1954 doğumlu Stefan Engel, nitelikli bir tesviyecidir ve bugün serbest gazeteci olarak çalışmaktadır. Gerçek sosyalizm davasını sahiplenen ve 1968’de örgütlenen Almanya Marksist-Leninist Partisi (MLPD) inşasında aktif bir rol oynamıştır.

1975’ten başlayarak partisinin önde gelen temsilcilerinden biri olmuş ve 2017 yılına dek uzunca bir dönem başkanlık görevini yürütmüştür. Stefan Engel, MLPD’nin teorik yayın organı olan Revolutionarer Weg’in 1992’den bu yana başında bulunmaktadır.

Stefan Engel, Uluslararası Sosyalist Devrimin Şafağı isimli kitabında yeni-emperyalist ülkeler tezini ilk kez ortaya koymuş ve geliştirmiştir.

Bu broşür, geliştirilen yeni-emperyalist ülkeler tezinin bilimsel kanıtlarını sağlama maksadı ile yazılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺24,90
Kimlik Demokrasi Sekülerleşme

Sosyolojinin Üç Meselesi: Kimlik, Demokrasi, Sekülerleşme başlıklı bu kitap, modern toplum içinde bireyin psikolojik konumlanma biçimleri, toplum içinde kabul görme yolları ve toplumsal dayanışma formları, insanın anlam arayışı ve dinsel deneyiminin modern dünyadaki görünümleri hakkındaki sosyolojik düşünceyi analiz etme çabasının bir ürünüdür. “Kimlik” başlıklı ilk bölümde geleneksel toplumdan modern topluma geçerken toplumsallık formundaki değişim ve bu değişimin kolektif kimlikler üzerindeki etkileri ile siyasal kimliklerin ulusal ve küresel bağlamda karşılaşmaları ve çatışmalarını analiz edilen yazılar yer almaktadır. “Demokrasi” başlıklı ikinci bölüm, genel olarak modern toplumlarda siyasetin temel biçim ve ilkeleri üzerine odaklanmaktadır. Üçüncü bölüm, son zamanlarda sosyolojide yeniden gündeme gelen “Sekülerleşme” konusuyla ilgilidir ve ahlakî ilkelerin kaynakları ve işlevi hakkındaki tartışmalara katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

“Kimlik”, “demokrasi” ve “din” günümüz makro sosyolojisinin ele aldığı hemen hemen tüm sorunlarla ilişkili konulardır. Toplum (ve küreselleşen dünyada insanlığın) birlikteliği ve sürekliliği hangi ilkeler çerçevesinde sağlanacaktır? Bu ilkeler belirlenirken hangi bilgi kaynağı veya kaynakları referans alınacaktır? Kimlik siyasetinin yıkıcı çatışmalara yol açtığı, göç hareketlerinin giderek hızlandığı, iklim krizi gibi ekolojik sorunların çoğaldığı ve sorunların ulus-devletlerin sınırlarını aştığı, siyasal kurumların geleneksel sorun çözme tarzlarının yetersiz kaldığı, küresel açlık ve yoksulluk gibi günümüz toplumsal sorunlarının çözümünde hangi üst-değerler işlevsel olabilir?Sosyolojinin Üç Meselesi: Kimlik, Demokrasi, Sekülerleşme kitabı, iki asırlık sosyoloji biliminin birikiminden hareketle, günümüz sorunlarının analizini yaparak ve olası çözüm önerilerini tartışarak dinamik sosyoloji literatürüne katkı sunma yolunda bir adımdır.

Sosyolojinin Üç Meselesi: Kimlik, Demokrasi, Sekülerleşme başlıklı bu kitap, modern toplum içinde bireyin psikolojik konumlanma biçimleri, toplum içinde kabul görme yolları ve toplumsal dayanışma formları, insanın anlam arayışı ve dinsel deneyiminin modern dünyadaki görünümleri hakkındaki sosyolojik düşünceyi analiz etme çabasının bir ürünüdür. “Kimlik” başlıklı ilk bölümde geleneksel toplumdan modern topluma geçerken toplumsallık formundaki değişim ve bu değişimin kolektif kimlikler üzerindeki etkileri ile siyasal kimliklerin ulusal ve küresel bağlamda karşılaşmaları ve çatışmalarını analiz edilen yazılar yer almaktadır. “Demokrasi” başlıklı ikinci bölüm, genel olarak modern toplumlarda siyasetin temel biçim ve ilkeleri üzerine odaklanmaktadır. Üçüncü bölüm, son zamanlarda sosyolojide yeniden gündeme gelen “Sekülerleşme” konusuyla ilgilidir ve ahlakî ilkelerin kaynakları ve işlevi hakkındaki tartışmalara katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

“Kimlik”, “demokrasi” ve “din” günümüz makro sosyolojisinin ele aldığı hemen hemen tüm sorunlarla ilişkili konulardır. Toplum (ve küreselleşen dünyada insanlığın) birlikteliği ve sürekliliği hangi ilkeler çerçevesinde sağlanacaktır? Bu ilkeler belirlenirken hangi bilgi kaynağı veya kaynakları referansalınacaktır? Kimlik siyasetinin yıkıcı çatışmalara yol açtığı, göç hareketlerinin giderek hızlandığı, iklim krizi gibi ekolojik sorunların çoğaldığı ve sorunların ulus-devletlerin sınırlarını aştığı, siyasal kurumların geleneksel sorun çözme tarzlarının yetersiz kaldığı, küresel açlık ve yoksulluk gibi günümüz toplumsal sorunlarının çözümünde hangi üst-değerler işlevsel olabilir? Sosyolojinin Üç Meselesi: Kimlik, Demokrasi, Sekülerleşme kitabı, iki asırlık sosyoloji biliminin birikiminden hareketle, günümüz sorunlarının analizini yaparak ve olası çözüm önerilerini tartışarak dinamik sosyoloji literatürüne katkı sunma yolunda bir adımdır.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 408
Ağırlık : 408
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺153,00

Bu kitap tam teşekküllü bir ders kitabı değildir. Bu bir düşünceler kitabıdır ve yeni bir yaklaşıma işaret ettiği ve yeni soruların dillendirilmesine yardım ettiği sürece yarı-hakikatlerden kaçınmaz. “Bir kaideyi resmetmek için,” der Bagehot, “epeyce abartmanız ve epeyce şeyi dışarıda bırakmanız şarttır.”

“Yirminci yüzyılın en etkili kitaplarından.”

- Time

Alman asıllı dünyaca ünlü ABD’li düşünür Eric Hoffer’in, Nazizmin ilgasından sonra ve Soğuk Savaş’ın tırmanmasından hemen önce kaleme aldığı Kesin İnançlılar, temelde kitle hareketlerinin ve bu hareketlere katılan bireylerin psiko politikasına dair önemli ve provokatif düşünceler barındıran bir eser.

Hoffer bu kitabında, kendi ülkülerine ulaşmak için gerekli enerjiyi kitlelere “pompalayan” dinî ve ideolojik hareketlerin gelişme safhalarını, beslenme kaynaklarını, birey ve toplum üzerindeki çalışma mekanizmalarını, bağlayıcı ve zorlayıcı yapılarını irdelerken, okuru da bu konular üzerine her daim sorgulamaya zaman zaman kendisine cephe alınmasını dahi göze alarak teşvik ediyor. Yazıldığı 1951 yılından bu yana birçok dile çevrilen ve tüm dünyada çoksatar olan Kesin İnançlılar, günümüz dünyasına hâlâ ışık tutan bir yapıt.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 210
Ağırlık : 210
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,00

SSCB’de sosyalizmin zaferi, sosyalist ekonomi emekçilerinin üretim araçlarına birlikte sahip olması ve ortaklaşa, sadece kendisi için, sınıfı için ve onun sosyalist toplumu için çalışması anlamına gelir. Yani bu, sosyalizmde iş gücünün meta olmasının sona ermesi ve emek gaspının imkânsızlaşması demektir. Sosyalist toplumda da artı emek kalmaktadır; yani işçiler direk kendi tükettiklerinden daha fazlasını üretmektedirler. Oysa bir artı ürün yaratmaksızın ne sosyalizm ne de komünizm inşa edilir. Asıl belirleyici olan, sosyalizmde tüm artı ürünün topluma ait olması ve emekçilerin çıkarına kullanılmasıdır. Artı ürünün bir kısmı, birikime ve rezervlerin oluşturulmasına ayrılır. 1946-1950 arası beş yıllık plana göre; halk gelirinin %21’i birikime ve %6’sı rezervlerin oluşturulmasına hizmet etmelidir. Artı ürünün bir diğer kısmı, sosyalizmde emekçilerin bütün çıkarlarını koruyan ordunun idame edilmesi için kullanılır; bir kısmı ise devlet idaresinin giderleri, emekçilerin refahı ve onların kültürel gereksinimlerine hizmet eden çeşitli çocuk esirgeme kurumları, okullar, yüksek okullar, hastaneler, dinlenme yurtları ve diğer kuruluşların idame edilmesi ve de çalışamayacak durumdakileri desteklemek için ayrılır. Sosyalizmdeki tüm çalışma bu tarzla bizzat yaratan için, onun devleti ve toplumu için çalışmadır.

(Bu kitap S. I. Wawilow, K. Y. Woroschilow, A. Y. Wyschinski, P. I. Lebedev-Poljanski, A. Losowski, F. N. Petrow, A. A. Rotstein ve O. J. Schmidt’in redaksiyonu altında yayınlanan SSCB Ansiklopedisinin Jürgen Kucyinski ve Wolfgang Steinitz’in redaksiyonu altında Almanca “Enzyklopädie der UdSSR” özgün adıyla “Verlag Kultur und Fortschritt” tarafından yayımlanan Berlin 1950 baskısı, Cilt I, s. 1129 – 1204 arasında yer alan VII. bölümünden Türkçe’ye çevrilmiştir.)


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺32,00

“Meslek olarak siyaset” (Politik als Beruf) Alman ekonomist, sosyolog Max Weber (1864-1920) tarafından yazılan bir denemedir. 28 Şubat 1919’da Bavyera Özgür Öğrenciler Birliği önünde Münih’te yaptığı bir dizi konuşmanın ikincisidir (ilki “Meslek Olarak Bilim”di). O günlerde Münih Alman Devrimi sırasında kısa süre Bavyera Sosyalist Cumhuriyeti’nin başkenti olmuştu. Weber konuşmasını el yazısıyla kalem aldığı notlarına dayanarak yaptı. Bu konuşma daha sonra Temmuz 1919’da genişletilmiş olarak yayınlandı. Bu deneme günümüzde siyaset bilimi ile sosyolojinin klasik yapıtlarından biri sayılır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 93
En / Boy : 9,5 / 15
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2017
₺32,56

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 324
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2012
₺108,24

Yirminci yüzyılın son on yılları, "tarihin sonuna" veya belirli bir tarihin sonuna ve bir başkasının başlangıcına dair sayısız öngörülere tanık oldu. Bir sonu hissetmek her zaman bir başlangıcın kokusunu almaktır. Bu öngörülerden en az üçü, konularının ilgi çekiciliğine binaen, kışkırtıcı güçleri ve perspektiflerinin genişliği sebebiyle sol açısından önemini koruyor. Dahası, Francis Fukuyama, Eric Hobsbawm ve Perry Anderson gibi isimler, tarihsel maddeciliğin kurucu metni Komünist Manifesto’nun 150. yıl dönümünde kapitalist "küreselleşmenin" öngörücüsü olarak övülen Marx’ın ortaya koyduğunun aksi yönünde bir gidişat tarif eden bir tutum takındılar. Tarihin Sonları birbirine zıt konumlardan (biri yeni-muhafazakâr, üçü farklı çizgilerde sosyalist) ve birbirinden farklı zeminlerden ileri sürülen bu tarihsel panoramaları ele alıyor. Her bir bölüm, yazarların diğer yazıları ile ilişkilendirildiğinde ayrı birer bütün olarak değerlendirilebilir. Ancak burada, bir birinden habersiz bir dörtlü gibi duruyorlar.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 134
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2010
₺65,60
Tükendi

TÜRKİYENİN SİYASİ SOSYOLOJİSİ

Türkiye’nin Siyasal Sosyolojisi,Türk siyasal deneyiminin toplumsal temellerini betimlediği gibi, siyaset kurumunun toplumu dönüştüren dinamiklerini de irdeliyor. Siyasal sosyolojinin temel sorunsallıklarına odaklanarak, bunların Türkiye’deki seyrini irdeleyen kitap, siyasal sosyolojik kuramların ışığında Türk deneyimini çözümlüyor. Devlet-toplum ilişkileri, siyasa-ekonomi ilişkileri, siyasal partiler, seçimler ve seçmen davranışları, sosyal hareketler, siyaset ve iletişim, göç, demokrasi-otoriterlik temalarını titizlikle ele alan çalışma, okura güncel tartışmaların bir değerlendirmesini de sunuyor.
Siyaset Sosyolojisi kitaplarının ağırlıklı olarak çeviri kitaplardan oluşması nedeniyle bu kitaplarda işlenen konular ve verilen örnekler Batılı konular ve örneklerdir. Sosyoloji, Siyaset Bilimi, Kamu Yönetimi gibi bölümlerde Siyaset Sosyolojisi dersini alan öğrencilerin kuramsal modellerle olaylar arasında ilişki kurmasının bu sebeple zor olduğu ortadadır. Türkiye’nin Siyasal Sosyolojisi bu önemli ihtiyaca bir cevap oluşturmaktadır.
Türkiye’nin siyasal meselelerini ve süreçlerini ele alan literatür her ne kadar zengin bir literatür olsa da Siyaset Sosyolojisi perspektifinden temel sorunsallıklara Türkiye özelinde eğilen bir çalışmanın eksikliği dikkat çekicidir. Türkiye’nin Siyasal Sosyolojisi bu önemli eksikliği de gideren bir çalışmadır. Siyaset sosyolojisinin temel konularının Türkiye üzerinde ele alındığı, tartışıldığı bu kitap, literatürdeki önemli eksikliği gidermeye adaydır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,00
Tükendi

Günümüz toplumları siyaseten yanıtı kolay verilemeyecek sorularla karşı karşıyadır. Örneğin, halk egemenliği düşüncesinin alması gereken somut form ne olacaktır? Sokakta gösteri yapan veya greve giden halk ile egemen olarak tanımlanan halk aynı halk mıdır? Linç güruhları, izdiham sürüleri veya paniğe kapılmış topluluklar ile uygarlık için bir önkoşul oluşturan siyasal düzenin kurucu öznesi arasındaki ayrım ne olmalıdır? Bu ayrımın timsali olan ordu, okul, parlamento gibi kalabalık ve kitle formasyonlarının oluşum süreçlerini nasıl anlamak gerekir? Yazar, bu gibi soruları, kalabalıkların gücünü açığa çıkaran bir anlayıştan, kitlelerin gücünü sınırlandıran ve yönlendiren bir anlayışa geçiş sorunsalı çerçevesinde tartışmaktadır. Bu çalışma, günümüz demokratik toplumlarının karşı karşıya olduğu tehlikelere değgin bir uyarı niteliği taşımaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 335
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺32,00
Tükendi

"Modern erkek-vatandaş ordularının genç yaşta her erkeği ‘askere alıp’ asker yapma-erkek yapma- vatandaş yapma ideolojisine baktığımızda modern militarizmin egemen erkeklik değerlerini üretme konusundaki hayati rolünü daha iyi anlıyoruz. Elinizdeki bu kitap modern militarist sistemlerin hem askere alma boyutuyla erkekleri nasıl şekillendirdiği hem de bu eril iktidarın inşasına kadınların nasıl dahil edildiğini anlatıyor. Kadınlar asker eşi, oğlunu askere gönderen ana, kışla alanlarında fahişelik yapan kadınlar, orduda çalışan subay, hemşire, vb kadın görevliler olarak farklı konumlarda bu militarist sistemin bir parçası oluyorlar; o sistemi destekliyorlar, yeniden üretiyorlar; ya da onun tarafından dışlanıp marjinalleştiriliyorlar; mağdur edilip sakatlanıyorlar; ama bazıları da başkaldırıp muhalefet ediyor. Kitap bu anlamda militarizm ile erkeklerin ve kadınların farklı farklı ilişkilenme biçimlerini göstermeyi amaçlıyor. Nasıl bütün erkekler militarizm karşısında aynı avantajlı konumda olmuyorsa bütün kadınlar da aynı çaresiz mağdur konumda değiller; militarizmi destekleyen ve karşı çıkan erkekler olduğu gibi bundan yararlanan ve doğrudan mağduru olan kadınlar da aynı konumlarda değiller. Erkekler ve kadınlar arasında eşitlikçi paylaşımlara dayalı ve şiddetsiz bir yaşam istiyorsak bu kitapta ele alınan birçok konu hakkında yeniden düşünmek ve birlikte tartışmak durumundayız. Elinizdeki kitap kendi alanında Türkçede henüz çok tartışılmaya başlanmamış konuları, dünyada tartışıldığı farklı bağlamlardan alıp Türkçe okurunun gündemine sunuyor. Kitabın içerdiği konular ve bakış açısı itibariyle yeni bir tartışma alanı açacağını umuyorum..." -Serpil Sancar


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺21,06
Tükendi

Özgürlük ve eşitlik kavramlarının birbirleriyle uzlaştırılması binlerce yıldır siyaset filozoflarını meşgul eden bir konu olmuştur. Bu iki kavramın uyumlu bir birlikteliği liberal demokratik siyasi düzen içinde mümkün olmuştur. Bir kimsenin hayatını dilediği gibi yönlendirebilmesine imkan tanıyan "özgürlük"; ve insan olması nedeniyle eşit saygıyı haketmesi anlamındaki "eşitlik" liberal demokratik düzenin temel nosyonlarıdır. Bu nosyonlar siyasi alanda hukukun üstünlüğüne dayalı "anayasal demokrasi"; ekonomik alanda da rekabetçi "piyasa ekonomisi" ile kurumsallaştırılmıştır. Bu sistemin yerleştiği ülkeler hem özgür hem de müreffeh ülkelerdir.

Hüsamettin Aydın elinizdeki bu eserinde liberal demokrasinin temel nosyon ve kurumlarını kendi hayat tecrübeleri ve okumaları ışığında ele alıp çarpıcı bir biçimde yorumluyor. Eser, okuyucuyu bilgilendirirken düşünmeye ve sorgulamaya da sevk ediyor.

- Doç. Dr. Bican Şahin


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 236
En / Boy : 13 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2017
₺13,20
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 264
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺45,50
Tükendi

"Sömürgeciliğin yeni boyutlar aldığı ve şiddetin küreselleştiği bu yeni yüzyılda Fanon’un güncelliğini yitirmediğine işaret eden, etkileyici bir derleme."

Üçüncü Dünyanın entelektüel uyanışının en önemli kaynaklarından Frantz Fanon, yayımlanmış az sayıda eseri olmasına karşın postkolonyalizmden eleştirel kurama, psikolojiden Marksizme pek çok alanı derinlemesine etkiledi. Sömürgeciliğin yarattığı sorunları hem bireysel hem de kültürel düzeyde ele alan Fanon, ezilenlerin psikolojisindeki tahribatları ortaya koyarken bunların nasıl sağaltılabileceği üzerine de kafa yordu.

Fanon’un direniş, şiddet, ulusal özgürleşme, ırk ve toplumsal cinsiyet gibi konulardaki yazılarını bir araya getiren bu derleme, klasikleşmiş olanların yanı sıra Türkçeye ilk kez çevrilen metinlerini de içeriyor.

Azzedine Haddour’un, Fanon’un düşünsel mirası üzerindeki entelektüel tartışmayı Jean-Paul Sartre’dan Homi Bhabha’ya dek açımlayan özlü önsözü ise bu güçlü birikime yepyeni bir ışık tutuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 314
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2017
₺114,40
Tükendi

Okurun bu kitabı skandal yaratacak içeriği nedeniyle ya da ayaklanmaya kalıcı bir kışkırtma olarak okumak yerine, bana kendini dayatmış olan bu sonuçların, benzer durumlardaki birçok insan tarafından neden tekrar tekrar bulunduğunu sakince incelemesini umut ediyorum. Bunun nedeni, çizmeye çalıştığım bu iki portrenin modellerine sadık olması, perişan yaşamlarındaki en yararlı davranış yolunu keşfetmeleri için benim tuttuğum aynada kendilerini tanımalarına gerek olmaması değil midir? -Albert Memmi- Ezen sistem tarafından hayvan düzeyinde tutulan yerlilere hiçbir hak verilmez, yaşama hakkı bile. Durumları her gün daha da kötüleşir. Bir halkın nasıl öleceğine karar vermekten başka çaresi yoksa; bir halk kendisini ezenlerden sadece umutsuzluk hediye almışsa, kaybedecek neyi olur? Bu halkın bahtsızlığı cesareti haline gelir; sömürgeciliğin onun karşısına çıkardığı sonsuz reddi, sömürgeciliğin mutlak reddine çevirir. Proletaryanın sırrı, Marx’ın bir zamanlar dediği gibi, burjuva toplumunun yıkımını kendi içinde taşımasıdır. Sömürgeleştirilenin de kendi sırrı olduğunu ve sömürgeciliğin canavarca can çekişmesine tanık olduğumuzu bize hatırlattığı için Memmi’ye minnet duymamız gerekir. -Jean-Paul Sartre-


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 164
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2009
₺16,40
Tükendi

Bu kitap sosyal bilimler alanında eğitim gören ve siyasal yapılar ilgili ders alan öğrencilerin sadece ABD, İngiltere, Fransa gibi belli ülkelerin değil, bu ülkelerin dışında kalam ülkelerdeki uygulamaları ve onların siyasal yapıları hakkında da bilgi sahibi olabilmesi için hazırlanmış olup ele alınan ülkelerin sahip oldukları yasama ve yürütme organları, bunların birbirleriyle ilişkileri, siyasal partiler sistemi ve sivil toplum örgüt ve yapıları üzerinde durmaktadır. Bu çerçevede kitapta yer alan her ülke, farklı üniversitelerde veya araştırma kurumlarında görev yapan akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 864
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .2015
₺34,72
Tükendi

Max Weber (1864-1920), Alman düşünür, sosyolog ve ekonomi politik uzmanı. Modern antipozitivistik sosyoloji incelemesinin babası olduğu düşünülür. Sosyolojiyi metodolojik olgunluğa ulaştırılmıştır. Marx’ın sınıf temellli çözümlemelerinin yerine statü kavramını getirmiştir. Almanya’nın Erfurt kentinde doğmuştur. Sir max Weber’in yedi çocuğunun en büyüğüdür. Babası liberal politikacı, annesi helene Fallenstein ise protestandı. Max Weber, kardeşi Alfred gibi sosyolog ve ekonomisttir. 1882’de Heidelberg Üniversitesi’ne Hukuk öğrencisi olarak girdi.Aralıklarla, Strasbourg’da Alman ordusuna hizmet verdi.1884 Sonbaharında, Berlin Üniversitesi’ne çalışmak için girdi. Birara, stajer avukatlık yaptı. Berlin Üniversitesine doçent olarak girdi. Meslek birliğinin sınavını kazandı. 1880’ler boyunca tarih dersleri almaya devam etti. 1889 yılında "Ortaçağ İşletme Organizasyonları Tarihi" isimli doktora tezini verdi. İki yıl sonra "Roma Tarım Tarihinin Özel vew Halk Hukukundaki Önemi" adlı makalesini tamamladı. Artık bir profesör olması için önünde bir engel kalmamıştı. Doktora tezi sonrasında, ilgisi çağının sosyal politikalarına kaydı. Siyasete ilgisi devam ediyordu ve sol görüşlü Protestan Sosyal Kongresi’ne katıldı. 1883’de, kuzeni ve geleceğin feminist yazarı olan Marianne Schnitger ile evlendi. 1894’de Freiburg Üniversitesi’ne Ekonomi profesörü olarak atandı. 1920 yılında Haziran’ın 14’ünde zatürre’den öldü.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 365
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺13,89
Tükendi

Günümüz toplumları siyaseten yanıtı kolay verilemeyecek sorularla karşı karşıyadır. Örneğin, halk egemenliği düşüncesinin alması gereken somut form ne olacaktır? Sokakta gösteri yapan veya greve giden halk ile egemen olarak tanımlanan halk aynı halk mıdır? Linç güruhları, izdiham sürüleri veya paniğe kapılmış topluluklar ile uygarlık için bir önkoşul oluşturan siyasal düzenin kurucu öznesi arasındaki ayrım ne olmalıdır? Bu ayrımın timsali olan ordu, okul, parlamento gibi kalabalık ve kitle formasyonlarının oluşum süreçlerini nasıl anlamak gerekir? Yazar, bu gibi soruları, kalabalıkların gücünü açığa çıkaran bir anlayıştan, kitlelerin gücünü sınırlandıran ve yönlendiren bir anlayışa geçiş sorunsalı çerçevesinde tartışmaktadır. Bu çalışma, günümüz demokratik toplumlarının karşı karşıya olduğu tehlikelere değgin bir uyarı niteliği taşımaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 335
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺31,20
Tükendi

“Siyaset bilimi ile sosyoloji disiplinlerinin kesişme alanı” olarak tanımlanabilecek bir konumda yer alan siyaset sosyolojisinin, bu niteliğiyle sosyal bilimler dünyasının en eski “disiplinlerarası” alanı olduğu söylenebilir. Siyaset sosyolojisinin “siyasal gruplaşma ve parti sistemlerinin toplumsal tabanları”, “topluluklarda (cemaatlerde) iktidar yapıları”, “seçkinler”, “çoğulculuk”, “toplumsal değişimin tarihsel olarak incelenmesi”, “demokrasi model ve kuramları”, “siyasal kültür” gibi geleneksel ilgi alanları günümüzde de hayati önem taşımaya devam etmektedir. Öte yandan, günümüz toplumlarında yeni boyutları ortaya çıkan ya da görünürlük kazanan “insan hakları”, “eşitsizlik”, “ayrımcılık” gibi sorun ve özgül ilgi alanlarının tanımlanıp irdelenmesinde de siyaset sosyolojisinin kuramsal ve metodolojik birikimi çok önemli katkı sağlamaktadır.

Son dönemde sosyal bilimlerde etkili olan akım ve yaklaşımlar (“post-modernizm”, “post-yapısalcılık” ve “rasyonel seçim” gibi) doğrultusunda yapılan çalışmalarla daha da zenginleşen bu disiplin, günümüzde hem tarihsel temelleri hem de güncel konu ve yaklaşımları ile iyi anlaşılması gereken bir alandır. Bu kitap siyaset sosyolojisinin, gelişimi boyunca çerçevesinin nasıl evrildiği, ne tür araştırma sorularıyla ilgilendiği, inceleme nesnelerinin neler olduğu, nasıl dönüşümler geçirdiği hakkında tanıtıcı bilgiler sunarak, okurun birincil kaynaklardan daha iyi yararlanmasını sağlayacak bir temel oluşturuyor.

Siyaset sosyolojisi alanının yaklaşım çeşitliliğini serimleyen kitap, günümüz koşullarında gündemde olan pek çok hayati sorunun irdelenmesinde önemli olan kuramsal ve yöntemsel araçlar sunması bakımından da temel bir kaynak niteliğinde


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 334
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺132,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺61,50
Tükendi

Machiavelli 1527’de öldü. Ölümünden bugüne dört yüz yılı aşkın zaman geçen Machiavelli’nin çalkantılı siyasal yaşamından çıkardığı Rönesans ruhunu dahi zorlayacak sonuçlar, temelindeki sarsıcı etkileri her dönem korumuştur.

Kitabın tarihsel arka planı, antik Roma Cumhuriyeti’dir. Roma devletinin kararlılığının analizi, rasyonel askeri ve siyasal taktiklerinin güncel olarak geçerli olabileceği fikrine ağırlık kazandırır.

Machiavelli’nin anlatımı açıktır. Temel yapıtı olan Söylevler’de baştan sona aynı açıklığı korur. Ana eksen, cumhuriyetler, kuruluşları ve korunmaları için gerekli rasyonel önlemler olarak görünür. Ancak içine girdikçe devlet ve insan kavramları arasında uzanan çok sayıda yol bulunur. Cumhuriyet sistemi, devletle insan arasında özgürlük transferi dengesini sağlayarak bireyin özgür geleceği için nesnel bir güvence oluşturur. İnsanın doğası dönek ve güvenilmezdir. Bu durum, bütün siyasal sistemlerin tiranlığa doğru bozulma riski taşıması demektir.

Dolayısıyla her sistem belli bir bozulma eşiğine sahiptir. Bu eşik geçildikten sonra artık devletin kendi kendini düzeltmesi olanaksız olur. Çünkü devlet mekanizmasının çarkları insan ilişkilerine dayanır; bozulma kök saldıkça, Thucydides’in antik Atina’da olanlar için söylediği gibi, artık insanlar arasındaki adalet ortaklığı yerini suç ortaklığına bırakır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 520
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2016
₺143,50
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 167
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2008
₺61,50
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 680
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2004
₺287,00
Tükendi

Emre Kongar ve arkadaşları, Türkiye'de toplumbilimin gelişmesine katkıda bulunmuş düşünürleri inceliyor ve araştırıyorlar. Böylece Türkiye´de toplumbilimin gelişme aşamalarını da saptamaya çalışıyorlar.

Bir "ortak çaba"nın ürünü olan bu çalışmanın amacı yeni kuşaklara, eski kuşakların birikimini aktarmaktır. Bir ulusun kültürü belli birikimleri oluşturabildiği ölçüde ve toplumsal bilimleriyle yakın bir ilişki içinde gelişir, serpilir. Bu açıdan, Türk Toplumbilimcileri, Türk toplumbilimine olduğu kadar kültürümüze de yönelmiş bir çalışmadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 816
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2016
₺312,00
Tükendi

Bu kolektif kitap çalışmasına katkıda bulunan yazarları Arap Baharı’nı üreten sorunlar yumağına kendi çerçevelerinden objektif şekilde yaklaşma ve analiz etme ihtiyacına iten en önemli sebeplerden biri, geleceğe dair tahlil yapabilmek için sağlıklı bir zemin oluşturulmasına katkıda bulunmaktır. Geçmiş sürecin, yaşanılan anın ve geleceğe intikal edecek olanların birbirleri ile bağlantılı bir bütün olduğunu düşünerek ve düğüm üstüne düğüm atılmış yumağın çözüme kavuşturulması amacıyla- Arap Baharı’nın bu coğrafyadaki izleri ve bu süreçten etkilenen diğer bölgelerle ilişkileri farklı başlıklar altında incelenmiştir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 14,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2014
₺75,00
Tükendi

Ortadoğu’da son bir sene içerisinde tüm dünyanın gözleri önünde vuku bulan gelişmelerin dikkatleri üzerine çektiği başlıca grup şüphesiz Kürtler oldu. Modern ulus-devletlerin dayattığı fiziksel ve düşünsel sınırlara karşı radikal-demokratik politikayı öngören Kürt Hareketi'nin taşıyıcıları, bir yandan kitlesel mobilizasyonun siyasal boyutu bağlamında giderek ön plana çıkmakta, öte yandan köklü bir "toplumsal yeniden inşa" vadetmekteler.

Elinizdeki kitap, bu "toplumsal yeniden inşa" vaadinin tarihselliğini odak alan eleştirel bir okumanın ürünüdür. Bugün Rojava'da en somut halini gördüğümüz söz konusu inşa, doğrusal olmaktan uzak bir tarih anlatısını açmayı sağlayacak kilit bir kavram olarak önem taşımakta. Etnik ve sınıfsal kimlikler arasında süregiden köklü entelektüel tartışmaları kat eden inşa kavramı, yeni siyasal özneleri ve söylemleri tartışmaya açıyor. Günümüzde, başta Kürtler olmak üzere tüm Ortadoğu halklarının barış umudunun güçlendirileceği başlıca odak da söz konusu inşa ve hakiki bir tanımadır. Bizzat inşa faaiyetinin öznelerinin sözünün de yer aldığı bu çalışma, Ortadoğu halklarının barış umudunu güçlendirecek tanıma ediminin gerekliliğine olan inancın eseridir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 326
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2015
₺83,60
Tükendi

“Bookchin, ömrünü kapitalizmin “ya büyü ya öl” mantığına, o doymak bilmez ethosuna karşı çıkmakla harcadı. Bu kitaptaki dokuz deneme bu çabanın vardığı en son noktayı temsil ediyor: eşitlikçi, doğrudan demokrasinin uygulandığı ekolojik bir toplumun kuramsal payandalarını, böylesi bir toplumun nasıl inşa edilebileceğiyle ilgili pratik bir yaklaşımla birlikte, sunuyor. Bookchin, toplumsal değişimi hedefleyen geçmiş hareketlerin başarısızlıklarını eleştirel gözle inceliyor, doğrudan demokrasi vaadini yeniden diriltiyor veçevre krizini hakiki bir tercih momentine nasıl dönüştürebileceğimiz konusundaki ümidinin dayanaklarını özetliyor toplumsal cinsiyetin, ırkın, sınıfın, ulusun paralize edici hiyerarşilerini aşma fırsatından, toplumsal sistemimizin radikal kötülüğüne radikal bir çare bulma fırsatından söz ediyor. (…) Bookchin, arı düşüncesi, ahlaki sorumluluğu ve gerçekçi bir ümidin peşinde ödün vermeden, bütün içtenliğiyle koşması itibarıyla gerçek bir Aydınlanma çocuğudur.”

- Ursula K. Le Guin

“Bookchin, olağanüstü yeteneği ve enerjisiyle yıllar boyunca farklı alanlarda boy gösterdi: tarih, teknoloji, toplumsal örgütlenme, adalet arayışı ve özgürlük, vs. Bu alanların her birine ışık ve içgörü kattı, özgün ve provokatif düşünceler ile esinleyici bir vizyon kazandırdı. Radikal demokrasi üzerine yazdığı yazılardan oluşan bu kitap onun büyük başarılarını daha da ileri bir noktaya taşıyor.”

- Noam Chomsky

Zuccotti’den Taksim’e meydanlarda şekillenen radikal demokrasi, sergilediği müthiş direniş anlarına rağmen, ortaya henüz işe yarar bir alternatif politika koyamadı. Ne ki tabandaki heyecan ve dayanışma, bugünün baskıcı güçler dizilimini bertaraf etme ve onun yerine vizyoner, eşitlikçi daha da önemlisi, ulaşılabilir yeni bir toplum geçirme yetisine sahip bir politik praksis oluşturacak birleşik bir güce dönüşmüş değil henüz. Bookchin doğrudan bu ihtiyaca değiniyor; özgür bir toplumun ne menem bir şey olabileceğine ilişkin bir vizyon, bizi o ideale götürebilecek bir yol haritası ve yeni bir politik strateji sunuyor. Dolayısıyla, biz bu kitabı, dile getirdiği düşüncelerin kağıt üzerinde kalmaması, bize direnişten toplumsal dönüşüme doğru hareket etmemizi sağlayacak düşünce ve eylemler esinlemesi umuduyla okurlara sunuyoruz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 270
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2017
₺101,20
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 419
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺123,20
Tükendi
Şiddet kullanma tekelini elinde bulunduran egemen devletin, söz konusu ‘ayrıcalığını’ bazen birileri kullanmaya kalkarsa, üstelik bunu bir tür ‘yasa’ya dayanarak yaparsa bu durumu nasıl ele almak gerekir? Birileri, şiddetin en uç biçimi olarak ‘öldürme yetkisini’ kendinde görüp eyleme geçerse ne olur? Namus adına işlenen cinayetler örneğin, nasıl bir gerçekliğe işaret etmektedir? Bu türden olayları nasıl ele almak gerekir? Ne tür bir çerçeve ve bakış açısı, bu türden olayları, sadece adli bir vaka, bir ceza hukuku meselesi olarak görmeyip ya da tartışma götürür bir adlandırmayla sosyolojik sıfatı eklenerek ‘geleneksel ataerkil değerlerin kadına yönelik tavrı’ biçimindeki açıklamalarla yetinmeyip daha kapsayıcı ve derinlikli bir çözümlemeye imkân verebilir? Elinizdeki kitap, siyaset biliminden antropolojiye, sosyolojiden siyaset felsefesine farklı disiplinlerden olanlar için ufuk açıcı bir duruş sergiliyor. Ve bütün bunların ayrıntılı olarak çok iyi örülmüş bir kurgu ve çok titiz bir dil kullanımıyla sergilendiği çalışma, ‘özgün bir telif eser’ sıfatını fazlasıyla hak ediyor, hem dert ettikleriyle hem de bunlara yaklaşım biçimiyle.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 496
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺167,20
Tükendi
Dünyanın önde gelen toplum kuramcılarından biri olan Göran Therborn, bu özlü ve panoramik yapıtında, Marksizmin yirminci yüzyılda izlediği yörüngeyi ve onun yirmi birinci yüzyılda radikal düşünceye nasıl bir miras bıraktığını inceliyor. Therborn, Marksizm ve eleştirel kuramın son yüzyıl içerisinde çizdiği parabole tarihsel bir perspektiften bakarken, radikal düşüncenin yirmi birinci yüzyılın başında girdiği özgün arayışlara eğilmeyi de -Zizek, Negri, Badiou ve diğer düşünürlerin yapıtlarını tartışarak ihmal etmiyor. Modernite, postmodernizm ve post-Marksizm üzerine süregelen tartışmalara çağdaş bir bakış açısıyla yakalaşan yazar, Marksist ve Marx’la ilintili kuramsal akımların değişen iktisadi, siyasi ve entelektüel koşullarla nasıl başa çıkabileceğini irdeliyor. Yirmi birinci yüzyıl siyasetinin parametrelerini küresel ölçekte soruşturan bu eleştirel-kuramsal bakış, yeni yüzyılda da Marksizmin dünyayı açıklama ve değiştirme gücüne duyulan güvenin bir ifadesi olarak karşımıza çıkıyor.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 227
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺83,60
Tükendi
Alev Özkazanç bu çalışmasında, Siyaset Sosyolojisi Yazıları: Yeni Sağ ve Sonrası adlı ilk kitabındaki ana temayı izlemeye devam ediyor. Bir önceki kitap, 1980’lerden itibaren küresel ölçekte yeni sağın izlediği seyri inceliyor, öte yandan yeni sağ ve neo-liberalizmin toplum üzerinde süregelen etkilerini çözümlemeye çalışıyordu. Yeni sağ ile sonrası arasındaki sürekliliklere dikkat çeken kitap, özellikle Türkiye’nin 1980 sonrası geçirdiği yapısal dönüşümün yanı sıra, yeni sol, radikal sağ popülizm, suç ve cezalandırma, toplumsal dışlanma ve madun siyaseti gibi farklı konularda neo-liberal dönüşümlerin izini sürüyordu. Elinizdeki bu kitap da neo-liberalizmin farklı alanlardaki tezahürlerini ele alıyor. Yazar, özellikle suç ve cezalandırma alanındaki görüşlerini geliştirmenin yanı sıra, vatandaşlık tartışması, eğitim ve çokkültürcülük gibi konularda da neo-liberal dönüşümlerin etkilerini tartışıyor. Neo-liberal tezahürleri hem kuramsal düzeyde hem Türkiye üzerinden araştıran bu kitabın günümüz siyasetindeki büyük dönüşümü merak eden herkes ve özellikle siyaset bilimi öğrencileri için faydalı bir kaynak olacağını düşünüyoruz.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 251
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺83,60
Tükendi
Sermayenin Adaleti, bugünlerde, siyasette ve akademide pek de itibar görmeyen bir toplumsal sınıfı, emeği, pek de itibar görmeyen bir coğrafyada, azgelişmiş bir ülkede, Türkiye’de ve pek de itibar görmeyen bir yöntemle, ekonomi politik yaklaşımla incelemeyi amaçlamaktadır. Kitap, üç bölümden oluşmaktadır. "Emek Sürecinin Örgütlenmesi" adını taşıyan birinci bölümde, Türkiye’de son dönem emek süreci örgütlenmesi ve bu konuda yapılan çalışmalar incelenmektedir. "Bir Baskı Aracı Olarak Emek Piyasası" adını taşıyan ikinci bölümde, Türkiye emek piyasası, yapısı, işleyişi, içerdikleri ve dışladıkları ile merkeze alınmıştır. "Sosyal Politikanın Dönüşümü" adını taşıyan son bölümde, Türkiye’de sağlık ve sosyal güvenlik gibi sosyal politikanın temel alanlarındaki dönüşüm irdelenmektedir. Kitap emek-sermaye ilişkisinde, sermaye mantığı üzerine odaklanmıştır. Sermayenin Adaleti, bu sermaye mantığının toplam etkisini ifade etmektedir. Sermayenin Adaleti, emeğin sefaletidir zira. Emek çalışmaları, siyaset biliminden sosyolojiye, hukuktan iktisada farklı alanları yatay kesen bir hat olarak tanımlanabilir ve bu hattın en uzun mesafe katettiği toprak kuşkusuz sosyal politika toprağıdır. Sermayenin Adaleti’nin, tüm bu disiplinlerde sürece müdahale etmek isteyen herkese faydalı olacağına inanıyoruz.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 239
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2008
₺19,50
Tükendi
Kimlik ve milliyetçilik kavramları ve bunlara ilişkin görüşler son elli yılın çok tartışılan, araştırılan konuları oldu. Kimlikler, toplumların kültürlerinin farklılığı üzerinde inşa ediliyor diyebiliriz? Ulus-devlet farklı etnik ve kültürel toplulukları homojenleştirmek, azınlıkta olanları asimile mi etmek istemektedir? Günümüzde, ulus-devlet içinde bastırılan kimlikler, alt kültürler kürelleşmenin etkisiyle yeniden gün yüzüne mi çıkıyor? Bunun hem ideolojik hem de geleneksel nedenleri var mı ? Kürt tarihi, sosyal yapısı, kimlik mücadelesi bu süreçte nasıl bir noktaya geldi? Osmanlı’dan bugüne Kürtler nasıl bir değişim süreci yaşadı? Cumhuriyet, Kürt sorununa nasıl yaklaştı? Kürtlerin çok kültürcü bir sosyal-siyasal yapılanmaya gereksinimleri var mı? Kitap bütün bu sorulara cevap aramaktadır.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 287
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺110,00
Tükendi

Terör’, ‘şiddet’ ve ‘gerilla savaşı’... Bu kavramların içerdiği öğeler nelerdir? Farklı kullanımlarından doğan anlaşmazlıklar; teröre başvuranların, onlara arka çıkanların ardına sığınmak istedikleri ve destek aradıkları ‘kendi kaderini tayin hakkı’, ‘azınlık hakları’ gibi gerekçeler ve bu konudaki tartışmalar hangi kanallardan gelişiyor? Türkiye’nin terörle mücadelesi, ülkemizin Avrupa’ya entegrasyonunu ne şekilde etkiliyor? Bu sorunları ülke bazında yaşanan örneklerden (ETA, İRA, FARC, PKK, Işıldayan Yol, Eelam Tamil Kurtuluş Kaplanları...), uluslararası ya da bölgesel antlaşmalardan ve görüşlerden de yararlanarak inceleyen Pulat Y. Tacar’ın ödüllü araştırmasının; Dünya ve Türkiye ölçeğinde ‘Terör-Demokrasi’ ilişkisine ışık tutacağına ve kavram kargaşasını büyük ölçüde gidereceğine inanıyoruz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 303
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.1999
₺9,44
1
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı