şimdi ölmek istemem bir kalbi sarmadan... -Çoban Yıldızı - Teoman- Yakalandığı ‘kistik fibroz’ hastalığı nedeniyle kısacık ömrünün büyük bir bölümünü oksijen tüplerine bağlı geçiren bir çocuk... Oğlunun iyileşmesi için mücadele ederken meme kanserine yakalanıp yenen, tek bir gün bile umudunu yitirmeyen bir anne... Soğuk hastane odalarında geçen günler, yürek ağızda bekleyişler, uykusuz geceler, nefes alabilmek için verilen mücadeleler, umut arayışları, dualar ve ölüm... Kudret Bozan’ın hayat hikâyesini ve oğlu Ege’nin amansız hastalığına karşı verdiği mücadeleyi okurken, aldığınız nefesin kıymetini bilecek, hasta yatağında dahi şakalar yapan bir çocuğun yaşama olan bağlılığına hayran olacaksınız. Bir Yudum Nefes İçin, oğlunu yitiren bir annenin kaleminden dökülenler.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 222
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺104,16

Tam zamanında açmalısın kapını Hayatına girmek isteyenlere Tam zamanında başka bir şehre gidip Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın Tam zamanında dönmelisin memleketine -Can Yücel- Karataş Efsanesi gerçekleşiyor mu? Çocuklukları Foça’da geçmiş olan, şimdi biri Paris’te, biri New York’ta yaşayan Canan ile Haluk, Foça’daki Karataş efsanesinin ve kalplerinin sesini dinleyerek, doğdukları memlekete dönebilecekler mi?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 120
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺88,20

1900’lü yılların başlarında, Anadolu’nun küçük bir köyünde yaşayan yeni anne olmuş Selime, İstanbul’daki bir paşanın evine sütannelik yapması için çağrılır. Kocası da İstanbul’da, Nişantaşı karakolunda memur olan Selime, bebeği Salih ile İstanbul’a gelir. Selime’nin sütanalık yaptığı bebek ile birlikte büyüyen Salih, ailesi köye döndükten sonra da konakta yaşamaya devam eder. Paşa’nın ölümünün ardından Salih’i artık konakta istemeyen eşi Naime Hanım, Salih’i babasının yanına, doğduğu köye geri gönderir. Salih’in hazin öyküsü bundan sonra başlayacaktır... Ebubekir Hazım Tepeyran, Küçük Paşa romanında, yirminci yüzyıl başlarındaki kırsal kesim gerçekliğimizi ayrıntılı biçimde sergiler. Romanda, köylünün durumu, yüzyıllardır ihmal edilmiş ve ezilmiş olması, canlı ve çarpıcı bir tahlil gücüyle, ülke sorunlarıyla iç içe tasvir edilir; ülke gerçeklerinin, dönemin sorunlarının altı çizilir. Köy kent çelişkisi, yönetimin despotik tutumu, savaşların getirdiği yıkımlar ve bütün bunlar içinde Anadolu insanının dramı, zengin bir gözlem gücünün ürünü olarak romanda yansıtılır. Bu özellikleri nedeniyle, edebiyat tarihimizin üstünde en çok durduğu romanlarımızdan biri olan ve ilk kez 1910 yılında basılan Küçük Paşa, 100 yıl sonra tekrar okuyucu karşısına çıkıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺42,70

"Yalnız birimize, kendimize olmak ümidiyle o tarafa ihtiyatla, aramızda konuşur, alınacak eşya üzerinde münakaşa eder gibi yaparak yaklaştık, yanaştık. Cesaret, cüret neredesin? Halbuki daha o devirde, Abdülhamit saltanatının son günlerinde ben Fransa İhtilali’ni okumuş, "Cüret, cüret, daima cüret!" cümlesinin Fransızcasını ezberlemiştim. Yüreğim yine güm güm atıyordu; sesim, kendimin bile tanıyamayacağım kadar boğuk ve değişik; bacaklarım, başkalarının bile farkına varacağı derecede sarsak ve titrekti. Yanlarına bu halde gelince, aynı kadın, bizim tüysüz, çelimsiz, toy, ürkek ve beceriksiz üç genç olduğumuzu daha iyi anladığından, ilk sözü atmak rolünü üzerine aldı..." Refik Halid Karay, birbirinden bağımsız, gözlem ve tasvir kuvvetini ortaya çıkaran hikâyelerini topladığı İlk Adım’da, dönem yaşantılarına ışık tutan detayları anlatmaktaki ustalığı ve duru Türkçesi ile özgün tarzının tipik bir örneğini sergiliyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 205
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺112,00

"Sakın aldanma, inanma, kanma... Yalan dolan makaraları yine sağılmaya başlanacak, yine elimizdekiler kapılıp deve yapılacak; toklar çekilip biraz da açlar yalanacak... Bu işin künhü budur! Polis zannedeceksin, harami çıkacak; nimet diye gideceksin, tuzak çıkacak; melek görünecek, şeytan çıkacak... Gözünü açmazsan yine yumurtalar cılk çıkacak! Hülasa artık her sakallıyı baban sanma, her lafa kulak asma, kabadayılığa yekûn tut, efeliğe kapılma... Bu benim sana baş nasihatim: Gözünü aç, ayağını tetik at, yine aldanma, inanma, kanma!" Refik Halid Karay, Sakın Aldanma, İnanma, Kanma’da, savaş yıllarında yaşanan, parasızlığı, yiyecek, içecek, yakacak kıtlığını, halkın düştüğü sefaleti, söylenen yalanları, aldatmaları alaylı ve hicivli bir üslupla dile getirirken, mütareke yıllarında Hatay - Antakya üzerine kaleme aldığı öyküler ile de okuyucusuna belgesel niteliğinde bir eser sunuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺112,00

