Bunlar kadınların öyküleri... Ürkek kuşlar onlar. Kimi geleneklerin, kimi tabuların, kimileri de kendilerine koydukları yasakların baskısı altında... Evliliklerin, hatta aşkların bile üstesinden gelemediği yalnızlık... "Çoğul bir yalnızlıktır ölüm, yaşamaksa tekil bir kalabalık," diyor bir öykü kişisi. Bu öyküler de o "kalabalık"ı anlatıyor işte.
"Oyuncu", çoğu zaman insanın ailesine ve topluma karşı rol yapmak zorunda bırakılışının anlatıldığı başarılı bir roman. Konunun çekiciliği, Bener’in akıcı roman dili ve Kerim Turgut tipinin inandırıcılığı, romanı başarılı kılıyor... -20.11.1982, Hürriyet- Erhan Bener, "Oyuncu" romanında konuya en uygun düşen biçimi yaratmış: Bir yazarın yaşayışında gündelik gerçeklikle kurmaca gerçeklik nasıl organik bir örgü oluşturuyorsa bu romanın dokusuna da o özelliği yansıtmayı başarmış... Eserin başarısı, konuyla bütünleşen kurgusunun yanı sıra anlatım tekniklerinin ustaca uygulanmasında... -Prof. Dr. Gürsel Aytaç, Temmuz 1984 (Çağdaş Eleştiri)- Erhan Bener, psikolojik romanın büyük ustası... -Prof. Dr. Neriman Sarıçay, Aralık 1985 (Varlık)- Erhan Bener’in roman sanatı edebiyat tarihimiz açısından değerlendirilirken vurgulanması gereken bir nokta, onun çağdaş Türk romanındaki birçok modern anlatım özelliklerinin öncülerinden olduğudur.. -Prof. Dr. Gürsel Aytaç, 1990 (Edebiyat Yazıları 1)-
Araştırmalar, çocukluk yıllarında kazanılan davranışların yetişkinlikte, bireyin kişilik yapısını, tavırlarını, alışkanlıklarını, inançlarını ve değer yargılarını büyük ölçüde biçimlendirdiğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, bebeklik yıllarından başlayarak bireyin desteklenmeye, önkoşulsuz kabul, ilgi ve saygı görmeye, paylaşmayı öğrenmeye ve bilgiyi özümsemeye gereksinimi vardır. ışte bu kitap, erken gelişim yıllarının önemi nedeniyle, hem bu dönemdeki gelişim özelliklerini, hem de olması gereken uyarıcı ve sevecen yakın çevre koşullarını ana-babalara anlatmayı amaçlamaktadır.
Hıfzı Topuz’un, çeşitli belgelerden, sandıklarda saklanan aile mektuplarından ve Pertevniyal Valide Sultan’ın 1880’lerde dikte ederek yazdırdığı "Sergüzeştname"sinden yola çıkarak kaleme aldığı bu tarihsel romanda, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü sırasında yaşanmış olan bazı olaylar anlatılıyor. Romanda, Ruslar’ın Kafkasya’ya saldırıları sırasında, 40 günlük bebekken annesiyle birlikte İstanbul’a getirilen ve Saray’da Pertevniyal Valide Sultan’ın yanında büyüyen Ubıh kökenli Meyyale’nin, önce besteci Nevres Paşa, sonra da vezir Hasan Hilmi Paşa ile evlilikleri, Saray’da yaşanan gizli bir aşk serüveni, cariyelerin ve haremağalarının çileleri sergileniyor. Pertevniyal Valide Sultan’ın 117 yıl boyunca gizil kalan ve Hıfzı Topuz tarafından ortaya çıkarılan anıları, o dönemin siyasi entrikalarını, Abdülaziz’in devrilmesi ve intiharını, Abdülhamit dönemindeki günümüzü aratmayan yolsuzlukları, baskı ve işkenceleri, yargısız infazları, şeriatçıların devrimlere ve Batılı eğitime karşı direnişlerini aydınlatıyor.
Bu kitap, kendilerine yabancı ve çekici olan bir alanda ilk bilgilere ihtiyaç duyan herkese göre hazırlanmıştır. Amacı, bu alana yeni girenlere, onları ayrıntılarla boğmadan, genel olarak bilinmesi gerekenleri vermek, daha iddialı çalışmaları sayfalarını dolduran çok sayıdaki isim, dönem ve üslubu onların kolayca anlayabileceği bir şekilde düzenlemek ve böylece daha uzmanlaşmış kitaplara başvurabilmelerini sağlamaktır...
Demokrasi ve laiklik Siyasal İslamcılarca birbirine rakip kavramlar gibi sunulmuş, böylece içleri boşaltılmıştır.
Prof. Emre Kongar, bu kitabında tarihsel ve toplumsal gelişmeler ışığında, Türk toplumunun yönelimlerini mercek altına alıyor. Ardından laiklik olmadan demokrasinin gerçekleşemeyeceğini bilimsel çözümlemelerle gösteriyor.
• Demokrasi kültürü nedir?• Kültürel kimlik ne anlama geliyor?• İslam, Türklük ve laiklik kavramları ne ifade ediyor?• Mikromilliyetçilik, çok kültürlülük nedir?• Atatürk’ün günümüzdeki önemi...• Çözüm hangi ideolojide?
Türkiye'de ve dünyada "Demokrasi" tartışmaları özellikle Sovyetler Birliği'ndeki çözülmeden sonra yeniden bir ivme kazanmış bulunuyor. İşte "Kültür ve Demokrasi" Türkiye'deki "Demokrasi Kültürü" nü inceleyen ve irdeleyen bir kitap. Kongar bu kitapta ayrıca "edebiyat incelemelerine" örnek oluşturacak bazı denemeler de sunuyor okuyucuya.12 Eylül'ün getirdiği "siyasal karanlık" içinde kaleme alınmış bu yazılarda, edebiyat ve kültürün aydınlatıcı ışıltılarını arıyor Kongar.
Grek Estetik'i, Antik felsefede estetik düşüncenin doğuşunu ele alıyor. Bunu yaparken de, doğrudan doğruya felsefe metinlerine dayanıyor ve onları çözümleyerek, estetik düşünceyi sistematik olarak temellendirmek istiyor. Bundan ötürü, Grek Estetik'i, tarihsel bir çalışma değil, sistematik bir çalışmadır. Bu sistematik içinde, yalnız Grek estetik düşüncesi değil, aynı zamanda estetik düşüncenin kendisi ve gelecek yüzyılların estetik düşüncesi de asıl kaynağını bulmuş oluyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.