“Böylece benim geçici olarak telaşım bitmişti ve toprağın altında tatlı ve hoş bir uykuya daldım. İlkbahara hazır olmak, daha güçlü uyanmak, yeşermek, topraktan çıkmak ve Polat ile Ali için bol meyveli bir ağaç olmak için uyudum.”
Bir Şeftali Bin Şeftali, bir şeftali çekirdeğinin ağaca dönüşmesinin öyküsüdür. Polat ve Ali köyün zalim ağası ve aç gözlü bahçıvanından gizlice yetiştirirler şeftali ağacını. Şeftali ağacı, meyvelerini onu besleyen, koruyup, kollayan arkadaşları için tüm gücüyle yetiştirmeye çalışır. Polat, Ali ve şeftali ağacının hikâyesini dinlemeye hazır mısınız?
Kış ortasında bir akşam vaktiydi. Denizin en derin yerinde, yaşlı mı yaşlı bir balık nine sayıları on iki bini bulan çocuklarıyla torunlarını çevresine toplamış, onlara bir masal anlatıyordu...
Kışın en uzun gecesinde, denizin derinliklerinde yaşlı bir balık, yaklaşık on iki bin yavru balığı etrafında toplayıp onlara unutamayacakları bir masal anlatır. Bu, başka yerlerde neler olduğunu bilmek isteyen Küçük Kara Balık’ın hikâyesidir.
Çocuk edebiyatının unutulmaz klasiklerinden Küçük Kara Balık, Samed Behrengi’nin dünyaca tanınmasına yol açmış ölümsüz bir masal.
Bir varmış bir yokmuş... Bir zamanlar bencil mi bencil, kimseleri beğenmeyen bir Padişah kızı ile uşağı Koçali varmış. Koçali, Padişah’ın kızına saf ve temiz bir aşkla bağlıymış. Bir gün artık dayanamayıp aşkını itiraf ettiğinde, kız onu bir daha görmemek üzere saraydan kovdurtmuş.
Ancak bu karşılıksız aşk hikâyesi burada bitmeyecektir. Uykusunu bir güvercine emanet eden kızın Sevgi Masalı’nı dinleyene kadar gözlerine uyku girmeyeceği söylenir. Dinleyelim bakalım Sevgi Masalı’nı, görelim şifa olup olmayacağını… Sevgi Masalı, Samed Behrengi’nin bizlere masal içinde masal anlattığı, sıcacık bir dayanışma, fedakârlık ve sevgi anlatısı.
Bir zamanlar, fakir bir köyün hemen yanında, büyük ve yemyeşil bir bahçe, o bahçenin içinde de çeşit çeşit meyve ağaçları varmış. Bu bahçede, biri büyük diğeri küçük iki şeftali ağacı yetişmiş. Ufak şeftali ağacı hemen hemen her yıl bin çiçek açarmış ama bir şeftali bile vermezmiş. Ya çiçeklerini dökermiş ya da şeftaliler olgunlaşmadan sararıp dalından düşermiş. Bahçıvan, elinden geleni yapıyormuş yapmasına ama o küçük ağaç, tek bir şeftali vermiyormuş. Peki, şeftali ağacı meyve vermemek için neden direniyormuş?
İran çocuk edebiyatının usta yazarı Samed Behrengi, Bir Şeftali Bin Şeftali’de yaşamın sonsuz döngüsüne davet ediyor. Doğa ve çocuk arasında bağ kuran yazar, bir şeftali ağacının dilinden arkadaşlığı, sevgiyi, yoksulluğu ve değişimi masalsı üslubuyla anlatıyor.
Padişahın kızı, herkesten daha üstün olduğunu düşünüyor, kimselere yüz vermiyordu.
Koca saraydaki tek oyun arkadaşı, Koç Ali’ydi. Günün birinde, Koç Ali’nin bir sözüne öyle çok sinirlendi ki onu saraydan kovdu. Yapayalnız kalmıştı padişahın kızı. Ne oyun arkadaşı vardı, ne de sohbet edebileceği sırdaşı. Sonunda hastalanıp yataklara düştü. İyileşmesinin tek yolu Sevgi Masalı’ydı artık.İran çocuk edebiyatının usta yazarı
Samed Behrengi, İtalya Bologna Kitap Fuarı’nda, “Yılın En İyi Çocuk Kitabı Yazarı” seçilmesini sağlayan bu kitabında, sevginin iyileştirici ve dönüştürücü gücünü anımsatıyor. Asıl zenginliğin kalpte gizli olduğunu hatırlatan yazar, masal içinde masal anlatıyor.
Yılın en uzun gecesiydi. Yaşlı bir balık, sayıları on iki bini bulan torunlarına masal anlatıyordu.
Dünyanın sığ sulardan ibaret olmadığını bilen, denizlere sevdalı, başka bir yaşamın mümkün olduğuna inanan Küçük Kara Balık’ın macerasıydı bu. Dünya keşfedilmesi gereken bir yerdi ama büyükler bunu anlamıyordu. Küçük Kara Balık kararlıydı, hayallerinin peşinden gidecek kadar da cesur. Yaşamın korkulardan daha büyük olduğunu tüm küçük balıklar ondan öğrenecekti.
İran çocuk edebiyatının usta yazarı Samed Behrengi’nin unutulmaz eseri Küçük Kara Balık, her yaştan okura yaşamın, merak etmenin, hayal kurmanın ve yepyeni maceralara atılmanın derinliğini anlatıyor.
Birden aklıma geldi. Devem bu gece beni sırtında dolaştıracaktı.Yerimden fırladığım gibi koşmaya başladım.Oyuncakçı kapatmış ama ben oyuncakların gürültüsünü kapı arkasından işitiyorum.Lokomatif çuf çuf ediyor düdüğünü öttürüyordu.Kocaman ayı mitralyözün başına geçmiş, yaylım ateşi açmış. Ama bu yaptığı güzel ve sevimli bebekleri korkutacak!...Maymunlar kah bu köşeden öbürüne sıçrıyor, kah devenin kuyruğuna asılıyorlar. Deve kızıyor, onlara ağız dolusu sövüyor. Karakaçan dişlerini gıcırdattıktan sonra anırıyor; ayı yavrularını, bir de taş bebekleri sırtına alıyor zıplayıp duruyor.
Biz yüz, yüzelli şeftali bir sepette duruyorduk. Güneş zarif kabuklarımızı kurutmasın, al yanaklarımıza toz konmasın diye bahçıvan üstümüze asma yaprağı örtmüştü. İncecik asma yaprağından hafif bir yeşil ışık giriyordu içeri. Bu renk yanaklarımızın allığıyla karışıp çok hoş bir manzara oluşturuyordu. Daha güneş doğmadan koparmıştı bahçıvan bizi.Bu yüzden bedenlerimiz serin ve nemliydi. Sonbahar gecelerinin soğuğu hala üstümüzdeydi. Yeşil yaprakların arasından hafif bir ışık geçip sıcağı içimize işliyordu.
Prensesin çelik çomak oynayacağım diye tutturduğu ilk gün, padişah şehirdeki bütün altın ve gümüş ustaların, çağırtmış ve kızına bir çelik çomak yapılmasını emretmiş, hem de bir saat içinde. Tam yüz bin liraya mal olmuş bu çelik çomak oyunu. Çelik-çomak yapsınlar diye saraya çağrılan kuyumculardan birinin sonu ölüm olmuş, çünkü adam o sırada elinde önemli bir iş olduğunu söyleyip saraya gitmek istememiş. Önemli işi de şuymuş: Yeni doğan kızına küpe hazırlıyormuş. Prenses ne zaman çelik çomak oynamak istese Koç Ali onun yanında durup beklermiş. Prenses gümüşten yapılma kısa sopayı alır, altından olan uzun sopayla ona vurup havaya fırlatırmış. Sopanın peşinden koşmak Koç Ali'nin gorevıymiş, onu yakalar, tekrar kıza atarmış.
Yıldız odada yapayalnız oturmuş dışarı bakıyordu. Analığı hamama gitmiş, giderken de kapıyı üstünden kilitlemiş ve Yıldız'a yerinden kımıldamamasını, yoksa gelince canına okuyacağını söylemişti. Yıldız odada oturmuş, dışarı bakıyor ve düşünüyordu tıpkı büyük insanlar gibi. Analığından çok korktuğu için de yerinden kımıldamıyordu. Tombul bebeğini de düşünüyordu. Geçenlerde kaybetmişti bebeğini. Bir bilseniz, ne kadar sıkılmıştı canı.
Doğrusunu istersen, şişko bebek, dünyamda yalnız sen varsın. Annemi mi söylüyorsun? Hiç hatırlamıyorum.Komşumuzun dediğine göre çok eskiden babam boşamış, köye babasının evine göndermiş. Analığı da sevmiyorum. Evimize geldi geleli babamı benden aldı. Yalnızım bu evde.
İneğimi de kestiler dün. Benimle arası çok iyiydi. Ben onunla konuşuyordum, ellerimi yalıyordu, bana süt veriyordu. Yanın-da olmazsam kimse sütünü sağdırmıyordu. Küçüklüğünden beri bizim evdeydi. Annem doğurtup büyütmüş Şişko bebek, ya konuşursun, ya da patlayacağım sıkıntıdan!
Bir Şeftali Bin Şeftali, ölümsüz eserleriyle tüm dünyada ses getiren Samed Behrengi’nin evrensel temaları işlediği masallardan biri…
Masalda, bir şeftali tohumunu toprak ile buluşturan Polat ve Sahip Ali’nin yaşadıkları anlatılıyor. Toprakta filiz veren şeftali tohumu, günden güne büyüyüp gelişirken, Polat ve Sahip Ali’nin dostlukları da sınanacaktır.
Gün gelir şeftali ağacı hayata küser ve meyve vermez olur. Masalda Polat ve Sahip Ali ile birlikte okurlar da bunun sebebini araştıracaktır.
Samed Behrengi’nin iki çocuğun yoksulluklarına rağmen emekle ve dostlukla filizlendirdikleri bir şeftali ağacının hikâyesini anlattığı Bir Şeftali Bin Şeftali, Farsça aslında özenli çevirisi ve sanatçı Reha Barış’ın çizimleriyle okurlarıyla buluşuyor.
Samed Behrengi Dünyaca ünlü İranlı yazarın en güzel öykülerinden oluşan bir demeti siz değerli okurlarımız için bir okuma seti haline getirdik. Bu seti Türk Çocuk Edebiyatına çocuklarımız için güzel bir başucu kitabı olarak yerini alsın istedik. Hepinize güzel okumalar dileriz.
Arkadaşlık, dostluk ve sevgi üzerine sımsıcak bir hikâye.
Herkesten daha üstün olduğunu düşünüyordu padişahın kızı.
Diğer insanların kendisiyle konuşmaya layık olmadığına inanıyor, kimseye değer vermiyordu. Günün birinde yapayalnız kaldı. Etrafında onu mutlu etmeye çalışan kimse kalmamıştı.
Ne oyun oynayabileceği ne de sohbet edebileceği bir arkadaşı vardı. Öyle büyük bir yalnızlığa düştü ki sonunda hastalandı.
Bir bilgeye göre onu sadece Sevgi Masalı iyileştirebilirdi artık.
Samed Behrengi, kısa yaşamında hem çocuklara hem yetişkinlere ilham ve cesaret veren, unutulmaz masallar yazdı. Bu masallar şimdi Resimli Hikâyeler dizisinde bir araya geliyor. Dizinin ikinci kitabında Bir Şeftali Bin Şeftali, Pancarcı Çocuk, Duvarda İki Kedi, Kar Tanesinin Serüveni, Nine ve Sarı Civcivi ile Kel Güvercinci var. Bu masalların konusu hep güncel; adaletten, eşitlikten ve direnmekten yana.
“Bak şimdi, biz bu daldan havalanınca dört yaprak yere düşecek. Bu yaprakları keçisine yedirirse, sonra keçiyi sağıp sütünü güvercinlerinin başına ve boyunlarına sürerse güvercinleri dirilir. Üstelik başka güvercinlerin yapamayacağı gizemli işler becerirler.”
Birkaç saat geçince başımı uzatarak toprağı yardım, güneşin ışığını ve sıcağını gördüm. Güneş, “Hoş geldin,” dedi. İçtenlikle sarıldı bana.
Artık toprağın üstündeydim.
Toprak, annemin de annesiydi, benim de annemdi, kuşkusuz tüm canlıların anasıydı toprak...
Samed Behrengi, kısa yaşamında hem çocuklara hem yetişkinlere ilham ve cesaret veren, unutulmaz masallar yazdı. Bu masallar şimdi Resimli Hikâyeler dizisinde bir araya geliyor. Dizinin üçüncü kitabında Ulduz’un maceraları var. Bu masalların konusu hep güncel; adaletten, eşitlikten ve direnmekten yana.
“Önce Kargalar Kenti’ne gidip haber vermeliyiz. Sonra yine gelir Ulduz’u görürüz. Ona bizden selam söyle. Bizi merak etmeyin, hemen bugün döneriz. Şimdilik hoşça kal.”
Günlük güneşlik, sıcak bir gündü. Ulduz kümesin kapısını açtı, yavru kargayı dışarı çıkardı. Kargacık buna çok sevindi. Kanatlarını çırptı. Gagasını yere sürttü ve “Ulduzcuğum, özgürlük çok güzel bir şey!” dedi.
Azeri asıllı İranlı büyük masalcı Samed Behrengi’nin sevgi, dostluk, paylaşım üzerine kurulu eşsiz masallarından biridir Sevgi Masalı...
Kibirli sultan kızıyla Çoban Ali çocukluk yıllarından beri iki yakın arkadaştırlar. Ancak Çoban Ali’nin duyguları derinleşince kibirli sultan kızı, onun bu cüretini cezalandırır ve Çoban Ali’yi saraydan attırır. Artık ikisinin de yolları ayrılmıştır. Sultan kızı hastalanarak günden güne kötüleşip uyku uyuyamaz hale gelirken, Çoban Ali’den ses seda çıkmaz. Fakat günün birinde öyle bir şey olur ki, iki eski arkadaş yıllar sonra yine karşılaşırlar.
Peki ama sonrasında ne olur?
İranlı yazar. İran’ın Tebriz şehrinde doğdu. Hikaye yazarlığının yanında halk masalları derlemeleride vardır. Azeri Türk’ü yazar birçok Farsçadan ve İngilizceden çeviride yapmıştır. Hayata ilkokul öğretmenliği yaparak başladı. Daha sonra orta ve lise dengi okullarda öğretmenlik hayatına devam etti. Yazar ve çevirmenlik onun ikinci işi oldu. Henüz 29 yaşındayken bir kaza sonucu hayata veda etti. Yaşadığı dönem İran’ın Şah rejimi olduğu için ölümü üzerinde çok fazla şüpheler vardı. Ölümünden sonra ülkemizde dahil olmak üzere bütün Orta Doğu’da haklı bir üne kavuştu…
Bir Şeftali Bin Şeftali Tebrizli büyük masalcı Samed Behrengi’nin dostluk, sevgi, paylaşım ve inanç üzerine kurulu ölümsüz masallarından biri...
Toprağa düşen bir şeftali tohumu, günden güne büyük bir çaba, istek ve inançla filizlenebilmek için sevgiyle mücadelesini verirken, o tohumu toprağa kavuşturan Polat ve Sahip Ali’nin dostluğu da başlarına gelen olaylarla sınanır.
Sonra öyle bir şey olur ki, Polat ve Sahip Ali’nin elleriyle ekip büyüttüğü şeftali ağacı hayata küser. Bir daha hiç kimseye bir tanecik bile şeftali vermez olur.
Peki ama neden?İşte bu sorunun cevabı, bir şeftalinin dilinden dökülen bu tatlı masalın içinde gizli...
Belki küçük, epey küçüktü Küçük Kara Balık ama aklında dolanıp duran önemli sorular vardı ve aklındaki bu soruların yanıtlarını bulmaya da kararlıydı. Diğer balık arkadaşları kendi günlük rutinlerini değiştirmek için en ufak bir istek duymuyor, yaşadıkları o minicik dünyanın ötesinde ne olduğunu asla merak etmiyordu. Oysa Küçük Kara Balık önce kendi yaşadığı minik gölün kıyısına kadar gitti, oradan da tüm cesaretiyle nehre doğru yüzdü.
Hayal bile edemediği türlü güzelliklerle ve tehlikeler karşılaşacak, hayret içerisinde kalmasına neden olan şeyler görecek ve en sonunda denize ulaşmayı da başaracaktı.
Küçük Kara Balık’ın hikâyesi dilden dile dolaştı ve kendinden sonra gelenlere ilham kaynağı olmaya da devam etti.
Bu kitap, Küçük Kara Balık’ın dilden dile dolaşan o muhteşem hikâyesini anlatıyor.
Okuyan herkese ilham kaynağı olsun diye…
Köylerden bir köy vardı. Yoksulluk mu dediniz? Yoksulluk bu köyde vardı. Susuzluk mu dediniz? Susuzluk bu köyün başlıca sorunuydu. Ancak, hemen köyün yamacında uçsuz bucaksız bir bahçe uzayıp gidiyordu. Bu bahçenin içinde bol meyveli ağaçlar vardı. Tam ortasında gürül gürül akan bir dere geçiyordu.
Azeri asıllı Iranlı yazar Samed Behrengi (1939-1967), kısa süren yaşamı boyunca köy öğretmenliği yapmış, halk masallarını ve efsaneleri derlemiş, yeniden yorumlamıştır. Yazdığı çocuk hikâyeleriyle ise başka bir dünyanın mümkün olduğuna işaret etmiş, bu yönüyle çocuk edebiyatının niteliğini artırarak hem çocukların hem büyüklerin gönlünde taht kurmuştur.
Içinde yaşadığı nehrin sonunda ne olduğunu merak eden ve bu nedenle uzun bir yolculuğa çıkan Küçük Kara Balık’ın başından geçenleri anlatan bu hikâye, en güzel ve en anlamlı Samed Behrengi hikâyelerinden biridir.Hangi ülkede yaşıyor ve hangi dilde konuşuyor olursa olsun Behrengi, bütün çocuklara ve hatta yetişkinlere, yarının başka türlü olabileceğini, küçük balıkların büyük balıklara karşı durabileceğini, özgür olmanın mümkünlüğünü anlatır. Umudu elden bırakmamanın ve asla vazgeçmemenin ilk kural olduğunu bizlere gösterir.
“Balıkların çoğu yaşlandıkları zaman ömürlerini boşu boşuna geçirdiklerinden yakınırlar. Sürekli sızlanır, lanet okur, her şeyden şikâyet ederler. Ben bilmek istiyorum; gerçekten de yaşamak dediğimiz şey şu bir avuç yerde yaşlanıncaya kadar dolaşıp durmaktan mı ibaret; yoksa dünyada başka şekilde yaşamak da mümkün mü?”
Samed Behrengi’nin “Sevgi Masalı”, yeryüzünde kimsenin kendisiyle konuşmaya layık olmadığını düşünen padişah kızı ile ona âşık olduğu için saraydan kovulan Koç Ali’nin hikâyesini anlatır. Ne ki kimseleri beğenmeyen padişah kızı, sonunda en dipsiz kuyu olan yalnızlığa düşer ve hastalanır.
Padişah kızı, kendisinin de içinde iyilik olduğunu ve sevginin iyileştirici gücünü ona anlatılan “Sevgi Masalı”yla anlar.
Zülfü Livaneli'nin önsözüyle
Kalemini çocuk hikâyelerine ve halk masallarına adamış Iranlı öğretmen ve yazar SamedBehrengi, ölümsüz eseri Küçük Kara Balık ile cesaretin, azmin ve dayanışmanın umut dolu öyküsünü anlatıyor.
Dünyanın vicdanı olan yazarlardan biridir Behrengi. Ne mutlu ki genç kuşaklarımız da onu okumaya- barış, insancıllık ve dayanışmayla dopdolu bu yürek hep atmaya devam edecek.
Zülfü Livaneli
Ben artık boş boş gezmekten yoruldum. Bu sahte mutluluğu istemiyorum. Bir gün gözümü açıp da kendimi, sizin gibi, yaşlanmış ama gözleri kulakları hâlâ kapalı kalmış bir balık olarak bulmak istemiyorum.(…) Yola koyulmak, başka yerlerde neler olup bittiğini görmek istiyorum
Puna Haeri’nin Farsça aslından özenli ve titiz çevirisi, genç ve yetenekli çizer Ece Büşra Eryılmaz’ın incelikli suluboya resimleriyle…
Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, geleneksel anlatıları modern temalarla harmanladığı eserleriyle çocuk edebiyatındaki sarsılmaz yerini çoktan aldı. Onun masalları, öyküleri yıllardır çocuklara insan olmanın düşünmek ve sorgulamakla başladığını, mücadele etmeden, adaletin ve özgürlüğün peşinde koşmadan insan kalınamayacağını anlatıyor.
Puna Haeri’nin Farsça aslından özenli ve titiz çevirisi, genç ve yetenekli çizer Ece Büşra Eryılmaz’ın incelikli suluboya resimleriyle Bir Şeftali Bin Şeftali, Beyaz Balina’da…
Bilgeliğe ve özgürlüğe giden yolun ancak cesaretle mümkün olduğunu anlatan, her yaştan okurun yolunu aydınlatacak kült bir hikâye.
Hiçbir şeyi sorgulamadan yaşayıp gidenler vardır. Bir de Korkusuzca Yeni Denizlere Yelken Açanlar...
Küçük Kara Balık, içinde dönüp durduğu nehrin nereye aktığını merak etti bir gün. Hiçbir engel onu yolundan döndüremedi.
Devasa balıklarla, yengeçlerle, pelikanlarla mücadele etti. Büyük balığın küçük balığı her zaman yutamayacağını gösterdi herkese. Hayallerine ulaşmak için her şeyden önce cesarete ve kararlılığa ihtiyaç duyduğunu hiç unutmadı.Dünyanın en sevilen çocuk kitaplarından Küçük Kara Balık, her yaştan okura yeni dünyaları keşfetme ilhamı vermeye devam ediyor.
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.