"...İşte bunun için, bu meziyetlerinden dolayıdır ki şu zamanda hemen durmayıp âşık olmak lazımdır. Dünyanın dertlerini unutmak ve felaketleri görmemek için en kestirme yol, gözlerimizi aşkın bağıyla örtmek ve kulaklarımızı aşkın pamuğuyla tıkamaktır. Her keseye elverişli, en ehven ve en şairane çare budur, aşktır!" Refik Halid Karay, otuz beş hikâyeden oluşan mizah türündeki kitabı Tanıdıklarım’da, tanıdığı kişileri, gezip gördüğü yerleri, tattığı, kokladığı, okuduğu, kısacası aşina olduğu her şeyi güçlü tasvirleriyle okuyucusu ile buluştururken mizah yeteneği ile de keyifli anlar yaşatıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺112,00

"Koyda sabah oluyordu. Sular demin mürdümeriği rengindeydi; şimdi çağlabademi gibi, tüylü ve buzlu bir yeşile boyandılar, daha sonra gökyakutun, en soğukta bile iç hararetini muhafaza ettiği sanılan ve mavi bir kan damlasını andıran ılık rengini aldılar; bundan da vazgeçtiler, zannettim ki, bir çam ormanı, yan yatmış, bilmediğim bir tesirle fıkırdayarak eriyor: ‘Anladım,’ dedim, ‘tabiat kullanacağı boyaların tecrübelerini burada yapıyor. Hilkatin laboratuvarındayım!’ Dalgalar hışıldadılar, sözümü alkışladılar." Tek baskısı 1943 yılında gerçekleşen Makyajlı Kadın yıllar sonra okurla tekrar buluşuyor! Refik Halid Karay, birbirinden bağımsız yazılardan oluşan Makyajlı Kadın’da, İstanbul, insanlık halleri, aşk, güzellik, sanat, yeme-içme, dalkavukluk, giyim kuşam gibi temaları ele alıyor. Türkçeyi kullanmadaki ustalığı, özgün tasvirleri, detaylarda yakaladığı zenginlik ile okuyucuyu, ilginç portreler, fikirler ve mekânlar arasında pek keyifli bir gezintiye çıkarıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 214
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺115,50

"Ulu Tanrı, aman, halimize nazar kıl! Şimdi, bizi bir gün kabul edeceğin ‘Cennet’ ile ‘Cehennem’in işleriyle meşgul olacak sıra değil. Temmuzun ortasındayız; bu, zaten bir netameli aydır. Yeni tabirle -sen âlimsin, elbette manasını bilirsin- radikal bir düzene muhtacız... Sen bunu yapmazsan, sanıyorum ki, harbe hazırlana hazırlana, yere, göğe, denize dinamit, gaz, bomba yığa yığa, pek yakında bizler, bizim küremizi kuyrukluyıldız haline sokup senin yıldızlarına, belki de dosdoğru sana saldırtacağız. İşi o derece azıttık, haberin ola! Hâşâ, elbette bilirsin!" Tanrı’ya Şikâyet, insan canının hiçe sayıldığı, modernleşme adı altındaki ilerlemenin aslında makineleşmeden ibaret olduğu ve bu makinelerin katliam aracına dönüştüğü İkinci Dünya Savaşı yıllarını konu alıyor. Refik Halid Karay, hicivli kalemiyle ve trajik olaylara mizahla yaklaşmadaki başarısıyla okuyucusuna tam bir kara mizah örneği sunuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺119,00
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 151
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2010
₺72,80

"Evvela bilmemiz lazım gelen bir mesele vardır; en temelli, canlı mesele: Mizah her aklın, her zekânın dokuyacağı bir kumaş değildir. Latife olgun bir meyve gibi kemale erdirilip öyle ortaya konmak lazım gelir. Mizah süpürge sopası değildir; vurmak, dövmek, kaba kaba güldürmek için kullanılsın. Bu bir fırçadır, dimağımızın yorucu ilim ve hayat yollarında topladığı tozları alır; nazik, ince bir iştir. Mizahta da ehliyet, kabiliyet şarttır." -Refik Halid Karay- "Refik Halid kalemini doğuştan getirdiği mizah kabiliyeti yönünde denemesi sonucu meşhur olmuştur" Yakup Kadri, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları 1969 İlk baskısı 1922’de yapılan Ay Peşinde’de Refik Halid Karay kendisini şöhrete kavuşturan mizah gücünü kullanarak dönemin sosyal olaylarını, değişik katmanlardan kişilerini, gülümsemeyle gözyaşı arasındaki duygu aktarımlarıyla paylaşmaya devam ediyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 206
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺112,00

