"Ülkemizde henüz tam ve gerçek bir ‘Milli Mücadele Tarihi’ yazılmamıştır. Bu konuda yazılanların önemli bir kısmı resmi görüş çerçevesindedir. Resmi görüş çerçevesinde doğruları anlatmaktan sakınan tarihçilerimizin pek çok gerçeği gözardı etmişlerdir. Yayınlanan bazı araştırmalar da kanuni mevzuat dolayısıyla noksandır. Düşmanın yurttan kovulmasından bu yana geçen bir asra yakın zamandaki bu kısır yayınlar, "tarih şuuruna muhtaç milletin kendi tarihi ile arasındaki engelleri ortadan kaldırmamıştır. Biz bu zor işi kolaylaştırır ümidiyle Milli Mücadele gerçeklerinden bazılarını bu iki kitapta toplayarak yakın dönemi aydınlatmaya çalıştık."


Basım Ayı/Yılı : 10/2007
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 151
Ağırlık : 144
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Sonbahar gelmiş, kış hazırlıkları başlamıştı köyde. Tarlasına iyi kötü bir şeyler ekip dikebilenler, kış için şanslı sayılırdı. En azından kışlık bulgurlarını kaynatıp, unlarını değirmende çektirebilenler, kışın bir sıcak çorba kaynatıp, karnını doyurabilirdi. Kimi evlerde genç kimse olmadığından yaşlılar, tarlayı ekip biçemiyor, biçare kalıyordu. Ekip biçebilenler hasadını yapmış, samanını toplayıp kışın hayvanlarına vermek üzere bir kenara yığmış, üstünü de güzelce muşambalarla kapatmıştı. Meryem Gelin ile Gülsüm Ana, ertesi sabah erkenden kalkıp bulgur kaynatacaklar, dama serip kuruttuktan sonra bir kısmını kışın kavurga yapmak için ayıracaklar, geri kalanını da değirmene götürüp düğülcük (ince bulgur) ve kalın bulgur (pilavlık) olarak öğüttüreceklerdi. Tarlasını ekip dikecek mecali olmayan yaşlılar, çocuklara palamut ağaçlarından toplattıkları palamutu kurutup değirmene götürüp öğüttürdükden sonra yapacakları ekmeklerle karınlarını doyuracaklardı mecbur. Palamudun tadı acı idi, palamuttan yapılan ekmeğin tadı da acı idi dolayısıyla. Art arda gelen Seferberlik ve Kurtuluş Savaşı’ndan dolayı, yurt genelinde kıtlık hakimdi. Üstüne üstlük bir de işgal kuvvetlerinin evlere girip yiyecek içecek, ellerinde ne varsa, her yeri talan edip götürmesi sonucu, sivil halk ciddi anlamda sıkıntı yaşıyordu. Ona rağmen elinde kalanlarla cephedeki Mehmetçik’leri desteklemek için ellerinde avuçlarında ne var ne yoksa, ellerinden geldiği kadarıyla Türk ordusuna maddî-manevî yardımcı olmak için gereken her neyse yapıyorlardı.


Basım Ayı/Yılı : 3/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 162
Ağırlık : 162
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Türkiye’de Cumhuriyet nasıl kuruldu? Saltanattan Cumhuriyete yolculuğu, adım adım izlemeye çalıştık. Mustafa Kemal’in, Samsun’a çıkmadan önceki hayatı ve O’nu Samsun yolculuğuna hazırlayan şartlar, Erzurum ve Sivas Kongreleri, Amasya tamimi, Ankara’ya geliş, İstanbul’la ilişkiler, Enver Paşa Sorunu, Kâzım Karabekir faktörü, İç İsyanlar, Kurtuluş Savaşı, Sovyetler’le, Amerika ve İngiltere ile ilişkiler ve Cumhuriyetin ilanı. Hilafet tartışmaları.

Mondros’la başlayıp, Sevr’le sonuçlanan bir yıkımın, Mudanya ile başlayıp Lozan’la noktalanan bir kuruluşun hikâyesi...

"Cumhuriyet'e Giden Yol"da 1919’dan 1923’e Cumhuriyetin inşası dönemini sorgulamaya çalıştık.

Tarih gerçeğini, resmi yazıcıların ütopyaları ve ön yargılarından arındırılmış olarak tarih şuuru uyandırmak istiyoruz. İyi bir tarih okuru bilir ki, kurtuluş reçetemiz ne padişahın altın sırmalı ipek kaftanının ihtişamında gizlidir, ne de ulu önderin mavi gözlerinden yayılan ışıklarda!

Tarih, övgü ve yergiden ibaret değildir. Dün dünde kaldı. Onların yaptıkları onlara, bizim yaptıklarımız bize.

Dünün bilgi birikimine, belgelere, tecrübelerine ihtiyacımız var. Bugün bu topraklarda, özgür, mutlu, barış içinde bir arada yaşamak istiyorsak, dünün gerçeğine, geleceğin umuduna, bugünün sorumluluk bilincine muhtacız.

Herkes yaşadığı her anın, yaptıklarının ve söylediklerinin, yapıp söylemesi gerekirken, yapıp söylemediklerinin hesabını verecektir.

Bu kitap bu yönde bir sorumluluk bilinci uyanmasına katkı sağlayabilirse ne mutlu bize!


Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 392
Ağırlık : 392
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,10

Araştırıcı, yürekli, yiğit yazar Uğur Mumcu`yu, Ankara Hukuk Fakültesi`ndeki asistanlık döneminden beri bilirim. Önce yazılarını, birkaç yıl sonra da kişisel olarak kendisini tanıdım ve sevdim. Son yıllarda onun hiçbir tehdide kulak asmadan ve her türlü tehlikeyi göze alarak deştiği konulardan her biri, ülkemizin ve bütün dünyanın çıkarcılık kenetleriyle kenetlenmiş karanlık yüzlerini ortaya çıkaracak kapıları aralamaktadır. Kahramanlık yalnızca savaş cephelerinde olmaz. Kalemden başka silahı olmayan yazarlık ve gazetecilik alanında da olur. Bu, yadsınamaz. Alman filozofu Hegel`in şu sözünü hiç unutmamalı: `Bir uşağa göre hiç kimse kahraman değildir; bu görüş dünyada kahraman bulunmadığını değil, onu söyleyenin uşak olduğunu gösterir.

Hıfzı Veldet Velidedeoğlu


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 28
Sayfa Sayısı : 374
Ağırlık : 374
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Cumhuriyet Dönemi bilim tarihi, oldukça ihmal edilmiştir. Bilim Tarihçileri, araştırmalarını genellikle Orta Çağ İslam Dünyası ile Osmanlı İmparatorluğu dönemlerine yoğunlaştırmıştır ve bu dönemlerin doğal bir uzantısı olan yakın tarihi ihmal etmiştir. Bunun muhtemelen iki sebebi bulunmaktadır: Birincisi, Cumhuriyet Dönemi çalışmalarının henüz tarih olmadığı inancı, ikincisi ise 20. yüzyıl biliminin muhteşem zenginliği...

