Amerika da Cadı Avı; Kazıklı Voyvoda; Korkunç İvan; Kara Ölüm; Kristof Kolomb Amerika'nın Son Kaşifiydi; Matbaayı İcat etti, Başkasının Malı Oldu; İngiltere Kralı Evlenemedi Diye, Özel Kilise Kurdu; İngiltere den kovdular,Amerika Birleşik Devletlerini'ni Kurdular; Napolyon Az Daha "Abdullah Paşa" Oluyordu; Osmanlı Hanedanındaki İlk Kan; Dep-rem Sayesinde Avrupa'ya Adım Attık; Osmanlı Hizmetinde Leonardo Vinci ve Michelangelo; Tarihe İcraatlarıyla Değil Bakire Kızlara Olan Düşkünlüğüyle Geçti;Kadınlara Çengel Attı Kendisi Çengel Çiçeği oldu; bakire Kız Ugruna Define bulmaya Kalkınca Kuyuya Gömüldü; Fahişeyi Kıtır Kıtır doğrattı,Ama Karısı Burnundan Getirdi; İkinci Mahmud'a Gözün Kör Olsun Diyen Kadın Kör Oldu; İstanbul'un Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor...
Türkiye’de yaşanan başörtüsü yasakları ve bunlara bağlı gelişmeler, Müslümanların geleceğinin tarihi açısından oldukça anlamlı bir yere sahiptir. Bu son yıllarda başörtüsü etrafında o kadar çok şey yazıldı ve söylendi ki, sonuç olarak acaba biz neler yazmışız, neler söylemişiz, diye sordum kendi kendime. Gördüm ki, bütün yazılanlara ve konuşulanlara rağmen hâlâ anlaşılmamış, çarpıtılmış ya da üstü örtülmüş konular var. İktidarlar gizli ya da açık yasaklara kılık-kıyafetle uğraşmayı, kılık-kıyafeti kendi yönelimlerine göre belirlemeyi hep gündemlerine almışlar, gün gelmiş örtülü hanımların okuyarak meslek sahibi olmalar yerine üniversitelerden uzaklaştırılarak toplumda etkin konumlara gelemeyişlerini programlamışlar. Bu programlayışta Batılı anlamda "insani değerlerin" ikiyüzlülüğü somutlaşmakta. Elinizdeki araştırma, bu konuyu kılık-kıyafetin iktidarlarla ilişkisi ekseni üzerinde ele aldı. Kılık-kıyafet ile kimlik arasındaki o doğal bağlantıya, dolayısıyla kılık-kıyafetin iktidarlar karşısındaki durumuna açıklık getirmek amaçlandı. Yıllar boyu İslamcılarla Batıcılar arasında süregelmiş örtü tartışmalarına yer verildi.
İnsanın Hikâyesi, uzun ve ayrıntılı bir hikâyeyi kısa, özlü ve kolay anlaşılır biçimde, yirmi birinci yüzyıl okuru için yeni baştan anlatan bir yapıt. Okul yıllarımızdan sıkıcı bir olaylar yığını olarak aklımızda kalan uzun insanlık tarihi, bu kitapta bir solukta okunabilen meraklı bir öyküye dönüşüyor. Atalarımızın mağaralardan bozkırlara, göçerlikten yerleşikliğe, merkezi imparatorluklardan ulus devletlere uzanan tarihi efsanelerle, insan hikâyeleriyle yoğrulmuş olarak akıp gidiyor… Büyük bir hikâyeyi öğrenmek, hatırlamak ya da unutulup gitmiş eksik parçalarını tamamlamak isteyenler için bir başucu kitabı…
Bugün eski devirlerden geldiğini varsaydığımız geleneklerin büyük kısmı, aslında görece yakın zamanlarda ‘icat edilmiş olan’ geleneklerdir. Bu gelenekler icat edilirken mutlaka belli bir tarihsel geçmişe referans yapılır ve geçmişle bir süreklilik kurulmaya çalışılır. Oysa bu süreklilik, büyük ölçüde yapay ve uydurmadır. Bu açıdan son iki yüzyıllık geçmiş, modern dünyanın sürekli değişimi ve yenilenmesi ile toplumsal hayatın en azından bazı kısımlarının değişmez ve sabit tutulmaya çalışılması arasındaki zıtlığa kafa yoran tarihçiler açısından son derece ilginç ve verimli bir zaman dilimidir. Verimlidir, zira yeni gelenekler özellikle bu son iki yüzyılda, özellikle de görece yeni bir tarihsel olgu olan ‘ulus’ ve ‘ulus-devlet’le, ulusal semboller, refleksler ve milliyetçilikle at başı giderek hızlı bir şekilde formelleşmiş ve yerleşiklik kazanmıştır. Yaşayan en büyük Marksist tarihçi Eric Hobsbawm’ın Terence Ranger’la birlikte hazırladığı bu temel referans kitabı, derlemeye katkıda bulunan diğer yazarların Britanya, İskoçya, Galler, Hindistan ve Afrika’daki tarihsel süreci irdeledikleri çalışmalarıyla birlikte, yukarıda ana hatları belirtildiği çerçevede ‘icat edilen gelenekler’i, ayrıca geçmiş ile bugün arasındaki bağı araştırmaktadır...
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.