“İstanbul’dan bahsedecektik. Uzakta kalanlar için İstan-bul’un kaldırımları bozuk değildir, sokaklarda çamur ve süprüntü yoktur; tramvaylarda ve vapurlarda azap çekilmez. Musluklardan Terkos yerine kevser akar, sersemletici lodos ılık bir buse, dişleyici poyrazı bir serin nefestir. Bilhassa çöl-de onu konuşurken hep beyaz yelkenlerin kayıp gittiği şurup renkli denizler, avize gibi şıkırdayan pınarlar, ağızlarından şekerleme kadar tatlı sözler dökü-len kızlar görürsünüz.” Refik Halid Karay Memleket Hikâyeleri’nin devamı niteliğinde olan Gurbet Hikâyeleri’nde ikinci sürgünlüğünü geçirdiği Ortadoğu’yu güçlü kalemiyle resmeden Refik Halid Karay, hatıra karakterindeki satırlarıyla gurbette duyulan vatan hasretini somutlaştırarak okura taşıyor. Yeraltında Dünya Var’da ise memleketlerinin sınırları dışında yaşayan Nihan ve Nebil karakterlerine hayat verirken, aşk, yalnızlık ve macera temalarının arasında İstanbul hasretini işliyor


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 360
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2018
₺178,50

"Lalegül birdenbire olan bu değişikliğe öyle sevinmişti ki yüzündeki durgun ve mahzun hatlar birdenbire haz ve neşeye çevrilmiş, tekrar Kopenhag parkındaki mesut Lale oluvermişti. Ne kolaydı bir genç kızı sevindirmek! Sevindirmek de üzmek de... Uzaktan onu seyrediyor; biçimliliğine, biçimliliğinin inceliğine, inceliğinin körpeliğine, körpelik ve zarafetten ibaret vücut güzelliğine hayranlık duyuyor. Sıraya girmiş başka kadınlar ve kızlar da var. Mukayese ediyor. Ne münasebet? Lalegül bir sanat yapısı." -Refik Halid Karay- Gemiyle Orta ve Kuzey Avrupa seyahati yapan yakışıklı, bekâr ve "zevk sahibi" Rıdvan’ın, her ikisi de ayrı anlamlarda güzel ve cazibeli kadınlar olan Gülrevan ile Lalegül arasındaki gelgitlerini; Refik Halid Karay "coğrafya zevkiyle" kaleme getirdiği Yüzen Bahçe’de anlatırken zenginleştirilmiş tasvirlerle okuru da bu Yüzen Bahçe’nin içine çekiyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 310
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺235,20

"Refi Cevad Bey, Kartal yakınlarındaki çiftliğinde yazar dostlarına bir davet veriyordu. Babam da oradaki yazarların en genciydi. Koca kafalı, iri kangal köpeklerinin bağlı olduğu tel kafeslerin arasından bahçeye girdiğimizde yaşlıca bir adamla karşılaşmıştık. Babam, sevgi dolu bir saygıyla adamın elini sıkarken, hiç anlayamadığım ama bir daha da unutamadığım tuhaf bir cümle söylemişti. - Piyanoya hâlâ çivi çakıyorlar üstat. Yaşlı adam da gülmüştü. - Hep çakarlar Çetinciğim. Ben, Refi Cevad’ın çiftliğinden döndükten sonra hemen babamın kütüphanesine dalıp Refik Halid’in kitaplarını çıkartmıştım. Aradığım yazıyı, mizahi bir üslupla yazdığı yazılarını topladığı "Kirpinin Dedikleri" kitabında bulmuştum. O garip cümlenin nereden geldiğini anlamıştım. Birbirlerine hiç benzemeyen o yazarlar arasındaki sıcak dostluğun kaynağını da keşfetmiştim.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 206
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺112,00

Refik Halid, Minelbab Ilelmihrab'ın devamı niteliğinde olan Bir Ömür Boyunca'yla ülkemizin meşrutiyet, mütareke ve cumhuriyet dönemlerine ait yaşantılarını anlatmayı sürdürüyor. Lübnan, Suriye ve Turkiye'deki anılarını yazarken, kronolojik bir sıra takip etmeyen Refik Halid, anlatımında geçmişe ve geleceğe gidip gelerek toplumdaki siyasal, sosyo- kültürel değişimleri ve benzerlikleri göz önüne seriyor. Tarihimizin önemli bir bölümünü farklı pencereden bakarak daha iyi değerlendirmeyi sağlayan Bir Ömür Boyunca, Minelbab İlelmihrab ile birlikte edebiyatımızda anı türünün en güzel örnekleri arasında yer alıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 376
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺285,60

"Refik Halid’in romanlarını soluk soluğa okuduğum dönemlerdi. Bugünün Saraylısı’nı birkaç kez okumuş, bir türlü doyamamıştım. O yüzden bazı sahnelerini ezbere hatırlarım. Onu çağrıştıran Dişi Örümcek de çok hoşuma giderdi. Hele Nilgün, bir dönem, başucu kitabım oldu. 2000 Yılın Sevgilisi’ne gelince, beş-on sayfa okuduktan sonra, beni adamakıllı şaşırtmıştı. Bir zaman kaymasında geriye, geçmişe yolculuk... Aslında her şey en olağan roman sahneleriyle başlıyor: Fahir’le Güldal, birbirlerini tanımayan genç adamla genç kız, İskenderun Garı’ndan Ankara-İstanbul trenine binecekler. Okaliptüs ağaçlarından geniz yakıcı rayihalar. Mevsim, ilkyaz sonu. Güldal’la Fahir, besbelli, az sonra göz göze gelecekler. Geliyorlar da, ama demin dediğim gibi bir zaman kaymasına uğrayarak: Onlarınki yıldırım aşkı değil. Fahir’in iddiasına bakılırsa, 2000 yılından beri sürüyor aşk, tutku, gönül ikizliği. Böylece roman 2000 yıllık bir zaman dilimine açılma imkânı buluyor ve Refik Halid Karay da tatlı tatlı anlatıyor." -Selim İleri


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 399
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺196,00