İnan Kalaycıoğulları’nın Cumhuriyet Dönemi Türkiyesi’nde Bilim adlı çalışması, temel bilimlerin, 1923-2010 yılları arasındaki tarihine ışık tutarak bu eksikliği bir nebze de olsa gidermeye çalışmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 560
Ağırlık : 560
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺160,00

TÜREYİŞTEN GÜNÜMÜZE BÜYÜK TÜRK TARİHİ
“Türk Tarihi’ni yazmak için tutulan yolun mantıki ve bilhassa ilmi olması şarttır. Bu münasebetle
Okuyucusu bulunan zat-ı âlilerinize hatırlatırım ki yenidünya ufuklarına açacağınız yeni tarih semasında temkinli olunuz. Bizler sümmettedarik bir eser vücuda getirerek ferdasında nâdim olmaktansa hiçbir eser vü¬cuda getirmemek, aczini itiraf etmek evlâdır. İlim saha¬sında vesveseli olmak, miskin müesseselerin mezunla¬rına inanmaktan evlâdır.” Son cümle ile şimdilerde, alâkadarlarına görülüp mütalâaları alınmak üzere ancak sekiz cilt, bin nüsha basılan “Türeyişten Günümüze Büyük Türk Tarihi “ ismindeki dört bin üç yetmiş altı sahifelik kitap telmih ediliyor.
Ancak bin nüsha basılan ve bu büyük ansiklopediden anlaşılacağı üzere çok zor şartlarda olarak pek sayılı kimseler tarafından okunacak bir eser.
Şu halde bu kitap, daha doğrusu külliyat, tarihçilerin bazı yayınlar üzerine bina ettikleri eserlerin ilaveli kay¬dına uygun, “çoğaltılmış bir müsvedde” den başka bir şey değildir. “Türeyişten Günümüze Büyük Türk Tari¬hi” başlıklı bu eser 2023 Yılı Nisan ayında İstanbul’da basılmış, tarih araştırmacısı Yavuz Selim PINARBAŞI tarafından iktitaf, araştırma ve telif yolları ile yapılmış bir teşebbüstür.
Türk Tarihi meraklılarına ve mevzu ile alâkalı zatla¬rın mütalea ve tenkit nazarlarına arz olunmak üzere bin nüsha basılmıştır. Çok dar bir okuyucu kitlesinin okuması için hazırlan¬dığı bilinen bu kalın ciltlerin, hiçbir zaman geniş ölçüde yayılmayışı ve yayınevimizin ısrarla bu bil tamam, mat¬bu halindeki eserin yayılmasını arzulamamıza rağmen, yine okuyucuların teveccühü ile aksi bir teşebbüsün yapıldığı da tespit olunmaktadır. Nitekim eserin basıl¬masından bir yıl sonra, ikinci baskısına (genişletilmiş) geçilmesi planlanmaktadır. Bugünlerde bütün mekteplerde tanıtılan, her yaşta Türk Tarihi meraklısı talebenin ve yetişkinin okuması istenen bu kitap, Büyük Türk Tarihi’nin muhtelif bö-lümlerinden parçalar alınmak ve bunlar yeni bir düzene göre sıralanmak suretiyle meydana getirilmiş olup, esas itibariyle Türk Tarihi’ne ayrı bir bakış açısı teşkil ediyor.
Eserin ana fikri şu cümleler ile belirtilmiştir:
“Bu eserin gayesi asırlarca çok haksız iftiralara uğ¬ratılmış, ilk medeniyetlerin kuruluşundaki hizmet ve emekleri inkâr olunmuş Büyük Türk Milletine, tarihi hakikatlere dayanan şerefli mazisini hatırlatmaktadır”.
Bu satırlarımızın arkasına da Atatürk’e izafe edilen şu sözleri eklenmek istedik:
“Ey Türk Milleti! Sen yalnız kahramanlık ve cengâ¬verlikte değil, fikirde ve medeniyette de insanlığın şe¬refisin. . . . Hâfızasındaki binlerce ve binlerce yılın hâtı¬rasını taşıyan tarih, medeniyet safında lâyık olduğun mevkii sana parmağıyla gösteriyor. Oraya yürü ve yük¬sel! Bu, senin için hem bir hak, hem de bir vazifedir!” Türeyişten Günümüze Büyük Türk Tarihi adlı 8 cilt işte bu fikrin etrafında şekillenerek meydana geti¬rilmiştir.

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 4378
Ağırlık : 4378
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺6.000,00
Türeyişten Günümüze

TÜREYİŞTEN GÜNÜMÜZE BÜYÜK TÜRK TARİHİ
“Türk Tarihi’ni yazmak için tutulan yolun mantıki ve bilhassa ilmi olması şarttır. Bu münasebetle Okuyucusu bulunan zat-ı âlilerinize hatırlatırım ki yenidünya ufuklarına açacağınız yeni tarih semasında temkinli olunuz. Bizler sümmettedarik bir eser vücuda getirerek ferdasında nâdim olmaktansa hiçbir eser vücuda getirmemek, aczini itiraf etmek evlâdır. İlim sahasında vesveseli olmak, miskin müesseselerin mezunlarına inanmaktan evlâdır.” Son cümle ile şimdilerde, alâkadarlarına görülüp mütalâaları alınmak üzere ancak sekiz cilt, bin nüsha basılan “Türeyişten Günümüze Büyük
Türk Tarihi “ ismindeki dört bin üç yetmiş altı sahifelik kitap telmih ediliyor.
Ancak bin nüsha basılan ve bu büyük ansiklopediden anlaşılacağı üzere çok zor şartlarda olarak pek sayılı kimseler tarafından okunacak bir eser.
Şu halde bu kitap, daha doğrusu külliyat, tarihçilerin bazı yayınlar üzerine bina ettikleri eserlerin ilaveli kaydına uygun, “çoğaltılmış bir müsvedde” den başka bir şey değildir. “Türeyişten Günümüze Büyük Türk Tarihi” başlıklı bu eser 2023 Yılı Nisan ayında İstanbul’da basılmış, tarih araştırmacısı Yavuz Selim PINARBAŞI tarafından iktitaf, araştırma ve telif yolları ile yapılmış bir teşebbüstür.
Türk Tarihi meraklılarına ve mevzu ile alâkalı zatların mütalea ve tenkit nazarlarına arz olunmak üzere bin nüsha basılmıştır. Çok dar bir okuyucu kitlesinin okuması için hazırlandığı bilinen bu kalın ciltlerin, hiçbir zaman geniş ölçüde yayılmayışı ve yayınevimizin ısrarla bu bil tamam, matbu halindeki eserin yayılmasını arzulamamıza rağmen, yine okuyucuların teveccühü ile aksi bir teşebbüsün yapıldığı da tespit olunmaktadır. Nitekim eserin basılmasından bir yıl sonra, ikinci baskısına (genişletilmiş) geçilmesi planlanmaktadır. Bugünlerde bütün mekteplerde tanıtılan, her yaşta Türk Tarihi meraklısı talebenin ve yetişkinin okuması istenen bu kitap, Büyük Türk Tarihi’nin muhtelif bölümlerinden parçalar
alınmak ve bunlar yeni bir düzene göre sıralanmak suretiyle meydana getirilmiş olup, esas itibariyle Türk Tarihi’ne ayrı bir bakış açısı teşkil ediyor.
Eserin ana fikri şu cümleler ile belirtilmiştir:
“Bu eserin gayesi asırlarca çok haksız iftiralara uğratılmış, ilk medeniyetlerin kuruluşundaki hizmet ve emekleri inkâr olunmuş Büyük Türk Milletine, tarihi hakikatlere dayanan şerefli mazisini hatırlatmaktadır”.
Bu satırlarımızın arkasına da Atatürk’e izafe edilen şu sözleri eklenmek istedik:
“Ey Türk Milleti! Sen yalnız kahramanlık ve cengâverlikte değil, fikirde ve medeniyette de insanlığın şerefisin. . . . Hâfızasındaki binlerce ve binlerce yılın hâtırasını taşıyan tarih, medeniyet safında lâyık olduğun mevkii sana parmağıyla gösteriyor. Oraya yürü ve yüksel! Bu, senin için hem bir hak, hem de bir vazifedir!” Türeyişten Günümüze Büyük Türk Tarihi adlı kalın 8 cilt işte bu fikrin etrafında şekillenerek meydana getirilmiştir.
Müellif, Yavuz Selim PINARBAŞI


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 4378
Ağırlık : 4378
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺2.500,00

Gönlümüz aziz şehitlerimizle yanıyor. Milliyetçi, Ülkücü hareket düşman için çelik bileklidir. Biz Türklüğümüzle övünürüz. Çünkü Türkoğlu Türk’üz. Onur duyarız. Türk’üz, Türkçüyüz. Türk milleti için sadece yaşamayı değil gerekirse koşa-koşa ölmesini de biliriz.
Türkçülük ırkçılık değildir. Türkçülük Günü: 3 Mayıs 1944, dönemin Türk milliyetçilerinin çileyle bezenmiş ağır şartlar içinde zorlu imtihan etabı, buna karşılık çelikten iradelerine eşlik eden çevik ve sağlam duruşlarıyla sivrilip öne çıkmalarının simgeleşmiş evresidir. 3 Mayıs nihayet yüksek bir mücadele erdemidir. Türk milliyetçileri, geçmişten aldıkları güç ve ilkeleriyle, milletimizin rızası olmadan yapılacak her türlü gayri meşru müdahaleye dün olduğu gibi bugün de, yarın da cesaretle karşı durmaya devam edecektir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 230
Ağırlık : 230
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

İstiklâl (bağımsızlık) duygusunun temelinde en asil, en güzel, en değerli, en yüce sevgilerden olan vatan sevgisi yatar. Milletimiz; vatanına, bayrağına, hürriyetine, istiklâline ve istikbâline büyük değer veren bir millettir. Tarihin her döneminde vermek zorunda kaldığı var oluş ve diriliş mücadeleleriyle bunu göstermiştir. Milli Mücadele de bunlardan birisidir. Bu süreçte Mehmet Âkif Ersoy tarafından yazılarak 12 Mart 1921’de Büyük Millet Meclisinde büyük bir heyecan ve coşkuyla Millî Marş olarak kabul edilen, o günden beri dillerden düşmeyen İstiklâl Marşı’mız; milletimizin istiklâl ve istikbâl uğruna yükselen gür sesidir. Milletin Sesi İstiklâl Marşı; İstiklâl Marşı’na niçin ihtiyaç duyulduğunu, yazımı öncesinde, yazımı ve kabulü sürecinde neler yaşandığını ve hakkında bazı önemli bilgileri, kısaca bağımsızlığımızın sembollerinden İstiklâl Marşı’mızın hikâyesini Âsım’ın Nesli’ne aktarmayı hedeflemektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,00

İstiklâl Marşı, Milli Mücadele'nin bütün cephelerinde, büyük zafer yolunda adeta milletiyle beraber Kuvayı Milliye içerisinde yer alarak "Büyük Taarruz"a koşan kahraman ordumuzun bir ferdidir. Şairiyle, milletiyle vücut bulmuş bir metindir. Bu yönüyle, o dönemde zafere korku ve şüphe ile bakanların yanı sıra Milli Mücadele'nin mutlaka zaferle sonuçlanacağına inanmış olan halkımızın fikirlerine de büyük bir milli, manevi kuvvet sağlamıştır.
İstiklâl Marşı, mesafesi her bir insanımızın, yani milletimizin gönül dünyasınca olan; dünya var oldukça da var olacak olan bir büyük halk koşusudur. Çünkü bu koşuda durup dinlenmeksizin koşan şairinin kaleminden doğmuş, 12 Mart 1921 tarihinde de milletinin nüfusuna kaydolmuştur...
Bu çalışmamızda, şairliğin verdiği sanatçı ruhunu savaşçı ruhuyla kendi milletine, medeniyetine bir karşı koyuş, bir aykırı duruş olarak değil de yeri geldiğinde savaşçı ruhuyla rahatını tepip düşmana karşı koyuş ve duruş göstererek milletini motive etmeye kullanan Milli Mücadelemizin önemli kahramanlarından Mehmet Âkif'in ''İstiklâl Marşı'' yürüyüşünü ele aldık.
Âkif burada doğdu, bunları okudu, bunları yazdı, şöyle büyük sanat adamıydı, böyle büyük şiiri vardı falan gibi beylik cümlelerle değil; Âkif'i milleti ve devleti için attığı adımlarıyla, toplumu inşa eden yürüyüşüyle, yani eylemi ve gayretiyle işaret ettik.
12 Mart 1921 tarihinde kabul edilerek anayasamızla da yeri belirlenen İstiklâl Marşımızın 12 Mart 2021'deki 100. Yılı vesilesiyle aslında marşımızın hikâyesini işaret etmeye çalıştık.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 125
Ağırlık : 125
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

Çanakkale Harbi, vuku bulduğu zamana kadarki iki yüz yıllık ma’kus tarihi yazgımızın ilk defa iyiye, müsbete döndüğü bir olaydır.

Çanakkale Harbi, iki yüz yıllık emperyalist Batı saldırısına karşı ilk defa direnmenin, karşı çıkmanın semeresini zafer olarak aldığımız bir olaydır.

Çanakkale Harbi, teknolojilerinin yıkıcı ve kahredici kuvveti ile şımaran, teknolojileri üzerinde yükselttikleri uygarlıklarının gücü ile kibirlenen Batılı mütekebbirlere, kendilerinden daha büyük olanın, “En Büyük” olanın takdiriyle had bildirildiği bir olaydır. Çanakkale Harbi, cihadın izzetinin bu millet tarafından bir düğün şerbeti gibi bir kere daha tadıldığı bir olaydır.

Çanakkale Harbi, “Allah’ın izniyle nice sayıca az bir topluluk, kendilerinden daha üstün topluluklara galip gelmişlerdir. Allah sabredenlerle beraberdir.” ve “Gevşemeyin, üzülmeyin. İnanıyorsanız, üstünsünüzdür.” ilahi vaadlerinin bu ümmet üzerinde bir Cennet nefhası gibi bir kere daha tahakkuk ve tecelli ettiği bir olaydır.

Bu yüzdendir ki, Çanakkale Harbi, yüzyıl sonrasını bile o gün olduğu gibi, hatta zamanı dolduran toplumsal ve tarihî tecrübenin de eklenişiyle, daha da kesif bir şekilde nuruyla ışıtan bir olaydır.
 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 262
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2015
₺54,00

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺111,75
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 108
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 2.2013
₺88,00

Sakarya, yakın Türk tarihinin bir dönüm noktasıdır. Sakarya zaferi sayesinde, Ankara önlerine ulaşan Yunan ordusu Afyon-Eskişehir çizgisine sürülmüş, Anadolu'da yeşeren on yedi aylık Türk Devleti dünyaya varlığını kabul ettirmiş ve uluslararası alanda ağırlık kazanmıştır. Verilen şehitler, özellikle yerleri doldurulamayan, küçük rütbeli muvazzaf ve yedek subay yitikleri bir yana bırakılırsa; birliklerinin savaş deneyimi ve moralleri arttığından, Türk ordusu Sakarya'dan güçlenerek çıkmıştır denilebilir. Buna karşılık ağır yitikler veren Yunan ordusu, uğradığı moral çöküntüsünden bir türlü kurtulamamış ve bir yıl sonra saldırıya kalkan Türk ordusu önünde bir haftada dağılmış, kurtulabilenler kendilerini ikinci hafta sonunda Ege kıyılarındaki gemilere zor atabilmişlerdir.

