ARKA KAPAK YAZISI
ABD yönetimi Haşhaş krizinde Sultan Ahmet Camisi’ni neden bombalamaya karar verdi? Kim vazgeçirdi?
27 Ekim’e kadar Kıbrıs’a çıkmazsan darbe yaparız!
Demirel’e bu tehdit kimden geldi?
Silah ambargosu krizinde MGK’nın sır toplantısı nasıl sızdı?
Askeri üslerin yasaklanma kararı gerçekte kime aitti?
Kissinger Ecevit’i Beyaz Saray’a gizlice neden davet etti?
MİT Müsteşarı’nın yaptığı sunum Nahçıvan’ın kaderini
nasıl değiştirdi?
Bugün Mesih olduğunu iddia eden Hasan Mezarcı Nahçıvan krizinde ne yaptı?
Kardak krizinde atacağınız füze en fazla balıkları vurabilirdi!
ABD elektronik savaş sistemlerini nasıl kilitledi?
Kardak’a çıkma fikri kimindi? İnal Batu savaşın eşiğinden ülkeyi nasıl döndürdü? Yunanistan’ın gizli planını kim deşifre etti?
Askeriye, Hariciye ve MGK üçgeninde Demirel’in liderliği, Türk dış politikasının perde arkası, krizler, liderler ve kurumlar.
Hiçbir yerde yazılmamış bilgiler ve sır belgeler bu kitapta.
Kitap Adı
Apolet Kravat ve Darağacı
Kitap Yazar Adı
Dr. Burak Kürkçü
Editör
Mehmet Bozkurt
Yayıma Hazırlayan
Hasan Basri Başkaya
Kapak Tasarım
Ayça Ateş
Sayfa Tasarım
Dağıtım Tarihi
23.12.2020
Sayfa Sayısı
272
Ebat
13,7 x 21,5
Kağıt / İç Baskı
lll.Hm. Enzo 52 gr.
Cilt / Kapak
Amerikan Bristol 230 gr.
ISBN / Barkod
9789751041395
Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığına panzehir
“Yalanlardan arındırılmış Atatürk ve Cumhuriyet gerçeği”
“Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkar edenler ve beni lanetleyenler çıkabilir. Hatta bunlar benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidir ki bu fikirler Hint’ten, Mısır’dan döner dolaşır, gene gelir feyizli neticeleri kalpleri doldurur.”
- Mustafa Kemal Atatürk, 1937
İşte Panzehir’de Atatürk’ün fikirlerini inkar edenlerin, onu unutturmak isteyenlerin, onu lanetleyenlerin yalanlarına, çarpıtmalarına ve iftiralarına tamamen belgelere dayalı olarak bilimsel cevaplar verilmiştir.
“Atatürk düşmanı, yobaz-liboş takımının yalanlarına tarihçi-yazar Sinan Meydan, tokat gibi cevaplar veriyor.”
- Uğur Dündar, Sözcü 3 Haziran 2015
Müslüman mahallesinde salyangoz satmayı değil, “salyangoz olmayı” anlatıyor bu kitap.
Salyangoz’un ardında bıraktığı iz, kitapta evlerinin yolunu kaybetmekten korkup yola ekmek parçaları bırakan Hansel’le Gratel’in masalındakine benziyor nedense. Ya da kilometrelerce uzaktan birbirinin sesini duyan yunusların, son kez 24 Nisan’da başına geleni bir kez daha yaşamamak, dahası hayatta kalmak için geliştirdikleri hassalarını hikâyeleştirerek anlatıyor. Salyangoz’un izinden giderken, kendinizi sahipsiz ölülerin dev maşatlığında bulursanız, bu da Salyangoz’un suçu olmayacaktır
Geçen yıl itibariyle geldiğimiz noktada Türkiye’de Atatürk unutturuldu ve anmak neredeyse suç durumuna getirildi, Atatürkçülere operasyonlar yapıldı, terör örgütü PKK ile mücadele etmeyi bırakın neredeyse eleştiri dahi yapmak çeteci olmakla bir tutuldu, korkutulan kitleler sandıktan kaçmaya başladı (En son 12 Eylül 2010 referandumunda 13 milyon insan sandığa gitmedi), medya uyuşturucu iğnesi vurulmuş bir kağıttan kaplana döndürüldü, politikacılar demokrasi palavraları ile diktatörleştiler, AKP İktidarı AB ile uzun süre milleti uyuttuktan sonra AB’nin adını bile anmaz oldu, AB üyesi ülkeler (Yunanistan, Belçika, İzlanda, Portekiz, İspanya, vd.) çökme ve parçalanmanın eşiğine geldiler ve sonuçta "küresel bir sihirbaz yanıltmacası" ile karşılaştık.
"Bir yazarla bu kadar uğraşırsanız, o yazar Meclis kadar büyür..." Ben Milletvekili İken, Çetin Altan’ın kaleminden, Türkiye’de yükselen demokratik hareketlerin 1965 seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi ile Büyük Millet Meclisi’nde temsil hakkını bulmasıyla başlayan "hareketli ve hararetli" bir dönemin "anbean" belgesel tanıklığı. "Rejim" ve "Bağımsızlık" tartışmaları ve milletvekili anekdotlarından Aitan’ın dokunulmazlığının kaldırılması için yapılan oturumdaki konuşmasına, Ben Milletvekili İken, 35 yıl öncesinin Türkiye’sinden bugüne nelerin değişip nelerin asla değişmediğine bakmamız İçin yayımlanıyor...
Hakkâri ve Kuzey Irak Dağlarındaki Askerler "Siz savaşla ilgilenmeyebilirsiniz, savaş sizinle ilgilenir. Savaş kazananıda yorar. Ölüm her şeyi eşit yapan doğal sonuçturç Ölümden korkmayan ölmez; ölüm kendine koşanları hiçbir zaman vurmaz. Ölüm korkusu, ölüm acısından daha şiddetlidir. Ölüm teşkilatının bir anlamı yoktur. Size yol gösterdim de diyebilirsiniz, ama askeri manada emir vermedim. Kahramanlara emir verilmez." - Osman Pamukoğlu -
Enseyi karartmayın, çünkü hiç kuşkusuz Türkiye de günden güne daha hızlı değişecektir. 1902 Türkiye’siyle bugünkü arasındaki farkın, bin kat daha afallatıcısı yaşanacaktır 2102’de... Çünkü 2 saatte gidilemeyen yeri kalmayacaktır. Dünyanın ve uzay tatilleri çoktan başlamış olacaktır. Lütfen "100 yıl sonrasından bize ne?" demeyiniz; tıpkı "100 yıl öncesinden bize ne?" de, dememeniz gerektiği gibi; madem çocuklarınızın çağdaş bir dünya ile bütünleşerek yaşlanmasından yanasınız... Ve unutmayın; ne geçmişi, ne geleceği önemsemeden; günü gününe yaşamaya kalkmanın daima bir bedeli vardır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.