Arhavi’den göçen Fermancı ailesinin; verem, zafiyet ve tifüsün kol gezdiği, eşitsizliklerin acıyla yaşandığı, karaborsa vurgunu yemiş II. Dünya Savaşı yoksulu İstanbul’da verdiği yaşam kavgası... Yanlışla doğrunun, ahlakla ahlaksızlığın birbirine karıştığı acımasız hayat labirentindeki cehennemden çıkış yolu bulup fırlayan insanların kesişen kaderleri... Yaslı aşkların, iç hesaplaşmalarının, kabadayı âlemindeki mafyaya dönüşümün, alışılagelmişe başkaldırının hayat ve kimlik verdiği maceralar sağanağı...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2008
₺108,50

"Dört bin yıl önce çok mu farklıydı sanki?" "Anadolu, barbarlara karşı, kadın erkek çarpıştı." "Bu kitapta, vahşi doğanın kokusunu duyacak," "Savaşın acımasız yüzünü göreceksiniz." "Kimi zaman, Sümer ülkesine yolculuğa çıkacak," "Anadolu bozkırlarında gezineceksiniz." "Uygarlık ışığının doğduğu eşsiz topraklarda, tutku dolu bir maceraya hazır mısınız?"


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 397
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2008
₺137,20
Düş ile gerçeğin ustaca sarmallaşması, okuyucuyu ilk anda kitaba bağlar... Gizemli, güzel ve aynı zamanda kışkırtıcı bir seyahate çıkarır. Bir sahaf dükkânının 5. rafındaki 6. kitabın içinde saklı duran bir hazine okuyucuyu çeker, kendi içine hapseder. Ve bir bilmece... Bir olaylar yumağı önümüze serilir. Roman içinde roman. Kitap içinde başka bir kitap. Baştan çıkarıcı bir girdap! Okuyucuyu alıp sürükleyen bir girdap! İnsanın elinden bırakamayacağı sayfalar. Nefis lisan; doğru dürüst cümleler. Seviyeli bir eser. Gönül rahatlığı ile "okuyun! Lütfen okuyun!" diyeceğim bir kitap. -Dr. Kriton Dinçmen-
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 261
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2008
₺9,72
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 159
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2017
₺36,40
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 359
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2006
₺142,80

Deniz, kurşuni gökyüzünün altında, heybetli kükreyişleriyle, uçsuz bucaksız koskoca meydan bana kaldı, der gibiydi. Azgın dalgalar hüzünle ürperen kıyıları olanca gücüyle dövüyordu. Yaşlı kadın sahile inen yamacın üstünde durdu. Rüzgarla sertleşen kar serpintilerinden yüzünü sakınmak için defne ağaçlarını kendine siper yapmaya gayret ederek, karşısındaki çetin ve sonsuz suya baktı. Bu gözler, geniş göklere, açık ufuklara, deli rüzgarların çığlıklarına, denizlere, ormanlara, dağların ötesine, yalnız bir ağaca; bir ardıç, bir pınar, bir dereye hep aşinaydı. Bu deniz ne istiyordu? Her yer siyah, karanlık ve sinsiydi... Bugün deniz ve orman sınırında kartalın hava nakşını seyretme günü olmadığını o da biliyordu. Uçuk benziyle yırtılan denize daldı gözleri... Buraya her gelişinde olduğu gibi, yine oğlundan duyduğu Son sözleri aklından geçirdi: "Ana, ver çıkınımı, gün doğdu yolum gider; köz iner yüreğime..."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 253
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2006
₺140,00

"Sabahları uyandınız mı bulunduğunuz yerden, denize bir kamış uzatmak suretiyle balık avında gönül avutuyorsunuz. Istakoz için atılmış sepetler muayene olunuyor, yahut bahçede güller budanıyor. Sonra sıcak bastı mı hemen içeri giriyorsunuz, aşağıda geniş mermer taşlığa bir masa kurulmuş, taze balıklar tavadan yeni çıkmış, rayihası ciğerlerinizi dolduruyor. İştiha ile yiyorsunuz. Kahve, sigara ve uyku... Şimdi arka odada, güneş görmeyen taraftasınız, Boğaz’dan kopan ve denizlerde serinlenen bir rüzgâr yan pencereden içeri giriyor ve cibinliğinizi hafif hafif şişiriyor, deliksiz uyuyorsunuz. Bunu müteakip kayıkhaneye iniyor ve denize giriyorsunuz. İşte bence yazın ideal olan ömür budur." -Refik Halid Karay- Guguklu Saat’te sosyal olaylara ve kişilere ait gözlemlerini zengin Türkçesi ve ironik anlatımıyla kaynaştırarak anlatan Refik Halid Karay’ın, rengârenk, samimi ve keyifli sohbetine dahil ettiği okur, yazarla birlikte sohbet boyunca değişik ortamlara giriyor, ilginç kişilerle tanışıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 190
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺105,00

"Namusumuz üzerine yemin ederiz! Dört genç kız ayağa kalkıp hep bir ağızdan böyle söylediler. Dördünün de gözleri karşıya dikilmiş, göğüsleri ileride, ayakları hizaya gelmiş, 23 Nisan bayramı için hazırlıklar yaptıkları sırada öğrendikleri vaziyeti almışlardı. Evinde din terbiyesi ile yetişmiş olan Yonca, bu kadarı kâfi görmemişti ki en ciddi sesiyle sordu: Vallahi mi? Billahi mi? Yine hepsi cevap verdiler: Vallahi! Billahi! Merasim bitmişti; artık ‘Dört Yapraklı Yonca’ isimli yardımlaşma cemiyeti kurulmuş oluyordu." Ruskin’in şu sözü Türkçenin en önemli ve en parlak renklerinden biri olan Refik Halid’in yapıtlarına ne de yakışır: "Kitapları iki gruba ayırmak mümkündür: Günün kitapları ve her zamanın kitapları."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 278
En / Boy : 13.5 / 19.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2019
₺143,50
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 135
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2005
₺94,50