Sakarya gibi böylesine büyük bir olay, alışılmış tarih anlatımıyla veya bir kişinin çevresinde gelişen olayları aktarmakla yansıtılamazdı. Sakarya, cephede vuruşanlar kadar savaşçıları desteklemek için cephe gerisinde yoğun bir didinmenin içine giren fakir Anadolu halkının da zaferiydi. O günlerin ekonomik ve sosyal yapısını, o günlerin insanının yaşam koşullarını ortaya koymadan Sakarya'yı anlatmak olanaksızdı. Bu nedenle, okul kitaplarında Sakarya'yı yalnızca bir meydan savaşması zaferi olarak gören yeni kuşaklara o günleri bir parça yaşatabilmeyi amaç edindik ve "mozaik" diye adlandırabileceğimiz çalışma biçimini seçtik. Türk, Yunan ve İngiliz kaynaklarını tarayarak bulduğumuz binlerce küçük olayı gün gün saptamaya koyulduk. Tek bir mozaik taşı gibi yalnız başına anlam taşımayan bir gazete haberini, bir savaşçının anısını, bir diplomatik girişimi, bir mektubu, bir cephe olayını, bir meclis oturumunu, bir çarpışmanın ayrıntısını, bir komutanın tutumunu, bir cephe gerisi olayı ve bunlara benzer olayları günü gününe sıralayarak mozaiği bütünlemeye, yüce Sakarya'yı bütün yönleriyle ortaya çıkarmaya çalıştık.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 888
En / Boy : 13,8 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2018
₺223,52

Türk Kurtuluş Savaşı, 20. yüzyılın başarıya ulaşan ilk bağımsızlık savaşıdır. Bu yönüyle tarihçiler için geniş bir inceleme konusu olmuş, birçok ülkenin bağımsızlık mücadelesi Türk Kurtuluş Savaşı örneğinden güç kazanılarak başlatılmıştır. Örneğin zamanla evrensel bir görünüm kazanması nedeniyle, Kurtuluş Savaşımız üzerinde incelemeler yapan yabancı yazar sayısı, Türk yazarlarından çok fazladır.

Türk Kurtuluş Savaşını konu edinen incelemelerde, üç yılı aşan bir süre sürdürülen savaşın hangi maddi ve mali kaynaklarla kazanıldığına gerektiği kadar eğilinmediği dikkatimi çekiyordu. Türkçe kaynaklarda bu konuda bir boşluk olduğu açıktı. Yabancı yazarlar da daha çok Türkçe kaynaklara dayandıklarından, boşluk genelleşiyordu. Yakın tarihimizdeki en önemli olayın mali yönünün bir Türk maliyecisi tarafından incelenmesi gerektiğine inanarak araştırmalara başladım.

Bu konuya ilişkin boşluğu doldurmuş olduğum iddiasında değilim. Yalnızca ilk adımı atabilmiş olmanın sevincini duyuyorum. Bundan sonra bu konuyu inceleyeceklere bir parça ışık tutabilmiş olursam, kendimi mutlu saymaya hak kazanabileceğim.
Alptekin Müderrisoğlu


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 488
En / Boy : 13,8 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2018
₺94,16

"Türk Darbeleri Kısa Tarihi" olarak da tasarlanan bu kitapta Osmanlı’dan Cumhuriyet’e devrolan darbe geleneği ele alınırken Alemdar Mustafa Paşa’dan bu yana gerçekleşen darbeler çeşitli yönleriyle inceleniyor: Liderleri kimler? Nasıl örgütleniyorlar? Hangi siyasi, ekonomik ve toplumsal koşullardan yararlanıyorlar? Nasıl her defasında güçlü toplumsal destek buluyorlar? Osmanlı’nın son dönemine damgasını vuran darbelerin liderleri Alemdar Mustafa Paşa, Serasker Hüseyin Avni Paşa, Mahmut Şevket Paşa ve Enver Paşa’dan hiçbiri fazla yaşamadı. Neden darbeler önce "kendi evlatlarını" yiyor? "Kemalistlerin kostümlü provası" denilen İttihatçılardan Cumhuriyet’e devrolan nedir? Günü ve saati geldiğinde darbelerin kolaylıkla yapılmasında ve her defasında yeterli toplumsal meşruiyeti kazanmasında sağlı-sollu siyasi akımların ve aydınların rolü nedir? 27 Mayıs darbesinin ertesi günü Aziz Nesin neden "Sağ ol generalim, sağ ol albayım, yarbayım, binbaşım, yüzbaşım! Sağ olun yiğit komutanlarım! Var olsun Türk ordusu" diye yazıyordu? 12 Mart’tan sonra Uğur Mumcu’nun "Atatürk düşmanları, din sömürücüleri, kafalarında seçim sandığı taşıyan namussuz politikacılar! İktidarınız son bulmak üzeredir" diye haykırmasının anlamı neydi? On yıllık periyotlarda meydana gelen darbelerin her birinin öncesinde büyük devalüasyonların olması tesadüf mü? Ya uluslararası konjonktür, ABD ve Avrupa ile darbeler arasındaki ilişkiler? Soğuk Savaş 1991’de bitmesine rağmen "Ergenekon Örgütü" neden tasfiye edilemedi ve Ergenekon Davası neden 2007 yazından sonra gündeme geldi? Bu kitapta bu soruların yanıtlarıyla birlikte sadece sağ/muhafazakâr görüşlerin değil sol/sosyalist görüşlerin de eleştirisini bulacaksınız...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 223
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2010
₺92,00

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 435
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2013
₺176,00
"Arap Kaymakam" olarak bilinen Sadullah Koloğlu’nun oğlu, tarihçi Orhan Koloğlu’nun kaleme aldığı bu kitap Arap halklarıyla aramazdaki tarihsel ve kültürel "akrabalığı" sergileyen ilginç bir yaşam öyküsüdür. 1884 yılında Derne’de doğan Sadullah Bey İkinci Abdülhamid’in Aşiret Mektebi’nde okuduktan sonra Mülkiye’ye girmiş ve burasını birincilikle bitirdikten sonra da 1909 ile 1938 yılları arasında çeşitli ilçelerde kaymakamlık yapmıştır. İdarecilik yıllarının sonunda valiliğe yükselen Sadullah Bey Bingöl ve Hakkari’de valilik yaptıktan sonra emekliye ayrılmıştır. Emeklilikten sonra geçim sıkıntısı nedeniyle çeşitli işlerde çalışarak çocuklarını yetiştirmeye çalışırken hiç beklemediği bir anda doğduğu ve ailesinin köklerinin bulunduğu Libya’ya davet edilen "Arap Kaymakam" bu ülkenin başbakanı olacaktır. Yıllarca bu ülkeyi yöneten Sadullah Koloğlu öldüğünde bankadaki hesabında 45 sterlin vardı. Halk ayaklanmalarıyla kovulan Arap despotların bankalarda milyarlarca doları olduğu hatırlandığında çarpıcı değil mi? Torun Orhan Koloğlu’nun tarihçi titizliğiyle kaleme aldığı bu yaşamöyküsünün bir tarihsel romandan tek farkı olayların tümüyle gerçek olmasıdır...
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 204
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2011
₺84,00

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 318
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺128,00

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 283
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2007
₺100,00

Makedonya’ya batılı güçlerin müdahaleleri, imparatorlukta Avrupa karşıtlığını daha da derinleştirirken, askeri ve sivil kesimde Müslümanlık vurgusu ön plandaydı. 1908 ihtilâli’ni gerçekleştiren jöntürk hareketinin kaynağında batı karşıtı Müslüman halkın tepkisi ve Manasttr’da örgütlenmiş olan genç subay kadrolarının faaliyetleri vardır. Bölgede örgütlenen ittihat ve Terakki Cemiyeti, Müslümanları ortak bir cephede birleştiriyor, böylece rejime karşı askeri ve sivil güçler ihtilâlci çizgide buluşuyorlardı. Makedonya’daki güçlü Müslüman muhalefetin batı karşıtı niteliğinin üzeri örtülmüştür. Oysa I. Dünya Savaşı, Mütareke, Milli Mücadele dönemlerine damgasını vuran yüksek yoğunluklu Müslümanlık ve Milliyetçilik akımlarının mayalanmasında Makedonya’daki koşulların etkisi büyüktür. Bu bölgede yükselen batı karşıtı ve Müslüman (hatta henüz yönünü tayin etmemiş) milliyetçi dalganın saptırılıp egemenlik sistemi içinde eritilmesi sürecini Abdülhamit’i yüceltme gerekçesi yapmak tarihin karartılmasıdır. Bu konuda ihtilâle açılan süreç ile ittihat ve Terakki’nin sistem tarafından masonizm başta olmak üzere çeşitli kanallardan ehlileştirilmesi olgusu kendi koşulları bağlamında incelenmelidir. 1908 ihtilâli’ni gerçekleştiren genç subay kadrolarının liderlerinden Enver (Paşa) Bey, 23 Temmuz 1908’de Makedonya’nın Tikveş ilçesi hükümet konağı balkonundan hürriyeti Han ettiği gün "hastayı tedavi ettik!" diyordu.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 791
En / Boy : 16,5 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2007
₺160,00
Tükendi

Bu kitap iki değerli yazarımızın yıllarca süren çalışmaları sonunda ortaya çıktı. Prof. Emre Kongar ve Zülâl Kalkandelen 19 Mayıs 1919 ile 31 Aralık 2019 arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Devrimi”nin yüz yıllık tarihini önce Türkçe ve İngilizce kaynaklardan ve gazete arşivlerinden analitik bir biçimde satır satır incelediler. Elde ettikleri bulguları Devrim ve Karşı Devrim etkileşimi bağlamında diyalektik bir yaklaşımla, farklı dönemlere ayırıp yorumladılar. Böylece Cumhuriyet Devrimi tarihini şimdiye kadar yapılmışlardan çok farklı bir biçimde değerlendirerek bu üç ciltlik diziyi oluşturdular. Okurlarımız, bu dizide, olaylar arasında şimdiye kadar dikkat edilmemiş olan bazı ilişkileri fark etmek ve yakın tarihimizi daha iyi yorumlamak olanağına kavuşacaklardır.

Üç ciltlik dizinin bu birinci cildi, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cumhuriyet Devrimi”ni gerçekleştirmek için çıktığı “Bağımsızlık Savaşı Yolculuğu”nun tarihi olan 19 Mayıs 1919 ile başlatıldı.“Savaş” ve “Devrim” atılımları, “Tepkilerle” birlikte, “Askeri Karşı Devrim Darbelerinin” başlangıç tarihi olan 12 Mart 1971’e kadar ele alındı. Değerli yazarlarımız bu dönemi de, şimdiye kadar pek alışılmamış diyalektik bir yaklaşımın gerektirdiği bir biçimde, farklı bölümlere ayırdılar ve yorumladılar. Kitabın sonundaki isim dizini, merak edilen kişi ve konuların kolayca bulunmasına yardımcı olacaktır.

Bu kronoloji çalışmasının ilgiyle okunacağına ve temel bir başvuru kitabı olacağına inanıyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 312
Ağırlık : 312
En / Boy : 16,5 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺132,00
Tükendi
Kurtuluş Kendini Anlatıyor 8

Kurtuluş Hareketi'nin 1975-85 yılları arasındaki dönemini ele alan sözlü tarih çalışmasının sekizinci kitabı fabrikalarda, mahallelerde, sendikalarda, kitle örgütlerinde, gençlikte mücadele yürüten siyasi kadrolarla yapılan söyleşilerden oluşuyor:

 

Bir siyasi harekete asıl kimliğini veren, kitle çalışmasının asıl yürütücüsü ve örgütleyicisi bu militanların anlatımları dönemin sosyalist hareketini tanımak ve anlamak açısından çok yararlı olacaktır. Siyasal/toplumsal mücadelenin sürdüğü bütün alanlarda hayatın nasıl aktığı, devrimci militanların nasıl yaşadığı, anti-faşist mücadelenin nasıl yürütüldüğü, nasıl örgütlendiği bu söyleşilerde çarpıcı biçimde sergileniyor.

 

DİSK ve Türk-İş'in yanı sıra TÜM DÖKÜM-İŞ gibi bağımsız sendikalar, TÖB-DER gibi öğretmen, TÜM MAY-DER gibi memur dernekleri, DEV-LİS gibi öğrenci örgütleri ekonomik ve siyasal mücadeleyi nasıl yürütüyordu? O yılların etkili kitle örgütleri olarak bu örneklerin deneyimlerini öğrenmek sosyalist hareketin bu tarihsel dönemini kavramak ve gereken dersleri çıkarmak bakımından yol gösterici olacağını umuyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 4366
Ağırlık : 4366
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺158,40
Tükendi
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e 200 Yıllık Mücadele

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e 200 Yıllık Mücadele

Bu kitapta, Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemeden çöküşüne kadar geçen süre içinde iç sorunlar ve yönetim zaafları nedeniyle nasıl çağının gerisinde kaldığı, aynı dönemde büyük devletlerin hangi baskılara, entrikalara ve tertiplere giriştikleri, devletin iç işlerini nasıl yönlendirmek istedikleri örnekleriyle anlatılıyor. 

Emperyalizme karşı yürütülen Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonuçlandıran Atatürk, İnönü ve arkadaşlarının Lozan’da Dünya Savaşı’nın galiplerine karşı Türkiye’nin egemenliğini ve eşitliğini kabul ettirmek ve Misak-ı Milli’de çizilen hedeflere ulaşmak için ne büyük bir mücadele verdikleri ve Lozan Barış Antlaşması’yla nasıl başarıya ulaştıkları belgelerle gözler önüne seriliyor.  


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 448
Ağırlık : 448
En / Boy : 14,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺196,00
Tükendi

15 Temmuz Diriliş Destanı (Arapça)


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 23 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00
Tükendi

Bu kitap iki değerli yazarımızın yıllarca süren çalışmaları sonunda ortaya çıktı. Prof. Emre Kongar ve Zülâl Kalkandelen 19 Mayıs 1919 ile 31 Aralık 2019 arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Devrimi”nin yüz yıllık tarihini önce Türkçe ve İngilizce kaynaklardan ve gazete arşivlerinden analitik bir biçimde satır satır incelediler. Elde ettikleri bulguları Devrim ve Karşı Devrim etkileşimi bağlamında diyalektik bir yaklaşımla, farklı dönemlere ayırıp yorumladılar. Böylece Cumhuriyet Devrimi tarihini şimdiye kadar yapılmışlardan çok farklı bir biçimde değerlendirerek bu üç ciltlik diziyi oluşturdular. Okurlarımız, bu dizide, olaylar arasında şimdiye kadar dikkat edilmemiş olan bazı ilişkileri fark etmek ve yakın tarihimizi daha iyi yorumlamak olanağına kavuşacaklardır.

Üç ciltlik dizinin bu birinci cildi, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cumhuriyet Devrimi”ni gerçekleştirmek için çıktığı “Bağımsızlık Savaşı Yolculuğu”nun tarihi olan 19 Mayıs 1919 ile başlatıldı.“Savaş” ve “Devrim” atılımları, “Tepkilerle” birlikte, “Askeri Karşı Devrim Darbelerinin” başlangıç tarihi olan 12 Mart 1971’e kadar ele alındı. Değerli yazarlarımız bu dönemi de, şimdiye kadar pek alışılmamış diyalektik bir yaklaşımın gerektirdiği bir biçimde, farklı bölümlere ayırdılar ve yorumladılar. Kitabın sonundaki isim dizini, merak edilen kişi ve konuların kolayca bulunmasına yardımcı olacaktır.

Bu kronoloji çalışmasının ilgiyle okunacağına ve temel bir başvuru kitabı olacağına inanıyoruz.

 

Basım Dili : Türkçe
Sayfa Sayısı :312
En / Boy : 16,5 x 23,5

Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2022

 

₺106,25
Tükendi

"Ülkemizde henüz tam ve gerçek bir ‘Milli Mücadele Tarihi’ yazılmamıştır. Bu konuda yazılanların önemli bir kısmı resmi görüş çerçevesindedir. Resmi görüş çerçevesinde doğruları anlatmaktan sakınan tarihçilerimizin pek çok gerçeği gözardı etmişlerdir. Yayınlanan bazı araştırmalar da kanuni mevzuat dolayısıyla noksandır. Düşmanın yurttan kovulmasından bu yana geçen bir asra yakın zamandaki bu kısır yayınlar, "tarih şuuruna muhtaç milletin kendi tarihi ile arasındaki engelleri ortadan kaldırmamıştır. Biz bu zor işi kolaylaştırır ümidiyle Milli Mücadele gerçeklerinden bazılarını bu iki kitapta toplayarak yakın dönemi aydınlatmaya çalıştık."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 151
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2007
₺21,00
Tükendi

Çanakkale, Türkiye’nin bir ulusal kahramanlık destanıdır. Bu kutsal topraklar üzerinde, Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı çarpışmalarından biri yaşanmıştır. Düşman, dünyanın en güçlü donanması ile Çanakkale Boğazı’nı zorla geçmek için bütün, gücüyle yüklenmiş Türk savunması karşısında 18 Mart 1915 tarihinde günümüzden tam yüz yıl önce ağır kayıplara uğrayarak, geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bu yıl, 18 Mart 2015’te bu zaferin yüzüncü yıl dönümünü ulusça, bütün dünya ile birlikte barış içinde kutlayacağız.

Düşman kuvvetleri, Çanakkale Boğazı’nı denizden geçemeyeceklerini anlayınca karadan, geçmeye karar verdiler. En az üç kolordu düzeyinde bir kuvvetle 25 Nisan 1915 te üç ana koldan Gelibolu Yarımadası’nın güney burnu kıyılarına çıkartma yapmaya başladılar. İşgal ettikleri bölgelerden, yarımadanın kuzeyine doğru saldırılara geçerek ilerlemeye başladılar. Ama denizde olduğu gibi karada da başarıya ulaşamadılar. Türk askerinin süngüsü karşısında karaya çıktıkları kıyılardan tekrar denize döküldüler.

Bu savaşlarda Türk askeri, yurtlarını savunmak amacıyla seve seve ölüme atılmış, savaş buyunca 250 bin seçkin ve yetişmiş evladını şehit vermiştir. Bütün dünya halkları, Türklerin bu kahramanlığına hayran olmuştur. Bu topraklardaki Arıburnu, Conkbayırı, Mestantepe, Kocaçimentepe, Kirte, Kerevizdere, Kemalyeri, Alçıtepe ve burada sayamadığımız savaş alanlarında dünyaya parmak ısırtan kahramanlık destanlarını bu topraklar üzerine kanları ile yazmışlardır.

Çanakkale, ulusumuz için bir dönüm noktasıdır. Ulus, çökmüş bir yönetim altında bile Atatürk’ün önderliğinde Ulusal Egemenlik ve Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış, genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal, Çanakkale’de, Anafartalar’da üstün bir askerî deha olduğunu dünya uluslarına kanıtlamıştır. 

Bugün, Çanakkale Boğazı Hisarlıktepe sırtlarında göklere doğru yükselen “Çanakkale Şehitleri Zafer Anıtı”; bu topraklar için toprağa düşmüş 250 bin askerin kahramanlık destanını bütün dünyaya, anlatacaktır! Bu öykünün, bu türkünün, bu destanın manasını nesilden nesile aktararak Türk Ulusunun kalbinde yanan bu meşaleyi hiç sönmeden aydınlatacaktır. Gençlerimize ve evlatlarımıza Çanakkale ruhu ve saygısını her an yüreklerinde yaşatacaktır. Çanakkale Zaferi’mizin tarihe altın harflerle yazılmış en özgün tarihi olacaktır. Her 18 Martta, onların genç ve körpe dimağlarına bu türküyü fısıldayarak “Sakın beni unutma!” mesajını verecektir. Yine devam edecekler: “Bizler hayatımızın baharında daha başak vermeyen gök ekin gibi biçilip toprağa düştük. Ama size çok güzel bir vatan bıraktık. Sizler de bu cennet vatanın değerini bilerek, onu sonsuza dek yaşatınız! Onu koruyup ve yüceltiniz!” diyecekleridir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İzmir
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 14,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2017
₺18,52
Tükendi
Şerafettin Dönmez 1957 yılında Tokat’da doğdu. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde askeri öğrenci olarak yüksek öğrenimini tamamlayıp 1980 yılında teğmen rütbesiyle Kuleli Askeri Lisesine öğretmen atandı.1987’de Yüksek Lisans eğitimi için Kahire Üniversitesi’ne gönderildi. Dönüşte askeri okullardaki öğretmenliğini sürdürürken bir taraftan da Marmara Üniversitesi’nde doktora çalışması yaptı. Halen orduda yarbay rütbesiyle görev yapmakta olan Dönmez, doktora çalışmasının da çerçevesini oluşturan ‘Atatürk’ün Çağdaş Toplum ve Din Anlayışı’ adlı, elimizdeki kitabı hazırladı. Kitap, toplumsal değerlerimiz bakımından Atatürk ilkelerinin objektif, bilimsel bir değerlendirmesini amaçlamaktadır. Ayrıca eserde, son günlerde odak kavram haline gelmiş bulunan ‘laiklik’ ilkesinin de bu doğrultuda yorumu sunuluyor.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 247
En / Boy : 16,5 / 22
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .1998
₺60,00
Tükendi

Türkiye'de Cumhuriyet nasıl kuruldu? Saltanattan Cumhuriyete yolculuğu, adım adım izlemeye çalıştık. Mustafa Kemal'in, Samsun'a çıkmadan önceki hayatı ve O'nu Samsun yolculuğuna hazırlayan şartlar, Erzurum ve Sivas Kongreleri, Amasya tamimi, Ankara'ya geliş, İstanbul'la ilişkiler, Enver Paşa Sorunu, Kazım Karabekir faktörü, İç İsyanlar, Kurtuluş Savaşı, Sovyetler'le, Amerika ve İngiltere ile ilişkiler ve Cumhuriyetin ilanı. Hilafet tartışmaları.

Mondros'la başlayıp, Sevr'le sonuçlanan bir yıkımın, Mudanya ile başlayıp Lozan'la noktalanan bir kuruluşun hikayesi...

"Cumhuriyet'e Giden Yol"da 1919'dan 1923'e Cumhuriyetin inşası dönemini sorgulamaya çalıştık.

Tarih gerçeğini, resmi yazıcıların ütopyaları ve ön yargılarından arındırılmış olarak tarih şuuru uyandırmak istiyoruz. İyi bir tarih okuru bilir ki, kurtuluş reçetemiz ne padişahın altın sırmalı ipek kaftanının ihtişamında gizlidir, ne de ulu önderin mavi gözlerinden yayılan ışıklarda!

Tarih, övgü ve yergiden ibaret değildir. Dün dünde kaldı. Onların yaptıkları onlara, bizim yaptıklarımız bize.

Dünün bilgi birikimine, belgelere, tecrübelerine ihtiyacımız var. Bugün bu topraklarda, özgür, mutlu, barış içinde bir arada yaşamak istiyorsak, dünün gerçeğine, geleceğin umuduna, bugünün sorumluluk bilincine muhtacız.

Herkes yaşadığı her anın, yaptıklarının ve söylediklerinin, yapıp söylemesi gerekirken, yapıp söylemediklerinin hesabını verecektir.

Bu kitap bu yönde bir sorumluluk bilinci uyanmasına katkı sağlayabilirse ne mutlu bize!


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 392
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2017
₺42,35
Tükendi

Bir kadın kocasına hangi durumda, “Beni onların eline bırakma, beni sen öldür” der. Ellerinde, bıçaklar, tabancalar, satırlar olan zalimlerin canına, malına, ırzına saldırmak için sokak kapısını tekmelediğini bilmek, çocuklarınla ölümü beklemek nasıl zor bir duygu. İşte, Ümmühan Doğan, Maraş katliamı sırasında tüm bunları yaşadı ve kocasına, “Onların eline bırakma, beni sen öldür” dedi. Canından öte, namusunu korumak için. O yüzden insan soyunun yaptığı en aşağılık katliamlardan biridir Maraş katliamı. Altı aylık Yılmaz Baz’ı, karnında taşıdığı sekiz aylık bebeğiyle Esma Suna’yı, 11 yaşındaki Hatice Görür’ü 90’a yakın kişiyle birlikte vahşice öldürürken göstermiştir bu yüzünü. Failleri hala aramızda bu katliamın. O katiller nasıl uyuyor, neler görüyorlar rüyalarında acaba?

Bir de onların katlettikleri var belleklerimizde, yalnızca rakam olarak kalan, 36 yıl sonra isimleri hafızalarımızdan silinen.

Araştırmacı yazar Aziz Tunç, bu kitabıyla işte belleğimizde yalnızca rakam olarak kalan insanlarımızın isimlerini tek tek hatırlatıyor. Kitabı okuyunca göreceksiniz; yalnız isimleri hatırlatmakla kalmıyor onlara yeniden can veriyor. Ama bizi götürdüğü zaman dilimi kurbanların son anları. Bıçakla, satırla kesilen, kurşunlanan, yakılan insanların çığlıklarını, acılarını duyuyorsunuz kulaklarınızda.

Maraş katliamı hakkında çok şey yazıldı. Ama bu kitap gibisi yok. 2011’de Maraş Kıyımı kitabını yazan Aziz Tunç, şimdi kurbanların hikayelerini bize getiriyor. Artık o isimler unutulmamak üzere hafızamıza ve tarihe kazınıyor.

Biz bu çalışma nedeniyle Aziz Tunç’a çok şey borçluyuz. Ama Maraş katliamı hakkında ikinci kitabını yazan Aziz Tunç da bize üçüncü bir kitap borçlu…

Çünkü sıra üçüncü bir kitapla bu katliamı yapanların hikayelerini yazmaya geldi. Devlet bu katliamlarla yüzleşme niyetinde değil. Ama failler yüzleşebilir.

Emin olun o yüzleşmeyi de ancak kaleminden mürekkep değil, vicdan damlayan Aziz Tunç gerçekleştirebilir.

- Nedim Şener, Gazeteci


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 412
En / Boy : 19,5 / 27
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2014
₺38,43
Tükendi

“İnsanlar kendi tarihlerini yaparlar. Ama bunu sırf kendi keyiflerine göre yapmazlar. Kendileri tarafından seçilen durumlarda değil de, tamamen geçmişten gelen, geçmişin belirlediği koşullar altında yaparlar bunu. Tüm ölü kuşakların geleneği, yaşayanların beyinlerine bir kabus gibi çöker.”
(K. Marks)

“Bir başka görevimiz de, tarihi mirasımızı incelemek ve onu eleştirici bir gözle özümleyebilmek için Marksist yöntemi kullanmaktır. Tarihimiz binlerce yıl gerilere uzanır ve kendine özgü nitelikleri, sayısız hazineleri vardır. Ama bizler bu konularda ilkokul çocukları kadar cahiliz. Bugünkü Çin, geçmişteki Çin’den doğmuştur; biz tarihi ele alış konusunda Marksist bir yaklaşıma sahibiz ve bundan dolayı da tarihimizi bir kenara atmamalıyız.”
(Mao Zedung)

“Komünistler, tarihin devrimci mücadelede bir silah haline getirilmesini bilirler.(…) Kurtuluş Savaşı’nda canıyla, kanıyla destanlar yaratan halk kahramanları vardır. Mesela bir Karayılan vardır, biz bunların mücadelelerinin mirasçısıyız. Biz, bunların tükenmez enerjilerinin, mucizeler yaratan dehalarının, sonsuz devrimci güçlerinin mirasçılarıyız. Her fırsatta yığınların mücadelesini kanla ve zorbalıkla bastırmaya çalışanların, onlara düşmanlık gösterenlerin değil.”
(İbrahim Kaypakkaya)


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 412
En / Boy : 16,5 / 25
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2016
₺25,00
Tükendi

“İnsanlar kendi tarihlerini yaparlar. Ama bunu sırf kendi keyiflerine göre yapmazlar. Kendileri tarafından seçilen durumlarda değil de, tamamen geçmişten gelen, geçmişin belirlediği koşullar altında yaparlar bunu. Tüm ölü kuşakların geleneği, yaşayanların beyinlerine bir kabus gibi çöker.”
(K. Marks)

“Bir başka görevimiz de, tarihi mirasımızı incelemek ve onu eleştirici bir gözle özümleyebilmek için Marksist yöntemi kullanmaktır. Tarihimiz binlerce yıl gerilere uzanır ve kendine özgü nitelikleri, sayısız hazineleri vardır. Ama bizler bu konularda ilkokul çocukları kadar cahiliz. Bugünkü Çin, geçmişteki Çin’den doğmuştur; biz tarihi ele alış konusunda Marksist bir yaklaşıma sahibiz ve bundan dolayı da tarihimizi bir kenara atmamalıyız.”
(Mao Zedung)

“Komünistler, tarihin devrimci mücadelede bir silah haline getirilmesini bilirler.(…) Kurtuluş Savaşı’nda canıyla, kanıyla destanlar yaratan halk kahramanları vardır. Mesela bir Karayılan vardır, biz bunların mücadelelerinin mirasçısıyız. Biz, bunların tükenmez enerjilerinin, mucizeler yaratan dehalarının, sonsuz devrimci güçlerinin mirasçılarıyız. Her fırsatta yığınların mücadelesini kanla ve zorbalıkla bastırmaya çalışanların, onlara düşmanlık gösterenlerin değil.”
(İbrahim Kaypakkaya)


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 495
En / Boy : 16,5 / 25
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2016
₺25,00
Tükendi

Türkiye’de düşünce, edebiyat ve siyasetle irtibatlı, hatta bazı araştırmacılara göre göbektenbağlı şekilde gelişmiştir. Bu durum düşünce anlamında ortaya konulan performansın elealınmasında da aşil topuğunu oluşturmaktadır. Edebiyat ve siyasetle temas bir yandanTürkiye’de düşüncenin olmadığı gibi tamamen yok saymayı getiren bir noktaya varmaktadiğer taraftan kişilerin siyasal pozisyon alışları üzerinden bir sahiplenme-düşmanlaştırmaretoriği üzerinden değerlendirmeyi tahkim etmektedir. Türkiye’de özellikle akademyanınkitle halinde fikir değiştirebilmesinin arkasında da meseleyi bu iki çöküntü alanının dışına çıkarak değerlendirme genişliğini gösterememiş olmaları bulunmaktadır. Hülasa, mesele bukitapta da düşüncesi ele alınan bir şairin dizesinde olduğu gibi “insanlar hangi dünyaya kulakkesilmişse diğerine sağır” vaziyetinin ötesine geçememektedir.
Elinizdeki kitap Türkiye’de düşünce kamusunun içine düştüğü bu fasit daireyi kırmak için atılmış cesur bir adım. Türkiye’de farklı çevrelerden çok sayıda aydının ele alındığı bu çalışmagenel okuyucu kitlesine hitap edecek şekilde hazırlanmıştır. Özellikle lisans öğrencileri içinbaşvuru kaynağı niteliğinde olacak bu çalışma alanda büyük bir eksikliği de doldurmayıamaçlamaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 404
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2017
₺45,65
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 158
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2009
₺56,10
Tükendi

Ankara Üniversitesi Türk İnkılap tarihi Enstitüsü Arşivi'ndeki Fotoğraflarla hazırlanmış kuşe kağıda basılmış.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 232
En / Boy : 25 / 34
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : .2014
₺0,00
Tükendi

Basım Dili : İngilizce
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 173
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺45,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 697
En / Boy : 16,5 / 23
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .1999
₺58,50
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 110
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺5,20
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 174
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .
₺132,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 4150
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺347,22
Tükendi

Osmanlı İmparatorluğu’nun hatta Cumhuriyet dönemimizin pek çok olayı karanlıktadır. Öyle ki, maalesef günümüzün Türkiye’sinde tarih anlayışı merhum Ahmet Cevdet Paşa’nın; "Tarih ilmi çok gerekli ve faydalıdır. Tarih, topluma geçmişin olaylarını, okumuşlara da bu olayların iç yüzlerini öğretir" söyleminden çok uzaktır. İşte karanlıkta kalan bu noktaları aydınlatmak tarihçilerimizin görevidir. Değerli gazeteci yazar Mustafa Müftüoğlu’da tam bir tarihçi şuuru içinde ve ilmin ışığında bu esrarengiz olaylar üzerindeki sır perdesini kaldırmaya, imkan elverdikçe aralamaya çalışmıştır. Geleceğin emniyeti, geçmişi iyi bilmekle mümkün olacağından, tarihin önemini bu iki ciltlik eseri okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 229
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2007
₺27,50
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2007
₺25,00
Tükendi

1944 yılında meydana gelen ve "ırkçılık-turancılık" adı verilen milliyetçilik düşmanı meşhur dava üzerinden yarım asırdan fazla bir zaman geçti. O günden bugüne, zaman zaman meclis kürsüsüne kadar götürülen ve nedenleriyle sonuçları günümüzde hala konuşulan bu meşhur davanın; - Mahiyeti nedir? - Nasıl başlamıştır? - Akla hayale gelmeyen ve ırkçılıkla uzaktan veya yakından alakası olmayan böyle bir durum, bazı hükümet yetkililerince neden zorla meclise intikal ettirilmiştir. Bu memleket evlatlarına o korkunç işkenceler neden layık görülmüştür. - Nihal Adsız - Sabahattin Ali davasının perde arkası nedir? - Kenan Öner - Hasan Ali Yücel davasının arka planında neler gizlidir? Bu sorular yarım asırdan beri devamlı sorulmasına rağmen, dava ile alakalı olarak bütün yazılanlar sadece gazete ve dergi sayfalarında kalmış, dolayısıyla milliyetçilik düşmanı bu olay, neden aydınlığa kavuşamamıştır? Türkiye Cumhuriyeti yakın tarihinin unutulmaması gereken en önemli olaylardan bu davayı sürükleyici bir üslupla tarihimize ışık tutan Mustafa Müftüoğlu’nun kaleminden hayretle okuyacaksınız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 336
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2007
₺100,00
Tükendi

Cumhuriyet tarihimizin en önemli olaylarından "Kanlı Menemen İsyanı" üzerinden 70 yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen maalesef hala resmi görüşe uygun yayınlarla değerlendirilmiştir. İsyanın iç yüzüne değinilmediğinden de karanlık bir ayaklanma olarak kalmış ve daima merak edilen bir araştırma konusu olmuştur. Tarihi konulara getirdiği farklı bakış ve aykırı çıkışlarıyla gündeme gelen Mustafa Müftüoğlu bu çalışmasında Menemen İsyanı’nın; - Öncesindeki gelişmeleri, - Nasıl patlak verdiğini, - Başta Esad Efendi olmak üzere neden hep Nakşibendi Tarikatı mensuplarının göz altına alındığını, - Niçin yer olarak Menemen’in seçildiğini, - Olayda adı geçen Kubilay’ın tutumunu, - Dönemin basınının tavrını, - O günlerde iş başında bulunan İsmet İnönü Hükümeti icraatlarıyla, Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın faaliyetlerini, Elinizdeki bu kitap eminiz ki bir solukta okunacak, karanlık noktaları aydınlatmaya çalışacak ve kanlı isyan tartışmalarını daha başka boyutlara çekecektir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 158
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2007
₺425,00
Tükendi

Tarih gösteriyor ki, zulüm hiçbir zaman payidar olamamış ve zalimlerin akibeti daima zilletle neticelenmiştir. Uzağa gitmeden, Sultan Abdülaziz'i evvela tahtından indirip sonra da katledenlerin sonları düşünülmelidir!.

Son derece belgesel olan bu kitap; Türk tarihi iftiralar içinde anlatılıp, geçmişi ile öğünebilecek bir nesil yetiştirmek yerine adeta mazisine her gün küfreden insanlar ortamını hazırlayanlara şamar gibi inecektir.

Böylece kitabımızda, Tanzimat hareketi, kronolojik bir takipte ittihatçılara kadar gelip, olaylar ikinci Meşrutiyet'e bağlanmış, İkinci Meşrutiyet'te başlayan cinayetler, Cumhuriyet devrine ve Cumhuriyet devrinden sonra da devam etmiştir.

Kitabımızın yakın tarihimizdeki siyasi cinayetleri okuyucunun gözleri önüne sermiştir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 1040
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2007
₺100,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 713
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2008
₺93,60
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 463
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.1987
₺10,20
Tükendi

"Özal’lı Yıllar", Yavuz Donat’ın Vitrin’inden dizisinin son kitabı. Donat, "Sandıktan İhtilale", "Buyruklu Demokrasi" ve "Özal’lı Yıllar" adlı bu üç kitapla, 1977’den, 1987 Eylülü başına değin ülkemizin siyasal görüntüsünü , yine 1987 notlarıyla renklendirerek çiziyor. -Rauf Tamer (Tercüman, 5.4. 1987)-


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 503
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.1987
₺11,02
Tükendi

Tarih gösteriyor ki, zulüm hiçbir zaman pâyidar olamamış ve zalimlerin âkibeti daima zilletle neticelenmiştir. Uzağa gitmeden, Sultan Abdülaziz’i evvela tahtından indirip sonra da katl’edenlerin sonları düşünülmelidir!. Son derece belgesel olan bu kitap; Türk tarihi iftiralar içinde anlatılıp, geçmişi ile öğünebilecek bir nesil yetiştirmek yerine adeta mazisine her gün küfreden insanlar ortamını hazırlayanlara şamar gibi inecektir. Böylece kitabımızda, Tanzimat hareketi, kronolojik bir takipte ittihatçılara kadar gelip, olaylar ikinci Meşrutiyet’e bağlanmış, İkinci Meşrutiyet’te başlayan cinayetler, Cumhuriyet devrine ve Cumhuriyet devrinden sonra da devam etmiştir. Kitabımızın yakın tarihimizdeki siyasi cinayetleri okuyucunun gözleri önüne sermiştir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 255
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2007
₺18,52
1 2 3 ... 5 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı