Biliyor musunuz; Türkiye’de orman ekosistemleri ve ormancılıkla ilgili öğretim yalnızca orman fakültelerinde yapılıyor. Örneğin, orman ekosistemleri ve ormancılık üniversitelerin hukuk, iktisat ve siyasal bilgiler; dahası, ziraat, çevre, şehir planlama mühendisliği, güzel sanatlar vb fakülte ve bölümlerinde "seçmeli ders" olarak bile görülmüyor. Büyük bir olasılıkla, şaşıracak ve; "-Öyle olması gerekmiyor mu?" sorusu aklınıza gelecektir. Evet, gerekmiyor; gerekmiyor çünkü orman ekosistemleri yalnızca ekolojik önemi olan doğal varlıklar, ormancılık da yalnızca teknik bir uğraşı alanı değildir: "Orman" sayılan yerler, dolayısıyla da ormancılık düzeni ülkemizde toplumsal, ekonomik ve siyasal değişme ve gelişmelerden etkilenmiş, bu değişme ve gelişmeleri etkilemiştir. Ancak bu etkileşim ülkemizde çok az sayıdaki ormancı çalışan dışında tartışma gündemlerine gerektiğince girememiştir. Öyle ki, orman ekosistemlerine yönelik duyarlılığın yaygınlaşmasına karşın bu tutum günümüzde de değişmemiştir. Oysa orman ekosistemleri ve ormancılık ile toplumsal, ekonomik ve siyasal değişme ve gelişmeler arasındaki etkileşimin de her düzlemde tartışılması gerekiyor. Türkiye Ormancılık Tarihi’nde bir yandan bu gereğin çeşitli boyutları sergilenmeye bir yandan da Cumhuriyet tarihinin pek de "okunmayan" sayfalarının açılmasına çalışıyor. Kim bilir, bakarsınız, bu sayfalarda daha önce gözlerden kaçmış olguların ayırtına varılabilir ve Cumhuriyet tarihine yeni sayfaların eklenmesine de bir katkısı olabilir.
"... Mustafa adını ilk defa işitiyordum. Onun da İttihat ve Terraki fırkasının ileri gelenlerinden olduğunu bu seyahatte öğrenmiştim."Fatih Rıfkı AtayMustafa Kemal'in Mütareke Defteri
Hakkında en çok rivayet üretilen, en sık tartışılan simadır Mustafa Kemal. İçtiği içkiden yaptığı inkılaplara, sofralarından insan ilişkilerine söylenmedik laf bırakılmadı. Bunların ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış hala tartışılıyor.
1920'lerin başından ölümüne kadar Atatürk'ün en yakınında bulunan gazeteci-yazar Falih Rıfkı Atay'ın uzun yıllar önce yayınlanan Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri tartışılan bir çok konuya ışık tutuyor.
Atatürk, İttihat ve Terakki Partisi mensubu muydu?Rejmin değişeceğini Meclis'e ilk defa nasıl haber verdi?Ticarete girip niçin battı? Gazete macerasına kiminle nasıl girdi?Yazı ve harf inkılabını üç ayda nasıl gerçekleştirdi?Nasıl oldu da Suudi Arabistan'daki bir toplantıya heyet gönderdi?
Yukarıda bahsedilenler gibi birçok olayın gerçekte nasıl olduğunu merak ediyorsanız ve yakın tarihte gerçekten ne olduğunu birinci ağızdan öğrenmek istiyorsanız Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri sizin için bulunmaz bir rehber.
Türkiye’de yaşanan başörtüsü yasakları ve bunlara bağlı gelişmeler, Müslümanların geleceğinin tarihi açısından oldukça anlamlı bir yere sahiptir. Bu son yıllarda başörtüsü etrafında o kadar çok şey yazıldı ve söylendi ki, sonuç olarak acaba biz neler yazmışız, neler söylemişiz, diye sordum kendi kendime. Gördüm ki, bütün yazılanlara ve konuşulanlara rağmen hâlâ anlaşılmamış, çarpıtılmış ya da üstü örtülmüş konular var. İktidarlar gizli ya da açık yasaklara kılık-kıyafetle uğraşmayı, kılık-kıyafeti kendi yönelimlerine göre belirlemeyi hep gündemlerine almışlar, gün gelmiş örtülü hanımların okuyarak meslek sahibi olmalar yerine üniversitelerden uzaklaştırılarak toplumda etkin konumlara gelemeyişlerini programlamışlar. Bu programlayışta Batılı anlamda "insani değerlerin" ikiyüzlülüğü somutlaşmakta. Elinizdeki araştırma, bu konuyu kılık-kıyafetin iktidarlarla ilişkisi ekseni üzerinde ele aldı. Kılık-kıyafet ile kimlik arasındaki o doğal bağlantıya, dolayısıyla kılık-kıyafetin iktidarlar karşısındaki durumuna açıklık getirmek amaçlandı. Yıllar boyu İslamcılarla Batıcılar arasında süregelmiş örtü tartışmalarına yer verildi.
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.