İnsan Avı:
(183. albüm, Yazar: Guido Nolitta; Çizer: Fernando Fusco): Kabilesinin gündelik işleriyle uğraşan Teks, eski bir dostuyla karşılaşır. Tom Kenyon adlı bu adam ilerlemiş yaşına rağmen yeniden şeriflik mesleğine dönmüştür. Kahramanımız, yaşlı dostuna son bir kez daha yardım etmeye karar verir ve ikisi birlikte, cinayetle suçlanan genç bir delikanlıyı tutuklamaya giderler. Çok basit gibi görünen bu yolculuk hiç umulmadık bir serüvenin başlangıcıdır aslında...
Asi Mingo:
(184. albüm, Yazar: Guido Nolitta; Çizer: Fernando Fusco): Melek yüzlü Andy Wilson’ı yakalayıp zorlu dönüş yoluna geçen Teks girdiği maceranın hâlâ farkında değildir. Zaman içinde, boynuna geçirilecek ipi bekleyen bu genç delikanlının hiç de kötü biri olmadığını fark ederken bir yandan da kapkara bela bulutları tepesinde toplanmaya başlamıştır bile...
John Smith paten kaymayı seven sıradan bir çocuktur. Bir gün paten sahasında geçirdiği küçük bir kaza hafif bir beyin sarsıntısına neden olur. John bu olayın üzerinde durmaz ve olağan yaşamına devam eder. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Farkında olmadığı bazı değişiklikler olmuş, önsezileri ve bazı duyuları gelişmiştir.
Yıllar sonra John bir kaza daha geçirir ve yaşamındaki bazı ayrıntılar belirginleşme başlar. Artık kimsenin duymadığı, bilmediği ve hissetmediği her şey onunla arkadaş olmuştur.
Masumiyet ve Güzellik, kötülük ve dehşeti ateşleyince, genç kız içinde gelişen korkunç gücün etkisiyle çılgınlık alametleri sergilemeye baslar... Mc. Gee ve Vicky Tomlinson 1969 yılında gizli bir örgütün piyasaya sürmek istediği bir ilacın ilk denemelerine katılmışlardı. Bir yıl sonra evlendiler ve küçük kızları Charlie doğdu. Charlie üç yaşındayken, bakışları ile oyuncak ayısını tutuşturdu. Charlie sekiz yaşına gelince duygularını kontrol altına almayı öğrendi. Artık istediği zaman yangın çıkarabiliyordu. Ama gizli örgüt, bu "büyük etkili, küçük silahı" kullanmayı planlıyordu.
"Valkyrie geçide geri döndü. Rüzgar saçlarını savuruyordu. Bir an bile duraksamadı, kendini o sarı ışığın içine attı."
Dedektif Kurukafa gitmiş, paralel bir boyuta geçmişti.
Kural yoktu, onu kurtarmanın bir yolu ya da yöntemi olmalıydı, ama ne? Valkyrie‘nin bunu düşünecek vakti hiç olmamıştı!
Derek Landy, İrlanda‘da, Dublin‘de oturuyor. Zamanını yazmak ve Ninjalardan korunmak için Mançkin Ordusu‘nu yetiştirmekle geçiriyor.
Ve Palyaçolarla Gözyaşları ise Simmel'in Soğuk Savaş dönemiyle ilgili olarak yazdığı en etkileyici kitaplarından biri. İki süper gücün dünyanın kaderi üzerine oyun oynarcasına giriştikleri hesaplaşmalar, inatlaşmalar ve yarışların, aslında her şeyin temeli olan insan yaşamını nasıl da hiçe saydığını son derece güçlü bir biçimde ele alan bu roman, Simmel'in barışçı ve insan merkezli dünya görüşünü de çok iyi dile getiriyor. Kısa bir zaman önce yitirdiğimiz Simmel'in kitaplarının çarpıcı atmosferi, soğuk savaş sonrasındaki günümüz dünyasında güncelliğini korumaya devam ediyor.
"Seyirciler panik içinde kaçışıyor. Sıralar arasındaki basamaklar dar. Kadınlar ve çocuklar tökezliyor. Erkekler kavga dövüş yol açmaya uğraşıyor. Kadınlara vuruyorlar. Bazı insanlar yerde yatıyor. Üzerlerine basıp kaçıyorlar. Kan. Her yerde kan. Tahta sıralardan kanlar damlıyor. Elinde tabanca tutan bir sirk görevlisi gösteri alanına doğru koşuyor.''
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.