Efsaneler, ölümsüzlük ve beş bin yıllık bir gizemin romanı. Massachusetts’te, Benjamin Finch adıyla doğdu; dokuz yaşında babasıyla birlikte çıktığı uzun bir yolculuğun sonunda, Kahire ve Tel Aviv üzerinden İstanbul’a geldiğinde, adı Eser Büyükdere oldu. Annesini hiç tanımadı, babasını on bir yaşında kaybetti ve onu oğlu gibi seven İstanbullu bir maceraperest tarafından büyütüldü. Durağan, tekdüze ve silik yaşamında tek sıradışı dönemin, sisli anılar arasında kaybolmuş çocukluğu olduğunu düşünürdü. Ama yaşamı boyunca onu izleyen ürpertici ve olağanüstü sırla, kırklı yaşlarını yarılamak üzereyken yüzleşmesi gerekeceğini bilmiyordu. Kaçması gerekiyordu peşindekilerden; kaçması ve gerçeği araması. Artık bir tek şey vardı yapması gereken: Kim olduğunu anlamasında kilit öneme sahip, efsanevi "Alef Kitabı"nı bulmak. "Seni Tılsımlar Korur", insanlık tarihinin en eski dönemlerine ait büyük bir gizemi; beş bin yıldır varlığını koruyan acımasız bir gizli örgütü; yalnızlığı ve yabancılaşmayı; insan hücre yapısı ve DNA üzerinde çok gizli bir çalışmayı yürüten bilim adamlarını; güç ve iktidar mücadelelerini; rüya ve vizyonların bilinmeyen dilini ve yazgısını adım adım izlemek zorunda kalan bir adamın serüvenini fantastik bir örgü içinde anlatan bir roman.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 581
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2004
₺213,50
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 324
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2004
₺132,30
Tükendi

"Yıldızlar insanlara ait, ama kimseninki birbirine benzemiyor. Bir tek sen kimsenin görmediği gibi göreceksin onları..."

- Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupery

"Bazı anlar... Hiç beklemediğin bir anda, tam da yeni bir yara açılmışken bedeninde, gökyüzündeki güneşe karışmış, maviliğe benzeyen bir çift göz gülümser sana. Elleriyle başını tutup öptürür kendini. Bir öpersin, yine tutar bir daha öptürür. Kulağına, 'Seni çok seviyorum,' diye fısıldarsın. Bir gülücükle der ki, 'Biliyorum.'

'Bazen çok kızgın olabiliyorum, ama kızgınlığım sana değil, seni anlayamayan bana. Biliyorsun değil mi?"

Herkes gibi hayallerine tutunan, hayallerini gerçekleştirmek için çabalayan bir kadın Özge Uzun. Sizin gibi, bizim gibi... Aşık olmak, başarılı olmak, anne olmak isteyen bir kadın... Kimi hayaller gerçek olur, kimileriyse başka bir şey... En kötüsü de o "bir şeyi" tanımlayamamaktır.

Bu kitap gözün gördüğü, yüreğin duyduğu, dilin söyleyemedikleriyle yazılmış çıplak bir kitap; mış gibi yapmayan, figüransız, çırılçıplak... Bir kadının kendi kalbiyle olan konuşmalarıyla derin, sahici, ama en çok da samimi. Biraz kulak kabartırsanız sesini bile duyabilirsiniz...

Bir çift mavi göz... Bir çift beyaz kanat... Pembe hayaller... Ve her şeye rağmen umut...

Sizin Hiç Maviniz Var mı?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2015
₺58,10
Tükendi

Tarihi roman türünün Türkiye’deki en önemli temsilcilerinden Demet Altınyeleklioğlu’ndan muhteşem bir Çanakkale romanı. Birinci Dünya Savaşı tüm şiddetiyle sürerken Anzak Birlikleri, İngilizlere destek olmak için Gelibolu’da karaya çıkar ve kendilerine ait olmayan bir savaşın içinde, kendilerine ait olmayan bir nefreti dışarı vururlar… Anzak Birliklerinde hemşire olarak görev yapan Helen’inse gözlerini zafer hırsı bürümüştür. Ancak savaşın kıyameti içinde, yaralı bir Türk subayını esir olarak hastane çadırına getirdiklerinde, Helen ne kalbine ne de aklına söz geçirebilecektir. Çevrelerini saran kan ve barut kokusuna rağmen Teğmen Suat ile Hemşire Helen, düşmanlığın içinde gizlenen en masum duygulardan birini, aşkı yaşayacaklardır. Nefretle de sulansa, toprağın daima sevgiye gebe olduğunu işte o zaman anlayacaktır ikisi de.

Suat ile Helen, gencecik askerlerin canlarını siper ettikleri acımasız bir savaşın ortasında, kendilerini ümitsiz bir aşkın pençesinde bulurlar. Çünkü cephede filizlenen aşkların ilk şehitleri, kaybedilen ümitlerdir. Sydney’den Gelibolu’ya uzanan trajik bir aşkın hikâyesi Gülüm…

Suat ile Helen’in hikâyesi… 1915’te bir çadır hastanesinde başlayıp okyanusları aşan, kalpleri sızlatan, dramatik bir sevdanın nefes nefese ve gözyaşlarıyla okuyacağınız hikâyesi…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 424
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2015
₺72,80
Tükendi

Tarihin vicdanlardan gizlediği gerçeklerle yüzleşmeye hazır olun.

Tarih her zaman adil davranmaz! Kimine kahraman kaftanı, kimine hain gömleği biçer. Gerçekse tarihin gizemleri içinde kaybolur...

Büyük Roma fethine hazırlanan Fatih'in beklenmedik ölümü Osmanlı Sarayı'nı karıştıracaktır. Bir yanda saltanatını ilan eden Beyazıt, diğer yanda Şehzade Cem, Osmanlı tahtı için amansız bir mücadeleye tutuşur. Çocukluğunda hiçbir iktidar hırsı olmayan genç Şehzade Cem'in ruhu neden bir anda saltanat hırsıyla kavrulur? Yoksa hayatına giren kadınların doymak bilmez ihtirasları mı onu felakete sürüklemiştir?

Güzel hizmetçi Ferimah'ın korkunç sırrı nedir? Hayatı boyunca ölümden kaçan Şehzade Cem, sonunda ölümü neden bir kurtuluş olarak kabullenir? Ölüm şerbetini ona kim içirir? Papa Borgia mı? Zehir kraliçesi diye anılan güzel Lucrezia mı? Yoksa başka bir ölüm meleği mi?

Kaynağını tarihten alan romanları Türk okuyucusuna sevdiren Demet Altınyeleklioğlu'nun bu yeni romanında; Şehzade Cem'in karlı Küre Dağları'ndan Osmanlı Sarayı'nın ihtişamına, piramitlerin gölgesinden Rodos Şövalyeleri'nin şatolarında tezgâhlanan ihanetlere, Papa Borgia ve güzel kızı Lucrezia'nın korkunç entrikalarından dillenmemiş sevdalara ve son nefese saklanan korkunç itiraflara uzanan fırtınalı yaşamını nefes nefese okuyacaksınız.

Eleştirmenlerin "Türkiye'nin Philippa Gregory'si" diye takdim ettiği Demet Altınyeleklioğlu, Bozkır Çiçeği Cem Sultan romanında bu başarısını bir kez daha gözler önüne seriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 528
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2014
₺58,10
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 1480
En / Boy : 14 / 20,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺84,00
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 1480
En / Boy : 14 / 20,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺84,00
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 1259
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺85,68
Tükendi
....Artık sevdikleriyle arasındaki tek ortak nokta gökyüzüydü. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Türkiye ve dünyanın ekonomik buhranda olduğu zor yıllar.... Rusya ve Türkiye arasındaki politik ve askeri gerginliklerin tam ortasında kalmış bir sınır köyü: Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı Demirkapı... Açlık sınırında yaşayan köylüler geçimlerini sağlamak için tüm güçleriyle çalışmaktadır. Kendi halinde bir adam olan Rüstem de, eşi Safiye’yle birlikte tarla işlerini yürütmekte, ara sıra da ticaret için komşu köylere gidip gelmektedir. İşlerinin düzelmesini çekemeyen bazı köylüler onun Rus casusu olduğu dedikodularını yayar. Ve Rüstem bir gece evinden alınıp köy yakınındaki birliğe götürülür. Safiye, son görüşü olduğunu bilmeden sarılır kocasına, sonraları, üç çocukla onsuz kalacağımı bilsem daha sıkı sarılırdım, diye düşünecektir. O puslu gecede, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur Rüstem. Bazıları onun Rus casusu olduğuna ikna olur, bazıları Türkler tarafından öldürüldüğünü düşünür, bazıları da masum olduğuna ve yaşadığına inanır, en çok da Safiye. Gerçekler ise bir gün elbette ortaya çıkacaktır. Gürsel Balcı’nın gerçek bir olaydan etkilenerek kaleme aldığı Sınırdaki Sır, gözyaşları ve hasretle örülü, çam ve pelit kokan gizemli bir hikâye.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 341
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺52,08
Tükendi

"... ‘Alafranga sofrada yemek kaç türlü yenebilir?’ sorusunu çözmek isteyenler Sponik’e buyursunlar. Frenk olmayıp da Frenklik hevesinde bulunan, alaturkadan usanan, fakat biraz züğürtçe olanların hepsi burada. Zira öğün 6 kuruşa. Dört türlü yemek, şarap var. İçeriye girip de fesi veya şapkayı çıkarıp yarım saat evvel bilhassa taradığınız saçlarınızı gösterdiniz mi derhal sizi Frenk sanıyorlar. Balık, et, hamur, birer birer geliyor. Artık o çatal bıçakların şakşakasını, o türlü Frenkler’in laklakasını, tabakların taktakasını sormayın. Eğer sürahideki sular bir hafta daha duracak olursa terkosa has olan ufak, sarı, minik kurbağaların da vakvakası işitilecek. O kadar temiz! Edebiyatımızın usta kalemlerinden Ahmet Rasim, keskin gözlemleri, ince mizah anlayışı ve samimi üslubuyla 19. yy. İstanbul’una can veriyor. Hanımlar, beyler, mösyöler, madamalar, sohbetler, sokaklar, mekânlar, gelenekler, kısacası eski İstanbul tüm canlılığı ve zenginliğiyle önümüze seriliyor"


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 215
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺48,30
Tükendi

Bir zamanlar çok sevdiği, tutunmak, sivrilmek, isim yapmak, sosyal yaşamında yer almak için didinip çırpındığı bu büyük kentten şimdi sadece nefret ediyordu. Küçük bavuluyla otobüsten indikten sonra bir süre durup biraz şaşkın, biraz tedirgin kımıldamadan öylece yerinde kaldı. Küçük bir çocukken gelip yaşamının en olgun çağında terk etmek zorunda kaldığı İstanbul’un havasını uzun uzun içine çekti. Her şeyini burada kazanmış ve yine her şeyini burada kaybetmişti. İstanbul’u özleyeceğini sanmıştı ama şimdi yanıldığını daha iyi hissediyordu. Geçmişin güçlü ve ürkütücü anıları sadece ruhunda nefretle beslenen titreşimlere neden oluyordu. Kendisine kalsa asla İstanbul’a dönüp bu mücadeleye girmek istemezdi ama kader bir şekilde ağlarını örüyor ve bu iki aileyi yeniden bir çatışmanın içine doğru çekiyordu... Polisiye türünün edebiyatımızdaki usta kalemi Osman Aysu tarihi romanı Mor Salkımlı Köşk 2 ile 50’li yılların Türkiye’sinde yaşanan 6-7 Eylül olayları, Kıbrıs sorunu ve tek partili rejimin son bulması gibi siyasal olayların yanı sıra ekonomik ve toplumsal olaylara da ayna tutuyor. Serinin bu ikinci kitabında engel tanımayan bir aşka ve birbirinden farklı ama bağları hiç kopmayan iki ailenin üç kuşağı arasında yaşanan inanılmaz tesadüflerle dolu bir hikâyeye tanık olacaksınız. Osman Aysu’nun kaleminden soluk soluğa okuyacağınız bir roman...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 245
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺99,40
Tükendi

Doğu’da uzak bir köyün sırtlarındayız. Sarp kayalıkların ve uzak dağ yollarının ardında henüz kimselerin farkında olmadığı, fakat çok yakında dünyadaki tüm dengeleri değiştirecek, yaşanan çağı yeni bir boyutla alevlendirecek bir kavganın mücadelesi veriliyor; en son Süryani Kadim Cemaatleri’nin elinde bulunan ve 1860’larda aniden ortadan kaybolan, yepyeni bir İncil’in kavgası... Amerika’ya göç eden bir Süryaninin, Protestan rahiplere fısıldadığı yüz elli yıllık sır, romanın başkahramanı, yakışıklı MİT ajanı Oğuz’un elinde yeniden canlanıyor. Yeryüzünde, Kayıp İncil’in yerini bilen tek insan olan Oğuz’un yolu, bir jeolojik araştırma ekibinin güzel ve gizemli lideri Melis’le Morkayalıklar’da kesişiyor, ardından Rus, Yunan ve Amerikan istihbarat örgütlerine karşı nefes kesen bir serüvenin içine dalıyorlar. Osman Aysu bizleri, Kayıp İncil’in peşinden tarihin, ihanetin, aşkın, şiddetin ve politik oyunların iç içe geçtiği bir maceraya sürüklüyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 216
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2010
₺84,70
Tükendi

Gencecik bir kız, parçalanmış bir aile... Anne ve babasının yeni yaşamlarıyla çatışan, bocalayan Sevi’nin umutları, aşk özlemi, kıskançlıkları, karmaşık iç dünyası... Etrafındakiler kendince haklı ama söze dökülmesinden korktukları o "Sır" nedeniyle tedirgin ve ürkekler. Aslında hiçbiri masum değil! Füsun Önal bir kez daha bilinen kalıpları zorluyor... -Pınar Çekirge- Eğitim Uzmanı


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 396
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2008
₺154,70
Tükendi
Başarılı, çekici ve dışarıdan bakıldığında parıltılı yaşam süren üç genç kadın... Aşkın peşinden koşan Suden, yasak bir aşkın pençesinde kıvranan Sena, kocası tarafından aldatılan Melike. Ortak gayeleri ise herkes gibi... Mutlu olmak... Bazı romanları okurken olduğu gibi "Ben neden böyle değilim, niçin bu kadar büyük bir aşk yaşamıyorum?" demeyeceksiniz. Çünkü size benzeyen birini mutlaka bulacaksınız. Ve sakın "Bunu her zaman okuyor, görüyor, seyrediyoruz" diye düşünmeyin. En hırpalandığı anlarda bile bu kadar komik bir kahramanı her kitapta bulamazsınız. Onun için bazen hüzünlenecek, kimi zaman kızacak ama inanın çok da keyifleneceksiniz. Sakın kaçırmayın...
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 255
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2008
₺5,44
Tükendi

İlk başta paniğe kapılmıştı. Duyularından yoksun kalmasıyla felç olduğunu sanmış, kör ve sağır olup ölümüne dek dış dünyayla tüm bağlarını koparmış, sakat bir beynin içinde kıstırılıp kaldığını düşünmüştü. Ama sonra bir şeylerin değiştiğini fark eder gibi oldu. İlk başta sandığı kadar karanlıklar gibi karanlıklar içinde yüzüyor değildi; sanki müthiş ve korkutucu bir hızla onun içinde yol alıyordu. Bir tür, anlamadığı kozmik bir gücün içine çekiliyordu. O acayip hareketlilik, kendini ürkütücü karanlığın içine çeken yolculuk, üstünde ve içinde hareket eden başka bir varlığın ritmik temposu... Olanlara inanamıyordu...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 319
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2006
₺107,80
Tükendi
Başlarında bir avukat olan üç kişilik bir çete, yüklü paralar karşılığında ‘müşterilerinin’ sorunlarını yasa dışı yollarla çözmektedir. Ekibin tetikçisi, her adam öldürüşünde farklı ve yaratıcı teknikler kullanır ve cinayetlerini birer başyapıt olarak görür. Ona göre, "Adi bir katil değil, bir cinayet üstadı"dır. Zaman içind çete dağılır, lideri olan avukat ise aşık olduğu kadının sayesinde kendini farklı ve daha sakin bir hayatın içinde bulur. Ancak zamanında bu üç kişiyi bir arada tutan çıkar ilişkisi ve kirli geçmişleri peşlerini bırakmayacak, aralarında sorunlara yol açacak ve en sonunda birbirlerine duydukları nefret tehlikeli bir boyut almaya başlayacaktır. Sapıklar, 2003 yılında aramızdan ayrılan Aydın Arıt’ın, yayımlandığı yıl olumlu eleştiriler alan, 1950’lerin plajları, sahil gazinoları ve kulüpleriyle ünlü İstanbul’unda geçen heyecanlı, sürükleyici ve eğlenceli bir ‘suç romanı’.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 256
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2005
₺8,40
Tükendi

Devletlerarası güç dengesi kimi zaman ekonomik üstünlüğe ve nüfuza, kimi zamanda başarıyla çalışan gizli örgütlere bağlıdır. Yanıbaşımızdaki bir komşu devletin iyi niyeti ya da kötü niyetini zamanında görebilmek, bu örgütlerdeki insanların emeğinin ürünüdür. Elinizdeki kitap, işte bu dünyanın -yani gizli Örgütler dünyasının- tüm zorluklarını ve risklerini mükemmel bir roman kurgusuyla biçimliyor... Heyecanı, kendinizden birinin üslubuyla ve tanıdık mekânlarda tatmak istiyorsanız hiç durmayın!..


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 416
En / Boy : 13,85 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2003
₺135,80
Tükendi

Geçmişindeki acı sırrı herkesten saklayan bir öğretim üyesi, on yıllık evliliğine rağmen aralarındaki sevginin hiç eksilmediği tatlı karısı ve bu birlikteliğin mahsulü sekiz yaşındaki çocukları... Mutlu bir aile tablosu... Bir hafta sonunun akşamına kadar her şey normal. Ama o akşam, öğretim üyesi evinde çalışırken hayatının akışım değiştiren bir şey olur ve ruhunda bir değişim başlar. Artık onun benliğini teslim almaya çalışan başka bir güç vardır içinde. Gerilim romanlarının büyük ustası Osman Aysu’dan son satırına kadar sizi soluksuz bırakcak nefis bir roman...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 430
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2003
₺146,30
Tükendi

Geçmişi olmayan bîr insan olmak... Bu takıntı yeni değil... İsteyerek ve bilerek edinilmiş değil bu hastalık. Biz Ermeniler, biz doğulular, biz Anadolulular daha çok Şimdi’nin Dar Odası’nda yaşar, farenin kediden, kedinin köpekten korktuğu kadar korkarız geçmişten. Belirli olan geleceğin belirsizliğidir ama, adı ‘geçmiş’olan o kara dulun utanmazca belirsiz kalması, biz sahipsiz ademoğüîlarının taşıyacağı bir yük olmamıştır asla... Şİmdi’nin Dar Odası’nda yaşayanlar, olması gerekenlerle gerçek arasındaki o derin uçuruma yuvarlanmış talihsizlerdir, tarihsizlerdir... Türkiye’nin çok partili döneme geçtiği çalkantılı günlerde, azınlıklar, nam-ı diğer Ötekiler huzursuz ve korku dolu günler yaşamaktadırlar. 6-7 Eylül Olaylarının patlak vermesiyle azınlıklara karşı yürürlüğe konmuş olan politikalar bir kez daha kristalleşir. Kıbrıs Meselesi ile gerilen ortam 1964’te binlerce Rum’un sınırdışı edilmesiyle zirveye ulaşır. Dimitra’ya delilerccsine âşık olan Dikran ve eşi Filomen’i yitirmemek üzere çılgınca girişimlerde bulunan Eşvak’ın hikâyeleri gibi, pek çok yaşam tabanından sarsılmaya başlamıştır. Büyük ve acımasız politikaların arasında kendilerine yer bulmaya çalışan Ötekiler için yalnızca iki seçenek vardır: Ya gitmek, ya da Şimdinin Dar Odası’n&d, kendilerini vuracak bir sonraki darbeyi tevekkülle beklemek. Ancak hem onları, hem de tüm Türkiyelileri bekleyen başka süprizler vardır...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 279
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2005
₺44,80
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 246
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2004
₺7,78
< 1 2 3 4 5 >

Yerli Roman - Öykü

Yerli Roman - Öykü  kategorisinin en önemli örneklerini sizler için bir araya getirdik. Ödüllü kitaplarında yer aldığı bu listeden istediğiniz yazarın istediğiniz kitabına hızlıca erişebilirsiniz.Kapıda ödeme imkanı ve kredi kartına vade farksız 6 taksit imkanı ile hızlıca kitap siparişi verebilirsiniz. %50'ye varan indirimlerle ucuz kitap siparişi vermek için en doğru adres olmaya devam ediyoruz.

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı